30 Nisan 2022 Cumartesi

Celestyal Cruises, Türkiye çıkışlı Yunan Adaları Turlarını Kuşadası’ndan başlattı.



HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Celestyal Cruises sezonun ilk gemileriyle Kuşadası’nda!

Celestyal Cruises, Türkiye çıkışlı Yunan Adaları Turları için 2022 yılı seferlerini Kuşadası’ndan başlattı. Atina’dan yola çıkan Celestyal Crystal, 2 yıl aradan sonra Kuşadası Limanı’na yanaşarak sezonun ilk seferi için yolcularını aldı ve Iconic Aegean Turları için Ege’ye açıldı. Sezon boyunca her salı ve her cumartesi günü 3 ve 4 gece alternatifli olmak üzere, Kuşadası’ndan çıkış yapacak Iconic Aegean Turları’nın rotasında Patmos, Rodos, Girit, Santorini, Atina ve Mikonos var.

Celestyal ile 7 gecelik Idyllic Aegean Yunan Adaları Turları ise 2 Mayıs’ta başlayacak ve her pazartesi Kuşadası’ndan düzenli olarak yapılacak. Böylelikle Celestyal Cruises’un 2 gemisi, Kasım ayına kadar haftada 3 gün 3 sefer olmak üzere Kuşadası Limanı’ndan hareket edecek

Kruvaziyer gemileri, rotalarını yeniden Türkiye’ye çeviriyor. Kuşadası limanına pandemi öncesi yaptığı aralıksız ve düzenli seferlerle ilgi odağı olan Celestyal Cruises, 2 yıl aradan sonra yeniden Türkiye’ye döndü. Celestyal filosunun 1200 yolcu kapasiteli gemisi Crystal; geçtiğimiz hafta Salı ve cumartesi günleri olmak üzere iki kez Kuşadası Limanı’na demirleyerek, seferlerini buradan gerçekleştirmeye başladı. Celestyal Crystal yolcuları Kuşadası Limanı’nda gemiden inerek kara turu ile Efes’i ve Kuşadası şehir merkezini gezdi. Crystal daha sonra, Türk yolcularını da alarak sezonun ilk Iconic Aegean Yunan Adaları seferleri için Kuşadası’ndan Ege sularına açıldı. Kuşadası ve İstanbul limanlarına toplam 100'e yakın ziyaret gerçekleştirmeyi planlayan Celestyal Cruises, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi Türkiye’ye aralıksız ve düzenli sefer yapan kruvaziyer firması olmayı hedefliyor. 3 gecelik Iconic Aegean Yunan Adaları Turları’nın rotasında Patmos, Girit, Santorini, Atina ve Mikonos var. 4 gecelikte bu rotaya Rodos ekleniyor. Celestyal Cruises'ın benzersiz üç ve dört gecelik her şey dahil Yunan Adaları Turları 30 Nisan'dan sonra Kasım ayına kadar Celestyal Olympia ile gerçekleşecek.

Haftanın 3 günü Kuşadası’ndan hareket

Celestyal Crystal ise 7 gecelik gerçek cruise deneyimini yaşatmak için 2 Mayıs’tan itibaren “Idyllic Aegean” turlarına başlayacak. Kuşadası çıkışlı bu turlar Rodos, Girit (Heraklion), Santorini, Mikonos, Milos, Atina ve sezonun sürpriz destinasyonu Selanik’te uzun konaklamalı keşiflerin ardından yine Kuşadası’nda son bulacak.

Idyllic Aegean Turları için Celestyal Crystal her pazartesi günü yolcularını alarak yine Kuşadası’ndan hareket edecek. Böylelikle Celestyal Cruises gemileri Kasım ayına kadar haftanın 3 günü Kuşadası’na demirleyecek ve buradan hareketle seferlerini gerçekleştirecek.

Sonraki liman İstanbul Galataport

Celestyal Crystal, daha sonra da rotasını İstanbul’a çevirerek Galataport Limanı’na demirleyecek ve buradan Eclectic Aegean Turları’nı başlatacak, bu turların rotasında ise Kavala, Selanik, Volos ve Santorini olacak.


 

29 Nisan 2022 Cuma

Türkiye limanlarına yanaşan tarihteki en büyük yolcu gemisi Costa Venezia İstanbul’da



HABER-TALİN ŞİRİNPINAR



‘Yüzen Venedik’ Costa Venezia İstanbul’da

Türkiye limanlarına yanaşan tarihteki en büyük yolcu gemisi

Tarihte limanlarımıza yanaşan en büyük yolcu gemisi olan Costa Venezia, İstanbul’da. Costa Cruises, filosunun en yenilerinden olan Costa Venezia dün (27 Nisan) İstanbul’a geldi.  5 gün boyunca Galataport’ta konaklayacak olan dev gemi, buradan yolcularını alarak 2 Mayıs’ta ilk seferi için Ege’ye açılacak

Costa Cruises’un 135 bin ton ağırlığında 323 metre boyundaki 5 bin 260 yolcu kapasiteli Costa Venezia gemisi, 27 Nisan günü saat 16.00 sularında İstanbul’a geldi. Tarihte limanlarımıza yanaşan en büyük gemi olma unvanını taşıyan Costa Venezia, İstanbul’dan Ege’ye açılacağı ilk seferi için Galataport Limanı’na demirledi. 

Tarihi yarımada manzarasında 5 gün boyunca, Galataport Limanı’nda konaklayacak olan gemi, pazar günü yerli ve yabancı misafirlerinin biniş yapmasının ardından 2 Mayıs günü saat 17.00’de demir alarak, tur programını gerçekleştirmek üzere İstanbul’dan denize açılacak.

2023’e kadar İstanbul’dan aralıksız 4 farklı program

1 Mayıs itibari ile her Pazar İstanbul GalataPort’tan hareketle Türkiye ve Yunanistan limanlarını 8 ve 15 günlük 4 farklı program dahilinde gezecek olan yolcu gemisi, Kasım ayından itibaren Nisan 2023 tarihine kadar rotasını 12 günlük programı ile Doğu Akdeniz’e çevirecek. Costa Venezia yıllar sonra 2023 Nisan ayına kadar aralıksız düzenleyeceği seferleriyle İstanbul’u ana port olarak kullanan ilk büyük yolcu gemisi olacak. Mayıs ayından itibaren her Pazar günü demir attığı Galataport’ta, dünyanın dört bir yanından gelen 5 bin yolcuyu ağırlamak için hazır bekleyecek.

İstanbul’un içinden Venedik geçiyor!

Costa Cruises’un Venedik’ten ilham alarak tasarlanan yeni gemisi Costa Venezia, her köşesinde yolcularına İtalyan kültürünü ve hayat tarzını yaşatmayı vaat ediyor. Marco Polo ve Casanova’nın sofistike ruhunu hissetmek; adeta Venedik sokaklarında dolaşır gibi gemiyi keşfetmek mümkün. Geminin tiyatrosu Venedik “La Fenice” tiyatrosundan ilham alıyor; adeta St. Mark’s Meydanı’nda dolaşırken her adımda Venedikli zanaatkarlar tarafından yapılan gerçek gondolları görmek, İtalyan mutfağının lezzetlerini tatmak mümkün.

İçinde 13 restoranı, 4 havuzu, 3 su kaydırağı ve macera parkı var

13 restoranı ve 7 barı ile misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunmayı bekleyen gemide her yaştan misafir için de ayrı eğlence imkanları bulunuyor. 4 Havuz ve jakuzi, 3 su kaydırağı bulunan Aqua Park, eğlencenin Tibet köprüleri arasında zirveye tırmandığı bir Macera parkı, dünyaca ünlü dans ve müzik gruplarının ağırlandığı gösteri ve şovları, birbirinden farklı konsept partileri ve casino’su ile Costa Venezia yüzen bir eğlence şehri adeta.


ÇEVKO Vakfı Söyleşileri’nin ikincisi, EGD Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde,gerçekleşti.


HABER-TALİN ŞİRİNPINAR



PERAKENDE DEVLERİNDEN ÖRNEK SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK UYGULAMALARI 

ÇEVKO Vakfı, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) iş birliğinde geçen yıl başlattığı ÇEVKO Vakfı Söyleşileri ile iklim krizi konusunu tüm yönleriyle masaya yatırmaya devam ediyor. 2022 yılı ÇEVKO Vakfı Söyleşileri’nin ikincisi, Türkiye’de Öncü Sanayi Kuruluşlarının İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışmaları başlığıyla gerçekleştirildi. EGD Başkanı Celal Toprak’ın
moderatörlüğünde, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in de katılımıyla gerçekleşen söyleşide, CarrefourSA ve Migros’un uygulamaları aktarıldı. 

Özellikle son beş yıldır “iklim krizi ile savaşım” ve “döngüsel ekonomiye geçiş”e odaklanan ÇEVKO Vakfı, ÇEVKO Vakfı Söyleşileri ile iklim krizi konusunu tüm yönleriyle ele alıyor.

"ÇEVKO Vakfı Söyleşileri" bu yıl da tüm hızıyla devam ediyor. Ekonomi Gazetecileri Derneği Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle, ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Çalışma Grubu'nun hazırladığı söyleşilerin ikincisi, Türkiye’de Öncü Sanayi Kuruluşlarının İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışmaları başlığıyla gerçekleştirildi. Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in de katılımıyla gerçekleşen online söyleşide, CarrefourSA ve Migros’un uygulamaları aktarıldı. Söyleşinin bu ayki konukları ise CarrefourSa İSG, Kalite Güvence, Çevre ve Sürdürülebilirlik Grup Müdürü Tayfun Akusta ve Migros Ürün Güvenliği ve Çevre Yönetimi Grup Müdürü Serpil Ürek oldu. 

Online toplantının açılışında EGD Başkanı Celal Toprak, çevre bilinci yüksek sanayi kuruluşlarının iklim krizi ile mücadelede üstlendikleri öncülüğün önemini vurgulayarak ilk sözü ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’e verdi.

ÇEVKO Vakfı Söyleşileri’nde, farklı sektörlerden sorumlu sanayi kuruluşlarının sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği alanındaki çalışmalarının aktarıldığını ifade eden Mete İmer, “Bugünkü söyleşimizde, sanayi ürünlerinin tüketici ile buluşma noktası perakende sektöründen, ÇEVKO Vakfı üyesi iki önemli kuruluşun temsilcileri ile birlikteyiz. Bugünlerde zor bir dönemden geçen perakende sektörü, ekonomik hayata önemli katkılar yapmanın yanı sıra iklim kriziyle mücadele, çevre ve sürdürülebilirlik ve konularında da önemli değerler üretiyor. Perakende sektörü, kendi operasyonlarında plastik ve diğer atıkların azaltılması ve yönetimi, karbon salımlarının azaltılması ve sürdürülebilirlikle ilgili faaliyetler yürütürken, bir yandan da bu konuda toplumsal bilincin artması için tüketicilere bilgi aktarımında önemli rol oynuyor. Atık yönetiminde bireylere düşen sorumluluklar konusunda bilgilendirme ve bilincin oluşturulmasında, tüketicilere erişim ve satış noktaları çok önemli. Vakfımız, bu alanlarda, özellikle bugün bizlerle olan Migros ve CarrefourSA iş birliğinde önemli çalışmalar gerçekleştirdi.Virüs salgını sürecinde ambalajlı ürün tüketimi ve e-ticaret hacimlerindeki artış, başta ambalaj atıklarının yönetiminin önemini ve bu konuda perakende sektörüne düşen sorumlulukları da artırdı. Tüm bu alanlarda son derece faal iki kurumun temsilcilerine, bizleri aydınlatacakları için şimdiden teşekkür ediyorum” dedi. 

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, söyleşi sırasında iklimyasası ile ilgili gelen bir soruya cevaben de şunları söyledi: “Paris İklim Anlaşması’nın TBMM’den geçmesinden sonra, Türkiye 2053 yılında karbon nötr olma hedefini açıkladı. Sonrasında, Konya’da çok büyük katılımla bir İklim Şurası toplandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, bu Şura’daiklim yasasının çıkacağını duyurdu. Bu yasanın ve ilgili yönetmeliklerin bir an önce çıkması gerektiği görüşündeyim. Hedeflere ulaşmak için kamu kurumlarına, sanayi kuruluşlarına ve bireylere çok önemli sorumluluklar düşüyor ve bu konuda harekete geçmemiz gerekiyor.”

