28 Temmuz 2017 Cuma

TURİZMCİLERİN 2023 YILINDA HEDEFLERİ 70 MİLYAR DOLAR GELİR..

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



TURİZMCİLERİN 2023 YILINDA HEDEFLERİ 70 MİLYAR DOLAR GELİR



Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa Genel Müdürü Tunç Batum, Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda 70 milyar dolar turizmin gelirinin hayal olmadığını söyleyerek, "Ancak istenilen tek şey yurt dışı ilişkilerde dengeli yaklaşımlar" dedi

Turizm sektörü temsilcileri, 2023 hedeflerine ulaşmak için iç ve dış politik hareketlere dikkat çekti. Turizm sektörünün girdisi yerli ve yabancı misafirlerin katkılarından oluştuğunu söyleyen Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa Genel Müdürü Tunç Batum, "Dolayısıyla iç-dış politik veya ekonomik hareketlere karşı çok kırılgan yapısı var. İnsanlar tatil tercihlerini hem maddi hem de duygusal bir takım değişkenlere göre şekillendiriyorlar. Bu bağlamda Rusya krizinden de gördüğümüz üzere diplomasinin ortadan kalktığı ortamlarda çok ağır yaralar alıyoruz. Şimdi benzeri bir durum Avrupa ile yaşanıyor. Bazı analistlerin bence yanıldıkları iki önemli nokta var bu konuda, birincisi Rusya krizinde olduğu üzere bir yıl turist gelmedi ancak ertesi yıl hepsi geri geldi mantığı çok doğru bir çıkarım değil. Nedeni ise sırf bu örnek bize yumurtaları aynı sepete koymamız gerektiğini gösterdi diye yanıtlayabilirim. Yani siz yalnızca tek bir pazar üzerinden yola çıkarak bütçenizi oluşturamazsınız. Kendi pazarlamanızı riski bölecek şekilde dağıtmanız gerekir. Yoksa, Almanya veya Rusya örneğinde olduğu üzere bu ülkelerle çeşitli nedenlerden dolayı sıkıntı çıktığında açılan boşluğu bir anda diğer bir pazarla doldurmanız çok zor. Diğer yanılgı ise; alternatif pazarların ikame edilmesi. Bu konu öyle sanıldığı kadar kolay değil. Bakınız Avrupa ile Turizm kapasitemizin bu günlere gelmesi tam 35 yıllık bir yatırımın sonucudur. Avrupa ile ilişkilerinizi bu bağlamda değerlendirip bu pazardan gelen Turizm girdilerinin son 30-35 yıllık eriştiği büyüklüğe bakmanız gerekir. Aynı şekilde Rus pazarı da nereden baksanız 15 yıldır üzerine yatırım yapılan bir Pazar. Sonuç olarak; yeni pazarlar oluşturmak çok kolay değil, ciddi emek ve zaman gerekiyor; insanlar sanıldığı kadar kırgınlıkların üzerine hemen set çekmiyorlar, bu yatırımları yaparken duygu faktörünü unutmamak gerekir" dedi.
Türkiye’nin 2023 hedeflerinde turizmin rolüne de değinen Tunç Batum, "Biz 2023 vizyonunda Turizm den 70 milyar dolar beklemeliyiz ve istihdamın da %10’unu karşılayan bir sektör olmalıyız İspanya örneğinde olduğu gibi. Turizm girdilerinin ithal ürün veya ikame ham maddeye ihtiyacı minimum olduğu için bu gelir, maliyetler çıktıktan sonra doğrudan artı haneye yazılıyor.
Bu bağlamda artık hiç bir komşumuzla olumsuz ilişki yaşamak istemiyoruz sektör olarak. Nedeni ise kaybettiğimiz her yılın bilançosu bize geri toparlamak için en az iki-üç yıllık ciddi pazarlama ve imaj maliyeti çıkartıyor" dedi.
2023 vizyonu çerçevesinde yatırımlar yaptıklarını da söyleyen Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa Genel Müdürü Tunç Batum, "Bakınız biz Hilton Dalaman olarak kendi bölgemizdeki ilk uluslar arası yarışma yapılacak kapasitede bir golf yatırımı için kollarımızı sıvadık. Bu sektöre inancımız çok, turizmi çeşitlendirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bu yıl bünyesinde olduğumuz DOKTOB ile Hint Turizmini ülkemize kazandırmak için inanılmaz bir çaba içinde olduk ve olmaya devam ediyoruz. Pazarlama için Turizm Bakanlığı tanıtım fonu yaklaşık 60 milyon dolar harcarken Türkiye’deki 450 adet 5 yıldızlı otel senede yaklaşık 200 milyon Dolar bütçeyi tanıtıma harcıyoruz. Yurt dışında özel PR şirketleri ile çalışıp tanıtım ataklarına devam ediyoruz. Birçok bize benzer otel, özel işletmeler, Birlik ve Odalar, Tur operatörleri ve STK’lar benzer tanıtım çabaları içindeler. Herkesin söylemi aslında aynı. İnanılmaz bir kapasitemiz var. 70 milyar dolar hayal değil ancak istenilen tek şey yurt dışı ilişkilerde dengeli yaklaşımlar" dedi.

“Şimdi Kayseri’ye Gitme Zamanı” projesi start aldı

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



“Şimdi Kayseri’ye Gitme Zamanı” projesi start aldı

Radisson Blu Hotel Kayseri’den,
özel konaklama paketi

Radisson Blu Hotel Kayseri tarafından “Şimdi Kayseri’ye Gitme Zamanı” projesine özel konaklama paketi hazırlandı. Çift kişilik 1 gece konaklama fiyatı 274 TL olarak belirlenirken, ikinci odaya %10 indirim uygulanıyor.
Kentin tanıtımını yurtiçi ve yurtdışında aralıksız sürdürdüklerini belirten Radisson Blu Hotel Kayseri


Genel Koordinatörü Recep Arifoğlu, Kayseri’ye yılda yerli ve yabancı 500 bine yakın turistin çekilmesinin hedeflendiğini kaydetti.
Hedeflere ulaşılabilmesi noktasında, güçlerin birleştirilerek topyekun çalışmalara devam edilmesinin önemini anlatan Recep Arifoğlu, şunları söyledi:
“Devletimiz ile birlikte, özel sektör, STK’lar, belediyeler ve bireyler olarak daha etkin bir çalışma yürüterek, tanıtım ve pazarlama atağına devam ediyoruz. Özel sektörün temsilcileri olarak hepimizin, tanıtım ve pazarlama çalışmalarını daha da arttırması gerekiyor. Start alan “Şimdi, Kayseri’ye Gitme Zamanı” projesine, otel olarak özel bir konaklama paketi hazırladık. Kayseri’miz, Selçuklu mimarisine ait eserleri, Erciyes Kayak Merkezi, Ali Dağı Yamaç Paraşütü, Sultan Sazlığı Kuş Cenneti, Talas, Kapuzbaşı Şelalesi, Yahyalı’da bulunan Aziz George Mezarlığı, zengin mutfağı ile eşsiz ve görülmesi gereken bir potansiyele sahiptir. Kapadokya’yı ziyaret eden turistlerin bir bölümünün de, Kayseri’yi görmesi için çalışmalarımıza hız vereceğiz” dedi.

Eşsiz zenginliğiyle büyüleyen Kayseri’de neleri ziyaret etmeli?

Erciyes Kayak Merkezi: Türkiye’nin en gelişmiş kayak altyapısı ve “suni kar üretme sistemlerine” sahip olan Erciyes Kayak Merkezi, dünyanın da en iyi 10 kayak merkezi arasında yer alıyor. Modern ekipmanlarla donatılmış tesiste, her biri farklı zorluk derecelerinde 33 pist bulunuyor. Pistlerin toplam uzunluğu 200 kilometreyi bulurken, pistlere ulaşım, tamamı birbiriyle bağlantılı 120 km’lik teleferik sistemiyle sağlanıyor. Şehir merkezine 20 dakika uzaklıkta bulunan kayak tesisi, dünyada “bir havaalanına en yakın kayak tesisi olarak” da tanınıyor. Erciyes Dağı’nda, yaz aylarında Jeep Safari, Off- Road sporları, Downhill parkurlarında bisiklet sporu, trekking, ve atlı gezi gibi birçok doğa ve spor aktiviteleri de yapılıyor.

Ali Dağı Yamaç Paraşütü: Kayseri’deki en önemli outdoor spor etkinliklerinden olan Ali Dağı yamaç paraşütü merkezi, şehirden 20 dakika uzaklıktaki Ali Dağı’nda (Yükseklik 2600 metre) bulunuyor. Yamaç paraşütü tutkunlarının en favori mekanlarından birisi olan Ali Dağı’ndan, ister kendi yamaç paraşütünüzle, isterseniz deneyimli ve lisanslı pilotların eşliğinde tandem atlayışı yapabilirsiniz.

Sultan Sazlığı Kuş Cenneti: Dünyanın en önemli 5.’ci kuşcenneti olan Sultan Sazlığı, Erciyes Dağı’nın eteklerinde yer alıyor. Avrupa ve Afrika arasındaki 2 kuş göç yolunun tam birleştiği noktada bulunan sazlıkta, 355’e yakın kuş türü barınıyor. Kuş nüfusunun yaklaşık 1 milyon civarında olduğu Sultan Sazlığı, dünyanın önemli flamingo üreme alanlarından birisi olarak gösteriliyor.

Talas: Kayseri’nin içerisinde bulunan Talas bölgesi, M.Ö. 1500 yılından beri yerleşik hayata sahiptir. Özellikle Rum nüfusun yaşadığı Talas bölgesinde, Rumlardan kalma çoğunluğu restore edilmiş çok sayıda ev ve kilise bulunuyor.

