31 Mart 2017 Cuma

Baharı Delimonti Lezzetleriyle Karşılayın...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Baharı Delimonti Lezzetleriyle Karşılayın
Gastronomi market ve restoran konseptini bir arada sunarak ayrıcalıklı bir atmosfer yaratan Delimonti, bahar mevsimine merhaba derken, hafif ve lezzetli seçenekleri misafirleriyle buluşturuyor. Anadolu’nun bereketli topraklarında yetişen mahsulleri kendine özgün yorumları ile sunan Delimonti’nin menüsünde bu mevsimde etli pazı sarma, zeytinyağlı rezene, bakla ezmesi(beton) ve kısır öne çıkıyor.

Sarma severlerin favori lezzetlerinden etli pazı sarma; dana eti ve pirinç ile hazırlanarak,  tepsi yoğurdu ile servis ediliyor.  Delimonti yorumu ile hazırlanan zeytinyağlı rezene, taze rezene, arpacık soğan ve portakal suyu lezzetlerini harmanlıyor. Kuru baklaların haşlanıp, tahin ve sarımsak ile zenginleştirildiği bakla ezmesi (beton), misafirler için farklı bir alternatif olurken; ince bulgur, taze soğan, domates ve maydanoz ile hazırlanan kısır ise lezzetli ve doyurucu bir seçenek.  

Anadolu’daki yerel üreticilerden temin edilen taze ve mevsimsel ürünleri Delimonti’nin gastronomi marketinden de satın almak mümkün.

Sultanahmet Köftecisi Beyoğlu'nda....


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



SULTANAHMET KÖFTECİSİ EŞSİZ LEZZETLERİYLE DEMİRÖREN İSTİKLAL’E GELİYOR

Beyoğlu’nda alışveriş zevkinizi bir üst noktaya taşıyan Demirören İstiklal, 1920 yılından beri Türk mutfak kültürüne yön veren Tarihi Sultanahmet Köftecisi’ni bünyesine katıyor.
Açıldığı günden bu yana Beyoğlu’nun alışveriş hayatına farklı bir soluk getiren ve Taksim’in simge alışveriş merkezlerinden biri haline gelen Demirören İstiklal, bünyesine yeni markalar katarak büyümeye devam ediyor.
Unutulmaya yüz tutan bazı Osmanlı geleneklerini günümüze aktarmasıyla tanınan Tarihi Sultanahmet Köftecisi, klasik haline gelmiş lezzetlerini Demirören İstiklal’de açılacak yeni şubesinde İstanbullulara sunacak. Sultanahmet Köftecisi’nin klasik dükkân konseptini çağdaş dokunuşlarla İstanbul’un kalbine taşıyacak yeni şubesinde, köfte-piyaz-irmik helvasından oluşan klasik lezzet üçlüsünün yanı sıra iddialı bir menü de yer alıyor.
Sultanahmet’teki merkez dükkânında çok sayıda devlet adamını, sanatçıyı, ünlü simayı ağırlayan asırlık işletme; özenle seçilen etlerin, hiç baharat kullanılmadan soğan, tuz ve ekmek ile mükemmel orandaki karışımı ile hazırlanan, usta eller tarafından kömür ateşinde pişirilerek servis edilen Sultanahmet köftesini Nisan ayı başında açılacak yeni mekanında lezzet tutkunlarıyla buluşturacak.
Osmanlı’dan miras kalan ‘’diş kirası’’, ‘’bereket parası’’ gibi gelenekler, Demirören İstiklal’de yeniden hayat bulacak. İşletmenin damaklarda eşsiz tatlar bırakan lezzetleri, Demirören İstiklal’in Food Court’unda yer alan diğer şubesinde de müşterileri ile buluşacak.
Açıldığı günden bu yana ziyaretçilerine birbirinden keyifli alışveriş deneyimi sunan ve İstanbul’un sosyal hayatına renk katan Demirören İstiklal, ev sahipliği yaptığı prestijli markalar ile Beyoğlu’nun çekim merkezi olmaya devam ediyor.

30 Mart 2017 Perşembe

Lojistikte, Geleceğin Milyar Dolarlık 12 StartUp'ı...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Lojistikte, Geleceğin Milyar Dolarlık 12 StartUp'ı

Dünya’da lojistik sektörünün geleceğine damga vurarak Milyar dolarlara koşacak lojistik StartUp’ları kimler? İşte Dünya’nın birçok ülkesinde hedefi 12’den vuran 12 lojistik operasyon yönetim StartUp’ı.


1. Coyote “Gerçek Akıllı Lojistik”
www.coyote.com
(ABD)

2006’da kurulan Şikago merkezli StartUp, Mart 2014’te “Access America Transport”u bünyesine katıyor. Coyote, Kuzey Amerika bölgesinde Nakliye ve Lojistik firmalarına karayolu lojistik hizmetleri sağlıyor. Günlük 30 Bini aşkın yüklemeye aracılık yapan dijital platform 2015 yılında dijital dönüşüm için çözüm arayan dünyanın en büyük kargo taşımacılığı şirketi UPS’in dikkatini çekti ve geçtiğimiz yıl tam 1.8 Milyar USD’ye satın alındı.

2. Convoy “Daha İyi Lojistik Parmaklarınızın Ucunda”
www.convoy.com
(ABD)

Nakliye ve Lojistik firmalarıyla, kamyoncu ve kamyon kooperatiflerini birleştiren bir platform ve altyapı hizmeti veren StartUp, Ekim 2015’te 2.5 Milyon USD yatırım ile hayata geçti. Kısa ve altyapı hizmeti veren StartUp, Ekim 2015’te 2.5 Milyon USD yatırım ile hayata geçti. Kısa süre içinde hızla büyüyen ve dikkat çeken Convoy, Mart 2016’da Greylock Partner yatırım grubundan 16 Milyon USD yatırım aldı.

Kasım 2016’da perakende devi Unilever ile anlaşarak Unilever’in tedarik zincirine dijital altyapı ve platformuyla bir lojistik ERP olarak hizmet vermeye başladı. Unilever anlaşmasından sonra değeri hızla artan Convoy, halen 100 Milyon USD’ye yakın bir değerlemeye ulaşmıştır. Birçok uluslararası fonla yatırım görüşmeleri yapmaktadır.

3. Doft “Lojistiği Dönüştürüyoruz”
www.doft.com
(ABD)

ABD’de hizmet veren 400 bin bireysel kamyon sahibi ve küçük nakliye firmasına hizmet vermek üzere hayata geçen Doft, oldukça iddialı bir şekilde pazara girdi. Doft, Uber ve Lyft’e benzer yapısıyla toplam değeri yaklaşık 80 Milyar USD’yi bulan lojistik taşıma sektörüne pazarına hızla yayılmayı hedefliyor. Doft’un kazanç modeli, platform üzerinden yapılan yük taşıma hizmeti başına 5 USD’lik hizmet bedeli olarak belirlenmiş. Yükün değeri, büyüklüğü, mesafesi ne olursa olsun taşıma başına 5 USD’lik hizmet bedeli değişmiyor.

Eski IBM mühendisi yeni Doft CEO’su Dmitri Fedorchenko geliştirdikleri sistemle lojistik sektöründe hem zaman hem maddi kazanç olarak katma değer yaratmalarının ötesinde, ABD’de nakliyat sisteminde sıkça görülen -geri dönüş yükü olmadan- boş dönen kamyonlara dönüş yükü bulunacağını ve bu sayede önemli bir çevresel katma değer yaratılacağını belirtiyor. Doft sayesinde ilk etapta geri dönüşü yükü olmadan boş dönen kamyonlarda %15 ile %25 oranında bir azalma bekleniyor.

4. CargoX “Her Zaman Hatasız Taşıma”
www.cargox.com.br
(BREZİLYA)

2014 yılında 1 Milyon USD kurucu sermaye ile yatırım ve geliştirme süreci başlamış, 2016 yılında 4 Milyon USD yatırım alarak canlıya geçmiştir.  CargoX sadece bir yıl gibi kısa sürede dijital platformuna üye kamyoncu sayısını 100 bine çıkarmıştır.  CargoX Brezilya’daki Nakliye ve Lojistik firmalarını dijital olarak birleştiriyor ve Brezilya’nın tüm bölgelerine uzanan hizmet veriyor. Brezilya lojistik sektöründe ses getiren CargoX’in başarısı Uber’i de fonlayan Goldman Sachs grubunun dikkatini çekiyor ve 2016 içinde yatırım grubundan 10 Milyon USD fonla büyümesini sürdürüyor.

Halen değeri 40 Milyon USD’nin üzerine çıkan Lojistik teknolojisi startup’ı CargoX Brezilya’da “Kamyonların Uber’i” unvanıyla biliniyor.

5. Huochebang (Truck Gangs)
www.56qq.com
(ÇİN)

Lojistik taşımaların %80’inin karayolundan gerçekleştiği, 20 Milyon Kamyonun hizmet verdiği dev Çin lojistik sektöründeki yıllık hacim 1.6 trilyon USD’yi geçmiştir. Bu dev pazarda 2008 yılında kurularak hızla öne çıkan Huochebang. Çinli Kamyoncular ve Lojistik firmaları için dijital bir lojistik platformu sağlıyor.

Aralık 2016’da aldığı 115 Milyon USD fon ile toplam değerini 885 Milyon USD’den 1 Milyar USD’ye çıkartarak StartUp dünyasında “Unicorn” olarak bilinen büyüklük seviyesine ulaştı.

6. Rivigo “Önce Kamyonlar”
www.rivigo.com
(HİNDİSTAN)

Bilişim teknolojilerindeki gücü ile bilinen Hindistan’ta lojistik sektörü parçalı bir yapıda ve kurumsal işleyişten çoğunlukla uzak. İletişim koşullarının özellikle yönetim maliyetlerini aşırı derecede arttırdığı ve Kamyoncuların uzun beklemelere-gecikmelere yol açan koşullarla mücadele edildiği görülüyor.

