18 Nisan 2024 Perşembe

Marriott International CEO’su Anthony Capuano, Türkiye ziyareti esnasında ülkedeki büyüme planlarının altını çizdi


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Marriott International Başkanı ve CEO’su Anthony Capuano, Türkiye ziyareti esnasında ülkedeki büyüme planlarının altını çizdi  

Marriott International Başkanı ve CEO’su Anthony Capuano, Türkiye ziyareti sırasında, ülkedeki büyüme planlarının altını çizdi, 2025 sonuna dek 20'den fazla otel açılışı planlandığını ve portföye yaklaşık 3.000 yeni odanın eklenmesinin öngörüldüğünü aktardı. Türkiye turizm sektörünün büyümesinin bir yansıması olan bu genişleme planı ile Türkiye'de binlerce kişiye istihdam sağlanacağına değindi.

Türkiye'de 40 yılı aşkın süredir başarılı operasyonlarla dolu güçlü bir geçmişe sahip Marriott International için Türkiye pazarı, şirketin Avrupa'daki büyüme stratejisinin önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Bugün yedi şehirde ve 20 farklı marka şemsiyesi altında 50'den fazla tesis ve 8 bini aşkın odadan oluşan portföye sahip şirket, Türkiye pazarındaki yaygınlığını son 5 yılda neredeyse ikiye katladı. 

Capuano, "Türkiye, zengin kültürel mirası, doğal güzellikleri, çeşitli seyahat deneyimleri ve otantik misafirperverliğiyle aranan bir destinasyon. Marriott International olarak, pazardaki uzun süreli varlığımız ve güçlü büyüme planlarımız aracılığıyla Türkiye’nin turizm sektörünün büyümesine ve çeşitlenmesine katkıda bulunma fırsatına sahip olmaktan gurur duyuyoruz.”

Capuano, Türkiye ziyareti sırasında Marriott'un Türkiye'deki büyüme planlarını görüşmek üzere otel sahipleri ve yatırımcılarla bir araya geldi. Capuano ayrıca otel ekiplerini de ziyaret ederek şirketin çalışanlarının gelişimi konusundaki hassasiyetini ve Türkiye'de kapsayıcı ve çeşitli bir liderlik kadrosu oluşturmanın önemini vurguladı. Planlar arasında, öğrencilere Türkiye'deki Marriott otellerinde eğitim görme, iş tecrübesi edinme ve diploma kazanma fırsatı sunacak bir otelcilik okulu ile iş birliği yaparak pazara yönelik özel bir program başlatılması da yer alıyor.

Marriott, kapsayıcılık kültürü doğrultusunda, geçtiğimiz yıl yüksek potansiyele sahip kadın liderleri, kariyerlerinin bir sonraki adımına hazırlamak amacıyla özel olarak tasarlanan Kadın Liderlik Girişimi'ni başlattı.

2025'e kadar portföy genişletme planları

Marriott'un Türkiye’deki büyüme planları dahilinde 2025 sonuna dek lüks, premium, odaklı hizmet ve ekonomi olmak üzere tüm segmentlerde toplamda 20'den fazla yeni otelin açılması öngörülüyor. 

Marriott Eylül 2023'te, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika'da güvenilir ve uygun fiyatlı konaklamaya artan talep üzerine Four Points Express by Sheraton markasının lansmanını gerçekleştirdi. Yakın zamanda bu markanın dünyadaki ilk oteli olan Four Points Express by Sheraton Bursa açıldı. Türkiye, Four Points Express by Sheraton markasının büyümesi için önemli bir pazar olup, bu yıl içinde; Four Points Express by Sheraton Istanbul Taksim Square de dahil olmak üzere Ankara, Antalya ve İstanbul'da dört otelin daha açılması planlanıyor. 

Şirketin odaklı hizmet segmentindeki markalarından Moxy Hotels'in Türkiye'ye İstanbul ve İzmir'deki projelerle giriş yapması bekleniyor. AC by Marriott portföyünün İstanbul ve İzmir'deki yeni otellerle genişlemesi, Aloft Hotels ve Residence Inn by Marriott portföylerinin de gelecek yıl açılacak otellerle genişlemesi planlanıyor.

