31 Ekim 2015 Cumartesi

Uyumsoft AŞ, i-Dönüşüm Çalıştayı düzenleniyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Uyumsoft AŞ, i-Dönüşüm Çalıştayı düzenleniyor

Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri A.Ş. tarafından, e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-Bilet gibi süreçleri kapsayan i-Dönüşüm Çalıştayı, 30 ve 31 Ekim 2015 tarihleri arasında düzenleniyor. Point Hotel Taksim’de yapılan i-Dönüşüm Çalıştayına,  Uyumsoft’un İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ofislerinden üst düzey yetkililer katıldı.
i-Dönüşüm Çalıştayında; 421 ve 454 seri nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ve Değişiklikler; e-Fatura, e-Defter, e-Arşivde dikkat edilmesi gereken konular; e-Arşiv uygulaması ve ÖKC ilişkisi; e-Bilet; i-Dönüşüm ve KEP Donanım mimarisi gibi çeşitli konular masaya yatırılıyor.

30 Ekim 2015 Cuma

NG Afyon şifalı termal sularıyla konuklarını ağırlıyor.....

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR





“Her konuğumuzu, tek konuğumuz gibi ağırlarız“ felsefesiyle yola çıkan NG Afyon Wellness & Convention, termal sezonunun açılmasıyla, şifalı termal suları ve muhteşem Spa Merkezi ile konuklarına benzersiz bir deneyim yaşatıyor
Termal kavramını lüksle buluşturan NG Afyon şifalı termal sularıyla konuklarını yenilenmiş olarak uğurluyor.



Eşsiz özelliklere sahip olan NG Termal Suyu: romatizmal hastalıklar, kas iskelet sistemi rahatsızlıkları, cilt hastalıkları, sinir sistemi, metabolizma ve hormonal hastalıklara olan faydasıyla biliniyor.NG Afyon'un, klasik kaplıca- termal kür kullanımları dışında sağlıklı kişilerde sağlığı koruma ve genel iyilik halini güçlendirme amaçlı " Termal Wellness" konseptinde de kullanım potansiyeli çok yüksektir.  Otelpuan.com’un yapmış olduğu araştırmada Türkiye'nin ‘En Memnun Kalınan Termal Tesis’i seçilen NG Afyon yenilenmek ve tazelenmek isteyen konuklarını bekliyor...

JOLLY TUR’DAN REHBERLERE TEŞEKKÜR GECESİ...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



JOLLY TUR’DAN TURİZMİN GİZLİ KAHRAMANLARI REHBERLERE TEŞEKKÜR GECESİ

Turizm sektöründe 28 yıldır hizmet veren ve müşteri memnuniyetini tüm çalışmalarında merkeze alan Jolly Tur, müşteri memnuniyetinde en önemli faktörlerden biri olan rehberler için özel bir gece düzenledi. Jolly Tur‘un yurtiçi ve yurtdışı turlarında görev alan 120 rehberin bir araya geldiği gece, sektörde rehberler için düzenlenmiş en kapsamlı toplantılardan biri olma özelliğini taşıyor.
’’Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Firma’’ ödülünün yanı sıra “En iyi Turizm Acentası”, “En İyi Yönetilen Tur Operatörü” ödülleri ve “ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetimi Belgesi”nin sahibi olan Jolly Tur, 2014’te müşteri memnuniyetinde bir diğer önemli faktör olan çalışan memnuniyeti için de yeni genel müdürlük binasında özel düzenlemeler yapmıştı. Jolly Tur’un bu konuyla ilgili bir başka çalışması ise  ilkini “Cinnet’ten Bir Köşe” ismiyle, ikincisini “Cennetten Bir Köşe” ismiyle yayımladığı reklam filmleri olmuştu. İlki 7 milyon 93 bin izlenen reklam filminin ikincisi ise sadece 5 günde bile 2 milyon defa izlenmişti.
600’ü aşkın satış noktası ve 3 bin 500 personel ile 70 rotada 135 destinasyon seçeneğiyle hizmet veren Jolly Tur’un 27 Ekim 2015 tarihinde Qubbe İstanbul’da düzenlediği gecede yurtiçi ve yurtdışı turlarında görev alan  120 rehber bir araya geldi. Jolly Tur yurtiçi turlarından 80 rehberin yanı sıra yurtdışı turlarından da 40 rehberin katıldığı gecede 10 yılı aşkın süredir Jolly Tur ile çalışan 56 rehbere teşekkür plaketleri takdim edildi.


REHBERLER, TURLARIMIZI BAŞARILI KILAN EN ÖNEMLİ FAKTÖRLERDEN BİRİ

120 rehberin misafir edildiği geceye Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mert Vardar ve Jolly Tur Genel Müdürü Figen Erkan’ın yanı sıra tüm departman müdürleri de katıldı.
Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, rehberlerin turizm sektörü açısından taşıdığı önemin altını çizerek, şöyle konuştu: “Biz büyük bir aileyiz ve rehberlerimiz bu ailenin en önemli ve değerli kısmını oluşturuyor. Her yıl yüzbinlerce misafir Jolly Tur ile seyahat ediyor ve biz bu misafirlerimizi rehberlerimize emanet ediyoruz. Rehberlik hizmetleri ise o seyahatin nasıl geçeceğinin en önemli belirleyicisi. Rehberlerimizin bilgisi, donanımı, destinasyonlara hakimiyeti, genel kültürleri ve tura katılan misafirlerimize gösterdikleri ilgi turlarımızı başarılı kılan en önemli faktörlerden biri. Bu organizasyon aracılığıyla bu meşakkatli işi,
canı gönülden yapan, gece gündüz demeden çalışan özverili arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.”

2016 yılı sonunda e-Fatura, İşletmelere 3 milyar TL tasarruf sağlayacak ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



2016 yılı sonunda e-Fatura, İşletmelere 3 milyar TL tasarruf sağlayacak

e-Fatura ile işletmeler 3 milyar TL tasarruf sağlayacak

Yeni e-Fatura mükelleflerinde hareketli günler başladı. 30 binin üzerindeki yeni mükellef, 1 Ocak 2016 tarihine kadar e-Fatura, e-Defter uygulamasına geçmek için çalışma yapıyor.
İlk olarak, 1 Nisan 2014 tarihi itibariyle 20 binin üzerindeki işletme, e-Fatura ve e-Defter uygulamasına geçmişti. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in, Haziran 2015 tarihinde yayınladığı tebliğde ilave 30 binin üzerindeki şirketin daha, e-Fatura ve e-Defter uygulamasına dahil olacağı açıklandı. Buna göre, 10 milyon lira ve üzeri ciroya sahip 30 binin üzerindeki yeni mükellef, 1 Ocak 2016 tarihine kadar, e-Fatura ve e-Defter uygulamasına geçmek için hazırlık yapıyor.
2016 yılı Ocak ayında e-Fatura mükellefi olan firma sayısının 50 bini geçeceğini ifade eden Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Genel Müdürü Hüseyin Şahin, “50 binin üzerindeki mükellefin, yılda yaklaşık 2 milyar adet e-Fatura, e-Arşiv düzenleyeceği tahmin ediliyor. e-Fatura uygulamasıyla, işletmeler 2016 yılı sonunda 3 milyar TL’nin üzerinde tasarruf sağlayacak. Yılda 200 bine yakın ağacın kesilmesinin de önüne geçilecek” dedi.

Mükellefler, özel entegratör ile e-Fatura sürecini yönetmeyi istiyor

30 binin üzerindeki ilave mükellefin, yılsonuna kalmadan e-Fatura geçiş sürecini biran önce uygulamaya almak için çalışma yaptığını kaydeden Hüseyin Şahin, şunları söyledi:
“Mükellef işletmeler; özel entegratör olan firmalarla, e-Fatura sürecini yönetmeyi istiyor. Uyumsoft AŞ gibi özel entegratör firmalarda, hareketli ve yoğun günler başladı. e-Fatura Mükellefi olan firmalar, önümüzdeki dönemde, e-arşiv, e-bilet, e-ödeme, e-irsaliye gibi diğer i-Dönüşüm projelerinde de ekosistemin bir parçası olacaklarını düşünüyor. Bu nedenle, özel entegratör firma seçimini yaparken; kamu ve özel sektörde ticari iş sistemlerinin merkezinde yer alan köklü bilişim firmalarından hizmet almayı tercih ediyor” diye konuştu.

Uyumsoft, i-Dönüşümün lider yazılım firmasıdır

Türkiye’nin lider kurumsal iş sistemleri firması Uyumsoft ’un, özel sektör ve kamu sektöründe 19 yıldır başarılı projelere imza attığını ifade eden Hüseyin Şahin, şunları söyledi:
“Ülkemizin lider yazılım ve danışmanlık firması olarak, 45 sektörde 500’ün üzerindeki özel sektör firmasının Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sürecini başarıyla hayata geçirdik. Kurumsal iş sistemleri alanında 10 ülkeye, 10 dilde yazılım ve danışmanlık ihracatı yaptık. Özel sektörün yanı sıra, iş dünyasının merkezinde yer alan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS), Esnaf Bilgi Sistemi (ESBİS), Hal Kayıt Sistemi (HKS) ile Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı AR-GE Portalı projelerini başarıyla tamamladık. Türkiye’nin i-Dönüşüm mimarı olarak, ülkemizin büyük markalarına, hassas ve karmaşık e-Fatura süreçlerinde, Entegrasyon ve Portal servislerimizle değer katmaya devam ediyoruz. e-Fatura’da 2 bine yakın müşteriye hizmet veriyoruz ve bu sayı yeni gelecek mükelleflerle artmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.

27 Ekim 2015 Salı

Kuru gıdada, bereketli günler başladı...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Türkiye, iç tüketimini karşılayacak kadar çeltik (pirinç) üretimi yapmaya hazırlanıyor.  

Bu yıl ve 2016’da, 
“Pilav üstü kuru” ya doyacağız 

Kuru gıdada, bereketli günler başladı. 
Bu yıl ve 2016 yılında, geleneksel lezzetlerimizin sevilen ikilisi “Pilav üstü kuru” ya doyacağız. 
2014 – 2015 yılları Ekim ayı toptan dökme fiyat değişimi karşılaştırıldığında; Pirinç ürün grubunda ortalama fiyat düşüşü %-15 olurken; Dermason fasulye de ortalama fiyat düşüşü %-16 olarak gerçekleşti. 
Nitekim bu yıl gerçekleşen tarımsal üretimde, iklim koşullarının olumlu seyretmesi, çiftçiye verilen teşvikler gibi nedenlerle, buğday, arpa, yulafta son 10 yılın; kırmızı mercimek, çeltik (pirinç), kuru fasulyede ise son 3 yılın bereketli hasadı yapıldı.  
Kuru gıdada 2015 yılı hasadının verimli ve bereketli olduğunu hatırlatan Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, “Topraklarımızdaki bereket, raflardaki fiyatları düşürmeye devam ediyor. Bu yıl halkımız, geleneksel lezzetlerimizden ‘pilav üstü kuru fasulye’ yemeğini daha ucuza yiyecektir” dedi. 



