30 Temmuz 2015 Perşembe

Tax Free alışveriş, ilk 6 ayda %42 büyüdü


HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Tax Free alışveriş, ilk 6 ayda %42 büyüdü

Ülkemizde, turistler için ‘Tax Free- Vergisiz Alışveriş’ hizmetini başlatan ve 20 yıldır ülke genelinde geliştiren Global Blue Türkiye firması verilerine göre, bu yılın ilk 6 ayında (Ocak- Haziran) yapılan Tax Free alışverişi, bir önceki yılın aynı tarihlerine oranla %42 büyüdü.

Turistlerin Türkiye’de yaptıkları alışverişi, vergi iadesi hizmetini sunarak daha cazip hale getirdiklerini ve her gecen sene yabancıların perakende cirolarındaki payının arttığını kaydeden Global Blue Türkiye Ülke Müdürü Selim Şeyhun, Tax Free alışverişte ciro bazında harcamada birinci sırayı İranlıların aldığını ve ardından Suudi Arabistan, Azerbaycan, Kuveyt ve Rusya’nın geldiğini söyledi.

Sıralamada ilk 5 içinde yer alan ülkelerin, bir önceki yıla göre yüzdelik büyümeleri karşılaştırıldığında; İran %57, Suudi Arabistan %147, Azerbaycan %3 ve Kuveyt %48 büyürken; içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle Rusya %-13 küçüldü. Geçtiğimiz yıl 3’üncü sırada olan Rusya, bu yıl 5’inci sıraya geriledi.

Haziran ayında, büyüme %48 gerçekleşti

Tax Free alışverişte, 2015’in Haziran ayında, bir önceki yılın Haziran ayına oranla %48 büyüme sağlandı. Selim Şeyhun, bu büyümede İstanbul Shopping Fest’in, yaz sezonu olması nedeniyle ülkemize gelen yabancı misafir sayısındaki artışın ve mağazalarda indirim sezonunun başlamasının rolü olduğunu belirtti.



Dünyadaki toplam Tax Free’nin %33’ünü Çinliler yapıyor

Dünyadaki toplam Tax Free alışverişinin %33’ünü Çinlilerin yaptığını ifade eden Selim Şeyhun, ülkemizde ise Çinlilerin payının %5 seviyelerinde olduğunu söyledi. Ülkemizin turizm ve alışveriş potansiyelini Çinlilerin yeni keşfetmeye başladığını anlatan Selim Şeyhun, “Bu yılın Haziran ayı ile geçtiğimiz yılın Haziran ayı verilerine bakıldığında, Çinlilerin yaptığı alışveriş %213 büyüdü. Önümüzdeki yakın gelecekte, perakendenin en büyük alıcılarından birisi Çinliler olacaktır” dedi.

Tek alışverişte en yüksek harcamayı Katarlılar yapıyor

Tek alışverişte ortalama 2 bin 363 TL ile en yüksek harcamayı Katarlılar yapıyor. Katarlıları, ülkemize gelen gurbetçi vatandaşlarımız 1,978 TL ile takip ediyor. Ardından, 1,686 TL harcama ile Azerbaycan; 1,643 TL harcama ile Arap Emirlikleri ve 1,433 TL harcama ile Çinliler takip ediyor.
9 havalimanı ve AVM’ler ile yapılan işbirlikleri ile 30’a yakın şehir içi nakit iade ofisi, sınır kapıları ve limanlara hizmet götürdüklerini söyleyen Selim Şeyhun, ülkemize gelen turistlerin 12 bin mağazadan Tax Free hizmeti alabileceğini sözlerine ekledi.


2014 - 2015 Ocak-Haziran Ciro Karşılaştırma
Ülkeler Ciro Büyüme 2014-2015 Toplam Satıştan Payı
İran 57% 13%
Suudi Arabistan 147% 12%
Azerbaycan 3% 8%
Kuveyt 48% 8%
Rusya -13% 6%
Çin 97% 5%
Katar 157% 4%
Türkiye 10% 4%
Mısır 45% 3%
Birleşik Arap Emirlikleri 57% 2%
Diğer 34% 34%
Genel Toplam 42% 100%

Haziran 2014 - 2015 karşılaştırma Ciro
Ülkeler Ciro Büyüme 2014-2015 Toplam Satıştan Payı
Suudi Arabistan 154% 14%
İran 77% 13%
Kuveyt 48% 7%
Rusya Federasyonu -15% 7%
Çin 213% 7%
Azerbaycan 26% 6%
Türkiye 89% 4%
Amerika Birleşik Devletleri 62% 3%
Kazakistan 9% 2%
Mısır 74% 2%
Diğer 24% 33%
Genel Toplam 47% 100%


Ocak - Haziran Alısveriş Başına Ortalama Harcama
Ülkeler 2014 ortalama Harcama 2015 ortalama Harcama ortalama Harcama Büyüme
Katar 1,866 ₺ 2,363 ₺ 27%
Türkiye 1,590 ₺ 1,978 ₺ 24%
Azerbaycan 1,744 ₺ 1,686 ₺ -3%
Birleşik Arap Emirlikleri 1,407 ₺ 1,643 ₺ 17%
Çin 1,417 ₺ 1,433 ₺ 1%
Suudi Arabistan 932 ₺ 1,244 ₺ 34%
Kuveyt 905 ₺ 1,154 ₺ 27%
Diğer 856 ₺ 962 ₺ 21%
Genel Toplam 816 ₺ 919 ₺ 13%
Rusya 766 ₺ 781 ₺ 2%
Mısır 444 ₺ 520 ₺ 17%
İran 393 ₺ 436 ₺ 11%

27 Temmuz 2015 Pazartesi

ONEISTANBUL yarışmasının ilk dönem kazananları belirlendi.

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR





#ONEISTANBUL INSTAGRAM YARIŞMASI’NDA İLK DÖNEM KAZANANLARI AÇIKLANDI!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu(ICVB) işbirliği ile İstanbul’u dünyada daha fazla görünür kılmak amacıyla instagramda düzenlenen ONEISTANBUL yarışmasının ilk dönem kazananları belirlendi.




Instagramdaki fotoğraf sayılarına göre dünya genelinde en çok fotoğrafı paylaşılan şehirler arasında 6. sırada yer alan İstanbul’un sıralamadaki yerini yukarılara taşımayı ve İstanbul fotoğraflarının sayısını arttırmayı hedefleyen yarışma 2 Nisan’da start aldı. İlk 3 aylık periyotta oneistanbul instagram hesabı 13.500 takipçi sayısına; yarışma için paylaşılan fotoğrafların sayısı ise 64.000’lere ulaştı. 3 Temmuz Cuma günü İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen “Jüri Değerlendirme Toplantısı”nda yapılan değerlendirme neticesinde dereceye giren fotoğraflar belirlendi. Değerlendirmeler sonucunda gün batımında Süleymaniye Cami fotoğrafıyla Emre Bircan birinciliğe layık görülürken, Pınar Kabaoğlu ikinci, Gülseren Çalık üçüncü oldu.
İTO ve ICVB Başkanı İbrahim Çağlar, instagramın sosyal medyanın en etkili araçlarından biri olduğunu vurgulayarak, “Bu derece sık kullanılan sosyal medya aracında tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerle dünyanın gözbebeği olan İstanbul’u tanıtmanın önemli olduğunu düşündük. Her köşesi ayrı güzel olan İstanbul’u tüm dünyada daha fazla görünür kılmayı ve instagramda ilk sıraya yükseltmeyi amaçlıyoruz” dedi.



Dereceye giren fotoğrafların sahiplerini özel ödüller bekliyor!
Yarışmanın yoğun ilgiyle geçen ilk döneminin ardından dereceye giren yarışmacılar; yarışmanın resmi web sitesi olan www.oneistanbul.city, www.howtoistanbul.com ve www.istanbuluseyret.com sitelerinde ve sosyal medya hesapları üzerinden duyuruluyor.
Yeni tema “İstanbul’da bir gün”
#oneistanbul yarışması yeni dönemde ise “İstanbul’da bir gün” temasıyla devam ediyor. Instagram kullanıcıları “İstanbul’da bir günlerini” #oneistanbul ve #istanbulhashtag’i ile paylaşıyor. Yarışmanın 2.dönemi Ekim ayı başına kadar sürecek.

İşletmelerin olmazsa olmazı; insan kaynağı eğitimi olmalıdır

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



İşletmelerin olmazsa olmazı; insan kaynağı eğitimi olmalıdır

İşletmelerde eğitime önem veren,
İnsan kaynağında fark yaratıyor

İnsana yapılan yatırımın en büyük yatırım olduğunu söyleyen AL Danışmanlık Genel Müdürü, Marka Yönetimi ve İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşen Laçinel, işletmelerde insan kaynağı eğitiminin önemini anlattı.

Kurucusu olduğu AL Danışmanlık'ta, şirketlere verdikleri danışmanlıklar, eğitimler, yönetici koçlukları, üniversitelerle yaptıkları işbirlikleri ve hayata geçirdikleri projelerle iş dünyasında; güvenilen, sevilen bir çalışma disiplini sergileyen AL Danışmanlık Genel Müdürü, Marka Yönetimi ve İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşen Laçinel,  “Eğitimle ve Koçluk destek programları ile çalışanlarına yatırım yapan şirketler; etkin insan kaynağı ile sektöründe fark yaratıyor” dedi.
Ayşen Laçinel, şunları söyledi: “Yeni insan kaynağı yaratmada, yani işe girişte uzman adayı alma sürecinde, M.T (Yönetici Yetiştirme Programları), uzman yetiştirme programları ile hedefe yönelik donanımlı yeni insan kaynağı sağlanıyor. Bu programlar, şirket içinde planlanabildiği gibi üniversitelerle de projelendirilebiliyor. Böylelikle, yeni mezun gençlere, hem iş fırsatları yaratılıyor, hem de kurum işin başında kurumsal değerlerini, süreçlerini bilen, sektörü öğrenmiş olan, iş alanında ön bilgi sahibi bir çalışan profilini işe alıyor. Şirketler, zaman kaybı, emek kaybı, para kaybı ve süreç patinajından kurtuluyor” diye konuştu.

Şirket vizyonunu geleceğe taşıyacak, uzman personel yetişiyor

20 yıllık iş deneyimi paralelinde hızlı ve etkin yarar sağlayan görüş ve önerileriyle işletmelere değer katan Ayşen Laçinel, konuşmasına söyle devam etti:
“Yönetici Yetiştirme Programları ve Uzman Yetiştirme Programları, işe alım öncesi olmakla birlikte, mevcut kadroların da yetkinliklerini arttırmak için aynı paralel süreçte planlanabilir. AL Danışmanlık olarak, şirketlerin vizyonunu gerçekleştirecek insan kaynağını hazırlamak üzere hem işe alım öncesi, yeni başlayacaklara, hem de mevcut kadroların görev tanımları ve yetkinlik ihtiyaçları doğrultusunda eğitim programları ile koçluk çalışmaları gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.