Migros’tan ‘İyi Gelecek Planı’ 

Migros Ürün Güvenliği ve Çevre Yönetimi Grup Müdürü Serpil Ürek “Bugün dünyamızın geleceği için burada bulunmak çok önemli” derken “Migros İyi Gelecek Planı” hakkında bilgi verdi: 

“Türkiye’nin 81 ilinde, 2500’ün üzerinde mağazamızla hizmet veriyoruz. 40 bin çeşit ürünü, 3 binden fazla tedarikçiden alıyoruz. 2018 yılında ‘Migros İyi Gelecek Planı’nı yayınladık. Tüm kamuoyuna yol haritamızı ilan ettik. 2030 yılına kadar satış metrekaremiz başına karbon emisyonlarımızı yüzde 35azaltmayı taahhüt ettik. Elektrik kullanımını merkezden kontrol ediyoruz. Patenti bize ait olan sulu soğutma sistemi ile mağazalarımızdaki soğutucu dolaplarda gaz yerine, soğutulmuş su dolaştırarak gaz kaçaklarını önemli ölçüde önlüyoruz. Su kaynaklarını verimli kullanmak adına su miktarını ölçümlüyoruz. Gıda israfı, tüm dünyada büyük bir sorun ki 1 milyar insan da gıdaya ulaşamıyor. Çöpe atılan gıda da büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bunun için BM’nin sürdürülebilirlik kalkınma amaçlarına uygun olarak 2030 yılına kadar yüzde 50 azaltma taahhüdümüz var. “

Serpil Ürek, Migros olarak adım adım hangi süreçleri takip ettiklerini de şöyle özetledi: 

“İlk adım, satabileceğin kadar ürünü raflara koy. Yapay Zeka destekli otomatik sipariş sistemimiz sayesindeher mağazaya satılabilecek kadar ürün giriyor. İkinci adım, olgunlaşan veya son tüketim tarihi yaklaşan ürünlerin yüzde 50’ye varan indirimlerle satışını desteklemek. İndirim uygulamamızla 2021’de4 bin ton gıdayı atık olmaktan kurtardık. Satışa dönüşmeyen, ancak hala tüketilebilir nitelikte olan, besleyici ve sağlıklı ürünleri, ihtiyaç sahiplerine bağışlıyoruz. Bugüne kadar 1 milyon ihtiyaç sahibine ulaştık. Bunun dışında, uygun nitelikli ürünleri HAYTAP aracılığıyla hayvanlar için bağışlıyoruz. 2021 yılında, 1400 ton gıdayı da böylece kurtardık. Son olarak da tüketilemeyecek durumda olan organik atıklar biyogaz ve kompost tesislerine gönderiliyor.”

“Perakendeci olarak tedarik zincirinin tam ortasında yer alıyoruz. Ürün satışı yaptığımız müşterilerimizi, tedarikçilerimizi de atıkların azaltılması için destekliyoruz” diyen Migros Ürün Güvenliği ve Çevre Yönetimi Grup Müdürü Serpil Ürek, Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) tarafından başlatılan 10X20X30 girişimine Türkiye’den ilk katılan perakendeci olduklarının ve 23 tedarikçilerini 2030 hedeflerine dahil ettiklerinin de altını çizdi: “Atık yönetimi uygulamalarını önemsiyoruz. Plastik atıkların azaltılması için çalışıyoruz. 493 ton azaltmayı taahhüt ettik ve Migros markalı ürünlerden işe başladık. Örneğin, bulaşık deterjanı ambalajında geri dönüştürülmüş plastik kullandık. Bir akademik kurula, tek tek ambalajları incelettik. 2022 yılında da devam edeceğiz. Poşetsiz Alışveriş Hareketi başlattık. Müşterilerimizi bez çanta kullanmaya teşvik ettik. Sıfır atık belgemizi alarak hem müşterilerimizden topladığımız hem de operasyonel atıklarımızı kaynağında ayrıştırıyor, kayıt altına alıyor ve geri dönüşüm tesislerine gönderiyoruz. Toplanan atık yağları da biyodizel üretim gerçekleştiren lisanslı firmalara ulaştırıyoruz. Bu doğrultuda TURMEPA aracılığıyla denizlerin temizlenmesine katkı sağlıyoruz. ‘Piller Migros’a Sütler Çocuklara’ projesiyle mağazalarımıza getirilen atık piller, TAP’a gönderiliyor ve toplanan pil kadar Migros marka süt Koruncuk Vakfı’na bağışlanıyor. Özetle; tedarikçilerimiz, üreticilerimiz, çalışanlarımız ve müşterilerimizle birlikte oluşturduğumuz güçlü ekosisteme sahibiz. Migros İyi Gelecek Planımız doğrultusundaki sürdürülebilirlik çalışmalarımıza tüm ekosistemimizi dahil ederek yarattığımız pozitif etkiyi katlıyoruz.”

CarrefourSA’dan“Yaşam İçin Doğrusu” 

CarrefourSA İSG, Kalite Güvence, Çevre ve Sürdürülebilirlik Grup Müdürü Tayfun Akusta ise konuşmasına dünyadan ve Türkiye’den yeni araştırma sonuçlarını paylaşarak başladı, önemli veriler paylaştı: 

“Finlandiya’nın ilk sırada olduğu ve 34 ülkenin yer aldığı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) listesinde Türkiye, 34’üncü sırada. Dünya nüfusunun 2030 yılı itibariyle 8 buçuk milyara ulaşacağı ve en çok da Asya ve Güney Amerika’nın büyüyeceği öngörülüyor. Tek kullanımlık plastikler, dünyanın en büyük sorunlarından. AB, hemen bu konuda çalışılması gerektiğini vurguluyor. 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26), İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlendi; küresel ısınma ve sera gazı salınım oranlarını azaltma amacıyla 197 ülkenin katılımıyla gerçekleştirildi. Birçok ülke, kömürle ilgili taahhütlerde bulundu. Her ülkenin yeni ödevleri var artık… Dünya Ekonomik Forumu 2022 Küresel Riskler Raporuna göre 10 küresel risk söz konusu ve hepsi sürdürülebilirlikle alakalı. ‘CarbonTunnelVision’, yeni bir terim. Hollanda Sürdürülebilirlik Enstitüsü bu terimi literatüre kazandırdı; karbon emisyonları dışında biyoçeşitlilik kaybı, eğitim, sağlık, vs de olmalı, diyor. Türkiye’de ise sıcaklık artışı ve su ile ilgili sorunlarımız olacak. Eğer günümüzdeki gibi su tüketimine devam edersek, 2030’da ihtiyacımız olan suyun sadece yüzde 60’ını bulabileceğiz. Ayrıca gıda söz konusu olduğunda 2030 yılında, dünya üzerinde 1,5 trilyon dolarlık bir israftan söz ediliyor.” 

Tayfun Akusta, CarrefourSA’nın “Yaşam İçin Doğrusu” programının önemini de şöyle özetledi: 

“Gıda perakendesinde müşteri trendlerine yönelik araştırmamızda, müşterilerin, yeşil bir gelecek adına daha az kozmetik kullanmayı, otomobilini daha az kullanmayı, su tüketimini azaltmayı; güvenilir, GDO’suz, doğaya uyumlu ürünler kullanmak istediklerini gördük. Nielsen’in bir araştırması da özellikle pandemi sonrasında sürdürülebilirlik beklentisinin arttığını ortaya koyuyor. Sürdürülebilirlik programımızın çatısı ‘Yaşam İçin Doğrusu’. Türkiye çapında 769 mağazamız var. 10 bin fazla çalışanımızın yüzde 37’si kadın. Kadın yönetici oranı, yüzde 26 ve daha da artması için çalışıyoruz. Stratejimiz çerçevesinde Sürdürülebilirlik Komitesini hayata geçirdik. Fransa merkezli Carrefour Group ve Sabancı Holding olarak sürdürülebilirlik konusunda Sabancı Holding ilkelerine de uyuyoruz. Karbon net sıfır diye yola çıktık. Sürdürülebilirlik hizmetler hedeflerimiz yanında tedarikçilerimiz konusunda da projelerimiz var. Son üç senedir iş dünyası plastik girişimine taahhütlerde bulunduk. Tek kullanımlık plastiklerin zaman içinde elimine edilmesi, kendi markalarımıza dair taahhütlerimiz de var. Karbon net sıfır, nihai hedefimiz. CDP raporunda her sene yükselen bir trendle devam ediyoruz. ‘Görüntüsüne aldanmayın, tadına şans verin’ söylemiyle gıda israfını önlemek amacıyla marketlerimizde ve sosyal medya hesaplarımızda iletişim yaparak bu konuda farkındalık oluşmasına katkı sağlıyoruz. Target, Measure, Act (10X20X30) girişimine üyeyiz. Gıda atıklarını yüzde 50 oranında azaltma hedefimiz var. Mağazalarımızda kuru ve taze gıdada, ‘Kendi kabınla gel’ kampanyası başlattık. Boş kaplarla gidip alabiliyorsunuz. Kavanoz, bez çanta, herhangi bir kap…  Belirli marketlerimizde, topraksız ve dikey tarım uygulaması başlattık. Bu bitkilerden satın alabiliyorsunuz.  ‘Viyolkağıt tabak’ projesi ise sebze ve meyvelerin konduğu bir sunum şekli. Plastiklerin azaltılmasına ilişkin yüzde yüz geri dönüştürebilen tabaklar kullanılıyor. BM (WEP’s) imzacısıyız, yedi prensibe imza attık, yıllık raporlama yapıyoruz. Kadınların Gücü, CarrefourSA’nın gücü mottosuyla her yıl kadın üreticilerimiz ile 8 Mart’ta bir araya geliyoruz. İşitme Engelliler İçin Eğitim projemiz ile Sabancı Holding, En İyi Proje Ödülü’nü aldı. Hem kendi ürünlerimizde hem de tedarikçilerimiz konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Sosyal sorumluluğun da sürdürülebilir bir iş olduğuna inanan CarrefourSA’nın, çok uzun yıllardır süregelen sosyal sorumluluk faaliyetleri var. Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) ile dokuz yıldır süren iş birliği çerçevesinde, Destek Market’e 600 ton ürün tedarik ederek 24 bin ihtiyaç sahibine ulaşıldı. HayKonFed iş birliğiyle devam eden “Dost Hareketi” projesi çerçevesinde, CarrefourSA, marketlerindeki yenilebilir tüketim fazlası ürünleri, HayKonFed gönüllüleri aracılığıyla sokak hayvanları ile paylaşmayı sürdürüyor. Eğitime verdiğimiz desteği UNICEF, TOG, Darüşşafaka kurumları ile yönetilen projeler kapsamında her geçen sene artırarak, eğitimin de geleceği için doğrusunu yapmaya devam ediyoruz.Bitkisel atık yağ dönüşümünde hem kendimizin hem de müşterilerimizden gelen atıkları geri dönüşüme kazandırıyoruz. Elde edilen geliri de Türkiye Otizm Vakfı’na bağışlıyoruz. ‘Atık Pilden Kitaba’ kampanyasında AÇEV’e kitap hediye ediliyor. Üç ayda bir de sürdürülebilirlik bülteni yayınlıyoruz.”

Ekonomi Gazetecileri Derneği Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle, ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Çalışma Grubu'nun hazırladığı söyleşilerin ikincisine, 100 kişi katıldı. Söyleşi, aynı zamanda ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından da izlenebilir: 


27 Nisan 2022 Çarşamba

AJWA Cappadocia Ramazan Bayramı’nda unutulmaz bir serüvene çağırıyor…


HABER-TALİN ŞİRİNPINAR



AYRICALIKLI BİR BAYRAM TATİLİ İÇİN AJWA CAPPADOCIA’DA YERİNİZİ AYIRTIN

Gün doğumuyla balonların altında at turu yapmak için Kapadokya’nın en güzel zamanı

ilkbahar ayları… İhtişamıyla göz dolduran peribacaları, gökyüzünün gökkuşağı olan

rengarenk balonlar, heyecan verici yer altı şehir turları... AJWA Cappadocia misafirlerini

Ramazan Bayramı’nda unutulmaz bir serüvene çağırıyor…

Mustafapaşa köyüne yürüme mesafesinde olan; kervansaray konsepti ile 98 otel odası, 600

m2’lik Kapadokya’nın en büyük mağara süiti dahil toplam 10 adet görkemli mağara süitlerine

sahip AJWA Cappadocia, 9 günlük Ramazan Bayramı tatili için hazırlıklara başladı.

Gün Doğumunun Keyfini At Turu ile Çıkartın

Tatil boyunca çömlek atölyelerinde çamurdan çömlek yapmayı deneyebilir; gündoğumuyla

balonların altında at turu yapabilir, otelin eşsiz SPA’sında kendinize vakit ayırabilirsiniz. Taş

ocağı ve tandır fırını ile hizmet veren 210 kişi kapasiteli Zeferan Restoran’da ise, Azerbaycan

ve Türk yemeklerinin tadını çıkarabilirsiniz.

Kapadokya’nın en büyük mağara suitine sahip AJWA Cappadocia Genel Müdürü Ali Türk,

“pandemi nedeniyle geçirdiğimiz 2 durgun sezondan sonra bayram tatili sektöre soluk

aldıracak. Biz de AJWA Cappadocia olarak tüm hazırlıklarımızı yaptık, misafirlerimizi

bekliyoruz.” Dedi.