Gelecek 3 yıla kalmadan, çeltik (pirinç) üretimi iç talebi karşılayabilir 

Pirinçte, geçtiğimiz yıllarda iç talebin %60’ı ithal edilirken; son yıllarda çeltik (pirinç) üretiminde yaşanan artış ve devir stokları ile iç talebin asgari bir ithalat rakamı ile yeterli düzeyde karşılanabileceği tahmin ediliyor. Türkiye gelecek 3 yıla kalmadan, iç tüketimini karşılayacak kadar çeltik (pirinç) üretimi yapmaya hazırlanıyor. 
Ülkemizde iç pazarın, yılda ortalama 700 bin ton pirinç talebinin olduğunu anlatan Reis Gıda Başkanı Mehmet Reis, bu yıl yaklaşık 570 bin ton pirinç üretiminin gerçekleşebileceğini ve geçen yıldan devir eden pirinçle, iç tüketim talebinin sadece %15’i için ithalata ihtiyaç olabileceğini söyledi. Başta daha verimli olan Osmancık-97 çeltik tohumu ve modern tarım uygulamaları gibi nedenlerden dolayı, birkaç yıla kalmadan ülkemizin pirinç ithalatına gerek duymayacağını açıklayan Mehmet Reis, çeltiğe verilen teşviğin yanı sıra sulama altyapısının iyileştirilmesinin önemini vurguladı. Kuru fasulyede de, bu yılki mahsulün bereketli olduğunun altını çizen Mehmet Reis, “Pirinç ve kuru fasulyede, 2016 yılı yeni hasadına kadar, 2014 yılına kıyasla fiyatlardaki olası bir artış, daha düşük oranda olacaktır” dedi. 

Mercimekteki artış ihracattan; Nohuttaki artış leblebiden kaynaklanıyor 

Bu yıl Türkiye’nin, kendi iç tüketim talebinden daha fazla kırmızı mercimek üretimi yaptığını ifade eden Mehmet Reis, 2014 – 2015 yılları Ekim ayı toptan dökme fiyat değişimi karşılaştırıldığında, kırmızı mercimekte %13 olarak gerçekleşen artış nedeninin ise, mercimeğimizin kendine özgü kalite ve özelliği neticesinde dış pazarın yoğun talebi doğrultusunda gerçekleşen ihracatı olduğunu açıkladı. Nohutta gerçekleşen %7’lik fiyat artışının leblebi fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını kaydeden Mehmet Reis, son dönemlerde döviz kurundaki artışa bağlı olarak maliyetlerde yaşanan yükselmenin de bulgurda %6’lık bir fiyat yükselişine neden olduğunu belirtti. 
Türkiye’nin kuru gıda ürünleri iç talebinde, kendi kendine yetebilen bir ülke olmasının önemini dile getiren Mehmet Reis, kuru gıdada çiftçinin desteklenmesi devam ederken; işsiz olan genç nüfusun tarımda çalışmaya teşvik edilmesi yönündeki çalışmalarının yapılması gerektiğini sözlerine ekledi. 



2014-2015 yılları Ekim  Ayı Toptan Dökme Fiyat Değişimi (Kdv Hariç ₺/kg)
Ekim 2014- Ekim  2015- % Fiyat DÜŞÜŞÜ
Baldo Pirinç                            5,00                                4,20     % -16
Osmancık Pirinç                            3,50                                3,00     % -14,28
Dermason Fasulye                            5,00                                4,20     % -16



2014-2015 yılları Ekim  Ayı Toptan Dökme Fiyat Değişimi (Kdv Hariç ₺/kg)
  Ekim 2014- Ekim  2015- % Fiyat ARTIŞI
Nohut                            4,20                                4,50     % 7
Kırmızı Mercimek                            3,80                                4,30     % 13
Bulgur                            1,75                                1,85     % 6

Atakan Altuğ, BW PLUS The President Hotel Operasyon Müdürü oldu

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Atakan Altuğ,
BW PLUS The President Hotel Operasyon Müdürü oldu

1983 İstanbul doğumlu olan Atakan Altuğ, İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) İşletme Bölümünü bitirdi. İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Uluslararası İşletme Bölümünde yüksek lisans yaptıktan sonra, Londra’da pazarlama eğitimi aldı. Kariyerine Efes Pilsen’de profesyonel basketbol oynayarak başlayan Atakan Altuğ, daha sonra Anadolu Sigorta acente satış temsilciliği görevinde bulundu. Londra’da pazarlama üzerine aldığı eğitim sırasında, çeşitli otel ve event firmalarında çalıştı. İstanbul’a kesin dönüş yaptıktan sonra, BW PLUS The President Hotel ve BW Citadel Hotel çalışma hayatına başladı. Önce Satış Temsilciliği yapan, ardından Event Müdürlüğünü üstlenen Atakan Altuğ, Ekim 2015 tarihi itibariyle BW PLUS The President Hotel Operasyon Müdürü görevine atandı.


26 Ekim 2015 Pazartesi

Mikolog Jilber Barutçiyan’la, ‘Geleneksel İksir Mantar Şenliği’ düzenlendi...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Mikolog Jilber Barutçiyan’la,
‘Geleneksel İksir Mantar Şenliği’ düzenlendi

Mikolog (mantar bilimci) Jilber Barutçiyan’ın katılımıyla, 24 ve 25 Ekim 2015 tarihleri arasında, Daday’da İksir Resort Town Yaşam ve Tatil Kasabası’ndaki şenlikte; gündüz ormanda mantar tanıma ve toplama etkinliğinin ardından, Jilber Barutçiyan’ın değerli semineri gerçekleşti. Akşam katılımcıların topladıkları mantarlardan sergi düzenlendi ve sergi esnasında farklı mantarların kokuları, şekilleri ve özellikleri incelendi. Akşam, otelin mutfağı tarafından farklı mantar türleri ile hazırlanan yemeklerle ‘Geleneksel İksir Mantar Şenliği’nin birinci günü tamamlandı. Edinilen bilgiler eşliğinde, 25 Ekim Pazar günü tekrar doğaya çıkılarak, mantar toplamaya devam edildi. Katılımcılar, topladıkları mantarlarla, dönüşte evlerine götürmek üzere, kışlık turşularını hazırladı.
 

İksir Resort Town’da, Ekim ayının yıldızlarından birisi mantarlardır. Türkiye’nin tek mikologu (mantar bilimci) Jilber Barutçiyan rehberliğinde, 24 Ekim Cumartesi günü Daday- Ballıdağ’ın zengin doğasında yapılan yürüyüşte mantarlar toplandı; ardından toplanan mantarlar ile sergi hazırlandı. Katılımcılar; mantar sergisi ve Jilber Barutçiyan’ın verdiği seminer ile farklı mantar türlerini tanıma fırsatı yakalarken, mantarların gizemli dünyasına ortak oldu. Mantar mücveri, mantarlı çorba, mantarlı ana yemeklerden oluşan akşam yemeğiyle misafirler farklı mantarları tatma şansını yakaladı. 
 
İksir Resort Town, yıl boyunca düzenlediği organizasyonlarda; doğayla baş başa olma ve yepyeni keşiflerin keyfiyle yeni deneyimler yaşatıyor. Sonbaharda doğanın tüm renkleri ve güzellikleri, Kastamonu Daday’daki İksir Resort Town Yaşam ve Tatil Kasabası’nda yaşanıyor.


Bilgi için: 
İksir Resort Town Hotel
Telefon:  0366 616 10 16 
GSM:      0532 302 91 84 
info@iksirresorttown.com 
www.iksirresorttown.com



Jilber Barutçiyan kimdir: 
Türkiye'de arkeoloji eğitimi aldıktan sonra, 1984 yılında İsviçre'ye gitti. İsviçre'de amatör olarak mantarcılığa başlayan Jilber Barutçiyan, İsviçre Sağlık Bakanlığı'nın onayından geçmiş bir MİKOLOG yani mantar bilimcidir. Kişilerin topladığı mantarları kontrol etme, her türlü mantar ticaretinde sertifika yazma ve kurs verme yetkisi kazandıran bu sertifika, dünyada sadece İsviçre Sağlık Bakanlığı tarafından verilmektedir ve Jilber Barutçiyan bu sertifika ve yetkiye sahip olan uzmanlardan birisidir. 

Radisson Blu Hotel Kayseri, büyüklerini unutmadı...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Radisson Blu Hotel Kayseri,
büyüklerini unutmadı

Sosyal sorumluluk projelerine önem veren Radisson Blu Hotel Kayseri, Aşure ayında büyüklerini unutmayarak Kayseri Huzurevi’ni ziyaret etti.



Tüm yönetim personelinin hazır bulunduğu etkinlikte Radisson Blu Hotel Kayseri yöneticileri; huzurevi sakinlerine, bizzat kendileri aşure ikram etti. Aşure ikramının ardından, büyüklerimiz ile tatlı bir sohbete dalıp, geçmişteki Aşure günlerini ve komşuluk anılarını dinleyerek, unutulmaz dakikalar yaşadılar. Ziyaretten çok memnun olduklarını belirten huzurevi sakinleri ve yöneticileri, otelin yönetim personeline teşekkürlerini iletti.

Radisson Blu Hotel Kayseri, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonrada sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya devam edecektir.

EGD’NİN VII KÜRESEL ISINMA KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ YAYIMLANDI..


HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




Türkiye’nin küresel ısınma ve iklim değişikliği konusundaki en uzun soluk toplantılarından olan ve Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından organize edilen Küresel Isınma Kurultayı’nın VII.’si 16 Eylül 2015 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. 2008 yılından günümüze kadar her yıl toplanan kurultay yazılı/görsel/sosyal medya çalışanlarının ve iş dünyasının iklim değişikliği konusunda yaptıklarını paylaştıkları ve özeleştiride bulundukları yaptıkları bir platform haline gelmiştir. Bu yıl da üç oturumda medya, iş dünyası ve üniversitelerden 17 panelist tarafından iklim değişikliği tartışılmıştır. Kurultayda yapılan konuşmalar ve iklim değişikliği ile ilgili olarak 2014 ve 2015 yıllarında meydana gelen gelişmeler dikkate alınılarak bu sonuç bildirgesi hazırlanmıştır.2014 ve 2015 yıllarında yaşananlar
Atmosferde başta karbondioksit (CO2) olmak üzere sera gazlarının (metan, diazotmonooksit, hidroflorokarbonlar, perflorokarbonlar, kükürtheksaflorid) konsantrasyonlarının artmasının başlıca nedeni insandır. Özellikle enerji üretimi ve ulaşımda fosil yakıt kullanımı, arazi kullanımındaki değişiklikler, ormansızlaşma, tarım ve atıklar gibi insan faaliyetleri başlıca sera gazı kaynaklarıdır. Sera gazları güneş ışınları ile ısınan yüzeylerden karasal ışınımla atmosfere yayılan uzun dalga boyundaki ısı enerjisinin atmosferi geçerek uzaya yayılmasını engellemekte ve dünyanın ısınmasına neden olmaktadır. Sera etkisi olarak da adlandırılan bu olay sonucunda 1880-2012 yılları arasında dünyamızın ortalama sıcaklığı, 1961-1990 ortalamasına göre 0,85 °C artmıştır. Sıcaklıkların artmasına bağlı olarak da iklimler değişmeye başlamıştır. Bu iklim değişikliklerine bağlı olarak sıcak hava dalgalarının, şiddetli sağanak yağışların, sel ve taşkınların, kuraklıkların, fırtına, hortum ve don olaylarının sayısında, tekrarlanmasında ve şiddetinde artışlar olmaktadır.