İnsana yatırım yapan işletmeler, fark yaratıyor

Finanstan sigorta şirketlerine, kurumsal perakende şirketlerinden ilaç sektörüne kadar birçok işletmenin eğitime büyük önem vererek kaynak ayırdığını anlatan Ayşen Laçinel, şunları söyledi:
“Gayrimenkul sektöründe bir ilke imza atan Ağaoğlu, insan kaynağının eğitimine yaptığı yatırımla dikkat çekiyor. Ağaoğlu, Nişantaşı Üniversitesi işbirliği ile 'Gayrimenkul Sektöründe Satış Uzmanı Yetiştirme Sertifika Programı' açarak sektöre örnek oldu. Yüzlerce başvurunun geldiği bu programa 20 aday katıldı. CV değerlendirme, Mülakat, Eğitim süreci sonrasında;  bu 20 katılımcıdan 6'sı Ağaoğlu'nda,  satış uzmanı asistanı olarak işe başladı. Bu program aynı zamanda güncellenerek mevcut satış kadrosuna da verildi. Liderlik ve yetenek yönetiminin önemli bir süreci olan eğitim programlarına başarılı ve farklı bir örnek oluşturdu” dedi.
Perakende sektöründe yaptığı başarılı çalışmalarla adından söz ettiren A 101’in, insan kaynağına yaptığı eğitime değinen Ayşen Laçinel, konuşmasına şöyle devam etti:
“A 101 firması tüm satış yöneticilerine, Yönetici Gelişim Programı ile yatırım yaptı. Hem kişisel gelişim, hem liderlik, hem de sektörel alanda donanımlarıyla fark yaratan A 101, sektörün takdir edilen markalarından birisidir. İnsan kaynağı eğitimine ciddi önem veren işletmelere yeni örnekler verilebilir. Örneğin, Elazığ’daki Özel Bilgem Okullarında kurumsallaşma ve büyüme planları başarıyla gerçekleşirken, insan kaynağı eğitimleri devam etmektedir” dedi.


Gençlerin geleceğine ışık tutuyor

Sektör deneyimini eğitim kariyeri ile birleştirerek, gençlerin kariyer planlamasına ışık tuttuklarını ifade eden, Ayşen Laçinel, konuşmasında şunları kaydetti:
“AL Danışmanlık olarak, insan kaynağı yetkinlik analizleri, ihtiyaçların belirlenmesi, projeler tasarlanması, uygulanması, değerlendirilmesi süreçlerinin tümünde olabildiğimiz gibi; kısmi başlıklarda da sorumluluk alabiliyoruz. Örnek olarak bazı çalışmalarımızda sadece eğitim vermekte; bazı çalışmalarımızda sadece koçluk yapmakta; ya da analiz yapıp iş planı raporlamakta yer alabiliyoruz. Çoğu danışmanlıklarımızda, İnsan Kaynağı ve Marka konumlandırması kapsamında, projenin tüm süreçlerinde üst yönetimle çalışıyor, stratejik planı oluşturuyor ve süreci hayata geçiriyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.


Filibe köftesinin lezzeti 122 senedir Sirkeci'de



HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




Filibe köftesinin lezzeti  122 senedir Sirkeci'de

Tamamen dana eti, kimyon ve soğandan oluşan elle şekillendirilerek yapılan Filibe köftecisi lezzeti sayesinde 122 senedir Sirkeci'deki aynı yerinde misafirlerine hizmet veriyor

 Sirkeci’de Filibe köftecisinin lezzeti keşfedenlerin bildiği, Ankara Caddesi’nde geçip giderken mis köfte kokusuyla sade eski bir mekanda müdavimlerini ağırlıyor. Filibe Köftecisi Mehmet Saltuk’un 1893 yılında Bulgaristan’ın Filibe şehrinden İstanbul’a göçüyle başlayan bu mekanın hikayesi, bugün beşinci kuşak Cem Umut Erpak ile devam ediyor. Bu küçük nostaljik köfteci dükkanı nasıl bu kadar rağbet görüyor.  Filibe Köftecisi nesilden nesile görev bilinciyle  aynı lezzetle nasıl devam ediyor.



19.yy’dan bugüne kadar gelen bu lezzetin hikayesi; 1893 yılında yapılan göç ile başlar lezzet yolculuğu. Meşhur Filibe Köftecisi'nin kurucusu Mehmet Saltuk, Istanbul'a Bulgaristan’ın Filibe (Plovdiv) şehrinden göç eder ve 1893 yılında Bab-i Ali Yokuşu’na

(günümüzde Cağaloğlu yokuşu olarak bilinen) çıkarken sol tarafta bulunan "Meşhur Filibe Köftecisi" ismiyle köfteci dükkanını açar. Mehmet Saltuk’un vefatından sonra Ali Saltuk işletmeyi devralır. Ali Saltuk, 28 sene sonra işletmeyi; 11 yaşında yanında çırak olarak çalışmaya başlamış olan yeğeni Turgut Saltuk’a 1958 yılında devreder. 1990 yılında Turgut Saltuk’un vefatından sonra dördüncü nesil olarak Turgut Saltuk’un tek varisi olan Münevver Erpak işletmenin başına geçer. 24 senedir babasından teslim aldığı bu bayrağı bugünlere kadar getirmiştir. 

 Münevver Erpak İç Mimar olmasına rağmen babasının vasiyetini yerine getirmek için Filibe köftesini yaşatmaya devam ediyor. Sadece kendisi değil oğlunun da desteğiyle bu mirası yaşatabilmek için mirasına sahip çıkıyor. Uzun bir geçmişe sahip bu Köfte lezzetini gelecek nesillerin de tatmasını için nesilden nesile aktarıyor.
Münevver Erpak Lezzetli Filibe Köftesinin lezzet sırrını anlatıyor.
“Meşhur olmasının sebebi köftenin makine kullanılmadan her gün elle yapılıyor olması. Biz köftemizin içinde ekmek kullanmıyoruz. Ekmek kullanılmadığı için daha tok ve diri oluyor. Köftelerimiz günlük yapılıyor, fabrikasyon olmuyor. Köftelerin el yapımı olduğu şeklinden de belli oluyor.” 
Ekmek kullanılmadan nasıl tuttuğunu sorduğumuzdaysa asıl işin püf noktasının orada olduğunu söylüyorlar. İstanbul’un gizli kalmış tatlarından Filibe Köftesi dışının iyice pişmiş, çıtır halinin aksine içi suludur. Daha ilk lokmanızda kimyonun kokusunu alıyorsunuz. Köftenin yanında sunulan piyazı ve tatlı olarak revanisi ile müdavimlerini sıcak bir aile ortamında ağırlıyor.

 Münevver Erpak’ın kızı Duygu Erpak ve oğlu Cem Umut Erpak beşinci kuşak olarak teslim aldıkları lezzet yolculuğundaki bu bayrağı sürdürmeye çalışıyor. 

Türkiye’de  Filibe köftecisi gibi gizli kalmış lezzetler var.  Lezzet dünyasında bu gibi marka olmuş işletmelerin yok olmalarına engel olabilmek için destek vermeli, sahip çıkmalıyız ve bu lezzet duraklarını tanıyarak ve tanıtarak gelecek nesillere ulaştırabiliriz. 

 FİLİBE KÖFTECİSİNE DESTEK VERELİM

Meşhur Filibe Köftecisi 122 yıllık binasından tahliye edilmesin
122 yıllık yerimizden Tahliye kararının iptal edilmesini sağlayabilmek, kültürel mirasımızın nesilden nesile devamını sürdürebilmemiz ve İstanbul'un bir değerinin yitip gitmesini engellemek için, desteğinizi rica ediyoruz. 
Şimdi Destek Zamanı


25 Temmuz 2015 Cumartesi

Başak Traktör, Moskova’daki CTT Fuarı’nda dünya devleriyle boy ölçüştü

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




Akhisar’dan Moskova’ya Başak Traktör rüzgarları

Akhisar ve Amasya’da tarım üreticileriyle buluşan Başak Traktör, Moskova’daki CTT Fuarı’nda ise dünya devleriyle boy ölçüştü

Bereketin sembolü Başak Traktör, festival ve fuarlarda üreticiyle, kullanıcıyla buluşmaya devam ediyor.

Başak Traktör’ün yeni ve iddialı modelleri, mayıs ayında, bir dönemlerin tütün, şimdi ise zeytin başkenti olarak bilinen Akhisar’da görücüye çıktı.

Türkiye’nin en eski festivallerinden olan ve bu yıl 556’ncısı düzenlenen Çağlak Festivali, renkli görüntülere sahne oldu. 556 yıl önce Şeyh İsa Hazretleri’nin medrese eğitimi dönüşünde Akhisarlılar tarafından karşılandığı yer olan Çağlak’ta, bu özel günü kutlamak için her yıl cirit, değnek ve güreş müsabakaları düzenleniyor, halk oyunları oynanıyor. Bereketin, bayramlaşmanın, buluşmanın coşkuyla yaşandığı festivalde, bereketin sembolü Başak Traktör’ün yeni ve iddialı modelleri de katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Çiftçiler, traktörler hakkında bilgiler alıp modelleri bizzat inceleme fırsatı buldu.

Amasya Tarım Fuarı’nın yıldızı Başak Traktör oldu
Başak Traktör’ün bir sonraki durağı, 50. Uluslararası Atatürk Kültür ve Sanat Festivali etkinlikleri kapsamında düzenlenen Amasya Tarım Fuarı oldu. Kiraz Teşvik Yarışması’nın damga vurduğu fuara, kiraz üreticilerinin yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı. Katılımcılar yarışmaya katılan birbirinden lezzetli kirazları tadarken Başak Traktör’ün standına da uğramadan geçmedi.

Başak Traktör, yaklaşık 29 bin çiftçi ailesi ve 150 bin insanın geçimini tarımla sağladığı Amasya'da tarım üreticilerine destek olmayı amaçlıyor. Başak Traktör’ün yüzde 100 Türk sanayisi üretimi ve her ihtiyaca cevap verebilen modelleri; düşük yakıt tüketimi ve düşük bakım maliyetiyle, Türkiye çapında yaygın satış ve servis ağıyla, her an ulaşılabilir ve ekonomik yedek parça stokuyla her zaman çiftçinin yanında.

Başak Traktör, Moskova’da devlerle boy ölçüştü
Başak Traktör, SANKO Holding çatısı altına girdiği 2012 yılından bu yana yurtdışı pazarlarda da tanıtım, satış ve pazarlama faaliyetlerine ağırlık veriyor. Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen 16. Uluslararası İnşaat Makine, Ekipman ve
Teknolojileri İhtisas Fuarı’na (CTT Moskova) katılan Başak Traktör’ün yeni ve iddialı modelleri, fuarda dünya devleriyle boy ölçüştü. İnşaat makineleri konusunda dünyanın önde gelen, Doğu Avrupa’nın en büyük fuarında Başak Traktör, büyüyen Rusya pazarı için önemli ihracat bağlantıları yaptı.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Başak Traktör hakkında
Temelleri 1914 yılında atılan ve 2012 yılında SANKO Holding bünyesine katılan Başak Traktör’ün Adapazarı’ndaki fabrikası 39 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere yaklaşık 275 dönüm araziye sahiptir. Yılda 10 bin traktör üretilebilecek kapasiteye sahip olan Başak Traktör; Türkiye çapında yaygın satış ve servis ağının yanı sıra, ekonomik ve kolay ulaşılabilir yedek parça stoğuyla çiftçisinin ihtiyacına cevap veriyor. Tesiste traktörün motor, şanzıman, hidrolik gibi tüm ana parçaları işlenip üretilebiliyor. Yüzde 100 yerli sermayeyle üretim yapan Başak Traktör’ün, farklı segmentlerde 2x4 ve 4x4 çekişli 42 çeşit traktör modeli bulunuyor.

