28 Eylül 2019 Cumartesi

Uyum Akademi’de, uluslararası öğrencilerin stajları tamamlandı...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Uyum Akademi’de, uluslararası öğrencilerin stajları tamamlandı

Uyum Akademi 11.Yaz Staj Okulu kapsamında, uluslararası öğrencilere yönelik staj programını başarıyla tamamlayan uluslararası öğrenciler sertifikalarını aldı.
İslam İşbirliği Teşkilatı ile yapılan protokol kapsamında, Tunus, Somali, Suriye, Bangladeş, Benin, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Mısır, Tacikistan, Moğolistan, Kırgızistan, Rusya ve Makedonya’dan gelerek ülkemizdeki 10 farklı üniversitede eğitim gören 15 öğrenci ile program gerçekleşti. Staj programı,Uyumsoft danışman ekibi ve Yıldız Teknik Üniversitesi YTÜ hocalarından İsmail Sevim’in vermiş olduğu dersler ile tamamlandı. Program kapsamında stajyer öğrencilere, uygulamalı ERP modül eğitiminin yanı sıra,  Endüstri 4.0, yapay zeka gibi konularda sunumlar hazırlatılarak, sunum ve hitabet becerilerinin geliştirilmesi ve sunum konularında stajyerlerde farkındalık oluşturulması hedeflendi.

Uyumsoft ERP eğitimi verildi

Erp (kurumsal kaynak planlama) eğitiminde, öğrencilere kullanıcı oluşturularak, firma kurulum süreçleri Uyumsoft’un danışman kadrosu tarafından verildi. Mali işler, üretim, ik vb modüllerinin eğitimleri yapıldı. Öğrenciler, eğitim amaçlı kendilerine ait kurulumu yapılan firmalarında, uygulama yapma şansı buldu. Eğitimin son haftası öğrencilere, vaka çalışmaları yaptırılarak, bilgi birikimleri ve tecrübeleri artırıldı. Uyumsoft ERP programının sahada kullanımını görmeleri açısından, Uyumsoft’un müşterilerine ziyaretler gerçekleştirildi.

İşbirliği kapsamında, staj imkanı sağlanmaktadır

İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) ile Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ arasında işbirliği protokolü imzalanmıştı. Bu protokol ile İslam İşbirliği Teşkilatı Uluslararası Staj Programı (OIC Intern) kapsamında, Türkiye’de bilgisayar, endüstri, işletme, matematik mühendisliği gibi alanlarda yüksek öğretim eğitimi alan uluslararası öğrencilere, her sene karşılıklı görüşmeler ile belirlenecek olan kontenjan oranında, Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’de staj imkanı sağlanmaktadır.

22 Eylül 2019 Pazar

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Point Hotel Taksim’de bir basın toplantısı düzenledi...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR






DSP, 15 Aralık tarihinde yapılacak olan 11. Olağan Kurultayı öncesinde basın toplantısı düzenlendi

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal,
“Paramızda 6 sıfır yok, ama devletin iç ve dış borcu 1 trilyon Dolara yaklaştı”

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, son günlerde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeleri değerlendirmek için 22 Eylül tarihinde Point Hotel Taksim’de bir basın toplantısı düzenledi.
DSP’nin 11. Olağan Kurultayı hakkında bilgi veren DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, şunları kaydetti:
“15 Aralık 2019 tarihinde toplanacak olan DSP 11. Olağan Kurultayı, Türkiye’nin önüne yeni hedefler koyacak, sevgi felsefesini birinci ilke olarak ele alıp, Atatürk’ün öngördüğü Anadolu Uygarlık Projesini esas alan, “Halkçılık” temeli üzerine kurulmuş Türkiye Cumhuriyetini Cumhuriyetkent programıyla yeniden dünya devletleri arasındaki onurlu ve saygın konumuna taşıyacaktır.Demokratik Sol Parti, 18 yıl önce sorunları neredeyse tamamen ortadan kaldırılmış olarak Akparti’ye teslim ettiği devleti, yeniden sorunları ortadan kaldırılmış ve kaybedilen kazanımları yeniden kazanılmış bir devlet haline getirmeye hazırdır” dedi.

