28 Ağustos 2015 Cuma

Kapadokya'da memnuniyet, Barselona ve St. Petersburg'dan yüksek...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




Kapadokya'da memnuniyet,
Barselona ve St. Petersburg'dan yüksek

Küçük Oteller Derneği/Kapadokya çalışma grubunun yapmış olduğu çalışmaya göre, Kapadokya'da konaklama işletmeleri memnuniyeti; Barselona ve St.Petersburg'dan yüksek.

Dünyanın en büyük seyahat sitesi Tripadvisor'dan derlenen ve her destinasyondaki ilk 50 otelin yorumlarına ve memnuniyet skorlarına bağlı olarak yapılan çalışmada, Kapadokya'da Tripadvisor'da yer alan 161 otel içerisinde ilk 50'de yer alan otellerin ortalama memnuniyet skoru 5 üzerinden 4.82 oldu. Bu rakam toplamda 510 otelin yer aldığı Barselona/İspanya'da 4,56 olurken; 283 otelin yer aldığı St.Petersburg/Rusya'da 4,48 oldu.

Kapadokya’daki memnuniyet, dünya çapında başarı

Küçük Oteller Derneği’nin yapmış olduğu açıklamada: "Biz bu çalışmada 3 farklı destinasyondaki toplam 150 en iyi oteli inceledik. Doğru sonuç elde etmek açısından yorum sayısı 100'ün altında olan otelleri değerlendirmeye katmadığımız bu modelde; Kapadokya'daki memnuniyet seviyesi dünya çapında bir başarı olarak gözüküyor. Modeldeki 3 destinasyon da kültür turizmi bakımından birbirlerine benzer özellik göstermektedir. Barselona 2014 yılında otellerinde 7.9 milyon turist ağırlamış. Geçen yıl 5.5 milyon turist ağırlayan St. Petersburg ise Tripadvisor'a göre en popüler 25 şehir arasında 7. sıradadır. Elbette farklı destinasyonlarla da mukayeseler yapılabilir. Fakat Kapadokya, misafir memnuniyeti açısından çok güçlü bir rekabet avantajına sahiptir. Bu sürdürülebilir turizm açısından, uzun vadede çok önemli bir gelişmedir. Bu avantajın daha da geliştirilebilir noktaları mevcuttur. Küçük dokunuşlarla, misafirperverliğimizi ve Anadolu insanının sıcak yüzünü, konuklarımıza çok daha etkili şekilde sunabiliriz" denildi.  

Diğer yandan içinde bulunduğumuz şartlarda yüksek misafir memnuniyetinin, güven ve huzur ortamı sağlanmadıkça önemli bir rekabet avantajı olmaktan çıktığını belirten dernek üyeleri; ülke olarak bir an önce içinde bulunduğumuz belirsizliğin, terör algısının ve batıya karşı bazı dönemlerde tutunulabilen negatif tavrın son bulmasının önemine değindiler.

27 Ağustos 2015 Perşembe

Bugün, 60 yıl önce var olmayan kimyasalları yiyoruz..


HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Bugün, 60 yıl önce var olmayan kimyasalları yiyoruz
Hayatınızdaki toksik maddelerin farkında mısınız?

Bugün, 60 yıl öncesine kadar var olmayan 500'e yakın kimyasal maddenin hayatımızda yer ettiğini belirten Dr. Sinan Akkurt, toksinlerin en fazla Çin malı ucuz ürünler, oyuncaklar, giysiler, pişirme kapları, temizlik ve kozmetik malzemelerden alındığını belirtti. Bazı ürünleri frekans analizine soktuklarını kaydeden Dr. Akkurt, "Kitapta formaldehit, ucuz çatallarda kobalt, kozmetik malzemelerde fitalat, içme suyunda kurşun ile karşılaştık. Bunların dışında bile bile lades dediğimiz ürünler de var. Örneğin amalgam diş dolguları civa, deodorantların birçoğu alüminyum, raf ömrü uzatılmış paketli ürünler koruyucu kimyasallar içeriyor." dedi.



1960'larda henüz var olmayan binlerce sentetik kimyasal maddenin bugün yendiğine, solunduğuna dikkat çeken Dr. Sinan Akkurt, çevre toksinlerinin vücutta birikerek zehirlediğini söyledi. Havada, mobilyada, deterjanlarda, aşılarda, gıda katkılarında, oyuncaklarda, temizlik ve kozmetik malzemelerinde bulunabilen toksik maddelerin hayatımızdaki yerini küçültmenin yollarını anlatan Dr. Sinan Akkurt, başta yapay tatlandırıcı içerenler olmak üzere katkı maddesi ilave edilmiş paketli gıdaların tüketilmemesini önerdi.

Vücudun kendini temizlemesine su ve sporla yardımcı olun
Vücudun doğal detoksifikasyon çabasını desteklemek için günde ortalama 2,5 litre su içilmesinin altını çizen Dr. Akkurt, ter yoluyla atılım için de hareketli bir yaşam sürülmesini, spor ve sauna faaliyetlerini önerdi. Mevsiminde yenen taze meyve-sebzelerin de vücudun doğal detoksunu desteklediğini vurgulayan Dr. Akkurt, probiyetikler (yani yararlı mikroorganizma) zengini kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve bozanın menülerden eksik edilmemesini vurguladı.

Akkurt ayrıca "Cam damaca ve şişelerdeki, içeriği analiz edilmiş suyu için. Amalgam (siyah) diş dolgusu yaptırmayın. Teflon tava, plastik saklama kabı kullanmayın; streç film ve alüminyum folyoların doğrudan gıdalarla temasından kaçının. Pamuk, soya, mısır, ayçiçeği yağı ve margarin yerine zeytinyağı ve tereyağını tercih edin. Evinizi sık sık havalandırın. Su bazlı badana boyalarını tercih edin." dedi.

En azından "bir tık daha doğalı"nın arayışında olun
Günümüzde doğal içerikli temizlik ve kozmetik ürünlerinin yeniden kullanılmaya başlandığını, özellikle toksin içermeyen ürünlerin tercih edilmesini belirten Dr. Akkurt, "Her şeyin daha doğalının arayışında ve doğal yollarda çözüm bulma çabasında olmalıyız. Örneğin lavabolarımız tıkandığında kimyasal ürün yerine pompayla açmayı deneyelim. Havuz yerine denizi, sinek kovucu tablet yerine lavanta ya da limon yağını tercih edelim. Sebze-meyveleri mümkün olduğunca çiğ tüketmeye çalışalım. Bilinçsiz ilaç tüketiminden kaçınalım. Pişirme yönteminde ilk tercihimiz ise kısık ateşte buğulama, döküm ya da toprak kapta güveç olsun." dedi. İnsan vücudunun ve tüm maddelerin bir frekans kodu bulunduğuna dikkat çeken Dr. Sinan Akkurt, frekans tıbbı biorezonans metodunun da detoks faaliyetini destekleyen bir uygulama olduğunu dile getirdi.

RadissonBlu Hotel Kayseri, “Yeşil Yıldız” aldı ..

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR





RadissonBlu Hotel Kayseri’ye, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Yeşil Yıldız” belgesi verildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan ‘Çevreye Duyarlı Konaklama Tesisi’ projesi kapsamında; RadissonBlu Hotel Kayseri, çevreye duyarlı konaklama tesislerine verilen “Yeşil Yıldız” belgesini aldı.
Çevreci oteller, doğayı korumak amacıyla kurumsal programlarında, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya özen gösteriyor,  su ve enerji tasarrufu sağlıyor; atık oluşumunu azalmaya yönelik uygulamalar ve geri dönüşüm çalışmaları ile çevre bilincini aşılıyor, personeline verdiği eğitimler ile gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın öncü adımlarını atıyor.


En son teknolojiyi kullanarak, eğitime önem veriyor

RadissonBlu Hotel Kayseri’de çevreye ve doğaya büyük önem verdiklerini belirten RadissonBlu Hotel Kayseri Genel Koordinatörü Recep Arifoğlu şunları söyledi:
“Kayseri’nin en büyük ve en modern oteliyiz. Yatırım sırasında en son teknolojiyi kullanarak, çevresel kirlenmeyi önlemeyi ve enerji tasarrufu ile doğal kaynaklarımızı korumayı hedefledik. Mesela, otelimizde enerji ihtiyacının yüzde 60’nı yenilenebilir enerji kaynağı olan kojenerasyon sisteminden temin etmekteyiz. Otelimiz tüm alanlarında aydınlatma elemanları ve armatürlerde tasarruf sağlayan ekipmanlar kullanmakta ve ayrıca deterjan ve su tüketimini azaltmak için oda tekstillerinin yıkanma periyodunu misafirimizin tercihine göre düzenleyen çevre kartları uygulamasını sürdürmekteyiz. Personelimizi çevre konusunda sürekli eğiterek; atık pil ve atıkyağ gibi çevreye zararlı atıkların ayrı toplanması ile cam, kağıt ve plastik gibi geri dönüşüm atıklarının ayrıştırılarak ekonomiye kazandırılması sağlanmaktadır. Biliyoruz ki, en ufak bir çalışma bile yarınlara ‘yaşanabilir bir dünya’ bırakmak açısından çok değerlidir. Ekibimiz ile Yeşil Yıldız belgesini almanın haklı gururunu ve mutluluğu yaşıyoruz” dedi.

Sürdürülebilir turizm için sürdürülebilir çevre şart

‘Sürdürülebilir turizm için sürdürülebilir çevre’ anlayışıyla yola çıktıklarını anlatan RadissonBlu Hotel Kayseri Genel Müdürü Fercan Başkan, şunları kaydetti:
“Otel yönetimindeki temel felsefemiz, sürdürülebilir bir gelecek ve sürdürülebilir turizm için, sürdürülebilir çevrenin gerekliliğidir. Bu noktada, otelimizde gerçekleştirilen tasarruf ve çevre çalışmalarının yanında, personelimize düzenli eğitimler vererek bu sorumluluk bilincini kendi yaşamlarında da uygulamalarını hedefliyoruz. Aynı zamanda, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde atık yönetiminin önemini vurgulayan bilgilendirme broşürlerini Kayseri Park AVM’de dağıtmamız örneğinde olduğu gibi, Kayseri’de çevre bilincinin gelişmesine katkı sağlayacak etkinlikler organize ediyoruz. Tesis içindeki tüm kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanıyoruz; atıkları geri dönüşüme uygun toplayarak yetkili kuruluşlara teslim ediyoruz ve çevre dostu ürünleri kullanıyoruz. Ekibim ile birlikte Yeşil Yıldız belgesini almaya hak kazanmaktan son derece mutluyuz” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin yüzyıllık markaları ‘Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nda buluştu...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



İstanbul Kalkınma Ajansının desteği ile hayata geçirilen proje ile yerli ve yabancı turistlere mobil rehber niteliğinde hizmet sunulurken, araştırmacı ve akademisyenler içinde başvuru kaynağı olacak yeni bir ‘arşiv’ oluşturuldu.Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nun tanıtımı için Yüzyıllık Markalar Derneği ile İstanbul Ticaret Odası ev sahipliğinde 25 Ağustos Salı günü, Cemile Sultan Korusu’nda düzenlenen davete Yüzyıllık Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı A. Barış Cemiloğlu ve projenin iş ortağı ve iştirakçileri İstanbul Vali Yardımcısı Engin Durmaz, İl Kültür Turizm Müdürü Nedret Apaydın, İstanbul Kalkınma Ajansı, İstanbul Rehberler Odası, Tarih Vakfı ve ülkemizin yüzyıllık markalarının üst düzey temsilcileri katıldı.

İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın, İstanbul Ticaret Odası yönetiminden de katılım gerçekleştiği kokteylin üst düzey katılımcıları arasındaydı.


 İstanbul’un köklü geçmişinin firmaların asırlık başarılarına önemli katkı sağladığına dikkat çeken Apaydın, kültürel ve turizm alanlarında gelişimin toplum refahına pozitif katkı sağlayacağının da altını çizdi.







Yüzyıllık Markalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı A. Barış Cemiloğlu yaptığı açılış konuşmasında şöyle konuştu: “Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nun çıkış noktası İstanbul ve Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak ve tarihi markalarımızın geniş hedef kitleleriyle buluşturmak oldu. Günümüzde yerli ve yabancı turistler seyahate çıkmadan önce, ziyaret edecekleri şehirlerin hikayelerini öğrenmek ve köklerini keşfedebilmek için; tarih, kültür, mekan, gelenek, marka ve benzeri tüm konuları öncelikle dijital platformlardan araştırıyorlar. Doğru kurgulanmış dijital platformlar ise bu araştırma sürecinde köprü görevi görerek kişilerin ziyaretçiye dönüşmesine vesile olarak dijital ve interaktif pazarlamanın önemini ve gerekliliğini ortaya koymaktadır. İşte Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nu da tam da bu amaçlara hizmet etmek üzere hayata geçirdik.”Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’nu ziyaret edenleri İstanbul’un sembolü olan tarihi mekanlar, şehir haritası üzerinde konumlandırılmış hali ile Yüzyıllık Markalar Derneği’ne üye markaların tarihçeleri karşılıyor. Mobil rehber özelliği taşıyan uygulama akıllı telefonlara yüklenebiliyor, markaların sunduğu hizmet ve deneyimler, şehir haritası üzerinde gösterilerek kullanıcılara sunuluyor.



Dijital ortama meşakkatli yolculuk
‘Yüzyıllık Markalar Dijital Platformu’ büyük bir titizlikle ve yoğun emek vererek sürdürülen bir araştırma sonunda ortaya çıktığını vurgulayan Cemiloğlu sözlerine şöyle devam etti: “Projemizi 3 temel stratejiden yola çıkarak geliştirdik. Bu stratejilerden ilki tarih, kültür, arşiv, bilgi ve içerik kavramlarını tek bir platform altında buluşturmak oldu. İkinci stratejimiz tüm bu içeriğin yerli/yabancı turistlerin ve herkesin hizmetine sunmak. Son olarak üçüncü stratejimiz ise projenin sürdürülebilirliği... Bu bağlamda; yapılan araştırma sürecinin çıktıları, üye markalarımızın arşivleri ve tüm içerikleri toplayarak bir dijital arşiv programı üzerinden bu içeriği herkes ile buluşturuyoruz.
 Öte yandan bu içeriği kullanıcının istediği kadar ulaşabileceği şekilde yuzyillikhikayeler com websitesi üzerinden yine ziyaretçilerimize sunuyoruz.” Web sitesinin yanı sıra geliştirilen mobil uygulama ile ziyaretçiler bilgi ve markaların da içinde bulunduğu rota önerileri ile güncel bir rehbere ulaşabilecek. Mobil rehber özelliği taşıyan uygulama akıllı telefonlara yüklenebilecek ve markaların sunduğu hizmet ve deneyimler şehir haritası üzerinde gösterilerek kullanıcılara basit ama oldukça zengin bir içerik sunulacak. Proje kapsamında aynı zamanda markaların işaretlendiği bir rehber harita broşürü hazırlandı. İki dilde hazırlanan bu basılı broşürün dağıtımı derneğin iş ortakları tarafından yapılacak. Tüm bu çalışmalarla birlikte proje kapsamında marka hikayelerinin anlatıldığı bir de kitap hazırlandı. “Yüzyıllık Hikayeler” isimli bu kitap, Tarih Vakfı’nın araştırmalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Cemiloğlu: “Projenin sürdürülebilirliğinin sağlanması için iş birlikleri geliştirmeye devam ediyoruz. Gerek dijital mecralar yolu ile, gerekse yeni projeler geliştirerek bu projenin gelişmesini ve yayılmasını sağlayacağız. Tarihi markaları tanıtmaya, anlatmaya ve aramıza dahil etmeye devam edeceğiz. Bundan sonraki dönemde özellikle araştırma çalışmasının Anadolu’nun tüm bölgelerine yayılması için projeler geliştirmeye devam edeceğiz. Böylece Türkiye genelinde tarihi markalarımızı, kaybolmaya yüz tutan değerlerimizi tekrar gündeme getireceğiz.” diyerek sözlerine son verdi.

25 Ağustos 2015 Salı

17. Bozcaada Kültür Sanat ve Bağbozumu Festivali 3- 6 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek...


HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR


Festival yerli üreticilerinin kendi bağlarında düzenledikleri bağbozumuyla başlayacak.Festival kapsamında bu yıl da; paneller, resim sergileri, üzüm yarışmaları, tavla ve futbol turnuvaları ve tiyatro gösterileri düzenlenecek. Festivalde ayrıca kale içerisinde; Türk pop müziğinin değerli ismi Candan Erçetin, ünlü Türk oyuncu ve müzisyen Zuhal Olcay, müzisyen Gülay, Boğaziçi Caz Korosu, Grup Meydan gibi birbirinden değerli sanatçı ve gruplar konser verecek. Yazar, sosyolog, tiyatrocu ve TV programcısı Enver Aysever ise ses getiren gösterisi “Aykırı Kumpanya”yı sergileyecek.

Bozcaada’da geleneksel olarak her yıl düzenlenen “17. Bozcaada Kültür Sanat ve Bağbozumu Festivali” bu yıl da tüm coşku ve heyecanıyla adaya renk getirecek. Bozcaada Belediye Başkanlığı ve Bozcaada Kaymakamlığı tarafından düzenlenen “17. Bozcaada Kültür Sanat ve Bağbozumu Festivali” Bozcaada’nın geleneksel değerlerini yeniden canlandırırken ada sakinlerinin ve misafirlerin keyifli zaman geçirmesini sağlayacak.

“17. Bozcaada Kültür Sanat ve Bağbozumu Festivali”, yerli üreticilerinin kendi bağlarında düzenledikleri sembolik bağbozumuyla başlayacak. Bağbozumu için bağ işçileri ve misafirlerle birlikte traktörlere binilip bağlara gidilerek üzüm toplanacak. Toplanan üzümler, eski günlerde olduğu gibi eşek sırtında, at arabasıyla, traktör ve pırpırla, canlı müzik eşliğinde tören alanına taşınacak. Üzümlerin küfelerle temsili olarak meydana indirilmesinin ardından açılış töreniyle festival resmi olarak başlayacak. Festivalin vazgeçilmezlerinden biri olan üzüm yarışması bu yıl da festivale renk katacak. Yarışmada ayrıca adanın en iyi çavuş üzümü belirlenecek.



Enver Aysever’in Aykırı Kumpanya gösterisi Bozcaada’da
Yazar, sosyolog, tiyatrocu ve TV programcısı Enver Aysever festivale renk katan ünlü isimler arasında yer alacak. Enver Aysever ses getiren gösterisi “Aykırı Kumpanya”yı 4 Eylül Cuma günü tiyatroseverler için sergileyecek. Enver Aysever ayrıca festival kapsamında düzenlenecek imza gününde adalı kitapseverlerle bir araya gelerek kitaplarını imzalayacak.

Bağcılıkla ilgili sorunlar tartışılacak
Festivalin bir diğer etkinliğini ise bağcılık üzerine düzenlenecek “Bağcılık Paneli” olacak. Panelde Bozcaada’daki bağcılık sektörünün durumu değerlendirilirken, bağcılığın önündeki sorunlar ortaya konacak ve bu sorunlara çözüm üretmek için yol haritası belirlenecek.

“Maximum Kiteboard Turkish Open 2015” Bozcaada’da yapılacak
Bu yıl festivalin bir diğer etkinliği ise Türkiye’nin en iyi kiteboard sporcularının belirleneceği “Maximum Kiteboard Turkish Open 2015” şampiyonası olacak. 3- 6 Eylül tarihleri arasında Maximum Kart sponsorluğunda, Playmaker ve Türkiye Yelken Federasyonu tarafından, Çanakkale Valiliği, Bozcaada Büyükşehir Belediyesi ve Bozcaada Kaymakamlığı’nın evsahipliğinde düzenlenen şampiyonada 55’e yakın kiteboard sporcusu rüzgarla yarışacak. “Maximum Kiteboard Turkish Open 2015” şampiyonası kapsamında; Kitefoil Türkiye Şampiyonası, Freestyle Türkiye Şampiyonası, Twintip Slalom Open ve Big Air gibi farklı kategorilerde de yarışlar gerçekleşecek. Şampiyona 6 Eylül Pazar günü gerçekleşecek final yarışları sonunda kadın ve erkek kategorilerinde dereceye giren sporcular ödüllerini alacak. Şampiyona destekçileri arasında; Mercedes- Benz, Red Bull, Power Türk, NTV Spor, POWER FM, Türkiye Yelken Federasyonu, Vestel, Kollektif ve OLİ de yer alıyor.

Candan Erçetin Bozcaada kalesinde konser verecek
Türk pop müziğinin değerli ismi Candan Erçetin, 5 Eylül’de Bozcaada Kalesi’nde sahne alacak. Candan Erçetin birbirinden güzel şarkılarını Bozcaada’nın büyülü atmosferinde seslendirecek.Festivalde Ayrıca sanatçı Judith Lieberman, yetişkinler için bağbozumu temalı masal anlatımı yapacak. Festival süresince Bozcaada’da birbirinden değerli sanatçılar sahne alarak müzikseverlere keyifli saatler yaşatacak. Festivalde Türk oyuncu ve müzisyen Zuhal Olcay, müzisyen Gülay,  Boğaziçi Caz Korosu, Grup Meydan sahne alacak. Yine Festival kapsamında adanın çeşitli noktalarında resim ve fotoğraf sergileri festival boyunca ziyarete açık olacak. Çocuklar için futbol turnuvaları ve her yıl gelenekselleşen tavla turnuvaları da festivalin etkinlikleri arasında yer alacak

17. BOZCAADA  KÜLTÜR SANAT VE BAĞBOZUMU FESTİVAL PROGRAMI
04.09.2015 – Cuma
12:00-17:30 Maximum Kiteboard Turkish Open 2015/ Çayır Plajı

18:00 17. Bozcaada Kültür Sanat ve Bağbozumu Festivali” Resmi Açılış Töreni / Cumhuriyet Meydanı

19:00 Üzüm Yarışması ve Ödül Töreni /Cumhuriyet Meydanı

20.00 Enver AYSEVER’le Aykırı Kumpanya/ Zübeyde Hanım Park Kahvesi

22.00 Gülay /Cumhuriyet Meydanı

05.09.2015 – Cumartesi

12:00-17:30 Maximum Kiteboard Turkish Open /Çayır Plajı

16:00 Bağcılık Paneli / Zübeyde Hanım Park Kahvesi

18:00 Enver AYSEVER imza günü / Kitap Fuarı

19:00 Bağbozumu Masalları
         Sanatçı :Judith Lieberman / Salhane
21.00 Candan ERÇETİN / Bozcaada Kalesi

23.15 Grup Meydan / Cumhuriyet Meydanı

06.09.2015 – Pazar

12:00- 17:30 Maximum Kiteboard Turkish Open / Çayır Plajı

17:00 Maximum Kiteboard Turkish Open Ödül töreni / Çayır Plajı

20.00 Boğaziçi Caz Korosu / Cumhuriyet Meydanı

22.00 Zuhal OLCAY / Cumhuriyet Meydanı
Haber Kaynağı: 2

İstanbul Lütfi Kırdar The International Association of Convention Centres Kalite Standartları ödülünü aldı.



