28 Şubat 2021 Pazar

SunExpress’ten 2021 yazında Türk turizmine tam destek....

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



SunExpress’ten 2021 yazında Türk turizmine tam destek


Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, 2021 yaz sezonu uçuş planını ve uçmaya başlayacağı yeni destinasyonları açıkladı. Havayolu, Türkiye ile Avrupa arasındaki uçuş ağına 23 yeni rota eklerken, Antalya ve İzmir’den ilk kez Orta Doğu’nun üç önemli merkezine uçmaya başlıyor. 

Türkiye’nin tatil cennetleri olan Akdeniz ve Ege kıyılarına tarifeli seferlerle en fazla turist getiren havayolu SunExpress, pandemi ve seyahat kısıtlamaları sebebiyle durgun geçen bir yılın ardından 2021 yazında Türk turizminin güçlü bir dönüş yapmasına destek olmaya hazırlanıyor.

SunExpress CEO’su MaxKownatzki, “Önümüzdeki yaz sezonunda seyahate olan talebin oldukça artacağını öngörüyoruz. Aşılama çalışmalarının ve hızlı test uygulamalarının birçok ülkede yaygın bir şekilde hayata geçmesiyle beraber, yaz aylarında Avrupalı turistlerin Türkiye’deki tatil merkezlerine akın etmesini bekliyoruz” dedi. 

Kownatzki: Türk turizmi bu yaz parlayacak 

“Türkiye, Covid-19’un yayılmasını önlemek için en başından beri başarılı çalışmalar yürüttü ve ‘Güvenli Turizm’ uygulaması ile bu konudaki kararlığını fazlasıyla kanıtladı” diyen Kownatzkişöyle devam etti: “Türkiye’de aşı olan nüfusun belirli bir seviyenin üzerine çıkması ve Covid-19 testlerinin kolaylaşmasıyla birlikte, Türk turizminin yüksek bir ivme kazanacağına ve her zamankinden güçlü bir şekilde geri döneceğine inancımız tam. Türk turizminin önemli bir ortağı olarak, bu yıl sektörün güçlü bir şekilde geri dönmesi için gereken tüm desteği sağlamaya hazırız.”

Orta Doğu’ya uçuşlar başlıyor 

SunExpress’in 2021 yazında uçmaya başlayacağı yeni rotalarla ilgili bilgi veren Kownatzki, yeni sezon ile birlikte uçuş ağına, 23 yeni güzergah eklediklerini söyledi: “Bu yaz, turistik veya aile ziyareti amacıyla bizi tercih eden yolcularımız için Türkiye ile Avrupa arasında kurduğumuz köprüyü güçlendirmekle kalmayıp yeni pazarlara da açılıyoruz. Antalya ve İzmir’i Doğu Avrupa ve Orta Doğu’nun önemli merkezlerine bağlayacağız. Dinamik yapımız sayesinde, yeni rotalarımızı belirlerken yolcularımızın taleplerini dikkate alarak, uçmayı en çok talep ettiği destinasyonlara ağırlık veriyoruz” dedi.

Yaz sezonunda 23 yeni rota

Türkiye’den toplamda 27 ülke ve 52 destinasyona aktarmasız uçuş gerçekleştiren SunExpress, 2021 yaz sezonu uçuş planında dış hatlarda yaklaşık 6 milyon, iç hatlarda ise 1.8 milyon koltuk sunacak. Havayolunun uçuş ağına eklediği 23 yeni destinasyon şu şekilde:

Merkezi Antalya’yı iç hatlarda 10, dış hatlarda ise 40 destinasyona bağlayacak olan SunExpress’in 2021 yaz sezonunda Antalya’dan uçuş sunacağıyeni destinasyonlarşöyle:


Antalya

Dış Hatlar İç Hatlar

BeyrutYeni HatayYeni

CenevreYeni MalatyaYeni

ErbilYeni

KişinevYeni

LübliyanaYeni

LondraYeni

Gatwick

ManchesterYeni

SofyaYeni

Tel AvivYeni



SunExpress, yeni sezonda aktarma merkezi İzmir’den dış hatlarda 31, iç hatlarda 14 destinasyona uçacak. İzmir’den başlayacak yeni uçuşlar ise şu şekilde: 


İzmir 

Dış Hatlar İç Hatlar

BeyrutYeni BodrumYeni

CenevreYeni

KievYeni

Tel AvivYeni

Antalya ve İzmir dışında ise Bodrum ve Dalaman dahil olmak üzere 15 Anadolu şehrini Avrupa’nın birçok önemli kentine aktarmasız uçuşlarla bağlayan SunExpress, 2021 yaz sezonuyla birlikte 5 farklı Anadolu şehrinden 7 yeni güzergaha daha uçmaya başlayacak: 

Bodrum Eskişehir Hatay Malatya Zonguldak

KölnYeni BrükselYeni DüsseldorfYeni FrankfurtYeni DüsseldorfYeni

26 Şubat 2021 Cuma

Ekonomi Gazetecileri Derneği üyeleri mobil iletişimcilerle buluştu...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



 Ekonomi Gazetecileri Derneği üyeleri mobil iletişimcilerle buluştu


Mobil iletişimde milli adımlar atılıyor

Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD)gerçekleştirdiği çevrimiçi toplantıda mobil iletişim sektöründe dijitalleşme konusunda atılan milli adımlar masaya yatırıldı. EGD Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde, MOBİSAD Başkanı Mustafa Kemal Turnacı ve MOBİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin’in yer aldığı etkinlik yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

Pandemi döneminde gerçekleştirdiği online toplantılarla ekonominin gündemde kalmasına destek olan Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) online bir toplantı ile mobil iletişim sektöründe dijitalleşme konusunu masaya yatırdı.

EGD Başkanı Celal Toprak ve Yönetim Kurulu Üyesi Serpin Alpaslan’ın  moderatörlüğündeki etkinlik bu alanda sektörün en etkili kurumlarının başkanlarının katılımı ile Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği (MOBİSAD) Başkanı Mustafa Kemal Turnacı ve Mobil Servis Sağlayıcı İş Adamları Derneği (MOBİLSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin konukluğundaki toplantı yoğun bir katılımla gerçekleşti.

ÇALIŞMALAR HIZ KESMEYECEK

Mobil iletişim sektörünün Türkiye’ye sağlayacağı katkılar hakkında konuşan MOBİSAD Başkanı Turnacı,‘‘MOBİSAD olarak asli amacız mobil iletişim sektörünün ülkesine olan katkısını artırmaktır. Dolayısıyla tüm gündemlerimizi bu bakış açısı altında değerlendiriyoruz. Bugün mobil iletişim sektörünün birçok sektöre nazaran daha genç bir sektör olduğunu gözlemliyoruz. Fakat çok hızlı gelişen sektörde, biz sektör oyuncuları olarak öz eleştiride bulunmamız gerekirse, sektörün gelişimine ayak uydurmaya gayret gösterirken maalesef bazı kuralların oluşmasında öncelik edemediğimizi de görüyoruz. Günümüzde ise bu farkındalığı oluşturup iletişim sektörünün kurallarının doğru oluşturulması ve ülkeye katkısının artmasına yönelik farkındalık çalışmalarını hız kesmeden sürdürmeye devam ediyoruz’’ dedi.

MOBİL İLETİŞİM LÜKS DEĞİL

Konuşmasına mobil iletişim sektöründe dijitalleşmenin önemine vurgu yapan Turnacı, ‘‘Tüm dünya olarak farklı bir dönemden geçiyoruz. Mobil iletişim sektörünün önemini fark ettiğimiz bir dönem yaşıyoruz. Biz sektör mensupları olarak her zaman ürünlerimizin dijitalleşmenin temelini oluşturduğunu ve bu temelde de ülkemize olan katkısının yadsınamaz olduğunu, ürünlerimizin vatandaşa kolay ulaşımını sağlayarak ülkemizin dijitalleşme yolculuğunda sektörümüze destek olunması gerektiğini her daim savunuyoruz. Gelişen teknolojilerde lokomotif olabilmemiz için bugün vagonda doğru yer almamız gerektiğini biliyoruz. Bu teknolojinin vatandaşlarımızdan başlayarak efektif kullanılmasının sağlanması gerektiğini savunuyoruz. Bugün artık mobil iletişim araçlarının lüks tüketim aracı olarak görülmemesi gereken bir dönemdeyiz. Gıda ve barınma ihtiyacından sonra haberleşme ihtiyacının da zaruri bir ihtiyaç olduğu dönemin içerisindeyiz. Çok yakın bir zaman önce, İzmir’deki deprem felaketinde birçok insanın cep telefonları sayesinde kurtulduğuna hep birlikte şahit olduk. Haliyle yeri geldiğinde hayat kurtaran bir ürünün birçok noktada baskılamak veya farklı yönlerde değerlendirme bakış açısından sıyrılmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu ürünleri vatandaşlarımızla efektif olarak buluşturarak vatandaşlarımızın daha verimli nasıl kullanabileceğini tartışmamız gerektiğine inanıyoruz. Aynı zamanda da sektörel kuralları doğru belirleyebilir, kayıt dışılığı bertaraf edebilirsek sektörümüzü ülkemize ciddi manada ekonomik katkısının artacağını raporlarımızla ortaya koyuyoruz. Değerli EGD Ailesi’nin vesilesiyle sektörümüze daha doğru dikkat çekerek sorunlarımızın giderilmesi ve sektörümüzün ülkemize olan katkısını artırmaya yönelik her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz” diye konuştu. Turnacı, EGD çatısı altında gerçekleşen etkinlikte bir araya geldiği EGD Başkanı Celal Toprak’a ve MOBİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin’e teşekkür etti.

MİLLİ YAZILIM HIZLANSIN

Etkinlikte konuşan MOBİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin şunları söyledi; ‘‘MOBİSAD hem ulusal düzeyde ileri bir yapılanma hem de derneğin kendi alanı itibari ile büyük işlere imza atıyor. MOBİLSİAD genel manada altında çok büyük bir dünya barındırıyor. İşin donanım kısmıyla alakalı olarak mobil dünyanın gerçek anlamda bütün donanımı bu mobil dünyayı kullanmamızı sağlan dev bir alanı temsil ediyor. MOBİLSİAD ise bunun yazılım tarafını temsil ediyor. Aramızdaki kardeşliği bu şekilde tanımlayabiliriz. Bu çerçevede derneğimizin üyeleri genel manada cep telefonlarında akıllı cihazlarda kullandığımız uygulamaları aplikasyonları ve bunun yanı sıra diğer mobil katma değere sahip servisleri üreten şirketler olarak karşımızdalar. Alanımızla ilgili çok önemli tartışmaların yaşandığını gözlemliyoruz. Bu konuda gözetleyici kapitalizm diye adlandırılan ve bu dönem sıkça tartışılan bir kavram var. Gözetleyici kapitalizm, uluslar üstü sosyal medya mecraları ve dijital platformlar üzerinden bu platformları uygulamaları kullanılırken paylaştığımız tüm şahsi verilerin belirli bir yöne doğru değerlendirilmesi anlamına geliyor. Trilyonlarca dolarlık bir katma değeri ilgilendiren bir tehdit unsuru içeriyor. Türkiye açısından siber güvenlik itibariyle her bir vatandaşın bilgilerinin gözetilmesi noktasında aslında ulusal veri saklama merkezleri ve milli yazılımlar, milli dijital platformlar ve milli sosyal medya mecraları ile ilgili gelişmelerin hız kazandığı bir dönemdeyiz. Türkiye açısından milli yazılımların geliştirilmesini hızlandırmak milli dijital platformları geliştirmek son derece önemlidir. Yine Türkiye’nin milli veri saklama merkezlerini oluşturmak çok önemlidir. Bir yandan bu konuları takip ediyoruz. Bir yandan da alanımız olması itibariyle blok zincir sistemleriyle ilgili olarak TÜBİTAK, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ve Ticaret Bakanlığı gibi birbirinden önemli kurumlar nezdinde yürütülen Türkiye için milli blok zincir yazılımları ve sistemleri için yürütülen süreçleri takip ediyoruz. Ayrıca Merkez Bankası’nın hızlandırmış olduğu milli dijital para ile ilgili çalışmaları da izliyoruz. MOBİLSİAD’ı temsilen birkaç sene öncesinden başlayarak TÜBİTAK bünyesinde yürütülen çalışmalara katıldık. KKVK bünyesinde Türkiye’deki her bir vatandaşımızın mobil dünyadaki kişisel verilerinin gözetilmesi ve dolayısıyla o hakların korunması konusunda hep aktif rol aldık. Bu noktada MOBİSAD Başkanı Turnacı’nın başkanlığında, yürütülen çalışmalar için önemli bir alt yapı olan Türkiye için milli geniş bant sistemi kurulmasına yönelik birtakım çalışmalar yaptık. Bu konuda önemli bir rapor da yayınladık.”


Alkin, EGD Başkanı Celal Toprak’a ve MOBİSAD Başkanı Turnacı’ya sektöre olan büyük katkıları için teşekkür etti.

24 Şubat 2021 Çarşamba

Muğla, aşı önceliği istiyor....


 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



MUTSO BAŞKANI MUSTAFA ERCAN, YENİ SEZON ÖNCESİ AŞI TALEBİNDE BULUNDU

Muğla, aşı önceliği istiyor

Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Başkanı Mustafa Ercan, “Pandemi nedeniyle turizmde yok hükmünde sayılabilecek bir yıl yaşadık” derken, yeni sezona hazırlanırken turizm çalışanlarına aşı önceliği talep etti.