2014 ve 2015 yılları iklim değişikliğinin etkilerinin yoğun olarak yaşandığı yıllar olmuştur. 2013 yılında 397 ppm olan atmosferdeki CO2 konsantrasyonu 2 ppm kadar artarak 2014 yılı itibarıyla 399 ppm’e ulaşmıştır. 2015 yılında da yıllık ortalama CO2 konsantrasyonunun ilk defa 400 ppm değerinin üzerine çıkacağı öngörülmektedir. Atmosferdeki CO2 için kritik değer 450 ppm olarak kabul edilmektedir. Çünkü 450 ppm CO2 konsantrasyonu dünyanın ortalama sıcaklığının yaklaşık 2 °C kadar artması anlamına gelmektedir. 2 °C sıcaklık artışı ise iklim değişikliği ile mücadelede geri dönülemez nokta. Bu eşik değerinin aşılması demek dünyadaki doğal ekosistemlerin, canlıların ve insanlığın varlığının tehlikeye girmesi demek. Bu geri dönülemez noktaya önümüzdeki 25 yıl içinde ulaşılması mümkün.
2014 yılı meteorolojik kayıtların tutulmaya başlanmasından itibaren en sıcak yıl oldu. 2015 yılı yaz aylarındaki sıcaklıklar da rekor seviyelere ulaştı. Nitekim sıcak hava dalgaları nedeniyle Hindistan 2500, Pakistan’da 1400, Fransa’da 700 kişi hayatını kaybetti. Uzmanlara göre 2015 yılı 2014 yılından daha sıcak olabilir.

2015 yılının ilk yarısında dünyada sel, çığ, toprak kayması, sıcak hava dalgası, fırtınalar gibi meteorolojik afetler sonucunda 6 bin kişiden fazla insan hayatını kaybetti. Dünya Meteoroloji Örgütünün verilerine göre 1970 yılından itibaren hidrometeorolojik afetlerin sayısında dünya genelinde artış bulunmakta. Dünya Meteoroloji Örgütünün yayınladığı bir rapora göre 1970-2012 yılları arasında 8.835 afette, 2 milyona yakın insan hayatını kaybetti. Hidrometeorolojik afetlerden etkilenen insanların sayısının ise yüz milyonlarca olduğu tahmin ediliyor. İklim değişikliğinin etkilerinin her yıl daha fazla hissedilmesine rağmen iklim değişikliği ile mücadelede ülkeler ekonomik kaygılar nedeniyle adım atmaktan çekinmekte. Ancak Münich RE Reasürans Şirketinin verilerine göre, son 1980-2014 yılları arasındaki hidrometeorolojik afetlerin neden olduğu toplam ekonomik kayıp 3,3 trilyon dolar civarında. Başka bir ifadeyle yıllık 100 milyar dolar kadar bir ekonomik kayıp gerçekleşmekte.

Türkiye’de de iklim değişikliğinin etkileri yoğun olarak hissedilmekte. Son yıllarda özellikle sel, taşkın, fırtına, dolu, kuraklık gibi hidrometeorolojik afetlerin sayılarında artış yaşandı. Ağustos sonunda Hopa’da meydana gelen 8 kişinin hayatını kaybettiği, 3 kişinin ise kaybolduğu sel afetinin son 53 yılın en yüksek yağışından kaynaklandığı yetkililerce açıklandı. Ülkemizde Uluslararası Afet Veri Bankası kayıtlarına göre 1900-2015 yılları arasında sel ve taşkınlarda 1.399 kişi hayatı kaybetti, 1,8 milyon insan olumsuz etkilendi. Bu sellerin ülke ekonomisine neden olduğu zarar ise 2,2 milyar dolara ulaştı.
Ülkemizde ilk defa 2014 yılında iklim değişikliğine bağlı olarak oluşan sel, taşkın, dolu, kuraklık, fırtına ve don olaylarından bağ, bahçe, tarla ve seraların etkilenmesi sonucunda gıda ürünlerindeki, fiyatların arttığı kabul edildi. 2015 yılında da yaşanan olumsuz hava koşullarının enflasyon üzerindeki etkileri devam etti.

2015: İklim Değişikliğiyle Mücadelede Kritik Yıl
Bilindiği üzere gelişmiş ülkelerin sera gazı salımlarını azaltmasını öngören Kyoto Protokolünün süresi 2012 yılında sona erdi. Kyoto sonrası olarak adlandırılan yeni sürecin çalışmaları devam etmekte. 2015 Aralık ayında Paris’te İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP21) toplanacak. Konferans öncesinde 1 Ekim 2015 tarihine kadar ülkelerin sera gazı salımlarının azaltılması yönünde yapabilecekleri katkıları Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryasına sunmaları gerekiyordu. Bugüne kadar 146 ülke emisyon azaltım katkı planlarını sekretaryaya sundu. ABD ve Çin ise ilk defa sera gazı salımlarında azaltıma gideceklerini açıkladı.

ABD 2025 yılına kadar sera gazı salımlarını 2005 yılına göre yüzde 26 ila 28 oranında azaltacağını bildirdi. Çin ise 2030 yılına kadar birim gayri safi milli hasıla başına sera gazı salımlarını 2005 yılına göre yüzde 60-65 oranında azaltmayı taahhüt etti. Çin ayrıca, 2030 yılında fosil yakıt dışındaki enerji kaynaklarının birincil enerji üretimindeki oranını yüzde 20’ye çıkarmayı, ormanlardaki ağaç servetini 4,5 milyar metreküp daha arttırmayı vaat etti.

Ülkemiz de 30 Eylül 2015 tarihinde 2020 sonrası dönem için sera gazları emisyon azaltım katkı planını (INDC) sundu. Katkı planına göre, 2030 yılı için emisyon azaltım çalışması yapılmadığı takdirde ülkemiz emisyonlarının 1,175 milyar ton olacağının hesaplandığı, ülke olarak alınacak önlemlerle bu değeri yüzde 21 azaltarak 929 milyon tona düşüreceğimiz belirtildi. Bu, günümüzde 460 milyon ton olan sera gazı salımlarımızı 2030 yılında iki katına çıkarmayı hedeflediğimiz anlamına gelmekte. Oysa çoğu ülke 2005 yılını temel alarak bu yıldaki emisyonları 2025 ya da 2030 yılında değişik oranlarda azaltmayı taahhüt etti. Ülkemiz sera gazı salımları açısından 2012 yılı itibarıyla 18. sırada yer almakta. Ancak 2030 yılında 8. sıraya kadar yükselmesi mümkün.

Bu arada aday olduğumuz Avrupa Birliği’nin 2030’da 1990 yılına göre yüzde 40 azaltmayı taahhüt ettiğini de belirtmekte yarar var. Bu nedenle iklim değişikliği politikamızın AB ile yürütülen müzakerelerde sorun yaratabilir. Ülkemiz Paris’teki İklim Değişikliği Taraflar Konferansı öncesinde iki önemli toplantıya ev sahipliği yapacak. Bunlardan ilki Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Taraflar Konferansı (COP 12) ve 12-23 Ekim 2015 tarihleri arasında Ankara’da toplanacak. Bilindiği üzere çölleşme kurak, yarı kurak ve yarı nemli iklim özelliklerine sahip bölgelerde iklim değişikliği ve insan faaliyetleri de dâhil olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanan arazi bozulumu olarak adlandırılmaktadır. Dünyadaki tarım alanlarının yaklaşık yüzde 44’ü kurak alanlarda yer almakta ve yaklaşık olarak 2 milyar insan kurak bölgelerde yaşamaktadır. Türkiye’nin ise yüzde 60’ı çölleşme riski taşımaktadır. İklim değişikliğine bağlı olarak kurak alanların genişleyeceği öngörülmektedir. Bu nedenle Ankara’daki Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Taraflar Konferansında (COP 12) ele alınacak konulardan bir tanesi de iklim değişikliği olacak. Burada alınacak kararlar ülkemiz tarafından COP12 başkanı sıfatıyla Paris’teki taraflar konferansında sunulacak.

Ankara’daki Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Taraflar Konferansından (COP 12) hemen sonra 15-16 Kasım 2015 tarihlerinde Antalya’da G20 zirvesi düzenlenecek. Zirvede küresel ekonomik durum yanında kalkınma, enerji güvenliği, iklim değişikliği, yoksulluğun giderilmesi, istihdam, mülteciler, yolsuzlukla mücadele ve gıda güvenliği gibi konuların da görüşülmesi beklenmekte. Paris Konferansından sadece 15 gün önce gerçekleştirilecek G20 Zirvesinde, iklim değişikliğinin gündeme alınması ve atılacak adımların netleştirilmesi çok önemli. Çünkü atmosfere salınan sera gazlarının %

80’inden G20 ülkeleri sorumlu.
Nitekim 20 ülkeden Suudi Arabistan haricinde 19’u Paris Konferansı öncesinde emisyon azaltım katkı planlarını açıkladı. G20 ülkelerinden Meksika, Arjantin, Endonezya, Güney Afrika ve Türkiye indirim taahhüdünde bulunurken, diğer ülkeler 2030 yılına kadar değişik oranlarda azaltım gerçekleştirme sözü verdi. Hâlbuki Ülkemizin önünde hem Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Taraflar Konferansında (COP 12) hem de G20 zirvesinde başkanlık yapması nedeniyle iklim değişikliğini önleme konusunda liderlik yapmak için tarihi bir fırsat bulunmaktaydı.

