HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
4 KUŞAK TURiZM...
Turizm sektörü, teknolojiye dayalı, diğer sektörlere kıyasla çok çabuk kabuk değiştiren, sürekli kendini yenileyen bir sektördür. Bu cem harley.jpgsektörde kuşaklar her 10 senede bir değişir, kartlar her 10 senede bir yeniden dağıtılır. Yeni teknolojilere ayak uyduramayan kişiler, şirketler teker teker piyasadan silinirler.
Sektör kuşaklarını tanımlarsak;
"D" KUŞAĞI
Turizmde ilk neslin "D" kuşağı olduğunu görüyoruz. Şöyle bir Flashback yaptığımızda; Yusuf Duru-Duru Turizm, İnci Pirinççioğlu-ViP Turizm, Hüseyin Kurtoğulları-Plan Tur, Erkunt Öner-Tura Turizm, Sinan Vardar-JollyTur vs bu dönemin iz bırakanlarındandır. Bazıları bu "D" kuşağını Dinazor kuşağı olarak nitelese de biz onlara DUAYEN kuşağı diyoruz. Onlara Teleks ile çalışan nesil de diyebiliriz. Örneğin Duru Turizmde çalışırken Teleksin son günlerine denk gelmiştim. O zamanlar Teleksin şerit deliklerini okuyup çözenlere gıpta ile bakılırdı. Bu nesil Çek-Senet-Sözleşme ile değil yüz yüze ve iki dudaklarından çıkan sözle iş yaparlardı. Anlaşırlarsa, imza yerine el sıkışırlardı. Teminat değil "Söz verirlerdi". Para transferleri Havale, EFT ile değil, siyah çöp poşetleri veya gazete kağıdına sarılı tomarlarla elden, nakit olarak yapılırdı. "D" kuşağı hala sosyalleşmeyi, yüz yüze görüşmeyi, birbirlerine öğlene kadar kahve, öğleden sonra viski ziyaretlerine gitmeyi, akşamüstü iş çıkışı ise Harbiye'de Pub Avni buluşmalarını severler.
"X" KUŞAĞI
Bir sonraki kuşak, yani bizim kuşağımız FAX kuşağıydı. Adam kağıda taa Avrupa'dan yazı yazıyor, imza atıyor, bir dakikada önümüzde. Yarabbim bu nasıl bir mucize! Bazıları bizim kuşağa "K" kuşağı diyorlar. Yani Kaşarlar. Ancak, literatüre göre bizler "X" kuşağıyız. X Kuşağı, kurallara uyumlu, aidiyet duygusu güçlü, otoriteye saygılı, sadık, çalışkanlığa önem veren bir kuşak olarak tanımlanıyor. Bu grubun bilinenleri Cemal Kızıltan-Tourismo, Nihat Çimen-Fly Express, Mehmet Ersoy-ETS, Ertuğrul Karaoğlu-INTRA, İbrahim Temel-Touristica, Baki Özarslan-ValsTur vs sayılabilir.
"Y" KUŞAĞI
Bizden sonraki nesil internet çağı kuşağıdır. Bizim zamanımızda adımız şirketlerimizle beraber anılırdı. Prontocem veya Baracudacem gibi. "Y" kuşağında ise şirket sahiipleri değil, sahip oldukları web siteleri ön plandadır. Örneğin, Odamax.com, Tatil.Com, TatilBudur.Com, Gezinomi.com, TatilSepeti.com vs hep bu dönemin çocuklarıdır. İşte bu kuşağa "Y" kuşağı diyoruz. Turizmi yönlendirenler, yeni seyahat trendlerini belirleyenler çoğunlukla bu "Y" kuşağıdır. Yani1980 ve sonrası doğumlular. Bu kuşaktan Barış Öztürk-TravelZone ve Kaan İşcil-KappaTur gibi önceki neslin benzeri hatta devamı olan başarılı iş insanları çıksa da "Y" kuşağı acentalar, kuşaklar arası farklılığın en çok hissedildiği nesil özelliği taşırlar. Çünkü onlar bağımsız olmayı severler, özgürlüklerine düşkünler ve iş yaşamlarında da farklılar. İyi kazanırlar ve kendi zevkleri için gösterişe kaçmadan iyi ve doğru para harcarlar. Bir üst kuşaklar gibi meslektaşları ile iç içe olmayı tercih etmez, belirlenen mesai saatleri arasında çalışmayı sevmezler. Bu yüzden, iş saatinden ziyade kendi belirledikleri gün ve saatlerde işlerine odaklanırlar. Bu kuşağın büyük çoğunluğu homeoffice çalışmayı tercih ederler.
"Z" KUŞAĞI
Bu günlerde ise "Z" kuşağı turizmde etkin olmaya başladı. Z kuşağı, 2000 yılı ve sonrası doğanlara deniyor. Onlar, İnternet ve mobil teknolojileri kullanmayı seviyorlar. Günümüzde yaygın olan akıllı telefonlar, i-pad’ler ya da tablet bilgisayarları ile her alanda aktifler. Özellikle internet aracığıyla sosyalleşmeyi, ürün pazarlamayı tercih ediyorlar. Bu kuşak gençler halen "çalışan konumundalar", henüz "Patron" sınıfına geçmediler. Ne yapacakları, sektöre ne gibi yenilikler getirecekleri merakla bekleniyor. Şurası kesin ki, Turizmin geleceği onların ellerinde olacak.
Görüldüğü üzere, an itibarı ile 4 kuşak halen bu sektördeyiz. O halde hep beraber NİCE YILLARA diyoruz.
Sevgilerimizle Cem Polatoğlu
30 Aralık 2019 Pazartesi
Kolaysoft Teknoloji, ülke genelinde eczacılara e-dönüşüm sürecini anlatıyor...
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Kolaysoft Teknoloji, ülke genelinde eczacılara e-dönüşüm sürecini anlatıyor
Kolaysoft Teknoloji AŞ ve TEB Eczacı Kart işbirliği ile ülke genelindeki eczacılara “e-Buluşmalar Toplantıları” düzenlenmeye devam ediyor. TEB Eczacı Kart ve Kolaysoft Teknoloji tarafından,16-17 Aralık tarihleri arasında Hatay’da, 17-20 Aralık tarihleri arasında Antalya’da, 21 Aralık tarihinde Samsun’da, 24 Aralık tarihinde Kocaeli’nde, 26 Aralık tarihinde Eskişehir’de, 27 Aralık tarihinde Kırşehir ve Aksaray’da eczacılar odaları ile bir araya gelindi.
Bu yıl başlayan ve gelecek yıl devam edecek olan çalışmanın kapsamında 54 eczacı odası ile toplantılar düzenlemeyi sürdüren Kolaysoft Teknoloji AŞ Genel Müdürü Kezban Boztürk ve Pazarlama Koordinatörü M.Umut Gökbulut, e-Buluşmalar Toplantılarında, e-dönüşüm (e-fatura, e-arşiv, e-defter, e-irsaliye) uygulamaları hakkında bilgiler aktarmaya devam ediyor.
Eczacılara, e-dönüşümün kazanımları anlatılıyor
Düzenledikleri toplantılarda eczacılara, e-dönüşümün kazanımlarını anlattıklarını kaydeden Kolaysoft Teknoloji AŞ Genel Müdürü Kezban Boztürk, şunları söyledi:
“19 Ekim 2019 Cumartesi tarihli Resmi Gazetede, Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve e-Defter Genel Tebliği yayınlandı ve e-dönüşüm uygulamalarının kapsamı genişletildi. 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren yeni mükellefler sisteme giriyor. Firma olarak, eczacılar ile yaptığımız toplantılarda, yeni kapsam hakkında bilgiler verirken, e-fatura, e-arşiv fatura, e-defter gibi e-dönüşüm uygulamaları ve dijital dönüşümün işletmelere kazanımlarını anlatıyoruz. e-dönüşüm sürecinin, hız, zaman, tasarruf gibi birçok artısı bulunuyor. Örneğin, geçmiş dönemde eczacılar tarafından SGK’ya kesilen faturalar için harcanan zaman bazen saatleri bulurken, firma olarak eczacılar ile yaptığımız ar-ge çalışmalarımızın neticesinde, bu süreyi saniyeler seviyesine düşürdük ve bu da hız ve zaman açısından ciddi kazanımlar sağlamış oldu. Bir diğer konu ise, kağıt bir faturanın maliyeti (fatura basımı, zarf ve kargo maliyetleri gibi) ortalama 5 TL - 12 TL arasında değişebiliyor. e-fatura olduğunda, bir faturanın maliyeti kuruşlar seviyesine inmektedir ve binlerce ağacın kesilmesinin de önüne geçilmektedir” şeklinde konuştu.
Kolaysoft Teknoloji, ülke genelinde eczacılara e-dönüşüm sürecini anlatıyor
Kolaysoft Teknoloji AŞ ve TEB Eczacı Kart işbirliği ile ülke genelindeki eczacılara “e-Buluşmalar Toplantıları” düzenlenmeye devam ediyor. TEB Eczacı Kart ve Kolaysoft Teknoloji tarafından,16-17 Aralık tarihleri arasında Hatay’da, 17-20 Aralık tarihleri arasında Antalya’da, 21 Aralık tarihinde Samsun’da, 24 Aralık tarihinde Kocaeli’nde, 26 Aralık tarihinde Eskişehir’de, 27 Aralık tarihinde Kırşehir ve Aksaray’da eczacılar odaları ile bir araya gelindi.
Bu yıl başlayan ve gelecek yıl devam edecek olan çalışmanın kapsamında 54 eczacı odası ile toplantılar düzenlemeyi sürdüren Kolaysoft Teknoloji AŞ Genel Müdürü Kezban Boztürk ve Pazarlama Koordinatörü M.Umut Gökbulut, e-Buluşmalar Toplantılarında, e-dönüşüm (e-fatura, e-arşiv, e-defter, e-irsaliye) uygulamaları hakkında bilgiler aktarmaya devam ediyor.
Eczacılara, e-dönüşümün kazanımları anlatılıyor
Düzenledikleri toplantılarda eczacılara, e-dönüşümün kazanımlarını anlattıklarını kaydeden Kolaysoft Teknoloji AŞ Genel Müdürü Kezban Boztürk, şunları söyledi:
“19 Ekim 2019 Cumartesi tarihli Resmi Gazetede, Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve e-Defter Genel Tebliği yayınlandı ve e-dönüşüm uygulamalarının kapsamı genişletildi. 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren yeni mükellefler sisteme giriyor. Firma olarak, eczacılar ile yaptığımız toplantılarda, yeni kapsam hakkında bilgiler verirken, e-fatura, e-arşiv fatura, e-defter gibi e-dönüşüm uygulamaları ve dijital dönüşümün işletmelere kazanımlarını anlatıyoruz. e-dönüşüm sürecinin, hız, zaman, tasarruf gibi birçok artısı bulunuyor. Örneğin, geçmiş dönemde eczacılar tarafından SGK’ya kesilen faturalar için harcanan zaman bazen saatleri bulurken, firma olarak eczacılar ile yaptığımız ar-ge çalışmalarımızın neticesinde, bu süreyi saniyeler seviyesine düşürdük ve bu da hız ve zaman açısından ciddi kazanımlar sağlamış oldu. Bir diğer konu ise, kağıt bir faturanın maliyeti (fatura basımı, zarf ve kargo maliyetleri gibi) ortalama 5 TL - 12 TL arasında değişebiliyor. e-fatura olduğunda, bir faturanın maliyeti kuruşlar seviyesine inmektedir ve binlerce ağacın kesilmesinin de önüne geçilmektedir” şeklinde konuştu.
29 Aralık 2019 Pazar
(EGD) Başkanı Celal Toprak’a emek ödülü takdim edildi...
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Celal Toprak’a Emek Ödülü
Metal sektörünün önde gelen sendikalarından Birleşik-Metal İş’in 20. Genel Kurulu geniş katılımla gerçekleştirildi. Toplantıda TGRT Ekonomi Haberleri Müdürü ve Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak’a emek ödülü takdim edildi.
Birleşik-Metal İş’in 20. Genel Kurulu Kartal Titanic Otel’de yapılan geniş katılımlı bir toplantıyla yapıldı. TGRT Ekonomi Haberleri Müdürü ve Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, yaşamın çeşitli alanlarında yaptığı çalışmalarla gerek sendikal harekete gerekse işçi sınıfının mücadelesine önemli katkılar sunan fikir ve mücadelelere verdiği katkılardan dolayı emek ödülüne layık görüldü.
Ödülünü Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu’nun elinden alan duayen gazeteci Celal Toprak, “Bugün burada yapılan konuşmaların özeti ‘Birleşirsek bu işi çözeriz’ şeklindedir. Hepiniz bir amaç uğruna bir aradasınız. Şu an gördüklerim aslında daha önce okuduğum ve çok etkilendiğim ‘Derinden Gelen Kökler’ kitabını andırır nitelikte. Açıkçası ben birleşerek daha güçlü hale gelinmesini gerçekten de çok önemsiyorum. Emekten yana bütün kurum ve kuruluşların dikkate alması gereken bir şeyi çok iyi yaptığınız ortada. Bu çok önemli bir unsur” dedi.
Açılış konuşmasını Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu’nun yaptığı genel kurula sendika başkanları, siyasi parti temsilciler ve vekillerkatıldı.
28 Aralık 2019 Cumartesi
Uyumsoft, 2020’de %35’in üzerinde büyüme hedefliyor ...
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Uyumsoft, 2020’de %35’in üzerinde büyüme hedefliyor
Ülkemizin inovasyon lideri Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, 2020 yılında %35’in üzerinde büyüme hedefliyor. Yıllık gelirinin yaklaşık %30’nu ar-ge ve inovasyona ayıran Uyumsoft, her yıl bulut tabanlı çözümler olmak üzere yeni ürünleri pazara çıkarmayı sürdürüyor.
Uyumsoft AŞ’nin ürün gamında, ERP (cloud, bulut, mobil), e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Defter, e-İrsaliye vb) uygulamaları, ekoTicari, ekoHR,ekoSMMM,ekoCARİ, Banka Bakiyem gibi geniş ürün ailesi yer alıyor.23 yıldır %100 yerli sermaye ile yolunadevam eden Uyumsoft, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Bakü’deki 6 ofisinde 200’ün üzerindeki çalışanı ve ekosistemindeki 1.000’i aşkın iş ve çözüm ortağıyla, on binlerce yerli ve global müşterisine yazılım ve danışmanlık hizmeti veriyor.
2025’de kadar, 10 ülkede satış kanalı yapılanması hedefliyor
Her yıl büyüyerek yola devam ettiklerini anlatan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları kaydetti:
“Ülkemizin inovasyon liderleri arasındayız. Ar-ge ve inovasyon odaklı bir şirket olarak, pazara daima yeni ürünler sunmayı sürdürüyoruz. Firma olarak, kobi’den dünya devine her ölçekteki işletmelere, ERP ve e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter vd) uygulamalarının her aşamasında uçtan uça çözümler sunmaktayız. Kısaca,Uyumsoft olarak son 6 yıldır her yıl %30’un üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. Çalışanlarımız ve ekosistemimiz ile birlikte daima büyümeye odaklanıyoruz. Türkiye pazarında elde ettiğimiz tecrübelerimizi ve başarılarımızı da, bulunduğumuz coğrafyadaki ülkeler başta olmak üzere dünyaya açmayı planlıyoruz. 2025 yılına kadar, Azerbaycan, Sırbistan, Kosova, Bulgaristan, Dubai, Suudi Arabistan gibi 10 ülkede satış kanalı yapılanmasını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Uyumsoft, e-Belge pazarında %15 pazar payına sahip
e-Fatura süreçlerinin 2015 yılından itibaren Türk işletmelerinin gündeminde olduğunu ifade eden Mehmet Önder, şunları söyledi:
“e-Fatura süreçleri 2015 yılından itibaren ülkemiz işletmelerinin gündemine girdi. e-Fatura’nın ardında, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye gibi 40’a yakın e-Belge uygulamaları gelmeye devam edecektir. 19 Ekim 2019 tarihinde yayımlanan yeni tebliğ ile,e-Fatura, e-Arşiv, e-İrsaliye, e-Defter, e-Serbest Meslek Makbuzu, e-Müstahsil Makbuzu ve e-Bilet gibi kullanılmakta olan belgelere ek olarak, ayrıca e-Sigorta Belgesi, e-Gider Pusulası, e-Dekont ve e-Döviz Alım Satım belgelerini düzenleyen mükellefler de kapsama alınmış oldu. Mükelleflerin geçişi, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlıyor ve 2020’de binlerce yeni mükellef e-Belge’ye geçiyor olacaktır. E-Belge sürecinin lider özel entegratörü olan firmamız Uyumsoft’un, e-Belge sektöründeki pazar payı yaklaşık %15 oranındadır. Tokat ofisimizdeki 100’ü aşkın deneyimli ve tecrübeli insan kaynağımız ile ülke genelindeki müşterilerimize 7x24 kesintisiz en iyi hizmeti sunan firmalardan birisiyiz ve yüksek müşteri memnuniyeti başarımızın anahtarını oluşturuyor. Aynı zamanda, Tokat ilindeki yapılanmamız, Anadolu şehirlerinin “bilişim kenti” olabileceğine güzel bir örneği oluştururken, buradaki gençlere istihdam imkanları sağlamanın ayrı bir gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
"
Uyumsoft, 2020’de %35’in üzerinde büyüme hedefliyor
Ülkemizin inovasyon lideri Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, 2020 yılında %35’in üzerinde büyüme hedefliyor. Yıllık gelirinin yaklaşık %30’nu ar-ge ve inovasyona ayıran Uyumsoft, her yıl bulut tabanlı çözümler olmak üzere yeni ürünleri pazara çıkarmayı sürdürüyor.
Uyumsoft AŞ’nin ürün gamında, ERP (cloud, bulut, mobil), e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Defter, e-İrsaliye vb) uygulamaları, ekoTicari, ekoHR,ekoSMMM,ekoCARİ, Banka Bakiyem gibi geniş ürün ailesi yer alıyor.23 yıldır %100 yerli sermaye ile yolunadevam eden Uyumsoft, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Bakü’deki 6 ofisinde 200’ün üzerindeki çalışanı ve ekosistemindeki 1.000’i aşkın iş ve çözüm ortağıyla, on binlerce yerli ve global müşterisine yazılım ve danışmanlık hizmeti veriyor.
2025’de kadar, 10 ülkede satış kanalı yapılanması hedefliyor
Her yıl büyüyerek yola devam ettiklerini anlatan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları kaydetti:
“Ülkemizin inovasyon liderleri arasındayız. Ar-ge ve inovasyon odaklı bir şirket olarak, pazara daima yeni ürünler sunmayı sürdürüyoruz. Firma olarak, kobi’den dünya devine her ölçekteki işletmelere, ERP ve e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter vd) uygulamalarının her aşamasında uçtan uça çözümler sunmaktayız. Kısaca,Uyumsoft olarak son 6 yıldır her yıl %30’un üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. Çalışanlarımız ve ekosistemimiz ile birlikte daima büyümeye odaklanıyoruz. Türkiye pazarında elde ettiğimiz tecrübelerimizi ve başarılarımızı da, bulunduğumuz coğrafyadaki ülkeler başta olmak üzere dünyaya açmayı planlıyoruz. 2025 yılına kadar, Azerbaycan, Sırbistan, Kosova, Bulgaristan, Dubai, Suudi Arabistan gibi 10 ülkede satış kanalı yapılanmasını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Uyumsoft, e-Belge pazarında %15 pazar payına sahip
e-Fatura süreçlerinin 2015 yılından itibaren Türk işletmelerinin gündeminde olduğunu ifade eden Mehmet Önder, şunları söyledi:
“e-Fatura süreçleri 2015 yılından itibaren ülkemiz işletmelerinin gündemine girdi. e-Fatura’nın ardında, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye gibi 40’a yakın e-Belge uygulamaları gelmeye devam edecektir. 19 Ekim 2019 tarihinde yayımlanan yeni tebliğ ile,e-Fatura, e-Arşiv, e-İrsaliye, e-Defter, e-Serbest Meslek Makbuzu, e-Müstahsil Makbuzu ve e-Bilet gibi kullanılmakta olan belgelere ek olarak, ayrıca e-Sigorta Belgesi, e-Gider Pusulası, e-Dekont ve e-Döviz Alım Satım belgelerini düzenleyen mükellefler de kapsama alınmış oldu. Mükelleflerin geçişi, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlıyor ve 2020’de binlerce yeni mükellef e-Belge’ye geçiyor olacaktır. E-Belge sürecinin lider özel entegratörü olan firmamız Uyumsoft’un, e-Belge sektöründeki pazar payı yaklaşık %15 oranındadır. Tokat ofisimizdeki 100’ü aşkın deneyimli ve tecrübeli insan kaynağımız ile ülke genelindeki müşterilerimize 7x24 kesintisiz en iyi hizmeti sunan firmalardan birisiyiz ve yüksek müşteri memnuniyeti başarımızın anahtarını oluşturuyor. Aynı zamanda, Tokat ilindeki yapılanmamız, Anadolu şehirlerinin “bilişim kenti” olabileceğine güzel bir örneği oluştururken, buradaki gençlere istihdam imkanları sağlamanın ayrı bir gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
"
EGD yılbaşı buluşması TİM'in ev sahipliğinde,gerçekleşti...
