30 Nisan 2018 Pazartesi

YAPDER, Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki yatırım fırsatlarını masaya yatırdı...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Almanya,dünya ticaretinin kalbidir ve Türk yatırımcılar, Almanya’ya yatırımda geç kalıyor

Dr. Adem Akkaya,
“Dünyaya mal satmak için Almanya’da bir merkezin olması önemlidir”

Büyük Kulüp Safran Toplantı Salonu’nda, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) tarafından Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki yatırım fırsatları masaya yatırıldı.
YAPDER ve Ekonomi Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğündekigeçtiğimiz günlerde yapılan toplantıda, Büyük Kulüp Genç Girişimciler Komitesi Başkanı Hakan Kefoğlu, NRW.INVESTTürkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya, Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nden YMM Cevdet Kocaş, Köln Emili Avukatlık Bürosundan Av. Dr. Abdullah Emilive OrkaGroup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu birer konuşma yaptılar. Büyük Kulüp’de düzenlenen etkinliğe,Büyük Kulüp üyeleri ve iş dünyası yoğun ilgi gösterdi.
Panelde, Dr. Adem Akkaya Avrupa pazarlarına çıkış kapısı, YMM Cevdet Kocaş Uluslararası Vergi Hukuku, Av.Dr. Abdullah Emili Kuzey Ren-Vestfalya’da Şirketleşmenin Amaçları, Uygulamalar ve Hukuki Süreç konuları hakkında bilgi verirken; Süleyman Orakçıoğlu ise D’S Damat’ın yurtdışı yatırımlarını ve başarı hikayesini anlattı. Konuşmacılar yaptıkları konuşmanın ana fikrinde, “Almanya, dünya ticaretinin kalbidir ve Türk yatırımcılar, Almanya’ya yatırımda geç kalıyor” dediler.
Toplantının açılış konuşmasını yapan YAPDER ve EGD Başkanı Celal Toprak ve Büyük Kulüp Genç Girişimciler Komitesi BaşkanıHakan Kefoğlu, Türk şirketlerinin Almanya pazarına girişlerinin stratejik olduğunun altını çizerek, Almanya pazarından dünyaya açılma yolculuğunun önemine değendiler.

Avrupa’ya ve dünyaya mal satmak için pazarın içinde olmak gerekiyor

NRW.INVEST Türkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya, konuşmasında Kuzey Ren-Vestfalya eyaletine yatırım yapmaya davet ederek, bürokratik destek vermekte olduklarını belirtti. konuşmasındaKuzey Ren-Vestfalya eyaletinin dünyanın en geniş fuar alanlarından birisi olduğunu kaydeden Adem Akkaya, Almanya’nın en büyük 50 firmasından 19’nun bölgede olduğunu söyledi. Dünyaya mal satmak için Almanya’da bir merkezin olmasının önemine değinen Adem Akkaya, “Avrupa’ya ve dünyaya mal satmak için, pazarın içinde olmak gerekiyor. Almanya, Avrupa’nın kalbi ve Almanya’da bir merkezin olması önemlidir. Türk yatırımcıları,Kuzey Ren-Vestfalya eyaletine yatırıma davet ediyoruz” dedi.

Türk vergi usulü, Almanya’dan alınmıştır

Yurtdışında yatırım yapıldığında, gidilen ülkenin vergi hukukuna göre süreçlerin yönetileceğini kaydeden Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nden YMM Cevdet Kocaş, Almanya’da şahıs veya sermaye şirketi kurulabileceğini söyledi. Şirket kurulumuna ilişkin noterde yapılacak sözleşmenin ardından, firmanın çalışmalarına başlayabileceğini anlatan Cevdet Kocaş, tüm şirket kurulum işlemlerinin 4/5 haftayı alabileceğini belirtti. Türk vergi usulünün Almanya’dan alındığını da hatırlatan Cevdet Kocaş, vergiler ve sorumlulukların birbirine benzer olduğunu sözlerine ekledi.

Türkiye ile Almanya arasında, 80 milyar Euro iş potansiyeli gerçekleşiyor
Almanya’da şirket kurmanın uygulamaları ve hukuki süreçleri hakkında bilgi veren KölnEmili Avukatlık Bürosundan Av. Dr. Abdullah Emili, şirket kurulduktan sonra oturum izniyle birlikte çalışmaya başlandığını söyledi. Şirket kurulduğunda şirketin başında olacak kişinin oturum ve çalışma izni alabileceğini anlatan Abdullah Emili, ardından eşin ve çocukların da gelebileceğini ifade etti. İki ülke arasındaki iş potansiyeline değinen Abdullah Emili, Türkiye ile Almanya arasında yaklaşık 80 milyar Euro iş potansiyelinin gerçekleşmekte olduğunu belirtti.

Türk markaları, gelecek birkaç yıl içinde dünyada daha çok konuşulacak

OrkaGroup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu konuşmasında, panelin ana başlığı Almanya olduğu için önce fuarlar ve mağazaları dahil, Almanya pazarındaki deneyimlerini izleyiciler ile paylaştı. ArdındanD’S Damat’ın,Almanya’nın yanı sıra dünya genelindeki yurtdışı yatırımlarını ve markanın başarı hikayesini anlattı. Almanya’nın, Türk hazır giyim sektöründe büyük bir pazar olduğuna da vurgu yapan Süleyman Orakçıoğlu, ihracatın yaklaşık %40’nın Almanya pazarına yapılmakta olduğunu söyledi.
“Almanya pazarında işlerimiz iyi gidiyor” diyerek konuşmasına devam eden Süleyman Orakçıoğlu, şunları kaydetti:
“Almanya’da mağazalar açıyoruz, açılışlarımız büyük ses getiriyor ve işlerimizi iyi gidiyor. Her iki ülke de, birbirini tamamlayan başarılı işler yapıyor. Alman pazarında 1+1: 2 değil, bazen 1+1:11 olabiliyor. Bu yıl içinde, Almanya’daki mağaza sayımızı 9’a çıkartacağız. Ben, Türk markalarının, gelecek birkaç yıl içinde, dünyada daha çok konuşulacağını biliyorum. Türk hazır giyim markaları olarak, gerek tasarımlarımız, gerek yaptığımız inovasyon çalışmalarıyla, iyi bir noktadayız ve sektörümüzde dünyaya yön vermeye devam edeceğiz. OrkaGroupolarak, Almanya’nın dışında, diğer ülkelerde de mağazalar açmayı sürdürüyoruz. Mesela, İtalya’da 9 günde 9 mağaza açılışımız oldu ve şuan İtalya’daki mağaza sayımız 16’ya ulaştı. Markamız, Brezilya’dan Şili’ye, İspanya’dan Rusya’ya kadar 80 ülkede satışa sunulurken, pazarlama politikası olarak, lüksü ulaşabilir hale getirdiğimiz için yoğun ilgi görüyoruz ve talep almaktayız” şeklinde konuştu.
Panelistlerin ve salondaki konukların konuya ilişkin değerlendirmeleri ve soruların ardından, konuşmaların sonunda panelistlere teşekkür plaketleri verildi.

27 Nisan 2018 Cuma

Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi’nde Buluşalım!..

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi’nde Buluşalım!..
Ülkemizde her 100 girişimciden 9’u kadın oysa nüfusumuzun yarısı kadınlardan oluşuyor. Kadın girişimci sayımız 119 binle sınırlı kaldığı gibi kadın erkek istihdam arasında yüzde 30’a yüzde 70 gibi adaletsiz bir oran var. Oysa ülkemizde kadınlar ile erkekler ekonomiye eşit katılsaydı; kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla %30 daha büyük olacaktı. 28 Nisan’da MEF Üniversitesi’nde ‘Ekonomide Kadın Eli’ mottosu  ile düzenlenen Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi, kadın girişimciliğinin ekonomimiz için neden önemli oduğunun altını çizmeyi hedefliyor.

Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği’nin (YAPDER) önderliğinde çok sayıda sivil toplum liderinin destekleri, Sarıyer Belediyesi, MEF Üniversitesi, Daikin ve Hepsiburada.com’un katkıları ile 28 Nisan 2018 Cumartesi günü MEF Üniversitesi Maslak Kampüsü’nde Kadın Girişimcilere Destek Zirvesi düzenleniyor. Ana teması ‘Ekonomide Kadın Eli’ olan Zirve’nin açılışı Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Fatma Şahin, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin tarafından yapılacak.

Sarıyer Belediyesi Teknik Başkan Yardımcısı Sevgi Atalay’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek Girişimci Kadın Dernekleri ve Kadın Odaklı Kuruluşlar Oturumu’nda Gayrimenkulde Kadın Liderler Platformu (GKLP) Danışma Kurulu Başkanı Av.Pınar Ersin Kollu, Girişimcilik Ekosistemi Derneği (GED)Başkanı Esra Özden, TOBB İstanbul Kadın Girişimciler İcra Kurulu Üyesi Sultan Tepe ve Hepsiburada Girişimci Kadınlar Proje Koordinatörü Duygu Aktaş konuşmacı olarak yer alacak. 


Kadın Girişimcilik ve Sürdürebilirlik başlıklı ikinci oturum ise Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ve YAPDER Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde, Enerji Verimliliği Derneği (ENVER) Genel Sekreteri Yeşim Beyla, Urban Land Instutitute (ULI Türkiye) Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Hasol Erktin ve Daikin Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Neslihan Yeşilyurt söz alacak.

