20 Nisan 2025 Pazar

Turizmin Kalbi 2026’da İstanbul Fuar Merkezi’nde Atacak!

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Turizmin Kalbi 2026’da İstanbul Fuar Merkezi’nde Atacak!

29. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı – EMITT, önümüzdeki sene yeni yerinde, aynı heyecanla devam edecek.

Dünyanın en büyük 5 turizm fuarı arasında yer alan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT, 2026 yılında kapılarını yeni adresinde açmaya hazırlanıyor.

28 yıldır Türkiye'de pek çok yeni tatil ve turizm destinasyonunun oluşmasına öncülük eden; şehirlerin ve beldelerin markalaşmasına, turistlerle buluşmasına katkı sağlayan turizm sektörünün dünyaya açılan en önemli kapısı EMITT, 5-7 Şubat 2026 tarihlerinde Yeşilköy'de yer alan İstanbul Fuar Merkezi'nde (İFM) düzenlenecek.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Ticaret Bakanlığı, ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri ile,  Türk Hava Yolları’nın resmi ulaşım sponsorluğunda, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin (TTYD) iş ortaklığında ve 2025 yılında Türkiye İş Bankası'nın ana sponsorluğunda gerçekleşen EMITT – Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı,30.000’e yakın yerel ve uluslararası sektör profesyonelini ve dünyanın dört bir yanındaki tatil destinasyonlarının ve seyahat şirketlerinin sunduğu yeni ve heyecan verici seyahat fırsatlarından faydalanmak isteyen binlerce tatil tüketicisini misafir ediyor.

Her yıl binlerce katılımcı ve ziyaretçiyi ağırlayan, sektöre yön veren markalar, tur operatörleri, acenteler ve birçok profesyoneli aynı masa etrafında buluşturan EMITT, yeni lokasyonuyla daha erişilebilir, merkezi ve işlevsel bir fuar deneyimi sunmayı hedefliyor.


Saraylardan evlerimize Türk kahvesinin yolculuğu!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Saraylardan evlerimize Türk kahvesinin yolculuğu!

Osmanlı saraylarındaki Türk kahvesi seremonisi, İstanbul’un ilk kahve müzesinde!

Günümüzde dost sohbetlerinin vazgeçilmez tadı olan Türk kahvesinin, Osmanlı döneminde sadece hükümdarlara, devlet adamlarına ve itibarlı konuklara, özel bir tören eşliğinde ikram edildiğini biliyor muydunuz? Osmanlı’da sarayın önemli konuklarına sunulan prestijli bir içecek olan Türk kahvesi, kahvecibaşı ve kahveci kalfalar tarafından özel kıyafetlerle ve tören eşliğinde ikram edilmekteydi. Kahve ikramına o kadar önem verilirdi ki, sadece bu seremoni için görevlendirilmiş altı kişilik bir ekip vardı. İşte bu özel seremonide kullanılan kıyafet, aksesuar ve ekipmanlar bugün İstanbul’un ilk kahve müzesi olan Beta Yeni Han 1554’te görülebiliyor. 

Türk kültürünün vazgeçilmez parçalarından biri olan Türk kahvesi, Osmanlı İmparatorluğu’ndan evlerimize ulaşmış yüzlerce yıllık bir içecek…. İlk defa, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Topkapı Sarayı’nda resmi içecek olarak kabul edilen kahvenin, Osmanlı saray protokolünde çok önemli bir rolü vardı. Türk kahvesi, yabancı elçilere, üst rütbeli devlet adamlarına ve itibarlı konuklara, değer verildiğini göstermek amacıyla bir tören eşliğinde sunulurdu. “Kahvecibaşı” unvanlı bir erkek ve beş yardımcı kahveci kalfaları tarafından özel kıyafetlerle ikram edilen bu özel içeceğin, seremonisinde kullanılan kıyafetleri, ekipmanları ve Türk kahvesinin sunum yolculuğunu merak ediyorsanız İstanbul’un ilk kahve müzesi olan Beta Yeni Han 1554’ü ziyaret edebilirsiniz.

Kahvenin tarihine yolculuk

Beta Yeni Han içerisinde yer alan müze, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylı İstanbul’un ilk kahve müzesi. Beta Gıda tarafından tarihi dokusu korunarak restore edilen bu özel hanın restorasyonu sırasında tesadüfen gün yüzüne çıkan tarihi kahve fırını, 16. yüzyılda İstanbul’da kahvenin ilk kavrulduğu yer olduğunu ortaya koyuyor. Bu tarihi dokuyu korumak ve kahve kültürünü yaşamak isteyen Beta Gıda, Beta Yeni Han 1554 Kahve Müzesi’ni geçtiğimiz yıl hizmete açtı. Kahvenin zengin tarihini, üretim süreçlerini ve kültürel önemini ziyaretçilere tanıtmayı amaçlayan müze, tarih ve kahve tutkunları için oldukça ilgi çekçi. Tarih boyunca Türk Kahve Kültürü’nün çekim merkezi olan bu bölgede yer alan müzeyi ve Beta Yeni Han’ı ziyaret ederek adeta geçmişe doğru bir yolculuk yapabilirsiniz. Bu yolcukta ayrıca A’la Kahve Evi’ne uğrayarak közde pişirilen A’la Türk kahvenizi büyük bir keyifle yudumlayabilirsiniz. A’la Türk Kahvesi, gerek tadıyla gerekse seremonisiyle kahve kültürü geleneğini damaklarda yaşatıyor.



Kahve seremonisinde neler var?

Müzede yer alan sergide kahvecibaşı ve kalfalar tarafından yapılan ikramlar, tüm ekipmanları ve kıyafetleriyle birlikte canlandırılıyor. Peki Osmanlı’da bu seremoni nasıl olurdu? Kahvecibaşı, en üst rütbeli davetliden başlayarak konuklara saygıyla kahve ikramını sağlamak için kalfaları yönlendirirdi. Kahvecibaşının elinde mücevherli asa olurdu. İkinci görevli, kahveci kalfa, gülabdan taşıyarak konukların ellerine gül suyu serper, üçüncü kahveci kalfa buhurdarı taşır ve kahve içilen mekânı hoş kokularla doldururdu. Dördüncü görevli kahveci kalfa servis tepsisiyle konuklara reçel ikram eder, beşinci kahveci kalfa kahve servis tepsisinin önünde değerli taşlarla süslenmiş kahve sitil örtüsünü sarkıtarak, zarflı fincanlarda Türk kahvesini sunardı. Altıncı ve son görevli kalfa ise üç zincirli kahve sitilini taşır ve kahveyi fincanlara doldururdu.

Tarihi fırını görmeyi unutmayın!

Müze ziyaretinizde aynı zamanda Beta Gıda tarafından yapılan restorasyon sırasında gün yüzüne çıkan tarihi kahve fırınını da eklemeyi unutmayın. Geçmişte sırasıyla Emin Han, Tahmis Han, Hasırcılar Han isimleriyle anılan ve bugün Beta Yeni Han olarak bilinen bu yapı, 1554'te açılmış ilk kahvehane olma özelliğini taşıyor. Kahvenin hikâyesinin başladığı yerde yani kahvenin sıfır noktasında yer alan müzeyi ziyaret ederek, geçmişe doğru keyifli bir yolculuk yapabilir ve kahve üretiminin tarihsel süreçlerini keşfedebilirsiniz.

Beta Gıda Hakkında

1978 yılında Adana’da 6 m2’lik bir alanda temelleri atılan Beta Gıda, 1987 yılında çay sektörüne adım atarak, Beta Tea adı ile markalaşmıştır.  Türkiye’ye ithal çay ve bardak poşet çayını getiren ilk firma olarak, Türk çay tüketicisini farklı damak tatlarıyla tanıştıran Beta Gıda, 1990’lı yıllarda yurtdışına açılmıştır. Kısa sürede birçok ülkede pazarın lider firmaları arasına girmeyi başaran Beta Gıda, çaydan aldığı güçle farklı ürün gruplarında üretim yapmaya başlamıştır. Beta Gıda bugün, Beta Tea, Bayce, Champion ve Howdah Brand 4 ana markasıyla ve çeşitli kategorilerde konumlanan Beta A’la, Beta Caffito, Betum, Belita, Hacı Ali Lokum, Benuta ve Besta markalarıyla tüm dünyada öncül konumdadır. Beta Tea, 2014 Euromonitor verilerine göre dünyanın en büyük 12. çay firması, Bayce ise dünyanın 3. yeşil çay markasıdır. 2018 yılında Türkiye’de çay sektöründe ilk Ar-Ge merkezini kuran Beta Gıda, kamu kurumları ve araştırma enstitüleri ile ortak projeler yürütmekte ve gıda sektörüne yenilikçi çözümler sunmaktadır. Uzman Tea Sommelier ve çay eksperleri aracılığıyla AR-GE merkezi çalışmalarını itina ile sürdüren Beta Gıda, Türkiye’de ve dünyada çay sektöründeki öncü rolünü devam ettirmekte ve kullanıcılarına mükemmel bir çay deneyimi yaşatmaktadır.


“Avrupa’da ilk” İGA İstanbul Havalimanı’nda Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu Başladı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


“Avrupa’da ilk” İGA İstanbul Havalimanı’nda Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu Başladı

İGA İstanbul Havalimanı, Türkiye havacılık tarihinde yeni bir sayfa açtı.

17 Nisan itibarıyla Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu’nu devreye alarak Avrupa’da bu sistemi başarıyla hayata geçiren ilk havalimanı oldu. 

Kıtaların buluşma noktası olarak ülkemizin dünya havacılığındaki yerini güçlendiren İGA İstanbul Havalimanı, Avrupa’da ilk kez hayata geçirilen "Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu" ilehavacılık tarihinde yeni bir sayda açtı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun, İstanbul Havalimanı hava trafik kontrol (ATC) kulesinden, Türk Hava Yolları’na (THY) ait üç tarifeli uçağa ‘eşzamanlı kalkış’ için ilk talimatı vermesiyle “Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu" resmen başladı.

Türk havacılık tarihinin dönüm noktalarından biri olan Operasyon için düzenlenen törene, DHMİ Genel Müdürü Enes Çakmak, İGA İstanbul Havalimanı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu, İGA Holding CEO’su Atalay Gümrah, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu & İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat katıldı. 

Türkiye ekonomisine önemli bir katkıda bulunacak yeni sistemle birlikte, İGA İstanbul Havalimanı, aynı anda üç bağımsız pistte iniş ve kalkış yapabilme kapasitesine ulaştı. Bu operasyon sayesinde saatlik hava trafik kapasitesi 120’den 148’e ulaşacak noktaya geldi. Böylece yalnızca İstanbul’un değil, Avrupa hava sahasının genelindeki trafik yönetimi de daha hızlı, daha güvenli ve daha verimli hâle geldi.Saatte 28 ek uçuş kapasitesi sağlayan operasyonel dönüşüm, hava yolu şirketleri için daha kısa bekleme süreleri, yolcular için daha az gecikme ve çevre için daha az karbon emisyonu anlamına geliyor.



Bu başarıda Türkiye’nin bayrak taşıyıcısı Türk Hava Yolları’nın güçlü desteği ve katkısı da büyük önem taşıyor. İstanbul’u dünya ile buluşturan uçuş ağı ve üstün operasyonel kabiliyetiyle Türk Hava Yolları, bu operasyonun etkinliğini artırarak yolcu deneyimini en üst seviyeye çıkarıyor.

Bakan Uraloğlu: “Gururluyuz! Bir kez daha küresel havacılığın en üst ligine yükseldik”

Konuşmasında “Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları”nın Türkiye ve Avrupa havacılığı için bir ilk, küresel havacılık içinse tarihi bir adım olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu şöyle devam etti:

“Gururluyuz… Çünkü bu uygulamayı ABD’nin ardından hayata geçiren tek ülke Türkiye! Artık İstanbul Havalimanı trafik hacmiyle olduğu kadar operasyonel kapasite ve teknik yeterlilik açısından da küresel havacılığın en üst ligine yükseldi.

Bu sistemle hava trafik akışı hızlanacak, havalimanımızın dinamik kapasitesi önemli ölçüde artacak ve yolcularımıza daha hızlı, daha güvenli bir hizmet sunulacak.