Asgari ücret, açlık sınırının altındadır ve her dört gençten biri işsizdir

Konuşmasında ekonominin iyi bir noktada olmadığını kaydeden DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, şunları söyledi:
“Ülkemizde, dört kişilik bir aile için aylık açlık sınırı 2.068.-TL, yoksulluk sınırı 6.733.-TL. Buna karşılık bir çalışan için reva görülen asgari ücret 2.020.-TL’dir. Toplumda 15 yaş üzerinde ve çalışabilir nüfusun %13’ü işsiz. Bu rakam 15-24 yaş aralığında, yani genç nüfusun da % 24,8’i kısacası dörtte biri işsizdir. Demokratik Sol Parti olarak Akparti’ye devleti teslim ettiğimizde evet paramızda 6 sıfır vardı, ama 80 yıllık Cumhuriyet kazanımlarımızın tamamı envanterimizde kayıtlı ve çalışır vaziyetteydi. Ülke ekonomisine katkıları vardı. Bugün paramızda 6 sıfır yok, ama bu kazanımların da neredeyse hiçbiri kalmadı.O gün paramızda 6 sıfır vardı, ama bir asgari ücretle 9 çeyrek altın alabiliyorduk. Bugün paramızda 6 sıfır yok, ama bir asgari ücretle 4 çeyrek altın alabiliyoruz.Paramızda 6 sıfır vardı ama, enflasyonu % 90’lardan % 27,8’lere indirilmiş bir ekonomi, sistemi sağlam temellere kavuşturulmuş kendi Bankalarımız vardı. Bugün paramızda 6 sıfır yok, ama bu Bankaların da neredeyse hiçbiri artık bizim değildir.Paramızda 6 sıfır vardı ama, iç ve dış borcumuzun toplamı 150 milyar Dolar civarındaydı. Bugün paramızda 6 sıfır yok, ama devletin iç ve dış borcu neredeyse 1 trilyon Dolar’a yaklaştı.Paramızda 6 sıfır vardı ama, içeride ve dışarıda huzurlu, tek bir kurşun atılmayan, tek bir şehit haberi gelmeyen, terörü bitirmiş bir devletimiz, yaşamı huzur içinde, başını yastığa koyduğunda evladının şehit haberi gelir mi diye kaygılanmayan yurttaşlarımız vardı. Bugün paramızda 6 sıfır yok, ama boğazına kadar terör bataklığına ve çaresizliğine gömülmüş, evlatlarını terör örgütünün teorik destekçisi partilerin kapısında arayan anaların olduğu Türkiye var” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı

“Ülkemiz kan kaybediyor. Kimse, kimseyi kandırmaya çalışmasın” diyerek sözlerini sürdüren Önder Aksakal, konuşmasına şöyle devam etti:
“Sözde özgürlük, demokrasi, adalet kavramlarını kalkan yaparak gerçek anlamda millî iradeyi ipotekleri altına almaya kalkanların, yüz yıl önce de aynı yöntemlerle Kurtuluş Savaşı şartlarını yarattıklarını tarih kitapları açık açık yazıyor.Bugün milletimizin ve siyaset aktörlerinin öncelikli görevi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yüksek çıkarlarını ortak payda haline getirip milletçe topyekün birlikteliği sağlamaya yönelik çalışmalarını yoğunlaştırmaktır.Türkiye’de siyasal rejimin değiştiği konusunu kabullenmekte zorlanan ya da kabul etmek istemeyen bir kesim var. Bu bir siyasi arızadır, bunun acilen tedavi edilmesi gerekir. Gerçeklerden kaçarak, görmezden gelerek, deve kuşu misali başını kuma gömerek, hamasi söylemlerle toplumu oyalamaya kimsenin hakkı yoktur.Günlük politik gündemin dedikodusu düzeyinde siyaset yapanlar, bu çerçevede “yandaşı olduğu siyasi kesimin” kalemşörlüğünü yapanlar şunu bilmelidirler ki, hepimiz aynı gemideyiz. Kısacası, ülkenin geleceğine yönelik siyaset üretme, toplumsal kalkınmayı esas alacak ekonomi politikaları yaratma konusunda yeteneksizlikleri tescillenmiş partiler ile, artık bir adım ileri gidebilme olanağı kalmamıştır.Ekonomisi, dış politikası, sosyal adalet sistemi, eğitim ve sağlık politikaları iflas etmiş bir iktidar karşısında ülkeyi bu bataktan batıranların çıkarması beklentisiyle erken seçimi gereksiz gören bir ana muhalefet yapısıyla, çağdaş medeniyetler ülküsünün gerçekleşeceğini beklemek düpedüz aymazlık olarak değerlendirilmelidir.Seçim barajlarını sıfırlamalı, seçimlerde yapılan hazine yardımını seçimlere katılan partilere eşit şekilde, seçim sonrasında yapılan yıllık hazine yardımını da partilerin seçimlerde aldıkları oy oranına göre tahsis etmelidir.Artık toplum kendini daha özgür, daha güvende ve daha mutlu olabileceği gibi duygulara teslim edebilmelidir. Bunu gerçekleştirme sorumluluğu elbette ki başta sayın Cumhurbaşkanı ve Hükümetinin, beraberinde ise Mecliste görev üstlenen siyasi partilerindir” diye konuştu.