Kapuzbaşı Şelalesi: Dünyanın ek yüksek 2.’ci set şelalesi olan Kapuzbaşı şelalesi, 7 adet şelaleden oluşuyor. Şelalelerin en küçüğü 30 metre, en büyüğü ise 70 metre olup, dünyanın eşsiz şelaleleri arasında yer alıyor. (Dünyanın en yüksek şelaleleri, 1.’ci sırada olan Victoria 100 metre – Zambia / Afrika’dır. 2.’ci olan Kapuzbaşı 70 metre Kayseri / Türkiye’dir. 3.’cü olan Niagara 50 metre New York / ABD’dir) Aladağlar Milli Parkı’nın içerisinde yer alan Kapuzbaşı şelaleleri, kar ve buzullardan beslenen bir doğa harikasıdır.

Kapadokya: Kayseri, Nevşehir, Niğde ve Aksaray’la sınırlı olan Kapadokya bölgesinin tarihi, ilk çağlara kadar uzanır. Özellikle Roma döneminde Romalılar’dan kaçan ilk Hristiyanların gizlendiği bir bölge olan Kapadokya’da, sayısız mağara kilisesi, yerleşim alanı ve yer altı şehirleri bulunuyor. Jeolojik yapısıyla doğa harikası olan Kapadokya’da, ATV kiralayarak, safari yapmak ve balon ile güneşin doğuşundaki enfes manzaranın tadını çıkartmak mümkün.

25 Temmuz 2017 Salı

Sıcağa aldanma, yaz gribi olma!

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Yaz gribine dikkat... Yaz sıcaklarında, genel sağlıkla ilgili 10 öneriye dikkat edin…

Sıcağa aldanma, yaz gribi olma!


“Yazın grip mi olurmuş?” demeyin, grip sınıflamasına girmese de, genel itibariyle “soğuk algınlığı” diyebileceğimiz üst solunum yolu enfeksiyonları, yazın da kapımızı çalabilir. İçinde bulunduğumuz sıcak yaz ayları, grip salgınlarının cirit attığı kış aylarından daha güvenli görünse de, vücudumuzun çevre sıcaklığıyla alışveriş dengesini kurmakta zorlanabileceğini akılda tutmak gerekir. Yaz aylarında sıklıkla, soğutma sistemleri ve havuzlardan bulaşan yaz dönemi hastalıklarıyla karşılaşılıyor.
Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, yaz aylarında da görülen ‘üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunma yolları’ hakkında şunları söyledi.


Yazın, bol su tüketin

Yaz aylarında bol su tüketilmesi gerektiğini anlatan Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, “İnsan vücudu, her aktivitesiyle ısı üretir. Açığa çıkan bu ısıyı, çeşitli şekillerde uzaklaştırırız ve sabit tutmaya çalışırız. Bu mekanizmaların temel malzemesi ‘su’dur. Yazın, kış aylarına göre, su kaybımız daha fazladır. Vücudumuzdaki ısı düzenlenmesi için bir gün içindeki su tüketiminin 2 litrenin altına inmemesi gerekiyor. Su tüketiminin 2,5 litrenin üzerine çıkılması da faydasızdır ve hatta zararlı olabilir” dedi.


Klimalar, yaz gribine sebep oluyor

Yaz gribinin, klimalardan bulaştığını ifade eden Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi: “Klimalar, ortamın sıcaklığını azaltırken, nemini de beraberinde azaltıyor. Bu nedenle, ortamı nemlendirici önlemler alınmalıdır. Klimalar ilk çalıştırıldığında bir süre pencereler açılmalıdır ki, böylece ilk üflemeyle havalandırmada bulunan mikroorganizmaların tümünün odaya yayılması azalsın. Yazın yapılan en büyük hatalardan birisi de; çok sıcak ortamlardan, hızlı bir şekilde çok soğuk ortamlara girilmesidir. Ani sıcak ve soğuk hava dalgaları, kalp krizi riskini artırabilir, ayrıca değişik hava akımları migren krizine neden olabilir. Ani sıcaklık değişimi nedeniyle grip, farenjit, sinüzit, orta kulak iltihabı, bademcik enfeksiyonu gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir” diye konuştu.

Lejyoner hastalığı, hayati tehlikeye bile neden olabilir

Lejyoner hastalığının tehlikeli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları kaydetti: “Lejyoner hastalığı klimalar, soğutma sistemleri ve havuzlardan bulaşıyor ve tehlikeli olabiliyor. Bu hastalığı yapan mikroorganizma, bakımı iyi yapılmayan klimalar, soğutma havalandırma sistemleri, havuzlar ve suyun göllendiği akarsularda çoğalma imkanı buluyor. Önlenmesi için havuzların bakım, ilaçlama, havalandırma ve zemin temizliği işlemleri ile su değişiminin, zamanında ve özenle yapılması gerekir. Bu hastalık; ateş, halsizlik, kas ağrıları ile başlar ve daha sonraki süreçte de öksürük, balgam çıkarma, derin nefes alma gibi ciddi tablolara sebebiyet verebilir. Grip ile benzer belirtiler gösterse de, hastalığı yapan bir virüs değil, “Legionella pneumophila” adlı bir bakteridir. İnsandan insana bulaşmaz. Lejyoner hastalığı, zamanında tedavi edilmezse hayati tehlikeye bile neden olabilir” şeklinde konuştu.

Yaz sıcaklarında, genel sağlıkla ilgili 10 öneriye dikkat edin!

1-Sık aralıklar ile günde 2 litre su tüketin. Deniz ya da havuza girdiğiniz günlerde, daha fazla su için.
2-Deniz veya havuz sonrası, ya da yoğun terleme sonrası, duş alarak vücudumuzu temiz ve kuru tutun. Saçlarınızı ve kulak kanalınızı mutlaka kurulayın, nemli kalmasın.
3-Terli kıyafetleri sıklıkla değiştirin. Islak deniz kıyafetleriyle kalmayın.
4-Cildin havalanmasını sağlayacak, hafif kumaşlardan yapılmış kıyafetleri tercih edin.
5-Islak veya terli iken, klima veya rüzgara maruz kalmayın.
6-Soğuk gıda ve içecekleri hızlı tüketmeyin.
7-Sindirimi zor, ağır yemeklerden kaçının. Meyve ve sebze gibi su içeriği yüksek besinlerin tüketimine ağırlık verin.
8-Yazın, ağır sporlar yapmayın. Ancak, dolaşım sisteminin zindeliği için de hareketsiz kalmayın.
9-Klimayı, sık sık açıp kapamayın. İdeal serinlik derecesine göre ayarını yapın ve çok değiştirmeyin. Bakımlarını düzenli olarak, yılda iki kez yaptırın ve filtrelerini zamanında yenileyin. Klimaların, gündüzleri 19-20, geceleri ise 22 - 23 derece bir sıcaklığa ayarlanmaları idealdir.
10-Üfleme ayarı en yavaşta, yönü odanın tavanına doğru olmalıdır ve asla direk olarak sizin üzerinize doğru olmamalıdır. Eğer gece üşümeyle uyanırsanız, klimayı kapatmak yerine, ısısını 2-3 derece yükseltin.

“Patronlar, personeli kadar kuvvetlidir...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


İlnero Print Center, kuruluşundan günümüze geçen 2 yıl 8 ay gibi kısa bir sürede, her ay katlanarak büyümesini sürdürdü. Bugün ağırlıklı olarak tekstil ve ayakkabı sektöründeki birçok markanın, 800’ün üzerindeki mağazasında A’dan Z’ye iç mekan giydirmesini yapıyor.

İlnero Print Center Genel Müdürü Fatih Karaderili,



“Patronlar, personeli kadar kuvvetlidir”

Şirketlerin, başarı öyküleri vardır ve bu öyküler özellikle genç girişimcilere yol gösterici olur. İlnero Print Center, 2 yıl 8 ay gibi kısa bir sürede “azim, inanç ve çok çalışma” ile nelerin yapılabileceğini gözler önüne seren bir başarıya imza attı.  
Başka bir sektördeki görevinden ayrılarak, kendi işini yapma kararı alan Fatih Karaderili ve ağabeyi Mustafa Karaderili, bir arkadaşlarının tavsiyesi üzerine 2014 yılı Ağustos ayında Copy-Center açmayı planladı. O tarihte Lidya Grup ile tanışan Fatih Karaderili, Lidya Grup’un deneyim ve tecrübesinden de yararlanarak makine yatırımlarını yaptı ve Aralık 2014 tarihinde, Ataşehir’de İlnero Print Center’ın açılışını gerçekleştirdi. Faaliyete başladıktan kısa bir süre sonra, ilk işlerinden birisi olarak büyük bir markanın reklam işleri alınınca, açılışın daha ilk aylarında ilave dijital makine yatırımı yapıldı. Aylık bazda ciddi büyümeler yaparak yoluna devam eden İlnero Print Center, bugün ağırlıklı olarak tekstil ve ayakkabı sektöründeki birçok markanın, 800’ün üzerindeki mağazasında


A’dan Z’ye iç mekan giydirmesini yapıyor.
Kısa zamanda elde ettikleri başarının altında “inançla çok çalışmanın” yattığını kaydeden İlnero Print Center Genel Müdürü Fatih Karaderili, şunları söyledi:
“Öncesinde hiç tecrübemizin olmadığı ve malzemelerini dahi tanımadığımız bir sektörde, kısa zamanda başarılı olmamızın altında, ‘inançla çok çalışmamız’ yatıyor. Aralık 2014 tarihinde 150 metrekarelik bir yerde 2 kişi çalışırken, bugün Temmuz 2017’ye geldiğimizde bin metrekarelik bir alanda 12 kişilik bir ekibimizle yolumuza devam ediyoruz. Firma olarak, aylık bazda katlayarak büyümemizi sürdürüyoruz. Başarılı ve mutlu bir ekibimiz var. Mutlu çalışanlar, mutlu müşteriler demektir. Patronlar, personeli kadar kuvvetlidir” dedi.