Hindistan’da “Trucks First” (Önce Kamyonlar) sloganıyla 2014 yılında canlıya geçen Rivigo StartUp’ı öncelikle Kamyoncuların gidiş ve dönüş yükleri bulmalarını hedefleyen bir strateji güdüyor. Rivigo, ABD merkezli Warburg Pincus grubundan aldığı son 75 Milyon USD yatırım ile birlikte toplam değerini 114.9 Milyon USD’ye çıkartarak Hindistan dijital lojistik hizmetlerinde kendini gösteriyor.

7. Delhivery “Geleceğin Ticaret Ekosistemi”
www.delhivery.com
(HİNDİSTAN)

2011’de kurulan StartUp’ın stratejik alanı içinde e-ticaret ve e-ticaret lojistiği yer alıyor. StartUp bünyesinde e-ticaret çözümlerine odaklı tedarik zinciri yönetimi, 3PL, tersine lojistik, depolama yönetimi, nakliye yönetimi ve tahsilat yönetimi için geliştirilmiş dijital altyapı sağlanıyor. 1.5 Milyon USD yatırımla kurulan StartUp, kısa sürede dikkat çekerek 6 Milyon USD ve ardından 35 Milyon USD ek yatırımla büyüdü.

Delhivery, 2015 Mayıs’ında ABD merkezli Tiger Global Management yatırım grubundan aldığı 85 Milyon USD ve 2017 Mart’ında The Carlyle Group’dan yeni aldığı 100 Milyon USD yatırım ile toplam yatırım değerini 227.5 Milyon USD’ye taşıdı.

8. Blackbuck “Kolay ve Efektif Taşıma”
www.blackbuck.com
(HİNDİSTAN)

2015 yılında canlıya geçen Blackbuck, Hindistan lojistik sektöründeki geleneksel yapıların verimsizliğine çözüm sağlamayı amaçlıyor. StartUp, sektörün büyük bir dijital dönüşüm ile yeniden yapılanarak güvenilir ve efektif bir yapıya kavuşması için hizmet veriyor. Böyle bir dijital dönüşümün Hindistan Lojistik Sektörü için yeni bir başlangıç olacağı savunuluyor. Temmuz 2015’te 5 Milyon USD yatırımla kurulan Blackbuck, kısa sürede ABD merkezli Accel Partners yatırım grubunun dikkatini çeken StartUp, Kasım 2015’te aldığı 25 Milyon USD ile toplam değerini 30 Milyon USD’ye çıkarttı.

BlackBuck yeni yatırımcısı Sands Capital ve halihazırdaki yatırımcıları Accel Partners ve e-ticaret devi Flipkart'an aldığı 70 Milyon USD yeni yatırımla birlikte toplam değerini 100 Milyon USD'ye taşıdı.

9. Truckiez “Sorunsuz, Kusursuz, Garantili Servis”
www.truckiez.com.au
(AVUSTRALYA)

2016’da Avustralya merkezli kurulan Truckiez, hizmet ağıyla tüm Avustralya’yı kapsayan bir dijital lojistik platform sağlıyor. Trukiez StartUp’ı Avustralya’da 20 yılı aşkın süredir perakendeci ve üreticilere, lojistik ve tedarik zinciri hizmeti veren TIC Group’u bünyesine alıyor.

Avustralya’da taşıyıcıların yüzde 80’i, 1 ila 5 kamyondan fazlasına sahip olmayan küçük nakliye firmalarından oluşuyor. Bu yapı taşımaların sürekli outsource edildiği, takip edilmesi güç bir yapı oluşturuyor. Truckiez StartUp’ı bu küçük ve orta ölçekli taşıma şirketlerini bünyesindeki dijital platforma alarak, Lojistik firmaları ile -Yük Veren- şirket ve fabrika yüklerini Truckiez ERP üzerinden kolayca takip edip yönetebilmelerini sağlıyor. Truckiez’in hedefi; 52 Milyar USD’lik Avustralya lojistik sektörüne dijital dönüşüm sağlayarak sektörün yönetim giderlerinde hem kayda değer bir tasarruf elde etmek hem de efektif yönetim kazancı sağlamak.

10. uShip “Yük Verenler Kamyoncularla Buluşuyor”
www.uship.com
(ABD-ALMANYA)

2003 yılında ABD Texas merkezli olarak kurulan uShip StartUp’ı kendisini online nakliye pazaryeri olarak tanımlıyor. Online platformu üzerinden birçok yük çeşidinin nakliye hizmeti sağlanabiliyor. Taşıyıcı havuzunda büyük lojistik şirketleri ile birlikte, küçük filolar, sadece bir kamyonu olan şoförler hatta bazen sadece bir yerden başka bir yere yolculuk eden özel araçlar bile olabiliyor. uShip müşteri merkezli yapısı içinde parsiyel yük taşımaya  olanak veren bir yapı kurarken diğer yandan da geliştirdiği “kurumsal yazılım altyapısı” ile büyük lojistik firmalarını, lojistik brokerları ve 3PL hizmet veren yapıları barındırabiliyor.

DB Schenker’den aldığı son 25 Milyon USD’lik yatırımla toplam değerini 69 Milyon USD’ye çıkartan uShip, Schenker’le birlikte başta Almanya ve Avrupa geneline de hizmet ağı kurmaya hazırlanıyor.

11. Ezyhaul “Lojistikte Zaman ve Para Kazan”
www.ezyhaul.com
(MALEZYA-SİNGAPUR)

Nisan 2016 yılında kurulan Singapur merkezli dijital lojistik StartUp’ı Ezyhaul Singapur lojistik sektörü liderlerinden 836 bin USD kuruluş yatırımı aldı. Toplam değeri 27 Milyar USD’yi bulan Güneydoğu Asya karayolu taşımacılığında geleneksel yönetim uygulamalarından oluşan verimsizlikleri dijital teknoloji çözümleriyle aşmayı hedefliyor. Güney Asya’nın Malezya gibi diğer anahtar lojistik pazarlarına da açılma imkânı yakalayan Startup canlıya geçtiğinden beri her ay %80’lik bir büyüme yakaladı. Başarılarında özveriyle çalışan Kuala Lumpur, Penang ve Johor Bahru’daki ofislerine dikkat çeken Ezyhaul StartUp’ı 2017’de Güney Doğu Asya’nın iki ana pazarında daha ofis açarak büyüme stratejisi güdüyor.

12. TIRPORT “Lojistiğin Geleceği”
www.tirport.com
(TÜRKİYE)

TIRPORT, “Lojistiğin Geleceği” sloganıyla, internet yatırım şirketi AB Plus Bilişim Teknolojileri A.Ş. tarafından Türkiye’de hayata geçirilmektedir. 2.5 Milyon USD’lik bir yatırımla, 2014 yılında başlatılan tasarım ve geliştirme çalışmaları 2016 sonunda yaşam bulmuştur. İş Modelinin zenginliği, lojistik aktörlere ve pazaryerine kattığı değerleriyle sektörünün uberleşmesinde dünya çapında bir örnek olma özellikleri taşımaktadır.  

TIRPORT; Yük Veren fabrika ve şirketler ile Lojistik Firmalarına ve Kamyoncu Kooperatiflerine mevcut lojistik operasyonlarını etkili bir şekilde yönetebilme, gerçek zamanlı ve konum tabanlı olarak izleyebilme konusunda onlara özel geliştirilmiş bir Lojistik ERP gibi de hizmet vermektedir. Taşımaya ait tüm irsaliye ve fatura bilgileri taşıma sürecine elektronik olarak gömülüyor, geliştirilen GPS tabanlı elektronik güvenlik sistemleri ile taşıma süreci ve yük her aşamasıyla kontrol altına alınıyor. TIRPORT’u kullanan bir kamyon yükleme noktasına ulaşmadan onaylı irsaliyeyi TIRPORT Mobil Uygulamasına yükleyemiyor, taşımada gecikme varsa yükün sahibi yeteri kadar önceden haberdar olabiliyor.

TIRPORT’un bir diğer dikkat çekici hizmeti kamyonlara ücretsiz olarak takmaya başlayacağı Araç Güvenlik Sistemidir(AGS). (www.agsteknoloji.net ) AGS ile araçlar birer Karakutu’ya sahip oluyor, kaza anındaki tüm görüntü ve yolculuk bilgileri otomatik oluşturulan dinamik raporla bulut ortamına aktarılarak; araç ve yük sahiplerine, aracı sigortalayan sigorta firmalarına anında kaza bilgilerine ulaşabilmesi sağlanıyor. AGS ile yük verenler ve kamyon sahipleri kendilerini güvende hissederken, araç sahipleri ciddi sigorta indirimleri alabiliyor.

Önümüzdeki 3 yıl içinde günlük 20 binin üzerinde taşımaya aracılık yapmayı hedefleyen TIRPORT, bölgenin en büyük lojistik yönetim platformu olmayı hedeflemektedir.

29 Mart 2017 Çarşamba

Haliç’e sevdamız için Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn’u açtık...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


-İki yıl önce Mövenpick markasını Haliç’e taşıyan Akgel Gayrimenkul, bölgenin geleceğine inanmakla kalmıyor, bu geleceği inşa etmek için yeni projeler geliştiriyor. Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn Genel Müdürü Ahmet Arslan, Haliç Platformu’nun yanı sıra, www.enjoygoldenhorn.com isimli online platformla bölgeyi sadece yurtiçinde değil yurtdışında da tanıtmaya kararlı olduklarını belirtirken, Haliç için geliştirilen pek çok projede aktif rol üstlendiklerini vurguladı. Arslan, Akgel Gayrimenkul olarak yeni yatırım planlarının olduğunu da açıkladı

Haliç bölgesinin turizm geleceğine inanarak, iki yıl önce Mövenpick markasını  bölgeye taşıyan Akgel Gayrimenkul, yeni yatırım planlarının yanı sıra, Haliç’i, hem Türkiye’de hem de tüm dünyada en gözde turizm destinasyonlarından biri haline getirmeyi amaçlayan projeleriyle de ön plana çıkıyor. Şirket, Haliç’in tanıtımı için kurulan platformlarda aktif rol üstlenirken, bu yönde online platformlar ile de öncülük yapıyor.
Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn Genel Müdürü Ahmet ARSLAN, Akgel Gayrimenkul’ün gelecekte sadece Türkiye’de değil, dünyada da önemli destinasyonlardan biri olacağına inanarak, iki yıl önce Mövenpick’i Haliç’e taşıdığına dikkat çekti. Bu noktada dünya çapında isim yapmış Mövenpick Hotels & Resorts markasının Türkiye’deki dördüncü oteli için Haliç bölgesinin seçildiğini vurgulayan Arslan, 40 milyon dolarlık yatırımla Haliç’in en iddialı otellerinden birine hayat vermekten büyük memnuniyet duyduklarını belirtti. Ahmet Arslan, zincir otel markası olarak Haliç bölgesindeki ilk 5 yıldızlı  yatırım olduklarını, Mövenpick markasından sonra bölgeye 4 markanın daha geldiğini vurguladı. Arslan, şu anda çoğu Haliç’in eşsiz manzarasına sahip 136 odanın yanı sıra gurme lezzetler sunan CulinArt Restoran, SkyDome Lounge & Bar, Serenity Wellness Center ve özel asansör kullanımına sahip 380 metrekarelik Golden Horn Balo Salonu başta olmak üzere 7 toplantı salonu ile hizmet verdiklerini belirtti.