Soru-cevap

1-DSP, toplumdan uzak tutulmaya çalışıyor. Yazılı ve görsel medyada, düzenlediğimiz toplantılarımız ve etkinliklerimiz yeterince yer bulmuyor.
2-Gıda sektöründeki kooperatifleşme çalışmalarını önemsiyoruz. Ülkemizde, çokça üretim ve halkça paylaşımı istiyoruz.
3-Projelerimiz arasında, sevgi felsefesini birinci ilke olarak ele alıyoruz, çünkü sevgisiz bir toplum geleceğini tüketmiş bir toplumdur.Bilimin öncülüğünde kalkınmalıyız ve bu noktada geleceğimiz olan gençlerimizin eğitimlerinin geleceğe göre şekillenmesi birinci önceliklerimiz arasındadır. Projelerimiz arasında, Doğa kent, kültür kent, güneş kent gibi birçok projemiz bulunuyor.
4-Köylerimiz boşaldı, tarım ve hayvancılıkta diplere vurduk, dünyada kendine yeten 7 ülkeden birisiyken saman ithal eder duruma geldik. Metropollerde yaşayanların, yeniden üretim alanlarına dönebilmesi noktasında, boş olan hazine arazilerinin bedelsiz olarak üretim yapacaklara verilmesini planlıyoruz.
5-Ülkemizin en ücra köşelerine kadar eğitim ve sağlık götürülmelidir. Devletin, eğitim ve sağlıktan tasarruf hakkı olmamalıdır. Taşımalı sistem yerine, tek bir öğrenci bile olsa, orada eğitim imkanı sunulmalıdır.
6-Komşularımızdaki toprak bütünlüğünü önemsiyoruz. Komşu ülkelerdeki toprak bütünlüğünün korunması, aynı zamanda ülkemizin toprak bütünlüğünün korunması için önemlidir.
7-Ülkemiz çalışanlarının hemen hemen %90’a yakını asgari ücret alıyor. Sol partilerin oy oranı %35’dir. Burada bir tezat gözüküyor ve bunu oranı azaltmayı istiyoruz.
8-Gündemimiz; insanımızın, toplumun ve doğanın sağlığı üzerine yoğunlaşmalıdır. İnsanlarımız, asgari ücretle yaşamaya mahkum edilmemelidir.
Bir diğer konuda, poşetlerden alınan 25 kuruş ile hem çevremizin kirlenmesini önleyemiyoruz, hem de 25 kuruşu veren çevreyi kirletebilir algısının olması uygun değildir. 

İKİNCİ BURSA TURİZM FUARI 19-21 EYLÜL’DE MERİNOS’TA GERÇEKLEŞTİRİLDİ...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


İKİNCİ BURSA TURİZM FUARI 19-21 EYLÜL’DE MERİNOS’TA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

BURSA –Bursa’nın turizm alanındaki en önemli buluşmalarından biri haline gelen Bursa Turizm Fuarı’nın (BUTUR) ikincisi 19-21 Eylül tarihleri arasında Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.

Geçtiğimiz yılın ekim ayında Bursa’da düzenlenen ve büyük ilgi gören Bursa Turizm Fuarı’nın ikincisi, Network Fuarcılık tarafından düzenlendi. Yaptığı profesyonellere yönelik ulusal çapta ihtisas fuarları ile alıcı ve satıcıları buluşturan


Network Fuarcılık,Genel Müdürü Hasan Eker, “2. Bursa Turizm Fuarı, Türkiye’deki turizm sektöründe önemli bir eksiklik olan acenteler ile otellerin buluştuğu, profesyonel bir fuar açığını kapamak hedefiyle organize edilmektedir. Ulusal İhtisas Fuarı niteliğindeki fuarımızda sadece, oteller, kongre merkezleri ve havayolu şirketleri stant açtılar; seyahat acenteleri ve tur operatörleri de ziyaretçilerimiz oldu.” dedi.

“Fuara katılan firmalara ücretsiz Bursa turu”

Bursa’nın böyle bir fuara ev sahipliği yapmasının önemli olduğuna vurgu yapan Eker, “Geçen yıl fuara katılan firmalarımızla yaptığımız değerlendirmeler sonrasında gelen talepleri de dikkate alarak, fuarımızı, bu yıl tekrar düzenlemeye karar verdik. Geçen yıla oranla çok daha iyi bir fuar hazırlamaya çalıştık. Her geçen yıl daha da iyi olacaktır. İkincisini gerçekleştirdiğimiz fuarımızda da, ziyaretçilerimizin ve katılımcılarımızın çok memnun kaldığını memnuniyetle gördük” ifadelerini kullandı.


Fuarı ziyaret eden acenteler ve kurumsal şirket yetkilileri için her gün 16.00-19.00 arası 3 adet ücretsiz Bursa turu da düzenlendi. Bu tura katılanlar Cumalıkızık, Gölyazı, Ulucami, Kozahan, Kapalıçarşı gibi tarihi bölgeleri ziyaret etme olanağı buldu.

20 Eylül 2019 Cuma

Uzmanlar uyarıyor: “Yüzme ve pilates, skolyozu tedavi etmez”

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Skolyoz tedavisinde, son derece etkili egzersiz yöntemleri geliştirilmiştir

Uzmanlar uyarıyor: “Yüzme ve pilates, skolyozu tedavi etmez”