25 Nisan 2022 Pazartesi

Routes World 2023’ün Resmi Ev Sahibi İGA İstanbul Havalimanı, Oldu.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



İGA İstanbul Havalimanı, Routes World 2023’ün Resmi Ev Sahibi Oldu

Bölgenin en önemli küresel aktarma merkezi olma konumunu, altyapısı, teknolojisi ve sunduğu üst düzey yolculuk deneyimi ile güçlendiren İGA İstanbul Havalimanı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü ve Türk Hava Yolları iş birliğiyle; Routes World’ün 2023 yılındaki resmi ev sahibi oldu. Dünya havacılık sektörünün en prestijli organizasyonlarından olan Routes World sayesinde4 bine yakın global havacılık sektöründen üst düzey yöneticinin İstanbul’u ziyaret etmesi bekleniyor

Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olan İGA İstanbul Havalimanı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü ve Türk Hava Yolları iş birliğiyle RoutesWorld’e 2023 yılında resmi olarak ev sahipliği yapmaya hak kazandı. İlk kez düzenlendiği 1995 yılından bu yana ev sahipliği için dünyanın önde gelen havalimanları ve destinasyonlarının zorlu bir rekabet sürecinden geçtiği Routes etkinlikleri, uluslararası havacılık endüstrisinin en prestijli organizasyonlarından biri olarak kabul ediliyor. Etkinlik; havayolları, havalimanları ve destinasyonların gelecekteki hizmetlerini planlamaları ve müzakere etmeleri için bir buluşma merkezi sağlıyor.

Türk havacılık tarihi ve Türkiye ile birlikte İstanbul’un uluslararası arenada tanıtımı adına önemli bir ev sahipliği olanRoutes World 2023, Covid-19 sürecindeki ilk tam kapsamlı Routes World etkinliği olmasıyla öne çıkıyor.2023 yılında 28’inci defa gerçekleştirilecek olan bu önemli buluşmanın,havacılık sektörünün toparlanma sürecinde önemli bir rol oynaması bekleniyor. İstanbul’a ise küresel bir aktarma merkezi olmanın ötesinde,doğrudan destinasyon olma ve özellikle düşük maliyetli havayolu şirketlerini cezbetme fırsatı sunuyor.


Türkiye Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) Genel Müdürü Yalçın Lokmanhekim, İGA İstanbul Havalimanı’nın ev sahipliği yapacağı dünyanın en büyük organizasyonlarından biri olan Routes World 2023 için “Böyle önemli bir organizasyonun İstanbul’un ve dolayısıyla Türkiye’nin tanıtımına yapacağı olumlu katkı hiç kuşkusuz çok büyük olacaktır” dedi. TGA’nın, Türkiye’nin yurt dışında tanıtımı için yoğun bir çaba sarf ettiğinin altını çizen Lokmanhekim şöyle konuştu: “Bugün Türkiye, TGA aracılığıyla dünyanın 140 ülkesinde yoğun bir şekilde tanıtım faaliyeti gösteriyor. Yine TGA 2021 yılında aralarında yabancı basın mensupları, influencerlar, kanaat önderleri ve seyahat acentalarının da olduğu toplam 3.770 kişiyi Türkiye’de ağırladı. Bu ağırlamalar sonrası yapılan online ve offline paylaşımlar sonucu sadece sosyal medyada yaklaşık 1.1 milyar erişim elde edildi. Dijital platformumuz olan goturkiye kanalıyla da 10 ayrı dilde ülkemizi, destinasyonlarımızı ve turizm ürünlerimizi tanıtıyoruz.”

Etkinliğe ilişkin değerlendirmede bulunan Türk Hava Yolları Genel Müdürü (CEO) Bilal Ekşi, “Takribi 90 yıldır Türkiye'nin ulusal bayrak taşıyıcısı olmanın gururunu taşıyan Türk Hava Yolları olarak Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında gerçekleşecek Routes World 2023 etkinliğine ev sahipliği yapacak olmaktan mutluluk duyuyoruz. Kıtalar, kültürler ve insanlar arasında köprü kurma vizyonumuz doğrultusunda ve her geçen gün büyüyen rota ağımızla, küresel hava taşımacılığındaki öncü pozisyonumuzu güçlendirmeyi sürdürüyoruz. Ana üssümüz İstanbul'un eşsiz coğrafi konumu ve sahip olduğu önemli potansiyel ile dünya turizminde daha fazla öne çıkmasına katma değer sağlayacak Routes World 2023 etkinliği, bizim için önemli bir ev sahipliği olacak" dedi.

“Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına yakışır bir ev sahipliği olacak”

Etkinliğin ev sahibi olarak seçilmenin hem İGA İstanbul Havalimanı hem de Türk havacılığı için gurur verici olduğunu söyleyen İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Kadri Samsunlu: “Routes World 2023 etkinliğinde Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına yakışır bir ev sahipliği yapacak olmaktan mutluluk duyuyoruz. İGA İstanbul Havalimanı olarak havacılık sektöründe oyun kurucu pozisyonumuzu her geçen gün daha da güçlendiriyoruz. Kısa zamanda kat ettiğimiz bu yol ve öncü çalışmalarımız sektörün saygın kuruluşlarının da takdirini kazanıyor. 2023 yılının ikinci yarısında, 2019 yılı yolcu sayısına ulaşacağız, bir sonraki hedefimiz ise yolcu sayımızı en geç 2026’da yılda 100 milyon yolcuya ulaştırmak. Routes World, bu takdiri artıracak ve İGA’yı global marka olma yolculuğunda daha da yukarı taşıyacak bir etkinlik. Her yıl dünyanın dört bir yanından binlerce havacılık temsilcisini bir araya getiren ve havacılık otoriterlerinin görüşlerini paylaştığı Routes World ile 2023 yılında 4 bine yakın global üst düzey havacılık sektörü yöneticisi şehrimizi ziyaret edecek. İstanbul’un tarihini, kültürünü, gizli cevherlerini ve yabancı turistlerin odak noktası olma potansiyelini gözler önüne serecek olan bu önemli buluşma ile İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel aktarma merkezi olma konumunu güçlendirmek ve ülkemizin bu büyük potansiyelini göstermek için sabırsızlanıyoruz” ifadelerini kullandı. 

“Havayolu taşımacılığına kritik bir rol düşüyor”

Routes CEO’su Steven Small ise havayolu taşımacılığının Covid-19 pandemisi sonrasında küresel ekonominin düzelmesinde kritik bir rol oynayacağını belirterek, “Artan havayolu bağlantıları; ticareti, turizmi, yatırımı, işgücü tedarikini ve pazar verimliliğini teşvik ederek destinasyonlara ciddi ekonomik katkılar sunacak" dedi.  Small, “2026 yılı itibarıyla 100 milyon yolcu sayısına ulaşma konusundaki mevcut stratejisi, İGA İstanbul Havalimanı’nın yeni bir havalimanına taşınmanın getirdiği kapasiteyi avantaja çevirmeye hazır olduğunu gösteriyor. Routes World 2023 organizasyonuna ev sahipliği yaparak hem yabancı hava yolu şirketlerine sağlayabileceği kayda değer gelişim olanaklarını sergileme imkânı bulacak hem de Türk Hava Yolları'nın pozisyonunu güçlendirecek” diye konuştu.


ATEM ile Uyumsoft arasında e-Dönüşümde iş birliği yapıldı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


ATEM ile Uyumsoft arasında e-Dönüşümde iş birliği yapıldı  

Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Esnaf Odası (ATEM) ile Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ arasında, e-Dönüşümde iş birliği yapıldı. İş birliği kapsamında düzenlenen iftar programına, ATEM Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Akçam, Uyumsoft İş Geliştirme Direktörü Turgut Erkaynak, Uyumsoft İş Geliştirme ve Kanal Yöneticisi Funda Şengül Akı, Uyumsoft Ankara Bölge Müdürü Serkan Balcı, Uyumsoft Ankara İş Geliştirme ve Kanal Yöneticisi Cafer Uyar, Uyumsoft Bölge İş Ortağı Hüseyin Orhan ve iki kurumun üst düzey yöneticileri ve ATEM üyeleri katıldı.

İş birliği kapsamında, ATEM üyesi firmaların uçtan uca dijital dönüşümünün sağlanması hedefleniyor. Uyumsoft’un e-Uyum (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter vb) uygulamaları ve ticari yazılım çözümleri, 22 Ocak’ta yayınlanan 509 tebliği kapsamında tanımlanan sektörler başta olmak üzere emlak ve gayrimenkul sektörleri dahil işletmelerin dijital dönüşümüne rehberlik edecektir. 

ATEM üyelerinin uçtan uca dijital dönüşümü sağlanacak   

e-Dönüşümde iş birliğini değerlendiren ATEM Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Akçam, şunları söyledi: 

“Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından 22 Ocak 2022 tarihli yayınlanan 509 sıra nolu Vergi Usul Kanunu (VUK) Tebliği’ne göre, e-Fatura, e-Arşiv Fatura ve e-İrsaliye uygulamalarında yeni dönem başladı ve kapsam genişliyor. Buna göre, gayrimenkul alımını, satımını, kiralamasını, inşaatını yapan firmalardan 2020 ve 2021 cirosu 1 milyon TL’nin üzerinde olanlar ile 2022 cirosu 500 bin TL’nin üzerinde olan işletmelerin, 1 Temmuz 2022 tarihinden itibaren zorunlu olarak e-Fatura’ya geçmeleri gerekiyor. Bu kapsamda, ATEM üyelerimizin e-Dönüşüm süreçlerini başarılı bir şekilde uçtan uca yönetmeleri için, Uyumsoft ile iş birliği yapıldı. İş birliğinin üyelerimize, emlak ve gayrimenkul sektörümüze hayırlı olmasını dileriz.” dedi. 

İş birliği hakkında bilgi veren Uyumsoft İş Geliştirme Direktörü Turgut Erkaynak, şunları kaydetti: 

“Türkiye’nin öncü teknoloji ve inovasyon şirketi olarak, 60 binin üzerindeki yerli ve global işletmenin uçtan uca dijital dönüşümünü sağlıyoruz. 509 VUK Genel Tebliği kapsamında, ATEM ile iş birliği protokolü imzaladık. Birliğin üyelerine, e-Belge uygulamaları ve ticari yazım çözümlerimizle hizmet vererek, dijital dönüşümlerini hızla gerçekleştirmelerini sağlayacağız. İş birliğinin ekonomimize hayırlı olmasını diliyoruz.” diye konuştu. 

GİB e-Arşiv 2.000- 5.000 ürünü ücretsiz sunuluyor 

Ayrıca, GİB tarafından yayınlanan 509 sıra nolu Vergi Usul Kanunu (VUK) Genel Tebliği’ne göre, e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayan mükellefler tarafından, vergi mükelleflerine yapılan satışlarda vergiler dahil toplam tutarın 2.000 TL olması, vergi mükellefi olmayan nihai tüketicilere yapılan satışlarda ise toplam tutarın 5.000’yi bulması durumunda, kağıt fatura yerine, e-Arşiv Fatura düzenleme zorunluluğu 1 Mart 2022 tarihinden itibaren hayata geçirildi. Bu kapsamda, GİB e-Arşiv 2000-5000 uygulamasını kullanacak olan ATEM üyeleri, Uyumsoft’un GİB e-Arşiv 2.000- 5.000 ürününü yılsonuna kadar ücretsiz olarak kullanabilmektedir.


24 Nisan 2022 Pazar

Geleneksel Sahur Buluşmasında Kültür Ekonomisi konuşuldu.


HABER-TALİN HAYRABETYAN



Geleneksel Sahur Buluşmasında Kültür Ekonomisi konuşuldu

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Akar ve İSO Meclis Başkan Yardımcısı Serdar Urfalılar’ın yıllardır sürdürdükleri geleneksel sahur buluşmasının 11.si gerçekleştirildi.

Ekonomi dünyasını bir araya getiren buluşmada Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı ŞekipAvdagiç, İMES Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Akar, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkan Yardımcısı Serdar Urfalılar, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Tahsin Öztiryaki, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Rüstem Çetinkaya ile Türkiye İhracatçılar Meclisi bünyesindeki birlik yöneticileri ve İMES üyelerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Programın açılışında konuşan İMES Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı ve İSO Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Akar ve İSO Meclis Başkan Yardımcısı Serdar Urfalılar, sahur programını kültür ekonomisine ayırdıklarını belirttiler.

“Paradigma doğru belirlenmezse inovasyon da tarif edilemez”

Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen sahur buluşmasında konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, “kültür nedir?” sorusuna herkesin farklı bir cümlesi olduğunu ifade ederek, “Yakın zamanda yapılan bir ankette bu soruya katılımcıların yüzde 50’si yanıt veremezken, diğer yarısı ise ‘müzik’yanıtını vermiş. Eğer siz paradigmayı doğru belirleyemez, kültür ve sanatın neye karşılık geldiğini doğru tanımlayamazsanız, sanayiciler olarak inovasyonu da tarif edememiş olursunuz” dedi.

Sanayicilerden her zaman katma değeri yüksek ürünler üretmesinin beklendiğine de dikkat çeken Demircan, “Bu beklenti önce bunu yazmakla, sonra onu resmetmekle ve ardından da prototipini üretmekle devam ediyor. Bu da aslında başlı başına bir kültürdür. Eğer bu safhalar yoksa özgün olanı üretmek mümkün değil” dedi.Sporun sağlık için yapıldığını, müziğin ise sadece dinlendiğini vurgulayan Demircan, “Kültür ve sanat hayatında eğer siz müziğin, tiyatronun hoşça vakit geçirilecek birşey olduğunu anlamaya çalışır, hayata buradan bakar ve hayatımızda içselleştirmezseniz kültür ve sanatı anlamış olmazsınız” dedi.

