31 Temmuz 2025 Perşembe

TURİZMDE "REKOR" POLEMİĞİ: SAHA GERÇEKLERİ BAKANLIĞIN RAKAMLARIYLA ÖRTÜŞMÜYOR


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



TURİZMDE "REKOR" POLEMİĞİ: SAHA GERÇEKLERİ BAKANLIĞIN RAKAMLARIYLA ÖRTÜŞMÜYOR

Kültür ve Turizm Bakanı’nın “Türkiye turizmde rekorlar kırıyor” açıklamaları sektörün sahadaki aktörleri tarafından sorgulanıyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli otelciler, açıklanan rakamların kendi yaşadıkları ekonomik sıkıntıları yansıtmadığını belirtiyor.

Oldcity Otelciler Platformu Başkanı Tarkan Akyüz, turizmde resmi verilerle sahadaki durum arasında ciddi farklılıklar olduğunu vurguladı. “Bakanlık tarafından dile getirilen ‘rekor’ söylemleri moral açısından olumlu olabilir, ancak mevcut tabloyu yansıtmıyor. İstanbul Tarihi Yarımada'dan Kapadokya’ya, Ege ve Karadeniz sahillerine kadar pek çok bölgede otelciler, doluluk oranlarının ve gelir seviyelerinin yetersizliğinden şikayetçi” ifadelerini kullandı.

İstanbul Otelciler Esnaf Odası’ndan Çarpıcı Doluluk Rakamları

İstanbul Otelciler Esnaf Odası Başkanı Ahmet Yaşar tarafından hazırlanan 7 Temmuz 2026 tarihli rapor, sektörün karşı karşıya olduğu sıkıntıları verilerle ortaya koydu. Raporda, İstanbul’un farklı lokasyonlarında faaliyet gösteren otellerin doluluk oranları şu şekilde sıralandı:

Sultanahmet, Beyazıt lokasyonundaki otellerde doluluk oranı: %45

Beyoğlu lokasyonundaki otellerde doluluk oranı: %23

Aksaray, Laleli lokasyonundaki otellerde doluluk oranı: %35

Şişli lokasyonundaki otellerde doluluk oranı: %34

Taksim, Harbiye lokasyonundaki otellerde doluluk oranı: %27

Genel olarak, İstanbul Otelciler Esnaf Odası'na kayıtlı otellerde Haziran 2026 genel doluluk oranı %32,80 olarak tespit edildi. Bu oran, sektör temsilcilerine göre, “rekor” söylemleriyle taban tabana zıt.

Maliyetler Yükseliyor, Kâr Marjı Eriyor

Tarkan Akyüz, sektördeki temel sıkıntının artan maliyetler ve düşen gelirler olduğuna dikkat çekerek, “Enerji, gıda, personel ve diğer işletme giderlerindeki artış otelcileri çok zorluyor. Bunun yanında turist başına düşen harcama miktarı da hızla düşüyor. Gelen turist sayısının artması değil, bırakılan gelir önemli. Bugün 100 turist geliyor ama 30 turistin bıraktığı kadar harcama yapılıyor” dedi.

Gerçekçi Politikalar ve Destek Şart

Sektör temsilcileri, turizmde sürdürülebilirliğin sağlanması için gerçekçi verilerle politika üretilmesi gerektiğini vurguluyor. Akyüz, “Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ayakta kalabilmesi için maliyet artışlarına karşı özel destek paketleri, finansal teşvikler sağlanmalı. Aksi halde sahadaki işletmelerin bu yükü kaldırması mümkün değil” diye konuştu.

GTD; ORMANDAYIZ etkinliği ile Orman Yangınlarında Farkındalık Yarattı

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



GTD; ORMANDAYIZ etkinliği ile Orman Yangınlarında Farkındalık Yarattı

Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), doğaya ve yerel değerlere sahip çıkmak amacıyla düzenlediği “Ormandayız” etkinliğiyle önemli bir farkındalık çalışmasına imza attı. 30 Temmuz Çarşamba akşamı İstanbul Life Park Izoletta’da gerçekleşen etkinlik, yoğun katılımla ve yüksek etkileşimle tamamlandı.

Her yıl yaz aylarında artış gösteren orman yangınlarının yalnızca doğaya değil, aynı zamanda yerel üreticilere ve kültürel mirasa verdiği zarara dikkat çekilen gecede, Türkiye’nin dört bir yanından getirilen coğrafi işaretli ürünler öne çıkarıldı. Kokteyl prolonge formatında yapılan etkinlik, GTD üyeleri için geleneksel bir buluşma niteliği taşırken; doğayla iç içe tasarlanmış atmosferiyle çevresel ve kültürel sürdürülebilirlik mesajı verdi.

Etkinlikte tüm GTD üyeleri, güçlü bir iş birliğiyle catering alanında sinerji yaratarak kendi ürün ve tatlarını üyelerle buluşturdu. Aynı zamanda sosyal sorumluluk alanında farkındalık yaratmak amacıyla farkındalık standları kuruldu.



Programda öne çıkan başlıklar arasında orman yangınlarının coğrafi işaretli ürünlere etkisi, küresel ısınmanın gastronomi turizmine yansımaları ve yerel üreticilerin korunması gibi konular yer aldı. Etkinliğe Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TYGD) ile Fransa menşeli FIJET Türkiye de destek verdi.

GTD ve TYGD Başkanı Gürkan Boztepe, etkinlikle ilgili yaptığı açıklamada, bu organizasyonu orman yangınlarına dikkat çekmek ve sosyal sorumluluk bilinci oluşturmak amacıyla özellikle ormanlık bir alanda gerçekleştirdiklerini belirtti. Boztepe, “Ormanlarımızı korumak kadar, Anadolu’nun zenginliğini yansıtan coğrafi işaretli ürünlere sahip çıkmak da çok önemli. Bu iki değer, aslında geleceğimizin anahtarıdır,” dedi.

Geceye; İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, sanatçı Tamer Levent, Prof. Dr. Oğuz Özyaral,  eski Turizm ve Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı, eski Tarım Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, Dr. Ender Saraç katılım sağladı.


Etkinlik aşağıdaki kurumların katkılarıyla hayata geçirildi:

Aİdrink, Antiochia , Crowne Plaza Harbiye, Dr. Aronia, GT Anadolu, İzoletta, Kalbur Et, Kosifler Oto, Karaköy Güllüoğlu, Life Park, Meat Burger, Meltem’in Evi, Sabırtaşı, Tepe Gourmet, TYGD, Qurabiss, The Coffee Factory, Hatay dayanışma derneği, Efor Çay, Export, Vegan Derneği.


Etkinlik, doğa sevgisiyle gastronomiyi buluşturarak hem çevresel duyarlılığı artırdı hem de toplumsal sorumluluğun güçlü bir örneğini ortaya koydu.

FCR GYO otel projesinin temelini attı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


FCR GYO otel projesinin temelini attı

Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbulSabiha Gökçen Airport iş ve sağlık turizminin yeni merkezi olacak

FCR GYO, Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbul Sabiha Gökçen Airport projesinin temelini attı. Otelin aynı zamanda FCR GYO’nun gelecek vizyonunu gerçekleştirme yolunda önemli bir adımı temsil ettiğini söyleyen FCR GYO Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça, “Otelimizi, hemen yanı başında yer alan ve yapımını tamamladığımız sağlık merkezimizle birlikte sağlık turizmi için bölgesel bir merkez haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi. FCR GYO Genel Müdürü Emrullah Temel ise şehir merkezine ve ulaşım ağlarına yakınlığı ve geniş hizmet yelpazesiyle hem kenti ziyaret eden turistlere hem de iş dünyasına hitap eden otelin, stratejik konumu, modern mimarisi ve geniş hizmet yelpazesiyle yatırım potansiyeli yüksek bir turizm projesi olduğunu belirtti.

İstanbul’da geliştirdiği nitelikli gayrimenkul projeleriyle öne çıkan FCR Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (FCR GYO), sağlık ve turizm alanındaki vizyonunun en önemli halkalarından biri olan Ramada Hotel&SuitesbyWyndhamIstanbul Sabiha Gökçen Airport’un temelini attı.FCR GYO Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça’nın ev sahipliğinde gerçekleşen temel atma törenine Pendik Kaymakamı Mehmet Yıldız,Pendik İlçe Emniyet Müdürü Oktay Çelik,FCR GYO Genel Müdürü Emrullah Temel, Wyndham Hotels & Resorts Türkiye Geliştirme Başkanı Murat Özel, FCR GYO Yönetim Kurulu Üyeleri ve iş insanları katıldı. 



İstanbul’un dünyaya açılan kapılarından biri olan Pendik Kurtköy’de yükselen 5 yıldızlı Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbulSabiha Gökçen Airport, iş dünyasının tüm beklentilerini karşılarken kentte sağlık turizminin bir numaralı adreslerinden biri olacak.Otel, 6 bin 95 metrekare arsa üzerinde 33 bin 676 metrekare inşaat alanına sahip. 216 oda ve 432 yatak kapasitesiyle hizmet verecek Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbulSabiha Gökçen Airport, hem yerel hem de uluslararası misafirlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlandı.

Geniş iş ve aktivite alanları

90 süit, 48 junior süit odanın yanı sıra 690 metrekare ana giriş lobi alanı, 5 adet toplantı salonu, alakart restoran, 745 metrekarelik restoran lobisi, 793 metrekarelik çok amaçlı salon gibi bölümlere yer verilen otelde ayrıca, 432 metrekarelik kapalı havuz, 70 kişi kapasiteli fitness salonu, pilates stüdyosu, masaj odaları, buhar odası, hamam, sauna, lobby bar, pastane, kitaplık gibi aktivite alanları bulunuyor. Engelliler için özel olarak tasarlanan odaların da unutulmadığı Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbul Sabiha Gökçen Airport’ta, 250 araç kapasiteli kapalı otopark, 10 araç kapasiteli motosiklet alanı ve 4 adet elektrikli şarj istasyonu yapılıyor. 

“Turizm ve konaklama sektörüne değer katacak bir proje”

FCR GYO Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça, Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbul Sabiha Gökçen Airport ile turizm ve konaklama sektörüne değer katacak bir proje hayata geçirdiklerini belirterek “Asya ve Avrupa’yı birleştiren konumuyla küresel ekonominin önemli merkezlerinden biri olan İstanbul’a, uluslararası standartlarda bir tesis kazandırmanın gururu içindeyiz” dedi. Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbulSabiha Gökçen Airport’un aynı zamanda FCR GYO’nun sağlık ve turizm alanındaki vizyonunu gerçekleştirme yolunda önemli bir adım olduğunu dile getiren Koça, “Otelimizin, sadece iş dünyası için değil sağlık turizmi açısından da ülkemizin en önemli merkezlerinden biri olacağına inanıyoruz” diye konuştu. Türkiye’nin sağlık turizmi konusunda bir dünya markası olma yolunda hızla ilerlediğini hatırlatan Koça, şunları söyledi:

“Sağlık turizminin önemli merkezlerinden biri olacak”

“Ülkemiz, tıp ve turizm alanındaki yetkinliğiyle, tesis ve hizmet kalitesiyle her yıl sağlık hizmeti almak isteyen binlerce turisti kendine çekiyor. Biz de FCR GYO olarak ülkemizin bu alandaki gelişimine katkı sunmak, döviz girdisi sağlamak ve yepyeni istihdam olanakları oluşturmak hedefiyle, yatırımlarımızda sağlık turizmine önemli bir yer ayırdık. Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbulSabiha Gökçen Airport, bu vizyonumuzun temel taşlarından birini oluşturuyor. Otelimizi, hemen yanı başında yer alan ve yapımını tamamladığımız sağlık merkezimizle birlikte sağlık turizmi için bölgesel bir merkez haline getirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde bu zincire yeni halkalar eklemek, yeni projelerle sektörümüze ve Türkiye ekonomisine elimizden gelen en büyük katkıyı sunmak için çalışmaya devam edeceğiz.”