Şirket, premium segmentte ise Cappadocia Marriott Hotel ve Sheraton Hotel & Thermal Spa Uşak açılışlarıyla birlikte Kapadokya ve Uşak'taki ilk otellerini açmayı planlıyor. Genişleme planları Marriott Executive Apartments markasını da içeriyor.

Yakın zamanda açılan Sanasaryan Han, a Luxury Collection Hotel, İstanbul'un ardından şirket, 2025 yılında Legacy Ottoman, a Luxury Collection Hotel, İstanbul'un da eklenmesiyle lüks segmentteki konumunu güçlendirmeyi planlıyor.

Türkiye şu anda her biri farklı segmentlerde farklı deneyimler sunan 20 Marriott Bonvoy markasına ev sahipliği yapıyor. Türkiye'de halihazırda faaliyet gösteren markalar şöyle: lüks segmentte St. Regis Hotels & Resorts, The Ritz-Carlton, The Luxury Collection, EDITION ve JW Marriott; premium segmentte Marriott Hotels, Sheraton Hotels & Resorts, Renaissance Hotels, Le Méridien, Westin Hotels, Tribute Portfolio, Autograph Collection, Delta Hotels by Marriott, Marriott Executive Apartments ve Design Hotels; odaklı hizmet segmentinde Four Points by Sheraton, Aloft Hotels, Residence Inn by Marriott ve AC Hotels by Marriott; ve ekonomi segmentinde Four Points Express by Sheraton.

Turizmde hedefimiz 100 milyon turist, 100 milyar dolar”


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



100 MİLYON TURİST, 100 MİLYAR DOLAR HEDEFİNE ULAŞMALIYIZ!

Deniz-kum-güneş turizminin yanında sağlık, inanç, kültür, doğa turizmi gibi çok farklı çeşitliliğe sahip olduğumuzu söyleyen Camelot Maritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, “Turizm Haftası’nı ülkemizin tanıtımı açısından çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Turizm Haftası’nda turizmde sahip olduğumuz avantajlarımızı gözler önüne sermeliyiz. 2024, ülkemiz kruvaziyerinde yeni rekorların yaşanacağı bir yıl olacak. Turizmde hedefimiz 100 milyon turist, 100 milyar dolar” dedi.

Dünyanın en önemli turizm destinasyonları arasında yer alan Türkiye, deniz-kum-güneş üçlemesinin haricinde gezi-travel, doğa turizmi, sağlık turizmi, inanç turizmi, kültür turizmi gibi çok farklı turizm segmentlerine sahip.  

Türkiye’de yabancı sahipli bir yolcu gemisini işleten ilk firma olan Camelot Maritime’ın Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, turizmdeki çeşitliliğin bir avantaj olduğunu belirtti. İnsanın doğasında gezmenin, yeni yerler görmenin ve keşfetmenin bulunduğunu belirten Çavuşoğlu, “Psikolojik açıdan farklı kültürlerle etkileşimin insanın ruh dinginliğine iyi geldiği bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. Tüm bu aktiviteler turizm çatısı altında büyük bir sektörü oluşturmuştur. İnanç turizminden sağlık turizmine, kültür turizminden deniz turizmine kadar çok önemli avantajlarımız bulunmaktadır.  Turizm Haftası, her yıl dünyada 15-22 Nisan haftası olarak belirlenmiştir ve bu hafta içerisinde kutlanmaktadır” ifadesini kullandı. 



TURİZM HAFTASI’NDA ETKİNLİKLER VE PR ÇALIŞMASI OLMALI

Turizm Haftası’nın sektör açısından son derece önemli olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Turizm Haftası, bizim açımızdan bir fırsat. Bu hafta boyunca ülkemizin tanıtımının çok iyi yapılması gerekmektedir. Hala Türkiye’yi tanımayan ve dahası ülkemizin nerede olduğunu bilmeyen turist sayısı çok fazla. Doğru zamanda doğru tanıtımı yapabilirsek, doğru etkinlikler gerçekleştirirsek ülkemizin doğru bir şekilde bilinmesini sağlamış olabiliriz. Türkiye’nin deniz-kum-güneş açısından doğru tanıtılması gerekmektedir. Sahip olduğumuz kruvaziyer limanlarını, limanlardaki altyapılarımızı gören işletmeler şaşırıp kalıyor. Bizim dünyayı şaşırtan taraflarımızı vurucu kılmamız gerekiyor. Ülkemizin PR’ını profesyonel şekilde yapmamız gerekiyor. Turizm haftası da bu tanıtımda çok önemli bir öncü rol oynayabilir” dedi.