‘Topluma ilham veren kadınlarımızın hikayelerini paylaşmak ve onları desteklemek üzere ile Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi düzenliyoruz’…

 ‘Eldeki veriler ülkemizde de dünyada olduğu gibi ekosistemdeki kadın girişimci sayısının çok fazla bir değişim göstermediğine işaret ediyor. Oysa dünya genelinde kadın istihdamı % 1 bile artsa bunun Gayri Safi Milli Hasılaya yansıması 80 milyar USD. İşte Kadın Girişimci Zirvesi düzenleme konusunda bize motive eden düşünce bu oldu’ diyen Kadın Girişimci Zirvesi Etkinlik Komitesi Başkanı Nil Yıldızalp şöyle devam etti. “28 Nisan tarihinde MEF Üniversitesi Maslak Kampüsü’nde girişimcilikleri ile topluma ilham veren kadınlarımızın hikayelerini paylaşmak ve onları desteklemek üzere ile Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi düzenliyoruz. Zirvemizin mottosu ‘Ekonomi’de Kadın Eli’. İnanıyoruz ki kadınlarımızın ne kadar çok iş dünyasında yer alırlarsa ekonomimiz o kadar güçlenecek. Zaten ekonomik veriler de buna işaret ediyor, Türkiye’de eğer kadınlar ve erkekler ekonomiye eşit katılsaydı kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla yüzde 30 daha büyük olacaktı”.
‘Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların iş hayatına erkeklerle eşit katılımının küresel ekonomiye 12 trilyon dolar daha ekleyebileceğini gösteriyor’…

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ve Yeni Arayışlar Girişimi Platformu (YAPDER) Derneği Başkanı  Celal Toprak ise “Ülkemizde kadın ve erkek nüfusu neredeyse eşit dağılıma sahip ama ne yazık ki bu eşitlik iş yaşamına yeterince yansımıyor. Kadın erkek istihdam arasındaki oran yaklaşık yüzde 30’a yüzde 70’le sınırlı kalıyor. Nüfusun yarısını oluşturan kadınlarımız çalışma hayatında, girişim dünyasında, siyasette yok. Büyük resme bakıldığında ise yapılan araştırmalar dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların iş hayatına erkeklerle eşit katılımının küresel ekonomiye 12 trilyon dolar daha ekleyebileceğini gösteriyor. Bu yüzden herkes eli kalem tutan, yaptırım gücü olan herkes kadının adının daha çok duyulması için çaba göstermeli. Hayatı var edenler kadınlar için yaptıklarımız az diyenlerin etkinliği olacak Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi” dedi.

‘Zirvenin topluma ve özellikle Anadolu kadınına önderlik edeceğine ve rol model görevi üstleneceğine inanıyorum’…

Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi destekçisi Sarıyer Belediyesi Teknik Başkan Yardımcısı Sevgi Atalay,” Sarıyer Belediyesi olarak kadınlarla ilgili topluma dokunan böyle bir zirvede bulunmak ve evsahipliği yapacak olmaktan gurur duyuyoruz. Zirvenin topluma ve özellikle Anadolu kadınına önderlik edeceğine ve rol model görevi üstleneceğine inanıyorum.  Kadınlarımızı desteklemek üzere pek çok etkinlik düzenleniyor ve ödüller veriliyor. Ama önemli olan bu konuda sürdürülebilirliği sağlayabilmek. Kadın Girişimciliğine Destek Zirvemiz bu noktada önemli bir misyon üstleniyor” dedi.

Zirveye destek veren MEF Üniversitesi  Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin şunları söyledi: ’’İş ve siyaset yaşamında kadın ve erkeklerin eşit oranda yer aldığı ülkelerde insanların ekonomik refah seviyeleri yüksek olduğu gibi; mutlu, huzurlu ve sürdürülebilir bir yaşam kalitesi ile demokrasi, hukuk sistemi ve eğitim sistemi de en üst düzeyde olmaktadır.  Uzun yıllardır yürüttüğüm rektörlük görevlerim boyunca, önce İTÜ’de şimdi ise MEF’te bu bilinçle öğrencilerimizi ve kurumlarımızı geleceğe hazırlıyoruz. Bu etkinliğin de ülkemizde kadın girişimcilere cesaret ve motivasyon sağlayarak öncülük yapacağına inanıyorum’’ dedi.

 “Ekonomide Kadın Eli” ana temasıyla yapılacak Kadın Girişimciliğine Destek Zirve’si kapsamında, topluma rol model olmuş, ilham vermiş kadınları teşvik etmek üzere Yaratcılık, Sosyal Girişimci, Proje Geliştirme, Turizm, İklim Elçisi, Anadoluda Değer Yaratma, Yönetimde Başarı, Sivil Topluma Katkı, İletişim, Kadın Siyasetçi, İnsani Gelişmişlik, Yurtdışında Değer Katan, Sanat, Rol Model, Uzmanlaşma ve Markalaşma ile Büyük ödül kategorilerinde ödüller verilecek. İş dünyasından kadın derneklerine, yerel yönetimlerden merkezi yönetime, diplomatlardan gazetecilere kadar kamuoyu önderi pek çok ismin yer aldığı jüri tarafından belirlenen isimlere ödülleri Kadın Girişimcilere Destek Zirvesi sonrasında düzenlenecek Ödül Töreni’nde takdim edilecek.

26 Nisan 2018 Perşembe

‘The Galata İstanbul Hotel MGallery by Sofitel’ açıldı...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Lale Devri Kaptan-ı Deryası ve sarayın önde gelen isimlerinden olan Kaymak Mustafa Paşa tarafından 1720’lerde yaptırılan Tarihi Çeşme Hamamı ve 1836-1842 yılları arasında La Banque de Constantinople olarak inşa edilen 180 yıllık bina uzun yıllar süren meşakkatli restorasyon süreci sonrası turizme kazandırıldı. AccorHotels çatısı altında faaliyet gösteren MGallery markasının Türkiye’deki ilk oteli olan ‘The Galata İstanbul Hotel MGallery by Sofitel’in açılışını Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi yaptı.

 Avrupa’nın en büyük otel zinciri AccorHotels çatısı altında faaliyet gösteren MGallery otel koleksiyonunun Türkiye’deki ilk örneği “The Galata İstanbul Hotel MGallery by Sofitel” Karaköy’de 180 yıllık tarihi binada açıldı. 3 yıl süren titiz bir restorasyon süreci sonrası, uluslararası MGallery markası ile Türk turizm sektörüne kazandırılan otelin açılış töreni, AccorHotels Lüks Markalar Başkanı Uğur Talayhan, yatırımcılar Abdülbaki Kent ve Naim Bilginoğlu ile Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi’nin katılımıyla gerçekleşti.  Yatırımcılarla birlikte kurdele kesen Bakan Tüfenkçi, Türkiye’nin bugüne kadar kendisine güvenerek yatırım yapan hiçbir şirketi, işletmeyi mahçup etmediğini belirterek şöyle konuştu: “Bugün tarihi bir binanın ayağa kalkması, farklı bir fonksiyonla nice yüzyıllara doğru hizmet vermesi, tarihi, hemen yanı başındaki hamamın tekrardan hizmet verebilmesi, bu noktada yatırımcı arkadaşlarımızın elini taşın altına koyması esasında Türkiye’ye ve Türk ekonomisine güvenmesindendir.” diye konuştu. Kurdele kesme törenin ardından söz alan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Beyoğlu’nun bir önemli değer daha kazandığını belirtti. Demircan; “2004’te Beyoğlu’nun sadece 6 bin yatak vardı. Bugün Beyoğlu’nda 50 bin turistik yatak var… 3 milyar Dolar’dan fazla turizm yatırımı yapıldı. Beyoğlu’nda bugün turizm ve ticaretin büyüklüğü 1.9 milyar Dolar.” şeklinde konuştu.
AccorHotels Lüks Markalar Başkanı Uğur Talayhan, Türkiye’deki ilk; dünyadaki 96’ıncı MGallery otelini açtıklarının altını çizerek, “Yüksek servis standartları ve kendisine özgü, eşsiz servis özellikleriyle İstanbul’da Raffles, Fairmont, Swissotel ve yeni kardeşleri olan MGallery’e tekrardan hoş geldin diyoruz.” dedi.
 The Galata İstanbul Hotel MGallery By Sofitel Yönetim Kurulu Başkanı Abdulbaki Kent, İstanbul’un tarihi ve kültürel ögelerini ortaya koymaya çalıştıklarını belirtti. Kent; “1700’lü yıllardan kalan ve tüm üniteleriyle restore edilerek otel bünyesine dahil edilen tarihi Çeşme Hamamı, geleneksel Türk hamamı ve SPA uygulamalarıyla; yerli lezzetler, meze kültürü ve Osmanlı’dan günümüze kadar aktarılan Türk eğlence anlayışını yaşatacak olan Civarda Peran Restoran ile ziyaretçilerimize İstanbul’un tarihi ve kültürel potansiyelini olduğu gibi yaşatmayı hedefliyoruz. Amacımız yılda 51 bin ziyaretçi ağırlamak olacak.” şeklinde konuştu.Metruk haldeki hamam, 4 yılda restore edildi. Avrupa’nın en büyük otel zinciri AccorHotels çatısı altında faaliyet gösteren ve yaşamı bir sanat olarak yansıtan MGallery, tüm dünyada takip ettiği ‘hikayesi olan binalar’ konseptinin karşılığını, İstanbul’da tarihi Karaköy Bankalar Caddesi’nde buldu.  1836-1842 yılları arasında La Banque de Constantinople olarak inşa edilen 180 yıllık bina ve Lale Devri Kaptan-ı Deryası ve sarayın önde gelen isimlerinden olan Kaymak Mustafa Paşa tarafından 1720’lerde yaptırılan tarihi Çeşme Hamamı uzun süren restorasyon süreci sonrasında yeniden kullanılabilir hale getirildi. “Hatıralar bırakacak yeni bir hikaye” mottosuyla Haliç ve Boğaz manzarasına sahip The Galata İstanbul Hotel MGallery By Sofitel’in, tarihi dokunun korunduğu her biri bir müze gibi korunan ve birbirinden farklı 83 odası bulunuyor. Banka binası olarak kullanıldığı dönemden kalan büyük kasa kapısı ve küçük banka kasalarının olduğu gibi korunduğu otel, 4 executive suite, 7 junior suite, 19 deluxe, 41 superior ve 12 klasik odası ile ziyaretçilerini tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Çeşme Hamamı ya da Perşembe Hamamı olarak da bilinen hamam da yüksek tavanları, ihtişamlı kubbesi, ahşap döşemesi ve özgün malzemeleriyle büyülü bir atmosfer oluşturuyor. The Galata İstanbul Hotel ile arasında çok amaçlı küçük bir avlu bulunan Tarihi Çeşme Hamamı’na otelden asansörle inilebildiği gibi dışarıdan direkt olarak da geçilebiliyor. Geleneksel Türk Köpük masajından geleneksel Türk hamamına, geleneksel Türk kesesinden Fas hamamına uzanan geniş bir yelpazede hizmet veren tarihi Çeşme Hamamı’nda besleyici, sıkılaştırıcı, arındırıcı ve rahatlatıcı uygulamalar yanı sıra; Geleneksel Tay, Bali, Hawaiian Lomi Lomi, sıcak taş masajları ve Ayurvedik İlham gibi birbirinden farklı uygulamalar da bulunuyor.