“Yatırım potansiyeli yüksek”

FCR GYO Genel Müdürü Emrullah Temel ise Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbulSabiha Gökçen Airport’un titiz bir planlama sürecinin ardından temel atma aşamasına geldiğini belirterek “Bulunduğu bölgeye, turizm sektörüne, ülke ekonomisine ve yatırımcısına en yüksek değeri sunacak, eşsiz bir proje ortaya koyduğumuza inanıyoruz” dedi. Şehir merkezine ve ulaşım ağlarına yakınlığı ve geniş hizmet yelpazesiyle hem kenti ziyaret eden turistlere hem de iş dünyasına hitap eden otelin, stratejik konumu, modern mimarisi ve geniş hizmet yelpazesiyle yatırım potansiyeli yüksek bir turizm projesi olduğunu ifade eden Temel,  şöyle devam etti:

“12 ay açık konut fuarına ev sahipliği yapacak”

“Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbulSabiha Gökçen Airport’un cazibesini ve yatırım değerini artıracak iş modellerini, bu projede hayata geçirmeyi planlıyoruz. Hemen yanı başındaki sağlık merkezimizle birlikte bölgenin önemli sağlık turizmi merkezlerinden biri olmasını planladığımız otelimiz, aynı zamanda yılın 12 ayında açık bir konut fuarına ev sahipliği yapacak. Projenin hemen altında yer alan fuar alanı, gayrimenkul geliştiricilerini, emlak firmalarını ve potansiyel alıcıları bir araya getirerek modern bir ticaret platformu olarak faaliyet gösterecek. Tüm bu özellikleriyle yatırımcılara çok yönlü bir gelir modeli sunacak olan Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbulSabiha Gökçen Airport, FCR GYO’nun yatırım vizyonunu ortaya koyan en iddialı projelerden biri olarak portföyümüze değer katacak.” 

Türkiye’nin önde gelen otel grubunun imzasını taşıyor

WyndhamHotels& Resorts Türkiye Geliştirme Başkanı Murat Özel ise, "Türkiye'nin önde gelen otel grubu olarak, turizmin büyümesini destekleme, hizmet verdiğimiz stratejik bölgelerde büyümeye devam etme ve her misafirin ihtiyaçlarını karşılayan yüksek kaliteli konaklama hizmetleri sunma kararlılığımızı sürdürüyoruz. Ramada Hotel &SuitesbyWyndhamIstanbulSabiha Gökçen Airport ile bölgemizdeki varlığımızı güçlendirmekle kalmıyoruz; aynı zamanda ekonomiye katkıda bulunuyoruz, yeni istihdam olanakları yaratıyoruz ve hem yurt içinden hem de yurt dışından misafirlerimiz için önemli bir merkezi hayata geçiriyoruz" şeklinde konuştu.


30 Temmuz 2025 Çarşamba

Wyndham’ın EMEA’da Büyümesi Hız Kazandı, Bölgedeki Otel Sayısı 700’ü Geçti


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Wyndham’ın EMEA’da Büyümesi Hız Kazandı, Bölgedeki Otel Sayısı 700’ü Geçti

Wyndham Avrupa, Orta Doğu, Avrasya ve Afrika genelindeki ivmesini önemli açılışlar ve anlaşması imzalanan yeni otellerle güçlendiriyor

   EMEA’daki büyüme ivmesine hız kazandıran Wyndham Hotels&Resorts’un Avrupa, Orta Doğu, Avrasya ve Afrika genelinde faaliyet gösteren otel sayısı 720’nin üzerine çıktı. Wyndham 2025 yılının ilk yarısında bölge genelinde toplamda 4 bin 700’den fazla odayı kapsayan 60’ın üzerinde yeni otel açılışına imza atarken, şirket EMEA genelinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5 oranında organik büyüme kaydetti. Hızlı büyüyen pazarlarda kaliteli ve markalı konaklama hizmetlerini genişletmeye odaklanan Wyndham, bu dönem içinde bölge genelinde 27 yeni otel için anlaşmaya da imza attı.   

Wyndham’ın 2025 yılında gerçekleştirdiği önemli açılışlar arasında Sicilya’daki Dolceby Wyndham Siracusa, Monasteri Golf and Spa ve Türkiye’deki SignatureCaveCappadocia, Trademark Collection by Wyndham gibi tesisler de göze çarpıyor. Wyndham yılın ilk yarısında Gürcistan, Romanya ve Kazakistan’da yeni açılışlar gerçekleştirerek ve markalarını yeni pazarlarla buluşturarak Doğu Avrupa ve Orta Asya’da büyümeye devam ederken, Avrasya bölgesindeki büyümesine de 21 yeni otelin açılışıyla ivme kazandırdı. Şirketin Avrasya’daki portföyü 90’dan fazla otele ulaşırken,bu otellerin büyük bölümü dünyanın en dinamik ve en hızlı büyüyen konaklama pazarlarından Hindistan’da bulunuyor.

Wyndham’ın yeni otellerin geliştirilmesi için imzaladığı stratejik anlaşmalar da bu dönemde şirketin markalarının büyümesinde önemli rol oynadı. Bu anlaşmalar arasında dünyaca tanınan Super 8® by Wyndham markasını Suudi Arabistan ve İber Yarımadası gibi talebin yüksek olduğu iki pazarla buluşturacak olanlar yer alıyor.



“EMEA genelinde 720’den fazla açık otelimizle olağanüstü bir ivme görüyoruz. Seyahatlerdeki artış devam ediyor ve biz de bu bölgenin enerjisini ve çeşitliliğini yansıtan, giderek büyüyen portföyümüzle bu talebi karşılıyoruz. Sicilya’daki göz alıcı resort tesislerden Kapadokya’da bir mağarada konaklamak gibi eşsiz tecrübelere kadar, gerçekten ilham verici deneyimler sunuyoruz. İber Yarımadası ve Suudi Arabistan gibi pazarlarda yeni anlaşmalara imza atarak yalnızca büyümekle kalmıyor, aynı zamanda ortaklarımız için yeni fırsatlar yaratıyoruz ve misafirlerimizinbölgede konaklayabilecekleri harika seçenekleri daha da genişletiyoruz.”


TatilBudur, vize alma zahmetine girmeden özel tatil rotalarını belirledi.

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


TATİLBUDUR’DAN VİZESİZ TATİL ROTALARI

Kaliteli ve keyifli tatil deneyimlerine aracılık eden TatilBudur, vize alma zahmetine girmeden keşfedilebilecek birbirinden özel tatil rotalarını belirledi. Vizesiz yurt dışı seyahatlere konfor ve ayrıcalık katan TatilBudur; Balkanlar, Tayland ve Mısır gibi popüler destinasyonları içeren paketlerle unutulmaz bir yaz tatili vaat ediyor.

Her bütçeye ve zevke uygun alternatifler sunan TatilBudur, vize almadan seyahat etmek isteyen tatil tutkunlarına birbirinden özel tur paketleri sunuyor. 

Balkanlarda Tarih, Doğa ve Kültür Bir Arada

Vizesiz seyahat edilebilen Makedonya, Arnavutluk, Karadağ, Kosova ve Sırbistan rotaları ile Balkanlar, kültürel zenginlikleri ve doğal güzellikleri bir arada yaşamak isteyenlerin gözdesi olmaya devam ediyor. TatilBudur’un Balkan turlarıyla misafirler; Ohrid Gölü’nün huzur veren manzarasından, Karadağ’ın etkileyici sahil kasabalarına, Sırbistan’ın tarihi sokaklarından Kosova’nın renkli pazarlarına kadar birçok noktayı keşfetme şansı yakalayacak. Tur boyunca verilen molalar, tarihi atmosferlerde yöresel tatların da deneyimlenebileceği özel anlara dönüşecek.

Sharm El Sheikh’te Çöl ve Deniz Bir Arada

Vize gerektirmeyen Mısır’ın popüler turizm noktalarından Sharm El Sheikh, özellikle macera ve deniz tutkunlarının ilgisini çekiyor. TatilBudur’un Sharm El Sheikh paketinde; çöl safarisi, Bedevi kampı ziyareti, deveyle gezinti ve teleskopla yıldız gözlemi gibi benzersiz deneyimler bir araya geliyor. Renkli mercan resifleriyle ünlü Kızıldeniz’de gerçekleştirilen scuba dalışı, misafirlere unutulmaz anılar bırakıyor.

Tayland’da Egzotik Rüya Tatili

TatilBudur’ un egzotik atmosferiyle büyüleyen Tayland, Bangkok, Phuket ve Pattaya’yı kapsayan tur programında; tarihi kanallarda özel tekne gezileri, Budist tapınak ziyaretleri, fil safarisi ve timsah çiftliği turları yer alıyor. Özellikle Pattaya’nın bembeyaz kumsalları ve palmiye ağaçları arasındaki sahilleri, yaz tatilinin en çok tercih edilen duraklarından biri oluyor.

Dubai: Modern Şehir Hayatı ve Lüks Tatilin Buluşma Noktası

Orta Doğu’nun parlayan yıldızı Dubai, kolay vize prosedürü sayesinde Türk misafirler arasında yoğun ilgi görüyor. Gökdelenler, alışveriş merkezleri, çöl safarileri ve plajlarıyla lüksü ve eğlenceyi bir arada yaşamak isteyenler için ideal bir seçenek sunuyor.

28 Temmuz 2025 Pazartesi

Kapadokya’da Zamanın Ötesinde Bir Deneyim “Sadece Konaklama Değil, Kültürel Kalkınma Modeli”


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Kapadokya’da Zamanın Ötesinde Bir Deneyim

Kapadokya’nın tarihi Mustafapaşa Köyü’nde konumlanan AJWA Cappadocia, bölgenin kültürel mirasınaappadocia; taş mimarisi, Türk el sanatlarıyla bezeli iç mekânları, doğa temelli çocuk atölyeleri, at çiftliği ve yürüyüş rotalarıyla misafirlerine fiziksel ve zihinsel arınma imkânı sağlıyor.

“Sadece Konaklama Değil, Kültürel Kalkınma Modeli”

AJWA Cappadocia Genel Müdürü Doruk Aktoprak, otelin yalnızca turizm değil, bölgesel kalkınma açısından da stratejik bir model sunduğuna dikkat çekiyor: 

“Kapadokya gibi dünya mirası niteliğindeki bir bölgede gerçekleştirdiğimiz bu proje, sadece konaklama değil; bölgesel kalkınma, kültürel sürdürülebilirlik ve deneyim turizmi için uzun vadeli bir model sunuyor. Özenle planlanan güçlü bir yatırımla, yalnızca fiziksel bir yapı değil, yerel ekonomiyle bütünleşen, sürdürülebilir istihdam yaratan ve bölgeye kültürel değer katan bir sistem kurduk. Tesisin bazı bölümlerinde hâlen devam eden çalışmalarla bu yapıyı daha da geliştiriyor, uzun soluklu bir vizyonla ilerliyoruz. AJWA Cappadocia, sadece bölgede değil, dünyada da benzeri olmayan bir özgünlükte; türünün tek örneği bir konaklama, bedensel ve ruhsal arınma deneyimi sunuyor.

12 Group Şirketler Grubu olarak turizmi tek yönlü değil, çok katmanlı bir değer üretimi olarak ele alıyoruz. Bu modelde mimari, gastronomi, doğa ve kültür; ekonomik dönüşümün bir parçası haline geliyor. Ajwa markasıyla, hem Türkiye’nin lüks turizm vizyonuna hem de bölgesel kalkınmaya kalıcı katkı sağlamayı hedefliyoruz.”



“Her Tabak, Bir Zaman Yolculuğu”

AJWA Cappadocia, gastronomi anlayışında da yalnızca lezzeti değil, kültürel bir belleği ve estetik sunumu öne çıkarıyor. Şef Recep İncecik’in liderliğinde hazırlanan Zeferan Restoran menüsü, Azerbaycan, Osmanlı ve Türk mutfaklarını rafine dokunuşlarla yeniden yorumluyor.

