28 Eylül 2016 Çarşamba

Kuru Bakliyat: “Ekonomiktir, açlığa çaredir, tok tutar, artımlıdır ve toprağı besler”



HABER-TALİN ŞİRİNPINAR


Mehmet Reis,
“Kuru bakliyatta üretimi 2 katına çıkarıp,
1,5 milyar dolar ihracat yapalım”

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Türkiye’nin önerisiyle, 2016 yılını Uluslararası Bakliyat Yılı ilan etti. FAO’nun raporlarına göre Türkiye, bakliyat üretimi yapılacak dünyadaki 4 ülkeden birisidir.
Ülkemiz,  bakliyat üretimine uygun toprak yapısına, yerli tohumlara, ekim bilgisine sahiptir ve ayrıca son 25 yılda dekar başına (kg) alınan verimlilikte, buğdayda %34, çeltikte (pirinç) %83, kuru fasulyede %104, nohutta %32, kırmızı mercimekte %64, son yıllarda ekimi azalan yeşil mercimekte dahi %56 artış yaşandı. Ancak diğer taraftan, T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, son 25 yılda kuru bakliyat ekili alanlarında %-66 düşüş; kuru bakliyat üretiminde %-46 azalma gözlendi.


Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, “Bu yıl, 2016 uluslararası bakliyat yılı. Dekar başına verimlilikte artış yaşanmasına rağmen, ekili alanlarda ciddi düşüş gerçekleşiyor. Bakliyat üretimi yapılacak topraklarımızı geri istiyoruz, daha fazla üretim yapmak için gerekli donanıma sahibiz” dedi.  


Reis Gıda Başkanı Mehmet Reis, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu yıl 1 milyon tonu geçecek kuru bakliyat üretimimizi, ekim alanlarını arttırıp, birkaç yıl içerisinde 2 milyon tona çıkartarak, 1.5 milyar doların üzerinde ihracat yapabiliriz. Bereketli Anadolu toprağımızda yerli tohumlar ile üretilen bakliyatımıza, dünyanın dört bir yanından yoğun bir talep var. Kuru bakliyatta söz sahibi olabilmek için, öncelikle genç nüfusu tarımda çalışmaya teşvik etmeliyiz; yerli tohumlarla üretimin yapılmasını sağlamalıyız; mazot ve gübre desteğinin yanında ürün destekleme primini sürdürmeliyiz ve üretim planlanması çalışmalarına devam etmeliyiz. Böylece, ülkemizi en sağlıklı şekilde besleyerek obeziteden koruruz. Diğer yandan ‘açlığa çare’ olan bakliyatı ihraç ederek; dünyayı sağlıklı ürünlerle doyurup, ülkemize döviz girdisi sağlarız” diye konuştu.

Mercimek ve pirinçte fiyatlar düştü;
Nohut ve kuru fasulyenin fiyatı, hasadın tamamlanmasıyla netleşecek

2016 yılı kuru bakliyat üretiminde, geçtiğimiz yıla oranda %5 artışın olacağını ifade eden Mehmet Reis, şunları kaydetti:
“Kırmızı mercimeğin hasadı yapıldı ve geçtiğimiz yıla oranla %15 rekolte artışıyla 400 bin tonu buldu. Kırmızı mercimekte, hasat öncesine oranla, %20 fiyat düştü. Yeşil mercimek rekoltesi, iç pazarın talebini karşılayacak düzeyde değildir, ancak bu yıl, bir önceki yıla oranla üretimde bir artış sağlandı ve bu ilerisi için umut vaat ediyor. Nohut ve kuru fasulye hasadı başladı ve rekoltenin geçen yıl ile aynı oranda olacağı belirtiliyor. Kuru fasulyede %5, nohutta %15 fiyat artışı oldu. Çeltik (pirinç) hasadına başlandı ve bu yıl geçen yıla oranla %5 rekolte artışı olacağı söyleniyor. 2015 yılına göre, bu yılın ilk çeyreğinde pirincin fiyatı %20 düştü. Bu arada ülkemiz çeltik üretiminde son yıllarda ciddi bir artış gerçekleşiyor. 1990’lı yıllarda iç pazarın pirinç talebinin yaklaşık %60’ı ithal iken, 2015’e geldiğimizde ithalatın oranı %25’e geriledi. Geçmişte 3 çeşit pirinç ekimi yapılırken, günümüzde başta Cammeo pirinci olmak üzere 14 çeşit pirinç ekimi yapılıyor. Buğdayda ise, Türkiye İstatistik Kurumu 2016 yılı bitkisel üretim birinci tahmininde bir önceki yıla göre buğday üretiminin %9,3 oranında azalacağı tahmin edilmekle birlikte, içi tüketimi karşılayacak kadar üretim yapılmaktadır” diye konuştu.  