HABER MERKEZİ-TALİN ŞİRİNPINAR



Ulusal ve uluslararası binlerce etkinliğe ev sahipliği yapan İstanbul Lütfi Kırdar, dünyada yalnızca 28 kongre merkezinin sahip olduğu AIPC - The International Association of Convention Centres Kalite Standartları ödülünü aldı.

TURSAB / UKTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy, “İstanbul Lütfi Kırdar, 10 farklı kategoride yer alan standartlarını sertifika ile tescillettirerek bu ödülü almaya hak kazandı. Aynı zamanda içerik ve medya yönetimi otomasyonuyla adeta bir dijital devrim de başlatan merkezimizle gurur duyuyoruz” dedi.


1980 yıllarda dönemin  yöneticileri ile toplantı yaptık. Bende Fenerbahçe 2.Başkanıydım.  Lütfi Kırdar Spor Sergi Sarayı'nı, Cibali Sigara Fabrikası'nı ve Paşabahçe Cam Fabrikası'nı bana önerdiler.  Ben Lütfi Kırdar Spor ve Sergi Salonu'nu seçtim. Bana “DELİ DEDİLER.” Ben Kongre Merkezi yapacağım dedim,  niyet önemliydi. 1980’ li yıllarda basket maçlarının oynandığı, suların akmadığı,  Lütfi Kırdar Spor Sergi Salonu'nu bugünkü durumuna getirdik, ama kolay olmadı.
Profeyonelce çalışan Lütfi Kırdar ve İstanbul Kalkınma  Ajansı profesyonel ekibine teşekkür ediyorum . Bu ödül Türkiye’ye verilen bir ödüldür. Burası en büyük kongrelere kapılarını açan ve o kongreleri lezzetleriyle  tamamlayan  Borsa Lokantası var. Hem yediriyoruz, hem tanıtıyoruz..
 Hamsili Pilav İle Biz Lütfi Kırdar’ı Aldık
Birinci olmak önemli ama en önemlisi bu başarıyı devam ettirmek  sürdürülebilir bir hale getirmektir. Teknolojiyi Dijital çağı yakalamakla  başarıyı da yakaladık. Gelişime ve yeniliğe açığız.  Zamanın Belediye Başkanı Nurettin Sözen’i  Esentepe Merkez binamızda misafir ettik. Kendisi ziyaretimizde bulundu ve anı defterimize yazarak imzaladı. O gün Annem Hamsili Pilav ve Karadeniz Mutfağı’ndan güzel yemekler yaptı.  Sözen Başkan ise, anı defterine Hamsili Pilavı yedik, Lütfi Kırdar’ı verdik diye yazdı. Bizde  o gün aldığımız Lütfi Kırdar Spor Sergi Salonu'nu bugünkü haline getirdik ve ödüllere doymayan bir kongre merkezi haline getirdik. Bu başarı profesyonelce çalışan Lütfi Kırdar ekibinin başarısıdır.
Toplantıda, AIPC - the International Association of Convention Centres Kalite Standartları denetimini başarı ile geçtiğini ve Türkiye’de ilk, dünyada da yalnızca 28 kongre merkezinin sahip olduğu AIPC Kalite Standartları Ödülü’nü aldığını müjdeleyen kurum adına TURSAB / UKTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy söz aldı.


 Aldığı bu özel ödül ile İstanbul Lütfi Kırdar’ın dünyanın en iyi 28 kongre merkezi arasına girdiğini anlatan Ulusoy: “Bugün dünyada en çok kongre düzenleyen şehirler arasında İstanbul ilk onda yer alıyor. İçinde bulunduğumuz yapı, dünyada sadece 28 merkezin sahip olduğu AIPC Kalite Standartları Ödülü’ne layık görüldü. AIPC kalite standartları denetimini başarı ile geçen İstanbul Lütfi Kırdar, kazandığı ödül ile hem Türkiye’de bir ilke imza attı hem de başarısını uluslararası alanda da göstermiş oldu” dedi.

“Tüm adımları başarı ile geçti”
Ödülün sektör adına önemine de değinen Ulusoy, “Bağımsız denetim tarafından incelenen İstanbul Lütfi Kırdar; müşteri hizmetleri, tesislerin kalitesi, koruma ve güvenlik gibi toplam 10 farklı kategoride yer alan standartlarını sertifika ile tescillettirerek bu ödülü almaya hak kazandı. Kongre merkezlerinin başarılarını onaylamak ve belgelemek amacıyla endüstri temelli sertifikalandırma yapan bu program, endüstride özel olarak sunulan tek sertifika çeşidi olarak öne çıkıyor. Program standartları Müşteri Hizmeti, Operasyon ve Tesisler Kalitesi, Çalışan İlişkileri,  Toplum İlişkileri, Çevre Sorumlulukları, Tedarikçi İlişkileri, Endüstri İlişkileri, Koruma ve Güvenlik, Sağlık ve Finansal Bütünlük konularını kapsayan 10 ana alanı kapsıyor” dedi.
“Teknoloji üssü gibi konumlandırdık”
Düzenlenen basın toplantısında İstanbul Lütfi Kırdar’ın yakın zamanda özel bir teknoloji hamlesi başlattığını da anlatan Ulusoy, “Başarılı firmalar şimdiden binalarını teknolojiyle daha akıllı bir hale getirmiş durumda. Şu anda 25 milyar dolar değerindeki bu pazarın 2020 yılına kadar artması öngörülüyor. En kötümser araştırmalara göre bu tarihte dünya üzerinde birbiriyle arada insan olmadan iletişim kuran makine sayısı 26 milyara ulaşmış olacak. Bu açıdan geleceği görüp bu değişimi hayata geçiren ve sektöre yön veren İSTKA ve İstanbul Lütfi Kırdar’a bir kez daha huzurlarınızda teşekkür etmek isterim. İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı tarafından, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle Küresel Turizm Merkezi İstanbul Mali Destek Programı çerçevesinde gerçekleştirilen “Dijital Çağın Küresel Kongre Merkezi: Lütfi Kırdar” projesi, getirdiği içerik ve medya yönetimi otomasyonuyla dijital devrim başlattı” dedi.Projenin sektör adına atılan çok önemli bir adım olduğunu dile getiren Ulusoy, “Bu proje kapsamında; merkezimizde gerçekleştirilen panellerde karşılama, yönlendirme ve yayınlama gibi işlemler dijital ortama aktarılıyor. Dijital Çağın Küresel Kongre Merkezi: Lütfi Kırdar, projesi ile bölge turizminde çeşitliliğin artırılması, kongre turizminin tüm yıla yayılması, turizm hizmetlerinde kalitenin artırılarak dijital ortamda interaktif hizmet sağlanması hedefleniyor. Kongre turizminde sunduğu yenilikçi yaklaşımla Türkiye’de bir ilke imza atan proje, aynı anda ya da farklı zaman dilimlerinde gerçekleştirilen etkinliklerde iletişimin güçlendirilmesi, etkinlik öncesi ve sırasında medya ve içerik yönetiminin birbirine entegre bir şekilde yürütülmesi için büyük bir adım” dedi.

22 Ağustos 2015 Cumartesi

DoubleTree by Hilton Piyalepaşa kapılarını açtı...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



DoubleTree by Hilton Piyalepaşa, Türkiye’deki dokuzuncu DoubleTree by Hilton ve buradaki portföyünü giderek genişleten Hilton Worldwide markası altında faaliyet gösteren 35. Tesis oldu.
Metropolün en hareketli semtlerinden birinde bulunan, konukların huzur bulup rahatlayabilecekleri modern tasarımlı otel, sekizi süit ve ikisi engellilere yönelik olmak üzere 203 odadan oluşuyor.Teras katında yer alan, kapalı mekanda 50 konuğun, açık alanda ayrıca 60 kişinin yer bulabildiği alakart restaurant & bar, nefes kesen bir şehir manzarası sunuyor. Otelin spa ve fitnes merkezi de bir hamam, masaj odaları, kapalı havuz, sauna, kar çeşmesi, buhar odası, jakuzi, kardiyo ve spor salonuna sahip.

“Dünyanın önde gelen ekonomilerinden ve turistik merkezlerinden birini ziyaret edenlen için DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa ideal bir konumda bulunuyor” diyen DoubleTree by Hilton Global Başkanı John Greenleaf sözlerini şöyle sürdürdü: “Otelin, Türkiye’de gerçekleştirilecek G20 Liderler Zirvesi’nden önce açılmış olmasından büyük mutluluk duyuyoruz. Konuklarımızı, güler yüzlü ve samimi bir hizmet sunduğumuz benzersiz kültürümüzün imzası olan sıcak parça çikolatalı kurabileyerle karşılamak için sabırsızlanıyoruz.”

Sultanahmet ve Taksim Meydanı gibi tarihi turistik merkezlerin yanı sıra Boğaz, Haliç, Haliç Kongre Merkezi ve pek çok alışveriş merkezine de yakın olan otele Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarından da taksiyle rahatça ulaşılabiliyor. DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa Genel Müdürü Ali Türk “DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa, kent merkezinde hem iş hem de eğlence amaçlı seyahat edenlere hitap eden modern bir tesis. Piyalepaşa’da açılan ilk uluslararası otel olmaktan heyecan duyuyor ve konuklarımıza bu yeni ve güzel otelde sıcak karşılama sunmak için sabırsızlanıyoruz” dedi. Gün ışığı alan, modern tasarımlı ve son teknolojiyle donatılmış yedi toplantı ve etkinlik mekanı, sayıları 15 ila 400 arasında değişen konukları ağırlayabilecek şekilde genişletilebiliyor; özel bir ekip iş toplantılarından atölyelere, kokteyl partilerinden düğün ve balolara kadar pek çok farklı etkinliği organize ediyor. 24 saat hizmet sunan tam donanımlı iş merkeziyle otel, iş nedeniyle seyahat edenler için ideal.