The Galata İstanbul Hotel MGallery By Sofitel Yönetim Kurulu Başkanı Abdulbaki Kent, İstanbul’un tarihi ve kültürel ögelerini ortaya koymaya çalıştıklarını belirtti. Kent; “1700’lü yıllardan kalan ve tüm üniteleriyle restore edilerek otel bünyesine dahil edilen tarihi Çeşme Hamamı, geleneksel Türk hamamı ve SPA uygulamalarıyla; yerli lezzetler, meze kültürü ve Osmanlı’dan günümüze kadar aktarılan Türk eğlence anlayışını yaşatacak olan Civarda Peran Restoran ile ziyaretçilerimize İstanbul’un tarihi ve kültürel potansiyelini olduğu gibi yaşatmayı hedefliyoruz. Amacımız yılda 51 bin ziyaretçi ağırlamak olacak.” şeklinde konuştu.Metruk haldeki hamam, 4 yılda restore edildi Avrupa’nın en büyük otel zinciri AccorHotels çatısı altında faaliyet gösteren ve yaşamı bir sanat olarak yansıtan MGallery, tüm dünyada takip ettiği ‘hikayesi olan binalar’ konseptinin karşılığını, İstanbul’da tarihi Karaköy Bankalar Caddesi’nde buldu.  1836-1842 yılları arasında La Banque de Constantinople olarak inşa edilen 180 yıllık bina ve Lale Devri Kaptan-ı Deryası ve sarayın önde gelen isimlerinden olan Kaymak Mustafa Paşa tarafından 1720’lerde yaptırılan tarihi Çeşme Hamamı uzun süren restorasyon süreci sonrasında yeniden kullanılabilir hale getirildi.

“Hatıralar bırakacak yeni bir hikaye” mottosuyla Haliç ve Boğaz manzarasına sahip The Galata İstanbul Hotel MGallery By Sofitel’in, tarihi dokunun korunduğu her biri bir müze gibi korunan ve birbirinden farklı 83 odası bulunuyor. Banka binası olarak kullanıldığı dönemden kalan büyük kasa kapısı ve küçük banka kasalarının olduğu gibi korunduğu otel, 4 executive suite, 7 junior suite, 19 deluxe, 41 superior ve 12 klasik odası ile ziyaretçilerini tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Çeşme Hamamı ya da Perşembe Hamamı olarak da bilinen hamam da yüksek tavanları, ihtişamlı kubbesi, ahşap döşemesi ve özgün malzemeleriyle büyülü bir atmosfer oluşturuyor. The Galata İstanbul Hotel ile arasında çok amaçlı küçük bir avlu bulunan Tarihi Çeşme Hamamı’na otelden asansörle inilebildiği gibi dışarıdan direkt olarak da geçilebiliyor. Geleneksel Türk Köpük masajından geleneksel Türk hamamına, geleneksel Türk kesesinden Fas hamamına uzanan geniş bir yelpazede hizmet veren tarihi Çeşme Hamamı’nda besleyici, sıkılaştırıcı, arındırıcı ve rahatlatıcı uygulamalar yanı sıra; Geleneksel Tay, Bali, Hawaiian Lomi Lomi, sıcak taş masajları ve Ayurvedik İlham gibi birbirinden farklı uygulamalar da bulunuyor.

24 Nisan 2018 Salı

Kalkınma için Sürdürülebilir Turizm Konferansı düzenlendi.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yürütülen Toplum Temelli Sürdürülebilir Turizm Alanında Kapasite Geliştirme Projesi kapsamında“Kalkınma için Sürdürülebilir Turizm Konferansı” Wyndham Grand İzmir Özdilek otelinde düzenlendi.Konferansta ‘’Turizm Odaklı Sürdürülebilir Kalkınmada Yeni Trendler, Sürdürülebilir Turizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri,Sürdürülebilir Turizm ve Yenilikçi Örnekler, Sürdürülebilir Turizm ve Destinasyon Yönetimi, Turizmi dönüştürmek ve Sürdürülebilir Turizmde İyi Uygulama Örnekleri: Gelecek Turizmde’’ başlıkları altında uzmanlar ve akademisyenler tarafından paylaşımlarda bulunuldu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım İşletmeler Genel Müdürlüğü temsilcisi Zeynep Aslanve Destinasyon Yönetimi konusundaki bakanlığın yapmış olduğu çalışmaların detaylarını verdi. Daha önce farklı illerde bu konuda yapılan toplantı ve konferanslardan bahseden Aslan, bakanlığın Sürdürülebilir Turizme büyük önem verdiğini yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin bilgi, görüş ve deneyimlerinden büyük yararlar sağladıklarını aktardı. Değişen dünya trendlerinden bahseden Aslan artık destinasyon yönetiminde hantal kurumsal yapılar yerine daha küçük ancak daha etkin ekipler ve online faaliyetlerin tercih edildiğini anlattı.

Konuşmacılar farklı örneklerle güncel turist talepleri çerçevesindeki değişimleri, daha önceleri popüler olan kitle turizminden uzaklaşmanın başladığını ve daha farklı, bireysel tercih ve özel ilgi alanlarının ön plana çıktığını işaret ettiler. Değişen tüketici taleplerinin turizmde sürdürülebilirlik kavramına önem kazandırdığını anlatan uzmanlar niş turizm ürünlerinin yükselişte olduğunu ve farklı turizm türlerine doğru kaymaların yaşandığını örneklerle anlattılar. UNDP Türkiye Destinasyon Yönetimi Danışmanı JulieScott konuşmasında Erzincan-Kemaliye projesinin detaylarını paylaştı.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ortaklığında yürütülen Sürdürülebilir Toplum Temelli Turizm Alanında Kapasite Geliştirme Projesinin yürütüldüğü Erzincan-Kemaliye’de toplumsal katkıların ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. Bu proje üzerinden bu tarz projelerde katılımcı bir yönetişim modelinin gerekliliği olduğunu ve sürdürülebilir toplum temelli turizm konusunda eğitimlerin çok önemli olduğunu vurguladı.
“Sürdürülebilir turizm” kavramının toplum tarafından anlaşılması ve turizmin ülkemiz için öneminin Türk halkının tüm bireylerine doğru bir şekilde anlatılması ve kavratılması gerektiğinin altının çizildiği konferansta konuşan Yaşar Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Orhan İçöz deniz, kum ve güneş üçlüsünün popülaritesini yitirdiğini ancak büyük zenginliklere sahip ülkemizin bu klasik tatil üçlüsünün çok ötesinde, farklı alternatifler sunabildiğini hatırlattı. ‘’Burada önemli olan her bir vatandaşın eğitilmesi’’ diyen İçöz ‘’ Turizm sadece turizmi meslek edinenler ve akademisyenlerin sorumluğunda değildir. Bu sektörde her bir bireyin nasıl katkı sağladığının, turizmde başarılı olunması halinde bunun vatandaşa nasıl olumlu katkılar sağlayacağının kavratılması gerektiğini anlattı. Bu konuda meslek odalarından okullara kadar tüm platformlarda bu konunun önemin eğitimlerle pekiştirilmesi gerektiğini belirtti. Kamu, üniversite, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerini bir araya geldiği konferansa oldukça ilgi yoğundu.

20 Nisan 2018 Cuma

Beykoz QR kodlu mobil tanıtımla, turizmin cazibe ilçesi olacak ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



İstanbul’un ilk “QR Kodlu Mobil Turizm Tanıtım Projesi”, Anadolu Hisarı’ndan start aldı. Anadolu Hisarı’nın tarihi, QR kod ile mobilden tanıtılacak.

Beykoz QR kodlu mobil tanıtımla, turizmin cazibe ilçesi olacak

İstanbul’un ilk “QR Kodlu Mobil Turizm Tanıtım Projesi”, Beykoz ilçesine bağlı Anadolu Hisarı’ndan start aldı. QR kodlu mobil tanıtım ile Anadolu Hisarı,turizmin yeni cazibe bölgesi olmaya aday. Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in ev sahipliğindeki Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında, 20 Nisan Cuma günü Küçüksu Kasrı’nda, İstanbul’un diğer ilçelerine de yaygınlaştırılması planlanan QR kodlu turizm tanıtım projesinin açılışı, kamu, yerel yönetimler ve turizm sivil toplum örgütlerinin katılımıyla yapıldı.
Turizm Haftası boyunca, tarihi Baruthane çayırında sergilenen Hacivat&Karagöz, Meddah ve Orta oyunları da, İstanbullulara coşku dolu anlar yaşatıyor.

Beykoz, Dünyanın İncisidir

Beykoz’un, Boğaz’ın ve İstanbul’un incisi olduğunu kaydeden Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, şunları söyledi:
“Beykoz hepimizin, Beykoz hepinizin. Beykoz’umuzu daha iyi tanıtmak için, birçok projeyi hayata geçirmekteyiz. Turizmde de bir atılım içerisindeyiz ve önümüzdeki dönemde turizmden daha fazla pay alacağız” dedi.
Bacasız sanayi olan turizmden Beykoz olarak gelecek yıllarda daha fazla yararlanacaklarını ifade eden Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, “Beykoz, dünyanın incisidir. Turizme yönelik yapılmakta olan çalışmalar ile gelecek birkaç yıl içinde yerli ve yabancı misafirlerimizi daha fazla ağırlayacağız” diye konuştu.