Kuru Bakliyat: “Ekonomiktir, açlığa çaredir, tok tutar, artımlıdır ve toprağı besler”

Reis Gıda tarafından; Nielsen Türkiye araştırma şirketine, Devlet Planlama Teşkilatı ve TÜİK’in belirlemiş olduğu düzey1’i kapsayan 12 ilde, yemek yapmaktan sorumlu 20-65 yaş arası 1024 kadın tüketicinin katılımıyla “Beslenme ve Kuru Gıda Tüketim Alışkanlıkları & Marka Sağlığı Araştırması”  2015 yılında yaptırıldı.
Ankete katılan kadınlara, ‘-Birleşmiş Milletler (BM), 2016’yı neden Uluslararası Bakliyat Yılı seçmiştir?’ sorusunun da sorulduğunu anlatan Mehmet Reis, şunları söyledi:
“Kadınların, %57’si bakliyatın ekonomik bir ürün olduğunu; %49’u bakliyatın açlığa çare olduğunu; %47’si bakliyatın tok tuttuğunu; %38’i bakliyatın artımlı olduğunu; %19’u bakliyatın toprağı beslediğini söyledi. Çıkan bu sonuç, kadınlarımızın bakliyat konusunda ciddi bir bilgiye sahip olduğunun ispatıdır” dedi.
Nielsen Türkiye’ye, 2009 yılında yaptırılan araştırma sonucunda obezite riskini gördükten sonra Reis’in obezite mücadelesinin başladığını açıklayan Mehmet Reis, son araştırma sonuçlarına göre de, bitkisel protein kaynağı olan kuru bakliyatın dünyada açlığa çare olacağını ve ekonomik bir temel gıda maddesi olduğunu sürekli gündemde tutacaklarını belirtti.

Küresel gıda krizine karşı, kuru bakliyat en etkin çaredir

Artan dünya nüfusuyla birlikte, gıda ihtiyacının da artmakta olduğuna dikkat çeken Mehmet Reis, şunları anlattı:
“Birleşmiş Milletler (BM)’nin 2015 yılı raporuna göre, dünyadaki aç insan sayısı 800 milyonu geçti. 2015 yılında 7 milyar 300 milyonu aşan dünya nüfusunun, 2050 yılında 9 milyarı geçeceği tahmin ediliyor. Uzmanlar, artan nüfusla birlikte, 2050 yılında 2 katı gıda üretimine ihtiyaç olacağını vurguluyor. Kısaca, önlem alınmadığı takdirde, gelecek yıllarda birçok gıda ürününün eksikliğinden ve hızla artan gıda fiyatlarından, bugünden daha fazla ve çaresizlik içerisinde bahsedebiliriz. Altını çizerek bir kez daha vurgulamak isterim ki, hiçbir ülke beslenmek gibi yaşamsal bir konuyu ‘-nasıl olsa ithal ederim’ diyerek, başka bir ülkeye ihale edemez. Her ülkenin kendi topraklarında, stratejik olan ürünlerinde, iç tüketimini karşılayacak kadar tarım üretimini yapması zorunludur. Kuru bakliyat, küresel gıda krizine karşı en etkin çaredir” diye konuştu.
 

Reis, 7 yıldır Obezite ile mücadele ediyor

Reis olarak, 1993 yılından itibaren birçok projenin içerisinde yer aldıklarını ve almaya devam ettiklerini kaydeden Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, şunları söyledi:
“Türk Kızılayı, Çocuk Esirgeme Kurumu, Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, Sokak Çocukları, Kadın Sığınma Evleri gibi, birçok kuruma ve çeşitli projelere, 23 yıldır destek vermekteyiz. Nielsen ile 2009 yılında yaptığımız araştırma sonucunda, toplumdaki obezite riskini gözlemledik ve obezite ile mücadele kararı aldık. Reis olarak, 7 yıl önce Obeziteye karşı mücadeleyi başlatan ilk firma olmaktan çok büyük bir onur duyuyoruz. 2009 yılında Abur Cubur Olacağı Budur” ile başlayan “Obezite Önlenebilir” kampanyamız, ardından “Abur Cubura Karnımız Tok” ile devam etti. 2015 yılında başlatılan “Ev Yemeği Sofrada, Hesap Ortada” kampanyamız ile 4 kişilik- 4 çeşit ev yemeği menülerinin fiyatlarının 15 TL ve 16 TL arasında değiştiğini belirttik. Ev yemeğinin sağlıklı ve ekonomik olduğuna dikkati çektik ve çekmeye devam edeceğiz. 2016 yılında Nielsen araştırma verisine göre, Reis’in; pirinç ve bakliyat kategorisinde en güvenilen lezzet, en çok tercih ve tavsiye edilen marka olduğu verisine bir kez daha ulaştık. Bu yılki kampanyamızda ‘Reis olsun, afiyet olsun’ diyerek; hem bakliyatın sağlıklı beslenmedeki rolünü, hem de ailece sofrada buluşmanın önemine dikkat çektik. Reis olarak toplumsal projelere katkı sağlayarak; ülkemize olan vefa borcumuzu ödemeye çalışıyoruz. Reis firması varolduğu sürece, toplumsal sorumluluk projelerimiz de devam edecektir” şeklinde konuştu.
Bakliyat, sağlığa dost, hastalığa şifa olur