“Her tarifte tarih var. Azerbaycan, Osmanlı ve Selçuklu mutfağını çağdaş bir yaklaşımla yorumlarken, misafirlere sadece bir lezzet değil, bir hafıza sunmayı amaçlıyoruz. Menü kurgumuzu oluştururken bölgenin yerel üreticilerinden tedarik ettiğimiz mevsimlik ürünleri kullanıyor, geleneksel tarifleri rafine tekniklerle yeniden yorumluyoruz.

Sadece yerli misafire değil, uluslararası damak zevkine de hitap eden bu yaklaşım, AJWA Cappadocia’nın kültürlerarası zarafet anlayışını yansıtıyor. Bizim mutfağımızda sürdürülebilirlik yalnızca malzeme değil; anlatılan hikâyede, ritüelde ve sunum dilinde de kendini gösteriyor.”

Yeme-içme deneyimini yöneten F&B Direktörü Okan Tezkurtaran da, “Her lokmada kültür, her sofrada zarafet var. Bizim mutfağımızda yemek bir ritüeldir,” diyerek otelin gastronomi vizyonunu özetliyor.

Sürdürülebilirlik Odağında Tasarlanan Operasyonel YapıOtelin mimarisi ve işletme yapısı, sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda planlandı. Güneş enerjisi destekli sistemlerden doğal eğime uygun yerleşime, kimyasal içermeyen temizlik uygulamalarından yerel tedarikçilerin öncelenmesine kadar birçok çevreci uygulama hayata geçirildi.

Sanat, Zanaat ve Sessizlikle Harmanlanan Konaklama

Otel; porselen ve kahve müzeleri, geleneksel el işçiliğiyle oluşturulan sanat galerileri, seramik atölyeleri, at çiftliği, mini hayvanat bahçesi, çocuk oyun alanları ve kültürel programlarıyla konuklarına sadece konaklama değil, çok boyutlu bir deneyim sunuyor. Misafirler, taş mimarili odalarda sabah kuş sesleriyle uyanırken, günlerini doğayla ve sanatla iç içe geçiriyor.

Uluslararası Ödüllerle Gelen Tanınırlık

AJWA Cappadocia, açıldığı ilk yıldan itibaren birçok uluslararası ödüle layık görüldü. Preferred Hotels & Resorts, AJWA Cappadocia’yı, Türkiye’deki ilk ve halen tek otel olarak, Legend Collection üyesi olmaya layık buldu. World Luxury Hotel Awards tarafından “Avrupa’nın En İyi Lüks Konsept Oteli”, “Türkiye’nin En İyi Lüks Aile Tatil Köyü” ve “En İyi Sürdürülebilir Lüks Tatil Köyü” unvanlarına sahip olan tesis, bölgedeki lüks turizmin standartlarını yeniden tanımlıyor. 

Modern Lüksün Kapadokya’daki Yüzü

Doğaya saygılı, kültüre duyarlı ve zarafetle örülü bir Kapadokya deneyimi sunan AJWA Cappadocia, yalnızca bir otel değil; ruhsal ve estetik açıdan zenginleştirici bir yaşam alanı olarak öne çıkıyor.


Regnum’da Gerçekleşen Jennifer Lopez Konserinde Ünlüler Geçidi

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Regnum’da Gerçekleşen Jennifer Lopez Konserinde Ünlüler Geçidi


Dünyaca ünlü yıldız Jennifer Lopez, “Up All Night Live In 2025” turnesi kapsamında 23 Temmuz'da Regnum The Crown’un açılışında gerçekleşen konserde hayranlarıyla buluştu. Özel sahne şovu ve kostümüyle hafızalardan silinmeyecek konserde dünyaca ünlü isimler bir araya geldi. 



Dünyaca ünlü pop yıldızı Jennifer Lopez, “Up All Night Live In 2025” turnesi kapsamında 23 Temmuz’da Regnum’da sahne aldı. Sanatçı, özel performansı ve 50 kişilik dans ekibiyle unutulmaz şarkılarını seslendirdi. Dünyadan ve Türkiye’den sanat, spor, iş ve cemiyet hayatından misafirlerin izlediği konserde, Rosie Huntington-Whiteley, Chiara Ferragni, Roelof Johannes, Valeriya ve Iosif Prigozhin, Leoni Hanne, Kseniya Borodina, Kamila Abdelali, Rabia Soytürk, Zuhal Topal, Seda Bakan, Bensu, Hande ve Bedirhan Soral, Gamze Erçel, Yeliz Korkmaz, Sadettin Saran, Yılmaz Vural, Nurten ve Fikret Öztürk, Real Madrid’li futbolcular Arda Güler, Antonio Rüdiger ve David Alaba gibi isimler Regnum The Crown’un açılışını kutladı. 


26 Temmuz 2025 Cumartesi

Avantgarde Refined Yalıkavak, gastronomide standartları yükseltmeye devam ediyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Avantgarde Refined Yalıkavak, Türk efsaneleriyle gastronomide standartları yükseltmeye devam ediyor

Turizm sektöründe 15 yıldır emin adımlarla ilerleyerek yeniden yapılandırdığı markası Avantgarde Refined ile sessiz lüksü tercih eden gezginlere hitap eden Avantgarde Collection, Refined markası çatısı altında yer alan, eşsiz Küdür Koyu’ndaki oteli Avantgarde Refined Yalıkavak’ta ‘’Legends of All Times Turkish Brands Gastronomi Series’’ ile misafirlerine gastronomi şöleni sunuyor.

Kapılarını açtığı günden bu yana Bodrum müdavimlerinin uğrak lokasyonlarından biri haline gelen Avantgarde Refined Yalıkavak, yaz sezonu boyunca ev sahipliği yaptığı gastronomi paydaşlıklarıyla konaklama deneyimini zenginleştirmeye devam ediyor. Konforu sessiz lüksle harmanlayarak misafirlerine sofistike bir yaşam ve seyahat deneyimi vadeden Refined markasının en önemli temsilcilerinden biri olan Avantgarde Refined Yalıkavak, 30 Temmuz itibarıyla ağustos ayı boyunca devam edecek pop-up restoran iş birlikleri ile, İstanbul’un hızlı temposuna ara verirken şehrin gastronomik çeşitliliğinden uzaklaşmak istemeyenler için lezzetli bir alternatif sunuyor. Konaklama deneyimini gastronomi portfolyosuyla birleştirerek konuklarına çok yönlü bir ağırlama hizmeti sunan Avantgarde Refined Yalıkavak, geçtiğimiz yıl Bayramoğlu Döner ve 7 Mehmet gibi kendi müdavim kitlesini oluşturan markalarla gerçekleştirilen yaratıcı pop-up restoran iş birliklerinde olduğu gibi bu sezon da misafirlerini ilham verici bir gastronomi yolculuğuna çıkaracak. Sezon boyunca Beyoğlu’nun yaratıcı yerel lezzetleriyle kendini kanıtlayan ve Şef Çiğdem Seferoğlu'nun vizyoner dokunuşlarıyla Avantgarde Refined Yalıkavak’ta lezzet tutkunlarıyla buluşan Hodan, 30 Temmuz Çarşamba günü, 1978’den bu yana özgün lezzetleri ve yöresel ürünleriyle Cunda’nın simgelerinden biri haline gelen Bay Nihat, Şefleri Savaş İrlan ve Volkan Bekit öncülüğünde Ayvalık’ın geleneksel lezzetlerini bir araya getiriyor.Yaz boyunca devam eden ve farklı tat deneyimleri sunacak pop-up restoran serisinin ikincisinde, ‘’Ormandan Tabağa Sürükleyici Bir Urla Serüveni’’ misyonuyla bölgenin gastronomik zenginliğine katkı sağlayan HİÇ, 14 Ağustos Perşembe tarihinde, şefler Gamze Yenilmez, Ceren Kalecik ve Ömer Özçopur’un deneyimli mutfak ekibiyle Türk ve dünya mutfaklarından ilham alan özgün tatları zarif sunumlarla bir araya getirerek, Avantgarde Culinary Experiences bünyesindeki  ACE Restaurant’ta lezzetli bir iş birliğine imza atacak.

Seçkin restoranlarla yapılan iş birlikleri kapsamında 23 Ağustos Cumartesi tarihinde, 1940’tan günümüze taşıdığı lezzet geleneğini modern pişirme teknikleri ve dünya mutfaklarından sevilen tariflere yaptığı yorumlar ile bir gastronomi şölenine dönüştüren, Şef Emrah Aktaş’ın mutfağından çıkan deniz mahsulleri ile adından söz ettiren Yalova Restoran, Hodan’la beraber misafirlerine damaklarda ve hafızalarda iz bırakacak bir gastronomi akşamı yaşatacak. 

Legends of All Times Turkish Brands Gastronomi Series’in son akşamı olan 30 Ağustos’ta iseyerel lezzetlerle dünya mutfağını aynı potada başarılı bir şekilde eriten Hodan, bu kez Akdeniz mutfağı başta olmak üzere birçok mutfağı başarıyla yorumlayarak özgün lezzetlere imza atan Şef Uluç Sakarya öncülüğündeki Nazende’yi ağırlayacak.


Dünyanın en kapsamlı ve uzun süreli kültür festivali ‘Türkiye Kültür Yolu’nun Nevşehir ayağı 2 Ağustos’ta başlıyor!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


BİNLERCE YILLIK ÇİN VE ANADOLU KÜLTÜRÜ KAPADOKYA’DA BULUŞUYOR

NEVŞEHİR KÜLTÜR YOLU FESTİVALİ’NİN EV SAHİPLİĞİNİ ‘ÇİN BÜYÜKELÇİLİĞİ’ YAPACAK!

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yıl toplam 20 şehirde gerçekleştirmek üzere başlattığı Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin 8’inci durağı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Anadolu’nun kalbindeki Kapadokya olacak. 2-10 Ağustos tarihleri arasında yapılacak festivalin açılış töreni Çin Büyükelçiliği ev sahipliğinde 2 Ağustos’ta gerçekleştirilecek. Çin kültürünün renkli gösterilerle tanıtılacağı tören, Çinli sanatçıların birbirinden eğlenceli müzik, dans ve workshop etkinliklerine sahne olacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın nisan ayında başlattığı ve sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da en kapsamlı ve en büyük festivali olan Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin bu yılki 8’inci ayağı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Nevşehir ve ülke turizminin gözbebeği Kapadokya bölgesinde yapılacak.

Festivalin ev sahipliğini ‘Çin Büyükelçiliği’ yapacak!

Şehirlerin marka değerlerini artırarak her birini kültürel ve sanatsal anlamda cazibe merkezine dönüştürmek amacıyla bugüne kadar Adana’dan Urfa’ya, Trabzon’dan Van’a 7 şehirde düzenlenen dev festivalin Nevşehir’deki açılışı ise 2 Ağustos’ta Çin Büyükelçiliği ev sahipliğinde gerçekleştirilecek.

Çinli sanatçılar açılışta müzik, dans ve workshop etkinlikleri düzenleyecek

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çin Büyükelçiliği’nin önde gelen temsilcilerinin katılacağı açılış günü, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin’inkonuşmalarını sırasıyla Çin Çay Seremonisi, Çin Dansı ve Sema Gösterisi ve Kanun ile Guzheng müzik dinletisi izleyecek.Etkinliğin ardından yapılacak sergi açılışını ise akşam saatlerinde Ödüllü Yaşar Baba Mağarası’nda Türk Gecesi takip edecek.

Etkinliğin 3 Ağustos programı ise Çin Çay Yapım Workshop’uveÇin Kaliografi Sanatı Workshop’uile dikkat çekecek. Etkinlik, workshopların ardındanKültür Üniversitesi’nin Moda Etkinliği ile devam edecek.

Medeniyetleri buluşturan kent, onlarca etkinliğe ev sahipliği yapacak

Bu yıl toplam 20 şehirde düzenlenerek 8 ay boyunca geniş bir kitleyi kültür ve sanatla buluşturmaya devam eden dev festival, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Kapadokya bölgesinde Çin rüzgârı estirecek.