Muğla Türkiye’de turizm denilince akla gelen ilk şehirlerden biri. Her yıl 3 milyonun üzerinde turist ağırlayan Muğla, pandemi sürecinde ekonomik açıdan darbe alan illerden biri oldu. Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Başkanı Mustafa Ercan, yeni sezon öncesi turizm çalışanlarınaCOVİD-19 aşısında önceliktanınmasını istedi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından düzenlenen “Türkiye Ekonomiyi Konuşuyor” online etkinlik serisinin konuğu olan MUTSO Başkanı Mustafa Ercan, turizm sektörünün durumunu şöyle özetledi:“Turizmde yok hükmünde sayılabilecek bir yılı geride bıraktık. Her yıl 3 milyonun üzerinde turist ağırlayan Muğla, pandemi dolayısıyla en önemli sektöründe büyük darbe aldı. Yeni bir sezona hazırlanırken turizm çalışanlarımıza aşı önceliği talep ediyoruz.”

EGD Başkanı Celal Toprak ve EGD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Uluğtürkanmoderatörlüğünde gerçekleyen toplantıda soruları da yanıtlayan Ercan, Muğla’nın turizmin yanı sıra, tarım, madencilik ve balıkçılık konusunda taşıdığı potansiyele dikkat çekti.Turizmden sonra Muğla ekonomisinin en önemli sektörlerinden birinin mermer, doğal taş ve madencilik sektörü olduğunu belirten Muğla TSO Başkanı Mustafa Ercan, “Orman yönetimiyle çok ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Yeraltındaki madenlerimizi çıkararak ülkemizin ihracatına, işsizlerimizin istihdamına, Muğla olarak yaklaşık 600 milyon dolara ulaşan ihracatımıza katkı sağlamak istiyoruz. Ancak, müracaat edildiği halde 4 yıldır sonuçlandırılmayan izin taleplerimize yanıt verilmiyor. Hem ilimiz hem Türkiye kaybediyor. Yüzde 67’si orman olan ilimizde madencilik için talep ettiğimiz alan yüzde biri bulmuyor” dedi. 

‘MUĞLA BEYAZI’ ÖNEMLİ BİR DEĞER

Geçen yıl coğrafi işaretini aldıkları “Muğla Beyaz Mermeri” başta olmak üzere Anadolu mermerinin kütük olarak ihraç edilmesinin yasaklanması gerektiğini de vurgulayan Ercan, “Antik kentlerin yollarından heykellerine kullanılan, rengi ve deseniyle dünyada hiçbir zaman modası geçmeyen çok özel bir mermerimiz var. Bu değerimiz işlenerek, katma değer yaratılarak zenginliği ülkemize kazandırılmalı. 1,7 milyar dolarlık Türkiye mermer ihracatının yüzde 12’sini gerçekleştiren Muğla olarak işlediğimiz mermeri dünyanın dört bir yanına ihraç ediyoruz. Bu konudaki üretimin önündeki engeller kaldırılmalı.”

HİÇBİR TEŞVİKTEN YARARLANAMIYORUZ 

Muğla Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Hurşit Öztürk de Bodrum, Marmaris, Datça, Dalaman, Fethiye gibi ilçelerinturizm gelirlerinden dolayı Muğla’nın gelişmiş il statüsü kazandığını ancak bunun bir handikap oluşturduğuna dikkat çekti. Bu durum nedeniyle verilen hiçbir teşvikten şehirlerinin yararlanamadığını dile getiren Öztürk, sorunların çözülmesi halinde Muğla’nın narenciye ve yaş sebze meyve üretiminden çam balına kadar pek çok alanda potansiyeli bulunduğunu vurguladı.


Mükellefleri, 2021 yılında e-dönüşümde neler bekliyor?

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Mükellefleri, 2021 yılında e-dönüşümde neler bekliyor?  

e-belge uygulamaları 2020 yılında genişletildi ve 2021 yılında da benzer şekilde e-belgelere zorunlu geçişlerin olacağı ve kapsamın genişlemeyi sürdüreceği bir yıl olacağı kaydediliyor. Kolaysoft Teknoloji AŞ Kurumsal İletişim Sorumlusu Burcu Küçüknamlı, 2021 yılında e-dönüşümde zorunluluk kapsamına girecek olan mükellefler ve işletmeler hakkında bilgiler vererek, sektörü nelerin beklediğine dair değerlendirmede bulundu. 

a)2020 veya müteakip hesap dönemleri brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 5 milyon TL ve üzeri olan mükellefler, ilgili hesap dönemini izleyen yılın yedinci ayının başından itibaren, e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

b)2020 ve müteakip yıllarda, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli I sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)'ndan lisans alan (bayilik lisansı dâhil) mükellefler ve Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa ve/veya ithal edenler, lisans alımı veya imal, inşa veya ithalin gerçekleştirildiği ayı izleyen dördüncü ayın başından itibaren e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

c)2020 veya müteakip hesap dönemlerinde, mal veya hizmetlerin alınması, satılması, kiralanması veya dağıtımı işlemlerinin gerçekleştirilmesine aracılık etmek üzere internet ortamında 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda tanımlanan başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ya da tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcıları, internet ortamında gerçek ve tüzel kişilere ait gayrimenkul, motorlu araç vasıtalarının satılmasına veya kiralanmasına ilişkin ilanları yayınlayan internet sitelerinin sahipleri veya işletmecileri ile internet ortamında reklamların yayınlanmasına aracılık faaliyetinde bulunan internet reklamcılığı hizmet aracılığı iştigal etmek üzere işe başlayacak mükellefler ise, işe başlama tarihinden itibaren 3 ay içinde başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlayarak e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

d)Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde belirtilen şehirlerarası tarifeli yolcu taşımacılığı faaliyetiyle iştigal eden D1 yetki belgeli işletmeler için, 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle e-Bilet zorunluluğu başlamıştır. 

e)Özellikle sektörel bazda büyük bir kitleye hitap eden ve mevcutta taslak tebliğ halinde bulunan Sağlık Hizmet Sunucuları (Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme imzalayan sağlık hizmeti sunucuları ile medikal malzeme ve ilaç/etken madde temin eden) tüm mükelleflerin,  2021 yılı içinde e-belgelere zorunlu olarak geçişi öngörülüyor. Bu gruba, hastane, tıp merkezi, dal merkezleri, diyaliz merkezleri, Sağlık Bakanlığı ruhsatlı diğer özelleşmiş tedavi merkezleri, tanı, tetkik ve görüntüleme merkezleri, laboratuvarlar, tıbbi cihaz ve malzeme tedariikçileri, optisyenlik müesseseleri, işitme merkezleri, kaplıcalar, beşeri tıbbi ürün/ürün sunan ve/veya üreten özel hukuk tüzel kişileri ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubeleri, ecza depoları v.b. giriyor. 

f)2020 veya müteakip hesap dönemlerinde, Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticareti ile iştigal eden mükellefler, işe başlama tarihinden itibaren 3 ay içinde başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlayarak e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

g)e-İrsaliye uygulamasına geçiş zorunluluğu nedeniyle e-Fatura uygulamasına geçmek zorunda olanlar ile, e-Arşiv Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğu nedeniyle e-Fatura uygulamasına geçmek zorunda olanlar, uygulamalara geçiş zorunluluğunun başladığı tarih itibariyle e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

e-defter uygulaması yenilikleri nelerdir? 

2020 yılında, mükelleflere e-defter berat dosyalarının aylık veya geçici vergi dönemleri bazında yüklenebilmesine imkan tanındığını hatırlatan Kolaysoft Teknoloji Kurumsal İletişim Sorumlusu Burcu Küçüknamlı, şunları söyledi: 

“Mükellefler, isterlerse aylık bazda, isterlerse de üçer aylık dönemlerde defter gönderimi yapabilecekler. Yıl içerisinde, dönem seçmeye imkan tanınmazken, her yıl ocak ayında bu işlemin yapılması gerekmektedir” dedi. 

Ayrıca, e-defter dosyaları ile bunlara ilişkin berat dosyalarının ikincil kopyalarının GİB’in bilgi işlem sistemlerinde saklanması zorunluluğunun da geldiğini anlatan Burcu Küçüknamlı, 2020 yılı e-Defter ve berat dosyalarının ikincil kopyalarının GİB’in bilgi işlem sistemlerine yüklenmesi tarihlerine ilişkin şunları kaydetti: 


*2020 Ocak/Şubat/Mart ayları için 15 Ocak 2021’e kadar, 

*2020 Nisan/Mayıs/Haziran ayları için 15 Şubat 2021’e kadar,

*2020 Temmuz/Ağustos/Eylül ayları için 15 Mart 2021’e kadar,

*2020 Ekim/Kasım/Aralık ayları için 15 Nisan 2021’e kadar yüklenme zorunluluğu bulunmaktadır.

*2021 yılı ve sonrası dönemler için e-Defter ve berat dosyalarının ikincil kopyalarının GİB’in bilgi işlem sistemlerine aktarımı ise, berat gönderme tarihinden itibaren 15 gün içinde yapılması zorunluluğu getirilmiş oldu.


Grand master’lar, online satranç turnuvasında öğrenciler ile buluştu...

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Grand master’lar, online satranç turnuvasında öğrenciler ile buluştu 

İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji Satranç Bölümü yarıyıl tatilinde, öğrencilerin satranç ile kazandığı taktiksel ve stratejik düşünme becerileri hayata geçirecekleri, analitik ve bilişsel gelişimlerine katkı sağlayacak ve aileleriyle kaliteli zaman geçirebilecekleri online satranç turnuvası düzenledi.

6 Şubat 2021 tarihinde yapılan online satranç turnuvasında rekor sayıya ulaşılarak 1700 satranç sporcusu ve ailesi mücadele etti. Ülkemiz değerlerinden Grand Master Emre Can ve Grand Master Kıvanç Haznedaroğlu, üç saat süren Youtube canlı yayınında satranç sporcularının maçlarını analiz ederek turnuvaya katkı sağladılar. Büyük ustaların değerli yorumları, izleyenlerin kazandıran hamleleri görmelerini sağlayarak sonraki oyunlarına rehber oldu. 

Satrancın eğitimdeki rolü anlatıldı 

İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji Genel Müdürü Ali Rıza Lüle’nin satrancın eğitimdeki rolünü anlatan açılış konuşmasıyla başlayan turnuva, Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay'ın ülkemizde adeta bir çığ gibi büyüyen satrancın sporculara kattığı değer anlatımıyla devam etti. 

Turnuva canlı yayınında İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji Satranç Bölüm Başkanı Beyhan Bayraktar, şunları söyledi: 

"Doğa Kolejinde verdiğimiz satranç eğitimi sürecinde öğrencilerimize, akademik başarısı yüksek bireyler yetiştiren bir eğitim programı sunuyoruz. Öğrencilerimizin satranç maçlarında elde ettiği zor olanla baş edebilme gelişimi, akademik derslerinde kolay öğrenme ve kısa sürede soru çözme, doğruyu daha hızlı bulabilme becerisine dönüşüyor. Erken yaşta başladıkları satranç eğitimi, öğrencilerin akademik eğitimlerinde bir ışık olarak onları geleceğe hazırlıyor" diye konuştu.  

İTÜ ETA Vakfı Doğa Koleji Satranç Turnuvası, yapılan başarılı maçlar sonunda satranç sporcularının ödül almaları ile sona erdi. 


Savunma Sanayi sektöründe, Turquality destekleri nelerdir?

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Savunma Sanayi sektöründe, Turquality destekleri nelerdir?

Türkiye’nin devlet destekli ilk marka programı olan Turquality, hem teşvik hem değer oluşturan bir iş modeli olduğu için, tüm sektörler tarafından yoğun ilgi görüyor. Ürün ve hizmet üreten işletmeler, iş süreçlerini uçtan uca dijitalleştirerek geleceğe hazırlanırken, global çapta markalaşma çalışmalarına hız katmak için rotalarını Turquality’e çeviriyor.   

Sektör lideri Progroup Uluslararası Danışmanlık 19 yıldır, Türk firmalarının stratejik, fonksiyonel ve operasyonel yönetim düzeylerini uluslararası şirketlerin seviyesine çıkararak, Türk markalarının globalde rekabet etmelerine rehberlik ediyor. 

Savunma sanayi sektöründeki firmaların, global çapta başarılara imza attığını anlatan Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, şunları söyledi: 

“Ülkemizin giderek artan savunma sanayi ile ilgili stratejik başarıları, diğer ülkeler karşısında bizi mukayeseli üstünlüğe getirmiştir. Savunma sanayide imza attığımız başarılar ile, ülke olarak global çapta fırsatları yakalamış bulunuyoruz. Savunma sanayi sektöründeki şirketler, bu fırsatı Turquality ile değerlendirerek, uluslararası pazarlardaki hedeflerine daha hızlı ulaşabilirler. Yüksek teknoloji üreten bu işletmeler, yurtdışı açılımlarında ihracat, pazarlama, ar-ge, hukuk, ofis kiralama gibi birçok konuda destekler alabilirler. Progroup olarak, katma değeri yüksek savunma sanayiye odaklanarak, Türkiye’nin milli ve yerli çalışmalarına destek vermeye devam edeceğiz” dedi. 

Turquality’nin marka destekleri nelerdir?