“Kültür ekonomisi, tiyatro ve sinema bilet satışı değildir”

Kültür ekonomisi denilince hemen akla sinema ve tiyatro bileti satışlarından elde edilen gelirin geldiğine dikkat çeken Demircan, bunun yanlış bir düşünce olduğunu belirterek, “Düşünmeden teknik çizime, üretim sanatından düşünsel proseslere kadar olan süreç, aslında kültür ekonomisinin içerisinde yer alıyor. Kültür ekonomisine katkı anlamında sıra dışı ürünler üretmek isteniyorsa, çocukların yönlendirilebileceği en önemli alan eğitimdir. Eğer siz bu alanda bir boşluk bırakırsanız, ülke olarak sıçrama yapmanız da çok zordur” dedi.

‘Tarihi mekanlar yıkılsın’ mantığı artık yok!

20 yıl önce ‘tarihi mekanlar yıkılsın’ mantığı olduğunu anımsatan Demircan, “Artık mantık değişti. Ülkemizde iki çeşit turizm var. Antalya deniz, kum, güneş turizminden yüzde 40, İstanbul ise kültür turizminden yüzde 40 pay alıyor. İnsanlar kültür turizmi kapsamında ülkemize yöresel yemeklerimizi tatmak, fotoğraf çektirmekve tarihi yerleri gezmek için geliyorlar. İstanbul’un dışındaki kentlerimizde kalelerimiz, antik kentlerimiz ve höyüklerimiz var. Biz aslında turistlere bir kültürü sunuyoruz. Unutmayalımki; kendi kültürümüzle var olduğumuz sürece varız. Onun dışında başka bir fırsatımız yok. Bu nedenle lütfen kültür endüstrisindeki fırsatları tiyatro bileti olarak görmeyelim” şeklinde konuştu.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ise; yaptığı konuşmasında geçmiş 

ile geleceğin birbirine nasıl transfer edilebileceği konusuna değindi. Büyükdede, “Örneğin sanayi tesisleri yapacağız, ama burada hangi izleri o sistemin içine aktaracağız. Aynı şeyyönetişim alanında da var. Alışagelmiş yönetimlerin dışında bir yönetişim sistemi kurabilir miyiz? Çünkü geçmiş bizim hareketlerimize çok tesir ediyor” dedi.

“İş dünyası kültür ekonomisi ile ilgili kendini geliştirmeli”

Etkinlikte konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Farklı fikirlerin tartışıldığı sahur programında kültür ekonomisini gündeme taşıdık. İş dünyası olarak kendimizi geliştirmemiz gereken en önemli konulardan biri de budur. Özellikle İstanbul’un kültür ekonomisine yönelik yeni fikirler oluşturmalıyız. Bu toplantı bize bu fırsatı sunuyor” ifadelerini kullanırken, İTO Başkanı ŞekipAvdagiç ise İstanbul’un hem Anadolu Yakası hem de Avrupa Yakasının kültür anlamında çok iyi bir notaya geldiğini belirtti. Avdagiç, “İstanbul’un görünmeyen yüzleri ortaya çıkmaya başladı. İnanıyoruz ki; çok kısa zamanda daha iyi bir noktaya geleceğiz. Ancak kültür ekonomisi konusunu ihmal ettiğimiz düşüncesindeyim. İş dünyası olarak bizler de kapasitemizin belli bir kısmını İstanbul’un kültür ekonomisine ayırmalıyız” dedi.İDDMİB Başkanı Tahsin Öztiryaki ise konuşmasında, pandemi döneminde de ihracatçılar ile birlikte Türkiye’yi fuarlarda temsil ettiklerini ve dünyanın nabzını tuttuklarını bildirdi.


23 Nisan 2022 Cumartesi

ESET,Gelişmiş Kalıcı Tehditlere karşı en iyi çözümü sunuyor

 


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


ESET, Radicati APT Koruması Market Quadrant raporunda üst üste üçüncü kez ‘En İyi Oyuncu’ seçildi

Siber güvenlikte dünya lideri ESET, üst üste üçüncü kez Radicati’nin 2022 Gelişmiş Sürekli Tehdit (APT) Koruması Market Quadrant raporunda ‘En İyi Oyuncu’ seçildi. İşlevsellik ve stratejik vizyon başta olmak üzere lider 10 güvenlik sağlayıcıyı APT Koruması çözümleri açısından değerlendiren raporda En İyi Oyuncu seçilmesi, ESET’in bu alanda süregelen mükemmeliyetini gösteriyor.

Radicati Market Quadrant, belirli bir teknoloji pazarının durumunu göstermek amacıyla kullanılıyor. Raporun bu sürümünde Gelişmiş Kalıcı Tehdit (APT) Koruması’na yönelik sıfır gün tehditlerinin ve kalıcı kötü niyetli saldırıların tespiti, önlenmesi ve iyileştirilmesi için bir dizi entegre çözüm birleşimleri araştırıldı.

Her ölçekte şirket için önemli

APT grupları, dünya genelinde kuruluşları hedef alan kötü ünlenmiş saldırıların bazılarının sorumluları arasında yer alıyor. Bu nedenle APT koruması, küçük büyük tüm şirketler için önemlidir. Yalnızca bir antivirüs veya kötü amaçlı yazılıma karşı koruma çözümü olmaktan çok daha fazlası olan APT Koruması, Radicati tarafından “sıfır gün tehditlerine ve sürekli kötü amaçlı saldırılara karşı algılama, önleme ve mümkün olduğunca iyileştirme sunan bir ürün” olarak sınıflandırılıyor. APT Koruması çözümleri, ESET’in XDR-uyumlu kurumsal yönetim platformu (ESET PROTECT Enterprise), gelişmiş tehdit savunması (ESET LiveGuard Advanced), uç nokta algılama ve tepki (ESET Inspect), itibarlı ağları (ESET LiveGrid®) ve tehdit istihbaratı (ESET tehdit istihbaratı geri bildirimleri ve APT raporları) gibi çözümlerini içeriyor. 

ESET’in üretimden sorumlu yöneticisi Jakub Debski bu konuda şunları söyledi: “ESET’in önleme teknolojisi, sektörde en yoğun çoklu katmana sahip olan en etkili teknolojidir. Kötü amaçlı kodu algılayıp engelleyebilen zengin bir tespit sistemi oluşturduk. Bu sistem gelişmiş tehdit avı, olay müdahalesi, tam ağ görünürlüğü, bulut tabanlı otomatik tehdit savunması ve daha fazlasını içeren kurumsal düzeyde güvenlik ve risk yönetimi yetenekleri sunan genişletilmiş bir algılama ve yanıt veya XDR çözümü olarak çalışır.”

ESET'in sunduğu ESET PROTECT gibi son teknoloji kurumsal güvenlik çözümleri, XDR'yi etkinleştirme ve tehdit avlama özelliklerine sahip birleşik bir tek tıkla güvenlik yönetimi platformu Radicati'nin raporunda ön plana çıktı. Özellikle, ESET PROTECT platformunun bulutta sunulan XDR-uyumlu bileşeni olan ve bulut veya şirket içi çözüm olarak kullanılabilen ESET Inspect, ESET'in sunduğu güçlü yönlerden biri olarak gösterildi. 

Debski sözlerine şunları ekledi: “Radicati 2022 APT Koruması Market Quadrant raporunda üst üste üçüncü kez En İyi Oyuncu seçilmekten çok mutluyuz. ESET olarak, müşterilerimiz için güvenilir bir iş ortağı olmaya kendimizi adadık ve bu başarı kararlılığımızın ve ESET’in temel değerlerinden biri olan güvenirliliğinin bir kanıtıdır. Teknoloji inovasyonu hızlı bir şekilde ilerliyor. Buna ayak uydurmak için ürün portföyümüzü en gelişmiş sürekli tehdit senaryolarını bile kapsayacak şekilde geliştirmeye devam ediyoruz. Bu nedenle, Radicati raporunda sektörün en iyisi olarak gösterilmek, doğru yolda olduğumuzun göstergesidir.”


22 Nisan 2022 Cuma

David R. Hawkins’in tüm dünyada en çok satan kitabı Bırakmak, Günçe Yayınevinden çıktı!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


TÜM ACILARIMIZDAN KURTULMANIN YOLU “BIRAKMAK” OLABİLİR Mİ?

Dünyaca ünlü psikiyatrist ve yazar David R. Hawkins’in tüm dünyada en çok satan kitabı Bırakmak, Günçe Yayınevinden çıktı!

Amerikalı psikiyatrist David R. Hawkins dünya çapında yazar, bilinç araştırmacısı ve aydınlanma uzmanı olarak tanınmaktadır. Dr. Hawkins hayatını insanlığın acılarını dindirmenin yollarını aramaya ve bunları insanlarla paylaşmaya adamış, uzun yıllar klinik psikiyatri alanında çalışmış ve onlarca kitap yazmış bir psikiyatristtir. Klinik psikiyatri alanında çalıştığı yıllar boyunca, tanıdığı hastalar ve ilgilendiği vakalar onu aynı soruları sormaya itmiştir: “İnsanın bu kadar acı çekmesinin nedeni nedir ve bu acılar nasıl dindirilir?” Bu sorulara yanıt ararken, ileri düzey farkındalık ve aydınlanmaya giden yoldaki tüm tecrübe ve öğretilerini onlarca kitap yazarak paylaşmıştır. Bırakmak: Teslimiyete Giden Yol ise yazarın 2012 yılında ölümünden önce tamamladığı tüm bilgisinin özünü paylaştığı en büyük eseri ve son kitabıdır. 

Dr. Hawkins, önceki kitaplarında daha çok aydınlanma üzerine yoğunlaşırken Bırakmak: Teslimiyete Giden Yol kitabında aydınlanmanın önünde engel oluşturan iç blokajlarımızdan nasıl kurtulacağımıza dair bir tekniği, yani “Bırakmak (LettingGo)” kavramını ve “teslimiyeti” anlatıyor. Yazar bırakmanın; fiziksel sağlık, yaratıcılık, finansal başarı, duygusal iyileşme, mesleki doyum, ilişkiler, cinsellik ve ruhsal gelişim gibi hayatımızın tüm alanlarında bizi iyileştirecek yegâne şey olduğunu söylüyor. 

Özellikle modern çağda yaşamımız ne yazık ki kaygılar, korkular, stres ve gerginlik, hastalıklar, negatif duygular ve asla gerçekleşmeyen beklentilerle sürüp gidiyor. İyi ve sağlıklı hissedebilmek, tüm bu sıkıntılardan kurtulmak, hayalimizdeki yaşama sahip olmak için ise çok farklı yerlerde çözüm arıyoruz. Kimimiz tüm şifa yollarını denese de asla aradığı şeyi bulamıyor. Dr. Hawkins, bırakma tekniğini ve teslimiyet mekanizmasını anlattığı Bırakmak: Teslimiyete Giden Yol kitabında bize asıl aradığımızın her zaman gözümüzün önünde olduğunu söylüyor. Hayatı mutlulukla yaşayabilmek için çareyi uzak diyarlarda ya da öğretilerde aramamız gerekmiyor. Özgürleşmenin ve mutlu bir hayat sürmenin anahtarı zaten elimizde. Yapmamız gereken tek şey bırakmanın ne kadar kolay ve özgürleştirici olduğunu görebilmek. Bunu yapmak için ise önümüzde kendimizden başka engel yok…

Bırakmak: Teslimiyete Giden Yol; ruh sağlığı, psikoloji, tıp, kendi kendine yardım, bağımlılıktan kurtulma ve ruhsal gelişim alanlarında çalışan herkes için paha biçilmez bir kaynak.