QR kodlu yürüyüş yolu, İstanbulluları ve turistleri bekliyor

Aralarında, Küçük Ayasofya Camii ve Sfendon Duvarı ile ilgili farkındalık yaratma projeleridahil birçok projeyi gerçekleştiren Sultanahmet’teki Arena Hotel’in sahibi Gül Küçükserim, kendisini tarihi ve kültürel eserlerin korunmasına ve tanıtımına adayan bir turizmcidir. Anadolu Hisarı’nın tanıtımı içinQR kodlu mobil turizm tanıtım projesini hazırlayan Gül Küçükserim, yoğun uğraşları neticesinde projeyi turizme kazandırdı.
Anadolu Hisarı’nın tarihini, teknoloji ile buluşturduklarını anlatan turizmci Gül Küçükserim, şunları söyledi:
“İstanbul’un gizli cenneti olan, tarihi - doğal güzellikleriyle şiirlere ve şarkılara konu olan bu güzel semte, hayran kalmamak mümkün değil. Tarihe tanıklık etmek isteyenler, telefonlarına indirecekleri ücretsiz QR kodu ile Anadolu Hisarı ve çevresinin, geçmişten günümüze hikâyesini seçecekleridilde öğrenecektir. İstanbullular ve turistler için,QR kodlu yürüyüş yolu haritamızı da hazırladık ve herkesi bekliyoruz.Gezilecek mekanlar arasında; Küçüksu Kasrı, Küçüksu Çeşmesi, Küçüksu Çayırı, Göksu Deresi, Anadolu Hisarı ve kalesi, Namazgâh, Anadolu Hisarı Camii, Meryem Ana Ayazması, Baruthane çayırı bulunuyor” dedi.

Anadolu Hisarı’nda, QR kodlu mihenk taşları uygulaması 

Güzelce Hisar Eğitim Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Aynur Yavaş,yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Bu proje,Türk turizmine gönül veren, derneğimizin yönetim kurulu üyesi Gül Küçükserim tarafından düşünülerek, yoğun emek ve çalışmalarımızın neticesinde gerçekleşmiştir. Projemiz,İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından beğenildi. Beykoz Belediye Başkanımız Yücel Çelikbilek’in ev sahipliğinde,Turizm Haftası’nda açılışını yapıyoruz. Şuan, Anadolu Hisarı çevresinde bulunan 7 adet QR kodlu mihenk taşlarının, önümüzdeki günlere 10’a çıkartılması planlanıyor” dedi.

Projeye sponsorluk yapan VisiGlobe firmasının sahibi Ayhan Olgun, projeyle Anadolu Hisarı tarihini teknolojiyle buluşturmanın gururunu yaşadıklarını anlattı.
Konuşmaların ardından, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, İstanbul İl Kültür Turizm Müdürlüğü ileturizm sektörü dernekleri TÜROB, TÜRSAB, TUREB, SKAL, İRO’nun üst düzey temsilcilerinin katıldığı protokol; QR kodlu yürüyüş yolu haritasında yer alan tarihi eserleri birlikte gezdiler.

Editöre bilgi:

********Tarihi ve kültürel değerlere adanan bir ömür, Gül Küçükserim

Küçük Ayasofya Camii ve Sfendon Duvarı ile ilgili farkındalık yaratma projeleri dahil Sultanahmet’teki birçok projeye destek veren TÜROB Yönetim Kurulunda Genel Koordinatörlük, Eminönü Platformu Genel Sekreterliği, İstanbul Ticaret Odası Meslek Hizmetleri Komite Temsilciliği, Sultanahmet Rotary Kulübü Başkanlığı, ÖZBİ ve Eminönü İmar ve Kültür Dernekleri Yönetim Kurulu Üyeliği gibi birçok sivil toplum ve meslek örgütlerinde görev alan Sultanahmet’teki Arena Hotel’in sahibi Gül Küçükserim, kendisini tarihi ve kültürel eserlerin korunmasına ve tanıtımına adayan bir  turizmcidir. Beykoz ilçesine bağlı Anadolu Hisarı’nda hayata geçirilen İstanbul’un ilk QR Kodlu Mobil Turizm Tanıtım Projesi, kendisinin projesidir. Henüz yeterince keşfedilmeyen Anadolu Hisarı’ndaki tarihi ve kültürel değerlerin tanıtılması hedeflenmiştir. Proje, Gül Küçükserim’inyoğun uğraşları sonucunda gerçekleştirilmiştir.


********Anadolu Hisarı ile ilgili hazırlanan çalışmada yer alan eserler:

Anadolu Hisarı’nı KEŞFETMEYE çağırıyoruz!

**Küçüksu Kasrı:Bu yürüyüş turunuzda 18. yy da I. Mahmut döneminde yapılmış olan kalem işi süslemeli tavanları, değerli İtalyan mermeri şömineleri, mobilya, halı ve tablolarıyla eşsiz bir sanat müzesi niteliğindeki Küçüksu Kasrı’na bayılacaksınız. Yanı başında duran, 33 yıldan beri erkek evlat bekleyen Osmanlı hanedanına III. Selim’i doğuran Mihrişah Valide Sultan adına, 1806 yılında oğlu tarafından yaptırılan kubbesi ve geniş saçakları, ampir bezemeleri, kitabeleri ile ilk günkü güzelliğini koruyarak, günümüze gelebilmeyi başarmış ender eserlerden olan Küçüksu Çeşmesini göreceksiniz.

**Baruthane Çayırı:Halkın yaşantısında önemli yeri olan tuluat, orta oyunu, meddah ve yağlı güreşlerin yapıldığı, saltanat kayıkları ile gelen saray erkânının da katıldığı etkinliklere ev sahipliği yapan Küçüksu ve Baruthane çayırı mesire alanlarını gezerken, bakır mısır kazanlarında kaynatılan mısırları ve mısır şenliğini anımsayacaksınız.

**Anadolu Hisarı:Biraz ileride İstanbul’un fethinden önce Yıldırım Beyazıt Han’ın yaptırdığı ilk Hisar olan, boğazın en dar yerinde, tepe üzerine kurulan Anadolu Hisarı bütün ihtişamıyla karışınıza çıkmaktadır. Bizans’a Karadeniz yoluyla yardım gelmesini önlemek ve Karadeniz’den gelecek tehlikeleri de karşılamak maksadıyla inşa edilmiştir.  Rumeli Hisarı ile birlikte, Anadolu Hisarı boğazların kontrol altına alınmasında Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu haykırırcasına mağrur, bayrağımızı gururla dalgalandırmaktadır.   

**Göksu’da sandal sefaları:Anadolu Hisarı’nın altında,  asırlık çınar ve ıhlamur ağaçlarının gölgesinde akan,  en büyük aşkların yaşandığı, şiirlere, şarkılara konu olan, âşıkların buluşmalarına şahitlik eden Göksu; dile gelse de anlatsa bizlere sandal sefalarını…

**İlk Namazgah:İstanbul’un nüfusu 2 milyon iken, bir günde 36 Şehir Hayriye vapurunun yanaştığı, tarihi Anadolu Hisarı vapur iskelesinin biraz ilerisinde karşıda duran Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan,  fetih den sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yeniden inşa ettirilen,  Anadolu Hisarı Camiisini görebilirsiniz. Tuğladan yapılmış minaresi, güneşe bakılarak zamanın tayin edildiği üçgen şeklinde taş âlemi ile İstanbul kadısının adını vererek yaptırdığı Sinaneddin Yusuf efendi ‘’Muhaşşi ‘’ Mescidi’ni gezebilir ve askerlerin ibadeti için Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan ilk Namazgâhı görebilirsiniz. 

**Aya Panaiya Ayazması:İstanbul’da yaşayan Rumların, Ermenilerin, hastalıklara şifa verici olduğuna inandığı, kutsal ayazmalarının bulunduğu bölge olan Göksu’da, ilkbahar ve sonbaharda, laternalar çalarak, fener alayları eşliğinde sabahlara kadar eğlenceler düzenledikleri ayazma ziyaret günleri, Göksu Panayırı namı ile anılırdı.  Aya Panaiya Ayazmasını ziyaret edebilirsiniz.

**Mihrabat korusu: İstanbul boğazına hâkim, yeşillikler içindeki 200 dönüm Mihrabat korusu ve içinde 15 bin 300 bitki türü yer alan Otağ tepe, Fatih Sultan Mehmet köprüsünün en güzel göründüğü masalsı İstanbul boğazı görüntüleriyle, özellikle gün batımında muhteşem fotoğraflar çekmeniz için sizleri davet ediyor.

**Sanatkar atölyeleri:Ayrıca, Göksu Deresi üzerinde kurulmuş olan çanak çömlek atölyelerinde bu sanatın yapılışını izleyebilir, Paşabahçe şişe cam fabrikasındaki cam ustalarını bünyesine alan cam atölyelerini gezebilir,  özel tasarım ürünleri inceleyebilirsiniz. Ahşap merakı olanlar, ahşap sanatını icra ederek geleceğe nadide eserler bırakan Kündekarive Mukarnas sanatı ustası olan Hasan Usta’nın atölyesini gezmeyi unutmasınlar. Mescid-i Aksa Camii’sinin minberini aslına uygun olarak yapan Hasan usta, ahşap süsleme sanatında kullanılan tüm teknikleri bilip atölyesinde uygulamaktadır. 

Bünyesindeki nitelikli yeme içme mekânları ile de hizmetinize hazır olan Anadolu Hisarının sahip olduğu güzelliklerin ancak bir kaçını sizlerle paylaşabildik. Sizleri, Anadolu Hisarını KEŞFETMEYE çağırıyoruz!

18 Nisan 2018 Çarşamba

Uyumsoft,web ErpSql Raporlama Eğitimini düzenledi...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Uyum Akademi tarafından organize edilen “web ErpSql Raporlama Eğitimi”ne katılanlar, hızlı ve esnek raporlamanın püf noktalarını öğrendiler. 

Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’nin, çalışanlarına, iş ortaklarına ve müşterilerine düzenlediği eğitim çalışmaları aralıksız devam ediyor. Uyum Akademi tarafından 10-11 Nisan 2018 tarihleri arasında “Web ErpSql Raporlama Eğitimi” yapıldı. Uyumsoft’un müşterisi olan firmalardaki proje yöneticileri, IT yöneticileri ve raporlama tasarım konusunda kendini yetiştirmek isteyenlerin katıldığı eğitimde katılımcılar,bir yandan sql yeteneklerini geliştirirken, diğer yandan rapor ekranlarını firmalarının ihtiyaçları doğrultusunda özelleştirmelerini sağlayacak yeteneklerini geliştirmiş oldular. Yoğun ilginin olduğu eğitimin sonunda katılımcılar, Erp süreçlerinin en önemli ve somut çıktılarının alındığı raporlama sürecini, kurumları içinde hızlı ve esnek bir şekilde yapabilmenin püf noktalarını öğrendiler.