DoubleTree by Hilton Piyalepaşa, Türkiye’deki dokuzuncu DoubleTree by Hilton ve buradaki portföyünü giderek genişleten Hilton Worldwide markası altında faaliyet gösteren 35. tesis.Konuklar, çalışanlar ve toplum için “Değerli Bir Deneyim Yaratma” (Create A Rewarding Experience) prensibini benimseyen DoubleTree by Hilton’da check-in sırasında çikolata parçalı sıcak kurabiyelerle karışlanan konuklar konaklama süreleri boyunca da güler yüzlü ve samimi bir hizmetin keyfini sürüyor. DoubleTree by Hilton İstanbul Piyalepaşa, tek bir konaklamada Points & Miles® kazandıran ve sezon kısıtlamasının olmadığı tek otel sadakat programı olan Hilton HHonors® üyesi. HHonors üyeleri, HHonors Puanları kazanma, dijital check-in ve doğrudan DoubleTree by Hilton üzerinden işlem yapmaları durumunda rezervasyon ücreti ödememe gibi imkanların yanı sıra her zaman en düşük fiyatlardan da faydalanıyor.
Haber Kaynağı: 2

19 Ağustos 2015 Çarşamba

ICVB Uluslararası Medya Çalışması’ proje faaliyetleri Wyndham Grand İstanbul Europe otelinde gerçekleşti...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




‘Kongreler Şehri İstanbul – Uluslararası Medya Çalışması’ proje faaliyetleri ve sonuç çıktıları 18 Ağustos 2015 tarihinde Wyndham Grand İstanbul Europe otelinde gerçekleşen kapanış toplantısı ile sektörle paylaşıldı

Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı tarafından İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu -  ICVB iştiraki ile İstanbul Kalkınma Ajansı  2014 yılı Mali Destek Programı kapsamında yürütülen ve dünyanın dört bir yanında İstanbul’dan övgüyle söz ettiren ‘Kongreler Şehri İstanbul – Uluslararası Medya Çalışması’ proje faaliyetleri  ve sonuç çıktıları 18 Ağustos 2015 tarihinde Wyndham Grand İstanbul Europe otelinde gerçekleşen kapanış toplantısı ile sektörle paylaşıldı.



TUGEV-ICVB Yönetim Kurulu Başkanvekili Bahadır Yaşık’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda ICVB Genel Müdürü Özgül Özkan Yavuz proje kapsamında yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Toplantıya kongre sektörüne yön verenler , turizm sektörü temsilcileri ve basın yoğun ilgi gösterdi.



Kongreler Şehri İstanbul
2014 yılında başlatılan “Kongreler Şehri İstanbul-Uluslararası Medya Çalışması ” projesinin genel amacı, İstanbul’un kongre sektöründe daha güçlü bir varış noktası haline gelmesine ve pazar payının her büyüklükteki kongre için artırılmasına katkıda bulunmaktır. TUGEV-ICVB bu seneki çalışmalarında uluslararası basın, halkla ilişkiler, basılı ve dijital ilan ve reklam faaliyetlerine yoğunluk verdi. Şehrin kamu ve özel sektör yatırımları, ulaşılabilirlik, toplantı ve kongre merkezlerinin kalitesi ve sayısı, konaklama olanaklarındaki kalite ve alternatifler, tarih-kültür ve doğa gibi kendi öz zenginlikleri ve hizmet kalitesi ile dünya çapında bir kongre şehri ve Türkiye kongre sektörünün lokomotifi durumunda olan İstanbul için hedef, uluslararası arenada varlığının daha da artırılarak 2023 yılında kongre şehirleri sıralamasında ilk 5’te yer alması.

Dünya genelinde İstanbul tanıtıldı
TUGEV-ICVB “Kongreler Şehri İstanbul- Uluslararası Medya Çalışması” projesi kapsamında ilk olarak İstanbul’un, benzersiz bir buluşma noktası olduğunu, tarihi ve modern dokusunun birlikteliğini vurgulayan ‘ İki Şehrin Hikayesi’ sloganı ile reklam kampanyası yürütüldü. Kongre ve toplantı sektörünün önemli pazarlarında yayınlanan en prestijli ve trajı en yüksek 19 sektör dergisine ilan verilerek 575.000 dağıtım rakamına ulaşıldı. Proje kapsamında Frankfurt’ta düzenlenen IMEX Franfurt ve Londra’da düzenlenen The Meeting Show UK gibi kongre ve toplantı sektörü profesyonellerinin katıldığı öncüfuarlarda basın toplantıları düzenleyerek şehrin alt yapı olanaklarının ve yeni yatırımlarınvurgulandığı sunumlar gerçekleştirildi. 3000’i aşkın derneğin bulunduğu Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’de de toplantı sektörünün karar vericileri ve basın mensuplarıyla bir araya gelinerek İstanbul’un kongre sektörü olanakları tanıtıldı.Mart ayında İngiltere, Amerika, Almanya, Fransa, Hindistan, Belçika’dan tirajları 12.000 ile 70.000 arasında değişenkongre sektörü dergilerinin editör ve muhabirleri yapılan tanıtım programı çerçevesinde İstanbul’a gelerek kongre merkezleri başta olmak üzere, çeşitli otelleri, kültür-sanat merkezlerini, yeme-içme mekânlarını incelediler, İstanbul’un tarihi ve doğal güzelliklerini gezdiler ve sektör temsilcileriyle buluştular.

Basın gezisi sonrasında yürütülen uluslararası PR çalışmaları kapsamında toplamda 15 dergi ve online mecrada yer alan ve 418.951 tiraja ulaşan haber ve röportaj çalışmaları gerçekleştirildi.Haberlerde, İstanbul’un “modernite ve gelenek, batı ve doğu, dinamizm ve huzur” gibi farklı yüzlerine dikkat çekilirken, “kıtaları buluşturan marka şehir İstanbul’un uluslararası önemli toplantılara ev sahipliği yaptığı” vurgulandı.Proje kapsamında yürütülen tanıtım çalışmaları sosyal medya kampanyaları ile desteklendi. İstanbul’a kongre ve toplantı amacıyla gelen katılımcıların kendi networkleri içerisinde interaktif bir biçimde İstanbul tanıtımı yapmaları için “MeetInIstanbul” isimli hashtag açıldı ve twitter kampanyası dahilinde düzenlenen yarışmaya 10.000 kişi ilgi gösterdi. Bu 3 aylık süre zarfında çeşitli kongrelerde de kampanya tanıtım standı açıldı.

Kongre sayısını yüzde 280 arttıran İstanbul yeni bir ödül aldı!
İstanbul’daki kongre sayısı son 10 yılda yüzde 280 artarken, yükselen başarı grafiğinde ICVB’nin sürdürdüğü etkin tanıtım ve pazarlama çalışmalarının önemli rolü vardır.Uzun çalışmalar sonucunda İngiltere menşeili Business Destinations Dergisinin düzenlemiş olduğu, seyahat ve turizm endüstrisinin en prestijli ödülünde İstanbul, 2015 yılı için ‘Avrupa’nın En İyi MICE Destinasyonu’ seçildi. Fortune 500 şirketleri, MICE çözüm ortakları, Kurumsal Seyahat Endüstrisi Yetkilileri Birliği (ACTE) yetkilileri arasından seçilen 450.000 kişi bu seçim için oy kullandı.

Kapadokya’da gezgin profili, batılı gezginden doğulu gezgine kayıyor...


 HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Küçük Oteller Derneği / Kapadokya Temsilciliği'nin yapmış olduğu ve 2015 yılının ilk 7 ayının değerlendirildiği çalışmanın ikinci bölümü yayınlandı.
Yabancı gezgin istatistiklerinin yer aldığı çalışmanın sonuçlarına göre, 2015 yılının ilk 7 ayında bölgede konaklayan yabancı turist sayısı, bir önceki yıla göre %18,3 düştü. Yerli ve yabancı ziyaretçi toplamındaki düşüş ise %11,6 olarak gerçekleşti.

Kapadokya’da gezgin profili, batılı gezginden doğulu gezgine kayıyor

Küçük Oteller Derneği / Kapadokya Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada; "Nevşehir İl Kültür Turizm Müdürlüğü'nden alınan konaklama istatistiklerine (İş Emniyet Müdürlüğü'nden gelen KBS verileri çerçevesinde elde edilen verilerdir) bağlı olarak (Jandarma Bölgesi hariç), 2015 yılının ilk 7 ayında bölgede konaklayan yabancı ziyaretçi sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre % 18,3 azalmış durumda. 2011 yılının aynı dönemine göre ise, bu düşüş %20'nin üzerinde seyrediyor. Dünya Turizm Örgütü öngörüleri; turizm sektörünün her yıl % 4-7 büyüyeceği yönünde olmasına karşın, ülkemizde ciddi bir düşüş yaşanmaktadır. Üye otellerimizde gördüğümüz tablo ise, 2015 yılı ilk 7 ay doluluk oranlarının %20-45 düştüğü, gezgin profilinin de batılı gezginden doğulu gezgine doğru kaydığı yönündedir. Ve maalesef, 2015'in kalan 5 ayı daha belirsiz ve negatif bir görünüm sergilemektedir. Turizm sektörü, her şeyden önce güven ve huzur zemini ister. Her şeyden önce bunun tekrar inşa edilmesi gerek. Bir an önce turizm politikaları ve stratejileri yeniden gözden geçirilmeli ve acil önlem planları geliştirilmelidir" denildi.

Japonlarda Kan Kaybı Sürüyor

2014 yılı ilk 7 ayında 2013 yılı aynı dönemine göre %54 düşüş gösteren Japon gezgin sayısı, 2015 yılında da düşmeye devam etti. 2015 yılı ilk ayında bölgemize gelen Japon turist sayısı bir önceki yıla göre %20 düşüş gösterdi. 2012 yılında her 100 turistin 9'u Japon iken, 2015 yılı ilk 7 ayında bu sayı 3,1'e geriledi. Batı ülkelerinden gelen turist sayılarında da ciddi düşüşler var.
Sayısal olarak en büyük düşüş, genellikle kitle turizmini tercih eden Alman ve Fransız turistlerde. Fransız gezginlerde düşüş %60'ı geçmiş durumda. Almanlarda ise bu rakam %40'lara yakın. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Dernek Kapadokya Temsilcileri aşağıdaki açıklamalarda bulundu:
“Tablolardaki grafikler durumun ne kadar ciddi ve acilen önlem alınması gerektiğini çok net gösteriyor. Bölge olarak büyük küçük demeden tüm otelciler, sektör temsilcileri, toplum kuruluşları bir araya gelerek bakanlık nezdinde bu duruma ilişkin bir farkındalık yaratmalıyız. Bu bir makro problem ve hala bu durumun ne kadar ciddi bir sorun olduğu anlaşılmış değil. Turizm sektörü cari açığın %53'ünü finanse eden ve 50'den fazla sektörü doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen bir sektör. Bir an önce bir kriz masası oluşturulmalı ve hızlı bir şekilde karşı önlem planı oluşturulmalıdır.”