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) geleneksel "Yılbaşı Buluşması", Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi'nde gerçekleştirildi.
TİM'in ev sahipliğinde, Başarsoft'un ana sponsorluğunda gerçekleşen etkinlikte KKTC Başbakanı Ersin Tatar, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, TİM Başkanı İsmail Gülle başta olmak üzere EGD üyeleri, siyaset ve iş dünyasından isimler bir araya geldi.
"Doğu Akdeniz'de şu an yaşananlarla, o büyük zenginliklerin paylaşımında KKTC'nin ne kadar önemli bir devlet olarak yoluna devam ediyor olduğunu görüyoruz ve mutlu da oluyoruz. Yapılan çalışmalarda Türkiye'nin desteğiyle KKTC'de gelişen önemli sektörler ve gelişen bir KKTC ekonomisi var. Türkiye'nin yoluna güçlü şekilde devam etmesi, yapısı ve potansiyeliyle, bu bölgede yaşayanlara ve KKTC'deki Kıbrıs Türk halkına büyük bir gelecek vaat ediyor.
Bununla birlikte Türkiye'nin yoluna güçlü devam etmesi, ilişkilerimizin en iyi şekilde geliştirilmesi, karşılıklı menfaatlerin oluşması, KKTC ekonomisinin güçlenmesi ile o coğrafyada, istikrarlı bir düzenin kurulmasında faydalı olacak. Sizlere olan güvenimizle, size duyduğumuz itimatla bu bölgede daha güzel günlerin bizim olacağını biliyoruz."
TİM Başkanı İsmail Gülle, ekonomi basının ihracatçılar için önemine işaret ederek, ihracatçılar ile ekonomi basının ülke için birlikte güzel şeyler yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini söyledi.
Gülle, ekonomi basını ve ihracatçıların aynı ailenin üyeleri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Yeni gelişmeleri hep birlikte takip ettik, ihracatın sesini tüm Türkiye’ye hep birlikte duyurduk. Ülkemizin dört köşesinde, ekonomi basınımızla, ihracat seferberliği yürüttük, ihracat adına dolu dolu bir buçuk seneyi geride bıraktık. 2019 gibi, pek çok yönüyle küresel ve bölgesel risklerin tırmandığı bir yılda Türkiye olarak tüm zorluklara rağmen başarılı bir dengelenme sürecini geride bıraktık.
Bu süreçte de mal ve hizmet ihracatımız, gerek büyüme ve istihdama, gerekse de cari açığın kapanmasına net katkısıyla, çok kritik bir rol oynadı. Küresel ticaret durağanlık yaşarken, mal ihracatında 180 milyar dolar çıtasını yakaladık. Hizmet İhracatında ise 55 milyar dolar gibi yeni bir rekora yürüyoruz.
Gülle, ihracatta yaşanan gelişmeler hakkında katılımcılara bilgi vererek, ekonomi basınından kendilerine ve ülke ekonomisine desteklerini devam ettirmesi çağrısında bulundu.
Başarsoft Üst Yöneticisi (CEO) Alim Küçükpehlivan, Türkiye'de yaşanan teknolojik gelişmelere ve teknoloji alanında yapılan ihracata dikkati çekerek, "Alacak çok yolumuz var. Tüm iş adamlarına sesleniyorum, bir kere alıp bir kere satacağınız şeylere değil, bir kere alıp yüz kere satacağınız şeylere, yazılıma yatırım yapın." dedi.
EGD Başkanı Celal Toprak, geleneksel hale gelen buluşmanın sektör için önemini vurgulayarak, katılımlarından dolayı herkese teşekkür etti.
Konuşmaların ardından plaket takdim töreni düzenlendi. EGD'ye desteklerinden dolayı Başarsoft CEO'su Alim Küçükpehlivan, Vestel Kurumsal İletişim Müdürü Gençer Kabaroğlu, Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı ve Türk Plastik Sanayicileri, Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu'na teşekkür plaketi verildi.
Ekonomi basınının amiral gemisi Dünya Gazetesi'ni hayata döndüren tüm ekip adına Hakan Güldağ da teşekkür plaketine layık görüldü. Teşekkür plaketini Güldağ adına Dünya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Handan Sema Ceylan aldı.
Ekonomi basının duayen ismi Şeref Özgencil'e de plaket takdimi yapıldı.
Gecede vefa-şükran plaketleri de verildi. Merhum iş adamı Murat Dedeman adına Dedemen Holding yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Şükrü Dedeman, Tekfen Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit adına ANG Vakfı Başkan Vekili Turgut Gökyiğit, Atasay Kuyumculuk Kurucu ve Onursal Başkanı Atasay Kamer, Güriş Kurucu ve Onursal Başkanı İdris Yamantürk adına oğlu Tevfik Yamantürk plaketini aldı.
İş insanı Şaban Taçyıldız adına damadı Cüneyt Harmanşa'ya, Metal Mobilya Kurucusu Mustafa Plevne'ye, merhum Asım Kocabıyık adına Borusan Holding İnsan Kaynakları ve Kurumsal iletişim Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş'e de şükran-vefa plaketi takdim edildi.
EGD yılbaşı buluşmasında ekonomi basınında 20 yılını dolduranlara da plaket takdim edildi.
Meslekte 20 yılını dolduran isimler şu şekilde:
"Serhat Aligil, Doğan Erdoğan, Şükrullah Dolu, Halil Okşit, Mete Tansu, Emre Şahin, Mehmet Ali Akada, Canan Soysal, Hatice Nazlı Aydoğan, Levent Gökmen Demirciler, Mehmet Ali Kantarcı, Metin Tanrıver, Gülten Uğurlu, Talip Bayram, Ayfer Arslan, Fahriye Şenyurt, Gülnur Yeşilbaş Kayaoğlu, Bahri Kayaoğlu, Soyhan Alpaslan, Zeliha Aslan, Çiğdem Subaşı Yücesoy, Yaşar Kızılbağ, Mustafa Mesut Ergan, Mine Şenkul Ergüven, Sinan Yurtkulu, Seda Akbay, Ünal Kurtul ve Halil Günüç.
Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) geleneksel "Yılbaşı Buluşması", Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi'nde gerçekleştirildi.
TİM'in ev sahipliğinde, Başarsoft'un ana sponsorluğunda gerçekleşen etkinlikte KKTC Başbakanı Ersin Tatar, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, TİM Başkanı İsmail Gülle başta olmak üzere EGD üyeleri, siyaset ve iş dünyasından isimler bir araya geldi.
"Doğu Akdeniz'de şu an yaşananlarla, o büyük zenginliklerin paylaşımında KKTC'nin ne kadar önemli bir devlet olarak yoluna devam ediyor olduğunu görüyoruz ve mutlu da oluyoruz. Yapılan çalışmalarda Türkiye'nin desteğiyle KKTC'de gelişen önemli sektörler ve gelişen bir KKTC ekonomisi var. Türkiye'nin yoluna güçlü şekilde devam etmesi, yapısı ve potansiyeliyle, bu bölgede yaşayanlara ve KKTC'deki Kıbrıs Türk halkına büyük bir gelecek vaat ediyor.
Bununla birlikte Türkiye'nin yoluna güçlü devam etmesi, ilişkilerimizin en iyi şekilde geliştirilmesi, karşılıklı menfaatlerin oluşması, KKTC ekonomisinin güçlenmesi ile o coğrafyada, istikrarlı bir düzenin kurulmasında faydalı olacak. Sizlere olan güvenimizle, size duyduğumuz itimatla bu bölgede daha güzel günlerin bizim olacağını biliyoruz."
TİM Başkanı İsmail Gülle, ekonomi basının ihracatçılar için önemine işaret ederek, ihracatçılar ile ekonomi basının ülke için birlikte güzel şeyler yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini söyledi.
Gülle, ekonomi basını ve ihracatçıların aynı ailenin üyeleri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Yeni gelişmeleri hep birlikte takip ettik, ihracatın sesini tüm Türkiye’ye hep birlikte duyurduk. Ülkemizin dört köşesinde, ekonomi basınımızla, ihracat seferberliği yürüttük, ihracat adına dolu dolu bir buçuk seneyi geride bıraktık. 2019 gibi, pek çok yönüyle küresel ve bölgesel risklerin tırmandığı bir yılda Türkiye olarak tüm zorluklara rağmen başarılı bir dengelenme sürecini geride bıraktık.
Bu süreçte de mal ve hizmet ihracatımız, gerek büyüme ve istihdama, gerekse de cari açığın kapanmasına net katkısıyla, çok kritik bir rol oynadı. Küresel ticaret durağanlık yaşarken, mal ihracatında 180 milyar dolar çıtasını yakaladık. Hizmet İhracatında ise 55 milyar dolar gibi yeni bir rekora yürüyoruz.
Gülle, ihracatta yaşanan gelişmeler hakkında katılımcılara bilgi vererek, ekonomi basınından kendilerine ve ülke ekonomisine desteklerini devam ettirmesi çağrısında bulundu.
Başarsoft Üst Yöneticisi (CEO) Alim Küçükpehlivan, Türkiye'de yaşanan teknolojik gelişmelere ve teknoloji alanında yapılan ihracata dikkati çekerek, "Alacak çok yolumuz var. Tüm iş adamlarına sesleniyorum, bir kere alıp bir kere satacağınız şeylere değil, bir kere alıp yüz kere satacağınız şeylere, yazılıma yatırım yapın." dedi.
EGD Başkanı Celal Toprak, geleneksel hale gelen buluşmanın sektör için önemini vurgulayarak, katılımlarından dolayı herkese teşekkür etti.
Konuşmaların ardından plaket takdim töreni düzenlendi. EGD'ye desteklerinden dolayı Başarsoft CEO'su Alim Küçükpehlivan, Vestel Kurumsal İletişim Müdürü Gençer Kabaroğlu, Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı ve Türk Plastik Sanayicileri, Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu'na teşekkür plaketi verildi.
Ekonomi basınının amiral gemisi Dünya Gazetesi'ni hayata döndüren tüm ekip adına Hakan Güldağ da teşekkür plaketine layık görüldü. Teşekkür plaketini Güldağ adına Dünya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Handan Sema Ceylan aldı.
Ekonomi basının duayen ismi Şeref Özgencil'e de plaket takdimi yapıldı.
Gecede vefa-şükran plaketleri de verildi. Merhum iş adamı Murat Dedeman adına Dedemen Holding yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Şükrü Dedeman, Tekfen Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit adına ANG Vakfı Başkan Vekili Turgut Gökyiğit, Atasay Kuyumculuk Kurucu ve Onursal Başkanı Atasay Kamer, Güriş Kurucu ve Onursal Başkanı İdris Yamantürk adına oğlu Tevfik Yamantürk plaketini aldı.
İş insanı Şaban Taçyıldız adına damadı Cüneyt Harmanşa'ya, Metal Mobilya Kurucusu Mustafa Plevne'ye, merhum Asım Kocabıyık adına Borusan Holding İnsan Kaynakları ve Kurumsal iletişim Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş'e de şükran-vefa plaketi takdim edildi.
EGD yılbaşı buluşmasında ekonomi basınında 20 yılını dolduranlara da plaket takdim edildi.
Meslekte 20 yılını dolduran isimler şu şekilde:
"Serhat Aligil, Doğan Erdoğan, Şükrullah Dolu, Halil Okşit, Mete Tansu, Emre Şahin, Mehmet Ali Akada, Canan Soysal, Hatice Nazlı Aydoğan, Levent Gökmen Demirciler, Mehmet Ali Kantarcı, Metin Tanrıver, Gülten Uğurlu, Talip Bayram, Ayfer Arslan, Fahriye Şenyurt, Gülnur Yeşilbaş Kayaoğlu, Bahri Kayaoğlu, Soyhan Alpaslan, Zeliha Aslan, Çiğdem Subaşı Yücesoy, Yaşar Kızılbağ, Mustafa Mesut Ergan, Mine Şenkul Ergüven, Sinan Yurtkulu, Seda Akbay, Ünal Kurtul ve Halil Günüç.
27 Aralık 2019 Cuma
TIRPORT, yeni hizmeti “SSL Link”
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
TIRPORT SSL Link sayesinde, nakliye süreci cep telefonundan canlı olarak adım adım takip ediliyor
TIRPORT SSL Link sayesinde,
lojistikte yılda 12 milyar TL’yi bulan taşımadan kaynaklı zararlar sona erecek
Lojistik yönetimini uçtan uca dijitalleştiren TIRPORT, yeni hizmeti “SSL Link” ile yük sahiplerinenakliye süreçlerinin her aşamasını cep telefonlarından canlı olarak adım adım izleme imkanı veriyor.
Ülkemiz lojistik sektörünün yıllık büyüklüğü 300 milyar TL civarında. Taşınan malların %1’i doğrudan zarara uğruyor ve %4’ünde ise yük sahibi bir şekilde zarara uğrayabiliyor. TIRPORT SSL Link sayesinde, lojistikteki %4’lik kayıp olan ve yıllık 12 milyar TL’yi bulan taşımadan kaynaklanan zararların önüne geçilmesi hedefleniyor.
Taşımanın %92’sinin karayolları ile yapıldığı ülkemizde, her gün yaklaşık 500 bin kamyon bir yerden başka bir yere yük taşımaya devam ediyor. Avrupa’nın en büyük kamyon pazarı olan Türkiye’de, 850 bine yakın kamyon yollardadır ve bu kamyonların %95’inin sahibi bireysel kamyonculardır. Sadece %5’i lojistik firmaları ve üretici firmaların öz malı olarak faaliyet gösteriyor. Yollardaki kamyonların %10’unda dahi araç takip sistemi bulunmuyor. Hal böyle olunca, taşınan malların yaklaşık %4’ü, gecikme, hırsızlık gibi bazı nedenlerden dolayı bir şekilde zarara uğrayabiliyor.
TIRPORT teknolojileri ileyükler güvende
TIRPORT kullanıcısı bir kamyona yükleme yapıldığında, yükün tüm taşıma bilgileri anında sisteme dijital olarak işleniyor. İrsaliyenin yüke ilişkin detaylarının yanında,yükleme ve teslim noktaları, zamanları ve şartları da yük bilgisine ekleniyor. Kamyon yola çıkarken TIRPORT o taşımaya özel, tıpkı uçakların elektronik biniş kartı gibi güvenli bir SSL Link üretiyor. Bu link tıklandığında,yükün tüm irsaliye bilgilerinin yanında, nakliye süreci canlı olarak adım adım izleniyor. Şoför ile TIRPORT uygulaması üzerinden iletişime geçiliyor, gecikme vb. durumlardan anında haberdar olunuyor. Siparişini verdiği ürünleri bekleyen bir işletmenin de, gözü hiçbir zaman yolda kalmıyor. Her defasında kamyoncuya telefon ile ulaşmak için çaba sarf etmiyor ve farklı noktalara yapılan teslimatlardan anında haberdar olunuyor. Ayrıca, trafik vb. durumlardan kaynaklanabilecek gecikmelerden önceden haberdar olunurken, önlemler de alınabiliyor.
TIRPORT, Unicorn olma potansiyeline sahip dünyadaki 20 startup arasında
TIRPORT Yük Cepte aplikasyonu ile lojistik yönetimini uçtan uca dijitalleştirdiklerini ifade eden TIRPORT Pazarlama Direktörü Burcu Kale, şunları söyledi:
“Lojistik, dünyada dijitalleşmenin en çok etkilediği birkaç sektörden birisidir. Dünyanın her yerinde lojistik yönetiminin dijitalleşmesi için inanılmaz yatırımlar yapılıyor. Unicorn (milyar dolarlık değerleme) seviyesine gelmiş lojistik teknolojilerinin sayısı 15’in üzerine çıktı ve her yıl yenileri ekleniyor. Biz de Türkiye’deki yatırım şirketimiz AB Plus ile lojistik sektörüne 4 yıl önce yatırım yaptık ve geliştirdiğimiz mobil teknolojilerinin Avrupa ve MENA bölgesinde karşılığını alacağını biliyorduk. Yatırımlarımızı yönlendirerek, sahip olduğumuz teknolojiler ve inovasyonlarla sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da oldukça iddialı teknolojileri barındıran TIRPORT’u geliştirerek, 2018’de canlıya aldık. TIRPORT canlıya geçtiği ilk yıl büyük bir global başarıya da imza atmıştır ve Alibaba Cloud tarafından dünya çapında düzenlenen dünyanın en büyük Startup yarışması Create@Alibaba’da 7 binin üzerinde Startup arasından, unicorn olma potansiyeline sahip ilk 20 startup’tan birisi olma hakkını aldığı dünya finallerinde yer almıştır” diye konuştu.
TIRPORT SSL Link sayesinde, nakliye süreci cep telefonundan canlı olarak adım adım takip ediliyor
TIRPORT SSL Link sayesinde,
lojistikte yılda 12 milyar TL’yi bulan taşımadan kaynaklı zararlar sona erecek
Lojistik yönetimini uçtan uca dijitalleştiren TIRPORT, yeni hizmeti “SSL Link” ile yük sahiplerinenakliye süreçlerinin her aşamasını cep telefonlarından canlı olarak adım adım izleme imkanı veriyor.
Ülkemiz lojistik sektörünün yıllık büyüklüğü 300 milyar TL civarında. Taşınan malların %1’i doğrudan zarara uğruyor ve %4’ünde ise yük sahibi bir şekilde zarara uğrayabiliyor. TIRPORT SSL Link sayesinde, lojistikteki %4’lik kayıp olan ve yıllık 12 milyar TL’yi bulan taşımadan kaynaklanan zararların önüne geçilmesi hedefleniyor.
Taşımanın %92’sinin karayolları ile yapıldığı ülkemizde, her gün yaklaşık 500 bin kamyon bir yerden başka bir yere yük taşımaya devam ediyor. Avrupa’nın en büyük kamyon pazarı olan Türkiye’de, 850 bine yakın kamyon yollardadır ve bu kamyonların %95’inin sahibi bireysel kamyonculardır. Sadece %5’i lojistik firmaları ve üretici firmaların öz malı olarak faaliyet gösteriyor. Yollardaki kamyonların %10’unda dahi araç takip sistemi bulunmuyor. Hal böyle olunca, taşınan malların yaklaşık %4’ü, gecikme, hırsızlık gibi bazı nedenlerden dolayı bir şekilde zarara uğrayabiliyor.
TIRPORT teknolojileri ileyükler güvende
TIRPORT kullanıcısı bir kamyona yükleme yapıldığında, yükün tüm taşıma bilgileri anında sisteme dijital olarak işleniyor. İrsaliyenin yüke ilişkin detaylarının yanında,yükleme ve teslim noktaları, zamanları ve şartları da yük bilgisine ekleniyor. Kamyon yola çıkarken TIRPORT o taşımaya özel, tıpkı uçakların elektronik biniş kartı gibi güvenli bir SSL Link üretiyor. Bu link tıklandığında,yükün tüm irsaliye bilgilerinin yanında, nakliye süreci canlı olarak adım adım izleniyor. Şoför ile TIRPORT uygulaması üzerinden iletişime geçiliyor, gecikme vb. durumlardan anında haberdar olunuyor. Siparişini verdiği ürünleri bekleyen bir işletmenin de, gözü hiçbir zaman yolda kalmıyor. Her defasında kamyoncuya telefon ile ulaşmak için çaba sarf etmiyor ve farklı noktalara yapılan teslimatlardan anında haberdar olunuyor. Ayrıca, trafik vb. durumlardan kaynaklanabilecek gecikmelerden önceden haberdar olunurken, önlemler de alınabiliyor.
TIRPORT, Unicorn olma potansiyeline sahip dünyadaki 20 startup arasında
TIRPORT Yük Cepte aplikasyonu ile lojistik yönetimini uçtan uca dijitalleştirdiklerini ifade eden TIRPORT Pazarlama Direktörü Burcu Kale, şunları söyledi:
“Lojistik, dünyada dijitalleşmenin en çok etkilediği birkaç sektörden birisidir. Dünyanın her yerinde lojistik yönetiminin dijitalleşmesi için inanılmaz yatırımlar yapılıyor. Unicorn (milyar dolarlık değerleme) seviyesine gelmiş lojistik teknolojilerinin sayısı 15’in üzerine çıktı ve her yıl yenileri ekleniyor. Biz de Türkiye’deki yatırım şirketimiz AB Plus ile lojistik sektörüne 4 yıl önce yatırım yaptık ve geliştirdiğimiz mobil teknolojilerinin Avrupa ve MENA bölgesinde karşılığını alacağını biliyorduk. Yatırımlarımızı yönlendirerek, sahip olduğumuz teknolojiler ve inovasyonlarla sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da oldukça iddialı teknolojileri barındıran TIRPORT’u geliştirerek, 2018’de canlıya aldık. TIRPORT canlıya geçtiği ilk yıl büyük bir global başarıya da imza atmıştır ve Alibaba Cloud tarafından dünya çapında düzenlenen dünyanın en büyük Startup yarışması Create@Alibaba’da 7 binin üzerinde Startup arasından, unicorn olma potansiyeline sahip ilk 20 startup’tan birisi olma hakkını aldığı dünya finallerinde yer almıştır” diye konuştu.
