HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
KERVANSARAY OTELİ YANGINININ ŞÜPHELİ BİLİRKİŞİ RAPORU
Bursa Uludağ’daki Kervansaray Otel’i küle çeviren ve bir ailenin yok olmasına yol açan yangına ait bilirkişi raporu büyük tartışmalara yol açtı. Yangının üzerinden yedi ay geçtikten sonra tekrar hazırlanan 2. bilirkişi raporu, alınan ilk raporla çelişmekle kalmayıp resmi belgeleri de görmezden geliyor.
Geçtiğimiz Mart ayında çıkan yangında Türkiye Kayak ve Snowboard Öğretmenleri Derneği Başkanı eski milli kayakçı Yahya Üsta ile oğlu milli kayakçı Berkin Üsta ölmüş, eşi Fikriye Üsta ise yaralı olarak kaldırıldığı hastanede altı gün sonra yaşamını yitirmişti.
Kartalkaya yangının ardından başlatılan denetimler neticesinde, 1’inci Oteller Bölgesi’nde bulunan Kervansaray Otel’in “basit konaklama” belgesinin süresinin dolduğu ve Milli Parklar’daki tahsis sürecinin sona erdiği görülmüş, ayrıca “mimari”, “yangın tesisatı” ve “yangın algılama” sistemlerinde tespit edilen 38 eksiklik nedeniyle ruhsatı yenilenmemişti. Valilik otelin konaklama izninin 2 Ocak’ta iptal edildiğini bildirmiş,ayrıca mahkeme otelin tahliyesine karar vermişti.
Mart ayının 27’sinde sabaha karşı 05.00 sıralarında çıkan ve bir ailenin yaşamını yok eden yangının çıkış anı otelin güvenlik kamerasına yansımıştı. Kayıtlarda otelin görevli personeliyle, kayak malzemeleri satan çalışanlarının, kafe-restoran bölümünün verandasındabıraktıklarıköz halindeki mangaldan sıçrayan kıvılcımların duvardaki süs bitkilerini tutuşturduğu görülüyordu.Alevler kısa sürede büyümüş ve tüm oteli sarmıştı.
Olaydan sonra Cumhuriyet Başsavcı vekili ile iki Cumhuriyet savcısının görevlendirildiği soruşturmada aralarında işletme sahibi, işletme müdürü ve kayak odası çalışanın olduğu beş şüpheliyle birlikte otelin mülk sahibi de gözaltına alınmıştı. İşlemlerinin ardından “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan sevk edildikleri adliyede mahkemeye çıkarılan şüphelilerden dördü tutuklanmış, iki kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından görevlendirilen müfettişin incelemelerini tamamlamasının ardından otel, Osmangazi Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri tarafından mühürlenmiş, Jandarma’nın geniş güvenlik önlemi aldığı otelde bilirkişi heyeti de incelemelerdebulunmuştu.
Olaydan yedi ay sonra hazırlanan 74 sayfalık 2. bilirkişi raporunda, eski milli kayak hocasının sahibi olduğu “FB Usta” şirketinin, yangının çıktığı kafe bölümünün kiracısı olduğu ve ‘asli kusurlu’ bulunduğu iddia edilmekte.Yanı sıra, otelin zararının giderilmesi için otel sahiplerinin Yahya Üsta’nın yasal mirasçısı olarak görünen akrabalarından tazminat istediği ve otelin bugünkü masraflarıyla bu rakamın 10 milyon doları bulduğu öğrenildi.
Bilirkişi raporunda, kardeşi Yahya Üsta’nın, sahibi olduğu şirket bahane edilerek suçlu gösterilmesini tepkiyle karşılayan Feride Gündüz,
"Benim kardeşim yıllardır Uludağ’da kayak öğretmenliği ve işletmecilik yapıyordu ama otelin sadece kayak odasını ve telesiyeji işletiyordu. Yangın çıkan kafe-barı kardeşim Yahya işletiyor gibi göstermişler. Kardeşimin kesinlikle bar ve kafeyle alakası yoktu. Ölmüş, suçsuz günahsız bir insanı suçlu duruma düşürmek hangi vicdana sığar? Kardeşim ve oğlu Türk Milli Kayak Takımı’na yıllarca hizmet etmiştir. Buradan yetkililere sesleniyorum. Lütfen, sesimizi duyun, bu haksızlığa dur deyin,” dedi.