Kuru gıdada, bereket yılı..

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




‘Kuru gıda fiyatlarındaki düşüş’,
gıda enflasyonunun ateşini söndürecek

Kuru gıdada, bereket yılı...
İklim koşullarının olumlu seyretmesiyle buğday ve baklagillerde, önceki yıllara göre hasat edilen ürün miktarlarında rekor sayılabilecek artış yaşandı. Buğday, arpa ve yulafta son 10 yılın; kırmızı mercimek ve çeltikte (pirinç) son 3 yılın bereketli hasadı gerçekleşiyor.

Kuru gıda ürünlerinde 2015 yılı hasadının verimli ve çok bereketli olduğunu ifade eden Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, “Topraklarımızdaki bereket, raflardaki fiyatları düşürmeye başladı. Kuru gıda fiyatlarındaki düşüş, bir nebzede olsa, gıda enflasyonunun ateşini söndürecek. Fiyatlar daha da ekonomik olacağından, vatandaşımız kırmızı mercimek çorbasına, pilav üstü kuru fasulye yemeğine doyacak. Topraklarımızdaki bereket, aile sofralarımıza bakliyat yemekleriyle geliyor” dedi.
2014- 2015 yıllarının Ağustos ayında üreticinin verdiği toptan dökme fiyatlarını değerlendiren Mehmet Reis, pirinç ürün grubundaki ortalama fiyat düşüşü %9,2 iken; Dermason fasulyede %27,27 civarında olduğunu söyledi. Yurtdışından, Türkiye’de yetişen kuru gıda ürünlerine yoğun talebin olduğunu da hatırlatan Mehmet Reis, kuru gıdada fiyat dalgalanmasının ihracata bağlı olabileceğini kaydetti.

Çiftçimizin yüzü güldü



İklim koşullarının olumlu seyretmesi ve çiftçiye verilen destek ile bu yıl çiftçinin yüzünün güldüğünü anlatan Mehmet Reis, sadece ülkemizde değil, bu yıl dünyadaki üretiminde bir yıl öncesine göre, daha bereketli olduğunu belirtti. Ülkemizde bu yıl 22 milyon tonun üzerinde buğday üretimi, 320 bin tonun üzerinde kırmızı mercimek üretimi olduğunu kaydeden Mehmet Reis, Ağustos sonu itibariyle nohut, Eylülde kuru fasulye ve çeltik (pirinç) hasadında, mücbir bir sebep olmaz ise alınacak mahsulün verimli olacağını söyledi.

En büyük sorun, ‘ürün karıştırma’

Kuru gıda paketleri içindeki ürünlerin kalitesinin, ilgili kurumlar tarafından daha sık denetlenmesi gerektiğinin altını çizen Mehmet Reis, şunları söyledi:
“Öncelikle, kalitesiz ürünlerin Türkiye’ye gelişiyle ilgili daha sıkı önlem alınması gerekiyor. Yurtdışından sadece fiyatının ucuzluğundan dolayı gelen kalitesiz ürünlerin ithalatı devam ederse, çiftçilerimiz rekabet edemez ve üretmekten vazgeçer. Aynı zamanda ithal edilen kalitesiz ürünler; yerli ürünlerle karışım yapılarak ya da yerli ürün denilerek piyasaya veriliyor. Böylece, ambalajda yazan cins ve üretim yeri bilgileri, paketin içindeki ürün ile aynı olmuyor ve bu şekilde vatandaş aldatılıyor. Ayrıca, tüketici de pişirme ve lezzet sorunu yaşadığından, sağlıklı beslenmede yüksek kaliteli bitkisel protein açısından çok önemli yeri olan kuru gıda ürünlerinden vazgeçiyor” diye konuştu.


Murat Arslan, Kaya Ramada Plaza Hotel İstanbul Genel Müdürlüğüne getirildi.

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR






Murat Arslan,  Kaya Ramada Plaza Hotel İstanbul Genel Müdürlüğüne getirildi.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Murat Arslan, ilk iş hayatına İstanbul Sheraton Hotel’de başladı. Daha sonra Pullman Etap Marmara, Swissotel The Bosphorus, Ceylan InterContinental İstanbul’da Restaurant Müdürü olarak görev aldı. 2007 yılında Belarus’un ilk uluslararası oteli olan Crowne Plaza Minsk’in açılışını gerçekleştiren Arslan, Mövenpick Hotel İstanbul, Ataköy Sheraton İstanbul, Elite World Hotel Taksim, Crowne Plaza Ora, CVK Park Bosphorus’unda açılışlarını gerçekleştirdi ve uzun süre Yiyecek & İçecek Direktörlüğü görevini yürüttü.

Yurtdışında birçok Türk Yemekleri Festivalleri düzenlenmesine katkıda bulunan Arslan, Cornell Üniversitesi “Food & Beverage Management” sertifikasına sahip.

Murat Arslan, Mart 2014 tarihinden bu yana Kaya Ramada Plaza İstanbul’da Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürütüyordu.

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Üzüm kutsama bayramı Kınalıada Surp Krikor Lusavoriç kilisesi'nde kutlandı...




HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Ermeni Apostolik Kilisesi’nin beş önemli yortusundan (kutsal gün) biri olan Surp Asdvadzadzin, Meryem Ana’nın Göğe Alınış Bayramı   .Kınalıada Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesinde, 17 Ağustos Pazar günü kutlandı.



Üzüm Kutsama Bayramı için düzenlenen ayini Adalar Ermeni Cemaati ve Kilisesi Baş Rahibi Tatul Anuşyan yönetti. Çok sayıda kişinin katıldığı Üzüm Bayramı'na Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç, Belediye Meclis Üyesi Avedis Kevork Hilkat'da katıldı.
Hristiyanlığın Ermeniler tarafından resmen kabulünden sonra, Yeni Yıl, İsa Mesih’in doğum gününe bağlanırken, Hristiyanlık öncesi Ermeni Tanrıçası ANAHİT’i anma günü de Azize Meryem Ana’nın Ölüm gününe ve Göğe alınışına bağlanır.


Kuzey yarım kürede bolluk ve bereketlilik günleri olan Ağustos ayının ortalarında, Ermeni takviminde eski adıyla Navasart ayında kutlanan bu bayram, Ermeniler için meyvelerin en lezzetlisi, en değerlisi, en kıymetlisi olan Üzüm’ün kutsanması da, insanların ilk mahsullerinin en kıymetlisini Tanrıya sunup şükranlarını bildirmelerini simgeler. (Hristiyan âleminde senenin değişik zamanlarında, kiliselerde de Tanrıya Şükran ayinleri yapılır). Ermeni yaşamında kutsanmış Üzüm suyu (şarap) aynı zamanda İsa Meseh’le İçleşmeyi (Hağhortutyun) simgeler.



Meryem Ana’nın göğe yükselişi Surp Asdvadzadzin Yortusu kutlanır. Ermenilerin inançlarına göre Hisus’un öğrencileri Kutsal Meryem Ana’nın ölümden kısa bir süre sonra Meryem Ana’nın mezarı ziyaretinde naşının mezarda olmadığı ve göklere yükseldiğine şahit olurlar. Eş zamanlı olarak Surp Badarak’tan (Ayin) hemen sonra üzümler kutsanır. Meryem Ana’nın rahminin ilk meyvesinin insanlık için kurban edişiyle eş tutuluyor ve bollaşıp bereketlenene kadar üzüm yenmiyor.

Gelinlik diktirirken, dikkat edilecek 5 altın kural ...

HABER MERKEZİ-TALİN ŞİRİNPINAR




Gelinlik diktirirken,
dikkat edilecek 5 altın kural

Yaz düğünleri, tüm hızıyla devam ediyor. Her genç kızın hayalinde ‘telli duvaklı gelin’ olmak yatıyor. Genç kızların hayallerini süsleyen, yaşamlarındaki bu çok özel günde, her detay ayrı bir hassasiyet kazanıyor. Gelinliğin seçiminden saçın yapımına, gelin çiçeği buketinden ayakkabıya kadar her ayrıntı da ince elenip sık dokunuyor. Güzel bir gelin olmak için, öncelikle vücut tipine uygun bir gelinlik modeline karar verilmesi gerekiyor. Kilo vermeyi düşünen gelin adaylarının ise, muhakkak düğünden birkaç ay öncesinde diyete başlamaları lazım.
Modacı Ayşe Koçak, gelinliğin hazırlanmasının kesinlikle son günlere bırakılmaması gerektiğinin altını çizerek, gelinlik diktirirken dikkat edilmesi gereken 5 kurala ilişkin şunları açıklıyor.  




Gelinlik diktirirken, dikkat edilmesi gereken 5 altın kural

1-Gelinlik dikimi yaptırılacak firmanın, kurumsal bir işletme olup olmadığına dikkat edilmesi gerekir. Kurumsallığı olan, sizin istediğiniz kumaşı, danteli ve seçtiğiniz taşı uygulayacak, hizmet kalitesi yüksek bir firma tercih edilmelidir.

2-Gelin adayının, gittiği modaevinde, sadece müşteri temsilcisiyle görüşmesi yeterli değildir. Muhakkak, gelinliğini dikecek modacısı ile görüşüp, modacının gelin adayının vücut tipine göre uygun olabilecek gelinlik modellerine ilişkin görüşünü almalıdır. Ardından, gelin adayının istediği gelinlik modeli ile modacının karşılıklı görüşmeleri sonucunda, nasıl bir gelinlik dikilecek kararı verilmedir. Bir mankenin üzerinde tasarımı çok beğenilen bir gelinlik modeli, eğer gelin adayının vücut yapısı uygun değilse, istenilen şıklığı veremeyebilir. Özetle, gelinlik modelinin kararı; modacı ve gelin adayının birlikte karar alması gereken bir konudur.

3-Gelin adayı, muayyen günlerinde kesinlikle provaya gitmemelidir. Bu tarihlerde, vücut ortalama 2-3 kilo alabilmektedir.

4-Gelin adayı biraz kilolu ise, gelinlik içine GPS (gelinlik içine korse) uygulanması istenmelidir.  Modacının işinde iyi olması, gelin adayındaki küçük kusurları kapatabilecek bilgiye ve tecrübeye sahip olması gerekir. Örneğin, omuzlar ve kollar biraz kalın ise, açıkta bırakmak yerine dantel uygulaması zarafet ve şıklık katacaktır.

5-Modacının, her yıl 20- 30 farklı gelinlik modeli üzerinde çalışması, dünya modasına paralel yeni ve özgün modellerinin bulunması başarısını gösterir. Gelinlik dikimi ‘haute couture’ yani kişiye özeldir. Her gelin, kendine özel tasarlanan gelinliğiyle, düğününün en göz kamaştıran kişisi olmayı ister. Gelin adayının düğüne tatlı bir koşuşturma içinde hazırlık yaptığı günlerinde, modacının da diktiği zarif ve şık gelinlik ile değer katması önemlidir.  