Lidya Grup, FESPA Eurasia 2019’da gövde gösterisi yaptı...
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Lidya Grup, FESPA Eurasia 2019’da gövde gösterisi yaptı
Lidya Grup,İstanbul Fuar Merkezi (İFM)’de geçtiğimiz günlerde düzenlenenFESPA Eurasia 2019’da, milyon dolarlık dijital baskı makineleri ile gövde gösterisi yaptı. Teknolojisiyle dijital baskı sektörünün dünya devleri arasında yer alan Xerox, Epson ve EFI markalarının Türkiye distribütörü olan Lidya Grup, fuarda kendi markası olan “SUTECDijital Baskı Makineleri”nin yoğun katılımlı görkemli lansmanını gerçekleştirdi.
Fuarda, Xerox, Epson, EFI ve SUTEC markalarından 20’ye yakın makineyi sergileyen Lidya Grup, salon 10 stant C40 ve D40’da bulunan iki ayrı standını ziyaret eden müşterilerine ve fuar ziyaretçilerine teknoloji şovu düzenledi. Geçtiğimiz fuarlarda olduğu gibi FESPA Eurasia fuarında da “özel kampanya paketleri” sunan Lidya Grup’un standı, yurtiçi ve yurt dışında yoğun ziyaretçi akınına uğradı. Birçok ülkeden binlerce baskı profesyonelinin buluşma noktası olan fuarda, Lidya Grup sergilediği dijital baskı makineleriyle, yeniliklerin ve sektörel trendlerin vitrini oldu.
Dijital baskı sektörünün “star makinelerini” sergiledi
Uluslararası bir fuar olan FESPA Eurasia’ya, temsil ettikleri Xerox, Epson, EFI ve SUTEC markaları ile katıldıklarını kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, fuarın Türkiye’yi dijital baskı sektöründe dünyada bir merkez haline getirmesi açısından önemli olduğunu açıkladı.
Dijital baskı sektörünün lideri olarak, fuarlarda teknoloji şovu yaptıklarının altını çizen Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:
“Dijital baskı sektöründe temsil ettiğimiz 4 markamızın, dünyanın en ileri teknolojisine sahip olan star makinelerini, herkesin görebilmesi ve deneyimlemesi için iki ayrı standımızda sergiledik. Fuardaki iki standımızda, milyon dolarlık makinelerin kurulumunu yaparak, makinelerin teknolojisini ve üretim çıktılarını, standımızı ziyaret eden müşterilerimiz ve fuar ziyaretçileriyle paylaştık. Fuara, merkez ofisimiz, 5 bölge ofisimiz ve 18 bayimiz ile güçlü bir ekiple katıldık. Lidya Grup standları, yurtiçi ve yurtdışından müşterilerimizin ve sektör temsilcilerinin buluşma noktası oldu” dedi.
2020’de, pazarın büyümesi gerçekleşecek
Fuar sırasındaki değerlendirmesinde, 2019’un son çeyreğinden itibaren yatırımların hızlandığını anlatan Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Faizlerin yatırım yapmaya elverişli noktaya gelmesi, kurun stabil olması, piyasalardaki yatırım yapma iştahı gibi birçok unsurun neticesinde, 2019 yılının son çeyreğinden itibaren sektörümüzde yeniden bir hareketlenme başladı ve yatırımlar yapılmaya devam ediyor. 2020 yılında, yatırımların artarak sürmesini ve pazarın büyümesini bekliyoruz. Özetle, geçtiğimiz dönemde ötelenen yatırım ihtiyaçları, 2020 yılı itibariyle gerçekleşmeye başlıyor. FESPA Eurasia fuarında ilk kez lansmanını yaptığımız kendi markamız olan SUTEC dijital baskı makineleri için ayrı bir stand kurduk. Promosyon malzemelerine baskı alanında, SUTEC markasının 2020 yılında pazar lideri olmasını hedefliyoruz. Fuardaki diğer standımızda, Türkiye distribütörü olduğumuz Xerox, Epson ve EFI markalarının makinelerini sergiledik. Sektöründe dünya lideri olan Xerox, Epson, EFIglobal markamıza ve bu fuarda lansmanını yaptığımız SUTEC markamıza, fuar sırasında yoğun bir ilgi ve talep gerçekleşti. Fuara özel yaptığımız kampanyalarımıza, yoğun bir ilgi ve taleple karşılaştık. Bu talep, 2020 yılı boyunca devam ederken, pazarın büyümesi gerçekleşecektir” diye konuştu.
Fuar, pazarın hareketlendiği bir döneme geldi ve beklentilerimizi karşıladı
2019 yılının son çeyreğinde pazarın yeniden hareketlendiğini belirten Grafik Sanatlar Satış Direktörü Adem Öz, şunları kaydetti:
“Uzun bir durgunluk döneminden sonra, 2019 yılının Eylül ayından itibaren piyasalarda hareketlenme yaşanmaya başladı. FESPA fuarı, pazarın hareketlendiği etkin bir döneme geldiği için fuardan beklentimiz oldukça yüksekti. Fuara, iki ayrı standımız ile iddialı bir şekilde girdik. İlk defa kendi markamız olan SUTEC’inlansmanını gerçekleştirdik. SUTEC, baskı kalitesi ve maliyet faktörü ile özellikle copyshop’lar ve reklamcılar tarafından yoğun bir talep ve ilgi görmektedir. Türkiye distribütörlüğünü yaptığımız EFI, Epson ve Xerox markalarımızda son yeni teknolojik gelişmeleri, yeni ürünleri sergiledik ve ilk kez lansmanını yaptığımız makinelerimiz oldu. Xerox’un A3 renkli primelink C9070 yazıcısının Ocak ayında yapılacak olan satışını öne çekerek burada tanıttık ve satışına başladık. Epson’un yaklaşık 1.5 litre mürekkep hazneli, baskı maliyeti daha düşük yeni eko-solvent baskı makinelerini fuarda ilk kez sergiledik. Standımızda geniş format EFI Pro 32r+ rulodan ruloya makinemizi ziyaretçilerle buluşturduk. Özetle, fuar pazarın hareketlendiği bir döneme geldi, beklentilerimizi karşıladı ve fuara özel yaptığımız kampanyalarımıza yoğun bir ilgi ve talep gerçekleşti” dedi.
Lidya Grup, daima müşterilerinin yanındadır
Şartlar ne olursa olsun daima müşterilerinin yanında olduklarını ifade eden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları anlattı:
“Yaşanan olası krizlerin ardından ve sonraki durumlarında, dönemsel kampanyaların ötesinde, süreklilik arz eden satış tekniklerini ve çözümlerini sunmak önemlidir. İş hayatı devamlılık arz ediyor ve iş sürecini de bu bakış açısıyla yönetmek lazımdır. Lidya Grup olarak, daima müşterilerimizin yanındayız, müşterilerimize değer katacak iş çözümlerini ortaya koyarak, başarılı bir iş modelini yönetmeye devam ediyoruz. Her platforma belirttiğim gibi geçtiğimiz durgunluk döneminde, iş dünyası iş yapmayı özlemiştir. Hepimiz biliyoruz ki, “Üretmezseniz, tüketemezsiniz. Tüketmezseniz, üretemez ve büyüyemezsiniz”. Bu bir döngüdür. Özetle, şartlar ne olursa olsun, işletmeler daima üretmek ve büyümek durumundadırlar. 2020 yılının ikinci çeyreğinden itibaren, ekonomide toparlanmanın gerçekleşeceğini öngörüyoruz ve 2020 yılından oldukça umutluyuz. Aynı zamanda, kurum ve kuruluşlar olarak, teknolojinin nereye gittiğini yakından takip etmeliyiz. Teknoloji, geleceğinizi şekillendirecek bir araçtır. Nitekim hedef, en uygun ürün ile en uygun pazarı bir araya getirmektir. Bu nedenle, uzun süreli ve kalite normlarını da kaybetmeyerek, iş hacmini geliştirmeye dönük yatırımların daima yapılması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Lidya Grup, FESPA Eurasia 2019’da gövde gösterisi yaptı
Lidya Grup,İstanbul Fuar Merkezi (İFM)’de geçtiğimiz günlerde düzenlenenFESPA Eurasia 2019’da, milyon dolarlık dijital baskı makineleri ile gövde gösterisi yaptı. Teknolojisiyle dijital baskı sektörünün dünya devleri arasında yer alan Xerox, Epson ve EFI markalarının Türkiye distribütörü olan Lidya Grup, fuarda kendi markası olan “SUTECDijital Baskı Makineleri”nin yoğun katılımlı görkemli lansmanını gerçekleştirdi.
Fuarda, Xerox, Epson, EFI ve SUTEC markalarından 20’ye yakın makineyi sergileyen Lidya Grup, salon 10 stant C40 ve D40’da bulunan iki ayrı standını ziyaret eden müşterilerine ve fuar ziyaretçilerine teknoloji şovu düzenledi. Geçtiğimiz fuarlarda olduğu gibi FESPA Eurasia fuarında da “özel kampanya paketleri” sunan Lidya Grup’un standı, yurtiçi ve yurt dışında yoğun ziyaretçi akınına uğradı. Birçok ülkeden binlerce baskı profesyonelinin buluşma noktası olan fuarda, Lidya Grup sergilediği dijital baskı makineleriyle, yeniliklerin ve sektörel trendlerin vitrini oldu.
Dijital baskı sektörünün “star makinelerini” sergiledi
Uluslararası bir fuar olan FESPA Eurasia’ya, temsil ettikleri Xerox, Epson, EFI ve SUTEC markaları ile katıldıklarını kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, fuarın Türkiye’yi dijital baskı sektöründe dünyada bir merkez haline getirmesi açısından önemli olduğunu açıkladı.
Dijital baskı sektörünün lideri olarak, fuarlarda teknoloji şovu yaptıklarının altını çizen Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:
“Dijital baskı sektöründe temsil ettiğimiz 4 markamızın, dünyanın en ileri teknolojisine sahip olan star makinelerini, herkesin görebilmesi ve deneyimlemesi için iki ayrı standımızda sergiledik. Fuardaki iki standımızda, milyon dolarlık makinelerin kurulumunu yaparak, makinelerin teknolojisini ve üretim çıktılarını, standımızı ziyaret eden müşterilerimiz ve fuar ziyaretçileriyle paylaştık. Fuara, merkez ofisimiz, 5 bölge ofisimiz ve 18 bayimiz ile güçlü bir ekiple katıldık. Lidya Grup standları, yurtiçi ve yurtdışından müşterilerimizin ve sektör temsilcilerinin buluşma noktası oldu” dedi.
2020’de, pazarın büyümesi gerçekleşecek
Fuar sırasındaki değerlendirmesinde, 2019’un son çeyreğinden itibaren yatırımların hızlandığını anlatan Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Faizlerin yatırım yapmaya elverişli noktaya gelmesi, kurun stabil olması, piyasalardaki yatırım yapma iştahı gibi birçok unsurun neticesinde, 2019 yılının son çeyreğinden itibaren sektörümüzde yeniden bir hareketlenme başladı ve yatırımlar yapılmaya devam ediyor. 2020 yılında, yatırımların artarak sürmesini ve pazarın büyümesini bekliyoruz. Özetle, geçtiğimiz dönemde ötelenen yatırım ihtiyaçları, 2020 yılı itibariyle gerçekleşmeye başlıyor. FESPA Eurasia fuarında ilk kez lansmanını yaptığımız kendi markamız olan SUTEC dijital baskı makineleri için ayrı bir stand kurduk. Promosyon malzemelerine baskı alanında, SUTEC markasının 2020 yılında pazar lideri olmasını hedefliyoruz. Fuardaki diğer standımızda, Türkiye distribütörü olduğumuz Xerox, Epson ve EFI markalarının makinelerini sergiledik. Sektöründe dünya lideri olan Xerox, Epson, EFIglobal markamıza ve bu fuarda lansmanını yaptığımız SUTEC markamıza, fuar sırasında yoğun bir ilgi ve talep gerçekleşti. Fuara özel yaptığımız kampanyalarımıza, yoğun bir ilgi ve taleple karşılaştık. Bu talep, 2020 yılı boyunca devam ederken, pazarın büyümesi gerçekleşecektir” diye konuştu.
Fuar, pazarın hareketlendiği bir döneme geldi ve beklentilerimizi karşıladı
2019 yılının son çeyreğinde pazarın yeniden hareketlendiğini belirten Grafik Sanatlar Satış Direktörü Adem Öz, şunları kaydetti:
“Uzun bir durgunluk döneminden sonra, 2019 yılının Eylül ayından itibaren piyasalarda hareketlenme yaşanmaya başladı. FESPA fuarı, pazarın hareketlendiği etkin bir döneme geldiği için fuardan beklentimiz oldukça yüksekti. Fuara, iki ayrı standımız ile iddialı bir şekilde girdik. İlk defa kendi markamız olan SUTEC’inlansmanını gerçekleştirdik. SUTEC, baskı kalitesi ve maliyet faktörü ile özellikle copyshop’lar ve reklamcılar tarafından yoğun bir talep ve ilgi görmektedir. Türkiye distribütörlüğünü yaptığımız EFI, Epson ve Xerox markalarımızda son yeni teknolojik gelişmeleri, yeni ürünleri sergiledik ve ilk kez lansmanını yaptığımız makinelerimiz oldu. Xerox’un A3 renkli primelink C9070 yazıcısının Ocak ayında yapılacak olan satışını öne çekerek burada tanıttık ve satışına başladık. Epson’un yaklaşık 1.5 litre mürekkep hazneli, baskı maliyeti daha düşük yeni eko-solvent baskı makinelerini fuarda ilk kez sergiledik. Standımızda geniş format EFI Pro 32r+ rulodan ruloya makinemizi ziyaretçilerle buluşturduk. Özetle, fuar pazarın hareketlendiği bir döneme geldi, beklentilerimizi karşıladı ve fuara özel yaptığımız kampanyalarımıza yoğun bir ilgi ve talep gerçekleşti” dedi.
Lidya Grup, daima müşterilerinin yanındadır
Şartlar ne olursa olsun daima müşterilerinin yanında olduklarını ifade eden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları anlattı:
“Yaşanan olası krizlerin ardından ve sonraki durumlarında, dönemsel kampanyaların ötesinde, süreklilik arz eden satış tekniklerini ve çözümlerini sunmak önemlidir. İş hayatı devamlılık arz ediyor ve iş sürecini de bu bakış açısıyla yönetmek lazımdır. Lidya Grup olarak, daima müşterilerimizin yanındayız, müşterilerimize değer katacak iş çözümlerini ortaya koyarak, başarılı bir iş modelini yönetmeye devam ediyoruz. Her platforma belirttiğim gibi geçtiğimiz durgunluk döneminde, iş dünyası iş yapmayı özlemiştir. Hepimiz biliyoruz ki, “Üretmezseniz, tüketemezsiniz. Tüketmezseniz, üretemez ve büyüyemezsiniz”. Bu bir döngüdür. Özetle, şartlar ne olursa olsun, işletmeler daima üretmek ve büyümek durumundadırlar. 2020 yılının ikinci çeyreğinden itibaren, ekonomide toparlanmanın gerçekleşeceğini öngörüyoruz ve 2020 yılından oldukça umutluyuz. Aynı zamanda, kurum ve kuruluşlar olarak, teknolojinin nereye gittiğini yakından takip etmeliyiz. Teknoloji, geleceğinizi şekillendirecek bir araçtır. Nitekim hedef, en uygun ürün ile en uygun pazarı bir araya getirmektir. Bu nedenle, uzun süreli ve kalite normlarını da kaybetmeyerek, iş hacmini geliştirmeye dönük yatırımların daima yapılması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Üsküdar’da enfes bir lezzet mekanı“Muazzam Künefe”
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Üsküdar’da enfes bir lezzet mekanı“Muazzam Künefe”
Haliç Üniversitesi ile Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak’ın birlikte düzenlediği e-dönüşüm etkinliğinin ardından bana göre yemekten en iyi anlayan adam bazılarına göre ise yeni dönemin gurmesi Talip Bayram’dan bir teklif geldi…
-Talip bey; Hadi sizi künefe yemeğe götüreyim mi? diye sordu. Başkanımız Celal Toprak (Celal abi) ile birlikte, Talip Bayram’ın teklifine uyduk.
Yıllardır Üsküdar’da oturuyorum, son dönemde burada önemli değişiklikler olduğunu görüyordum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, diğer ilçelerde olduğu gibi Üsküdar’ı çok önemsiyor ve Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ile birlikte güzel işler yapılıyor. Özetle, uzun zamanın ardından, yeni yeni bir değişim içinde olan Üsküdar yeni ve özel bir mekan kazanmış.Üstelik burası, binbir çeşit enfes künefe yapan bir mekan…
Künefe peynirle yapılan dünyadaki ilk tatlı çeşidi olduğunu ve bu şekilde tarihe geçtiğini sanırım birçoğunuz bilmiyordur. Künefe, ülkemizin en sevilen gastronomi kentlerimizden Hatay’a ait olarak kabul edilen, bir lezzet şaheseridir. Tuzsuz beyaz Antakya peynirinin, taze kadayıf ile birleşmesiyle oluşur. Şerbetinin ayarı, usta ellerde pişirilmesi ve peynirinin özel olması gibi hususlara dikkat edildiğinde ise muhteşem bir tat alabileceğiniz şahane bir tatlı olarak karşınıza çıkmaktadır. Bu enfes tatlımız, ülkemizin genelinde bilinip sevilen, yenilen bir tatlı çeşidi olarak karşımıza çıksa da, artık sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da meşhur olmuş ve birçok restoranın tatlı reyonları arasında da yerini almaya başlamıştır. Son olarak ülkemizde özel “Künefe” adıyla mekânlar açılmaya başladığına da şahit olmaya başladık. Bu künefenin ne kadar rağbet gördüğünün de bir kanıtıdır.
“Muazzam Special”i muhakkak tadın
Celal Toprak, Talip Bayram ve bana, Muazzam Künefe Üsküdar Şubesi’nin İşletme Müdürü Hakan Demirer ve Boğaziçi Aşçılar Derneği Başkanı Mustafa Küçükoğlu eşlik ederek, “künefenin tarihçesi ve yapılışı hakkında” bilgiler verdiler. Sonrasında, ‘Muazzam Künefe’nin Üsküdar Şubesi’nin lezzetlerini tatmaya başladık ve lezzetler enfesti. Siz deyin onlarca, ben diyeyim yüze yakın künefe ve tatlı çeşidiyle, tabiri caizse lezzet fırtınasıyla karşılaştık.Burada, künefenin şekerinin dengelenmesi için süt ile servisi yapılıyor. Sahan kaymağı, Hatay peyniri ve hakiki sadeyağının mükemmel buluşmasının ürünü olan hasır künefeyi yediğinizde eşsiz bir lezzetle karşılaşıyorsunuz. Katmeri, hasır künefesi, çıtır hasırlısı, kaymaklısı, fıstıklısı, Osmanlı tatlı çeşitleri ile Üsküdar sahilinde, Boğaz manzarası eşliğinde yediğiniz lezzetler ikiye katlanıyor. Lezzetler arasında, “Muazzam Special”i muhakkak tadın.
Muazzam Künefe Üsküdar, Aralık 2019’da açıldı
Muazzam Künefe, yaptıkları tüm işlerde en kalitelisini, en iyisini, en güzelini ve en lezzetlisini hedeflediklerini söylemekteler. Bundan dolayı da markanın ismini ilham verici olarak “Muazzam” diye seçtiklerini ifade ediyorlar. Amaçları misafirlerine her şeyi Muazzam bir şekilde sunup, sağlıklı, keyifli ve bir o kadar tatlı vakitler geçirmelerini sağlamak. Bu misyonla “Muazzam Künefe” 2018 yılında ilk şubesini Bakırköy İncirli Caddesi’nde açmış. Kalitesiyle bir anda Bakırköy’ün en hareketli işletmelerinden biri olmuş. Bakırköy’deki Muazzam Künefeye gelen misafirler,genellikle akşam yemeğinden sonra, tatlı yemeğe gelmeyi tercih ediyorlarmış. Ancak mekânın sıcaklığı, ürünlerin kalitesi ve sunulan ikramlar nedeniyle müşteriler, orayı koyu sohbetlerin, gece saat 02.00’lere kadar sürdüğü bir mekâna dönüştürmüş. Bakırköy’de amaçladıkları hedefe ulaşan Muazzam Künefe’nin yönetimi, ekim ayında Beylikdüzü’nde 2. Şubeyi açtılar. Üsküdar Meydanı’ndaki 3. Şubenin açılışıise 6 Aralık 2019 tarihinde gerçekleşti. Hedefte, 2020 yılında yurtiçi ve yurtdışında zincire yeni halkaların eklenmesi yer alıyor.