Ürün ihracatı yapan markalar için Turquality desteği almanın koşulları hakkında şunları belirtebiliriz. Müracaat eden markanın, Türkiye’de tescilinin yapılmış olması gerekiyor. Yurtdışında da, ibraz edeceği iş planında belirtilecek hedef pazarlarının en az birinde aynı markanın tescil edilmiş olması gerekiyor. Ürün ihracatı için son 3 yıl ihracat yapma ürün ihracat ortalamasının en az 3 milyon tutar oranında olması gerekiyor. Hizmet ihracatında ise, sadece ihracat limiti maddesi yoktur. 

İşletmelere verilen Turquality desteklerinden bazıları şunlardır? 

1-İstihdam Giderleri,

2-Yazılım ve Bilişim Giderleri,

3-Depo Hizmetleri Giderleri, 

4-Gelişim Yol Haritası, 

5-Sertifikasyon Giderleri, 

6-Tasarım Giderleri,

7-Ürün, Hizmet ve Marka Tescili ve Korunması ile İlgili Giderler,

8-Uluslararası Hukuk Danışmanlık Giderleri, 

9-Ofis, Depo, Mağaza Kira ve Kurulum Giderleri,

10-Danışmanlık Giderleri,

11-Pazar Araştırması Çalışması ve Raporlama Giderleri,


Turquality’nin İşletmeye Sağladığı Değerler Nedir? 

1-Mevcut karlılığın artışına katkısı: %14

2-Mevcut ihracat artışına katkısı: %15

3-Mevcut verimlilik artışına katkısı: %17

4-Mevcut marka bilinirliğine katkısı: %7

5-Mevcut iç piyasa artışına katkısı: %10

6-Mevcut yeni ürün geliştirmeye katkısı: %12

7-Müşteri memnuniyet seviyesi: %97

8-İsraf ve maliyetleri azaltmaya katkısı: %14

23 Şubat 2021 Salı

Türkiye, Avrupa’da 1’inci, dünya genelinde ise 4’üncü sırada yer aldı...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Yerli Yatırımcı Geleceği Gördü Kripto Paraya Güvenini Artırdı

Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırmasına göre nüfusa oranla kripto para kullanımında Türkiye, Avrupa’da 1’inci, dünya genelinde ise 4’üncü sırada yer aldı. Başarının tesadüf olmadığını anlatan THODEX’in Kurucusu ve CEO’su Faruk Fatih Özer, 18-36 yaş arası genç kuşağın kripto paraya yoğun ilgi gösterdiğini belirtti. Özer, THODEX’in ABD Dolar’ının yanında yakında Euro paritesiyle de işleme açılacağını belirterek, tüm döviz ve altın forumlarında gündem maddesinin Bitcoin olduğunu, Tesla’nın 1.5 milyar dolarlık yatırımıyla beraber bu alana ilginin arttığını söyledi. Özer, Türkiye’nin kripto para alanındaki büyümesinin hız kesmeden devam edeceğini de anlattı.


THODEX Kurucusu ve CEO’su Faruk Fatih Özer, Dünya Ekonomik Formu tarafından yapılan araştırmada kripto para kullanımında Türkiye’nin dünyada 4’üncü Avrupa’da ise 1’inci sırada yer almasını değerlendirdi. Özer, bugüne kadar kripto para birimlerinin hakkındaki soru işaretlerinin, yatırımcıların ilgisiyle ortadan kalktığını söyledi. İlk baştaki mesafeli yaklaşımın daha sonra yerini sıcak ilgiye bıraktığını anlatan Özer, 2020’de dünyayı evlere kapatan Covid-19 salgını ile beraber gücünü ve güvenirliğini ispatladığını belirtti. Faruk Fatih Özer, yaşanan ilk global krizden 2008 yılında hayatımıza giren kripto paranın güçlenerek çıktığını söyledi. Özer, şu değerlendirmede bulundu: 

Genç Kuşaklardan Yoğun İlgi

“Covid-19 salgını ile beraber dünyadaki güçlü para birimleri ve altın, değişen ekonomik dengelerden payını aldı. Önce yükseliş trendine giren ABD Dolar’ı, İngiliz Sterlini ve Avrupa Birliği’nin para birimi Euro, daha sonra yaşanan aşı ve mutasyon krizlerinin etkisiyle, ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faiz artırımıyla düşüş eğilimine başladı. Özellikle yerli yatırımcının bu üç para birimi dışında en güvenli liman olarak yüklü alımlar yaptığı altın da, dünyadaki merkez bankalarının altın alımına ara vermesi, Hindistan’da düğünlerin ertelenmesi ve Dolar’daki düşüşten etkilenerek değer kaybı yaşadı. Geleceği şekillendirmeye bugünden başlayan kripto paralar ise, 2020’deki tüm olumsuz şartlardan en güçlü çıkan emitalar oldu. Başta Bitcoin olmak üzere birçok coin cinsinden kripto para, yatırımcısının yüzünü güldürdü. Geçen yıl şubat ayında 9.700 dolar olan Bitcoin, bugün 56 bin Dolar seviyesini de aşarak, yılın en çok kazandıran yatırım aracı oldu. Fiziki para ve altının yerine kripto paraların yaşadığı yükseliş de yerli yatırımcının dikkatinden kaçmadı. Özellikle 18-36 yaş arasında X ve Y kuşağının büyük ilgisini çeken kripto para piyasası Türkiye’de önemli gelişmeler kaydetti. THODEX’in aylık işlem hacmi 100 milyar TL’ye ulaşırken, 500 bine yakın üye de THODEX üzerinden kripto para alım satış işlemlerini gerçekleştirdi.” 


Daha Yukarıda Olacağız

Türkiye’deki yerli yatırımcının kripto paraya olan ilgisinin dünyanın gündeminde olduğunu anlatan THODEX CEO’su Faruk Fatih Özer şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz günlerde Dünya Ekonomik Forumu’nun yaptığı araştırmanın sonuçları yayınlandı. Buna göre dünyada nüfusa oranla Türkiye, kripto para kullanımında Avrupa’da birinci sırada yer alırken, dünyada ise Nijerya, Vietnam ve Filipinler’in ardından yüzde 20’lik kullanım ile 4’üncü sırada bulundu. Bu rakamlar Türkiye’de de kimi çevrelerce şaşırtıcı karşılandı. Oysaki şaşıracak bir şey yok. Bugün THODEX olarak, 500 bine yaklaşan kullanıcımıza güvenli ve hızlı kripto para borsası hizmeti sağlıyoruz. Aynı zamanda Mart 2020'de ABD'den aldığımız FinCen MSB lisansıyla globalleşen ilk yerli kripto para borsası olduk. Uluslararası alanda yapılan raporlara göre; şu an en çok trafik aldığımız ülkeler Türkiye, Amerika, Almanya, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, İngiltere, Hollanda, Azerbaycan, Ukrayna ve Fransa oldu. Bu ülkelerdeki büyümemiz hız kesmeden devam ediyor. Ayrıca FVT000412 olan Estonya (EU) lisansımız ile Euro paritemiz açılacak ve Euro üzerinden işlemleri kabul edebileceğiz. Böylece başta Avrupa’da yaşayan Türk müşterilerimiz olmak üzere, tüm Avrupalı müşterilerimize kripto para alanında güvenilir, hızlı ve kazandıran deneyimi yaşatma fırsatı bulacağız. Özellikle İsviçre, Çekya, Danimarka, Norveç, İsveç ve Polonya’da da büyümek istiyoruz. Avrupa’da yaşayan Türklerden de yine büyük oranda trafik alacağımızı biliyoruz. Bugün 5 bine yaklaşan yurt dışı kullanıcı sayımız da giderek artacaktır. Dolayısıyla kripto para piyasası Türkiye’de oldukça büyüyecek. Dünya Ekonomik Forumu gibi uluslararası kuruluşların yeni raporlarında, ülkemizi kripto para alanında daha üst seviyelerde göreceğiz.”


Yatırım Yapan Şirketin Hissesi Değerleniyor

Bugün tüm döviz ve altın forumlarında tek konunun Bitcoin başta olmak üzere kripto para piyasasında işlem gören coin cinsinden paraların olduğunu anlatan THODEX CEO’su Faruk Fatih Özer “İnsanlar Dolar ya da Euro yatırımcısı veya altın sahipleri, ama forumlarda bugün tek konuşulan konu Bitcoin’in yükselişi, diğer coin cinsinden kripto paralar. Kullanıcılar birbirlerine kripto paralarla işlemin ne denli kolay ve güvenilir olduğunu anlatıyor. Bir çeşit kulaktan kulağa yayılma şekliyle, kripto paraya dönük bilgilendirme sistemi de devrede. Bunun da etkisiyle beraber, kripto para piyasasında yerli yatırımcı sayısı her geçen gün hızla artıyor. Bu etkileşimde Elon Musk’un CEO’su olduğu Tesla’nın yaptığı 1.5 milyar dolarlık Bitcoin yatırımının da etkisi büyük oldu. Musk’un önce Bitcoin paylaşımı, ardından Tesla’nın yatırımı ile bu kripto para biriminde ciddi yükselişler kaydedilmesi, herkesin ilgisini çekti. Ayrıca başka şirketlerden de Bitcoin yatırımı geldi: Kanadalı fintech şirketi Mogo, 1.5 milyon dolarlık Bitcoin alacağını açıklayınca şirketin değeri yüzde 40 yükseldi. Bitcoin maden şirketi Marathon Pathent 4.900 Bitcoin aldığını duyurunca onun da değeri yüzde 60 değer kazandı. ” dedi. 


THODEX hakkında

2017 yılında kurulan THODEX kısa sürede Türkiye’nin en hızlı gelişen kripto para borsası haline gelmiştir. Türkiye’de ilk kez 5 farklı kripto paranın alım satımına aracılık edip sonrasında da bu sayıyı 20’nin üzerine çıkaran THODEX bir başka ilke daha imza atarak Türkiye’nin ilk Bitcoin ATM’sini kurmuştur. Kullanıcıların güvenliği için 2FA ve mail onayı sistemi kullanan şirket, üyelerinin web sitesi üzerinden işlemlerini hızlıca ve güvenli bir şekilde gerçekleştirmesini sağlamaktadır. ABD’den aldığı Fincen MSB lisansı ile globalleşen THODEX tüm dünyada hizmet vermeye başlamıştır.

22 Şubat 2021 Pazartesi

DEDEMAN’DAN YENİ NESİL DİJİTAL TOPLANTI PLATFORMU...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




DEDEMAN’DAN YENİ NESİL DİJİTAL TOPLANTI PLATFORMU


Türk turizminin ilk uluslararası otel zinciri Dedeman Hotels & Resorts International, toplantı ve etkinlik organizasyonları için yeni nesil dijital toplantı platformu uygulaması başlattı. “Dedeman Dijital Toplantı Platformu”ile marka toplam 3 ülke, 14 şehirde yer alan tüm Dedeman otellerinde hızlı, verimli ve yaratıcı sanal etkinlik çözümleri sunmaya başladı. 


Pandemi döneminde de teknoloji odaklı yatırımlarına devam eden Dedeman Hotels& Resorts International, iş dünyası ve acentelerin tüm ihtiyaçlarına cevap vermeye devam ediyor. Her içerikteki toplantı ve her çaptaki organizasyon için yeni nesil dijital toplantı platformunu hizmete sunan Dedeman, pandemi nedeniyle fiziksel olarak gerçekleştirilemeyen etkinlikler için, gelişmiş teknolojik altyapısıyla dikkat çeken “Yeni Nesil Dijital Toplantı Platformu” uygulaması ile fark yaratacak organizasyonlara imza atma imkanı sunuyor. 


Dedeman Dijital Toplantı Platformu, kurumların, markaların, acentaların, organizasyon firmlarının sanal etkinlik çözümleri kapsamında tüm ihtiyaçlarına son teknolojiyle karşılık verirken, ilham veren yaratıcı fikirlerin yer aldığı alternatifli paketlerden oluşuyor. Dedeman İstanbul Oteli’nde konumlanan dijital stüdyoda yer alan tüm alt yapı, toplam 3 ülke, 14 şehirde yer alan tüm Dedeman Hotels& Resorts International otellerine çok kısa sürede kurulabiliyor.   


Dedeman’da toplantılar artık sadece hayalleriniz ile sınırlı

“Yeni Nesil Dijital Toplantı Platformu”nu, Türkiye’nin önde gelen prodüksiyon ekipleri işbirliğinde mekandan ve zamandan bağımsız olarak, kurumların ihtiyaçlarına yönelik ilham veren organizasyonlar için tasarladıklarını ifade eden Dedeman Hotels& Resorts Internetional Satış ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Gülhan Balta Kuzu,“Gelişen teknoloji, pandemi ile değişen tüketici davranışları iş hayatının beklentilerini ve iş yapış şekillerini etkiledi. Dedeman olarak dijitalleşme her zaman ana gündem maddelerimizden biri oldu ve teknoloji yatırımlarımız kapsamında alanında farklı ve etkili hizmetler sunmaya devam ediyoruz. Pandemi nedeniyle aynı ortamlarda bulunamıyor, etkinliklerimizi ve toplantılarımızı gerçekleştiremiyoruz. Yeni nesil etkinlikler için hayata geçirdiğimiz dijital toplantı platformumuz ile acentelere, kurumlara ve markalara yaratıcı, etkili ve alanında fark yaratan hizmet modeli geliştirdik. En hızlı, en verimli ve en yaratıcı sanal etkinlik çözümlerinin yer aldığı platformumuzun sahip olduğu teknoloji ile toplantılarınızı ister bir balo salonu görünümünde, isterseniz de olmak istediğiniz herhangi bir ülkede ya da arzu ettiğiniz özel tasarım konseptinde gerçekleştirebilirsiniz” dedi. 