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Coşkun Aral Uluslararası Türkoloji Yaz Okulu katılımcılarına Dünya Belgeseli Semineri verdi...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR





Yunus Emre Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Türkoloji Yaz Okulu’nda ilk etkinlik dün gerçekleştirildi.  Savaş fotoğrafçısı ve belgesel yapımcısı Coşkun Aral, Yunus Emre Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Türkoloji Yaz Okulu katılımcılarına Dünya Belgeseli Semineri verdi. Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi'ndeki etkinliğe katılan Aral, bu zamana kadar farklı kültürlerden ve savaşlardan derlediği bir fotoğraf sunumu yaptı. Coşkun Aral, sokak savaşlarının kendisini savaş muhabirliğine çektiğini ifade ederek, "45 yaşına kadar evlenmeye karşıydım. Çocukları çok seviyorum. Onların başına bir şey gelecek diye çok korkuyorum. Çünkü dünyanın 4'te 3'ündeki savaşlara şahit oldum. Savaş sırasında elimde ölen bebekler oldu" diye konuştu.



 Vahşet iklimine tanık oldum
Suriye ve Liberya gibi ülkelerdeki savaşlardan çeşitli görüntüleri izleyiciyle paylaşan Aral, ilk gittiği savaşın İran-Irak Savaşı olduğunu dile getirdi. Aral, ilk tanık olduğu grevin Gdansk Grevi olduğunu vurguladığı konuşmasına şöyle devam etti:  "İnsanın dilinden, renginden, inancından, birbirlerini yok etmesine tanık oldum. Bunların birkaç nesil boyunca sürdüğünü gördüm. Ötekileştirmenin neticesinde oluşan, insanların savaş dedikleri o vahşet iklimine tanık oldum. Bütün derdim savaşların tekrarlanmaması. Savaşları durduracak şey neyse o bedeli ben ödemeye razıyım."Doğu Türkistan'ın kendisinde kanayan bir yara olduğunun altını çizen Aral, 1984-1997 yılları arasında çok kez bölgeye gittiğini ve bölgeyle ilgili yasaklı belgesellerinin olduğunu söyledi.  Aral, seminerin ardından, yabancı katılımcıların sorularını yanıtladı. Yunus Emre Enstitüsü Türkoloji Yaz Okulu'na bu yıl, 40'a yakın ülkeden, yaklaşık 150 kişi katıldı. Etkinlik, 22 Ağustos'a kadar devam edecek.

16 Temmuz 2015 Perşembe

Aurum Hotels İDEAL BİR ÇOCUK OTELİ ;Çocuklu aileler ile en iyi adres

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR


 

İDEAL BİR ÇOCUK OTELİ ;Çocuklu aileler ile en iyi adres: Aurum Hotels

 

Türk turizminde Didim bölgesinde ayrıcalıklı bir yeri olan Aurum SPA & Beach Resort ve Aurum Club Marmara Otel,  üst düzey misafir memnuniyeti , sayısız ağaçların arasında doğayla bütünleşen özel tasarımı ve  inanılmaz plajıyla misafirlerini çok özel bir lokasyonda sadece konuk etmekle kalmıyor; unutulmaz bir deneyim sunuyor.


Aurum Spa ve Beach Resort   özel plajıyla  Akbük’e 4 km., Didim’e  10 km uzaklığındadır. Ege Denizi’nin eşsiz panoramik manzarasına hakim olan tesistir. Ulaşım olanakları oldukça kolay olan oteller şehir merkezlerine ve havalimanına yakınlığı ile de tercih edilebilirliğini artırmaktadır. 

 

Lüksün ve konforun ön planda tutulduğu otellerde Aurum SPA & Beach Resort 304 oda, Aurum Club Marmara’da 253 oda ve ayrıca ailelere, engellilere özel odalar ile hizmet vermektedir. Her şeyden  önemlisi  Mavi bayraklı Altınkum plajının güzelliğiyle birlikte cennetten çalıntı  çamlarla kaplı Aurum otellerinde Ege’nin tertemiz, ılık ,sığ ve berrak denizi ile, siz ve çocuklarınızın ,Keyifle vakit geçireceği , denizin ve farklı özellikteki kumun zevkini çıkararak harika bir tatil fırsatı yaşayabilirsiniz . Altınkum plajının tercih edilmesinin nedenlerinden en önemlisi altın renginde ve hiç içinde çakıl taşı bulamayacağınız ipeksi deniz kumu,denizinin sığ oluşu ve berrak oluşu özellikle çocuklu, bebekli ailelerin ilk tercihi sayılıyor. Denizden esen ılık rüzgar sığ denizin çabuk ısınan yüzey suyunu dalgacıklar halinde sahile taşıyınca ılık denizde bebekler bile çıplak ayakları ile  rahatlıkla yüzebiliyor , doktorların ve uzmanlarında tavsiye ettikleri tuzlu deniz suyundan faydalanabiliyorlar.

 

Aurum SPA & Beach Resort ‘ün 1 ana havuz, 1 aqua havuzu, 1 çocuk havuzu toplamda 3 havuz bulunmaktadır. Club Marmara’da 2 ana havuzu, 1 aqua havuzu, 1 çocuk havuzu ve 1 çocuk aqua havuzu ile toplamda 4 havuzu, ayrıca  denize sıfır olan her iki otelinde kendilerine ait özel plajları bulunmaktadır.

Ayrıca deniz bisikleti ,banana,jetsiki ,amatör su altı dalışları ,su topu, pilaj voleybolu gibi birçok seçeneğin olduğu  her türlü su sporları aktivitelerinden yararlanabiliyorsunuz.

 

Otelde geçireceğiniz tatil süresince eğlencenin vazgeçilmez olduğunu düşünenler için gün boyu süren şovlar ve animasyonlar düzenleniyor. Günlük hayatında spor yapanlar ve tatilinde de vazgeçmek istemeyenler otelin ücretsiz olan spor salonunda aktivitelerini gerçekleştirirken dilerlerse plaj voleybolu, basketbol, motorlu ve motorsuz su sporları gibi hizmetlerden de faydalanabiliyor. Ayrıca özel mimarisiyle tasarlanmış olan  Türk hamamında ve spa da  sayısız imkanlardan yararlanarak kendinizi şımartmanız mümkün.

Çocuklar için özel olarak inşa edilmiş Aurum SPA & Beach Resort ve Club Marmara ‘da aileler çocuklarıyla birlikte rahat, mutlu ve huzurlu zaman geçirebilecekler. Çocuklara özel büfede zengin çocuk menüsü ,mini clup, mini disko,çocuk animasyonları  mama sandalyesi, çocuk havuzu, kaydıraklı çocuk havuzu, çocuklara özel eğlence ve aktiviteler ve Biberon Sterilizasyon, bebek bakım ünitesi imkanlarını da yüksek kalitede sunmaktadır.Sizler içinse tadı damağınızda kalacak lezzetli yemeklerle tatilinizin  keyfini çıkarabilirsiniz

Tatil ile ilgili tüm ücretleri ödeyerek ekstra masraflarla uğraşmak istemeyenler için ultra her şey dahil özelliğine sahip olan Aurum Spa & Beach Resort, herşey dahil özelliğine sahip olan Club Marmara ideal bir tercih olacaktır.

Maksimum misafir memnuniyeti anlayışımız, güler yüzlü ve deneyimli personelimiz sayesinde EN GÜZEL ANLARINIZI EN GÜZEL ANILARINIZA dönüştürüyoruz.

Arap turistlerden, Tarihi Yarımada’ya yoğun ilgi var ...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR


Arap turistlerden,
Tarihi Yarımada’ya yoğun ilgi var

İstanbul’a Ocak-Haziran 2015 döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre gelen turist sayısında %5.5 artış gerçekleşti. Orta Doğu ülkelerinden gelen turistler bu yıl, Tarihi Yarımada’ya yoğun ilgi göstermeye başladı.
Bu yılın ilk yarısında ağırlıklı olarak Arap turistleri misafir ettiklerini kaydeden Ahırkapı’da bulunan BW Citadel Hotel’in Genel Müdürü Aytekin Güç, şunları söyledi:
“Geçtiğimiz yıllarda, genelde Taksim bölgesini tercih eden Araplar, bu yıl tarihi ve kültürel zenginlikleri görmek için Sultanahmet Bölgesi’ne yoğun ilgi gösteriyor. Ocak- Haziran 2015 tarihleri arasında, otelimizde en çok Arap turistleri misafir ettik. Ardından, Amerikalı turistler konuğumuz oldu. Otelimizde, Ortadoğu ve Amerika pazarlarının yanı sıra, Almanya, Fransa, Hollanda olmak üzere Avrupa ülkelerinden turistleri ağırlamaktayız. Arap turistler, Sultanahmet Bölgesini yoğun ziyaret ederken, konaklama olarak da Tarihi Yarımadayı tercih etmeye başladılar. Haziran ayı ile birlikte, bölgemizdeki Arap turist sayısında ciddi bir artış yaşanıyor” dedi.

Hizmetten memnun kalıyor, en az 5 gece konaklıyor

Ağırlıklı olarak Suudi Arabistan’dan gelen turistleri misafir ettiklerini anlatan Aytekin Güç, konuşmasına söyle devam etti:
“Butik bir oteliz, üstün bir hizmet sunuyoruz ve konuklarımızı evlerindeki gibi rahat ettiriyoruz. Arap misafirlerimiz, otelimizin üstün hizmet kalitesinden büyük memnuniyet duyuyor. Gelen konuklarımız, en az 5 gece konaklıyor. Otelimizin Marmara Denizi kenarında olması da, misafirlerimizi ayrıca büyülüyor” diye konuştu. Arap turistlerin, Avrupalı turistlerden 2 katı fazla konaklama yaptığını belirten Aytekin Güç, son birkaç yıldır İstanbul turizminde eksen kaymasının yaşandığını ve kent turizmini Arap turistlerin ayakta tuttuğunu söyledi.

Cruise gemileri, geç geliyor erken ayrılıyor

Bu yıl İstanbul’a gelen Cruise gemilerinin, kente geç saatte gelerek erken saatte ayrıldığını ve dolayısıyla daha az saat kentte bulunduğunu kaydeden Aytekin Güç, şunları söyledi:
“Cruise gemilerinin büyük bölümü İstanbul’a, saat: 10.00 gibi geliyor ve 16.00 gibi kentten ayrılıyor. Yani, geç geliyor ve erken hareket ederek kentten ayrılıyorlar. Bu kısa zaman diliminde, İstanbul’un yoğun trafik problemi göz önüne alındığında; Cruise gemileriyle gelen turistler, İstanbul’un tarihi ve kültürel hazinesini yeterince göremiyor, alışveriş yapamıyor ve eşsiz gastronomisini tadamıyor. Önümüzdeki dönemde ümit ediyoruz ki, Cruise gemilerinin İstanbul’da kaldığı saat aralığı daha uzun olur ve gelenler İstanbul’un zenginliğini yaşayabilir” şeklinde konuştu.