DOLULUK ORANLARI HIZLA YÜKSELİYOR
Turizm sektörünün yaşadığı sıkıntılı dönemlerde bile Mövenpick  Hotel İstanbul Golden Horn’un doluluk oranlarının 2016 yılına göre hızla yükseldiğine dikkat çeken Arslan, bu yükselişi, Haliç’i tercih ederek çok doğru bir karar verdiklerinin kanıtı olarak değerlendirdi. Arslan, yüksek doluluk oranlarına ulaşmalarında önemli etken olarak uyguladıkları stratejilerin altını çizdi. Haliç bölgesinin ağırladığı yabancı turist profilinde Avrupa’nın yanı sıra Ortadoğu’nun ağırlık taşıdığını ve bölge için ifade edilebilecek “uygarlıklar buluşması”nın turist profiline de yansıdığını belirten Arslan, bu konudaki çalışmalarını ve ulaştıkları sonuçları şu sözlerle anlattı:
“Kuşkusuz, Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn’un ağırladığı turist profilinde Avrupa’nın yanı sıra Ortadoğu’dan gelen turistler de önemli bir yer tutuyor. Yaşanan olumsuzluklar, Avrupalı turist sayısında tüm Türkiye’de olduğu gibi Haliç’te de düşüşler yaratmış olsa da, Mövenpick markasının ve bizim stratejilerimizin etkisiyle otelimizde böyle bir durum söz konusu olmadı. Ayrıca, toplam misafir sayımızda yerli turist profili de yine önemli bir unsur. Ancak, biz, Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn olarak bu profil ile yetinmedik. Haliç’in dünyanın en önemli turizm destinasyonlarından biri olacağına dair inancımız ve hedefimiz doğrultusunda, turist profilindeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çalışmalarımızın bir sonucu olarak bugün İstanbul için bile yeni sayılabilecek turist profili olan Güney Amerika’yı hem bölgeye hem de otelimize kazandırdık. Özellikle Türk Hava Yolları’nın direkt uçuş olanağı sağladığı Arjantin ve Brezilya; ağırladığımız turist profilinde önemli bir yer tutuyor.”
Ulusal ve uluslararası platformlardaki tanıtım çalışmalarının yanı sıra özel hizmetleriyle 2 yıl içinde sadık bir misafir profili yarattıklarına ve bu profili giderek genişleteceklerine dikkat çeken Ahmet Arslan, bu doğrultuda Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn olarak misafirlerine konforlu bir konaklama deneyimi sunmanın yanı sıra Haliç’in güzelliklerini yaşama fırsatı veren hizmetlerine işaret etti. Arslan, bu hizmetler arasında Haliç’te kano - yelkenli gezileri ve eğitimi ile bölgenin karadan keşfi için düzenledikleri bisiklet ve yürüyüş turlarının özel bir ilgi gördüğünü anlattı.
Ahmet Arslan’ın dikkat çektiği bir diğer konu, Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn’un iş toplantıları için de yoğun bir şekilde tercih edilmesi oldu. Ağırladıkları toplam yerli ve yabancı turist profilinde iş adamlarının çoğunluğu oluşturduğunu belirten Arslan, farklı mimarisi ile dikkat çeken, en büyüğü 380 metrekare olan Balo Salonu ve 7 toplantı salonu ile hizmet verdiklerini kaydederek, “İş toplantıları için gördüğümüz büyük ilgide konumumuz kadar sunduğumuz hizmetler de son derece etkili” dedi. Arslan, işadamları için düzenledikleri motivasyon artırıcı etkinlikleri de yoğun ilgi görmelerindeki bir diğer etken olarak gösterdi. Bu kapsamda Haliç’in en önemli simgelerinden biri olan yelkenlilerle düzenledikleri organizasyonlara dikkat çeken Arslan, “İş adamlarımıza yelkenlilerin kullanımı için eğitim verirken, bir yandan da Haliç’in doyumsuz güzelliğini keşfetmeleri için geziler düzenliyoruz. Bu organizasyonlarımız misafirlerimiz için oldukça motive edici oluyor” diye konuştu.
Akgel Gayrimenkul’ün yeni turizm yatırım planlarına da işaret eden Ahmet Arslan, şirketin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ferruh Akgün ve Yönetici Ortağı Volkan Öngel’in İstanbul ve yakın çevresindeki coğrafyalar için çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.

HALİÇ PLATFORMU İLE YENİ VE PARLAK BİR GELECEĞE DOĞRU
Ahmet Arslan, Haliç’in parlak geleceğine işaret ederken, bu geleceğe hangi enstrümanlarla ulaşılacağı yönünde de değerlendirme yaptı. En önemli enstrümanlardan biri olarak; bölgeyi daha ulaşılabilir kılmak için geliştirilen ulaşım projelerine dikkat çeken Arslan, bu noktada Unkapanı-Haliç Tüp Geçit projesinin önemine değindi. Arslan, projeyle Haliç’in daha ulaşılabilir hale geleceğini belirtirken, Haliç için planlanan diğer projelere de işaret etti.
Bu projelerin hayata geçirilmesinde yeniden canlandırılan “Haliç Platformu”nun en önemli rollerden birini üstleneceğini vurgulayan Ahmet Arslan, 2015’te kurulan Haliç Platformu’nda Movenpick Hotel Istanbul Golden Horn’un yanı sıra, çevre oteller ile Haliç Kongre Merkezi’nin de destek verdiğini söyledi. Geliştirilen projelerle Haliç’in tarih, kültür, doğa ve spor alanında yeniden ve belki de daha güçlü bir şekilde turizmin gözde merkezlerinden biri haline geleceğini kaydeden Arslan, bu kapsamda Haliç kıyı bandında yürüyüş alanlarının oluşturulması, Haliç’in tarihi değerlerinin anlatılacağı ikonik tasarımlar, Leonardo da Vinci’nin Haliç için tasarladığı köprünün yapılarak Eyüp ve Pera’nın birbirlerine bağlanması, Haliç Su Sporları Merkezi’nin kurulması ve deniz taksi gibi çalışmaları gösterdi. Arslan, bunların yanı sıra henüz plan aşamasında olan diğer projelerin de hayata geçirilmesi ile Haliç’in gerçekten de sadece Türkiye değil, dünya düzeyinde en önemli turizm destinasyonlarından biri konumuna geleceğini söyledi.
Ahmet Arslan, diğer yandan Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn olarak hayat verdikleri www.enjoygoldenhorn.com online platformuna da dikkat çekti. Online site vasıtasıyla Haliç’in tanıtımını sadece ulusal değil, uluslararası çapta da gerçekleştireceklerinin altını çizen Arslan, uluslararası turizm fuarlarını da bu yöndeki önemli enstrümanlardan biri olarak gösterdi. Arslan, Mövenpick olarak katıldıkları uluslararası turizm fuarlarında otelden çok Haliç’in tanıtımına ağırlık verererek, bölgenin dünya çapında bir turizm merkezi olması yönündeki çalışmalarına büyük katkı sağladıklarını kaydetti.
Ahmet Arslan, bölgede hareketlenen otel yatırımlarının Haliç’te yarattığı değişimlere de dikkat çekti. Haliç Kongre Merkezi’nin son yıllarda daha aktif bir şekilde değerlendirilmeye başlamış olmasını bu yöndeki değişimlerden biri olarak gösteren Arslan, “Bu yatırımlarla birlikte organizatörler önceki yıllardan farklı olarak Haliç Kongre Merkezi yakınında ciddi bir yatak sayısı artışını fark etmiş oldular. Çünkü, merkezde düzenlenen kongrelere katılan misafirlerin ve üst düzey yöneticilerin artık konaklayabilecekleri pek çok otel söz konusu. Gelecek yıllarda daha da artacak yatırımlarla merkezin daha aktif kullanılabileceğini rahatlıkla ifade edebilirim” diye konuştu.

28 Mart 2017 Salı

AMERİKA’DA YILLIK KİRA GARANTİLİ YATIRIM FIRSATI....

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR





AMERİKA’DA YILLIK KİRA GARANTİLİ YATIRIM FIRSATI
ABD’nin Florida eyaleti Orlando bölgesinde ilk etabı 2018 yılının aralık ayında tamamlanacak Breeze De Mar gayrimenkul projesindeki konutlar Türkiye’de satışa sunuluyor. Disney Shop, Disney Eğlence merkezi, NASA Uzay Üssü gibi Orlando’nun outlet alışveriş ve eğlence merkezlerinin tam ortasındaki 900 bin metrekarelik alanda yapımına 2017 yılının aralık ayında başlanacak Breeze De Mar projesinin 1364 dairelik ilk etabında 56,5 m2  ile 113,5 m2 arasında değişen 4 tip konut bulunuyor. Projenin tasarımında ise Disneyland ve Universal Stüdyoları’nın tasarımını yapan dünyaca ünlü Valerio Mazzoli’nin imzası bulunuyor.