İnançla yola çıktı, ilk günlerden reklamcılık sektörüne girdi

Copy- center olarak faaliyete başlamalarına rağmen, ilk işlerinden birisinin büyük bir marka olması nedeniyle direk reklamcılık sektörüne girdiklerini anlatan Fatih Karaderili, konuşmasına şöyle devam etti:
“İlk anlaşma yaptığımız firmalardan birisinin, mağazalarının iç mekan giydirilmesi işini alınca, direk reklamcılık sektörüne adım attık. Açıldığımız tarihten itibaren geçen 6 ayın sonunda, hem işimizi ince detaylarına kadar öğrendik, hem de yeni müşteriler kazandık. Az önce de ifade ettiğim üzere, sıfır tecrübe ile girdiğimiz sektördeki en büyük artımız, “inançla çok çalışmamız” oldu. İlk kurulduğumuzda Xerox 570 ile 5875 model makinalarını ve EpsonT7200 model makinelerinden oluşan bir makine parkurumuz var iken, işlerin yoğunlaşmasıyla faaliyete başladıktan 3 ay sonra Epson SC-S 30610’u bünyemize kattık. Sonrasında 4 adet Epson SC-S 60610 makinesinin yatırımını gerçekleştirdik. Önümüzdeki yakın gelecekte, EFİ H1625 Led yatırımını yapmayı planlıyoruz” diye konuştu.

Yatırımlar devam ediyor, “hız ve kalite” önceliği oldu

Yatırımların ihtiyaçlar paralelinde aralık verilmeden yapıldığını belirten Fatih Karaderili, şunları kaydetti:
“Müşterilerimize verdiğimiz güvenin yanı sıra “hız ve kalite” odaklı çalışmamız, firmamızın büyük markalar ile çalışmasının kapılarını aralamaktadır. Başarı yolculuğumuzda, “hız ve kalite” daima önceliğimizdir. Büyümemize paralel olarak da, makine yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Bu yıl 500 bin Doları bulacak, yeni makine yatırımı yapmayı planlıyoruz. 2017 yılını başarılı geçirmekteyiz. 2018 yılının, yeni anlaşmalara imza atacağımız ve bu yıla oranla daha da başarılı olacağımız, bir sene olacağını öngörüyoruz. Kendi içimizde ar-ge departmanımız bulunuyor ve müşterilerimize inovatif çalışmalar hazırlıyoruz. Ortağım Mustafa Karaderili ağabeyimdir ve birlikte işimizi geliştirmek için sürekli bir fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bir diğer konu da, zaman zaman firmamıza fason üretim yapmamız konusunda teklif gelse de, sıcak bakmıyoruz. Bizler, yaptığımız işin kalitesini ve hızlı olmasını çok önemsiyoruz ve işin tüm aşamalarında yer alarak, kendimiz denetliyoruz” dedi.

İşinde çok başarılı olan Lidya Grup, ailemizden birisi oldu

Lidya Grup’un kalitesinden ve teknik desteğinden çok memnun olduklarını ifade eden Fatih Karaderili, şunları söyledi:
“Lidya Grup öncelikle temsil ettiği global markalarla, işimiz adına, dünyanın en kaliteli ürünlerini satıyor. Aynı zamanda, konusunda ciddi bir bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olan ekibiyle, başarılı bir teknik destek hizmeti sunuyor. Nitekim, bir makinenin satılması kadar, o makinenin teknik desteğinin verilmesi de önemli bir konudur. Lidya Grup, ülke geneline yayılan yaygın hizmet ağıyla, tüm müşterilerine aynı hız ve kalitede hizmet sağlamaktadır. Lidya Grup’tan aldığımız makinelerin bize öğretilmesi ve teknik destek sırasında almakta olduğumuz hizmetlerden çok memnunuz. Özetle Lidya Grup, bizim için daima elinden geleni yapmaya çalışıyor. Lidya Grup’ta çalışanları kardeşim gibi seviyorum. Kısa sürede elde ettiğimiz başarı yolculuğumuzda, Lidya Grup’ta ailemizden birisi oldu” şeklinde sözlerini tamamladı.

21 Temmuz 2017 Cuma

TUROYD ANADOLU’DA OTELCİLERİ BİR ARAYA GETİRİYOR....

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




TURİZM OTEL YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ (TUROYD)
ANADOLU’DA OTELCİLERİ BİR ARAYA GETİRİYOR.

Türkiye genelinde otel yöneticilerinin ilk kez  bir araya gelerek oluşturduğu, Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) tarafından organize edilen, TUROYD Güneydoğu Anadolu Bölgesel yürütme kurulu  toplantıları Siirt, Batman ve Diyarbakır’da gerçekleştirildi.

İlk toplantısını 5 Temmuz’da Diyarbakır’da Radisson Blu ‘da gerçekleştiren TUROYD Yönetim Kurulu Üyeleri;  Başkan  Ali Can Aksu, TUROYD Yön. Krl. Bşk. Yrd .Murat Toktaş, Güneydoğu Anadolu Bölgesel Yürütme Kurulu Bşk Kadir Varçın ile bölgesel dinamikleri, otelciliğin ve turizmin gündemini değerlendirdi.

Siirt ve Batman ziyaretlerinde TUROYD toplantılarına katılan  Siirt İl  Kültür ve Turizm Müdürü Remzi Uslu, Batman İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet İhsan Aslanlı’da Anadolu’da turizmcilerin birlikteliği ve oluşturulan barış köprüsü için desteklerini sundular.


 Siirt'te başlayıp, Batman ve ardından Diyarbakır'da biten  yolculuk sırasında,Şiirt Vali Yrd. Yunus Koç,basın mensupları ve pek çok turizmcinin desteğini alan TUROYD Başkanı Ali Can Aksu ile bir araya geldi.
Anadolu’da turizmcileri biraraya getiren bu toplantılar sırasında konuşan TUROYD Başkanı Ali Can Aksu yaptığı açıklamada; "Işığın geldiği yönü iyi gözlerseniz karanlıklarınız aydınlığa dönüşür Güneydoğu Anadolu bölgesinde gerçekleştirdiğimiz TUROYD Turizm Otel Yöneticileri Derneği toplantılarımızda  otelci dostlarımız,daire müdürlerimiz, iş insanlarımız ile  oluşan sinerji düşüncelerimize aydınlık saçmıştır. Hepimizin ortak paydası  turizm ve istikrar. Mezopotamya’nın ve bu değerli tarihi coğrafyanın bir şenlik alanine dönüşmesini, turizm ile barış köprülerinin kurulmasını istiyoruz.  Batıdaki tüm dostlara,t urizmciler olarak, Diyarbakır'dan ,Mardin'den, Batman'dan,Cizre’den,Nusaybin’den, Hakkari’den,Van’dan,Urfa'dan sevgi yolluyoruz. Bu topraklardan korkmayın ! artık güvendeyiz.Bu topraklarda huzur var, samimiyet var, sevgi var. Sizleri burada sevgiyle misafir etmek istiyoruz. Gelin kaynaşalım var olalım bir olalım diri olalım aydınlığa yol alalım” dedi.
Güneydoğu Anadolu bölgesinin turizm açısından zenginliklerine ve turizmcilerin sorunlarına değinilen toplantıda, kamu kurumları ile birlikte çözüm önerileri üzerine de istişareler yapıldı.

Mardin, Silopi, Cizre, Batman, Diyarbakır, Siirt ve Urfa dan yoğun katılımın sağlandığı toplantılarda, illerin turizmcileri  bölgesel sorunları masaya yatırdılar.Bölge turizminin kalkınmasına yönelik destek taleplerinde bulundular ve yeni dönem kalkınmaya yönelik projeler geliştirildi.

Sultanahmet Bölgesi, Kuzey Afrikalı ve Ortadoğulu turistlerin gözdesi oldu

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Sultanahmet’te, Avrupalı turistlerin yerini,
Kuzey Afrikalı ve Ortadoğulu turistler aldı

BW PLUS The President Hotel Genel Müdürü Burak Aydın, son birkaç yıldır Tarihi Yarımada ve Sultanahmet Bölgesi’ne, Avrupalı ve Amerikalı turistlerin yerine, Kuzey Afrikalı ve Ortadoğulu turistlerin daha yoğun geldiğini açıkladı.
Bu yılın ilk yarısında en çok Cezayir’den misafir ağırladıklarını kaydeden Burak Aydın, şunları söyledi:
“Otelimize ilk 6 ayda, ilk sırada Cezayir’den, ikinci sırada yurtdışında ikamet eden Türklerden ve üçüncü sırada Suudi Arabistan’dan konuklarımız geldi. İçinde bulunduğumuz Temmuz ayı ve ardından Ağustos ayında, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da hareketli günler geçireceğiz. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden gelen ziyaretçiler, tatil dönemlerinin başı olan Ramazan Bayramı sonrasından okulların açılmasına kadar İstanbul’da ciddi bir hareketlilik yaratıyorlar. Ardından Eylül ayı biraz hareketli geçerken, Ekim sonu veya Kasım aylarının başlarından itibaren daralma yaşanabilir. Sene sonu, bölgemizde Kuzey Afrika ülkelerinin hareketliliği, geçen yılın aynı dönemine göre artmazsa, yılın son iki ayı zor geçecek gibi görünüyor” dedi.