Ancak ülkemiz enerji üretiminde dışa bağımlılığı azaltmak gerekçesiyle enerji üretiminde kömüre ağırlık vermekte. Nitekim 2023 yılında 14 milyar ton olan linyit ve 1,3 milyar ton kadar olan taşkömürü rezervlerimizin tamamının enerji üretiminde kullanılması planlanmakta. 2023’te birincil enerji talebinin % 86’sının fosil yakıtlar tarafından karşılanması öngörülmekte. Yenilenebilir enerjinin payı ise gerileyerek % 6’ya düşecek. Ülkemizin iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında olmasına rağmen çözüme ortak olmaması, hem sera gazı salımlarını 2030 yılında 2013 yılına göre iki katına çıkaracak olması ve hem de uluslararası fonlardan yararlanmak istemesi iklim değişikliği konusunda yalnız kalmasına neden olabilir.  Hâlbuki 2015 yılı iklim değişikliği ile mücadelede bir dönüm noktası olmuştu. ABD ve Çin dahi az ya da çok sera gazı salımlarını azaltma sözü vermiş, Papa Francis ile bazı İslam âlimleri iklim değişikliğiyle mücadele edilmesi gerektiğini belirten açıklamalarda bulunmuşlardı. Hatta Türkiye dahil 27 ülkedeki ruhani liderler Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’u ve kendi ülkelerindeki devlet başkanlarını ve cumhurbaşkanlarını “iklim değişikliğine neden olan tehditlere karşı acilen harekete geçmeye ve 2050 yılına kadar %100 yenilenebilir enerji hedefi koymaya” çağıran imza kampanyası düzenlemişti. Bütün Dünya Paris Konferansına odaklanmışken iklim değişikliğini önleme ve sera gazlarını azaltma açısından lider ülke olma şansı olan ülkemiz, tarihi bir fırsatı kaçırdı.

Gelecekte Türkiye’nin iklimi nasıl olacak?

• Akarsu akışlarında düzensizlik, göllerin kuruması, içme, kullanma ve sulama suyu miktarlarının azalması,
• Kuraklıklara bağlı olarak yeraltı su kaynaklarının daha fazla kullanılması ile birlikte su kaynaklarında daralma,
• Şiddetli sağanakların etkisiyle özellikle Doğu Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında sel ve taşkın olaylarında artış,
• Tarımsal üretimde kuraklık, sel ve taşkın, dolu, fırtına gibi zararlar nedeniyle azalma,
• Bazı tarım alanlarının verimsizleşme nedeniyle kullanılamaz hale gelmesi,
• Tarım alanlarının azalması, verim kayıpları ve hastalıklar nedeniyle daha fazla gübre ve ilaç kullanımı,
• Deniz seviyelerinde artış ve derelerin taşıdığı su miktarındaki azalmaya bağlı olarak tuzlu deniz suyunun dere yatakları boyunca iç kesimlere ulaşması, tarım alanlarında tuzlanma,
• Yem üretimindeki azalma ve meraların artan kuraklıktan zarar görmesi sonucunda hayvancılığın zarar görmesi
• İç suların kuraklık nedeniyle azalması ve denizlerin ısınmasına bağlı olarak su ürünleri üretiminde azalış,
• Üretimdeki azalmaya bağlı olarak et ve gıda fiyatlarında artış,
• Ormanlarda yangın, böcek ve mantar zararlarının artması,
• Biyoçeşitlilikte azalma ve bazı türlerin yok olma riski ile karşı karşıya kalması,
• Bazı canlı türlerinin göç etmek zorunda kalması, ancak parçalanan habitatlar nedeniyle göç edememesi,
• Kırsal alanlardan kentlere göçlerin artması ve işsizlik,
• Kuraklık ve açlık sorunları nedeniyle başta Afrika’dan olmak üzere uluslararası iklim göçlerinde artış,
• Rüzgâr ve su erozyonunda artış,
• Kentlerde fırtınalar nedeniyle ağaç devrilmeleri, çatı uçmaları gibi olaylarda artış,
• Yanlış yapılaşma, dere ve taşkın yataklarının yerleşime açılması ile betonlaşma nedeniyle kentlerde sel ve taşkınların daha fazla yaşanması,
• Artan sıcaklıklara bağlı olarak yaz aylarında klima kullanımının yaygınlaşması ve elektrik kesintileri,
• Denizlerde ve karalarda istilacı tür olarak tanımlanan yabancı canlı türlerinin sayısında artış,
• Akdeniz Bölgesinde aşırı sıcak günlerin artışına bağlı olarak turist sayısında azalma, buna karşılık Karadeniz Bölgesinde turist sayısında artış,
• Kar yağışındaki azalmaya bağlı olarak kış turizmi alanlarının kullanım dışı kalması,
• Rafting gibi doğa sporlarının zarar görmesi
• Salgın hastalıklar ile sıcak hava dalgalarına bağlı ölüm ve hastalıklarda artış,
• Değişen iklim koşullarına uyum sağlayamayan işletme ve şirketlerin küçülmesi ya da kapanması,

Sera Gazı Salımlarını Azaltma ve İklim Değişikliğine Uyum Konusunda Yapılması Gerekenler
Küresel ısınmayı azaltmak için öncelikle ülke olarak sera gazı salımlarını azaltmamız gerekli. Bunun için öncelikle fosil yakıt odaklı enerji üretimini azaltmalı ve güneş enerjisi gibi büyük potansiyele sahip olduğumuz yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemiz önem taşımakta. Son yıllarda enerji verimliliği konusundaki çalışmalar artmış durumda.

Örneğin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından ülkemizde bina sektöründe % 30, sanayi sektöründe % 20 ve ulaşım sektöründe % 15 kadar enerji tasarruf potansiyeli olduğu belirtilmekte. Ancak enerji verimliliği konusunda enerji nakil hatlarındaki kayıpların azaltılması gibi atılacak çok fazla adım bulunmakta. Sera gazı salımlarını azaltmak için üzerinde durulması gereken diğer bir konuda çimento, demir-çelik gibi enerji yoğun sektörlerdeki yoğun enerji kullanımının azaltılması gerektiği. Sera gazı salımlarının azaltılması için bazı mali teşvikler, sübvansiyonlar ya da vergilendirme gibi finansal mekanizmaların sayısında son yıllarda artış var.

Örneğin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından elektrik ve doğal gaz kullanımlarından ek vergi almak üzere çalışmalar devam etmekte. Yenilenebilir enerji, yeni teknoloji kullanımı, atıkların azaltılması gibi konularda da teşvikler uygulanmakta. Ancak sera gazı salımlarını azaltmak için atılan adımların yeterli olduğunu söylemek mümkün değil. Bu konuda özellikle ihracat hedefleyen firmalar herhangi bir devlet desteği beklemeden rekabet koşulları gereği kendi emisyonlarını azaltmaya yönelik çalışmalar yapmaya başladı. Üstelik yaptıkları yatırımların birkaç yıl içinde geri dönüşü oldu. Ayrıca iklim dostu teknolojiler geliştirilmesi yeni ekonomik fırsatlar da sunmakta.

Ülkemizdeki asıl sorun iklim değişikliğine uyum konusundaki çalışmaların azlığı. Uyum, iklim değişikliğinin beklenen etkilerine karşı önlemler almak olarak özetlenebilir. Ülkemizde beklenen iklim değişiklikleri yukarıda özetlenmiştir. Bu beklenen iklimsel değişiklikler kapsamında uyum konusunda yapılabileceklere dair örnekler ise aşağıda verilmiştir.

• Kuraklığa karşı su kaynaklarını verimli kullanmak, su hasadı yapmak, az su tüketen sulama sistemlerini yaygınlaştırmak, tarımda kuraklığa dayanıklı türler kullanmak ya da kuraklığa dayanıklı genotipler geliştirmek,
• İçme suyu havzalarında her türlü yapılaşmayı ve kirlenmeyi engellemek,
• İklim değişikliğine hassas tarım alanlarının ya da ısınma sonucunda yılda iki ürün alınabilecek belirlenerek buraların korunmasını sağlamak,
• Hidrometeorolojik afetlerden etkilenen tarım alanlarını korumak için rüzgâr perdeleri tesis etmek, ürünleri örtü ile korumak gibi önlemleri uygulamaya koymak, çiftçiye bu önlemler konusunda destek olmak,
• Art arda yaşanabilecek kurak dönemler için birkaç yıllık tahıl stoku yapmak,
• İhtiyaç fazlası tarımsal üretim yapılmasını engellemek için ürün planlaması yapmak,
• Hayvancılığı geliştirmek için meraların ıslahını sağlamak, yem bitkileri üretimini ve ahır hayvancılığını teşvik etmek,
• İklim değişikliğine bağlı olarak ekim zamanları da değişeceğinden çiftçiyi bu konuda bilinçlendirmek,
• Beklenen iklim değişiklikleri de dikkate alınarak afet risk haritaları hazırlamak ve riskli alanların yapılaşmaya açılmasını engellemek,
• Kıyılardaki yapılaşmalarda (kıyı doldurarak yapılan havaalanları, Karadeniz sahil otoyolu gibi) deniz seviyesinin yükseleceğini, ısınmaya bağlı olarak kıyılarda rüzgâr, buharlaşma, yağış, sis gibi meteorolojik olayların değişeceğini dikkate almak,
• Turizm tesisi izinlerinde bina yalıtımına önem vermek, yoğun klima kullanımı sonucunda elektrik kesintileri yaşanması ihtimaline karşı tesislerin kendi enerjisini üretmesini teşvik etmek,
• Kış turizmi izinlerinde düşük yükseltili alanlarda tesis yapılmasından kaçınılmasını sağlamak, izinlerde kendi elektriğini üretmek ve su kaynaklarına zarar vermemek koşuluyla yapay karlama sistemleri planlanmaya dâhil etmek,
• Dere yataklarının ıslah adı altında beton yataklara alınması yerine, havzalarındaki yüzeysel akışı azaltacak, suyun toprağa sızmasını sağlayacak, derelerin denize döküldüğü yerlerde akışını engellemeyecek önlemler almak,
• Doğal orman alanlarını korumak, parçalanmış habitatları ekolojik koridorlarla birbirine bağlamak, özel orman kurmayı teşvik etmek,
• Kentlerde yol kenarlarındaki ve parklardaki sağlığı bozulmuş ve devrilme riski olan ağaçların yerine yenileri dikmek,
• İstilacı türlerin yayılmasını engellemek için karantina önlemleri almak,
• Sıcak hava dalgalarında çalışma saatlerini değiştirmek,

Reis Gıda, Pertevniyal Lisesi’nin 68.Geleneksel Pilav ve Aşure Günü’ne katıldı...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




Reis Gıda,
Pertevniyal Lisesi’nin 68.Geleneksel Pilav ve Aşure Günü’ne katıldı

Kuru gıda sektörünün lideri Reis Gıda, 18 Ekim 2015 Pazar günü, Pertevniyal Lisesi’nin 68.Geleneksel Pilav ve Aşure Günü’ne, etkinliğin sponsoru olarak katıldı.
Pertevniyal Lisesinden Yetişenler Derneği tarafından Pertevniyal Lisesi’nin bahçesinde yapılan organizasyona yüzlerce mezun katılarak; geçmiş anıların konuşulduğu, coşku dolu keyifli bir Pazar günü yaşadılar.
34 yıldır kuru gıda sektörünün lideri Reis Gıda kurumsal sorumluluk projeleri olarak, eğitime, sağlığa, sanata, spora destek vererek, örnek bir firma olarak yoluna devam ediyor.