Almanya’da faaliyet gösteren ve birçok projeye imza atan Akpınar Sirketler Grubu şirketlerinden olan GAOK Invest LLC tarafından 230 milyon USD’lik yatırımla gerçekleştirilecek Breeze De Mar projesinde yer alan konutlar, tiplerine, manzalarına ve metrekarelerine göre 90 bin 400 USD’den başlayıp, 234 bin 600 USD’ye ulaşan fiyatlarla satışa sunulacak. Projenin tamamlanmasından sonra konutlar yılda 70 milyon turisti ağırlayan Orlando’da 2019 yılından itibaren resort/otel olarak faaliyet gösterecek ve böylece yatırımcısına yıllık kira geliri de sağlayacak.  Breeze De Mar projesine yatırım yapmak isteyenler peşin alımların yanında isterlerse yüzde 20’si peşin olmak üzere 5 yıldan 30 yıla kadar uzanan süre içinde GAOK Invest LLC’in sunduğu mortgage seçeneklerinden yararlanabilecekler. Taksitle ABD’de konut alanların mortgage taksitleri yüzde 10 garantili kira gelirlerinden düşülecek ve buradan kalan kısım da hesaplarına yatırılacak.  Bu ödemeler inşaatın tamamlanmasından sonra yapılacak tapu devri ve kiralamadan sonra başlayacak.

Bu projede ev sahibi olanlar dilerlerse 90 gün önceden bildirmek kaydıyla 2 hafta boyunca evlerinde kira ödemeden ücretsiz olarak kalabilirken, konutların bakımı ve kiralanması gibi konular ile de uğraşmayacaklar.

Breeze De Mar gayrimenkul projesinin tanıtım toplantısında proje ile ilgili bilgiler veren GAOK Invest LLC CEO’su Onur Kasar, ABD’de keyifli bir yaşam ve yatırım fırsatı sunduklarını belirterek “Türkiye’deki yatırımcılara uygun fiyatla Amerika’da yatırım yapma imkanı sunuyoruz. 12 ay sıcak havası ve güzel iklimiyle Orlando, Birleşik Devletlerin en çok turist ağırlayan bölgelerinin başında geliyor. Bu bölgede oteller tüm yıl boyunca yüzde 80 doluluk oranıyla çalışıyor. Yapımı devam eden konutlarımız tamamlandığında,  pek çok ünlü oteller zincirinin yaptığı gibi resort/otel olarak kiralama sistemini uygulayacağız. Böylelikle projeye yatırım yapanlara GAOK Invest LLC olarak yatırım miktarına göre yıllık yüzde 10 oranında net kira geliri sağlayacağız” dedi.

Kasar, yatırım yapacaklara piyasa şartlarının yüzde 30-40 oranında avantaj sağlayacaklarını belirterek “Projedeki konutlar otel konseptine uygun olarak modern mobilyalar donatılacak. Ayrıca resort stili yüzme havuzu, restaurantlar, gym, 6 butik, spa, beach voleybol sahası, kano ve kayak tesisi, market ve kafe de projede sosyal yaşam alanları olarak yer alacak” diye konuştu.

Reklam Yüzü Serdar Ortaç
ABD’nin Orlando bölgesinde yaşam ve yatırım fırsatı sunan Breeze De Mar projesinin reklam yüzü Serdar Ortaç eşi Chloe Ortaç oldu.

Proje Hakkında Bilgiler
Ev tipleri
1.Sirena  (Stüdyo)
Sirena A Tipi toplam 56,5 m2
Sirena B Tipi toplam 59,00 m2
2.Saga (1+1)
Saga A Tipi 61,50 m2
Saga BTipi 64,00 m2
3.Sedna (2+1)
Sedna A Tipi 90,00 m2
Sedna B Tipi 97,00 m2
4.Samadra (3+1)
3+1 Dublex toplam 113,50 m2

Projedeki Konut Fiyatları
Sirena A tipi $90.400 ‘den başlıyor
Sirena B tipi $97.900’den başlıyor
Saga A tipi $98.400’den başlıyor
Saga B tipi $105.400’den başlıyor
Sedna  A tipi $147.000’den başlıyor
Sedna B tipi $158.700’ den başlıyor
Samandra tipi $189.200’ den başlıyor

Mesafeler
Proje, Disneyland’a 5dakika,
Universal Studios,  Fuar ve Kongre Merkezine 20 dakika
Hava Alanına 30 dakika
Hard Rock Casino 40 dakika
Daytona, Cocoa Beach, Tampa, 45 dakika
Miami 3,5 saat
Şehir Merkezi (Downtown Orlando) 25 dakika

27 Mart 2017 Pazartesi

Türkiye’nin en büyük OSB’si, Uyumsoft ERP’yi seçti...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Türkiye’nin en büyük OSB’si,
Uyumsoft ERP’yi seçti

 İkitelli OSB ile Uyumsoft arasında, “Uyumsoft ERP projesi” için imzalar atıldı
İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı, iş süreçlerini entegre bir yönetim sistemine kavuşturmak için Uyumsoft ERP’yi seçti.  
İkitelli OSB ile Uyumsoft arasında, geçtiğimiz günlerde, “Uyumsoft ERP Projesi” için imzalar atıldı. İmza törenine, İkitelli OSB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Şaban Gülbahar ve Uyumsoft Genel Müdürü Hüseyin Şahin ile her iki kurumun üst düzey yöneticileri katıldı.
Yıl içerisinde devreye alınacak olan Uyumsoft ERP projesinde, İkitelli OSB’deki farklı birimler tek bir program üzerinden entegre olarak yönetilecek ve aynı zamanda OSB’lere özgü fonksiyonlar da uygulamaya alınacak. Proje ile üyelerin memnuniyetinin arttırılmasına devam edilecek.     


300 bine yakın kişiye istihdam sağlıyor

30 bin işyeri, 300 bin çalışanı, yatırım değeri, üretimi, ihracatı, istihdamı ve ekonomiye katkısı ile İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye’nin en büyük Organize Sanayi Bölgesidir. Sektör çeşitliliğinde de dünya rekoru kıran İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde, yılda yaklaşık 7 milyar Dolarlık ihracat gerçekleştiriliyor.

Uyumsoft, 20 yıldır yazılımda lider  

Yazılım, danışmanlık, i-Dönüşüm ve e-Devlet projelerinin lider firması Uyumsoft, 20 yıldır ülkemizin yanı sıra, Avrupa ve Türki Cumhuriyetlerde başarılı projelere imza atıyor.
500’ün üzerinde Kurumsal İş Sistemleri (ERP, CRM, HRM, BI vd) projelerini hayata geçiren Uyumsoft, aynı zamanda, e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter uygulamalarında 6.000’nin üzerindeki müşterisine lider entegratör firma olarak hizmet veriyor.

İkitelli OSB’de gerçekleşecek proje kapsamında, muhasebe, satış, envanter yönetimi, satın alma ve bordro gibi standart ERP iş uygulamalarının yanı sıra, Uyumsoft’un OSB’lere özgü (Üye Takip Sistemi, Sayaç Yönetimi, İmar – İskan Yönetimi, Aidat Yönetimi, Çevre ve Güvenlik Yönetim Sistemi, Üye İlişkileri Yönetimi, Küşat Yönetimi, Doküman Yönetimi) fonksiyonları ile e-Devlet uygulamaları yer alacak.  Bu modüller sayesinde, İkitelli OSB’de, alt ve üst yapıya ilişkin tüm süreçler daha hızlı ve geriye dönük olarak raporlanabilir biçimde takip edilebilecek.

21 Mart 2017 Salı

Lojistik sektörü, “TIRPORT ile uberleşiyor”


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Lojistik sektörü, “TIRPORT ile uberleşiyor”

Lojistik firmaları “kamyoncuyu”,
Kamyoncular “yükü” dijital olarak buluyor

Lojistik sektörü TIRPORT ile ‘dijital dönüşüm’ çağını yakalıyor. Lojistik firmaları ve kamyoncuları, dijital platformunda buluşturan TIRPORT “yükCEPte” sloganıyla, sektörü önemli bir ‘dijital dönüşüm’ fırsatına çağırıyor.
Son aylarda lojistiği Uberleştiren ve “yükCEPte” sloganıyla sektörün gündemine oturan TIRPORT, lojistiğin taraflarını mobil telefonlarda buluşturan yenilikçi iş modeliyle, Türkiye’den çıkan ilk milyar dolarlık StartUp olma yolunda ilerliyor.


Lojistikte iş modeli, “Uberleşiyor”

Türkiye’nin StartUp’ı TIRPORT, geliştirdiği dijital teknoloji çözümleriyle, lojistik sektörüne “Uberleşme” ve çağı yakalama imkanı sunuyor. Son yıllarda “Uberleşme” (Uberization) kavramı, yoğun olarak karşımıza çıkıyor. Uberleşme, eski geleneksel yapıları hızla mobilize olmaya, konum tabanlı ve gerçek zamanlı bir iş modeline çekiyor. Bu dönüşümü başaranlar, hem milyonlarca kullanıcıya doğrudan ulaşabiliyor, hem de yönetimsel giderlerinde göz ardı edilmeyecek bir kazanç sağlıyor. Özetle, ülkemizin StartUp’ı TIRPORT, lojistik sektörüne dijital dünyanın kapısını açmaya hazır.

Gençlerde, akıllı telefon kullanım oranı %93’ü buldu

Yeni nesil iletişim, kendi “dijital pazaryerlerini” ve bu zengin potansiyelleri keşfedip gerçekleştiren “StartUp”ları doğurmaya başladı. Ülkemiz bu yeni küresel rüzgarla başarı yakalamaya aday en uygun ülkelerden birisidir. Genç dinamik nüfus, katlanarak artan internet ve akıllı telefon kullanımı, dikkat çeken bir altyapı sağlıyor. Nitekim son araştırma verilerine göre, dünyada akıllı cep telefonu ve internet kullanımı “artışında” Türkiye birinci sıradadır. Bu yüksek artış grafiğinde genç nüfusumuzun büyük etkisi vardır. PEW araştırma merkezinin verilerine göre, Türkiye’de 18-34 arası gençlerde akıllı telefon kullanım oranı %93 olarak veriliyor. Akıllı telefon kullanımı ise 2012 verilerinde %13 iken, 2016’da %60’lara yaklaşıyor ve katlanarak artmaya devam ediyor.