Baklagillerin, Türk mutfağının vazgeçilmez gıdası olduğunu ifade eden Diyetisyen Duygu Cebeci, şunları belirtti:
“Baklagiller; bitkisel protein, kaliteli karbonhidrat içermesi ve besin çeşitliliği ile sağlığa dost, hastalıklara şifa olur. Özellikle son yıllarda çoğu ölümcül hastalıkların öncüsü haline gelen Obezitenin tedavisinde, tercih ettiğimiz besin grubunun başında yer alır. Satın alma gücü açısından ekonomik olması da, obezite mücadelemizde her bütçenin faydalanabilmesi açısından kolay ulaşılabilir gıdadır. Bunun yanında, toprak erozyonunu engelleyici ve toprağı iyileştirici rolü ile de tarım toprağını koruyucudur.  Bakliyatların, topraktan tabağa herhangi bir katkı maddesine ve işleme maruz kalmadan gelmesi de, kansere karşı koruyucu, sağlığa yararlı ve doğala özdeş gıda ürünü olduğunu göstermektedir. Bu nedenle de baklagiller, öğünlerimizde sağlıklı beslenme için sık tüketmemiz gereken gıda olarak yerini almalıdır” dedi.

Türk kadınlarının 4’te 1’i kendini kilolu olarak tanımlıyor

Reis Gıda tarafından, Nielsen Türkiye firmasına Devlet Planlama Teşkilatı ve TÜİK’in belirlemiş olduğu düzey1’i kapsayan 12 ilde, yemek yapmaktan sorumlu 20-65 yaş arası 1024 kadın tüketicinin katılımıyla “Beslenme ve Kuru Gıda Tüketim Alışkanlıkları & Marka Sağlığı Araştırması”  2015 yılında yaptırıldı.
Türk kadınlarının 4’te 1’nin (%26) kendisini kilolu olarak tanımladığını kaydeden Nielsen Türkiye Müşteri Çözüm Ortağı Satış Etkinliği Alışverişçi ve Sadakat Araştırmaları Lideri Elçin Deryal, her 3 kadından 1’nin (%37) kilo vermeye çalıştığını belirterek, şunları söyledi: “Kilo vermek içinse; %38’i daha küçük porsiyonlar tüketmek; %35’i tatlıyı daha az tüketmek; %35’i hareket miktarını arttırmak; %29 yağlı gıdaları daha az tüketmek; %28 daha çok su tüketmek; %25 fast-food gıdaları daha az tüketmek; %22 karbonhidratlı gıdaları daha az tüketmek; %12 bakliyat ürünlerini daha çok tüketmek gibi yanıtlar  verildi” dedi.

Her 10 kadından, 8’i her gün yemek pişiriyor

Her 10 kadından 8’nin her gün evde yemek pişirdiğini belirten Elçin Deryal, şunları kaydetti: “Araştırmaya katılan kadınların %98’i evde yapılan yemek daha sağlıklı diyor; %96’sı evde yapılan yemek daha ekonomik diyor; %94’ü evde yapılan yemek daha lezzetli diyor. Ancak her 10 kadından 7’si, ev yemeği daha zahmetli diye belirtiyor” diye konuştu. Ayda 4 kere dışarıdan eve yemek siparişi verildiğini anlatan Elçin Deryal, hanelerin %87’nin dışarıda yemek yediğini de belirtti.

Reis, pirinç ve bakliyat kategorisinde en çok bilinen markadır

Nielsen Türkiye’nin araştırma verilerine göre Reis; pirinç ve bakliyat kategorisinde en güvenilen lezzet, en çok tercih ve tavsiye edilen marka oldu.  2000 yılından itibaren Nielsen Türkiye’ye yaptırılan araştırma sonuçlarına göre, Reis pirinç ve bakliyatta daima liderliğini koruyarak, pazardaki en güçlü ve en değerli marka imajını sürdürmeye devam etti.  Nielsen’in Winning Brands Modeline göre, Marka Değer Endeksi 3’ün üzerindeki markalar, pazardaki güçlü markalar olarak kabul ediliyor. Kuru gıda kategorisinde 3,0 puan alan tek marka olan Reis, en güçlü marka olarak öne çıkmaktadır.


26 Eylül 2016 Pazartesi

“OT” 23 EYLÜL’DE SİNEMALARDA…


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




TERÖRÜN ETKİLERİNE ATIFTA BULUNAN  “OT”  FİLMİ 23 EYLÜL’DE VİZYONDA!
Ülkemizde 1999 yılı öncesi yaşanan terörizmin özellikle Anadolu insanının hayatına etkilerini konu alan “OT” Filmi, 23 Eylül’de vizyona giriyor. Yapımcılığını ALTINYAPRAK Film-Erol Koçan,  Burak Donay ve Erkay Yavuz’un üstlendiği, yönetmenliğini Burak Donay’ın yaptığı filmin başrollerini Erkay Yavuz, Melike Kurt ve Erol Koçan’ın paylaşıyor.  Film, geçimini borçlanarak satın aldığı eşeği ile birlikte dağlardan topladığı şifalı otlarla sağlayan, diğer taraftan kısıtlı imkânlarıyla çocuklarını okutmaya çalışan bir köylünün verdiği yaşam mücadelesini anlatıyor.


