30 Haziran 2025 Pazartesi

Aylin Özsavaş;Ben, TÜRSAB’ın ilk kadın başkanı olmak üzere yola çıktım.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Değerli Meslektaşlarım, Kıymetli Basın Mensupları, Saygıdeğer Konuklarımız, Hepiniz hoş geldiniz.

Bugün burada, yeni bir dönemin başlangıcına; değişimin, dönüşümün ve kararlılığın vücut bulduğu bir vizyonun doğuşuna şahitlik etmek için bir aradayız. Turizme gönül vermiş, bu mesleği bir hayat biçimi haline getirmiş sizlerle aynı salonda olmak, omuz omuza aynı hayali paylaşmak benim için büyük bir onur. Katılımınızla güç verdiniz, umut verdiniz, sorumluluk verdiniz.

Ben, TÜRSAB’ın ilk kadın başkanı olmak üzere yola çıktım.

Bu ilk olmanın ötesinde; farklı seslerin ortak akla dönüştüğü, ortak sorumluluğun omuzlandığı bir birliktelik çağrısıdır. Bu yol, sadece bir adaylık değil; BİZ duygusunun yeniden inşasıdır.

Birinci önceliğimiz; mesleğimize sahip çıkmaktır. Yıllardır bu meslekten ekmeğini kazanan, evine aş götüren, çocuklarını bu gelirle büyüten, ülkesinin kalkınması için alın teri döken herkes, bizim öncelikli gündemimizdir.

Bugüne kadar görev yapan tüm yönetimlere, emekleri ve katkıları için teşekkür ederim.Unutmayalım, bazen neyin yapılmadığını konuşmaya gerek yoktur. Bazen sadece bir devrin kapandığını ilan etmek yeterlidir.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım attığımız bu anlamlı dönemde, sadece geçmişin birikimini değil; geleceğin sorumluluğunu da omuzlarımızda taşıyoruz. TÜRSAB üyeleri olarak artık şunu çok net söylüyoruz:

Turizm, yalnızca gezip görmek değil; kalkınmanın lokomotifi, dijital dönüşümün hızlandırıcısı,

istihdamın kaynağı ve kültürel etkileşimin taşıyıcısıdır. Bu dönüşümü gerçekleştirebilecek olan biz Seyahat Acentaları; Türkiye’nin hikâyesini dünyaya anlatan elçileriyiz.

Ama bu işi yaparken önümüzde ciddi yapısal engeller var: Bugün vize sorunu, sadece bir seyahat engeli değil; Outgoing yapan acentalarımızın yaşadığı vize sorunları artık tahammül sınırlarını aşmıştır.

Randevu sistemlerindeki belirsizlik, aracı kurumlara bağlı karmaşık süreçler ve konsolosluklara erişim zorluğu sektörü zora sokmaktadır.

Ancak burada asıl kaygı verici olan, TÜRSAB gibi köklü bir kurumun dahi, bırakın konsoloslukları, aracı kurumlar nezdinde bile muhatap alınmamasıdır.

Turizmin asli taşıyıcı gücü olan seyahat acentaları, itibarsızlaştırılmakta ve işlevsiz bir sistemin içinde etkisizleştirilmektedir.

Fuarlara katılamıyoruz, B2B toplantılara gidemiyoruz, Yeni pazarlarla bağlantı kuramıyoruz. Turizmcinin vizesi yoksa, Türkiye’nin turisti de azalır. Bu kadar basit.

TÜRSAB yönetimine talip olan biri olarak söz veriyorum:

Bu sorunu görmezden gelmeyeceğiz. Sesinizi kamuya da, diplomasiye de taşıyacağız. Vize kolaylığı, bu sektörün büyümesi için şarttır diyeceğiz,

Mecliste farklı sektörler için Yeşil Pasaport gündeme geldiğinde, biz sessiz kalmayacağız.Ekonomik denge ve finansal sürdürülebilirlik, turizm sektörünün en kırılgan ve en fazla zorlandığı alanlardan biridir. Sektör, bugün sürdürülebilirliği olmayan bir yapının içinde sıkışmış durumdadır.

Yılda en fazla 6, bilemediniz 8 ay gelir elde eden acentalar, buna rağmen 12 ay boyunca ayakta kalmaya çalışmakta, ağır bir finansal yük altında varlık mücadelesi vermektedir Üstelik biliyoruz ki turizm, dış şoklara en açık sektörlerden biri: Pandemide yaşadık. Depremde, savaşta, krizlerde yaşadık. İlk etkilenen biz olduk. Gelir kesildi, operasyonlar durdu, ama sabit giderler durmadı. Ve en acı kaybımız da şu oldu: Emekle yetiştirdiğimiz nitelikli turizm çalışanlarını kaybettik. Çünkü turizm çalışanı hâlâ güvencesiz. Krizlerde ilk gözden çıkarılan hep onlar oldu.

Bu yüzden biz, sezonluk değil; 12 ay ayakta kalan, dış etkilere dirençli bir sektör için planlı adımlar atacağız. Çünkü turizmi sürdürülebilir hâle getirmek, sadece bu sektörün değil, Türkiye ekonomisinin de meselesidir.

Bir diğer çok önemli ve giderek artan sorunumuz belgesiz acentacılık faaliyetleridir. Sosyal medya hesaplarından, WhatsApp gruplarından, influencer iş birliklerinden turlar satılıyor. Üstelik, Umre gibi organizasyonlarda bile, online vize kolaylığı bahanesiyle belgesiz faaliyetler göz göre göre yapılıyor.

Bu artık sadece bir denetim sorunu değil. Bu, mesleki onurumuzun, sektör güvenliğimizin ve yasal emeğimizin doğrudan tehdit edilmesidir.

TÜRSAB’ın en temel görevlerinden biri, 1618 sayılı yasa çerçevesinde bu faaliyetleri durdurmaktır. Ama gelin görün ki, bu yasa 1972’de yazıldı… O dönemde internet yoktu, sosyal medya yoktu, mobil uygulamalar yoktu. Bugünse: Online tur satışı, Dijital pazarlama, WhatsApp’tan tur düzenleyen binlerce kayıt dışı kişi var. Mevcut yasa, bugünün kaçak faaliyetleriyle mücadelede yetersizdir.

İşte bu nedenle söz veriyoruz: Yönetime geldiğimizde sadece denetim değil, yasal güncelleme için de mücadele edeceğiz. Çünkü biliyoruz : Belgesiz turizm büyürse, belgeli acente yok olur.

Sağlık Turizmi Yönetmeliği, bir gecede binlerce meslektaşımız için mağduriyet yarattı. Bu süreç, kamu gücü ve iletişim eksikliğinin nelere mal olabileceğini hepimize açıkça gösterdi. Yaşanan hak kayıplarını Ticaret Bakanımızla ve Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle istişare ettik.

Sektörümüzün sesine kulak verilmesi, doğan mağduriyetlerin giderilmesi ve edinilmiş haklarımızın yeniden değerlendirilerek gerekli düzenlemelerin yapılması yönünde talepte bulunduk.Sorunlarımız ortak. Ve hepsinin farkındayız.

TÜRSAB’ın artan giderleri, gereksiz harcamaları ve hepimize yüklenen yüksek aidat yükünün farkındayız. Biz işe direkt giderleri azaltarak başlayacağız. Ve aidatları da düşüreceğiz.

“Kanun izin vermez” diyenlere ise sadece gülümsüyoruz. Çünkü biliyoruz ki: Kanun haklının yanındadır. Biz yaparız!

Zaten aidatını ödemiş üyelerimizden, ayrıca kimlik, plaka ya da bandrol gibi kalemler için ek ücret talep etmeyeceğiz. Bu tür gereksiz uygulamaları tarihin tozlu sayfalarına göndereceğiz.

TÜRSAB, üyeye maliyet çıkaran değil; onu güçlendiren, kolaylaştıran bir yapı haline gelecek. Turizmi sürdürülebilir bir kalkınma modeline dönüştürmek istiyorsak, seyahat acentalarını yalnızca uygulayıcı değil, stratejik bir paydaş olarak konumlandırmalıyız.

Bu nedenle; Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurumlarıyla sürekli ve yapıcı bir istişare içinde olacağız. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), yerel kalkınma ajansları, bölgesel planlama otoriteleri ve turizm projeleri oluşturulurken, seyahat acentaları mutlaka sürece dahil edilmeli, aktif rol üstlenmeli ve karar mekanizmalarının doğal bir parçası hâline getirilmelidir.

TÜRSAB, bugün Türkiye turizminin en köklü ve en etkili meslek kuruluşlarından biridir. Bu kurumu güçlü kılan ise yalnızca geçmişi değil; geleceğe açık, değişime ve gelişime hazır olmasıdır. Gerçekten güçlü bir yönetim, bu kurumsal yapının sürdürülebilirliği için geçici olduğunu bilir; hatta geçici olmayı savunur. Kurumlardır kalıcı olan, yönetimler ise emaneti devralıp vaktinde devretmelidir.

Tıpkı Sayın Başkan’ın, 7 yıl süren yönetim kurulu üyeliğinin ardından 2018 yılında başkanlığa aday olurken, bu gerekliliğinin de altını çizerek kamuoyuna açıkça ifade ettiği gibi:

“Sadece iki dönem başkanlık yapacağım” diyerek verdiği söz gibi…

O halde şimdi gelin kendimize soralım: İki değil, üç döneme ulaşan bu sürede, Beklentilerimiz karşılandı mı? Hangi somut kazanımları elde ettik? Vaat edilenler ne ölçüde hayata geçti?

Kıymetli meslektaşlarım, Lütfen bu soruları içtenlikle kendinize sorun. En başta da belirttiğim gibi; bizim kişilerle ya da yönetimlerle kişisel bir meselemiz yok. Ancak sorunlara çözüm üretme ve geleceği inşa etme vizyonunda ciddi farklılıklarımız var.

Biz, bağırmadan, çağırmadan, saldırmadan ve bölmeden, Her sorunun üstesinden geleceğimizi biliyoruz. Çünkü “Ben” değil “Biz” varız.

Çünkü “Ben” değil “Siz” varsınız. TÜRSAB, bizleriz!

O hâlde, daha fazla zaman kaybetmeden, Turizmde yeni ufuklar için, Birlikte güçlü adımlar atma zamanı!

Eat Play Love: Shangri-La ile Şehirde Ruhunu Besleyen Bir Yaz Serüveni


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Eat Play Love: Shangri-La ile Şehirde Ruhunu Besleyen Bir Yaz Serüveni

Bu yaz, Shangri-La Bosphorus, Istanbul, misafirlerini İstanbul’u sadece bir destinasyon olarak değil; keşif, lezzet ve bağ kurma ile örülü, yaşayan bir deneyime davet ediyor. İki kıtanın buluştuğu eşsiz konumunda, Shangri-La’nın Asya misafirperverliğini Türkiye'nin zengin yerel kültürüyle harmanlayan otel, Julia Roberts’ın başrolünde yer aldığı ve bu yıl 15. yılını kutlayan ikonik Eat, Pray, Love filminden ilhamla hazırlanan yepyeni konsepti Eat, Play, Love’ı sunuyor.

Lezzetin (Eat), yaratıcılığın (Play) ve sevginin (Love) öne çıktığı bu üçlü deneyim, duyuları harekete geçiren ve her anı özel kılan bir şehir kaçamağı vadediyor. Boğaz manzaralı zarif odalarda konaklamanın yanı sıra, Eat, Play, Love, lezzet, yaratıcılık ve bağ kurma üzerine kurgulanmış unutulmaz bir yolculuk sunuyor. İster tek başına, ister çift olarak, ister sevdikleriyle seyahat ediyor olsun; her deneyim, duyulara hitap eden, ruhu canlandıran ve anıların değerini hatırlatan özel kesitlersunmak için tasarlandı.

EAT: Shang Palace’ta Otantik Bir Yolculuk: Dim Sum Atölyesi ve Kung Fu Çay Ritüeli

Gastronomik deneyim, ödüllü restoran Shang Palace’ta başlıyor. Misafirler, restoranın Çinli Dim Sum şefi eşliğinde uygulamalı bir atölyeye katılarak, bu zarif lezzetlerin yapımındaki geleneksel teknikleri öğrenme fırsatı buluyor. Deneyim beş çeşit dim sum, kuğu şeklinde imza tatlısı, alkollü yada alkolsüz içecek ve İstanbul’un tek Kung Fu Çay Ustası tarafından sergilenen etkileyici bir törenle taçlanıyor.

PLAY: Işığın İzinde Kendi Hikayeni Tasarla


Yaratıcılık arayan misafirler için, Boğaz manzarası eşliğinde gerçekleştirilen 2,5 saatlik Mozaik Lamba Atölyesi, İstanbul’un sanatsal ruhunu deneyimleme fırsatı sunuyor. Usta zanaatkârlar eşliğinde renkli taşlar ve geleneksel tekniklerle hazırlanan kişisel lamba, şehrin ruhunu ve misafirin hayal gücünü yansıtan eşsiz bir hatıra olarak hayat buluyor.

LOVE: Tropikal Bakımlardan Gün Batımına 

Chi,the SPA'da tropikal aromaların ve doğanın iyileştirici gücünün öne çıktığı bu yeni spa deneyimi; coconut yağının besleyici, yatıştırıcı ve yenileyici özelliklerini geleneksel hamam ve masaj terapileriyle buluşturuyor. Coconut Bliss Journey, klasik spa anlayışını yeniden yorumlayarak, duyulara hitap eden 30 dakikalık bir deneyim sunuyor.

Günün sonunda, teraslı odalarda konaklayan misafirler, Boğaz manzarasında gün batımına karşı özel bir akşam yemeğiyle unutulmaz bir kapanış yapıyor. Otelin usta şefleri tarafından özenle hazırlanan üç aşamalı menü, Akdeniz’in romantik ruhunu yansıtan rafine tatlar sunuyor — bu zarif atmosfer, anı kutlamak ve bağ kurmak isteyenler için kusursuz bir sahne oluşturuyor.

Bir Konaklamadan Fazlası : Bu Bir Yaşam Tarzı

Lezzetle, kültürle ve kendinle kurulan anlamlı bağlara inanan Shangri-La, Eat, Play, Love konseptiyle misafirlerine yalnızca bir konaklama değil; anın içinde olmanın ve yaşamdan keyif almanın değerini yeniden hatırlatıyor.


29 Haziran 2025 Pazar

Baia Bodrum, geçtiğimiz gece JF Fashion Show ile adeta tarih yazdı.

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


JF Fashion Show Göz Kamaştırdı!

Bodrum bu yaz sahneden taştı! Ege’nin ışıltılı kıyılarında yer alan Baia Bodrum, geçtiğimiz gece modanın, sanatın ve lüksün unutulmaz bir şekilde buluştuğu JF Fashion Show ile adeta tarih yazdı.

Dünyaca ünlü yaratıcı yönetmen Jeton Mullaliu ve ekibi Next Journey, Baia Bodrum’un büyüleyici atmosferini bir moda arenasına dönüştürürken, kulislerde en çok konuşulan isimlerden biri hiç kuşkusuz Erdem Başarır oldu.

Baia Otelleri’nin Cluster General Manager’ı olarak geceye damgasını vuran Erdem Başarır, Baia Bodrum’un eşsiz lüksünü ve kusursuz misafirperverliğini her detaya yansıtarak davetlilere mükemmel bir deneyim yaşattı. Kulislerden aldığımız bilgilere göre, organizasyonun her köşesinde onun titizliği ve imzası vardı. Ekip, Başarır’ın enerjisiyle adeta kanatlanmış gibiydi.

Gecede neler mi yaşandı? Kırmızı halılar, flaşlar, ünlüler geçidi, nefes kesen şovlar… Baia Bodrum, modanın kalbinin attığı yer oldu. Ve bu masalsı gecenin sorunsuz ilerlemesini sağlayan gizli kahraman yine Erdem Başarır oldu.

Podyuma çıkan isimler ise kelimenin tam anlamıyla göz kamaştırdı. Katie Miller, Marshall Label, Margo’s Feeling ve Türkiye’nin gururu Fiolass, büyüleyici koleksiyonlarıyla izleyenleri mest etti.

Gecenin yıldızı ise beklenildiği gibi top model Jane Konsol oldu. Zarafeti, güzelliği ve sahne hâkimiyetiyle podyuma çıktığı an salonu büyüleyen Jane, Baia Bodrum’da adeta devleşti. Instagram paylaşımları ise geceden sonra adeta patlama yaşadı!

Jeton Mullaliu, Baia Bodrum’un şıklığını ve lüksünü tüm dünyaya göstermek için kolları sıvamıştı. Ve gerçekten de bu gece, yalnızca bir defile değil; modanın, sanatın ve gastronominin birleştiği, hafızalara kazınacak bir deneyim olarak tarihe geçti.

Türk modasının güçlü temsilcisi Fiolass, gecede sahne alarak Türk tasarımının zarafetini ve yaratıcılığını tüm dünyaya başarıyla sergiledi.

Sonuç mu? Baia Bodrum, bu dev organizasyonla yalnızca bir otel değil, uluslararası moda ve sanat dünyasının yeni yıldız merkezi olarak adını altın harflerle yazdırdı.

Ve şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz: Yılın moda olayı JF Fashion Show, Bodrum’u dünya moda takvimine taşımayı başardı!


Anda Barut Collection’dan Türkiye’de Bir İlk: Turizm Sektörünün İlk Etki Raporu Açıklandı

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Anda Barut Collection’dan Türkiye’de Bir İlk: Turizm Sektörünün İlk Etki Raporu Açıklandı

Açıldığı günden bu yana sadece lüks anlayışıyla değil, doğaya, insana ve bölgeye duyarlılığıyla da dikkat çeken Anda Barut Collection, Türkiye turizm sektöründe bir ilke imza atarak ‘Çevresel, Ekonomik ve Sosyal Etki Raporu’nu açıkladı.

Delice Yarımadası’nda konumlanan Anda Barut Collection’ın altı aylık faaliyet dönemini kapsayan çevresel, sosyal ve ekonomik’ etkilerini bilimsel olarak ölçümleyen “Etki Raporu”, İyi Gelecek Sürdürülebilirlik Danışmanlık Şirketi Kurucu ve CEO’su Aslı Pasinli, yöntem konusunda akademik destek sağlayan Prof. Dr. Fikret Adaman, danışman Zeynep Erdoğan, saha çalışanları ve Anda Barut Collection’ın katkılarıyla hazırlandı.



Hazırlanan bu rapor ile Türkiye’de ilk defa bir turizm yatırımı için sürdürülebilirlik odağında bu kadar kapsamlı, sayısal verilere dayanan bir raporlama süreci hayata geçirildi. Anda Barut Collection Etki Raporu; yalnızca çevresel göstergeleri değil, çalışan refahını, toplumsal etkileri ve yerel ekonomik katkıları da detaylı biçimde ele alıyor. Söz konusu yaklaşım, Anda Barut Colleciton’ın lüksü yeniden tanımlarken nasıl bir gelecek vizyonu sunduğunun da güçlü bir kanıtı olma özelliğini taşıyor. 

Hazırlanan Etki Raporu’nun sonuçlarına göre; 690 dönümlük bir ormanın yıllık karbon tutma kapasitesine eşdeğer şekilde 412 ton CO2 emisyonu engellendi ve 88 olimpik havuz hacminde, 221.000 metreküp su tasarrufu sağlandı. LED aydınlatmadan akıllı enerji yönetimine, gri su geri kazanımından cam şişe kullanımına kadar uzanan pek çok yenilikçi uygulama, Anda Barut Collection’ın karbon ve su ayak izini gözle görülür biçimde azalttı.

Hazırlanan rapora göre; Anda Barut Collection, çalışan memnuniyetine, adil çalışma koşullarına ve yerel kalkınmaya verdiği önemle de fark yaratıyor. Sağlanan olanaklar, sunduğu sosyal haklar ve eğitime yapılan yatırımlarla çalışanlarının hem mesleki gelişimine hem de yaşam kalitesine değer katıyor. Kurum içi motivasyonun ve çalışan bağlılığının yüksek seviyede olduğu öne çıkıyor.

Etki raporunda yer alan bir diğer dikkat çekici madde ise; bölgeye olan katkılarıyla Anda Barut Collection’ın, doğrudan ve dolaylı istihdam yaratarak 343 yerel tedarikçiye iş hacmi sunması. Açılışıyla birlikte bölgede yabancı turist profilinde dönüşüm yaşanmasını sağlayan Anda Barut Collection, bölgeye olan yatırımın ilgisini de artırarak,bölgeyi daha nitelikli turizmin yeni adresi olarak öne çıkardı. 

Anda Barut Collection tarafından yayımlanan bu rapor, Türkiye turizmi adına bir kilometre taşı olma özelliği taşıyor. Barut Grubu'nun sürdürülebilirlik vizyonunun bir yansıması olan bu öncü adım, yalnızca bugünü değil, turizmin geleceğini de şekillendirmeyi hedefliyor.


Müşteri deneyimini merkeze alan Teknosa’ya 4 ödül birden

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Müşteri deneyimini merkeze alan Teknosa’ya 4 ödül birden

Benzersiz müşteri deneyimi için sektöründe pek çok ilki hayata geçiren Teknosa, Türkiye Müşteri Deneyimi Ödülleri’nde / Turkey CX Awards’25 4 ödül birden kazandı.


Türkiye teknoloji perakendeciliğinin ve e-ticaretin öncü markası Teknosa, müşteriyi merkeze alan stratejilerini ödüllerle tescillemeyi sürdürüyor. Teknosa, şirketlerin deneyim odaklı çalışmalarını bağımsız bir jüriyle değerlendiren AwardsInternational’ın düzenlediği Türkiye Müşteri Deneyimi Ödülleri’nde ikisi altın olmak üzere 4 ödülün sahibi oldu. 


Müşteri ve çalışan deneyimine altın ödül 

Sabancı Holding iştiraklerinden Teknosa, ‘En İyi Müşteri Deneyimi Stratejisi’ ve ‘Çalışan Odaklı En İyi Müşteri Deneyimi’ kategorilerinde altın ödül kazanırken, 1000’i aşkın çalışanı olan şirketler arasında ‘Müşteriyi Her Şeyin Merkezine Koyan Yaklaşım’ kategorisinde bronz ve ‘Yılın Müşteri Deneyimi Ekibi’ kategorisinde de bronz ödüle layık görüldü.


Karsan Avrupa’da Minibüs ve Otonom Alanında Yılın Şirketi Seçildi!

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Frost & Sullivan, Karsan’ı Avrupa’da “Yılın Şirketi” Olarak Ödüllendirdi!

Karsan Avrupa’da Minibüs ve Otonom Alanında Yılın Şirketi Seçildi!

Karsan Bir Dünya Markası Olma Yolunda Dev Adımlar Atmaya Devam Ediyor!

“Mobilitenin Geleceğinde Bir Adım Önde” olma vizyonu ile dünyada toplu ulaşımın dönüşümünde öncü rol oynayan Karsan, çok büyük bir başarıya daha imzasını atarak iş dünyasının önde gelen danışmanlık şirketlerinden Frost & Sullivan tarafından Avrupa’da “Yılın Şirketi”seçildi. Bu topraklarda doğan Karsan’ın bir dünya markası olma yolunda büyük adımlar atmaya devam ettiğini söyleyen Karsan CEO’su Okan Baş, “Bu, bizim için müthiş bir başarı. Bu ödül, farklı şekilde yaptığımız bu işin dünyada da fark edildiğini gösteriyor. Böyle ödüller, bize gelecekteki yolculuğumuz için hep bir ışık, hep bir güç, hep bir motivasyon oluyor. Böyle büyük bir ödülü ülkemiz adına kazandığımız için ayrıca gururluyuz. Dünyanın ilk Seviye 4 Otonom toplu ulaşım aracı olan Karsan Otonom e-ATAK, 4 yılda gerçek trafik koşullarında 35 bininüzerinde yolcu taşıdı ve 100 bin kilometreden fazla otonom sürüş deneyimine ulaştı. Bu alanda emin adımlarla büyümeye, gelişmeye devam ediyoruz” dedi.

Dünyada toplu ulaşımın elektrikli ve otonom dönüşümünde öncü rol üstlenen Karsan, yenilikçi ürün ve hizmet anlayışıyla küresel boyutta ödüllendirilmeye devam ediyor. Toplu ulaşıma son teknolojiyi entegre ederek geliştirdiği yeni nesil araçlarıyla hizmet veren Karsan, çok büyük bir başarıya daha imzaatarakFrost & Sullivan tarafından ödüllendirildi. Amerika merkezli, 65 yıla yakın süredir küresel pazarlarda büyüme stratejileri, teknoloji araştırmaları ve endüstriyel danışmanlık hizmetleri sunan Frost & Sullivan, her yıl yalnızca vizyoner inovasyon, lider performans ve üst düzey müşteri memnuniyeti gösteren şirketleri bu prestijli ödül ile onurlandırıyor. 2025 yılı için bu özel onura, elektrikli ve otonom toplu taşıma dönüşümündeki liderliğiyle Karsan layık görüldü. Yapılan değerlendirmeler kapsamında sürdürülebilirliği artırma, erişilebilirliği teşvik etme, titiz test protokollerini benimseme ve ileri teknolojiyi savunma konusundaki özverisiyle rakiplerinden ayrılan Karsan, dünya pazarlarındaki güçlü pazar performansıelektrikli minibüs ve otonom alanındaFrost & Sullivan'ın 2025 Avrupa’da Yılın Şirketi Ödülü'nü kazandı.

Bu ödül dünyanın Karsan’ı fark ettiğinin göstergesi!

Karsan; karşılanmamış ihtiyaçlara çözüm sunma, mega trendler aracılığıyla vizyoner senaryolar,en iyi uygulamaların hayata geçirilmesi, liderlik odağı, finansal performans, fiyat/performans değeri, müşteri hizmetleri deneyimi, kullanıcı deneyimi, müşteri satın alma deneyimi ve marka değeri alanlarında yapılan detaylı çalışmalar sonucunda “Yılın Şirketi” ödülünü almaya hak kazandı. Bu topraklarda doğan ve hızlı büyüyen Karsan’ın bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyleyen Karsan CEO’su Okan Baş, “Bu bizim için müthiş bir başarı. Bu ödül, farklı şekilde yaptığımız bu işin dünyada da fark edildiğini gösteriyor. Böyle ödüller,bize gelecekteki yolculuğumuz için hep bir ışık, hep bir güç, hep bir motivasyon oluyor. Böyle büyük bir ödülü ülkemiz adına kazandığımız için ayrıca gururluyuz” dedi. 

100 bin kilometre yolu sürücüsüz olarak katettik!

Dünyada toplu ulaşımın elektrikli ve otonom dönüşümünde öncü bir rol üstlenen Karsan, vizyoner yaklaşımı, teknoloji liderliği ve müşteri odaklı hizmet anlayışıyla global ölçekte takdir toplamaya devam ediyor. Bu kapsamda, Amerikan danışmanlık devi Frost & Sullivan tarafından Avrupa Minibüs ve Otonom Taşımacılık kategorisinde 2025 Yılın Şirketi Ödülü’ne layık görülmesi, Karsan’ın sektördeki dönüşüme yön veren pozisyonunu tescilledi. Karsan CEO’su Okan Baş, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Karsan olarak ulaşıma sadece araç değil, vizyon da katıyoruz. Bugün 3 kıtada, 27 ülkede, 2.000’i aşkın elektrikli aracımızla geleceğin şehirlerine hizmet ediyoruz. Seviye 4 otonom sürüş teknolojisine sahip Otonom e-ATAK modelimizle bugüne kadar gerçek trafik koşullarında 100 bin kilometreyi aştık ve 35 binden fazla yolcu taşıdık. Bu sadece bir mühendislik başarısı değil, aynı zamanda güvenlik, verimlilik ve sürdürülebilirlik anlamında toplu ulaşımda bir paradigma değişimidir.”

Elektrikli araç portföyüyle Avrupa şehirlerinin dar yol yapısına uyum sağlayan Karsan, e-JEST modeliyle Avrupa elektrikli minibüs pazarında %37’yi aşan payıyla beş yıldır aralıksız liderliğini sürdürüyor. Seviye 4 otonomiye sahip Otonom e-ATAK, 12 ülkede 13 projeyle tünelden geçebilen ilk otonom otobüs de dahil olmak üzere birçok teknolojik ilke imza attı. Karsan, yalnızca otonom çözümleriyle değil, aynı zamanda 6 metreden 18 metreye kadar uzanan elektrikli ürün gamıyla da Avrupa’da bu segmentin ilk ve tek temsilcisi olmayı sürdürüyor. 2024 Kasım itibarıyla sağdan direksiyonlu e-JEST modeliyle İngiltere pazarına adım atan şirket, Norveç’ten Japonya’ya, Fransa’dan Kanada’ya uzanan faaliyet alanıyla bir Türk markasının küresel başarı hikâyesine imzasını atıyor. Bugün itibarıyla Avrupa’ya ihraç edilen tüm elektrikli toplu taşıma araçlarının %82’si tek başına Karsan tarafından gerçekleştirilmiş durumda.

Manevra kabiliyeti ve konforuyla rakiplerini geride bırakıyor!

Frost & Sullivan Analisti Saideep Sudhakar iseödül ve Karsan hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Sıfır karbonlu şehirlerin bir sonraki dalgası, güvenliği iyileştirme ve işletme maliyetlerini düşürme gibi kritik zorlukları ele almak için otonom araçlara odaklanacak. Karsan’ın otonom otobüsü Otonom e-ATAK, sıfır emisyonlu geçiş sağlıyor ve trafikteki insan hatalarını ortadan kaldırıyor. Araç, tanımlanmış rotalardaki yol ve çevre koşullarını algılayarak insan kontrolüne olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Ayrıca, yaklaşan duraklar, durma süreleri, yolcu biniş ve inişlerini yönetme ve kavşaklara, geçitlere ve trafik ışıklarına yanıt verme gibi sürücüsüz operasyonlar da gerçekleştirebiliyor. Karsan otobüsleri ayrıca kompakt tasarımı, yüksek manevra kabiliyeti ve yolcu konforu ile rakip markaları geride bırakıyor.Türkiyeminibüs pazarındaki 50 yıllık mirası ve Avrupa ülkelerinin ulaşım ihtiyaçları hakkındaki kapsamlı bilgisi, iklim dostu minibüs ürünleri geliştirmedeki başarısına daha da katkıda bulunuyor. Karsan Ar-Ge'den üretim, pazarlama, satış ve satış sonrası faaliyetlerine kadar tüm otomotiv değer zincirini yönetiyor ve bu sayede toplu taşıma sektöründe yenilikçi ürün ve hizmetlerin geliştirilmesini ve ticarileştirilmesini hızlandırabiliyor. Karsan'ın dağıtım ve satış sonrası hizmetlere yaptığı yoğun yatırımlar çoğu Avrupa ülkesinden tekrarlanan siparişler sağladı.”


28 Haziran 2025 Cumartesi

Uzakrota, 2025 zirve maratonuna Kuala Lumpur’dan başladı!

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Uzakrota, 2025 zirve maratonuna Kuala Lumpur’dan başladı!

Turizm ve seyahat endüstrisini buluşturan en kapsayıcı etkinliklerden biri olan, kıtalar ve bölgeler arası bir köprü görevi gören Uzakrota, 2025’in ilk zirvesini Malezya’da gerçekleştirdi.  TurkishAirlines, TourismMalaysia, Nexus DMC ve Tourmania sponsorluğunda Novotel Kuala Lumpur’da toplanan zirve, Asya’dan Ortadoğu’ya uzanan coğrafyada aktif rol alan 500’ü aşkın turizm profesyonelini bir araya getirdi. Zirveye ayrıca Malezya Turizm Bakanlığı temsilcilerinin de aralarında yer aldığı 30 konuşmacı katıldı. 

4 milyar nüfusa açılan kapı

Lokal markaları birbirleriyle buluşturarak dünya çapında bir seyahat köprüsü kurduklarını kaydeden Uzakrota Kurucusu Gökhan Erdoğan;2025 zirve rotasında Malezya’nın önemini şöyle açıkladı: ‘’Malezya’yı Türkiye ile tarihi ve kültürel olarak yakın ilişkisinin olmasından dolayı ilk durak olarak seçtik; Asya bölgesindeki 4 milyar nüfusa ulaşmamızı sağlayacak bir kale olarak görüyoruz. Ülkede yaşayan Malay, Hintli ve Çinli nüfus üzerinden Malezya, Endonezya, Singapur, Çin, Kore ve Hindistan pazarları ile direkt olarak bağlantı sağlamış olduk. Malezya'daki etkinliğimiz sonrasında yeni iş birliklerine imza attık; bölgeden Tiket.com, Yanolja, Trinidad Holdings, Nuh Travel, Nexus DMC, Cleartrip ve Trip.com gibi seyahat pazarının önemli markalarını İstanbul'a getiriyoruz.’’

30 Eylül’de Dubai, 28 Kasım’da İstanbul

Gökhan Erdoğan, Malezya’dan sonraki 2025 zirve rotasına dair şu bilgileri verdi: ‘’Malezya Kuala Lumpur’da 2025 zirve yolculuğumuza başladık. 30 Eylül’de Dubai, 28 Kasım’da İstanbul’da gerçekleşecek zirvelerimizde dünyanın ve bölgemizin önde gelen havacılık, kruvaziyer markaları, teknoloji markaları, seyahat acenteleri, tur operatörleri, ülkelerin yetkili turizm ofisleri ve zincir otellerin en güçlü isimlerini bir araya getireceğiz. Yeni pazarlara açılmak isteyen markalar, bizim bölgemizden dışarı açılmak isteyenler veya bölgemize gelmek isteyenler böylece yeni fırsatlar yakalayacak, sektördeki gelişmeleri yakından ve birebir takip edebilecek.’’

Zirve programının detayları ve daha fazla bilgi için: https://www.uzakrota.com/

CorendonAirlines ve KadenGroup iş birliğinde “Raceto Belek” golf turnuvası başlıyor

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


CorendonAirlines ve KadenGroup iş birliğinde “Raceto Belek” golf turnuvası başlıyor

Avrupa’nın öncü tatil hava yolu markası CorendonAirlines, 20. yılına özel düzenlediği “Raceto Belek” turnuvası ile İngiltere ve İskoçya’daki amatör golfçüleri Belek’teki büyük finale taşıyor. Corendon’un, KadenGroup iş birliğinde gerçekleştirdiği turnuva, 29 Haziran’da yapılacak golf karşılaşmalarıyla başlıyor. 

Kurulduğu günden bu yana milyonlarca yolcuyu hayalleriyle buluşturan ve 2025 yılında 20. kuruluş yılını kutlayan CorendonAirlines, spor turizmi alanında fark oluşturan projelere imza atıyor. 

World Golf Awards’ta dört kez üst üste “Türkiye’nin En İyi Incoming Golf Tur Operatörü” seçilen KadenGroup ile bir araya gelen Corendon,amatör golfçüler için prestijli bir organizasyon olan “Raceto Belek” turnuvasını başlatıyor.

Golf tutkusunun Avrupa’dan Belek’e uzanan yolculuğu

29 Haziran – 10 Ağustos 2025 tarihleri arasında İngiltere ve İskoçya’nın farklı sahalarında düzenlenecek 10’dan fazla eleme turunda yarışacak oyuncular, finale kalmaları halinde Türkiye’nin golf cenneti Belek’te unutulmaz bir deneyim yaşayacak. Ekim ayında Gloria Hotels& Resorts ev sahipliğinde gerçekleşecek büyük final, amatör golfçüler için uluslararası bir buluşma noktası olacak.

CorendonAirlines’ın, İngiltere’den Antalya’ya gerçekleştireceği direkt uçuşlarla turnuvaya kolaylıkla katılım sağlanırken, oyunculara golf seyahatleri, golf çantası taşıma desteği, değerli ödüller ve özel sürprizler de sunulacak. Finalist sporcular, Belek’in prestijli otellerinden Gloria Golf Resort’ta beş yıldızlı bir konforla ağırlanacak.

“Raceto Belek", yalnızca bir spor organizasyonu olmanın ötesinde; golf tutkusunu Türk misafirperverliğiyle birleştiren, uluslararası dostluğu geliştiren bir kültürel deneyim olarak konumlanıyor.

“Spor turizminin büyümesine katkı sağlamayı ve spor dünyasına kalıcı değerler kazandırmayı hedefliyoruz”

CorendonAirlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer,“Raceto Belek” turnuvasını şu sözlerle değerlendirdi: “CorendonAirlines olarak, 2025 yılında 20. yılımızı kutlamanın heyecanını ve gururunu yaşıyoruz. Geride bıraktığımız bu süreçte, turizm ve havacılığı sporun enerjisiyle buluşturan pek çok anlamlı projeye ve iş birliğine imza attık. Sporun her branşına kalpten bağlı bir marka olarak, golf sporunu da uzun süredir önceliklerimiz arasında konumlandırıyoruz. Bu doğrultuda, ‘Raceto Belek’ turnuvasına destek vermekten büyük memnuniyet duyuyoruz. ‘Raceto Belek’ gibi projelerle yalnızca marka değerimizi güçlendirmiyor, aynı zamanda spor sevgisini daha geniş kitlelere yaymayı, spor turizminin büyümesine katkı sağlamayı ve spor dünyasına kalıcı değerler kazandırmayı hedefliyoruz.”

“Amatör golfçüler için unutulmaz bir platform sunuyoruz”

Kaden Golf Genel Müdürü Deniz Gürlersan ise turnuva hakkında şunları söyledi:“Raceto Belek, golfü sadece bir spor değil; bir yolculuk, bir kültür ve bir deneyim haline getiriyor. CorendonAirlines ve Gloria Hotels’in katkılarıyla, amatör golfçüler için unutulmaz bir platform sunuyoruz.”

Katılım detayları ve turnuva takvimi için: www.racetobelek.com


27 Haziran 2025 Cuma

e-Fatura’da geri sayım başladı, son gün 1 Temmuz

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


e-Fatura’ya geçişte son gün 1 Temmuz 2025-e-Fatura’da geri sayım başladı, son gün 1 Temmuz

e-Fatura’ya zorunlu geçiş yapacak mükellefler için geri sayım başladı. e-Fatura uygulamasının kapsamı, 1 Temmuz 2025 tarihinde, yeni mükelleflerin zorunlu geçişleri ile genişliyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in yayımladığı Tebliği uyarınca, 2024 yılı brüt satış hasılatı 3 milyon TL ve üzeri olan mükelleflerin 1 Temmuz 2025 itibarıyla e-Fatura sistemine geçmeleri zorunludur. Aynı zamanda, motorlu taşıt, gayrimenkul, e-ticaret, konaklama hizmeti veren tesisler gibi belirli sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler de aynı kapsama alındı.

Uyumsoft ile 3 dakikada e-Fatura’ya geçiş mümkün

Uyumsoft, mükelleflerin e-Fatura’ya ilk geçiş süresini, 3 dakikaya indiren ilk ve tek e-Fatura özel entegratörü olarak konumlanıyor. 3 operasyon merkezinde 200’den fazla uzman ekibiyle fark yaratarak, mükelleflerin 3 dakikada e-Fatura geçiş yapmalarını mümkün kılıyor. Aynı zamanda, Uyumsoft’un “Haziran’a Özel 250 Kontör Alana, 250 Kontör Bizden Hediye” kampanyası mükelleflerin yoğun ilgisini çekiyor. 

e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye gibi e-Belge uygulamalarında 200 bini aşkın yerli ve global firmaya hizmet veren Uyumsoft, kurumsal ve dijital iş çözümleriyle işletmelerin dijital dönüşümünü gerçekleştiriyor. İş dünyasının teknolojik dönüşümüne yenilikçi yaklaşımlar ve akılcı iş modelleriyle rehberlik eden lider teknoloji şirketi Uyumsoft, müşteri memnuniyeti ve hizmet kalitesini birinci sıraya alarak 7-24 operasyon ağından sınırsız hizmet desteği sağlıyor. 


Özyeğin Üniversitesi ile Accor, öğrencilerin katıldığı otel odası tasarım yarışması düzenledi


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



TURİZM VE OTELCİLİK SEKTÖRÜNDE UYGULAMALI YÖNETSEL GELİŞİM

VE DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMALAR DÖNEMİ

Özyeğin Üniversitesi ile Dünya’nın öncü artırılmış konaklama grubu Accor, otel yöneticiliğinde deneyim odaklı akademik eğitim anlayışıyla hayata geçirdiği iş birliği programı kapsamında öğrencilerin katıldığı otel odası tasarım yarışması düzenledi. 

Türkiye’nin global etkisi yüksek girişimci araştırma üniversitesi olan Özyeğin Üniversitesi, sektörle kurduğu güçlü iş birlikleri sayesinde öğrencilerine uygulamalı ve uluslararası standartlarda deneyimler sunmayı ve onları profesyonel hayata donanımlı bir şekilde hazırlamayı sürdürüyor. Sektör ve akademi iş birliğinin başarılı örneklerinden biri olarak Accor ile imzalanan iş birliği protokolü kapsamında, 2025 yılı başında “Uygulamalı Yönetsel Gelişim” programı hayata geçirilmişti. Program kapsamında Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi öğrencileri, Accor bünyesindeki otellerde ve kurumsal yönetim ofislerinde teorik bilgi ile sektörel uygulamayı birleştirerek yöneticilik becerileri kazanırken, mezuniyet sonrası aynı otellerde istihdam edilme olanakları kazanmaya başladı. 

İş birliğinin ikinci aşaması, Nisan ve Mayıs 2025 döneminde düzenlenen öğrenci yarışmasıyla hayata geçti. Yarışmada, Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Mükemmellik Merkezindeki uygulamalı eğitim için kullanılan bir otel odasının Mövenpick markasına uygun şekilde öğrenciler tarafından tasarlanması hedeflendi. Altı öğrenci takımı, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Otel Yöneticiliği Programından Dr. Öğretim Üyesi H. Kader Şanlıöz-Özgen ve Mimarlık ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlıkve Çevre Tasarımı Programından Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Ceylanlı danışmanlığında projeler geliştirdi. Projenin sektörel yürütücülüğünü ise Accor Türkiye Tasarım ve Teknik Hizmetler Direktörü Damla Aksulu üstlendi.

Özyeğin Üniversitesi öğrencileri Oğuzhan Elma ve Selin Genç’ten oluşan ekibin 1.liği elde ettiği tasarım çerçevesinde yapılandırılacak otel odası, Güz 2025 itibarıyla uygulamalı eğitim için kullanılmaya başlanacak. Bu oda ile Otel Yöneticiliği öğrencilerinin uygulamalı eğitimlerinde Accor’un yenilikçi sürdürülebilir otel odası tasarımları üzerinde incelemeler yaparak, sektörü yönlendiren güncel yaklaşımları kavramaları sağlanacak. 

Konuyla ilgili açıklamada bulunan projenin akademik danışmanı Özyeğin Üniversitesi Otel Yöneticiliği Öğretim Üyesi Dr. H. Kader Şanlıöz-Özgen, "Operasyonel bilgi ve yetkinliğe sahip olan Otel Yöneticiliği öğrencilerinin, kendilerinden farklı bir alanda öğrenim gören İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı öğrencileriyle geliştirdikleri proje sürecinde, sektörle doğrudan temas kurabilmeleri ve onların güncel gereksinimlerini anlayarak yaratıcı süreçlerine edindikleri bilgileri yansıtabilmeleri, profesyonel gelişimleri ve yaratıcılık becerileri açısından çok değerli. Akademi ile sektör arasındaki bu tür iş birliklerinin, öğrencilerin yalnızca teorik bilgiyle değil, aynı zamanda yaratıcı düşünme, ekip çalışması ve profesyonel sunum gibi yetkinliklerle de donanmasını sağladığına inanıyorum. Onlarla bu süreci birlikte yürütmek ve gelişimlerine katkı sunmak çok öğreticiydi" dedi.

Projenin diğer akademik danışmanı Özyeğin Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Dr.Zeynep Ceylanlı ise, "Bu projede öğrencilerimizin tasarımlarını kullanıcı deneyimini odağa alan, işlevsel ve marka kimliğiyle örtüşen bir çözüm aracı olarak ele almalarını hedefledik. İç mimarlık eğitiminde somut proje deneyimlerinin ve sektörle kurulan bu tür iş birliklerinin, öğrencilerin mesleki gelişiminde vazgeçilmez bir rol oynadığına inanıyorum. Böyle projelerin devam etmesini önemsiyoruz"ifadesini kullandı.

Projenin sektörel yürütücülüğünü üstlenen Accor Türkiye Tasarım ve Teknik Hizmetler Direktörü Damla Aksulu ise şunları kaydetti: "Bu, Accor ile Özyeğin Üniversitesi arasında gerçekleştirdiğimiz ikinci iş birliği. Genç yeteneklerle bu kadar yaratıcı ve vizyoner bir projede tekrar bir araya gelmek büyük bir mutluluk. Sektörle akademiyi buluşturan bu tür çalışmaların, öğrencilerin gerçek dünya deneyimi kazanmaları açısından son derece değerli olduğuna inanıyoruz. Onların vizyonunu görmek bizlere de ilham veriyor."


Wyndham Alanya, misafirlerine Türkiye’nin sahillerinde birinci sınıf konaklama seçenekleri sunuyor

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Wyndham Alanya’daki 5 Yıldızlı Yeni Resort Otelini Açtı

Mülkiyeti Cebeci Group’a ait olan Wyndham Alanya, misafirlerine Türkiye’nin sahillerinde birinci sınıf konaklama seçenekleri sunuyor

95’ten fazla ülkedeki yaklaşık 9 bin 300 oteliyle dünyanın franchise veren en büyük otel şirketi Wyndham Hotels& Resorts, 5 yıldızlı yeni resort tesisi Wyndham Alanya’nın açılışını duyurdu. Yeni inşa edilen otel, misafirlerini Türkiye’nin Akdeniz sahillerinde modern, lüks ve aile dostu olanaklarla ağırlıyor ve bölgenin güzelliklerini keşfetmeye davet ediyor.

Alanya merkezine yalnızca 20 kilometre mesafede bulunan Wyndham Alanya, Antalya’nın en gözde tatil ilçesini keşfetmek isteyenler veya sakin bir ortamda dinlenmek isteyenler için ideal bir seçenek sunuyor. Wyndham Alanya, standart, deluxe ve superior odaları, engelli odaları ve lüks bir kral süiti de dahil olmak üzere güzel dekore edilmiş 188 odasıyla misafirlerin tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor.

Wyndham Alanya’nın hem macera hem de dinlenmek isteyenler için sunduğu olanaklardan bazıları aşağıda sıralanıyor:

Tuz odası, buhar odası ve geleneksel hamamı da bulunan tam donanımlı bir spa

Hem rahatlamak hem de eğlenmek için ideal, açık ve kapalı havuzlar

Son teknolojiye sahip bir fitness merkezi, tenis kortu ve basketbol sahaları

Hem bölgeden hem de uluslararası mutfaklardan lezzetlerin sunulduğu dört tesis içi restoran

Aileler için ideal konaklama seçenekleri

Her yaştan misafirlere yönelik olanaklar ve aktiviteler barındıran Wyndham Alanya, aileleriyle birlikte seyahat edenler için ideal bir seçenek sunuyor. Çocuklar için oyun alanları ve odalarda bebek karyolası seçenekleri, genç misafirlerin ihtiyaçlarını karşılıyor. Aileler tesis içinde bir gondol turuna çıkarak eğlenceli zaman geçirebiliyor. Otelin sunduğu havalimanı ve plaj servisleri; ister tek başına, ister çift olarak, isterlerse de aileleriyle seyahat etsinler, tüm misafirlere konfor ve ulaşım kolaylığı sağlıyor.

“Wyndham Alanya’nın açılışını Türkiye’nin yurt dışından 70 milyondan fazla ziyaretçi ağırlamaya hazırlandığı 2025 yılında, yaz sezonunun hemen başında gerçekleştirmekten büyük bir heyecan duyuyoruz. Bu harika otel çok çeşitli olanakları, güzel manzaralar sunan konumu ve incelikle düşünülmüş tasarımıyla ailelere, çiftlere, iş veya tatil için seyahat edenlere ve tüm misafirlere hitap ediyor. Cebeci Group ile yüksek kaliteli konaklama deneyimleri sunma ve Türkiye’de turizm sektörünün büyümesini destekleme vizyonunu paylaşıyoruz ve kendileriyle olan ortaklığımız da bu ortak vizyonumuzu yansıtıyor.”

- DimitrisManikis, Wyndham Hotels& Resorts EMEA Başkanı

“Zengin tarihi, doğal güzellikleri ve dünyaca ünlü plajlarıyla Alanya’nın ülke turizminde çok özel bir yeri var. Wyndham Alanya’nın açılışını gerçekleştirerek, bölgemizin tatilcilere sunduğu olanakları yüksek katma değerle çeşitlendiriyoruz. Wyndham’ın marka tanınırlığından, globaldeki hacminden ve uzmanlığından aldığımız destekle misafirlerimize dünya standartlarında konaklama hizmetleri sunuyoruz.”

-Ahmet Cebeci, Cebeci Group CEO’su

Etkinlikler ve kutlamalar için göz alıcı bir ortam

Wyndham Alanya, tatiller haricinde düğünler, kurumsal toplantılar ve özel kutlamalar için de gereken her donanıma sahip bir tesis olarak öne çıkıyor. Otelin 270 misafirin ağırlanabildiği toplantı alanı ve Akdeniz’in güzel manzaralarını sunan bahçesi, unutulmaz etkinlikler için özel bir ortam ve işlevsel mekanlar sunuyor.

Wyndham'ın Türkiye ve dünya genelindeki tüm otelleri, USA Today ve U.S. News & World Report okuyucuları tarafından bir numaralı otel ödül programı seçilen Wyndham Rewards kapsamında yer alıyor. 60 binden fazla otel, resort tatil kulübü ve kiralık tatil evinin dahil olduğu Wyndham Rewards, üyelerine konaklamaları için diğer tüm otel ödül programlarından daha fazla ve daha cömert seçenekler sunuyor. WyndhamRewards.com adresi üzerinden ücretsiz katılın.


Bentour Reisen’in büyük beğeni toplayan “Quick-Transfer” hizmeti, Ekim 2025 sonuna kadar uzatıldı.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Seyahat acenteleri ve tatilciler için güzel haber: Bentour Reisen’in büyük beğeni toplayan “Quick-Transfer” hizmeti, 31 Ekim 2025 tarihine kadar yapılacak tüm rezervasyonlar için geçerli olacak şekilde uzatıldı.

 Quick-Transfer, Antalya (AYT) ve Hurghada (HRG) varışlı tüm paket turlarda, yalnızca bir otobüs durağı ile hızlı ve konforlu ulaşım imkanı sunuyor. Hizmet, daha önce 30 Haziran 2025’e kadar yapılan rezervasyonlar için geçerliyken, şimdi bu süre Ekim 2025 sonuna kadar uzatıldı.

Antalya bölgesinde Kemer’den Alanya’ya kadar tüm popüler tatil beldeleri, Hurghada çevresinde ise El Gouna’dan Safaga’ya kadar olan resortlar kapsam dâhilinde.

2024 yılında, 100.000’den fazla Bentour Reisen misafiri bu hizmetten yararlandı. Misafir memnuniyetinin ne kadar yüksek olduğunu, Trustpilot’ta verilen 5 üzerinden 4,7 puanlık değerlendirme de açıkça gösteriyor.

Bentour Reisen CEO’su Deniz Uğur konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Misafirlerimizin tatilin ilk anından son anına kadar keyif almasını istiyoruz. Quick-Transfer’in gerçek anlamda bir konfor sunduğu net şekilde görüldü. Süreyi Ekim sonuna kadar uzatarak hem acentelere hem de misafirlerimize daha fazla planlama esnekliği ve güven sunuyoruz.”

Bu uzatma sayesinde seyahat acenteleri için hem satış avantajı hem de daha uzun bir pazarlama süreci oluştu. Quick-Transfer, özellikle Bentour Reisen’in Premium Havalimanı Hizmeti gibi diğer konfor ürünlerinin satışını da destekliyor.

Quick-Transfer hizmeti, ekstra ücret talep edilmeden sunulurken, daha fazla konfor arayan misafirler için ücretli özel transfer ve VIP transfer seçenekleri de mevcut.

Bu hizmetler, ister paket tur ister sadece otel rezervasyonu olsun, esnek şekilde eklenebiliyor.


Spark by Hilton, Türkiye’deki ilk otelini Van’da açmaya hazırlanıyor.

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Spark by Hilton, Türkiye’deki İlk Oteliyle Van’da

Hilton’un premium ekonomi segmentindeki markası Spark by Hilton, Türkiye’deki ilk otelini Van’da açmaya hazırlanıyor. 60 odalı Spark by Hilton Van City Centre, şehrin ilk uluslararası markalı oteli olacak.

Hilton (NYSE: HLT), premium ekonomi segmentindeki markası Spark by Hilton’un Türkiye’deki ilk oteli olacak Spark by Hilton Van City Centre için Gültepe ailesiyle bir franchise anlaşması imzalandığını duyurdu. Bu gelişme, Hilton’un bu yıl Türkiye’de üç yeni markasını hizmete sunacağı ve faaliyette olan 84 otelden oluşan mevcut portföyünü %50’den fazla büyütmeyi hedeflediği dönemde önemli bir adım niteliği taşıyor.



2025’in sonbahar aylarında açılması planlanan Spark by Hilton Van City Centre, 60 odası ve çatı restoranıyla hizmet verecek. Otel, şehrin ana bulvarında konumlanacak ve Van’daki ilk uluslararası markalı otel olma özelliğini taşıyacak.

Hilton Orta, Doğu ve Güney Avrupa’dan Sorumlu Geliştirme Başkan Yardımcısı Mike Collini şunları söyledi:“Hilton’un Türkiye’deki yaklaşık 70 yıllık köklü geçmişine yeni bir halka eklemekten mutluluk duyuyoruz. Gültepe ailesiyle Spark by Hilton markasını Van’a taşımak bizim için heyecan verici. Her yıl yaklaşık yarım milyon turisti ağırlayan bu şehirde, Spark by Hilton Van City Centre, uygun fiyatlı ve kaliteli konaklama arayan seyahatseverler için önemli bir seçenek olacak. Türkiye’deki büyümemizi Canopy by Hilton ve Tapestry Collection by Hilton markalarının lansmanlarını da kapsayan 44 yeni otel ile sürdürmeyi hedefliyoruz.”

Mülk sahibi Gültepe ailesi adına konuşan Yunus Emre Gültepe ise şunları söyledi:“Spark by Hilton markasını Van’a kazandırmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu proje yalnızca Spark by Hilton’un Türkiye’deki ilk oteli değil, aynı zamanda bizim de ilk otel yatırımımız. Hilton ile birlikte bu projeyi hayata geçirecek olmaktan heyecan duyuyor, çok yakında konuklarımızı ağırlamayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Yaklaşık 1,2 milyonluk nüfusu ve zengin kültürel mirasıyla dikkat çeken Van, doğal güzellikleriyle öne çıkan bir şehir. Van Gölü ve Muradiye Şelalesi gibi eşsiz noktalara ev sahipliği yapan şehir, aynı zamanda şehir merkezine sadece 8 km uzaklıktaki Van Ferit Melen Havalimanı sayesinde kolay ulaşılabilir bir konumda yer alıyor.

Spark by Hilton Van City Centre, misafirlerine ihtiyaç duydukları konforu samimi bir atmosferde sunarken, markanın kendine özgü tasarım anlayışını da yansıtacak. Otelin öne çıkan özellikleri arasında:


Sade ve modern mobilyalarla donatılmış, açık dolaplı, çok amaçlı çalışma alanı bulunan ve katkı maddesi içermeyen ürünlerle donatılmış banyo içeren ferah odalar,

Sosyalleşme ya da çalışma imkânı sunan, rahat oturma alanlarına sahip çok amaçlı ortak alanlar,


Ücretsiz su, soda ve taze meyve sunan Hidrasyon Arabası,

Günün her saati yiyecek, içecek ve temel ihtiyaçlara ulaşılabilen 24 saat açık market,

Renkli dokunuşlar, özgün dış cephe tasarımları ve sanatsal detaylarla tamamlanan sade ama ilham verici iç mimari yer alıyor.

Spark by Hilton, yalnızca misafirler için uygun fiyatlı kaliteli konaklama imkânı sunmakla kalmıyor; yatırımcılar için de düşük maliyetli ve dönüşüm dostu bir model öneriyor. Premium ekonomi segmentine taze bir bakış açısı getiren marka, her otelde tutarlı bir görünüm ve deneyim hedefliyor.

Spark by Hilton, 2025 yılında Türkiye’de hizmete girecek markalardan yalnızca biri olacak. Hilton’un Türkiye portföyüne aynı yıl içinde Canopy by Hilton ve Tapestry Collection by Hilton markaları da katılacak. Öte yandan, Hilton İstanbul Bosphorus oteli de yıl sonuna kadar kapsamlı bir renovasyon sürecinden geçiyor.

Tüm Hilton otellerinde konaklayan misafirler, doğrudan Hilton üzerinden rezervasyon yapan 210 milyondan fazla üyesi bulunan ödüllü sadakat programı Hilton Honors’tan yararlanabiliyor. Program, oda seçimi, temassız check-in ve özel indirimler gibi anında avantajlar da sunuyor.


26 Haziran 2025 Perşembe

BODRUM TURİZMİNDE REKABETİN YOL HARİTASI YENİDEN YAZILIYOR

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


AFETLER, TURİZMDE DENETİMİN ÖNEMİNİ İLK SIRAYA KOYDU; ÇEVRECİ YATIRIM DÖNEMİ BAŞLADI!

BODRUM TURİZMİNDE REKABETİN YOL HARİTASI YENİDEN YAZILIYOR

Rammos, Bodrum’da kendi enerjisini üretmeye başladı, yangından depreme bir dizi bağımsız denetim gerçekleştirdi

Bu yıl yangın afetine hazırlığın artan önemi ile Ege ve Akdeniz’de meydana gelen son depremler, turizm sektöründe ‘denetimin’ önemini ilk sıraya koydu. Sektörde bu sezonda rekabeti, müşteri sadakatini sağlamak için çevreci yatırımları ve denetimleri artıran oteller yönlendirecek. Bodrum’da bu yıl çatısına kurduğu 368 panel ile kendi enerjisini üretmeye başlayan RammosManagedby Dedeman ise çevreci yatırımlarına gıdadan yangın ve deprem güvenliğine kadar bir dizi denetimi ekleyerek sezona hazırlandı

Turizm sektöründe bu yıl sezonda rekabetin yönünü, sürdürülebilirlik stratejisiyle çevreci yatırımlara yönelen ve denetime ağırlık veren tesisler belirleyecek. Özellikle yangın afetine hazırlığın artan önemi ile Ege ve Akdeniz’de meydana gelen son depremlerin ardından yerli ve yabancı turistlerin altyapı ve güvenlik endişelerini gidermek için yatırım yapan tesisler, rekabette bir adım öne geçecek. 



Gayrimenkul ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteren Kumova ve Mandalinci ailelerinin Dedeman markasını 3 yıl önce Bodrum’a taşıdıkları ‘RammosManagedby Dedeman’ın Genel Müdürü ve Bodrum Otelciler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Beste Küçük, çevresel yatırımların öne çıktığı bu yıl, hayata geçirdikleri güneş enerjisi santrali yatırımıyla Bodrum’daki en önemli çevreci yatırımlardan birine imza attıklarını açıkladı. 

GES yatırımı ile Bodrum’da sürdürülebilir turizmin örneklerinden biri oldu

RammosManagedby Dedeman’ın çatısına kurdukları güneş enerjisi santralinin (GES) toplam 368 panelden oluştuğunu ve yıllık yaklaşık 250 binMWh elektrik üretmeyi hedeflediklerini kaydeden Küçük, “Sürdürülebilir turizm, bugün sektörümüzün en önemli ihtiyaçlarından biri. Otelimizin enerji ihtiyacının büyük bir kısmını karşılamamıza olanak sağlayacak GES yatırımımız, hem karbon ayak izimizi azaltıyor hem de sürdürülebilir turizme olan bağlılığımızı güçlendiriyor” dedi. Küçük ayrıca; su tasarrufu sağlayan armatürler, atık ayrıştırma ve organik atık yönetimi ile misafirlerinin rezervasyonları sırasında karbon emisyonlarını telafi etmelerini sağlayan bir sertifikasyon sürecine de dahil olduklarını sözlerine ekledi. 

“Gıda, su ve yangın güvenliğiiçin ABTA ve HACCP standartlarına uygun risk haritalarını belirledik”

Bina inşaatı sürecinde tüm projelendirmeyi, yangın yönetmeliğine ve deprem standartlarına uygun olarak gerçekleştirdiklerini kaydeden Küçük, bu yıl güvenliği artırmak için bağımsız bir denetim şirketi olanBIX Kurumsal ile çalıştıklarını açıkladı. Küçük, aldıkları denetim hizmetiyle, otellerin uyması gereken sağlık güvenlik kriterlerini belirleyen ABTA ve sağlıklı gıda hijyeni kriterlerini koyan HACCP standartlarına uygun bir sistem kurduklarını belirtti. 

BIX Kurumsal'ın su ve yangın riski değerlendirme haritalarının önemli bir rehber olduğunu kaydeden Küçük, “Bir tesisin yangın güvenliği, yangın alarm sistemi olması veya tüplerinin tarihinin güncel olmasıyla sınırlı değil. Önemli olan, bu sistemin aktif olarak yaşatılması ve bir risk haritasının çıkarılarak personelin reflekslerini tatbikatlarla güçlendirmektir. Her katta yer alan yangın dolaplarını, duman dedektörlerini, acil yönlendirme sistemlerini ve otomatik alarm sistemlerini yapı ile entegre şekilde planladık. Tüm personelimize yılda iki kez acil durum ve tahliye tatbikatları uyguluyoruz. Uluslararası standartlara uyum yakaladığımız gıda güvenliği kapsamında ise Lejyonella bakterisini ortadan kaldırarak, özellikle havuz ve SPA alanlarımızda güvenliğin sürdürülebilirliğini sağladık” diye konuştu. 

Rammosbu yıl ‘su sporları’ve ‘yarım pansiyon menü’ konseptlerini başlattı

Bu sezon itibarıyla Rammos’ta su sporları hizmetini hayata geçirdiklerini kaydeden Küçük, “Şu anda tesisimizde, sürat teknesi turu, özel tur, jet ski, su kayağı, hava akımı, büyük mable, ringo ve kano gibi çevre dostu seçenekler, profesyonel ekipler eşliğinde misafirlerimizin kullanımına sunuluyor. Bu yeni hizmet, Rammos’un enerjisi yüksek yaz konseptini tamamlayan önemli bir adım oldu. Denizin keyfini adrenalinle birleştirmek isteyen misafirlerimiz için ayrıcalıklı bir deneyim sunuyoruz” dedi. 

Yarım pansiyon hizmetinin de artan misafir talepleriyle şekillendiğini belirten Küçük, şöyle devam etti: “Otelimizde bohem tarzı ve lezzetleri ile beğeni toplayan Marea Fish Restaurant’a alternatif olarak akşam yemeklerinde dışarıya çıkmadan özgün bir deneyim yaşamak isteyen misafirlerimizin beklentilerini göz önünde bulundurduk. Yarım pansiyon konuklarımıza sunduğumuz zengin içerikli Rios restoran menümüz, açık büfe değil; günlük taze ürünlerle hazırlanmış à la carte seçeneklerle sunuluyor. Böylece her konuğumuza özel hissettiren bir gastronomik deneyim yaşatıyoruz.”


1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı, bu yıl 99. kez kutlanıyor.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



DENİZLERDE 99 YILLIK BAĞIMSIZLIK! TÜRKİYE KABOTAJ HAKKINI KUTLUYOR

Ahmet Yazıcı: “Denizcilikte Küresel Oyuncu Olacağız”

Türkiye’nin denizlerdeki tam bağımsızlığını ve ekonomik egemenliğini simgeleyen 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı, bu yıl 99. kez kutlanıyor. Son yıllarda deniz ticareti, kruvaziyer turizmi ve liman altyapısında önemli atılımlar yapan Türkiye, mavi ekonomideki payını büyütmeye devam ediyor.Kabotaj hakkının sadece geçmişte kazanılmış bir hak değil, aynı zamanda geleceğe yön veren stratejik bir vizyon olduğuna dikkat çeken SeaGenesisGroup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yazıcı, “Deniz ekonomimizin gücünü artırmak, genç nesillere denizcilik kültürünü aktarmak ve Türkiye’yi mavi ekonomide küresel bir oyuncu haline getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.Türkiye’nin 8.592 kilometrelik kıyı şeridiyle büyük bir denizcilik potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Yazıcı, çevre dostu limanlar ve yerli gemi projeleriyle sektörün dönüşüm geçirdiğini belirtti.

Türkiye’nin denizlerdeki egemenliğini ilan ettiği 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı, her yıl olduğu gibi bu yıl da coşku ve gururla kutlanmaya hazırlanıyor. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz için büyük anlam taşıyan bu özel gün, denizcilik sektöründe millî hâkimiyetin ve ekonomik bağımsızlığın simgesi olarak kabul ediliyor. Bu milli bayram, yalnızca bir hukuk zaferi değil, aynı zamanda Türk denizciliğinin geçmişten geleceğe uzanan vizyonunun bir nişanesi olma özelliğini de taşıyor. 

SeaGenesisGroup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yazıcı, Kabotaj Bayramı’nın Türkiye için sadece bir kutlama değil, aynı zamanda denizcilik alanındaki stratejik hedeflerin ve milli bağımsızlık bilincinin yeniden hatırlanması gerektiğine vurgu yaptı.

“Geleceğimizi Denizlerde Aramalıyız”

Türk denizciliğinin son yıllarda büyük atılımlar gerçekleştirdiğine dikkat çeken Yazıcı, “Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak denizcilik, sadece bir sektör değil, stratejik bir zorunluluktur. Kabotaj hakkımızı korumak ve daha da güçlendirmek için denizcilik eğitimine, yerli filoya ve liman altyapılarına yatırım yapmak önceliğimiz olmalıdır. Geleceğimizi denizlerde aramalıyız”açıklamasını yaptı.



“Kabotaj Hakkı, Kruvaziyer Turizminde Güçlü Bir Geleceğin Temelidir”

Kabotaj Kanunu’nun sadece bir denizcilik düzenlemesi değil, aynı zamanda kruvaziyer turizminin sürdürülebilir büyümesi için de hayati öneme sahip olduğunu belirten Yazıcı, sözlerine şöyle devam etti:

“Denizlerdeki bağımsızlığımızın simgesi olan Kabotaj Bayramı, biz denizciler için tarihî bir kazanımın hatırlanmasından çok daha fazlasıdır. Bu bayram, aynı zamanda Türkiye'nin kruvaziyer turizmindeki potansiyelini kendi kaynaklarıyla değerlendirmesi gerektiğini hatırlatır. Kabotaj hakkı, kruvaziyer turizminde güçlü bir geleceğin temelidir.”

“Türk Denizciliğini Daha Rekabetçi Hâle Getirmeliyiz”

Yılın ilk 4 ayında Türkiye’ye 169 kruvaziyer gemisiyle giden-gelen ve transit turist sayısı yüzde 52 artış gösterdiğine dikkat çeken Yazıcı, 2025 yılı Ocak-Nisan döneminde yaşanan hareketliliğin, rekor beklentisini güçlendirdiğini ifade etti. Yazıcı, “Bu gelişmeler, deniz turizminin ülkemiz ekonomisine ve tanıtımına olan katkısını net şekilde ortaya koyuyor. Ancak bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için limanlarımızı güçlendirmeli, Türk denizciliğini daha rekabetçi hâle getirmeliyiz. Kabotaj hakkımız, bu gelişimin en sağlam dayanağıdır” diyerek sözlerini tamamladı. 


Bebek Otel, yeni tabakları ve roof sezonuyla şehirde yaz akşamlarının vazgeçilmez adresi oluyor.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Bebek Otel by The Stay ile Şehrin En Taze Mevsimi Başlıyor

Boğaz’ın kıyısında, mevsimin tazeliğini ve yazın hafifliğini menüsüne taşıyan Bebek Otel, yeni tabakları ve roof sezonuyla şehirde yaz akşamlarının vazgeçilmez adresi oluyor.

İstanbul’un simgelerinden Bebek Hotel by The Stay, yeni yaz menüsüyle mevsimin tazeliğini ve hafifliğini tabaklara yansıtıyor. Boğaz’ın hemen kıyısında, eşsiz manzarası ve samimi atmosferiyle öne çıkan Bebek Otel, yaz mevsimini yansıtan yaratıcı ve ferah lezzetlerle yeni sezona iddialı bir giriş yapıyor.

Yerel üreticilerden temin edilen mevsimsel ürünlerle, doğaya saygılı yeni yaz menüsü; yeşil elma, kişniş, rezene gibi taze aromalarla zenginleşiyor. Yuzu Ki No Bi Ceviche ve Karides Salmorejo gibi imza tabaklarda yazın deniz kokusu tropikal notalarla buluşurken; enginar, kabak çiçeği, çilek gibi mevsim ürünleri, tabaklara tazelik ve doğallık katıyor.

Yaz Akşamlarının Vazgeçilmezi: Bebek Roof

Bebek Otel’in en üst katında yer alan Bebek Roof, yaz sezonunu Boğaz’a karşı eşsiz bir atmosferde açtı. Gün batımıyla birlikte başlayan keyifli buluşmalara, roof’un özenle seçilmiş lezzetleri ve geniş içki menüsü eşlik ediyor.

Yaz boyunca sürecek sezonda, roof menüsünde dünya mutfağından ilham alan hafif atıştırmalıklar ve Bebek Roof’a özel hazırlanan imza kokteyller öne çıkıyor. Etkileyici Boğaz manzarası, hareketli ya da enerjik müzikleri ve dinamik enerjisiyle şehrin yaz akşamlarına eşlik etmeye devam ediyor.


TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Norveç’in İstanbul Fahri Konsolosu olarak atandı

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Norveç’in İstanbul Fahri Konsolosu olarak atandı

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı ve Eresin Turizm Başkan Yardımcısı Müberra Eresin, Norveç Büyükelçiliği tarafından Norveç’in İstanbul Fahri Konsolosu olarak atandı

Norveç’in Türkiye Büyükelçiliği, TÜROB Başkanı ve Eresin Turizm Başkan Yardımcısı Müberra Eresin’in, Norveç’in İstanbul Fahri Konsolosu olarak görevlendirildiğini duyurdu. Norveç’in Ankara Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada, Eresin’in sadece İstanbul’u değil, aynı zamanda Kocaeli, Bursa, Sakarya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Çanakkale, Balıkesir, Bilecik ve Yalova’yı da kapsayan geniş bir bölgeden sorumlu olacağı belirtildi.

Görevin resmi başlangıcı dolayısıyla Eresin Hotels Topkapı’da bir resepsiyon düzenlendi. Norveç’in Ankara Büyükelçisi Andreas Gaarder ve Müberra Eresin’in ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe diplomatik misyon temsilcileri, kamu yetkilileri ve iş dünyasından birçok davetli katıldı.

‘Etkileyici Bir Özgeçmişe Sahip’

Resepsiyonda konuşan Büyükelçi Gaarder, bu önemli görevi kabul ettiği için Müberra Eresin’e teşekkür ederek şunları söyledi: “Eresin, etkileyici bir özgeçmişe sahip. Detaylı bir değerlendirme sürecinin ardından, resmi mercilerin onayıyla bu göreve atandı. Hem konsolosluk görevlerinde hem de iş dünyasında Norveç’i başarıyla temsil edeceğine inanıyoruz.”

‘100. yıl kutlamalarına anlamlı katkı sağlayacak’

Gaarder, Eresin’in fahri konsolosluk görevinin, önümüzdeki yıl kutlanacak Norveç-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 100. yılına da anlamlı katkılar sağlayacağını belirtti. Gaarder ayrıca, bu görevin yalnızca turizm ve ticaret değil, aynı zamanda kültürlerarası iletişimin güçlenmesi açısından da önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

‘Resmi görevlerin ötesinde katkı sunacağım’

Norveç’in İstanbul Fahri Konsolosu Müberra Eresin ise konuşmasında şunları söyledi: “Norveç ile Türkiye arasında 100 yılı aşkın güçlü ilişkiler bulunuyor. Fahri Konsolosluk görevim sadece resmi süreçlerle sınırlı olmayacak; kültürel iş birlikleri, eğitim projeleri ve insan ilişkilerinin geliştirilmesi için de çalışacağım. Norveçli turistlerin Türkiye’ye olan ilgisi her geçen yıl artarken, Norveç de Türk gezginler için cazip bir destinasyon haline geliyor. Ticarette ise enerji, denizcilik, otomotiv ve tekstil gibi birçok alanda sağlam ortaklıklarımız mevcut.”

‘Büyük bir sorumluluk ve gurur’

Görev bölgesinin yalnızca İstanbul’la sınırlı olmadığını, Marmara Bölgesi’nin tamamını kapsadığını vurgulayan Eresin, bu sorumluluğu gururla üstlendiğini ifade etti. Eresin, kendisini şu sözlerle tanıttı: “Marmara Üniversitesi’nde ekonomi eğitimi aldıktan sonra, İngiltere’de turizm ve otelcilik alanında yüksek lisans yaptım. Eğitimim ve kariyerim hem yurtdışında hem Türkiye’de bana farklı bakış açıları kazandırdı. İngiltere ve Türkiye’de çeşitli kurumlarda görev aldım. Halen Eresin Hotels, TGA, TUGEV ve TÜROB’da aktif olarak çalışıyorum. 54 yıllık TÜROB’un ilk kadın başkanı olmak ise kariyerimdeki en onur verici anlardan biri. Tüm bu birikimle, Norveç ile Türkiye arasında kültürel ve ekonomik köprüleri daha da güçlendirmeyi hedefliyorum.”

Eresin, kendisini bu göreve layık gören Norveç makamlarına ve halkına teşekkür ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Sayın Büyükelçi Andreas Gaarder’a süreç boyunca gösterdiği teveccüh ve destek için özel olarak teşekkür ederim. Kariyerim boyunca yanımda olan çalışma arkadaşlarıma ve sevgili aileme minnettarım. Özellikle bu görevi kabul etmemde beni destekleyen kardeşim Salih Eresin’e ve ağabeyim Murat Eresin’e gönülden teşekkür ediyorum.”


24 Haziran 2025 Salı

Fethi İz, Antalya Kemer’de kapılarını açan FashionTV Luxe Resort’un Genel Müdürü oldu

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



FashionTV Luxe Resort’un Genel Müdürü Fethi İz Oldu

Moda, tasarım ve lüks yaşamı buluşturan konseptiyle dikkat çeken FashionTV Luxe Resort, üst düzey yönetim kadrosunu deneyimli bir isimle güçlendirdi. Turizm sektöründe uzun yıllardır önemli roller üstlenen ve sektöre değerli katkılar sağlayan Fethi İz, Antalya Kemer’de kapılarını açan FashionTV Luxe Resort’un Genel Müdürlüğü görevini üstlenecek.

Turizm sektöründeki 25 yılı aşkın, liderlik vizyonu ve operasyonel yetkinliğiyle tanınan Fethi İz, turizm sektörünün önde gelen zincir otellerinde yöneticilik yaptı. İz, özellikle lüks segmentteki yönetim deneyimiyle öne çıkan, otelcilik sektörüne yenilikçi bakış açıları kazandırması ve sürdürülebilir turizm yaklaşımlarını savunmasıyla dikkat çekiyor. Fethi İz, yeni görevinde FashionTV Luxe Resort’un bölgeyi uluslararası pazarlarda daha güçlü bir konuma getirmeyi hedefliyor.

 Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinde yöneticilik yapan ve2003- 2013 yılları arasında Cornelia De Luxe Resort’te çeşitli görevler üstlenen İz, kariyerini Gloria Hotels & Resorts çatısı altında üst düzey görevlerle sürdürdü. Fethi İz, sektörün önde gelen zincir markalarında üstlendiği projelerle başarılı sonuçlara imza atarken, kariyeri boyunca yürüttüğü stratejik çalışmalarla sektörün gelişimine değerli katkılar sağladı.

Fethi İz, FashionTV Luxe Resort’un sunduğu seçkin yaşam tarzı, hizmet kalitesi ve sürdürülebilirlik vizyonunu,güçlü ekibiyle birlikte daha da ileri taşımayı amaçlıyor.


ETİK BAŞKANI İŞLER “TEŞEKKÜRLER BAŞKAN TURİZMCİNİN İSTEDİĞİ BUDUR”


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


ETİK BAŞKANI İŞLER “TEŞEKKÜRLER BAŞKAN TURİZMCİNİN İSTEDİĞİ BUDUR”

Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın düzenlediği “Turizm Paydaşları Toplantısı” ve bu toplantıdaki görüşleri hakkında açıklamalarda bulundu. İşler baştan beri turizme yaklaşımın böyle olmasını istediklerini, gelinen işbirlikçi ve kucaklayıcı tavırdan büyük memnuniyet duyduklarını dile getirdi.

İzmir'in turizm dinamikleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ev sahipliğinde 20 Haziran 2025 Cuma Günü Tarihi Havagazı Fabrikası'nda bir araya geldi. Bölgedeki turizm paydaşları ve bazı belediye başkanlarının da katıldığı Turizm Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda İzmir'in turizm potansiyeli, sorunlar ve yapılması gerekenler konuşuldu. Sektör temsilcileri de sorunları, yapılması gerekenleri ve isteklerini anlattı.



BU KUCAKLAYICI TAVIR İZMİRE ÇOK FAYDALI OLACAKTIR

Cemil Tugay’a; seçildiği günlerde turizme bakış açısına yönelik sözleri ve belediyeden alınan hizmet bedellerinin yüksekliği nedeniyle eleştiriler yöneltmek durumunda kaldıklarını belirten ETİK Başkanı Mehmet İşler bu toplantının içeriğinden, hedeflerine kadar her şeyiyle tam istedikleri gibi olduğunu söyledi. Mehmet İşler; “ Sayın Cemil Tugay’ı göreve gelir gelmez, turizmcileri İzmir Ekonomik Koordinasyon Kurulu’ndan çıkardığı için ve ben İzmir’i bir turizm kenti olarak düşünmüyorum şeklindeki sözleri nedeniyle çokça eleştirmiştik. Çünkü, siyaset üstü bir kurum olarak sıkıntılı bir süreç geçiren turizmcilerin sorunlarını dile getirmek bizim asli görevimiz. Ancak Sayın Tugay ilk kez İzmir’in tüm turizmcilerini toplayarak bir Turizm Konseyi oluşturdu. Hepsini bütüncül bir şekilde bir araya getirdi. Gündemin sadece turizm olduğu 2 buçuk saatlik bir toplantı yaptı. Bu tüm sektörün özlediği, beklediği birazda geç kalınmış bir toplantıydı. Seçilir seçilmez yapmasını hararetle beklediğimiz bir toplantıydı. Biliyoruz ki onun göreve gelir gelmez İzmir’in çözmesi gereken bir çok sorunu vardı. O sorunlardan sonra ancak şimdi turizmcilerle buluşma şansı buldu. Bu toplantı tüm turizmciler tarafından sevinçle ve pozitif bir yaklaşım olarak karşılandı. Toplantı çok daha uzun da sürebilirdi. Başkan karşısında ağır sorunlarla baskılanmış bir sektör buldu. Ama, toplantıyı son derece olumlu tavırlarla yönetti. Herkesi tek tek dinledi. İzmir’in bu kadar büyük zenginliklerin üzerinde oturup, turizmden hak ettiği payı alması konusunda dile getirilen konuları özenle not aldı. Acenteler, rehberler, havayolu, konaklama sektörü temsilcileri, ilçe belediye başkanları turizmde öne çıkan ilçelerle kent merkezinin turizmden alması gereken payları konuştuk. Rekabet için geliştirilecek stratejiler ile turizmde İzmir’in yol haritasının belirlenmesi konusunda görüşleri ortaya koyduk. İletişimin hızlı ve düzenli yapılabilmesi için bir iletişim grubunun kurulması, medya, sosyal medya, fuarlar ve festivallerle tanınırlığın arttırılması, tur operatörlerinin davet edilerek yüz yüze iletişim sağlanması ve etkin pazarlama olanaklarının araştırılması, kruvaziyer  ve sağlık turizminde rakamların büyümesi, nüfusumuz kadar turist sayısına ulaşılması, agro ve gastro turizme daha çok ağırlık verilmesi, bir merkezden planlanan ve yönetilen birbiriyle çatışmayan, aksine destekleyen bir etkinlik takviminin yapılması, Urla, Tire, Bayındır, Şirince, Foça ve Birgi’nin etkinlik takvimlerine dahil edilmesi, Michelin yıldızlı işletmelerin sayısının arttırılması konuları dile getirildi. İstanbul’un iç, Avrupa’nın dış pazarda en büyük pazar paylarına sahip olduğu, THY ve özel havayolu şirketleriyle işbirliği yapılması, İzmir’in başta sinema olmak üzere sanat etkinlikleriyle anılması, film, dizi ve tanıtım filmleri yoluyla kentin çekim gücünün arttırılması, kordondaki mendireğin İzmir Marinası haline getirilmesi gibi yılların beklentileri masaya yatırıldı. Cemil Başkana çok teşekkür ediyoruz. Beklenen ve özlenen bir toplantıydı. Her yıl sezonu dört çeyrekte değerlendirmek üzere bu toplantıların üç ay da bir rutin olarak yapılması, yapılan çalışmaların aktarılması, ihtisas komitelerinin kurulmasının olumlu olacağının değerlendirildiği son derece yapıcı, belediye kurumunun şefkatli ve kucaklayıcı tavrını gördük. Bizi çok pozitif etkiledi. Su, katı atık, lojman, yangın mevzuatı, İzmir’in tanınırlığı,  festival sayısı ve fuarlara katılımın azlığı, Antalya’nın fiyat indirerek Ege pazarından pay alması gibi sorunları ortaya koyduk. İzmir 81 il içinde turizmden çok daha fazla pay alması gereken bir ildir. Dünya turizmi 9 trilyon dolarlık bir pazardır. 2035 yılında bu rakam 15 trilyon dolar olacaktır. Türkiye halen bu pazardan 65 milyar dolar pay almakta, İzmir’in bu pastaki payı yüzde 3’ler dolayında kalmaktadır. Spor sağlık, kültür, kongre ve inanç turizmlerinden çok daha fazla gelir elde etmemiz, tanıtımda bazı kentlerin yaptığı gibi kentlerimizi ünlü isimlerle özdeşleştirmemiz, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş değerlerimizi ısrarla turizm bileşenlerinin gündemine sokmamız gerekiyor. Tanıtım için dizi ve filmler çok öne çıkmıştır. Biz yapımcılara uygun koşul ve ortamlar sağlayarak kentimizin güzelliklerini dizi ve filmlerle dünyaya daha çok gösterebiliriz. Bağ bozumu ve zeytin hasadı gibi etkinliklerle tanıtımda İzmir’e özel yöntemler geliştirebiliriz. Bunların hepsini konuşma şansı bulduk. Bize bu kadar zaman ayırarak ayrıntıları konuşma şansı veren Sayın Cemil Tugay’ın turizme verdiği önemi de görmüş olduk. Birikmiş bir hasreti giderdik, turizmle ilgili umutlarımızı tazeledik. Bu tablo İzmir’le ilgili tüm konularda böyle olsun dileriz. Eskiden olduğu gibi İzmir Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nda turizmcilerin de yeniden yerini almasını ve turizmin sesinin duyulmasını talep ediyoruz.  Cemil başkanın, bu toplantı vesilesiyle tanık olduğumuz kucaklayıcı yaklaşımını çok büyük takdir, minnet ve teşekkürle karşılıyoruz. Bu tavrın faydasını İzmir olarak hep birlikte göreceğiz ” dedi.    

Gıda endüstrisi, F İstanbul 2025 ile büyük buluşmaya hazırlanıyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


15 bini aşkın kayıtlı profesyonel ziyaretçi katılacak

Gıda endüstrisinin küresel paydaşlarını buluşturacak F İstanbul 2025 için geri sayım başladı

Gıda endüstrisi, F İstanbul 2025 ile büyük buluşmaya hazırlanıyor 

Federal Fuar ve So Fuar iş birliği ile organize edilen F İstanbul Gıda ve İçecek Ürünleri + Üretim Teknolojileri İhracat Fuarı, sektörün profesyonel paydaşlarını 2-5 Temmuz 2025 tarihleri arasında bir araya getirecek. “Sürekli Yeni Ticaret Bağlantıları” mottosuyla düzenlenen ve bu yıl İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan fuarda, 50 bin m²'nin üzerinde bir alanda yer alan 700’den fazla stantta 1000’i aşkın doğrudan ve dolaylı katılımcı firma yer alacak. F İstanbul, dört gün boyunca söyleşi ve mutfak atölyelerine de ev sahipliği yapacak.

Türkiye’de organize edilen; işlenmiş gıda, içecek, şekerleme, gıda katkı maddeleri, gıda işleme ve ambalaj endüstrisi dahil gıda sanayisinin tüm paydaşlarının katılımıyla gerçekleşen en geniş kapsamlı fuar unvanına sahip F İstanbul Gıda ve İçecek Ürünleri + Üretim Teknolojileri İhracat Fuarı, bu yıl kapılarını 2-5 Temmuz tarihleri arasında açacak. Üretici ve ihracatçı firmalar için yeni pazarlara açılma, doğru müşteriyle buluşma ve güçlü iş birlikleri kurma fırsatı sunacak fuar, İstanbul Fuar Merkezi’nde “Sürekli Yeni Ticaret Bağlantıları” mottosuyla gerçekleştirilirken yalnızca profesyonel ziyaretçilere açık olan yapısı sayesinde doğrudan ticarete odaklanan verimli bir ortam sağlayacak.

Bir önceki edisyonunda 113 ülkeden 12 bini aşkın profesyonel kayıtlı ziyaretçiyi ağırlayan F İstanbul’a bu yıl 1000’den fazla doğrudan ve dolaylı katılımcı firma, 5 binin üstünde yurt dışı ziyaretçisi ve 120’den fazla ülkeden 15 bini aşkın kayıtlı profesyonel ziyaretçinin katılması hedefleniyor. 

Yalnızca profesyonel ziyaretçilere açık olan yapısıyla doğrudan ticarete odaklanıyor

F İstanbul’un iki milyarlık bir nüfusun merkezinde yer alan üretici ve ihracatçı Türkiye'de gerçekleştirilmesinden dolayı büyük bir katılımcı potansiyeline sahip olduğunu belirten So Fuar İcra Kurulu Üyesi Alaaddin Orhan, “Fuarımızda Avrupa, Orta Asya, Orta Kuzey Afrika ve Orta Doğu gibi ihracat açısından stratejik bölgelerden gelen satın almacılarla Türkiye’nin üretim gücünü buluşturuyoruz. Sadece gıda firmalarını değil, aynı zamanda gıda teknolojileri, ambalaj ve paketleme çözümleri sunan firmaları da bir araya getiriyoruz. Yani bir marketin satın alma yöneticisi ya da bir sektör profesyoneli geldiğinde, aradığı her şeyi aynı çatı altında bulabiliyor. F İstanbul bunun yanında yalnızca profesyonel ziyaretçilere açık olan yapısı sayesinde doğrudan ticarete odaklanan verimli bir ortam tesis ediyor. Bu da ziyaretçi profilinin iş odaklı olmasını sağlıyor; stantlarda gerçekten iş konuşuluyor, verimli görüşmeler yapılıyor. Ayrıca sürekli yeni müşteri hedefiyle çalışıyoruz. Sadece bir önceki yıl gelen firmalarla yetinmiyoruz; her yıl üzerine koyarak yeni alıcılar, yeni pazar temsilcileri getiriyoruz. Ürün gruplarına göre yapılan salon yerleşimi de ziyaretçiler için ciddi bir zaman yönetimi avantajı sağlıyor.” dedi.

Gıda endüstrisinin nabzı, fuar süresince gerçekleştirilecek söyleşilerde atacak

Gıda endüstrisinin zengin çeşitliliğinin F İstanbul’da altı farklı bölümde sunulacağını söyleyen Orhan, kapsam ve içeriğe dair şunları söyledi: “F İstanbul’da alt fuar yapısını, ziyaretçinin fuarda geçirdiği zamanı en verimli şekilde kullanabilmesi için ürün gruplarına göre yaptık. Yani aynı sektördeki firmalar aynı salonda yer alacak. Bu sayede bir ziyaretçi, ilgilendiği ürün grubunu tek bir alanda gezip kısa sürede birçok markayla bağlantı kurabilecek. Katılımcılar için de bu yapı büyük avantaj sağlıyor çünkü hedefledikleri ziyaretçi profili doğrudan onların salonuna yönleniyor. Hem zaman hem de iş görüşmesi açısından çok daha verimli bir ortam oluşuyor. Bu kapsamda fuarda bu yılki kategoriler arasında‘gıda ve içecek’, ‘kuru & sert kabuklu meyveler ve atıştırmalık ürünler’, ‘bisküvi, çikolata, şekerleme ve katkı maddeleri’, ‘gıda ve içecek üretim teknolojileri ve ambalaj’, ‘market, mağaza ve otel ekipmanları’ ile ‘hijyen ve kişisel bakım ‘ 

yer alacak. Bu yıl F İstanbul’da fuar deneyimini zenginleştirecek etkinlikler de planladık. Böylelikle gıda endüstrisine dair güncel konuların uzman konuklar eşliğinde konuşulduğu söyleşilerimiz gerçekleştirilecek. Bunlar arasında gıdanın geleceği, gıda güvenliği ve teknolojileri, gastronomi ile yolculuk, yeni çağda gastronomi, teknolojinin gıda sektöründeki rolü, gıda üretiminde sürdürülebilirlik, diyabet ve metabolik sağlık, gıda israfını önlemenin yeni yolları, et üzerinden Türk mutfağının küresel yolculuğu, global masada Türkiye, gıdada gelecek ve deneyim odaklı mutfaklar gibi konular yer alacak. Fuar alanında şeflerimiz de olacak ve ziyaretçilerle interaktif workshop'lar düzenlenecek. Hem üreticiler hem de satın almacılar için keyifli ve ilham verici bir ortam yaratmayı hedefliyoruz.”


23 Haziran 2025 Pazartesi

Yerel medya şehirlerin en önemli kalkınma dinamiğidir

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



GAZETECİ MEHMET ULUĞTÜRKAN: Yerel medya şehirlerin en önemli kalkınma dinamiğidir

Gazeteci Mehmet Uluğtürkan, yerel medyanın bilgi vermek, denetlemek ve toplumsal hafızayı oluşturmak gibi üç önemli görevi bulunduğunu belirterek, “Şehrinizde büyük bir sorun yaşasanız dahi yaygın medya değil, sizin sesiniz yerel medya olur. Her şeyin olduğu gibi ekonominin de gelişmesi en önce iletişimle, ardından birbirimizi tanımakla sağlanabilir. Bu işi de yerel medya yapar” dedi.  

Adana Valiliği’nin desteği ve Çukurova Kalkınma Ajansı’nın 2025 Teknik Destek Programı çerçevesinde gerçekleştirilen ‘Adana’nın İmajı: Doğru İletişim, Etik Habercilik ve Dezenformasyonla Mücadele’ eğitim programında konuşan gazeteci Mehmet Uluğtürkan, şehirlerin kalkınma dinamiklerinden birinin de yerel medya olduğunu söyledi. 

Şehrin ekonomik kalkınma dinamikleri arasında yerel yönetimlerin, meslek odalarının, kalkınma ajanslarının, kamu kuruluşlarının ve özel sektörün yer aldığını belirten Uluğtürkan, “Bunlar arasındaki iletişimi ve toplum adına denetimi yerel medya sağlar. Yerel medyası güçlü olan şehirlerin ekonomileri de güçlü olur” dedi.

Yaygın medyanın şehirlere, köylere, mahallelere inemeyeceğini belirten Uluğtürkan, “Yaygın medyaya göre İstanbul’a kış gelmeden Türkiye’ye kış gelmez. Oysa Erzurum insanı İstanbul’dan 45 gün önce kar altında kalır. Erzurumlunun kış çilesini ancak yerel medyası Türkiye’ye duyurur” dedi. 


ATATÜRK’Ü ADANA’DA TAKİP EDEN GAZETECİ

Aynı zamanda Refleks Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olan Mehmet Uluğtürkan, yerel medyanın tarihe not düştüğü gibi toplumsal hafızayı oluşturmak adına kültür taşıyıcısı olduğuna da dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“15 Mart 1923’te Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Adana’ya geldi. Bu ziyaretle ilgili o dönemin yaygın basınında çıkan haber çeyrek sayfaydı. Oysa gururumuz Yeni Adana gazetesi bu ziyarete sayfa sayfa yer verdi. Yeni Adana gazetesi muhabiri Ferit Celal, Atatürk’ün Adana’daki ziyaretinde notlarını aldı, haber merkezine gelip haberini teslim etti. Atatürk’ün ‘Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur’ ifadesine Ferit Celal yer vermemiş olsaydı bu veciz sözden hiçbirimizin haberi olmayacaktı. Yerel medyadaki tüm arkadaşlarımız çok değerli işler çıkarıyor. Yerel medyanın daha fazla destek görmesi gerekiyor ama tüm arkadaşlarım da bir taraftan mesleğini yaparken kendilerini sürekli geliştirmeliler.”

Görev yaptığı yayın Refleks gazetesindeki haberlerle bölgesel ekonomiye sağladığı katkıları örneklerle anlatan Mehmet Uluğtürkan, yerel medyası güçlü olan şehirlerin güçlü ekonomilere sahip olabileceğinin altını çizdi. Gazeteci ve kurumlardaki medya sorumlularının ilgi gösterdiği konuşma sonrası Uluğtürkan’a Adana Valisi Yavuz Selim Köşger imzasıyla ‘Teşekkür Belgesi’ takdim edildi. Uluğtürkan’a belgesini Adana Valiliği İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Kamil Eskimez takdim etti. 

Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muzaffer Sümbül, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanvekili Sefa Saygıdeğer, Girişimcilik Ekosistemi Derneği Başkanı Esra Özden ve çok sayıda davetlinin katıldığı program diğer konuşmacıların sunumuyla devam etti. 


Coolaer, EurasiaRail 2025’te ileri soğutma teknolojileriyle öne çıktı

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Coolaer, EurasiaRail 2025’te ileri soğutma teknolojileriyle öne çıktı

Ülkemizin önde gelen ısıtma ve soğutma çözümleri firması Coolaer İklimlendirme Sistemleri AŞ,18 – 20 Haziran tarihleri arasında, 11.Uluslararası Avrasya Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı - EurasiaRail 2025’e katıldı. Türkiye’nin tek, dünyanın en büyük 3. demiryolu ve hafif raylı sistemler fuarına, dünyanın dört bir yanından binlerce sektör temsilcisi katıldı. Fuarda, inovasyon, mühendislik gücü ve sahadaki tecrübesini sergileyen Coolaer, EurasiaRail 2025’te ileri soğutma teknolojileriyle öne çıktı. 

Coolaer ürünleri ziyaretçilerden tam not aldı

Coolaer tarafından raylı sistem uygulamaları için özel olarak tasarlanmış tren ve tramvay klimaları, otomatik sıcaklık kontrol sistemleri, yüksek verimli ve düşük gürültülü çözümler, fuar ziyaretçilerinden tam not aldı. Fuarda sergilenen ürün ailesi, EN 14750 demiryolu standartlarına uygunluğu, titreşime ve zorlu dış ortam koşullarına dayanıklılığı ile dikkatleri çekti. Özellikle kompakt rooftop tasarımı, 24/48/72 VDC ya da 400 VAC uyumu gibi teknik üstünlükler, yerli ve yabancı ziyaretçilerin beğenisini topladı. Coolaer’in özellikle raylı taşıma sistemlerine yönelik geliştirdiği çözümler, belediye temsilcileri ve uluslararası satın alma heyetlerinden yoğun ilgi gördü.Raylı sistemlerdeki iklimlendirme teknolojilerinin geleceğine yön veren fuarda, Coolaer’in güvenilirliği ve mühendislik kalitesi bir kez daha vurgulamış oldu. Coolaer, sürdürülebilir, sessiz ve güçlü soğutma çözümleriyle geleceğe değer katmaya devam edecektir.