Bu yılki doluluklar, geçen yıla oranla iyi olacak

2017 yılının genelindeki dolulukların, geçtiğimiz yıla oranla biraz daha iyi olacağını ifade eden Burak Aydın, doluluklardaki artışa rağmen, gelirin aynı oranda artmadığını belirtti.
Son yıllarda, otellerin ilk hedeflerinin masraflarını çıkartmak olduğunu da anlatan Burak Aydın, konuşmasına şöyle devam etti:
“İstanbul’da (5 yıldızlı oteller dahil) oda fiyatlarının, 2016 yılının da altında gerçekleşmesinden dolayı, bu yıl da istenilen geliri elde etmek pek mümkün olmayacak. Açıkçası bu yıl da oteller, geçtiğimiz yıl olduğu gibi varlıklarını devam ettirme amacındadır ve bu sebepten dolayı ilk hedefleri masraflarını çıkartmak olacaktır. Bunun neticesinde de son iki yılda, özellikle İstanbul’daki konaklama fiyatları gerilemeye devam etmekte ve yukarı doğru ivmelenmesi için ise biraz daha zaman gerektiği aşikardır. Batılı ülkelerden gelecek ziyaretçi sayısı artmadan da, mevcut fiyatların yukarıya çıkması biraz zor gözüküyor” diye konuştu.

17 Temmuz 2017 Pazartesi

Kayseri otelleri, kayak rezervasyonlarını almaya başladı...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Kayseri otelleri,
kayak rezervasyonlarını almaya başladı

Geçtiğimiz yıl kayak sezonunda otel doluluklarının yüksek olması nedeniyle, bu yıl kayak severler erken rezervasyon yaptırmaya başladı. Ülkemizin en büyük kış sporları merkezi olan Kayseri Erciyes, sadece yerli turistlerin değil, yabancı turistlerin de gözdesi oldu. Gelişmiş kayak altyapısı ve suni kar üretme sistemleriyle Kasım-Nisan ayları arasında kar garantili kesintisiz kayak sezonu sunan Erciyes Kayak Merkezi, aynı zamanda dört mevsim uluslararası birçok sportif organizasyona da imza atıyor.

Kış mevsimine dair rezervasyonları almaya başladıklarını kaydeden Radisson Blu Hotel Kayseri Satış ve Pazarlama Direktörü Menderes Karaküçük, şunları söyledi:


“Geçen seneki doluluklar nedeniyle, bu sene kayak sezonuna talepler, 4 ay daha erken gelmeye başladı. Bu sene otel olarak, kayak sezonunda %35 bir büyümeyi öngörüyoruz. Bu ay içerisinde, kayak severler için özel bir kayak paketimizi satışa çıkaracağız” dedi.

Yılın ilk yarısında rezervasyonlar %30 arttı

Yılın ilk yarısının beklentilerin ötesinde geçtiğini belirten Menderes Karaküçük, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bir önceki seneye göre, bu yılın ilk yarısında rezervasyon oranımız %30 arttı. En çok Türkiye, Almanya, Katar, İran, Kore ve Hollanda pazarlarından misafirlerimizi ağırladık. İçinde bulunduğumuz önümüzdeki 2 ayı değerlendirdiğimizde Temmuz ayında geçen seneye göre %41, Ağustos ayında ise %8 daha yüksek talep olduğu görünüyor. Bazı tarihler şimdiden doluya yakın olduğu için önceden rezervasyon yaptırmadan oda bulmak mümkün değil. Sadece odalarda değil, toplantı salonlarında da yoğunluk ve waiting list’ler oluşmaya başladı. Temmuz ve Ağustos’ta, ülkemizin yanı sıra, Almanya, Kore, Hollanda pazarlarından misafirlerimizi ağırlamaya devam edeceğiz. Eylül ve Ekim aylarına da, toplantılar ve düğünler için salonlar tutuluyor. Bu aylara dair oda talepleri için henüz erken olmakla birlikte, yine de geçen seneden daha fazla bir talep var. Buna bakarak, Eylül ve Ekim aylarının da geçen senenin çok ilerisinde olacağını söyleyebiliriz” diye konuştu.

Jolly Tur, Şanlıurfa’ya çağrı merkezi kurdu.

   HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR                                                                                                                                                                                

Güneydoğu’daki Turizm Seferberliğine Farklı Bir Boyut Kattı
JOLLY TUR, ŞANLIURFA’YA ÇAĞRI MERKEZİ KURARAK HEM İSTİHDAMA DESTEK OLDU HEM DE TURİZMCİ NESLİN TEMELLERİNİ  ATTI


- Jolly Tur, turizm kadar sosyal sorumluluk çalışmalarında da en güzele, en iyiye odaklanmış projeleriyle dikkat çekiyor. 2016’daki sıkıntılı sürece rağmen, GAP Turları’na devam ederek bölge turizmine katkısını kesintisiz sürdüren Jolly Tur, şimdi de Şanlıurfa’ya çağrı merkezi kurdu. 25 kişilik kadro ile yola çıkan Jolly Tur, işsizlik oranının yüksek olduğu şehirlerden biri olan Şanlıurfa’nın istihdamına katkıda bulundu. Jolly Tur Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Figen Erkan, sosyal sorumluluk olarak nitelendirdikleri bu projeyle Şanlıurfa’nın istihdamına katkıda bulunmaktan ve bölgede turizmin bir meslek alanı olarak benimsenmesinin yolunu açmaktan büyük bir memnuniyet duyduklarının altını çizdi
Bölge turizmine destek olmak için gerilimin yüksek olduğu 2016’da dahi GAP Turları’na ara vermeden devam eden Jolly Tur, Güneydoğu’daki turizm seferberliğine farklı bir boyut daha kattı. Türkiye’nin en önemli dış kaynak çağrı merkezlerinden biri olarak nitelendirilen CMC ile işbirliği yaparak Şanlıurfa’ya “Çağrı Merkezi” kuranJolly Tur, bu projesiyleşehre iki yönlü katkı yaptı. İşsizlik oranının yüksek olduğu illerden biri olan “Şanlıurfa’ya Jolly Tur Çağrı Merkezi”ni kuran şirket, 25 kişilik istihdam yarattı. Bu yolla işsizliğin önemli sorunlardan biri olduğu Şanlıurfa’ya sorunun çözümlenmesi açısından katkı yapan şirket, diğer yandan tarihi ve kültürel değerler açısından Türkiye’nin hazinelerinden olan Şanlıurfa’da turizmciliğin bir meslek dalı olarak daha çok benimsenmesinin de önünü açtı. Jolly Tur’un Şanlıurfa’ya kurduğu çağrı merkezinin bir diğer özelliği isealanında ilk olması.Jolly Tur, bu atılımıyla Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çağrı merkezini kuran ilk tur operatörü oldu.
Diğer yandan fikir temelleri 1 yıl önce atılan Jolly Tur “Şanlıurfa Çağrı Merkezi” için bu süreç boyunca aralıksız olarak altyapı çalışmaları yapıldı. CMC’ninde tecrübelerinden yararlanıldığı bu süreç sonunda Şanlıurfa’ya 25 kişilik çağrı merkezini kazandıran Jolly Tur, kurulan ekibi 3 ay boyunca sürekli olarak turizm ve müşteri hizmetleri açısından eğitti.


Jolly Tur Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Figen Erkan, Şanlıurfa’ya kurdukları çağrı merkezini, Jolly Tur’un sosyal sorumluluk projelerinden biri olarak nitelendirerek, bu projeyle Şanlıurfa’nın istihdamına katkıda bulunmaktan ve turizmin bir meslek alanı olarak benimsenmesi için adımlar atmaktan büyük bir memnuniyet duyduklarının altını çizdi. 2016 yılında yaşanan sıkıntılı sürece rağmen, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’ya kültür turu düzenlemekten vazgeçmeyerek bölgede başlatılan turizm hareketine destek olmaya devam ettiklerini anımsatan Figen Erkan, “Çağrı Merkezi” projeleriyle bu sürece farklı bir boyut kattıklarını vurguladı.
Diğer yandan Şanlıurfa’nın tıpkı kendi toprakları gibi son derece verimli insan kaynaklarına sahip olduğuna dikkat çeken Figen Erkan, şöyle devam etti:“Jolly Tur olarak tek hedefimiz sadece milyonlarca kişiyi tatile göndermek değil, Türk insanına, Türk gencine turizmi sevdirmek ve bir parçası yapmak.Çağrı Merkezi girişimimiz, bu anlayışımızın bir yansıması. Bu arada bölgedeki 3 aylık eğitim sürecimiz boyunca insan kaynaklarındaki verimliliğin birebir şahidi olduk. İnsan kaynaklarındaki verimlilik, projemiz ve seçilen şehrin son derece doğru bir karar olduğunu bir kez daha kanıtladı bize. Ayrıca, eğitim süreci boyunca şahit olduklarımız da Şanlıurfa’daki insanların bu tür girişimlere ne denli ihtiyaç duyduğunun bir göstergesi oldu. Çağrı Merkezi’ndeki 25 kişilik kadro, uzmanlarımızın turizm ve müşteri hizmetleri konusunda verdiği eğitimi, adeta verimli topraklara atılmış tohumlar gibi yeşerttiler. Şanlıurfa’da olmak ve Şanlıurfa’ya böyle bir katkı yapmak, bizi onurlandırdığı gibi, bu topraklara ve onun insanlarına olan güvenimizin de bir kanıtıdır.”