Üsküdar’da enfes bir lezzet mekanı“Muazzam Künefe”
Haliç Üniversitesi ile Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak’ın birlikte düzenlediği e-dönüşüm etkinliğinin ardından bana göre yemekten en iyi anlayan adam bazılarına göre ise yeni dönemin gurmesi Talip Bayram’dan bir teklif geldi…
-Talip bey; Hadi sizi künefe yemeğe götüreyim mi? diye sordu. Başkanımız Celal Toprak (Celal abi) ile birlikte, Talip Bayram’ın teklifine uyduk.
Yıllardır Üsküdar’da oturuyorum, son dönemde burada önemli değişiklikler olduğunu görüyordum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, diğer ilçelerde olduğu gibi Üsküdar’ı çok önemsiyor ve Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ile birlikte güzel işler yapılıyor. Özetle, uzun zamanın ardından, yeni yeni bir değişim içinde olan Üsküdar yeni ve özel bir mekan kazanmış.Üstelik burası, binbir çeşit enfes künefe yapan bir mekan…
Künefe peynirle yapılan dünyadaki ilk tatlı çeşidi olduğunu ve bu şekilde tarihe geçtiğini sanırım birçoğunuz bilmiyordur. Künefe, ülkemizin en sevilen gastronomi kentlerimizden Hatay’a ait olarak kabul edilen, bir lezzet şaheseridir. Tuzsuz beyaz Antakya peynirinin, taze kadayıf ile birleşmesiyle oluşur. Şerbetinin ayarı, usta ellerde pişirilmesi ve peynirinin özel olması gibi hususlara dikkat edildiğinde ise muhteşem bir tat alabileceğiniz şahane bir tatlı olarak karşınıza çıkmaktadır. Bu enfes tatlımız, ülkemizin genelinde bilinip sevilen, yenilen bir tatlı çeşidi olarak karşımıza çıksa da, artık sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da meşhur olmuş ve birçok restoranın tatlı reyonları arasında da yerini almaya başlamıştır. Son olarak ülkemizde özel “Künefe” adıyla mekânlar açılmaya başladığına da şahit olmaya başladık. Bu künefenin ne kadar rağbet gördüğünün de bir kanıtıdır.
“Muazzam Special”i muhakkak tadın
Celal Toprak, Talip Bayram ve bana, Muazzam Künefe Üsküdar Şubesi’nin İşletme Müdürü Hakan Demirer ve Boğaziçi Aşçılar Derneği Başkanı Mustafa Küçükoğlu eşlik ederek, “künefenin tarihçesi ve yapılışı hakkında” bilgiler verdiler. Sonrasında, ‘Muazzam Künefe’nin Üsküdar Şubesi’nin lezzetlerini tatmaya başladık ve lezzetler enfesti. Siz deyin onlarca, ben diyeyim yüze yakın künefe ve tatlı çeşidiyle, tabiri caizse lezzet fırtınasıyla karşılaştık.Burada, künefenin şekerinin dengelenmesi için süt ile servisi yapılıyor. Sahan kaymağı, Hatay peyniri ve hakiki sadeyağının mükemmel buluşmasının ürünü olan hasır künefeyi yediğinizde eşsiz bir lezzetle karşılaşıyorsunuz. Katmeri, hasır künefesi, çıtır hasırlısı, kaymaklısı, fıstıklısı, Osmanlı tatlı çeşitleri ile Üsküdar sahilinde, Boğaz manzarası eşliğinde yediğiniz lezzetler ikiye katlanıyor. Lezzetler arasında, “Muazzam Special”i muhakkak tadın.
Muazzam Künefe Üsküdar, Aralık 2019’da açıldı
Muazzam Künefe, yaptıkları tüm işlerde en kalitelisini, en iyisini, en güzelini ve en lezzetlisini hedeflediklerini söylemekteler. Bundan dolayı da markanın ismini ilham verici olarak “Muazzam” diye seçtiklerini ifade ediyorlar. Amaçları misafirlerine her şeyi Muazzam bir şekilde sunup, sağlıklı, keyifli ve bir o kadar tatlı vakitler geçirmelerini sağlamak. Bu misyonla “Muazzam Künefe” 2018 yılında ilk şubesini Bakırköy İncirli Caddesi’nde açmış. Kalitesiyle bir anda Bakırköy’ün en hareketli işletmelerinden biri olmuş. Bakırköy’deki Muazzam Künefeye gelen misafirler,genellikle akşam yemeğinden sonra, tatlı yemeğe gelmeyi tercih ediyorlarmış. Ancak mekânın sıcaklığı, ürünlerin kalitesi ve sunulan ikramlar nedeniyle müşteriler, orayı koyu sohbetlerin, gece saat 02.00’lere kadar sürdüğü bir mekâna dönüştürmüş. Bakırköy’de amaçladıkları hedefe ulaşan Muazzam Künefe’nin yönetimi, ekim ayında Beylikdüzü’nde 2. Şubeyi açtılar. Üsküdar Meydanı’ndaki 3. Şubenin açılışıise 6 Aralık 2019 tarihinde gerçekleşti. Hedefte, 2020 yılında yurtiçi ve yurtdışında zincire yeni halkaların eklenmesi yer alıyor.
GTD 2020 ye İstanbul Boğazında merhaba dedi...
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
GTD YENİ YILA İSTANBUL BOĞAZINDA MERHABA DEDİ
Gastronomi Turizmi Derneği yeni yıla üyeleri,basın konseyi üyeleri ve çok değerli konukları ile birlikte merhaba dedi. İstanbul Boğazının mavi sularında Den Den Mega yatta yapılan etkinliğe çok yoğun katılım oldu. Program boyunca eksilmeyen Türk Sanat müziği sanatçısı Arzu Akçay ve saz arkadaşları, Can kebapın sponsorluğunda lezzetli yemek servisleri ile herkes yeni yılı güzel dilekleri ile karşıladı.Gecenin sürprizi Hayriye Akman'ın GTD için hazırladığı pasta oldu.
Davetin açılış konuşmasını yapan GTD başkanı Gürkan Boztepe 2019 yılını uğurlamaya hazırlandığımız davetimizde sizi özel lezzetlerle ve müzikle başbaşa bırakıyorum dedi,
Eğlencenin ve paylaşımların eksilmediği yemeğe Kültür Turizm ve Sağlık E. Bakanı Bülent Akarcalı, Peru Ticaret Ateşesi Hugo Guavez, Concierge Başkanı Adnan Öner, TÜRSAB İkinci Başkanı Ali Bilir, Türk Hava Yolları Nepal Müdürü Abdullah Tuncer Keçecioğlu, Hatay Antakya Dayanışma Derneği Başkanı Fahir Semir Abacı, Mutfak Sanatları ve Gastronomi Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Salih Güney, Akdeniz Gastronomi Aşçılar Derneği Başkanı Murat Baziki, İ Mice Derneği Başkanı ve TÜRSAB YK üyesi Hüseyin Kurt, Alaçatı Farkında Platformu Başkanı Mehmet Ali Akbulut ve çok değerli konuklar katılım sağladılar.
GTD YENİ YILA İSTANBUL BOĞAZINDA MERHABA DEDİ
Gastronomi Turizmi Derneği yeni yıla üyeleri,basın konseyi üyeleri ve çok değerli konukları ile birlikte merhaba dedi. İstanbul Boğazının mavi sularında Den Den Mega yatta yapılan etkinliğe çok yoğun katılım oldu. Program boyunca eksilmeyen Türk Sanat müziği sanatçısı Arzu Akçay ve saz arkadaşları, Can kebapın sponsorluğunda lezzetli yemek servisleri ile herkes yeni yılı güzel dilekleri ile karşıladı.Gecenin sürprizi Hayriye Akman'ın GTD için hazırladığı pasta oldu.
Davetin açılış konuşmasını yapan GTD başkanı Gürkan Boztepe 2019 yılını uğurlamaya hazırlandığımız davetimizde sizi özel lezzetlerle ve müzikle başbaşa bırakıyorum dedi,
Eğlencenin ve paylaşımların eksilmediği yemeğe Kültür Turizm ve Sağlık E. Bakanı Bülent Akarcalı, Peru Ticaret Ateşesi Hugo Guavez, Concierge Başkanı Adnan Öner, TÜRSAB İkinci Başkanı Ali Bilir, Türk Hava Yolları Nepal Müdürü Abdullah Tuncer Keçecioğlu, Hatay Antakya Dayanışma Derneği Başkanı Fahir Semir Abacı, Mutfak Sanatları ve Gastronomi Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Salih Güney, Akdeniz Gastronomi Aşçılar Derneği Başkanı Murat Baziki, İ Mice Derneği Başkanı ve TÜRSAB YK üyesi Hüseyin Kurt, Alaçatı Farkında Platformu Başkanı Mehmet Ali Akbulut ve çok değerli konuklar katılım sağladılar.
24 Aralık 2019 Salı
Mevcut değerleriyle, genç kadroları harmanlayanlar geleceğe yön verecek...
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu,
“2020’de teknolojik gelişimi doğru yorumlayan kazanacak”
Başarılı yöneticilerin bugünler için planları olurken, yarınlar için de stratejilerinin olması gerektiğini kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları söyledi:
“Dünya genelinde hem bireyler, hem şirketler, yeniliğe kolay,kolay adapte olamayabiliyorlar. Çünkü alışılagelmiş olan bir yapı mevcut. Öğrenilmiş bilgileri ve deneyimleri unutabilme becerisi ise, aslında tam da günümüz dünyasında yeniliğin önünü açabilecek olan sihirli davranışlardan birisidir. Yöneticilere departmanlarını, tıpkı departmanın patronu gibi yönetmelerini tavsiye ederim. Başarılı yöneticilerin bugünler için planları olurken, yarınlar için de stratejilerinin olması gereklidir. Genç nesillere ise en büyük tavsiyem, realist düşünmekten ve idealist olmaktan hiçbir zaman vazgeçmesinler. Her zaman, doğru bildiklerini, her yerde ifade etsinler. Gelecek,gençlerle şekillenecektir. Teknolojik gelişimi doğru yorumlayanlar, inovatif düşünce ve uygulama cesareti olanlar kazanacaktır” dedi.
Mevcut değerleriyle, genç kadroları harmanlayanlar geleceğe yön verecek
Şirketlerde tecrübeli kadroların yanında genç nesillere de fırsat yaratmanın önemini anlatan Rıza Başoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şirketler, mevcut değerleri ile genç kadroları harmanladığında geleceğe yön verecektir. İşletmelerde, alanında tecrübeye sahip deneyimli insan kaynağı zaten mevcuttur. Bunların yanına, yeni mezun olan, farklı ideal ve hedefleri bulunan yeni jenerasyon bireyleri kazandırmak aslında geleceğe yatırım yapmak anlamına da gelecektir. Şirketten şirkete dolaşan tecrübeli insan kaynağı, işletmelerin sadece kısa vadede sorunlarına çözüm olabilir. Ancak, işletme körlüğü veya iş körlüğü yaşamayan idealist genç ve dinamik kadrolar, tecrübeli kadroların mihmandarlığında olurlarsa, firmayı uzun vadede hedeflerine taşıyacaktır. Tabi burada önemli olan bir diğer konu da, ciddi anlamda tecrübeye sahip olmayan genç nesillere de iş alanlarının açılması gereklidir. Zira genellikle verilen iş ilanlarında, “tecrübeli personel” arayışı mevcuttur. Acil tecrübeli personel ihtiyacı aslında bir sonuçtur. Bunun gereksinim duyulması büyük oranda daha önce oluşan yönetim hatalarının veya amaca uygun organizasyon kurulamamasının bir sonucu olarak da ortaya çıkmaktadır. İşler sıkıştığında insan kaynağı almak yerine; tecrübeli personelin işlerin normal akışı sırasında muhtemel değişimleri öngörerek tecrübe ile genç nesilleri yetiştirmeye başlaması, işletmelerin çok daha menfaatine olacaktır” diye konuştu.
Krizler, değişen koşullara hızlı ayak uydurma ve çözüm üretme becerilerini artırıyor
2017 yılının sonunda başlayan ve 2018 ve 2019 yıllarında kendini hissettiren ekonomik daralmaya değinen Rıza Başoğlu, şunları anlattı:
“Yaşanan bu daralmayı, her sektör, hemen hemen eşit oranlarda hissetti. 2019 yılının son çeyreği itibariyle bakıldığında, hem Türkiye, hem de sektörlerimiz bir toparlanma eğilimi içindedir. Çünkü,yaklaşık on yılda bir,bir kriz yaşama geleneğine sahip olduk. Her bir krizin bizlerden götürdüklerinin yanında, bizlere kazandırdıkları da birçok şey de bulunuyor. Krizler, değişen koşullara hızlı ayak uydurmamızı ve çözüm üretme becerilerimizin gelişimine katkı sağlıyor. Az önce de ifade ettiğim gibi Türkiye’nin ekonomik anlamda küçülmesiyle birlikte, içinde bulunduğumuz endüstriyel reklam sektörü de küçülmüştür.Daralan alanlardan çıkmak ve büyümek içinse, nitelikli kadrolara ihtiyaç vardır. Realist olmak önemlidir, ancak onun kadar önemli bir diğer konu da idealist olmaktır. Bu coğrafyada sürdürülebilir başarılar için iki yaklaşımı harmanlayan bir yapıya ihtiyaç vardır. Firmaları başarıdan uzaklaştıran birçok neden vardır. Rasyonel kullanılmayan sermaye, nitelikten ve verimlilikten uzak organizasyonlar, maliyet analizlerinin doğru yapılmaması, aktif varlıklara göre doğru belirlenmeyen büyüme hedefleri gibi etkenler firmaları finansal olarak darboğaz içine sürükleyebilmektedir. Dolayısıyla firmalar, krizleri daha ağır hissetmişlerdir. Her platformda belirttiğim gibi Türkiye dinamik ve büyümek mecburiyetinde olan bir konumdadır.Bunu yapacak olanda, ülkemizden yetişecek nitelikli kadrolar olmalıdır. Çünkü işletmelerin, maliyet olgusunu göz ardı ederek, karlılıklarındaki başa baş noktayı düşürme eğilimlerine bağlı satış artırma beklentileri,ciddi finansal problemlerin yanı sıra hizmet kalitesinin bozulmasına ve dolayısıyla mağdur müşteriler oluşmasına sebep olmaktadır. Oysa, bunun yerine inovatif çalışmalara ağırlık vermek gerekir ki, bu çalışmaları yapabilmek içinde nitelikli kadrolar gereklidir” dedi.
2020’nin ikinci çeyreğinden sonra ekonomide toparlanma devam edecek
Son yıllardaki daralmayla birlikte, iş dünyasının iş yapmayı özlediğinin altını çizen Rıza Başoğlu, şunları kaydetti:
“Yaşadığımız her krizde görüyoruz ki, krizler yakınmalar ile geçmiyor. Bu nedenle, üretim ve tüketim sarmalının içinde olmalıyız. Çünkü, hepimiz biliyoruz ki, “Üretmezseniz, tüketemezsiniz. Tüketmezseniz, üretemez ve büyüyemezsiniz”. Bu bir döngüdür. Kısaca, şartlar ne olursa olsun, işletmeler üretmek ve gelişmek durumundadır. 2020 yılının ikinci çeyreğinden itibaren,ekonomide toparlanma devam edecektir. 2020’den, oldukça umutluyuz. Aynı zamanda, teknolojinin nereye gittiğini yorumlayabilmek gerekir. Sonrasında, gelişen teknolojilerin, içinde bulunduğunuz pazara etkisi analiz edilmelidir. Sonuçta hedef, en uygun ürün ile en uygun pazarı bir araya getirebilmektir. Her bir firma yatırım analizlerini de iyi yapmalıdır. Teknoloji geleceğinizi şekillendirecek bir araçtır. Bu nedenle, uzun süreli ve kalite normlarını kaybetmeyerek, iş hacmini geliştirmeye dönük yatırımlar yapılması gereklidir. Ve asla, işletmenizin gelecek hedefleri açısından katkı sağlayamayacak ve fonksiyonları gelişmeyen, teknolojisi eski ve servis organizasyonu yetersiz ekipmanlara yatırım yapılmamalıdır. Bu tip ekipmanların, başlangıçta satın alma maliyetleri düşük olsa da, kullanma maliyetleri ve kalitesi düşük üretimler nedeniyle, yatırımcıya maliyeti çok daha yüksek olacaktır” diye konuştu.
Ekipman ve boya sektörleri birlikte çalışmalıdır
Dijital baskıdaki değişimle birlikte, boya teknolojisindeki gelişmelerin kullanım alanlarını belirlediğini anlatan Rıza Başoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dijital baskı makineleri teknolojisinde önemli yenilikler devam ediyor. Her bir ürünün, mürekkep seçeneği de farklı oluyor. Bu anlamda iki konunun, bir arada ilerlemesine ihtiyaç vardır. Ekipman ve mürekkep- boya üreticilerinin birlikte hareket etmesiyle birlikte,ortaya çıkacak ürünler ile niş pazarlara giriş sağlanmaktadır. Bu gelişmeler sayesinde, folyo, cam, ahşap, duvar kağıdı, seramik gibi pazarlara ulaşılmaya başlanmıştır.Bugün dijital baskı,iş yerlerinin yanı sıra, yaşamımıza ve evlerimizin içine kadar girmiştir. Özetle dijital baskının, reklam, tekstil, dekorasyon, turizm, seramik, mobilya, cam, promosyon gibi her yerde olduğunu söyleyebiliriz. Bu sektörlerin hepsi bugün doğrudan dijital baskının bir müşterisidir.Bu anlamda, içinde bulunduğumuz değerin kıymetini bilmeliyiz” şeklinde konuştu.
Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu,
“2020’de teknolojik gelişimi doğru yorumlayan kazanacak”
Başarılı yöneticilerin bugünler için planları olurken, yarınlar için de stratejilerinin olması gerektiğini kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları söyledi:
“Dünya genelinde hem bireyler, hem şirketler, yeniliğe kolay,kolay adapte olamayabiliyorlar. Çünkü alışılagelmiş olan bir yapı mevcut. Öğrenilmiş bilgileri ve deneyimleri unutabilme becerisi ise, aslında tam da günümüz dünyasında yeniliğin önünü açabilecek olan sihirli davranışlardan birisidir. Yöneticilere departmanlarını, tıpkı departmanın patronu gibi yönetmelerini tavsiye ederim. Başarılı yöneticilerin bugünler için planları olurken, yarınlar için de stratejilerinin olması gereklidir. Genç nesillere ise en büyük tavsiyem, realist düşünmekten ve idealist olmaktan hiçbir zaman vazgeçmesinler. Her zaman, doğru bildiklerini, her yerde ifade etsinler. Gelecek,gençlerle şekillenecektir. Teknolojik gelişimi doğru yorumlayanlar, inovatif düşünce ve uygulama cesareti olanlar kazanacaktır” dedi.
Mevcut değerleriyle, genç kadroları harmanlayanlar geleceğe yön verecek
Şirketlerde tecrübeli kadroların yanında genç nesillere de fırsat yaratmanın önemini anlatan Rıza Başoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Şirketler, mevcut değerleri ile genç kadroları harmanladığında geleceğe yön verecektir. İşletmelerde, alanında tecrübeye sahip deneyimli insan kaynağı zaten mevcuttur. Bunların yanına, yeni mezun olan, farklı ideal ve hedefleri bulunan yeni jenerasyon bireyleri kazandırmak aslında geleceğe yatırım yapmak anlamına da gelecektir. Şirketten şirkete dolaşan tecrübeli insan kaynağı, işletmelerin sadece kısa vadede sorunlarına çözüm olabilir. Ancak, işletme körlüğü veya iş körlüğü yaşamayan idealist genç ve dinamik kadrolar, tecrübeli kadroların mihmandarlığında olurlarsa, firmayı uzun vadede hedeflerine taşıyacaktır. Tabi burada önemli olan bir diğer konu da, ciddi anlamda tecrübeye sahip olmayan genç nesillere de iş alanlarının açılması gereklidir. Zira genellikle verilen iş ilanlarında, “tecrübeli personel” arayışı mevcuttur. Acil tecrübeli personel ihtiyacı aslında bir sonuçtur. Bunun gereksinim duyulması büyük oranda daha önce oluşan yönetim hatalarının veya amaca uygun organizasyon kurulamamasının bir sonucu olarak da ortaya çıkmaktadır. İşler sıkıştığında insan kaynağı almak yerine; tecrübeli personelin işlerin normal akışı sırasında muhtemel değişimleri öngörerek tecrübe ile genç nesilleri yetiştirmeye başlaması, işletmelerin çok daha menfaatine olacaktır” diye konuştu.