Dedeman İstanbul’da yer alan ve tüm Dedeman otellerine kurulabilen stüdyoda,led ekran, güçlü ses, ışık sistemleri, kamera ve reji sistemleri ile gerçekleşen çekimlerle dijital ortamlarda aynı anda canlı olarak karşılıklı sunumlar yapılabiliyor.  


Sahnede yapılan sunumlar aynı anda dijital ortamlarda canlı olarak yayınlanarak misafirlere ve çalışanlara anında ulaştırabiliyor. Kurulan sistem ayrıca onların da yine canlı olarak dijital ortama bağlanıp karşılıklı sunumlar yapmasını sağlıyor. Dijital platformda, canlı olarak istenilen sayıda farklı noktaya aynı anda bağlantı kurulabilirken, sistemde yer alan dev ekranlarda sunum veya video içerikli projeler oynatılabiliyor.


Yer alan Greenbox stüdyosu ile tamamen sanal bir sahnede sunumlar gerçekleşebiliyor. Hayal edilen ve dijital ortamda çizilebilen tüm sahnelerin tasarıma yansıtılabildiği platformda, etkinlik sahibine mekândan mekândan bağımsız istediği konseptte istediği tasarımda etkinlik yapma olanağı sağlanıyor.

Canpark AVM’de, ameliyathane standartlarında (Class 8) sertifikalı temiz hava...

 



Canpark AVM’de, ameliyathane standartlarında (Class 8) sertifikalı temiz hava 


Canpark AVM,  TÜV SÜD tarafından sertifikalandırılan ve Canovate Group tarafından geliştirilen Hycanx Hepa + UVC Kombo Kanal Tipi Hava Temizleme Sistemi sayesinde, alışveriş merkezi içerisine Class 8 yani ameliyathane standartlarında temiz hava sağlıyor.


Sağlık ürünleri teknolojisinde kullanılan 3 kademeli filtreleme (G4,HEPA,Fotokatalitik Filtre) ve ozon üretmeyen UVC dezenfenksiyon sistemi ile kapalı ortamlarda havanın içinde bulunan sağlığa zararlı olabilecek virüs, bakteri, mantar/küf ve diğer zararlı partikülleri etkisiz hale getiren hava temizleme sistemi sayesinde ziyaretçiler %100 taze havada sağlıklı ve güvenli alışveriş imkanı buluyor. 


Canpark AVM, tüm dünyanın içinde bulunduğu pandemi sürecinde bulaşma riskini en aza indirmek, çalışanlarının ve ziyaretçilerinin sağlıklı bir ortamda güvenle bulunmalarını sağlamak amacıyla “maske, mesafe ve hijyen” tedbirlerini büyük bir hassasiyetle düzenli olarak uyguluyor. 


Canpark AVM, TSE Covid-19 Güvenli Hizmet Belgesi ile almış olduğu önlemleri tescilledi 


Pandemi sürecinin başladığı geçtiğimiz yılın Mart ayından bugüne kadar geçen sürede, ziyaretçiler başta olmak üzere mağazalar ve çalışanların güvenliği için hiç durmadan çalışan Canpark AVM, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından belirlenen hijyen, enfeksiyon önlem ve kontrol belgelendirme kriterlerini kusursuz bir şekilde yerine getiren ve TSE Güvenli Hizmet Belgesi alan Canpark AVM, Anadolu Yakasının örnek AVM’si olmayı sürdürüyor.



19 Şubat 2021 Cuma

Çevreyi Keşfetmenin En Havalı Yolu....

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




LUJO HOTEL BODRUM’UN YENİ DENİZ UÇAĞI İLE DENİZLERİ UÇARAK KEŞFEDİN

Lujo Hotel Bodrum yeni sezonda hizmetleri arasına eklediği deniz uçağı ile misafirlerine keyifli deneyimler sunmaya hazırlanıyor. Yerli ve yabancı misafirlerin oldukça ilgisini çekecek kültür turu rotaları da düzenlenecek deniz uçağı, Bodrum ve çevresinde ulaşım amaçlı da kullanılabilecek.

Çevreyi Keşfetmenin En Havalı Yolu

Misafirlerine yeni projeleri ile unutulmaz anılar yaşatmayı amaçlayan Lujo, “Sanat ve Keyif” konseptine uygun olarak Bodrum içi transferleri bile daha keyifli kılmak için deniz uçağını da bir transfer seçeneği olarak sunmaya başlıyor. Geçtiğimiz sezonlarda Lujo’nun hizmetleri arasında yer alan helikopter, motor yat, katamaran veya VIP transfer araçlarına ek olarak sunulan deniz uçağı ile artık Lujo misafirleri Yalıkavak Marina da dahil olmak üzere pek çok noktaya havalı bir giriş yapabilecek.

Farklı Rotalarla Dünyanızı Genişletin

Lujo Hotel Bodrum’un deniz uçağının rotası elbette Bodrum’la sınırlı kalmıyor. Planlanan rotaların arasında Türkiye’nin tarihi güzelliklerini görmek isteyenler için Efes, yamaç paraşütü benzeri maceralar yaşamak isteyenler için Ölüdeniz, günlerini biraz daha farklı geçirmek isteyenler için Çeşme, ismini duyup merak edenler için Salda Gölü gibi birçok seçenek bulunuyor. Yarım gün ile tam gün arasında değişen tur seçenekleri ile Lujo’nun deniz uçağı bu yazın en çok tercih edilen keyifleri arasında yerini alacak.

Ver Elini Yunan Adaları

Her akşam sahnelenen canlı performanslar ile Bodrum’un en eğlenceli gecelerinin de yaşandığı Lujo Hotel Bodrum, Mykonos’un eğlence hayatını merak eden misafirleri veya Santorini, Kos, Rodos gibi Yunan Adalarını keşfetmek isteyenler için deniz uçağı ile çift yön seyahat rotalarına hizmetleri arasında yer veriyor.


Lujo Hotel Bodrum Hakkında

Bodrum’un en yeşil koylarından biri olan Güvercinlik’te yer alan Lujo Hotel, Bodrum/Milas Havaalanı’na sadece 15 dakika mesafede bulunuyor. Alakart her şey dahil konseptte hizmet veren ve Serkoç Otelcilik bünyesinde yer alan Lujo’nun 110 dönüme yayılan geniş arazisinde 9 alakart restoran ve 14 bar konsept dahilinde misafirlere hizmet veriyor. Kendine özel 1 km’lik beyaz kum plajı, havuzlu oda ve villa seçenekleri, canlı konser ve şovları, spor akademisi, Sensum Spa, 1 yaşından itibaren çocuklara hizmet veren Kijo Club’ı ile Lujo her yaştan misafire unutulmaz bir tatil vadediyor.


Anadolu Yakası’nın yükselen değeri DoubleTree By Hilton İstanbul Ümraniye...

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Pandemi sürecini fırsata dönüştürerek, focus servis ve limitli hizmet sistemini beş yıldızlı full servis hizmeti sistemine taşıyan ve yoluna DoubleTree By Hilton markası ile devam eden  DoubleTree By Hilton İstanbul Ümraniye, Anadolu Yakası’nın parlayan yıldızı olmaya devam ediyor.

İstanbul’un finans ve ticaret merkezinde yer alan DoubleTree By Hilton İstanbul Ümraniye, özellikle sağlık turizmi için gelen ve uzun dönem konaklama yapan misafirlerine ev sahipliği yapıyor. 

DoubleTree By Hilton İstanbul Ümraniye Genel Müdürü Alp Atilla, “Bu yılın ilk çeyreğinde başlanan aşı uygulamasının tüm dünyada yaygınlaşmasıyla birlikte, belirsizliğin azalmasını ve finansal şartların yükselmesini bekliyoruz. Covid-19 salgın riskinin azalması ile yeniden dünyanın dört bir yanından iş ve tatil amaçlı gelecek misafirlerimizi konuk edeceğiz. Kurumsal şirketlerin ofislere dönüşü ile birlikte, konaklama ve toplantı talepleri, ertelenen kına, nişan, düğün organizasyonlarının artışı, sağlık turizmi ile yerli ve yabancı turist sayısındaki artışların bahar ve yaz aylarında yükseleceğini düşünüyoruz. 2021 daha çok toparlanmanın olacağı umut veren bir yıl olacak. 2022 yılında ise, yükseliş trendini yakalarız diye öngörüyoruz. İstanbul, yalnızca turistik bir destinasyon olmaktan öte, birçok yerli ve yabancı şirketin konumlandığı bir ticaret merkezi ve kongre merkezidir, aynı zamanda. Her şeye rağmen, biz İstanbul’un dinamizmini kısa sürede yakalaması konusunda umutluyuz ve DoubleTree By Hilton İstanbul Ümraniye olarak hazırlıklıyız” dedi.    


Misafirlerimiz tarafından yoğun talep gören AVM ve Otel karmamız, en büyük avantajımız


DoubleTree By Hilton İstanbul Ümraniye Hotel’in Canpark AVM ile aynı kompleks içinde olmasının yerli ve yabancı misafirlerin yoğun ilgisini çektiğini anlatan Alp Atilla, konuşmasına şöyle devam etti: 

“Canpark AVM ile aynı komplekste olmamız ve konumumuz nedeniyle, turistlerin ve iş insanlarının tercih ettiği marka otel olduk. Hepimizin bildiği üzere pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor. Bu noktada geçtiğimiz yıl otelimize, sağlık turizmi için Kuzey Avrupa, Rusya ve Doğu Avrupa ülkelerinden gelen misafirlerimiz oldu. Kısa süreli seyahatlerde bulunan iş insanları ve uzun süreli konaklama yapan yabancı misafirlerimiz ile pandemi süresince öngördüğümüz planların üzerinde bir başarı elde ederek, geçtiğimiz seneyi %50’nin üzerinde bir doluluk ile tamamladık. 2021 yılı ilk çeyreğinin toparlanma süreci olarak geçeceğini biliyoruz. Kurumsal şirketlerin ofislere dönüşü ile birlikte konaklama ve toplantı talepleri, ertelenen kına, nişan ve düğün organizasyonlarının artışı, sağlık turizmi, yerli ve yabancı turist sayısında da artış bahar ve yaz aylarında yükseleceğini düşünüyoruz” diye konuştu.


Yazılım ve bilişim sektöründe Turquality destekleri nelerdir?

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Son yıllarda büyük başarıya imza atan yazılım ve bilişim sektöründeki firmalar, dünya markası olma yolunda rotalarını yurtdışına çevirmeye başladılar. Türkiye’nin devlet destekli ilk marka programı olan Turquality, diğer sektörlerde olduğu gibi yazılım ve bilişim sektörüne de destek veriyor. Pandemiyle birlikte dijitalleşme tüm dünyanın gündemine girdi ve bu alanda ürünler geliştiren ülkemiz firmaları, Turquality sayesinde global pazarlarda tanıtımlarını artırarak, ihracatlarına ivme kazandırıyor. Aynı zamanda yazılım ve bilişim firmaları, Turquality sayesinde, maliyetlerini düşürmek, farklılaşmalarını sağlamak, sürdürülebilirliklerini oluşmak gibi birçok konuda fayda sağlamaya başladılar. 

Özellikle son bir yıldır bilişim sektöründen yoğun ilgi gördüklerini anlatan Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, şunları söyledi: 

“Türkiye’nin markalarını büyüterek ve potansiyel olanı markalaştırarak ilerlemesini hedefleyen Turquality programı, firmaların dünya pazarlarında rekabet edebilecek değere ve kurumsal yapıya ulaşabilmesine rehberlik ediyor. Son aylarda dünya gündeminde, dijitalleşme, teknolojiye yatırım, yazılım ve bilişim sektörlerinin önem kazanması gibi başlıklar, yerli yazılım ve bilişim firmaları için yeni fırsatlar oluşturuyor. Firmalar da, uluslararası pazarlara açılma hedefiyle, daha fazla Turquality’den yararlanma ve faydalanma çabası içine girmeye başladı” dedi. 


Turquality, yazılım ve bilişim sektörlerine nasıl değer katıyor?


Progroup’un 19 yıldır Türk firmalarının global pazarlarda markalaşmasına rehberlik ettiğini belirten Dr. Salim Çam, konuşmasına şöyle devam etti: 

“Bir iş modeli olan Turquality, stratejik planlamadan bütçe yönetimine, satış pazarlama yönetiminden marka yönetimine, kurumsal performansın yönetiminden tedarik zincirinin yönetilmesine ve dijitalleşmeye kadar tüm konuları kapsıyor.  Örneğin, iş modeli olarak, şuan nerede / nasıl oldukları ve nereye gideceğinin tespit edilmesinde yol gösteriyor. Hangi hedef pazarlara gidileceği konusunda, stratejik çalışmalar ve planlar oluşturuluyor. Bu stratejik planda, işletmenin kaynak ve kabiliyetleri tespit edilerek, uygulamaya alınıyor. Nerede olduğu ve mevcut durumda ne yaptığı gibi konular analiz edilerek, daha iyi nasıl olabileceği hakkında iş planları hazırlanıyor. Yurtdışına açılma sürecinde ilk olarak hangi adımlar atılmalı, hedef ülkelerde pazarlama nasıl yönetilmeli, ilgili ülkede istihdam veya iş ortaklığı altyapısının hazırlanması gibi operasyonel çalışmalar hayata geçiriliyor. İşletmeler, stratejik planları doğrultusunda ihracatlarını artırırken, global marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Progroup olarak bizler hizmet verdiğimiz firmaların, stratejik, fonksiyonel ve operasyonel yönetim düzeylerini uluslararası şirketlerin seviyesine çıkararak, global pazarlarda rekabet etmelerine ve markalaşmalarına rehberlik ediyoruz” diye konuştu. 