14 Temmuz 2017 Cuma

Üsteğmen Kara Fatma, ölümünün 62. yılında kabri başında anıldı...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Üsteğmen Kara Fatma,
ölümünün 62. yılında kabri başında anıldı

Milli Mücadele dönemi kahramanlarından “Kara Fatma” lakaplı Fatma Seher Erden, ölümünün 62. yılında kabri başında anıldı. Kasımpaşa Kulaksız Mezarlığı’nda gerçekleşen anma günü programına Kara Fatma’nın hayatını kitaplaştıran ve anıt mezarının yapılmasını sağlayan Araştırmacı Yazar İlknur Bektaş, Fatma Seher Hanım’ın üçüncü kucak torunu Orkun Kuşlu, Türk Kızılayı Genel Sekreteri Hüseyin Can, Ak Parti İl YKM Başkanı Kamil Çakır’ın da aralarında bulunduğu yoğun bir katılım gerçekleşti.
Araştırmacı Yazar İlknur Bektaş, 4.5 yıl Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Başbakanlık Osmanlı arşivleri ve binlerce kayıt, koleksiyon kitap ve veriyi araştırıp, yazdığı “Milli Mücadelede Bir Kadın Üsteğmen Kara Fatma” kitabı ile bir kapıyı araladı.


Milli Mücadelenin Cesur ve Kayıp Kadınlarını Anma Günü



Anma günü programında konuşma yapan Araştırmacı Yazar İlknur Bektaş, şunları söyledi:
“Kadın kahramanların önemli bir neferi olan Üsteğmen Kara Fatma hanımı ölüm yıldönümünde anmak için toplanmış bulunuyoruz. Kim miydi onlar? Memleketin iç ve dış düşmanlarca yağma ve işgali karşısında canla başla yollara dökülen milletimizin cefakar ve emektar kadınlarıydı. Öyle uzun uzun dertlerini, hayatlarını anlatamadılar, ama asla el açmadılar. Ve küffarın Kaderine razı olmasını beklediğini bildikleri için yurdumuzun işgaline aslanlar gibi karşı çıktılar... Anadolu’nun analarıydı onlar... Namuslu, imanlı, vatanını milletini, ailesini seven kadınlardı.  Evladı cepheye gittiğinde yüreklendirip kınalar yakmış bu analar, ardından birçoğu geri dönmeyeceğini bilerek, kendileri de cepheye ve cephe gerisine hizmete koşmuşlardı, Kayıtları ve bilgileri kalmadı çoğunun ve birkaç siyah-beyaz fotoğrafın dışında hatırlanmayan, çoğu isimsiz, kefensiz, mezarsız kahramanlardı onlar...  Herkesi perişan eden bir savaş ve kadın-erkek diye ayırmayan kurşunlar vardı. Üzülerek söylemeliyim ki, Kurtuluş savasının üzerinden onca yıl geçmesine rağmen bizler kadın kahramanlarımızı daha iyi tanıyabilir ve neslimize, gençlerimize aktarabilirdik. İşte tam da bu yüzden Sizi Milletçe unuttuğumuz bir konuda vefa borcumuzu ödemeye tanıklık etmeye Tarih sayfaları arasında unutulmuş kahraman kadınları yeniden hayatın içine, başımız üzerine davet ediyorum. Erkek ağırlıklı bir kahramanlık anlatısında, kadınlarımızın da büyük emeği olduğunu, “Milli Mücadelenin Cesur ve Kayıp Kadınlarını Anma Günü” etkinliğimizle bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.

Buyurun, siz de onlarla tanışın…

Araştırmacı Yazar İlknur Bektaş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Buyurun, siz de onlarla tanışın… Asker Münevver Saime Hanım. Asya. Aziziye Kahramanı Nene Hatun.  Binbaşı Ayşe Hanım. Bitlis Defterdarı’nın Hanımı.  Bodrumlu Ümmüşen.  Cideli Rahime Kaptan. Çanakkale Bigadiçli Nazife Kadın. Efe Ayşe. Erzurumlu Topal Gülizar.  Gazze Cephesi’nde Bir Kadın Kahraman,  Giresunlu “Penbe” İğneli Hatun, Gördesli Makbule. Gülendam.  Halide Onbaşı. Halime Çavuş. Hatice Bacı. Hayriye. Karabattı Nine.  Kılavuz Hatice. Kosova’nın Gönüllü Kahramanı Zeynep Mido Çavuş. Meryem. Mücahide Hatice Hanım, Nezahet Onbaşı. Ödemişli Fatma. Rahime Gören. Rahime Hatun. Safiye Hüseyin Elbi. Selime. Maraşlı Senem Ayşe. Süreyya Sülün Hanım. Şair Melek Hanım. Şemsi Nene. Şerife Ali Kübra. Kastamonulu Şerife Bacı. Üsteğmen Kara Fatma bunlar hayatları hakkında bilgi bulabildiklerim kitabını yazabildiklerim. Ayrıca üzülerek söylemeliyim ki hayatları hakkında bilgi sahibi olamadıklarımız sadece adını bulabildiklerim var.  Birde adı sanı bilinmeyen unutulanlar var. Uzun Listeler halinde, kadın şehit ve gazilerimiz var son çalışmamda, elimde…  Kimin köyünden kim cepheye gitmiş, görüyor ve buruk bir gururla aile adını lakabını öğreniyorsunuz.  Artık onları yaşarken terk edildikleri yalnızlıktan kurtarma zamanı” diye konuştu

7 yıl araştırdı, 36 kadın kahramanı bir kitapta ortaya koydu

Araştırmacı Yazar İlknur Bektaş, şunları kaydetti:
“Tam 7 yıl boyunca araştırdım. Kara Fatma’nın yanında, 36 kadın kahramanı bir kitapla ortaya koyarken, kitabın arkasına bir de illere göre kadınlarımızın cepheye gidenlerinin listelerini ekledim. Bu envanter çalışması, bir kitapla ilk defa kamuoyu ile buluşuyor. İstedim ki, oralı buralı cepheye gitti mi? Gitmedi mi acaba? Diye aramıza nifak sokmaya çalışanlar, bu listede kendi köylerinin ve kadınlarının isimlerini de görsünler. Çünkü bir memleketin kadınları cepheye koşmuşsa; erkekleri neler yapmaz. Bizim, ersiz köylerimiz vardı. Vatan Millet aşkına, erlerini şehadete yollayan analar bacılar vardı” dedi.

İlknur Bektaş’ın mezarının Kulaksız’da olduğunun tespitiyle, Anıt mezarı yapıldı

Araştırmacı Yazar İlknur Bektaş, şunları anlattı:
“Kurtuluş savaşımızın sembol kadın kahramanlarından Gazi Üsteğmen Kara Fatma’nın yaşamı ve özellikle yaşadığı fakru zaruret hep konuşuldu. Ve ne yazık ki daha 3 sene öncesine kadar mezar yerini bile bilen yoktu. İstanbul Erzurum, Bolu, Bursa diye söylentiler vardı.  Ama aslında, 2 Temmuz 1955 yılında Darülaceze’de hastane bölümünde 11 gün yatmış, kalp kifayetsizliğinden öldüğü anlaşılan Milli Mücadele Kahramanı Kara Fatma’nın, Darülaceze kayıt defterlerinde gördüğüm veriler ışığında gerçek aydınlandı. Ve, kalabalık bir halk kitlesi tarafından, hatta ayrıca Askeri Top arabası Kara ve Deniz Subaylarının omuzlarında Kulaksız Mezarlığına girerken, zamanın 3 Temmuz 1955 gazetelerinde bulduğum bu görüntüleri birleşince, mezar nerede bilmecesini net olarak çözmüş oldum. Mezar yerinin burada Kulaksız’da olduğunu resmi belgeleri ile de ortaya koyduktan sonra, mezar noktasını arama ve tesbit etme çalışmalarım belli bir noktaya geldi. Ardından, Kara Fatma’nın Üsteğmenlik Maaşını Kızılay’a bağışlaması nedeniyle, Genel Kurmay Başkanlığı’nın ve Türk Kızılay’ının destekleri ile Anıt mezarının yapılması sürecini gurur ve iftiharla yaşadık” şeklinde konuştu.


Üsteğmen Kara Fatma kimdir?  
Balkan harbinden İstiklal harbine, Erzurum'dan Bolu'ya, İzmit'ten Bursa'ya elinde mavzer, hem erkek hem kadın askerlere kumandanlık eden, Atatürk tarafından üsteğmenlik rütbesine kadar yükselen bir kadın kahramandır Üsteğmen Kara Fatma!  Cephede şehit düşen bir koca ve iki oğla, ailesinden kaybettiği 43 kişiye rağmen durmayan, özgürlük uğruna kendi hayatından vazgeçen yüreği buruk bir ana; vatanı korumak için ömrünü adayan bir kayıp kahraman… Ve, Üsteğmen Kara Fatma…

Uyumsoft yatırımlara hız verdi,

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Uyumsoft yatırımlara hız verdi,
%65 büyüdü

15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından geçen bir yılı değerlendiren Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Başkanı Mehmet Önder, “yine, yeni, yeniden daha güçlü Türkiye” için Uyumsoft olarak yatırımlara hız verdiklerini ve aradan geçen bir yılda %65 büyüme gösterdiklerini açıkladı.
Hain darbe girişimi sırasında, milletimizin meydanlara inerek kahramanlık destanı yazdıklarını vurgulayan Mehmet Önder, şunları söyledi:
“15 Temmuz hain darbe girişiminde şehitlerimiz ve gazilerimiz oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına ve milletimize başsağlığı dilerken, gazilerimize geçmiş olsun diyoruz. Millet olarak, hain darbe girişimde tankların karşısına geçerek, dimdik ayakta durduk. Ertesi gün ve devam eden günlerde kaos ortamına izin vermeyip, hiçbir şey olmamış gibi işlerimize gittik. Uyumsoft olarak o tarihte bize düşen milli görev, işleyen bir ekonomi için ülkemizdeki işletmeleri, işlerini geliştirecek kurumsal sistemlerle desteklemekti. Darbe girişiminin hemen ardından bir kampanya düzenleyerek, ERP lisans ücretlerimizi sıfırladık. Firmamızın 3 milyon Euro’luk lisans gelirinden feragat ettiği kampanyamıza, iş dünyası yoğun ilgi gösterdi. Uyumsoft olarak, ülkemizin geleceğine güveniyoruz. Çalışanlarımız ve ekosistemimizde yer alan iş ve çözüm ortaklarımız ile yatırımlarımızı aralıksız sürdürerek, işletmelerimize değer katmaya devam edeceğiz. Bizi güçsüz bırakmaya gayret edenlere inat, daima ve her zaman daha güçlü ve dimdik ayakta olacağız” dedi.