Kapadokya’da, "yerli turist" can suyu oldu...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Kapadokya’da, "yerli turist" can suyu oldu

Kapadokya’yı, bu yıl yerli turist kurtarıyor

Küçük Oteller Derneği / Kapadokya Temsilciliği'nin yapmış olduğu, 2015 yılının ilk 7 ayının değerlendirildiği çalışma yayınlandı. Çalışmada, turizmde yaşanan mevcut sıkıntının, son günlerde bulunduğumuz coğrafyada ve ülkemizde yaşanmakta olan; Suriye, IŞID, terör olayları gibi konular olduğu belirtildi.
Küçük Oteller Derneği / Kapadokya Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, Nevşehir İl Kültür Turizm Müdürlüğü'nden alınan konaklama istatistiklerine (İş Emniyet Müdürlüğü'nden gelen KBS verileri çerçevesinde elde edilen verilerdir) bağlı olarak (Jandarma Bölgesi hariç), 2015 yılının ilk 7 ayında bölgemizde konaklayan yerli ziyaretçi sayısı; bir önceki yılın aynı dönemine göre %3 azalmış durumda iken; 2013 yılının aynı dönemine göre ise, bu düşüş %13 olmuştur. Yabancı gezgin profilinde yaşanan değişim ve sayısal düşüşe karşı, yerli turist  bölgeyi ziyaret etmeye ve bölgede konaklamaya devam etmektedir.
Derneğin Kapadokya temsilcileri, "Seçim ve siyasal belirsizliklere rağmen, bu dönemi %3 gibi bir kayıpla atlattık. Yerli turist, küçük ve orta ölçekli otellerimiz için can suyu olmaktadır." diye konuştu.

Çin’den gelen gezgin sayısında %68 artış

Önümüzdeki günlerde 2015 yılının ilk 7 ayında yabancı ziyaretçi rakamlarında yaşanan değişim ve düşüşe ilişkin olarak da, bir açıklama ve değerlendirme yapacaklarını belirten dernek çalışma grubu, şunları kaydetti:
"İlk bulgular, 2015 yılı ilk 7 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre, Çin'den gelen gezgin sayısında  %68'lik bir artış olduğunu gösteriyor. Bu bölgemiz için büyük bir fırsat. Fakat bu büyümenin sürdürülebilmesi için huzur ve güven ortamının yeniden sağlanması gerekiyor. Aksi taktirde, bu büyük fırsatı kaçırmış olacağız. Çin pazarı için bugüne kadar yapılan pek çok çalışma da çöpe gidiyor olabilir." dediler.





11 Ağustos 2015 Salı

ANBA ve EGD öncülüğünde İnşaat Platformu kuruldu ...


HABER MERKEZİ-TALİN ŞİRİNPINAR




ANBA ve EGD öncülüğünde İnşaat Platformu kuruldu

İnşaat Platformu kuruldu

30 yıldır inşaat sektöründe faaliyet gösteren ANBA Yayın Grubu ile 800'ü aşkın üyesiyle ekonomi basınının sesi olan Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ortak bir platform oluşturdu.
Sektöre katma değer sağlamak, mühendislik-müşavirlik-proje grupları, mimarlık-mütehhitlik ve inşaat sanayi derneklerinin yanı sıra, akademisyenleri ve sektöre katkı sağlayan kurum ve kuruluşları aynı çatı altında toplamayı amaçlayarak çalışmalarını sürdüren “İnşaat Platformu” dernekleşmeden, tüzel kişiliğe sahip olmadan “sivil toplum buluşması” olmayı hedefliyor. Tarafsız, bağımsız, siyasetten uzak, mevcut dernek, kurum ve kuruluşlarla ortak hareket ederek, sektörün sorunlarını dile getirmeyi hedefleyen “İnşaat Platformu”, ilk toplantısını 30 Temmuz'da gerçekleştirdi.
İnşaat Platformu'nu “Yeni nesil sivil toplum buluşması” olarak nitelendiren Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde ilerleyen toplantı, 200'ün üzerinde katılımcıyla interaktif bir katılım ile devam etti. Birçok dernek ve sektör katılımcısının değerlendirmeleri ile devam eden toplantı da İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın: “İTO olarak İnşaat Platformu'nu destekliyoruz ve tüm çalışmalarında yanında olacağız” dedi.



"İnşaat sektörüne, 1.3 trilyon dolar yatırım yapılacak"

İnşaat Platformu kurucularından ANBA Yayın Grubu Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Kılınç,  sektöre dair verileri paylaşarak şunları söyledi:
"İnşaat, ülkemizin en güçlü lokomotif sektörü. 200 civarında alt sektörü peşinden sürüklüyor. 40 bin çeşit ürünün kullanımına imkan tanıyor. Alt segment tüm ürünleri eklediğinizde bu rakam 1 milyon kaleme kadar ulaşıyor. Doğrudan 2, dolaylı olarak 5 milyona yakın kişiye istihdam sağlıyor. İnşaata girdi sağlayan tüm unsurlarla birlikte GSYH’dan aldığı pay %30. Ülkemiz adına o kadar önemli ki... Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılına kadar kentsel dönüşüm projeleri başta olmak üzere, ulaşım-enerji-altyapı ve üstyapı projelerine 1.3 trilyon dolar yatırım yapılması hedefleniyor. Bunun için biz, İnşaat Platformu'nu, sektörün sorunlarının tespit edilmesi ve giderilmesi konularını çok önemsiyor ve herkesin katkılarını bekliyoruz" dedi

"Yurtdışı müteahhitlerimiz, cirosal payını arttırınca başarıya ulaşmış olacak"

Küresel rakamlara da değinen Mahmut Kılınç: "Dünya inşaat harcamaları 9.3 trilyon dolar, dünya inşaat malzemeleri pazarı ise 6.8 trilyon dolardır. Türkiye inşaat harcamaları ise 162 milyar TL. Dünya inşaat malzemeleri pazarından aldığımız pay ise %1 bile değil. Türkiye 40 yılı aşkın süredir, 102 ülkede, 300 milyar doları aşan iş hacmiyle temsil edilmektedir. Yurtdışı müteahhitlik firmalarımız ENR Top 250 listesinde, 42 firmayla 2. sıradadır. Bu ikincilik önemli bir başarı olsa da, aslında eksik yönleri vardır. Çünkü Türkiye, 42 firma ile 2014 yılında yurtdışı iş hacmi olarak yaklaşık 25 milyar dolar iş hacmine ulaşmıştır. İspanya ise sadece 13 firma ile geçtiğimiz yıl 85 milyar dolarlık iş hacminin sahibi olmuştur. Yurtdışı Türk müteahhitlik sektörümüz, cirosal payı arttırınca tam anlamıyla başarıya ulaşmış olacaktır. Bunun için de, yıllık en az 50 milyar dolarlık iş hacmine ulaşabilmesi için devletin aktif rol alması  gerekmektedir” dedi.

"305 bin müteahhit, gerçek anlamda 'inşaat müteahhidi' değildir"

Mahmut Kılınç sözlerini: "KİK verilerine göre ülkemizde 305 bin müteahhit vardır. Ancak, bu veri çok sağlıklı değildir. Bu rakamın sadece %20'si inşaat müteahhitidir. Kamuya iş yapan müteahhit 60 bin, özel sektöre iş yapan ise 100 bin civarındadır. Yani, sadece yaklaşık 160 bin civarında inşaat müteahhidi vardır. Bu noktada, inşaat müteahhidi ayrımının yapılması oldukça önemlidir" diyerek tamamladı.



“İstanbul Ticaret Odası olarak İnşaat Platfomu'na tüm desteği sağlayacağız”

İnşaat Platformu'nun ilk toplantısına katılan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın görüşlerini ve değerlendirmelerini katılımcılarla paylaştı. İstanbul Ticaret Odası Başkanı ve yönetim kurulunun da desteğiyle özellikle inşaat sektörünü 2023 vizyonu çerçevesinde stratejik bir sektör olarak değerlendirmeye karar verdik diyerek sözlerine başlayan Kalsın: “Bu çerçevede geçtiğimiz bu 2 yıllık süre zarfında bir çok faaliyet gerçekleştirdik. Bunlar içerisinde somut projelerde, makro düzeyde uzun vadeli projeksiyonlar var. Öncelikle somut projeden bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz gibi Fransa Cannes şehrinde dünya çapında ünlü uluslararası gayrimenkul fuarı, MIPIM gerçekleştiriliyor. Fransa'daki bu etkinliğine İstanbul'un dev bir maketini taşıdık. 95 metrelik, ileride büyütülmek üzere modüler bir sistemle hazırlanan bu dev maket, ülkemiz için ilk defa bu kadar geniş kapsamlı, bu kadar ince planlanmış bir çalışmaydı. Hem İstanbul'u tanıttık hem de gayrimenkul inşaat sektörü için orada bulunan üyelerimizi dış dünyanın tanıması gayreti içinde olduk. Bu tarz fuarlarda yine faaliyetlerimiz devam edecek” dedi.

İstanbul Ticaret Odası kapsamında yapılan inşaat sektörü çalışmalarına da değinen Murat Kalsın: “İnşaat ve gayrimenkul ihtisas komitesini kurduk. Bu komitenin çatısı altında mimarlık, mühendislik, inşaat, altyapı, konut inşaatı gibi birçok komitemiz var. Tüm bu komitelerin 60 binin üzerinde üyesi, toplamda ise 375 bin üyesi bulunuyor. Sektörü tüm boyutlarıyla masaya yatırdık, tam 52 tane kurumla irtibata geçtik; 17 tane akıl toplantısı yaptık. Çok ciddi tartışmalar oldu ve sektörün ciddi manada bir lobi sorunu olduğunu ve çok başlı bir yapısı olduğunu tespit ettik. Sektörün 600'ün üzerinde somut sorunu olduğunu tespit ettik ve tüm bu sorunları 28 tane proje dönüştürdük. Yakın bir zamanda bu projeleri kamuoyu ile paylaşacağız. Ondan sonra bizde netice almak üzere, sivil toplum kuruluşlarıyla siz değerli sektör temsilcileriyle ve tabi ki bundan sonra İnşaat Platformu'nu da bu çalışmalara dahil etmek istiyoruz. Ben gerçekten çok teşekkür ederim. Bu önemli bir oluşum ve bizler de çok önemsiyoruz. Ki özellikle çok kıymetli tecrübeli Celal Toprak ve Mahmut Kılınç hem iş dünyasından hem sektörden çok değerli dostlarımız. Sizler de bugün burada zahmet edip geldiniz, kendi zamanınızdan çaldınız, sektör için iş dünyamızın geleceği için vakit ayırdınız, çok teşekkür ediyorum. Biz İstanbul Ticaret Odası olarak başta meslektaşınız olarak şahsım ve yönetim kurulu olarak bu platforma elimizden gelen gayretle tüm desteği sağlamayacağımızın sözü verebilirim. Yapacağınız çalışmalarda bizleri de bilgilendirirseniz önümüzdeki süreçte hep beraber güzel çalışmalara imza atarız” açıklamasında bulundu.