Raporlama konusundaki talep, her geçen gün artıyor 

Erp sürecinin, yaşayan dinamik bir süreç olduğunu kaydeden Uyum Akademi Yöneticisi Kerim Şahin, şunları söyledi:
“Zaman içinde, kurumun ihtiyaçları, karar destek süreçleri ve beklentileri doğrultusunda, özellikle de raporlama konusunda, sürekli talepler artıyor. Bu nedenle işletmelerin içinde, raporlama konusunda yetenekli proje yöneticilerine ihtiyaç bulunuyor. İşletmelerde gözlemlediğimiz bu ihtiyacın sonucunda, müşterilerimizdeki projelerin yöneticilerine bu eğitimleri düzenlemekteyiz. Sql yeteneği olan bir yöneticisi, dataları hızlı analiz edebilir. Sadece raporlama için değil, kullanıcıların zaman zaman yaptığı hatalı işlemlerin tespit edilmesi ve düzeltilmesinde de yardımcı olabilir. Dinamik liste raporlarıyla, sql sorgularını hızlı şekilde rapora çevirebilirler. Özetle, eğitim sonunda katılımcılar, Uyumsoftveritabanı mimarisine hakim olarak, tablo ve alanlar arasındaki ilişkileri daha kolay çözeceklerdir ve böylece sql sorgularını ve raporlama çalışmalarını en iyi şekilde yapabileceklerdir” dedi.

ERP data yapısına hakim olarak, raporlamalarını yapabilecekler

Düzenlenen eğitimi verenUyumsoftİş Zekası ve Raporlama Proje YöneticisiDoğan Afşin, şunları kaydetti:
“Web ErpSql raporlama eğitimi kapsamında;web Erpdatabase mimarisi, Temel sql sorgu yazımı, Rapor prosedürlerinin oluşturulması, Rapor ekran kodlamasında kullanılan xml yapısı, dinamik liste ve dashboard oluşturma hakkında teknik bilgileri anlattım. Bu eğitim sayesinde katılımcılar, Erpdata yapısına hakim olarak, kendi sql sorgulamaları ile hızlı ve esnek raporlama yapabileceklerdir. Ayrıca, Erp içindeki standart raporların, kuruma özel daha güçlü görsellerle geliştirilerek, yönetim ve diğer yöneticilerin taleplerine daha hızlı sonuçlar üretebileceklerdir. Eğitimin sonunda, hem sql ve ekran kodlama ile yazılım yeteneğine, hem de rapor tasarlama ile rapor tasarım yeteneğine sahip olmaktadırlar” diye konuştu. 

Türk gelinlik sektörüne, Ortadoğu ülkelerinden yoğun ilgi gözleniyor ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Türk gelinlik sektörüne,
Ortadoğu ülkelerinden yoğun ilgi gözleniyor

Ortadoğu ülkelerinden, Türk gelinlik sektörüne yoğun ilgi gerçekleşiyor. Farklı ve özgün modellerle hazırlanan gelinliklere, yurtdışı pazarlarla iş yapma potansiyeli bulunuyor.
Yurtdışından yüksek talep aldıklarını anlatan Modacı Pınar Bent, şunları söyledi:
“İşinizi aşk ile yaptığınız sürece, bütün kapılar açılıyor. Türk gelinlik sektörü olarak yurtdışında sıkı bir talep görüyoruz. Bu yıla hızlı bir giriş yaptık. Evlilik Fuarları, Ortadoğu’dan gelen iş teklifleri ve gelinlerimizle hareketli günler geçiriyoruz. 2018, iş hacmi olarak hareketli ve güzel geçecek” dedi.

Kayseri’deki 1.Evlilik Festivali’nde, yoğun ilgiyle karşılaştık

RadissonBlu Hotel Kayseri tarafından, geçtiğimiz ay düzenlenen 1.Evlilik Festivali’nde yoğun ilgi gördüklerini kaydeden Modacı Pınar Bent, konuşmasına şöyle devam etti:
“Evlilik Festivalinden çok memnun bir şekilde ayrıldım. Katılımcılar tarafından,defileme ilgi oldukça yüksekti. Katılımcılar ile fuar ortamında birebir konuşup sohbet etme imkanımızda oldu. Evlilik fuarları, bir şehre veya etkinliğin yapıldığı otele, tanıtımda önemli bir katkı sağlıyor. Evlenecek çiftlerin, bu fuarlara ilgileri de yüksek oluyor. Çünkü bu fuarlar, her şeyden önce çiftlere, zaman bakımından büyük avantajlar sağlıyor. Düşünün, bir düğün öncesinde çiftlerin, halletmesi gereken onlarca detay var. Davetiyesi, nikah şekeri, gelinliği, damatlığı, pastası, düğün mekanı, konsepti vsderken, çiftler yorucu bir sürece giriyorlar. Kimi zaman aylar süren bu hazırlığa, bir de ev kurma telaşı eklendiğinde, çiftler ve aileleri için yorucu bir yolculuk başlıyor. İşte yapılan bu fuarlar, tam da bu noktada çiftler için kurtarıcı bir rol üstleniyor” şeklinde konuştu.

17 Nisan 2018 Salı

Doğalgaza ihtiyaç kalmayacak...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Doğalgaza ihtiyaç kalmayacak

Isı pompalarının Türkiye’deki ilk ve tek yerli üreticisi konumunda olan Canovate Enerji,tek bir sistemle, hem ısıtma hem soğutma hem de sıcak su ihtiyacını karşılayarak enerji giderlerinde yüzde70’e kadar tasarruf sağlıyor.
Isıtma ve soğutma elde etmek için kullanılan,“en ekonomik ve verimli sistemin ısı pompaları” olduğunu belirten CanovateGroup Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, şunları söyledi: “Yenilenebilir enerji kaynağı olan toprak, su veya havadaki mevcut ısıyı değerlendirerek çalışan  ısı pompaları, standart iklimlendirme cihazlarından %70oranında daha az bir maliyetle, ısıtma-soğutma-sıcak su ihtiyacını karşılıyor. Örneğin toprak kaynaklı sistemlerde, yerin 25 cm altına döşenen borularla, toprakta varolan 12-15 derecedeki jeotermal ısı alınarak, az bir elektrik takviyesiyle ısıtma ve soğutma sağlanmaktadır” dedi.

Cari açığın çaresi ısı pompaları

Sistemin konutlarda, sanayide, otellerde ve avm’lerde kullanılmaya başladığını ifade eden Can Gür, şunları kaydetti:
“Isı pompaları, doğalgaz bağımlılığından kurtulmak ve cari açığın azaltılması için en verimli ve etkili, alternatif ısıtma ve soğutma teknolojisidir. Bu nedenledir ki, doğalgazlı sistemler yerine, Avrupa ülkeleri ve Amerika’da %70 oranında yaygın olarak ısı pompaları kullanılıyor. Türkiye’deki ısı pompası üreten tek üreticiyiz ve bu konuda bilinçlendirme sağlamak ve yenilenebilir enerji konusunda bilgi vermek için kamu ve özel sektörde faaliyetler yürütüyoruz. Eğer bugün, ülkemizdeki konutların yarısındaısı pompası kullanılmış olsaydı, daha az doğalgaz ithal ederek, yılda 6-8 milyar dolar arasında enerji tasarrufu sağlayabilirdik. Cari açığı düşürme ve doğalgaza bağımlılığı azaltma noktasında, tüm Avrupa ülkelerinde 2000’li yılların başından beri yapıldığı gibi, ülkemizde de sistemin yaygınlaşması için devlet tarafından teşvik edici önlemlerin alınmasının önemli olduğuna inanıyoruz” açıklamasını yaptı.
25 yıl ömrü olan ve enerjide yarı yarıya tasarruf sağlayan ısı pompalarının ekonomik ve verimli bir sistem olduğunun altını çizen Can Gür, ilk sabit yatırımı doğalgazla çalışan sistemlere göre biraz daha fazla olan ısı pompalarının kendisini en fazla 36 ay içinde amorti ettiğini belirtti.

600 okul ısı pompasıyla ısınacak

Isı pompaları sayesinde, doğalgaz, odun ve kömürün temin edilmesinin zor olduğu bölgelerde ısınma sorununa çözüm sağlanacağına dikkat çeken Can Gür, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizin doğalgazı olmayan, 600’e yakın okuluna ısı pompası uygulaması yapacağız. Böylece ısıtma-soğutma konusunda, köy okullarının sorunlarına ebedi çözüm sağlamış olacağız. Ayrıca, yurtdışında Moğolistan ve Kırgızistan’a da hizmet veriyoruz. Doğalgaz olmadığı için kömür kullanan bazı şehirlerin, ısıtma- soğutmasını ısı pompasıyla yapabilmelerinin çalışmalarını yapmaktayız” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin ısıtma, soğutma, havalandırmada Avrupa’nın 6.’ncı pazarı olduğuna da değinen Can Gür, ihtiyacın önemli bir oranın ithal ürünlerden karşılanmasından, yerli bir sanayici olarak mutlu olmadıklarını sözlerine ekledi. 


Kutu1:
Isı Pompalarının kullanım alanlarına göre tasarruf değerleri:
*Otellerde ısıtma, soğutma ve sıcak su amaçlı %80’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
*Konutlarda yakıt cinsine göre, %40- % 60’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
*Fabrikalarda imalat operasyon çıktılarına göre, %60 - %80’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
*AVM’ler de, kamu binalarında, okullarda, ofislerde, seralarda ve kümeslerde %70’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.