Türkiye’yi dünyaya tanıtan en önemli tarihi miraslardan biri olan Kapadokya’daki etkinlikler, Nevşehir ve bölgenin kültürel mirasını sanatsal bir çerçevede sergileme fırsatı sunacak. Kentin medeniyete ev sahipliği yapmış tarihi atmosferi; konserlerden sergilere, tiyatrodan opera ve bale gösterilerine, söyleşilerden atölyelere, çocuk etkinliklerinden dijital sanatlara kadar pek çok etkinliğe ev sahipliği yapacak.

AÇILIŞ PROGRAMI

2 Ağustos 2025

11.00 -12.00: Kültür Bakanı ve Çin Elçisinin konuşması – Açılış

Çin Çay Seremonisi

Çin Dansı ve Sema Gösterisi 

Kanun ile Guzheng müzik dinletisi 

Sergi Açılışı

Ödüllü Yaşar Baba Mağarası’nda Türk Gecesi

3 Ağustos 2025

11.00-16.00: Çin Çay Yapım Workshop’u ve Çin Kaliografi Sanatı Workshop’u

17.00-19.00 : Kültür Üniversitesi Moda Etkinliği 

Emir Can İğrek aşk, şöhret ve son dönemde hakkında yapılan yorumlara dair samimi açıklamalarda bulundu.

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Emir Can İğrek: ‘Aşk insanın deliliğe en çok yaklaştığı haldir’

‘Hakan Gence ile Sıkı Muhabbet’e konuk olan Emir Can İğrek aşk, şöhret ve son dönemde hakkında yapılan yorumlara dair samimi açıklamalarda bulundu.

Hakan Gence’nin Youtube programına katılan Emir Can İğrek “Her güzelliğin zorluğu aynı ölçüde geliyor. Başarı, şöhret, talep artıyor ve o talebin içindeki zorluklar da artık daha sert olmaya başlıyor” diyor.

Hit şarkısı ‘Ali Cabbar’ın tutacağını öngörmediğini söyleyen şarkıcı “Albüm bitmişti, son bir şarkı olarak Trakya türküsü tadında bir şey yapayım istemiştim. Kendim bir hikâye oluşturup Ali Cabbar’ın hikâyesini yazayım dedim” derken son dönemde maruz kaldığı eleştiriler hakkında da konuştu: “Kıyafetlerin tartışılması saçma geliyor. İnsanların şunu anlaması lazım, o bir kostüm.”

İlk konuşmayı başlatmakta iyi olmadığını itiraf eden Emir Can İğrek, “Ben tavlama işlerini çok başaramadım. Genelde ben beğenenler arasından tercih yaptım. Hem zoruma, hem hoşuma giden ilişkiler yaşadım. Zaten yıllar önce demiştim, ‘Aşk insanın deliliğe en çok yaklaştığı haldir.’”

‘Hakan Gence ile Sıkı Muhabbet’ yeni bölümleriyle her cuma saat 14.00’te Hürriyet YouTube kanalında.


Corendon Hotels & Resorts’dan 2024’te Spora ve Spor Turizmine önemli yatırımlar


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Corendon Hotels & Resorts Türkiye’de Otel Yatırımlarına Devam Ediyor

Corendon Turizm Grubu bünyesinde hizmet veren ve yatırımlarına devam eden Corendon Hotels & Resorts, Corendon Grand Park Lara ve Corendon Playa Kemer’in ardından Kemer merkezde denize sıfır konumda yer alan yeni oteli ile büyümeyi sürdürüyor. Kış aylarında lansmanı yapılmaya hazırlanan otel, 2026 yaz sezonu başında hizmete açılacak.

Corendon Hotels & Resorts, Corendon Playa Kemer’de medya mensuplarıyla bir araya geldi. Corendon Turizm Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer ev sahipliğinde, Corendon Hotels & Resorts Genel Koordinatörü Armağan Dayıoğlu ve Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü Birgül Akgül’ün katılımlarıyla gerçekleşen etkinlikte yeni otel yatırımlarının yanı sıra 2024 yılında hayata geçirilen spor yatırımları da değerlendirildi.

Bölgenin en büyük ve kapsamlı Aqua Parkı hem otel misafirlerinin hem de şehrin hizmetinde olacak.

Misafirlerine eğlence, aktivite ve spor dolu tatil olanağı sunan Corendon Hotels & Resorts, yeni otelinde bölgenin en büyük aqua parkı ile hizmet verecek. Ailelerbaşta olmak üzere her yaştan misafirin doyasıya eğleneceği bu yeni otelin avantajları arasında merkezi ve denize sıfır konumu, yemyeşil bahçeleri ve zengin gastronomi çeşitliliği de yer alıyor. Büyük bir yatırımla hizmete girecek otel 2026 yaz sezonu başında misafirlerini ağırlamaya başlayacak. Corendon Hotels & Resorts, Türkiye’nin gözde sahil kentlerinde yatırımlarını sürdürecek.



Corendon Hotels & Resorts’dan 2024’te Spora ve Spor Turizmine önemli yatırımlar 

Corendon Hotels & Resorts 2024 yılı boyunca hem futbol hem de tenise yaptığı yatırımlarla dikkat çekmenin yanı sıra yalnızca otelcilik alanında değil, dünya standartlarında hizmet sunan sahaları ve kortlarıyla da öne çıkıyor. Bugüne dek pek çok takımın ağırlandığı Kundu’da yer alan Corendon Football Center, bir yıldan kısa bir sürede Türkiye’den ve yurtdışından onlarca takıma antrenman ve konaklama olanağı sağladı. Her geçen gün artan talepler ile Corendon Footbal Center, takımların bölgeye olan ilgisini artırırken Antalya’nın spor turizmine de katkı sağlıyor.

5 Nisan 2024 tarihinde açılışı yapılan Corendon Tennis Club Kemer ise bugüne kadar ulusal ve uluslararası birçok farklı organizasyona ev sahipliği yaptı. Corendon Tennis Club Kemer, Bey Dağlarının yanı başında doğayla iç içe atmosferi, 14 toprak zemin kortu, açık hava fitness alanı, Corendon Club Cafe, ısınma alanları, tenis duvarı, eğitmenler eşliğinde bireysel veya grup dersleri, kort kiralama gibi olanaklarının yanı sıra bölgeye açık olan 12 ay üyelik hizmetleri ile 5 yaştan itibaren tüm tenis severlere ev sahipliği yapıyor. İlkbahar ve sonbaharda açılan toprak kort sezonuyla birlikte sezon tarihleri uzatılarak, spor turizminin ihtiyaç duyduğu iklim koşullarında Türkiye, İngiltere, Avrupa ve BDT ülkelerinden tenis akademileri sıklıkla ağırlanıyor.

Kısa sürede bilinirliği artan Corendon Tennis Club Kemer, ilk yılında merkezi Hollanda’da yer alan uluslararası Ten Pro Global Junior Tour’la yapılan iş birliği kapsamında "Turkish Bowl" turnuvasına ev sahipliği yaptı. Bu turnuva ile 5 kıtadan yaklaşık 50 farklı ülkeden sporcunun bölgeyle tanışması sağlandı. İlk yılki başarısının ardından Ten Pro Turkish Bowl’un 2.’si bu yıl nisan ayında yeniden düzenlendi. 2026 yılında yine nisan ayında düzenlenecek turnuva gördüğü yoğun ilgi neticesinde 3 haftaya uzatıldı.

Tenis kortlarına 5 dakika mesafede yer alan Corendon Playa Kemer oteli sayesinde İngiltere, Hollanda, Almanya, Polonya, Çekya ve Rusya gibi ülkelerde yer alan tenis akademilerine tenis ve konaklama konseptini birlikte sunarak, bu pazarlardaki bilinirliği arttı. 2026 yılında Kemer’de açılacak yeni otelözelinde de konaklamalı spor gruplarına ev sahipliği yapılacak.

Spora, Doğaya ve Bölgeye Değer Katan Yatırımlar

Etkinlikte düşüncelerini dile getiren Corendon Turizm Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer,“Turizmde 30 yılı aşkın deneyimle edindiğimiz en önemli içgörü şu oldu: Kalıcı başarı, sadece misafir memnuniyetiyle değil, aynı zamanda bulunduğunuz bölgeye kattığınız değerle ölçülür. Bu yatırım, sadece tesisleşme değil; sporu tabana yayma, bölgeyi canlandırma ve turizmi 12 aya yayma vizyonumuzun bir parçası. Türkiye’de attığınız her adım, dünya turizm sektörü tarafından dikkatle izleniyor. Bu yaklaşımla, sadece bugünü değil geleceği de gözeten örnek uygulamalar geliştirmeyi sürdüreceğiz”dedi.

Corendon Hotels & Resorts Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü Birgül Akgül;“Bir iletişim ve pazarlama profesyoneli olarak basının gücünü her zaman çok iyi bildim. Corendon Hotels ailesinde de bu değerin aynı şekilde sahiplenildiğini görmekten büyük mutluluk duyuyorum. Bugün burada sadece bir kahvaltı değil, Türk turizmine katkı sağlayacak önemli gelişmeleri de paylaşıyoruz. 2026’da Kemer’de açılacak olan, denize sıfır ve bölgenin en büyük aqua parkına sahip yeni otelimiz, bu vizyonun en güçlü örneklerinden biri. 2024 yılında spor tesislerimizle futbol ve tenis alanlarında bölgeye değer katan yatırımlar yapmaya başladık. Corendon Hotels olarak Türkiye’nin gözde bölgelerinde hem misafir memnuniyetini hem de bölgesel kalkınmayı odağa alan projeler üretmeye devam edeceğiz” dedi.

Corendon Tennis Club Kemer, 2025’te Ulusal Turnuvalara ev sahipliği yapmaya başladı

Şubat ayında Kış Kupası Türkiye Serisi ve mayıs ayında 14 Yaş Milli Takım Belirleme turnuvalarındaki başarıların ardından 27 Ekim-9 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek Türkiye Bireysel Master’s Şampiyonası’nın ev sahibi Corendon oldu.

Corendon Kendi Uluslararası Tenis Turnuvasını Düzenleyecek

Kasım ayında gerçekleşmesi planlanan bir diğer uluslararası turnuva ise Corendon International Juniors Cup olacak. Yerli ve yabancı sporcuların birbirleriyle mücadelelerine ev sahipliği yapmak ve bölgeyi genç sporcularla tanıştırmak amacıyla planlanan bu turnuva ile Corendon markası altında yeni bir turnuva serisi oluşturulması hedefleniyor.


25 Temmuz 2025 Cuma

Altunizade Suites Istanbul Curio Collection by Hilton; kendine özgü hikâyesiyle misafirlerini ağırlamaya başladı.

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


İSTANBUL ANADOLU YAKASI’NIN KALBİNDE YEPYENİ BİR OTEL: ALTUNİZADE SUITES İSTANBUL CURIO COLLECTION BY HİLTON KAPILARINI AÇTI 

Altunizade Suites İstanbul Curio Collection by Hilton, ev konforundaki mutfaklı suitleri, özgün sanat vizyonu, eşsiz gastronomi deneyimleri, İstanbul’un en büyüklerinden biri olan spa’sı, özel toplantı ve etkinlik alanları ile Hilton’un dünyaca ünlü hizmet kalitesini bir arada sunuyor. 

Hilton’un benzersiz deneyimler sunan, özenle seçilmiş yaklaşık 180 otelden oluşan küresel portföyü Curio Collection by Hilton’un en yeni üyesi olan Altunizade Suites Istanbul Curio Collection by Hilton; kendine özgü hikâyesiyle misafirlerini ağırlamaya başladı. Tam donanımlı mutfaklara sahip 240 suiti, geleneksel ve yerel mutfaktan ilham alan yenilikçi gastronomi konsepti ve 2.200 metrekarelik spa alanıyla otel, konforla tarzı harmanlayarak benzersiz bir konaklama sunuyor. İbrahim Çeçen ailesi tarafından hayata geçirilen binanın zarif iç mekân tasarımı, ünlü tasarımcı ve iç mimar Zeynep Fadıllıoğlu imzası taşıyor.