Turquality’nin, işletmelere sağladığı değer nedir?

*Mevcut karlılığın artışına katkısı: %14

*Mevcut ihracat artışına katkısı: %15

*Mevcut verimlilik artışına katkısı: %17

*Mevcut marka bilinirliğine katkısı: %7

*Mevcut iç piyasa artışına katkısı: %10

*Mevcut yeni ürün geliştirmeye katkısı: %12

*Müşteri memnuniyet seviyesi: %97

*İsraf ve maliyetleri azaltmaya katkısı: %14


Turquality programının, işletmelere sağladığı destekler şunlardır:

1-İstihdam Giderleri,

2-Sertifikasyon Giderleri,

3-Yazılım ve Bilişim Giderleri,

4-Depo Hizmetleri Giderleri,

5-Gelişim Yol Haritası,

6-Danışmanlık Giderleri,

7-Pazar Araştırması Çalışması ve Raporlama Giderleri,

8-Ofis, Depo, Mağaza Kira ve Kurulum Giderleri,

9-Tasarım Giderleri,

10-Uluslararası Hukuk Danışmanlık Giderleri,

11-Ürün, Hizmet ve Marka Tescili ve Korunması ile İlgili Giderler,

17 Şubat 2021 Çarşamba

Gastro Show, tüm gastronomi sektörü paydaşlarını bir araya getirecek....

 


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



AVRUPA’NIN EN BÜYÜK GASTRONOMİ TURİZMİ FUAR VE KONFERANSI 7 ŞEHİR 7 BÖLGE 7 ÜLKE TEMASI İLE DÜNYADAKİ GASTRONOMİK LOKASYONLARI BELİRLEYECEK


ACE of MICE etkinliği ile eş zamanlı olarak, Turizm Medya Grubu ve Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ortaklığıyla gerçekleştirilecek olan Gastro Show, tüm gastronomi sektörü paydaşlarını bir araya getirerek ticari hacmin artırılmasını ve konferans programlarıyla dünya liderlerini sektörle buluşturmayı hedefleyerek yola çıktı.

İlki, 2-4 Haziran tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi AçıkAlan -ICC’de düzenlenecek olan Gastro Show, Turizm Medya Grubu ve Gastronomi Turizmi Derneği(GTD) ortaklığıyla gerçekleştirilecek. Covid-19 gelişmeleri titizlikle takip edilerek organize edilecek ve tüm misafirlerin sağlığı-güvenliği ek önlemlerle korunmaya alınarak, değerli bir gastronomi fuarı-konferansı yapılması hedefleniyor.Turizm Medya Grubu ve Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), gastronomi endüstrisinin farklı segmentlerinden oluşan geniş yelpazede katılımcı ve ziyaretçi profilini “7 Şehir, 7 Bölge, 7 Ülke” mottosuyla 2021 yılında ilk defa ağırlayacaklar.

 

160 katılımcı, 15.000 ziyaretçi ve 50 konuşmacı ile gerçekleşecek Gastro Show’a Türkiye’nin ve dünyanın değişik yerlerinden gastronomi sektörüne damga vurmuş üst düzey şefler, gastronomi uzmanları katılarak katkı sunacaklar.

İstanbul Kongre Merkezi’nin açık alanında yapılacak olan Gastro Show etkinliği, 2 büyük Domeçadır konsepti toplantı odası ile fuara değer katan içerikler üretecek. Türk mutfağı, peynir, pide, döner ve pizza gibi Workshop’lar bir Dome çadırı içinde yapılacak olup, diğer Dome konferans alanında ise Türk mutfağının önemi, Yıldızlar geçidi (Türkiye ve dünyanın en önemli şefleri), hikayeleri ile 7 gastronomik şehir, coğrafi işaretli ürünler, 7 ülke mutfağı, sokak lezzetleri, Modern Türk Mutfağı, sağlıklı beslenme, Vegan-Vejeteryan beslenme, iklim değişikliğinin yemeklere etkisi ile dünya gastronomi trendleri üzerine değerli konuşmacılar eşliğinde bilgilendirici oturumlar yapılacak.

Değerli konuşmacılar arasında; Dünya Gastronomi Derneği Başkanı EricWolf, kısa zaman önce Michelin yıldızı alan “dede” restoranı ile Türkiye’nin gururu olan Ahmet Dede, Nepal Şefler Birliği Başkanı SureshBasnet, Kudüs AşçılıkEnstitüsü Kurucusu “SlowFood ChefAlliance” Ulusal Koordinatörü Udi Goldschmith, United Nations Women temsilcisi Asya Varbanova, Respond on Demand kurucusu ve Dünya Yemek SanatI Derneği Üyesi Maria Athanasopoulo, Ödüllü gazeteci-yazar Chantal Cooke, Bergamo Üniversitesi Profesörü ve Gıda Turizmi Araştırmacısı Roberta Garibaldi gibi değerli konuşmacılar oturumlarda tecrübe ve bilgilerini katılımcılarla paylaşacaklar. Türkiye’nin en değerli şefleri de aramızda olacaklar. Her biri alanında uzman şefler arasında Aydın Demir, Deniz Temel, Ebru Baybara Demir, Mehmet Yalçınkaya, Murat Bozok, Sahrap Soysal, Sinem Çapraz, Somer Sivrioğlu ve Umut Karakuş konuşmacı olarak yer alacaklar. Ayrıca T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin, Eski Turizm Bakanı Bülent Akarcalı, STK Başkanları-Yönetim Kurulu Üyeleri, gazeteci- gastronomi yazarları ve akademisyenler de etkinlik programına deneyim, uzmanlık, renk ve kalite katacaklar.

Dome çadırlar içerisinde 360 derece Video Mapping Show esnasında masterşeflerin muhteşem sunumlarını deneyimleme fırsatı olacak. B2B Alanında Gastronomi acentaları, uluslararası etkinlik ajansları, otellerin Concierge müdürleri ile yüzyüze toplantılar yapma imkanları bulacaklar. Böylelikle, değerli kurumlar Gastro Show’a katılarak Türkiye ve dünyadaki satıcılarla tanışma, yeni anlaşmalar imzalama ve oldukça büyük bir pazarda satışlarını artırma şansına sahip olacaklar.

Gastro Show katılımcıları, tüm önemli sektörler ve belirli nişler dahil olmak üzere Gastronomi-Turizm gıda ve turizm endüstrisinin tamamını temsil edecek. Fuar, gerçek gıda ve içecek ürünlerinin yanı sıra lojistik çözümleri ve sağlık ürünlerini de kapsayacak. Bu kadar çok ürünün sergilendiği ve başka yerde bulunamayacak satış yapma ve iş ağı kurma olanaklarının bulunduğu fuarın, her yıl binlerce profesyonel ziyaretçiye ev sahipliği yapacak olması da pek de şaşırtıcı olmasa gerek!

Gastro Show İstanbul, çok sayıda sektör ve pazarda faaliyet gösteren dünyanın en kaliteli gıda ürünleri üreticilerini bir araya getirerek, gastronomi sektörüne değer yaratma misyonunu sürdürmeyi hedefliyor.

Detaylı bilgi için :www.gastroshowturkey.com

Kamyonlar, dönüş yükü için 2.5 gün bekliyor..


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Kamyonların, yurt içinde 3/1’i boş dönerken, Avrupa’ya gidenlerin %82’si boş dönüyor 

Türkiye’de, 2021 Ocak ayı verilerine göre trafiğe kayıtlı 3.938.732 kamyonet, 859.670 kamyon bulunuyor. Avrupa’nın en büyük kamyon pazarına sahip olan ülkemizde, her gün yaklaşık 450 bin kamyon FTL taşıma yapıyor. Sayıları 1,2 milyona varan SRC belgeli kamyon şoförü yollarda ekmeğinin derdinde yük peşinde koşuyor. Tırport Insights verilerine göre, bir kamyoncu yükünü boşaltmak için ortalama 33 saate kadar bekliyor. Yeni yük bulabilmek için ise, 2.5 güne kadar arayış içinde olabiliyor. Yurt içinde yollardaki kamyonların 1/3’ü boş seyrediyor. Daha çarpıcı olan sonuç ise, her gün ortalama 4.500 kamyonun batı sınır kapılarından çıkış yaptığı Avrupa’ya giden TIR’larımızın %82’si boş dönüyor.  

Türkiye’de bir kamyoncunun ayda ortalama 5-6 sefer yaptığını ve bunu en az 8-9 sefere  dijital teknolojiler ile çıkarılabileceğini kaydeden Tırport Operasyon Direktörü Barış Anıl, şunları söyledi: 

“Esas olan, kamyoncunun yüke ihtiyaç duyduğu an ve yerde, onun istediği istikamete, kamyonunun niteliklerine uygun yük alternatiflerine, bulunduğu yerden akıllı bir şekilde ulaşabilmesi ve teklif vermesini sağlayabilmektir. Tırport olarak bizler, ülkemizin yanı sıra, globalde lojistik sektörünün uçtan uca dijital dönüşümüne liderlik ediyoruz. Sahip olduğumuz teknolojiler ve ulaştığımız iş hacmiyle, Avrupa’daki sayılı lojistik teknolojilerinden birisi haline geldik. Arttırılmış zeka ile desteklenen dijital çözümlerimizle, konum tabanlı ve gerçek zamanlı tüm nakliye operasyonlarının 7/24 izlenmesini ve yönetilmesini sağlıyoruz. İş sürecinde, yükleme-boşaltma raporlarına gerçek zamanlı ve konum tabanlı ulaşabiliyor, süreçler dijital olarak onaylanıyor ve ayrıca olası gecikme vb durumlarda da anında haberdar olunuyor” dedi. 


Teknolojiye yatkın yeni nesil kamyoncular geliyor 

Kamyonların ikinci nesil şoförlere geçmeye başladığını ifade eden Tırport Operasyon Direktörü Barış Anıl, şunları anlattı: 

“Tırport’daki analizlerine göre, sürücülerin %62’si 27-45 yaş aralığında ve sürücü tarafı gençleşiyor. Teknolojiye daha yatkın yeni nesil kamyoncular geliyor diyebiliriz. Tırport, ihtiyaç duyduğu an ve yerden daha iyi şartlarda yüke ulaşmak ve teknolojinin yarattığı şeffaflık ile müşterisine güven vermek isteyen kamyoncuları, “Operated By Tırport” adını verdiği yeni nesil toplulukta bir araya getiriyor. Kısaca, Tırport’lu kamyoncular YükCEP’te uygulamasıyla, istedikleri her yerden yüke anında ulaşabiliyorlar, ayrıca sektörün ilk ve geniş kapsamlı elektronik para altyapılı dijital güvenli ödeme sistemi olan Param Tırport Kart ile ödemelerini Tırport güvencesiyle alabiliyorlar” diye konuştu. 

Kobi’ler, Tırport’lu kamyonlara yüklerini güvenle teslim ediyor 

Tırport’lu kamyonlarının önümüzdeki günlerde daha çok yollarda olacağını açıklayan Tırport Operasyon Direktörü Barış Anıl, konuşmasına şöyle devam etti: 

“Lojistik firmaları, büyük yük verenler ve Kobi’ler, “Tırport'lu kamyonlara” yüklerini güvenle teslim ediyorlar. Kısaca, geçmiş performanslarına heran erişilebilir, doğrulanmış evrakları tam ve dijital olarak kayıt altında olan, sigorta vb. yükümlülükleri noksansız tamamlanmış Tırport’lu kamyonculara, yüklerin güvenle teslim edilmesi gerçekleşiyor. Hem ürünü yükleyen, hem yükün gittiği müşteriler, tüm taşıma sürecini dijital olarak uçtan uca takip edebiliyorlar ve akılları hiçbir zaman yolda kalmıyor. Dünyada lojistiğin değeri, pandemi nedeniyle bir kez daha anlaşıldı. Eğer, hayat eve sığabiliyorsa, bunun nedenlerinden birisi de kamyonlar yolda olduğu içindir” şeklinde konuştu. 


15 Şubat 2021 Pazartesi

Patara Antik Kenti, Sanal Turizm Fuarı'na Taşınıyor....

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Patara Antik Kenti,  Sanal Turizm Fuarı'na Taşınıyor

25-27 Şubat 2021 tarihlerinde ttidigital.izfas.com.tr dijital platformunda düzenlenecek olan Türkiye’nin ilk sanal turizm fuarı, 14. Travel Turkey İzmir Dijital’in bu yılki teması “Patara Antik Kenti” olarak belirlendi.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve T.C. Ticaret Bakanlığı himayelerinde; İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliği, İzmir Ticaret Odası, TÜRSAB, TÜROFED, İzmir Vakfı desteği ile İZFAŞ ve TÜRSAB Fuarcılık A.Ş. iş birliği ile düzenlenen 14. Travel Turkey İzmir Dijital Fuarı; dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeni ile bu yıl ilk kez ülke ve dünya turizm sektöründeki profesyonellerini sanal ortamda ağırlayacak.