 İstanbul’un kıtaları birleştiren stratejik konumu, bu yeni yetenekle birleştiğinde, havalimanımız küresel havacılık lojistiğinde daha kritik bir rol üstlenecek.”


Operasyonun sadece İGA İstanbul Havalimanı için değil, ülkemizve küresel havacılık sektörü için önemine değinen İGA İstanbul Havalimanı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu, bu sistemi devreye alan Avrupa’daki ilk havalimanı olmanın gururunu yaşadıklarını belirterek şöyle konuştu: 

“Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki; 17 Nisan 2025 itibarıyla İGA İstanbul Havalimanı’nda üçlü bağımsız pist operasyonlarına resmen başlıyoruz, Avrupa’da bir ilke imza atıyor ve Türkiye’nin uluslararası seyahat ve havacılık ekosistemine olan katkısını artırıyoruz. Bu bizim için sadece bir teknik başarı değil, aynı zamanda stratejik bir eşiktir. Bugün devreye aldığımız Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu ise, bu ekosistemin en önemli yapı taşlarından biridir. Böylece, saatlik hava trafik kapasitemizi 120'den 148 uçak hareketine çıkarıyoruz. Bu, sadece İstanbul’un değil, Avrupa hava sahasının daha da verimli hâle gelmesi demektir. İstanbul artık yalnızca bir varış noktası değil, dünyanın hava ulaşım merkezidir.”

Bu önemli operasyonla ilgili konuşan THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat şu ifadelerde bulundu: “Türk Hava Yolları olarak, Türkiye havacılık tarihi adına bir tarihi anın daha parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Aynı anda üç uçağımızın kalkışı ile ana üssümüz İstanbul Havalimanı, Avrupa’da bir ilki gerçekleştirirken, bu operasyonel kapasite bayrak taşıyıcımızın uçuş verimliliğini artırıp büyüme hedeflerimize giden yolda önemli bir mihenk taşı görevi görecek.”

200 milyon yolcu kapasitesine ulaşma vizyonunda önemli bir katkı sunan “Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu" ile birlikte, ‘küresel aktarma merkezi’ olma konumunu pekiştiren İstanbulHavalimanı, yoğun yolcu ve kargo trafiği yönetimindeki verimini daha da yükseltecek. Her geçen gün artan trafik yoğunluğuna hazırlık niteliği de taşıyan“Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu"nda A-CDM (AirportCollaborativeDecisionMaking) sistemi kullanılıyor. Hava trafiği hareketlerinin öngörülebilirliğini artıran A-CDM,daha verimli slot tahsisi ve pist kullanımı sağlamasıyla kritik bir öneme sahip.

500 kontrolör, 4 bin 500 saat eğitim

İGA İstanbul Havalimanı’nda yürütülen “Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu" hazılıkları 2022 yılında başladı. Devlet Hava Meydanları İşletmesi, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Türk Hava Yolları, Eurocontrol ve diğer uluslararası otoritelerle iş birliği içinde kapsamlı bir emniyet analizi ve hava sahası tasarımı süreci yürütüldü. Bu süreçte toplam 500 hava trafik kontrolörü, sistem için özel olarak geliştirilen senaryolarla 4 bin 500 saatlik bir eğitim aldı.

Yeni operasyonel yapı; gelişmiş radar sistemleri, A-CDM entegrasyonu, gelişmiş slot yönetimi ve taksi sürelerinin dijital optimizasyonu gibi birçok yenilikçi çözümle destekleniyor.

Aynı zamanda Avrupa hava sahası ile sorunsuz koordinasyon sağlamak, gecikmeleri azaltmak ve trafik akışını optimize etmek için Eurocontrol ile yakın şekilde çalışmalar yürütülüyor.Hava trafik kontrol ekipleri, her şeyin kusursuz işlemesini sağlamak için en son radar sistemlerini, navigasyon araçlarını ve tahmine dayalı analizleri kullanıyor.

Gerçek zamanlı veriler kontrolörlerin hızlı ve bilinçli kararlar almasına yardımcı olurken, tahmine dayalı araçlar uçuş düzenlerini önceden görmeyi ve potansiyel pist çakışmalarını önlemeyi sağlıyor. Bu, özellikle yoğun seyahat zamanlarında operasyonların güvenliği açısından büyük önem taşıyor.


Yenilenen Antalya Havalimanı ilk yolcularını karşıladı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Yenilenen Antalya Havalimanı ilk yolcularını karşıladı

Akdeniz'in en büyük turizm merkezinin dünyaya açılan kapısı Antalya Havalimanı, terminal ve hava tarafı kapasitesini genişleterek yeni yüzüyle hizmet vermeye başladı. TAV Havalimanları ve Fraport ilk aşamada havalimanında 850 milyon avro yatırım gerçekleştirdi.

Antalya Havalimanı, genişletme çalışmaları tamamlanan T2 dış hat terminalinde ilk yolcularını karşıladı. SunExpress'in XQ301 sefer sayılı Ercan uçuşundan gelen yolcular çiçekler ve hediyelerle karşılandı.

TAV Havalimanları ve Fraport ortak girişimi, Antalya'daki genişleme çalışmalarının ilk aşamasını üç yıldan kısa sürede tamamladı. Ortaklık imtiyaz süresi içinde havalimanının kapasitesini 80 milyon yolcunun üzerine çıkaracak.

T2 dış hatlar ve iç hatlar terminallerinin toplam alanı yaklaşık iki katına çıkarak sırasıyla 225 bin metrekare ve 75 bin metrekare oldu. Toplam ticari alanlar yaklaşık üç katına çıktı ve T2'deki lounge, yiyecek ve içecek ve duty-free alanları tamamen yeniden tasarlandı.

Ayrıca, apronda 1,4 milyon metrekare alan eklenerek, uçak park alanlarının sayısı önemli ölçüde artırıldı ve 202'ye ulaştı. Çok katlı otopark, yeni taksi yolları, bağlantı yolları, uçak bakım hangarları, genel havacılık terminali ve diğer tesisler birinci faz yatırım kapsamında tamamlandı.

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Serkan Kaptan, "Antalya Havalimanı'ndaki genişleme projesini tamamlamaktan ve Türkiye'nin dış hat trafiği trafik açısından en yoğun ikinci merkezinde yolcularımızı ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Bu yatırım yolcu deneyimini önemli ölçüde yükseltecek ve daha fazla trafik büyümesi için kapasite sağlayacak. Stratejik önemi olan bu proje havayollarının Antalya'da daha fazla uçak konuşlandırması için zemin hazırlarken bölgenin uzun vadeli gelişimini desteklemek için gerekli altyapıyı sağlayacak" dedi.

Fraport CEO'su Dr. Stefan Schulte, "Ek terminal alanlarının açılması, Antalya'nın Akdeniz bölgesindeki lider tatil havalimanı konumunu güçlendirmekte bizim için bir dönüm noktasıdır. Yeni altyapı, Türk Rivierası'na hava ulaşımına olan hızla artan talebi karşılamamızı sağlayacak. Bu yapım projesi olağanüstü bir başarı oldu. Karmaşık ve zorlu projeleri çok kısa sürede uygulama yeteneğimizi bir kez daha kanıtladık" dedi.

Tamamen yeni bir yolcu deneyimi

Genişleme projesi kapsamında Antalya Havalimanı'ndaki özel yolcu salonları, yiyecek ve içecek alanları ve alışveriş deneyimi tamamen yeni bir seviyeye taşındı. Farklı kategorilerde üç özel yolcu salonu oluşturulurdu.

TAV Havalimanları’nın iştiraki BTA (yüzde 60) ve Fraport (yüzde 40) ortaklığı olan BFA, T2'de toplam 7 bin 500 metrekare alanda 28 farklı yiyecek-içecek noktası oluşturdu. Şef Ömür Akkor’la yapılan işbirliği çerçevesinde oluşturulan "Tadında Anadolu – Taste of Anatolia", Anadolu'nun mutfak mirasını yansıtacak şekilde tasarlandı.

BFA ayrıca özel yolcu salonlarının yiyecek-içecek çözümlerini de üstlendi.

ATÜ Duty-Free Antalya'da faaliyete başladı

TAV Havalimanları ve Unifree Duty Free/Gebr. Heinemann ortaklığında havalimanı perakendesinde önde gelen bir marka olan ATÜ Duty-Free T2’deki ana mağazasını hizmete açtı. Buna ek olarak, farklı markaların yer aldığı bir moda ve aksesuar konsepti oluşturdu.

ATÜ, yerel tasarımları ve ürünleri içeren “Old Bazaar” konseptini de geniş bir alanda Antalya’ya taşıdı.

ATÜ ayrıca T2 gelen yolcu katında iki mağaza açtı ve önümüzdeki dönemde terminal içinde iki mağaza daha oluşturacak. Toplam duty-free alanı yaklaşık 12 bin metrekareye ulaşacak.

İki yeni lounge

T2'de genişleme projesiyle farklı konseptlerde planlanan üç özel yolcu salonu hizmete girdi: Comfort, Elite ve Premium.

Comfort Lounge yaklaşık bin metrekarelik alanda ağırlıklı olarak sadakat programı üyelerine ve havayolu müşterilerine hizmet vermeye devam edecek. Elite ve Premium özel yolcu salonları, sırasıyla 2 bin 500 ve 500 metrekare alanda ağırlıklı olarak tur operatörleri ve otellerle işbirlikleri aracılığıyla yolculara hizmet verecek. Tüm yolcu salonları ayrı bir duty-free mağazasına kolay erişime sahip.

Yolcu salonları Türk ve dünya mutfağından lezzetler, oyun odası ve masaj odası gibi ekstra hizmetlerde yer alıyor. Elite ve Premium özel yolcu salonlarında teras erişimi bulunuyor ve yolcular terminal içindeki yiyecek-içecek noktalarından sipariş verebiliyor.

Tüm kontrollerin kısa bir sürede yapılabildiği terminal dışında ayrı bir girişi bulunan Premium Lounge, özel şef tarafından hazırlanan alakart menüsü ve uçak altına lüks araçlarla transfer gibi ayrıcalıklı hizmetler sunuyor.

En yüksek çevresel standartlar

Antalya Havalimanı'nın T2 Uluslararası Terminali ve T4 İç Hatlar Terminali genişleme projeleri, enerji verimli binalar için en yüksek uluslararası standartlardan biri olan LEED Gold akreditasyonu alacak.


Havalimanı, halihazırda Havalimanı Karbon Akreditasyonu (ACA) programında Seviye 3+ Karbon Nötr  akreditasyonuna sahip. Yatırımın ilk aşamasında 4 MW'lık bir güneş enerjisi santrali kuruldu.

2024 yılında 38 milyon yolcu

Antalya Havalimanı 2024’te 52 ülkede 229 destinasyona -214 uluslararası ve 15 iç hat- uçan toplam 105 havayoluna hizmet verdi. Havalimanı tarihindeki en yüksek trafiği olan 31,7 milyon dış hat ve 6,6 milyon iç hat yolcusuna hizmet sundu.

Uzun vadeli finansman sağlandı

TAV Havalimanları ve Fraport, 2018'den beri havalimanını ortak olarak işletiyor. Aralık 2021'de,ortaklık işletme süresini 2051 sonuna kadar uzattı.

Aralık 2026'da başlayacak 25 yıllık dönem için toplam 7,25 milyar avro + KDV'dir kira ödenecek. Toplam imtiyaz ücretinin dörtte biri Devlet Hava Meydanları İşletmesi'ne (DHMİ) peşin olarak ödendi.

Ortak girişim geçtiğimiz günlerde bankalar ve kredi kuruluşlarıyla uzun vadeli proje finansmanı tesisi için anlaşmayı imzaladı.


Liberty Lykia, yaz sezonunu görkemli bir etkinlikle açtı.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



LİBERTY LYKİA, YAZ SEZONUNA GASTRONOMİ VE KÜLTÜR ETKİNLİĞİ İLE "MERHABA" DEDİ

Likya Yolu’nun eşsiz doğasında, deniz-kum-güneş tatilinden fazlasını arayanlara hitap eden Liberty Lykia, yaz sezonunu görkemli bir etkinlikle açtı. Gastronomiden kültürel keşiflere uzanan bu açılış, katılımcılara unutulmaz anlar yaşattı.