Otelin açılışı Hilton’un üst düzey yöneticileri Avrupa Kıtası Kıdemli Başkan Yardımcısı David Kelly, Avrupa Kıtası Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Joachim Hartl, Altunizade Suites İstanbul Curio Collection by Hilton Genel Müdürü Ahmet Arslan, CCN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çeçen, CCN Holding Yönetim Kurulu Üyesi Berfin Çeçen Şenol ve CCN Holding Mimar Elif Çeçen’in katıldığı bir kurdele kesme töreniyle gerçekleşti. 

                                     


Hilton Avrupa Kıtası Kıdemli Başkan Yardımcısı David Kelly: 

“İstanbul, eşi benzeri olmayan bir destinasyon ve dünyanın dört bir yanından gelen gezginler için önemli bir turizm merkezi. Bu benzersiz oteli, şehrin canlı semtlerinden Altunizade’de açarak Türkiye’deki portföyümüze değerli bir halka eklemekten büyük mutluluk duyuyoruz. Avrupa genelinde lifestyle markalarımıza olan talebin hızla arttığını görmeye devam ederken, Hilton’un büyüyen Curio Collection by Hilton markası altında İstanbul’daki ikinci otelimizi açmaktan son derece memnuniyet duyuyoruz.” dedi.

CCN Holding Yönetim Kurulu Üyesi Berfin Çeçen Şenol:

“Stratejik önceliklerimiz arasında yer alan turizm alanında, İstanbul’un kalbinde yepyeni bir vizyonu hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz. Altunizade Suites İstanbul Curio Collection by Hilton bir otel olmanın ötesinde tasarımın, sanatın ve özgün mutfak kültürünün bir araya geldiği bir deneyim merkezi olarak konumlanıyor. Otelin avlusunda yer alan The Cube ile benzersiz dijital sanat deneyimleri sunarken, yeni markamız FAMİ’nin sanat, tasarım, mimarlık ve gastronomiye ilgi duyan insanları bir araya getiren bir buluşma noktası olmasını hedefliyoruz. Otelde ayrıca, geleneksel Türk mutfağını modern dokunuşlarla sunan Lokanta Yoğurt adlı esnaf lokantamız da yer alıyor. “Geleceği Şekillendir” vizyonumuzla çıktığımız bu yolda, turizm yatırımlarımıza sanatı, gastronomiyi ve teknolojiyi entegre ederek sürdürülebilir ve katma değer yaratan projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz” dedi.

Altunizade Suites İstanbul, Curio Collection by Hilton Genel Müdürü Ahmet Arslan:

“Hilton’un dünyaca ünlü hizmet kalitesi, konforu ve misafirperverlik anlayışı ile Anadolu Yakası’nın kültürel zenginliğini zarafetle buluşturduğumuz otelimizin, İstanbul’da konforlu ve seçkin konaklamaların yeni adresi olacağına inanıyoruz. Ev konforunu aratmayan mutfaklı suit odalarımız hem kısa hem uzun süreli konaklamalara uygun bir ortam sağlıyor. Misafirlerimizin kendini evinde hissetmeleri için her ayrıntıyı titizlikle düşündüğümüz Altunizade Suites İstanbul Curio Collection by Hilton’un çok yakında sanat, konfor ve gastronominin Anadolu Yakası’ndaki merkezi olacağına inanıyoruz.” dedi.

Otelde yer alan tüm yeme-içme alanları, yerel ve geleneksel Türk mutfağını modern sunumlarla bir araya getirerek zengin bir gastronomik deneyim sunuyor. Lokanta Yoğurt, özenle seçilmiş malzemelerle hazırlanan yerel ve özgün esnaf lokantası lezzetlerini hem otel müşterileri hem de İstanbullularla buluşturuyor. Sanat ve tasarım dünyasının yeni buluşma noktası olmaya aday olan FAMI ise misafirlerine, sanat eserlerinin yer aldığı eşsiz atmosferinde artizan lezzetlerle zenginleşen bir deneyim sunacak.

Otel, sanatsal dokunuşlarını sadece iç mekanla sınırlamayarak bir dijital sanat platformu olan The Cube’e de ev sahipliği yapıyor. Etkileyici bir bahçeyle çevrelenen, dijital sanat etkinlikleri, özel lansman ve buluşmalara uygun olarak tasarlanan, iç alanı son teknoloji LED ekranlarla donatılmış olan The Cube, İstanbul’da dijital sanata yön verecek.

Altunizade Suites Istanbul, bu yılın ilerleyen dönemlerinde açıldığında İstanbul’un en büyük spa tesislerinden birine ev sahipliği yapacak ve şehrin temposundan uzaklaşıp yenilenmek isteyenlere adeta bir kaçış noktası olacak. Misafirler, her biri sakin ve huzurlu bir ortamda rahatlama sunmak üzere tasarlanan geleneksel Türk hamamı, özel terapi odaları, fitness merkezi, sauna, kapalı yüzme havuzu ve masaj hizmetleri gibi kişiye özel iyi yaşam alanlarının keyfini çıkarabilecek.

Altunizade Suites Istanbul, Curio Collection by Hilton’da konaklayan misafirler, Hilton’un 139 ülke ve bölgede 8.600’ü aşkın tesisi kapsayan dünya çapındaki markalarına yönelik, ödüllü sadakat programı Hilton Honors’ın ayrıcalıklarından faydalanabiliyor. Hilton’un tercih edilen kanalları üzerinden doğrudan rezervasyon yapan Hilton Honors üyeleri; konaklamalarını Puan ve nakit kullanarak esnek bir şekilde ödeme imkânı sunan özel ödeme aracı, üyelere özel indirimler ve ücretsiz standart Wi-Fi gibi anında geçerli avantajlara erişebiliyor.

Beylerbeyi Sarayı’na ve Boğaziçi Köprüsü’ne sadece beş dakika mesafede yer alan Altunizade Suites Istanbul, Curio Collection by Hilton; Altunizade Mahallesi, Kısıklı Caddesi, Oymacı Sokak No:20, Üsküdar, İstanbul, 34662, Türkiye adresinde konumlanıyor. 


KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI’NDAN “ÜÇ GÜZELLER YÜRÜYÜŞ YOLU”NA YENİLEME DOKUNUŞU


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


KAPADOKYA ALAN BAŞKANLIĞI’NDAN “ÜÇ GÜZELLER YÜRÜYÜŞ YOLU”NA YENİLEME DOKUNUŞU

Kapadokya Alan Başkanlığı, Ürgüp’teki Üç Güzeller Yürüyüş Yolu’nda gerçekleştirdiği yenileme çalışmalarıyla, ziyaretçilere doğal ve kültürel dokuyla uyumlu, güvenli bir keşif rotası sunacak.

Kapadokya’nın en çok ziyaret edilen noktalarından biri olan Ürgüp ilçesi sınırlarındaki Üç Güzeller mevkiinde yer alan yürüyüş ve seyir alanı, Kapadokya Alan Başkanlığı tarafından başlatılan yenileme çalışmaları ile daha güvenli ve konforlu hale getiriliyor.

Bölgeye gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin Kapadokya’nın eşsiz doğal ve kültürel zenginliklerini güvenli bir şekilde keşfedebilmeleri adına, yürüyüş yolundaki eskiyen ve bozulan travers döşemelerin bakım ve onarımı gerçekleştiriliyor. Çalışmalar, alanın tarihi ve doğal dokusuna zarar vermeden, orijinal yapısına ve bölge estetiğine uygun şekilde yürütülüyor.

Kapadokya Alan Başkanlığı tarafından bölgenin tarihi ve doğal mirasını koruma önceliğiyle yürütülen çalışmalar, ziyaretçilere daha güvenli ve nitelikli bir alan sunmayı amaçlıyor. 

“Sürdürülebilir turizme katkı sunan bir koruma yaklaşımı”

Kapadokya Alan Başkanı Cem Aslanbay, çalışmaları yalnızca bir yenileme değil, sürdürülebilir turizme  katkı sunan bir koruma yaklaşımı olarak değerlendirdiklerini belirterek, “Doğal erozyon, yoğun ziyaretçi trafiği ve iklimsel etkilerle yıpranan alanların restorasyonu; hem çevresel duyarlılığı artırıyor hem de gelecek nesillerin Kapadokya’yı aynı özgünlüğüyle deneyimleyebilmesini sağlıyor” dedi.

Bölgenin tarihi ve doğal mirasını koruyarak ziyaretçilere daha konforlu ve güvenli bir keşif deneyimi sunmayı amaçladıklarını ifade eden Aslanbay, “Her adımda Kapadokya'nın büyüsünü hissetmeye devam ederken, doğaya saygılı, kültürel mirasa duyarlı ve sürdürülebilir turizm ilkelerine bağlı şekilde çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.


23 Temmuz 2025 Çarşamba

Antakya’nın 30 Yıllık Lezzet Noktası Güzelburç Antakya Fişekhane Pazar Yeri’nde


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Antakya’nın 30 Yıllık Lezzet Noktası Güzelburç Antakya Fişekhane Pazar Yeri’nde

Antakya’nın köklü gastronomi mirasını İstanbul’a taşıyan Güzelburç Antakya Restoranı, 30 yıllık lezzet yolculuğunu Fişekhane Pazar Yeri’nde açtığı yeni şubesiyle sürdürüyor. 1995 yılında Hatay’ın Güzelburç Mahallesi’nde Nuri Şef’in kasaplıkla başlattığı bu serüven, bugün oğlu Şef Ümit Şabanoğlu’nun önderliğinde, Antakya’nın çok katmanlı kültüründen ilham alan tabaklarla İstanbul’un kalbinde hayat buluyor.


Güzelburç Antakya’nın Fişekhane şubesi, sabahları yöresel kahvaltı sofralarıyla güne başlıyor: sürk peyniri, zahter, tuzlu yoğurt, kaytaz böreği, biberli ekmek ve daha birçok özgün tat, taptaze malzemelerle hazırlanarak misafirlerle buluşuyor.


Menünün başlangıcında Antakya’nın zengin meze kültürü öne çıkıyor: humus, zeytinli zahter, muhammara, köz patlıcan, zeytin salatası ve meşhur Antakya kısırı, her tabağa yöresel bir sıcaklık ve samimiyet katıyor. Ara sıcaklarda ise oruk ve lahmacun gibi sevilen tatlar sofraya taşınıyor. Ardından tepsi kebabı, kağıt kebabı, beyti kebabı ve döner gibi Güzelburç’un imza lezzetleriyle ana yemek deneyimi zirveye ulaşıyor. Finalde ise Antakya’nın vazgeçilmez tatlısı künefe, bu yolculuğu unutulmaz bir kapanışla taçlandırıyor.


Fişekhane’nin tarihi atmosferiyle bütünleşen Güzelburç Antakya, konuklarına samimi bir lezzet deneyimi vadediyor. Rezervasyon ve bilgi için 0537 726 78 77 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.

BEE’O, 2025’e üç farklı uluslararası ödülle damga vurdu.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


BEE’O ‘ARI GİBİ’ ÇALIŞTI, KÜRESEL ÖDÜLLER KAZANDI

Türkiye’nin ilk ve tek patentli propolis üreticisi BEE’O, 2025’e üç farklı uluslararası ödülle damga vurdu. İngiltere ve ABD'de kazandığı başarılarla yerli propolisi küresel sahneye taşıyan marka, sağlık ve dermokozmetik alanındaki iddiasını güçlendirdi. BEE’O Kurucusu Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, “Bu ödüller, etik değerlere, bilime ve çevreye duyduğumuz saygının bir sonucu” dedi.

