29 Ekim 2025 Çarşamba

Artaş Oteller Grubu’nda Vadistanbul Kadrosuna İki Önemli Terfi


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Artaş Oteller Grubu’nda Vadistanbul Kadrosuna İki Önemli Terfi

İstanbul’un en prestijli yaşam, alışveriş, eğlence ve etkinlik merkezlerinden biri olan Vadistanbul’un kalbinde konumlanan Artaş Oteller Grubu’na bağlı Vadistanbul bölgesi otelleri, yönetim kadrosunda iki önemli terfi gerçekleştirerek satış ve pazarlama yapılanmasını güçlendirdi.

Havaalanına yakınlığı, modern mimarisi, alışveriş merkezi, konser alanları, stadyumu ve estetik sosyal yaşam alanlarıyla öne çıkan Vadistanbul, bugün İstanbul’da “görülmeden gidilmeyecek yerler” arasında yer alıyor. Bu dinamik bölgenin merkezinde konumlanan Artaş Oteller Grubu ise, sektöre yön veren vizyonuyla yatırımlarına güçlü bir ekiple devam ediyor.

Grup bünyesinde uzun süredir görev yapan Selin Tan, Radisson Collection Hotel Vadistanbul’un Satış ve Pazarlama Direktörü pozisyonuna terfi etti.

Turizm ve konaklama sektöründe 15 yılı aşkın deneyime sahip olan Tan, kariyeri boyunca TitanicHotels ve Radisson Hotels zincirlerinde çeşitli yöneticilik görevlerinde bulundu. İstanbul Üniversitesi Turizm İşletmeciliği mezunu olan Tan, yeni görevinde otelin satış ve pazarlama stratejilerine liderlik ederek markanın hem yerel hem de uluslararası pazardaki konumunu daha da güçlendirmeyi hedefliyor.

Bir diğer önemli terfi ise Özgür İpekergil’den geldi. Artaş Oteller Grubu’nun yeni stratejisi doğrultusunda, bünyesindeki rezidans markalarının tek bir yapı altında konsolide edilmesine liderlik edecek olan İpekergil, MövenpickLivingSaklıvadi, MövenpickLivingÇamlıvadi, Radisson ResidencesVadistanbul ve Radisson Residences Avrupa TEM İstanbul otellerinin Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görevlendirildi.


Turizm sektöründe 15 yılı aşkın deneyime sahip olan İpekergil, geçmişte Radisson, Hilton ve TAV Holding bünyelerinde üst düzey görevlerde bulundu. Ayrıca Amerika’da Marriott Virginia Beach USA otelinde edindiği uluslararası deneyimiyle dikkat çekiyor. Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi mezunu olan İpekergil, yeni sorumluluğu kapsamında grup rezidanslarının satış ve pazarlama stratejilerini bütünsel bir yaklaşımla yönlendirerek, markaların ulusal ve uluslararası pazardaki gücünü artırmayı hedefliyor.

Bu iki terfi, Artaş Oteller Grubu’nun yalnızca güçlü insan kaynağına yaptığı yatırımın değil, aynı zamanda yetenekleri içeriden yetiştirerek sürdürülebilir bir liderlik kültürü oluşturma vizyonunun da bir yansıması. Grup, deneyim ve liderlik becerilerinin birleştiği bu güçlü kadrosuyla, Türk turizm sektöründe hizmet kalitesini bir adım daha ileri taşımayı hedefliyor.

Artaş Oteller Grubu Hakkında:

Artaş Oteller Grubu, misafir memnuniyetinde mükemmeliyet odaklı, sürdürülebilirlik prensiplerine bağlı ve yenilikçi bir yaklaşımla hizmet veren bir turizm grubudur. Bünyesinde uluslararası otelleri barındıran Artaş, Türkiye genelindeki tesisleriyle sektöre değer katmaya devam etmektedir.

Artaş Oteller Grubu’nun bünyesinde SwissotelResort Bodrum Beach, Vadistanbul bölgesinde bulunan Radisson Collection Hotel Vadistanbul, Radisson Residences Vadistanbul, MövenpickLivingÇamlıvadi ve MövenpickLivingSaklıvadi, Sultanahmet bölgesinde yer alan Radisson Hotel Sultanahmet ve Radisson Hotel PresidentOldTown, TEM bölgesindeki Radisson Residences Avrupa TEM, Avrupa standartlarında kayak otelleri olan Radisson Blu Hotel Mount Erciyes ve Radisson Blu Hotel Mount Erciyes Lake Side, Anadolu’nun en iyi otellerinden biri olan Radisson Blu Hotel Kayseri ile birlikte TEMA projesi kapsamında yeni açılan MarriottExecutiveApartments TEMA gibi toplam 12 uluslararası otel yer alıyor. Grup, genişleyen portföyüyle turizm sektöründeki güçlü konumunu korumaya ve geliştirmeye devam ediyor.


Uzun vadede arsa mı ev mi daha avantajlı? 10 soru 10 cevap

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Gayrimenkulde uzun vadeli kazançta, arsa mı ev mi tercih ediliyor Uzun vadede arsa mı ev mi daha avantajlı? 10 soru 10 cevap 

Günümüzde yatırımcılar, gayrimenkul alanında uzun vadeli kazanç sağlayacak en doğru seçeneği ararken, arsa ve ev arasında kıyaslama yapıyor. Özellikle, gelişen şehir yapıları ve nüfus artışı, arsa yatırımlarını daha cazip hale getirebiliyor. Arsa yatırımı, uzun vadede ev yatırımına kıyasla daha yüksek değer artışı potansiyeline sahip. Yerleşim alanlarının genişlemesi ve altyapı projeleri, arsa talebini ve değerini artırıyor. Büyük şehirlerin çevresindeki arsalar, zamanla ciddi kazançlar sunabiliyor.

Arsa yatırımının uzun vadede ev yatırımına göre daha yüksek değer artışı potansiyeline ve ekonomik avantajlara sahip olduğunun altını çizen İnvesttime Yatırım Danışmanlığı ve Arsa Ofisi Kurucusu Halil İbrahim Dindi, şunları söyledi: 

“Arsa yatırımı, uzun vadeli ve stratejik yatırım düşünenler için daha mantıklı bir seçenek oluyor. İmar planları ve proje geliştirme esnekliği, arsayı daha dinamik bir yatırım aracına dönüştürüyor. Altyapı yatırımları, arsa değerini doğrudan etkileyerek, yatırımcısına ciddi fırsatlar da sunabiliyor. Arsa yatırımı sabır gerektirse de, doğru lokasyonda yüksek kazanç sağladığını unutmamak gerekir. Ev yatırımında ise, daha sabit bir değer artışı ve bakım masrafları oluyor” dedi.

Arsamı ev mi,değer artışı nerede gizli? 

Yatırımın altın sorusunun, arsa mı ev mi olduğunu kaydeden İnvesttime Yatırım Danışmanlığı ve Arsa Ofisi Kurucusu Halil İbrahim Dindi, arsa ve ev yatırımını mercek altına alarak geleceğe dönük yatırımın şifrelerini anlattı. 

1-Arsa mı, yoksa ev mi daha yüksek değer artışı sağlar?

Uzun vadede arsa yatırımı, ev yatırımına kıyasla daha yüksek değer artışı potansiyeline sahiptir. Yerleşim alanlarının genişlemesiyle birlikte arsalara olan talep artar. Özellikle büyük şehirlerin çevresindeki arsalar, zamanla ciddi kazançlar sunabilir. Yeni altyapı projeleri ve imar planları da arsa değerini doğrudan etkiler. Evler ise, genellikle daha sabit ve öngörülebilir bir değer artışı gösterir.


2-Arsa yatırımı neden daha mantıklı olabilir?

Arsa yatırımı, düşük maliyetli olması ve uzun vadeli kazanç potansiyeli ile öne çıkar. Bakım giderlerinin az olması, yatırımcıya ekonomik avantaj sağlar. Ayrıca, arsa üzerinde proje geliştirme esnekliği bulunur. Vergi ve diğer giderler açısından da konuta göre daha avantajlıdır. Bu nedenlerle arsa, stratejik bir yatırım aracı olarak değerlendirilebilir.


3-Arsa yatırımı, gelecekte nasıl fırsatlar sunabilir?

Arsa yatırımı, gelişen bölgelerde büyük projelerle birlikte değer kazanabilir. İmar izni çıktığında veya altyapı yatırımı yapıldığında, arsanın değeri katlanabilir. Bu fırsatlar, yatırımcının kazancını ciddi şekilde artırabilir. Ev yatırımı ise, bu tür ani değer artışlarından daha az etkilenir. Arsa, geleceğe dönük fırsatlar açısından daha zengin bir potansiyele sahiptir.


4-Arsa mı, ev mi daha esnek yatırım stratejisi sunar?

Arsa yatırımı, yatırımcıya proje geliştirme veya bekleme gibi farklı stratejiler sunar. İmar planları doğrultusunda, arsanın kullanım şekli değiştirilebilir. Bu esneklik, yatırımın yönünü belirlemede avantaj sağlar. Ev yatırımı ise, sabit bir yapıya sahip olduğu için bu tür esneklik sunmaz. Dolayısıyla arsa, daha dinamik bir yatırım aracıdır.


5-Arsa yatırımı ne kadar sabır gerektirir?

Arsa yatırımı genellikle uzun vadeli düşünülmelidir. Değer artışı zamanla gerçekleştiği için sabırlı olmak gerekir. Ancak, doğru bir lokasyonda yapılan yatırım yüksek kazanç ilesonuçlanabilir. Bu nedenle, arsa konusunda uzman yatırım danışmanlarından hizmet almak son derece önemlidir. Bu süreçte yatırımcı, düşük giderlerle arsanın değer artışını bekleyebilir. Ev yatırımı ise,kira gibi daha kısa vadede gelir sağlayabilir, ama değer artışı sınırlı kalabilir.


6-Büyük şehirlerin yakınındaki arsalar neden avantajlıdır?

Büyük şehirlerin çevresindeki arsalar, nüfus artışı ve şehirleşme nedeniyle yüksek talep görür. Bu bölgelerdeki arsa fiyatları, zamanla katlanarak artabilir. Ulaşım kolaylığı ve yeni projeler, bu arsaları cazip hale getirir. Şehir merkezine yakınlık, yatırımın geri dönüş süresini kısaltabilir. Ev yatırımı ise, bu hızda bir değer artışı sunmuyor olabilir. 


7-Altyapı projeleri arsa değerini nasıl etkiler?

Yeni altyapı projeleri, bir bölgenin cazibesini artırarak arsa fiyatlarını yükseltir. Yol, metro, okul gibi yatırımlar, çevredeki arsaların değerini doğrudan etkiler. Bu projeler sayesinde, yatırımcı için arsa daha karlı bir hale gelebilir. Özellikle gelişmekte olan bölgelerde bu etki daha belirgindir. Ev yatırımı ise, bu tür projelerden sınırlı şekilde faydalanır.


8-Arsa yatırımının maliyeti neden daha düşüktür?

Arsa yatırımı, inşaat maliyetlerinden arındırıldığı için daha düşük bütçeyle yapılabilir. Arsanın bakım ve işletme giderleri oldukça azdır. Bu durum, yatırımcıya uzun vadeli planlama imkanı tanır. Ayrıca, arsa alımı sırasında ödenen vergiler de, konuta göre daha düşüktür. Bu maliyet avantajı, yatırım kararını etkileyebilir.


9-Vergilendirme açısından hangisi daha avantajlıdır?

Arsa yatırımı, vergilendirme açısından konuta göre daha düşük yükümlülüklere sahiptir. Emlak vergisi ve diğer giderler genellikle daha azdır. Bu durum, yatırımın net kazancını artırır. Ev yatırımı ise, kira gelirleri ve bakım masrafları nedeniyle daha fazla vergiye tabi olabilir. Arsa, bu yönüyle daha ekonomik bir tercih sunar.


10-Arsa mı, yoksa ev mi daha az bakım gerektirir?

Arsa, fiziksel yapı içermediği için bakım gereksinimi oldukça düşüktür. Bu durum, yatırımcının zaman ve para açısından tasarruf etmesini sağlar. Ev ise, düzenli bakım, onarım ve temizlik gibi giderler doğurur. Özellikle, kiraya verilen evlerde bu masraflar daha da artabilir. Arsa, bu yönüyle daha zahmetsiz bir yatırım seçeneğidir.


BookingAgora’dan Türkiye’nin önde gelen seyahat acenteleri için Ürdün rotası


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



BookingAgora’dan Türkiye’nin önde gelen seyahat acenteleri için Ürdün rotası

47 ülkede 10 binden fazla seyahat acentesi ve 15 binden fazla kullanıcıya küresel seyahat çözümleri üreten BookingAgora, Türkiye’deki seyahat acentelerine yeni destinasyonlar kazandırmak ve alternatif pazarları tanıtmak amacıyla keşif turlarını sürdürüyor. Son keşif rotasında Ürdün vardı. BookingAgora’nın Türk Hava Yolları ve Marriott Ürdün sponsorluğunda gerçekleştirdiği ve Türkiye’nin önde gelen seyahat acentelerini ağırladığı gezide Ürdün’ün tarihi, doğal ve kültürel zenginlikleri keşfedildi

Türkiye’nin önde gelen 20 seyahat acentesinin üst düzey yöneticileri, BookingAgora organizasyonuyla, Türk Hava Yolları ve Marriott Ürdün sponsorluğunda düzenlenen özel bir keşif turu kapsamında Ürdün’ü ziyaret etti. 5 gün süren program, ülkenin kuzeyinden güneyine uzanan benzersiz bir rota üzerinde gerçekleştirildi. Katılımcılar, Ürdün’ün kültürel mirasını, doğal güzelliklerini ve misafirperverliğini doğrudan deneyimleme fırsatı buldu.

Petra’dan Lut’a 5 günlük keşif yolculuğu

Gezi, Amman’a varışla başladı. İlk gün Salt şehrinin tarihi sokakları gezildi ve Osmanlı Şehitleri Anıtı ziyaret edildi. Ardından düzenlenen Amman şehir turu, kentin hem antik hem modern yüzünü gözler önüne serdi.İkinci gün Ajloun ve Jerash ziyaretleriyle Ürdün’ün kuzeyindeki tarihî miras keşfedildi. Jerash’ın Roma döneminden kalma görkemli kalıntıları, katılımcılardan tam not aldı.Üçüncü günün rotasında Madaba, Nebo Dağı ve Lut Gölü (Ölü Deniz) yer aldı. Katılımcılar, ölü denizin mineral bakımından zengin sularında benzersiz bir yüzme deneyiminin ardından Petra’ya geçerek geceyi orada geçirdi.

Dördüncü gün, dünyanın yeni yedi harikasından biri olarak kabul edilen Petra Antik Kenti ziyaret edildi. Ardından Vadi Rum Çölü’nde düzenlenen jeep turu, çölün mistik atmosferinde unutulmaz bir deneyim sundu. Gün, Akabe’deki akşam yemeği ve konaklamayla sona erdi.Organizasyonun son gününde ise katılımcılar Kızıldeniz kıyısında düzenlenen şnorkel turuna katılarak Akabe’nin eşsiz su altı yaşamını keşfettiler.

Acente gözüyle Ürdün destinasyonu

Geziye katılan seyahat acentesi yöneticileri, Ürdün’ü “beklentilerin çok üzerinde bir destinasyon” olarak değerlendirdi.Bir katılımcı, “Petra’nın büyüsü, Rum Vadisi manzarası ve Ürdün halkının sıcaklığı bizi derinden etkiledi. Türkiye pazarında büyük potansiyel var” ifadelerini kullandı.


Bir diğer katılımcı ise, “Ürdün; tarih, doğa ve deneyim arayan gezginler için hem ulaşılabilir hem de özgün bir rota. Bu tür organizasyonlar, destinasyonun tanıtımı için büyük değer taşıyor” dedi.

BookingAgora’dan güçlü turizm hamlesi

Organizasyonu üstlenen BookingAgora, Türkiye’deki seyahat acentelerine yeni destinasyonlar kazandırmak ve alternatif pazarları tanıtmak amacıyla benzer keşif turlarını sürdürmeyi planlıyor.

Bu etkinlik, Türk Hava Yolları ve Marriott Ürdün’ün güçlü iş birliğiyle iki ülke arasındaki turizm ilişkilerine de yeni bir ivme kazandırdı.

Neden Ürdün? 

Kısa uçuş süresi, vize kolaylığı

Son yıllarda Ürdün, Türkiye çıkışlı turlar arasında giderek daha fazla ilgi görmeye başladı.Yaklaşık iki saatlik kısa uçuş süresi, vize kolaylığı, kültürel yakınlık ve tarih, doğa, dinî mirasın iç içe geçtiği zengin deneyim Ürdün’ü farklı kılıyor.Ülke; Petra, Rum Vadisi, Lut Gölü ve Akabe gibi dünyaca ünlü duraklarıyla tarihî, kültürel ve doğa temalı seyahatleri bir arada sunabilen nadir destinasyonlardan biri olarak öne çıkıyor.

Ürdün’e ne zaman ve nasıl gitmeli?

Ürdün’ü ziyaret etmek için en ideal dönemler ilkbahar (Mart–Haziran) ve sonbahar (Eylül–Kasım) ayları. Bu dönemlerde hava sıcaklıkları dengeli, doğa aktiviteleri için son derece elverişli.Türkiye’den Ürdün’e, Türk Hava Yolları’nın Amman’a düzenli direkt uçuşlarıyla yalnızca iki saatte ulaşmak mümkün. Konaklama tarafında Marriott Ürdün gibi uluslararası zincirlerin yüksek standartlı otelleri, konforlu bir deneyim sunuyor.

28 Ekim 2025 Salı

Kadın girişimcileri desteklemek için 8. kez bir araya geliyorlar


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Kadın girişimcileri desteklemek için 8. kez bir araya geliyorlar

Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği tarafından bu yıl 8’incisi düzenlenecek Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi ve Ödül Töreni için ilk istişare toplantısı İstanbul Sanayi Odası ev sahipliğinde yapıldı.

Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği’nin kadın girişimcileri desteklemek, kadın hareketine katkı sağlamak ve rol model kadınlara teşekkür etmek amacıyla bu yıl 8’incisini düzenleyeceği Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi ve Ödül Töreni, 8 Ocak 2026’da Elite Hotel İstanbul Taksim’de yapılacak.

Zirve’nin ilk toplantısı için İstanbul Sanayi Odası’nda toplanan istişare heyeti, zirvenin bu yılki temasını “Kültürel Miras” olarak belirledi. Toplantının açılışında konuşan Arnica Yönetim Kurulu Başkanı ve Kadın Girişimcileri Destekleme Zirvesi Başkanı Senur Akın Biçer, şunları söyledi:

“Bu yıl 8. kez toplanıyoruz. Yıllardır gerçekleştirdiğimiz etkinliklerde önemli farkındalık elde edildi ve çok sayıda kadın girişimciye ulaşıldı. Bu kadınlar hayalleri olan, hayallerinin peşinden hızla giden kadınlar ve bizler bu kadınları ön plana çıkarmayı kendimize görev ediniyoruz. Bu sene hem jürimiz hem de istişare komitemizden gelen talep doğrultusunda ana temamızı ‘Kültürel Miras’ olarak belirledik. Bizler, kadim kültürümüzü geliştirerek gelecek nesillere aktarıyoruz. Bu yıl, geçmişten günümüze bize kalan mirası, bugüne taşıdıklarımızı, geliştirerek geleceğe ulaştıracaklarımızı eli alacağız. Tabii kadın girişimciliğini güçlendirmek, genç ve dijital kuşağı sürece dahil etmek, toplumsal cinsiyet dengesini korumak ve kadınların ekonomik hayatta daha fazla söz sahibi olmasını sağlamak her zaman olduğu gibi ana başlıklarımızın arasında olacak.”

Zirve’nin panellerinde farklı başlıkların ele alınacağını söyleyen Jüri Başkanı Sultan Tepe “Kadın girişimciliği konusunun somut adımlarla desteklenmesi gerekiyor. Ayrıca, göç olgusu da önemli bir başlık olarak öne çıktı. Özellikle yurt dışına giden genç kadınların Türkiye’ye nasıl geri kazandırılabileceğini, teknoloji ve finansal okur yazarlığın geliştirilmesini de ele alacağız” diye konuştu.

Kadın hareketinde öne çıkan kadınlar ödüllendirilecek

Konuşmasında bu yılki ödül törenine değinen Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) Başkanı Celal Toprak, “Jürimizin önerileri ile kadın hareketine katkı sağlayan isimleri ödüllendirecek ve kendilerine teşekkür edeceğiz. Geçtiğimiz yıllarda jürimiz değerlendirmesini 19 kategori üzerinden yapıyordu. Bu sene gelen önerilerle kategorilerimiz 21’e yükseldi. 2 tane tematik kategori ekledik. İlk jüri toplantımız Kasım sonunda yapılacak ve değerlendirmeler Aralık ayında devam edecek. Kazanan isimleri ise tüm kamuoyu ile birlikte 8 Ocak’ta düzenleyeceğimiz zirvede öğreneceğiz. Herkesi fikir ve önerileri ile aramızda görmeyi çok isteriz” dedi.

26 Ekim 2025 Pazar

Coolaer iklimlendirme teknolojileri ile havacılıkta yeşil dönüşüm

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Coolaer iklimlendirme teknolojileri ile havacılıkta yeşil dönüşüm

 Havacılık sektöründe uçuş güvenliği ve konforu genellikle gökyüzünde aranır. Ancak uçakların yerde geçirdiği süre, operasyonel verimlilik açısından en az uçuş kadar kritik durumdadır. Bu alanda fark yaratan isimlerden birisi olan Coolaer İklimlendirme Sistemleri, uçakların yerdeyken ihtiyaç duyduğu iklimlendirme çözümleriyle, hem konforu hem de teknik güvenliği yeniden tanımlıyor. Coolaer’in geliştirdiği Pre-ConditionedAir (PCA) üniteleri, uçak motoru çalışmadığı anlarda bile kabin içi sıcaklık ve nem dengesini koruyabiliyor. Bu teknoloji sayesinde, yer hizmetleri ekipleri daha verimli bir ortamda çalışırken, yolcular da uçağa adım attıkları anda konforlu bir atmosferle karşılaşıyor. Aynı zamanda, uçak içi elektronik sistemlerin korunmasıyla operasyonel verimlilik de ciddi şekilde artıyor. Geleceğin havacılığı, sadece daha hızlı değil, aynı zamanda daha temiz, daha akıllı, daha sürdürülebilir olacak ve Coolaer bu alanda geleceğin mimarlarından birisi olmaya devam edecektir. 

 Enerji verimli ve çevreci çözümlerle küresel rekabette öne çıkıyor

 CanovateGroup bünyesinde faaliyet gösteren Coolaer, havaalanları, uçak bakım hangarları, askeri üsler, test merkezleri ile özel uçuş bakım merkezleri gibi havacılığın farklı sahalarında yüksek teknolojiye sahip iklimlendirme çözümleri sunuyor. Şirketin hedefi, daha fazla yenilikçi teknolojilerle sektöre yön vermektir. Geleceğin endüstriyel iklimlendirme anlayışını bugünden şekillendiren Coolaer, teknolojiyi sadece üretmekle kalmıyor, onu stratejik bir değer haline getiriyor. Coolaer Operasyon ve İş Geliştirme Direktörü Alper Zülkaroğlu, “Havacılık sektörüne yüksek teknolojiye sahip çözümler sunarak, operasyonel verimliliği artırmaya devam edeceğiz.” diyerek PCA ünitelerinin hem havalimanlarında, hem de bakım hangarlarında sunduğu avantajlara dikkatleri çekiyor.

Coolaer olarak havacılıkta iklimlendirme teknolojilerini daima bir adım ileriye taşımayı hedeflediklerini anlatan Alper Zülkaroğlu, şunları söyledi:

“Coolaer’in yenilikçi yaklaşımı, sadece teknoloji, verimlilik ve konforla sınırlı değil. Enerji verimliliği ve çevre dostu tasarımıyla öne çıkan bu sistemler, sürdürülebilirlik hedeflerine de katkı sağlıyor. Özellikle, altyapısı sınırlı bölgelerde jeneratör entegreli mobil ünitelerle güvenilir iklimlendirme sunulması, ürün ailemizin mühendislik gücünü gözler önüne seriyor. Coolaer ile havacılık iklimlendirme sistemlerinde yeni standartları oluşturuyoruz.” dedi.

 PCA üniteleri ile havacılıktaki bakım süreçleri yeni bir boyut kazanıyor

 Havacılık sektöründe yerde geçen zaman, uçuş kadar önemli. Özellikle bakım süreçlerinde zaman ve verimlilik, operasyonların başarısını doğrudan etkiliyor. Bu noktada devreye giren Coolaer İklimlendirme Sistemleri AŞ, CanovateGroup çatısı altında geliştirdiği PCA (Pre-ConditionedAir) üniteleri ile sektöre yeni bir soluk getirmektedir. 25 kW’tan 420 kW’a kadar değişen soğutma kapasiteleri ile dikkat çeken bu üniteler, özelleştirilebilir sistemlerin sektördeki ihtiyaçlara birebir yanıt veriyor. Konu hakkında bilgi veren Alper Zülkaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Her uçak tipi ve her operasyon farklıdır. Biz, bu farklılıkları dikkate alarak, mühendislik çözümlerimizi şekillendiriyoruz. Coolaer’in PCA üniteleri, havacılıkta bakım süreçlerini sadece kolaylaştırmakla kalmıyor; aynı zamanda daha güvenli, çevreci ve sürdürülebilir bir operasyon zeminini hazırlıyor. Bu da şirketimizi, sektördeki teknolojik dönüşümün öncülerinden birisi haline getirmektedir.” diye konuştu. 


Cumhuriyet Rallisi’nde Dostluk Kazandı

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Cumhuriyet Rallisi’nde Dostluk Kazandı

İki kıtadan çok medeniyetlerin birleştiği ve dünyanın da başkenti olarak adlandırılan İstanbul, 24-26 Ekim tarihleri arasında Klasik Otomobil Kulübü tarafından düzenlenen Uluslararası Cumhuriyet Rallisi’ne ev sahipliği yaptı. 5 ülkeden 25-50 yaş aralığındaki 63 otomobilin katıldığı ralli Selim-Handan Bacıoğlu ekibini birinciliği ile sonuçlanırken, Ömer Akömer-Berent Ali Mumyakmaz ikinciliği ve Murat-Mert Oktuğ da üçüncülüğü kazandılar.

2025 Türkiye Klasik Otomobil Şampiyonası son yarışı olan ve Uluslararası Antika Otomobil Federasyonu (FIVA) Gençlik ve Kültür Komisyonu tarafından da desteklenen bu rallinin ilk gününde klasik otomobiller Galata Köprüsü’nü geçerek İstanbul’un en mistik ve turist kalabalığı en yüksek yerlerinden biri olan Sultanahmet Meydanı’nda ulaştı. At Meydanı’ndaki start seremonisinin ardından Şile Ömerli Barajı etrafındaki etapları tamamlayan ekipler, günü Radisson Blu İstanbul’da sonlandırdı.

Birbirinden güzel klasik otomobiller, rallinin ikinci gününde TOSFED İstanbul Park Pisti’ne çıkarak slalom ve sürüş testlerini gerçekleştirdiler. Privia İş Özel Bankacılık İş Bankası, Swiss Otel Bosphorus İstanbul, Autoport, Kahve Dünyası, Gusto, Servis Plan, Lots Istanbul, Vettes, ve Kiss FM katkılarıyla gerçekleşen organizasyon, 25 Ekim Cumartesi günü Levent İş Kuleleri önünde son buldu.

Gastromasa 2025: 10 Yılın Hikâyeleri İstanbul’da Yazılıyor

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR

Gastromasa 2025: 10 Yılın Hikâyeleri İstanbul’da Yazılıyor

Dünyaca Ünlü Gastronomi Profesyonelleri 6–7 Kasım 2025’te 10. Kez Gastromasa İstanbul’da Buluşuyor

Gastronomi dünyasının en prestijli etkinliklerinden biri olan Gastromasa İstanbul Uluslararası Gastronomi Konferansı & Fuarı, bu yıl 10. kez Sözen Group tarafından düzenleniyor. 6–7 Kasım 2025 tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek etkinlik, “10 Yılın Hikâyeleri (Stories of 10 Years)” temasıyla gastronominin efsane isimlerini İstanbul’da buluşturacak.

Dünyanın en büyük ikinci gastronomi konferansı olarak, Türkiye ile dünya gastronomisi arasında önemli bir köprü görevi üstlenmeye devam eden Gastromasa İstanbul Uluslararası Gastronomi Konferans & Fuarı, 6-7 Kasım 2025 tarihlerinde “Stories of 10 Years” teması çerçevesinde 10.kez İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde kapılarını açıyor. Sözen Group CEO’su Gökmen Sözen tarafından 2015 yılında hayata geçirilen ve bu yıl 10. yıl dönümünü kutlayan etkinlik; iki gün boyunca ilham veren konuşmalar, tematik paneller, workshoplar ve geniş katılımlı fuar alanı ile gastronomi profesyonellerine benzersiz bir deneyim sunacak.

Sözen Group CEO’su ve Gastromasa Kurucusu Gökmen Sözen yaptığı basın açıklamasında; “Gastromasa’nın 10. yılının yalnızca bir etkinliğin değil, bir vizyonun başarı hikayesi olduğunu vurguladı.  2015’te Türkiye’nin gastronomi potansiyelini dünyaya tanıtmak amacıyla yola çıktıklarını belirterek, bugün Gastromasa’nın dünyanın en büyük ikinci gastronomi konferansı olarak kabul edildiğini söyledi. Bu başarıyı şeflerin, STK’ların, üreticilerin, sponsorların ve medya temsilcilerinin ortak emeği olarak nitelendirdi. 

Dünya Gastronomi Sahnesinin Dev İsimleri Aynı Sahnede! 

Bu yıl beş kıtadan 60’tan fazla dünyaca ünlü şef, yüzlerce konuşmacı, yatırımcı ve marka İstanbul’da bir araya gelecek. 

Gault&Millau ödüllü ve üç Michelin yıldızlı Emmanuel Renaut, üç Michelin yıldızlı Julien Royer, Gault&Millau şapkalı ve üç Michelin yıldızlı Marco Müller, The World’s 50 Best Restaurants 2024 listesinde ‘Dünyanın En İyi Restoranı’ unvanını kazanan üç Michelin yıldızlı Disfrutar’ın Kurucu OrtağıOriol Castro, üç Michelin yıldızlı Ángel León, iki Michelin yıldızlı Andoni Luis Aduriz, üç Michelin yıldızlı Ana Roš, Michelin yıldızlı Albert Adrià, üç Michelin yıldızlı Simon Rogan, iki kez The Best Chef Awards tarafından Dünyanın En İyi Pasta Şefi seçilen Antonio Bachour, iki Michelin yıldızlı Diego Guerrero, “The World’s 50 Best Restaurants tarafından 2023’te Dünyanın En İyi Restoranı seçilen Central’ın Şefi Virgilio Martínez,Gault & Millau şapkalı ve üç Michelin yıldızlı  Christian Le Squer, iki Michelin yıldızlı Jorge Vallejo, iki Michelin yıldızlı Rasmus Munk, üç Michelin yıldızlı Torres Brothers, The World’s 50 Best Restaurants 2025 tarafından Dünyanın En İyi Restoranı Seçilen Maido’nun Şefi Mitsuharu Tsumura, iki Michelin yıldızlı Jeremy Chan,Gault&Millau şapkalı veiki Michelin yıldızlı René Frank, üç Michelin yıldızlı ve The World’s 50 Best Restaurants tarafından 2012’de Dünyanın En İyi Kadın Şefi seçilen Elena Arzak,Uluslararası Gastronomi Akademisi tarafından iki kez ‘Dünyanın En İyi Pastry Şefi’ seçilenPaco Torreblanca, efsanevi Bernachon ailesinin üçüncü kuşak temsilcisi Philippe Bernachon, The World’s 50 Best Restaurants 2025’te ‘Dünyanın En İyi Sommelier’i seçilen Mohamed Benabdallah, The Connaught Bar’ın yaratıcı Miksolojisti Giorgio Bargiani, Gault&Millau şapkalı ve Michelin yıldızlı Maksut Aşkar ve Gault&Millau Türkiye şapkalı ve iki Michelin yıldızlı Fatih Tutakgibi dünyaca ünlü şefler ve pastry şefleri, sommelierler ve miksolojistler, turizm ve ağırlama sektörünün önemli yatırımcıları ve profesyonelleri, fikir önderleri, ulusal ve uluslararası markalar 10. kez Gastromasa’da bir araya gelecek.

Global İş Birlikleri ve Uluslararası Tanıtım

Gastromasa, bu yıl da Türkiye’nin gastronomi markası olma vizyonunu uluslararası platformlara taşımaya devam ediyor. Londra’da düzenlenen organizasyonun ardından, Dubai gibi yeni destinasyonlarda da yer alacak olan Gastromasa, Türk gastronomisini dünya sahnesinde konumlandıran öncü bir marka olmayı sürdürüyor.

2015’ten bu yana Türk gastronomisinin hafızasını koruyan, yeni nesil şeflere ilham veren ve uluslararası gastronomi dünyasında güçlü bir ağ oluşturan Gastromasa, 10. yılında da ilham,yaratıcılık ve küresel diyalog ekseninde yoluna devam ediyor. Bu yıl, Türk mutfağının kültürel zenginliğini dünyaya taşıyan hikâyeler, İstanbul’un kalbinde yeniden yazılacak.