Krizler, değişen koşullara hızlı ayak uydurma ve çözüm üretme becerilerini artırıyor
2017 yılının sonunda başlayan ve 2018 ve 2019 yıllarında kendini hissettiren ekonomik daralmaya değinen Rıza Başoğlu, şunları anlattı:
“Yaşanan bu daralmayı, her sektör, hemen hemen eşit oranlarda hissetti. 2019 yılının son çeyreği itibariyle bakıldığında, hem Türkiye, hem de sektörlerimiz bir toparlanma eğilimi içindedir. Çünkü,yaklaşık on yılda bir,bir kriz yaşama geleneğine sahip olduk. Her bir krizin bizlerden götürdüklerinin yanında, bizlere kazandırdıkları da birçok şey de bulunuyor. Krizler, değişen koşullara hızlı ayak uydurmamızı ve çözüm üretme becerilerimizin gelişimine katkı sağlıyor. Az önce de ifade ettiğim gibi Türkiye’nin ekonomik anlamda küçülmesiyle birlikte, içinde bulunduğumuz endüstriyel reklam sektörü de küçülmüştür.Daralan alanlardan çıkmak ve büyümek içinse, nitelikli kadrolara ihtiyaç vardır. Realist olmak önemlidir, ancak onun kadar önemli bir diğer konu da idealist olmaktır. Bu coğrafyada sürdürülebilir başarılar için iki yaklaşımı harmanlayan bir yapıya ihtiyaç vardır. Firmaları başarıdan uzaklaştıran birçok neden vardır. Rasyonel kullanılmayan sermaye, nitelikten ve verimlilikten uzak organizasyonlar, maliyet analizlerinin doğru yapılmaması, aktif varlıklara göre doğru belirlenmeyen büyüme hedefleri gibi etkenler firmaları finansal olarak darboğaz içine sürükleyebilmektedir. Dolayısıyla firmalar, krizleri daha ağır hissetmişlerdir. Her platformda belirttiğim gibi Türkiye dinamik ve büyümek mecburiyetinde olan bir konumdadır.Bunu yapacak olanda, ülkemizden yetişecek nitelikli kadrolar olmalıdır. Çünkü işletmelerin, maliyet olgusunu göz ardı ederek, karlılıklarındaki başa baş noktayı düşürme eğilimlerine bağlı satış artırma beklentileri,ciddi finansal problemlerin yanı sıra hizmet kalitesinin bozulmasına ve dolayısıyla mağdur müşteriler oluşmasına sebep olmaktadır. Oysa, bunun yerine inovatif çalışmalara ağırlık vermek gerekir ki, bu çalışmaları yapabilmek içinde nitelikli kadrolar gereklidir” dedi.
2020’nin ikinci çeyreğinden sonra ekonomide toparlanma devam edecek
Son yıllardaki daralmayla birlikte, iş dünyasının iş yapmayı özlediğinin altını çizen Rıza Başoğlu, şunları kaydetti:
“Yaşadığımız her krizde görüyoruz ki, krizler yakınmalar ile geçmiyor. Bu nedenle, üretim ve tüketim sarmalının içinde olmalıyız. Çünkü, hepimiz biliyoruz ki, “Üretmezseniz, tüketemezsiniz. Tüketmezseniz, üretemez ve büyüyemezsiniz”. Bu bir döngüdür. Kısaca, şartlar ne olursa olsun, işletmeler üretmek ve gelişmek durumundadır. 2020 yılının ikinci çeyreğinden itibaren,ekonomide toparlanma devam edecektir. 2020’den, oldukça umutluyuz. Aynı zamanda, teknolojinin nereye gittiğini yorumlayabilmek gerekir. Sonrasında, gelişen teknolojilerin, içinde bulunduğunuz pazara etkisi analiz edilmelidir. Sonuçta hedef, en uygun ürün ile en uygun pazarı bir araya getirebilmektir. Her bir firma yatırım analizlerini de iyi yapmalıdır. Teknoloji geleceğinizi şekillendirecek bir araçtır. Bu nedenle, uzun süreli ve kalite normlarını kaybetmeyerek, iş hacmini geliştirmeye dönük yatırımlar yapılması gereklidir. Ve asla, işletmenizin gelecek hedefleri açısından katkı sağlayamayacak ve fonksiyonları gelişmeyen, teknolojisi eski ve servis organizasyonu yetersiz ekipmanlara yatırım yapılmamalıdır. Bu tip ekipmanların, başlangıçta satın alma maliyetleri düşük olsa da, kullanma maliyetleri ve kalitesi düşük üretimler nedeniyle, yatırımcıya maliyeti çok daha yüksek olacaktır” diye konuştu.
Ekipman ve boya sektörleri birlikte çalışmalıdır
Dijital baskıdaki değişimle birlikte, boya teknolojisindeki gelişmelerin kullanım alanlarını belirlediğini anlatan Rıza Başoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dijital baskı makineleri teknolojisinde önemli yenilikler devam ediyor. Her bir ürünün, mürekkep seçeneği de farklı oluyor. Bu anlamda iki konunun, bir arada ilerlemesine ihtiyaç vardır. Ekipman ve mürekkep- boya üreticilerinin birlikte hareket etmesiyle birlikte,ortaya çıkacak ürünler ile niş pazarlara giriş sağlanmaktadır. Bu gelişmeler sayesinde, folyo, cam, ahşap, duvar kağıdı, seramik gibi pazarlara ulaşılmaya başlanmıştır.Bugün dijital baskı,iş yerlerinin yanı sıra, yaşamımıza ve evlerimizin içine kadar girmiştir. Özetle dijital baskının, reklam, tekstil, dekorasyon, turizm, seramik, mobilya, cam, promosyon gibi her yerde olduğunu söyleyebiliriz. Bu sektörlerin hepsi bugün doğrudan dijital baskının bir müşterisidir.Bu anlamda, içinde bulunduğumuz değerin kıymetini bilmeliyiz” şeklinde konuştu.
Sera Marketim,GrowtechEuraisa’nın kutup yıldızı oldu...
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Sera Marketim,GrowtechEuraisa’nın ve modern seracılığın kutup yıldızı oldu
Sera Marketim, modern seracılıktaki yurtiçi ve yurtdışındaki öncü paydaş ve yatırımcılarıyla,GrowtechEurasia’da 27-30 Aralık 2019 tarihleri arasında Antalya’da sektörün temsilcileri ile bir araya geldi.
GrowtechEurasia’nın önemini kısaca değerlendirir misiniz?
GrowtechEurasia, hem ülkemiz, hem yurtdışı firmaları için bir buluşma noktası, bir vitrin olarak özetleyebiliriz. Tarım sektöründeki tüm paydaşların ajandasında, modern seracılıkta takvim yılının birinci günü yani yeni bir başlangıç olarak nitelendirebiliriz.
GrowtechEurasia 2019’a nasıl hazırlandınız ve nasıl geçti?
Herkes gibi beklentilerimiz yüksek bir şekilde ekip olarak heyecanla hazırlandık. Müşterilerimizi, yatırımcılarımızı ve sektördeki diğer tüm oyuncuları ve paydaşlarımızı en iyi şekilde karşılamak için her şeyi yeniden gözden geçirdik. Bu atmosferi en iyi şekilde solumaya çalışarak, yurtiçi ve yurtdışı misafirlerimiz ile bir araya gelmemiz ve ekibimizle yeni hedefler belirlememizde iyi bir tecrübe oldu.
Gelecek dönemler için hedefleriniz nedir?
Fuarda katılan misafirlerimizin yaklaşımları bize gösteriyor ki, Sera Marketim, taşıdığı vizyonu ile sektörün bir kutup yıldızı ve ilham kaynağı olduğunu,aldığı her karar da artık öncü bir kurum olarak hareket etmesi gerektiğini, misafirlerimizden aldığımız yorumlar ve beğeniler sayesinde gelecekteki hedeflerimizi ortaya çıkartıyor. Ajandamızdaki ilk planlar arasında, müşterilerimize ve paydaşlarımıza daha yakın olmak için hem üretim, hem de pazarlama için yeni yatırımlara önem vereceğiz.
Fuarın size kazandırdıkları neler?
Dönem sonunda üzerimizdeki ataleti yıkıyoruz, ekip ve takım olarak kabuk değişimini değerlendiriyoruz, sektörümüzü yeniden okuma fırsatı yakalayarak yeni bir sayfa açıyoruz ve yarınlara yeni bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz.
Son söylemek istediklerinizi alabilir miyiz?
Öncelikle fuarın son gününe kadar yanımızda olan eşim Fatma Cebecioğlu’na çok şey borçluyuz, buradan teşekkür ediyorum ve tabii ki her zaman birlikte mücadele ettiğimiz tüm ekibime gayretleri için çok teşekkür ediyorum.
Sera Marketim,GrowtechEuraisa’nın ve modern seracılığın kutup yıldızı oldu
Sera Marketim, modern seracılıktaki yurtiçi ve yurtdışındaki öncü paydaş ve yatırımcılarıyla,GrowtechEurasia’da 27-30 Aralık 2019 tarihleri arasında Antalya’da sektörün temsilcileri ile bir araya geldi.
GrowtechEurasia’nın önemini kısaca değerlendirir misiniz?
GrowtechEurasia, hem ülkemiz, hem yurtdışı firmaları için bir buluşma noktası, bir vitrin olarak özetleyebiliriz. Tarım sektöründeki tüm paydaşların ajandasında, modern seracılıkta takvim yılının birinci günü yani yeni bir başlangıç olarak nitelendirebiliriz.
GrowtechEurasia 2019’a nasıl hazırlandınız ve nasıl geçti?
Herkes gibi beklentilerimiz yüksek bir şekilde ekip olarak heyecanla hazırlandık. Müşterilerimizi, yatırımcılarımızı ve sektördeki diğer tüm oyuncuları ve paydaşlarımızı en iyi şekilde karşılamak için her şeyi yeniden gözden geçirdik. Bu atmosferi en iyi şekilde solumaya çalışarak, yurtiçi ve yurtdışı misafirlerimiz ile bir araya gelmemiz ve ekibimizle yeni hedefler belirlememizde iyi bir tecrübe oldu.
Gelecek dönemler için hedefleriniz nedir?
Fuarda katılan misafirlerimizin yaklaşımları bize gösteriyor ki, Sera Marketim, taşıdığı vizyonu ile sektörün bir kutup yıldızı ve ilham kaynağı olduğunu,aldığı her karar da artık öncü bir kurum olarak hareket etmesi gerektiğini, misafirlerimizden aldığımız yorumlar ve beğeniler sayesinde gelecekteki hedeflerimizi ortaya çıkartıyor. Ajandamızdaki ilk planlar arasında, müşterilerimize ve paydaşlarımıza daha yakın olmak için hem üretim, hem de pazarlama için yeni yatırımlara önem vereceğiz.
Fuarın size kazandırdıkları neler?
Dönem sonunda üzerimizdeki ataleti yıkıyoruz, ekip ve takım olarak kabuk değişimini değerlendiriyoruz, sektörümüzü yeniden okuma fırsatı yakalayarak yeni bir sayfa açıyoruz ve yarınlara yeni bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz.
Son söylemek istediklerinizi alabilir miyiz?
Öncelikle fuarın son gününe kadar yanımızda olan eşim Fatma Cebecioğlu’na çok şey borçluyuz, buradan teşekkür ediyorum ve tabii ki her zaman birlikte mücadele ettiğimiz tüm ekibime gayretleri için çok teşekkür ediyorum.
23 Aralık 2019 Pazartesi
“İzmir” Gastronomi Kenti olabilmek için GTD önderliğinde,yola çıktı.....
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
“İzmir” UNESCO’nun Gastronomi Kenti olabilmek için meşaleyi Alaçatı’da yaktı.
Gastronomi Turizmi Derneği ( GTD ) önderliğinde, Turizm Bakanlığı, TÜRSAB, Çeşme Belediye Başkanlığının desteği, Alaçatı Turizm Derneğinin (ATD) ve Alaçatı Farkında Platformunun (AFP) katkıları ile Alaçatı’da düzenlenen panelle sürdürülebilir turizmin ilk büyük buluşması gerçekleşti.
Türkiye’nin en gözde turizm destinasyonlarından biri olan Alaçatı 550 otel ve 1000 den fazla işletmesiyle seferber oldu.
Türkiye’nin “Cennet Bahçesi” olarak kabul edilen ve doğal tarımın yapıldığı bu bölgenin; 120 çeşit şifalı yenilebilir endemikotları, zeytinyağlıları, deniz ürünleri mübadele ya da göç ile gelen Giritli, Arnavut, Selanikli ve Boşnak, Sefarad Yahudileri, Levanten, Rum, Ermeni ve tabii ki kentte doğup büyümüş İzmirlilerin sahip olduğu yeme içme kültürüyle harmanlanmış, sağlıklı, lezzetli yemeklerin mutfağı olduğu panelist ve konuşmacılarca da belirtildi.
GTD Başkanı Gürkan Boztepe, bu değerlere sahip çıkmak korumak ve tanıtmak için, 11.Yılını kutlayacak Alaçatı Ot Festivali’ni 2020 Gastronomi yılında öne çıkarmak için her konuda Çeşme Belediye Başkanlığı ve STK lar ile el ele çalışacakları sözünü verdi. Panelde konuşma yapan diğer konuklar İzmir’in, Çeşme, Alaçatı ile birlikte Urla, Tire, Ödemiş, Bergama, Seferihisar gibi gastronomik özellikleri olan ilçelerinin de bir araya gelerek tüm güçlerin birleştirmesi ve hedefe birlikte yürünmesi gerektiğini belirttiler.
İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer ve KÖYKOOP İzmir Bölge Birliği Başkanı Neptün Soyer müştereken gönderdikleri mesajda, 2020 yılının Turizm Bakanlığınca ülkemizde gastronomi turizm yılı olduğunu bu bağlamda tüm İzmir’de turizmin on iki aya yayılması için Gastronomi, Tarım, Kongre, Kurvaziyer, Sağlık, İnanç başta olmak üzere turizmin tüm alanlarında kapsamlı planları ve hedefleri olduğunu belirterek, bu önemli buluşmaya katkı veren Başta Çeşme Belediye başkanı Ekrem Oran olmak üzere, tüm kamu kurumu yöneticilerine, sivil toplum örgütlerine kişi ve kurumları kutlayarak başarılar dilediler.
Panel ’de ele alınan ikinci önemli konu ise tüm Dünya’da öne çıkan MİCE Turizmi oldu. Turizm Medya Grup başkanı Volkan Ataman yaptığı konuşmada, geçtiğimiz günlerde panelist olarak katıldığı Travel Turkey fuarında Alaçatı’ya bir etkinlik alanının kazandırılmasının sezonu uzatılarak canlandırması için şart olduğunu ifade ettiğini, bu projenin İzmir Büyük Şehir belediyesinin de yatırım planlarına alınarak projelendirileceğini, yerel yönetimlerle işbirliği içinde en kısa sürede bu merkezin bölgenin hizmetine sunulması için çalışmalara başlanacağını bizzat İBB Başkanı Tunç Soyer ‘in de arzuladığının müjdesini verdi.
Panele Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, Turizm ve Sağlık E. Bakanı GTD Başkanlık Danışmanı Bülent Akarcalı, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Karaçanta, Ege Sanayici ve İşadamları Başkanı Fadıl Sivri, GTD Başkanı Gürkan Boztepe, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın, Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman, GTD Dış İlişkiler Komite Başkanı Hale Tokmakçıoğlu, GTD Etkinlik Komite Başkanı Erdem İpekçi, Çeşme Belediye Bşk.Yrd. Yıldırım Aktuğan, Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği Başkanı İsmail Uğural, Saygın Üniversitelerin Öğretim Görevlileri ve üst düzey yöneticileri, Çeşme’deki STK ların başkan ve yöneticileri yoğun bir katılım sağladılar.
“İzmir” UNESCO’nun Gastronomi Kenti olabilmek için meşaleyi Alaçatı’da yaktı.
Gastronomi Turizmi Derneği ( GTD ) önderliğinde, Turizm Bakanlığı, TÜRSAB, Çeşme Belediye Başkanlığının desteği, Alaçatı Turizm Derneğinin (ATD) ve Alaçatı Farkında Platformunun (AFP) katkıları ile Alaçatı’da düzenlenen panelle sürdürülebilir turizmin ilk büyük buluşması gerçekleşti.
Türkiye’nin en gözde turizm destinasyonlarından biri olan Alaçatı 550 otel ve 1000 den fazla işletmesiyle seferber oldu.
Türkiye’nin “Cennet Bahçesi” olarak kabul edilen ve doğal tarımın yapıldığı bu bölgenin; 120 çeşit şifalı yenilebilir endemikotları, zeytinyağlıları, deniz ürünleri mübadele ya da göç ile gelen Giritli, Arnavut, Selanikli ve Boşnak, Sefarad Yahudileri, Levanten, Rum, Ermeni ve tabii ki kentte doğup büyümüş İzmirlilerin sahip olduğu yeme içme kültürüyle harmanlanmış, sağlıklı, lezzetli yemeklerin mutfağı olduğu panelist ve konuşmacılarca da belirtildi.
GTD Başkanı Gürkan Boztepe, bu değerlere sahip çıkmak korumak ve tanıtmak için, 11.Yılını kutlayacak Alaçatı Ot Festivali’ni 2020 Gastronomi yılında öne çıkarmak için her konuda Çeşme Belediye Başkanlığı ve STK lar ile el ele çalışacakları sözünü verdi. Panelde konuşma yapan diğer konuklar İzmir’in, Çeşme, Alaçatı ile birlikte Urla, Tire, Ödemiş, Bergama, Seferihisar gibi gastronomik özellikleri olan ilçelerinin de bir araya gelerek tüm güçlerin birleştirmesi ve hedefe birlikte yürünmesi gerektiğini belirttiler.
İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer ve KÖYKOOP İzmir Bölge Birliği Başkanı Neptün Soyer müştereken gönderdikleri mesajda, 2020 yılının Turizm Bakanlığınca ülkemizde gastronomi turizm yılı olduğunu bu bağlamda tüm İzmir’de turizmin on iki aya yayılması için Gastronomi, Tarım, Kongre, Kurvaziyer, Sağlık, İnanç başta olmak üzere turizmin tüm alanlarında kapsamlı planları ve hedefleri olduğunu belirterek, bu önemli buluşmaya katkı veren Başta Çeşme Belediye başkanı Ekrem Oran olmak üzere, tüm kamu kurumu yöneticilerine, sivil toplum örgütlerine kişi ve kurumları kutlayarak başarılar dilediler.
Panel ’de ele alınan ikinci önemli konu ise tüm Dünya’da öne çıkan MİCE Turizmi oldu. Turizm Medya Grup başkanı Volkan Ataman yaptığı konuşmada, geçtiğimiz günlerde panelist olarak katıldığı Travel Turkey fuarında Alaçatı’ya bir etkinlik alanının kazandırılmasının sezonu uzatılarak canlandırması için şart olduğunu ifade ettiğini, bu projenin İzmir Büyük Şehir belediyesinin de yatırım planlarına alınarak projelendirileceğini, yerel yönetimlerle işbirliği içinde en kısa sürede bu merkezin bölgenin hizmetine sunulması için çalışmalara başlanacağını bizzat İBB Başkanı Tunç Soyer ‘in de arzuladığının müjdesini verdi.
Panele Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, Turizm ve Sağlık E. Bakanı GTD Başkanlık Danışmanı Bülent Akarcalı, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Karaçanta, Ege Sanayici ve İşadamları Başkanı Fadıl Sivri, GTD Başkanı Gürkan Boztepe, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın, Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman, GTD Dış İlişkiler Komite Başkanı Hale Tokmakçıoğlu, GTD Etkinlik Komite Başkanı Erdem İpekçi, Çeşme Belediye Bşk.Yrd. Yıldırım Aktuğan, Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği Başkanı İsmail Uğural, Saygın Üniversitelerin Öğretim Görevlileri ve üst düzey yöneticileri, Çeşme’deki STK ların başkan ve yöneticileri yoğun bir katılım sağladılar.
“e-Fatura’da Yeni Arayışlar” paneli düzenlendi ,,,
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Kenan Yavuz,
“Teknolojiyi üretenlerin efendi, tüketenlerin köle olacağı bir çağa ilerliyoruz”
Haliç Üniversitesi tarafından Sektörel Bilgilendirme Toplantıları kapsamında “e-Fatura’da Yeni Arayışlar” paneli, 20 Aralık Cuma günü, Haliç Üniversitesi Sütlüce Yerleşkesi Konferans Salonu’nda düzenlendi.
Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Kenan Yavuz’un açılış konuşmasını yaparken, panelin moderatörlüğünü Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak üstlendi. Panelin konuşmacıları, Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Doğan Ufuk Güneş, Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder ve İstanbul Meslekte Birlik Mali Müşavirler Derneği Başkanı Ethem Yüksel Kahveci oldu.