Liberty Hotels & Resorts’un Fethiye’de konumlanan gözde tesisi Liberty Lykia, 2025 yaz sezonunu doğa, kültür ve lezzetle harmanlanan özel bir etkinlikle karşıladı. Türkiye’nin en etkileyici yürüyüş rotalarından biri olan Likya Yolu’na olan yakınlığı ile dikkat çeken otel, sezon açılışını tam anlamıyla bir “yaşam deneyimi”ne dönüştürdü.

Etkinlik kapsamında katılımcılar, çevre ve doğa konularında yaptığı çalışmalarla tanınan Güven İslamoğlu rehberliğinde, Likya Yolu’nun muazzam manzaraları eşliğinde yürüyüşe çıktı. Doğayla iç içe geçen bu yürüyüş, sadece fiziksel bir aktivite değil; aynı zamanda bölgenin tarihine, kültürel zenginliklerine ve doğal güzelliklerine yapılan anlamlı bir yolculuk oldu.

Günün sonunda Liberty Lykia’da adeta bir gastronomi şöleni gerçekleşti. Otelin usta şefleri tarafından hazırlanan özel menüler, Pernod Ricard Türkiye iş birliğiyle düzenlenen ve Oğul Türkkan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen workshopta konuklar lezzetin ve eğlencenin bir arada sunulduğu keyifli bir deneyim yaşadı. Denizle iç içe kurulan masalarda, özenle eşleştirilmiş tatlar eşliğinde gerçekleşen bu deneyim, Liberty Lykia’nın yaz boyunca sunacağı ayrıcalıklı yaşam tarzının somut bir ön gösterimi oldu.

Liberty Lykia, Fethiye’nin sadece bir yaz tatili destinasyonu olmadığını; Likya Yolu gibi dünya çapında öneme sahip bir kültür rotasının başlangıç noktasında yer alarak, misafirlerine denizin, doğanın ve tarihin eşsiz uyumunu sunduğunu bir kez daha gösterdi.

“Bu Sezon Çok Hızlı Başladık”

Liberty Hospitality Group Grup Pazarlama Direktörü Serap Garipoğlu Akın, otelin yaz sezonuna güçlü bir başlangıç yaptığını şu sözlerle aktardı:

“Liberty Lykia olarak sezona çok hızlı bir giriş yaptık. Şu anda doluluk oranımız yüksek ilerliyor ve Ramazan Bayramı boyunca da oldukça yoğun bir dönem geçirdik. Yaz ayları için şimdiden yüksek rezervasyon talepleri alıyoruz. Bu ilgi bizi mutlu ederken, misafirlerimize en iyi deneyimi sunma motivasyonumuzu da artırıyor.”

Serap Garipoğlu Akın, Liberty Lykia’nın bulunduğu bölgenin değerine de dikkat çekerek şunları ekledi:

“Fethiye, sadece doğal güzellikleriyle değil; tarihi ve kültürel mirasıyla da çok özel bir destinasyon. Otelimiz, doğayla iç içe bir tatil arayanlar için adeta biçilmiş kaftan. Ayrıca dünyaca ünlü Likya Yolu’na bu kadar yakın olmak, misafirlerimize benzersiz bir keşif imkânı sunuyor. Burada sadece bir tatil değil; ruhu besleyen bir deneyim yaşanıyor.”

Liberty Lykia, bu yaz da gastronomi, doğa, kültür ve konforlu konaklamanın kusursuz uyumunu bir arada sunmaya hazırlanıyor. Fethiye’nin büyüleyici atmosferinde, unutulmaz anılar biriktirmek isteyenler için yaz başladı bile...


Web Sitesi: libertyhotels.com

19 Nisan 2025 Cumartesi

AROYA, haziran ayında başlayacak seferleri için Galataport İstanbul’u ana liman olarak seçti.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



GALATAPORT İSTANBUL KRUVAZİYER SEKTÖRÜNÜN EN YENİ YATIRIMI AROYA CRUISES’IN ANA LİMANI OLACAK

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) şirketi CruiseSaudi’ye ait AROYA Cruises’ın ilk gemisi AROYA, haziran ayında başlayacak seferleri için Galataport İstanbul’u ana liman olarak seçti. AROYA’nın gelişi, sektörde büyük bir heyecan yarattı.

Suudi Arabistan’ın 2030 vizyonu çerçevesinde hayata geçirilen AROYA Cruises, bölge halkına gemi turizmini tanıtmayı ve Avrupa’da Kızıldeniz ile Doğu Akdeniz’de yeni tatil olanakları sunmayı amaçlıyor. Sektörde büyük heyecan yaratan AROYA, Akdeniz’deki ana limanı (kruvaziyer endüstrisinde bir yolculuğun başladığı ve bittiği liman) olarak Galataport İstanbul’u seçti.

Galataport İstanbul; ayrıcalıklı yemek, alışveriş ve kültürel olanaklarının yanı sıra, son teknoloji terminali, sorunsuz liman operasyonları ve şehrin kalbindeki stratejik konumuyla da diğer Akdeniz limanlarından ayrılarak AROYA’nın ana limanı pozisyonunu güçlendiriyor.

İlk Arap kruvaziyer firması olan AROYA Cruises, konuklarına “Arap stilinde dikkat çekici bir deneyim”vadediyor. Gemideki olanaklar arasında; 29 restoran, her gece etkinliklerin gerçekleştirildiği büyük bir tiyatro da dahil olmak üzere, 20 eğlence mekanı, dünya standartlarında bir spa, iki yüzme havuzu ve kruvaziyer sektörünün, “zipline” ve mini golf aktivitelerini de içeren en büyük çocuk oyunu alanlarından biri yer alıyor. Son derece gelişmiş özellikleri ve olağanüstü imkanlarıyla AROYA, misafirlerin gemiye bindiği andan itibaren unutulmaz bir deneyim yaşamasını sağlayarak Galataport İstanbul'un cazipfırsatlarını mükemmel bir biçimde tamamlıyor.



Kruvaziyer yolcuları seyahatleri öncesi veya sonrasında İstanbul’u keşfetmeye zaman ayırdığından, ana liman kruvaziyer yolcusunun ülke ekonomisine katkısı standart bir turistinkinin yaklaşık 6 katına denk geliyor. AROYA yolcularının da ülke turizminin hedeflerini yukarı taşımada rol oynaması bekleniyor.

21 Haziran 2025’te Galataport İstanbul’a yanaşacağı açıklanan AROYA, eylül ortasına kadar her cumartesiseferlerine devam edecek. 2025 yılında AROYA’nın yaklaşık 90.000 kruvaziyer yolcusunu ağırlaması bekleniyor.

Galataport İstanbul CEO’su İlhan Sipahi konuyla ilgili, “Ana liman konumunda bulunan Galataport İstanbul’un eşsiz özelliklerinden dolayı dünyanın en iyileri tarafından tercih edilmesi, bize büyük bir gurur ve mutluluk yaşatıyor,” diyor ve ekliyor: “Kruvaziyer sektörünün en yeni ve en büyük yatırımlarından AROYA Cruises’ın Akdeniz çanağındaki limanlar arasından Galataport’u ana liman olarak seçmesi de başlı başına bir gurur kaynağı. Bu sayede sadece Galataport’un sunduğu olanakları, daha da önemlisi İstanbul’un tüm zenginliklerini Suudi Arabistan halkı, İstanbullular ve dünyanın dört bir yanından gelen yolcularla buluşturacağımız için heyecan duyuyoruz.”

AROYA Cruises Başkanı Dr. Joerg Rudolph ise düşüncelerini şöyle aktarıyor: “AROYA Cruises’ı Akdeniz’e getirmekten dolayı heyecanlıyız, Galataport İstanbul’un dagemimizin ana limanı pozisyonunu üstlenecek en uygun seçenek olduğunu düşünüyoruz. Türkiye, Suudi Arabistan ve dünyanın dört bir yanından gelecek yolcuları, sektörde eşi benzeri bulunmayan AROYA’yı ve İstanbul’un güzelliklerini deneyimlemeye davet ediyoruz.”

Dünyada ilk kez kurgulanan özel kapak sistemi ve yer altına konumlandırılmış 29 bin metrekarelik Galataport İstanbul Kruvaziyer Terminali, kusursuz operasyon akışıyla kruvaziyer yolcuları ve mürettebatına maksimum konfor ve emniyet sunuyor. En yeni teknolojilerle donatılmış terminalin tüm yolcu ve bagaj operasyonları, yerin altında bulunan mükemmel bir sistemle çalışıyor. Pasaport kontrol ve gümrük prosedürleri ile araç trafiğinin yer altına yönlendirilmesi sayesindeişlemler sırasında deniz manzarası doyasıya görülebiliyor. Tüm bu avantajlar, Galataport İstanbul’u diğer ana limanlar arasında öne çıkarıyor.

AROYA Cruises hakkında daha fazla bilgi almak ve rezervasyon yapmak için aroya.com/en adresini ziyaret edebilirsiniz.


(TÜRSAB) ile (KITSAB) iş birliğiyle düzenlenen“Ada Kıbrıs Bilgilendirme Gezisi ve B2B Etkinliği” gerçekleşti


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



KKTC’YE BÜYÜK TANITIM DESTEĞİ

TÜRSAB, ADA’YA 250’Yİ AŞKIN SEYAHAT ACENTASIYLA GENİŞ KATILIMLI ZİYARET GERÇEKLEŞTİRDİ

Türkiye’den 250’nin üzerinde seyahat acentası ve 30’dan fazla gazetecinin katıldığı “Ada Kıbrıs Bilgilendirme Gezisi ve B2B Etkinliği” kapsamında TÜRSAB Heyeti; KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile KKTC Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’nu makamında ziyaret etti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Turizm ve Çevre Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ile Kıbrıs Türk Turizm ve Seyahat Acentaları Birliği (KITSAB) iş birliğiyle düzenlenen “Ada Kıbrıs Bilgilendirme Gezisi ve B2B Etkinliği” Türkiye’de faaliyet gösteren 250 aşkın seyahat acentasının katılımıyla yapıldı. Seyahat acentalarının yanı sıra 30’u aşkın gazeteci ve sosyal medya fenomeninin katıldığı üç günlük gezi kapsamında Kuzey Kıbrıs’ın Lefkoşa’dan Gazimağusa’ya, Karpaz’dan Girne’ye, Güzelyurt’tan Lefke’ye kadar tüm turizm destinasyonları tanıtıldı.  Bu büyük organizasyona, Kıbrıs Türk Rehberler Birliği (KITREB) de destek verdi.

KKTC’deki rotalar ihtisas alanına göre belirlendi

Türkiye’den KKTC’ye giden TÜRSAB öncülüğündeki turizm heyeti, ayrı gruplara ayrılarak KKTC’nin farklı bölgelerinde konakladılar. Her bir grubun ihtisas alanına göre oluşturulan teknik inceleme gezisi kapsamında Ada’nın her yeri keşfedilmiş oldu. Etkinlik sürecinde Kuzey Kıbrıslı meslektaşlarıyla da bir araya gelen seyahat acentaları ve TÜRSAB Heyeti, önemli ziyaretler gerçekleştirdi.

TÜRSAB Heyeti KKTC’de üst düzey ziyaretler gerçekleştirdi

TÜRSAB Heyeti etkinliğin ikinci gününde; KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC Başbakanı Ünal Üstel, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler ile KKTC Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’nu makamında ziyaret etti. TÜRSAB Başkan Yardımcısı Davut Günaydın başkanlığındaki heyette; TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Akyıl, Engin Ceylan, Elif Ural, Esra Başeskioğlu, Erol Türk, Ali Yaramışlı ile Bilgi Teknolojileri, Medya ve İletişim Grup Başkanı Mesut Kanat yer aldı.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Seyahat acetalarının çalışmaları Ada turizmine güç katıyor”

Ziyaret esnasında KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs’ın güzellikleri başta olmak üzere zengin kültürü ve tarihinden bahsederek, “Ada Kıbrıs Bilgilendirme Gezisi ve B2B Etkinliği”nin Kuzey Kıbrıs turizmi için son derece önemli olduğunu dile getirdi. Türkiye’den gelen seyahat acentalarının çalışmalarının Ada turizmine güç katacağını ifade eden Tatar, başta TÜRSAB ve KITSAB olmak üzere emeği geçenlere teşekkür etti.