Bırakmak: Teslimiyete Giden Yol


Dr. David R. Hawkins

336 sayfa, Kişisel Gelişim/Psikoloji, Günçe Yayınevi - gunceyayinevi.com

Ayrıntılı bilgi için iletişim:

Simay Uygur 0554 441 41 56/ ofis: 0212 441 0900 


Kitap Hakkında Ne Dediler

Sizlere Dr. Hawkins’in mutlaka kütüphanenize eklemeyi düşünmeniz gereken bir kitabını önermek istiyorum: Bırakmak… Bırakmak, daha bilinçli bir hayat yaşamaktan bizi alıkoyan engelleri fark etmek ve onları ortadan kaldırmak için harika bir rehber… Gerçekten hayatınızı değiştirecek bir kitap.- Louise Hay, Amazon Review

Teslimiyet ne demektir? Herhangi bir anda olumsuz duygulardan arınmış olma durumu ve böylece yaratıcılığın ve doğallığın herhangi bir engelle ya da içsel çatışmayla karşılaşmadan tezahür edebilmesidir. İçsel çatışmalardan ve beklentilerden uzak olmak, hayatımızdakilere de en büyük özgürlük fırsatını vermek demektir. - Dr. David R. Hawkins

Bırakmak, hepimizin sahip olduğu ve bizi daha bilinçli bir hayat yaşamaktan alıkoyan engelleri kaldırmanıza yardımcı olacak bir rehber, gerçekten hayat değiştiren bir kitap. Birçoğumuz, hayatımız üzerinde derin bir etkisi olmasına rağmen, “bırakma” konusunda sorun yaşıyoruz.-WayneDyer

Derin bir kitap. Hayatım boyunca tekrar tekrar okuyacağım. Eğer herkesin okumasını istediğim bir kitap önermem gerekseydi, bu kitap Bırakmak olurdu.-Lisa J. Shultz, Goodreads


Psikiyatrist Dr. David R. Hawkins (1927-2012, ABD)

Bilinç alanında öncü bir araştırmacı olmasının yanı sıra yazar, öğretim görevlisi, klinisyen, hekim ve bilim adamı olarak ünlenen Dr. Hawkins 1927-2012 yılları arasında yaşamıştır. İnsan acısını ve sıkıntısını hafifletmek için girdiği tıp alanında bir doktor olarak yaptığı çalışmalarla öncü kabul edilmektedir. Sağlık, şifa, iyileşme, modern yaşamda maneviyat, bilinç araştırmaları ve meditasyon alanlarındaki çalışmalarıyla belgesel filmlerde, dergilerde ve radyo röportajlarında yer almış ve klinik buluşları Amerika’da birçok TV programına konu olmuştur. 1970’lerde Şizofreni Dergisi Yayın Kurulu ve New York’ta yer alan Tutumsal Şifa Merkezi dâhil olmak üzere birçok psikiyatrik kuruluşun ortak kuruculuğunu üstlenmiştir. 1973'te Nobel Ödüllü kimyager LinusPauling ile birlikte psikiyatride çığır açan OrtomolekülerPsikiyatri’nin ortak yazarlığını yapmıştır. Spiritüel Araştırmalar Enstitüsü’nün kurucu direktörü (1983) olan Hawkins, North Nassau Akıl Sağlığı Merkezi’nde Tıbbi Direktör (1956–1980) ve Long Island’daki Brunswick Hastanesi’nde (1968–1979) Araştırma Direktörü olarak görev almıştır. Kore’de aldığı “RaeRyeongSeon Kak Tosa” unvanı (Aydınlanmaya Giden Yolun En Büyük Öğretmeni), “İnsan Acılarının Hafifletilmesine Paha Biçilmez Katkı” için Huxley Ödülü, Amerikan Tabipler Birliği tarafından “Doktorlar Takdir” Ödülü, Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından “50 Yıllık Seçkin Yaşam Üyesi” unvanı Dr. Hawkins’in aldığı ödül ve unvanlardan yalnızca bazılarıdır. 


Kapak Arkası

Dünyanın en ünlü, gelişmiş farkındalık ve aydınlanma uzmanı olan Psikiyatrist Dr. David R.

Hawkins’in BIRAKMAK, Teslimiyete Giden Yol kitabı bize duygularımızın esiri olmaktan,

hayatımızı yönlendiren arzu ve beklentilerle savaşmaktan, hayatımızı zorlaştıran stres ve

hastalıklardan Bırakma Tekniği (LettingGo) ile nasıl kurtulabileceğimizi anlatan eşsiz bir

rehber.

Yazarın onlarca yıl devam ettirdiği klinik psikiyatri çalışmalarının ana amacı, insan ıstırabını

tüm biçimleriyle dindirmenin en etkili yollarını aramak olmuştur. Bu konuda bulduğu

gerçekleri kitapları yoluyla paylaşan yazarın, bu ıstırabı dindirmenin ve blokajları kaldırmanın

en etkili yolu olarak bulduğu bırakma mekanizmasını anlattığı kitabı BIRAKMAK onlarca

kitabı arasında ulusal ve uluslararası çapta en ünlü çok satanıdır. Dr. Hawkins, bırakma

tekniğini ve teslimiyet mekanizmasını anlattığı bu kitabında bize asıl aradığımızın her zaman

gözümüzün önünde olduğunu söylüyor. Hayatı mutlulukla yaşayabilmek için çareyi uzak

diyarlarda ya da öğretilerde aramamız gerekmiyor. Özgürleşmenin ve mutlu bir hayat

sürmenin anahtarı zaten elimizde. Yapmamız gereken tek şey bırakmanın ne kadar kolay ve

özgürleştirici olduğunu görebilmek. Bunu yapmak içinse önümüzde hiçbir engel yok,

kendimizden başka…


BIRAKMAK, Teslimiyete Giden Yol; ruh sağlığı, psikoloji, tıp, kendi kendine yardım,

bağımlılıktan kurtulma ve ruhsal gelişim alanlarında çalışan herkes için paha biçilmez bir

kaynak.


21 Nisan 2022 Perşembe

MICHELIN Rehberi, İstanbul’a Geliyor.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



MICHELIN Rehberi, İstanbul’a Geliyor

İstanbul’da seçilen ilk restoranlar 11 Ekim 2022'de açıklanacak.

Kadim gelenekler ve genç yeteneklerden beslenerek kendine has bir mutfak kimliği geliştirmiş bir gastronomi destinasyonu.

Mart ayında ve Nisan başında açıklanan Dubai ve Estonya'dan sonra MICHELIN Rehberi'nin mercek altına aldığı 38. destinasyon İstanbul oldu. 

Michelin, seçilen ilk restoranları 11 Ekim 2022'de açıklayacak olan MICHELIN Rehberi İstanbul’u duyurmanın mutluluğunu yaşıyor.

Böylece İstanbul, MICHELIN Rehberi müfettişleri tarafından gastronomisi ön plana çıkarılan 38. uluslararası destinasyon olacak.

MICHELIN Rehberleri Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec, konuyla ilgili olarak, “İstanbul, tarihi, kültürü ve kültürler arası karakteriyle yüzyıllardır dünyanın gözlerini kamaştırıyor. Haliç'ten Boğaz'ın iki yakasına uzanan bu medeniyet köprüsü, kıtalar arası diyaloğu kolaylaştırırken insanların yeni ve eski bilgi birikimlerini gelenek ve tariflerle buluşturuyor. Birinci sınıf gastronomik destinasyon niteliğindeki İstanbul, MICHELIN Rehberi’nin bu adımıyla dünyanın her yerindeki gurmelerle buluşacak. Benzersiz bir yemek karakterini şekillendiren kadim gelenekler ile genç, açık fikirli ve yaratıcı yeteneklerden beslenen İstanbul mutfağı, ekibimizi hayranlık içinde bıraktı” dedi.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy “MICHELIN Rehberi’nin İstanbul yeme – içme sektörüne gösterdiği bu ilgi, Türkiye’nin gastronomi turizminde ön sıralarda olduğunun göstergesidir. MICHELIN Rehberi’nin yaptığı seçimlerin; özgünlüğü, çeşitliliği, sürdürülebilirliği ve yaratıcılığıyla ön plana çıkan işletmelerimizi yepyeni bir perspektifle global sahneye taşıyacağına ve İstanbul’u bir “Gastrocity” olarak konumlandırma çalışmalarımıza destek olacağına canı gönülden inanıyorum. Her bir bölgesinde farklı iklimlerin hüküm sürdüğü topraklarında taptaze ürünleri tarladan sofraya taşıyan Türk mutfağı, içinde kültürel aktarımı da barındıran aynı zamanda atıksız bir mutfak olarak tarih boyunca yeme içme trendlerine öncülük etmiştir. Dünya metropolü İstanbul sadece Türk mutfağının değil, dünya mutfaklarının da en seçkin lezzetlerini tatma olanağı sunan, tüm lezzet arayışlarına cevap verebilecek potansiyele sahip bir gastronomi başkentidir” dedi.

 İki kıtayı birbirine bağlayan İstanbul, 15 milyonu aşan nüfusuyla dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan bir şekilde kültürlerin birlikteliğine ev sahipliği yapıyor. Bu stratejik konumun en önemli sonuçlarından biri olarak, İstanbul’un gastronomisi zengin çeşitliliğe sahip mutfak geleneğine dayanıyor, yüzyıllar boyunca durmadan gelişiyor ve hassas değişimler sahneliyor. Şehrin yemek kültürünün standart taşıyıcıları arasında muhteşem dolmalar, mezeler ve salatalar gibi bitki bazlı tarifler yer alırken, taze ve kuru meyvelerin ön planda olduğu sayısız tatlının yanında, balık ve en kaliteli etlerle yapılan yemeklerinin tarifleri de şehri onurlandırıyor. Klasik Türk yemekleri ise muazzam çeşitlilik ve mutfak teknikleri içeren geniş bir yelpazeye yayılmış durumda.

İstanbul, halen canlılığını koruyan mutfak mirasına sadık kalmanın yanı sıra, gurmelere daha cesur, yenilikçi ve yetenekli yerli ve yabancı şeflerin oluşturduğu yaratıcılıkla dolu füzyon tarifleri de sunuyor. Sultanahmet ve Pera'nın kendine has sokaklarında veya hareketli Karaköy, Moda ve Cihangir semtlerinde yemek severlerin tadabileceği bu varyasyonlar, yemek yemenin İstanbul'un her zaman gerçek bir yaşam biçimine dönüştürdüğünün birer hatırlatıcısı konumunda.

İstanbul’daki restoranların seçimi, profesyonel müfettişleri tarafından neredeyse yüz yıldır uygulanan köklü ve evrensel MICHELIN Rehberi yöntemine göre yapılacak. Müfettiş ekipleri tamamen bağımsız olarak çalışacak ve gizliliklerini koruyarak şehrin en iyi restoranlarını belirleyip önermek için restoranların sunduğu yemeklerin kalitesini 5 kritere göre değerlendirecek. Bu kriterler, ürünlerin kalitesi, pişirme tekniklerine hakimiyet, lezzetlerin uyumu, şefin mutfağındaki karakter ile menüdeki ve müfettişlerin ziyaretleri arasındaki tutarlılık olarak sıralanıyor.

MICHELIN Rehberi İstanbul'un ilk restoran seçimi, 11 Ekim 2022'den itibaren MICHELIN Rehberi web sitesinde (guide.michelin.com), iOS ve Android sürümlü cihazlara ücretsiz olarak indirilebilen ve kullanıcıların aramalarını, konuma, mutfak türüne ve sunulan özel hizmetlere göre filtreleyebilecekleri uygulamada online olarak sunulacak.

MICHELIN Rehberi şimdi 38 destinasyonu kapsıyor. MICHELIN Rehberi’nde yer alan bir destinasyon, müfettişlerimizin yıllık seçimlerini yapmadan önce yerel restoranları değerlendirmek için düzenli olarak ziyaret ettiği bir şehir, bölge veya ülke olabilir.


20 Nisan 2022 Çarşamba

6. Heritage İstanbul’un basın toplantısı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde yapıldı.




HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



6. Heritage İstanbul’un basın toplantısı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde yapıldı

11-13 Mayıs tarihleri arasında Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek dünyanın önde gelen kültürel miras etkinliklerinden 6. HERITAGE İSTANBUL’un basın toplantısı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde gerçekleştirildi. 

Bu yıl altıncı kez düzenlenecek olan, Türkiye'de kültürel miras bilincinin artması ve korunması gibi konuları kendisine sosyal misyon edinmiş ve bu doğrultuda ürün, hizmet ve teknolojilerin geliştirilmesini hedefleyen koruma, restorasyon, arkeoloji, müze, kütüphanecilik fuarı HERITAGE İSTANBUL’un basın toplantısı Heritage Projeleri Kurucusu Osman Murat Akan ve TG Expo ev sahipliğinde yapıldı. Basın toplantısında davetli konuşmacı İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Hayrullah Çelebi, İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürü Ali Şafak Özdemir, Heritage İstanbul Danışma Kurulu Üyesi, Arkeolog Nezih Başgelen ve Baksı Müzesi Kurucusu ve Baksı Kültür Sanat Vakfı YKB Prof. Dr. Hüsamettin Koçan yer aldı. 

Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan Heritage Projeleri Kurucusu Osman Murat Akan: “Ülkemiz ve özelde İstanbul, dünya kültürel miras alanları arasında önemli bir bölge. HERITAGE İSTANBUL Restorasyon, Arkeoloji, Müzecilik ve Kütüphanecilik Teknolojileri Konferans ve Fuarı da bu bilinç ve farkındalıkla doğan, gelişen bir marka olarak uluslararası alanda aynı oranda ses getirmekte. HERITAGE ekibi olarak; ülkemizin kültür değerlerinin korunması ve kollanması adına, uluslararası teknolojilerin tanıtılması amacıyla çıktığımız yolda altıncısını gerçekleştireceğimiz organizasyonumuzun, tüm sektörel aktörlerin buluşma yeri olduğunu görmek bize kıvanç ve onur vermekte. “Geçmişe gelecek sağlamak” mottosuyla organize edilen ve sektöre yönelik ünik bir platform olan HERITAGE İSTANBUL; konferansları ile sektörün önemli gelişmeleri ve oluşumlarını tartışmak, fuarı ile ülkemizde alanlarında uzman kuruluşların katılımıyla kültür mirası üzerine dünyada gelişen trendler, güncel sistemler ve teknolojileri tanıtmak için 2015 yılından bu yana sizlerle birlikte yol alıyor. 