HEDEF 100 MİLYON TURİST, 100 MİLYAR DOLAR!

Dünya çapında en özel denizlere sahip olduğumuzun altını özenle çizen Çavuşoğlu, “Kruvaziyer turizmi son yıllarda ülkemiz adına çok önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Türkiye turizm sektörü 2023 yılında 60 milyar dolar ve 60 milyon turist hedefini tutturdu. Önümüzdeki hedefimiz ise 100 milyar dolar ve 100 milyon turist. Ocak-Aralık 2023 döneminde limanlarımıza gelen kruvaziyer gemi sayısı bin 192, yolcu sayısı da 1 milyon 542 bin 522 olmuştu. Bu verilerle 2023 hedefimiz olan 1.5 milyon kruvaziyer yolcu sayısını da aşmış olduk” dedi. Ocak ayında 18 ve şubatta 5 olmak üzere toplam 23 kruvaziyerin Türkiye’ye geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, bu verileri öngördüklerini belirtti ve 2024 yılında kruvaziyerde yeni rekorlar geleceğini belirtti.

Castrol Ford Team Türkiye, Şampiyon Pilotu Ali Türkkan’la Mücadeleye Hazır

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Dünya Ralli Şampiyonası’nda Bir Türk Ekip!

Castrol Ford Team Türkiye, Şampiyon Pilotu Ali Türkkan’la Mücadeleye Hazır

Türkiye’de sayısız başarılara imza atan Castrol Ford Team Türkiye, motorsporlarında Formula 1’den sonraki en popüler şampiyonalardan olan Dünya Ralli Şampiyonası’nda (WRC) bir kez daha Türkiye’yi temsil edecek. Takımın pek çok şampiyonluğa imza atan genç pilotu Ali Türkkan ile tecrübeli co-pilotu Burak Erdener, şampiyonanın en zorlu etaplarından biri olan Hırvatistan Rallisi’nde Junior WRC sınıfında podyum için yarışacak.

Türkiye’ye ilk ve tek Avrupa Ralli Şampiyonluğunu kazandırarak adını tarihe yazdıran Castrol Ford Team Türkiye, uluslararası arenadaki mücadelesine kaldığı yerden devam ediyor. Takım, genç pilotuAli Türkkan ve tecrübeli co-pilotu Burak Erdener ile Dünya Ralli Şampiyonası’nda (World Rally Championship-WRC) bir kez daha Türkiye’yi temsil etmek üzere Hırvatistan rallisine çıkıyor. İkili, Junior WRC (Dünya Gençler Şampiyonası) sınıfında rakipleriyle yarışacak.

WRC’de 2024 sezonunun dördüncü yarışı olan Hırvatistan Rallisi, 18-21 Nisan tarihleri arasındakoşulacak. 30 farklı ülkeden 150’ninüzerindesporcu, 20 özel etaptan oluşan283 kilometre parkurda hem rakiplerine hem de zorlu şartlara karşı mücadele verecek. Değişken asfalt zemin şartlarına sahip olan Hırvatistan Rallisi parkuru, hızlı vekimi noktalarda daralan ve kaygan virajlarıyla öne çıkıyor.

Ali Türkkan ve Burak Erdener, Castrol Ford Team Türkiye’nin köklü sponsorları ve Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’nun (TOSFED) desteğiyle mücadele edecek. Dünyada ilk defa Ford tarafından üretilen en son jenerasyon ralli otomobili Fiesta Rally3 EVO ile yarışacak olan ikili, bir kez daha yeteneklerini ve araçlarının hızını ortaya koyarak zirveye ulaşmak için start alacak.

Castrol Ford Team Türkiye'nin şampiyon pilotu Murat Bostancı, pilot koçu ve koordinatörü olarak ikiliye destek olacak. Hırvatistan Rallisi’nin daha önce 2015 yılında kazanarak Avrupa Ralli Kupası’nı ülkemize getiren Bostancı, uzun yıllar boyunca hem Türkiye’de hem de Avrupa’da elde ettiği tecrübe ve bilgilerini ekibe aktaracak.