İyi beklentiyle başlandı; ancak hedefler tutmayabilir

Turizm sektörünün 2015 yılına, sezonun iyi olacağı beklentisiyle başladığını anlatan Aytekin Güç, ancak bölge coğrafyasında yaşanan sorunlar, Avrupa ve Rusya’daki ekonomik kriz, İstanbul’da açılan ve açılmaya devam etmekte olan yeni otellerle artan yatak arzı ve dairelerin günü birlik kayıt dışı olarak kiralanması gibi olumsuz etkenler nedeniyle, oteller bazında bu yılki hedeflerin tutmasının zor olabileceğini  belirtti
Aytekin Güç, “Pasta büyümüyor, ancak mevcut pastadan pay alanların sayısı sürekli artıyor. Pastayı büyütmek için dünya genelindeki daha çok pazarda, daha aktif tanıtım ve pazarlama aktivitelerinin yapılması gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

15 Temmuz 2015 Çarşamba

TeknoSA, kendi ‘akıllıları’ ile teknoloji perakendeciliğinde yeni devir başlatıyor...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR







Teknoloji perakendeciliğinin lideri TeknoSA, sektörde devrim niteliğinde bir yeniliğe imza atıyor

TeknoSA, kendi ‘akıllıları’ ile teknoloji perakendeciliğinde yeni devir başlatıyor

Türkiye teknoloji perakendeciliğinin lideri TeknoSA, sektöründe bir ilki gerçekleştirerek kendi akıllı telefon markasını ve saatini piyasaya çıkarıyor. 2000 yılından bu yana yenilikçi atılımlarıyla sektör liderliğini pekiştiren TeknoSA, kendine ait markalı ürünlerle yeni bir dönemi başlatıyor. TeknoSA, Preo markası ile ilk etapta P1 model akıllı telefonu ve Pwatch akıllı saati tüketicilere sunacak.

TeknoSA, kendi akıllı telefon ve saatini piyasaya çıkararak Türkiye teknoloji perakendeciliği sektöründe yine bir ilki gerçekleştiriyor. 2000 yılından bu yana “Herkes için Teknoloji” felsefesi ile hareket eden ve bugün teknolojiyi Türkiye’nin 81 iline götüren TeknoSA, Preo markasıyla kendi ürünlerini tüketicilerle buluşturacak. Preo P1 akıllı telefon ve Pwatch akıllı saat modeli, 16 Temmuz itibariyle Türkiye’nin 81 ilindeki TeknoSA mağazalarında ve online alışveriş sitesi teknosa.com’da satışa sunulacak. 



15’inci yılında yeni atılımlarla müşterilerine sunduğu kesintisiz deneyim ve teknolojide entegre hizmet anlayışını güçlendirmeyi hedefleyen TeknoSA, yılın ilk çeyreğinde, önce kendi markasıyla mobil iletişim hizmeti vermeye başladı. Şimdi de kendine ait özel markalı ürünlerle Türkiye’de teknolojiye erişimi daha da kolaylaştırmayı hedefliyor.
 
Gürcan: “Bugün ve gelecekte tüm teknolojik ihtiyaçların tek adresi olmayı hedefliyoruz.”

TeknoSA’nın kurulduğu günden bu yana Türkiye’de herkesin teknolojiye erişimini kolaylaştırdığını, teknolojinin tüm evlere girmesinde önemli bir rol üstlendiğini dile getiren TeknoSA Genel Müdürü Bülent Gürcan; “15 yıllık birikim ile şimdi daha fazlasını yapmak için kolları sıvadık. Sunduğumuz ürün ve hizmetleri, tüketicilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda çeşitlendirmek, herkesi akıllı cağın teknolojileriyle buluşturmak yönünde atılımlara imza atıyoruz. TeknoSA Mobil’i TeknoSA güvencesi ve avantajlarıyla müşterilerimize sunmak, bu doğrultuda atılmış önemli bir adımdı. Şimdi ise markalı ürünlerimiz TeknoSA Preo P1 model akıllı telefon ve Pwatch ile yine bir yeniliğe imza atıyoruz. Türkiye’nin 81 ilindeki mağazalarımız, teknosa.com ve mobil uygulamalarımızla yılda 200 milyonu aşkın ziyaretçi 
ağırlıyoruz. 4,5 milyonu aşkın Turuncu Kart sahibi müşterimiz var. Türkiye’de teknoloji ihtiyaç ve eğilimlerini en iyi analiz eden şirketlerden biriyiz. Bu birikimi de tüketicilerin beklentilerine göre tasarlanan akıllı telefon ve saat ürünlerimizle taçlandırmak istedik. Bu yatırımlarla TeknoSA’nın, bugün ve gelecekte tüm teknolojik ihtiyaçların TEK ADRESİ olmasını hedefliyoruz.” diye konuştu.

Tüketicilerin ihtiyaçları dikkate alınarak geliştirildi

Geliştirme aşamasında tüketicilerin beklenti ve ihtiyaçları göz önüne alınan Preo P1 akıllı telefon, ileri teknoloji özellikleriyle dikkat çekiyor. P1, ekran, kamera ve pil gibi detaylarda güçlü bir ürün. LTE yani 4G uyumlu. 5 inç ekran, 13 megapiksel arka, 5 megapiksel ön kamera çözünürlüğü ve standart 8 GB hafıza gibi özellikleri bulunan PREO P1, 749 TL’ye tüketicilerle buluşacak. TeknoSA’nın bir diğer Private Label ürünü Preo Pwatch ise sağlıklı ve hareketli bir yaşam arzu edenler için tasarlandı. Adım sayma, mesafe takibi, harcanan kaloriyi gösterme, uyku düzenini ve kalitesini takip etme ve vücut kitle indeksini ölçme özelliklerinin yanı sıra diyet programı yapabilmeye de imkan tanıyor. Farklı renkli kayışlarıyla modayı da beraberinde getiren Pwatch, 99 TL’lik fiyatıyla meraklılarını sevindirecek. 

Lansman dönemine özel olarak, Preo P1 telefon ve Pwatch akıllı saat birlikte 799 TL’den satışa sunulacak.  Ayrıca, 24 ay taahhütlü TeknoSA Mobil hattını alan veya hattını TeknoSA Mobil’e taşıyanlar, Preo P1 telefona 350 TL’ye varan indirimle 399 TL’ye sahip olabilecek. Yine bu dönemde Preo P1 telefon alan müşterilere Preo markalı kılıf hediye edilecek. 

“Akıllı ürünü olmayan kalmasın”

TeknoSA Genel Müdürü Bülent Gürcan, TeknoSA markalı ürünlerle ilgili hedeflerine dair şöyle konuştu: “Bilgiye erişimi kolaylaştıran, kesintisiz iletişim ve nesnelerin interneti döneminde daha iyi bir yaşam vaat eden akıllı ürünlerin, giyilebilir teknolojilerin Türkiye’de herkese erişmesini istiyoruz. Emarketer.com tahminlerine göre 2015 için Türkiye’de cep telefonu kullananlar içinde akıllı telefon penetrasyonu %50 seviyelerinde. Batı Avrupa’da bu oran %66’yı geçiyor. Bu da bize potansiyeli gösteriyor. Türkiye’nin lider teknoloji perakende şirketi olarak, tüketiciye daha fazla değer sunmak için hem özel markalı ürünler hem de diğer yenilikçi işlerle fark yaratmaya devam edeceğiz.” 

“Tüketici güveniyorsa, her ihtiyacı tek noktadan karşılıyor”

Dünya’da ve Avrupa’da özel markalı ürünlerin çok yaygın olduğunu belirten Gürcan, Türkiye’nin bu alanda çok mesafe kaydettiğini, özellikle de telekomünikasyon sektöründe Private Label ürünlerin ciddi alıcı bulduğunu söyledi. Tüketicilerin teknoloji alışverişlerinde eskiye göre çok daha bilinçli olduğunu belirten TeknoSA Genel Müdürü;“Tüketiciler, perakende firmalarına güveniyorsa, gönül rahatlığı ile ihtiyacı olan tüm ürünleri de satın alıyor. Biz 15 yıldır müşterilerimizle güven-güven ilişkisini kurduk. Müşterimiz bizim 
markamıza güveniyor, biz de onlara güvenerek yeni ürün ve hizmetleri tüketicilerle buluşturmaya, özel markalı ürünlerle müşterilerimize değer katan seçenekler oluşturmaya yöneliyoruz” diye konuştu. 

“Büyümeyi akıllı telefonlar sürüklüyor”

Türkiye Tüketici Teknolojisi Ürünleri pazarı hakkında da bilgi veren Bülent Gürcan, şunları söyledi: “Pazar, 2015 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 büyüdü ve 9,4 milyar TL ciroya ulaştı. Bu dönemdeki yüzde 23’lük büyüme hızıyla Telekom kategorisinin büyümenin lokomotifi olduğunu görüyoruz. Burada akıllı telefonlar ön planda. Önümüzdeki dönemde de yeni modeller, 4G ve 5G’nin etkisiyle de büyümenin yine akıllı telefonlar odağında gerçekleşmesini bekliyoruz. PREO P1 ile akıllı telefon pazarına girmemizin önemli nedenlerinden birisi de bu. Bununla birlikte özel markalı ürünleri sadece akıllı telefonla ve akıllı saat ile sınırlı değerlendirmiyoruz, farklı kategoriler de gündemimizde.” 

Preo P1’in özellikleri

Ekran: 5” HD (1280*720)
Kamera: 13 MP
Ön Kamera: 5 MP 
İşlemci: 1.2 Ghz Dört Çekirdek (QUALCOMM)
Yazılım: Android 4.4
RAM: 1GB
Hafıza: 8 GB
Artırılabilir Hafıza: 32 GB 
Pil: 2400 mAH 
4G var

PREO Pwatch’un özellikleri
Saat
Takvim
Batarya göstergesi
Değişebilir kayışlar
Adım takibi
Mesafe takibi
Kalori takibi
Uyku düzeni takibi
Uyku kalitesi ölçme
Su geçirmez ip67
Bluetooth 4.0
Sağlıklı kayış
Diyet programı yapabilme
Bmi ölçümü
Hareketsizlik ikazı
Su içme ikazı
Programlanabilir alarmlar

JOLLY TUR’UN ÇİFTİ SONUNDA “CENNETTEN BİR KÖŞE” Yİ BULDU,



HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR





JOLLY TUR’UN ÇİFTİ SONUNDA
“CENNETTEN BİR KÖŞE” Yİ BULDU,
FAKAT BU SEFER DE BAŞKA BİR SORUN ONLARI BULDU.
- Jolly Tur, izlenme rekorları kıran “Cinnetten Bir Köşe” den sonra “Cennetten Bir Köşe” yi sunar. 5 günde 2.000.000 defa izlenerek Cinnetten Bir Köşe’nin tahtını sallayacakmış gibi görünen reklam filminde Sedat ve Gamze cinnet geçirmemek için bu defa işi şansa bırakmazlar. Tam da hayal ettikleri, adeta cennetten bir köşede tatil yaparlar. Ama çok geçmeden hiç beklemedikleri bir sorun, çiftin cennetten bir köşedeki kapılarını çalar…


Jolly Tur çok sevilen, çok korkutan, çok beğenilen, çok paylaşılan, çok yorumlanan ve izlenme rekorları kıran “Cinnetten Bir Köşe” den sonra “Cennetten Bir Köşe” yi sunar. İlk reklam filminde tüm yıl stres içinde çalıştıktan sonra ucuz ve kayıt dışı bir firmayı tercih etmeleri nedeniyle tatilleri tam anlamıyla kâbusa dönen çift, bu defa işi şansa bırakmaz. Bu kez doğru tercih yaparak güvenilir bir firmayı seçen çift, hayallerinin ötesinde, “Cennetten Bir Köşe” de unutulmaz bir tatil yaşar.
Hayal ötesi tatillerini Türkiye’nin güney sahillerinde yaşamaya başlayan çift, vip karşılama, denizi gerçekten gören bir oda, berrak bir denizle eğlencenin en güzel hallerini deneyimler. Tatilleri gerçekten de cennetten bir köşede gibidir.