Sektörün tek organizasyonu HERITAGE İSTANBUL, yeni alanlar ve birliktelikler yaratarak ülke ekonomisine olumlu sinyallerin artmasını sağlayacak adımları atmaya, ülkemizin müzecilik, arkeoloji restorasyon ve kütüphanecilik sektörlerini biraya getiren bu kapsamlı etkinlikte uluslararası aktörleri yurdumuza getirmeye devam ediyor. Uluslararası 33, ulusal 100’ün üzerinde katılımcı firmaya ilave olarak tüm sektörel Sivil Toplum Kuruluşlarını bir çatıda toplayan ve tabi ki ülkemizin kültür mirası alanındaki başat kamu kurumlarının desteği ile 7000’i aşkın ziyaretçisiyle büyüyen bir aileyiz.   

11-13 Mayıs tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda TG Expo tarafından gerçekleştirilecek T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin büyük destekleri ile organize ettiğimiz HERITAGE İSTANBUL 2022’de, fuara eş zamanlı olarak düzenlenen konferanslar, seminer ve diğer yan etkinliklerde dünyaca ünlü iki yüze yakın arkeolog, restoratör, konservatör, mimar ve müzeci bilgi ve birikimini dinleyicilerle paylaşacak. Fuar ile eş zamanlı düzenlenecek konferans, miras sohbetleri ve atölye çalışmalarında; üç gün boyunca 8’i keynote olmak üzere 100’ü aşkın konuşmacının yer aldığı 48 oturum gerçekleşecektir. Bu vesileyle tüm paydaşlarımıza bir kez daha teşekkürlerimizi sunarken, HERITAGE İSTANBUL’un bir kez daha tüm KÜLTÜR camiasına hayırlı olması en büyük temennimiz.” sözlerine yer verdi. 

Basın toplantısında konuşmacılar arasında yer alan İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Hayrullah Çelebi ise yaptığı konuşmada şu sözlere yer verdi: “Bu yıl 6.sı gerçekleştirilen Heritage İstanbul fuarının açılışı için, alanında uzman pek çok kurum, kuruluş ve firmanın buluşmuş olması kültürel mirasa duyarlılık açısından oldukça yüksek bir değer ifade ediyor. Kültürel miras denince, ilk akla gelen kurumlardan biri Vakıflar olmuştur. Var olduğundan beri, kamusal hizmetlerin insanlara ulaştırılmasını, anıtların inşa edilmesini ve korunmasını sağlayan vakıflar, kentlerin tarihi ve kültürel kimliğinin oluşmasında da önemli rol oynamıştır. Geçmişimizle bağ kurmamızın güçlü bir aracı durumundaki vakıf kurumu, İstanbul’a bıraktığı binlerce taşınır ve taşınmaz kültür varlığı ile kente kimliğini kazandırmakta, İstanbul’u adeta bir açık hava müzesi olarak tüm insanlığın kullanımına sunmaktadır. Bu durum kuşkusuz günümüze ulaşan mirası yaşatmak, geliştirmek ve gelecek nesillere aktarmak misyonu ile hareket eden Vakıflar Genel Müdürlüğü’nü bu kültürün taşıyıcısı olarak onurlandırmaktadır. Bugün modern bir kavram olarak kullanılan “sürdürülebilirlik” kavramı Vakıflar için bir gelenektir. Esas olan vakfın devamlılığıdır. Bu devamlılığın ise yapıların korunmasının yanı sıra bilginin de korunarak gelecek nesillere aktarılması ile sağlanabileceğinin bilinci ve sorumluluğu ile hareket etmekteyiz. 

Köklü bir tarihe sahip olan Vakıf Müzeciliği, 1913 yılında Evkaf Nazırı Hayri Efendi’nin öncülüğünde başlatılmış, cami ve mescitlerden toplanan eserler ilk olarak Evkaf-ı İslamiye Müzesi’nde (bugünkü Türk ve İslam Eserleri Müzesinde) sergilenmeye başlanmıştır. Bugün Türkiye’nin çeşitli illerinde açılan ve içinde ortak kültür mirasımız olan teberrukat eşyalarının bulunduğu “Vakıf Müzeleri” kültürel ve sanatsal mirasımızın korunmasına ve tanıtılmasına, manevi duyarlılığın artırılmasına katkı sağlamaktadır. Genel Müdürlüğümüzce ülkemizin dört bir yanında ve yurtdışında vakıf kültür mirasımızla ilgili olarak çok yönlü çalışmalar sürdürülmektedir. Bilimsel yöntemlerle eserlerin projelendirme ve restorasyon uygulamaları yapılmaktadır. Beyazıt Camii, Fethiye Camii’nin restorasyonları tamamlanarak ibadete açılmıştır. UNESCO Dünya Kültür Mirası Alanındaki Ayasofya, Kariye, Sultanahmet Camilerinde çalışmalarımıza devam etmekteyiz.

Vakıflar Genel Müdürlüğü mensupları olarak geçmiş ile gelecek arasında köprü vazifesi görürken koruma ve restorasyon alanındaki tüm paydaşların katkılarını önemsiyor, restorasyon çalışmalarımızda ulusal ve uluslararası pek çok kamu kurum ve kuruluşları, üniversitelerimiz ve özel sektör ile eşgüdümlü şekilde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu değerli beraberlik ortamının oluşmasını sağlayan Heritage İstanbul Uluslararası Restorasyon, Arkeoloji, Müzecilik Teknolojileri Fuarı ve Konferansında emeği geçen herkese ve çok kıymetli katılımcılara teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı adına toplantıya katılan Ali Şafak Özdemir: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı olarak, Türkiye’de kültürel mirasla ilgili birbirinden değerli kurumları bir araya getiren, kültürel miras bilincinin artmasını görev edinen Heritage İstanbul’un bir paydaşı olmaktan mutluluk duyuyoruz. İstanbul gibi eşi benzeri olmayan tarihi bir kentin korunması ve onarımıyla ilgili sorumluluğumuzun bilinciyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İstanbul’daki kültürel mirasımızı araştırarak, belgeleyerek, gerçek potansiyelini kayıt altına alarak görünür kılmak için çalışıyoruz. Kültürel mirasımızı kimliğini yitirmeden, günlük hayatımızda ne kadar göz önünde tutabilirsek, o kadar korunmasını sağlamış olacağımızı düşünüyoruz. İstanbul’a olan derin sevgimizle çıktığımız bu yolda, çıkmaz bir sokakta silinmeye yüz tutan kör çeşmeden, yıkılmaya başlamış ahşap bir yapıya kadar İstanbul’un hafızasında yer eden kültür varlıklarımızı, İstanbul’a tekrar kazandırmak için uzman ekibimiz ve akademisyenlerle, ama en önemlisi İstanbullularla birlikte çalışmalarımızı yürütüyoruz. Daire Başkanlığımız bünyesinde bulunan tüm müdürlüklerimizle, kent kimliği ve hafızası arasındaki bağı güçlendirmeyi, kent ve kentliler arasındaki ilişkiyi korumayı hedefliyoruz.

Kültürel Miras Koruma Müdürlüğümüzde çalışma arkadaşlarımızla kenti santim santim tarayarak kent envanteri çıkarıyoruz. 35 bin taşınmaz kültür varlığı için oluşturulmuş envanterleme kapsamında, tescilsiz yapıların tescillenmesine yönelik çalışmalar sürdürüyoruz. “Kent Belleği” çalışmalarımızla toplumsal hafızada yer etmiş alanlarda araştırmalar yürütüyoruz. Kent envanterinin yalnızca yapı ölçeğinde olmadığının bilinciyle, somut olmayan kültürel mirasımız için araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Koruma Uygulama ve Denetim Müdürlüğümüzle tarihi kent merkezlerindeki uygulamaları, koruma amacıyla kullanım dengesini de gözeterek denetimler yapıyoruz. Konservasyon laboratuvarı, ahşap ve taş atölyeleriyle malzeme analizleri yapıyoruz. Toplam altı bölge, 32 ilçede tarihi yapıların denetim faaliyetlerini yürütüyoruz.

Kültür Varlıkları Projeler Müdürlüğümüzle İBB mülkiyetinde kalan çok sayıda tarihi alanda, restorasyon uygulama, projelendirme, kültürel alan tasarımı ve konsept müzelere yönelik çalışmalar yürüterek, somut ve somut olmayan mirasımıza sahip çıkıyoruz. 1985 yılından beri Unesco miras listesinde bulunan Kara Surları’nda restorasyon çalışmaları yürütüyoruz. Çeşitli etaplarda yürüttüğümüz restorasyon çalışmaları ile Kara Surları’nın yok olmasının önüne geçerek, 20 tehlikeli burcu tamamlamayı hedefliyoruz. Yine dünya kültür mirası listesinde yer alan Sultanahmet ve çevresinde bulunan 1.600 yaşındaki Bukoleon Sarayı’nda kapsamlı restorasyon yürütüyoruz. Bir ilk niteliğinde olan, Osmanlı Dönemini kapsayan arkeoloji çalışmamızla Karyağdı Baba Tekkesi’nin özgün beden duvarlarını ortaya çıkardık ve hazırladığımız restorasyon projesiyle tekkeyi gelecek nesillere aktarmayı hedefliyoruz. 1912’den beri Yeditepeli İstanbul’un 7. Tepesinde şehre tanıklık eden Bulgur Palas, artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi mülkiyetinde... Böylelikle İstanbul’un kültürel hayatına çok önemli bir yapı kazandırmış olduk. Üzerinde çalıştığımız yeni projelerimizle İstanbul’a Kent Müzesi, Tasavvuf Müzesi, Sanat Müzesi gibi birçok müze kazandıracağız. 2019 Aralık ayında kurduğumuz İBB Miras ekipleriyle 14 ilçe, 18 rota ve 1.200 ayrı noktada cami, tarihi çeşme, türbe ve hazirelerin günlük bakım ve temizliğini gerçekleştiriyoruz. Sadece 2020 yılında 40 çeşmenin restorasyonunu İBB Miras ekibi marifetiyle tamamladık. Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğümüz bünyesinde gösterdiğimiz çeşitli koleksiyon çalışmalarıyla eş zamanlı olarak, dezavantajlı mahallelerde kütüphane kurma projemizi hızla yürütüyoruz. Son bir yılda 12 yeni nesil kütüphaneyi hayata geçirdik. Atatürk Kitaplığıyla birlikte, toplam 33 kütüphane, yedi müze ve birçok sergi salonumuzla İstanbul’a hizmet veriyoruz. Bellini’ nin resmettiği, Fatih Sultan Mehmed’ in 540 yıllık Rönesans portresi "Fatih ve Şehzadesi" tablosunu satın alarak, Kanuni Sultan Süleyman'ın portresinin ise eser alıcısı tarafından İBB' ye bağışlanmasıyla, İstanbul'a iki değerli eser kazandırdık.

Atatürk Kitaplığında Ekim 2021’den itibaren hız verdiğimiz yayıncılık, etkinlikler, dijital ve mekânsal düzenleme çalışmalarıyla kapsamlı bir dönüşüm süreci yaşıyoruz. Atatürk Kitaplığı, İstanbul’un bir kent mekânı olarak belleğini kaydettiği gibi; yazma eserlerden kartpostallara, haritalardan süreli yayınlara koleksiyonunda yer alan 500 binden fazla eserle kültürel mirasın taşıyıcısı olma misyonunu, kamusal hizmet amacıyla bütünleştiriyor. Bilgiye erişimin bir kamusal hak olduğu inancından hareketle 1976 yılından beri İstanbullulara kapılarını açan Atatürk Kitaplığı, dönüşüm süreci sonunda tıpkı eskiden olduğu gibi İstanbul’un kültürel ve entelektüel odağı olma niteliğini tekrar kazanmış olacak. Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü tarafından yayımlanan nitelikli eserler, iki ayda bir dijital ve matbu olarak kullanıcılarımızla buluşacak olan bülten çalışmamız ve Ekim 2021 itibariyle yoğun bir takvimle hayata geçirdiğimiz etkinlikler, dönüşümün sacayağını oluşturuyorlar. Yuvarlak masa toplantılarından sergilere, seminerlerden tez sunumlarına, söyleşilerden atölyelere farklı formatlarda sayısız etkinliğe ev sahipliği yapan Atatürk Kitaplığı’nın, hem tarihsel birikimini ve arşivini, hem de dönüşümle birlikte değişen çehresini Heritage İstanbul’da katılımcılarla paylaşacağız. Atatürk Kitaplığı’nın yalnızca kendi arşivine değil, İstanbul kent belleğini tüm yönleriyle kaydeden birçok kurumsal ve özel arşive verdiği önemin göstergesi bir süredir yaptığı Arşiv ve Bellek Seminerleri’ dir. Atatürk Kitaplığı etkinlikleri kapsamında şu ana dek 12 konuşmayı içeren bu seri, belleğe sahip çıkmanın ve arşivin kendisinin başlı başına bir eyleme biçimi olduğu fikrinden hareket ediyor. Bu fikrin Heritage İstanbul’un tematik başlıkları ile ilişkiselliği, Kültürel Miras Sohbetleri kapsamındaki etkinliklerimizden birinin de bu izlek dâhilinde planlanmasının sebebidir. Heritage İstanbul’da 13 Mayıs günü saat 13.00-14.00 arasında gerçekleştireceğimiz “Arşivler Neyi Iskalıyor?” başlıklı etkinlikte Tuba Çavdar Karatepe ve Engin Yılmaz’la birlikte arşivlere eleştirel bir bakış geliştirerek eksikleri, boşlukları tespit etmeyi ve bir eyleme biçimi olarak arşive güç kazandıracak yaklaşımları tartışmayı amaçlıyoruz. Yaşadığımız dönüşümün, yaptığımız yayın faaliyetleriyle somutlaştığını düşündüğümüzde, Kültürel Miras Sohbetleri kapsamında yaptığımız diğer etkinliğimizin oturduğu zemini anlamak kolaylaşıyor. Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü tarafından yayımlanan “Balyanlar: Osmanlı Mimarlığı ve Balyan Arşivi” kitabı vesilesiyle Heritage İstanbul’da 19. yüzyılın kültür ve mimarlık tarihini tartışmayı, bir kültürel miras değeri olarak Balyanlar’ı ele almayı hedefliyoruz. Bu çerçevede 12 Mayıs günü 11.00 ila 12.30 arasında gerçekleştirilecek olan “Osmanlı Mimarlığı’nda Balyanlar” başlıklı söyleşide Elmon Hançer ve İzzet Umut Çelik ile birlikte Balyanlar’ın toplumsal hafızamızdaki yerini içeren bir tartışma yürütmeyi amaçlıyoruz. Son olarak Heritage İstanbul’da Atatürk Kitaplığı standında uygulamalı bir çalışma olan kâğıt restorasyonu atölye çalışması planlıyoruz. İstanbul eşi benzeri olmayan bir şehir… Bu eşsizliği, insanın varlığı ile gelişen çok katmanlı ve çok kültürlü yapısı oluşturuyor. Bu nedenle; kültüre saygının, insana saygıyı doğuracağı inancı ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kültürel mirası korumak ve yaşatmak üzere yaptığımız bütün çalışmalarımızda aktif görev alan, amaç ve hedeflerimizi emekleriyle hayata geçiren Kültür Varlıkları Daire’sinde fedakârca çalışan tüm mesai arkadaşlarıma bir kez de sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. 11-12-13 Mayıs’ta Heritage İstanbul’da İBB Miras ve Atatürk Kitaplığı standlarında buluşmak dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.” sözlerine yer verdi.