Ali Türkkan ve Burak Erdener asfalt zemine hazır 

Ali Türkkan ve Burak Erdener, WRC öncesinde Hırvatistan’da benzer asfalt etaplarda koşulanQuattro River Rally’de kendilerini test etme fırsatı bulmuştu. Yarışı baştan sona yüksek tempoda götüren başarılı ikili, 12 etabın 5’ini kazanarak Hırvatistan için hazır olduklarını göstermişti.İkili, yarışı Rally3 sınıfında 8 saniye farkla ikinci sırada tamamlamayı başarmıştı.

Sezon için iyi bir hazırlık yaptıklarını belirten Ali Türkkan, “Bu sezon için çok titiz bir hazırlık sürecinden geçtik ve takım olarak çok iyi bir uyum yakaladık. Geçen yıl Dünya Ralli Şampiyonası’nda elde ettiğimiz tecrübeyi bu sezon podyuma taşımak için motive ve kararlıyız. Bu yıl Junior WRC klasmanında tarihin en çok katılımlı ve en çekişmeli sezonu oluyor. Hırvatistan Rallisi’ne ilk defa katılıyoruz ve çok zor bir yarış ama hedefimiz, her yarışta en iyi performansı sergileyerek podyuma çıkmak ve Türkiye’nin adını en iyi şekilde duyurmak.” dedi.

Murat Bostancı, “Geçen sezon kıyasıya rekabetin yaşandığı WRC sahnesinde Ali ve Burak’ın elde ettiği başarılı sonuçlar ve daha ilk yarışlarında podyuma çıkmış olmaları, onların ne kadar yetenekli ve hızlı bir ikili olduğunu gösteriyor. Junior WRC geleceğin dünya şampiyonlarının çıktığı çok önemli bir klasman. Bugüne kadar 17 Dünya Ralli Şampiyonluğu ve 500’e yakın podyum Junior WRC’de yarışmış pilotlar tarafından kazanıldı. Castrol Ford Team Türkiye olarak büyük başarılar elde etmeyi hedefliyoruz ve bu hedefe emin adımlarla ilerliyoruz. Dünya Ralli Şampiyonası bu sporun zirvesi ve bu yola bir Türk ekip olarak formalite için değil kazanmak için çıktık.” diye konuştu.

Geçen sezon Türkiye Ralli Şampiyonluğu’nu kazanarak Türk ralli tarihinin en genç şampiyonu olan Ali Türkkan ile co-pilotu Burak Erdener, bu yıl uluslararası arenadada yeni zirveleri hedefliyor.2023 sezonunda da Türkiye’yi WRC’de temsil eden ikili, podyum başarılarıyla taçlandırdıkları yarışlar boyunca performanslarıyla göz doldurmuştu.

27. yılını kutlayan Castrol Ford Team Türkiye, 2008 yılında WRC’den FSTI sınıfında birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödülleriyle dönerek dünya çapındaki başarısını kanıtlamıştı. Takım, 2013 yılında Murat Bostancı ile Junior WRC sınıfında, 2018 yılında Buğra Banaz ile tekrar Junior WRC sınıfında ve aynı yıl Murat Bostancı ile de WRC2 sınıfında mücadele vermişti.

Ali Türkkan ve co-pilotu Burak Erdener de ilk kez 2022’de Türk Milli Takımı olarak katıldıkları FIA Motorsporları Oyunları’nda Türkiye adına tek madalyayı kazanmıştı. Ali Türkkan, 2021 yılında co-pilotu Onur Vatansever ile Avrupa Ralli Kupası’nda Genç Pilotlar ve İki Çeker Şampiyonluğuna, Balkan Ralli Kupası’nda Genç Pilotlar ve İki Çeker Şampiyonluğuna uzanmıştı.


Dolce by Wyndham Versailles – Domaine du Montcel, büyük bir renovasyon projesinin ardından açılıyor

 

HABER-TALİN ŞİRİNPINAR



Wyndham, Versay yakınlarında Dolce markasıyla tarihi bir otelin açılışına hazırlanıyor

Dolce by Wyndham Versailles – Domaine du Montcel, büyük bir renovasyon projesinin ardından açılıyor 

95’ten fazla ülkedeki yaklaşık 9 bin 200 oteliyle dünyanın franchise veren en büyük otel şirketi Wyndham Hotels & Resorts, 178 odalı Dolce by Wyndham Versailles – Domaine du Montcel otelinin yakın zamanda açılacağını duyurdu. Üst segmentteki otel, Fransa’nın Yvelines bölgesinde, dünyaca ünlü Versay Sarayı’na birkaç dakika mesafede bulunacak.