Gençlerin önünü açıyor, düşünen, proje geliştiren, üreten gençler hedefliyor
Panelin açılış konuşmasını yapan Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Kenan Yavuz, şunları belirtti:
“Üniversitemizin yarattığı kaynakları; eğitimde, araştırmalarda ve teknoloji merkezimizde değerlendiriyoruz. Gençlerin önünü açarak, düşünen, proje geliştiren ve üreten gençleri hedefliyoruz ve üniversite olarak ev sahipliği yapıyoruz. 35 yılı aşkın sanayideki deneyimimi, eğitim sektörüne aktarırken, üniversite-sanayi işbirliğine yeni bir boyut kazandırarak, başarılı çalışmalar yapmayı sürdürüyoruz. Teknoloji çağındayız. Teknolojiyi üretenlerin efendi, teknolojiyi tüketenlerin köle olacağı bir çağa doğru hızla ilerliyoruz. Ülke olarak daha çok teknoloji üretmeliyiz ve bu noktada hepimiz daha çok çalışacağız” dedi.
Bilişim sektöründe, her yıl 10 bin yeni yazılım mühendisine ihtiyaç var
Türkiye’nin, bilgi ve üretim teknolojilerinde bölgesel bir merkez olması gerektiğini anlatan Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Doğan Ufuk Güneş, şunları kaydetti:
“Ülke olarak nitelikli genç nüfusumuz ile yazılım trenine muhakkak binmeliyiz. Yazılım trenine bindik, bindik. Eğer binemezsek, teknolojiyi tüketenler konumuna düşerek, köle olacağımız bir çağa doğru ilerliyor oluruz. Zira yazılımda, nitelikli insan kaynağının olması başarıya ulaşmak için yeterlidir. Genç bir nüfusumuz var ve daha çok nitelikli insan kaynağının yetişmesi için çalışmalara devam etmeliyiz. Bilişim sektöründe, her yıl 10 bin yeni yazılım mühendisine ihtiyaç bulunuyor. Özetle, yerli yazılım firmalarının önü açılırsa, hem bulunduğumuz coğrafyada bilgi ve üretim teknolojilerinde bölgesel bir merkez olabiliriz, hem gençlerimize istihdam sağlayabiliriz” diye konuştu.
Uyumsoft, özel entegratörler arasında lider konumdadır
e-Fatura süreçlerinin 2015 yılından itibaren işletmelerin gündeminde olduğunu ifade eden Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi:
“Uyumsoft olarak, %100 yerli sermaye ile yola çıkan, 23 yıldır ERP ve e-Belge uygulamalarında ürünler ve hizmetler sunan yerli bir yazılım şirketiyiz. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Bakü’deki 6 ofisimizde 200’ün üzerindeki çalışanımız ve ekosistemimizdeki bini geçen iş - çözüm ortağımız ile on binlerce müşterimize hizmet veriyoruz. Ürün ailemizde, ERP (cloud, bulut, mobil), e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Defter, e-İrsaliye vb) uygulamaları, ekoTicari, ekoHR,ekoSMMM,ekoCARİ, Banka Bakiyem gibi ürünler bulunuyor. Bilindiği gibi, e-Fatura süreçleri 2015 yılından itibaren Türk işletmelerinin gündemine girmişti. e-Fatura’nın ardında, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye gibi 40’a yakın e-Belge uygulamaları iş dünyasının gündemine gelmeye devam edecektir. Uyumsoft olarak, e-Fatura pazarında özel entegratörler arasında lider konumdayız”dedi.
2020’de, e-Fatura’da yeni bir dönem başlıyor, binlerce yeni mükellef geçiş yapacak
2020 yılı itibariyle binlerce yeni mükellefin e-Fatura sürecine geçiş yapacağını anlatan İstanbul Meslekte Birlik Mali Müşavirler Derneği Başkanı Ethem Yüksel Kahveci, şunları kaydetti:
“Bilindiği üzere, 19 Ekim 2019 tarihinde 30923 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elektronik Defter Genel Tebliği ve Vergi Usül Kanunu Genel Tebliği ile, çok kapsamlı bir elektronik belge düzenlenmesi gerçekleşti. 2020 tarihi itibariyle yeni bir dönem başlıyor ve binlerce yeni mükellef, Elektronik Belge (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye vb) uygulamalarına geçiyor olacaktır. 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle sürece girecek olan yeni mükellefler için sayılı günler kalmıştır. Nitekim, teknolojideki gelişmeyle birlikte, işletmelerde dijital dönüşüm yaşamaya başladı. Dijitalleşmenin süreçlerinden birisi, e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter gibi süreçleri kapsayan elektronik belge uygulamaları olmaktadır” şeklinde konuştu.
Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Kenan Yavuz,
“Teknolojiyi üretenlerin efendi, tüketenlerin köle olacağı bir çağa ilerliyoruz”
Haliç Üniversitesi tarafından Sektörel Bilgilendirme Toplantıları kapsamında “e-Fatura’da Yeni Arayışlar” paneli, 20 Aralık Cuma günü, Haliç Üniversitesi Sütlüce Yerleşkesi Konferans Salonu’nda düzenlendi.
Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Kenan Yavuz’un açılış konuşmasını yaparken, panelin moderatörlüğünü Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak üstlendi. Panelin konuşmacıları, Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Doğan Ufuk Güneş, Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder ve İstanbul Meslekte Birlik Mali Müşavirler Derneği Başkanı Ethem Yüksel Kahveci oldu.
Gençlerin önünü açıyor, düşünen, proje geliştiren, üreten gençler hedefliyor
Panelin açılış konuşmasını yapan Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Kenan Yavuz, şunları belirtti:
“Üniversitemizin yarattığı kaynakları; eğitimde, araştırmalarda ve teknoloji merkezimizde değerlendiriyoruz. Gençlerin önünü açarak, düşünen, proje geliştiren ve üreten gençleri hedefliyoruz ve üniversite olarak ev sahipliği yapıyoruz. 35 yılı aşkın sanayideki deneyimimi, eğitim sektörüne aktarırken, üniversite-sanayi işbirliğine yeni bir boyut kazandırarak, başarılı çalışmalar yapmayı sürdürüyoruz. Teknoloji çağındayız. Teknolojiyi üretenlerin efendi, teknolojiyi tüketenlerin köle olacağı bir çağa doğru hızla ilerliyoruz. Ülke olarak daha çok teknoloji üretmeliyiz ve bu noktada hepimiz daha çok çalışacağız” dedi.
Bilişim sektöründe, her yıl 10 bin yeni yazılım mühendisine ihtiyaç var
Türkiye’nin, bilgi ve üretim teknolojilerinde bölgesel bir merkez olması gerektiğini anlatan Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Doğan Ufuk Güneş, şunları kaydetti:
“Ülke olarak nitelikli genç nüfusumuz ile yazılım trenine muhakkak binmeliyiz. Yazılım trenine bindik, bindik. Eğer binemezsek, teknolojiyi tüketenler konumuna düşerek, köle olacağımız bir çağa doğru ilerliyor oluruz. Zira yazılımda, nitelikli insan kaynağının olması başarıya ulaşmak için yeterlidir. Genç bir nüfusumuz var ve daha çok nitelikli insan kaynağının yetişmesi için çalışmalara devam etmeliyiz. Bilişim sektöründe, her yıl 10 bin yeni yazılım mühendisine ihtiyaç bulunuyor. Özetle, yerli yazılım firmalarının önü açılırsa, hem bulunduğumuz coğrafyada bilgi ve üretim teknolojilerinde bölgesel bir merkez olabiliriz, hem gençlerimize istihdam sağlayabiliriz” diye konuştu.
Uyumsoft, özel entegratörler arasında lider konumdadır
e-Fatura süreçlerinin 2015 yılından itibaren işletmelerin gündeminde olduğunu ifade eden Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi:
“Uyumsoft olarak, %100 yerli sermaye ile yola çıkan, 23 yıldır ERP ve e-Belge uygulamalarında ürünler ve hizmetler sunan yerli bir yazılım şirketiyiz. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Bakü’deki 6 ofisimizde 200’ün üzerindeki çalışanımız ve ekosistemimizdeki bini geçen iş - çözüm ortağımız ile on binlerce müşterimize hizmet veriyoruz. Ürün ailemizde, ERP (cloud, bulut, mobil), e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Defter, e-İrsaliye vb) uygulamaları, ekoTicari, ekoHR,ekoSMMM,ekoCARİ, Banka Bakiyem gibi ürünler bulunuyor. Bilindiği gibi, e-Fatura süreçleri 2015 yılından itibaren Türk işletmelerinin gündemine girmişti. e-Fatura’nın ardında, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye gibi 40’a yakın e-Belge uygulamaları iş dünyasının gündemine gelmeye devam edecektir. Uyumsoft olarak, e-Fatura pazarında özel entegratörler arasında lider konumdayız”dedi.
2020’de, e-Fatura’da yeni bir dönem başlıyor, binlerce yeni mükellef geçiş yapacak
2020 yılı itibariyle binlerce yeni mükellefin e-Fatura sürecine geçiş yapacağını anlatan İstanbul Meslekte Birlik Mali Müşavirler Derneği Başkanı Ethem Yüksel Kahveci, şunları kaydetti:
“Bilindiği üzere, 19 Ekim 2019 tarihinde 30923 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Elektronik Defter Genel Tebliği ve Vergi Usül Kanunu Genel Tebliği ile, çok kapsamlı bir elektronik belge düzenlenmesi gerçekleşti. 2020 tarihi itibariyle yeni bir dönem başlıyor ve binlerce yeni mükellef, Elektronik Belge (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye vb) uygulamalarına geçiyor olacaktır. 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle sürece girecek olan yeni mükellefler için sayılı günler kalmıştır. Nitekim, teknolojideki gelişmeyle birlikte, işletmelerde dijital dönüşüm yaşamaya başladı. Dijitalleşmenin süreçlerinden birisi, e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter gibi süreçleri kapsayan elektronik belge uygulamaları olmaktadır” şeklinde konuştu.
Uyumsoft, 2020’de %35’in üzerinde büyüme hedefliyor ....
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Uyumsoft, 2020’de %35’in üzerinde büyüme hedefliyor
Ülkemizin inovasyon lideri Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, 2020 yılında %35’in üzerinde büyüme hedefliyor. Yıllık gelirinin yaklaşık %30’nu ar-ge ve inovasyona ayıran Uyumsoft, her yıl bulut tabanlı çözümler olmak üzere yeni ürünleri pazara çıkarmayı sürdürüyor.
Uyumsoft AŞ’nin ürün gamında, ERP (cloud, bulut, mobil), e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Defter, e-İrsaliye vb) uygulamaları, ekoTicari, ekoHR,ekoSMMM,ekoCARİ, Banka Bakiyem gibi geniş ürün ailesi yer alıyor.23 yıldır %100 yerli sermaye ile yolunadevam eden Uyumsoft, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Bakü’deki 6 ofisinde 200’ün üzerindeki çalışanı ve ekosistemindeki 1.000’i aşkın iş ve çözüm ortağıyla, on binlerce yerli ve global müşterisine yazılım ve danışmanlık hizmeti veriyor.
2025’de kadar, 10 ülkede satış kanalı yapılanması hedefliyor
Her yıl büyüyerek yola devam ettiklerini anlatan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları kaydetti:
“Ülkemizin inovasyon liderleri arasındayız. Ar-ge ve inovasyon odaklı bir şirket olarak, pazara daima yeni ürünler sunmayı sürdürüyoruz. Firma olarak, kobi’den dünya devine her ölçekteki işletmelere, ERP ve e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter vd) uygulamalarının her aşamasında uçtan uça çözümler sunmaktayız. Kısaca,Uyumsoft olarak son 6 yıldır her yıl %30’un üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. Çalışanlarımız ve ekosistemimiz ile birlikte daima büyümeye odaklanıyoruz. Türkiye pazarında elde ettiğimiz tecrübelerimizi ve başarılarımızı da, bulunduğumuz coğrafyadaki ülkeler başta olmak üzere dünyaya açmayı planlıyoruz. 2025 yılına kadar, Azerbaycan, Sırbistan, Kosova, Bulgaristan, Dubai, Suudi Arabistan gibi 10 ülkede satış kanalı yapılanmasını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Uyumsoft, e-Belge pazarında %15 pazar payına sahip
e-Fatura süreçlerinin 2015 yılından itibaren Türk işletmelerinin gündeminde olduğunu ifade eden Mehmet Önder, şunları söyledi:
“e-Fatura süreçleri 2015 yılından itibaren ülkemiz işletmelerinin gündemine girdi. e-Fatura’nın ardında, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye gibi 40’a yakın e-Belge uygulamaları gelmeye devam edecektir. 19 Ekim 2019 tarihinde yayımlanan yeni tebliğ ile,e-Fatura, e-Arşiv, e-İrsaliye, e-Defter, e-Serbest Meslek Makbuzu, e-Müstahsil Makbuzu ve e-Bilet gibi kullanılmakta olan belgelere ek olarak, ayrıca e-Sigorta Belgesi, e-Gider Pusulası, e-Dekont ve e-Döviz Alım Satım belgelerini düzenleyen mükellefler de kapsama alınmış oldu. Mükelleflerin geçişi, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlıyor ve 2020’de binlerce yeni mükellef e-Belge’ye geçiyor olacaktır. E-Belge sürecinin lider özel entegratörü olan firmamız Uyumsoft’un, e-Belge sektöründeki pazar payı yaklaşık %15 oranındadır. Tokat ofisimizdeki 100’ü aşkın deneyimli ve tecrübeli insan kaynağımız ile ülke genelindeki müşterilerimize 7x24 kesintisiz en iyi hizmeti sunan firmalardan birisiyiz ve yüksek müşteri memnuniyeti başarımızın anahtarını oluşturuyor. Aynı zamanda, Tokat ilindeki yapılanmamız, Anadolu şehirlerinin “bilişim kenti” olabileceğine güzel bir örneği oluştururken, buradaki gençlere istihdam imkanları sağlamanın ayrı bir gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Uyumsoft, 2020’de %35’in üzerinde büyüme hedefliyor
Ülkemizin inovasyon lideri Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, 2020 yılında %35’in üzerinde büyüme hedefliyor. Yıllık gelirinin yaklaşık %30’nu ar-ge ve inovasyona ayıran Uyumsoft, her yıl bulut tabanlı çözümler olmak üzere yeni ürünleri pazara çıkarmayı sürdürüyor.
Uyumsoft AŞ’nin ürün gamında, ERP (cloud, bulut, mobil), e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Defter, e-İrsaliye vb) uygulamaları, ekoTicari, ekoHR,ekoSMMM,ekoCARİ, Banka Bakiyem gibi geniş ürün ailesi yer alıyor.23 yıldır %100 yerli sermaye ile yolunadevam eden Uyumsoft, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Bakü’deki 6 ofisinde 200’ün üzerindeki çalışanı ve ekosistemindeki 1.000’i aşkın iş ve çözüm ortağıyla, on binlerce yerli ve global müşterisine yazılım ve danışmanlık hizmeti veriyor.
2025’de kadar, 10 ülkede satış kanalı yapılanması hedefliyor
Her yıl büyüyerek yola devam ettiklerini anlatan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları kaydetti:
“Ülkemizin inovasyon liderleri arasındayız. Ar-ge ve inovasyon odaklı bir şirket olarak, pazara daima yeni ürünler sunmayı sürdürüyoruz. Firma olarak, kobi’den dünya devine her ölçekteki işletmelere, ERP ve e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter vd) uygulamalarının her aşamasında uçtan uça çözümler sunmaktayız. Kısaca,Uyumsoft olarak son 6 yıldır her yıl %30’un üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. Çalışanlarımız ve ekosistemimiz ile birlikte daima büyümeye odaklanıyoruz. Türkiye pazarında elde ettiğimiz tecrübelerimizi ve başarılarımızı da, bulunduğumuz coğrafyadaki ülkeler başta olmak üzere dünyaya açmayı planlıyoruz. 2025 yılına kadar, Azerbaycan, Sırbistan, Kosova, Bulgaristan, Dubai, Suudi Arabistan gibi 10 ülkede satış kanalı yapılanmasını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Uyumsoft, e-Belge pazarında %15 pazar payına sahip
e-Fatura süreçlerinin 2015 yılından itibaren Türk işletmelerinin gündeminde olduğunu ifade eden Mehmet Önder, şunları söyledi:
“e-Fatura süreçleri 2015 yılından itibaren ülkemiz işletmelerinin gündemine girdi. e-Fatura’nın ardında, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye gibi 40’a yakın e-Belge uygulamaları gelmeye devam edecektir. 19 Ekim 2019 tarihinde yayımlanan yeni tebliğ ile,e-Fatura, e-Arşiv, e-İrsaliye, e-Defter, e-Serbest Meslek Makbuzu, e-Müstahsil Makbuzu ve e-Bilet gibi kullanılmakta olan belgelere ek olarak, ayrıca e-Sigorta Belgesi, e-Gider Pusulası, e-Dekont ve e-Döviz Alım Satım belgelerini düzenleyen mükellefler de kapsama alınmış oldu. Mükelleflerin geçişi, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlıyor ve 2020’de binlerce yeni mükellef e-Belge’ye geçiyor olacaktır. E-Belge sürecinin lider özel entegratörü olan firmamız Uyumsoft’un, e-Belge sektöründeki pazar payı yaklaşık %15 oranındadır. Tokat ofisimizdeki 100’ü aşkın deneyimli ve tecrübeli insan kaynağımız ile ülke genelindeki müşterilerimize 7x24 kesintisiz en iyi hizmeti sunan firmalardan birisiyiz ve yüksek müşteri memnuniyeti başarımızın anahtarını oluşturuyor. Aynı zamanda, Tokat ilindeki yapılanmamız, Anadolu şehirlerinin “bilişim kenti” olabileceğine güzel bir örneği oluştururken, buradaki gençlere istihdam imkanları sağlamanın ayrı bir gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
22 Aralık 2019 Pazar
HORECA’da 3,5 Milyar Dolarlık Ticaret Hacmine Ulaşılacak....
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Türkiye’nin En Büyük HORECA Buluşması,
15-18 Ocak’ta Antalya’da Yapılacak
HORECA’da 3,5 Milyar Dolarlık Ticaret Hacmine Ulaşılacak
Türkiye’nin en büyük konaklama, ağırlama, yiyecek ve içecek endüstrisi HORECA (Hotel, Restaurant, Cafe) buluşması 15-18 Ocak tarihleri arasında ANFAŞ tarafından Antalya'da gerçekleştirilecek. Büyük HORECA buluşması, katılımcılara daha verimli olanaklar sağlamak amacıyla, 31. ANFAŞ Hotel Equipment Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı ve 27. ANFAŞ Food Product Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı ile eş zamanlı olarak düzenleniyor. Toplam 600’ün üzerinde katılımcı firmanın, 3 bin 700’den fazla markasını sergileyeceği HORECA buluşmasını, 50 binden fazla yerli ve yabancı profesyonelin ziyaret etmesi öngörülürken, fuar sonunda 3,5 milyar dolarlık iş hacminin oluşması bekleniyor.
Antalya'daki büyük buluşma öncesi İstanbul Point Otel'de bir araya gelen sektör temsilcileri, 2019 yılını değerlendirirken, büyük organizasyonun rakamsal verilerini kamuoyu ile paylaşarak, fuara tam desteklerini bildirdiler. Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği(ETÜDER) Başkanı Melih Şahinöz başta olmak üzere; Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Güçlü Kaplangı, Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Başkanı Ali Can Aksu, Marmara Bölge Satınalma Yöneticileri Platformu (MARSAP) yönetim kurulu üyesi İsmail Hakkı Kaya, Anfaş Genel Müdür Yardımcısı Münevver Duran Karahasan ile ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı'nın katılımıyla gerçekleşen toplantıda, B2B görüşmeleri sayesinde her iki fuarda toplam 3,5 milyar dolarlık ticaret hacmi beklendiği vurgulandı.
İş potansiyelini ikiye katlama fırsatı
HORECA Fuarı hakkında bilgiler veren ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, “Fuarımıza katılacak toplam 600’ün üzerinde katılımcı firma, 3 bin 700’den fazla markasını sergileyecek. Yurt içi katılımcılarımızın yanı sıra bu yıl Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Brezilya, Cezayir, Çin, Endonezya, Hindistan, İran, İsrail, İtalya, Libya, Litvanya, Nepal, Rusya, Tayland, Tunus, Ukrayna olmak üzere toplam 17 ülkeden katılımcıyı, ziyaretçilerimiz ile bir araya getireceğiz.
Yurtiçindeki 81 şehirden gelecek ziyaretçiler ile 49 ülkeden 50 binin üzerinde profesyonelin büyük organizasyonu ziyaret etmesini bekliyoruz. ANFAŞ ekibi olarak, Türkiye’nin markası olan fuarlarımızı başarılı bir şekilde açmaya hazırlanıyoruz. Yaklaşık 40 bin metrekarelik kapalı alanımızın tamamında açacağımız 31.Hotel Equipment ve 27.Food Product fuarları, yüzde 100 doluluk oranına ulaştı. Bu nedenle bugün Türkiye’nin en büyük HORECA (Hotel, Restoran, Cafe) buluşması özelliğini taşıyor. Fuarlarımız sayesinde konaklama, ağırlama, gıda ve içecek sektörünün tüm paydaşları, tek çatı altında buluşarak iş potansiyelini ikiye katlama fırsatı yakalayacak” dedi.
Bu yıl turizm sektöründe yaşanan rekor artışın fuarlara olan ilgiyi arttırdığını da dile getiren Bıdı, ”Fuarlarımızda sektörde kendini kanıtlamış, ihracatta önemli başarılara imza atmış otel ekipmanları ve gıda sektörünün önde gelen firmalarına ev sahipliği yapıyoruz Ekibimiz, yurt dışından yeni hedef pazarlara yönelik önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Yurt dışı alım heyetlerimiz ve katılımcılarımız arasında düzenlenecek B2B görüşmelerinde toplam 3,5 milyar dolarlık bir ticaret hacmi bekliyoruz. Bu yıl; Ticaret Bakanlığı, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı, hedef ülkelerin ticaret odaları, ticaret müşavirlikleri ve ANFAŞ’ın yurt dışı acenteleri aracılığıyla Almanya, Amerika, Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Belarus, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çin, Danimarka, Fas, Filistin, Fransa, Güney Kore, Gürcistan, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İran, İtalya, İspanya, İngiltere, Kanada, Katar, Kazakistan, Kosova, Libya, Lübnan, Lüksemburg, Makedonya, Malezya, Mısır, Nepal, Özbekistan, Pakistan, Polonya, Portekiz, Rusya, Sırbistan, Tayland, Tunus, Ukrayna, Umman, Ürdün ve Yunanistan olmak üzere 49 ülkeden binin üzerinde profesyonel ziyaretçi ve alım heyetlerini katılımcılarımızla bir araya getiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Hedef 50 bin profesyonel ziyaretçi
Yurt dışı çalışmalarının yanı sıra, yurt içi ziyaretçi çalışmaları hakkında da bilgi veren Bıdı, şunları söyledi: "Eş zamanlı organizasyon sayesinde iki fuarın ziyaretçi kitlesini tek çatı altında buluşturuyoruz. Katılımcılarımız; ANFAŞ’ın ziyaretçi çalışmaları sonucu, yurt içinde 81 ilden otel yatırımcıları, otel yöneticileri, satın alma müdürleri, spa merkezleri, iç mimarlar, müteahhitler, kamu yetkilileri, şef ve aşçılar, zincir market yetkilileri, kafe ve restoran sahipleri, gıda toptancıları, perakendeciler, öğretmen evleri, polis evleri, askeriye, resmi kurum ve sosyal tesis işletmeleriyle bir araya gelecek. Bu yıl yurt içi ve yurt dışından toplam 50 bin profesyonel ziyaretçiyi fuarımızda ağırlamayı hedefliyoruz”
2020’de yenileme ve revize yılı
Ali Bıdı, ”Durgunluk yaşayan inşaat sektörü, bu yıl rekor kıran turizm sektöründe yer alan ve 4 milyar dolarlık ticari hacme ulaşan otellerin, yenileme ve değişim yapma isteklerine gözünü dikmiş durumda. Son yıllarda turist profilinde ve müşteri taleplerinde değişimler yaşanıyor. Turizmin yükselen trendi gastronominin yanı sıra, Türkiye’ye yapılan ziyaretlerin yüzde 50’si tarih ve kültürel değerlerimizi keşfetmek için de yapılıyor. Müşteriler, artık daha yüksek, temalı, hikayesi olan tesisleri tercih ediyor. Otel yapıları yenileme pazarında beklenti yüksek. Yapı sektöründe pazar gelişme şansı en yüksek bölge ise Akdeniz. Turizmde üst üste rekorların kırıldığı 2018-2019 sezonları sonrası büyük bir yenileme ve revize yatırımlar bekleniyor. Son olarak belirtmek istediğim konu, ANFAŞ olarak yeni dönemde kısa sürede başarılı fuarlara imza attık. Fuarımızı destekleyen Antalya Valisi’ne, Büyükşehir Belediye Başkanı’na, Antalya Ticaret Odası’na ve bizi destekleyen tüm paydaş ve sektör başkanlarına, bizi destekleyen tüm fuar katılımcılarına teşekkür ediyoruz.” dedi.
Dernek başkanlarından tam destek…
Lokal fuarların sektörün tüm bileşenlerinin buluşma noktası olduğunu söyleyen Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği(ETÜDER) Başkanı Melih Şahinöz, “Antalya çok değerli ve coğrafya süper. Turist geldiğinde güvenli gıda yiyor olması ve bunun sürdürülebilmesi lazım. Biz de sektör olarak bunu sağlıyoruz. Bu anlamda önemli bir iş yapıyoruz. Bu anlamda da dernek olarak bu fuarı destekliyoruz.” dedi.
Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Güçlü Kaplangı ise, “ANFAŞ ve bu fuar bizim için çok değerli ve önemli. Çok eski partnerlerimizden. Bugün sektör olarak dünyaya yüzde 95 Türk yerli üretim ürünler satıyoruz. Türk üreticiler 150 ülkeye ihracat yapıyor. Bu anlamda vazgeçilmez desteğimizi ve iş birliğimizi sürdürüyoruz.” diye konuştu.
Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Başkanı Ali Can Aksu’da “Dernek olarak 81 ilde 3280 üyeye sahibiz, 17 ülkede faaliyetlerimiz bulunuyor. Bu fuar bizim için çok önemli. 54 sektörü besliyor.” açıklamasını yaptı. Marmara Bölge Satınalma Yöneticileri Platformu (MARSAP) yönetim kurulu üyesi İsmail Hakkı Kaya’da fuarda kaliteli firmaların bir araya geldiğini ve yoğunluğun üst düzeyde olduğunu vurgulayarak, fuar desteklediklerini söylediler.
2023 Hedefi 40 milyar dolarlık ihracat
Yurt içi ve yurt dışından sektör profesyonellerine ev sahipliği yapacak dev organizasyon; Uluslararası ziyaretçilerin yanı sıra, otel yetkilileri, satın alma yetkilileri, mimarlar, mühendisler, müteahhitler, restoran, bar ve kafeterya işletmecileri, alışveriş merkezleri, hipermarketler, zincir marketler, dernekler, Ticaret ve Sanayi Odaları’nı bir araya getirecek. Büyük buluşma, otel, restoran ve bar yöneticileri ile yüz yüze görüşme imkanı sunmasının yanı sıra, konaklama ve ağırlama sektörüne hizmet veren kamu kurum ve kuruluşlarının satın alma yetkililerine ulaşma fırsatı tanıyor. HORECA buluşması aynı zamanda Türkiye'nin tarımsal ürün ihracatının artışı için de büyük önem taşıyor. Türkiye, bugün 1700 farklı tarımsal ürünü 199 ülkeye ihraç ederken, bu alanda, Avrupa Birliği’nin birinci, dünyanın ise yedinci büyük ekonomisi konumunda bulunuyor. Sektör liderlerinin 2023 hedefi ise 90 milyon ülke nüfusu ile 60 milyon turisti besleyerek, 200 milyar dolar üzerinde üretim ve 40 milyar dolar ihracat gelirine ulaşmak.
Türkiye’nin tüm satın alma profesyonelleri bir arada
31. ANFAŞ Hotel Equipment Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı ile 27. ANFAŞ Food Product Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı'nda, Türkiye’nin sektördeki satın alma platformları bir araya gelecek. ANFAŞ tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda; 2020 yılında yatırım ve renovasyon gerçekleştirecek otel, restoran,cafe hastaneler ve yurtlar için satın alma müdürü ve yöneticileri, katılımcılarla buluşma fırsatı yakalayacak. Aynı zamanda Türkiye’nin 81 ilinde misafirhaneleri bulunan kamu kurumlarında görev yapan satın alma yöneticileri ve ihale komisyon üyeleri de fuar boyunca alımlar gerçekleştirecek.
En yüksek katılımlı aşçı buluşması
27.ANFAŞ Food Product kapsamında, Türkiye Aşçılar Federasyonu, Antalya Gastronomi Eğitimcileri Birliği Derneği ve ANFAŞ iş birliğiyle, turistik tesislerde yerli malı kullanımını teşvik etmek amacıyla başlatılan 'Yaşasın Anadolu' teması Food Show’da adeta sanata dönüşecek. Endüstriyel mutfak ekipmanlarından gıda ürünlerine kadar tamamen yerli malı ürünler kullanılarak yarışma, şov, workshop ve gösteriler gerçekleştirilecek. Türkiye’nin en yüksek katılımlı aşçılık buluşması olması hedeflenen organizasyonda 4 binden fazla şef fuarda yerini alacak.
Latte Art Yarışması Kahve Etkinliği
ANFAŞ 27.Food Product Fuarı kapsamında “Otel Baristaları Derneği Latte Art Yarışması” kahve etkinliği düzenlenecek. Kahve sektörünün otel kanadı profesyonellerini bir araya getirecek “Latte Art Şampiyonası; Türkiye’de ciddi bir gelir getirisine sahip ve önemli bir kaynak olan turizme destek sağlama amacı taşıyor. Türkiye turizmindeki barista sayısının ve niteliğinin artması ve iletişimin güçlenmesi anlamında büyük önem taşıyan etkinlik; ayrıca otel yöneticileri için çalışan personelin eğitilmesi ve personele destek sağlanması anlamında da bir farkındalık yaratmayı hedefliyor.
8.Uluslararası Housekeeping Olimpiyatları
ANFAŞ, 31.Hotel Equipment Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları Fuarı çerçevesinde ise Hotel Kat Hizmetleri Eğitimi ve Dekorasyonu Derneği tarafından 8.Uluslararası Housekeeping Olimpiyatları düzenlenecek. Konaklama sektörünün aynası Housekeeping mesleğinde farkındalık yaratmak ve mesleğin renkli yüzünü sergilemek için organize edilen olimpiyatlar, Housekeeping mesleği ve Türk turizmi adına çok önemli bir gelişme olarak nitelendiriliyor. Yarışma ayrıca, sağlıklı yaşamın korunması ve geri dönüşüm turizminin yegane teminatı housekeeping mesleğinin turizmde sürdürülebilirlik için her yönüyle geliştirilmesi, çıtasının yükseltilmesi turizm camiası adına büyük önem arz ediyor.
Elektrik maliyetini azaltmanın yolları konuşulacak
Eş zamanlı gerçekleştirilecek her iki fuarda da ENEREX Enerji temalı özel oturumlar da düzenlenecek. “Çatılarımızda Güneş Toplayalım”, “Endüstriyel Yapılarda ve Otellerde Enerji Verimliliği”, “Enerji Depolama ve Elektrikli Şarj İstasyonları”, “Gıda ve Yeşil Atığın Enerji Üretimi Yoluyla Değerlendirilmesi” başlıkları altında düzenlenecek oturumlarda elektrik maliyetlerini azaltmak isteyen, enerjinin verimli kullanımıyla ilgili soruları olan tüm kurumsal ve bireysel katılımcılar yer alacak.
İş hayatında, boyun sağlığını korumanın 9 basit yolu..
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
İş hayatında, boyun sağlığını korumanın 9 basit yolu
Boyun,insan vücudunda en korumasız bölgelerin başında yer alıyor. Gerek günlük yaşamda, gerekse iş hayatımızda sağlık kalitemizi, en az bel sorunları kadar olumsuz etkiliyor. İnsanların yaklaşık üçte ikisi, hayatlarının bir döneminde boyun bölgesinde bir sorunla karşılaşıyor. Hayatımıza yeni nesil iletişim cihazlarının girmesiyle beraber bu sorunun giderek artış gösterme eğiliminde olduğunu anlatan TherapySport Center’dan Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları söyledi:
“Omurga sağlığı insanın yaşam kalitesinin en önemli anahtarıdır. Ancak, iş dünyasında devamlı ekran karşısında olmak veya cep telefonlarından sağlanan iletişim sırasında, hem boyun, hem de üst sırt bölgesinde, ağrı ve duruş sorunları karşımıza çıkıyor” dedi.
İş hayatında boyun sağlığını korumanın basit yolları hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları kaydetti:
1)Yetişkinlerde baş ağırlığı yaklaşık olarak 9 kilogramdır. Başımız ne kadar öne doğruysa boyun kaslarında gerilmeler ve eklemlerde oluşan baskı da o derecede artmaktadır. Boynun, yaklaşık olarak 60 derecelik öne bükülmesi boyunda 8-10 yaşında bir çocuk taşımaya eş değer bir yük oluşturmaktadır. Sağlıklı boynun ilk kuralı, dik olarak yer alan baş duruşudur.
2)Ofis çalışanlarında, çalışırken koltuk ve masa yüksekliğinin, kişinin boyuna ve kilosuna göre ayarlanması kişinin duruşunu olumlu yönde etkiler.
3)Eğer ağır işlerde çalışıyorsak ve boyun bölgesine aşırı yükleniyorsak, mutlaka bu bölgeyi kuvvetli tutacak bir ev egzersiz programına sahip olmalıyız.
4)Yeni annelerde, bebek bakımı ve emzirmesi sırasında oluşan boyun ağrılarının ilk sebebi, emzirme sırasında vücudun aldığı kambur duruştur. Bunu engellemek için mutlaka hafif boyun ve sırt germeleri yapılmalıdır.
5)Cep telefonlarının hayatımızın ayrılmaz bütünü olduğu günümüzde, özellikle yemek yerken ve yatarken onlardan uzak kalmayı kendimize bir ödev olarak vermeliyiz.
6)Yatak ve yastık seçiminde, vücudumuzun doğal kıvrımlarını koruyan ve ekstra yük bindirmeyen sertliklerde olmalarına dikkat etmeliyiz.
7)Spor sırasında ve sonrasında, boyun bölgesinin aşırı kasılmadığından ve soğuma sırasında terli kalmadığından emin olmamız, sonradan çıkabilecek sorunları engeller.
8)Öğrencilerde, gerek derslerde, gerekse de evde ders yaparken mutlaka dik postürü korumaya dikkat etmeliyiz.
9)Eğer boyun bölgesinde ağrı, kollara vuran uyuşma ve kuvvetsizlik hissediyorsak, hemen bir doktora görünmeye çalışılmalıdır. Erken teşhis, her zaman sorunun daha kolayca tedavi edilmesini sağlayacaktır.
İş hayatında, boyun sağlığını korumanın 9 basit yolu
Boyun,insan vücudunda en korumasız bölgelerin başında yer alıyor. Gerek günlük yaşamda, gerekse iş hayatımızda sağlık kalitemizi, en az bel sorunları kadar olumsuz etkiliyor. İnsanların yaklaşık üçte ikisi, hayatlarının bir döneminde boyun bölgesinde bir sorunla karşılaşıyor. Hayatımıza yeni nesil iletişim cihazlarının girmesiyle beraber bu sorunun giderek artış gösterme eğiliminde olduğunu anlatan TherapySport Center’dan Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları söyledi:
“Omurga sağlığı insanın yaşam kalitesinin en önemli anahtarıdır. Ancak, iş dünyasında devamlı ekran karşısında olmak veya cep telefonlarından sağlanan iletişim sırasında, hem boyun, hem de üst sırt bölgesinde, ağrı ve duruş sorunları karşımıza çıkıyor” dedi.
İş hayatında boyun sağlığını korumanın basit yolları hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları kaydetti:
1)Yetişkinlerde baş ağırlığı yaklaşık olarak 9 kilogramdır. Başımız ne kadar öne doğruysa boyun kaslarında gerilmeler ve eklemlerde oluşan baskı da o derecede artmaktadır. Boynun, yaklaşık olarak 60 derecelik öne bükülmesi boyunda 8-10 yaşında bir çocuk taşımaya eş değer bir yük oluşturmaktadır. Sağlıklı boynun ilk kuralı, dik olarak yer alan baş duruşudur.
2)Ofis çalışanlarında, çalışırken koltuk ve masa yüksekliğinin, kişinin boyuna ve kilosuna göre ayarlanması kişinin duruşunu olumlu yönde etkiler.
3)Eğer ağır işlerde çalışıyorsak ve boyun bölgesine aşırı yükleniyorsak, mutlaka bu bölgeyi kuvvetli tutacak bir ev egzersiz programına sahip olmalıyız.
4)Yeni annelerde, bebek bakımı ve emzirmesi sırasında oluşan boyun ağrılarının ilk sebebi, emzirme sırasında vücudun aldığı kambur duruştur. Bunu engellemek için mutlaka hafif boyun ve sırt germeleri yapılmalıdır.
5)Cep telefonlarının hayatımızın ayrılmaz bütünü olduğu günümüzde, özellikle yemek yerken ve yatarken onlardan uzak kalmayı kendimize bir ödev olarak vermeliyiz.
6)Yatak ve yastık seçiminde, vücudumuzun doğal kıvrımlarını koruyan ve ekstra yük bindirmeyen sertliklerde olmalarına dikkat etmeliyiz.
7)Spor sırasında ve sonrasında, boyun bölgesinin aşırı kasılmadığından ve soğuma sırasında terli kalmadığından emin olmamız, sonradan çıkabilecek sorunları engeller.
8)Öğrencilerde, gerek derslerde, gerekse de evde ders yaparken mutlaka dik postürü korumaya dikkat etmeliyiz.
9)Eğer boyun bölgesinde ağrı, kollara vuran uyuşma ve kuvvetsizlik hissediyorsak, hemen bir doktora görünmeye çalışılmalıdır. Erken teşhis, her zaman sorunun daha kolayca tedavi edilmesini sağlayacaktır.
18 Aralık 2019 Çarşamba
Ayşen Laçinel’in yeni kitabı, “Amacını Belirle Sonrası Kolay”Totem Yayınlarından çıktı.
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Ayşen Laçinel’in yeni kitabı, “Amacını Belirle Sonrası Kolay”
Ayşen Laçinel’in yeni kitabı, “Amacını Belirle Sonrası Kolay”Totem Yayınlarından çıktı.
Sen Kimsin kitabı ile farkındalık yaratan her insanın ayrı bir değer olduğuna, dikkatleri çeken Ayşen Laçinel’in yeni kitabının imza günü, iş ve sanat dünyasının seçkin isimlerinin katılımı ile Maji Sanat Galerisi’nde yapıldı.
İnsan Kaynakları ve İletişim Danışmanı,Biruni Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Uzmanı olan Ayşen Laçinel, yeni kitabında, hayatın, bir yolculuk olduğuna, bazen sevinip bazen öğrendiğimize vurgu yaptığı konuşmasında, “Her zaman bir çare vardır, yeter ki durup anlamaya ve bir yol bulmaya odaklanalım’ dedi.
Hem özel hayatta, hem iş hayatında başarı için diğerlerinden ayrı özelliklerin bulunması ve asıl zenginliğin, farklılıkları farkettirmede olduğunu belirten Ayşen Laçinel, amacını belirleyenlerin hayallerini gerçekleştireceği seçimler yapacağını, üniversiteli gençlerden iş dünyasına geniş bir okuyucu kitlesine anlatmaktadır.
Ayşen Laçinel’in yeni kitabı, “Amacını Belirle Sonrası Kolay”
Ayşen Laçinel’in yeni kitabı, “Amacını Belirle Sonrası Kolay”Totem Yayınlarından çıktı.
Sen Kimsin kitabı ile farkındalık yaratan her insanın ayrı bir değer olduğuna, dikkatleri çeken Ayşen Laçinel’in yeni kitabının imza günü, iş ve sanat dünyasının seçkin isimlerinin katılımı ile Maji Sanat Galerisi’nde yapıldı.
İnsan Kaynakları ve İletişim Danışmanı,Biruni Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Uzmanı olan Ayşen Laçinel, yeni kitabında, hayatın, bir yolculuk olduğuna, bazen sevinip bazen öğrendiğimize vurgu yaptığı konuşmasında, “Her zaman bir çare vardır, yeter ki durup anlamaya ve bir yol bulmaya odaklanalım’ dedi.
Hem özel hayatta, hem iş hayatında başarı için diğerlerinden ayrı özelliklerin bulunması ve asıl zenginliğin, farklılıkları farkettirmede olduğunu belirten Ayşen Laçinel, amacını belirleyenlerin hayallerini gerçekleştireceği seçimler yapacağını, üniversiteli gençlerden iş dünyasına geniş bir okuyucu kitlesine anlatmaktadır.
Turquality’den Kobi’lere, dijitalleşme ve bilgi sistemleri destekleri de veriliyor ...