Reis Gıda etkinlik sırasında, “Ev yemeği sofrada, hesap ortada!” projesini tanıttı. Son 6 yıldır obeziteyle mücadelesini başarıyla sürdüren Reis Gıda, katıldığı tüm toplantılarda sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemine dikkat çekmektedir.
Pertevniyal Lisesi mezunlarının yoğun ilgi gösterdiği organizasyonda; Pertevniyal Lisesinden Yetişenler Derneği Yönetim kurulu üyeleri, mezunlarla bire bir ilgilendi.

24 Ekim 2015 Cumartesi

TÜMEXPO ve ALLINTECH Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açıldı...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



DISCOVER EVENTS organizasyonuyla 22-25 Ekim 2015 tarihleri arasında ICC (İstanbul Kongre Merkezi)’de gerçekleşen TÜMEXPO ve ALLINTECH Tüm İnovasyon Teknolojileri Fuarları, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla resmen açıldı. Discover Events organizasyonuyla TÜMSİAD tarafından ICC (İstanbul Kongre Merkezi)’de düzenlenen TÜMEXPO 2015/İstanbul-TÜMSİAD Sanayi ve Ticaret Fuarı, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim, (World Bank Group), İslam Kalkınma Bankası Başkanı Ahmad Mohammad Ali (IDB), Pakistan Pencap Eyalet Başbakanı Muhammad Şhahbaz Sharief, çok sayıda devlet adamı, yabancı konuklar, Türk girişimcileri ve sanayicileri ağırlayarak start aldı.



TÜMSİAD Başkanı Yaşar Doğan’ın konuşmasıyla birlikte 3. TÜMSİAD Uluslararası Kobi Zirvesi ile resmi açılışı yapılan etkinlikte açıklamalarda bulunan Erdoğan, dev projeleri tek tek hatırlatarak "Amacımız 2023'te Türkiye'yi dünyanın 10 ekonomisi arasına sokmak" dedi. TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3. Expo Uluslararası Fuarı’nın ve 3 yıldır Expo Fuarı ile özdeşleşen Kobi Şurasının bu yıl G20 kapsamına gerçekleştiğini söylerken Şura’nın bu yıl gündemini oluşturan ‘KOBİ’ler için İslami Finans’ oturumunu isabetli bir etkinlik olarak değerlendirdi.
Dünya Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Hazine Müsteşarlığının etkinliğe katkılarını anlatan Erdoğan, Türkiye ekonomisini geldiği noktayı ise genel olarak şöyle değerlendirdi: “Türkiye 2003-2014 yılları arasında yılda ortalama yüzde 5’lik bir büyüme sağladı. Bu büyümenin 2008 yılından itibaren dünyada ciddi bir finans krizi yaşanırken olduğunu size hatırlatmak istiyorum. Gayrisafi yurtiçi hasılamız geçtiğimiz yıl 800 bin Dolar seviyesine yükseldi. Kişi başına milli gelirimizde 3 bin 500 Dolardan 10 bin 500 Dolara yükselerek üç kat artış gösterdi. Aynı dönemde ihracatımız 36 milyar Dolardan 158 milyar Dolara, turizm gelirlerimiz 12,5 milyar Dolardan 34,5 milyar Dolara yükseldi. Merkez Bankası rezervimiz 26 milyar Dolardan 130 milyar Dolara yükseliş gösterdi. Geçmişte uzun yıllar boyunca IMF ile ekonomisini desteklemek zorunda kalan Türkiye vardı. 2013 yılından sonra IMF’ye olan borçlarını sıfırlamış olan bir Türkiye var. Kamu borçlarının, gayrisafi yurtiçi hasılamıza oranı 2002 yılında yüzde 61,5 iken, bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 8,5’a geriledi. Aynı dönemde yüzde 63 düzeyinde olan borçlanma faizi oranlarımız yüzde 7,6’ya kadar inmiştir. Yine enflasyon ve işsizlik rakamlarımız yüzde 30’dan, yüzde 10’a inmiştir. Ülkemizde geçtiğimiz 13 yılda 149 milyar Dolar uluslararası sermaye yatırımı gerçekleşti ve bu yatırım dünyada yüzde 16 oranında azalırken, Türkiye’de yüzde 1 oranında artış gösterdi. 2015 yılının temmuz ayında ülkemizde 3,4 milyar Dolarlık uluslararası yatırım gerçekleşti.”Genç 20 ve Kadın 20 projeleri ile yakında dünyaya katkıda bulunmayı amaçladıklarını açıklayan TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslami Finans anlayışını Türkiye’de daha yaygın hale getireceklerini belirtti.

Hacı Osman Çilsal Toplum Sağlığı Merkezi İncesu’da hizmete açıldı...


HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




Hayırsever Hacı Osman Çilsal tarafından ilçede yaptırılan Toplum Sağlığı Merkezi düzenlenen törenle hizmete açıldı.

Hayırsever Hacı Osman Çilsal'ın oğlu Veli Çilsal ise ortaya çıkan eser dolayısıyla mutlu olduklarını, yeni hayır işleri için istekli olduklarını belirtti. Törende konuşan Kayseri Valisi Orhan Düzgün, “Kendisi İncesu’ya yeni bir sağlık Merkezi yaptırılması konusunda görüşünü bizimle paylaştığında biz de gerçekten büyük bir heyecan duyduk. Zaten ne zaman Kayseri’de hayırseverlerin yaptırmış olduğu bir tesisin açılışında bulunduğumuzda hemen bir başkasının randevusunu alıyoruz. Hacı Osman amca da sağ olsun evlatları Yasar Cilsal, Salih Cilsal ,Veli Cilsal,  Mustafa Cilsal , Atike Gok, Ayse Torbali’da bahsetti inşallah bu hayırlarını devam ettirecekler.



Dünya gelip geçici, bu topraklardan yüzlerce, binlerce yıl kimler gelip geçmiştir. Ama onları bıraktığı eserler hala hayatta. Kayseri’de önünde fotoğraf çektirebileceğiniz güzel eserlere baktığınızda onların da bir hayır eseri olduğunu görüyorsunuz. Onlardan bir tanesi de hem yurt içinde hem yurt dışında birçok projede imzası olan  Mimar Kaan Tepe’nin  projesini üstlendiği  Hacı Osman Çilsal Sağlık Merkezi oldu. Mimarlarımızla, müteahhitlerimizle buluştuğumuzda yapmış oldukları binanın bir fonksiyonu ifa etmesi kadar estetik ve görsel olarak da güzel olmasını arzu ediyoruz. Çünkü buraya gelecek hastalar binayı görünce sanıyorum hastalıklarının bir kısmı hafifletmiş olarak girerler” diye konuştu.

İl Sağlık Müdürü İsmail Kılıç hayırsever Hacı Osman Çilsal’a teşekkürlerini ileterek açılışı yapılan bina hakkında bilgiler verdi. Kılıç, “Şuan için 5 aile hekimi hizmet verecek, içinde toplum sağlığı merkezimiz, İncesu İlçe Sağlık Müdürlüğümüz ve 24 saat hizmetinizde olacak ambulansı ile 112 Acil Sağlık Hizmetleri istasyonumuz olacak” dedi. Törende konuşan İncesu Belediye Başkanı Zekeriya Karayol da binayı ilçeye kazandıran hayırsever Hacı Osman Çilsal’a teşekkürlerini iletti. İlçe Kaymakamı Tarık Bahadır da, “Binanın temel atma törenine katılamadık ama yapılış döneminde yaşanan sıkıntıları biliyoruz. Hacı amcanın gerçekten ne kadar iyi niyetle yola çıktığı açık. Bu mimari İncesu için güzel bir mimari oldu. Bundan sonra müteahhitlerin işi zorlaştı İncesu’da” dedi. Konuşmaların ardından Vali Orhan Düzgün binayı yaptıran hayırsever Hacı Osman Çilsal’a çeşitli hediyeler takdim etti. Açılışa katılan Vali Düzgün ve protokol üyeleri Hacı Osman Çilsal Toplum Sağlığı Merkezi’nin açılışını gerçekleştirerek binayı gezdi.

23 Ekim 2015 Cuma

Geleneksel Aşure günleri Darülacaze’de Kutlandı.....

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Darülaceze’deki büyüklerimiz,
geçmişteki Aşure günlerini ve komşulukları anlattı

Darülaceze’deki büyüklerimiz, geçmişte yaşadıkları geleneksel Aşure günlerini anlatarak, çocukluk yıllarındaki komşuluk anılarıyla, bizleri o yıllara götürdü.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Darülaceze Başkanlığı’nda, 23 Ekim 2015 Cuma günü, Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci’nin ev sahipliğinde, Reis Gıda’nın katkılarıyla düzenlenen Aşure Günü organizasyonuna; Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci, Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis ve


Darülacaze’de yaşayan büyüklerimiz katıldı.
Reis Gıda her yıl olduğu gibi, Muharrem ayında büyüklerimizin yanında olarak, geleneksel Aşure günlerini yaşamalarına değer kattı.
Aşure Günü olan 23 Ekim Cuma günü gerçekleşen organizasyon, Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Ardından, büyüklerimiz o günlere dair hatıralarını anlattı. Etkinliğin sonunda, Aşure ikramı gerçekleşti.