Sektörde her 10 kamyondan 9’u şahıslara ait

Türkiye lojistik sektöründe, özmal oranı %10’un altındadır. Başka bir ifadeyle, firmaların çalıştıkları, her 10 kamyon/TIR’dan 9’u şahıslara aittir. Her gün yaklaşık 900 bin yüklemenin yapıldığı sektörde, her an hazır ve güvenilir kamyoncu bulmayı yönetmek zordur. TIRPORT platformunda, özellikle lojistik firmalarının hayati ihtiyacı olan güvenilir ve çalışmaya hazır “kamyoncu bulma ihtiyacı” çözümlenirken, diğer tarafta da kamyoncuların “yük bulma ihtiyacı” birkaç tıklamayla, TIRPORT mobil uygulamasında çözüme kavuşuyor. Lojistik firmaları “kamyoncuyu”, kamyoncular “yükü” dijital olarak buluyor.

Editöre bilgi:
Lojistik sektörü, dijital dönüşümün son zamanlardaki yükselen yıldızı olarak kendini gösteriyor. Geride bıraktığımız 2016 yılında MAERKS, UPS gibi birçok dünya devi lojistik firması, ya kendi bünyelerinde dijital dönüşüm çözümleri geliştirmeye başladı, ya da bu alanda başarısını ispatlamış startupları satın aldı. Örneğin, UPS 2016 Ağustos ayında, günlük 30 bin adet yüklemeye aracılık yapan Amerika’nın web tabanlı lojistik brokerı Coyote’yi 1.8 milyar USD’ye satın aldı. Ayrıca, 2016 sonunda e-ticaret konusunda kendisini ispat etmiş dünya devlerinden Amazon bile, lojistik sektöründeki bu değişim ve dönüşümde aktör olarak yer alacağını açıkladı. Yine dünyada, “-bana bir Uber çağır” paradigmasını yaratarak, 600’ün üzerinde şehirde hayatımızın bir parçası olan, sadece 5 yılda 60 milyar Dolar piyasa değerine ulaşan Uber firması da, lojistik sektörüne yatırım yapma kararı almıştır.

15 Mart 2017 Çarşamba

“Yurtdışında “güvenliyiz” yerine, “turizm markasıyız”

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Artaş İnşaat Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu,


“Yurtdışında “güvenliyiz” yerine, “turizm markasıyız” kavramına vurgu yapalım”

Artaş İnşaat Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu, yurtdışında “güvenli bir ülkeyiz” yerine, “turizm markasıyız” kavramına vurgu yapılması gerektiğini açıkladı.
Dünyada güvenli bir şehir veya ülkenin olmadığının altını çizen Recep Arifoğlu, şunları söyledi:
“Soruyorum size, dünyanın hangi şehri veya ülkesi %100 güvenli? Maalesef dünyada bu denli güvenli, bir ülke veya şehir yok. Amerika, Fransa, Almanya dahil dünyanın herhangi bir yerinde terör olayı yaşanabiliyor. Terör, tüm dünya ülkelerinin başında olan ciddi bir sorun. Türk turizmciler olarak, son bir yılı aşkın süredir, “güvenli bir ülkeyiz” açıklamalarını yapıyoruz. Eğer, dünyanın hiçbir yeri güvenli değilse; bizlerin yaptığı bu açıklamalar sonuçsuz kalabiliyor. Öyleyse, bizler de gündemlerimizi değiştirelim. İmparatorluklara başkentlik yapan, medeniyetlerin beşiği Türkiye’nin, turizmde marka bir ülke olduğunu vurgulayalım. Türkiye kadim bir ülke ve her şeyin bir hikâyesi var. Kısaca, sahip olduğumuz tarihi, kültürel hazinelerimizi, doğal güzelliklerimizi, eşsiz lezzetlerimizi, Türk misafirperverliğimizi anlatalım. Çünkü sahip olduğumuz zenginliğimizi, dünya genelinde henüz bilmeyen milyarlarca insan var.” dedi.


2018’de, 3.Havalimanı ve Galataport turizme ivme kazandıracak

Bir yılı aşkın süredir daralma yaşayan İstanbul turizminin, 2018 yılında tamamlanması planlanan 2 projeyle yeniden yükselişe geçeceğini anlatan Recep Arifoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Yapım maliyeti 10 milyar 247 milyon Euro olarak öngörülen 3.Havalimanı’nın 2018 yılı sonunda tamamlanması hedefleniyor. Yaklaşık 4.5 milyar Lira yatırım yapılacak olan Galataport projesinin ise 2018’in son çeyreğinde tamamlanması planlanıyor. Bu iki projeyle, turizm sektörümüz yeniden atağa geçecektir. Nitekim İstanbul otellerinde, 100 Euro’dan, 55 - 60 Euro bandına gerileyen gecelik oda fiyatları da, 2018’den sonra yükselişe geçerek rayına oturacaktır.” diye konuştu.
Bugüne kadar Irak krizi, deprem krizi gibi birçok krizi yaşadıklarını hatırlatan Recep Arifoğlu, sektör temsilcileri olarak krizlere hazır olduklarını, moralleri bozmadan ve daha çok çalışarak üstesinden geleceklerini kaydetti.

Nisan’dan sonra Ortadoğulu misafirleri ağırlayacak

İstanbul’un tarihi yarımadasında bulunan BW PLUS The President Hotel ve BW Citadel Hotel’in, iki yıl öncesine kadar ağırlıklı olarak Avrupalı turistlere hizmet verdiğini ifade eden Recep Arifoğlu, şuan ağırlıklı olarak Ortadoğulu turistlere hizmet vermekte olduklarını söyledi. İstanbul’daki her iki otelde Nisan itibariyle dolulukların artacağını ve Ortadoğu’dan misafirlerin geleceğini kaydeden Recep Arifoğlu, şunları belirtti:
“Son, 1.5 - 2 yıldır tesislerimizde, Suudi Arabistan başta olmak üzere Ortadoğu’dan gelen konuklarımızı ağırlıyoruz. Bu yıl, yeni destinasyonlar olarak, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Ürdün, Lübnan’dan daha fazla turist alacağız. Bugün Avrupa’nın en güzel şehirlerinden birisi İstanbul’dur. Prag’ı 2 günde gezebilirsiniz. Ama İstanbul’a bir hafta yetmez” dedi.
İstanbul’un turizmde hak ettiği yeri alamadığını anlatan Recep Arifoğlu, bir öneri olarak da, 1 ay süren İstanbul Shopping Fest’in, 2 ay gibi daha uzun olmasını veya yılda 2 kere yapılmasını ve kültürel etkinliklerin arttırılmasını tavsiye ederek sözlerini tamamladı.

14 Mart 2017 Salı

LUX* Bodrum Resort & Residences,Mayısta açılıyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


MYC Partners'in 75 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirdiği ve dünyaca ünlü otel zincirlerinden LUX* tarafından işletilecek olan LUX* Bodrum Resort & Residences, içerisinde 85 otel odası, 19 residence ve 1 adet beach villa ile 83 bin metrekarelik satılabilir alan ile hizmete girecek.
 Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akdoğan, LUX* Bodrum Resort & Residences'ın tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son yıllarda zor bir dönemden geçtiğini ama buna rağmen birçok yatırıma imza attıklarını söyledi.
Ülkemizden umudumuzu hiç yitirmedik, tam tersine artık buna çok daha güçlü bir şekilde inanıyoruz." diyen Akdoğan, Kanada'dan vatandaşlık daveti aldıklarını, ancak gitmeme kararı verdiklerini, her şeyleri ile Türkiye'ye inandıklarını kaydetti.
Akdoğan, Bodrum'daki projelerinin İtalya'daki bir yarışmada dünya ikincisi olduğunu anımsatarak, söz konusu projenin birçok grubun dikkatini çektiğini, taliplilerinin arasında Trump'ın da olduğunu anımsattı.
Ancak o dönemde Trump'ın söylemlerinden dolayı, ortaklığı düşünmediklerini aktaran Akdoğan, daha sonra işletme için LUX*'ta karar kıldıklarını dile getirdi, söz konusu proje için yola çıkarken 60 milyon dolar yatırım yapmaya karar verdiklerini, ancak yatırım tutarını sonradan 75 milyon dolara çıkardıklarını kaydetti.
"Hangi Rus, hangi Alman Türkiye'den daha iyi bir yer bulabilir?" diyen Akdoğan, "Bu sene İspanya'ya gittiler ama çok yüksek fiyata düşük kalitede hizmet aldılar. Yunanistan'a gittiler, eski yerler yüksek fiyata satıldı. Her şeyin en iyisini en uygun fiyata alabilirseniz, sıkıntılar geçici olur. Türkiye bu süreci atlatacak. Gelecek dönemde Türkiye onlar için yine en önemli merkez olacak." ifadelerini kullandı.


Yaptıkları bu yatırımın ülke ekonomisine ve Türkiye'ye duydukları güvenin bir göstergesi olduğunu vurgulayan Akdoğan, LUX* Bodrum'dan rezidans satın alan yatırımcıların satın aldıkları evleri tekrar LUX*'a kiralama yoluyla aylık kira gelirlerini büyük oranda arttıracaklarını ve zamanla LUX* Resorts & Hotels markasının desteği ile konutlarının piyasa değerlerinin dolar bazında artacağını kaydetti.
Dolayısıyla bu satın alma sıradan bir yazlık sahibi olmanın ötesine geçip bir yatırım aracı olarak değerlenecek. Bodrum'un turizm için yarattığı değer ve lokasyon avantajını göz önüne aldığımızda, ne kadar doğru bir yatırım yapmış olduğumuzu daha iyi anlıyoruz. Hayata geçirdiğimiz bu proje sayesinde turizm sektörünün canlanma sürecinde biz de katkıda bulunmak istiyoruz."
LUX* Uluslararası Satış Direktörü Sydney Pierre ise LUX*'ı Mauritius, Reunion Adaları, Maldivler ve Çin'den sonra Türkiye'de hizmete sunacakları için çok mutlu olduklarını ve gurur duyduklarını söyledi.
LUX* Bodrum'u global büyümemizin önemli bir adımı olarak görüyoruz, bu yatırım Avrupa'daki ilk yatırımımız olma özelliğini de taşıyor.
650 metrelik beyaz kum plajıyla, huzurlu bir tatil sunan LUX* Bodrum’da misafirlerin kendilerini daha hafif ve daha aydınlık hissetmesi için tüm seçenekler sunuluyor.