Ülkemizin her alandaki verisi, çok değerli ve kıymetlidir

Ülkemizin her alandaki verisinin çok değerli ve kıymetli olduğunu kaydeden Mehmet Önder, konuşmasına şöyle devam etti:
“15 Temmuz 2016, dünyayı ve Türkiye’yi algılama, anlama, anlamlandırma, adlandırma ve kendimizi konumlandırmada tüm ezberlerimizin bozulduğu tarihtir. Artık, dünya sisteminin doğrularının, alışkanlıklarının, kabullerinin, kavramlarının kendi tanımlarımızla değiştirilmesi gerektiğinin idrakidir. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından, ülkemizin iktisadi ve sosyal verisinin de; en az askeri ve siyasi verisi kadar stratejik olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Ülkemizde, milli olma hassasiyeti arttı ve kurumlar bu konudaki çalışmalarını hızlandırdı. Son bir yılda daha yoğun ortak toplantılar yapılarak, fikirler ve projeler değerlendirilmeye başlandı. Önümüzdeki yıllarda, bu çalışmaların, ürünlere ve hizmetlere dönüşmüş sonuçlarını almaya başlayacağız. Bu ürünleri ve hizmetleri, ülkemizin yanı sıra, bulunduğumuz coğrafyaya da ihraç edeceğiz. Biz, kamu ve sivil toplum kurumlarına ve iş dünyasına yönelik kurumsal takip sistemleri geliştirmek, yerleştirmek ve sürdürmek üzere enformasyon teknolojileri alanında çalışan bir firmayız. Uyumsoft olarak, ülkemizin enformatik dönüşümüne katkı sağlamak için yapılanmamızı ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’nin yerli ve milli yazılım firması olarak, gerek iş ve çözüm ortaklarımız, gerek kamu kurum ve kuruluşları, gerek üniversite- sanayi işbirliği kapsamında birçok çalışmayı eş zamanlı yürütüyoruz. Geçen yılın Temmuz ayından bu yılın Temmuz ayına geçen bir yılda, yatırımlarımızı arttırarak ekosistem ve ciroda %65 büyüme gösterdik. Yatırımlarımıza, bu yılın ikinci yarısında da devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

AVM’lerde Renovasyon...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Eski(me)yen AVM’ler:  AVM’lerde  Renovasyon
PerAVM Gayrimenkul & AVM Danışmanlık Genel Müdürü Engin Yıldırım

Rekabetin giderek arttığı perakende sektöründe eskiyen AVM’ler ‘yenileme’ projeleriyle fark yaratmaya çalışıyor. AVM’lerin belli bir yaşa gelince pazar analizlerini yenilemesi, hedef kitle talep ve araştırmalarını düzenli olarak yapması gerekiyor. Türkiye’deki  AVM’lerin yüzde 25’inin 10 yaşını geçmiş olması da yenileme çalışmalarının yoğunlaşmaya başlayacağını gösteriyor. Renovasyon projeleri her zaman son derece risklidir ve ‘farklı’ olmayı gerektirir. Ancak bu noktada çok dikkatli olmamız lazım. Bir renovasyon projesi müşterilerin & kiracıların beğeni, beklenti ve ihtiyaçlarına uygun yapılmalıdır. Renovasyonla birlikte  markalarında yer değiştirmesi, büyümesi, küçülmesi ve yeni markalarla takviye edilmeside AVM’nin verimliğini artıracaktır.
Türk tüketicisi modern anlamdaki büyük alışveriş merkezleri ile 1988 yılında Galleria’nın açılışı ile tanıştı. 90’larda gümrük mevzuatı ve ithalatın kolaylaşmasıyla yabancı markalar Türkiye’ye girmeye başladı. Bugün Türkiye genelinde, modern anlamda büyük, küçük 400’e yakın alışveriş merkezi faaliyet gösteriyor. İstanbul'da alışveriş merkezi sayısı 100'ü aştı ve artık 4’üncü nesil AVM'ler yapılmaya başlandı. Yeni yapılan alışveriş merkezleri açık havayla bütünleşiyor. Artık insanlar alışveriş merkezlerinin dışa kapalı olmasından memnun değil. Geçmişte yapılan birçok alışveriş merkezi tamamen içe kapanık, insanlar içeri girdiğinde dışarıdan bağımsızdı. Hala tamamen duvar olan AVM'ler var.  Son yıllarda AVM ziyaretçilerinin istekleri doğrultusunda açık havayla bütünleşen, hatta alışveriş caddesinden kapalı  yerler yapılıyor.
Birinci jenarasyon alışveriş merkezlerinde  'rekabet, insanların güncel beğeni ve beklentilerine karşılık vermek, hedef kitle değişimi, yenilik ihtiyacı, büyüme ihtiyacı, AVM'nin el değiştirmesi, konsept yenileme...' gibi nedenlerden ötürü renovasyon 'mecburi istikamet' haline geliyor. Renovasyon ile AVM'nin imajı ve cazibesi artar, böylelikle performans artışı sağlanır. Aynı zamanda yeni teknolojinin kullanılmasıyla da işletme giderlerinde tasarruf sağlanır.
Renovasyon dönemi çok dikkatli yönetilmesi gereken süreçtir. AVM'deki değişim ihtiyacını doğru analiz etmek lazım. Projeye özel pazar analizi yapmak, hedef kitle talepleri ve kiracı taleplerini öğrenmek, lokasyonun kültür ve ekonomik özelliklerini, perakende dünyasını iyi anlamak, araştırmak lazım. Renovasyon sürecinde çok büyük çapta büyüme ve  yenileme söz konusu olmadığı sürece AVM açıkken uygulamanın yapılması tercih ediliyor. Bu sürecin idaresi AVM'nin proje safhasından itibaren, inşaat, kiralama, yönetim kısacası tüm safhalarında görev almış, kamu ile ilişkileri de yürütebilecek deneyimli AVM yöneticileri ve danışmanları tarafından idare edilmelidir. Tüm proje ekibi uyumlu ve eş zamanlı çalışmalı. Koordinasyon toplantıları periyodik olarak gerçekleştirilmeli.
Yatırımcılar genellikle kira geliri ve ziyaretçi sayısında düşüş yaşadıklarında renovasyona karar verirler. Renovasyon kararı normal pazar koşullarında 5-10 yıl iken, koşullara göre 15 yıla kadar  çıkabilmektedir. AVM'deki her ünite aynı zamanda yenileme ihtiyacı gerektirmez. Dolayısıyla değişik dönemlerde kısmi tadilat yapılır. Tüm tadilat, inşaat işlerini belirli bir plan dahilinde hayata geçirmek lazım.
Projenin tüm sürecinde planlı hareket etmek lazım. Renovasyon için haracanacak paranın ne kadar sürede satış artışı ile yatırımcıya geri döneceği bilgisi işin başında öngörülmüş olmalı. Öte yandan renovasyon için gereken her türlü malzeme hesaplanmış, ürünlerin siparişleri verilip, teslim alınmış ve depolanmış olmalı. Hatta ileride tadilatlarda kullanılmak üzere yeteri kadar yedek malzemenin stoklanmış olması lazım. Ve tabi malzemelerin kodları, tedarik edilen , firmaların iletişim bilgileri ile birlikte listesi de arşivlenmeli.
Gün ışığından daha fazla yararlanılmasından açık terasların ilave edilmesine, teknolojik gelişmelere paralel alt yapı düzenlemelerinden sirkülasyonu artırıcı mimari düzenlemelere, ortak alandaki oturma gruplarından binanın iç ve dış  alandaki peyzaj çalışmalarına, zeminden aydınlatmaya, kiralanabilir alanın büyütülmesinden mağaza karmasının  yenilenmesine, otoparkın büyütülmesinden WC'lerin yenilenmesine kadar daha birçok ünitenin renovasyonu gerçekleştirilir.
21 yıllık AVM yöneticiliği tecrübemde gördüm ki 'binanın bakımı ne kadar düzenli ve gerektiği gibi' olursa fiziksel yıpranma da o denli geç ve az olur. Bunların yanı sıra yeni bir vizyon, yeni bir misyon yüklenerek alışveriş merkezinin yenilenmesi söz konusudur. Yenilenme ile AVM  yeniden moda oluyor, yerine göre yüzde 20-50 oranlarında ziyaretçi artışı sağlıyor. Dolayısıyla ziyaretçi artışı ile birlikte cirolarda da önemli artışlar sağlanmaktadır. Yenileme sürecini mümkün olduğunca ziyaretçilere ve kiracılara rahatsızlık vermeden yönetmek önemlidir. Yenileme çalışmalarının da  röportaj ve basın bülteni vasıtasıyla hedef kitleye duyurulması gereklidir. Yenilemi süreci tamamlandığında ise  'hedef kitleye ve perakendeye yenilenme sürecinin tamamlandığını duyurmak için AVM'nin ikinci açılışı gibi lansman benzeri organizasyon gerçekleştirilmesinde de fayda vardır.
Bugüne kadar açılmış ve yenileme yapılmamış  tüm AVM'lerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde yenilenmesi gerekecek.