Ziya Öztürkler: “Adanın az bilinen özelliklerinin öne çıkarılması memnuniyet verici”

Daha sonra ziyaret edilen KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, ‘Ada Kıbrıs Bilgilendirme Gezisi ve B2B Etkinliği’nin önemine vurgu yaparak, 250’nin üzerinde seyahat acentası ile 30’un üzerinde medya mensubunu Ada’da ağırlamaktan son derece mutlu olduklarını ifade etti. Kuzey Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’in en güzel Adalarından biri olduğunu dile getiren Öztürkler, inceleme gezisinde Adanın az bilinen özelliklerinin öne çıkarılmasının memnuniyet verici olduğunu dile getirdi. KKTC’nin zengin kültürü ve gastronomisinden bahseden KKTC Başbakanı Ünal Üstel ise KKTC’nin birinci pazarı konumunda olan Türkiye’den daha çok turist beklediklerini kaydetti.

Fikri Ataoğlu: “TÜRSAB ve KITSAB kardeş kurum”

KKTC Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ise TÜRSAB’la KITSAB’ın kardeş kurum olduğunu vurgulayarak, TÜRSAB’a özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Etkinliğin Ada turizmine büyük katkı sağlayacağına inandıklarını ifade eden Ataoğlu, “Sahillerimizle dünyada sayılı adalardan biriyiz. Türkiye’deki herkesin Adamızı görmesini ve geri döndüğünde buraya anlatmasını istiyoruz. Türkiye’de en uçtaki vatandaşlarımıza çağrımızdır. Bugün baktığımızda 85 milyonun yüzde 15’i seyahat ediyor. Bu yüzde 15’in yüzde 1’inin Kıbrıs’a gelmesi bile burayı ihya eder” diye konuştu.

Davut Günaydın: “Kuzey Kıbrıs’taki bilinmeyenleri öne çıkarmayı hedefledik”

TÜRSAB Başkan Yardımcısı Davut Günaydın, “Ada Kıbrıs Bilgilendirme Gezisi ve B2B Etkinliği”nin 1,5 yıldır planlanan bir proje olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Bu proje ile Aday’a Türkiye’den gelen turist sayısını arttırmayı amaçladık. Bu, milli bir görev bizim için. Kalabalık bir kadroyla Ada’yı keşfe geldik. Projenin ilk aşamasında, Kıbrıs’taki bilinmeyenleri öne çıkarmayı hedefledik. Türkiye’den Kıbrıs’a direkt uçuş olan havalimanlarında tanıtım faaliyetleri olacak. Yurt dışına çıkış yapan vatandaşlarımızın bir kısmını Ada’ya getirmek için çalışacağız.”

Kültür, Gastronomi, MICE, Doğa Macera ve Dış Turizm ihtisas başkanlıklarına özel rota

Kuzey Kıbrıs’ın mevcut destinasyonlarının yanı sıra az bilinen bölgelerinin de öne çıkarılması amacıyla düzenlenen Ada, Kıbrıs Etkinliği çerçevesinde, Gastronomi Turizmi ile Kültür Turizmi ihtisas başkanlıklarına bağlı seyahat acentalarına yönelik Girne, Lefkoşa, Gazimağusa ve Kapalı Maraş’ı içeren farklı bir rota oluşturuldu.

TÜRSAB Doğa ve Macera Turizmi İhtisas Başkanlığına yönelik oluşturulan inceleme gezisinde ise KKTC’nin doğal ve kültürel zenginlikleri tanıtıldı. St. Hilarion Kalesi’nin tarihi atmosferinde başlayan ve 5 kilometrelik dere yatağı ve açık orman arazisinden oluşan parkurda St. Hilarion – Karmi yürüyüşü gerçekleştirildi. Doğayla iç içe geçen bu yürüyüşün ardından, Karmi Köyü ziyareti ile Bellapais Manastırı, Girne Kalesi, liman çevresi ve şehir merkezi gezildi.

İnceleme gezisine ağırlıklı olarak katılım sağlayan Dış Turizm İhtisas Başkanlığına bağlı seyahat acentaları, Kuzey Kıbrıs’ta Girne, Lefkoşa, Gazimağusa ve Kapalı Maraş’ta inceleme gezisi gerçekleştirdi.

Etkinlik kapsamında, MICE İhtisas Başkanlığına bağlı seyahat acentaları da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yer alan kongre merkezleri ile toplantı salonlarını inceledi.

İnceleme gezisi sırasında seyahat acentaları, yeni iş birliği olanakları da yakaladılar. 


18 Nisan 2025 Cuma

MSC World America ile Kruvaziyer Seyahatinde Yeni Bir Çağ Başlıyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



MSC Cruises, Denizde Yeni Bir Dönem Başlatıyor 

MSC World America ile Kruvaziyer Seyahatinde Yeni Bir Çağ Başlıyor

Dünyanın önde gelen kruvaziyer şirketlerinden MSC Cruises, yeni nesil amiral gemisi MSC World America’yı hizmete alarak sektördeki liderliğini bir kez daha pekiştiriyor. Son teknolojiyle donatılan gemi, Avrupa zarafetini Amerikan konforu ile birleştirirken, sürdürülebilirlik, inovasyon ve misafir deneyimi alanlarında yeni standartlar sunuyor. Miami'de düzenlenen törenle resmen hizmete giren MSC World America, Karayipler’de başlayacak seferleriyle kruvaziyer turizmine yeni bir soluk getirecek.

MSC Cruises, dünya çapında merakla beklenen yeni amiral gemisi MSC World America’yı, dünyanın en gelişmiş kruvaziyer terminali olan yeni MSC Miami Kruvaziyer Terminali’nde gerçekleştirilen görkemli bir törenle tanıttı. 

9 Nisan’da gerçekleşen tören ünlü oyuncu Drew Barrymore’un, geleneksel bir denizcilik geleneği olan gemi burnunda şişe kırma töreniyle kurdeleyi keserek gemiyi adlandırmasıyla başlarken MSC Cruises’ın “Let’s Holiday” kampanyasında birlikte rol aldığı Orlando Bloom da eşlik etti.

Sınıflandırma Kuruluşu Bureau Veritas tarafından, 20 yıllık sağlık, güvenlik ve çevre koruma taahhüdü nedeniyle MSC World America'ya resmi olarak Platin İnci Ödülü sundu bu prestijli ödül, MSC Cruises’ın kruvaziyer sektöründe en yüksek uluslararası standartlara bağlılığının bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

MSC World America Kruvaziyer Deneyiminde Yeni Standartlar Belirliyor

Son teknoloji ürünü yeni amiral gemi, MSC Cruises’ın World Class prototipinin ikinci gemisi olarak yeniden tasarlanmış alanlar, eğlence ve yeme-içme konseptleriyle kruvaziyer deneyiminde yeni bir çağ başlatıyor. Gemide, MSC Cruises’ın zarif Avrupa tasarımını Kuzey Amerika konforu ile harmanlayan yapısıyla, dünya çapında macera arayan gezginlere hitap ediyor.

MSC World America, ayrıca MSC Cruises filosunda yedi bölgeden oluşan ilk gemi olacak. Her biri farklı atmosfer, olanak ve deneyimler sunan bu bölgeler, misafirlerin kendi tatil deneyimlerini seçmelerini ve gemideki zamanlarını en iyi şekilde değerlendirmelerini sağlayacak.

Denizde Lüks ve Yenilik

MSC World America, 22 güverteye yayılan yapısı, 47 metreden geniş gövdesi, 2.614 kabini ve 40.000 metrekareyi aşan ortak alanlarıyla dikkat çekiyor. Gemide her yolcunun kendi tatil tarzını seçebileceği yedi farklı bölge bulunuyor. Denizlerdeki tek Eataly restoranı dahil 19 yeme içme alanı, All-Stars Sports Bar ve The Loft komedi kulübü gibi yeni konseptlerle birlikte 18 bar ve lounge misafirlere sunuluyor. Ailelere özel tasarlanan The Harbour alanı; su üstü salıncağı, ip parkuru, su parkı, oyun ve dinlenme alanlarıyla öne çıkarken, World Promenade alışveriş, yeme içme ve denizdeki en uzun kuru kaydıraklardan biriyle eğlenceyi zirveye taşıyor. Üç katlı hareketli World Galleria ve Karayipler’deki en büyük MSC Yacht Club ise gemiye lüks bir “gemi içinde gemi” deneyimi yaşatıyor.

MSC World America, 1.000 m²’yi aşan geniş ve modern alışveriş alanında, dünya çapında markalar, butik konseptler ve özel alışveriş deneyimleri sunan 9 mağazayla misafirlerini karşılıyor. Gemide, denizde bir ilk olan ikinci el lüks aksesuar konsepti, Bulova pop-up mağazası ve moda ürünlerinden lüks saat ve mücevherlere, parfümlerden elektronik ürünlere kadar geniş bir yelpazede alışveriş imkânları bulunuyor. MSC World America, her misafir profiline hitap eden yenilikçi alışveriş seçenekleriyle benzersiz bir deneyim vadediyor.

MSC World America, ilk seferine 12 Nisan 2025’te çıkan ve PortMiami kalkışlı seferlerinde Karayipler’de doğu ve batı rotalarını dönüşümlü olarak içeren 7 gecelik güzergahlar sunacak. Bu güzergahlar arasında Puerto Plata (Dominik Cumhuriyeti), San Juan (Porto Riko), Costa Maya ve Cozumel (Meksika), Isla de Roatan (Honduras) gibi limanlar yer alıyor ve tüm seferler Ocean Cay MSC Marine Reserve ziyaretini içeriyor.


Selectum Junior World Cup Antalya (JWCA) bu yıl ikinci kez gerçekleşiyor.

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Minikler Sahada, Dünya İzliyor: Selectum Junior World Cup Başladı

Dünyanın dört bir yanından gelen geleceğin yıldız futbolcuları, 16-20 Nisan tarihleri arasında Antalya Belek’te düzenlenen Selectum Junior World Cup Antalya (JWCA) için bir araya geldi. Çocuk futbolunun en prestijli organizasyonları arasında gösterilen bu dev etkinlik, bu yıl ikinci kez gerçekleşiyor. Ancak bu yılki turnuva, yalnızca bir spor etkinliği değil; bugüne dek dünya genelinde bu kadar fazla ünlü takımın katıldığı başka bir çocuk futbol turnuvasının düzenlenmemiş olmasıyla da tarihe geçiyor.

5 kıtadan, 28 ülkeden, 300’ün üzerinde takım ve 3.000’i aşkın genç futbolcunun buluştuğu organizasyon, hem sportif başarıları hem de uluslararası çocuk spor kültürünü desteklemesiyle öne çıkıyor.

Turnuva öncesinde düzenlenen basın toplantısına; Gençlik ve Spor Bakanlığı Uluslararası Organizasyonlar Daire Başkanı Volkan Burak Mumcu, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Antalya Büyükşehir Belediyesi Spor Daire Müdürü Merve Kocagöz, ATG Hotels İcra Kurulu Üyesi Tayfun Turanlıoğlu, Spor Adamı ve Spor Yorumcusu Mahmut Alparslan, Spor Yazarı Kartal Yiğit, Teknik Direktör Ferda Ramanlı ve daha bir çok önemli isim yer aldı.

Turnuva Koordinatörü Cüneyt Gazioğlu, “Bugün burada, dünyanın en büyük çocuk futbol turnuvalarından biri olma hedefiyle yola çıktığımız bu büyük organizasyonun bir yenisini daha gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyoruz. Geçtiğimiz yıl attığımız ilk adımda 2.500'den fazla kişiyi Antalya’da ağırladık. Bu yıl ise 28 farklı ülkeden gelen takımlar, oyuncular, antrenörler ve aileleriyle birlikte turnuvamız uluslararası arenada çok daha güçlü bir konuma ulaştı. Amacımız sadece futbolu değil; dostluğu, kültürel paylaşımı ve sportmenliği de sahaya yansıtan bir festival ortamı sunmak. JWCA, çocukların spor aracılığıyla kendilerini ifade etmelerine, farklı ülkelerden arkadaşlıklar kurmalarına ve hayatlarının en özel deneyimlerinden birini yaşamalarına olanak tanıyor. Bugüne kadar dünyada bu kadar fazla ünlü takımın katıldığı başka bir çocuk futbolu turnuvası gerçekleştirilmedi. Bu büyük organizasyonun gerçekleşmesinde bizlere destek olan tüm kurum ve paydaşlara, özellikle de ev sahibi belediyemize şükranlarımızı sunuyorum. Aynı şekilde, turnuvamıza uluslararası değer katan spor insanlarına ve yorumcularımıza da teşekkür ederiz.” şeklinde konuştu.

GSB Uluslararası Organizasyonlar Daire Başkanı Volkan Burak Mumcu da; “Antalya, dünyada eşi benzeri olmayan bir yapıya sahip; sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda spor ve organizasyon altyapısıyla da fark yaratıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak bizler de, Uluslararası Organizasyonlar Genel Müdürlüğü çatısı altında büyük bir özveriyle, bu tür organizasyonların gerçekleşmesi için yoğun şekilde çalışıyoruz. Burada bulunan çok kıymetli yerel yöneticilerimize, organizasyon paydaşlarımıza ve katılımcılara teşekkür ediyorum. Selectum Junior World Cup Antalya gibi etkinlikler, sadece bir spor organizasyonu değil; aynı zamanda sevgiyle, özveriyle, ilke ve tutkuyla yapılan büyük bir kültürel buluşmadır. Antalya, birçok spor branşının aynı anda yapılabildiği nadir şehirlerden biri. Bu yönüyle adeta spor turizminin başkenti konumundadır. Dört bine yakın yabancı katılımcının yer aldığı bu organizasyonun, sosyal medyada yapılacak paylaşımlarla ve katılımcı ailelerin Antalya’da yaşadığı deneyimlerle çok güçlü bir geri dönüş sağlayacağına inanıyoruz. Bu sadece bir turnuva değil, aynı zamanda ülkemizin tanıtımı açısından da büyük bir fırsattır.” şeklinde konuştu.

Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, ““Bu çok özel ve anlamlı bir organizasyonda bir araya gelmiş olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Selectum Junior World Cup Antalya, sadece büyük bir spor organizasyonu değil, aynı zamanda kültürler arası etkileşimi destekleyen uluslararası bir çocuk buluşmasıdır. Gelecekte kurulacak dostlukların temelleri, bugün burada atılıyor. Bu anlamda, Antalya’da gerçekleştirilen bu etkinliği çok kıymetli buluyor ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Antalya, misafirlerimizin uçaktan indiği andan itibaren tüm paydaşlarımızın güçlü iş birliği sayesinde sporun ve organizasyonun huzurla buluştuğu bir şehir haline gelmiştir. Gençlik ve Spor Bakanlığımız öncülüğünde; Dışişleri Bakanlığımızdan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, emniyet teşkilatımızdan sağlık hizmetlerine kadar birçok kurumla uyum içerisinde çalışarak Antalya’yı spor organizasyonları için ideal bir merkez haline getirdik. Antalya, bir turizm ve tarım şehri olmasının yanı sıra, artık büyük spor organizasyonlarına ev sahipliği yapan global bir marka konumundadır. JWCA gibi organizasyonlar sadece spor değil, aynı zamanda turizm açısından da önemli birer üründür.” derken;

Antalya Büyükşehir Belediyesi Spor Daire Müdürü Merve Kocagöz ise; "Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanımızın saygı ve selamlarını getirdim. Ben de eski bir futbolcu ve yeşil sahalarda forma giymiş birisi olarak futbola verilen desteği önemsiyorum. Spora ve sporcuya verdiğimiz destekler her anlamda sürecek. Bu desteğin birçok branşta olacağını da söylemek istiyorum. Burada çok fazla bir emek var. Herkese teşekkür ediyorum." dedi.

Turnuva öncesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan ATG Hotels İcra Kurulu Üyesi Tayfun Turanlıoğlu, etkinliğin yalnızca bir spor müsabakası olmadığını, aynı zamanda çocukların hayatlarında silinmeyecek izler bırakacak bir deneyim sunduğunu vurguladı.

“Selectum Hotels & Resorts olarak, çocuklarımızla kurduğumuz bağ; bizim için sadece bir iş ortaklığı değil, çok daha derin ve anlamlı bir ilişkiyi temsil ediyor. Markamızı bu tür etkinliklerde görünür kılmanın ötesinde, dokunmak, iz bırakmak ve duygusal bağ kurmak bizim asıl hedefimiz. Sporun sadece kapalı alanlarda değil, hayatın her anında yer alması gerektiğine inanıyoruz. Bu organizasyonla hem çocuklara ilham veriyor hem de onlara unutamayacakları anılar kazandırıyoruz.” diyen Turanlıoğlu, bu tür etkinliklerin markanın nitelikli büyüme ve sürdürülebilirlik vizyonunun da önemli bir parçası olduğunu belirtti.

Spor Yazarı Kartal Yiğit, emeği geçen herkese teşekkür ederek, "Yaklaşık 35 senedir sporla ilgileniyorum. Yurtdışında bir çok kampa katıldım. İnanın buradaki tesisler orada yok. Antalya'nın kıymetini oralarda çok daha iyi anlıyorsunuz. Antalya sadece deniz, kum, yat turizmi değil, spora da destek veriyor." dedi.

Spor Adamı Ve Spor Yorumcusu Mahmut Alparslan da; "İkincisi gerçekleşen bu organizasyon çok kıymetli. Sadece futbol değil, Antalya'nın turizme katkısı tartışılmaz. Böylesi bir organizasyonu başka bir yerde görmek zor. Ülkemizin tanıtımı ve turizm açısından çok önemli bir organizasyon. Katkı sağlayan herkese teşekkür ederim." şeklinde konuştu.

Teknik Direktör Ferda Ramanlı da, "Bu organizasyonda emeği geçenleri saymaya kalksak, inanın saatler sürer. Antalya’da, yıllardır spor camiasına hizmet eden biri olarak, Türkiye’nin en şanslı spor adamlarından biri olduğumu söylemeliyim. Çünkü bu şehirde kapısını çalmamıza gerek kalmadan, her zaman kapısını sonuna kadar açan bir Gençlik ve Spor İl Müdürümüz var. Sadece bana ya da Antalyaspor’a değil; Antalya’daki tüm spora gönülden destek veriyor. Geçen yıl yaşadığımız bir anıyı da paylaşmak isterim: Arjantin’in köklü kulübü River Plate, ilk kez kıtalararası bir yolculuk yaparak Antalya'ya geldi ve final maçında kazandıkları kupayı ülkelerine götürdüler. O kupa, Arjantin’de 80 bin kişinin önünde kaldırıldı ve o an Antalya’nın adı tüm dünyaya duyuruldu. Bu, şehrimiz adına inanılmaz bir tanıtım ve prestij anlamına geliyor. Turnuvamızın uluslararası etkisini gösteren çok önemli bir örnek. Bugün burada Frank Ribéry gibi dünya futboluna damga vurmuş bir ismi de ağırlıyoruz. Şu anda bir veli olarak çocuğunun peşinde, Antalya’ya kadar geldi. Bu da turnuvamızın ulaştığı noktayı gösteriyor. İnanıyorum ki turnuva sonunda herkes mutlu ayrılacak.” diyerek sözlerini tamamladı.

Genç Yetenekler Belek'te Sahne Alacak

JWCA 2025, yarın Serik ilçesinin gözde turizm merkezi Belek'te start alacak. 5 farklı kıtadan gelerek Türkiye'ye akın eden 28 ülkenin genç futbolcuları, toplamda 300'den fazla takım halinde kıyasıya mücadele edecek. 3 binin üzerinde genç yeteneğin futbol şölenine dönüştüreceği organizasyon, dünyanın en büyük çocuk futbol festivallerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Spor Turizmine Büyük Katkı Hedefleniyor

Selectum Junior World Cup Antalya, sadece çocuk futbolu alanında değil, global düzeyde sporun birleştirici gücünü ortaya koyan en güçlü organizasyonlardan biri olarak dikkat çekiyor. Belek’te başlayan bu büyük buluşma, çocukların geleceğine umut ve ilham katmayı sürdürüyor.


Selectum Hotels & Resorts Hakkında:

Selectum Hotels & Resorts, 2017 yılında Antalya, Belek bölgesinde hizmetlerine başlamıştır. Farklı destinasyonlardaki uluslararası varlığıyla her tatilseverin tercihlerine göre özelleştirilmiş bir hizmet deneyimi sunan Selectum Hotels; yetişkin, çocuk dostu ve hayvan dostu konseptleriyle; Türkiye'de ve Uluslararası destinasyonlarda Türk misafirperverliği ile misafirlerinin her anını unutulmaz kılmak için çalışmaktadır.

Selectum Hotels & Resorts, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi, GSTC Sürdürülebilir Turizm Sistemi sertifikalarına sahiptir.

Selectum Hotels & Resort markasını da bünyesinde bulunduran, ATG Hotels, bölgenin en büyük kapasitesine sahip grubu olarak çalışmalarını sürdürmektedir.


17 Nisan 2025 Perşembe

Meat Burger, Beşiktaş Çarşı’daki yeni şubesinin açılışıyla büyüme yolculuğunda önemli bir adım daha attı.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



MEAT BURGER, BEŞİKTAŞ ŞUBESİ AÇILDI!

Türkiye’nin yerli burger markalarından Meat Burger, Beşiktaş Çarşı’daki yeni şubesinin açılışıyla büyüme yolculuğunda önemli bir adım daha attı. Açılış töreni, gastronomi ve iş dünyasından birçok önemli ismin katılımıyla coşkulu bir atmosferde gerçekleşti.

                                         


Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, Eski Sağlık ve Turizm Bakanı Bülent Akarcalı ile usta oyuncu ve Sanata Evet Platformu kurucusu Tamer Levent’in katılımıyla açılış, hem sektörel hem de kültürel anlamda güçlü bir destekle gerçekleşti. Katılımcılar arasında yer alan bu değerli isimler, girişimciliği ve yerli markaların büyüme çabalarını destekleyen açıklamalarda bulundu.

Beşiktaş Çarşı’nın kalbinde konumlanan yeni şube, yalnızca Meat Burger'in İstanbul’daki etkisini artırmakla kalmıyor; aynı zamanda markanın ilk resmi franchise şubesi olma unvanını da taşıyor. Bu yönüyle, Meat Burger markası için stratejik ve tarihi bir dönüm noktası niteliği taşıyor.

Girişimciliği ve genç yatırımcıları teşvik eden bu yeni açılım, markanın önümüzdeki dönemde hem Türkiye genelinde hem de uluslararası arenada daha da büyüme hedeflerinin sinyalini veriyor. Meat Burger yetkilileri, kalite, özgün tatlar ve sürdürülebilirlik prensiplerinden ödün vermeden franchise sistemini büyütmeyi amaçladıklarını belirtti.

Açılışta sunulan imza lezzetler, davetlilerden tam not alırken; Beşiktaş şubesi, hem yerli halkın hem de bölgedeki turistlerin uğrak noktalarından biri olmaya aday. Markanın genç ve dinamik ekibi, İstanbul’un bu hareketli noktasında gastronomiye yepyeni bir soluk getirmeyi hedefliyor.

ERP sistemlerinde üretken yapay zeka ile dijital dönüşüm hızlanıyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



ERP sistemlerinde üretken yapay zeka ile dijital dönüşüm hızlanıyor

ERP sistemlerinde üretken yapay zekâ teknolojilerinin kullanımına odaklanan “Dijital Dönüşümde Sonraki Adım: ERP’de Üretken Yapay Zeka Kullanımı” başlıklı etkinlik, 17 Nisan 2025 Perşembe günü İstanbul’da düzenlendi. Gün boyu süren etkinlikte; dijital dönüşüm vizyonu, yeni nesil ERP çözümleri, yapay zekâ destekli kurumsal uygulamalar, sektör deneyimleri ve sürdürülebilirlik temaları ele alındı. 