Ancak Sedat ve Gamze’nin yine hesap edemedikleri bir sorun baş göstermeye başlamıştır. Tatilin son günü geldiğinde cennetin bir köşesinde kendilerine ayrılan zamanın bitmek üzere olduğunu bütün gerçekliğiyle fark ederler. Yeni tatilcilerin gelişi, şehrin kâbus gibi çağrısı, son fotoğrafların paylaşımı ve son güneş batımı… Geri dönme cesaretini bulamayacaklarını anlayan çift, hayal ötesi tatilin devamı için bir çözüm geliştirirler.
Reklam filminde Jolly Tur’un konuğu olmayı tercih eden çiftin cennetten bir köşeyi anımsatan tatilleri ve bu tatilin bitmemesi için buldukları çözüm, yine alışıldık kavramların dışına çıkarak esprili ve bir o kadar yaratıcı bir dille anlatılıyor.
9 Temmuz 2015’te internet ortamında paylaşılan “Cennetten Bir Köşe”, 5 günde 2.000.000 defa izlenerek, izlenme rekorları kıran Cinnetten Bir Köşe’nin tahtını sallayacakmış gibi görünüyor.
Senaryosunu Volkan Öge ve Cemil Öner’in yazdığı “Cennetten Bir Köşe”nin yapımını üstlenen firma, bir önceki reklam filminde olduğu gibi Batesmotelpro oldu. Cinnetten Bir Köşe’nin devamı şeklinde ele alınan reklam filminde başrol oyuncuları değişmedi. Başrolleri dizi projelerinin başarılı oyuncusu Deniz Sipahi ve Tansu Tuncel paylaştı. “Cennetten Bir Köşe” filmi için Jolly Tur ve Batesmotelpro’dan prodüksiyon
aşamasında toplam 50 kişi yer aldı ve 45 gün sonunda ‘Cennetten Bir Köşe’ ortaya çıktı.
 CENNETTEN BİR KÖŞE - KÜNYE

Reklamveren: Jolly Tur
Reklamveren Temsilcisi: Cüneyt Baycan
Ajans ve Yapım: Batesmotelpro
Kreatif Direktör: Volkan Öge
Müşteri Yönetimi: Tansu Tunçel, Gizem Özcan
Proje Yönetimi: Uğur Karaman
Senaryo: Volkan Öge, Cemil Öner
Sosyal Medya: Didem Bozkurt, Faruk Çiçek
Yapımcı: Kerim Barutçu
Yönetmen: Ali Kaan Dinç
Görüntü Yönetmeni: Oktay Başpınar
Yönetmen Yardımcısı: Kerem Keskin
Prodüksiyon Amiri: Arda Çamkerten
Sanat Yönetmeni: Çağatay Öney
Reji Asistanları: Doruk Yavuz, Can Boyacıoğlu
Kostüm: Görkem Arapisaoğlu
Post Prodüksiyon: Film Standartları
Grafik Tasarım: Nihan Omuz
Müzik ve Ses Tasarım: Karasinek

Yeşil Yol Karadeniz’i yoldan çıkaracak..


HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Yeşil Yol Karadeniz’i yoldan çıkaracak

“Yeşil Yol” projesi Karadeniz’in  eşsiz doğası için ciddi risk

 Doğu Karadeniz Dağları’nı kitle turizmine açacak “Yeşil Yol” projesi bölgenin eşsiz doğası için ciddi riskler içeriyor.

Doğu Karadeniz’deki yaylaları geniş, asfalt yollarla birbirlerine bağlamayı hedefleyen ve yaklaşık 2 bin 600 km uzunluğunda olacağı tahmin edilen Yeşil Yol projesi bölgenin özel doğasını ve yaban hayatını riske atıyor. Bu riskler yol çalışmaları sırasında doğaya verilecek zararla sınırlı değil. Asfaltla kaplanıp genişletilecek yollar, 40 farklı noktada turistik tesis inşaatlarına ve beraberinde ciddi bir yapılaşmaya da yol açacak. Yolların böldüğü yaşam alanları yaban hayvanlarının hayatta kalma mücadelesini de zorlaştıracak. Önemli bitki türlerinin geleceğini tehlikeye atacak.


Doğu Karadeniz neden önemli?

Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’ni de içine alan Kafkasya, WWF’in belirlediği 200 Küresel Ekolojik Bölge arasında yer alıyor. Bölge aynı zamanda, yeryüzünün en zengin biyolojik çeşitliliğine sahip, ancak tehdit altındaki 35 “sıcak nokta”sından biri. Karadeniz’in sarp coğrafyasında yüzlerce kilometre uzunluğunda ve onlarca metre genişliğinde bir yol ağı açmak, devasa kazı ve dolgularla hektarlarca orman arazisi, mera ve binlerce ağacın yok olmasına neden olacak. Rize’deki Ayder Yaylası, Trabzon’daki Uzungöl ve bölgedeki HES projeleri için açılan yollar bunun en bilinen örnekleri. Doğal yaşam alanlarının yol ağlarıyla ve turistik tesislerin başı çektiği yerleşim bölgeleriyle parçalara bölünmesi de başta büyük memeliler gibi geniş alanlara ihtiyaç duyan yaban hayvanlarının ve kuşların yaşamını tehdit edecek. Hayvanların üremeleri, doğal alanlar arasında geçiş yapmaları, beslenme ve barınma alanları bulmaları zorlaşacak, insanlarla çatışmaları artacaktır.

“Yöre halkı gelirden pay alabilmeli”

Karadeniz’in kitlesel turizme kapılarını açması bölgenin özelliğini yitirmesine neden olacak ve önemli bir ekonomik ve ekolojik değer zarar görecek. WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Doğu Karadeniz, bu haliyle de önemli bir doğa turizmi bölgesi. Bölgeye gelen turistleri, bozulmamış doğanın içinde birkaç gün geçirmek ve kentte bulamadıkları mütevazi ve samimi konaklama koşulları mutlu etmeye yeter. Büyük sermaye birikimi gerektirmeyen bu turizm yatırımları yöre halkının da gelirden pay almasını sağlıyor” dedi. Sedat Kalem, “Samsun’dan Hopa’ya, Karadeniz yaylarını birbirine bağlayacak projenin bir bütün halinde sosyal, ekonomik ve ekolojik etkileri değerlendirilmiş midir? Doğu Karadeniz Master Planı kapsamındaki Yeşil Yol Projesi ve Master Planı hangi bilimsel gerçekler ışığında hazırlanmıştır? Bu iki sorunun yanıtını merak ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Kitle turizminin yöre halkına ve doğaya bir katkı sağlamayacağı, yapılaşmayla beraber sıradanlaşmayı da beraberinde getireceği açık” diyen WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak ise, “Yaylalara gelen turistin yıldızlı oteller değil yayla görmek istediği unutulmamalı. Buraya ilgi duyan turistlerin özlemi, kentte gördükleri binalar, herhangi bir beş yıldızlı oteldeki konfor değil. Yeşil Yol projesi hayata geçirilirse Karadeniz kendine has özelliklerini yitirecek. Gelişen sürdürülebilir turizm çalışmaları darbe alacak. Bölgedeki mevcut yolların basit iyileştirmelerle daha kullanışlı hale getirilmesi, eğer varsa, bölgedeki insanların talebini karşılamaya yeter” açıklamasını yaptı.

Yerli turist yabancıdaki düşüşü telafi etti...



HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR





Yerli turist yabancıdaki düşüşü telafi etti

Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) tarafından açıklanan, dünyanın önde gelen veri ve analiz şirketlerinden STR Global'in “Mayıs 2015 Ülke Performans Raporu”, yaz dönemine ilişkin yüksek sezonun öncü işaretlerini veriyor. TUROB tarafından açıklanan rapora göre yılın ilk beş aylık döneminde ülkemize gelen turist sayısında yüzde 1.2 oranında gerileme yaşanırken, Türkiye’nin en fazla turist ağırlayan kenti Antalya’da geçtiğimiz Mayıs ayında hem doluluklar hem fiyatlar düştü.  Bununla birlikte Antalya’da Ramazan ayı öncesinde ise yerli turistler oluşturduğu hareketliliğin doluluk oranlarında daha fazla düşüşün önüne geçtiği belirtildi. İstanbul’da ise otel dolulukları artmasına karşın fiyatlar geriledi.
Yılın ilk beş ayında yüzde 1.2 oranında düşen yabancı ziyaretçi sayısıyla Türk turizmi son 10 yıldan bu yana turist girişinde ilk kez eksi yazdı. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) tarafından açıklanan, dünyanın önde gelen veri ve analiz şirketlerinden STR Global'in “Mayıs 2015 Ülke Performans Raporu”, özellikle yaz dönemine ilişkin yüksek sezonun öncü işaretlerini veriyor. TUROB tarafından açıklanan rapora göre, Türkiye’nin en fazla turist ağırlayan kenti Antalya’da Mayıs ayında hem doluluklar hem fiyatlar gerileme kaydetti. Antalya’da sadece Mayıs ayında otel dolulukları yüzde 8.5 düştü.  Ramazan ayı öncesinde artan yerli turizm hareketinin otellerdeki doluluk oranlarının daha fazla düşmesini önlediği belirtildi. İstanbul’da ise otel dolulukları arttı ancak fiyatlar geriledi. STR raporuna göre, Türkiye genelinde Mayıs 2015 otel dolulukları, 2014 yılının aynı dönemine oranla yüzde 2.5 artış ile yüzde 70.2 olarak kaydedildi. İlk beş aylık dönemde ise Türkiye genelinde otel dolulukları geçen yıla göre yüzde 5 artış ile yüzde 62.7 oldu.

 İstanbul’da doluluk arttı, fiyatlar ise düştü!