Dolce by Wyndham Versailles – Domaine du Montcel’e ev sahipliği yapacak ve geçmişte Fransa’nın köklü ailelerinden Oberkampf-Mallet ailesine ait olan arazi ve binalar; tarihi yapıların, anıtların ve bahçelerin korunması üzerine uzmanlaşan, Fransa’nın önde gelen mimarlık stüdyolarından 2BDM Architects eliyle tepeden tırnağa renove edildi.

Mayıs 2024'te açılması beklenen Dolce by Wyndham Versailles – Domaine du Montcel’in 14 hektar alana yayılan güzel bahçeleri, iki restoranı ve bölgenin manzaralarının izlenebileceği bir terasa da sahip olan bir barı bulunacak. Otelin konferans merkezi, 18 toplantı odası ve 550 metrekare alana sahip Baccarat balo salonuyla bölgedeki en büyük konferans merkezi olma özelliği taşıyor. Otelde bulunan Spa du Moncel by Sothys’de ise ısıtmalı kapalı havuz, açık havuz, duyulara hitap eden duş deneyimi, kar mağarası, sauna, fitness odası ve yedi terapi odası gibi hizmet ve olanaklar sunuluyor. Paris-Orly Havalimanı’na yalnızca 30 dakika mesafede bulunan bu lüks otelden Jouy-en-Josas Tren İstasyonu’na yürüyerek kısa bir süre içinde, Paris merkezine ise trenle 30 dakika içinde ulaşılabiliyor.

Dolce by Wyndham Versailles – Domaine du Montcel’in misafir odalarının aslına uygun olarak tasarlanan dekorasyonunda, bölgeyle özdeşleşen, baskılı Toiles de Jouy kumaşı kullanılıyor. Otele adım atan misafirleri, Arman’ın “Long Term Parking” ve César’ın "Hommage à Eiffel" adlı sanat eserleri karşılıyor. Domaine du Montcel’in iç mimarisinde Flamant Interior Design (FID), açık alanlarında ise meşhur peyzaj mimarı Frank Neau ile çalışıldı. Domaine du Montcel, aynı zamanda Fransa’da muhafaza edilen az sayıda İngiliz bahçelerinden birine sahip.

Wyndham Hotels & Resorts Kuzey ve Batı Avrupa Bölge Direktörü Jackie Brown, “Dolce by Wyndham Versailles – Domaine du Montcel, grup konaklamalar ve toplantılardaki lider pozisyonunun yanı sıra seçkin mutfakları ve incelikle düşünülmüş olanaklarıyla tanınan Dolce by Wyndham markamızı çok güzel bir şekilde yansıtıyor. Fransa’da gerçekleştirdiğimiz bu harika açılış, seyahatseverlerin ziyaret etmek istedikleri destinasyonlarda onlar için konaklama imkanı yaratma misyonumuzu destekliyor” dedi.

Dolce by Wyndham Versailles – Domaine du Montcel Genel Müdürü Olivier Bigot, “Dolce by Wyndham Versailles – Domaine du Montcel’in tarihi 18’inci yüz yıla dayanıyor ve otelin her bir odası, yapının Fransız kimliğini yansıtacak şekilde, aslına uygun olarak yeniden tasarlandı. Otelin çevresindeki zengin tarihi ve güzellikleri tecrübe etmek için dünyanın dört bir yanından buraya gelen misafirlerimizi ağırlayacak olmaktan heyecan duyuyoruz” dedi.

Sınıfının en iyisi toplantı alanları, titizlikle hazırlanan menüler ve misafirlerin gittikleri yerde unutulmaz deneyimler yaşamalarını sağlayan olanaklarıyla öne çıkan Dolce by Wyndham, Wyndham Hotels & Resorts’un 25 global markadan oluşan portföyünde yer alıyor. Dolce otelleri Danimarka, İtalya, Yunanistan, Portekiz, Almanya, Brezilya, Vietnam ve ABD gibi dünyanın pek çok gözde ziyaret noktasında bulunuyor.