ERP ve üretken Yapay Zekanın geleceği konuşulacak

Etkinliğin açılış konuşmasını Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Sekreteri Yiğit Tufan Eser gerçekleştirdi. ERP Komitesi Koordinatörü Göker Sarp “ERP 2.0 - Kurumsal Yazılımların Geleceği” konusunda bilgi verdi. Uyumsoft Yazılım Geliştirme Direktörü Bülent Sarı ve Uyumsoft ERP Satış Direktörü Abdullah Murat “UyumAI 2025 ve 2030” hakkında açıklamalarda bulundu. Uyumsoft Müşteri İlişkileri ve Deneyimi Direktörü Nazmiye G. Bahar “Endüstri Panelini” yönetti. Uyumsoft Destek ve Raporlama Yöneticisi Fazlı Akça “LioXERP 2025 ve sonrası” hakkında gelişmeleri anlattı. Uyumsoft Bulut Hizmetler Ürün Yönetimi Direktörü Arif Ekemen “LioxERP 2025 Tamamlayıcı Çözümler” konusu hakkında bilgiler verdi. Uyumsoft ERP Projeler Direktörü Ekrem Sever “LioXERP Deneyim Paneli”ni yönetti. ERP başarı hikayeleri olarak Metafor Bilişim - Sima Alüminyum ve Softeconomics Yazılım - Banat Türkiye projelerinde yapılan çalışmalar anlatıldı. Toplantı, Uyumsoft Kıdemli Ürün Yöneticisi Sevtap Turancı’nın “Sürdürülebilir Gelecek ve Kurumsal Karbon Ayakizi - Green Carbon AI” konuşmasıyla sona erdi. 

Yapay zeka destekli ERP stratejik kararlar almaya katkı sunuyor 

Uyumsoft Kurumsal Hizmetler Genel Müdürü Gökhan Arıksoy, etkinlikle ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:  

“Geleneksel ERP sistemleri, artık sadece operasyonel süreçleri takip eden araçlar olmaktan çıkıyor. Üretken yapay zekâ teknolojileri sayesinde bu sistemler, kurumların stratejik karar alma mekanizmalarına doğrudan katkı sunan, veri odaklı ve öngörü yeteneğine sahip yapılara dönüşüyor. Bu dönüşüm, rekabet avantajı yaratmak isteyen işletmeler için kritik bir fırsat sunuyor. Bu etkinliğimizde, kurumların dijital dönüşüm yolculuğunda bir sonraki adıma nasıl hazırlanabileceklerini değerlendirdik. Amacımız; işletmelerin sadece teknolojiyi takip etmesini değil, onu yönlendiren aktörler haline gelmesini sağlamaktır.” dedi. 

Etkinlik sırasında, Uyumsoft’un üretken yapay zeka entegrasyonu vizyonu, yeni nesil ERP çözümleri olan LioXERP ve tamamlayıcı teknolojileri ile ilgili sunumlar yer aldı. Sektörel deneyimlerin paylaşıldığı panellerin yanı sıra, başarılı ERP dönüşüm hikayeleri ve kurumsal karbon ayak izinin yönetimi gibi sürdürülebilirlik temaları gündeme taşındı.

Uluslararası Antalya Turizm Fuarı (ATF25 Türkiye), bu yılki temasını bir manifesto yayınlayarak kamuoyuyla paylaştı.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



ULUSLARARASI ANTALYA TURİZM FUARI 2025 MANİFESTOSUNU YAYINLADI

Bu yıl 22-23-24 Ekim 2025 tarihinde yedinci kez kapılarını açmaya hazırlanan Uluslararası Antalya Turizm Fuarı (ATF25 Türkiye), bu yılki temasını bir manifesto yayınlayarak kamuoyuyla paylaştı. ATF25 Türkiye’nin bu yılki teması “Türk Turizm Hazinesi: Sürdürülebilir Misafirperverlik” olarak belirlendi. Binlerce yıllık Anadolu kültüründe önemli bir yer tutan Türk misafirperverliği, Uluslararası Antalya Turizm Fuarı’nda sürdürülebilirlik ekseninde ele alınacak. 

Misafirperverlik Artık Bir Sorumluluk

ATF25 Türkiye’nin manifestosunda, turizmin en büyük sorumluluğu olan sürdürülebilirlik anlayışıyla birlikte misafirperverlik kavramının da yeniden yorumlanması gerektiği ifade ediliyor. Bu bağlamda, çevreye saygılı, kültüre duyarlı, ekonomik olarak dengeli ve uzun vadeli etkiler yaratan bir hizmet anlayışıyla "sürdürülebilir misafirperverlik" kavramının altı çiziliyor. “Misafirperverlik artık sadece bir deneyim değil, bir sorumluluktur.” mesajıyla yola çıkan ATF25 Türkiye, tüm paydaşları bu dönüşümün parçası olmaya davet ediyor.

Sürdürülebilir Misafirperverlik Neyi Kapsıyor?

ATF25 Türkiye’nin ana teması olan "sürdürülebilir misafirperverlik", çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri gözeten bir yaklaşımı ifade ediyor. Bu anlayış, dört temel başlıkta ele alınıyor:

Kültürel ve toplumsal sürdürülebilirlik, yerel halkın ve kültürün turizme entegre edilmesini; geleneklerin otantik deneyimlerle yaşatılmasını hedefliyor. Ekonomik sürdürülebilirlik, yerel tedarik, eko-turizm ve sezonsuz etkinliklerle ekonomik döngünün desteklenmesini amaçlıyor. 

Çevresel sürdürülebilirlik, enerji tasarrufu, organik ürün kullanımı ve atık yönetimi gibi çevre dostu uygulamaları kapsıyor. Sosyal dayanışma ise, yardımlaşma kültürünün korunması ve kriz zamanlarında dahi misafirperverliğin sürdürülmesini vurguluyor. 

Türk Misafirperverliği Lale Motifiyle Simgeleniyor

ATF25 Türkiye’nin temasının tanıtıldığı manifestoda, Türk misafirperverliğini simgeleyen Türk Lalesi motifi de tanıtıldı. Türkistan coğrafyasından dünyaya yayıldığı bilinen ve Osmanlı'da bir devre adını veren Türk Lalesi, Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediliyor. Bu bağlamda Türk Lalesi, ATF25 Türkiye’de Türk misafirperverliğinden ilhamla sürdürülebilir misafirperverlik temasını simgeleyen bir motif olarak kullanılıyor.

Sektörün Geleceği ATF25 Türkiye Sahnesinde Konuşulacak

Üç gün sürecek ATF25 Türkiye’de; ekonomi, sanat ve sporun misafirperverlik üzerindeki etkileri, farklı pazarların beklentileri, gastronomi ve kültürel mirasın yeni nesil deneyimlerdeki rolü, teknolojinin ve emeğin sürdürülebilir turizme katkısı gibi konular, ulusal ve uluslararası panelistler eşliğinde değerlendirilecek.

Antalya’dan Dünyaya: Sürdürülebilir Misafirperverlik

ATF25 yönetimi yayınladığı manifestoda; “Sadece bugünü değil, yarını da ağırlamayı bilen turizm sektöründe Türkiye’den dünyaya uzanıp, bu çağrımızla, rol modeli olarak sürdürülebilir misafirperverlik; Türk misafirperverliğinin dönüşümünün bir parçası olarak izini sürüyoruz. Antalya’dan yükselen bu çağrı, yalnızca bugünü değil, geleceği ağırlayan bir anlayışın başlangıcıdır. Sizi bu dönüşümün parçası olmaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verdi. Bu anlamlı manifesto, turizm dünyasında yalnızca ticari değil; insani, çevresel ve kültürel değerleri öne çıkaran bir dönüşümün işaret fişeği olarak görülüyor. Uluslararası Antalya Turizm Fuarı, “Türk Turizm Hazinesi: Sürdürülebilir Misafirperverlik” temasıyla, turizmde sürdürülebilirliğin ilk koşulu olan misafirperverlik kavramını hatırlatmayı ve turizme katkı sağlamayı hedefliyor.

Elite World NEST Sivas kapılarını açtı.

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR

                                                             


 Elite World’ün Yeni Durağı Sivas Oldu

Elite World Hotels & Resorts’ün franchise iş modeliyle büyüme hedefleri doğrultusunda yeni durağı Sivas oldu. 47 oda, spa, restoran ve toplantı salonlarından oluşan Elite World NEST Sivas kapılarını açtı.

Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, franchise iş modeliyle yurt içi ve yurt dışında hızla büyümeye devam ediyor. Zincirin büyüme stratejisi kapsamındaki son durağı ise Sivas oldu. Yatırımcı firması Demirkaynaklar Orman Ürünleri Limited Şirketi ile imzalanan anlaşma ile otel, Elite World NEST Sivas adıyla hizmet verecek. 

İş ve kültür turizmine hitap ediyor

Elite World NEST Sivas, 47 oda, spa, restoran, lobby bar ve 4 adet toplantı salonundan oluşuyor. Dış mimarisinde Selçuklu dönemi izleri taşıyan otel, iş ve kültür turizmine hitap ediyor. Sivas merkezde yer alan otel, havaalanına yaklaşık 20 km uzaklıkta bulunuyor.

Elite World zinciri bünyesindeki 10 markadan biri olan Elite World NEST; hem esneklik üzerine kurulu modern yaklaşımı hem de yerel orijinalliğini koruyan atmosferiyle, misafirlerinin iş ve tatil amaçlı konaklama ihtiyaçlarını karşılıyor. Bununla beraber, şık ve zengin mutfak lezzetlerini yansıtan restoranı, yenilikçi ve kullanımı kolay teknolojiye sahip toplantı salonları, SPA olanaklarıyla tüm misafirleri için bulunduğu şehirde vazgeçilmez bir deneyim ortamı ve çağdaş bir hizmet sunuyor.

Elite World Hotels & Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu, “Franchise iş modeliyle büyüme stratejisinde, markamızı yatırımcılar aracılığıyla ülkemiz ve dünyanın dört bir yanına taşımak hedefiyle yola çıktık. Bu strateji kapsamında yatırımcılardan gelen yoğun talep markamıza olan güveni göstermesi açısından büyük önem taşıyor. Markamızı Anadolu’nun gelişmiş şehirlerinden Sivas’a, bölge ekonomisine katkıları olan Demirkaynaklar Orman Ürünleri Limited Şirketi ile birlikte taşıyoruz. Elite World olarak turizm alanındaki deneyimimizi, yatırımcı firmamız Demirkaynaklar Orman Ürünleri Limited Şirketi’nin inşaat ve ticaret alanındaki tecrübesiyle de birleştirerek bölge turizmine birlikte canlılık getirmeyi hedefliyoruz” dedi. 


Zincirin CEO’su Orkun Petekçi ise 2025 yılındaki büyüme hedefleri kapsamında, yurt içinde Anadolu şehirlerinde büyüyerek turizmi çeşitlendirme vizyonuna vurgu yaparak, “Değişen seyahat ihtiyaçlarına paralel olarak geliştirdiğimiz markalarımızla Anadolu şehirlerini odağımıza alıyoruz. Bu kapsamda Elite World NEST markamızla ilk otelimizi Anadolu’nun gelişmiş şehirlerinden Sivas’a taşıyoruz. Bu yıl içerisinde seyahat ihtiyaçlarına uygun markalarımızla Anadolu’nun farklı şehirlerinde büyümeye ve ülke turizmini çeşitlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” dedi. 

Demirkaynaklar Orman Ürünleri Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Demirkaynak ise, “Anadolu’nun en kozmopolit merkezlerinden Sivas, kültürel ve doğal güzellikleriyle de keşfedilmeyi bekleyen bir şehir. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait izler bulabileceğiniz, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle beklentilerinizin üstüne çıkacak, doğasıyla kendine hayran bırakacak, insanı ve eşsiz lezzetleriyle yeniden gelmek isteyeceğiniz “Medeniyetler Şehri Sivas”ı Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelecek misafirlerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.Elite World’ün turizm alanındaki deneyiminin de yardımıyla şehir turizmine yeni bir dinamizm getirmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.

Elite World Hotels & Resorts, küresel çapta değişen seyahat ihtiyaçlarına yeni markalarıyla ekonomiden lükse, resort’tan residence’a kadar farklı konaklama ihtiyaçlarına cevap veren 10 markası ve 5 binin üzerinde yatak kapasitesiyle hizmet veriyor. Zincir, 2030 yılına kadar yurt içi ve yurt dışında 50 otele ulaşmayı hedefliyor. 