Webinar ile zenginleşecek

14. Travel Turkey İzmir Dijital Fuarı’nda, webinar olarak gerçekleşecek  “Likya’nın Dünyaya Açılan Kapısı Patara Antik Kenti” konulu seminer, TÜRSAB Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenecek. 25 Şubat Perşembe günü 14.15-15.15 saatleri arasında TÜRSAB Kültür Turizmi İhtisas Başkan Yardımcısı Özgür Ildır Öksüz moderatörlüğünde gerçekleşecek olan oturuma konuşmacı olarak, Akdeniz Üniversitesi “Patara Antik Kenti” Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık ve TÜRSAB Kültür Turizmi İhtisas Başkan Yardımcısı N. İlham Seyyale yer alacak.

En iyi Patara fotoğrafı seçiliyor!

Bu yıl sanal olarak gerçekleşecek olan Travel Turkey İzmir Dijital Fuarı kapsamında ödüllü fotoğraf yarışması düzenlenecek. Katılmak isteyenler, 9-26 Şubat tarihleri arasında kendi çektikleri özgün “Patara” fotoğrafını paylaşacak. İZFAŞ, TÜRSAB ve SUNEXPRESS iş birliğince düzenlenen ödüllü fotoğraf yarışmasında, instagram hesabı üzerinden en çok beğeni alan “Patara” fotoğrafını çeken kişiye sürpriz hediyeler verilecek.


Yarışma detayları ve sonuçlar, “@travelturkeyizmir” instagram hesabı üzerinden takip edilebilecek.

Likya’nın Akdeniz’e açılan kapısı Patara

T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2020 yılının teması Antalya’daki Patara Antik Kenti olarak belirlendi. Tema Türkiye’nin kültürel değerlerinin dünya çapında öne çıkarılması amacıyla başlatıldı. 10 kilometrekarelik alana sahip antik kentte uzun yıllardır Akdeniz Üniversitesinden Prof. Dr. Havva İşkan Işık başkanlığında kazılar ve restorasyon çalışmaları yürütülüyor. Patara Antik Kenti Fethiye-Kalkan arasında Ksanthos Vadisi'nin güneybatı ucunda bugünkü Ovagelemiş Köyü'nde yer almakla birlikte, Likya'nın en önemli ve en eski şehirlerinden biridir. Kent hakkında 6. yüzyıl öncesi hakkında yeterli tarihsel ve arkeolojik bilgi bulunmamaktayken, 1988 yılından beri kesintisiz yürütülen Patara kazılarında, Tepecik’te Tunç Çağı buluntularıyla bir arada ele geçen Protogeometrik çömlek parçaları, İ.Ö. 11. ve 10. yüzyıla kadar daha erken dönemler hakkında bilgilere erişilmiştir. Ayrıca Tepecik Sarnıcı içinden çıkan iki adet terakota heykelciğin Geç Tunç Çağ ya da Erken Demir Çağ içlerinden olması da sürekli bir yerleşimin izlerini işaret etmektedir. Patara Antik Kenti, arkeolojik ve tarihsel değerlerinin yanında Akdeniz kaplumbağaları Caretta-Carettaların milyonlarca yıldır yumurtalarını bırakıp yavruladıkları ender sahillerden biri olması ile de ayrı bir öneme sahiptir.  Ayrıca ‘Noel Baba’ olarak da bilinen Aziz Nicholaos’un doğum yeri ve çocukluğunun geçtiği yer olarak varsayılan Patara, Likya Birliği’ne üye en eski yerleşimlerden ve başkentlik yapmış bir şehirdir.  Amfi tiyatro, tarihi deniz feneri, ana cadde, hamamlar, Roma Zafer Takı, Tepecik Mezarlığı, bazilika ve çeşitli tapınaklarla tarihi açıdan büyük zenginliğe sahip antik kentte bulunan dünyanın en eski demokratik meclis binası bulunmaktadır. Bu bina, TBMM tarafından restore edilerek ziyarete açılmıştır. Apollon'un önemli bir kehanet merkezi olarak ün yapmış olan Patara aynı zamanda Anadolu'dan Roma'ya nakledilen tahılların depolandığı ve saklandığı bir limandır. Bizans Dönemi'nde de önemini devam ettiren kent Hristiyanlar için önemli bir merkez olmuştur.  Ayrıca St. Paul Roma'ya gitmek için Patara'dan gemiye binmiştir. İmparator Konstantin'in başkanlık ettiği 325 yılında düzenlenen İznik Konsülü'nde Lykia'nın tek imza yetkilisi Piskopos Eudemos'un Patara Piskoposu oluşu kentin bu devirde de gözde oluşunun kanıtıdır. Ortaçağ boyunca önemini sürdüren Patara, Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya gelmesiyle de önemli bir merkez olarak günümüze ulaşmıştır.

Divan’dan Çocuklara Neşeli Makarnalar Partisi...



HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Divan’dan Çocuklara Neşeli Makarnalar Partisi 

Divan İstanbul Studio Modern, çocukları online düzenlenecek “Neşeli Makarnalar Partisi” etkinliğinde Yazar Hande Ertem Ergün ile buluşturuyor.  Ergün’ün çocuklara kitap okuyacağı etkinlik 20 Şubat 2021 Cumartesi günü saat 11.00-12.00 ve 15.00- 16.00 saatleri arasında gerçekleşecek. Etkinliğe özel hazırlanan paketler miniklerin evlerine teslim edilecek. 

Divan İstanbul Studio Modern, çocukları hikayelerini severek okudukları Yazar Hande Ertem Ergün ile Neşeli Makarnalar Partisi etkinliğinde bir araya getiriyor. 20 Şubat 2021 Cumartesi günü iki ayrı saat aralığında düzenlenecek online etkinlikte Ergün, sevilen kitaplarından Neşeli Makarnalar’ı çocuklara okuyacak ve ardından sürprizli atölye çalışmasını miniklerle birlikte gerçekleştirecek. 

Yazar Hande Ertem Ergün imzalı Neşeli Makarnalar kitabı, Neşeli Makarnalar not defteri, renkli keçeli kalem ve etkinliğin sürpriz hediyesinin yanı sıra Şef Erkan Özdemir’in ev yapımı makarnasından oluşan miniklere özel olarak hazırlanan paketler, katılımcı çocukların adreslerine gönderilecek. Sınırlı sayıda kontenjana sahip etkinlikte minikleri keyifli bir gün bekliyor. 


Elite World Hotels, iş dünyasını yeni nesil organizasyon ayrıcalıkları ile tanıştırıyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Hibrit toplantıda yeni dönem

Elite World Hotels online toplantı teknolojilerini katılımcıların kapılarına kadar ulaşan otel hizmeti ile birleştirdi

Elite World Hotels dijitalleşme yönündeki yeni nesil yaklaşımları ile iş dünyasına farklı deneyimler yaşatmaya devam ediyor. Son teknolojiye sahip stüdyoları ve uzman reji ekibiyle iş dünyasına yönelik hibrit toplantı dönemini başlatan Elite World Hotels, ayrıca Türkiye’de bir ilk olarak özel lezzetlerini toplantıya online katılanlara özel kutularda ulaştırılmasını sağlıyor.

Konfor, şıklık ve misafirperverliği bir arada sunan Türkiye’nin yerel otel zinciri Elite World Hotels, iş dünyasını yeni nesil organizasyon ayrıcalıkları ile tanıştırıyor. Kurumsal etkinlik, lansman, bayi toplantıları, ödül törenleri, kongreler gibi daha birçok etkinliği dijital dünyanın ayrıcalıkları ile gerçekleştirilmesini sağlayan Elite World Hotels, gelişmiş alt yapısı son teknolojiye sahip stüdyoları ve alanında uzman reji ekibiyle; hibrit toplantı dönemini başlatıyor.

“Elite World’ün özel lezzetleri misafirlere ulaştırılacak”

Elite World Hotels CEO’su Eyüp Babür; “Greenbox teknolojisinin gücü ile istenilen mekandaymış gibi sunum atmosferi oluşturabildiklerinin altını çizdi. Babür, “Biz Elite World Otelleri olarak ‘Güvenli Turizm Sertifikası’na sahibiz. Dolayısyla geniş alanlarda, daha güvenli ve hijyenik bir ortamda, sosyal mesafeli buluşmalara ve organizasyonlara ev sahipliği yapabiliyoruz. Bunun yanına dijital yayıncılığın gücünü de ekledik. Böylece hibrit toplantılar için uygun bir ortam oluşturduk. Ayrıca konuklarımız eşsiz lezzetlerimizi ve konforlu odalarımızı yerinde deneyimleyebilecekler. Organizasyonlarımıza dijital ortamda katılanlara ise Türkiye’de bir ilk olarak otelimizin lezzetlerinin özel kutularda ulaştırılması sağlanacak” dedi

Elite World Hotels; led sahnesi, reji sistemi ve kameraları ile modern TV kanalı standartlarında canlı yayın gerçekleştirebiliyor. Ayrıca 100 mbps yüksek hızlı internet alt yapısıyla da interaktivite imkanı sağlıyor. 

Elite World Hotels Hakkında

Özgün mimarisi ve dekorasyon anlayışı ile Türk misafirperverliğini sentezleyerek, misafirlerine en üstün hizmet kalitesini sunmayı amaçlayan Elite World Otelleri; konfor, şıklık, güvenlik ve modern teknolojik alt yapıyı bir arada sunuyor. 

Elite World Otelleri; Elite World Prestige, Elite World İstanbul Taksim’de, Elite World Europe Basın Ekspres’te, Elite World Business Florya’da, Elite World Asia Küçükyalı’da, Elite World Van, Van şehir merkezinde ve Elite World Marmaris Otel, Marmaris İçmeler'de konumlanmıştır.  Ayrıca son olarak Kocaeli Sapanca’da 650 milyon TL yatırım bedeliyle 44 dönüm arazi içinde yer alan bölgenin en büyük konaklama, toplantı ve spa kapasitesine sahip oteli Elite World Sapanca Convention&Wellness Resort’u hizmete açmıştır. 

Bilgi için: https://www.eliteworldhotels.com.tr/ 444 0 883


14 Şubat 2021 Pazar

“Ne kadar beklediğimiz ‘zamanın’ umurunda değil, bunu bilerek işimizi yönetmeliyiz”

 


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Lidya Grup İzmir Bölgesi Yöneticisi Ertan Uzun,

“Ne kadar beklediğimiz ‘zamanın’ umurunda değil, bunu bilerek işimizi yönetmeliyiz”  

Lidya Grup İzmir Bölgesi Kurumsal ve Grafik Sanatlar Satış Müdürü Ertan Uzun, bir yatırım ihtiyacı varsa, erteleme kararının gerçekten somut gerekçelere dayanması gerektiğinin altını çiziyor. 

“Zor zamanların sabırla geçmesini beklemek mi gerekir, yoksa sabırla çalışıp fırsat oluşturmak mı gerekir?” sorusunu değerlendiren Lidya Grup İzmir Bölgesi Yöneticisi Ertan Uzun, şunları söylüyor:

“Son birkaç yıldır yaşanan ekonomik daralmayı ve gerekse içinde bulunduğumuz zor zamanları görmezden gelemeyiz. Fakat gelip geçmekte olan zaman dönem dönem bizlere zorluklar getirebiliyor. Burada yapmamız gereken sabırla geçmesini beklemek mi, yoksa sabırla çalışmak ve aynı sabırla fırsat oluşturmaya çalışmak mı diye düşünmek gerekiyor. Zaman, bizlere zorlukları getirdiğinde sabırla yerimizde oturup hiçbir aksiyon almadan geçmesini bekleyebiliriz. Fakat bizim ne kadar uzun süre beklediğimiz; “zamanın” umurunda değil, bunu bilerek işimizi yönetmemiz gerekiyor” dedi. 

Teknolojideki gelişmelerin hızla devam ettiğini ve edeceğini anlatan Ertan Uzun, konuşmasına şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz dönemin getirdiği tüketici alışkanlıkları kişiye ve kuruma göre özelleştirmeden ve özel hissettirmekten yana. Buna göre, dijital baskı makineleri sektörümüz ile ilgili teknoloji yatırımları, daha hızlı olana ve daha özel iş çıkarabilene kayıyor. İşte burada, dijital baskı makinelerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır” diye konuştu. 