Kutu2:
Isı pompalarını diğer cihazlardan ayıran özellikler:
1-Isı Pompaları bir numaralı enerji verimli cihazlardır,
2-Isıtma ve soğutma için iki sistem yerine, yalnızca tek bir sisteme ihtiyaç bulunur,
3-Mekan içi hava kalitesini artırır,
4-Mekanlara eşit ve tutarlı bir ısıtma sağlarlar,
5-Düşük işletme maliyeti vardır,
6-Daha az bakım gerektirir,
7-Karbon sürümünü azaltır,
8-Uzun ömürlüdürler,

Kutu3:
Sektöründe, Türkiye’nin ve Dünya’nın sayılı ar-ge ve inovasyon odaklı firmalarından olan CanovateGroup, 50 yıldır bilişim, telekom, ısıtma/soğutma sistemleri, savunma sanayi, elektro optik sistemler ve balistik sistemler alanlarında ar-ge’ler yaparak ileri teknoloji geliştirmeye devam ediyor.  Türk firması CanovateGroup, Data Center (veri merkezi) ve uçtan uca Fiber Optik Sistemlerinde, teknolojisi ve uçtan uca ürün portföyü ile dünyanın ilk 10 global markası arasında yer almanın haklı gururunu yaşıyor.

13 Nisan 2018 Cuma

Avrupalı turistler, Paskalya’da İstanbul’a yoğun ilgi gösterdi...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Burak Aydın,
“Uzun bir aradan sonra, İspanyol misafirler ikinci sıraya yükseldi”

Avrupa pazarındaki hareketlenme, İstanbul turizmindeki mevcut iyimser havayı olumlu yönde etkiliyor. Bu seneki paskalya dönemi ile geçtiğimiz yılki paskalya dönemini karşılaştıran BW Plus ThePresident Hotel Genel Müdürü Burak Aydın, şunları söyledi:
“Geçen yıla oranla, bu yılki paskalya döneminde Avrupa’dan gelen turist sayısında ciddi bir artış gerçekleşti. Otelimizde konaklayan toplam misafir sayısında, uzun bir aradan sonra İspanyol misafirler ikinci sıraya yükseldi ve diğer Avrupa ülkelerinden gelen konuklarımızın sayısında da geçtiğimiz yıla oranla yükseliş oldu. Paskalya döneminde Cezayir’den gelen misafirlerimiz ilk sırada, İspanya’dan gelen misafirlerimiz ikinci sırada yer aldı. Üçüncü sırada, Ortadoğu ülkelerinden misafirlerimiz konakladı” dedi.

Yılın ilk çeyreğinde, doluluklar yüksekti 

Bu yılın ilk çeyreğinin doluluklar anlamında oldukça iyi geçtiğini anlatan Burak Aydın, şunları kaydetti:
“Avrupa pazarından geçtiğimiz yılın son aylarında ufak çapta başlayan hareketlilik, bu yılın ilk üç ayına kadar, sektörümüzü ileriye dönük umutlandıracak şekilde yukarıya doğru ivmelendi. Bu ivmelenme elbette çok hızlı değildir ve yakın zamanda hızlanmayacaktır, ancak Avrupalı turistlerin yeniden gelmeye başlaması turizm açısından oldukça önemlidir. Genel olarak bu yılın ilk çeyreğini değerlendirdiğimizde, doluluk anlamında oldukça iyi geçti. Gerek turistik ve gerekse ticari amaçla gelen misafirler, kış aylarında yüksek doluluklara ulaşmamızı sağladılar. Diğer taraftan, oda fiyatlarında da yukarı doğru bir hareket bulunmakta, fakat elbette hala arzu ettiğimiz noktada değil ve hak ettiğimiz gelirlere ulaşmak için en az iki yıla daha ihtiyacımız var gibi gözüküyor” diye konuştu.

Rusya ve Ukrayna’dan yüksek talep gözleniyor 

Bu yılın geneline ilişkin turizmi değerlendiren Burak Aydın, konuşmasına şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz bu yıl otelimizde, ağırlıklı olarak Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden misafirlerimizi ağırlamaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz son iki yıla oranla, Almanya, İspanya ve Doğu Avrupa ülkelerinden daha fazla turisti konuk edeceğiz. Diğer taraftan, Rusya ve Ukrayna’dan gelecek misafirlerimiz de yüksek bir talep gözleniyor” şeklinde konuştu.

9 Nisan 2018 Pazartesi

Ukraynalı kayakseverlerin, Erciyes’e ilgisi yoğun…

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


RadissonBlu Hotel Kayseri’ye,
Ukrayna’dan gelen turist sayısı 3 kat arttı

Ukraynalı kayakseverlerin, Erciyes’e ilgisi yoğun… Ukraynalı turistlerin Erciyes’te kayak yapma talebi nedeniyle, Ukrayna’dan iki büyük seyahat acentesi
, bu kayak sezonunda Kiev’den Kayseri’ye “charter uçuşları” düzenlemeyi planlıyor.

Kayseri’ye olan ilgisinin her geçen sezonartmakta olduğunu kaydeden RadissonBlu Hotel Kayseri Satış ve Pazarlama Direktörü Menderes Karaküçük, şunları söyledi:
“Kasım 2017 tarihinde katıldığımız fuardan sonra, otelimize gelen Ukraynalı turist sayısında patlama yaşadık. Şöyle ki, gelen turist sayısı, fuar öncesine oranla yaklaşık 3 kat arttı ve gelenlerin tamamı kayağa geldi. Otel olarak, 28- 30 Mart tarihleri arasında da, Kiev’de 25.UITT fuarına katıldık. Standımıza gelen Ukraynalı seyahat acentalarının yetkilileri,‘müşterilerimizden, otelinizde kalıp Erciyes’te kayak yaptıklarını duyuyoruz. Hakkınızda çok iyi yorumlar aldığımız için bilgi almaya geldik’ dediler. Fuarda, 150’nin üzerinde acenta ile görüşmeler gerçekleştirdik. Bunların içinde 4 tanesi Ukrayna’nın en büyük acentaları idi. Bu sezon ‘Kayseri + Kapadokya Kültür Kayağı’ projesi kapsamında, planlanan direk charter uçuşları ile birlikte, daha fazla turisti, şehrimizde misafir etmeyi hedefliyoruz” dedi.

Kayseri’de, Mayıs ayında Fam Trip organize edilmesi planlanıyor

Fuarın ardından,Ukraynalı seyahat acentaları ile görüşmelerin devam ettiğini anlatan Menderes Karaküçük, konuşmasına şöyle devam etti:
“2018 – 2019 Kayak sezonu için Erciyes Kayak Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Murad Cahit Cıngı ile birlikte acentaların yetkilileriyle görüşüyoruz. Gelecek ay içerisinde, bir Fam Trip organize etmek için çalışıyoruz. Ayrıca, bu ay içerisinde, fuarda görüştüğümüz acentalardan birinin yetkilisi,Kayseri’ye gelerek hem tesisleri gezecek, hem de charter operasyonlarını değerlendirecek.Ukrayna’nın Kayseri’ye ilgisi şu an sadece kayak turizmi açısından olsa da, diğer turizm imkanlarına da dikkatlerini çekmekteyiz. Özellikle, Kapadokya + Kayseri turları yapılması konusunda çalışmalarımız sürmekle birlikte, bazı outdoor spor turizmi yapan acentalar da yamaç paraşütü ve downhillbisiklet parkuru gibi imkanlar ile ilgileniyorlar” diye konuştu.

Talep var, ancak direk uçuş olmaması en önemli sorun

Ukrayna’dan Kayseri’ye yoğun ilginin olmasına rağmen, en büyük sorunun ulaşım olduğunun altını çizen Menderes Karaküçük, şunları kaydetti:
“En önemli sorunumuz ulaşım. Bize son derece yakın olan bu ülke ile maalesef ulaşım imkanlarımız kısıtlıdır ve paket turların kullanamayacağı kadar pahalıdır. Şu aşamada sadece, İstanbul makul uçak fiyatları ile ulaşılabilir durumdayız. Aktarmalı uçuşlar söz konusu olduğunda, fiyatlar oldukça artmaktadır. Öbür taraftan, Ukrayna’dan sadece İstanbul Atatürk Havalimanına uçuş olması ve Sabiha Gökçen’den uçuş olmaması da biletleri daha pahalı hale getirebilmektedir. Diğer taraftan bazı havayolu şirketlerinin de, Ukrayna uçuşlarının aktarma istasyonu olarak Ankara’yı kullanıp, İstanbul’dan hiçbir seçenek sunmuyor olması da, Kayseri bölgesine ulaşmayı neredeyse imkansız seviyesinde zorlaştırmaktadır. Bilindiği üzere Ankara’dan Kayseri’ye karayolunun dışında bir ulaşım imkanı yok. Bu sebeple de, geriye acentaların direk charter uçuşu yapmalarının dışında başka bir şansımız bulunmuyor” şeklinde konuştu.

8 Nisan 2018 Pazar

Komşunun Ekonomi Bakanı’ndan yatırım çağrısı...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Komşunun Ekonomi Bakanı’ndan yatırım çağrısı

Türkiye ve Bulgaristan arasındaki ticari ilişkilerde önemli gelişmeler yaşanıyor.
Bulgaristan Ekonomi Bakanı Emil Karanikolov PERPA Ticaret Merkezi’ni ziyaret etti. Perpa A Blok Başkanı Hasan Sezgin ve Yönetim Kurulu tarafından Perpa'ya davet edilen Karanikolov, Perpa girişinde Başkan Hasan Sezgin, A ve B Blok Yönetim Kurulu üyeleri, Persiad yönetimi ve iş adamları tarafından karşılandı. Karanikolov ve Bulgaristan Türkiye Ticari Konsolosu Toşko Tomov, Bulgaristan Ticaret Ajansı yetkilileri, ticari heyeti ziyaretin devamında Kanal Ekonomi stüdyosunda kısa bir röportaj gerçekleştirdi.

Ticari ilişkilerin gelişmesi gerektiğine vurgu yapan Karanikolov sözlerine şu şekilde devam etti;
“İki ülkenin KOBİ’leri karşı karşıya getirmek üzere en kısa zamanda KOBİ’lere özel bir iş forumu düzenleme niyetimiz var. İş adamlarının yüz yüze buluşmasında arabuluculuk yapılmasını devletin yükümlülüğü olarak düşünüp onların başarılı olacagını inanmaktayım. İki gündür İstanbul’da olup iki ülke arasında daha fazla iş potansiyelimiz olduğunu anladım. Bulgaristan çok kaliteli hizmet ve ürünler tedarik edebilir. Diğer tarafından Türkiye ekonomisi de yüksek rekabete sahip olan aşırı kaliteli hizmet ve ürünler teklif ederek Bulgaristan aracılığı ile AB pazarına kolaylıkla girebilir. En kısa süre içinde  Bulgar ve Perpalı iş adamlarını Perpa Ticaret merkezi'nde buluşturarak, ticari hacmimizin artması için çaba harcayacağız'' dedi.