İstanbul’da Mayıs 2015 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5.2 artarak yüzde 75.3 olarak gerçekleşti. Average Daily Rate (ADR) olarak adlandırılan ortalama günlük satılan oda bedeliyse 143.2 Euro olurken, bu değer 2014’e göre yüzde 4.1 oranında bir düşüş gösterdi. Ocak-Mayıs 2015 döneminde ise İstanbul’da doluluklar olumlu bir hareketlilikle yüzde 66.9 oldu. Geçen yılın aynı döneminde bu oran yüzde 63.3 olmuştu. Buna karşın ortalama günlük satılan oda bedeli ise 126.9 Euro’dan 122.1 Euro’ya geriledi.

 Antalya’da yerli turist yükselişte!
Bir diğer turizm kenti Antalya’da ise en önemli müşterileri arasında yer alan Rusya pazarındaki yüzde 29’luk düşüş açıkça hissediliyor. Antalya genelinde ortalama doluluk oranı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 8.5 gerileyerek yüzde 62.4 olarak gerçekleşti. Bu oran Mayıs 2014’te yüzde 68.2 olmuştu. Antalya’da Mayıs ayı için doluluk oranında daha fazla düşüş beklenirken, Ramazan ayı öncesi iç turizmin hareketlenmesiyle yabancı turistten kaynaklanan kaybın yerli turistle telafi edilmiş olması ise önemli unsur bir olarak ön plana çıkıyor.
Antalya’da ortalama günlük satılan oda bedeli 76.1 Euro olurken, geçen yıla göre sadece yüzde 0.8’lik bir düşüş gösterdi. RevPAR olarak adlandırılan toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler de ise geçen yıla oranla yüzde 9.2'lik bir düşüş yaşandı ve 47.5 Euro olarak ölçüldü. Geçen yılın aynı ayında bu rakam 52.3 Euro olmuştu.

 İlk beş aylık dönemde de Antalya’da doluluk oranı yüzde 51.4 oldu. Geçen yılın ilk beş ayında bu oran yüzde 52.4’tü. Ortalama günlük satılan oda bedeli ise 62 Euro’dan 63.3 Euro’ya yükseldi.

 Seçim hareketliliği Ankara’ya yaradı!
Ağırlıklı olarak iş ve siyaset turizminin damga vurduğu başkent Ankara ise istikrarlı yükselişini sürdürüyor. Ankara’da seçim ortamının yarattığı hareket doluluklara da yansıdı. Mayıs ayında Ankara’da otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3.2 artarak, yüzde 66.7 oldu. Geçen yılın aynı ayında bu oran yüzde 64.7’ydi. Ortalama günlük satılan oda bedeli de 83.2 Euro olurken, 2014’e göre yüzde 6.4’lük bir artış gösterdi.  İlk beş aylık dönemde ise Ankara’da otel dolulukları bir önceki yıl aynı dönemde gerçekleşen yüzde 59.9’dan yüzde 65.4’e çıktı.

 İrlanda birinci, Türkiye 18. sırada
Ülke    Otel dolulukları (% - Mayıs 2015)

İrlanda            85.6

Malta             85.4

Çek Cum.       83.0

Macaristan    79.6

İngiltere         79.3

Portekiz         78.3

Belçika            77.1

Litvanya         77.1

Polonya          76.9

Hollanda        76.3

İtalya              75.7

Avusturya      75.5

Yunanistan    73.9

İspanya          73.6

Romanya       72.7

Almanya        72.1

Fransa                        71.0

Türkiye           70.2

İsviçre             68.2

Slovakya        68.0

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Yabancı çiftler, İstanbul’da “Evet” diyor


HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Yabancı çiftler,
düğün için rotayı İstanbul’a çevirdi

Ortadoğulu, Rus, Amerikalı, Avrupalı çiftler, düğün için rotayı İstanbul’a çevirdi. Dünyanın önde gelen sayılı metropollerden olan İstanbul, son yıllarda çok sayıda yabancı çiftin birbirine ‘Evet’ dediği kentlerden birisi oldu.
Tarihi ve kültürel değerleriyle ön plana çıkan, içinden deniz geçen tek şehir olan, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan İstanbul, dünyanın ‘düğün destinasyonu’ olma yolunda hızla ilerliyor. Her yıl İstanbul’da ‘Evet’ diyen yabancı çiftlerin sayısı artarken, bu sayının bine yaklaştığı ifade ediliyor.



6 ayda, 3 kat artış yakaladı

Düğün ve banket organizasyonlarında yılın ilk 6 ayını çok başarılı geçirdiklerini kaydeden BW Citadel Hotel’in Event Müdürü Tuğçe Gümüş, şunları söyledi:
“Yerli ve yabancı misafirlerimizden aldığımız yoğun düğün talebiyle, otelimizde son 5 yılın organizasyon rekorunu kırdık. Önceki yıllara göre gerçekleştirdiğiniz düğün ve banket organizasyonları, bu yılın ilk yarısında yaklaşık 3 kat arttı. Bu yıl yerli çiftlerin yanında, Amerikalı, Avrupalı ve Rus çiftler, düğünleri için otelimizi tercih etti” dedi.

Surların gölgesinde Marmara Denizi manzarasıyla muhteşem bir konuma sahip olan BW Citadel Hotel’in, Tarihi Yarımada Ahırkapı’da yer aldığını anlatan Tuğçe Gümüş, otel ekibinin profesyonel hizmet kalitesi ve otelin konumu nedeniyle, banket ve düğün organizasyonlarında yıl boyunca talep almakta olduklarını açıkladı.
Tuğçe Gümüş, düğün organizasyonlarının yanı sıra, son yıllarda yerli ve yabancı çiftlere konsept ‘Türk Kına Geceleri’ organizasyonları düzenlediklerini ve yoğun ilgi gördüklerini de sözlerine ekledi.

Terfide 4 hayati kural ...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




Terfide 4 hayati kural

AL Danışmanlık Genel Müdürü, Marka Yönetimi ve İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşen Laçinel, kariyer planında terfi edenler için 4 hayati kuralı anlattı.
Terfi edenlerin daha güçlü yol alması noktasında ipuçları veren Ayşen Laçinel, şunları söyledi:
“Terfi etmek bir sonuç değildir, aslında yeni bir başlangıçtır. Terfi edenin yeni olan üst pozisyondaki ilk 3 aylık dönemi, önemli bir dönemeçtir” dedi.

Terfi edince 4 hayati kuralı uygula
1-Terfi ettiğiniz unvanınız ve sorumluluklarınız nelerdir? Öğrenin, işlerinizi listeleyin, performans hedeflerinizi; hem kendiniz hem ekibiniz için tanımlayın ve paylaşın. Organizasyon şemasını inceleyin ve yerinizi görün. Üst yöneticinizle, sorumluluklarınız ve hedefleriniz üzerinden geçin, anlayın ve teyit alınız.
2)Planlı olunuz. İşlerinizi, yapılacaklar listesini, acil ve öncelikli olanlara göre belirleyin. Rutin süreçte, yalın raporlama sistemi kurun.
3)Nezaket, dürüstlük, sonuç odaklı çalışkanlık, pozitif yaklaşım gibi özellikler önemli meziyetleriniz olsun.
4)Terfi ettiğiniz pozisyon ile ilgili; ihtiyaç duyduğunuz eğitimleri ve koçlukları almaya başlayın. Kendinizi geliştirin, yetiştirin ve dönüştürün.

Batılı turist oranında ciddi bir düşüş yaşanıyor ....


HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Batılı turist oranında ciddi bir düşüş yaşanıyor

Küçük Oteller Derneği; üyelerinin değerlendirmesiyle 2015 yılının ilk 6 ayı (Ocak- Haziran 2015) anket raporu sonuçlarını açıkladı. İstanbul, Kapadokya, Alaçatı, Bodrum, Antalya, Datça, Marmaris, Burdur, Güneydoğu Anadolu, Burdur, Kaş, Ayvalık-Cunda, Bozcaada, Göcek, Dalyan, Karaburun, Fethiye gibi Türkiye’nin pek çok bölgesinden Küçük Oteller Derneği üyesi 75 otelin katıldığı ankette, aşağıdaki sonuçlar ortaya çıktı.

Üyelerinden anket sorularına gelen yanıtları değerlendiren Küçük Oteller Derneği Başkanı Ö.Faruk Boyacı, batılı turist sayısında ciddi bir düşüş yaşandığını, Çinli turist sayısında ise ülke genelinde bir artışın göze çarptığını söyledi.

Ülke genelindeki üyelerine sordukları ‘2015 yılının ilk 6 ayı doluluk oranları’nı sorusunu değerlendiren Boyacı, şunları söyledi:



“Tüm bölgelerdeki üye otellerimizin yanıtladığı anket sonuçlarına gore; otellerin %33’ü doluluk oranında artış yakalarken, %60’ı doluluk oranında azalma yaşadığına işaret etti; %7’si ise geçen sene ile aynı oranda kaldığını açıkladı. Ancak doluluk oranını arttıran otellerin %20’si, ciroda düşme yaşadığını belirtti.” dedi.

Tüm bölgeler içerisinde Kapadokya bölgesinin genel olarak doluluk oranında artış yakalayabilen tek destinasyon olduğunu ifade eden Ö.Faruk Boyacı; “Anket sonuçlarından, 2015’in ilk yarısının tüm bölgelerde oldukça zorlu geçtiği anlaşılıyor. Doluluklarda artış yakalayabilen tek destinasyon olarak, Kapadokya öne çıkıyor. Bunu da özellikle bölgeye giden yerli turistin artmasına bağlıyoruz. 2015’in tüm bölgelerde oldukça çalkantılı geçtiği aşikar, üyelerimiz son dakika rezervasyonlarında artış gözlendiğini söylüyor.” diye konuştu.



Bölge Detayları   -  İstanbul & Ağva

Doluluk
-İstanbul’dan ankete katılan otellerin %76’sı, doluluk oranlarında geçen seneye göre azalma yaşıyor.  Doluluk oranında %10’un üzerinde artış yakalayabilen otel ise yok.
Özellikle, Taksim ve Sultanahmet bölgesindeki otellerde, kayıplar oldukça yüksek.

-Dolulukta artış yakalayan otellerin %50’si, fiyat kırarak bu rakamları yakaladığını belirtti. Bu da doluluklara rağmen, düşük bir ciro ile ilk yarıyı kapattıklarını gösteriyor.

-Çoğu otel, fiyatların çok düştüğünü, yüksek olması gerek sezonlarda dahi, ölü sezon fiyatı uyguladıklarını ifade etti.

Turist Profili
-“Batılı turist gördüğümüz zaman, kapıda kucaklayarak buyur edesimiz geliyor, son iki yıldaki büyük değişim kelimelerle anlatılacak gibi değil...” Sultanahmet bölgesi otelleri.

-Tüm otellerin yorumlarında benzer tablo ortaya çıkıyor: Amerikalı, Kanadalı, Avustralyalı oranlarında ciddi düşüş var. İngiliz turist başta olmak üzere, Fransız, Alman, İspanyol gibi Avrupa pazarı giderek küçülüyor. Latin Amerika pazarında, biraz artış söz konusu. Çinli ve Koreli oranında hızlı bir artış var. Ortadoğu pazarıyla çalışan üyemiz olmasa da, ciddi bir artış göze çarpıyor.