ANA KARAKTER: ZEYTİN
Yapımcılığını ALTINYAPRAK Film-Erol Koçan ile birlikte Burak Donay ve Erkay Yavuz’un yaptığı, yönetmenliğini Burak Donay’ın üstlendiği filmin başrollerini Erkay Yavuz, Erol Koçan ve Melike Kurt paylaşıyor. 1999 yılında Anadolu köy mezrasında yaşayan bir ailenin hikâyesini anlatan film, güneydoğuda iki ateş arasında kalan halkın yaşadığı sıkıntılara da atıfta bulunuyor. Çekimleri yapımcının kendi memleketi olanTokat’ın Reşadiye ilçesinde yapılan ve bölge halkınında rol aldığı filme damga vuran oyuncu ise ‘Zeytin’ adlı eşek oldu. Filmin ana karakterleri niteliğinde olan ve set ekibinin maskotu haline dönüşen ‘Zeytin’, 5 hafta süren çekimler boyunca kendisine tahsis edilen kamyonet vasıtasıyla film ekibine eşlik etti. Çekimler sırasında hiç zorluk çıkarmayan  ‘Zeytin’   oyunculuk sınavından geçer not aldı.

İKİ ATEŞ ARASINDA…
Senaryosu  Erkay Yavuz’un kaleminden çıkan filmin konusu özetle şöyle: 1999 yılında bir Anadolu köy mezrasında yaşayan Şeref, kas erimesi hastası karısı ve 3 çocuğunu dağlardan topladığı şifalı otlarla geçindirmeye çalışmaktadır. Kendisini yaşama bağlayan en büyük umudu çocuklarının okuyup kurtulmalarıdır. Uzakta olan okula çocukları yorulmadan ve vaktinde yetiştirebilmek için, eşek almaya karar verir ve satıcıyı dinleyip kredi kartı alarak eşek alır. Bu borcu ödemenin tek yolu yüksek dağlara çıkıp, pahalı olan Gulik otu toplamaktır, ancak buna ne asker ne de bölgede mevzilenen terörist izin vermez. Başka çaresi olmadığını bilerek kendini iki ateş arasına atacaktır.
JALE KİBRİTÇİOĞLU VE ALİ AKAÇÇA İMZASI
AJ Müzik Prodüksiyon ortakları Jale Kibritçioğlu ve tanınmış müzisyen Ali Akaçça'nın müziğini yaptığı Dram türündeki 98 dakikalık Ortak yapım olan filmin yapımcılıklarını ALTINYAPRAK Film ile birlikte GSA Film ve Tiyatro Yansıma üstleniyor.

25 Eylül 2016 Pazar

BW PLUS The President Hotel, 16 şehirde tanıtım atağına geçti...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




BW PLUS The President Hotel, 16 şehirde tanıtım atağına geçti

Komşu ülkelerdeki 16 şehirde, 
tanıtım ve pazarlama çalışmaları yapıyor  

BW PLUS The President Hotel, komşu ülkelerde tanıtım ve pazarlama atağına geçti. Almanya, Makedonya, Hırvatistan, Slovenya, Rusya, Ukrayna, Arabistan, Türkmenistan, Kazakistan gibi komşu ülkelerdeki 16 şehirde tanıtım ve pazarlama çalışmalarını arttıran BW PLUS The President Hotel, İstanbul destinasyonunu ve ülkemizi tanıtmaya devam ediyor. 
Bu yıl turizmde yaşanan olumsuzluk karşısında, moral bozmak yerine daha fazla çalıştıklarını kaydeden BW PLUS The President Hotel Genel Müdürü Atakan Altuğ, “Seyahat acentaları ve kurumsal şirketlere yaptığımız ziyaretleri arttırdık. Fuarlara, toplantılara ve workshoplara katılmaya devam ettik. Ekip olarak sahaya indik, işleri kovalıyoruz. Bu dönemde, oturan iş alamaz” dedi. 
Komşu ülkelerdeki tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini arttırarak sürdürdüklerini anlatan Atakan Altuğ, yapılan çalışmaların olumlu geri dönüşlerini almaya başladıklarını söyledi. Genel Müdür Altuğ, THY ve uçak şirketlerimizin uçtuğu her yere tanıtım gerçekleştirmeye çalıştıklarını kaydetti. 

Yılın ilk 8 ayında, yüksek doluluğa ulaşan tesislerden birisi oldu 

Otel olarak yılın ilk 8 ayında, yüksek doluluğa ulaşan tesislerden birisi olduklarını ifade eden Atakan Altuğ, şunları söyledi: 
“İstanbul turizminde, daralma yaşamaktayız. Bu yıl yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, otel olarak yılın ilk 8 ayında, Tarihi Yarımada bölgesinde yüksek doluluğa ulaşan tesislerden birisi olmayı sürdürüyoruz. Bu başarıda; yurtiçi ve yurtdışında katıldığımız toplantıların, tanıtım-pazarlama çalışmalarının ve ekip olarak var gücümüzle çalışmamızın rolü büyüktür. İstanbul’un yanı sıra, Ankara, İzmir, Ordu,  Rize, Adana gibi diğer illerimize ziyaretler yapmaktayız” diye konuştu. 