MANAVGAT, GİRİT LEZZETLERİYLE DÜNYA GASTRONOMİ SAHNESİNE ÇIKIYOR


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



MANAVGAT, GİRİT LEZZETLERİYLE DÜNYA GASTRONOMİ SAHNESİNE ÇIKIYOR

ÜNLÜ ŞEFLER, MANAVGAT’TA HER TABAĞA GİRİT LEZZETLERİYLE İMZA ATACAK

Türkiye’nin 61 milyar dolarlık turizm gelirinde 6,6 milyar dolar değer ile önemli bir paya sahibi olan Manavgat, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra kültürel mirasını yansıtan lezzetleriyle gastronomi turizminde de uluslararası vitrine çıkacak. Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde 24-26 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nde dünyaca ünlü mutfak şefleri, sanatsal dokunuşlarla her tabağa Girit lezzetleriyle imza atacak.

Side Antik Liman’da dünyaca ünlü şefler her tabağa Girit lezzetleriyle imza atacak

Festivalin ikinci günü olan 25 Nisan’da saat 15.00’da Side Antik Liman’da gerçekleştirilecek tadım etkinliğinde lezzet sihirbazları Maria Ekmekçioğlu, Esat Özata, Dilek Yetkiner, Pasquale Lembo, Apostolos Altanis, Ioannis Koufos ve Argyrios Kontakis, Girit mutfağını bir sanat eserine dönüştürmek için kolları sıvayacak. Dünya mutfak kültüründe doğallığın ve sağlıklı yaşamın temsilcisi olarak öne çıkan, zeytinyağlıları, yabani otlarla yapılan yemekleri, taze deniz ürünleri ve damakta iz bırakan mezeleriyle Akdeniz’in en rafine lezzetlerini sunan Girit mutfağına modern dokunuşlarla yeniden yorumlayan mutfak şefleri, katılımcılara damaklarda tatlar bırakan bir lezzet yolculuğu yaşatacak.

Apollon Tapınağı’nda lezzetin köklerine yolculuk

Yine aynı gün saat 17.00’da Side Apollon Tapınağı’nda başlayacak olan “Girit’ten Side’ye Lezzet Yolculuğu” isimli söyleşi etkinliğinde lezzetin köklerine yolculuk yaşanacak. Saray ve Kültür tarihçisi Çağrı Başkurt’un moderatörlüğünde gerçekleşecek etkinlikte, şef Dilek Yetkiner, Ege ve mübadil mutfağının hikâyesini anlatırken Uluslararası Tarım Derneği Başkanı Seda Özel, bu zengin mutfak kültürünün tarım ve üretimle olan güçlü bağlarına dikkat çekecek. Türkiye ile Yunanistan arasındaki gastronomi ilişkilerini yıllardır araştıran Şef-Yazar Maria Ekmekçioğlu ise yemeklerin sınır tanımayan birer kültür elçisi olduğunu vurgulayacak.

Katılımcılar, hem tarihi hem de kültürel derinliği olan bu söyleşide, Girit yemeklerinin taşıdığı hafızayı da keşfetmenin heyecanını yaşayacak.



Mutfak şefleri, Sideli kadınlarla Girit’in en gizemli mutfak sırlarını keşfedecek

Festivalin son gününde saat 15.00’da Side Antik Liman’da düzenlenecek “Sideli Kadınlarla Girit Yemekleri Yorumu” etkinliğinde ünlü şefler Maria Ekmekçioğlu, Ioannis Koufos ve Rasim Sakarya, Sideli kadınlarla Girit’in en gizemli mutfak sırlarını keşfe çıkacak. Yüzlerce yıllık tariflerin, Anadolu misafirperverliği ve Ege’nin dinginliğiyle harmanlanacağı bu buluşma, Manavgat’ın gastronomi sahnesinde yükselen yıldız olduğunu bir kez daha gözler önüne serecek.

“Manavgat, gastronomi turizminde yeni bir dönem başlatıyor”

Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, ilçenin artık deniziyle, güneşiyle, doğal ve tarihi değerlerinin yanı sıra gastronomi zenginlikleriyle de çok konuşulacağını vurguladı. Başkan Kara, “Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali ile şehrimizi gastronomi turizminde uluslararası vitrine taşıyor, kültürle harmanlanmış benzersiz bir lezzet yolculuğuna ev sahipliği yapıyoruz. Amacımız, Manavgat’ı yılın sadece birkaç ayı değil, 12 ay boyunca yaşayan, nefes alan, keşfedilen bir turizm merkezi haline getirmek. Girit’in kadim tariflerini Side’nin tarihi atmosferiyle buluşturarak bu toprakların zenginliğini dünyayla paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Manavgat, artık lezzetin, kültürün ve sürdürülebilir turizmin yıldızı olacak! Tüm lezzet avcılarını tarihin büyüsüyle harmanlanmış eşsiz lezzetleri keşfetmeye, Girit mutfağının ruhunu Side’nin kalbinde hissetmeye davet ediyorum.” diye konuştu.

Gastronomi şöleni, konserler ve kültürel etkinliklerle renkleniyor!

Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali, 24 Nisan günü saat 16.00’da, 9 Çeşme’den Apollon Tapınağı’na uzanacak görkemli kortej yürüyüşüyle başlayacak. Festival kapsamında, Side Antik Kenti’nin kalbinde, Apollon Tapınağı’nın büyüleyici manzarası eşliğinde kurulacak dev sahnede üç gün boyunca ücretsiz halk konserleri düzenlenecek. Etkinlikte, Yunanistan’ı Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil eden ve “Platin Plak” ödülüne layık görülen dünyaca ünlü sanatçı Sofia Vossou, güçlü sesiyle sahne alacak. Büyük kutlamanın ikinci akşamında duygusal derinliği ve güçlü vokaliyle bilinen sanatçı Chrysoula Stefanaki sahne alacak. Festivalin final konserinde, yine Apollon Tapınağı’ndaki sahnede Anadolu rock ezgilerini modern soundlarla harmanlayan Necati ve Saykolar grubu enerjik performanslarıyla dinleyicilere unutulmaz anlar yaşatacak. Antik Liman Side Kültür Evi’nde gerçekleştirilecek kültürel etkinlikte ise Yunan edebiyatının en büyük isimlerinden Nikos Kazantzakis’in dünyaca ünlü romanından uyarlanan 3 Oscar ödüllü kült film Zorba’nın özel gösterimi yapılacak. Side Antik Liman’da sürdürülebilir turizm ilkelerine uygun şekilde oluşturulan festival çarşısında dört gün boyunca Manavgat’a özgün yöresel ürünler sergilenecek. Ziyaretçiler, bölgenin kültürel ve gastronomik zenginliklerini yakından tanıma fırsatı bulacak.


Turizmde Hayaller ve Gerçekler: 2025 Sezonuna Bir Bakış...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Turizmde Hayaller ve Gerçekler: 2025 Sezonuna Bir Bakış

Turizmciler için her yeni yıl, yeni umutlarla, büyük hedeflerle ve dikkatle hazırlanmış bütçelerle başlar. Bir çiftçi gibi, geleceğe yatırım yapılır ve başarı umuduyla hasat beklenir.

56 yıllık meslek hayatımda bu döngü hep böyle devam etti:

Bazen hayaller gerçekleşti ve büyük bir sevinç yaşadık. Bazen de o beklenen “hasat” gelmedi ve hayal kırıklığıyla karşılaştık.

Özellikle Türkiye’de, ne yaparsak yapalım, her 2–3 yılda bir bu tür hayal kırıklıkları yaşanıyor.

2025 sezonuna çok güzel bir rezervasyon akışıyla girdik, ancak bu süreç son günlerde duraklamaya başladı.

Artık sektörde şu soru giderek daha fazla soruluyor: "Acaba beklentilerimiz gerçekleşecek mi – yoksa yanıldık mı?"

Türkçede çok bilinen bir atasözümüz vardır: "Görünen köy kılavuz istemez."

Gelişmeler aslında göz önündeydi. Ancak çoğu zaman gerçekler dile getirildiğinde dinlenilmiyor – boşuna dememişler: "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar."

Her yıl olduğu gibi, Kasım ve Aralık aylarında analizlerimi yapar ve basınla paylaşırım.

Geriye dönüp baktığımda, öngörülerimin yaklaşık %80’inin gerçekleştiğini görüyorum – bunun tecrübeyle mi, ticari sezgiyle mi ilgili olduğunu bilemiyorum.

Geçtiğimiz yıl da yazmıştım:

Türkiye’yi seven misafirler tatillerini 14 gün yerine 10 gün olarak planlayacak ve erken rezervasyon indirimlerinden yararlanacaklar.

Şimdi, erken rezervasyon dönemi sona eriyor ve rezervasyonlar düşmeye başladı.

Erken rezervasyon süresini uzatan tesisler hala rezervasyon alıyor. Standart fiyatlardan vazgeçmeyen oteller ise beklemede.

Gerçek şu: Türkiye turizmi, son dakika indirimleriyle sezonu toparlama umudunda.

Tekrar ediyorum: Bu yüksek fiyatlarla kitle turizmine ulaşmak mümkün değil. Misafirlerimizin bütçeleri bu seviyeleri karşılamıyor.

Denebilir ki: "O zaman insanlar 4–5 yıldızlı otel yerine 3 yıldızlı otelde kalsın."

Ancak Türkiye’deki yanlış turizm politikaları nedeniyle yeterli sayıda 2–3 yıldızlı otel kalmadı.

4–5 yıldızlı otellerin sayıca fazla olması, küçük otellerin yaşamasını giderek zorlaştırıyor.

Bu büyük oteller fiyatlarını aşağı çektiğinde, küçük otellerin hayatta kalması neredeyse imkânsız hale geliyor.

Geçtiğimiz yılki sözleşme döneminde savunduğumuz düşünce şuydu:

Fiyatlar baştan makul seviyeye çekilmeliydi.

Bu doğrultuda çeşitli öneriler sunduk:– Her şey dahil sistemini gözden geçirelim.

Alkol tüketen ödesin; Alman aile, Rus misafirin votkasını finanse etmesin.

– İsraftan kaçınalım.

Her öğünde 100 çeşit yemek sunmak yerine 25 kaliteli yemek yeterli olur.

Böylece hem malzeme gideri düşer hem de personel ihtiyacı azalır.

Ama bu önerilere çok az kulak verildi.

Türkiye’de otellerin ortalama kâr marjı %30 civarında. İspanya ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde bu oran sadece %15. Buradan da feragat edilmesi gerekebilir.

Şunu da duyuyorum: "Sadece oteller mi fedakârlık yapacak? Tur operatörleri de elini taşın altına koymalı."

Ama ne yazık ki, tur operatörlerinin ortalama brüt marjı %3,8 seviyesinde ve zaten ciddi kâr edemiyorlar.

Bu yüzden destek vermeleri neredeyse imkânsız.

Zaten marjlarını biraz daha düşüren bir operatör çok kısa sürede iflasın eşiğine gelir.

Rahmetli Süleyman Demirel’in meşhur sözü aklıma geliyor:"Demokrasilerde çareler tükenmez."

Bizler de bir araya gelip dertlerimizi paylaşır, hayallerimizi nasıl gerçekleştirebileceğimizi açık yüreklilikle konuşursak, mutlaka çözümler buluruz.

Tüm zorluklara rağmen sektörümüz için verimli ve başarılı bir sezon diliyorum.

16 Nisan 2025 Çarşamba

Celestyal, Abu DabiTurizm Kurulu ile anlaşma imzaladı

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Celestyal, Abu DabiTurizm Kurulu ile anlaşma imzaladı

Celestyal, Abu Dabi Kültür ve Turizm Dairesi (DCT Abu Dabi) ile üç yıllık bir anlaşma imzaladı.Miami’de düzenlenen Seatrade Global etkinliğinde imzalanan bu çok yıllı iş birliğiyle, Abu Dabi Celestyal misafirlerine önemli bir destinasyon olarak tanıtılacak ve kruvaziyer şirketinin bölgeyle olan bağları daha da güçlendirilecek.

Aralık ayında iki gemisiyle birlikte bölgeye geri dönecek olan Celestyal, kış sezonu boyunca Mart 2026’ya kadar Abu Dabi’ye haftada üç kez uğrayacak.