19 Nisan 2022 Salı

Rally Bodrum, bu yıl ulusal takvimde, ICRYPEX ana sponsorluğunda gerçekleşti.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



2021 yılında mahalli statüde gerçekleşen, Türkiye'nin tek ödüllü ralli etkinliği Rally Bodrum, bu yıl ulusal takvimde, ICRYPEX ana sponsorluğundaki 2022 sezonunun ilk rallisi olarak, Karya Otomobil Spor Kulübü tarafından, Bodrum Belediyesi, BODER (Bodrum Otelciler Derneği) katkıları ve Çözüm Ortağı Ajans, Oasis Bodrum, Salt Hayat, TAV Airports, Azka Otel, Hillstone Bodrum, Very Chic sponsorluğunda düzenlendi.

Rally Bodrum'a Yoğun İlgi

Halkın, ünlülerin ve sanat dünyasının yoğun ilgi gösterdiği Rally Bodrum, Bodrum Meydanında gerçekleşen finiş ve ödül töreni ile sona erdi. Uzun süredir otomobil sporlarına gönül vermiş olan iş insanları ve pilotlar, Erkan Güral, Kemal Gamgam'ın yanı sıra 2 kuşaktır yarışan, Ercan Kazaz ve oğlu Kerem Kazaz, Kerem Üstünkaya ve Üstün Üstünkaya'da Rally Bodrum katılımcıları arasındaydı. Sanatçı Gökhan Tepe yarışın servis alanına gelerek, yarışı takip etti. Oyuncu Güneş Zavrak ise yarış etaplarını izledi ve aynı zamanda ödül töreninde kupa verdi. Bodrum Otelciler Derneği Başkanı Ömer Faruk Dengiz, iş insanı Aylin Özetken ve etkinliği destekleyen diğer yöneticilerde finişte kupa vererek yer aldılar.

Kazananlar Kupaları ile Buluştu

Shell Helix 2022 Türkiye Ralli Şampiyonası ilk ayağı Rally Bodrum Toksport WRT takımından Orhan Avcıoğlu- Burçin Korkmaz ekibinin liderliğiyle sonuçlandı. Aynı takımdan Cem Alakoç- Emir Şahin ekibinin ikinci sırada tamamladığı zorlu rallinin üçüncüsü ise Castrol Ford Team Turkiye'den Ali Türkkan - Burak Erdener oldu. 

İki çeker klasmanında BC Vision Motorsport takımından Yıldıray Demircioğlu - Mehmet Köleoğlu, historic klasmanında Parkur Racing'den Üstün Üstünkaya- Kerim Tar ve Oğuz Gürsel TOSFED Ralli Kupası'nda ise Castrol Ford Team Türkiye takımından Hakan Gürel - Çağatay Kolaylı birincilikleri paylaşan ekipler oldular.

Sporcu ve idareci olarak uzun yıllar Türk otomobil sporlarına hizmet veren duayen iş insanı Satvet Çiftçi'nin adının verildiği özel ödülü ise en iyi genç pilot olan Red Bull sporcusu Ali Türkkan kazandı. 67 otomobilin start aldığı ralliyi 52 otomobil tamamlayabildi.

Rally Bodrum'dan Ezberbozan Kupa Geleneği

Bodrum Belediye başkanı Ahmet Aras ve Türkiye Otomobil Sporları Federasyon Başkanı Eren Üçlertoprağı’nın katılımı ile gerçekleşen finiş töreninde Bodrum’un efsane süngercisi Aksona Mehmet tarafından çıkartılmış süngerlerin kullanıldığı kupalar şampiyonlar ile buluştu. 

Satvet Çiftçi özel ödülü ise Bodrum’un imza markalarından olan Ara Kuyumculuk tarafından tasarlanmış Swarovski taşlarla kaplı balık figürlerinden hazırlandı.

Turizm Haftasında Spor Turizmi

Bu hafta başlayan Turizm haftası ile aynı tarihe denk gelen Rally Bodrum, otomobil sporlarının, spor turizminin incisi olduğunu bir kez daha gösterdi. Takımlar, münferit sporcular, ekipler ve seyirciler Bodrum sokaklarını doldurdu. Etkinliğin gerçekleştiği hafta Bodrum yaklaşık 3000 kişiyi misafir etti.

Barnathan Apartmanı, tarihi aslına uygun olarak butik otel tarzında turizme kazandırıldı.

HABER-TALİN ŞİRİNPINAR 



Barnathan Apartmanı turizme kazandırıldı 

Tarihi Pera Bölgesi tekrar canlanıp, eski görkemli günlerine kavuşuyor. Bu süreçte çok önemli mihenk taşlarından biri olan Barnathan Apartmanı, tarihi aslına uygun olarak restore edilerek butik otel tarzında turizme kazandırıldı.

 Yaklaşık 130 yıl önce yapımı tamamlanan ve Galata bölgesinde 19. Yüzyıl sonları itibariyle inşa edilen apartman konutların ilk örnekleri arasında yer alan Barnathan Apartmanı, geçtiğimiz günlerde yapılan bir sohbet toplantısıyla basına tanıtıldı. 

1890’dan bugüne tarihe tanıklık 

1890’da yapılan Barnathan Apartmanı,  Nar Yatırım tarafından alınıp restore edilmesiyle  Ağustos 2021’de kapılarını açtı. Tarihi yapıları İstanbul'a yakışır şekilde restore edip ülke turizmine kazandıran Nar Yatırım’ın firma ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özer, 2011 yılında binanın hisselerini toplamaya başladıklarını, o dönemde köklü tarihi geçmişiyle uyuşmayan izbe bir halde olan yapıyı tüm detaylarıyla aslına sadık kalarak restore ettiklerini anlattı:

“Barnathan Apartmanı İstanbul’un ilk 5 apartmanından biridir. Restorasyon sırasında binanın komple el boyaması olduğunu gördük. Dalının en iyisi 22 restoratör ile çalıştık. Eski görkemli günlerine geri döndürme aşamasında dünyanın dört bir yanından malzemeleri özenle seçtik. Örneğin elektrik anahtarlarını İtalya’dan, eski görünümlü mermerleri İspanya’dan


getirttik. Elektrik tesisatının orijinaline uygun olması için bakır borularla dışarıdan tesisat çektik. Kökeni yüzlerce seneye dayanan tarihi binamızın iki girişinin birinde 1892 ve diğerinde 1893 tarihleri, hemen yanlarında ise Musevi takvimine tekabül eden 5652 ve 5654 tarihleri yapım tarihi olarak taş üzerinde mevcut. Tarihe olan büyük tutkumla çıktığımız bu yolda manevi başarıyı kazanmamız en büyük mutluluğumdur. Ticari kazanım düşünülerek girilecek bir yatırım değildi.” 

Ailenin üyesi Jean ClaudeBarnathan duygusal anlar yaşadı 

Barnathan Apartmanı yaptıran, ilk mülk sahibi ailenin üyesi Jean ClaudeBarnathan, Galata bölgesinin gözde mekanı Barnathan’ın büyük emeklerle yeniden İstanbul'a kazandırılmasından duydukları mutluluğu anlatırken, duygusal anlar yaşadı. Yaşadığı yer olan Paris’ten İstanbul’a bu özel gün için gelen Jean ClaudeBarnathan, “İbrahim Özer ilk olarak bizimle bağlantıya geçerek, Barnathan Apartmanı’nın eski görkemli günlerine döndürüleceği ile ilgili projelerini paylaştığında tabi ki çok sevindik ve heyecanlandık. Ancak mevcutta bina öylesine kötü durumdaydı ki, şimdiki görkemli halini hayal bile edemezdik. İbrahim Bey’e ve ekibine ne kadar teşekkür etsek azdır. Barnathan adımızı taşıyan bu mekan sayesinde İstanbul’da tarihi ve turistik yerleri gezenler ailemin izlerini de takip edecekler” dedi. 

İbrahim Özer tarafından Apartmanı yaptıran Nissim Barnathan’ın torununun çocuğu olan Jean ClaudeBarnathan’a binanın sembolik bir anahtarı teslim edildi. 

Ziyaretçi sayısında Galata Kulesi’yle yarışıyor 

Barnathan Apartmanı, Galata Kulesi’nin yanı başındaki konumu ve inşa edildiği dönemin mimari esintilerini taşıyan eşyalarla tasarlanmış bir butik otel olarak misafirlerini ağırlıyor. Binada yaşamış kişilerin fotoğrafları ve geçmişe dair belgelerin sunulduğu sergi alanı da büyük ilgi görüyor. Tarihi İstanbul manzarasıyla Türk ve dünya mutfağından örneklerin sunulduğu Teras katı binanın ayrı bir cazibe merkezi konumunda yer alıyor. Alt katta yer alan BarnathanBrasserie ise leziz içecek ve tatlarıyla İstanbul’un en gözde yerlerinden biri olmuş durumda. Barnathan Apartmanı, günde bin 200’den fazla ziyaretçisiyle Galata Kulesi’yle ziyaretçi sayısında yarışıyor. 


18 Nisan 2022 Pazartesi

Omurga sağlığı için 7 kolay ev önerisi...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Omurga sağlığı için 7 basit öneri nedir? 

Gerek genç, gerekse de ileri yaş kuşaklar, boyun, sırt ve bel ağrılarından muzdarip olabiliyorlar. İleri yaşta hem kas zayıflıkları hem eklem dejenerasyonları buna sebep olurken, genç nüfusta teknolojinin yol açtığı duruş bozuklukları en büyük etkendir. 

Bazı basit önlemlerin bizleri, hem kas kuvveti eksikliğine, hem de duruş sorunlarına karşı koruyabileceğini kaydeden Therapy Sport Center Fizik Tedavi Merkezinden Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları söyledi: 

“Omurga  sağlığı, mutlu bir yaşamın en temel özelliğidir. Çoğu zaman küçük değişiklikler, bizleri büyük omurga sorunlarından korur. Örneğin, uygun yerleşmeyen her eşya, omurgamızda zamanla büyük sorunlara yol açarak, travmalara sebep olabilmektedir.” dedi.   


Omurga sağlığı için basit öneriler hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları anlattı: 

1-Yatak seçimi en temel önlemlerdendir. İyi bir uyku, hem kaslarımızın hem de eklemlerimizin gevşemesi için en etkili aktivitedir. Seçeceğimiz yatak, ne aşırı sert olup eklemlerimizi belli pozisyona zorlamalı, ne de aşırı yumuşak olup bizi içine çekmelidir. Orta sert bir yatak en ideal olandır. 


2-Mutfak tezgah ve dolap yükseklikleri de, hem sırt hem de bel bölgesini en çok zorlayabilecek faktörlerdendir. Yükseklikleri mutlaka iyi ayarlanmalı ve sırtımızı aşırı kamburlaştıracak kadar alçak yada aşırı gerecek kadar yüksek olmamalıdır. 


3-Televizyonun yüksekliği de aynı derecede önemlidir. Alçak yada yüksek olması izleme pozisyonuna bağlı olarak, boyun ve sırtta aşırı kas yüklenmelerine sebep olabilir. 