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Turquality’den Kobi’lere, dijitalleşme ve bilgi sistemleri destekleri de veriliyor
Ülkemizin devlet destekli ilk marka programı olan Turquality’nin, firmalara sağladığı faydalar, diğer devlet teşvikleri ile kıyaslanmayacak ölçüde fazladır. Nitekim, Turquality programının firmalara kazandırdığı en büyük fayda; kendi yönetim ve operasyonel süreçlerini, dünyada marka olmuş firmaların yönetim ve operasyonel süreçlerinin seviyesine getirmek suretiyle daha sürdürülebilir bir büyüme ve birim başına daha karlı ticaret yapma imkanı sağlamasıdır. Turquality’nin en büyük faydalarından bir diğeri, Türk markalarını yurtdışına açılma sırasında, yurtdışında çalışma kültürünü oluşturan ve işlerini sistematikleştiren bir Türk iş modelidir.
Turquality, iş ve değer modelidir
Turquality’nin bir teşvik programından öte, işletmeler için bir iş ve değer modeli olduğunun altını çizen Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, şunları söyledi:
“Turquality iş modeli; stratejik planlama, insan kaynakları yönetimi, performans yönetimi, bütçe yönetimi, marka yönetimi, satış-pazarlama yönetimi, bilişim yönetimi, tedarik zinciri yönetimi gibi tüm konuları kapsıyor. Aslında Turquality, bir karne ve bir akreditasyondur. Turquality karnesi pekiyi olan bir Türk işletmesi, global pazarlarda yabancı firmalara da güven vermektedir” dedi.
Progroup Başkanı Salim Çam, belirli bir ihracat yapan, ulusal ve uluslararası marka tescili olan KOBİ’lere, Ticaret Bakanlığı’nın vermiş olduğu Turquality destek oranı: %50, destek süresi: 5 yıl ve başarılı olunursa hedef ülke bazında 5’er yıl olduğunu kaydetti.
Bilgi sistemleri, dijitalleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır
KOBİ’lerin,bilgi sistemleri ve dijitalleşme konusundaki destekleri alabilmeleri için öncelikle stratejik 5 yıllık planlarını hazırlamaları gerektiğini kaydeden Progroup Başkanı Dr. Salim Çam, şunları belirtti:
“İşletmelerin, stratejik plana bağlı olarak, insan kaynakları, tedarik zinciri (planlama, üretim, satınalma, kalite, bakım, depo, sevkiyat, lojistik), ürün geliştirme, marka, pazarlama, satış, finans, bilgi sistemleri ve dijitalleşme süreçlerini iyileştirmeleri gerekmektedir.KOBİ’ler, dijitalleşme ve bilgi sistemleri ile ilgili stratejilerini, temel stratejilerine bağlayarak oluşturmalıdır ve bir yol haritası çıkarıp, stratejiye göre organizasyon yapılarını hazırlamalıdır. Ayrıca, dijitalleşme faaliyetlerine yönelik performans ölçütlerini belirlemelidirler. KOBİ’lerde en önemli konulardan birisi, veri toplama ve analiz etme ile ilgili eksikliklerdir. Bununla ilgili sorunun çözümünü de, 2020 hedeflerine koymaları önceliklidir. Nitekim bilgi sistemleri, dijitalleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Dolayısıyla, bilgi sistemleri ile ilgili de, dijitalleşmede olduğu gibi stratejik planını ve organizasyon içindeki yerini tespit ederek, faaliyet planları, performans ölçümü ve kontrol sistemi oluşturulmalıdır. Bilgi sistemlerinde de veri akışı önemli konular arasındadır. Bununla ilgili bir platform oluşturulmalıdır. Bilgi güvenliği konusunda, KOBİ’lerde yeni yeni gelişmeler sağlanmaya başlanmış olup, sürekli bilgi yedeklemesi yapılmaktadır. Bilgi sistemlerini bir mekanik sistem gibi kullanmak yerine, gerçek zamanlı rapor üreten, analiz eden ve karar verdiren bir dijital sinir sistemleri gibi kullanmak gerekmektedir. Özetle, KOBİ’lerin, veri analitiği ve raporlanma konularına, 2020 yılı planlarının ilk sıralarında yer vermeleri rekabet etmelerini kolaylaştıracaktır” diye konuştu.
Turquality Bilgi Sistemleri ve Dijitalleşmeye verdiği destekleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
**İlk 5 yıl altyapı destekleri
-Bilgi Güvenliği Çözümleri
-Sanayide Dijital Dönüşüm
-Felaket Yönetimi Sistemleri
-İnsan Kaynakları Yönetim Sistemleri
-İş Akış-Süreç Yönetimi Sistemleri
-Karar Destek Sistemleri
-Kurumsal Kaynak Planlama (ERP)
-Kurumsal Performans Yönetimi
-Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM)
-Nesnelerin İnterneti (Internet of Things)
-Risk Yönetim Sistemleri
-Simülasyon/ Tasarım
-Talep Planlama Sistemleri (DMS)
-Tedarik Zinciri Yönetimi
-Üretim Optimizasyon Sistemleri
-Yapay zeka sistemleri ve derin öğrenme (Deep Inteligence)
**Hedef Ülke Bazında
-Mobil Satış Sistemleri
-Mobil Uygulamalarının Geliştirilmesi
-Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM)
-Talep Planlama Sistemleri (DMS)
Turquality’den Kobi’lere, dijitalleşme ve bilgi sistemleri destekleri de veriliyor
Ülkemizin devlet destekli ilk marka programı olan Turquality’nin, firmalara sağladığı faydalar, diğer devlet teşvikleri ile kıyaslanmayacak ölçüde fazladır. Nitekim, Turquality programının firmalara kazandırdığı en büyük fayda; kendi yönetim ve operasyonel süreçlerini, dünyada marka olmuş firmaların yönetim ve operasyonel süreçlerinin seviyesine getirmek suretiyle daha sürdürülebilir bir büyüme ve birim başına daha karlı ticaret yapma imkanı sağlamasıdır. Turquality’nin en büyük faydalarından bir diğeri, Türk markalarını yurtdışına açılma sırasında, yurtdışında çalışma kültürünü oluşturan ve işlerini sistematikleştiren bir Türk iş modelidir.
Turquality, iş ve değer modelidir
Turquality’nin bir teşvik programından öte, işletmeler için bir iş ve değer modeli olduğunun altını çizen Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, şunları söyledi:
“Turquality iş modeli; stratejik planlama, insan kaynakları yönetimi, performans yönetimi, bütçe yönetimi, marka yönetimi, satış-pazarlama yönetimi, bilişim yönetimi, tedarik zinciri yönetimi gibi tüm konuları kapsıyor. Aslında Turquality, bir karne ve bir akreditasyondur. Turquality karnesi pekiyi olan bir Türk işletmesi, global pazarlarda yabancı firmalara da güven vermektedir” dedi.
Progroup Başkanı Salim Çam, belirli bir ihracat yapan, ulusal ve uluslararası marka tescili olan KOBİ’lere, Ticaret Bakanlığı’nın vermiş olduğu Turquality destek oranı: %50, destek süresi: 5 yıl ve başarılı olunursa hedef ülke bazında 5’er yıl olduğunu kaydetti.
Bilgi sistemleri, dijitalleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır
KOBİ’lerin,bilgi sistemleri ve dijitalleşme konusundaki destekleri alabilmeleri için öncelikle stratejik 5 yıllık planlarını hazırlamaları gerektiğini kaydeden Progroup Başkanı Dr. Salim Çam, şunları belirtti:
“İşletmelerin, stratejik plana bağlı olarak, insan kaynakları, tedarik zinciri (planlama, üretim, satınalma, kalite, bakım, depo, sevkiyat, lojistik), ürün geliştirme, marka, pazarlama, satış, finans, bilgi sistemleri ve dijitalleşme süreçlerini iyileştirmeleri gerekmektedir.KOBİ’ler, dijitalleşme ve bilgi sistemleri ile ilgili stratejilerini, temel stratejilerine bağlayarak oluşturmalıdır ve bir yol haritası çıkarıp, stratejiye göre organizasyon yapılarını hazırlamalıdır. Ayrıca, dijitalleşme faaliyetlerine yönelik performans ölçütlerini belirlemelidirler. KOBİ’lerde en önemli konulardan birisi, veri toplama ve analiz etme ile ilgili eksikliklerdir. Bununla ilgili sorunun çözümünü de, 2020 hedeflerine koymaları önceliklidir. Nitekim bilgi sistemleri, dijitalleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Dolayısıyla, bilgi sistemleri ile ilgili de, dijitalleşmede olduğu gibi stratejik planını ve organizasyon içindeki yerini tespit ederek, faaliyet planları, performans ölçümü ve kontrol sistemi oluşturulmalıdır. Bilgi sistemlerinde de veri akışı önemli konular arasındadır. Bununla ilgili bir platform oluşturulmalıdır. Bilgi güvenliği konusunda, KOBİ’lerde yeni yeni gelişmeler sağlanmaya başlanmış olup, sürekli bilgi yedeklemesi yapılmaktadır. Bilgi sistemlerini bir mekanik sistem gibi kullanmak yerine, gerçek zamanlı rapor üreten, analiz eden ve karar verdiren bir dijital sinir sistemleri gibi kullanmak gerekmektedir. Özetle, KOBİ’lerin, veri analitiği ve raporlanma konularına, 2020 yılı planlarının ilk sıralarında yer vermeleri rekabet etmelerini kolaylaştıracaktır” diye konuştu.
Turquality Bilgi Sistemleri ve Dijitalleşmeye verdiği destekleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
**İlk 5 yıl altyapı destekleri
-Bilgi Güvenliği Çözümleri
-Sanayide Dijital Dönüşüm
-Felaket Yönetimi Sistemleri
-İnsan Kaynakları Yönetim Sistemleri
-İş Akış-Süreç Yönetimi Sistemleri
-Karar Destek Sistemleri
-Kurumsal Kaynak Planlama (ERP)
-Kurumsal Performans Yönetimi
-Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM)
-Nesnelerin İnterneti (Internet of Things)
-Risk Yönetim Sistemleri
-Simülasyon/ Tasarım
-Talep Planlama Sistemleri (DMS)
-Tedarik Zinciri Yönetimi
-Üretim Optimizasyon Sistemleri
-Yapay zeka sistemleri ve derin öğrenme (Deep Inteligence)
**Hedef Ülke Bazında
-Mobil Satış Sistemleri
-Mobil Uygulamalarının Geliştirilmesi
-Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM)
-Talep Planlama Sistemleri (DMS)
GTD 'Gastronomi Belgesi' tanıtımı Hilton İstanbul Bosphorus’da gerçekleşti.
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Türkiye Gastronomi Turizmi Derneği’nin
Hilton İstanbul Bosphorus’da Gastronomi Belgesi Nedir? konulu kahvaltılı toplantısı saat 11.00’da basına açık şekilde gerçekleşti. GTD Başkanı Gürkan Boztepe moderatörlüğünde Yeni dönem belge ile ilgili T.C Kültür Turizm Bakanlığı Baş Kontrolörü Cengiz Dönmez tarafından çok önemli bilgiler aktarıldı. Eski dönem belgelerin yerini alacak bu belge T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Turizm İşletme Belgesi almak için alınması gereken bir belge olduğu ve işletmeler için pek çok avantajı olduğu aktarıldı. Bu belgenin amacının Türk Gastronomisini geliştirip, uluslararası platformlarda “Türk Mutfağını” tanıtmak için belirli standartların uygulanması ve sürdürülebilirliğin sağlanması olduğu belirtildi.Belgeyle gerekli hususlar Resmi Gazete’de 30791 sayılı Yönetmelikle yayınlandı .
Gastronomi Belgesi’ne sahip işletmeler bundan sonra sadece Bakanlık tarafından denetlenebilecek. Belge için çalışan personelin %20’sinin belirli eğitimlerden geçmesi ve bu eğitimlerin sadece Gastronomi Turizmi Derneği tarafından verildiği aktarıldı. Belgeye E-Devlet üzerinden başvuru yapılabilecek.
Toplantıya Kültür ve Turizm E. Bakanı Bülent Akarcalı , KKTC Eğitim ve Kültür Ateşesi Koralp Şerifoğlu, KKTC Turizm ve Çevre Bakanlığı İstanbul Turizm Kordinatörü Özge Palamutçu,Türsab Gastronomi İhtisas Komitesi Başkanı Ömer Kartın,Consierge Derneği Başkanı Adnan Öner, Gastro Akademi Başkanı Mesut İnan ve alanında profesyonel pek çok kişi katılım sağladılar.
Türkiye Gastronomi Turizmi Derneği’nin
Hilton İstanbul Bosphorus’da Gastronomi Belgesi Nedir? konulu kahvaltılı toplantısı saat 11.00’da basına açık şekilde gerçekleşti. GTD Başkanı Gürkan Boztepe moderatörlüğünde Yeni dönem belge ile ilgili T.C Kültür Turizm Bakanlığı Baş Kontrolörü Cengiz Dönmez tarafından çok önemli bilgiler aktarıldı. Eski dönem belgelerin yerini alacak bu belge T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Turizm İşletme Belgesi almak için alınması gereken bir belge olduğu ve işletmeler için pek çok avantajı olduğu aktarıldı. Bu belgenin amacının Türk Gastronomisini geliştirip, uluslararası platformlarda “Türk Mutfağını” tanıtmak için belirli standartların uygulanması ve sürdürülebilirliğin sağlanması olduğu belirtildi.Belgeyle gerekli hususlar Resmi Gazete’de 30791 sayılı Yönetmelikle yayınlandı .
Gastronomi Belgesi’ne sahip işletmeler bundan sonra sadece Bakanlık tarafından denetlenebilecek. Belge için çalışan personelin %20’sinin belirli eğitimlerden geçmesi ve bu eğitimlerin sadece Gastronomi Turizmi Derneği tarafından verildiği aktarıldı. Belgeye E-Devlet üzerinden başvuru yapılabilecek.
Toplantıya Kültür ve Turizm E. Bakanı Bülent Akarcalı , KKTC Eğitim ve Kültür Ateşesi Koralp Şerifoğlu, KKTC Turizm ve Çevre Bakanlığı İstanbul Turizm Kordinatörü Özge Palamutçu,Türsab Gastronomi İhtisas Komitesi Başkanı Ömer Kartın,Consierge Derneği Başkanı Adnan Öner, Gastro Akademi Başkanı Mesut İnan ve alanında profesyonel pek çok kişi katılım sağladılar.
14 Aralık 2019 Cumartesi
İş’in sürekliliğinde, yerli ve milli firmalar anahtar önemdedir....
HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
Dijital dönüşümün destek merkezi olarak, yerli ve milli olan güvenilir ERP ve e-Fatura entegratör firmaları, işlerin sürekliliğinde anahtar önemdedir. Ülkemizin inovasyon lideri olan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’nin aralarında yer aldığı milli yazılım firmaları, bu değişim ve dönüşümdeki, - sistemleri geliştirme, yerleştirme ve sürdürme, iş dünyasının merkezinde yer alan enformasyon toplumu uygulamaları, servisleri, entegrasyonları ile yatay ve dikey kurumsal iş sistemleri uygulamalarını bütünleştirme ve destekleme hizmetlerinden oluşan büyük ve kapsamlı bir iş süreci kapsamında hizmet vermeye devam etmektedirler.
Yönetişim, işin temelinde yer alıyor
İş dünyasının temel ihtiyaçları arasında;bilgi ve iletişim teknolojileri ile işi örtüştüren kurumsal iş sistemlerinin uygulama yazılımlarını geliştirme, yerleştirme, sürdürme gibi konuların destek ve danışmanlığını satın alma konularındaki devamlılık yer alıyor. Bu hizmetleri satın almak, kurumların internet çağının gerektirdiği değişim ve dönüşümleri yapmasına imkan sağlarken, verimli iş modellerini hayata geçirmelerine olanak sağlıyor. İş dünyasının gündeminde;kurumsal süreçler kadar, iş süreçlerinin nasıl yönetileceği ve nasıl kararlar alınacağı gibi konular da mevcuttur. Ürünlere ve hizmetlere göre pazarın değil, pazarın ihtiyaç ve beklentilerine göre ürünlerin veya hizmetlerin kurgulanması dönemine geçilmiştir. Günümüz iş dünyasındaki öncelikli değer önerilerinden birisi, “işlerin her durumda takipte” olacağı bir ERP/CRM/HRM iş platformunun kurulmuş olmasıdır. İş dünyasına birinci tavsiye bu olmaktadır ve bu tavsiye de faydalı, stratejik, sürdürülebilir bir taahhüttür.Özetle, yönetişim işin temelinde yer almaktadır.
Toplananveriden çıkacak sonuca göre, nasıl hareket edilmelidir
Bilgi ve İletişim Teknolojileri (ICT) dünyasında; eşyaların interneti, sosyal ağlar, mobile cihazlar ve mobil yaşam şekli, yeni kuşak ödeme biçimleri ve sistemleri, yeni kuşak para birimleri ve türevleri, yeni kuşak dağıtım ve iletişim kanalları, bulut sistemler, büyük veri, veri ambarı gibi gündemler konuşulmaktadır.Önemli olan, eldeki veriden neyi çıkardığınız ve nasıl hareket edeceğinizdir. Eğer, büyük veriyi analiz edemiyorsanız, raporlarınız otomatik değilse, tüm veriye erişimi mobil cihazlardan sağlayamıyorsanız, veriler gerçek zamanlı değilse, verilere erişmek için paralel iş süreçleriniz varsa, bu durumda aslında siz geçtiğimiz dönemin iş modeli ile çalışıyorsunuz. Günümüzde kurumlar, verimlilik, optimizasyon gibi konuları değerlendiriyor olsalar da, gerçek anlamda hızlı davranmamaktadırlar. İşletmeler çok yakın gelecekte;işlem ile veri, veri ile analiz,analiz ile karar,karar ile kampanya,kampanya ile işlem gibi tüm iş süreçlerini bir arada anlık şekilde yönetiyor olacaklardır.
Dijital dönüşümün destek merkezi olarak, yerli ve milli olan güvenilir ERP ve e-Fatura entegratör firmaları, işlerin sürekliliğinde anahtar önemdedir. Ülkemizin inovasyon lideri olan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’nin aralarında yer aldığı milli yazılım firmaları, bu değişim ve dönüşümdeki, - sistemleri geliştirme, yerleştirme ve sürdürme, iş dünyasının merkezinde yer alan enformasyon toplumu uygulamaları, servisleri, entegrasyonları ile yatay ve dikey kurumsal iş sistemleri uygulamalarını bütünleştirme ve destekleme hizmetlerinden oluşan büyük ve kapsamlı bir iş süreci kapsamında hizmet vermeye devam etmektedirler.
Yönetişim, işin temelinde yer alıyor
İş dünyasının temel ihtiyaçları arasında;bilgi ve iletişim teknolojileri ile işi örtüştüren kurumsal iş sistemlerinin uygulama yazılımlarını geliştirme, yerleştirme, sürdürme gibi konuların destek ve danışmanlığını satın alma konularındaki devamlılık yer alıyor. Bu hizmetleri satın almak, kurumların internet çağının gerektirdiği değişim ve dönüşümleri yapmasına imkan sağlarken, verimli iş modellerini hayata geçirmelerine olanak sağlıyor. İş dünyasının gündeminde;kurumsal süreçler kadar, iş süreçlerinin nasıl yönetileceği ve nasıl kararlar alınacağı gibi konular da mevcuttur. Ürünlere ve hizmetlere göre pazarın değil, pazarın ihtiyaç ve beklentilerine göre ürünlerin veya hizmetlerin kurgulanması dönemine geçilmiştir. Günümüz iş dünyasındaki öncelikli değer önerilerinden birisi, “işlerin her durumda takipte” olacağı bir ERP/CRM/HRM iş platformunun kurulmuş olmasıdır. İş dünyasına birinci tavsiye bu olmaktadır ve bu tavsiye de faydalı, stratejik, sürdürülebilir bir taahhüttür.Özetle, yönetişim işin temelinde yer almaktadır.
Toplananveriden çıkacak sonuca göre, nasıl hareket edilmelidir
Bilgi ve İletişim Teknolojileri (ICT) dünyasında; eşyaların interneti, sosyal ağlar, mobile cihazlar ve mobil yaşam şekli, yeni kuşak ödeme biçimleri ve sistemleri, yeni kuşak para birimleri ve türevleri, yeni kuşak dağıtım ve iletişim kanalları, bulut sistemler, büyük veri, veri ambarı gibi gündemler konuşulmaktadır.Önemli olan, eldeki veriden neyi çıkardığınız ve nasıl hareket edeceğinizdir. Eğer, büyük veriyi analiz edemiyorsanız, raporlarınız otomatik değilse, tüm veriye erişimi mobil cihazlardan sağlayamıyorsanız, veriler gerçek zamanlı değilse, verilere erişmek için paralel iş süreçleriniz varsa, bu durumda aslında siz geçtiğimiz dönemin iş modeli ile çalışıyorsunuz. Günümüzde kurumlar, verimlilik, optimizasyon gibi konuları değerlendiriyor olsalar da, gerçek anlamda hızlı davranmamaktadırlar. İşletmeler çok yakın gelecekte;işlem ile veri, veri ile analiz,analiz ile karar,karar ile kampanya,kampanya ile işlem gibi tüm iş süreçlerini bir arada anlık şekilde yönetiyor olacaklardır.