13 Mart 2017 Pazartesi

Radisson Blu Hotel Kayseri’den, “En Güzel Yıllara” %10 İndirim Fırsatı..

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Radisson Blu Hotel Kayseri’den,
“En Güzel Yıllara” %10 İndirim Fırsatı

Kayseri’nin gözde mekanı
Radisson Blu Hotel Kayseri, 55 yaş üzeri misafirlerini de unutmadı.
Otel, en güzel yıllarını yaşayan 55 yaş ve üstü misafirlerine %10 indirim fırsatının yanında Sağlık Kulübü kullanımı, açık büfe kahvaltı ve yüksek hızlı Wi-Fi bağlantısını da ücretsiz olarak misafirlerine sunmaktadır. Ayrıca kampanyadan yararlanan misafirlere tüm ekstralarından da %20 indirim imkanı verilmektedir.
Kayseri’nin en yeni 5 yıldızlı olan Radisson Blu Hotel Kayseri,  mimarisi, konforlu ve normalden geniş odaları ve yüksek kaliteli hizmetiyle, Avrupa başkentlerinin yüksek standartlarını misafirlerine sunmaktadır.
Kayseri’nin en yüksek binası da olan otelin en üst katındaki Roof Restaurant ve Roof Lounge Erciyes’in nefes kesen manzarasının yanında Dünya, Türk ve Kayseri mutfaklarının muhteşem lezzetlerini de misafirlerine sunmaktadır. Özellikle et yemekleri ve yerel tadlarda iddialı olan Radisson Blu Hotel, Kayseri mutfağı, PatiSera bölümünde sunduğu tatlı ve pastalarda da aynı iddiayı sürdürüyor. İki bölümden oluşan PatiSera misafirlerine hem içerde hem de dışarıdaki tamamı camdan yapılmış Kış Bahçesi’nde  oturma seçeneklerini de sunmaktadır. Otelin ikinci kış bahçesi ise yaklaşık 200 çeşidin sunulduğu açık büfe kahvaltı salonunda bulunmakta olup,  misafirlerine keyifli anlar yaşatmaktadır.

Hem Erciyes’e hem de Kapadokya’ya yakınlığıyla, 55 yaş üstü misafirlere en güzel yıllarını daha keyifli yaşama fırsatı sunan Radisson Blu Hotel Kayseri’nin %10’luk indirim fırsatını kaçırmayın.

Rezervasyon ve daha fazla bilgi için
(+90) 352 315 50 00 no’lu telefonu arayabilir,
info.kayseri@radissonblu.com adresine mail atabilir
veya www.radissonblu.com/en/hotel-kayseri Web adresini ziyaret edebilirsiniz.

11 Mart 2017 Cumartesi

Lidya Grup, Epson ürünleri için Bursa’ya bayi atadı ,,,

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Lidya Grup,
Epson ürünleri için Bursa’ya bayi atadı

Baskı sektörünün lideri Lidya Grup, teknolojik üstünlükleri ve kapsama alanlarıyla dünya devleri arasında yer alan Xerox, Epson ve Efi markalarının Türkiye distribütörüdür. Türkiye genelinde 4 şirketi ve gruba bağlı 5 bölge müdürlüğüyle 23 ile direk satış ve hizmet sağlayan Lidya Grup, bugüne kadar Epson ürün grubunda ülke geneline 7 bayisiyle hizmet götürdü. Lidya Grup, Şubat ayının son haftası, Transteknik Bursa firmasıyla yaptığı anlaşmayla, 8.’ci bayisini Bursa’ya atadı. Epson geniş format baskı makinaları ürün grubu için atanan Bursa bayisi, Bursa ilinin yanı sıra, Eskişehir, Bilecik Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerinden de sorumlu olacaktır. Bursa ve Eskişehir illerinde ofisleri olan Bursa bayisi, önümüzdeki günlerde Balıkesir’de de ofis açmayı planlıyor.



Yatırım yapmaya ve büyümeye devam ediyoruz

Daima bardağın dolu tarafından bakarak, yatırım yapmaya ve büyümeye devam ettiklerini anlatan Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:
“Şartlar ne olursa olsun, daima büyümeye odaklanıyoruz ve her yıl büyüyerek yolumuza devam ediyoruz. Bölge müdürlüklerimize ve bayi ağımıza sürekli yatırım yapıyoruz. Nitekim geçtiğimiz yılı makine satışlarında %50 büyümeyle kapatmıştık. Rekor denebilecek olan bu başarıyı, bu yıl da göstermeyi hedefliyoruz. Bu yıl, dolar bazında  %25 büyüme planlıyoruz” dedi.
Lidya Grup’un çözüm sunan bir iş ortağı olduğunu belirterek sözlerine devam eden Bekir Öz, şunları kaydetti: “Lidya Grup olarak, müşterilerimize yeni iş fikirleri verirken, yatırımlarının da doğru yönlendirilmesine değer katıyoruz. Firma olarak, kesinlikle klasik bir distribütör değiliz, çözüm sunan bir iş ortağı olma gayreti içerisindeyiz. Müşterilerimizi, kendi finansman modellerimiz ile destekleyerek, yatırımların önünü açmayı sürdürüyoruz” diye konuştu.

Kazanmak için satmanız lazımdır, oturarak başarı elde edilemez

“Kazanmak için satışlarınızı arttırmanız gerekir, oturarak ve bekleyerek başarı elde edilemez” diyerek sözlerine başlayan Lidya Grup Yönetim Kurulu Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları belirtti:
“Para, güvenli limanlar arar ve güvendiği limanlara gider. Son dönemlerde yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen, ülkemizde çok nitelikli ve sağduyulu geniş bir kitle bulunuyor. Bu inanç ve çalışma istediği de, ülke ekonomimizde başarıya ulaşmamızın yolunu açıyor. Dünyada, rekabetin boyutları her geçen gün artmaktadır. Bu mücadeleden büyüyerek çıkabilmeniz için nitelikli kadrolara ve doğru öngörülere ihtiyacınız var. Bir yandan maliyetler artarken, diğer yandan rekabet nedeniyle fiyatlar düşüyorsa, dünü yakalamak için dünden daha fazla satmak gereklidir. 2017 yılı tüm zorluklarına ve belirsizliklerine rağmen, fırsatları barındırdığına da inanmaktayız ve stratejileri buna göre oluşturmaktayız. Verimli çalışmalı ve kalite normlarını geliştirmeliyiz.  Bunu başaran herkes, başarıya ulaşabilir” şeklinde konuştu.

9 Mart 2017 Perşembe

Haymana suyundan gelen mucizevi güzellik....

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR





HAYMANA'DA DÜNYANIN
EN ÖZGÜN VE DEĞERLİ SUYU

Haymana suyundan gelen mucizevi güzellik

Haymana Belediye Başkanı Özdemir Turgut; "Haymana termal suları, cildi gençleştirici, yaşlılık geciktirici özelliğinin yanı sıra romatizma, kalp ve kan dolaşımı, nevralji, solunum yolu, kadın hastalıkları, sinirsel ve kas yorgunluğu hastalıklara iyi geliyor. Aynı zamanda içildiği takdirde mide, karaciğer, safra kesesi ve pankreas üzerinde olumlu etki yapıyor."

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeki Karagülle; "Haymana Termal Suları cildi besleyen, gençleştiren özelliği ile dünyanın en iyi ve birinci suyu."


Haymana Belediye Başkanı Özdemir Turgut'a,  İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı tarafından hazırlanan uluslararası geçerliliği olan "Dünyanın en iyi Suyu Tescil" belgesi takdim edildi

Cilde faydalı özellikleriyle dünyadaki en iyi termal sularından Haymana termal suyun tanıtımı için Fenix İstanbul'da bir basın toplantısı düzenlendi. Sunuculuğunu Ayşenur Yazıcı'nın yaptığı toplantıda konuşan Haymana Belediye Başkanı Özdemir Turgut, Haymana'nın köklü bir tarihi geçmişe sahip olduğunu belirterek, kaplıcaların hak ettiği değerinin ulusal ve uluslararası platformda tanıtılması, bilinirliliğinin artırılması böylece kaplıca termal turizminin güçlenerek ekonomik bir katma değer yaratması amacıyla bir araya geldiklerini söyledi. Haymana turizmini, 'Haymana'ya Hoş geldin' kampanyası ile en kısa sürede canlandıracakları sözünü verdiklerini hatırlatan Turgut, Haymana'nın şifalı sularının önemini anlattı. Turgut, şunları kaydetti:
"Hem banyo kürü olarak hem de içilerek şifa veren Haymana suyunun içindeki mineraller eşsiz, sihirli bir bileşime sahip. Bikarbonat, kalsiyum, sodyum, magnezyum ve karbondioksitten oluşuyor. Haymana termal suları, cildi gençleştirici, yaşlılık geciktirici özelliğinin yanı sıra romatizma, kalp ve kan dolaşımı, nevralji, solunum yolu, kadın hastalıkları, sinirsel ve yorgunluğu hastalıklarına iyi geliyor. Aynı zamanda içildiği takdirde mide, karaciğer, safra kesesi ve pankreas üzerinde olumlu etki yapıyor."
İlçede 3'ü belediyeye 10'u özel sektöre ait 13 tesisleri bulunduklarını ifade eden Turgut, "Bugün dünyada çok önemli bir turizm faaliyeti haline gelen kaplıca termal konusunda çok önemli bir yere sahip olan Haymana, özellikle son yılllarda cilt gençleştirici özelliğinin daha da yayılmasıyla kadınlardan daha çok talep görmeye başladı. Amacımız, dünyanın en iyi kaplıca suyu olan Haymana şifalı sularımızı dünyaya tanıtmak." diye konuştu.
 Haymana suyu şifa dağıtıyor


İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeki Karagülle de, Haymana termal suyun kalitesini bilimsel verilerle açıkladı. Karagülle, Haymana Kaplıcaları suyunun içeriğindeki karbonat, florür, krom, bakır, çinko, kalsiyum ve magnezyumun cilt için en ideal bileşme sahip olduğuna dikkati çekerek, "Haymana Termal Suları cildi besleyen, gençleştiren özelliği ile dünyanın en iyi ve birinci suyu." dedi.
Karagülle, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde de şifasından faydalanılan Haymana termal sularının romatizmal hastalıklardan metabolizma hızlandırmaya kadar birçok sorunun çözümünde faydalı olduğunu vurguladı. Karagülle, "Haymana termal suları cilde bir ışıltı kazandırmakla kalmayıp uzun süreli güzellik ve anti-aging özelliği ile de ön plana çıkıyor. Haymana suyundaki çinko, krom ve bakır değerleri ile cilt fonksiyonu desteklenir. Cilde en iyi dengeyi sağlayan ve birbirini destekleyen mineraller kalsiyum ve magnezyum minerallerindeki orandır." ifadelerini kullandı.
Toplantıda Karagülle tarafından, Haymana Belediye Başkanı Özdemir Turgut'a,  İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı tarafından hazırlanan uluslararası geçerliliği olan "Dünyanın en iyi Suyu Tescil" belgesi takdim edildi.

 Haymana suyunun faydaları
Uluslararası Şifalı Su Kaynakları Araştırma Merkezi'nin 30 ülkeyi kapsayan çalışmasına göre dünyanın en kaliteli termal suyu olan Haymana termal suları, pek çok faydasının yanı sıra ciltte yaşlanmayı geciktirme özelliği ile dikkati çekiyor. Haymana suyundan gelen mucizevi güzellik dünyanın en kaliteli suyu olarak gösterilen Haymana Kaplıcaları, pek çok hastalığa iyi gelmesinin yanı sıra cilt gençleştirici özelliğiyle dikkat çekiyor.
Haymana termal suları bu özelliği ile uzmanlar tarafından doğanın bir armağanı olarak görülüyor. En önemli geliri termal sularına gelen turizm olan Haymana'da 2 bin kişilik termal yatak kapasitesi bulunuyor. Ayrıca fizik tedavi merkezleri de bulunan ilçe bugünlerde anti-aging-wellness turizmi için de ilgi odağı haline geldi.
Haymana termal suları, araştırmalara göre tarih boyunca bölgeye yerleşenlerin suyunun şifasından yararlandığı ve bulgulara göre MÖ 25 yıllarında Romalıların şifa ve güzellik merkezi olarak kullanılmış.
Hem içilerek hem de banyo kürü ile şifa veren Haymana suyunun bileşimi; bikarbonat, kalsiyum, sodyum, magnezyum ve karbondioksitten oluşuyor. Haymana termal suları; cildi gençleştirici, yaşlılık geciktirici özelliğinin yanı sıra romatizma, kalp ve kan dolaşımı, nevralji, solunum yolu, kadın hastalıkları, sinirsel ve kas yorgunluğu hastalıklarına iyi geliyor. İçildiği takdirde mide, karaciğer, safrakesesi ve pankreas üzerinde olumlu etki yapıyor. İlçede belediyeye ait Medrese ve Seyran kaplıcaları ile Cimcime Sultan Termal tesisleri olmak üzere 3 adet şifalı kaplıca bulunuyor.

7 Mart 2017 Salı

İstanbul tatili, fırsat sunuyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



İstanbul’da oda fiyatları, 
3 yıl önceki fiyatına, 3 yıl sonra ulaşabilecek

Hem fiyatları, hem doluluklarıyla iki yıl öncesine kadar Avrupa’nın zirvesinde oynayan İstanbul’daki oda fiyatları, son bir yılı aşkın süredir yaşanan kriz nedeniyle düşüş yaşadı. 100 Euro’yu geçen ortalama gecelik oda fiyatı, 55- 60 Euro bandına kadar geriledi.
Sektörün geçmiş yıllarda yaşadığı görkemli günlerine dönmek için zamana ihtiyacı olduğunu kaydeden BW PLUS The President Hotel Genel Müdürü Burak Aydın, şunları söyledi:



“Turizmciler olarak, daima iyimseriz, morallerimizi yüksek tutarak elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Tesislerimize gelen yerli ve yabancı misafirlerimize, en kaliteli hizmeti sunuyoruz. Otellerimizde, bu yıl bir sıçrama yılı olmasa da, geçtiğimiz yıldan daha iyi bir yıl olacaktır. Bildiğiniz üzere, oda fiyatlarında ve doluluklarda ciddi bir düşüş yaşanmıştı. 2013 ve 2014 yıllarında verdiğimiz fiyatları, ancak 2020’den sonra yakalayabiliriz. Diğer bir deyişle, 3 yıl önceki fiyatlarımıza, en erken 3 yıl sonra ulaşabileceğiz” dedi.

İstanbul tatili, fırsat sunuyor

İstanbul’un vazgeçilmez bir kültür başkenti olduğunu anlatan Burak Aydın, gelmek isteyenler için ekonomik fırsatların olduğunu söyledi. İstanbul’u görmek isteyen veya daha önce gelip bir kez daha gelmeyi isteyenlerin, uygun fiyatları nedeniyle kente ilgisinin devam ettiğini ifade eden Burak Aydın, şunları kaydetti: 
“Son biri yılı aşkın süredir, terör olayları nedeniyle sıkıntı yaşadık. Terör, sadece bizlerin değil, tüm dünya ülkelerinin de başında olan ciddi bir sorundur. Nitekim günümüzde insanlar, terörün dünyanın herhangi bir noktasında yaşanabileceğini biliyor. Özetle, son dönemlerde, İstanbul’daki fiyat gerilemesini fırsata çevirmek isteyen Ortadoğu menşeli turistler başta olmak üzere, Avrupa ve hatta dünya genelinden ülkemize gelmek isteyenlerin ilgisini yeniden çekmeye başladık. Mart ayının ortasından itibaren, özellikle huzur ve güven ortamının daha da yerleşmesiyle birlikte, otellerimizde daha yoğun günler yaşayacağız. Örneğin, Paris’te 2 günlük bir tatilin fiyatı, normal fiyatına göre %50 daha ekonomik olsa, sizce talep almaz mı? Şuan, kültür mirası İstanbul’u, ziyaret etmenin tam zamanı” diye konuştu.

Avrupalı turistler yerine, Ortadoğulu turistleri ağırlıyoruz

Ülkemizin hizmet kalitesi ve misafir memnuniyetinde, dünyada liderler arasında olduğunu belirten Burak Aydın, konuşmasına şöyle devam etti: “İş ve tatil amaçlı, çeşitli ülkelere gidiyoruz ve gittiğimiz ülkelerdeki hizmet kalitesine bakınca, bizim çok daha ileri bir noktada olduğumuzu görüyoruz. Tesis olarak, iki yıl öncesine kadar daha çok Avrupalı misafirlere hizmet verirken, şuan ağırlıklı olarak Ortadoğu’dan gelen misafirlerimize hizmet sunuyoruz. Otelimize gelen konuklarımıza, en iyi hizmeti vermek için ekip olarak üstün gayret gösteriyoruz. Bu yıl, Suudi Arabistan, Cezayir, Fas, Tunus gibi ülkelerden turistleri ağırlayacağız. Özellikle, Temmuz ve Ağustos aylarında ciddi doluluklar bekliyoruz” şeklinde konuştu. Avrupalı turistler erken rezervasyon yaptırırken, Ortadoğulu turistlerin son dakika rezervasyon yaptırdığını da kaydeden Burak Aydın, son dakika rezervasyonlarının sektörün önünü görmesini zorlaştırdığını belirtti.

Yurtdışı fuarlarda aktif rol alıyoruz

Yurtdışı fuarlarda, İstanbul ve Kayseri destinasyonları başta olmak üzere ülkemizin turizm potansiyelini tanıttıklarını ifade eden Burak Aydın, önemli turizm fuarlarına stand alarak katıldıklarını kaydetti. En son İspanya’da 18-22 Ocak tarihleri arasında düzenlenen Fitur Madrid Turizm Fuarına katıldıklarını anlatan Burak Aydın, 8 - 12 Mart tarihleri arasında Almanya’da düzenlenecek olan ITB Berlin 2017 Turizm Fuarına katılarak, standı ziyaret edeceklere, hem turizm potansiyelini ve sunduğu fırsatları anlatmaya devam edeceklerini, hem de son dönemlerde Avrupalı turistlerde oluşabilen olumsuz algının azalması için aktif çaba göstereceklerini sözlerine  ekledi.  

BW PLUS The President Hotel’de, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlanıyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



BW PLUS The President Hotel’de,
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlanıyor


BW PLUS The President Hotel’de, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel, saat:19.00- 23.00 arasında, Otelin 7.katında bulunan Teras Restoran’da düzenlenecek organizasyonda eşsiz lezzetler yer alıyor.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü menüsü, Türk Meze Tabağı, Ispanaklı Krep, Piliç But Kavurma, Türk Tatlı tabağı ve içecekten oluşuyor.


8 Mart Dünya Kadınlar Günü kişi başı: 50 TL
Ayrıntılı Bilgi ve Rezervasyon için: 0212 516 69 80


BW PLUS The President Hotel,
Tarihi İstanbul'un kalbi Beyazıt’ta yer alan BW PLUS The President Hotel, 1989 yılında açıldı. İstanbul'un tarihi eserleri ile iç içe yaşamak isteyenlerin, doğal güzellikleri sevenlerin tercih ettiği bir konaklama merkezidir. Konuklarının rahatı ve memnuniyeti, BW PLUS The President Hotel'in her zaman birinci ilkesi olmuştur.