4-Oturma gruplarının seçimi de, omurga sağlığımızı yakından ilgilendirmektedir. Yatak seçimine benzer şekilde, aşırı sert ya da yumuşak olmaları yerine, orta sertlikte aşırı derin olmayan koltuklar, bizler için daha sağlıklı olacaktır. 


5-Eşya dolaplarının yükseklikleri de, özellikle bel sağlığımız için önemlidir. Ağır veya büyük eşyaları yüksek yerlere taşımak, bel için aşırı zorlayıcı olacaktır. 


6-Evdeki çalışma masası ve sandalye seçimi ve yükseklikleri de önemlidir. Sırtımızı hem dik tutacak kadar yüksek olmalı, hem de belimizi iyi destekleyecek bir derinliğe sahip olmaları önemlidir. Okulda yada ofiste bu ayarlamalar daha zor olabilirken, ev bizim konfor alanımız olmalıdır. 


7-Banyo ergonomisi de, özellikle bel sorunları olanlar için önemlidir. Girmesi zor bir küvet yerine duşakabin yada klozet yüksekliğinin bize göre ayarlanması, gereksiz travmaları engellemekte kolaylıktır. 


Uyumsoft mermer sektörü temsilcileriyle bir araya geldi.



HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Doğaltaş sektörü, bu yıl 2.5 milyar dolar ihracat hedefliyor 

Uyumsoft mermer sektörü temsilcileriyle bir araya geldi 

Geçtiğimiz yılı 2 milyar dolar ihracat ile kapatan doğal taş sektörü, bu yıl 2.5 milyar dolar ihracata koşuyor. “Anadolu’nun Cevheri” sloganıyla geçtiğimiz günlerde 27. kez kapılarını açan Marbel İzmir Fuarı, renk ve desen çeşitliliğiyle dünya ticaretinin öncüsü Türk doğal taşını, global alıcılar ile bir araya getirdi. Ülkemizin yanı sıra, Amerika, Almanya, İtalya, İspanya, İran, Arabistan, Ürdün, Umman, Avustralya, Mısır, Hindistan, Hong Kong gibi birçok ülkeden katılımcılar ve ziyaretçiler fuarda buluştu. 

Türkiye’nin teknoloji şirketi Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, Marble İzmir  Fuarı’nda doğal taş sektörünün temsilcileri ile bir araya geldi. Uyumsoft ekibinden Kurumsal Kaynak Planlama Genel Müdürü Özkan Metin, ERP Satış Direktörü Ebru Tanburacı, Müşteri İlişkileri Direktörü Abdullah Murat, Kıdemli ERP Satış Yöneticisi Nilüfer Ustamehmetoğlu, ERP HRM Satış Yöneticisi Ferhat Zengin, ERP Satış Yöneticisi Şeyda Özsoy, ERP Satış Yöneticisi Alper Kasapoğlu, ziyaret ettikleri firmalara, Uyumsoft’un mermer sektörüne özel olan uyumERP Mermer Üretim Modülü ve uçtan uca dijital dönüşüm uygulamaları hakkında bilgiler verdiler. 

Uyumsoft’tan mermer sektörüne özel “Mermer Üretim Modülü” 

Bilindiği üzere mermer sektörünün reçetesi olmayan bir üretim modeli bulunuyor. Mermerler, doğaltaş maden ocağında bloklar şeklinde kesiliyor ve bu bloklar, kimi zaman daha tesise bile ulaşmadan, müşteri tarafından ocakta seçilip, ayırtılarak, satın alınabiliyor. Bu sırada, her bir bloğa, bir kimlik numarası veriliyor. Ardından da, bu bloklar, plaka olarak kesilmeye başlıyor. Ancak, kimi zaman bloğun iç tarafı çürük ve boş olabilir. Örneğin, x bloğundan 40 tane plaka öngörülürken, 20 tane plaka çıkabilir. Kısaca, bloktan ne kadar bir plaka çıkacağı öncesinde çoğu zaman bilinmiyor, kesilen plakalar ise uçtan uca takip edilemiyor ve bu gibi nedenlerden dolayı mermer sektörü standart üretime uymayan ve özel üretim proseslerine sahip bir sektör olarak konumlanıyor. 

Uyumsoft’un mermer sektörüne özel uyumErp’de Mermer Üretim Modülü’nün bulunduğunu kaydeden Müşteri İlişkileri Direktörü Abdullah Murat, şunları söyledi: 

“Şuan sektördeki firmalar, işlerini çoğunlukla muhasebe programları ile takip ediyor. Ancak, içinde bulunduğumuz dijital dönüşüm sürecinde ve global pazarlarla iş birliği kapsamında, bu programlar mermer firmaları için yetersiz kalmaya başlamıştır. Firmamız Uyumsoft’un web ve mobil tabanlı uyumERP ürününde “Mermer Üretim Modülümüz” bulunuyor ve bu modül mermer sektörüne özel iş akışını uçtan uca kesintisiz yönetiyor ve maliyet hesaplamalarını sektör özelinde yapıyor. Kısaca uyumERP sayesinde, mermer sektörü blokları, plakaları ve tüm iş süreçlerini uçtan uca anlık şekilde izleyerek, yönetebiliyor. Burada, hem ocaktan müşteriye kadarki tüm aşamalarda izlenebilirlik sağlanıyor, hem sevkiyatlar doğru yapılıyor, hem maliyetler hesaplanıyor, hem de işletmeler işlerini uçtan uca yönettikleri için maliyet avantajını yakalıyorlar. Ayrıca, Uyumsoft’un mermer sektörünü yakından tanıyan, ciddi bilgi birikimine ve tecrübesine sahip olan uzman yazılım ve danışman ekipleri bulunuyor.” diye konuştu. 


Turizm Yatırım Forumu 16.05. 2022 tarihinde İstanbul Mandarin Oriental Bosphorus Otel’de gerçekleştirilecek.

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




TURİZM YATIRIMCILARININ DEV BULUŞMASI TIF 2022 16 MAYIS’TA GERÇEKLEŞTİRİLECEK.

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği tarafından düzenlenen Turizm Yatırım Forumu (TourismInvestment Forum – TIF) bu yıl 16 Mayıs 2022 tarihinde İstanbul Mandarin Oriental Bosphorus Otel’de gerçekleştirilecek. 

TourismInvestment Forum Türkiye’nin en kapsamlı turizm yatırım etkinliği olarak değerlendiriliyor. Turizm yatırımcılarının dev sivil toplum kuruluşu olan TTYD’nin düzenleyeceği etkinlik; turizm yatırımlarının dünyaya entegre edilmesi, büyük ve eşsiz iş birliği olanakları sağlaması, yeni dönem turizm trendlerini belirlemesi sebebiyle hem Türk hem de dünya turizm sektörünün vazgeçilmez organizasyonu haline gelmiş durumda…

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin “Tamamen TTYD’ye ait bir marka ve organizasyon olan Turizm Yatırım Forumu’nun Türkiye ve yakın bölgesindeki turizm yatırım ağlarının temel buluşma platformu olmasını hedeflemekteyiz.” dedi.

Turizm sektörüne 60 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirmiş ve 130 milyon kişilik istihdam sağlamış üyeleriyle 190 bin yatağın üzerinde konaklama kapasitesini, 15 bin uçak koltuğunu, 15 havalimanını, 15 binin üzerinde yatak kapasiteli marinayı ve ülkemizdeki tüm kruvaziyer limanları ile turizmin tüm değer zincirini içinde barındıran TTYD, Türkiye’nin yatırımlarını öne çıkartmaya yönelik çalışmalarına yoğun olarak devam ediyor. Bu çalışmaların en önemli uzantılarından birisi 16 Mayıs 2022 tarihinde İstanbul Mandarin Hotel’de gerçekleştirilecek olan Tourism Investment Forum. 

Turizme yön veren fikir önderleri, uluslararası yatırımcılar, finansal kuruluşlar, bankalar ve fonlar, yerli/yabancı otel ve turizm tesisleri yatırımcıları ve işletmecileri, uluslararası zincir ve markaların yöneticileri, finans, hukuk ve proje geliştirme danışmanları, gayrimenkul geliştirme şirketleri, kruvaziyer limanları, marinalar, havayolları, yenilikçi ve teknolojik oyun kurucuları ve yeni nesil yatırımcılar, online seyahat acenteleri, tur operatörleri, kamu kuruluşları katılımıyla dev bir organizasyon olan Tourism Investment Forum (TIF) destekçileriyle hem Türk hem de dünya turizmine şekil verecek bir organizasyon olma hedefi taşıyor. 

TIF 2022, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve TTYD’nin üyesi bulunduğu Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC) stratejik ortaklığında gerçekleşiyor. 

TURİZM YATIRIMLARINDA TRENDLERİ BELİRLEYECEK. 

Pandemi sonrası yatırım trendleri, Konaklamanın (D)evrimi, Turizmde Lüksün Evrimi : Gayrimenkulün Dönüşümü, Turizm ve GYO yatırımlarının finansmanı, Sermayeye erişim: Yatırım fırsatları, Mega şehirler endeksi, Sağlık ve zindelik turizmi gibi pek çok konu başlığının yerli ve yabancı üst düzey konuşmacılar tarafından tartışılacağı TIF 2022’ye 350 yerli ve yabancı yatırımcının katılımı bekleniyor.

BAŞKAN NARİN: YATIRIM DEVLERİNİN BULUŞMASI OLACAK.

TTYD Başkanı Oya Narin, “Uluslararası yatırımcı, otel markası, işletmeci, Türkiye’nin gelişen turizm potansiyeline yatırım yapmak isteyen finans kurumu, banka ve fon temsilcilerini bir araya getirerek, turizm ve otelcilikte yeni yatırım fırsatlarını değerlendirmeyi ve Türkiye’yi üst düzey bir yatırım destinasyonu olarak tanıtmayı amaçladığımız TIF 2022 aynı zamanda bölgenin turizm yatırımları açısından tek B2B platformudur. Bu platformun yıllar içerisinde daha da gelişmesini hedeflemekteyiz”dedi. 

Ocak 2020 tarihinde gerçekleştirilen bi rönceki TIF organizasyonunda 450 üst düzey katılım oldu. 

www.tif.com.tr

17 Nisan 2022 Pazar

Perra Lojistik'ten ihracatın büyümesine destek.

 



HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Perra Lojistik'ten ihracatın büyümesine destek

Uçtan uca çözüm sunan lojistik şirketine dönüşen Perra Lojistik, önümüzdeki süreçte yurtdışına hamleleriyle globalleşme yolunda daha da ilerlemeyi hedefliyor.  
Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Özdem, ”Ülkemizdeki e-ihracatın büyüme sürecine destek olacağımıza inanıyoruz” diyor.


Perra Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı  Sabri Özdem, yaptığı açıklamada;
“İşimize gösterdiğimiz özen, öncelikle kendimize olan saygıdır. Lojistik güzel bir oyun ve oyunun ötesinde aşk, bu sebeple oyunu gerçekten aşık olanlar oynamalı.” dedi.



Perra Lojistik ile ilgili açıklamalarda bulunan Özdem, 2021 yılı verilerine bakıldığında, özellikle dikkatlerini, yoğun çalıştıkları, Karayolu taşımacılığında, İngiltere’ye ihracat ve ithalat yüklemesinin çektiğini belirtirken, bu hacmin %44’lük kısmının da ihracatta mobilya taşımacılığı olduğunu söyledi.
Kapıdan kapıya her şey dahil verdikleri bu hizmet sayesinde, her anı gerçekten taşıdıkları için mutlu olduklarını, bu vesileyle de herkesi Perra’lı olmaya davet ettiklerini sözlerine ekledi. 


15 Nisan 2022 Cuma

GTD Kırgızistan da GASTRONOMİ̇ TURİZMİ önemini aktardı.



HABER-TALİN ŞİRİNPINAR



GTD Kırgızistan da GASTRONOMİ̇ TURİZMİ önemini aktardı.

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde “Türk Dünyası’nda Turizm İşbirliklerinin Geliştirilmesi” konulu panel düzenlendi.

Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi ve T. C. Bişkek Büyükelçiliği tarafından Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında 15 Nisan 2022 tarihinde “Türk Dünyası’nda Turizm İşbirliklerinin Geliştirilmesi” konulu panel düzenlenmiştir. Kırgızistan ve Türkiye’deki kamu ve özel sektör kuruluşlarından çok sayıda davetlinin konuşmacı olarak katıldığı panel öğrenciler ve sektör temsilcileri tarafından da ilgiyle izlenmiştir.

Oturumun bir diğer konuşmacısı Kırgız Tur Operatörleri Derneği Başkanı Sergey Gluhoverov pandemi sonrası Kırgızistan turizmi için beklentilerini dile getirmiş ve Kırgız Tur Operatörleri Derneği’nin daha geniş bir yelpazede örgütlenerek daha geniş kitlelere ulaşmaya çalışacaklarını belirtmiştir. Türkiye Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe ise Türkiye’nin gastronomi alanındaki zenginliklerinin Türk Dünyası başta olmak üzere, çok geniş bir coğrafyaya turizm ve yiyecek içecek sektörleri açısından örnek oluşturduğunu ifade etmiştir. Boztepe, gastronomide geleneksel kültürün önemine değinirken, gastronomi ve mutfakla ilgili öğrencilerden gelen soruları cevaplamıştır.