“Mimarlık, müşavirlik, mühendislik hizmetlerimizi artık yurt dışında satabilmeliyiz”

İnşaat Platformu ilk toplantısında önemli açıklamalarda bulunan Evrenol Mimarlık Kurucu Ortağı Yüksek Mimar Mehpare Evrenol “35 yılı aşkın meslek hayatım içerisinde, milyonlarca metrekare inşaatın grup olarak müellifi olduk. Ve şöyle bir nokta var, birçok projemizi tanıyorsunuzdur ama, o projenin müellifi olduğumu bilmiyorsunuzdur Çünkü çok yakın zamanlara kadar mimarın adı yoktu. Şimdilerde mimarlık, mühendislik, müşavirlik bir miktar daha öne çıkmaya başladı. Biz bunu ayağa kaldırmalıyız, bu yüzden de bizi buraya davet ettikleri için, böyle bir birlik içerisinde mimarların da söz sahibi olması gerektiğini düşündüğü için ANBA Yayın Grubu Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Kılınç'a çok teşekkür ederim” dedi.


Prof. Metin Hepgüler'e "Vefa Ödülü" verildi

İnşaat Platformu her toplantısında inşaat sektörüne 50 yıl hizmet veren duayenlere ödül vermeye karar verdi. İnşaat Platformu Vefa Ödülü'nün ilki dünyaca ünlü mimar Prof. Metin Hepgüler'e verildi. Tam 50 yıl önce Türkiye'nin ilk uluslararası mimarlık şirketini kuran Hepgüler, bugüne kadar ödüllendirildiği 181 proje yarışmasında; 81 birincilik, 29 kez uluslararası birincilik ve 14 kez milletlerarası madalyaya layık görüldü. Hepgüler, 21'inci asrın 200 meslek lideri içerisinde tek mimar ve tek Türk olarak tarihe geçti.

9 Ağustos 2015 Pazar

Santralistanbul Kampüsü, İstanbul’daki kültür hayatının en önemli etkinlik merkezlerinden biri niteliğinde bir mekan..




HABER MERKEZİ-TALİN ŞİRİNPINAR



Haliç’in kıyısında, 118 dönüm yeşil alanda kurulu, kentin her bölgesinden rahatlıkla ulaşılabilecek kültür, sanat ve eğitimin iç içe olduğu Santralistanbul Kampüsü, İstanbul’daki kültür hayatının en önemli etkinlik merkezlerinden biri niteliğinde. Kampüs, Türkiye’nin ilk elektrik santralini, bugünkü haliyle Enerji Müzesi’ni bünyesinde barındırıyor. Kampüste ayrıca çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan restoranlar ve cafeler de bulunuyor. Öğrencilerin renkli bir üniversite yaşamına sahip olmaları için gereken her şey santral istanbul Kampüsü’nde mevcut.


Enerji Müzesi
Santral, İstanbul'un asıl güç kaynağıydı ve 20 yıl önce terk edildi. Haliç'in sonunda bulunan bölgeye ilişkin ana plan, varolan binaların korunması ve yeniden kullanılmasıyla ilgilidir.Mekanik odaların büyük türbinlerine ev sahipliği yapan, etkileyici binalardan bir tanesi Enerji Müzesi haline getirildi.
 Binanın önceki odak noktası, makinelerin nasıl idare edildiği yerdi. Günümüzde makineler artık kullanımda değil, bulunan mekanik ekipman ise yapay peyzaj haline geldi.
Mimari müdahaleler, varolan mekanik ekipmanı alternatif bir görüş düzleminde gösterebilmek amacıyla, bir iskele, basamaklar ve asansörlerden oluşan bir dolaşım yolundan oluşturuyor. Elektrik enerjisi üretimi serisi, iskele üzerinde yürürken izlenebiliyor.

The School of Life
Alain de Botton’un ilk olarak 2008’de Londra’da hayata geçirdiği The School of Life felsefe, edebiyat, psikanaliz ve görsel sanatların sunduğu yaklaşımlar ve rehberlik aracılığı ile katılımcıları akıllı ve iyi yaşama alternatiflerini keşfetmeye ve tartışmaya davet ediyor. The School of Life Istanbul’un yetkin ve deneyimli akademik kadrosu eşliğinde hayatın asli ve büyük temalarında kazı yapabilir, iç sesinize kulak verebilir, aynı zamanda yaklaşımınızı diğer meraklı ve açık görüşlü bireylerle paylaşabilirsiniz.


YEME/İÇME
Eğitim ve sanatın yaşamla iç içe olduğu santralistanbul Kampüsü’nde herkese hitap edebilecek yeme ve içme alanları bulunuyor. Kampüs, şehir merkezine yakın oluşuyla yeme-içme seçeneklerinin arttığı bir alan haline geliyor.
Alara Café ağaçların, yemyeşil çimlerin içinde oldukça sıcak ve keyifli bir mekan..  haftanın 7 günü hizmet veriyor.Mekan kahvaltıdan BBQ ye Izgara et yemeklerinden ev yapımı limonataya kadar pek çok çeşitte yemek ve içecek bulabileceğiniz bir yer. Kapalı ve açık alanlara sahip mekanda haftanın her günü 09:00 -19:00 a kadar açık yine her gün 12:00 -17:00 saatleri arasında dışarıda BBQ yapılıyor ..BBQ da  Sucuk veya Köfte ekmek ile tercih edeceğiniz 1 adet meşrubat fiyata dahil olarak sunuluyor



 BBQ nun yanı sıra mekanda  ızgara et çeşitlerini tüm içecek çeşitleri ile bulabiliyorsunuz Hafta sonları ise Istanbul'da kalan herkese  doğanın içinde alabilecekleri lezzetli bir açık büfe kahvaltı brunch  hizmeti sunuluyor.Kahvaltı Pazar günleri 10:00 14:00 saatleri arasında  Dondurma ve ev yapımı lezzetli limonata da mekanda bulabilirsiniz. Sizde çocuklarınızın oyun oynamak için yeşil trafikten uzak bir alan bulmaları imkansız diyorsanız bu mekanda çocukların mutlu olabileceği pek çok şey var, yemyeşil doğa, lezzetli yemekler ve birde Enerji müzesi..
Ücretsiz olarak gezebileceğiniz Enerji Müzesi bünyesinde çocukistanbul Enerji başlığı altında, okul öncesi yaş grubundan lise düzeyine kadar 4 farklı yaş kategorisi için hazırlanan enerji kaynakları, enerji verimliliği ve enerji tasarrufu temalı Enerji Eğitimi Programı ve çocukistanbulBilim başlığı altında Londra Bilim Müzesi işbirliği ile gerçekleştirilen ve ortaokul öğrencilerini kapsayan Gizemli Kutular ile Zoom Kindermusuem ortaklığıyla gerçekleştirilen ve ilkokul 4. sınıfları kapsayan “Kim Bilim İnsanıdır” interaktif atölye çalışmaları gerçekleşiyor. Bu arada hemen hatırlatalım Alara Cafe BBQ ve Açık büfe kahvaltı fiyatlarında 0-3 yaş ücretsiz ...Kısaca İstanbul'un merkezinde huzur bulabileceğiniz  gününüzü dilerseniz tek başınıza dilerseniz aileniz ve arkadaşlarınızla birlikte keyifle geçirebileceğiniz çok özel bir kaçış noktası Santral Istanbul Alara Café...

Haber Kaynağı: 2



“Yat Türkiye Şampiyonası” 14 – 16 Ağustos’ta Milta Bodrum Marina’da gerçekleşecek

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Yat Türkiye Şampiyonası’nın tanıtımı, 6 Ağustos Perşembe günü, aynı zamanda yarışın Mekan Sponsoru da olan The Grand Tarabya’da düzenlenen basın toplantısıyla gerçekleşti. Toplantıda Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı Serhat Belli, TYF Başkan Vekili Naci Kuriş, TYF Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Karacalar ve TYF Merkez Hakem Kurulu Başkanı Pınar Coşkuner Genç yarış ile ilgili ayrıntıları paylaştı.60 teknenin katılması beklenen yarışta ekipler, 3 gün boyunca farklı sınıflarda yarışacak. Yarışın galibi trofenin sahibi olup Avrupa’da seçilen bir yarışta Türkiye’yi temsil etme hakkını kazanacak.

Yat sınıfında düzenlenen yarışlar arasında en prestijli yat yarışı olarak gösterilen “Yat Türkiye Şampiyonası” bu yıl ilk kez düzenleniyor. Gelecek yıllarda da düzenlenerek gelenekselleşecek yarış, en iyi ekiplerin katılımıyla Milta Bodrum Marina’dan start alacak. Yarışın galibi bir sene boyunca trofenin sahibi olacak ve Avrupa’da düzenlenecek uluslararası yat yarışında ülkemizi temsil etme hakkını kazanacak. 7 sınıfta kıyasıya mücadele edecek ekipler birinci gün Sahil Güvenlik Kupası, ikinci gün Milta Marina Kupası, üçüncü gün ise Bodrum Belediyesi Kupası’nı kazanmak için yarışacaklar. Şampiyonanın galipleri ise üçüncü gün genel klasman sonuçlarına göre belirlenecek. Birinci, ikinci ve üçüncü gün sınıf birincileri, üçüncü gün ise genel sıralamada her sınıfın dereceye giren ilk üç ekibi ödül kazanacak. Ayrıca kazanan bazı ekipler destekçi markalar tarafından hediye edilecek şampiyonaya özel ödüllerin de sahibi olacak.

Yelkenin Kalbi Bodrum’da Atacak.                                                                                                     Tutku, rüzgar ve mavinin içinde 3 gün sürecek heyecanlı yarışların kazananları 16 Ağustos Pazar günü Milta Bodrum Marina’da Saat 20.00’da düzenlenecek ödül gecesinde ödüllerine kavuşacak ve kapanış seremonisi ile bu muhteşem yarış gelecek sene düzenlenmek üzere son bulacak.

M. Serhat Belli:  “Ülke ve dünya çapında birçok organizasyona imzamızı atacağız.”                   Türkiye Yelken Federasyonu Başkanı Sayın M. Serhat Belli konuşmasında; “Türkiye Yelken Federasyonu Yönetimi olarak yelkenciliğin gelişmesi ve yaygınlaşması adına gerçekleştirdiğimiz çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Tüm deniz severlerin ve yelkene gönül verenlerin de desteği ile hedeflerimize her geçen gün biraz daha yaklaşıyoruz. Büyük bir öz veriyle hazırlandığımız, bu yıl ilki gerçekleşecek ve bundan sonraki yıllarda gelenekselleşecek olan Yat Türkiye Şampiyonası’nı tüm yelken camiasına armağan ediyoruz. Güzel bir rota seçtik. Yarışların en verimli ve güvenli şekilde gerçekleşmesi için tüm ekiplerin ilgili talimatları itinayla yerine getirmesini, hava koşullarının da bizden yana olmasını temenni ediyoruz. Bu yarışı destekleyen tüm markalarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Bundan sonraki süreçte de yine markalarımızın desteği ile Türkiye Yelken Federasyonu olarak bu şampiyona gibi ülke ve dünya çapında birçok organizasyona imzamızı atacağız.