Eylül ile birlikte fuarlar başlıyor; rotayı fuarlara çeviriyor 

Eylül ayıyla birlikte yurtiçi ve yurtdışı fuarların başladığını anlatan Atakan Altuğ, ekip olarak rotayı fuar ve toplantılara çevirdiklerini belirtti. Fuarlarda ve workshoplarda aktif olmayı planladıklarını kaydeden Atakan Altuğ, konuşmasına şöyle devam etti: 
“Yurtiçi ve yurtdışındaki turizm fuarları ve workshopların yanı sıra; yurtiçindeki sektörel fuarlara da katılacağız.  Otelimizi, İstanbul’u ve ülkemizi tanıtmak için, birçok organizasyonda yer alacağız” dedi. 

Haftasonları, düğünlere ev sahipliği yapıyor 

Otel olarak bu yıl, hemen hemen her haftasonu düğünlere ev sahipliği yapmakta olduklarını anlatan Atakan Altuğ, her 10 kişiden 8 kişinin tavsiye üzerine BW PLUS The President Hotel’i seçtiğini söyledi. Düğün organizasyonu konusunda ciddi bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olduklarını ifade eden Atakan Altuğ, şunları kaydetti: 
“Otel olarak, 27 yıldır turizme hizmet veriyoruz ve bu zaman diliminde sayısız düğüne başarıyla imza attık. Başarımızın öncelikli nedenlerinden birisi, yıllardır birlikte çalıştığımız deneyimli bir ekibe sahip olmamızdır. Nitekim otelimizde bir düğüne katılan kişiler; aldıkları hizmet, yemeklerin lezzeti ve servisi, Marmara Denizi manzaralı 370 kişilik salonu olması vs nedenlerden dolayı, çevresine tavsiye ediyor. Düğün için kulaktan kulağa tavsiye edilen ve seçilen bir otel olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 


Uyumsoft lisans ücretlerini sıfırladı; İş dünyasına moral oldu ...




HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Uyumsoft lisans ücretlerini sıfırladı; 
İş dünyasına moral oldu 

Lisans ücretlerini sıfırlayan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ firması, iş dünyasına 3 milyon Euro’luk destek olacak. Uyumsoft’un lisans ücretlerini sıfırlaması, iş dünyasına moral oldu. 
Kahramanlık destanı yazan Milletimize ve işletmelere, bir destekte Uyumsoft’tan gelmişti. Ülkemizin, Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) ve iDönüşüm (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-Bilet)’de milli yazılım firması Uyumsoft, “Lisans ücretlerini sıfırladık, Daha Güçlü Türkiye için.” kampanyasını başlatmıştı.  
Kampanyanın 21 Ekim 2016 tarihine kadar devam edeceğini kaydeden Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi: 
“Uyumsoft olarak bize düşen milli görev; daha güçlü bir Türkiye ve ekonomi için, işletmeleri desteklemektir. Uyumsoft olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin milli ekonomisinin direği olan iş dünyasının daima yanındayız” dedi. 

Güçbirliği yaparak, yeni fırsatlar oluşturabiliriz 


Güçbirliği yaparak, yeni fırsatların oluşacağını anlatan Mehmet Önder, konuşmasına şöyle devam etti: 
“Uyumsoft olarak, çalışanlarımız ve eko-sistemimizde yer alan firmalar ile güçbirliği yapmaktayız. Milli ve güvenilir iş ortağınız olarak; daha güçlü özel sektör işletmelerinin olması için firmaların bilgi sistemlerini (ERP, HRM, CRM, İş Zekası, e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-Bilet vb.) kurmaya devam edeceğiz. Daha çok çalışarak, hem iş dünyasını destekleyeceğiz; hem bulunduğumuz coğrafyada global bir marka olma yolunda ilerleyeceğiz” diye konuştu. 


İş’te Uyum destek paketi:
–Yeni müşteriler için, ERP lisans ücretlerini sıfırladı.
–Mevcut müşterilerin, yeni talep edeceği lisans ücretlerini sıfırladı.
–Uyumsoft e-Fatura sistemine geçen yeni müşterilerden, yılsonuna kadar e-Defter ve e-Arşiv ücreti alınmayacaktır.
–Mevcut e-Fatura müşterilerinden, e-Arşiv uygulamasını geçiş yapmak isteyenlerden yılsonuna kadar e-Arşiv ücreti alınmayacaktır.

“Milli ve Güvenilir İş Ortağınız Uyumsoft ile İşler Takipte”

Fuarların başlamasıyla, İstanbul turizminde yüzler gülecek...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Fuarların başlamasıyla,
İstanbul turizminde yüzler gülecek