Parfümör Kaan Demirdöven, yenilikçi projeleriyle dikkat çekiyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Parfümör Kaan Demirdöven, yenilikçi projeleriyle dikkat çekiyor

Türkiye’nin önde gelen burunlarından biri olan Kaan Demirdöven, sektördeki deneyimi ve yenilikçi yaklaşımıyla adından söz ettirmeye devam ediyor. Son dönemde gerçekleştirdiği projelerle hem yurtiçi hem de yurtdışı markaların gözdesi haline gelen Demirdöven, parfüm dünyasına yön veren isimler arasında kendine sağlam bir yer ediniyor.

Yurtiçi ve yurtdışı markalara burun ve reçete danışmanlıkları

Demirdöven, yurtiçi ve yurtdışındaki markalara sunduğu burun ve reçete danışmanlığıyla, markaların özgün ve etkileyici kokular yaratmalarına rehberlik ediyor. Uzmanlığı ve zengin deneyimi sayesinde, her markanın kimliğine uygun, başarılı ve çarpıcı parfümler oluşturulmasına katkı sağlıyor.

Mekan kokularıyla atmosfer yaratma sanatı

Demirdöven, mekan kokuları konusundaki uzmanlığıyla da tanınıyor. Özel olarak geliştirdiği kokularıyla, restoranlardan otellere, mağazalardan spa merkezlerine kadar geniş bir yelpazedeki mekanlara benzersiz bir atmosfer kazandırıyor. Mekanların karakterine ve hedef kitlesine uygun kokuları tasarlayarak, müşterilerin unutulmaz bir deneyim yaşamasını sağlıyor.

Kendi geliştirdiği tekniklerle üretilen kokular

Demirdöven, kendi geliştirdiği tekniklerle ürettiği özgün kokularıyla da dikkat çekiyor. Doğa, kültür ve sanatın ilham verici etkileşiminden beslenen bu kokular, sanat eseri niteliğinde birer parfüm olarak öne çıkıyor. Her biri özenle seçilen ve bir araya getirilen notalar, Demirdöven'in imzasını taşıyor.

ProMaster
parfümörlük eğitimleriyle geleceğin parfümörlerini yetiştiriyor

Demirdöven, parfüm dünyasına ilgi duyan ve bu alanda kariyer yapmak isteyenlere yönelik ProMaster parfümörlük eğitimleri düzenliyor. Bu eğitimlerde, katılımcılar parfümün temel prensiplerini öğrenerek, kendi parfümlerini oluşturma yeteneği kazanıyorlar. Demirdöven'in rehberliğinde gerçekleşen bu eğitimler, geleceğin parfümörlerini yetiştirmek için önemli bir platform oluşturuyor.

Parfümör Kaan Demirdöven ve projeleri hakkında daha fazla bilgi almak için www.nosetonose.net web sitesi ziyaret edilebilir. 


Canovate fiber optik ürünleri ile Almanya’daki fuara damgasını vurdu


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Canovate fiber optik ürünleri ile Almanya’daki fuara damgasını vurdu 

Avrupa’nın en büyük fiber optik etkinliği olan FTTH Council Europe Fuarı, Almanya Berlin’de geçtiğimiz günlerde düzenlendi. Sektörün tüm karar verici paydaşlarının katıldığı fuar, sektörün nereye gideceğinin belirlendiği ve standartların değerlendirildiği önemli organizasyonlardan birisidir. Söz konusu organizasyon, her sene Avrupa’nın farklı bir başkentinde yapılır. Bu sene Almanya’da olduğu için katılım daha çok Almanya, Hollanda, Fransa  gibi ülkeler ağırlıklı oldu. Baltık ve Doğu Avrupa ülkelerinden de ziyaretçiler vardı. Türkiye’den Telekom operatörlerinden temsilciler ve CanovateGroup’un aralarında bulunduğu firmalardan katılımlar gerçekleşti. Ülkemizin teknoloji üssü CanovateGroup’u fuarda Ceo’su Gün Evren Gören, CTO’su Kıvanç İlal ve Teknoloji/Mühendislik Direktörü Tolga Sugetiren temsil etti. 