Teknolojide kalite, hız ve fonksiyonellik ivme kazandı 

Dijital baskı makinelerinin işlevselliği ve fonksiyonelliğinin gün geçtikçe artan bir grafikle seyrettiğini ifade eden Ertan Uzun, şunları kaydetti: 

“Etrafınıza baktığınızda, hatta elinizdeki bir nesneye baktığınızda bunu görebilirsiniz. Özellikle, zamanla artan baskı kalitesi ve iş çıkış hızı da bu gelişimi kaçırmıyor. Kurumsal tarafta, özellikle temsilciliğini yaptığımız Xerox’un bir baskı makinesinden çok ofis asistanı gibi donatılmış olması pazarı farklı bir tarafa çekiyor. Artık bir fotokopi makinesi eskisi gibi sadece baskı alıp, fax çekebildiğiniz bir makineden çok uzak. Mail atan, kullanıcı özelinde çalışan, güvenilirliği en üst düzeye çıkarılmış, yeri geldiğinde el yazısıyla yazdığınız bir metni texte çeviren, translate özelliği gösteren bir ekipmana sadece fotokopi makinesi diyemeyiz. Bu özellikleri içinde barındıran bir ofis cihazı fonksiyonelliğini öne sürerek kendi potansiyelini sürekli olarak artıracaktır. Dijital baskı işi sektörüne bakacak olursak, artan iş çeşitliliğine karşı önemi her geçen gün daha da artıyor. Sadece dijital baskı cihazı parkuruna sahip işletmelerin yanı sıra, dijital baskı makineleri, ofset işletmelerinin de vazgeçilmez tamamlayıcısı konumuna geldi. Gerek kağıt tabaka baskı, gerek farklı materyaller üzerine baskı yapan geniş format cihazlarda, gerek tekstilde ve gerekse sert zemin üzerine baskı alanlarını değerlendirecek olursak, bu alandaki teknoloji; kalite, hız ve fonksiyonellik yönünden öyle bir ivme kazandı ki, gelecek için daha yeni başlıyoruz diyebiliriz” şeklinde konuştu. 

Bir işi yönetmenin 7 altın kuralı nedir? 

Bir işi yönetmenin altın kurallarını değerlendiren Ertan Uzun, şunları belirtti: 

“İşler iyi giderken yapılacak en önemli şey “nakit yönetimidir” diye düşünüyorum. Artan ciroların en doğru kaynak olarak kullanılması ve olası olumsuz dönemlerde en değerli varlık olacağı aşikardır. Bu konuda çok iyi bir kaptana sahip olduğumuz için Lidya Grup olarak kendimizi şanslı sayıyorum” dedi. 


12 Şubat 2021 Cuma

(EGD) Buluşmaları Yeni Yaşam Biçimlerinde Mekanların Dönüşümü Başlığıyla devam ediyor...

 


Ytong, pandemiyle artan müstakil ev talebine yenilikçi çözüm sunuyor

Hayalindeki evi inşa etmek isteyenlere hızlı ve güvenli bir seçenek: Ytong Ev

Türkiye’nin lider gazbeton üreticisi Türk Ytong, koronavirüs salgını sonrası müstakil evlere yönelen konut tüketicileri için hızlı inşa edilen güvenli bir yapı sistemi geliştirdi. Ytong Ev adı verilen sistem, kendi evini yapmak isteyenleri fikir aşamasından evin tamamlanmasına kadar her adımda destekleyen bir inşaat modeli sunuyor.

Hayalindeki evi inşa etmek isteyenler Ytong Ev ile depreme dayanıklı, A sınıfı enerji verimliliğine sahip evlere 8 ila 10 haftada sahip olabilecek.

Ekonomi Gazeteciler Derneği(EGD) Buluşmaları  kapsamında Türkiye'de Yapı ve İnşaat Sektörünün Değişimi; 
Yeni Yaşam Biçimlerinde Mekanların Dönüşümü başlıklı toplantı 10 Şubat 2021 Çarşamba akşamı online olarak zoom üzerinden gerçekleştirildi. Toplantıda Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar ile Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak  pandemi şartları ve deprem gerçeğine göre geliştirdikleri çözüm önerilerini gazetecilerle paylaşarak soruları yanıtladı.   

Yapı malzemesi sektörünün öncü ve yenilikçi şirketi Türk Ytong, koronavirüs salgınıyla birlikte ortaya çıkan müstakil ve bahçeli evlerde yaşama talebine çözüm üreten Ytong Ev adı verilen projesini hayata geçirdi. Kendi evini yapmak ya da yaptırmak isteyen herkesin faydalanabileceği, tüm inşaat adımlarını destekleyen ve hızlandıran bir inşaat modeli olan Ytong Ev, hayallerindeki evi yapmak isteyenler için büyük kolaylık sunuyor. Doğayla uyumlu bir yaşamı tercih edenler Ytong ürünleri ile oluşturulan, hızlı inşa edilebilen, depreme dayanıklı, A sınıfı enerji verimliliğine sahip Ytong Ev ile hayallerindeki eve kısa sürede ulaşabilecek.

Arsa satışları arttı

Pandemi döneminin önemli taleplerinden birinin de kalabalıktan uzak müstakil bir evde oturmak olduğu ortaya çıktı. Karantina aylarında evlere kapanan insanların en büyük özlemi açık hava ve bahçeli bir evde yaşamak oldu. Çok kısa bir sürede hem şehre yakın bölgelerde hem de büyükşehirlerin yakınındaki yazlık bölgelerdeki müstakil ev ve arsalarda satış patlaması yaşandı. Birçok insan arazi alıp kendi yapısını inşa etmeye yöneldi.

Hazır ev projeleri

Türk Ytong, bu eğilimi ve Mart 2020 tarihinden itibaren kendisine ulaşan başvuruları analiz ederek, Ytong’un Panel ürünleriyle inşa edilen ev yapım sistemini talebe cevap verecek şekilde tümüyle yeniledi. Kendi evini yapmak isteyenlerin güvenle oturabilecekleri, sağlıklı konutları kısa sürede inşa etmeleri için Ytong Ev projesini hayata geçirdi. Ytong Ev için farklı büyüklüklerde, kullanışlı, tek ve iki katlı ev modelleri hazırlandı. Crid Architects olarak Emre Engin ve Nergis Kahraman tarafından Türk Ytong için tasarlanan evler, ihtiyaca göre belli yönlerde büyüyebilen, yerel mimari ile uyumlu tasarımlar olarak ortaya konuldu. Evler, Deprem, Yangın, Isı Yalıtım ve Gürültü Yönetmeliklerine uygun olarak tasarlandı.

Ev yapmak kolaylaşacak

Ev inşa etmenin zorluklarını da analiz eden Türk Ytong, kendi evini inşa edenleri desteklemek için bir dizi hizmet sunuyor. Ytong Ev kataloğunda bulunan ev modellerinin mimari proje, statik, mekanik, elektrik ve akustik projelerini, uygulama detaylarını müşterilerine hazır ve ücretsiz sunuyor. Evlerin inşası için gereken Ytong ürünleri de montaja hazır biçimde teslim ediliyor. Tüm bu hizmetler, ev yapanların projelendirme maliyetinden ve zamandan tasarruf etmesine olanak sağlayarak inşaat sürecini hızlandırıyor.

İster kaba inşaat ister anahtar teslim

Türkiye’nin hemen her noktasına hizmet sunan Yetkili Ytong Uygulamacıları, temelden ruhsata kadar her adımda inşaat hizmet sunuyor. Ytong ayrıca, evlerin inşaası için hizmet sunan deneyimli yetkili uygulamacı ağı da kurdu. Ev yapmaya uygun bir arsası bulunan herkes evini isterse kendisi inşa edebilecek veya bir Yetkili Ytong Uygulamacıyla anlaşarak kaba inşaat ya da anahtar teslimi olarak evini yaptırabilecek.

Pandemide hızlı inşaat avantajı

Pandemi koşullarında kendi evini yapmak isteyenlerin inşaatını hızlı bir şekilde tamamlamak istediklerinin farkında olan Türk Ytong, Ytong Ev ile bu imkanı sunuyor. Deneyimli Ytong montaj ekipleri, 100 m²'lik bir evin kaba inşaatını ortalama 5 haftada, anahtar teslim inşaatı ise 8-10 haftada tamamlıyor.

Kendi evimi yapabilir miyim?

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar salgın hastalık döneminde Ytong kalitesinde evlerde yaşamak isteyenlerden çok fazla mesaj ve talep aldıklarını, Ytong Ev projesinin de bu talepler ve istekler doğrultusunda hazırlandığını söyledi. Hinginar, “Bize sürekli ‘Kendi evimi yapabilir miyim?’, ‘Ytong ürünlerini kullanabilmem için nasıl bir ev yapmalıyım?’ gibi soru ve talepler geliyordu. Pandemi döneminde en küçük arazi ya da arsası olanlar bu yerlere ev yapmak istediler. Bu talebe cevap verecek şekilde kendi içimizde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık ve Ytong paneller ile inşa edilen tek ve iki katlı konut yapım sistemimizi her yönüyle yeniledik. Mimarlarla iş birliği yaparak ülkemiz şartlarına uygun, güncel tasarım trendlerini yansıtan yeni ev modelleri tasarladık, müşterilerimize yapım hizmeti sunacak uygulamacı çözüm ortaklarımızı belirleyerek Ytong Ev projesini hayata geçirdik. Ytong Ev’i dönemsel talebe uygun bir proje olarak düşünmedik. Oluşan bu ortam, zaten var olan Ytong Ev sistemini geliştirmemiz için fırsat oldu. Dileyen herkes Ytong Ev projelerini ve Ytong ürünlerini bizden teslim alarak, depreme dayanıklı, sağlam, A sınıfı enerji verimliliğine sahip gerçek bir evi kısa sürede inşa edebilecek. ‘Evim yönetmeliklere uygun mu, ısıtma soğutma masrafım çok olur mu, projeyi kime çizdireyim, hangi malzemeleri seçmeliyim?’ diye düşünmeden inşaata başlayabilecek.” dedi.

Depreme dayanıklı konut dönüşümünü destekleyecek

Fethi Hinginar, Ytong Ev’in konuttaki dönüşüme destek olacağını belirterek “Ytong Ev projesiyle toplumda ortaya çıkan güncel bir talebi karşılarken, bir yandan da ülkemizin acil ihtiyacı olan, güvenli konut dönüşümüne katkı sunmayı amaçladık. Ytong Evlerin, ülkemizde depreme dayanıklı, enerji verimliliğini önceleyen güvenli konut dönüşümüne iyi bir model olacağını ve bu yöndeki çalışmalara katkı sunabileceğini düşünüyoruz.” dedi.


 Detaylı bilgi için ve ev modellerini incelemek için www.ytong.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.


11 Şubat 2021 Perşembe

Güvenilirlik eğitimi Maltepe’den başlıyor....

 



Güvenilirlik eğitimi Maltepe’den başlıyor


Maltepe Belediyesi’nin önderliğinde kentteki tüm gıda sektörüne pandemiye karşı güvenilirlik eğitim verilecek. Başkan Ali Kılıç eğitimlerin ücretsiz olduğunu belirterek, “Herkesin güvenilir eğitim sertifikasının olması daha güvenilir Maltepe için çok önemli bir adım olacak” dedi.


Belediye Maltepe’de virüse karşı güvenilirlik kalkanı oluşturuyor. Gıda sektöründe faaliyet gösteren işletmelere Maltepe Belediyesi’nin önderliğinde özel bir eğitim veriliyor. Online yapılacak olan eğitim ile ilgili program Güvenilir Ürün Platformu ve Unilever Ev Dışı Tüketim iş birliğiyle hazırlandı. Eğitim güvenli üretim, ürün ve tüketici güvenliği, sunum teknikleri, pandemide markalaşma ve iletişim  ile güncel mevzuat bilgilerini içeriyor.


Eğitimde İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Ticaret Borsası ile benzer bir eğitim çalışması yapan Güvenilir Ürün Platformu’nun sunumları ile Unilever Ev Dışı Tüketim’in 2016 yılından bu yana ev dışı tüketim sektörüne sunduğu ve gıda güvenliğinin her aşamasına odaklanan Güvenilir Eller eğitim programının dersleri de yer alıyor.

Eğitimler Güvenilir Ürün Platformu üyesi gıda mühendisi, ziraat mühendisi ve veteriner hekimler tarafından çevrimiçi olarak verilecek. Ayrıca “Pandemide Markalaşma ve İletişim” eğitimi Ekonomi Gazetecileri Derneği ve Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak tarafından interaktif olarak aktarılacak.


Eğitimlerle ilgili konuşan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, pandemiden en fazla gıda sektörünün etkilendiğini belirterek, “Yeni dönemde artık güvenilir olmak önem kazandı. Hijyen öne çıktı. Maltepe olarak lezzet konusunda zaten fark yaratmaya başlamıştık. Şimdi Maltepe olarak bakkal, fırın, gıda imalathanesi, lokantalarımız güvenilirlik konusunda bilgili olsun istedik. Bilginin paylaştıkça önemli hale geldiğini düşünerek bu eğitimleri başlattık. Kentimizdeki gıda sektörünün önünü açacak bir adım olacak. Virüse karşı güvenilirlik kalkanını ilk oluşturan biz olalım istedik. Bu kalkan esnafın işlerine katkı yapacak düşüncesindeyiz. Bu nedenle herkesin bu eğitime katılmasını öneriyoruz. Eğitimlerimiz çok önemli isimler tarafından ücretsiz olacak verilecek” dedi.


Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak, “İstanbul Avrupa ülkelerine uyum ve 2023 hedefleri kapsamında dünyanın en stratejik şehirlerinin başında geliyor. Biz de bu proje ile şehrimizdeki gıda işletmelerinde ürün güvenliği çalışmalarının yaygınlaştırılması ve COVID-19 ile mücadele kapsamında güvenli üretimin sağlanmasını amaçladık. İlik olarak Maltepe’yi seçtik. Maltepe en güvenilir kent açıklaması için ilk adımı atmış olacak. İstanbul ilçe belediyelerine kayıtlı gıda üreten ve satan tüm gıda işletmelerinin uluslararası standartların yanında TSE COVID-19 Güvenilir Ürün Standart ve Kılavuzu’na uyum sağlaması, ürün güvenliğinin dış ülkelerle rekabet edebilir düzeye ulaştırılarak ihracatın arttırılması, yeni pazarlara girişin kolaylaştırılması, şehir turizmine katkı sağlanması ile İstanbul’un ürün güvenliğinde üst noktalara taşınması projemizin temel amaçlarını oluşturuyor. Bu proje ile gıda sektöründe çalışan herkes ve her departmana özel içerikler hazırlayarak normalleşme sürecine geçişe katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Maltepe Belediyesi ile başlayan bu eğitimlere farklı belediye iş birlikleri ile devam edeceğiz” dedi.


Unilever Ev Dışı Tüketim Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz ise bu iş birliğiyle ilgili “Gıda güvenliği toplum sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Gıda güvenliğinin sağlanamamasından kaynaklanan hastalıklar insan sağlığı açısından oluşturduğu risklere ek olarak ekonomiye de ciddi yükler getirmekte ve turizm faaliyetlerine olumsuz etki edebilmektedir. Her 2 profesyonel mutfaktan 1’ine ulaşan Ev Dışı Tüketim olarak, markamızın ‘Destekle, İlham Ver, Geliştir’ amacı doğrultusunda ev dışı tüketim sektörünün gelişimine katkı sağlayacak adımların sorumluluklarımızdan biri olduğunu düşünüyoruz. Bu doğrultuda 2016 yılından bu yana “Güvenilir Eller” gıda güvenliği eğitimlerimizle profesyonel mutfak çalışanlarına ulaşıyoruz. Gıdaların hazırlanmasından, depolanmasına, hammaddelerin tüketim aşamasına ve denetimine kadar olan süreçte karşılaşılabilecek tehlikeler konusunda altı modülden oluşan bu eğitimimiz, 2020 yılında pandeminin ardından eklenen ‘Personel Hijyeni Önlemleri’ modülü ile COVID-19 salgınının normalleşme döneminde de şeflere destek oluyor. Bu eğitimler ile bugüne 63 bin 335 mutfak çalışanına ulaştık. Bugün ise ortak bir bakış açısı ve hedefler doğrultusunda çalışan Güvenilir Ürün Platformu’nun ev dışı tüketim sektörünün ilerlemesinde önemli bir rol oynayacak bu projeye katkı sağlamaktan mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.


BİR TIKLA GÜVENİLİRLİK SERTİFİKASINI AL

Her hafta İstanbul’un bir ilçe belediyesi ile gerçekleştirilecek online eğitimler 15 Şubat  tarihinde Maltepe Belediyesi ile başlayacak.  Ücretsiz eğitim projesine katılanlara güvenilirlik sertifikası verilecek. Gıda sektöründe faaliyet gösteren büyük küçük gözetmeksizin tüm işletmelere ve çalışanlarına açık olacak eğitim serisine www.guvenilirurunplatformu.com adresinden kayıt yaptırmak mümkün olacak.


DEDEMAN’DA İNSAN KAYNAKLARI DİREKTÖRÜ SEMA KAYACIKLIOĞLU OLDU...





Dedeman Hotels & Resorts International kadrosunu yeni isimlerle güçlendirmeye devam ediyor. Dedeman Hotels & Resorts International
İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevine deneyimli isim Sema Kayacıklıoğlu getirildi.  

Türk turizminin ilk uluslararası otel zinciri Dedeman Hotels& Resorts International’ın İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevine deneyimli isim Sema Kayacıklıoğlu atandı. Kayacıklıoğlu, 2’si yurt dışında olmak üzere toplam 17 oteliyle turizm sektöründe faaliyet gösteren Dedeman Hotels& Resorts International’ıntüm İnsan Kaynakları operasyonunun yönetilmesinden sorumlu olacak. 

Kocaeli Üniversitesi İşletme bölümü mezunu olan Sema Kayacıklıoğlu, 25 yıllık çalışma hayatına 1996 yılında Kibar Holding Hyundai Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.’de İnsan Kaynakları Yetkilisi olarak başladı. Kariyerine, 1999 yılında Diasis Diagnostik Sistemler San. Tic. A.Ş.’de İnsan Kaynakları ve Eğitim Sorumlusu olarak devam eden Kayacıklıoğlu, 2001 yılında T-System’de İnsan Kaynakları ve İş Geliştirme Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. 2003 yılında RixosHotels’de İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev alan Kayacıklıoğlu, 2010 yılında atandığı CrystalHotels’de İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalışmalarına devam etti. 2013 yılında Doğuş Holding D-ream’in İnsan Kaynakları Müdürü görevini üstlenen Kayacıklıoğlu sonrasında sırasıyla,2015 yılında Richmond International Hotel Management İnsan Kaynakları Direktörlüğü, 2017 yılında Elite World Hotels İnsan Kaynakları Koordinatörlüğü ve 2019 yılında Accor Hotels’de İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevlerini yürüttü. 


10 Şubat 2021 Çarşamba

Lidya Grup, bu yıl %40'ın üzerinde büyüme hedefliyor...

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz,

“2021 yılında %40’ın üzerinde büyüme hedefliyoruz”

2021 yılına başarılı bir başlangıç yaptıklarını kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi: 

“İşimizi seviyoruz ve çok iyi yapıyoruz. Temsil ettiğimiz Xerox, Epson, Efi, Sutec markalarını ülke genelinde başarıyla yönetiyoruz. Daima müşterilerimizin yanında yer alarak, hem teknoloji danışmanlığı yapıyoruz, hem proje finansmanı sağlıyoruz, hem çok güçlü olduğumuz satış sonrası servis hizmetimizde çözüm odaklı yaklaşıyoruz. Temsil ettiğimiz markalar, bilgi birikimimiz, tecrübemiz, organizasyon yapımız ve finansal gücümüz ile Türkiye’de lideriz ve Avrupa’nın sayılı birkaç firmasından birisiyiz. 2020 pandemiye rağmen, hedeflerimizin tuttuğu bir yıl oldu. 2021 yılına başarılı bir başlangıç yaptık ve bu yıl %40’ın üzerinde bir büyüme hedefliyoruz” dedi. 

Yöneticiler, Abant’ta buluştu 

Dijital baskı sektörünün lideri Lidya Grup’un, yönetim kurulu üyeleri, bölge yöneticileri, finans, satış, servis bölge yöneticileri, 19 - 20 Ocak 2021 tarihleri arasında Taksim International Abant Palace Hotel’de bir araya geldi. Lidya Grup ekibinden Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, Başkan Yardımcısı Sevim Yenici Öz, Satış Direktörü Adem Öz, İnsan Kaynakları ve İdari İşler Yöneticisi Betül Kayacık, Geniş Format ve Bayiler Müdürü Mehmet Döner, Servisten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Aykut Savbol, İstanbul Satış Müdürü Özge Öktem, İthalat Sorumlusu Aslı Arlı, Muhasebe Müdürü Nurettin İşlekter, İstanbul Servis Müdürü Nuri Can Muti, Ege Bölge Satış Müdürü Ertan Uzun, Batı Karadeniz Satış Müdürü Fatih Şıkkibar, Batı Karadeniz Satış Müdür Yardımcısı Tayfun Alkan, Konya Bölge Satış Sorumlusu Yunus Emre Kılıç, Antalya Bölge Satış Müdürü Fatih Özbeytemur’un aralarında bulunduğu yöneticiler katıldı. Toplantıda, 2020 yılı masaya yatırıldı ve 2021 yılı planları ve hedefleri  değerlendirildi. 

Yeni başarılara imza atma kararlılığımız yüksek 

Toplantıda, Lidya Grup’un 20 yıldır şartlar ne olursa olsun büyüyerek ve hedeflerine ulaşarak yoluna devam ettiğini ifade eden Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, şunları anlattı: 

“Kurulduğumuz günden itibaren daima büyüyoruz, yeni başarılara imza atma kararlılığımız yüksek ve hedeflerimize ulaşmak için sahip olduğumuz bilgi birikimi ve tecrübemizi ortaya koyuyoruz. Bu yıla güçlü bir başlangıç yaptık. Yeni ve çevik organizasyon yapımız sayesinde, ekonomik büyümenin de yardımıyla 2021 yılında hedeflerimize ulaşacağız. Yeni bir heyecan ve gayretle işimizi devam ettirirken, çalışanlarımız, müşterilerimiz ve ekosistemimizde yer alan tüm paydaşların memnuniyetini sağlayarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Birçok yeni projeyi de hayata geçirmeyi istiyoruz. Örneğin, önümüzdeki dönemde Türkiye geneline hizmet verecek merkezi call center projemizi hayata geçireceğiz. Böylece, ülke genelindeki müşterilerimize verimli ve hızlı bir şekilde hizmet vermeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

Temsil ettiği markalarda yeni ürün grupları üzerinde çalışıyor

Geçtiğimiz yıl yeni ürün grupları üzerinde çalışmalar yaptıklarını ifade eden Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti: 

“Geçen yıl pandemi sırasında pazarın daralması ve iş hacimlerindeki azalmadan müşterilerimizin daha az etkilenmesi ve satış kanallarının gelişmesine yardımcı olmak amacıyla, yeni ürün grubu üzerinde çalışma yaptık. Müşterilerimizin makine parkına değer katacak ve daha ekonomik maliyetlerle sahip olacağı konfigürasyonların olduğu modeller üzerinde çalıştık. Bu doğrultuda Sutec markamızı, inkjet geniş format baskı makinalarını pazarına sunduk. 90x60, 75x90, 110x150, 150x130 ve 3.20x2.0 gibi farklı baskı alanına sahip ürün gamı sayesinde çok yönlü üretim kapasitesi fırsatı sağlandı. Ayrıca, tekstil baskı sektörüne yüksek kalitede baskı imkanı sağlayan Sutec dijital tekstil makinalarını pazara sunduk. Bugün Lidya Grup temsil ettiği makineler ile müşterilerine tüm medya ve materyallere baskı yapma imkanını sağlıyor” dedi. 

Teknoloji yatırımları çok fazla ertelenemiyor ve yapılması gerekiyor 

Geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle yatırımların ertelenebildiğini kaydeden Lidya Grup Satış Direktörü Adem Öz, şunları söyledi: 

“Son yıllarda ve özellikle geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle yatırımlarda durağanlık oluştu. Ancak, işe yapılacak olan teknoloji yatırımları çok fazla ertelenemiyor ve yapılması gerekiyor. Sektörümüzde, işin geliştirilmesinde ve farklılık yaratmada, teknolojik makine parkuruna sahip olma olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Geçen yılın son çeyreğinden itibaren işlerimizde ciddi bir ivme yaşanıyor ve Lidya Grup olarak 2021 yılına güzel bir başlangıç yaptık. Geçtiğimiz yıldan itibaren özellikle endüstriyel baskı cihazları tarafında ciddi bir talep gerçekleşiyor ve talep bu yıl da devam edecek. Ayrıca bu yıl, son dönemlerde ertelenen işlerin de sonuçlanacağı bir yıl olacak. Firma olarak biz, şartlar ne olursa olsun işimize daima pozitif bakıyoruz, yeni fırsatlar oluşturuyoruz ve bu nedenle de hedeflerimize ulaşıyoruz. Örneğin geçtiğimiz yıl e-ticaret yapan işletmelerin işlerine, temsil ettiğimiz makineler ile değer katmaya devam ettik. Kısaca, müşterilerimizin iş süreçlerine artı değerler katabilme noktasında, ürün gamımıza yeni makineleri eklemeye devam edeceğiz. Genel olarak bu yılı değerlendirirsek, Xerox, Epson, Efi, Sutec markalarımızda, yeni başarılara imza atacağımız heyecan verici bir yıldayız” diye konuştu. 

Geçen yıl ertelenen talepler, bu yıl gerçekleşecek 

Geçtiğimiz yıla oranla bu yılın çok daha iyi geçeceğini ifade eden Lidya Grup İnsan Kaynakları ve İdari İşler Yöneticisi Betül Kayacık, şunları belirtti:   

“Dünyamız ve ülkemiz, geçtiğimiz yıl Mart ayı itibariyle etkisini gösteren Covid-19 salgınından olumsuz etkilendi. Firma olarak bu süreçte, yeni iş planlarımızı devreye alarak  geçtiğimiz yıl hedeflerimize ulaşma başarısını gösterdik ve merkez ofisimizin yanında bölgelerimiz ve bayilerimiz başarılı bir yılı tamamladı. 2021 yılının ise, geçtiğimiz yıla oranla, çok daha iyi geçeceğini düşünüyoruz. Gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı kurumlar, Türkiye ekonomisinin bu yıl %5 ve üzerinde büyüyeceğini öngörüyor. Uzmanlar, geçen yıl  pandemi nedeniyle ertelenen talebin, bu yıl yeniden devreye girebileceğini ve böylece yılın olumlu geçeceği değerlendiriyorlar. Lidya Grup olarak bizler, yeni bir heyecan içerisinde daha çevik ve daha etkin bir organizasyon yapımız ile 2021 yılına güçlü bir başlangıç yaptık. Satış kanalımızı tek çatı altında topladık ve organizasyonda düzenlemeler gerçekleştirdik. Ayrıca, önümüzdeki günlerde ülke geneline hizmet verecek merkezi call center projemizi hayata geçirmek için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.