“Havada uçakların, karada tankların, oturduğu yerden ateşlenen silahların olması medeniyet değildir”



Açılış konuşmasını yapan Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci, şunları söyledi:
“İnsanlığın her geçen gün ciddi irtifa kaybettiği bir zamanda, bugün gibi  manevi kollarda, insanların kaynaşmasını sağlayan bu güzel mekanda, böyle bir teşebbüsünden dolayı  Reis Gıda'yı tebrik ederim. İçinde bulunduğumuz zamanda  insanlık her geçen gün irtifa kaybediyor. Geçmişte insanlar, dostlarını ziyaret etmek için günlerce yol giderlerdi. Şimdi aynı mesafeleri, saat bile almayacak zamanda gidebilecek oldukları halde, dostlarını ziyaret etmekten itina ediyorlar. Bu, bir değer kaybıdır” dedi.
Sözlerine, Üstat Mehmet Akif'in “Medeniyet denilen maskara mahlûku görün. Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün''  dizeleriyle devam eden Hamza Cebeci konuşmasına söyle devam etti: “Yükseköğrenimini, Avrupa'da yapan bir kardeşiniz olarak, sokaklarda insanların nasıl perişan olduğunu,  maddi bir gücü, varlığı yoksa o insanlara nasıl sahip çıkılmadığını gördüm. Sadece  havada uçakların, karada tankların, oturduğu yerden ateşlenen silahların olması medeniyet değildir. Medeniyet, insanların birbirine karşı saygılı, duyarlı olduğu bir zamanda, cana ve değerlere kıymet verildiği  insanlardan  suud eder. Onun için medeniyet, Darülaceze'deki gibi 120 yıldır; din, dil, ırk, mezhep, meşrep, ideoloji ayrımı gözetmeksizin bu kapıya, şefkat kapısına gelen her insanı bağrına basan ve ona  hiçbir maddi karşılık beklemeden el uzatan, bağrına basan bir anlayıştır. İnsanlığın değerlerini kaybettiği bir zamanda, Darülaceze’ye hemen hemen her sene ve senede birkaç kez  gelen, eksiklerini soran, el uzatan, buradaki insanlarla gönül bağı kuran Reis Gıda ve tüm hayırseverlere teşekkür ediyorum. Allah, güçlerini kuvvetlerini arttırsın. Müessesemize  120 yıldan bu yana bağışta bulunmuş, mülk olarak el uzatmış insanları hep hayırla yad ediyoruz. Ahrete göç edenlerin mekanı cennet olsun, geri kalanlara da Allah sağlık, sıhhat ve  uzun ömürler versin” diye konuştu.

“Dostluk, dayanışma ve kardeşlik içerisinde nice Muharrem aylarına kavuşacağız”

Darülaceze’nin çok büyük bir aile olduğunu kaydeden Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, bu geniş ailede, dostluğun, dayanışmanın ve kardeşliğin en güzel örneğinin yaşanmakta olduğunu söyledi.
Reis Gıda Başkanı Mehmet Reis konuşmasına şöyle devam etti: “Biz bugün burada, büyük bir aile ile birlikteyiz. Bu geniş ailenin içerisinde, dostluk, kardeşlik ve dayanışma var. Muharrem ayı dostlukların, komşulukların perçinleştiği bir aydır. Paylaşım ayıdır. Reis ailesi olarak, biz de sizlerle birlikte olmaktan son derece mutluyuz. Bu ülkede doğduk, bu ülkede yaşıyoruz ve bu ülkeye hepimizin borcu var. Bizler aslında, yapacağımız bu tür davranışlarla, bu ülkeye olan borcumuzu ödemenin yolunu çizmiş oluyoruz. Ülkemizde huzur ve güvenin, ülkemizde dostluğun ve kardeşliğin olduğu dönemlerin içerisinde; nice nice Aşure aylarını, Mübarek Muharrem ayını kutlamayı, Allah bizlere nasip eylesin” dedi.
Darülaceze sakinleri, geleneksel Aşure günlerini anlattı

Aşure günlerini ve komşuluk anılarını anlatan Darülaceze sakini Fikret Karabulut, şunları söyledi: “Rahmetli annem, bir gün önceden tüm malzemeleri hazırlardı. Gücümüzün yettiği kadar içine malzeme katardı. Annem aşureyi pişirdikten sonra, ilk olarak komşulara dağıtırdı, sonra ev halkı yerdi. Her evde aşure pişmesine rağmen, herkes komşularına mutlaka dağıtırdı. Hz. Nuh Peygamberden beri devam eden bu geleneğin, günümüzde de devam ettirildiğine inanıyorum'' dedi.
Darülaceze sakini Perihan Karakuyu, şunları söyledi: “Eskiden büyüklerimiz pişirir komşulara dağıtır, çocukları toplar çocukları toplar onlara aşure yedirirlerdi. Eskiden komşuluk vardı, herkes birbirine aşure dağıtırdı. Artık böyle şeyler kalmadı, ama kurumumuzda bu gelenek halen devam ediyor” dedi.

Aşure ye, sağlıklı beslen

Aşure içerisinde kullanılan bakliyat çeşitlerinin, sağlıklı besleme için gerekli olan temel gıda ürünleri olduğunu anlatan Mehmet Reis, konuşmasına söyle devam etti:  
“Aşure yapımında kullanılan; aşurelik buğday, nohut ve fasulye; karbonhidrat, protein, vitamin ve mineral yönünden zengindir. Bir aşure tabağı, yurdumuzun dört bir köşesinden gelen lezzetlerle doludur. Farklılıkların lezzet verdiği bu tadın hikayesi, bildiğiniz üzere Hz.Nuh’un gemisinde başlar. Geminin tufandan kurtulmasını kutlamak için, geminin ambarında kalan bütün tahıl ve bakliyatlar pişirilir ve herkesle paylaşılır. Muharrem ayı paylaşım ayıdır” diye konuştu.


Aşure Tarifi:  (ortalama 20 kişilik)
Malzemeler:
6 su bardağı buğday
2 su bardağı Nohut
2 su bardağı Kuru fasulye
2 çay bardağı Pirinç
4 yemek kaşığı kuş üzümü
4 yemek kaşığı dolmalık fıstık
4 elma, 10 kuru kayısı
200 gr kuru üzüm
2 portakalın rendelenmiş kabuğu
7 su bardağı toz şeker

Üzeri için:  Kuru kayısı-incir-nar-ceviz-gülsuyu-tarçın

Hazırlanışı: Buğdayları, bir gece önceden sıcak su ile bir taşım kaynatın, sabaha kadar bekletin. Bir gece önceden ıslatılmış nohut, fasulyeyi ayrı tencerelerde haşlayın, ardından buğdaya nohut ve fasulye ekleyin. Sırayla pirinç, dolmalık fıstık, kuru üzüm, küp doğranmış elma ve kayısıları ilave edin. Üzerini geçecek kadar sıcak su ekleyip, karıştırarak pişirmeye devam edin. En son, portakal ve limon kabukları ile şekeri ilave edip karıştırın. Hafif koyulaşınca, ocaktan alıp kaselere paylaştırın. Üzerini, küçük kesilmiş kayısı, incir, nar taneleri, dövülmüş ceviz, fındık, gülsuyu ve tarçın ile süsleyip servis yapın. Afiyet olsun.

Skal İstanbul Kulübü Ekim Ayı yemekli toplantısını Mövenpick Hotel İstanbul'da yaptı..

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




Skal İstanbul Kulübü'nün Mövenpick Hotel İstanbul'daki  Ekim Ayı yemekli toplantısının açılış konuşmasını Skal İstanbul Kulübü'nün As Başkanı Bahar Birinci yaparak toplantıya start verdi.
Üyelerin yoğun ilgi gösterdiği toplantı Skal İstanbul Kulübü'nün As Başkanı Bahar Birinci'nin davetli misafirleri anonsu ile başladı
Ekim ayı toplantısına İstanbul İl Turizm Müdürü Nedret Apaydin,Uluslararası Skal Dernekleri Federasyonu Geçmis Dönem Baskanı Deniz Anapa, Uluslararaıi Skal Dernekleri Federasyon Baskan Yarcımcısı Faik Alsac, Skal geçmiş dönem Başkanı Kemal Özyiğit, Marmara Skal kurucularından İlkay Bener ve Eşi Somer ÖzkökElif Balcı Füsünoğlu, Ayşe Önen ve TUROB Baskanı Timur Bayındır, Sevda Yılgaz ve Skal üyeleri hazır bulundu  Ardından Skal İstanbul Kulübü Başkanı Feza Solaklar yönetim kurulu üyelerini sahneye davet ederek Skal Tostu yaptırdı.



Bu toplantılarda güzel bir şeyler söyleyebilmek için çok zorluyorum kendimi ama ülkenin gündeminde keyifli bir şeyler bulabilmek çok zor  her seferinde bundan daha kötüsü olmaz diyoruz ama hep oluyor.
BARIŞ YOLUNA GİDENLERE ALLAH RAHMET EYLESİN
Ben bugünkü duyurularıma geçmeden,  10 ekim Cumartesi günü Ankara’daki barış mitinginde hunharca katledilen 102 vatandaşımıza Allahtan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum.  Yüzlerce yaralı vatandaşımıza da acil şifalar diliyorum.  Barış yoluna gitti güzel insanlar söylenecek çok şey var ama bir o kadar da hiç bir şey yok, sözün bittiği yerdeyiz maalesef  birlik için kardeşlik için barış için seslerini duyurmaya giden ama gittiği yerde hayatlarını bırakan 102 insanın ardında kalan 102 ayrı hikaye yürekleri dağlıyor. Tabii bu hazin olayı  gerçekleştiği meydana “BARIŞ MEYDANI” adını vermekten bile imtina edilen bir ortamdayız.
 1 KASIM’da GÖREV BAŞINDAYIZ
Skal İstanbul Kulübü Başkanı Feza Solaklar,  Young Skal çalışmaları ve Skalite hakkında bilgi verirken 1 Kasım seçimlerinin önemine işaret etti. 1 Kasım seçimlerinin önemini vurgulayan Solaklar, Skal üyelerinin gelecek hafta kutlanacak olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı da kutladı. Feza Solaklar sözlerini şöyle tamamladı.

DÜNYA SKAL KONGRESİ'ne KATILIYORUZ
"Gelecek hafta As Başkanımız Bahar Birinci ile İspanya’da Dünya Skal Kongresi'ne katılıp oyumuzu kullanacağız. Dönüp 1 Kasım'da genel seçimlerde oy vereceğiz. Önümüzdeki hafta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Bu vesile ile Atatürk'ü özlemle andığımı da belirtmek istiyorum.  “Feza Solaklar" Memleketi sen mi kurtaracaksın' diyenlere 'Evet sen kurtaracaksın' diyorum" sözleri büyük alkış topladı. Önümüzdeki seçimlerin ne kadar kritik olduğunu tekrar etmeye gerek yok sanırım. Ülkemizin geleceği için demokratik hakkımız olan oyumuzu 1 Kasım’da kullanacağız. Cumhuriyetin Kurulusunun 92. yılını kutlayacağımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımıza 6 gün var. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü  her gün olduğu gibi bugün de büyük  bir Şükran ve minnet duygusu ile hatırlıyor, yüce anısı önünde saygıyla eğiliyoruz dedi.

BU SENE EĞLENCE YOK
Bu seneye mahsus formatı biraz değiştirdik, tüm etkinliği ödül töreni bölümünde yoğunlaştırdık, bir kokteylimiz olacak ama eğlenceli bir gala gecemiz olmayacak.

SKALİTE İÇİN TEŞVİK EDİN, SKALİTE'DE SON BAŞVURU TARİHİ 31 EKİM
Bu yıl biz Skalite'nin temasını barış olarak belirlediklerini ve formatını değiştirdiklerini hatırlatan Solaklar, "Skalite bu yıl ödül törenine odaklı. Bir kokteyl olacak ancak eğlenceli bir gala gecemiz olmayacak. Skalite'ye adaylık sürecini 31 Ekim'e kadar uzattık. Skalite 19 Aralık'ta olacağı için daha fazla süreyi uzatamıyoruz. O yüzden www.skalite.com.tr adresimizden lütfen adaylık başvurularınızı tamamlayın.  Aday olmaya gönüllü olanları teşvik ederek bize destek olun" diye konuştu.