Fiber optik kurulum süresini kısaltan ve kurulum kolaylığı sağlayan ürünlere ilginin yüksek olduğu FTTH CouncilEurope’da, CanovateGroup’un kazı maliyetlerini azaltan microduct fiber teknolojisinin kullanıldığı dış ortam fiber dağıtım kabinleri, yine bina içinde kurulum süresini %70 oranında düşüren fiber tree ve önceden ek yapılmış fiber sonlandırma kutularından oluşan çözümler fuara damgasını vurdu. 

Canovate maliyet ve lojistik avantajlarıyla, rakiplerini geride bırakıyor  


Teknolojideki gelişmelerle önümüzdeki süreçte bağlantı hızlarının artacağını anlatan CanovateGroup CTO’su Kıvanç İlal, şunları kaydetti:

“Şu an Türkiye dahil birçok Avrupa ülkesinde fiber bağlantı hızı 1GB’in oldukça altında. Yeni gelişen XGS PON teknoloji sayesinde, önümüzdeki 10 yıl içinde bağlantı hızlarının kademeli olarak 10, 20 ve 50 GB seviyelerine çıkması öngörülmektedir. Bu hızlara çıkılmasının sebebi, her zaman exponensiyel olarak artan internet veri trafiği ve ayrıca hızlı erişime ihtiyaç duyan 5G, nesnelerin interneti (IoT), Sanal gerçeklik, yapay zeka (AI) ve holografik iletişim gibi uygulamalardır. Bu nedenlerden dolayı fuarda, bu altyapıyı sağlarken kurulum süresini kısaltacak ve enerji verimliği sağlayacak ürünler öne çıktı.  Bundan dolayı fuarda, CanovateGroup olarak kazı maliyetlerini azaltan microduct fiber teknolojinin kullanıldığı dış ortam fiber dağıtım kabinlerimiz, yine bina içinde kurulum süresini %70 oranında düşüren fiber tree ve önceden ek yapılmış fiber sonlandırma kutularımız öne çıktı. Canovate olarak, fiber optik pasif ürünler alanında uçtan uca komple çözüm sunmaktayız ve tüm bu ürünleri İstanbul’da tek bir fabrikada ürettiğimiz için rakiplerimize karşı maliyet ve lojistik avantajları sağlıyoruz. Birçok Avrupa’lı üreticinin bile maliyetten dolayı üretim tesisleri Uzakdoğu’dadır. Canovate olarak bizim; Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’ya bu kadar yakın bir konumda üretim yapmamız nakliye süresi açısından birçok firmanın ilgisini çekmektedir ve bizi tercih etmelerine sebep olmaktadır.” dedi.

Dünyada “fiber optik” yatırımları hız kazanıyor 

Dijital dönüşüm kapsamında üzerinde durulan 5G hizmetleri, akıllı şehirler, akıllı fabrikalar ve nesnelerin interneti- IoT, yapay zeka (AI) gibi tüm uygulamaların alt yapısı ve bu veri hızlarını destekleyebilecek tek iletişim altyapısının “fiber optik” çözümler olduğunun altını çizen CanovateGroupCeo’su Gün Evren Gören, şunları söyledi: 

“Fiber optik çözümler, iletişim, güvenlik, bant genişliği, mesafe ve daha düşük genel maliyet gibi tüm avantajlarının yanı sıra, IoT, Endüstri 4.0 ve akıllı şehir uygulamaları gibi teknolojide sürekli değişen gereksinimleri karşılayabilmesi nedeniyle en uzun kullanım ömrünü de sunuyor. Bu nedenlerden dolayı, Amerika, Batı Avrupa ve Asya’nın gelişmiş ülkeleri dışında, birçok gelişmekte olan Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Asya ülkeleri de bu konuda yoğun yatırımlar yapıyorlar. Estonya, Litvanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, Katar gibi ülkeler altyapılarında %90 üzerinde fiber dönüşümü gerçekleştirmişler ve bu alanda birçok gelişmiş ülkeyi dahi geride bırakmışlardır.” diye konuştu. 