Skolyoz, omurganın yana doğru açılaşması veya eğrilmesi olarak basitçe tanımlanabilir. Bu eğrilik, genellikle ergenliğe girişteki ani büyüme döneminde oluşabiliyor. Günümüze kadar toplumun %3’ünde görülürken, ileri dönemde bu oran gençlerde gün geçtikçe azalan aktivite eksikliği sonucu, gövde kaslarının zayıflaması ile artma eğilimi gösterebilir. Skolyoz, aynı zamanda bir duruş bozukluğudur.
Skolyoz tedavisi hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları söyledi:
“Tedavide, korse kullanımı, terapatik egzersizler, duruş eğitimi veya bazı ciddi durumlarda ameliyata giden bir süreç izleniyor. Son dönemlerde, Skolyoz tedavisi ile ilgili son derece etkili egzersiz yöntemleri geliştirilmiştir. Scroth yöntemi ve benzeri bu yöntemler,skolyoz tedavisinde çığır açabilecek farklılıklar yaratabilmektedir ve mutlaka uzman fizyoterpistlerin gözlemi altında uygulanmalıdır. Günümüzde maalesef yüzme veya pilates’in,skolyozu tedavi edeceği anlayışı aktif durumdadır, ancak bu kesinlikle mümkün değildir. Çünkü hastalara verilen egzersizler, yaşa, cinsiyete, skolyoz tipine, tutulan bölgeye, açının yönüne ve derecesine göre farklılıklar göstermektedir” dedi.

Skolyoz nedenleri nelerdir?

Skolyozun nedenleri hakkında görüşlerini aktaran Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları belirtti:
“Nedenleri %80 vakada kesin olarak bilinememekle beraber, kalıtsal faktörler, doğum travmaları, bazı nörolojik hastalıklar veya gelişim bozukluğu hastalıklarının da buna neden olduğu düşünülmektedir. Tedavide, korse kullanımı, terapatik egzersizler, duruş eğitimi ve bazı ciddi durumlarda ameliyata giden bir süreç yaşanıyor. Hangi tedavi yönteminin uygulanacağı konusundaki önemli olan faktör,skolyoz açısıdır, eğer eğrilik 20-25 derece arasındaysa egzersiz ve fizik tedavisi, 25-40 derece arasındaysa korse kullanımı ve egzersiz tedavisi, ancak 40 derece üstünde ise cerrahi düşünülüyor. Burada altını çizmeyi istediğim bir konu, çocuklarımızın sağlıklı omurgaya sahip olmaları, yetişkin dönemlerini daha aktif ve sağlıklı geçirmelerinin en önemli anahtarlarındandır. Mutlaka çocuklarımızı gözlemleyelim ve erken dönem önlem alalım. Kız ve erkek çocuklarda görülme oranları birbirine benzerken,skolyoz açısının kötüleşmesi kız çocuklarda daha hızlı olabiliyor” diye konuştu.

Skolyoz’un belirtileri nelerdir?


Skolyoz’un genel belirtileri hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları kaydetti:
“Skolyoz tıbbi gözlemde, yapısal olan ve yapısal olmayan başlıkları altında ikiye ayrılıyor. Yapısal olanda, kesin bir katılık söz konusudur ve omurganın çalışmasında kısıtlamalara neden olur ve burada eğrilik daha katıdır. Omurgadaki açı tek yönlü (C skolyozu)olabileceği gibi, çift yönlüde (S Skolyozu)olabiliyor.Yapısal olmayan skolyozdaise, omurga düzgün olarak çalışır, ama görünümü eğridir, yani aslında fonksiyon kaybı yoktur sadece görüntüde fark ediliyor. Genel skolyozbelirtilerine baktığımızda şunları söyleyebiliriz. Omuz seviyelerinde farklılık, kalça çizgilerindeki seviye farkı, köprücük kemiklerinden birisinin daha belirgin olması, göğüs kafesinde bir tarafın daha önde durması, başın orta çizgide durmaması, kıyafet duruşunda dengesizlik
gibi durumlar mevcut olabiliyor. Bu saydığımız maddeler, ailenin çocuklarında gözden kaçırabileceği oranlarda hafif olarak olabileceği gibi, estetik olarak çocuğun görüntüsünü bozacak şiddette de olabiliyor” şeklinde konuştu.

16 Eylül 2019 Pazartesi

Turquality, şirketleri “marka değeri”ne ulaştırıyor,,,



HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Turquality, şirketleri “marka değeri”ne ulaştırıyor

21. yüzyılda şirketler nereye ulaşmayı istiyor? Günümüzde bu sorunun cevabı oldukça basit: “çok paraya ulaşmak”. Oysa, en kritik problem, tam olarak burada başlıyor. Çünkü bu düşünce, firmalar arasında aynileşmeyi sağlıyor. Tabii ki, işletmeler para kazanacak, ancak “para” bir metriktir. Para, amaç değil, sonuçtur.
Turquality programı kapsamında “şirketler, nereye ulaşmayı istiyor?” sorunu değerlendiren Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, şunları söyledi: “Turquality, ülkemizin devlet destekli ilk marka programıdır. Progroup olarak, işbirliği içinde olduğumuz şirketleri “marka değeri”ne ulaştırıyoruz. Hem marka, hem değer kavramının tanımlanmasındaki ortak ifade “iş süreçleri” yönetimidir. Turquality, bir iş modelidir ve firmalara kazandırdığı en büyük fayda; stratejik, fonksiyonel ve operasyonel süreçlerin global bir seviyeye getirilmesi suretiyle, sürdürülebilir bir büyümenin sağlanarak, birim başına daha karlı bir ihracat yapılmasına imkan verilmesidir. Turquality iş modelinin sürdürülebilir olması, markaların uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesinin önünün açarken, kilogram başına ihracatlarını 3 kat artırmaktadır” dedi.