 “YOUNG SKAL”LARLA BULUŞTUK TEKRAR BULUŞUCAĞIZ
9 Ekim’de biz YOUNG SKAL buluşmalarımızdan ilkini gerçekleştirdik.  Yedek yönetim kurulu üyelerimizden Dr. Özen Kırant Yozcu “YOUNG SKAL PROJEMIZİ” üstlendi ve ÖZEN hocam’ın özverili çalışmaları sonucu 5 Üniversiteden (Bogaziçi Üniversitesi, İstanbul  Üniversitesi, Kültür Üniversitesi, Özyegin Üniversitesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi) 90 öğrenci ile buluştuk.  Onlara Skal’ı, İstanbul Kulübümüzü ve “YOUNG SKAL”u bir sunum eşliğinde anlattık, başvuru formlarını dağıttık.  İlgi büyüktü ve bu bizi çok memnun etti. Başvuru yapmaya başladılar. Bu çok sevindirici" dedi.
Yemekli toplantıda ayrıca Neta İş Sağlığı ve Güvenliği'nden Mehmet Solak Çolakoğlu, iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir sunum yaptı.





 Skal İstanbul Kulübü Başkanı Feza Solaklar aylık yemekli toplantıya ev
sahipliği yapan Mövenpick Hotel Istanbul'un Genel Müdürü Bozkurt Atabek'e de teşekkür ederek bir hediye takdim etti.


22 Ekim 2015 Perşembe

Bodrum Cup'ta 2. günde Gümüşlük- Leros etabı yapıldı,,,

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR





Bodrum Cup'ta 2. günde Gümüşlük- Leros
etabı yapıldı
Palmarina Bodrum, Bodrum Belediyesi, TAV, Technogym ve TÜRSAB ana sponsorluğunda; Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Ticaret Odası, Bodrum Deniz Ticaret Odası ve Bodrum Denizciler Derneği'nin katkılarıyla düzenlenen The Bodrum Cup'ın ikinci gününde Gümüşlük Leros arasındaki TAV Passport etabı yapıldı.
Geceyi Gümüşlük koyunda geçiren yarışmacılar sabahın erken saatlerinde itibaren ikinci günün hazırlıklarına başladı. Saat 10.00'da kıble ve keşişlemeden 12 deniz mili şiddetinde esen rüzgarla start verildi. Yelkenlerine rüzgarı dolduran tekneler Leros'a doğru hareket etti. Sert esen rüzgarda kıyasıya bir yaşanan mücadelenin sonunda tüm katılımcılar Leros'a ulaştılar.

2. gün sonuçları şöyle:


GULET XL
1. STS BODRUM
2. BORİNA 1
3. TAKE IT EASIER
GULET
1. GRANDİ
2. AYAZ
3. JASMIN I
TRAIANDIL
1. ÇAKIR KEYİF
2. USTA K
3. MONTENEGRO
MOZAİK
1. GRANDİ
2. AYAZ
3. VALS

CLASSIC YACHT
1. ALONDRA
GENEL KLASMAN
1. GRANDİ
2. STS BODRUM
3. ÇAKIR KEYİF
STANDART YELKEN
1. BB AYŞEGÜL
2. ELELE II
3. KUĞU 1
CRUISER XL
1. MERLIN
2.BELAIR
A START TÜMÜ
1. GRANDİ
2. STS BODRUM
3. ÇATIR KEYİF
B START TÜMÜ
1. UZMA III
2. JOY&WIND
3. SİMENİKA
Öte yandan Didim ve Leros belediyelerinin kardeş kent olmakla ilgili aldıkları kararın, merkezi hükümetlerce kabul edilmesinin ardından Didim Belediye Başkanı Deniz Atabay ile Leros Belediye Başkanı Michalis E. Kolias'ın protokol imzalama töreni bugün (22 Ekim perşembe) saat 18.00'de Aghia Maria Meydanında yapılacak.
www.bodrumcup.com  facebook.com/bodrumcup

VAKIFBANK – KOSGEB İŞBİRLİĞİ...


HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



“Küresel rekabette güçlenmek için finans sektörü ve reel sektör ortak akılda buluşmalı”

İmza töreninde konuşan VakıfBank Genel Müdürü Halil Aydoğan, “Türkiye’nin küresel rekabette güçlenmesi ve öne çıkması için en temel gerekliliklerden biri, istikrarlı ve yenilikçi yatırımların hayata geçirilmesidir. Bu da, finans sektörü ile reel sektörün ortak akılda buluşmasını, birbirinin ihtiyaçlarını doğru anlayarak ülke çapında müreffeh bir yaşam için yan yana ilerlemesini gerektirir. Bugün KOSGEB’le imzaladığımız protokolle, Türkiye çapında binlerce KOBİ’mize özel fırsatlar sunacak olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Son derece kapsamlı bir iş birliği programı oluşturduk. Bankacılık anlayışımızla da uyumlu olarak, KOBİ’lerimize uygun koşullarla kredi vermenin yanı sıra işletmelerin toplam maliyetlerini azaltmalarına katkıda bulunmak üzere bankacılık ürün ve hizmetlerimizde uygun koşullar sağladık ve teknolojik desteklerimizi bu pakete ekledik” dedi.



“KOBİ’lerin için maliyet yönetimine katkı yapıyoruz”

KOBİ’ler için maliyet yönetiminin öneminin farkında olduklarının altını çizen Aydoğan, “KOBİ’lerimizin bazı bankacılık işlemlerini ücretsiz yapmalarını sağlayacak 12 aylık tarife paketi, protokol kapsamında bankamızdan kredi kullanacak işletmelere hediye edilecek. Bu işletmelerimize, çek karnesi taleplerinde ve e-fatura işlemlerinde muafiyet ve indirimler sağlanacak. Protokol kapsamındaki işletmelerimize özel üye işyeri fiyatlaması yapılırken, bir yıl boyunca Businesscard’larından aidat ücreti alınmayacak. Ayrıca ihracatçı KOBİ’lerimiz için özel avantajlar getirdik. Gümrük işlemleri için geliştirdiğimiz ve sektörde tek olan Gümkart’ta bir gün opsiyon imkanı, Türkiye İhracatçılar Meclisi ile imzaladığımız protokol kapsamında sunduğumuz indirimli dış ticaret paketi avantajları, bunlardan sadece birkaçı” diye konuştu.



“KOSGEB veri tabanına kayıtlı 806 bin işletmeden 31 bini desteklerden yararlanıyor”

KOSGEB Başkanı Recep Biçer ise, şu değerlendirmede bulundu:



“Bugün 81 ilde, 88 KOSGEB İl Müdürlüğü aracılığı ile KOBİ’lerimize hizmet veren KOSGEB, gün geçtikçe kendini yenileyerek ve destek programlarını günün şartlarına göre güncelleyerek KOBİ’lere destek sağlamaya devam etmektedir. 1990-2002 döneminde KOSGEB tarafından ulaşılan KOBİ sayısı 4 bin iken, 2015 yılı itibarıyla KOSGEB veri tabanına kaydedilen işletme sayısı 806 bine ulaşmıştır. Türkiye’de mevcut 3 milyon 535 bin işletmenin 806 bini KOSGEB veri tabanına kayıtlı iken, KOSGEB desteklerinden etkin olarak faydalanan işletme sayısı ise 31 bin 177’dir. Görüldüğü üzere KOSGEB desteklerinden faydalanan KOBİ sayısı Türkiye’deki KOBİ sayısına oranla arzu ettiğimiz rakamlara ulaşamamıştır. Aynı zamanda veri tabanına kayıtlı işletmelerin etkin bir şekilde KOSGEB desteklerinden faydalanması hususunda yeterli ilgiyi göstermediği görülmektedir.



KOSGEB destek programları, nakit para yardımı veya faizsiz krediden çok projeye dayalı olarak, hibe şeklinde veya geri ödemeli destek şeklindedir. KOBİ’lerimizin ilgisini daha çok nakit kredi şeklindeki destekler çekmektedir. Ancak küçük ve orta ölçekli işletmelerde ulusal ve uluslararası rekabet güçlerinin ve ülke ekonomisine sağladıkları katma değerin artırılması, proje kültürü ve bilincinin oluşturulması, işletmelerin proje yapabilme kapasitelerinin geliştirilmesi suretiyle olacaktır.



Yapılan bu protokol sayesinde işletmeler, uygun faiz oranı ve masrafsız kredi kullanmanın yanında KOSGEB veri tabanına kayıt yaptırarak KOSGEB’in diğer faaliyetlerinden de yararlanma imkanı bulacaklardır.”


VAKIFBANK – KOSGEB İŞBİRLİĞİ DETAYLARI:

➢ KOBİ’lere çifte destek

- İşletmelerin KOSGEB desteklerinden yararlanabilmeleri için KOSGEB veri tabanına kayıtlı olmaları ve KOBİ beyannamelerinin güncel olması gerekiyor. Bu iş birliği de KOBİ’leri KOSGEB’e üye olmaya ve KOBİ beyannamelerini güncellemeye teşvik ediyor.
- Bu yönüyle iş birliği, işletmelere çifte kazanç sağlamayı amaçlıyor. KOBİ’ler hem VakıfBank’ın sağladığı avantajlardan yararlanacak hem de KOSGEB desteklerinden istifade edebilmek için ön şartı yerine getirmiş olacaklar.
➢ KOSGEB İş Birliği Taksitli İşletme Kredis- İş birliği programı kapsamında özel olarak geliştirilen “KOSGEB İş birliği Taksitli İşletme Kredisi”nde işletmeler 60 aya varan vadelerde uygun faiz oranlarıyla masrafsız kredi kullanabilecek.
- Kredi ödemeleri aylık eşit taksitler şeklinde olabileceği gibi işletmelerin nakit akışlarına bağlı olarak üç ayda bir ödemeli, taksit ertelemeli veya ödemesiz dönemli olarak da düzenlenebilecek.
➢ Yurt dışı kaynaklı kredilerde avantajlı faiz oranları
- İşletmeler, VakıfBank’ın sunduğu protokol kapsamındaki kredilerden de daha uygun koşullarla yararlanabilecek. İşletmelerin uygun faiz oranlarıyla yararlanabilecekleri yurtdışı kaynaklı krediler şöyle:

o Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansmanı Projesi (TURSEFF) kapsamında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından sağlanan “Enerji Verimliliği Kredisi”, “Ticari Bina Enerji Verimliliği Kredisi”;

o Dünya Bankası iş birliğiyle sağlanan “KOBİ Enerji Verimliliği Kredisi”;
o Avrupa Yatırım Bankası (AYB) tarafından sağlanan işletme, ihracat ve yatırım kredileri;
o Kalkınmada öncelikli bölgelere yönelik olarak geliştirilen ve AYB’den sağlanan 100 milyon euro’luk kaynağa sahip “Büyüyen Anadolu’ya Kredi Kolaylıkları Programı”.