17 Nisan 2024 Çarşamba

Elite World Hotels & Resorts, Van kahvaltısının tanıtımına katkı sağlamak ve kültürel mirasa sahip çıkmak için proje başlattı



Elite World, “Van kahvaltısı” ile yerel ekonomiye katkı sağlayıp kültür elçiliği yapacak

Elite World Hotels & Resorts, Van kahvaltısının tanıtımına katkı sağlamak ve kültürel mirasa sahip çıkmak için proje başlattı. “Dünden bugüne iz bırakan lezzetler: Van Kahvaltısı” projesi ile zincirin 11 otelinde menülere eklenecek coğrafi işaretli ürünler, yerel üreticilerden temin edilerek bölge ekonomisine de katkı sağlanacak.

Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, markanın doğduğu şehir olan Van’ın kültürel mirasına katkı sağlayacak “Dünden bugüne iz bırakan lezzetler: Van Kahvaltısı” projesini hayata geçirdi. Proje ile coğrafi işaretli Van kahvaltısı kültürünün sınırlarımız ötesine taşınarak somut olmayan kültür mirasına katkı sağlanması hedefleniyor. 11 oteli ve 5 bine yakın yatak kapasitesiyle yaklaşık 50 yıldır turizm sektöründe faaliyet gösteren Elite World, her yıl otellerinde dünyanın dört bir yanından binlerce turisti ağırlıyor. Van kahvaltısını otellerindeki menüye de ekleyecek olan Elite World, İstanbul’dan Sapanca’ya Van’dan Marmaris’e Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan otellerinde konaklayan turistlere yerel lezzetleri deneyimleme fırsatı sunacak.



Yerel üreticilerden temin edilecek 

Van'ın kültürel ve gastronomik mirasını koruma ve daha geniş kitlelere tanıtmayı amaçlayan proje ile bölge ekonomisine de katkı sağlanması hedefleniyor.Zincirin sahip olduğu 11 otelin menüsüne de girecek olan Van kahvaltısında yer alacak ürünler, düzenli olarak yerel üreticiler ve Van'daki tedarikçilerden temin edilecek. 

“Van Kahvaltısı” menüsünde bölgenin vazgeçilmez lezzetlerinden otlu peynir, süzme bal, Van kavut tozu, Van ceviz reçeli, Van yayık tereyağı, murtağa, Van cacığı, Van çöreği, Siirt tahini ve Mardin pekmezi yer alıyor. 

Elite World Hotels&Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu, “Dünden bugüne iz bırakan lezzetler: Van Kahvaltısı projesi ile yerel lezzetlerimizin izinde bir yolculuk sunuyor,bu yolculuğu bir sonraki durağı olan dünya mutfağına hep birlikte taşımayı ve bu alanda bilinirlik oluşturmayı amaçlıyoruz. Proje ile bölge ekonomisine katkı sağlamayı da hedefliyoruz” açıklamasında bulundu.

Elite World Hotels& Resorts CEO’su Orkun Petekçi, “Türk misafirverperliğini en iyi şekilde temsil eden iş anlayışımızla turizmin sadece ‘misafirleri ağırlamak’ değil, onları kültürümüzle de en iyi şekilde tanıştırmaktan geçtiğine inanıyoruz. Bu vizyondan hareketle başlattığımız Van kahvaltısı projesiyle, ülkemize gelen ve otellerimizde konaklayan tüm misafirlerimizi bu kültürel değerimizle tanıştırmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.



Elite World Hotels& Resorts Mutfaklar Koordinatörü Mehmet Uzunöz ise “ Tamamı coğrafi işaretli ürünlerden oluşan Van kahvaltısı menüsünde sunulan lezzetleri yerel üreticilerimizden temin ediyoruz. Böylece hem misafirlerimizin orijinal lezzetleri tatmalarını sağlarken hem de yerel üreticilerimize destek oluyoruz” diye konuştu. 

Van kahvaltısının tanınırlığının artırılması için yerel kurumlar tarafından da bir süredir çalışmalar yapılıyor. 2020 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin girişimleriyle "Coğrafi İşaret Tescil Belgesi" alınmış,  ve resmi olarak tanınmıştı. Ayrıca Van Ticaret ve Sanayi Odası, Van kahvaltısının küresel bilinirliğini artırmak ve dünyaya tanıtmak amacıyla her yıl haziran ayının ilk pazar gününün UNESCO tarafından "Dünya Kahvaltı Günü" ilan edilmesi için girişimde bulunmuştu.