2015’in İkinci yarısı ile ilgili beklentiler
-Genel kanı; oda doluluklarında ve fiyatlardaki düşüşün devam edeceği yönündedir.


Üyelerden gelen bazı yorumlar
-Sadece doluluk değil, oda fiyatlarındaki düşme de dikkate alınmalıdır. İstanbul’da oda fiyatları, düşük sezon fiyatlarında seyretmektedir. Bu, büyük bir tehlikedir. Nitekim, İstanbul’daki yatak arzı, gelen turist sayısından, kat be kat fazladır.

-Dövizdeki artış ve ekonomideki belirsizlik, sektörde durağanlığa sebep oluyor. Belki, bayram sonrası için hareketlenme olabilir.

-Sağım solum, önüm arkam, her yer kaçak otel pansiyon apart dolu… Daha fazla detaya gerek var mı?

-Vallahi bir ümidim kalmadı. Özellikle Sultanahmet’te belediyenin bir düzenleme
getirmemekteki uzun süren ısrarı, tamamen yabancıya kiralanan apartman dairesi cenneti yarattı. Bunlar, apart hotel değil. Yabancıya apartman dairesi kiralama yapıyorlar ki; tamamen kontrolsüz, turizmle, standartla ve servisle alakası olmayan yerlerdir.

-2015 yılının ikinci yarısı için de, pek umut verici görünmeyen tablo var karşımızda. Yatak sayısının artması, düşük fiyat politikası izleyen işletmelerin çoğalması, hayli can sıkıcıdır. Daha çok business misafire ulaşıp, düşen gezgin turist sayısını kapatmak istiyoruz.
 
-Bizim açımızdan 2015 çok çalkantılıdır ve son dakika rezervasyonları ile geçiyor.



Bölge Detayları        -      Kapadokya

Doluluk
-Kapadokya otellerinin %67’si, geçtiğimiz seneye oranla doluluklarda yaklaşık %10’luk bir artış yakalamış durumdadır. Otellerin %33’ünün doluluk oranlarında ise azalma görülüyor.

-Geçen seneye göre %30 ile %50’lere varan oranlarda düşüş yaşadığını ifade eden oteller var. Sonuçlara göre, artış daha çok yerli ve Çin pazarından geldiği için, düşüş oranı sadece Avrupa pazarı ile çalışan otellerde görülmüştür.

-2015’in ilk yarısında, Türkiye’de doluluk oranlarını, geçen seneye göre arttırabilen tek destinasyon olarak Kapadokya gözüküyor.


Turist Profili
-Japon turist giderek azalırken, Çin ve Kore pazarında artış olduğunu hemen hemen tüm oteller belirtmiştir. Yerli pazarı da, aynı şekilde geçtiğimiz yıllara göre artış yakalamıştır.

-Arjantin, Şili, Brezilya gibi Güney Amerika ülkelerinden de, az ölçüde artış gözüküyor. Amerika, Avustralya ve özellikle Japon turist sayısında düşüş var. Batılı turist, giderek azalıyor.



2015’in ikinci yarısı ile ilgili beklentiler
-Artışa rağmen, olması gerekenin altında, doluluk oranlarında çalışıldığı konusunda görüş birliği var.

-Genel olarak bu yılın 2.’ci yarısının, geçen sene oranlarında geçeceği düşünülüyor.


Üyelerden gelen bazı yorumlar
-Batılı gezginleri kaybediyoruz. Bu çok ciddi bir risktir. Son dakika rezervasyonlarda, artış yaşanıyor.



Bölge Detayları    -      Alaçatı & Çeşme

Doluluk
-Alaçatı’da, enteresan bir tablo ile karşı karşıyayız. Otellerin %64’ü doluluk oranlarında azalma yaşarken; %27’si geçen seneye göre %15’ten fazla artış yakalamış durumdadır.

Turist Profili
-Gelen yorumlara göre, İngilizler başta olmak üzere Avrupalı turist sayısında önemli bir düşüş yaşanıyor. Yerli sayısının da, geçtiğimiz yıllara göre aynı oranlarda kalması, genelde bir düşüşe sebep oluyor. Çoğu otel, Çinli turist sayısında ciddi bir artış olduğunu belirtiyor.

2015’in ikinci yarısı ile ilgili beklentiler
-Bayram ile beraber, ivmelenecek bir hareket bekleniyor. Bu senenin ikinci yarısında, geçen senenin rakamları hedefleniyor. Ancak, Avrupalı turistin azalması ciddi bir sorun olarak kaydediliyor.


Üyelerden gelen bazı yorumlar
-Euro’nun TL’ye göre değer kazanması ile ikinci yarıda göreceli bir artış olacak diye düşünüyoruz. Ancak, ilk 6 ayın kaybı kapanmayacaktır. Ayrıca bölgemizdeki otel sayısının artışı ile küçülen pastadan yiyeceğimiz dilim de küçülmeye devam etmektedir.
-Biraz Türkiye’nin prestijinde düşme var. Batılı turistte, demokratiklik açısından negative bir algı oluşurken; bölge coğrafyasında yaşanan olaylar da olumsuz etkiliyor. Nitekim batı basınında, Türkiye’ye dair bazı olumsuz açıklamalara dair; Hükümet ve kamuoyu olarak daha etkin olarak tepkimizi dile getirmeliyiz.



Bölge Detayları   -   Bodrum

Doluluk:
-Bodrum, ne yazık ki İstanbul ile beraber en fazla kayba uğrayan destinasyon olarak gözüküyor. Otellerin %78’i doluluk oranında bir düşüş belirtmiştir ve bunların çoğunluğu
%15’in üzerinde bir oranda düşüş yaşamıştır.



Turist Profili:
-İngiliz, Alman, Fransız, İsviçreli ve Hollandalı başta olmak üzere batı pazarında ciddi bir düşüş gözleniyor. Buna ilave olarak, yerli turistin de elini çekmesi doluluklara ciddi ölçüde olumsuz yansıyor.


2015’in ikinci yarısı ile ilgili beklentiler:
-Özetle, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı arası, bir yoğunluk yaşanacaktır. Nitekim genele bakıldığında, geçen seneye oranla %15’lik bir düşüş olması bekleniyor.


Üyelerden gelen bazı yorumlar:

-Taleplerde çok azalma var. Şu an için Fransa'dan gelen misafir sayısı yok diyebilecek kadar azdır ki, geçtiğimiz yıllarda dolu geçen Ağustos ayının 2. yarısınde %30 Fransız misafirleri ağırlamıştık.

-Yerli turist yok. Yabancı turist azalmış durumdadır.

-Almanya ve Hollanda'dan gelen turist sayısında %15 azalma var. Yurtiçinden de geçmiş yıllardaki gibi misafir gelmemektedir.

-Paylaşılacak o kadar mevzu var ki; tek bir örnek vermek isterim; ‘Herşey dahil Sistemi’ kalkarsa; Türkiye turizmde istediği noktaya tekrar gelir.

-Yabancı misafir sayısı azaldıkça, 5 yıldızlı her şey dahil otellerde fiyatlar anormal derecede düşüklük gösteriyor. Cep telefonlarına gelen mesajlardan görüyoruz. Bodrum hakkında çıkan, pahalı haberleri de, gelebilecek misafir sayısını azaltıyor.

-Süper bir çöküş olmazsa iyidir. Turizm kötü, inşaat kötü, ticaret kötü....

-Politik sebeplerin, turizmin üzerinde yoğun etkisinin olduğunu hissetmiş bulunmaktayız.

-Bu sene Haziran sonunda, maalesef Bodrum'da sezon hedeflenen düzeyde başlamadı. Bu gidişle, bir buçuk aylık bir hareket ile sezonu kapatacağız.

12 Temmuz 2015 Pazar

Uyumsoft Tokat Teknopark’ta, eğitim çalışması devam ediyor..

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Uyumsoft Tokat Teknopark’ta, eğitim çalışması devam ediyor

Yazılım ve danışmanlıkta ülkemizin lider firması Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, Temmuz 2015 itibariyle Gaziosmanpaşa Üniversitesi - Tokat Teknopark AŞ’de ofisini açtı. Uyumsoft’un, Tokat Teknopark’ta kurduğu operasyon merkezinde istihdam ettiği 13 personelinin hizmetiçi eğitimleri devam ediyor. Uyumsoft AŞ Genel Müdürü Hüseyin Şahin ve Uyumsoft AŞ Pazarlama Koordinatörü Volkan Şahin’in katıldığı eğitim seminerinde, iDönüşüm süreçleri gibi konuların eğitimleri uzmanlar tarafından veriliyor.

Tokat ofisiyle, şube sayısı 6’ya çıktı

İstanbul’da Yıldız Teknik Üniversitesi YTÜ Teknoparkında merkez ofisi bulunan Uyumsoft AŞ’nin, Ankara, İzmir, Bursa ve Bakü ofislerinin ardından, faaliyete geçen Tokat ofisi ile şube sayısı 6’ya çıkmış oldu.
Tokat’taki Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOP) yerleşkesindeki Tokat Teknopark AŞ’deki ofis, eFatura, eDefter, eArşiv gibi iDönüşüm projeleri olmak üzere, ülke genelindeki müşterilere hizmet vermeye devam edecektir.
Sahip olduğu geniş ürün yelpazesi ve iDönüşüm süreçlerindeki aktif rollerini, ülke genelindeki firmalara daha yakından vermeyi sürdüren Uyumsoft AŞ, bilişim ve iDönüşüm süreçlerinin yeniden şekillenmesi ile müşteriye üst düzeyde ürün ve hizmet sağlanmasına devam ediyor.


Uyumsoft – Tokat Teknopark AŞ ofisi
Telefon:   0356 252 14 34
Faks:       0356 252 14 35

11 Temmuz 2015 Cumartesi

Frank Reichenbach’tan Veda ...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR



Frank Reichenbach’tan Veda

Mövenpick Hotel Istanbul’da Veda ve Hoş Geldiniz Daveti



World Travel Awards tarafından 2014 yılında "Avrupa'nın En İyi İş Oteli" seçilen Mövenpick Hotel Istanbul’da 10 yıldır Genel Müdür ve Türkiye Bölge Müdürü olarak görev alan Frank Reichenbach, 7 Temmuz 2015, Salı akşamı düzenlenen bir davetle görevini yeni Genel Müdür Bozkurt Atabek’e devretti.
Otelin 20. katında bulunan, İstanbul’un görkemli manzarasına sahip Skyline Club Lounge’da gerçekleştirilen partiye, iş ve turizm dünyasının önde gelen isimlerinden yaklaşık 100 kişi katıldı.
Gecede bir konuşma yapan Reichenbach, “On yılı aşkın bir süredir İstanbul’da yaşayan biri olarak, bu şehrin barındırdığı dinamizme, enerjisine, muhteşem tarihine ve çağdaşlığına daima hayranlık duydum. Her günü çok renkli ve heyecanlı geçen 10 yıl boyunca bizlere destek veren tüm dostlarıma ve Mövenpick Hotel Istanbul’daki çalışma arkadaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum” dedi.
Otelin yeni Genel Müdürü Bozkurt Atabek ise bu önemli bayrağı devralmaktan büyük gurur duyduğunu belirterek, ödüllerle dolu başarılı bir geçmişi bulunan Mövenpick Hotel Istanbul’da kusursuz İsviçre stilini Türk konukseverliği ile birleştiren kişiye özel hizmet anlayışı ile misafirlerine ayrıcalıklı konaklama ve gastronomi deneyimleri yaşatmaya devam edeceklerini söyledi.
Davetliler, İtalyan Başaşçı Giovanni Terracciano ve ekibinin hazırladığı eşsiz lezzetler ve DJ Murat Eskinazi’nin hareketli performansı eşliğinde unutulmaz bir gece geçirdiler.
Manila, Filipinler’de başka bir otel zincirinde benzer bir pozisyonda otelcilik kariyerine devam edecek olan Frank Reichenbach’a tüm dostları başarılar ve bol şans dilerken 25 yılı aşkın otelcilik tecrübesini Mövenpick Hotel Istanbul’da hayata geçiren yeni Genel Müdür Bozkurt Atabek’i de yeni atamasından dolayı kutladılar.