Ercan Yılmaz, Avrupa Residence Suites Genel Müdürü oldu...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Ercan Yılmaz,
Avrupa Residence Suites Genel Müdürü oldu

Deneyimli turizmci Ercan Yılmaz, Mayıs 2017 tarihi itibariyle, Avrupa Residence Suites genel müdürü oldu. Turizm sektörüne 1992 yılında Artaş İnşaat Turizm Yatırımları bünyesindeki BW PLUS The President Hotel’de başladı. Aynı şirket bünyesinde bellboyluktan başlayarak, 25 yıl boyunca değişik pozisyonlarda görev aldı. Mayıs 2017 tarihi itibariyle yine Artaş İnşaat Turizm Yatırımları bünyesinde bulunan Avrupa Residence Suites’e genel müdür olarak atanan Ercan Yılmaz, Marmara Üniversitesi Turizm ve Otelcilik, Anadolu Üniversitesi İşletme ve Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi İş Güvenliği Yüksek Lisans mezunudur.

Avrupa Residence Suites hakkında:
TEM Avrupa Konutları bitişiğinde bulunan Avrupa Residence Suites kapılarını 2012 yılında açtı. Yerli ve yabancı misafirlerine Residence konforunu Türk misafirperverliği eşliğinde sunan tesis, kısa ve uzun dönem tam donanımlı daire kiralama konseptinde hizmet vermektedir. Son yıllarda TEM bölgesi, Şişli ve Taksim çevresinde yoğunluklu olarak faaliyete geçen Residence konseptindeki tesisler, konaklama sektöründe yeni bir akım oluşturmakta ve özellikle ev ortamının rahatlığını ve genişliğini arayan misafirlere hizmet etmektedir. 147 adet dairenin bulunduğu Avrupa Residence Suites, ağırlıklı olarak 85m2 ve 120m2 tam donanımlı dairelerden oluşmaktadır. Ayrıca tesiste, 270m2 teraslı dubleks ve 250m2 seyir teraslı 360* manzarası olan yüksek beklentilere hitap eden daireler de mevcuttur.
Kapalı yüzme havuzu, buhar odası ve sauna, tam donanımlı fitness salonu, çocuk oyun salonu ve kapalı otopark misafirlere ücretsiz olarak hizmet vermektedir.
Tesis bünyesinde 4 adet restoran, 2 adet cafe ile birlikte, ayrıca günlük ihtiyaçların kolayca karşılanabileceği Market, Büfe, Eczane, Fırın ve Banka gibi imkanlar da misafirlerin hizmetindedir.

Lidya Grup, yılın ilk yarısında %55 büyüdü...



HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Lidya Grup, yılın ilk yarısında %55 büyüdü

Lidya Grup, geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da istikrarlı büyümesini sürdürüyor. Yılın ilk yarısında, bir önceki yıla oranla makine satışlarında %55 büyüme gösteren Lidya Grup, dijital baskı sektöründe dünya devleri arasında yer alan Xerox, Epson ve EFİ markalarının Türkiye distribütörlüğünü yürütüyor. Önümüzdeki dönemlerde yeni bir markanın daha Türkiye distribütörlüğünü almaya yeşil ışık yakan Lidya Grup, birkaç global marka ile görüşme yapıyor. Global markalar Türkiye pazarına, hizmet ağı ülke genelinde yaygın olan Lidya Grup’la giriş yapmayı istiyor ve bu noktada görüşmeler gerçekleştiriyor.  



Daima büyüme odaklı ve yeni fırsatlar yaratıyor

Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, global ve yerel pazarlarda şartlar ne olursa olsun, ekibin daima büyümeye ve yeni fırsatlara odaklandığını anlattı.
Hedeflerinin büyük olduğunu ve başarıyla yola devam ettiklerini kaydeden Bekir Öz, şunları söyledi:
“Sermayemiz güçlü, iş yapabilme kapasitemiz yüksek, hedeflerimiz büyük, en önemlisi de enerjimiz ve moralimiz zirvede. Tüm bunlar birleşince, başarıyı da beraberinde getiriyor. Nitekim ülkemizde ve dünya ekonomisinde gel-gitler yaşanabiliyor. Bazen dünyanın diğer bir ucunda yaşanan dalgalanmalar, ülkemizde ciddi durağanlıklar yaratabiliyor. Ancak, Lidya Grup ailesi olarak bizler, daima yeni fırsatlara odaklanıyoruz ve tüm gücümüzle çalışıyoruz. Bu yılın ilk 4 ayında elde ettiğimiz %75 büyüme de bu inancın bir sonucuydu. Bu yılın ekipman satış planlarını, bir önceki yılın satışlarına göre, ortalama %35-40’lık bir büyüme hedefiyle yapıyoruz” dedi.

Piyasalarda, son 4 ayda ciddi bir hareketlenme bekleniyor

Sektördeki yatırımların yılın son 4 ayına ötelendiğini belirten Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti: “Ülke gündeminden düşmeyen kurdaki oynamalar, yatırımların da ötelenmesine neden oldu. Birçok işletme, bu yılın ilk yarısında planladığı yatırımlarını, bekle-gör diyerek, yılın son 4 ayına erteledi. Yılın ikinci yarısında kurlardaki durum ne olur, hep birlikte göreceğiz. Nitekim, Ramazan ayı ve yaz tatiliyle birlikte şuan piyasalar durağanlığa geçti. Ancak, Eylül ayından itibaren ciddi bir hareketlenme bekliyoruz. Firma olarak, yılın son 4 ayında EFİ, Epson ve Xerox’da başarılı satışlara imza atmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Pazara, derinlik kazandırıyor

Lidya’nın, pazarın büyümesi ve iş yapanların teknolojik üstünlüklere sahip makine parkuruyla daha karlı işler yapmasına odaklandığını ifade eden Lidya Grup Yönetim Kurulu Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları söyledi:
“Lidya olarak, pazarının derinlik kazanması için çalışıyoruz. Sektördeki tüm paydaşların, hizmet kalitesini yükseltmesi ve olaylara uzun soluklu bakabilmesi için tecrübelerimizi ve birikimlerimizi paylaşıyoruz. Dünyada ekonomik yapı global ve tüm sektörlerin birbirinden daha fazla etkilendiği bir hale geldi. Bu nedenle, sektörel olarak, en üst kademeden, son kullanıcıya kadar, halkanın tüm birimlerinin aynı sürdürülebilirlik içinde hedefe odaklanması şarttır. Küçük ölçekli firmayı da, ekonomik parametreleri kullanabilen ve işletme kurallarını uygulayabilen yetkinliğe ulaştırmalıyız. Eğer, standartlar yükselirse, sektörün iş yapma hacmi büyüdüğü gibi krizlerde ödenen bedeller küçülür ve ülkemizin kaynak israfı da bir ölçüde önlenmiş olur. Büyümenin sürdürülebilir olması, bireysel ve kurumsal vizyona bağlıdır. Avrupa ölçeğinde pazar büyüklüklerine ulaşabilmeliyiz. Maliyetleri düşürmenin bugün için önemli ayaklarından birisi de, yüksek volümlü işler yapmaktır. Daha rekabetçi hale gelebilmemiz, buna ve kalite normlarımızı geliştirmemize bağlıdır. Sonuç olarak, tüm bu anlatılanlar, doğru öngörü ve stratejiler ile iyi yetişmiş insan kaynakları ve yeterli sermayenin oluşmasına bağlıdır” şeklinde konuştu.

6 Temmuz 2017 Perşembe

Yazın, klimalar iki ucu keskin kılıç…

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR          



“Klimalar, üst solunum yolu enfeksiyonlarına, zatürre ve yüz felcine sebep olmasın”
Yazın, klimalar iki ucu keskin kılıç… Klima kullanımındaki püf nokta, yüze ve bedene direk vurmasın!  
Yazın, klima çarpmalarına karşı uyaran Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, “Yazın, klima çarpmalarına dikkat. Bilinçsiz klima kullanımı, üst solunum yolları enfeksiyonlarına, zatürre ve yüz felcine sebep olmasın” dedi.
Klimaların, adeta iki ucu keskin kılıç olduğunu kaydeden Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi:
“Yazın, tabii ki klima ortamı serinletiyor ve cennet gibi bir ortam sağlıyor, ama adeta iki ucu keskin kılıç gibidir. Klima kullanımındaki en önemli püf nokta, yüzümüze ve bedenimize direk vurmasın. Uyuduğumuz odada mümkünse, uyumadan önce klimayı çalıştırmak ve uyurken kapatmak doğrudur. Eğer, çok sıcak zamanlarda mecburen klimayla uyuyorsak, direk olarak bedenimize üflemesin ve mümkünse soğuk havanın hareket edeceği hava koridorunda bulunmayın. Klimalar, ayrıca havayı kuruttukları için burun tıkanıklığını da arttırırlar. Bunun önlenmesi için mümkünse soğuk buhar üfleyen cihazlar ve burun nemlendiricileri faydalıdır. Bir de bilinenin aksine, bademcik iltihabı, yaz aylarında daha çok görülüyor” diye konuştu.