Türkiye’nin ilk ve tek patentli propolis üreticisi BEE’O Propolis, doğal ürün geliştirme vizyonu, Ar-Ge gücü ve sürdürülebilirlik odağıyla 2025 yılına üç önemli uluslararası ödül ve bir toplumsal takdirle giriş yaptı. Amerika ve İngiltere’deki prestijli platformlarda kazandığı ödüllerle adını dünya sahnesine bir kez daha altın harflerle yazdıran şirket, propolisin yerli potansiyelini küresel başarıya dönüştürdü. Marka, hem sağlık hem de dermokozmetik alanındaki başarısını global  ölçekte bir kez daha tescilledi. 

KÜRESEL ARENADA ÖDÜLLERİYLE ÖNE ÇIKTI

İngiltere’de düzenlenen ‘Natural Health Trade Summit’te, BEE&YOU Propolisli Boğaz Spreyi, ‘En İyi Sağlık Ürünü’ ödülünü kazanarak dikkatleri üzerine çekti. Anadolu propolisi, ham bal ve mentol içeren formülüyle öne çıkan ürün, doğal içeriğiyle hem yetişkinler hem çocuklar için günlük kullanıma uygun pratik bir alternatif olarak öne çıkıyor. Ayrıca, BEE&YOU Propolisli Boğaz Spreyi,
ağız hijyenini desteklemeye ve ağız kokusunu gidermeye yardımcı oluyor.

İngiltere’nin bir diğer önemli etkinliği olan ‘Natural and Organic Products Expo London’da ise, çocuklara yönelik geliştirilen BEE&YOU Propolis Probiyotik Çocuk Shot, ‘En İyi Yeni Takviye Ürün’ seçildi. Doğal, şekersiz ve katkısız yapısıyla öne çıkan ürün; vişne suyu ve melisa özüyle çocukların rahat uyumasına yardımcı oluyor.  Ayırca, özel enkapsüle probiyotik taşıyıcı teknolojisi sayesinde içerdiği probiyotiklerin bağırsakta etkili hale gelmesini sağlıyor. Patentli Anadolu propolisi ve ham bal ile geliştirilen bu özel formülasyon, doğal içeriği ve inovatif yaklaşımıyla öne çıkıyor.

ABD’de düzenlenen global bir dermokozmetik yarışmasında ise, C Vitaminli Aydınlatıcı Serum‘En İyi C Vitaminli Serum’ kategorisinde gümüş ödül aldı. Arı sütü, stabilize hücresel C vitamini, ferulik asit, E vitamini, hyaluronik asit ve Anadolu propolisi ile zenginleştirilen serum; cildi besleyip nemlendirirken, cilt tonunu eşitlemeye ve lekelerin görünümünü azaltmaya yardımcı oluyor. Üstelik, pH dengesi ile uyumlu yapısı sayesinde tahriş riskini en aza indiriyor. Eşsiz formülü,  BEE’O’nun dermokozmetik kategorisinde küresel rekabetteki iddiasını gözler önüne seriyor.



BEE’O KURUCUSU SAMANCI’YA ‘İNSANLIĞA KATKI ÖDÜLÜ’

Öte yandan bir ödül de Türkiye’de düzenlenen ‘Kent ve Yaşam Ödülleri’ kapsamında BEE’O Propolis Kurucusu ve CEO’su Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı’ya geldi. ‘İnsanlığa Katkı Ödülü’ ne layık görülen Samancı, bilimsel yöntemlerle geliştirdiği ürünlerin yanı sıra doğaya duyarlı üretim modeli ve arıcılık ekosistemine sağladığı sürdürülebilir katkı nedeniyle ödüllendirildi.

Anadolu’nun eşsiz florasından elde ettikleri arı ürünlerini, bilimsel yöntemlerle formüle ederek tüm dünyaya ulaştırmak için ‘arı’ gibi çalıştıklarını vurgulayan Samancı, “2013 yılından bu yana yürüttüğümüz Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri sayesinde, doğadan aldığımız bu değerli içerikleri izlenebilir, sürdürülebilir ve yüksek kaliteli ürünlere dönüştürdük. Bugün geldiğimiz noktada, kazandığımız ödüller etik değerlere, bilime ve çevreye duyduğumuz saygının bir sonucu” diye konuştu.

PATENTLİ TEKNOLOJİ, SÖZLEŞMELİ ARICILIK, KÜRESEL İHRACAT

BEE’O, geliştirdiği patentli özütleme teknolojisi sayesinde propolisin içindeki fenolik ve   flavonoid içeriğini korurken, çevre dostu üretim modeline katkı sağlıyor. Aynı zamanda BEE’O’nun uyguladığı sözleşmeli arıcılık modeli; arıcılara alım garantisi sunarak hem ekonomik destek sağlıyor hem de hammaddenin kalitesini standardize ediyor. Bugün 10.500 m² kapalı alana sahip üretim tesisinde, gıda, takviye edici gıda, dermokozmetik ve tıbbi cihaz kategorilerinde üretim yapan marka, 37 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.

BEE'O DAN BİYOTEKNOLOJİ TABANLI ANADOLU MUCİZESİ

BEE’O’nun uluslararası başarısı sadece bir marka öyküsü değil; yerli üretimin katma değerli ihracata dönüşmesinin güçlü bir örneği. Arı ürünlerinden doğan bu başarı, Anadolu tarımının biyoteknolojik formülasyonlarla nasıl küresel pazarla buluşabileceğini kanıtlıyor. Gıda takviyesi, sağlık ve dermokozmetik gibi üç stratejik sektörde aynı anda ödül almak, markanın bütünsel inovasyon stratejisinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.


MapressCuNiFeTemin Sistemi Boruları ile keyifli ve güvenli bir deniz yolculuğu


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


MapressCuNiFeTemin Sistemi Boruları ile keyifli ve güvenli bir deniz yolculuğu 

Sıhhi tesisat ve vitrifiye ürünleriyle yaşam alanlarına değer katan Geberit, edindiği tecrübe ile 1986 yılından bu yana denizcilik projelerinin kendine has ihtiyaçlarını anlayıp, ihtiyaçlara özel çözümler de geliştiriyor. Geberit’in bu doğrultuda güvenli yat yolculukları için kullanıcılarına sunduğu MapressCuNiFe Sistem Boruları; tuzlu suda yüksek direnç, uzun ömürlülük ve kolay bakım vadediyor. Korozyon ve diğer dış etkenlere karşı yüksek dayanıklılığa sahip yapısıyla üstün verimlilik sağlayan MapressCuNiFe, bakır-nikel-demir alaşımıyla kendini özellikle deniz suyu ileten hatlarda ve gemi inşaatında kanıtlıyor.

İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, Ar-Ge ve yüksek mühendislik temelli çözümleriyle yaşam alanlarında olduğu kadar endüstri ve gemi inşaatına yönelik çözümleriyle de deniz yolculuğuna üst düzey konfor sunuyor. Markanın yat sahiplerinin yolculuğunu sorunsuz sürdürmesi için beklentilerini üst-segment özellikleriyle karşılayan MapressCuNiFe Sistem Boruları, bakır-nikel-demir alaşımı sayesinde üstün performansını uzun yıllar sürdürüyor. Türkiye’de International MaritimeOrganization - Uluslararası Denizcilik Organizasyonu (IMO) tarafından belirlenen kriterlere göre üretilen yatlara tam uyumlu olan MapressCuNiFe, keyifli deniz yolculuklarında güvence sunuyor. 

Sızdırmazlık, dayanıklılık, kolay montaj = CuNiFe

“Özellikle temin boru sistemleri, tesisat çözümleri ve banyo ürün gruplarımızla yatlar, yolcu gemileri, askeri gemiler ve offshore platformlar gibi çok çeşitli denizcilik projelerinde aktif rol alıyoruz” ifadesini kullanan Geberit Türkiye Ürün Müdürü Irmak Kip, “Bu alandaki en temel hedefimiz; dayanıklılığı, güvenliği ve montaj kolaylığını bir arada sunan sistemlerimizle, denizcilik sektöründe tercih edilen ve güvenilen bir çözüm ortağı olmaya devam etmek. Denizcilik bizim için sadece bir sektör değil; sürekli gelişen, teknik olarak zorlayıcı ama bir o kadar da ilham verici bir alan. Bu kapsamda yatlarda yer alan deniz suyu iletilen tesisatlarda kullanılması için geliştirdiğimiz MapressCuNiFe;uzun ömürlülüğü, sızdırmaz montajı ve kolay bakımıyla ön plana çıkıyor. Özellikle denizcilik sektörünün zorlu koşullarında, CuNiFe malzemenin sunduğu doğal korozyon direnci sayesinde bu sistemler uzun ömürlü ve güvenilir bir çözüm oluyor. CuNiFe borular, yüksek tuzluluk oranına sahip deniz suyuna karşı mükemmel dayanım gösterdiği için soğutma suyu, balast ve sintine sistemleri, yangın söndürme hatları ve deniz suyu temin sistemleri gibi uygulamalarda sıkça tercih ediliyor. Bu sistemlerin sağladığı en büyük avantajlardan biri ise denizcilik projelerinde çok önem verilen sızdırmazlık, dayanıklılık ve kolay montaj beklentilerine eksiksiz yanıt vermesi.” dedi.

Geberit boru sistemleri, minimum 50 yıl hizmet verecek şekilde üretiliyor

CuNiFe boruların pres bağlantı teknolojisi ile birleştirilerek kaynak veya lehim gerektirmeden hızlı ve güvenli bir şekilde monte edilebildiğini vurgulayan Kip, sözlerine şöyle devam etti:“Bu sayede hem montaj süresini kısaltıyor hem de yangın riski olmadan çalışmayı mümkün kılıyoruz. CuNiFe alaşımı, yüksek sıcaklıklarda da formunu ve dayanıklılığını koruyabildiği için yangın anında sistemin bütünlüğünü sürdürmesine olanak tanıyor. Deniz suyuna karşı doğal yapısından kaynaklanan yüksek korozyon direnci sayesinde ise bakım gereksinimi minimuma inerken, sistem uzun yıllar güvenli bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra Geberit olarak boru sistemlerimizi minimum 50 yıl hizmet verecek şekilde üretiyoruz. Bu uzun ömür, bakım ihtiyacını en aza indirirken, modüler yapısı sayesinde olası parça değişimlerinde sistemin tamamını sökmeye gerek kalmıyor. Özellikle yat gibi erişimin zor olduğu alanlarda bu durum büyük bir avantaj yaratıyor. Garanti konusunda ise ürünlerimiz için 10 yıl garanti sunuyoruz. Bu, kullanıcılarımıza sadece kaliteli bir ürün değil, aynı zamanda uzun vadeli bir güvence sağladığımız anlamına geliyor. Ayrıca üretimi durdurulan ürünler için dahi 50 yıla kadar yedek parça temini sunmamız, sistem sürekliliği açısından büyük bir artı. Kısacası CuNiFe; yat sektöründe dayanıklılık, uzun ömür ve güvence beklentilerini fazlasıyla karşılıyor. Bu da bizi, sadece ürün sağlayıcısı değil; aynı zamanda uzun soluklu bir çözüm ortağı olarak konumlandırıyor.”


Club Med’in Yeni Global Başkanı ve CEO’su Stéphane Maquaire Oldu


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Club Med’in Yeni Global Başkanı ve CEO’su Stéphane Maquaire Oldu

Club Med, küresel üst düzey yönetiminde önemli bir atama gerçekleştirdi: Stéphane Maquaire, Club Med Holding’in yeni Başkanı ve CEO’su olarak göreve başladı. Uluslararası tecrübesi ve liderlik yetkinlikleriyle öne çıkan Maquaire’nin, göreve gelmesiyle markanın hem kârlı büyümesini sürdürmesi hem de uluslararası pazarlarda daha da güçlenmesi hedefleniyor. Yeni dönemde mevcut stratejiye ek olarak, hızla dönüşen seyahat ve turizm dünyasında ortaya çıkan yeni fırsatlara odaklanılacak.