Celestyal, geçen yıl 1260 yolcu kapasiteli CelestyalJourney gemisiyle, Doha çıkışlı ve Bahreyn, Dubai, Hassa, Sir Bani Yas Adası ve Abu Dabi’yi kapsayan 7 günlük “DesertDays ” rotasını başlatmıştı. Başarılı geçen ilk sezon, Kasım’dan Mart 2025’e kadar sürdü. Bu rotanın en az üç sezon boyunca devam edeceği belirtiliyor.

Yenilenen 1360 yolcu kapasiteli CelestyalDiscoveryise bu bölgeye katılacak ve 12 Aralık 2025’ten itibaren Abu Dabi limanından hareket edecek. 3, 4 ve 7 gecelik “İkonik Arabistan” turlarını gerçekleştirecek. Üç gecelik hafta sonu seyahatleri Abu Dabi çıkışlı olarak Dubai ve Sir Bani Yas Adası’na uğrayacak; bu turlar plaj ve vahşi yaşam safarilerini bir araya getirecek. 4 gecelik hafta içi turlarda ise Doha, Ras Al Khaimah ve Umman’daki Khasab limanı ziyaret edilecek. 

Tüm yemekler, alkolsüz içecekler ve Wi-Fi’nin dahil olduğu 3 gecelik seyahat için kişi başı 618 Euro’dan itibaren, 4 gecelik bir tur için 778 Euro’dan başlıyor. Celestyal’in karada düzenlediği turlar arasında, Abu Dabi’nin kalbine yapılan dokuz farklı gezi bulunuyor. Bu geziler arasında yarım günlük şehir turları, gastronomi ve kültür keşifleri, tema park ziyaretleri, VIP plaj günleri ve klasik çöl safarileri yer alıyor.

Çeşitliliği ve büyüleyici doğasıyla öne çıkan bir destinasyon

Celestyal Ticari İşler Direktörü Lee Haslett, iş briliğine dair şu açıklamayı yaptı: “DCT Abu Dhabi ile bu üç yıllık anlaşmayı imzalamak bizim için büyük bir ayrıcalık ve bu ortaklığı hayata geçirmemize verdikleri destek için minnettarız. Abu Dabi, çeşitliliği ve büyüleyici doğasıyla öne çıkan bir destinasyon. Bu yüzden sadece ana liman olarak kullanmakla kalmayıp, kış sezonu boyunca haftada üç kez buraya uğramaktan büyük heyecan duyuyoruz. Abu Dabi, kültürel açıdan zengin ve derinlemesine deneyimler arayan misafirlerimiz için ideal bir yer. Acente ortaklarımızla birlikte, bu şehrin sunduğu her şeyi tanıtmak için sabırsızlanıyoruz. Arap Körfezi’nde kruvaziyer sektörü önümüzdeki yıllarda rekor sayıda yolcu ağırlamaya hazırlanıyor. Bölgede başarılı geçen ilk sezonun ardından, bu özel coğrafyanın en güzel yönlerini misafirlerimize sunmaya devam edeceğiz.”


Dünyaca ünlü restoran Sinpaş ile Türkiye’ye geliyor

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Dünyaca ünlü restoran Sinpaş ile Türkiye’ye geliyor

Yarım asırlık tecrübesi ile bulunduğu sektörlerde birçok ilki Türkiye’ye kazandıran Sinpaş, gastronomi dünyasının önemli markası Babel’i Türkiye’ye getiriyor. Lübnan mutfağının en seçkin temsilcilerinden ve Orta Doğu’nun en önemli markalarından biri olan Babel’in Türkiye’deki ilk restoranları İstanbul ve Bodrum’da açılacak.

Vizyoner yatırımlarına devam eden Sinpaş, Türkiye’de gastronomi dünyasına yeni bir gusto katmaya hazırlanıyor. Dubai, Katar, Beyrut ve Mısır gibi gözde ülkelerinde büyük bir beğeniyle tercih edilen dünyaca ünlü finedining restoranı Babel’i, Türkiye getiren marka, yeni bir füzyon katmaya hazırlanıyor. Restoran öncelikli olarak İstanbul ve Bodrum’daki lokasyonlarında hizmete başlayacak.

Gatronomi sahnesinde fark yaratacağız!

İstanbul’da gerçekleşen imza töreninde; Babel CEO’su DoryRizk ve Sinpaş Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Sefa Çelik iş birliği anlaşması imzaladı. Dünyaca ünlü, ödüllü Lübnan markası Babel’i Türkiye’ye getirmekten büyük mutluluk duyduklarını dile getiren Sinpaş Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Sefa Çelik, “Sinpaş olarak, bugüne kadar Türkiye’de birçok ilki hayata geçirmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Şimdi de gastronomi dünyasına büyük bir adım attık. Amacımız, Türkiye'nin gastronomi sahnesinde bir fark yaratmak. Türk damak zevkini, dünyaca ünlü Lübnan mutfağının eşsiz lezzetleriyle buluşturmayı hedefliyoruz. Babel, Lübnan mutfağının zengin, özgün ve sofistike tatlarını sunarak dünya çapında büyük beğeni kazanmış bir marka. Böylesi değerli bir markayı Türkiye pazarına kazandırma kararı aldık çünkü, Babel ile sadece bir lezzet deneyimi değil, aynı zamanda kültürel bir yolculuk sunmayı amaçlıyoruz” açıklamasında bulundu.

“Yeni bir lezzet rotası olacak” 

İstanbul veBodrum Türkiye’nin en gözde turizm cennetleri olarak her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan, doğal güzellikleri ve eşsiz atmosferleriyle tanınan bölgeler arasında yer alıyor. Babel Genel Müdürü Mr. Jad Mounzer; “Türkiye’nin cennet köşelerinde, özellikle 50 yıllık köklü bir markayla Türkiye pazarına dahil olmak, bizim için çok kıymetli. Bu bölgelerde Babel’in sunduğu özel Lübnan mutfağı lezzetleriyle buluşmanın, ziyaretçilere eşsiz bir gastronomik deneyim sunacağına ve markamızın başarısına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu stratejik yatırım, Türkiye’nin en prestijli bölgelerinde yeni bir lezzet rotası olacak” dedi.

Nefes kesen mimari, özgün lezzetler

Özgünlüğü, enfes mutfağı ve kusursuz yemek deneyimiyle tanınan Babel, 2009 yılından beri hizmet veriyor. Nefes kesen mimarisi ve göz kamaştıran dekoru ile dikkat çeken Lübnan restoranı, mükemmellik arayışını yalnızca görsel açıdan değil, aynı zamanda tat ve lezzet anlamında da üst düzeyde sunuyor. En kaliteli malzemelerle hazırlanan yemekleriyle unutulmaz bir deneyim yaşatan restoran, konuklarını sadece lezzetle değil, aynı zamanda bir kültür yolculuğuna çıkarak eşsiz bir atmosfer yaratıyor.


Markalaşmanın Zirvesinde: NG Hotels, TURQUALITY Programında


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Markalaşmanın Zirvesinde: NG Hotels, TURQUALITY Programında

Türkiye’nin farklı destinasyonlarında, her biri benzersiz bir konseptle konumlanan otelleriyle misafirlerine özgün deneyimler sunan NG Hotels, ülkemizin devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan TURQUALITY’ye kabul edilerek büyük bir başarıya daha imza attı.

NG Hotels grubu kusursuz hizmet anlayışı, doğaya saygılı duruşu, sürdürülebilirlik vizyonu ve yenilikçi yaklaşımıyla Türk otelcilik sektöründe öncü bir marka olarak konumlanıyor. 

NG Sapanca, NG Enjoy, NG Afyon ve Akdeniz'in gözde destinasyonu Kemer’de yer alan 

NG Phaselis Bay ile Türkiye'nin dört bir yanında, her biri kendi kimliğine sahip konseptlerle misafirlerini ağırlayan NG Hotels, bu yönüyle ülkemizde farklı destinasyonlarda, farklı konseptlerde hizmet vererek TURQUALITY Destek Programında yerini alan ilk otel markası oldu.

TURQUALITY; firmaların markalaşma yolculuklarını destekleyen ve onları uluslararası arenada rekabetçi hale getirmeyi amaçlayan kapsamlı bir programdır. NG Hotels, yıllardır sürdürdüğü köklü kurumsallaşma anlayışı, güçlü yönetim kültürü ve sürdürülebilir hizmet vizyonu doğrultusunda; kalite, inovasyon, insan kaynakları, dijital dönüşüm ve kurumsal altyapı gibi birçok alanda yüksek standartlarda yürüttüğü çalışmalarla TURQUALITY Destek Programının tüm kriterlerini eksiksiz şekilde yerine getirmiştir. NG Hotels’in bu programa dahil edilmesi, markanın yalnızca Türkiye'de değil, global ölçekte de güçlü bir oyuncu olma potansiyelinin en somut göstergelerinden biridir.

                                                                       


NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “TURQUALITY gibi prestijli ve vizyoner bir programa kabul edilmekten büyük bir gurur duyuyoruz. NG Hotels olarak yıllardır misafirlerimize sunduğumuz her deneyimde, yalnızca konaklama değil, bir yaşam tarzı vaat ediyoruz. Her biri farklı bir ruha sahip otellerimizle Türkiye’nin dört bir yanında benzersiz hikâyeler yazıyor; doğaya saygılı duruşumuz, yenilikçi yaklaşımımız ve yüksek hizmet standartlarımızla sektöre örnek olmaya devam ediyoruz. Bu başarı, yalnızca bir sonucun değil, kurumsallaşmaya, kaliteye ve sürdürülebilirliğe verdiğimiz değerin bir göstergesidir. TURQUALITY desteğiyle birlikte 

NG Hotels markasını global ölçekte daha güçlü şekilde temsil edeceğimize, Türk misafirperverliğini uluslararası platformlara taşıyacağımıza gönülden inanıyorum.”

NG Hotels, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın dört bir yanındaki misafirlerini etkilemeyi hedefleyen, güçlü ve vizyoner bir marka olarak yolculuğuna devam ediyor.


EGD 7. Olağan Genel Kurul'u Yapıldı Toplantıda Hasan Arslan’ın Dernek Başkanı olmasına karar verildi.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




EGD 7. Olağan Genel Kurul'u Yapıldı

Üyelerin katılımı ile 7’incisi düzenlenen EGD Genel Kurulu kapsamında derneğin yönetim kurulunda yer alacak isimler belirlendi. Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin 7. Olağan Genel Kurulu'nun ardından yapılan ilk toplantıda yönetim kurulu üyelerinin görev dağılımı da belirlendi. Toplantıda Hasan Arslan’ın Dernek Başkanı olmasına karar verildi.

Sibel Atik  Başkan Vekilliğine seçilirken, Başkan Yardımcılığı görevine Murat Gülderen getirildi.

Derneğin Genel Sekreterliğini Recep Erçin, saymanlığını Hüsne Pamuk üstlendi. Barış Ergin, Aysel Yücel, Rahim Ak,  Gülay Yücel Sarıkaya, Serkan Arman, Deniz Bilici Göçmen ise derneğin yönetim kurulu üyesi oldu.

Genel Kurul'da alınan karar gereği Celal Toprak Onursal Başkan seçildi. Sadi Özdemir'in Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığına getirilmesi kararlaştırıldı.



Derneğin yönetim kurulu yedek üyeleri ise şu isimlerden oluştu:

Sayime Başçı, Yavuz Müftüoğlu, Kaan Zenginli, Şuayip Alabay, Rıfat Fırat, Mehmet Filoğlu, Hande Berktan, Sevilay Çoban, Ferhat Polat, İmam Güneş, Fırat İpek

Denetim kurul asil üyeleri şu isimlerden oluştu:

Taylan Büyükşahin, Ali Yıldırım, Oya Yılmaz, Gündüz Üç, Fikri Türkel

Denetim Kurulu yedek üyeleri şu isimlerden oluştu:

Veysel Ağdar, İlke Canpolat, Belce Örü, Şehnaz Demirdal, Ömer Kılıç

Onur Kurulu  asil üyeleri şu isimlerden oluştu:

Faruk Erdem, Hamit Varol, Talip Yılmaz, Yılmaz Yıldız, Mehmet Uluğtürkan

Onur Kurulu  yedek üyeleri şu isimlerden oluştu:

Sedat Yılmaz, Meliha Okur, Mustafa Kemal Çolak, Metin Can, Engin Çağlar