Vizyoner liderler, gerçekçi ve güvenilir bir gelecek oluşturuyor

Hedeflere ulaşma noktasında, işletmelerdeki vizyoner liderlerin önemine değinen Dr. Salim Çam, konuşmasına şöyle devam etti:
“Öncelikle, Turquality iş modelini özetleyecek olursak;stratejik planlama, kurumsal performans yönetimi, marka yönetimi, satış-pazarlama yönetimi, bütçe yönetimi, tedarik zinciri yönetimi, bilişim yönetimi gibi konuları kapsamaktadır. Bu iş modelini benimseyen işletmeler, iş süreçlerini etkin yönetirlerken farklılaşıyorlar, markalaşmaları hızlanıyor ve global rekabete hazırlanıyorlar. Progroup olarak,Turquality programı kapsamında hizmet verdiğimiz firmalarda “müşteri süreçlerinde değer oluşturuyor” ve “fayda/maliyet” sağlıyoruz. Böylece, “nasıl?” sorusu işletme içerisinde sürekli yenileniyor. Firma olarak, bunları uygulayan liderler arasında mısınız? sorusunu da soruyoruz. Özetle, Turquality tabanlı vizyoner liderler, teoriyi pratiğe çevirip, organizasyonun tamamı veya bir bölümü için gerçekçi, güvenilir ve çekici bir gelecek vizyonu oluşturabilme ve ifade edebilme yeteneğine sahip olan kişilerden oluşmaktadır.Bu vizyon uygun bir şekilde yürütülürse,çalışanların beceri ve yeteneklerine, vizyonun gerçekleşmesi için tüm kaynaklar güç verecektir. Bu liderler, vizyona gidilecek yolda,güçlü stratejiler geliştirerek çevreyi etkileyen proaktif bir yaklaşımla hareket etmektedirler ve böylece hedeflere ulaşılmaktadır” diye konuştu.

Stratejik planlar hazırlanırken, nelere dikkat ediliyor

Turquality’nin, Türk markalarının stratejik, fonksiyonel ve operasyonel süreçlerini, uluslararası süreçler haline getirmesi noktasında bir “iş modeli”olduğunu ifade eden Dr. Salim Çam, şunları kaydetti:
“Stratejik planlama döngüsü kapsamında,hazırladığımız stratejik planlama basit ifadelerle;“neredeyiz?”, “nereye gitmek istiyoruz?”, “gitmek istediğimiz yere nasıl ulaşabiliriz?”, “mükemmel sonuçları nasıl izler ve kontrol ederiz?” gibi soruları kapsıyor. “Neredeyiz?” sorusu, işletmenin kuruluşunun gerçekleştiği tarihten itibaren iç ve dış ortamın kapsamlı bir biçimde incelenmesi ve değerlendirilmesini içeren bir kapsamda, analizi yapılarak cevaplandırılıyor. Amaçlar, hedeflere ulaşmak için takip edilecek yollar ve kullanılacak yöntemleri oluşturan stratejiler “gitmek istediğimiz yere nasıl ulaşabiliriz?” sorusunu cevaplandırıyor. Ardından,yönetsel bilgilerin derlenmesi ve plan uygulamasının raporlanması anlamındaki izleme, sonuçların kontrolü, performansın ölçülmesini ifade eden değerlendirme süreci ise “mükemmel sonuçları nasıl izler, değerlendirir ve sürdürürüz?” sorusunu cevaplandırıyor. Progroup olarak biz, 15 yıldır Turquality ve yönetim danışmanlığı alanında faaliyet göstermekteyiz. Özetle, hizmet verdiğimiz firmalarda, Turquality sayesinde, stratejik düşünce yeteneği artan, değerinin, gücünün ve potansiyelinin farkında olan firmalar, çok daha etkin bir şekilde varlık gösteriyorlar ve bu durumda da firmanın hedeflerine ulaşması daha hızlı gerçekleşmektedir” dedi.
Turquality Programının, işletmeler sağladığı destekler şunlardır:

1-İstihdam Giderleri |Ürün ve Hizmet İhracatı|
2-Sertifikasyon Giderleri |Ürün ve Hizmet İhracatı|
3-Yazılım ve Bilişim Giderleri |Ürün ve Hizmet İhracatı|
4-Depo Hizmetleri Giderleri |Ürün İhracatı|
5-Gelişim Yol Haritası |Ürün ve Hizmet İhracatı|
6-Tanıtım, Reklam ve Pazarlama Giderleri |Ürün ve Hizmet İhracatı|
7-Hedef Pazarlara Yönelik Danışmanlık Giderleri |Ürün İhracatı|
8-Pazar Araştırması Çalışması ve Raporlama Giderleri |Ürün ve Hizmet İhracatı|
9-Mağaza ve Franchise Kira ve Kurulum Giderleri |Ürün ve Hizmet İhracatı|
10-Kurulum, Dekorasyon, Konsept Mimarı Giderleri |Ürün İhracatı|
11-Ofis, Depo, Showroom, Kira ve Kurulum Giderleri |Ürün İhracatı|
12-Yönetim Danışmanlık Giderleri |Ürün ve Hizmet İhracatı|
13-Tasarım Giderleri |Ürün ve Hizmet İhracatı|
14-Uluslararası Hukuk Danışmanlık Giderleri |Ürün ve Hizmet İhracatı|
15-Marka, Patent, Faydalı Model ve Endüstriyel Tasarım Tescil Giderleri |Ürün İhracatı|
16-Ürün, Hizmet ve Marka Tescili ve Korunması ile İlgili Giderler |Hizmet İhracatı|
17-Ön Tanı Merkezi, Klinik, Eğitim Merkezi, Kira ve Kurulum Giderleri |Hizmet İhracatı|
18-Satış Sonrası Servis, Reyon, Raf, Dekorasyonlu Köşe, Kira ve Kurulum Giderleri |Ürün ve Hizmet İhracatı|

12 Eylül 2019 Perşembe

Çocuklardaki duruş bozukluklarını engellemenin 7 anahtar yolu...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Okullar başladı, çocuklardaki duruş bozukluklarını engellemenin 7 anahtar yolu

Uzun bir yaz dönemi sonrasında,okullar ders başı yaptı. Yaz döneminde gerek deniz, gerekse de havuzlara girip, sırtlarındaki kış yorgunluğunu atan çocuklarımız, tekrar ağır sırt çantalarının altına ve okullarda sanki her çocuk aynı uzunlukta ve kilodaymış gibi yapılmış tek tip sıralarına geri döndüler. Gerçi yaz döneminde de, telefonlar yada tabletler, yine omurgalarına sorun yaratmaya devam etti ve maalesef bundan sonraki kuşaklar bundan kurtulamayacaklar.
Çocuklarda duruş bozukluğu hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları söyledi:
“Teknolojinin günlük hayatı kontrolü altına aldığı, sokakta oynayan değil evde zaman geçiren çocukların yetiştiği, besinlerin maalesef doğallıktan uzaklaştığı dönemde, ebeveyn olmak gerçekten zor. Çocuklarımıza, bu konuda uyarıları yaparken hepimiz zorlanıyoruz, ancak Atatürk’ün deyimiyle ‘sağlam kafanın sağlam vücutta bulunduğunu’ unutmadan, onlar için en iyisini istemeli ve kararlı olmalıyız” dedi.

Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, çocuklarımızdaki duruş bozukluklarını engellemenin yolları hakkında şunları anlattı: 



1-Çocuklarımızı, mutlaka sırt çantalarını düzgün olarak takmaya alıştırmalıyız. Tek omuzda taşınan çantalar, omurgada uygun olmayan zorlanmaya ve eğriliğe yol açacaktır.
2-Çantalarını okula hazırlamak, her ne kadar çocuklarımızın görevi olsa da, arada bir kontrol edip, zaten ağır olan çantaları, gerek olmayan kitaplarla daha da ağırlaştırmamalarına dikkat etmeliyiz.
3-Mutlaka itiraz edeceklerdir, ancak gerek sandalyede, gerekse koltukta oturma veya ders çalışma sırasındaki duruşlarını sözel yönlendirmeler ile düzeltmeyi bırakmamalıyız
4-Okulda, bir spor dalına girmesi önemlidir ve eğitmenlerinden destek almalıyız. Bu hem vücut kompozisyonlarının uygun gelişimini sağlar, hem de kas ve denge sistemlerini geliştirir.
5-Her ne kadar okullardaki masa ve sandalye yüksekliklerini düzeltemesekte, ev ortamında kullandığı masa ve sandalyesini boyuna ve kilosuna göre seçmeliyiz.
6-Günü ayakta geçiren çocuklarımızın, ayakkabı seçimleri ve ayak tabanı değerlendirmeleri önemlidir. Düz tabanlık çok yaygındır ve gerek bel, gerekse de omurgada duruş problemlerinin en etkili sebeplerindendir.
7-Beslenme ve kilo kontrolü de, gelişmekte olan çocuklarımızdaki en önemli konulardandır. Aşırı kilo yada aşırı zayıflık,tek yönlü beslenme,süt ve süt ürünlerinden kaçınma, günümüzde çok görülen ve sağlıklı büyümeyi çok etkileyen etmenlerdir. Bu konuda, ebeveyn olarak dengeyi sağlamak, bizlerin en önemli görevlerindendir.