Club Med’in ana hissedarı olan Fosun International’ın Eş CEO’su, Fosun Tourism Group ve Club Med Holding Yönetim Kurulu Başkanı Xiaoliang Xu, atamayla ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:“Stéphane, tüketici odaklı sektörlerde derin deneyime ve güçlü bir uluslararası başarı geçmişine sahip. Club Med’in bugüne kadar yakaladığı ivmeyi daha da hızlandırarak markanın yeni hikâyesini yazacağına inanıyoruz. Henri Giscard d’Estaing’e ise, yıllar boyunca gösterdiği olağanüstü liderlik ve katkılar için minnettarız. Onun vizyonu, Fransız misafirperverliğini ve yaşam tarzını dünya sahnesine taşıyan bir modelin temelini attı.”

Yeni görevine başlayan Stéphane Maquaire ise şunları söyledi:“Club Med yalnızca yüksek hizmet kalitesiyle değil, ekiplerinin tutkusu ve bağlılığıyla da dünyada eşsiz bir yere sahip. Bu marka, bir tatil anlayışından öte, bir kültür, bir yaşam biçimi. Bu eşsiz mirası devralmaktan onur duyuyorum. Club Med’in Fransız kökleri, özgürlük ruhu, kapsayıcılığı ve insana verdiği değer, bugün her zamankinden daha anlamlı. Yeni ekip arkadaşlarımı tanımak, birlikte öğrenmek ve markanın geleceğini hep birlikte şekillendirmek için sabırsızlanıyorum.”

Göreve başlamasının ardından Maquaire, şirketin mevcut Genel Müdür Yardımcılarıyla bir araya gelerek operasyonel öncelikleri değerlendirdi. Aynı dönemde, Club Med Yönetim Kurulu'na Philippe Heim ve Takuya Yamada da yeni üye olarak katıldı.

Stéphane Maquaire Kimdir?

Stéphane Maquaire, özellikle premium markaların dönüşüm süreçleri ve çok uluslu ticari operasyonlar alanındaki başarısıyla tanınıyor. Son olarak Carrefour Brezilya ve Latin Amerika İcra Direktörü olarak görev yapan Maquaire, bu görevinde 20 milyar Euro’luk operasyonu yönetti; Walmart entegrasyonu, Atacadao formatının büyütülmesi ve çok kanallı stratejilerin geliştirilmesi gibi önemli adımları hayata geçirdi.

Kariyerine Arthur Andersen'de başlayan Maquaire, daha sonra Unibail-Rodamco, Monoprix, Vivarte ve İsviçreli perakende zinciri Manor’da çeşitli üst düzey yöneticilik görevlerinde bulundu. Monoprix’te yürüttüğü dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik odaklı yeniden konumlanma süreci, sektörde örnek olarak gösterildi. Kapsayıcılık, erişilebilir liderlik ve sürdürülebilirlik konularındaki hassasiyeti ise onu Club Med’in kültürüyle doğal bir uyum içine sokuyor.

Club Med Hakkında

1950 yılında Belçikalı su topu oyuncusu Gérard Blitz tarafından kurulan Club Med, daha sonra Fransız iş insanı Gilbert Trigano’nun katılımıyla “her şey dahil” tatil anlayışının öncüsü haline geldi. Bugün, dünya genelinde 5 kıtada, 40’tan fazla ülkede yaklaşık 70 premium tatil köyüyle faaliyet gösteren Club Med, her yıl yeni tesis açılışları ve renovasyon projeleriyle büyümeye devam ediyor.

Club Med, hissedarı Fosun Tourism Group’un desteğiyle yürüttüğü yeniden konumlanma stratejisi sayesinde, günümüzde yalnızca premium "her şey dahil" tatilin lideri değil, aynı zamanda farklı kültürlerden misafirleri buluşturan küresel bir marka konumunda. 110 farklı milletten yaklaşık 28.000 çalışan (G.Os ve G.Es), Club Med ruhunu dünyanın dört bir yanına taşıyor.


22 Temmuz 2025 Salı

İnmeyi Önlemenin 8 Yolu


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


İnmeyi Önlemenin 8 Yolu

İnme (felç), beyne giden kan akışının ani bir şekilde kesilmesi veya azalması sonucu meydana gelen ciddi bir sağlık sorunudur. Beyin hücreleri, oksijen ve besin alamadığı için dakikalar içinde ölmeye başlar ve bu durum kalıcı beyin hasarına, uzun süreli engellere veya ölüme yol açabilir.

Birçok riskin kontrol altına alınarak felçten korunabileceğini belirten Fiziksel Tıp ve Robotik Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Çorum, felçten korunmak için bugünden itibaren uygulamaya başlayabileceğiniz 8 yol hakkında şu bilgileri verdi:

1. YÜKSEK TANSİYONU KONTROL ALTINA ALIN

İnme riskini azaltmak adına yapılabilecek en önemli şeylerden biri yüksek tansiyonu kontrol altında tutmaktır.

Yüksek tansiyon, kontrol altına alınmadığı takdirde felç riskinizi iki, hatta dört katına çıkaran çok önemli bir faktördür. Yüksek tansiyon, hem erkeklerde hem de kadınlarda felç riskinin en büyük etkenidir.

Daha az yağ ve kolestrol, atardamarlarınızdaki birikimi azaltabilir. Kolestrolünüzü yalnızca diyet değişikliğiyle kontrol altına alamazsanız, doktorunuz kolestrol düşücü bir ilaç yazabilir.

2. KİLO VERİN

Fazla kilolu olmak, yüksek tansiyon, kardiyovasküler hastalık ve diyabet gibi diğer inme riski faktörlerine katkıda bulunur. Obezite ve buna bağlı komplikasyonlar (yüksek tansiyon ve diyabet dahil) felç geçirme olasılığınızı artırır. Fazla kiloluysanız, sadece 4,5 kilo vermeniz bile felç riskiniz üzerinde ciddi bir etki yaratabilir.

3. DAHA FAZLA EGZERSİZ YAPIN

Düzenli egzersiz, kilo vermeye, diyabeti kontrol etmeye, stresi azaltmaya yardımcı olur ve bu da inme riskini azaltır. Egzersiz tek başına felç riskini azaltıcı bir etkiye de sahiptir.

Haftada en az beş gün orta yoğunlukta egzersiz yapın. Her egzersiziniz en az 30 dakika olsun.

Dizlerinizde problem yoksa mümkün olduğunda asansör yerine merdivenleri kullanın.

4. ÖLÇÜLÜ İÇİN

İnme riskini azaltmak adına alkol tüketimini sınırlandırabilir ya da tamamen ortadan kaldırabilirsiniz.

Günde ortalama bir bardak alkol tüketmek sorun teşkil etmez. Günde iki içkiden fazla içmeye başladığınızda riskiniz çok ciddi şekilde artar.

5. SİGARAYI BIRAKIN

Sigara içmek felç riskini artıran bir etkendir. Sigara içmek pıhtı oluşumunu birkaç farklı şekilde hızlandırır. Kanınızı koyulaştırır ve atardamarlardaki plak birikimini artırır. O yüzden sigara ve nargile kullanımını bırakmak riski azaltmak adına çok doğru olacaktır.

6. KALP RİTİM BOZUKLUĞUNUZ VARSA DİKKATLİ OLMALISINIZ

Atriyal fibrilasyon, kalpte pıhtı oluşumuna neden olan düzensiz bir kalp atışı türüdür. Bu pıhtılar daha sonra beyne giderek inmeye neden olabilir. Atriyal fibrilasyon, inme riskini neredeyse beş katına çıkarır ve ciddiye alınmalıdır. Eğer atriyal fibrilasyonunuz varsa, tedavi ettirin.

7. ŞEKERE DİKKAT

Yüksek kan şekeri zamanla kan damarlarına zarar verir ve içlerinde pıhtı oluşma olasılığını artırır. Diyet, egzersiz ve kilo vermek kan şekerinizi sağlıklı bir aralıkta tutmanıza yardımcı olabilecekken yetmediği durumlarda doktor unuz diyabet ilacı yazabilir.

Kan şekerinizi doktorunuzun talimatlarına göre takip edin.

Kan şekerinizi önerilen aralıkta tutmak için diyet, egzersiz ve ilaç kullanın.

8. ÇOĞUNLUKLA MEYVE VE SEBZE YİYİN

Meyve ve sebzeler açısından zengin bir diyet yapın. Günde 5 ya da daha fazla porsiyon meyve ya da sebze tüketimi inme riskinizi azaltabilir.

Şeker hastasıysanız, aşırı şeker yüklemesi yapmamak için diyetinizde yazdığı kadar meyve yemelisiniz.


CVK Hotels& Resorts, Eskişehir’de Hayata Geçirdiği GES Yatırımıyla Sürdürülebilirlikte Yeni Bir Döneme Adım Atıyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



CVK Hotels& Resorts, Eskişehir’de Hayata Geçirdiği GES Yatırımıyla Sürdürülebilirlikte Yeni Bir Döneme Adım Atıyor

CVK Park Bosphorus Hotel, sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda enerji dönüşümünde önemli bir adım atarak Eskişehir’in Odunpazarı ilçesi Karaçay Mahallesi’nde kurduğu Güneş Enerji Santrali (GES) ile yıllık elektrik ihtiyacının tamamını güneş enerjisinden karşılayacak.

CVK Hotels& Resorts, sürdürülebilir turizm vizyonu doğrultusunda gerçekleştirdiği enerji yatırımıyla dikkat çekiyor. CVK Hotels& Resorts sürdürülebilirlik alt markası olan “CVK Respect” çatısı altında yürütülen Güneş Enerji Santrali (GES) projesi, Eskişehir’in Odunpazarı ilçesine bağlı Karaçay Mahallesi’nde kurularak devreye alındı.

                                                              


Sürdürülebilirlik vizyonunun ilk adımını, kardeş kuruluşu CVK Traverten&Mermer Aş ile birlikte atan CVK Hotels& Resorts, Temmuz 2023’te ise İzmir’in Torbalı ilçesinde 18.000 m²’lik alana kurulu mermer ve traverten fabrika çatısına 1,5 MW kapasiteli bir güneş enerjisi sistemikurarak sürdürülebilirlik çalışmalarına önemli bir katkı sağladı. Bu yatırım, CVK Hotels&Resorts’un sadece üretim tesisinin karbon ayak izini azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda CVK Respect çatısı altında yürüteceği enerji dönüşüm projelerininde başlangıç noktası oldu.

“TheFuture Starts Today” (Gelecek Bugün Başlar) mottosuyla hayata geçirilen bu yatırım, CVK Hotels&Resorts’un İstanbul dışındaki ilk büyük yatırımı olmasının yanı sıra, markanın enerji dönüşümüne verdiği önemi de güçlü biçimde ortaya koyuyor.

Yıl boyunca güçlü güneşlenme oranına sahip olması, gölgelemeden uzak geniş arazi yapısı ve verimli toprak özellikleri nedeniyle Eskişehir, bu yatırım için stratejik bir merkez olarak tercih edildi. Aynı zamanda tarım ve hayvancılığa elverişli yapısı, İstanbul, Ankara ve İzmir’e olan yakın lojistik konumuyla birleşince, sadece enerji değil, aynı zamanda tarımsal sürdürülebilirlik açısından da önemli fırsatlar sunuyor.

13,5 MW Kurulu Güç ile %100 Enerji İhtiyacını Karşılayacak

Toplam 120 dönümlük arazi üzerine kurulan tesisin ilk etabında yaklaşık 12.000 panel ile 7 MW’lık kurulu güç devreye alındı. Şu anda inşaatı devam eden ikinci etap ise 6,5 MW kapasiteye sahip olacak ve tamamlandığında santral toplam 13,5 MW kurulu güce ve yaklaşık 23.000 panele ulaşacak. Bu yatırım tamamlandığında yıllık ortalama 23 milyon kWh enerji üretecek ve CVK Hotels&Resorts’un tüm tesislerinin enerji ihtiyacını %100 oranında karşılayacak.