Yılın son çeyreğinde, fuarların başlamasıyla İstanbul turizminde yüzler gülecek. Eylül, Ekim ve Kasım aylarında İstanbul’da yapılacak fuarlar, turizmcilere azda olsa nefes aldıracak.
Fuarlarla birlikte dolulukların artacağını kaydeden Kaya Ramada Plaza Hotel İstanbul Genel Müdürü Murat Arslan, “Yılın ilk 8 ayında durağan bir dönem geçirdik. Bölgemizde ilk 8 ayın doluluk ortalaması %40 - %45 civarında oldu. Eylül ayının son haftasıyla başlayacak fuarlar, Ekim ve Kasım aylarındaki doluluklarda ciddi artışlar sağlayacak” dedi.
Konaklayanların %70’e yakınının yerli misafir olduğunu belirten Murat Arslan, fuar için Avrupa, Uzakdoğu, Ortadoğu gibi dünyanın dört bir yanından gelen konukları misafir etmekte olduklarını söyledi. 2017 yılının, 2016 yılına göre daha iyi bir yıl olacağını umut ettiklerini ifade eden Murat Arslan, şunları söyledi: “İstanbul olarak, bu yıl ciddi sıkıntılar yaşadık ve tüm sıkıntıların üstesinden en iyi şekilde gelmeye çalışıyoruz. 2017 yılı, kesinlikle turizmde daha iyi bir yıl olacaktır. Özellikle Büyükçekmece - Esenyurt bölgesindeki otellerin doluluklarında, fuarların etkisi büyüktür. 2017 fuar sayılarının artmasını ve biran önce fuar tarihlerinin netleşmesini umut ediyoruz” diye konuştu.

Sanayi bölgelerine ziyaretler yapıyor

Turizmde yaşanan daralma karşısında moralleri bozmadan, daha fazla sahada olduklarını anlatan Murat Arslan, Beylikdüzü, Haramidere, Esenyurt ve İkitelli başta olmak üzere, bölgedeki Organize Sanayi Bölgelerindeki fabrikaları ziyaret ettiklerini söyledi. Özellikle doluluklarda ciddi düşüşlerin yaşandığı Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında sanayi bölgelerinden gelen konukları ağırladıklarını kaydeden Murat Arslan, aynı zamanda Büyükçekmece başta olmak üzere, bölgedeki spor kulüplerini misafir ettiklerini belirtti.

Türkiye genelinde 15 binden fazla kayıt dışı ev bulunuyor

Esenyurt’ta son yıllarda yeni otellerin açılmakta olduğunu da anlatan Murat Arslan, bölgenin turizmde bir cazibe merkezi olmadığını ve fuar tarihleri dışında hedeflenen dolulukların yakalanmasının zor olduğunu söyledi.
Esenyurt bölgesinin en büyük sorununun, çoğunluğu bu bölgede bulunan kayıt dışı evlerin günü birlik kiralanması olduğunu vurgulayan Murat Arslan, şunları kaydetti:
“Türkiye genelinde, 15 binden fazla kayıt dışı ev bulunuyor. Bu evler, kaçak olarak günü birlik kiraya veriliyor. Bu sayının da, ne yazık ki 10 bine yakını Esenyurt ve civarında bulunuyor. Nitekim gelişen bu pazardan haksız ve eşit olmayan koşullar ile pay almak isteyenlerin sayısı, son yıllarda hızlı bir artış gösterdi. Herhangi bir denetimin ve kontrolün olmaması sonucunda da, yaşanmakta olan üzücü olayları basından öğrenmiş oluyoruz. Bu konuda, Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB)’un önemli girişimleri oldu. Yetkililerden, kayıt dışı olarak günü birlik kiraya verilen bu evlerin de, acil olarak kontrol altına alınmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

 

20 Eylül 2016 Salı

Kış mevsimine girmeden, kalorifer ve tesisat bakımı yaptırılmalıdır

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Kış mevsimine girmeden,
kalorifer ve tesisat bakımı yaptırılmalıdır

Yazın son günlerine yaşıyoruz. Önümüz sonbahar ve ardından kış mevsimi geliyor.
Isıtma ve Soğutma Teknikeri Cengiz Avcı, yılda bir kere muhakkak kalorifer ve tesisat bakımının yaptırılması gerektiğini vurguladı. 22 yıldır Türkiye ve Rusya’daki büyük inşaat projelerinde görev yapan Cengiz Avcı, ülkemizde kombi ve doğalgaz - suyu taşıyan tesisata, yılda bir kez bakım yaptırılması bilincinin henüz yeterince yerleşmediğini söyledi.

50 TL’ye malzeme çantası alan, tesisatçı olmasın

Mahalle aralarında, camlara ve duvarlara asılan kağıtlarda tesisatçı ilanlarının olduğuna dikkat çeken Cengiz Avcı, 50 TL’ye malzeme çantası alanların ‘tesisatçıyım’ diye piyasada gezmekte olduğunu söyledi.
Konutlara ve iş yerlerine; ısıtma ve soğutma işinde uzman kurumsal firmalardan usta çağırılması gerektiğini ifade eden Cengiz Avcı, şunları söyledi:
“Bugün cebinde 50 TL parası olan, bir tesisat çantası alarak, yarın piyasaya tesisatçıyım diye çıkabiliyor. İşsiz insanlar, birkaç kez gördüğü tesisat işini yapabilirim diye işe koyuluyor ve bu yüzden evler - işyerleri delik deşik olabiliyor. Oysa, her meslek gibi tesisatçılık bir uzmanlık işidir. Tesisatçıyım diyen kişinin ‘Ustalık Belgesi’ olması lazımdır. Kurumsal firmalardan iyi bir usta bulunmalıdır; sokaktan geçen tesisatçılar da kesinlikle konutlara ve iş yerlerine alınmamalıdır” diye konuştu.

‘Hezarfen Ahmed Çelebi İstanbul semalarında...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Hezarfen oyununun Kurban Bayramı versiyonu ile
İstanbul semalarında maceralı bir bayram yolculuğuna hazır mısınız?
 
‘Hezarfen Ahmed Çelebi’ ile
bayramda maceralı bir yolculuk

Hezarfen ile İstanbul semalarında, bayramda maceralı bir yolculuğa çıkıyoruz.
Fes Oyun Stüdyosu tarafından tasarlanmış 3D bir mobil ürünü olan Hezarfen; sizleri, İstanbul semalarında maceralı yolculuğa davet ediyor. “Hezarfen İstanbul Semaları oyunu”; yazılım, danışmanlık ve iDönüşümde ülkemizin lider firmalarından Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ firmasının start-up olarak desteklediği projelerden birisidir. 7 trilyona yakın haritanın yer aldığı oyun, Kurban Bayramının öncesinde, bayram versiyonunu çıkardı. Sokaklardaki kurban satış yerlerinde, kurbanlıklar ve sahipleri ile maceraya var mısınız?

Hezarfen oyunu, iOS ve Android'i destekliyor
 


Popüler 2 mobil platform olan iOS ve Android'i destekleyen Hezarfen oyunu hakkında bilgi veren Fes Oyun Stüdyosu sahibi ve yöneticisi Mehmed Fatih Gezen, şunları söyledi:
“Projemiz Hezarfen: "İstanbul Semalarında" 17. yüzyıl İstanbul'unda (suriçi) geçen, bu bölgeleri (Sultanahmet, Ayasofya, Fatih Camii vs.) 3 boyutlu olarak tasvir eden bir sonsuz koşu (Endless-Run) oyunudur. Oyunumuzun ana karakteri, tarihte uçan ilk insanlardan olan "Hezarfen Ahmed Çelebi"dir. Oyunda, Hezarfen bir süper kahraman ve bir çizgi roman kahramanı olarak tasvir edilmiştir. Henüz 20’li yaşlarında olan Hezarfen, uçmaya merak salmıştır ve bunun için kendine kanatlar yapar. Oyun, Hezarfen Ahmed Çelebi’nin Üsküdar’a olan uçuşundan sonra başlar. Hezarfen, artık kendini iyice geliştirmiştir ve uzun mesafelere uçabilmektedir. Dahası kanatlarının altında topladığı sıcak hava dolu balonları ve basınçla yükseklere tırmanabilmektedir” dedi.

Çocuklar için ideal bir oyun, şiddet unsuru barındırmıyor

Mehmed Fatih Gezen, konuşmasına şöyle devam etti:
“Oyun, Hezarfen Ahmed Çelebi’nin, İstanbul’un en büyük ve heybetli kuşları martılardan kaçarak, İstanbul sokaklarında uçması şeklinde özetlenebilir. Martılar, ortaya çıkan bu yeni rakiplerinden oldukça rahatsızdır. Hezarfen’i düşürmek için ellerinden geleni yaparlar. Hezarfen Ahmed Çelebi onlardan fırsat bulduğu sürece gökyüzünde, fırsat bulamadığı sürece uçuşuna şehir içinde devam eder.  Oyunda hiçbir şekilde şiddet unsuru bulunmamaktadır ve bu durum da oyunu çocuklar için ideal hale getirmektedir” diye konuştu.

 Milli ve manevi değerlere sahip oyun tasarlandı

Türk oyun sektörünün yeni yeni kurulmaya başladığını da ifade eden  Mehmed Fatih Gezen, şunları anlattı:
“Milli ve manevi değerlere sahip oyunlar yapma hedefi ile 3 arkadaşım ile (Cihad Doğan, Ahmed Choeib, Talha Gülen) birlikte şirketimizi kurduk. Yukarıda da belirttiğim gibi, bizim bu işe girme sebebimiz, çocuklarımıza dışarıdan pompalanan kendi milli ve manevi değerlerimize aykırı olan oyunlara olan talebi azaltarak; kendi milli ve manevi değerlerimizi içeren oyunları yapmaktı. Hezarfen oyunumuzda, Türkçe, Arapça, Urduca (Pakistan- Hint), Malayca (Malezya) ve İngilizce dilleri mevcuttur” şeklinde konuştu.

11 Eylül 2016 Pazar

‘Markaların kaderi, mağaza içinde yazılıyor,

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Markaların kaderi mağazalarda yazılıyor. Her 10 kişiden sadece 2’si, mağazaya girdiğinde sürekli kullandığı markayı satın alıyor...

Alışverişçilerin %70’i,
satın alma kararını mağaza içerisinde veriyor

‘Markaların kaderi, mağaza içinde yazılıyor’ diyerek sözlerine başlayan REM People Yönetim Kurulu Üyesi Emre Haraççıoğlu, şunları söyledi: “Yapılan araştırmalarda, alışverişçilerin %70’i, satın alma kararını büyük oranda mağazanın içinde veriyor. Alışveriş kararları mağaza içerisinde verildiğine göre, markaların mağazalardaki görünürlük başarısı büyük önem kazanıyor. Pazarlamacılar, mağazalardaki marka imajını güçlendirmek için daha akılcı ve hedefe yönelik programlar geliştirmelidir ve bu programlar güçlü tanzim teşhir uygulamalarıyla desteklenmelidir” dedi.

Markalar, alışverişçilere mağazada dokunduğu oranda başarılı oluyor

Hangi marka ürün satın alınacağı kararının büyük oranda mağaza içerisinde verildiğinin altını çizen Emre Haraççıoğlu, şunları kaydetti:
“Alışverişçilerin %70’i plansız alışveriş yapıyorsa, geriye kalan %30 gibi hala alışverişini planlayan bir kitle var. Fakat bu oran, yanıltıcı olmasın. Planlı alışveriş yapan yaklaşık %30’luk kitle, sadece ihtiyacına göre ne alacağını belirliyor. Hangi marka ürünü satın alacağının kararını ise, büyük oranda mağazada veriyor. Planlı alışveriş yapan %30’luk bölümün, %10’u ise mağazadaki alışveriş sırasında almayı planladığı markayı değiştirebiliyor. Bu durumda, her 10 kişiden, sadece 2 kişi mağazaya girdiğinde sürekli kullandığı markayı satın alıyor” diye konuştu.

Tüketicinin gözünün önünde olan ürünler, alışveriş sepetine giriyor

Markaların etkin görülebilir olmasının önemine vurgu yapan Emre Haraççıoğlu, şunları anlattı:
“Alışverişçilerin %20’den fazlası, mağazaya girdiğinde daha önce hiç planlamadıkları ürünleri alarak çıkıyor. Nitekim her 4 kişiden 1’i, o anda rafta ya da diğer teşhir alanlarında kendisine en çok görünen ürünü satın alıyor. Alışverişçilerin %60’dan fazlası da, hangi markadan ne kadar alacağına mağazanın içinde karar veriyor. Kısaca, mağazalardaki markalar, etkin görülebilirlik sağlandığı oranda şansını arttırır, aksi halde olumsuz senaryolar ortaya çıkar. Özetle, göz önünde olan ürünler, alışveriş sepetine girmektedir”  şeklinde konuştu.

Alışverişçilerin %10’u ise, aradığını bulamadığı için mağazadan ayrılıyor

Her 10 kişiden 1 kişinin aradığını bulamadığı için hiçbir şey satın almadan mağazadan çıktığını anlatan Emre Haraççıoğlu, şunları kaydetti:
“Belki o an aradığı ürünler, mağazada herhangi bir yerde bulunsa bile, etkin bir görülebilirlik sağlanmadığı için alışverişçiler mağazadan ayrılabiliyor. Bu durum gösteriyor ki, mağaza içerisinde alışveriçileri yakalamak için onların ilgisini çekecek pazarlama aktiviteleri düzenlemek ve etkili tanzim teşhir yapmak oldukça kazançlıdır. Çünkü alışverişçi, mağazaya satın alma niyetiyle ve para harcamaya hazır olarak girmektedir” dedi.

2 Eylül 2016 Cuma

Mücadele zafer getirdi, Vatan toprağı bize emanet edildi!

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Mücadele zafer getirdi,
Vatan toprağı bize emanet edildi!

30 Ağustos, kahraman ordumuzun gücünü ve zaferini tüm dünyaya ilan ettiği, büyük taarruzla ulaştığı zaferin 94.’cü yıldönümüdür.
Yıl 1922, günlerden 30 Ağustos; kahraman ordumuz, şanlı tarihimize ve tüm dünyaya unutulmayacak bir zafer destanı bıraktı. Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı ve ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Egemenliğimizi, kayıtsız şartsız bağımsızlığımızı ve edebi varlığımızı teminat altına alan bu zafer, milletimizin bağımsızlık inancının ve vatan sevgisinin önünde hiçbir gücün duramayacağını tüm dünyaya kanıtladı. Ay Yıldızlı Bayrağımızın altında özgürce yaşıyoruz ve özgürce yaşayabilmek için de 30 Ağustos zaferinde olduğu gibi birçok yeni zafere, ülke sevgisiyle bütünleşen birlik ve beraberlik ruhuyla ulaşmaya devam ediyoruz. Bu vatan uğruna kanının son damlasına kadar savaşan kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet; gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz.



Reis, 30 Ağustos Zafer bayramını coşkuyla kutladı

35 yıldır kuru gıda sektörünün lideri olan Reis Gıda; İstanbul’daki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde, bayraklar ile donattığı 60 araçlık filosu ile 30 Ağustos Zafer Bayramını coşkuyla kutladı. İstanbul’un 3 köprüsünde zaferin coşkusunu yaşatan Reis araçlarına, İstanbulluların ilgisi yoğundu ve korna çalarak eşlik ettiler.  
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, “Bizlere zafer sevincini yaşatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve kurtuluş savaşına katılan tüm Milletimizi bir kez daha saygıyla ve rahmetle yad ediyoruz. Ay yıldızlı bayrağımızın altında özgürce yaşamımızı sağlayan şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygıyla anıyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun” dedi.