Kolay PEYK sayesinde, iş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeler dijitalleşiyor ...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR





İş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeler,
“Kolay PEYK” ile dijitalleşiyor

Kolaysoft Teknoloji ve Çorum SMMMO işbirliği ile “İş Kanunları ışığında, işyeri kayıt ve belgelerinin dijitalleşmesi” konulu toplantı, 28 Ağustos Çarşamba günü, Çorum SMMMO Konferans Salonu’nda düzenlendi.
Mali müşavirlerin yoğun ilgi gösterdiği organizasyona; Çorum SGK İl Müdürü Ömer Tök, Çorum Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Ali Can Doğan, Kolaysoft Teknoloji Genel Müdürü Kezban Boztürk, Kolaysoft Teknoloji Pazarlama Koordinatörü Umut Gökbulut ve sektör temsilcileri katıldı.
Toplantıda öne çıkan konulardan birisi “Kolay PEYK” ürünü oldu. Kolay PEYK sayesinde, iş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgelerin, resmi evrak olarak dijitalleşeceğinin altı çizildi. Konunun uzmanları, Kolay PEYK ürününün, işverenlerin yükümlülüklerini kanuni açıdan ispatlamaları noktasında başarılı bir çözüm olduğunu açıkladılar. Aynı zamanda, e-Dönüşüm (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-İrsaliye vd) uygulamaları hakkındaki son gelişmeler değerlendirildi.

İşletmeler bildirimlerini, “Kolay PEYK” üzerinden gönderecek

Kolay PEYK sayesinde, iş kanunu yükümlülüklerinin dijital ortamda yerine getirildiğini açıklayan Kolaysoft Teknoloji Genel Müdürü Kezban Boztürk, şunları anlattı:
“İşletmeler tarafından, çalışanlarına yapılacak olan her türlü yazılı bildirimlerin, “Kolay PEYK” üzerinden yapılması; hem işverenlerin mevzuatta öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamaktadır; hem de olası bir dava-teftiş sırasında sözü edilen yükümlülüklerin yapıldığının ispat edilebilmesi anlamına gelmektedir. Geçmiş yıllarda işverenler, bazı bildirimlerini noter kanalıyla yaparken, bu noktada maliyet, zaman ve insan kaynağı kayıplarına neden olunurken, bu belgelerin muhafaza edilerek arşivlenmesi de gerekiyordu. Özetle, Kolay PEYK ile gönderilen zaman damgalı tüm belgeler, resmi evrak olarak uygun görüldüğü için, firmalar hem noter maliyetinden zaman ve insan kaynağından tasarruf etmektedirler, hem de bu belgelerin arşivlenmesi gibi ek bir iş yükü oluşmayacaktır” dedi.

İş yerlerine açılan davaların %60’ı, mesailerin ödenmediği konusunda oluyor

Çalışanlar tarafından,firmaya açılan davaların %60’a yakınının mesailerin ödenmediği konusunda olduğunun altını çizen Kezban Boztürk, konuşmasına şöyle devam etti: 
“İş kanunları ve ikincil mevzuatlar, işverenlere ciddi sorumluluklar yüklemektedir ve bunların yerine getirilmemesi durumda, hukuki ve cezai yaptırımlar gerçekleşmektedir. Çalışanlar, mevzuata aykırı bir durum olduğunda, Çalışma Bakanlığı’na, SGK’ya veya İş Mahkemesine başvurarak, yasal haklarını aramaktadırlar. Bu nedenle, olası bir teftiş veya dava esnasında, işverenlerin mevzuata uygun çalışmalarını,yazılı belgeler ile ispatlamaları zorunludur. Çoğu zaman işverenler haklı dahi olsalar, haklı oldukları süreçleri yazılı belgeler ile ispatlayamadıklarında, davayı kaybetme veya idari para cezası alma durumu ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Özetle, Kolay PEYK, işletmelerin iş kanunlarındaki yükümlülüklerini, kanuni açıdan ispatlamaları noktasında başarılı bir çözümdür” şeklinde konuştu.

3 Eylül 2019 Salı

TIRPORT ve Mobiliz’den,lojistik sektörü için dev işbirliği...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



TIRPORT ve Mobiliz’den,lojistik sektörü için dev işbirliği

Lojistik operasyon yönetimi ve yük takibi konusunda dünya çapında dijital çözümler üreten TIRPORT, gelecek 3 yıl içinde 250 bin aktif kamyoncuya ulaşmayı hedefliyor. Araç Takip Sistemi Mobiliz ise, onlarca ülkede, 400 binin üzerinde araca uçtan uca araç takip çözümleri sunuyor.
TIRPORT ve Mobiliz firmaları arasında, lojistik sektörü için geçtiğimiz günlerde işbirliği imzalandı. İmzalanan anlaşmayla, Mobiliz kurumsal müşterileri, TIRPORT’un yük takip ve lojistik operasyon yönetimi hizmetlerine erişecektir. Mobiliz müşterisi olan lojistik şirketleri, kamyoncu kooperatifleri, forwarder’lar yük sahibi fabrikalar, ithalatçı ve ihracatçı firmalar, lojistik operasyonlarını,TIRPORT’un aplikasyon gücüyle akıllı telefonlarından yönetebileceklerdir. Ayrıca, Mobiliz müşterileri, kendi filosu dışında spot pazardan kısa süreli tedarik ettiği kamyonları ve yüklerini de, TIRPORT YükCepte uygulaması ile takip edebilme imkanına kavuşmaktadır. Özetle, iki kurum arasındaki işbirliği sayesinde, araç takip cihazı takılmayan araçların ve taşımaların, TIRPORT App gücüyle yönetilebilmesi olanaklı hale gelmektedir.