Tarım ve Hayvancılık Yatırımlarıyla Sürdürülebilir Gıda Zinciri Kuruluyor

Yatırım, sadece elektrik üretimiyle sınırlı kalmıyor. Aynı bölgede yer alan 100 dönümlük bir arazi, tarım ve hayvancılık projeleri için de şirket bünyesine katıldı. Bu kapsamda serbest gezen tavuklarla doğal yumurta üretimi, mevsimsel sebze ve meyve yetiştiriciliği, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkla birlikte et ve süt üretimi gibi projelerin 2026 itibarıyla devreye alınması planlanıyor. CVK Hotels& Resorts, bu üretim zincirini doğrudan otellerindeki gıda tedarikine entegre ederek hem ürün kalitesini artırmayı hem de tedarik sürecini izlenebilir, yerel ve düşük karbon ayak izine sahip bir yapıya kavuşturmayı hedefliyor.

GES projesi yatırımıyla yılda yaklaşık 2.369 ton karbon salımının önüne geçilmesi bekleniyor ve bu da ortalama 150.000 ağacın yıllık karbon emme kapasitesine eşdeğer bir fayda sağlıyor. CVK Hotels& Resorts, çevresel duyarlılığını yalnızca enerji alanında değil; tarım ve hayvancılık projeleriyle de pekiştirerek sürdürülebilirliği çok yönlü bir kurumsal değer haline getiriyor.

Projenin teknik altyapısında, yüksek verimli SCHMID marka N-Type A-Class paneller ile Huawei markalı inverter sistemleri tercih edilirken, TEİAŞ SCADA sistemi ve inverter izleme altyapısı sayesinde üretim verileri anlık olarak takip edilerek sistemin verimliliği sürekli optimize ediliyor. Projede yüklenici firma olarak Gerilim Enerji, danışmanlık ortağı olarak ise Istrich ile gerçekleşti.

CVK Hotels& Resorts Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Çevik, konuyla ilgili;CVK Hotels& Resorts olarak bu projeyle birlikte yalnızca operasyonel maliyet avantajı elde etmeyi değil; aynı zamanda uzun vadeli kurumsal dayanıklılığımızı artırmayı, çevreye duyarlı vizyonumuzu güçlendirmeyi ve enerji alanında bağımsız bir model oluşturmayı hedefliyoruz. Güneş Enerjisi Santrali (GES) projemiz, kurumsal sürdürülebilirlik politikalarımızın stratejik bir adımını oluşturuyor. Bu proje ile yalnızca karbon ayak izimizi azaltmayı değil, aynı zamanda enerji verimliliğini artırarak gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı da amaçlıyoruz” dedi. 

Bu yatırım, CVK Respect markasının çevresel sorumluluk ve ileri görüşlülük temelindeki kişiliğini yansıtan en güçlü örneklerden biri olarak öne çıkıyor. CVK Hotels& Resorts, sürdürülebilirliği sadece bir hedef değil, kurumsal stratejisinin merkezinde yer alan bir değer olarak konumlandırmaya devam ediyor.


“DİKKAT SANAT ESERİ ÇIKABİLİR!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



“DİKKAT SANAT ESERİ ÇIKABİLİR!”

Swissôtel The Bosphorus’ta: Sanat ve Doğa Şehrin Kalbinde Buluşuyor!

İstanbul’un kalbinde, Boğaz’ın kıyısında uzanan Swissôtel The Bosphorus, bu yaz otel misafirleri ve sanatseverleri büyüleyici bir deneyime davet ediyor. Otelin farklı alanlarında konumlandırılan ve alternatif sanatçılara ait sanat eserleriyle otel adeta bir açıkhava müzesine dönüşüyor. 

Bu sezon ilk olarak çağdaş sanatçı Rıfat Baltaoğlu’nun heykel ve enstalasyon eserleriyle sanat deneyimine başlayan Swissôtel, temmuz ayında ise misafirleriniPınar Garibağaoğlu’nun “Poly” koleksiyonuyla buluşturuyor. 

Farklı kültürlerde bereketin sembolü olan fillerin neşeli ve renkli dünyasından oluşan “Poly” koleksiyonu hakkında Garibağaoğlu “Filler bu koleksiyonda heykel olmanın çok ötesinde; onlar çocukluk hayalleri aleminden gelen elçiler, bizi alışılmadık olanı yeniden keşfetmeye ve olağanüstü olana inanmanın neşesini kucaklamaya teşvik ediyorlar.” diyor. Poly koleksiyonuyla yetişkinliğin getirdiği psikolojik sınırlamalara meydan okumayı, izleyiciyi toplumsal baskılardan uzaklaştırmayı, çocukluklarındaki renkli hayallerini hatırlatmayı hedefleyen sanatçı, koleksiyona baktıkça neşelendiren filleriyle“Eğer hayal edebilirsek her şeyin mümkün olduğunu” anlatmayı amaçlıyor.



Pınar Garibağaoğlu’nun filleri Swissôtel’den çıkarak tüm şehre neşe saçıyor! Bu benzersiz buluşma için Poly koleksiyonu sizi otelin farklı alanlarında bekliyor. 


Formula 1 ve MSC Cruises’tan Uzun Soluklu Ortaklık: Yeni Hedef 2030

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Formula 1 ve MSC Cruises’tan Uzun Soluklu Ortaklık: Yeni Hedef 2030

Formula 1 ile MSC Cruises ve Explora Journeys markalarını içeren MSC Grubu’nun Kruvaziyer Bölümü, iş birliklerini 2030 sezonunun sonuna kadar uzattıklarını duyurdu. 2022’den bu yana süren bu uluslararası ortaklık, iki markanın seyahat ve eğlenceyi inovasyon ve kalite anlayışıyla birleştirdiği güçlü bir birlikteliği ifade ediyor.

Yenilenen anlaşma kapsamında, MSC Cruises Formula 1’in Küresel Ortağı olmaya devam ederken; yarış isim sponsorluğu, pist kenarı marka görünürlüğü ve seçkin konuklara özel deneyimler gibi mevcut haklar da korunacak. Ayrıca MSC Kruvaziyer Bölümü altında bulunan lüks yaşam tarzı seyahat markası Explora Journeys, belirlenen Grand Prix yarışlarında marka görünürlüğü ile yer alacak.

Küresel ortaklık kapsamında Mayıs ayında gerçekleşen TAG HEUER MONACO GRAND PRIX 2025’te konuklarına Monaco’nun ünlü Port Hercule’ünde “yüzen butik otel” olarak hizmet veren Explora Journeys filosunun en yeni gemisi EXPLORA II, geminin zarif tasarımı ve konumu sayesinde konuklarına yarış atmosferini yakından deneyimleme fırsatı sundu. Formula 1 takvimindeki en çok izlenen yarışlardan biri olan Monaco Grand Prix’sinde gemideki özel etkinliklerin keyfini çıkarma ayrıcalığına sahip olan misafirler, aynı zamanda VIP giriş ve özel tribünlerde yer alarak bu özel deneyime şahit oldular. Formula 1 ve MSC Kruvaziyer Bölümü, yeni anlaşma ile hayranlara özel deneyimler ve küresel etkinlikler konusunda iş birliklerini daha da ileri taşımayı amaçlıyor.

Formula 1 Başkanı ve CEO’su Stefano Domenicali şunları söyledi:

“Ortaklığımızın bu kadar erken bir aşamada yenilenmesi, inovasyon, seyahat, eğlence ve unutulmaz deneyimler konusundaki ortak tutkumuzu yansıtıyor. Pierfrancesco Vago’ya ve MSC Kruvaziyer Bölümü ekibine bu iş birliğine duydukları bağlılık için teşekkür ediyorum. Ortaklığımızın daha da güçlenerek küresel hayran kitlelerine ulaşmasını sabırsızlıkla bekliyorum.”



MSC Grubu Kruvaziyer Bölümü İcra Kurulu Başkanı Pierfrancesco Vago ise şöyle konuştu:

“Son üç yılda Formula 1 ile kurduğumuz ortaklık giderek daha güçlü hale geldi. Bu sezon MSC Cruises üç Grand Prix yarışında isim sponsoru olarak yer alıyor. Aynı zamanda Explora Journeys markamız, Mayıs ayında Monako’da EXPLORA II ile yarış severlere benzersiz bir deneyim sundu. Bu iş birliği; mükemmeliyet, yenilik ve takım ruhu temelleri üzerine inşa edildi. Gelecek nesillere kalıcı bir miras bırakma amacıyla, Formula 1’in Küresel Ortağı olarak 2030 yılına kadar bu yolculuğu sürdürmekten gurur duyuyoruz. Yarış tutkunları, önümüzdeki yıllarda da hem pistte hem de denizde MSC Cruises ve Explora Journeys’in eşsiz deneyimlerinin tadını çıkaracak.”


SİBEL CAN, YAZ RÜZGARI ESTİRDİ HARBİYE’YE HAS “BİZE HAS”


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



SİBEL CAN,  YAZ RÜZGARI ESTİRDİ HARBİYE’YE HAS “BİZE HAS”

Türk müziğinin zarif ve güçlü sesi Sibel Can, EAT (Event Across Turkey) organizasyonu ile İstanbul Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda  ‘An Epic Symphony Sibel Can’ başlıklı verdiği muhteşem konserde binlerce dinleyicisine unutulmaz bir gece yaşattı. Şef Özgür Sevinç yönetimindeki dev senfoni orkestrası eşliğindeki konserde mekanı hıncahınç dolduran müzikseverler, sanatçının sahnedeki enerjisi, zarafeti ve repertuvarıyla adeta büyülendi.

Konser, Sony Music Türkiye etiketiyle yayımlanan Drama albümünden “Gökkuşağı” adlı şarkıyla başladı. Sibel Can, şarkının bitiminde dakikalarca alkışlandı. Amor Gariboviç tasarımı göz alıcı elbisesiyle sahnede ışık saçan sanatçının kostümünde 600 metre tül ve el işçiliğiyle yerleştirilen Swarovski taşlar kullanıldı. Altı haftalık işçilikle hazırlanan elbisenin tamamlanması ise üç ay sürdü.

Sibel Can bu özel gecede sadece sesiyle değil, bir başka sürpriziyle de sahnedeydi. Drama albümünün sevilen şarkısı “Bize Has” için çekilen yeni klibini ilk kez Harbiye sahnesinde izleyiciyle buluşturdu. Melih Kun yönetmenliğinde Büyükada’da çekilen klip, gösterimin hemen ardından dijital platformlarda yayına açıldı. Klip, izleyicilerden büyük beğeni toplarken, sanatçı da alkışlar karşısında duygularını şu sözlerle paylaştı:

“Emeklerimizin sizlerde karşılığını bulduğunu bilmek, o kadar değerli ve anlamlı ki… Buradan o kadar güzel görünüyorsunuz ki. Her zamanki gibi yoğun ilginizi esirgemediğiniz ve beni yalnız bırakmadığınız için sonsuz teşekkürler. Sabaha kadar buradayız hep birlikte şarkı söyleyeceğiz” 

Konser boyunca hem klasikleşmiş hitlerine hem de türkülere yer veren sanatçı, son albümünden “Pes”, “Fani” ve “Drama” gibi şarkıları da Harbiye’de hayranlarıyla hep bir ağızdan söyledi. Sahnedeki sıcak iletişimi, seçtiği repertuvar ve güçlü yorumuyla iz bırakan sanatçı, Harbiye’yi bir kez daha müziğin kalbi haline getirdi. Konserde Ferdi Tayfur’dan ‘Hatıran Yeter’, Ahmet Kaya’dan da ‘Kum Gibi şarkılarını söyleyerek ustalara selam yollayan ünlü sanatçı, konserin sonunda bis için söylediği ‘Kendine İyi Bak’ şarkısında ise gözyaşlarına hakim olamadı. Yoğun bir duygusallık ile konserini bitirerek misafirlerine veda eden Sibel Can, dinleyicilerin en güzel anılarındaki yerini almış oldu.