➢ İndirimli dış ticaret paketi

- İhracatçı işletmeler, VakıfBank ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliği protokolü kapsamındaki özel kredi faiz oranlarından da yararlanabilecek. Böylece ihracat işlemleri için yine uygun faiz oranlarıyla kullanma imkanı yakalayacak.

 - KOBİ’ler, aynı protokol kapsamındaki indirimli dış ticaret paketi avantajlarını da kullanabilecek.
➢ Bankacılık hizmetlerinde avantajlar
- VakıfBank’tan protokol kapsamında kredi kullanan işletmeler, ilk defa çek karnesi aldıkları takdirde çek defteri bedeli ve istihbarat masrafı ödemeyecek.
- Daha önce çek karnesi almış olanlar ise yüzde 50 indirimden yararlanabilecek.
- Bankacılık işlemlerinin tek bir paket içerisinde toplandığı “Halden Anlayan Tarifeler”den “Nette Mini Tarife” paketi, protokol kapsamında kredi kullanan işletmelere bir yıl boyunca ücretsiz olarak sunulacak.
- Paket, hesap işletim ücreti muafiyeti sağladığı gibi, her 32 günlük dönemde internet üzerinden ücretsiz 25 adet havale ve 4 adet EFT işlemi yapma imkanı sunuyor.

- KOBİ’lere e-fatura oluşturma, mali mühürleme, fatura gönderme, alma ve arşivleme hizmeti veren VakıfBank, protokol kapsamındaki işletmelere bu uygulamaları yüzde 25 indirimli sunacak.
- VakıfBank Businesscard talep ederek aktif olarak kullanan işletmelerden bir yıl boyunca kart aidatı alınmayacak.
- VakıfBank POS’larını kullanan işletmeler, kendileri için hazırlanmış özel çalışma şartlarından yararlanacak.
➢ Teknolojik destek

- VakıfBank, KOBİ’lere finansal hayatlarını kolaylaştıracak teknolojik destekler de sağlayacak. Bu destekler:

o LUCA-Muhasebe Entegrasyonu,

o Kredi Kayıt Bürosu Risk Raporu,

o Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi Raporu
➢ Krediden nasıl yararlanılabilir?
- Avantajlı koşullarla kredilerden yararlanmak isteyen KOSGEB veri tabanına kayıtlı, güncel KOBİ beyannamesi onaylı işletmelerin kredi için gerekli belgeleri sağlayarak VakıfBank şubelerine başvurmaları yeterli oluyor.
-Bankanın değerlendirme kriterlerine göre krediye uygun bulunan ve KOSGEB resmi sitesindeki bilgilerine göre kurum desteklerinden yararlanma şartlarını taşıyan işletmeler, gerekli teminatları ve diğer kredi kullanım koşullarını sağladıktan sonra krediyi alabiliyor.

TÜRSAB 43. Kuruluş Yıl Kutlaması yapıldı....

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında düzenlenen 43. Kuruluş Yıl Kutlamasına, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Yıldırım Ak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Eski Kültür Bakanı Bülent Akarcalı, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Nedret Apaydın  ile  çok Acenta sayıda temsilcisi ve davetli katıldı.

TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, “Turizm sektörü Türkiye’nin dünyaya açılan en önemli penceresidir. Türkiye turizm alanında çok büyük mesafeler kat etmiştir. Bundan 10-15 yıl önce 20-25 yat limanı olan Türkiye’nin şu anda 52 yat limanı, 15 havalimanı olan Türkiye’nin şimdi 51 havalimanı olmuştur.




Turizm sektörünün bugün ihracatımızın yüzde 21,8’ini, bütçe açığının da yüzde 41,6’sını karşılamakta olduğunu da dile getiren Başaran Ulusoy, “Gelir bakımından 2000 yılında dünyada 22. sıradayken 2014 yılında 12. sıraya yükseldi. Bunlar kolay olmadı. Bugün bize vize koymaya kalkan ve vize koymakta gayret gösteren ülkeler var. Yarın gün gelecek biz o ülkelere vize koyacağız…” dedi.



Bundan 43 yıl önce, TÜRSAB’ın kuruluş aşamasında 30 kişiyi bir araya getirmenin mümkün olamadığına dikkati çeken Başaran Ulusoy, “Türkiye olarak turizm sektörünün 2014 yılında 8 bin 500 seyahat acentesi ve 9 bin rehberiyle ilk 4’e oynamaya çalışan bir sektör olduğumuzu gururla söylemek isterim dedi. TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, seyahat sektörünün bugünlere kolay gelmediğini rakamların sürekli artış gösterdiğini söyledi. Ulusoy şunları söyledi: "Bu topluluk sayesinde Türkiye 2014 yılında dünya turizminde 6. sıraya geldi.



 BİZE VİZE KOYANLARA BİZ VİZE KOYACAĞIZ

Bu kolay olmadı. Bugün vize koyan ülkelere sesleniyorum yarın gelecek biz size vize koyacağız. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda yılgınlıkla geçen bir ülkede Mehmet Akif Ersoy "Korkma" dedi. Türkiye tek vucuttur. Korkmuyoruz ve burdayız. 81 vilayeti birbirine bağlayan ülkenin tanıtım elçisiyiz. Ülkeyi sosyo-ekonomik yolla bağlayan barış elçileriyiz. Biz dostluk ve muhabbet yolundayız. Husumet yolunda değiliz. Haritalara bakarsanız bütün ülkeler dikey biz yatay bir ülkeyiz. Burada huzur ararken komşularımız ile dert istemiyoruz. Ateş çemberi içinde sektör temsilcisi olarak mücadelemize devam ediyoruz

 2014 yılında 16 milyon turizm hareketi oldu. 8 milyon kişi yurt dışına çıktı. Bunlar sizin sayenizde oldu. Hepinize teşekkür ediyorum. 5-6 Aralık'ta Genel Kurulumuz var. Bu Genel Kurula hizmet eden bir arkadaşınız olarak, kapısını açık tutan bir başkanınız olarak oraya gelmenizi rica ediyorum. Burada barış arıyorsak konuşmalarımıza dikkat etmek durumundayız.

 KADİR ABİ FAZLA BİR ŞEY İSTEMİYORUM  HAKKIMIZI İSTİYORUM

43 yıldır bu camiyanın içinde bir arkadaşınız olarak koltuğa zarar vermemeye çalıştım. Kamuoyu nezdinde seyahat acentalarının birliğini genel kurulda göstermek durumundayız. TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, THY CEO'su Temel Kotil'e ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a çağrıda bulundu. Ulusoy, Kadir Abi acentelerimizin arabalarına belgelerini ver. Fazla bir şey istemiyoruz, hakkımızı istiyoruz. Hakkımızı istemek suçsa bu suçu işliyorum dedi. Özellikle VIP turistleri havalimanında özel arabalar ile karşılama konusunda acentelerin yaşadığı sıkıntılara ve UKOME kararına vurgu yaparak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a seslenen Ulusoy, Havalimanından gelen yolcuları karşılayacak acenta arabalarımıza belgemizi ver Kadir Abi. Bu konuyu çöz Kadir Abi. Fazla bir şey istemiyoruz, hakkımızı istiyoruz. Hakkımızı istemek suçsa bu suçu işliyorum. Sayın Başkan üyelerimize desteğinizi esirgemeyin dedi.

 ÇAĞLAR'DAN ULUSOY'A DESTEK

7
43. yıl kutlamasında konuşan İTO Başkanı İbrahim Çağlar, acentaların turistte dönük özel arabalar ile taşımacılık yapmasına destek verdiklerini söyledi.
Çağlar, "Nasıl ki Ticaret Odası 133 yıldır girişimcinin adresi olduysa TÜRSAB da turizm için bir pusula olmuştur. TÜRSAB'ı destekçimiz olarak görüyoruz" dedi. Kongre şehri Istanbul


TOPBAŞ: ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ, SABREDİN

43. yıl kutlama gecesinde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, "İstanbul'un hak ettiği noktaya gelmesi hususunda hepimize önemli görevler düşüyor. Belediye Başkanı olduğum zaman ilk toplantıyı turizmciler ile yaptım.
Bu şehirde özel sektör, STK'lar ve devlet olarak beraber yol alıyoruz. Her alanda gelişen ve rekabet gücünü artıran bir İstanbul var. Bu şehirde bulunmak moda haline gelecek. 3. havalimanı İstanbul'un gücünü artıracaktır. Görevim boyunca hiçbir zaman tek taraflı olmadım.




Başaran Bey'in bazı talepleri oldu. Haklı olduğu taraflar bulunuyor. Ancak bizim üzerinde çalıştığımız noktalar var. Araçlarla ilgili şimdi söz veremem. Bize sadece güvenin. Umarım İstanbul'a gelenleri mutlu edecek bir kent ortaya koyarız. Metrosunda ekolojisine kadar her alanda değişim ve dönüşüm yaşayan bir İstanbul var" diye konuştu.

 İSTANBUL VALİSİ VASİP ŞAHİN



Vali Şahin konuşmasına TÜRSAB'ın 43. Kuruluş yıldönümünü tebrik ederek başladı. Vali Şahin, "Turizm sektörüyle ilgili çok güzel şeyler söylendi. Umut verici gurur verici başarılardan bahsedildi. Bu başarılı kahramanlarımız sizleri tebrik ediyorum dedi. Vali Şahin, " Ülkemiz turizm ülkesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 1980 de başladığımız bu yolculuğa son yıllarda hızlandıracak devam ediyoruz. Artık dünyanın en büyük turizm ülkesi olan bir ülkede yaşıyoruz.

 

Bu bizim için yeterli değil çünkü dünyanın en önemli coğrafyasında en güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Herkese yatırım açısından en yakın ülkelerden biriyiz dolayısıyla bizim 6. sırayla yetinmemiz mümkün değil. Biz daha iyilerine ve daha yükseklere adayız ve oraya tırmanmak durumundayız. Dedi Vali Şahin, "İstanbul kongre turizminde ilk 10 da oluyor her zaman ama 500 ve üzeri delegeli kongre turizminizde dünya birincisi. İnşallah tüm kategorilerde, turizm sektörü olarak kongre turizminde 1. Olacağız hedefimiz budur" dedi.



 Kutlama töreni, sektörde 25 yıl ve üzeri hizmet veren yaklaşık 500 seyahat acentesine plaketleri verilerek son buldu.

Haber Kaynağı: 2