Daha sonra toplantıya katılan iş adamları kendilerini ve yaptıkları işleri tanıttılar. İş adamlarının önemli bir kesimi Bulgaristan ile ticaret yapma, hatta orada üretim yapma isteklerini vurguladılar.

6 Nisan 2018 Cuma

Hilton Dalaman SarıgermeResort&Spa'ya müşteri mükemmellik ödülü...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



HABEROLAĞANÜSTÜ COĞRAFYASIYLA HILTON DALAMAN YENİ SEZONDA MİSAFİRLERİNİN KARŞISINDA

Uzun yıllardır sadece Türk müşterilerinin değil, Avrupa’nın da en iyi
otelleri arasında yer alan Hilton Dalaman SarıgermeResort&Spa
British Airways yolcuları tarafından layık görüldüğü ‘müşteri mükemmellik ödülü’ ile sezonu karşılıyor.
Akdeniz ve Ege’nin birleştiği yerde, denizin eşsiz mavisi, aromatik ve tropikal bitkilerin de yer aldığı pek çok endemik bitkiye ev sahipliği yapan Hilton Dalaman SarıgermeResort&Spa, doğanın içindeki arınmışlığı ile her yaştan misafire ev sahipliği yapıyor. Otel sağlık, spa, gastronomi ve eğlencesini zengin seçenekleriyle misafirlerine yaşatıyor.

Doğayla iç içe deneyimler
 Kuş gözlemcileri için gözde bir mekân olmaya başlayan Otel konuklarına doğa turları ile eşsiz arkeolojik ve bölgenin dokusunu yaşatacak önemli bilgilerle donatıyor. Kaliteli yaşam gustosunu benimseyen anlayışla spor ve sağlıklı yaşam üzerine otelde alkali yiyeceklerin sunulduğu büfeden tutun, dağ bisikletleriyle safariye kadar birçok olanakla otel dışındaki bölgenin doğasındaki deneyimleri misafirlerin beğenisine sunuluyor.
Başka yerde bulamayacağınız bir lezzet: Mavi Yengeç
Zengin açık büfesinin yanı sıra 6 farklı ‘a la carte’ restoranla da hizmet veren Hilton Dalaman Uzakdoğu, İtalyan, Hint, Ege, Türk, Deniz Ürünleri mutfağı sevenleri uzman şeflerin özel lezzetleriyle mutlu ediyor. Bölgeye özel bir lezzet olan ‘mavi yengeç’ ise otelin Excecutive Şefi

Cengiz Çetin’in ekibi tarafından özel bir usulle hazırlanıyor.
Hilton Dalaman SarıgermeResort&Spa açık büfesinde ise Sarıgerme ve Dalyan bölgesinin yöresel ürünleri kullanılıyor. Bölgenin özel peynirleri, zeytin ve reçelleri büfede sergileniyor. Tarladan sofraya konseptiyle otel tüm patlıcan, kavun, kabak, biber, marul, domates gibi tedarikleri kendi tesislerinde yetiştiriyor. Ayrıca çilek, nar, kuşkonmaz gibi mevsimlik ürünlere özel dönemsel konseptler oluşturuluyor.

CarettaCaretta’ların evi
Hilton Dalaman SarıgermeResort&Spa’nın uzun sahili aynı zamanda deniz kamplumbağası ‘carettacaretta’ların evi. Otel deniz kaplumbağalarının korunarak güvenli üremesi amacıyla sahilinde bu konuyla ilgili özel bir devriye ekip bulunduruyor. Bu ekip carettacaretta yuvalarını keşfedip alanı özel olarak çevreliyor.
Devasa bir spa merkezi, denizi ve konforu bir araya getiren Gazebo Evleri, gece hayatının doyasıya yaşandığı Barlar Sokağı pek çok kışkırtıcı alanın sunulduğu Hilton Dalaman; çocuklar için de birbirinden eğlenceli aktivitelerin gerçekleştiği Kids Carnaval ve annelerle kızlarına unutulmaz bir spa deneyimi yaşatan Spafor Kids ile yeni sezonda misafirlerine kapılarını sonuna dek açıyor.

ÇOCUKLAR İÇİN RENGÂRENK BİR KARNAVAL ZAMANI
Hilton Dalaman, yetişkinlere lüks ve konforu sunarken minik misafirlerini de unutmuyor. Otelde çocuklu aileler için geliştirilen alanlardan ilki Kids Carnaval. Bu rengârenk çocuk karnavalında ufak misafirler; sabun, cup cake, kukla yapımı gibi eğlenceli ve öğretici aktivitelerin gerçekleşeceği atölyelerin yanı sıra; kukla tiyatrosu, hedefli kale,  x-box futbol, kar partisi ve daha birçok eğlenceli oyun ile zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaklar.
Çocukların keyifli vakit geçirebileceği bir başka alan ise CarpiKidzParadise. 4-12 yaş grubundaki çocuklara hitap eden CarpiKidzParadise’da açık ve kapalı aktivite odaları, kapalı sineması, bebek oyun ve uyku odası, mini amfi tiyatrosu ve açık oyun alanlarından oluşan pek çok etkinliğe yer veriliyor.
Hilton Dalaman SarıgermeResort&Spa, çocuklar ve gençler için oluşturulan “PriveTeen Club” ile de eğlenceli ve yaratıcı günlük aktivitelere ev sahipliği yapıyor.Gençler, gündüz açık alanda yapılan spor aktivitelerinin dışında, “TeenagerKulübü” olan “PriveTeen”dezihinsel, sanatsal ve eğlenceli faaliyetlerde bulunabiliyor.

ANNELER VE KIZLARINA ÖZEL SPA
Çocuklarıyla birlikte keyifli vakit geçirmek isteyen anneleri ise, 6.000 metrekarelik dev bir alanda hizmet veren ElysionSpa’da huzuru ve eğlenceyi bir araya getiren Spafor Kids bekliyor. Amerika’da yükselen bir trend haline gelen Spafor Kids konsepti Hilton Dalaman SarıgermeResort&Spa’ya taşınacak. SpaforKids’teanneler ve kızları eğlenceli vakit geçirecekler.
Tabii ki bölgenin en büyük spası olan ElysionSpa’da, huzur yalnızca çocuklar için değil. İsmini ve konseptini Roma ve Helen kültüründen alarak Helenistik dönemin büyüsünü günümüze taşıyan ElysionSpa’daUzakdoğu’nun egzotik atmosferi Türk gelenekleriyle birleştirilmiş. Vücudu toksinlerden arındıran terapiler, besleyici masaj bakımları ve bölgesel peeling uygulamaları; dünya masaj literatüründeki masaj teknikleri ve terapi yöntemleriyle özel eğitimli Türk ve Balili profesyonel bir ekip tarafından yapılıyor. Ayrıca spa deneyimini kendi özel odasında almak isteyen misafirler için

HoneymoonDublexSuitlerde bulunuyor.
Hilton Dalaman SarıgermeResort&Spa’da çocuklar kadar doğaya dönmek isteyen yetişkinlerin de ilgisini çeken bir diğer alan ise mini bir hayvanat bahçesi olan Zooland. Eğlencesini macera sosuyla tatlandırmak isteyen yetişkinler için özel bir peyzajla tasarlanan Zooland içerisinde kümes hayvanlarından çiftlik hayvanlarına kadar pek çok hayvan türüne yer veriliyor.
Hilton Dalaman SarıgermeResort&Spa’da misafirlerin yoğun ilgi gösterdiği bir diğer alan ise tamamen doğal yaşam esas alınarak geliştirilen Organik Bahçe. Bu doğal alan misafirlerin kendi bitkilerini yetiştirmesine de olanak tanıyor.

5 Nisan 2018 Perşembe

Marka itibarı, işletmelerin uzun soluklu olmasını sağlıyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Butik oteller gurusu İzim Bozada, otellerde itibar yönetiminin ipuçlarını paylaştı

Hotel Care Kurucu Ortağı İzim Bozada,
“Marka itibarı, işletmelerin uzun soluklu olmasını sağlıyor”

İnternetin hayatımıza girmesiyle, iletişim kavramı hız ve şeffaflık kazandı. İşletmeler tarafından atılan adımlar, kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor oldu. Olumlu girişimler toplumdan destek bulurken, olumsuz girişimler markaların itibarına zarar vermeye başladı.
Marka itibarının, işletmelerin uzun soluklu olmasını sağlayan önemli unsurlardan birisi olduğunu kaydeden Hotel Care kurucu ortağı İzim Bozada, şunları söyledi:
“İç müşterilerimiz olan çalışanlarımız, dış müşterilerimiz olan konuklarımız, tedarikçilerimiz ve toplum ile iletişim kurarken, marka bilinirliğini arttıracak etkinlikler yaparken, sosyal sorumluluk projelerini düzenlerken,oluşacak algıyı doğru yönetmemiz gerekiyor. Nitekim marka itibarı doğru yönetildiğinde, şirketlerin toplam değeri artıyor. Bu da pazar paylarının artmasını, rakiplerine karşı üstünlük kazanmalarını ve gelecekte varolma şanslarını arttırıyor” dedi.

Otellerde,online itibar yönetiminin ipuçları

Dijital ortamlardaki online itibar yönetiminin ipuçları hakkında bilgi veren İzim Bozada, konuşmasına şöyle devam etti:
“Hotel Care olarak, arama motoru optimizasyonundan, web sitesi ve sosyal medya takibine,online misafir ilişkileri yönetiminden, otelin iç operasyonlarına kadar birçok farklı konuda uzmanlık gerektiren bir süreci yönetiyoruz. İşbirliği içinde olduğumuz küçük ve butik otellerde hayata geçirdiğimiz online itibar yönetiminde, şu başlıkları ele alıyoruz. Öncelikle kurumsal kimlik detaylarını oluşturuyoruz. Sosyal medya aktivitelerindeki görsel seçimi ve iletişim yöntemini sağlıyoruz. Misafir ile e-posta, telefon ya da online rezervasyon ile başlayan ve işletme içinde devam eden misafir deneyiminin süreç yönetimi gerçekleştiriyoruz. Online satış portallarındaki yorumları ve bu yorumlara yazılan cevaplardaki iletişimi yönetiyoruz. ‘Meta Search’ adını verdiğimiz yorum sitelerinde yorumlara verilen cevaplar ve bu iletişimde korunacak yöntemleri oluşturuyoruz. Bu başlıklar altında yer alan, onlarca detayın üzerinde yoğunlaşarak, dijital pazarlama ile işletmelerin hedeflerine ulaşmalarına ve daha da ‘sürdürülebilir’ olmalarına destek sağlıyoruz” diye konuştu.