Sıcaklarda “burun kanamasına” dikkat

Yazın sıcak ve kuru havalarda, burun kanamalarına daha sık rastlandığını anlatan Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları kaydetti:  
“Özellikle, tansiyon yüksekliği olanlar, gelişme çağındaki çocuklar, son üç ayındaki gebeler ve allerjik bireylerde burun kanamaları daha sık görülür. Bundan dolayı, risk grubunda olup kanama eğilimi olan çocuklar, aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç kullanan kalp ve damar rahatsızlığı bulunanlar, gebeler ve tansiyon hastaları, güneşin bunaltıcı olduğu günün en sıcak saatlerinde, mümkün olduğunca serin ve gölge ortamında kalmalıdır. Aniden hazırlıksız gelen burun kanamalarında, burun içerisine bol soğuk su çekilip, hafifçe sümkürerek pıhtının uzaklaştırılması faydalıdır. Sonrasında, oturur pozisyonda iken, kafa hafif öne eğilip, burun kanatlarına 5-10 dakika süreyle her iki taraftan baş ve işaret parmaklarının iç kısmıyla genişçe tutularak baskı uygulanmalıdır.  Bu bası sırasında, önemli bir püf nokta olarak, burunun kanatları dediğimiz esnek olan uç kısmının sıkıştırılması önemlidir. Bu sıkıştırma işleminin burun ucundan orta yüz ile birleşim yerine kadar genişçe tutularak basının uygulanması gerekir. Sıkça yapılan bir hata olarak, kemik dokuya bası uygulanması faydasızdır. Ayrıca, aktif kanama esnasında, burun kökü ve enseye buz uygulaması bazen faydalı olabilir. Özellikle ileri yaş ve gebelerde, kanama nedeni sıklıkla tansiyon yüksekliği olabileceğinden, mutlaka tansiyon ölçülmelidir ve ilaveten nadiren de olsa tansiyon rahatsızlığının her yaşta da görülebileceği akılda tutulmalıdır. Aktif kanama durduktan sonra, sümkürme yapılmamalıdır ve burun nemlendiricisi ürünler faydalıdır. Üstteki önerilere rağmen devam eden kanamalarda ise, endoskopik muayene için mutlaka KBB uzmanına görünmek uygun olacaktır” şeklinde konuştu.

Enfeksiyon hastalıklarından korunmanın yolları nelerdir?

Yaz aylarında görülebilecek enfeksiyon hastalıklarından korunmak için hijyen ve genel sağlık kurallarına uyulması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi:

1-Elleri sık sık yıkayın. Sabun veya antiseptik solüsyonlarda temizlenmesini sağlayın.
2-Yazın özellikle, çocukları etkileyen ve sık görülen rotavirus ishallerinden korunmak için çeşme sularının kaynatılması, özellikle ishal salgını dönemlerinde oldukça koruyuculuğu yüksek bir işlemdir.
3-Saçlar, mümkünse havlu ile kurulanmalıdır ve ıslak saç ile rüzgara çıkılmamalıdır. Terli kıyafetler ile de rüzgara maruz kalınmamalı ve imkan dahilinde değiştirilmelidir.
4-Dondurma ve benzeri tatlı ve soğuk gıdaların tüketilmesinin ardından, mutlaka çok soğuk olmayan su içilmelidir.
5-Havuz ve denizlerden bulaşan kulak enfeksiyonları, yaz tatilini tek başına zehir edebilir. Açık denizlere göre, havuzlar çok daha fazla hijyen problemi içerirler. Uzun süre hijyenik olmayan havuzlarda kalmanın yanında, bir de kulak çubuğu gibi çeşitli aletler nedeniyle, dış kulak yolu temizliğine bağlı oluşan hastalıklar ortaya çıkabilir. Havuzdan bulaşabilecek kulak enfeksiyonlarından korunmanın temel püf noktası, dış kulak yolunun nemli kalmaması yoluyla florasının korunmasıdır.

5 Temmuz 2017 Çarşamba

ICVB Genel Müdürü Hicran Özbük, ICCA Akdeniz Bölge Başkanı seçildi.

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




ICCA AKDENİZ BÖLGE BAŞKANLIĞI’NA ICVB GENEL MÜDÜRÜ HİCRAN ÖZBÜK SEÇİLDİ

ICVB-İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Genel Müdürü Hicran Özbük, ICCA-Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Birliği’nin, Mediterranean Chapter-Akdeniz Bölge Başkanı seçildi. Özbük, iki yıl boyunca sürdüreceği Başkanlık görevini 30 Haziran itibariyle devralmış bulunuyor.


1963 yılında Hollanda’da kurulmuş olan ICCA; 90 ülkeden 1.093 üye ile dünya kongre ve toplantı sektörünün önde gelen çatı kuruluşudur. Üyeleri arasında, şehir tanıtım ve pazarlama ofisleri, kongre ve toplantı düzenleyen uluslararası acenteler ve ağırlama hizmetleri sağlayan diğer şirketler bulunmaktadır. ICCA; veri tabanındaki kongre ve toplantı sayılarına göre her yıl şehirlerin ve ülkelerin dünya sıralamasındaki yerlerini açıklamaktadır.
ICCA, üyeleri arasında işbirliği ve iletişimi artırmak ve merkez ofis faaliyetlerine destek vermek üzere “Chapter” Bölge oluşumları gerçekleştirmiştir. ICCA-Akdeniz Bölgesi, 14 ülkeden, 116 üyeyi kapsamaktadır. Türkiye’nin yanı sıra ICCA Akdeniz Bölge üyeleri arasında; Fransa, İtalya, Yunanistan, Hırvatistan, Azerbaycan, İsrail, Sırbistan gibi ülkeler bulunmaktadır.
Özbük, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede; “ICCA’nın en fazla üyesi bulunan Akdeniz Bölgesi’nin Başkanlığını devralmış olduğum için heyecanlıyım. Akdeniz Bölgesi üyeleri olarak birlikte güzel işler yapacağımıza inanıyorum. Bu sayede hem bölgemizin, hem de ülkemiz ve şehrimizin mevcut kongre ve toplantı olanaklarını dünyaya daha rahat anlatabilmek adına çalışmalarımızı sürdürüyor olacağız” dedi.
Görevini, Yunanistan’dan Valentini Amarantidou’dan devralan Hicran Özbük’e, iki yıl boyunca Başkan Yardımcısı olarak yine Yunanistan’dan Eliza Tsolakou destek verecek.

İstanbul Shopping Fest genel müdürlük görevini de yürüten Özbük; aynı zamanda MPI Turkey Yönetim Kurulu üyesidir.    

Prof.Dr. Kaya Emerk Eğitim Salonu açıldı...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Prof.Dr. Kaya Emerk’in adı, BİODPC’in Eğitim Salonu’na verildi

Ülkenin önde gelen invitro diagnostik firmalarından BİODPC, yeni tasarımladığı eğitim salonu ve kütüphanesine, Prof.Dr. Kaya Emerk’in adını verdi. Kuruluşundan beri gerek yeni teknolojilerin araştırılmasında, gerekse şirket elemanlarının eğitiminde önemli bir rol oynamış olan Prof.Dr. Kaya Emerk, ayrıca şirketin bilimsel yayını olan News And Views dergisinin de editörlüğünü de yapmıştı.

Hızla ilerleyen invitro diyagnostik dünyasında BİODPC, hastalıkların ve diğer bazı klinik bulguların tanımlanmasında kullanılan laboratuvar testleri, doğru teşhisin konması ve tedavinin yapılmasında ve hastaların doğru biçimde izlenmesinde hekimlere son derece önemli bilgiler sunmaktadır.


Şirketin kuruluş amacı “İnsan sağlığının korunması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi” için çalışan Türk hekimlerinin ihtiyaçları olan laboratuvar test sonuçlarını “en hızlı, kaliteli ve doğru” biçimde elde etmelerini sağlamaktır. Misyonu Türkiye’nin en beğenilen, güvenilen, doğru ve kaliteli hizmetini veren firması olmak; vizyonu ise Türkiye’deki her laboratuvarda en az bir tanı cihazlarının kullanılmasıdır.

Temsilciliğini yaptıkları dünyanın önde gelen diagnostik şirketlerinin ürettikleri Biyokimya, Mikrobiyoloji, Kan Bankacılığı, Genetik ve Moleküler Mikrobiyoloji alanlarındaki son derece güvenilir ve kaliteli sistemler ve şirket bünyesinde çalışan ve Türkiye’nin seçkin Üniversitelerinde mesleki eğitimlerini tamamlamış 40’ı aşkın personel ile BİODPC, Türkiye’deki klinik laboratuarların çağdaş teknoloji ile tanışması için 46 devlet hastanesinde düzenledikleri seminerler ile ve organize ettikleri bilimsel toplantılar ile Türk tıbbına hizmette bulunmaktadır. Prof.Dr Kaya Emerk yürüttüğü bu hizmetler ile 20 yıl süre ile BİODPC’ye danışmanlık yapmıştır. Bu süre içinde gerek ulusal, gerekse uluslararası kongre ve toplantılara katılım ve tebliğler sunum konusundaki katkıları ile Prof.Dr. Kaya Emerk’e verilen plakette yer alan ifadeler güzel bir ahde vefa örneğini oluşturmaktadır.

4 Temmuz 2017 Salı

JOLLY TUR’DAN YENİ KAMPANYA....

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



JOLLY TUR’DAN KAMU PERSONELİ İÇİN BİR GÜZELLİK DAHA…

Jolly Tur, yıllardır tatilin en güzelini ve bir o kadar ekonomiğini yaşattığı milyonlara özel kampanyaların dozunu giderek daha da artırıyor. Turizm sektörünün trend yaratan ismi Jolly Tur, bu milyonlar içinde özel bir yere sahip olan kamu personeli için yeni bir kampanya daha başlattı. 2017 yılı içinde başlattığı kamu personeline özel kampanyalarıyla büyük ilgi gören Jolly Tur’un bu yöndeki en son kampanyası henüz ilk günlerinde bile adeta rezervasyon yağmuruna tutulan “Yurtiçi

Uçaklı Kültür Turlarında Ekstra Yüzde 5 İndirim”kampanyası oldu.
28 Haziran 2017 – 15 Temmuz 2017 tarihleri arasında yapılacak rezervasyonlarda herhangi bir yurtiçi uçaklı kültür turu alan kamu personeline ekstra yüzde 5 indirim söz konusu olacak. Karadeniz, Ege-Akdeniz, Kapadokya, Kuzey Ege, GAP, Likya ve Kıbrıs uçaklı kültür turları için geçerli olan kampanya ile Jolly Tur, tatilin en güzelini ve bir o kadar ekonomik modelini kamu personeli ile buluşturmaya kararlı görünüyor.