Naci Kuriş: “Tesisleşme anlamında ciddi yatırımlarımız olacak.”
Konuşmasında olimpiyat hazırlıkları ve tesisleşmenin öneminden bahseden Türkiye Yelken Federasyonu Başkan Vekili Sayın Naci Kuriş “Bilindiği gibi 2016 Rio Olimpiyatları kota hazırlıkları içerisindeyiz. Göreve geldiğimizden bu yana olimpik sınıflardaki ekip ve donanım eksikliklerimizin büyük bir kısmını gidermiş bulunuyoruz. Tesisleşme anlamında ise ciddi yatırımlarımız olacak. Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan, gıpta ettiğimiz yelkencilik tesislerine çok yakın zamanda biz de kavuşacağız. “ dedi.

Ömer Karacalar: “Yatçılığın son yıllardaki gelişiminden memnunuz.”
Türkiye Yelken Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olan ve aynı zamanda Yat-Dragon Komite Başkanlığı görevini yürüten  Ömer Karacalar yatçılığın son zamanlardaki gelişiminden bahsetti. “Gerekli koşullar yerine getirildiği takdirde kulüpler tarafından organize edilen yarışlara Federasyon olarak gereken tüm desteği veriyoruz.” diyen Karacalar konuşmasının devamında 2015 Yat Türkiye Şampiyonası’nın yatçılık özelindeki önemini anlattı.

Pınar Coşkuner: “Yat Türkiye Şampiyonası Kulüpler tarafından organize edilen yarışlar için mutlaka TYF’ den görüş alınmalı.”Türkiye’nin farklı bölgelerinde kulüpler tarafından birçok yarışın düzenlendiğini bildiren Coşkuner; “Sporcularımızın ve kulüplerimizin gösterdiği ilgiden memnunuz, ancak tüm yarışların en verimli ve güvenli şekilde seyredebilmesi için mutlaka Türkiye Yelken Federasyonu tarafından görüş alınması gerekiyor, tüm talimatlara hassasiyet gösterilmesini istiyoruz” dedi ve Yat Türkiye Şampiyonası’nın yarış kurallarını anlattı.

YARIŞ ÖZELLİKLERİ
Yarış Sayısı: 2015 Türkiye Yat Şampiyonası Yarışlarında 4 adet şamandıra ve 1 adet coğrafi yarış olmak üzere toplam 5 yarış yapılacaktır. Sahil Güvenlik Kupası ve Milta Marina Kupası Yarışları aynı gün içerisinde iki defa yapılacak şamandıra yarışlarından oluşmaktadır. Bodrum Belediyesi Kupası Yarışı ise 1 adet rota yarışından oluşur.                                                                                                  
Rüzgar: Yarışlar 4 knots ile 30 knots arası devamlı esen rüzgar kuvvetinde yapılır.                       Tekneler: IRC sınıf yarışlarına sadece 2015 senesine ait IRC ölçü belgesi bulunan tekneler katılabilir. Geçerli IRC belgesi bulunmayan tekneler, kabul etmeleri durumunda Destek Sınıfı’nda yarışabilir. Yarış, tekne boyu 8 m-27 m arasında olan dıştan ya da içten takmalı motor taşıyan ve güvenlik kuralları çerçevesinde yarışmaya uygun donanıma sahip her türlü yelkenli teknenin katılımına açıktır. Yarışa katılacak her teknede yelken numarası ve borda numarası bulunmalıdır.Sporcular: Teknelerde yarışan her sporcunun 2015 senesine ait geçerli sporcu lisansı bulunmalıdır. Geçerli lisansı bulunmayan sporcular geçici lisans çıkartarak yarışta yerini alabilir. Lisans belgesi bulunmayan hiçbir sporcu teknede yer alamaz.Ekip Sayısı: IRC sınıfı teknelerde yarışacak ekip sayısı teknenin IRC sertifikasında belirtilen ekip sayısı ile sınırlıdır. Destek sınıfında yarışan teknelerde maksimum 10 kişi bulunabilir. Yarışan teknelerde en az 3 sporcu daimi olarak bulunmalıdır.                                                                                                  
Katılım: Yarış tüm bölgelerden katılıma açıktır.                                                                                 Son Başvuru Tarihi: Başvurular en son 13 Ağustos 2015, Perşembe günü Saat: 17:00’a kadar BAYK (Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü)’da kurulacak yarış sekreterliğine yapılmalıdır.Partner ve destekçi markalar: BAYK, Spor Toto, Spor Genel Müdürlüğü, Nacar, Bodrum Belediyesi, Milta Bodrum Marina, Bodrum Ticaret Odası, International Akzo Nobel, The Grand Tarabya Hotel, UK Sailmakers, I-Marine.
 Haber Kaynağı: 2


ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri’ne başvurular 1 Ağustos ‘tan itibaren başladı

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Turizm Medya Grubu’nun düzenlediği,  2016 yılı Mart ayında 4.’sü gerçekleşecek, sektörün en prestijli ödül töreni ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri’ne başvurular  1 Ağustos ‘tan itibaren başladı. Büyüyerek yoluna devam eden, M.I.C.E. sektörünün Oscar’ı olarak bilinen,  eğlenceli sahne şovlarının yer aldığı heyecanlı ödül töreni için geri sayım başladı.Önümüzdeki yıl 16-18 Mart tarihleri arasında kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün en önemli ulusal ve uluslararası buluşmalarına ev sahipliği yapacak olan “ACE of M.I.C.E. Exhibition”;  her sene olduğu gibi bu sene de fuarın 2. gününde sektörün en iyilerini ödüllendirecek. Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleşecek görkemli ödül töreniyle sektörün As’larına ödülleri teslim edilecek. Tüm dünyada hızlı bir şekilde yükselen kısa adı M.I.C.E. olan kongre, toplantı ve etkinlik sektörü,  ödül töreninde Türkiye ve uluslararası sektör profesyonellerini bir araya getirecek. Bu büyük buluşmaya ev sahipliği yapan Turizm Medya Grubu,  ACE of M.I.C.E.  ödül töreni ile kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün kalite çıtasının yükselmesine katkıda bulunuyor. Şimdiye kadar Toplantı Yönetim Firmaları, Toplantı Destek Firmaları, Oteller ve Etkinlikler olmak üzere 4 kategoride 23 ayrı dalda değerlendirilen ACE of M.I.C.E.  Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri’ne, bu sene Profesyonel Kongre Organizatörleri, Prodüksiyon Firmaları ve Ses, Işık, Görüntü alanlarında faaliyet gösteren firmaların da değerlendirileceği yeni kategoriler ekleniyor.

BAŞVURULAR 20 KASIM 2015’E KADAR DEVAM EDECEK
ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri’ne toplantı otelleri, etkinlikler, toplantı yönetim firmaları, toplantı destek firmaları kategorilerinde belirlenen kriterlere uygun olan başvurular alınacak. ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri’ne başvuracak olan adaylar 1 Kasım 2014 – 1 Kasım 2015 tarih aralığında gerçekleştirmiş olduğu etkinlikler ile başvuru yapabilecek. Başvurular, miceodulleri.com web sitesi üzerinden, Arçelik, AvivaSA, Boyner, Denizbank, HP gibi firmalardan değerli isimlerin davet edildiği, alanlarının en iyilerinden oluşan 90 kişilik jüri heyeti tarafından online olarak oylanacak. Gerçekleşen ilk elemeler sonrası ise her dalda belirlenen üç aday, birinci seçilmek için jüri heyetine sunumlarını gerçekleştirecek. Yapılan oylamalar ve sunum sonrasında düzenlenecek görkemli tören ile ödüller sahiplerini bulacak.

MÜKEMMELE ULAŞMA ARZUSU YARATIYOR
Turizm Medya Grubu’nun kurucusu ve Genel müdürü Volkan Ataman ACE of M.I.C.E.’ın büyüyerek yoluna devam ettiğini belirtirken, ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri; kongre, toplantı ve etkinlik faaliyetlerinin sürdürülebilir büyümesine yön vermeyi, sektörde hizmet veren kurum ve kuruluşlarda daha mükemmele ulaşma arzusu yaratmayı ve Türk kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün bilinirliğini küresel ölçekte artırmayı hedefleyen ilk ve tek organizasyon olduğuna dikkat çekiyor. Bu sene açılacak yeni kategoriler ile başvuru sayısını artırmayı hedefleyen Turizm Medya Grubu’nun geçen sene gerçekleştirdiği görkemli ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri gecesinde, katılımcı sayısı 3000 kişiyi geçti.ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri hakkında ayrıntılı bilgi için www.miceodulleri.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haber Kaynağı: 2



6 Ağustos 2015 Perşembe

www.trafik123.com sitesi faaliyete geçti....

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




Geçtiğimiz aylarda beta sürecini tamamlayarak faaliyete geçen  www.trafik123.com  sitesi ziyaretçilerinin çok uzun formlar doldurmadan minimum bilgi ile anında en az 8 sigorta şirketinden en uygun tekliflere ulaşabilmelerini hedefliyor. Tercih edilen teklif seçilerek ödeme,kredi kartı ile, doğrudan sigorta şirketine yapılıp müşterinin anında sigortalanması sağlanıyor. Ödeme yapıldığı anda basılabilir trafik poliçesi sigortalıya e posta yoluyla gönderiliyor. Ayrıca sigortalının kolay erişimi için sitedeki “Hesabım” dosyasında tüm poliçeler saklanıyor. Zorunlu Trafik Poliçesinin kapsam ve limtleri ile ilgili her türlü bilgiye trafik123.com’dan ulaşmak mümkün.

Piyasadaki rakiplerinin aksine Trafik123 müşterisini özellikle telefonla rahatsız etmek istemiyor. Hedef kitlesini mal ve hizmetleri kolay, hızlı ve güvenli bir şekilde internetten sağlamayı tercih eden taşıt sahipleri olarak tanımlayan Trafik123 kurucuları bu hizmet mecrasını “İnsansız Sigorta Aracı” olarak tanımlamışlar. Sitede hem özel hem de tüzel kişilere hizmet verildiği gibi otomobil, kamyon, çekici, motosiklet gibi her türlü binek aracının da trafik sigortası yapılabiliyor.

Piyasada sigorta teklifleri veren diğer sitelerle karşılaştırıldığında sadece Trafik123’ün  internette başlatılan teklif alma sürecinin yine online sonuçlandırabildiğini görüyoruz. Yani halihazırda Türkiye’de karşılaştırmalı uygun teklifleri online gösterip  müşterinin tercihini yapmasını takiben ödemeyi alıp poliçeyi online kesebilen tek site Trafik123. Trafik poliçe vadesinin dolmasına saatler kala 7X24 yeni poliçe satın alınıp basılarak trafiğe çıkmak mümkün artık. Aynı ekip Sigortacı123 şemsiyesi altında www.Kasko123.com ve www.Dask123.com sitelerinden Kasko sigortası ve Dask sigortası ürünleri de sunmakta. Sigortacı123 sektörünün tanınmış ismi Brokers house Sigorta ve Reasurans Brokerliği A.Ş. nin internet hizmeti olarak faaliyet göstermekte.