10 Temmuz 2015 Cuma

BUDAK’TAN TURİZM TEŞVİKLERİ ELEŞTİRİSİ..


HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR
   



BUDAK’TAN TURİZM TEŞVİKLERİ ELEŞTİRİSİ

“MÜJDECİ HÜKÜMETİN TEŞVİKLERİ ORTADA YOK”

CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Türkiye turizminde büyük bölümü Antalya kaynaklı olmak üzere ciddi bir daralma yaşandığını, Hükümet’in “müjde” olarak açıkladığı uçuş desteği ile kredilerin de verilmediğini söyledi. Budak, “Müjdeci hükümetin Turizm Bakanı da teşvikleri de ortada yok. Sezonun geri kalanını ve 2016 ile 2017’yi kurtarmak için teşvikler bir an önce verilmeli” dedi.

CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyerek, turizm ve EXPO 2016 Antalya Sergisi ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Basın toplantısında Budak’a,  CHP Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara ile CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş eşlik etti. Turizmin Türkiye için çok önemli bir sektör olmasına karşın, sektörü sahiplenecek bir bakan ve hükümet olmadığını vurgulayan Budak, sezon öncesinde yapılan uyarılara kulak tıkandığını ve turizmde yüzde 2.5’luk bir daralmanın ortaya çıktığını kaydetti. Budak, “Turizm Türkiye’ye 34 milyar dolar kazandıran bir sektördür. Doğrudan 600 bin dolaylı olarak 2.5 milyon kişiye iş, aş kazandıran sektördür. 54 sektörü doğrudan ilgilendiren bir sektördür. Turizmden sağlanan 34 milyar dolar olmasa, bugün Türkiye’nin en büyük sorunu olan cari açık sorunu iki kat büyürdü. Turizm böylesine bir sektör ama sahibi yok. Sezon öncesi uyarılar dinlenmediği için büyük bölümü Antalya kaynaklı olmak üzere Türkiye kaynaklı yüzde 2.5’luk bir kayıp var. Antalya’da yüzde 11 düzeyinde. Bu daralma tarım ve gıda gibi sektörleri de olumsuz etkiliyor. Türkiye ekonomisine tarım ve turizm yoluyla ciddi katkılar sağlayan Antalya’da bu iki sektörde, turizm ve tarımda ciddi bir kaos sürüyor” dedi.

-İMAJ SORUNU VAR
Turizmdeki daralmada Rusya krizinin büyük etkisi olduğunu ancak gerilemenin sadece bununla açıklanamayacağını kaydeden Budak, turizmin her türlü gelişmeden doğrudan etkilendiğini bu nedenle de aktif bir yönetim gerektiğini söyledi. Budak, “Son yıllarda Türkiye’nin bir imaj sorunu oluştu. Özellikle Gezi Parkı olaylarında uygulanan aşırı şiddet, adaletsizlikler, hukuksuzlar Türkiye’nin imajını olumsuz etkiledi. Hukukun işlemediği, adaleti olmadığı, özgürlüklerin olmadığı bir ülkeye turist gelmez. Gerileme sadece Rusya kaynaklı değil. Fransa ve İtalya’da yüzde 21, Avusturya’da yüzde 8, Hollanda yüzde 6, Belçika, Danimarka, İngiltere’den yüzde 5 kayıp var. Bunlar imajla ilgili, demokrasiyle ilgili, özgürlüklere ilgili sıkıntıların kanıtıdır” dedi. Türkiye’nin batıdan sonra doğuda da imajının bozulduğunu vurgulayan Budak, “Çin’de Uygur Türkler’ine yapılan baskılarla ilgili yaşanan olayları görüyoruz. Cumhurbaşkanı bir açıklama yaptı ama geç kaldı. Turistlere yönelik saldırılar, Batı’dan sonra Orta Asya ve Uzak Doğu’da da Türkiye’nin imajını olumsuz etkiledi. Özellikle Japonlar, kültüre, sanata, demokrasiye, özgürlüklere çok önem verirler” dedi.
HÜKÜMETTE MÜJDE VAR UYGULAMA YOK 
AKP iktidarının, reel ekonomi, sanayi, tarım, turizm gibi bir çok alanda paketler açıkladığını, müjdeler verdiğini ama uygulamanın olmadığını söyleyen Budak, “Ben AKP hükümetlerine müjdeci hükümetler diyorum. Müjde veriyorlar ama uygulaması yok. Turizmde böyle oldu. Rusya ve İran’dan gelecek uçaklar için Nisan-Mayıs döneminde 6 bin dolar uçuş desteği verileceği, 400 bini geçen tur operatörlerine kredi desteği vereceklerini söylediler ama bunlar ortada yok. Nisan-Mayıs dönemi bitti ama teşvikler ortada yok. Zaten Turizm Bakanı da ortada yok. Turizm politikası da ortada yok. Turizm gelirinin büyük bölümünü karşılayan Antalya’ya Kültür ve Turizm Bakanı 27 ayda iki kez gelmiş. Biri bir düğün için biri de kısa bir toplantı için” dedi.
Turizm için hala atılabilecek adımlar olduğunu, yılın geri kalan bölümünün kurtarılabileceğini vurgulayan Budak, “Turizm için hala yapılabilecek şeyler var. Mesela düşük sezon için verileceği açıklanan ancak verilmeyen uçuş desteği, yoğun sezon için sürdürülebilir. Söz verilen krediler açılabilir. Eğer bir adım atılmazsa sadece 2015 değil, 2016 ve 2017’de kaybedilebilir” şeklinde konuştu. 

-EXPO’DA SIKINTI VE ŞAİBE
Toplantıda EXPO 2016 Antalya Sergisi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Budak, EXPO sergisinin Türkiye’nin kazandığı en büyük uluslararası etkinliklerden biri olduğunu, Türkiye’nin imajına ve tanıtımına büyük katkılar yapabileceğini kaydetti. EXPO’nun açılışına yaklaşık 8 ay kaldığını ancak kamuoyunda hazırlıkların yetişeceği konusunda ciddi kaygılar oluştuğuna dikkat çeken Budak, “EXPO 2016 Antalya Sergisi, Türkiye için Antalya için büyük önem taşımaktadır. Ancak başlangıçta, Antalya’nın tüm dinamiklerini kapsayan bir yapı oluşturulmadı. Bu anlayış ne yazık ki sürdürüldü. Serginin açılmasına yaklaşık 8 ay kaldı ancak ne üst ne de altyapıda hazırlıklar tamamlanamadı. Ciddi sakıntı ve şaibeler var. Bir an önce yanlıştan dönülmeli, Antalya’ya zarar verilmemelidir” diye konuştu. 

İstanbullines, genç ve hızlı feribotlarıyla Ramazan Bayramı’na hazır...

HABER MERKEZİ-ARTİN ŞİRİNPINAR




İstanbullines, Ramazan Bayramı’na hazır

İstanbullines, genç ve hızlı feribotlarıyla Ramazan Bayramı’na hazır

 Deniz taşımacılığının ‘genç, hızlı ve ekonomik markası ‘İstanbullines’, Ramazan Bayramı’nda Eskihisar-Yalova hattını kullanacak yolcularına ‘kuyruk beklemeden, konforlu, güvenli, ekonomik ve ortalama 25 dakikalık geçişleriyle’ nefes aldıracak.
Denizyolu taşımacılığına kazandırdığı müşteri odaklı servisleri ile tanınan ‘İstanbullines’; Eskihisar-Tavşanlı (Yalova) hattında, sıra beklemeden, hızlı, konforlu ve ekonomik seyahatin markası olmaya devam ediyor. Denizyolu taşımacılığında 9 yıl, Eskihisar-Tavşanlı (Yalova) hattında ise 2 yıldır faaliyet gösteren ‘İstanbullines’ bayram öncesi yaşanması olası araç yoğunluğu ve talep artışı ilgili bir dizi önlemi hayata geçirdi. Eskihisar liman alanındaki araç park alanlarını yenileyen İstanbullines, feribotlarını bayram boyunca tam kapasite ile çalıştırarak müşterilerin artan taleplerini, bekletmeden ve kuyruklar oluşmadan karşılıyor. 7/24 çalışan, konforlu gemileriyle ile deniz yolculuklarında her zaman bayram havası estiren İstanbullines, bugüne kadar Eskihisar-Yalova hattında alışılagelmiş 45 dakika süren uzun geçişleri de genç ve hızlı İstanbullines gemileriyle artık 25 dakikaya düşürüyor.



GİDİŞ-DÖNÜŞ BİLETİ SADECE 100 TL



‘İstanbullines’ın geçtiğimiz yıl Eskihisar-Tavşanlı hattında ilk defa başlattığı gidiş-dönüş bilet kampanyası bayram süresince de koşulsuz ve kısıtsız olarak devam ediyor. Hattaki otomobiller gidiş-dönüş bilet aldıklarına sadece 100 TL ödeyerek, Yalova’ya ortalama 25 dakikada geçebilecek. Otomobiller için tek yön gidiş fiyatı ise 60 TL olarak belirlendi. Öte yandan; bugüne kadar 1.5 milyon araç ve 400 bine yakın yolcu taşıyan ‘İstanbullines’, sunduğu nakit ya da kredi kartıyla ödeme alternatiflerinin yanı sıra sektöründe bir ilke imza atarak devreye aldığı ‘İstanbullines Hızlı Geçiş Sistemi (HGS)’ ile de hizmet veriyor.



BAYRAM HEDİYESİ TÜRK KAHVESİ



‘İstanbullines’, dört feribotluk genç filosu ile sadece ulaşımda değil seyahatin her aşamasında konforlu bir ulaşım sağlama misyonuyla hareket ediyor. Müşteri memnuniyeti odaklı çalışmayı öncelikli ilke edinen ‘İstanbullines’, bu Ramazan Bayramı’nda misafirlerini gişelerinde bayram hediyesi ile karşılayacak. Arefe günü ve bayramın ilk günü boyunca ‘İstanbulline’ gişelerine gelen tüm araçlara bir paket Türk Kahvesi hediye edilerek bayramlaşma ve hediyeleşme geleneğini canlı tutulacak.