Otellerin vitrini olan web sitesinde, ürün ve hizmetler en iyi şekilde anlatmalı

Web sitesinin otellerin vitrini olduğunun altını çizen aynı zamanda Küçük Oteller Sitesi’nin kurucusu İzim Bozada, şunları anlattı:
“Web sitesi, otel işletmelerinin vitrinleridir. Dolayısıyla, ürünlerini (hizmetlerini) en iyi şekilde anlatmaları gerekiyor. Bu noktada şunlara önem verilmelidir. Web sitesinde, profesyonel fotoğraflar olmalıdır; SEO uyumlu içerikler hazırlanmalıdır; özel teklifler (web sitesinden ya da doğrudan rezervasyonu teşvik edecek ek değer üreten teklifler) sunulmalıdır; Call to Action mesajları (sadece ana sayfada değil, ara sayfalarda da rezervasyon girişimine davet edici) hazırlanmalıdır; online rezervasyon motoru yapılmalıdır. Nitekim web sitesinde, çok uzun metinlere ve çok sayıda sayfaya ihtiyaç olduğunu da düşünmüyoruz. Potansiyel misafirlerin zamanları yok ve otelin web sitesi kararlarını çabuklaştıracak kadar net olmalıdır.Sosyal medya da ise, süreklilik, otel kapalı olsa bile ilham verici paylaşımların devamı, yapılan paylaşımlardaki özen, kurgu, görüntü ve paylaşım kalitesi, kullanılan hashtaglerile konuklara arada sırada jestler yapmak, onlarla sürekli etkileşimde olmak, rezervasyon ve sorularını cevaplamak gerekiyor. Biz, https://www.hotelcare.co/danışmanlığımız kapsamında, gelir yönetiminden iş geliştirmeye, web ve sosyal medya yönetiminden web satışa, doluluk oranlarının maksimize edilmesinden dağıtım kanallarının yönetilmesi ve e-marketinge kadar çok geniş bir yelpazede, konusunda uzman bir ekibimizle hizmet veriyoruz” şeklinde konuştu.

4 Nisan 2018 Çarşamba

TL borçlanması daha sağlıklı, ancak reel faizler yüksek...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Dijital baskı makinelerinde,
leasing’te kdv’nin %1 olması yatırımları hızlandırır

Dövizle borçlanmaya sınırlama getirecek ve 2 Mayıs’ta uygulamaya girecek olan yeni düzenleme, daha çok 25 bine yakın küçük ve orta boy işletmeyi yakından ilgilendiriyor. Döviz geliri olmayanlar, bu tarihten itibaren yurtiçi veya yurtdışından döviz ile borçlanamayacaklardır. Yeni düzenlemeye göre, 15 milyon doların altında döviz borcu olanların da, bundan sonra dövizle borçlanamayacağı belirtiliyor.
Yeni düzenlemede, sadece Leasing’te KDV’si %1 olan makine ve teçhizat yatırımları uygulamanın dışında tutuluyor.Traktör, greydergibi yatırımların leasingkdv’si %1 olurken; bilgisayar, dijital baskı makinesi, yazıcı gibi makinelerin leasing kdv’si %18’dir. Leasing KDV’si %18 olan makinelerin, döviz ile borçlanma seçeneğinden yararlanamayacak olmaları da, sektörde iş yapan firmaları sınırlıyor.

Endüstriyel dijital baskı makinelerinde de, leasing KDV’si %1 olmalıdır

Milyon dolarlık makinelere yatırım yapacak olan girişimcilerin, TL’nin yanı sıra, döviz ile de borçlanabilme seçeneğini değerlendirebilmesinin önemli olduğunu kaydeden Lidya Grup Yönetim Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:
“2 Mayıs’ta yürürlüğe girecek olan uygulama ile dövizle borçlanmaya sınırlama getiriliyor. Girişimciler, birkaç milyon dolar olan bir dijital baskı makinesi satın alırken, TL ile mi, yoksa döviz ile mi borçlanacağı kararını verebilmelidir. Endüstriyel ürünler, tüm sektörler için gelişim aracı ve aynı zamanda yeni iş alanları açması nedeniyle de dikkate alınmalıdır. Ancak, yeni teknolojilere geçerek üretim kapasitelerini artırmak isteyenler, Leasing KDV’nin %18 olması nedeniyle ortaya çıkan fiyatlama, yatırım iştahını köreltebilir. Özetle, traktör, greyder gibi makineler yatırım kapsamına giriyorsa, ekonomiye aynı doğrultuda katkı sağlayan endüstriyel baskı makinelerinin ve bu türev ürünlerin leasing kdv’sinin de %1 olması gerekir” dedi.

Aslında TL borçlanması daha sağlıklı, ancak reel faizler yüksek

Girişimciler açısından TL borçlanmasının, döviz riskini ortadan kaldıracağı için daha sağlıklı bir borçlanma olduğunu da ifade eden Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Son dönemlerde Dolar ve Euro’da ciddi bir dalgalanma var. Bu da, döviz borçlanmalarında bir belirsizliği ortaya çıkarabiliyor. Aslında TL borçlanması, döviz riskini ortadan kaldıracağı için yatırımcılar açısından daha sağlıklı bir borçlanma modeli olabilir. Ancak, reel faizler şuan yüksek ve girişimciler TL borçlanması yapmak istemeyeceğinden, yatırımlarda frene basacaktır” diye konuştu.


Türkiye Elektronik Sanayi Zirvesi düzenlendi...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Türkiye Elektronik Sanayi Zirvesi düzenlendi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü,
“Türkiye’nin geleceği, yüksek teknoloji ve yüksek katma değerdedir”

Ülkemizi bilim merkezi, teknoloji üssü ve ileri sanayi ülkesi yapmayı hedeflediklerini kaydeden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü,şunları söyledi:
“Türkiye’nin geleceği, yüksek teknoloji ve yüksek katma değerdedir. Türkiye’yi bilim merkezi, teknoloji üssü, ileri sanayi ülkesi yapma hedefimizde, ülkemiz sanayisinin sıçrama yapmasını, gelecek 10 yıl içinde imalat sanayisini ve yerli ara malı üretimini katlamasını planlıyoruz. İthal ara malı ürünlerin, ülkemizde üretilmesi konusu, milli bir hedeftir. Bunu hep birlikte başarmak zorundayız. 1,3 dolar seviyesinde olan ihracatımızın kilogram değerini, en az 3 dolar seviyesine çıkarmamız gerekiyor. İhraç ettiğimiz ürünlerin teknoloji içeriğini de artırmayı hedefliyoruz” dedi.

10 yılda ithal cep telefonlarına 24 milyar dolar ödendi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın katılımıyla, Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) tarafından ‘Türkiye Elektronik Sanayi Zirvesi’, 30 Mart 2018 Cuma günü, Ümraniye Hilton GardenInnHotel’de düzenlendi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, TESİD Başkanı C.Müjdat Altay, Bakanlık yetkilileri, TESİD üyeleri, CanovateGroup Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür’ün aralarında bulunduğu iş insanları katıldı. Tüm gün süren zirvede, bakanlık, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve iş insanları, sektörün yüksek ve milli teknoloji üretimini artırmasına yönelik görüş ve önerilerini paylaştı.
Zirvenin öğleden önceki bölümünde; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, TESİD Başkanı Müjdat Altay ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Zübeyde Çağlayan, birer konuşma yaptı.
Türkiye’nin son 10 yılda ithal ettiği cep telefonlarına 24 milyar dolar ödediğine dikkat çeken Bakan Dr. Faruk Özlü, teknoloji açığı kapatıldığında cari açığın da kapatılacağını belirtti. Otomotiv, sağlık, bilişim, havacılık, savunma gibi sektörlerin merkezinde elektronik sektörünün geldiğini anlatan BakanDr. Faruk Özlü, geçtiğimiz yıl 10 milyar doların üzerinde ihracatı olan, 700 milyon dolardan fazla a-ge çalışması yapan elektronik sektörünün, tüm sektörlere girdi sağladığını kaydetti.

Milli çözümler geliştirilmesi hedefleniyor

Büyümenin lokomotifinin elektronik ve imalat sanayisi olduğunu ifade eden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Zübeyde Çağlayan, şunları anlattı:
“Yerlileştirmedeki artış ve 4.0 endüstri alanlarında yaptığımız çalışmalar ile yüksek teknolojili ürünlerin payını artırmayı istiyoruz. Elektronik sanayimizi, milli çözümler ile geliştirmek en büyük hedefimizdir” diye konuştu.
Elektronik sektöründeki ar-ge payının tüm sektörlerin ortalamasından 8 kat fazla olarak %8 civarında olduğunu kaydeden TESİD Başkanı Müjdat Altay, ülkemizin teknolojide yapacağı sıçramaya sektör olarak hazır olduklarını belirtti. TESİD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Suat Bengür yaptığı konuşmada, dernek olarak, nesnelerin interneti, siber güvenlik, yapay zeka gibi konulara odaklandıklarını sözlerine ekledi. Zirvenin öğleden sonraki bölümünde, sektörün genel durum değerlendirmesi yapıldı.

Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, sanayi üretiminde katma değeri ve ileri teknoloji ürünlerini artırmak maksadıyla ‘Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı’ başlatıldı. Program kapsamında, sektör odaklı bir yaklaşım ile sanayimizin rekabet gücünü artıracak ve ithal bağımlılığını azaltacak ürün ve projelerin geliştirilmesi ve global pazara entegrasyonu hedeflenmektedir. ‘Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı’ kapsamında, elektronik ve elektrik sanayi, odak sektörler arasında yer almaktadır.