Her gün 600 kamyon yük alıyor; bir gündeki taşımaların bedeli 1 milyar TL’yi aşıyor

Taşımanın %92’sinin karayoluyla yapıldığı Türkiye, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük kamyon pazarına sahiptir. Türkiye’de,850 bin kamyon yollardadır. Her gün ortalama 600 bin kamyon yük alıyor ve ortalama 285 kilometre taşıma yapılıyor. 2 bini aşkın lojistik firmasının faaliyet gösterdiği pazarda, bir günde gerçekleşen taşımaların bedeli yaklaşık 1 milyar TL’nin üzerinde gerçekleşiyor. Yollardaki kamyonların %10’unda bile araç takip sistemi yoktur. Diğer taraftan, trafikteki kamyonların, sadece %5’i lojistik firmalarına ve üretici şirketlere aittir. Geri kalan %95’in sahipliği bireyseldir. Lojistik firmaları %90’lar seviyesinde, spottan kamyonlar bularak, onlara yük vermektedir. Bu durum,taşımanın ve yükün güvenliği açısından, birçok riski de bünyesinde barındırmaktadır. Gecikmeler, teslimat raporlamaları, hırsızlıklar gibi birçok konu sektörü zorlamaktadır.
TIRPORT, lojistik operasyon yönetimi ve yük takibi konusunda dünya çapında dijital çözümler üretmektedir. TIRPORT’un geliştirdiği teknolojiler, araç takip sistemleriyle ya da araçlardaki OBD portlarla konuşabiliyor, mobil aplikasyonlarla taşımanın her evresi gerçek zamanlı ve konum tabanlı raporlanabiliyor. TIRPORT sayesinde, lojistik firmaları ve yük verenler, taşımayı cepten yönetirken; yüklerini ve teslimat süreçlerini canlı bir şekilde izlemektedirler.

RadissonResidences Avrupa Tem İstanbul, açılıyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



,Radisson, İstanbul’daki 16. tesisini açıyor

RadissonResidences Avrupa Tem İstanbul, açılıyor

Radisson Hotel Group'un bir parçası olan Radisson Hospitality AB, RadissonResidences Avrupa Tem İstanbul imzasını ilan etmekten gurur duyuyor. 140 dairelik rezidans, Avrupa Tem Konut Kompleksi içinde yer alıyor ve kısmi bir tadilattan sonra bu yılın sonundan önce açılacak.

Türkiye’de otelcilik sektöründe olumlu bir büyüme trendi görüyoruz

Radisson Hotel Group Genel Müdür Yardımcısı ve Baş Geliştirme Yöneticisi ElieYounes, “Türkiye'de otelcilik sektöründe olumlu bir büyüme trendi görüyoruz. İstanbul'da Radisson markası altındaki ilk rezidans projesinin ardından, bir başka mükemmel tesis daha getirmekten mutluluk duyuyoruz. Ortaklarımıza devam eden güvenleri ve bu üçüncü stratejik katkıları için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bu otel ile Radisson Hotel Group, şehirdeki 16 tesisiyle İstanbul'un önde gelen üst düzey işletmecisi olarak yerini güçlendirmiştir.”dedi.

RadissonResidences Avrupa Tem İstanbul, bir yatak odalı, iki yatak odalı ve üç yatak odalı konaklama birimlerinden oluşan 140 modern daireden oluşacak. Rezidansta, ayrıca hem kısa, hem de uzun süreli konaklamalar için iyi donanımlı bir spor salonu ve kapalı yüzme havuzu da dahil olmak üzere bir SPA bulunmaktadır. RadissonResidences Avrupa Tem İstanbul, Avrupa Tem Konut Kompleksi içinde, İstanbul Havaalanı'na yakın bir konumda yer almaktadır. İstanbul’un belli başlı iş bölgelerine ve hava alanına yakınlığı ile, tesisin merkezi bir konumda şık bir konaklama arayan hem iş seyahatinde olanlar, hem de tatil amaçlı konukları çekmesi bekleniyor.

Radisson Hotel Group ile olan ilişkimizi genişletmekten mutluluk duyuyoruz

RadissonResidences Avrupa Tem İstanbul yatırımcısı Süleyman Çetinsaya: “Radisson Hotel Group ile olan ilişkimizi daha da genişletmekten mutluluk duyuyoruz. Kayseri ve Vadistanbul'daki başarılı lansmanlardan sonra, bu yeni projenin başka bir başarı olacağından ve Radisson'un Türkiye'ye ve dünyaya getirdiği hizmet ve marka bilinirliğinin kalitesini göstereceğinden eminiz.” dedi.

RadissonResidences Avrupa Tem İstanbul, yeni İstanbul Havaalanı’na araçla yaklaşık 30 dakikadır ve rezidansı şehre bağlayan Trans-Avrupa Otoyolunun (E80) en yakın çıkışına sadece 400 metre uzaklıktadır.