2 Mart 2017 Perşembe

Lidya Grup’tan Balkanlara çıkartma ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Lidya Grup’tan Balkanlara çıkartma

Lidya Grup’un Epson ödülleri sahiplerini buldu

Teknolojisiyle baskı sektörünün dünya devleri arasında yer alan Xerox, Epson ve EFİ markalarının Türkiye distribütörü olan Lidya Grup, 24 - 26 Şubat tarihleri arasında Balkanlara çıkartma yaptı. Karadağ (Montenegro)’da, 25 Şubat’ta gerçekleşen ve Türkiye’den bayilerinin katıldığı toplantıda, Lidya Grup’un Epson ödülleri sahiplerini buldu. Buna göre, başarı ödüllerini farklı dallarda 3 bayi aldı.



Epson, ürettiği baskı kafaları ile dünyadaki birkaç firma arasında yer alıyor

Epson’un, sahip olduğu makine parkının dışında, ürettiği baskı kafaları ile dünyada ayrı yere sahip olan birkaç firmadan birisi olduğunu ifade eden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:
“Temsil ettiğimiz markalar arasında bulunan Epson, baskı sektöründe dünyanın lider firmaları arasında yer alıyor. Projeksiyondan fotoğrafa, iç ve dış mekandan tekstile kadar geniş bir makine ürün yelpazesi olan Epson’un, baskı kalitesi çok yüksektir. Epson’da bu yıl ciddi bir büyüme göstereceğiz. Geçtiğimiz yıl Epson’da başarı gösteren bayilerimiz arasından, ilk 3’e girenler, Karadağ’da yaptığımız etkinlik sırasında ödüllerini aldı” dedi.
Geçtiğimiz yılı tüm olumsuzluklara rağmen makine satışlarında %50 büyümeyle kapattıklarını hatırlatan Bekir Öz, bu yıl dolar bazında %25 büyüme hedeflediklerini kaydetti. Türkiye’nin geleceğine inandıklarının altını çizen
Bekir Öz, müşterilerini kendi finansman modeliyle destekleyerek yatırımların önünü açmaya devam ettiklerini açıkladı.

Epson, geniş bir ürün grubu ile faaliyet gösteriyor

Copy centerlardan matbaalara, reklam firmalarından mimarlık ofislerine, kamu kurumlarından fabrikalara kadar, Epson’un geniş bir müşteri grubuna hitap ettiğini anlatan Lidya Grup Yönetim Kurulu Danışmanı Rıza Başoğlu, özellikle iç ve dış mekan reklam pazarında, yüksek kalite ve değişken hacimli işlerde, baskı kalitesi nedeniyle Epson’un tercih edildiğini söyledi.
Son yıllarda reklam sektöründe ‘dijital baskının” payının arttığını ve hızla gelişimin devam ettiğine işaret eden Rıza Başoğlu, şunları kaydetti:
“Bunda, dijital baskının ilave müşteriler yaratması, müşterilere özel versiyon çözümler sunması, acil siparişlere cevap verilebilmesi ve hazırlık sürelerinin kısalığının rolü büyüktür. A4 kağıda baskıdan, ruloya ve plakaya kadar farklı materyallere baskı imkanı, iş farklılaşmasına ve gelişmesine katkı sağlamaktadır. Dijitalin camdan metale, brandadan kumaşa, ahşaptan duvara kadar farklı malzemeye baskı yapılabiliyor olması, baskının kişiye özel hale gelebilmesi anlamını da taşıyor. Örneğin, bireyler kendi tasarladıkları duvar kağıtlarını yaptırabilecek veya modacılar her elbiseye farklı bir desen hazırlayabilecek” şeklinde konuştu.
Lidya Grup’un Karadağ’da düzenlendiği organizasyona Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, sekiz bölgede ve yaklaşık 50 ilde faaliyette bulunan bayiler ile Lidya Grup üst yönetimi katıldı. Bu organizasyonla, 2017 yılı büyüme stratejileri ve hedefleri, iş ortakları ile gözden geçirildi. Bölgenin, tarihi ve kültürel değerleri ziyaret edildi.

Kamyonlara takılacak “Karakutu”lar görücüye çıktı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Kamyonlara takılacak “Karakutu”lar görücüye çıktı

TIRPORT geliştirdiği Araç Güvenlik Sistemi (AGS) ile kamyonlara, uçaklardaki gibi “Karakutu” standardı getiriyor.

TIRPORT’un, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’nun da desteğini alarak yürüttüğü projede, son aşamaya gelindi. Uçaklardakine benzer, tüm seyir güvenliğini kayıt altına alacak ve araçtaki gerçek zamanlı bilgilere anlık ulaşılmasını sağlayacak olan Araç Güvenlik Sistemi (AGS) adı verilen “Karakutu”lar kamyon ve araçlarda kullanıma hazır.

Trafiğe kayıtlı yaklaşık 850 Bin Kamyon ve TIR’ın olduğu ülkemiz, Avrupa’nın en büyük kamyon pazarı olma özelliğine de sahip.


Türkiye’de taşımanın %92’si karayoluyla yapılıyor. Fakat gerçek çarpıcı veri, yollardaki kamyonların %90’ının şahıslara ait olması. Bu oran, Amerika ve Avrupa’daki sektör verileri ile kıyaslandığında oldukça yüksektir. 1 milyonu aşkın insan evine ekmeğini doğrudan kamyonuyla götürüyor.

Her gün yaklaşık 900 bin kamyonun yük aldığı, 2 bini aşkın lojistik firmasının bu işin organizasyonunu yaptığı ülkemizde kamyonun ve yükün güvenliği son derece önemli.

TIRPORT, kamyonlara özel geliştirdiği, yüksek teknoloji gömülü Karakutusu ile; Yük Verenlerle yük taşıyan kamyonları ve üzerlerindeki yükü sigortalayan sigorta şirketlerini gerçek zamanlı ve konum tabanlı güvenlik zinciriyle birbirine bağlıyor.

Araç Güvenlik Sistemi (AGS), klasik Araç Takip Sistemi’nin üstüne bir dizi güvenlik donanımı ihtiva ediyor.

AGS’li “Karakutu”ların Özellikleri:

Yolda seyir halindeki kamyonlar, gerçek zamanlı ve konum tabanlı olarak dijital haritalardan izlenebiliyor. Duraklama, yavaşlama, hızlanma gibi bilgiler, konum tabanlı olarak sisteme kaydediliyor. Aracın kayıtlı bilgisi üzerinde, geçmişte hangi noktayı hangi hızla geçtiği, kamyonun nerede, ne kadar beklediği, sistemden görülebiliyor. Tüm bilgiler, bünyedeki GSM ve GPS modülleriyle anlık olarak bulutta tanımlanan güvenli veri tabanına aktarılıyor.
Entegre bluetooth sensörlerle, dorselerdeki ürünlerin gerçek zamanlı izlenmesi, gereken ısı ve basınç durumu gibi bilgileri anlık olarak takip edilebiliyor. Tanımlanan standartların dışında bir hareket olması durumunda, ürün ve taşımadan sorumlu şirketler, otomatik olarak sistem üzerinden ikaz edilebiliyor.
TIRPORT AGS’nin, kara kutusuna HD çekim yapabilen 4 kamera eklenebiliyor. Bu kameralarla, seyir hali önden ve arkadan kayıt altına alınabildiği gibi, arzu edilirse dorse-kabin içi de görüntülenebiliyor. Bu bilgiler, bünyedeki diskte 30 güne kadar muhafaza ediliyor. Ayrıca, yükün sahibi ve lojistik firması, istediği kamyonun seyir bilgilerine online olarak cep telefonu üzerinden ulaşıp izleyebiliyor.
Kara kutuyu “karakutu” yapan en önemli özelliklerden birisi de, bünyesindeki entegre G-Sensör (Darbe Sensörü). Bu sensör sayesinde, araç çok ani bir fren yaptığında veya kazaya uğradığında, kara kutu son 1 dakikaya ait seyir bilgileri ile kaza anından sonraki 30 saniyelik görüntüleri, anında bulut ortamındaki güvenli platforma gönderiyor. Bunun yanında yükün sahibi olan şirketi, taşımayı yapan lojistik firmasını ve o yük ile aracı sigortalayan sigorta firmasını bir anlık ileti ile anında ikaz ediyor, cep telefonuna gelen link tıklatıldığında ise kazanın dinamik raporu ve kaza anında kaydedilen tüm görüntüler izlenebiliyor. Seyir bilgilerine ulaşılabiliyor.
Bu kit ile; Yük Veren, kamyoncu ve sigorta firması bir platformda güvenlik çemberine alınıyor. Sigorta firması kazadan haberdar olmak için önüne kaza raporlarının gelmesini beklemiyor. İşlemler için zaman kazanıyor, gerçek-sahte kaza ayrımı yapılabiliyor. Sigorta firmasının riski normal seviyelere düşüyor.
Kara kutu takılı araçlarda, sigorta riskleri minimize oluyor. Sigorta firmalarından, her yıl sahte kaza raporları ile çalınan on milyonlarca liralık hasar ödemesi cepte kalıyor. Yine lojistik firmalarından çeşitli sahtecilik oyunlarıyla (sahte plaka-ruhsat vb. evraklı kamyon) çalınan yükler için ödemek zorunda kaldıkları tazminatlar son buluyor.


Özetle, TIRPORT tarafından geliştirilen ve hayata geçirilen bu sisteme, sigorta firmaları oldukça sıcak bakıyor. Son yıllarda, özellikle trafik sigorta primlerinin çok arttığı ülkemizde, bu durum sigorta firmaları ile araç sahiplerini karşı karşıya getirmişti.

Normal bir kamyonun trafik sigortasının 5-6 bin TL’lerde olduğu pazarda, kara kutu ile sigorta primleri düşecek. Yük ve yol güvenliği artacak. Ekmeğinin derdinde 7-24 direksiyon sallayan şoför ile tek amacı “hırsızlık” olan sahteciler, hızla sistemden ayıklanacaklar.