Maile Üsta da ağabeyinin, yangının çıktığı otel bünyesindeki kafeyle ilgisinin olmadığını, sadece telesiyejle ulaşılan kafenin ona ait olduğunu ve o kafenin başında da kendisinin durduğunu belirtti ve “Ben yedi yıldır ağabeyimin yanında çalışıyordum. Yahya, otelin kiracısı olarak kayak odasını, bir de telesiyeji işletiyordu. Ben yangından bir gün önce Uludağ’dan Bursa’ya geldim. O gece kat çalışanları mangal yakıp yangın çıkarmışlar. Benim ağabeyim, eşi ve oğluyla o sırada odalarında uyuyorlardı. Ağabeyimin yangının çıktığı kafe-barla hiç bir ilgisi bulunmuyor,” dedi.
Üsta ailesinin avukatı İsmail Eray Çokal, söz konusu raporun hazırlanan ikinci rapor olduğunu ve ilk bilirkişi raporu ile arasında çelişkiler bulunduğunu belirtti. Çokal,
“Yangın Mart ayında çıktı. O zamandan beri sekiz ay geçti ve bir karar çıkmadı. İlk verilen bilirkişi raporu aylarca dosyaya gelmedi. Şu anda dosyaya gelen raporla, olay yeniyken verilen bilirkişi raporu arasında ciddi çelişkiler var.
Yangına müdahale eden itfaiyeci ve hukukçu bilirkişilerin verdiği raporda, Kervansaray Otel’de yangın springlerinin ve duman dedektörlerinin olmaması sebebiyle otel yönetimi “asli kusurlu” bulunurken, sonradan hazırlanan raporda nasıl olmuşsa hiçbir şekilde bu konuya değinilmemiş. Dosya içerisinde iki tane çelişkili rapor var ve iddianamenin bu şekilde hazırlanması imkânsız,” dedi.
“Son raporda yangının başlangıç alanının yanlış tespit edildiği, dosya kapsamındaki tüm raporlar, kamera kayıtları ve diğer evraklardan anlaşılmaktadır. Bilirkişiler tarafından ikinci kez tanzim edilen rapor, yangın sonrası düzenlenen itfaiye ve teknik inceleme raporu ve bilirkişi heyeti ön raporu ile çelişkili olup bu raporlardaki çelişkilerin giderilmesi açısından yeni bir heyet raporu alınması bu dosyada zaruridir,” şeklinde konuştu.
Yangının çıktığı kafenin işletmesinin başka bir şirkete ait olduğunu ve bununla ilgili bir sözleşmeninbulunduğunu söyleyen Çokal, buna hiç değinilmeyip kafe işletmesinin Yahya Üsta’ya ait gösterildiğini ve bütün suçlu oymuş gibi bir rapor düzenlendiğini belirtti. Otel sahiplerinin asli kusurlu olduklarını söyleyen Çokal,
“Alt kiralama ilişkisi, binanın asli ve yapısal yangın güvenliği yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz. Bu yükümlülükler nitelikleri gereği devredilemediği için denetim yetkisi de bina malikinde kalmaya devam eder. Öte yandan, dosya kapsamında mevcut tüm kamera kayıtları, teknik raporlar ve tanık anlatımları incelendiğinde yangınla illiyet bağı bulunmayan ve Yahya Üsta'nın eşine ait şirketin çalışanları yönünden de herhangi bir kusur ve sorumluluk tespit edilememiştir. Bu nedenle bu şirket ve yetkililerinin olayla bağlantısının bulunması hukuken mümkün değildir. Bu bilgiler ışığında şu anda haklarında bir adli tedbir dahi olmayan otel sahiplerinin asli kusurlu ve sorumlu olduğunu düşünüyoruz,” diye konuştu.
“Yangında yok olan bu ailenin toprağı dahi kurumamışken,yakınlarının acıları henüz tazeyken, Kervansaray Otel'in tazminat talebi ve ara buluculuk başvurusuyla karşı karşıya kaldık. En azından biz Kervansaray Otel ve sahiplerinden destek mesajı ya da bir başsağlığı mesajı beklerken, böyle bir şeyle karşılaşmak aileyi gerçekten derin bir üzüntüye boğdu. Bunun açıklanabilir bir tarafı yok,” diye devam eden Çokal, Türkiye ucuz ölümler ülkesi olmamalıdır, dedi.
Türkiye’nin ucuz ölümler ülkesi olmaktan çıkacağı, vicdanların ve adaletin ülkemize hakim olacağı günleri hasretle bekliyoruz.
Murat TÜZEL
CHP İstanbul Kültür ve Turizm Komisyon Başkanı
Şişli Kent Konseyi Turizm Komisyon Başkanı
Dünya Seyahat Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu Üyesi

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder