31 Mart 2021 Çarşamba

Gıda sektörü Lübnan’ı odağına almalı...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Lübnan’da un ve ekmek en büyük ihtiyaç

Ticari Diploması Yolculuğu’nun bu defa ki konuğu DEİK/Türkiye-Lübnan İş Konseyi Başkanı Abdülkadir Akkuş oldu. Lübnan ekonomisine ilişkin bilgiler aktaran Akkuş, ülkede en çok gıda ve sağlık ürünlerine ihtiyaç olduğunu söyledi. 

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ile Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) birlikte düzenlediği Ticari Diplomasi Yolculuğu toplantıların konuğu DEİK/Türkiye-Lübnan İş Konseyi Başkanı Abdülkadir Akkuş oldu.

EGD’nin Covid-19 salgını döneminde de ekonominin gündemde kalmasına destek olmak amacıyla yapılan toplantıda Abdülkadir Akkuş, Lübnan ile ilgili bilgiler verdi ve ekonomi gazetecilerinin sorularını yanıtladı.

Ekonomist Dergisi Editörü Özlem Bay'ın moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda, DEİK/ Türkiye-Lübnan İş Konseyi Başkanı Abdülkadir Akkuş, Lübnan ekonomisinin fotoğrafını çekti ve özellikle ülkenin temel ihtiyaç maddelerine büyük ihtiyaç duyduğu bilgisini verdi.

Türk markalarının Lübnan’da çok sevildiğini belirten Akkuş, “Özellikle gıda markalarımız ülkede çok seviliyor ve biliniyor. Bu nedenle sektörün Lübnan’a ürün satmak için seferber olması gerekiyor. Un, ekmek gibi temel ihtiyaç maddelerine duyulan ihtiyacı Türk firmaları karşılayabilir” dedi.

Abdülkadir Akkuş Lübnan ile ticari ilişkilerin çok eski tarihlerine dayandığını belirterek,  “Ancak Lübnan şu anda bir türlü hükümet kuramıyor. Hükümet kurulamadığı için dış destek alamıyor. Bir an önce ülkede hükümetin kurulması gerekiyor.  O zaman bu ülkede büyük fırsatlar gündeme gelebilir. Öncellikle sağlık ürünlerinde büyük bir ihtiyaç bulunuyor” diye konuştu.

Bu arada iki ülke arasında inşaat alanında iş birliği imkânlarının bulunduğunu belirten Akkuş, “14 bin Lübnanlı Türkiye’den konut aldı. Yine Lübnanlı girişimciler Türkiye’de yatırım yapmak istiyor. Biz bunlara yardımcı oluyoruz” değerlendirmesi yaptı.

Dış ticarete dair her şeyin masaya yatırıldığı  “Ticari Diplomasi Yolculuğu” toplantıları her hafta salı günü saat 11.00’de düzenleniyor. Her toplantıda DEİK’in bir İş Konseyi Başkanı ekonomi gazetecilerinin konuğu oluyor.


 Lübnan ile ilgili ek bilgilere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: 

https://www.kolayihracat.gov.tr/ulkeler/lubnan

https://ticaret.gov.tr/data/5ef635e013b8762b38e2ffc0/L%C3%9CBNAN%20%C3%BClke%20profili%202021%20mart.pdf

https://ticaret.gov.tr/yurtdisi-teskilati/orta-dogu-ve-korfez/lubnan/ulke-profi

Tüketicileri online alışverişten soğutan 20 hata.....


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



 EN SIK YAPILAN 20 HATA

Pandemi başladıktan itibaren bugüne kadar küçüklü büyüklü 40 bin yeni e-ticaret sitesi açıldığını ifade eden TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, “Pandemiyle beraber e-ticaret sektöründeki bu hızlı büyüme, sektöre hareket kazandırdığı gibi bazı hataların da göze batmasına neden oldu” dedi. Çiğdemli, altyapıdan kargo süreçlerine, reklamdan müşteri deneyimine kadar e-ticarette en sık yapılan ve tüketicileri online alışverişten soğutan 20 hatayı sıraladı. 

1-Bir e-ticaret sitesinin yapabileceği en hatalı davranışlardan biri, KVKK kapsamında izinli dahi olsa cep telefonu numaralarına devamlı mesaj atmak olacaktır. Potansiyel müşterinin alışveriş yapacağı varsa da bu kadar sık rahatsız edildiğinde yapmayacaktır. Bir site, SMS ve bildirim göndermek için izinli olduğu kendi kayıtlı müşterisine bile ayda birkaç seferden faza mesaj veya e-posta göndermemelidir. Mobil uygulama üzerinden ise haftada bir iki defadan fazla bildirim göndermek itici olur. 

2-E-ticaret sitesi kaotik bir temaya sahipse, hey yerden pop-up’lar, renkli kutular çıkıp duruyorsa, kullanıcı hiçbir şey satın almadan siteden çıkacaktır. Aynı şekilde sitenin çok yavaş olması, ödeme adımı dahil her kategoride uzun süre beklemek zorunda kalması da kullanıcı deneyimini negatif yönde etkileyecektir. Siteye mobilden giriş yapan kullanıcıya masaüstü site gösterilmesi de siteden derhal çıkma sebebidir. Bu tür siteler Google’da bile artık görünür olamamalarına rağmen hala var.

3-Alışveriş adımlarında formu ne kadar uzatır ve gereksiz bilgi isterseniz müşteriyi o kadar çok itersiniz. Bir e-posta adresi, cep telefonu, şifre ve adres bilgisi yeterlidir. Bazı eski sitelerde, kullanıcı siteye üye olmasına rağmen her seferinde adres ve kredi kartı bilgilerini yeniden girmek zorunda kalıyor. Bu tür sitelerde kaydet özelliği bulunmuyor. Bu da alışverişlerde pratiklik arayan e-ticaret müşterisi için sıkıcı bir durum. 

4-E-ticaret altyapısını mutlaka profesyonel bir altyapı firmasından sağlamalısınız. Çok ucuza e-ticaret sitesi yapılamaz. Yapılan en büyük hatalardan biri ucuza, firma bile olmayan şahıslara site yaptırmaktır. İnternette ucuza e-ticaret sitesi ilanı veren firmalarla çalışmamalısınız. Bu tür ilanlar veren yazılım firmalarının paravan, sahte yapılanmalar olma olasılığı var. Ayrıca sitenizde açık kaynak kodlu ücretsiz yazılımlar kullanılmadığından da emin olmalısınız. Ücretsiz yazılımlar başınıza dert açabilir, yaşayacağınız problemler zarar etmenize yol açarak atarı yüzünden pahalıya denk gelecektir. 

5-Ürün fotoğrafının çok küçük olması, üzerinde oynanarak gerçek ürünle alakasız hale getirilmiş olması, satılan ürün yerine daha kaliteli bir benzerinin fotoğrafının konulması sahtekarlıktır ve kullanıcıları sitenizden soğutur. Ürün görselleri müşterinin ürünü kafasında canlandırabileceği kadar net olmalıdır. Birkaç farklı açıdan fotoğraf çekilmelidir. 

6-Ürün açıklamaları detaylı olmalı ancak en önemli bilgiler ilk üç cümlede aktarılmış olmalıdır. Çünkü çoğu insan uzun açıklamaları okumak istemez. Ancak okumak isteyen detaycılar için de özenli bir açıklama yazısı hazırlanmalıdır. 

7-Müşterinizi doğru entegre edilmemiş reklamlarla da bezdirebilirsiniz. Örneğin müşteri bir paten aldı diyelim, site müşterinin bilgisayarına bir çerez atıyor ve ürünü satın almış olsa bile aylarca internette çeşitli sayfalarda paten reklamı göstermeye devam ediyor. Bu da kullanıcı deneyimini negatif etkiliyor.

8-Çalışmayan ve yanlış yönlendirilen butonlar e-ticaret sitelerinde sık yapılan hatalardan biridir. Mesela sepete eklenen ürünü göstermeyen butonlar yüzünden birçok müşteri sepete geldiğinde aynı üründen on tane eklemiş olduğunu fark ediyor. Mutlaka eklenen ürünlerin sepette olduğu bilgisi verilmeli, hatta müşteri önce sepete yönlendirilmeli, ardından alışverişe kaldığı yerden devam etme butonuyla devam etme seçeneği olmalı. En büyük sorunlardan biri de geri git butonlarında yaşanıyor. Geri git butonları daima bir önceki sayfaya götürmelidir ama çoğu zaman en başa, ana sayfaya yönlendirir. Bu da kullanıcının tüm adımları baştan alması anlamına gelir ki çoğu kişi bunu yapmak istemez ve siteden çıkar. 

9-Kullanıcı müşteri hizmetlerinden bilgi almak isteyip de ulaşamazsa, yaptığı alışveriş hakkında sorgulama yapamazsa siteye olan güveni sarsılır. En başarılı e-ticaret sitelerinin müşteri hizmetlerine en çok önem veren firmalar olması tesadüf değildir. 

10-İnternetten alışverişin en önemli kuralı, sitelerin bir iade politikası olmasıdır. Kullanıcı, hangi şartlarda ürünü iade etme hakkı olduğuna dair mutlaka bilgilendirilmelidir.

11-Mobil uygulamanın çok yavaş çalışması ve uygulamanın kullanıcı deneyimine önem verilmeden geliştirilmiş olması da sık rastlanan sıkıntılardan biri. 

12-Uygulamanın web siteden farklı içeriğe sahip olması yapılan hatalardan biridir. Web sitesiyle mobil uygulama arasında kampanya, indirim veya stok bilgileri konusunda entegrasyon yapılmayabiliyor bazen. Uygulamada görünen bir ürün aslında stoklarda bitmiş olabiliyor. Aynı anda güncelleme olmaması tüketicinin sinirlerini bozacak ve sosyal medyada sizi şikayet edecek duruma gelecektir. 

13-Web sitesi ile mobil uygulamanın fırsatlar konusunda birbirinden ayrılmaması da büyük hata. Eğer biri sizin uygulamanızı telefonuna indirmişse ona bir ayrıcalık tanımanız, özel fırsatlar, kampanyalar sunmanız gerekir. Uygulamayı indirmenin bir avantajı olmayacaksa, kullanıcı biraz inceleyip, alacağını alıp uygulamayı telefonundan silmeye meyilli olacaktır.  

14-Sosyal medya hareketlerine bakacak olursak, markanın hesaplarında fazlaca paylaşım yapması da bir hatadır. Kullanıcı zaman akışında her an sizi görmeyi istemez. Ayrıca sosyal medyada paylaşılan ürünün, sitede veya uygulamada nasıl bulunacağına dair bir ibare yazılmaması veya bir yönlendirme yapılmaması da en sık karşılaşılan yanlışlardan biri. Sosyal medya hesaplarında sahte takipçi satın alınması çok sık yapılan bir yanlış. Ne kadar çok takipçim olursa o kadar güvenilir veya popüler görüneceğini sanıyor bazı satıcılar. Oysa sosyal medyada aktif olan hemen herkes artık sahte takipçili hesabı ayırt edebilecek tecrübeye sahip. Her şeyin organik büyümesi lazım. 100 bin takipçiniz var ama paylaşımlarınızı 3 kişi beğeniyorsa, bu durum marka algısı açısından güçsüz görünmenize yol açar. 

15-Sitenizi açtıktan sonra dikkat etmeniz gereken en kritik konulardan biri de veri yedeklemesidir. Verilerinizi en azından birkaç günde bir yedeklemelisiniz. Böylece sitenizin olası bir siber saldırıya uğrama ihtimaline karşı verilerinizi korumuş olursunuz. Veri yedeklememek sık karşılaşılan hatalardan biri. Ayrıca bir e-ticaret sitesinde SSL sertifikası mutlaka olmalıdır. Bunun yanı sıra 3D Secure hizmetinin de açık olması tavsiye edilir. Çünkü 3D Secure ile müşteri, ödemeyi yaptığına dair bir SMS onaylaması yapmak zorundadır. Bu onaylama, hem müşteri hem de satıcı için güveni artırır. Özellikle e-ihracat için 3D Secure çok kritik. Bazen art niyetli kişiler ürün eline ulaştıktan sonra ‘ben böyle bir alışveriş yapmadım’ diyerek bankasından para iadesi alabiliyor. Bu durumda mağdur olan site sahibi oluyor. Hem parasını alamıyor hem de üründen oluyor.

16-Sadece Instagram gibi sosyal medya hesaplarından satış yaparak, kullanıcının sizi ziyaret edebileceği bir e-ticaret sitenizin olmaması da hata. Sosyal medya hesapları aracılığıyla yapılan e-ticaret modeli s-ticaret olarak adlandırılıyor ve gitgide yaygınlaşıyor. Ama bir e-ticaret siteniz olmadığı sürece insanlara kredi kartıyla satış yapmak zor olur. E-ticaret sitesi olmayan bir sosyal medya satıcısına kimse güven duymayacaktır. Bir kere alışveriş yapanın da ikinci defa yapması zor olacaktır. Güven sorunundan dolayı kredi kartı ile ödeme alamaması satıcının işlerinin büyümesine engel olduğu gibi, kapıda ödeme seçeneğinin dezavantajlarına da maruz kalıyor. Müşteri vazgeçtiği zaman kapıda ürünü çevirebiliyor. 

17-Sosyal medyada gelen iyi veya kötü yorumlara mutlaka hızla geri dönüş yapmak gerekir. Aldığı üründen hayal kırıklığına uğramış, memnun olmamış tek bir kişi kısa sürede binlerce, on binlerce kişiye ulaşarak markanızı kötüleyebilir. Buna meydan vermemek için en ufak bir sorunda bile müşterinin gönlünü alacak şekilde samimi bir diyalog kurmalı ve sorunu halletmelisiniz. 

18-Çok fazla reklam vermek de hatalı bir davranış. Özellikle Y kuşağı, samimi olmayan, her yerde önüne çıkan, sosyal bir yanı bulunmayan tanıtımları itici buluyor. Yeni trend inanılır ve gerçek hikayeler üretmek. Bunun için güvenilir sosyal medya fenomenleri ve takipçi sayısı çok olmasa da saygınlığı olaninfluencer’lar ile kampanyalar düzenlenebilir. Görece az takipçisi olan influencer’ları küçümsemeyin. Sizin markanıza uygun 30 bin takipçili bir hesap, sizinle alakasız olan 1 milyon takipçili hesaptan daha iyidir. 

19-Eğer e-ihracat yapacaksanız profesyonel bir altyapı firması ile çalışmalısınız. Sitenizin çoklu dil ve lokasyon seçeneğine sahip olması, her ülkenin kendi para birimiyle mal alımı yapabilmesine olanak sağlayacak bir altyapıya sahip olması gerekir. Özellikle hedeflediğiniz bir ülke var ise, o ülkenin kültürel kodlarına uygun bir web sitesi tasarlanması da önemlidir. Bunun için site arayüzü ülkelere göre ayarlanabilecek bir altyapı gerekir. Aksi halde yaptığınız reklam harcamaları boşa gidecektir. 

20-Kargo ücretleri ne kadar yüksek ve kargo hizmeti ne kadar kalitesizse müşterinin sitenizden ikinci kez alışveriş yapma olasılığı o kadar düşer. Ürünü geç çıkarmak en büyük hatadır. Söz verilen güne kadar gönderim yapılmalıdır. Online alışveriş yapan müşteriler, yaptıkları alışverişin kendilerine tam olarak kaça mal olacağını da bilmek ister. Alışveriş tamamlanmadan önce, sepet bedeline ilave olarak gönderinin kargo bedelinin de eklenmesi, belirsizliğin giderilmesi adına önemlidir.


29 Mart 2021 Pazartesi

Fatma Şahin, Gastroshow’la ilgili yapılan çalışmalara destek verdiğini belirtti...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



GAZİANTEP BELEDİYE BAŞKANI FATMA ŞAHİN’DEN GASTROSHOW’A DESTEK

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe ve TMG Başkanı Volkan Ataman ;Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i makamında ziyaret etti. Yapılan görüşmede; Turizm Medya Grubu ve Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ortaklığıyla 2-4 Haziran 2021 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi açık alan-ICC’ de düzenlenecek olan Gastro Show etkinliği ve etkinlikle ilgili yapılan çalışmalar konuşuldu.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Sn.Fatma Şahin, Gastroshow’la ilgili yapılan çalışmalara destek verdiğini belirtti.


Gastroshow Nedir?

Turizm Medya Grubu ve Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ortaklığıyla 2-4 Haziran 2021 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi açık alan-ICC’ de düzenlenecek olan Gastro Show, tüm sektör paydaşlarını bir araya getirerek ticari hacmin artırılmasını ve konferans programlarıyla dünya liderlerini sektörle buluşturacaktır. 

Turizm Medya Grubu ve Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), gastronomi endüstrisinin farklı segmentlerinden oluşan geniş yelpazede katılımcı ve ziyaretçi profilini “7 Şehir, 7 Bölge, 7 Ülke” mottosuyla 2021 yılında ilk defa ağırlayacaktır. 

Katılımcıları çok sayıda sektör ve pazarda faaliyet gösteren dünyanın en kaliteli gastronomi ürünleri üreticilerinden oluşmaktadır. 


27 Mart 2021 Cumartesi

Finlandiya startuplarla Türkleri bir araya getirecek ...

 


Finlandiya startuplarla Türkleri bir araya getirecek 


İki ülke arasında teknoloji köprüsü kuracağız

Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) DEİK ile birlikte yaptığı "Ticari Diplomasi Yolculuğu" toplantısına katılan  DEİK/Türkiye-Finlandiya İş Konseyi Başkanı Halil Kulluk, “Mayıs ayında Türk startupları ile Finlandiya’nın startuplarını bir araya getireceğiz iki ülke arasında teknoloji köprüsü kuracağız” dedi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ekonomiyi gündemde tutmak için başlattığı toplantıları sürüyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile birlikte gerçekleştirilen “Ticari Diplomasi Yolculuğu” buluşmalarının bu defa ki konuğu DEİK/Türkiye-Finlandiya İş Konseyi Başkanı Halil Kulluk oldu.

Dünya Gazetesi Yazarı Kerim Ülker'in moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda DEİK/Türkiye-Finlandiya İş Konseyi Başkanı Halil Kulluk Finlandiya ile ilgili  iki ülke arasındaki yatırım fırsatlarını anlattı.

DEİK hayatıma farklı bir boyut getirdiğini belirten Kulluk, “Nihat Gökyiğit sayesinde DEİK'i tanıdım. DEİK bana yol gösterici oldu” dedi.

Dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya’nın geçmiş yıllarda batının en fakir ülkesi olduğunu hatırlatan Kulluk, “Şimdi ise dünyanın en zenginleri arasında. Finlandiya pes etmeyen ülke. Tek doğal kaynakları orman” dedi ve Finlandiya ile iş yapmak isteyen Türk işadamları için şu önerilerde bulundu:

“Finlandiya’da iş kuracaksanız orayı çok iyi anlayın tanıyın startupları eko sistemine hakim olun .Türkiye ile Finlandiya arasındaki köprüyü kuracak olan teknoloji. Hedefe odaklanmak şart. Yönünü belirlersen hedefe ulaşırsın. Ben gençlerden ve olgun gençlerden çok umutluyum. Finlandiya’nın tasarım ruhu Türkiye'nin girişimcilik ruhu birleşince ekip ruhu ortaya çıkacak. Türkiye’de özel sektöre çok iş düşüyor. Devletten tek isteğimiz bize desteği verin yolumuzu açın. DEİK olarak mayıs ayında startup ve girişimcilik üzerinde toplantılar düzenleyeceğiz. Finlandiyalı starlarla Türk startupları bir araya getireceğiz. 

Finlandiya’nın bir özelliği gruplar arasında uçurum farkını dijitalleşme ile kapatıyor. Biz de dijitalleşmeyi iyi kullanabilirsek köylerimizde de çocuklarımıza eğitimi dijitalleşme ile verirsen Finlandiya’nın yaptığını yapmama gibi bir nedenimiz kalmaz.”

Bu arada toplantıya Finlandiya Büyükelçisi Vakur Erkul da katıldı ve Türk işadamlarının her türlü sorusuna bir tık uzakta olduğunu bildirdi.


Finlandiya ile ilgili ek bilgilere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://www.kolayihracat.gov.tr/ulkeler/finlandiya


 


Merrel Alanya Ultra Trail Yörüklerin izinde, dört mevsimi yaşatan yarış...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



MERRELL
ALANYA ULTRA TRAIL 2021, DÜNYACA ÜNLÜ ATLETLERE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK

Yörüklerin izinde, dört mevsimi yaşatan yarış: 3 Nisan 2021 Cumartesi

Argeus Travel & Events ve Ahmet Arslan tarafından, Merrell’ın isim sponsorluğunda 3 Nisan 2021 Cumartesi günü gerçekleştirilecek olan Merrell Alanya UltraTrail 2021, dünyaca ünlü atletlere ev sahipliği yapacak. DenisaDragomir, GeogiaTindley, VanessaGebhardt, HectorHaines, Lina El Kott ve Sanna El Kott gibi Merrell’ın uluslararası başarılara imza atmış atletleri, bu organizasyon için Alanya’da olacak. 

76 km mesafeli Merrell Alanya Ultra Trail, 48 km mesafeli TaurusMountainMarathon, 28 km mesafeli Keykubat Mountain Run ve 17 km mesafeli AlaiyeShortTrail olmak üzere her seviyeden atlete farklı seçenekler sunacak olan organizasyona yüzlerce koşu tutkununun katılması bekleniyor.

2021 yılının ilk uzun mesafeli patika koşularından biri olacak

Outdoor aktivitelerde ve sportif faaliyetlerde ekstra konfor isteyenlerin markası ve saygın koşu organizasyonlarının sponsoru Merrell’ın destek vereceği Alanya Ultra Trail 2021, aynı zamanda yılın ilk uzun mesafeli patika koşularından biri olacak.

Koşucuların ve görevlilerin sağlığını korumak adına sosyal mesafe, temizlik, maske zorunluluğu, kişisel yiyecek ve içecek temini, kayıt ve kit alımlarının temassız hale getirilmesi gibi gerekli tedbirlerin alınacağı organizasyon, elit atlet katılımı ile de fark yaratacak. 

Daha önce çok önemli yarışlarda birincilikler ve şampiyonluklar elde eden Büyük Britanyalı HectorHaines ve Georgia Tindley,Rumen DenisaDragomir, Alman VanessaGebhardt,İsveç’ten Lina El Kott ve Sanna El Kott gibi isimlerin katılacağı organizasyonda ülkemizden de Mehmet Soytürk gibi önemli isimler yarışacak. 

Merrell’ın; dileyen herkesin patika koşusu yapabilmesini sağlamak, patika koşusunun doğru ve sağlıklı şekilde yapılması konusunda pratik ve teorik eğitimler vermek, bu spora gönül veren kişileri buluşturmak ve doğada bir arada keyifle vakit geçirmelerini sağlamak için hayata geçirdiği OneTrail projesinde yer alan Özgür Tetik, İbrahim Bitiş, Bahar Baltacı ve Nuray Bulut Göktepe de organizasyonda MerrellRunning Team olarak koşacak. 

Asırlar boyu göçebe olarak yaşayan yörüklerin rotalarını patika koşucularının deneyimlemesini sağlayan Merrell Alanya Ultra Trail, tüm koşu tutkunlarını 3 Nisan 2021 Cumartesi günü Alanya’da olmaya davet ediyor.

Detaylı bilgi için: http://www.alanyaultra.com/


Merrell Hakkında:

Günlük hayatta, outdoor aktivitelerde ve sportif faaliyetlerde ekstra konfor isteyenlerin markası Merrell, 1981 yılında RandyMerrell tarafından Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulmuştur. 

Açık hava etkinliklerinin gücünü herkesle paylaşmaya inanan Merrell, el yapımı özel botların ardından kısa süre içerisinde yürüyüş ve koşu ayakkabılarıyla da fark yarattı. Gore – Tex, Vibram, Primaloft ve benzeri teknolojilerin rehberliğinde su geçirmez özellikleri ile öne çıkan kaymaz tabanlı hava alan ayakkabılar tasarlayarak kullanıcılarına outdoor aktivitelerde yüksek performans sunmayı hedefleyen marka, kadın ve erkek ayakları arasındaki farkları dikkate alarak ürettiği fizyolojik detaylara sahip kalıplarla dikkat çekti. 

Finlandiya’nın ünlü spor giyim markası Karhu ile yapılan anlaşma sonrasında özellikle Asya ülkelerinde pazar payını büyüten Merrell, bugün tüm dünyada tanınan küresel bir markadır. 

Türkiye’de patika koşusu kategorisine yeni Rubato modeliyle birlikte giriş yapan Merrell, spor tutkunlarından ve ultra-trail atletlerinden çok kısa sürede çok olumlu geri dönüşler aldı. 


24 Mart 2021 Çarşamba

SunExpress, bu yaz Antalya’dan11 yeni destinasyona uçacak,


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



SunExpress, bu yaz Antalya’dan11 yeni destinasyona uçacak,

Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın ortak kuruluşu SunExpress, 2021 yazında merkezi Antalya’ya yurt dışında 9 ve yurt içinde 2 olmak üzere toplamda 11 yeni hat ve 3milyon koltuk sunuyor.


Özellikle pandemi döneminde yerli ve yabancı turistlere Antalya’nın tatil için en güvenli adreslerden biri olduğunu göstermek adına otoriteler ve turizm profesyonelleri ile iş birliği içinde pek çok başarılı projeye imza atan SunExpress, geçtiğimiz günlerde 2021 yazında Türkiye ve bölge turizmine tam destek sunacağını açıklamıştı.


Antalya’yı hem iç hem de dış hatlarda direkt seferlerle en fazla noktaya bağlayan havayolu SunExpress, 2021 yaz sezonunda Antalya - Avrupa uçuşlarına Cenevre,Lübliyana, Manchester, LondraGatwick, Sofyaand Kişinev kentlerini de ekliyor. Ayrıca havayolu,Mayıs ayı itibarıyla Beyrut, Erbil ve Tel Aviv olmak üzere Orta Doğu’nun üç önemli merkezine Antalya’dan direkt karşılıklı sefer sunmaya başlıyor. 


SunExpress, sunduğu yeni rotalara ek olarak Mayıs 2021 itibarıyla Antalya’dan Avrupa’nın gözde destinasyonları Varşova, Prag, Budapeşte, Kopenhag, Stockholm,Paris, Lyon ve Göteborg’un yanı sıra daha pek çok kente uçuşlarını yeniden başlatıyor.


2021 yazında Türkiye’nin turizm başkenti ve havayolunun merkezi olan Antalya’ya 3milyon koltuk arzı sunan SunExpress, iç hatlarda Antalya uçuşlarına Hatay ve Malatya’yı da ekliyor. Yeni rotalarla birlikte havayolunun Antalya’dan sunduğu yurt içi destinasyon sayısı 10’a çıkıyor.


SunExpress misafirleri, sunexpress.com web sitesini veya mobil uygulamasını ziyaret ederek SunExpress’in yaz sezonu tekliflerini inceleyebilir ve avantajlı fiyatlarla rezervasyon yapabilirler.


Finlandiya startuplarla Türkleri bir araya getirecek...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Finlandiya startuplarla Türkleri bir araya getirecek, İki ülke arasında teknoloji köprüsü kuracağız 

Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) DEİK ile birlikte yaptığı "Ticari Diplomasi Yolculuğu" toplantısına katılan  DEİK/Türkiye-Finlandiya İş Konseyi Başkanı Halil Kulluk, “Mayıs ayında Türk startupları ile Finlandiya’nın startuplarını bir araya getireceğiz iki ülke arasında teknoloji köprüsü kuracağız” dedi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ekonomiyi gündemde tutmak için başlattığı toplantıları sürüyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile birlikte gerçekleştirilen “Ticari Diplomasi Yolculuğu” buluşmalarının bu defa ki konuğu DEİK/Türkiye-Finlandiya İş Konseyi Başkanı Halil Kulluk oldu.

Dünya Gazetesi Yazarı Kerim Ülker'in moderatörlüğünde gerçekleşen toplantıda DEİK/Türkiye-Finlandiya İş Konseyi Başkanı Halil Kulluk Finlandiya ile ilgili  iki ülke arasındaki yatırım fırsatlarını anlattı.

DEİK hayatıma farklı bir boyut getirdiğini belirten Kulluk, “Nihat Gökyiğit sayesinde DEİK'i tanıdım. DEİK bana yol gösterici oldu” dedi.

Dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya’nın geçmiş yıllarda batının en fakir ülkesi olduğunu hatırlatan Kulluk, “Şimdi ise dünyanın en zenginleri arasında. Finlandiya pes etmeyen ülke. Tek doğal kaynakları orman” dedi ve Finlandiya ile iş yapmak isteyen Türk işadamları için şu önerilerde bulundu:

“Finlandiya’da iş kuracaksanız orayı çok iyi anlayın tanıyın startupları eko sistemine hakim olun .Türkiye ile Finlandiya arasındaki köprüyü kuracak olan teknoloji. Hedefe odaklanmak şart. Yönünü belirlersen hedefe ulaşırsın. Ben gençlerden ve olgun gençlerden çok umutluyum. Finlandiya’nın tasarım ruhu Türkiye'nin girişimcilik ruhu birleşince ekip ruhu ortaya çıkacak. Türkiye’de özel sektöre çok iş düşüyor. Devletten tek isteğimiz bize desteği verin yolumuzu açın. DEİK olarak mayıs ayında startup ve girişimcilik üzerinde toplantılar düzenleyeceğiz. Finlandiyalı starlarla Türk startupları bir araya getireceğiz. 

Finlandiya’nın bir özelliği gruplar arasında uçurum farkını dijitalleşme ile kapatıyor. Biz de dijitalleşmeyi iyi kullanabilirsek köylerimizde de çocuklarımıza eğitimi dijitalleşme ile verirsen Finlandiya’nın yaptığını yapmama gibi bir nedenimiz kalmaz.”

Bu arada toplantıya Finlandiya Büyükelçisi Vakur Erkul da katıldı ve Türk işadamlarının her türlü sorusuna bir tık uzakta olduğunu bildirdi.


Finlandiya ile ilgili ek bilgilere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:


 https://www.kolayihracat.gov.tr/ulkeler/finlandiya


 https://ticaret.gov.tr/data/5ef6018613b8762b38e2fe7e/F%C4%B0NLAND%C4%B0YA-%C3%9Clke%20Profili.pdf

Dinamik Şehir Hayatına Keyifli Bir Alternatif:“Luxial Mobil Ev”

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR 



Dinamik Şehir Hayatına Keyifli Bir Alternatif:“Luxial Mobil Ev” 

Saray Grup, şehrin karmaşasından uzaklaşıp taze bir soluk almak isteyenler için Luxial Mobil Ev’i geliştirdi. Modern tasarımı ve konforlu iç mekânı ile dikkat çeken mobil ev, hem kentsel hem kırsal alanda doğa ile iç içe yeni bir yaşam tarzı sunuyor.

Nitelikli ürünleri ve projeye özel çözümleriyle dikkat çeken Saray Grup, deneyim ve yaratıcılığı bir araya getiren yeni ürünü Luxial Mobil Ev’i kullanıcıların beğenisine sundu. Hem özgürlüğünden hem evinden vazgeçemeyenler için ideal bir çözüm olan mobil ev, şehrin kalabalığından uzakta, yeni bir yaşam tarzı ve sıra dışı bir tatil deneyimi vadediyor.


Doğayla mükemmel uyum

Dayanıklı ve uzun ömürlü malzemelerden üretilen Luxial mobil ev, depremden ve olumsuz hava şartlarından etkilenmeyecek şekilde, römork üzerine tasarlandı.Üstün ısı, ses ve su izolasyonu sayesinde en soğuk havada, yaz güneşinin altında ya da deniz kenarında sunduğu konfordan ödün vermeyen mobil ev,kullanım ömrü boyunca ekstra bakım ve temizlik gerektirmiyor.260 cm yüksekliğindeki tavanı ile ferah bir yaşam alanına sahip mobil ev, tavan pencereleri sayesinde içeride sürekli temiz hava dolaşmasını sağlarken,yıldızların altında keyifli bir uyku deneyimi de sunuyor.

Minimal alanda akılcı çözümler

Kullanıcılar, ocaktan buzdolabına, 4 mevsim klimadan duşa, yatak örtüsünden perdeye kadar her türlü detayın düşünüldüğü Luxial mobil evi aldıkları gün içinde yaşamaya başlayabiliyor. Yer döşemesinde ve mobilyalarda kullanılan Iroko ahşap, ev ortamına sıcaklık ve doğallık katıyor.

Akılcı mimari çözümleriyle bir evde ihtiyaç duyulacak tüm donanımlara sahip Luxial mobil evde, toplam 3,2 m3depolama alanına sahip 14 dolap ve ebeveyn yatağının altından sürgüyle çıkan bir çocuk yatağı bulunuyor.

Kompakt yapısıyla pratik bir kullanım sunan mobil ev, tek dokunuşla geniş verandalı bir yapıya dönüşebiliyor. 15 metrekarelik ahşap zeminle aynı kotta tasarlanan veranda, hareket halindeyken katlanıp, evin kurulduğu yerde yeniden açılabiliyor. Güneşten etkilenmemek için evin çatısından çıkan sürgülü güneşlik de veranda gibi mobil evin standart donanımları arasında yer alıyor.

Araç ruhsatıyla evinizi istediğiniz yere kurabilirsiniz

Kullanıcılar, Luxial mobil evi alırken plakalı bir araç ruhsatı da aldıkları için evlerini istedikleri yere götürüp kurabiliyor.


23 Mart 2021 Salı

İleti Yönetim Sistemi (İYS)’ye kayıt için son gün 31 Mayıs 2021...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



İleti Yönetim Sistemi (İYS)’ye kayıt için son gün 31 Mayıs 2021  

Kurumların ve işletmelerin ellerindeki ticari iletileri (telefon numarası, gsm, e-posta vd), 31 Mayıs 2021 tarihine kadar ulusal veri tabanı sistemi olan İleti Yönetim Sistemi (İYS)’ye aktarmaları zorunludur. Yönetmelik kapsamında, 150 bin ve daha az sayıda onaylı iletişim adreslerine sahip olan işletmeler, son gün olan 31 Mayıs tarihine kadar sahip oldukları bu dataları İYS’ye yüklemezler ise, pazarlama iletişimlerini durdurma riski ile karşı karşıya kalacaktır.  

Aktarılan onaylı bu dataların, alıcılar (vatandaşlar) tarafından kontrol edilme tarihi ise 15 Temmuz 2021’dir. Bu tarihe kadar vatandaşlar tarafından iptal edilmeyen datalar, izni alınmış onaylı data olarak kabul edilecektir. Böylece, hizmet sağlayıcı olan kurumlar ve işletmeler, sahip oldukları alıcı (vatandaş) datası adreslerine, kampanya, promosyon, reklam gibi ticari içerikli tanıtımlarını göndermeye devam edecektir.  

150 bin adetin üzerindeki datalar, 31 Aralık 2020’de İYS’ye aktardı 

150 bin adetin üstünde ticari elektronik ileti (telefon, gsm, e-posta) datası bulunan hizmet sağlayıcı kurum ve işletmeler, bu datalarını 31 Aralık 2020 tarihine kadar İYS sistemine aktarmıştı. Alıcılar  (vatandaşlar) da, bu onayları 15 Şubat 2021 tarihine kadar kontrol ederek, onay veya ret hakkını kullandılar. Nitekim, İYS’nin 7 Ocak 2021’de vatandaşların kullanımına açılmasından sonra 2 milyonu aşkın kişinin portalı ziyaret ettiğini 17 Şubat tarihinde kaydeden Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, sistemde 32.2 milyon ret ve 300 bine yakın onay işleminin gerçekleştiğini açıklamıştı. Ayrıca vatandaşlar, iys web sitesi üzerinden, kendilerine gönderilmekte olan iletilere dair reddetme veya onaylama haklarını istedikleri zaman kullanabilecek veya istedikleri zaman değiştirecektir.   

Onaysız dataya gönderilen iletilere, cezai yaptırım uygulanacak 

Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki 6563 sayılı Kanuna göre, firmalar tarafından, vatandaşlara gönderilecek elektronik ticari iletilerin, bazı istisnalar (Devletin, kamu kurumlarının, mahalli idarelerin kamuoyunu bilgilendirmek ve eğitmek amacıyla gönderim yapması gibi) haricinde, vatandaşlar (alıcı) tarafından alınmasının onaylanmış olması gerekiyor. Nitekim, İYS sistemine açıklanan tarihlerde aktarılmayan dataya veya vatandaşlar tarafından reddedilmiş dataya, ticari ileti gönderilmesi kesinlikle mümkün değildir. Örneğin bir işletme, ret bildiriminde bulunmuş bir alıcıya, 3 iş gününün ardından, ticari elektronik ileti göndermeye devam ederse, cezai yaptırım ile karşı karşıya kalacaktır.   

Uyumsoft, İYS’nin İş Ortağıdır 

Türkiye’nin inovasyon lideri Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, İleti Yönetim Sistemi (İYS)’nin İş Ortağıdır. Hizmet sağlayıcısı olan işletmeler, ellerindeki dataları Uyumsoft Dijital Dönüşüm uzmanlarının rehberliğinde, İYS sistemine hızlıca aktarmaktadır. uyumİYS paneli üzerinden datalarını yöneten işletmeler, vatandaşlar tarafından yapılan ret veya onay taleplerini anlık olarak takip etmektedir. Aynı zamanda, işletmenin kullandığı crm, sms gibi diğer yazılımlar ile uyumİYS entegrasyonları yapılmaktadır. 

Ülkemizin dijital dönüşüm lideri Uyumsoft’un ürün ailesinde, uyumİYS’nin yanı sıra, Kurumsal Kaynak Planlama uyumERP (bulut, mobil), Müşteri İlişkileri Yönetimi uyumCRM (bulut, mobil), İnsan Kaynakları Yönetimi uyumHRM (bulut, mobil), e-Belge e-Uyum (e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-SMM, e-Defter, e-İrsaliye ve diğer tüm e-Belgeler) uygulamaları, Ticari Paket Yazılımlar, ekoTicari (Kobi’lerin ERP’si), ekoHR, ekoSMMM (Mali Müşavir Yazılımı), ekoCari (Ön Muhasebe Ticari Paket Programı), Banka Bakiyem, uyumYEDEK, AHTAPOT dahil 30’u aşkın yazılım ürünü yer almaktadır. 


22 Mart 2021 Pazartesi

Çevreyi Keşfetmenin En Havalı Yolu...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



LUJO HOTEL BODRUM’UN YENİ DENİZ UÇAĞI İLEDENİZLERİ UÇARAK KEŞFEDİN

Lujo Hotel Bodrum yeni sezonda hizmetleri arasına eklediği deniz uçağıile misafirlerine keyifli deneyimler sunmaya hazırlanıyor.Yerli ve yabancı misafirlerin oldukça ilgisini çekecek kültür turu rotaları da düzenlenecek deniz uçağı, Bodrum ve çevresinde ulaşım amaçlı da kullanılabilecek. 

Çevreyi Keşfetmenin En Havalı Yolu

Misafirlerine yeni projeleri ile unutulmaz anılar yaşatmayı amaçlayan Lujo, “Sanat ve Keyif” konseptine uygun olarak Bodrum içi transferleri bile daha keyifli kılmak için deniz uçağını da bir transfer seçeneği olarak sunmaya başlıyor. Geçtiğimiz sezonlarda Lujo’nun hizmetleri arasında yer alan helikopter, motor yat, katamaran veya VIP transfer araçlarına ek olarak sunulan deniz uçağı ile artık Lujo misafirleri Yalıkavak Marina da dahil olmak üzere pek çok noktayahavalı bir giriş yapabilecek.

Farklı Rotalarla Dünyanızı Genişletin

Lujo Hotel Bodrum’un deniz uçağının rotası elbette Bodrum’la sınırlı kalmıyor. Planlanan rotaların arasında Türkiye’nin tarihi güzelliklerini görmek isteyenler için Efes, yamaç paraşütü benzeri maceralar yaşamak isteyenler için Ölüdeniz, günlerini biraz daha farklı geçirmek isteyenler için Çeşme, ismini duyup merak edenler için Salda Gölü gibi birçok seçenekbulunuyor. Yarım gün ile tam gün arasında değişen tur seçenekleri ile Lujo’nun deniz uçağı bu yazın en çok tercih edilen keyifleri arasında yerini alacak. 

Ver Elini Yunan Adaları

Her akşam sahnelenen canlı performanslar ile Bodrum’un en eğlenceli gecelerinin de yaşandığı Lujo Hotel Bodrum, Mykonos’un eğlence hayatını merak eden misafirleri veya Santorini, Kos, Rodos gibi Yunan Adalarını keşfetmek isteyenler için deniz uçağı ile çift yön seyahat rotalarına hizmetleri arasında yer veriyor.

Lujo Hotel Bodrum Hakkında

Bodrum’un en yeşil koylarından biri olan Güvercinlik’te yer alan Lujo Hotel, Bodrum/Milas Havaalanı’na sadece 15 dakika mesafede bulunuyor. Alakart her şey dahil konseptte hizmet veren ve Serkoç Otelcilik bünyesinde yer alan Lujo’nun 110 dönüme yayılan geniş arazisinde 9 alakart restoran ve 14 bar konsept dahilinde misafirlere hizmet veriyor. Kendine özel 1 km’lik beyaz kum plajı, havuzlu oda ve villa seçenekleri, canlı konser ve şovları, spor akademisi, SensumSpa, 1 yaşından itibaren çocuklara hizmet veren KijoClub’ı ile Lujo her yaştan misafire unutulmaz bir tatil vadediyor. 


http://www.lujohotel.com/

https://www.instagram.com/lujohotel/

https://www.facebook.com/lujohotel/

https://twitter.com/lujohotel

https://tr.pinterest.com/lujohotel/

21 Mart 2021 Pazar

DİVAN GRUBU “THE ONE AWARDS”DA, BU YIL DA EN İTİBARLI MARKA ÖDÜLÜ’NE LAYIK GÖRÜLDÜ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




DİVAN GRUBU “THE ONE AWARDS”DA, 

BU YIL DA EN İTİBARLI MARKA ÖDÜLÜ’NE LAYIK GÖRÜLDÜ

Divan Grubu, yıl içinde itibarını en çok artıran markaların ve paydaşlarını ödüllendiren “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri”nde turizm sektöründe bu yıl ikinci kez üst üste lider marka seçildi.

Divan Grubu, Marketing Türkiye dergisinin Akademetre işbirliğiyle bu yıl 7.sini gerçekleştirdiği “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri”nde, beş yıldızlı otel sıralamasında ilk sırada yer aldı. İtibarını en çok artıran markaların ve paydaşlarının ödüllendirildiği programda Divan Grubu, 50’yi aşkın kategori arasındanturizm sektöründe üst üste ikinci kez lider oldu. 

 “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri”, toplam 12 ilde, 1.200 kişiyle  gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda, 50’yi aşkın sektörün yıl içinde itibarını en çok artıran markaların  ve bu başarıya ortak olan paydaşların ödüllendirildiği bir organizasyon. “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırmasını baz alarak düzenlenen programda, Divan Grubu geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kendi kategorisinde ilk sırada yer alarak ödüle layık görüldü. Divan Grubu Genel Müdürü Murat Tomruk, “2019’da olduğu gibi, hepimiz için büyük bir sınav niteliğinde geçen 2020 yılında da tüketici nezdinde en itibarlı marka olarak ödüllendirilmek hepimiz için büyük gurur kaynağı oldu. Bu vesile ile büyük bir özveri ile çalışan tüm Divan Ailesi fertlerini yürekten kutluyorum” şeklinde konuştu.


Easyjet Holidays, 250 otelle İngilizlere Türkiye tatili sunacak...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




İngiliz havayolu şirketi Easyjet’in 2019 yılının sonunda hayata geçirdiği tatil markası Easyjet Holidays, bu yaz Dalaman, Antalya, İzmir ve Bodrum'daki 250'den fazla otelle İngilizlere Türkiye tatili sunacak. Easyjet Holidays CEO'su Garry Wilson, talebin artması ile Türkiye'deki varlıklarını ve tatil portföylerini genişletmeye odaklanacaklarını söyledi. 

1 milyon turist

Türkiye turizminin en önemli pazarlarından biri olan Birleşik Krallık’tan beklentisi büyük. Türkiye’nin ve Türk otellerinin Pandemi’ye karşı aldığı önlemler Türkiye’yi daha çekici hale getirdi. Türk turizmciler, İngilizlerin her şey dahil sistemine karşı ilgisinin artması ile birlikte İngiltere pazarındaki beklentisi de yukarıya taşıdı. İngiliz tatilcilerin Türkiye’ye ilgisi gören ve çalışmalarını bu noktada yoğunlaştıran Easyjet Holidays, partneri Diana Travel ile Türkiye’ye 1 milyon yolcu getirmeyi hedefliyor. 

Rezervasyonlarda %630'luk artış

Easyjet Holidays CEO'su Garry Wilson, İngiliz turistlerin Türkiye’ye olan ilgisini değerlendirdi. Wilson, müşterilerinin yaklaşık dörtte üçünün bu yıl bir seyahat planladığını belirterek, “Birleşik Krallık'taki tüketicilerin% 65'inin 2021'de aktif olarak seyahat etmek istediğini biliyoruz. Bu nedenle, salgının zorluklarını ve geçen yıl sürekli değişen seyahat kısıtlamalarına rağmen, bu yazın Easyjet ve Easyjet Holidays’in başarılı olacağına dair iyimseriz. Tatil için bastırılmış talep olduğunu biliyoruz. Sadece iki hafta önce, İngiltere Başbakanı'nın uluslararası seyahatlere yeniden başlama niyetini açıklaması sonrasında Birleşik Krallık'ta rezervasyonlarda% 630'luk bir artış gördük. Aşılamanın ve testlerin seyahatin kilidini yeniden açmanın anahtarı olduğunu biliyoruz. Tünelin sonunda bir ışık var” dedi.

Tatilcilerin favorisi

Garry Wilson, Türkiye’nin Easyjet Holidays ve Birleşik Krallık için önemine de değindi. Easyjet Holidays’i 2019'da hayata geçirdiklerini hatırlatan Wilson, “Türkiye başından beri en önemli destinasyonlarımızdan biri oldu. Easyjet, İngiltere ile Türkiye arasında 18 rota sunuyor ve bu yaz, kaldırılan kısıtlamalara tabi olarak ülkeye yaklaşık bir milyon koltuk ile uçmayı umuyoruz. Türkiye, salgın boyunca en çok satan destinasyonlarımızdan biri oldu. Easyjet Holidays ile bu yaz Dalaman, Antalya, İzmir ve Bodrum’da 250’den fazla otelle fantastik bir otel yelpazesi ile tatil sunuyoruz. Her şey dahil, Türkiye’de tatil rezervasyonu yapan Birleşik Krallık müşterilerinin favorisi olduğunu kanıtlıyor. Bunun nedeni, kalite ve seçenek sunmasıdır, ancak toplam tatil maliyetlerini bilmenin güvencesiyle - müşterilerimizin son birkaç aydaki olaylardan sonra daha da fazlasını istediği bir şey. Özellikle Dalaman, ortalama 14 gece konaklamayı tercih eden aileler için favori olurken, Antalya 5 yıldızlı her şey dahil lüks arayan ailelerin gözdesi oluyor. İzmir ve Bodrum, ortalama yedi gecelik konaklama için rezervasyon yaptıran çiftler ve arkadaşlar arasında popüler” şeklinde konuştu. 

“Türkiye turizmi için işbirliği yapıyoruz”

Pandemi döneminde Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’na desteklerinden dolayı teşekkür eden Wilson, “Türkiye turizmi için işbirliği yapıyoruz” dedi. Wilson, Kısıtlamalar azalmaya devam ettikçe ve talebin güçlendiğini gördükçe, Türkiye'deki portföylerini genişletmeye odaklanacaklarını söyledi. Wilson, “Tatillere ilham vermek, Türk turizm endüstrisi ile ortak olmaya devam etmek ve bir kez daha insanlara unutulmaz ve hak edilmiş molalar vermek istiyoruz” diye konuştu.


19 Mart 2021 Cuma

Uzaktan çalışma modeli kalıcı hale geliyor ...

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Uzaktan Çalışma Yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlandı  

Dünyamız son 1 yılı aşkın süredir covid-19 pandemisiyle kıyasıya mücadele ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’un, 11 Mart 2020 tarihinde Covid-19’u pandemi ilan etmesinin ardından, henüz ne zaman biteceği belli olmayan bir kaosun içine girdik. Salgının ilk aylarında, milyarlarca insan evlerine hapsolurken, milyonlarca işletme kapılarına kilit vurdu. Ülke ekonomilerini ciddi oranda sarsan ve sarsmaya devam eden pandemi karşısında, çıkış yolu arayan işletmeler de, geçen yıldan itibaren yoğun olarak uzaktan çalışma modeline geçtiler. Finans, yazılım, hukuk, dijital pazarlama, sağlık, e-ticaret, perakende gibi birçok sektörde uzaktan çalışma son bir yıldır yoğun olarak gerçekleşiyor. 

Uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşmasıyla birlikte, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan Uzaktan Çalışma Yönetmeliği, 10 Mart 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı.

Yönetmelikte, uzaktan çalışmanın usul ve esasları açıklandı 

Uzaktan çalışma modelini kısaca tanımlarsak, işverenin iş organizasyonu kapsamında, çalışanların yapacakları işlerini işyerlerinin dışındaki herhangi bir ortamda (ev gibi) yerine getirmesidir. Son aylarda yoğun olarak iş hayatına yerleşen uzaktan çalışma ile ilgili Bakanlığın yayınladığı yönetmelikte, işverenler ve çalışanlar açısından, uzaktan çalışmanın usul ve esasları açıklandı. İşverenler ve çalışanlar arasında, işin şekli, süresi, ücreti, işveren tarafından sağlanacak iş araçları ve ekipmanlarının belirlenmesi gibi ilgili tüm konuları kapsayacak bir iş sözleşmesinin yazılı bir şekilde yapılması gerektiği ifade edildi. İşe dair tüm verilerin korunması noktasında, işletme kurallarının sözleşmede açık olarak belirtilmesi ve çalışanların buna uymasının zorunlu olduğu kaydedildi. İşverenlerin, çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu olduğu, bu konuda eğitimler ve bilgilendirmeler yapması gerektiği bildirildi. İşin yapılması sırasında oluşacak elektrik, ısınma, internet gibi ilave maliyetlerin nasıl karşılanacağının ise, işverenler ve çalışanlar arasında karşılıklı anlaşmayla belirleneceği ifade edildi. Ayrıca, tehlikeli kimyasal madde ve radyoaktif maddeler ile çalışanların uzaktan çalışma yapamayacağının altı çizildi. Aynı maddede, bazı kamu kurumları ve milli güvenlik açısından stratejik olan birimlerin de uzaktan çalışma yapamayacağı kaydedildi. 

Uzaktan çalışma modelinin püf noktaları nelerdir?  

Gelecekte daha yoğun olarak hayatımıza girecek olan “uzaktan çalışma- home ofis çalışma”, pandemi nedeniyle global çapta öne çekilmiş oldu. Dijital dönüşüm sayesinde, zaman ve mekandan bağımsız bir şekilde yapılan iş süreçlerini, etkin bir şekilde yönetebilmenin püf noktaları şunlardır: 

1-İşletme tarafından; çalışanları, tedarikçileri, müşterileri ve çözüm ortakları ile güvene dayalı açık bir iletişim kurulmalıdır. İş sürecini uzaktan yönetirken, mesafelerin bağları zayıflatmasının önüne geçmek için sanal toplantılar yapılabilir. Bu dönemde liderlerin ve üst düzey yöneticilerin, görüşlerini ve geri bildirimlerini ekosistemlerine düzenli olarak aktarması önemlidir. 

2-İş planları, iş yerinde olduğu gibi yapılmalıdır. Evden çalışmanın da, tıpkı ofisteki çalışma disiplini ve sorumluluğu ile aynı olduğu bilinmelidir. Home ofis çalışırken, öncelikle konsantrasyonun sağlanabileceği uygun bir çalışma alanı ve masası oluşturulmalıdır. 

3-Çalışanların, tedarikçilerin, iş ve çözüm ortaklarının iş akışları ve görevleri etkin şekilde belirlenmelidir. Çalışmalar uzaktan yapılsa da, ekosisteme dahil olan tüm kesimler arasında “ekip ruhu” oluşturulması zaruridir. Bu süreçte, çalışanlara ve ekosisteme daima pozitif mesajların verilmesi de önemlidir. 

4-Uzaktan çalışma sürecinde işçi ve işverenin beklentilerini sağlamak ve aralarındaki ilişkiyi güçlendirmek için doğru bir performans yönetimi sistemi kurmak gerekiyor. Çalışanların oluşturduğu verileri toplama ve kontrol etme sürecini daha verimli bir hale getirmek, işletmelerin ana hedefleri arasına yer almalıdır. Uzaktan çalışma ortamında işletmelerin karşılaştığı tüm zorluklara tek elden çözüm olan UyumHRM gibi bütünleşik bir İK yazılımları tercih edilmelidir.

5-Uzaktan çalışma modelinde iş süreçlerini kolaylaştıran ve gelişen teknolojik araçlar, programlar ve uygulamalar yakından takip edilmelidir. İşletmelerin dijital dönüşümüne rehberlik eden, Türkiye’nin inovasyon lideri olan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, temassız ticaret çözümleri ile işletmelerin uçtan uca dijital dönüşümünü sağlamaktadır. Uyumsoft’un mobil ve web tabanlı UyumERP ve e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye vd) uygulamaları sayesinde, yerli ve global işletmeler, pandemi süreci dahil ticari faaliyetlerini hiç durdurmadan, zaman ve mekan bağımsız olarak, kesintisiz bir şekilde “uçtan uca temassız ticaret” olarak yönetmeye devam etmektedir.  


18 Mart 2021 Perşembe

T.C. KÜLTÜR TURİZM BAKANLIĞINDAN GASTROSHOW’A DESTEK...

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



T.C. KÜLTÜR TURİZM BAKANLIĞINDAN GASTROSHOW’A DESTEK

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, T.C. Kültür Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u makamında ziyaret etti. Yapılan görüşmede; Turizm Medya Grubu ve Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ortaklığıyla 2-4 Haziran 2021 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi açık alan-ICC’ de düzenlenecek olan Gastro Show etkinliği ve etkinlikle ilgili yapılan çalışmalar konuşuldu.

T.C Kültür Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Gastroshow’la ilgili yapılan çalışmalara destek verdiğini belirtti.


Gastroshow Nedir?

Turizm Medya Grubu ve Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ortaklığıyla  2-4 Haziran 2021 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi açık alan-ICC’ de düzenlenecek olan Gastro Show, tüm sektör paydaşlarını bir araya getirerek ticari hacmin artırılmasını ve konferans programlarıyla dünya liderlerini sektörle buluşturacaktır. 

Turizm Medya Grubu ve Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), gastronomi endüstrisinin farklı segmentlerinden oluşan geniş yelpazede katılımcı ve ziyaretçi profilini “7 Şehir, 7 Bölge, 7 Ülke” mottosuyla 2021 yılında ilk defa ağırlayacaktır. 

Katılımcıları çok sayıda sektör ve pazarda faaliyet gösteren dünyanın en kaliteli gastronomi ürünleri üreticilerinden oluşmaktadır. 


16 Mart 2021 Salı

Güvenli, keyifli ve kontrollü sosyalleşme Canpark Avm'de...

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR





Güvenli, keyifli ve kontrollü sosyalleşme Canpark Avm'de

Canpark AVM, 2 Mart’ta yayınlan genelge kapsamında özellikle restoran ve cafelerin %50 oturma kapasitesiyle açılmaları ile birlikte aldığı önlemleri artırarak, kontrollü normalleşme sürecinde kontrolün kendilerinde olduğunu bildirdi. 

TSE Covid-19 Güvenli Hizmet Belgesine sahip Canpark AVM, özellikle maske-mesafe-hijyen kurallarına sürekli dikkat çekerek, kontrollü AVM giriş sayıları, Hes kodu uygulaması, bilgilendirme anonsları, sürekli ve düzenli dezenfeksiyon işlemlerinin yanı sıra, TÜV SÜD tarafından sertifikalandırılan ve Canovate Group tarafından geliştirilen Hycanx Hepa + UVC Kombo Kanal Tipi Hava Temizleme Sistemi sayesinde, alışveriş merkezi içerisine Class 8 yani ameliyathane standartlarında temiz hava sağlıyor.

Canpark AVM, çalışanlarının ve ziyaretçilerinin sağlıklı bir ortamda güvenle bulunmalarını sağlamak amacıyla gerçekleştirdiği çalışmalara ek olarak Valilik ve Kaymakamlıklar tarafından başta yeme-içme ve mağazalara yapılan denetim ve kontrollerden de tam not alarak ziyaretçilerinin güvenli, keyifli sosyalleşmesini sağlıyor.

Kontrollü normalleşme ve kısıtlı çalışma saatleri uygulaması kapsamında 07:00 – 19:00 saatleri arasında hizmet veren cafe ve restoranlara gelen ziyaretçiler %50 oturma kapasitesinden şimdilik memnun olduklarını, İstanbul’un bir an önce korona renk haritasında mavi renge dönmesini ve diledikleri gibi özgürleşmek istediklerini belirterek kontrollerden ve alınan kararlardan memnuniyetlerini bildirdiler.


Dünyada yük taşımasının %70’i, Türkiye’de %90’ı karayolları ile yapılıyor

 


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Ülkemizde, karayolu yük taşımasında en yoğun trafik “Kocaeli- İstanbul” arasında gerçekleşiyor 

Türkiye’nin en büyük dijital lojistik platformu Tırport, lojistik sektörünü uçtan uca dijitalleştirirken, sahip olduğu dijital varlıkları ve ulaştığı iş hacmiyle Avrupa’daki sayılı lojistik teknolojilerinden birisi haline geldi. 2021 yılına umutla giren Türk lojistik sektörü, uçtan uca dijital dönüşümünü sağlayıp doğru yatırımlarla desteklenirse, gelecek 10 yıl içinde 1 trilyon dolara ulaşacak bir potansiyele sahip. 

Lojistik sektöründe karayolu taşımacılığı, globaldeki liderliğini sürdürüyor. Ürünlerin bir noktadan diğer bir noktaya transferinde, globalde de karayolları hala baskın sektör olarak yer alıyor. Dünya ortalamasında yük taşımasının %70’i karayolları ile yapılıyor. Avrupa Birliği ortalaması %75 civarındayken, bu oran ABD’de %70, İngiltere’de %60 olarak gerçekleşiyor. Türkiye’de ise, taşımanın %90’ı karayollarıyla yapılıyor. 

Devreye aldıkları dijital teknolojiler ile global ölçekte lojistik platformlardan birisi haline geldiklerini ifade eden Tırport Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Kale, konum tabanlı ve gerçek zamanlı olarak lojistik operasyonunu uçtan uca dijital dönüşümle yönetiklerini açıkladı. Lojistik bilgi servisi olarak Tırport Insights’ı da bu yılın başında hayata geçirdiklerini anlatan Burcu Kale, bu platformda sektöre ilişkin canlı ve güncel veriler, raporlar, analizler ve öngörülerin yayınlandığını kaydetti.  

Tırport Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Kale, Tırport Insights’taki verilere ilişkin değerlendirmede bulunarak şunları söyledi: 

*Tırport’un 2020 yılsonu verilerine göre, ülkemizde bir günde gerçekleşen yaklaşık 450 bin FTL taşımanın, sadece 1/3’ü kontratlı taşımalardan oluşuyor. Günlük 300 bin kamyona yakın taşıma, tamamen spot pazarda gerçekleşiyor ve kontratlı lojistik olmadığı için lojistik firmaları bu pastadan pay alamıyor. Bu taşımaların büyük çoğunluğu, belirli bölgeler içinde kapalı döngülerle gerçekleşen taşımalardır. Aliağa-İzmir, Gebze-Derince, Sakarya-Derince, İnegöl-Bursa, Merzifon-Samsun, Tarsus-Mersin gibi kısa hatlarda gerçekleşiyor. Yük verenleri, çoğunlukla kobi kategorisindeki üreticiler oluşturuyor. Spottan çıkan yükün yarısı, 326 organize sanayi bölgesinden, limanlardan ve ambarlardan çıkıyor. 


*Ülkemizde, iller arasında gerçekleşen en yoğun karayolu yük taşıma trafiği “Kocaeli-İstanbul” arasında gerçekleşiyor. Bunu, İstanbul-Ankara, Bursa-Kocaeli, Ankara-Adana, Bursa-İstanbul, İstanbul-İzmir, Mersin-Adana, Antalya-Mersin, Antalya-İstanbul, Çanakkale-Balıkesir, Konya-Ankara, Konya-Adana, Samsun-Trabzon, Çorum-Samsun, Adana-Gaziantep aksları takip ediyor. Yine, ülkemizdeki en yoğun kamyon trafiği ise, Gebze-Kocaeli arasında gerçekleşiyor ve bu hattı Gebze-İstanbul, Adana-Mersin, Tarsus-Adana, Ankara-Polatlı, Nilüfer-Gemlik, Bursa-Balıkesir, Çorlu-İstanbul, Çumra-Konya hatları takip ediyor. 

*Türkiye’de en yoğun karayolu taşıma trafiği, haftanın ilk günlerinde gerçekleşiyor. Yük trafiği hafta sonuna doğru kademeli olarak azalıyor ve pazar günü toplam hacmin %30’larına kadar düşüyor. 

*Kamyonların yük boşaltmak için ortalama bekleme süresi yaklaşık 11 saat olarak gerçekleşiyor. Yük alım işleminde de, ortalama bekleme süresi 13 saati buluyor. Bu bekleme süreleri halen çok yüksek ve Tırport’un akıllı çağrı merkezine kamyoncular tarafından yapılan aramaların %64’ü indirme-bindirme süreçlerindeki beklemeler ile ilgilidir. Tırport’un geliştirdiği akıllı yükleme-indirme randevu sistemlerinin yaygın kullanımıyla, önümüzdeki günlerde bu sürelerin hissedilir şekilde azaltılması gerçekleşecektir.  


*Tırport kullanıcısı bir kamyonun, aylık ortalama sefer sayısı 7,7 olarak gerçekleşiyor. Sefer-başına yükle ortalama 344 km yol yapıyor. Ülkemizdeki kamyonların boş dönme oranı yaklaşık %37 iken, Tırport’lı kamyonlarda bu oran %24 seviyesinde kalıyor. Bir başka veriye göre, ülkemizde bir kamyon yeni yük bulmak için 2,5 gün beklerken, Tırport’lu kamyoncularda bu oran maksimum 1,5 gün olarak gerçekleşiyor.  

*2020 yılı içinde yurtiçinde yollardaki kamyonların 1/3’ü boş seyrediyor. Avrupa’ya giden tırlarımızın ise, %82’si boş dönüyor En yüksek boş dönme oranı %90 ile Irak’tan gerçekleşiyor. 

*Ekonomik koşullara bağlı olarak, lojistik şirketlerinin özmal oranları hızla düşüyor. Türkiye’de yollardaki 858 bin kamyonun %95’i şahıslara ait. Bu ciddi bir oran ve dünyada hiçbir ülkede bu kadar yüksek bireylerin kamyon sahipliği oranı yok. Günde 2 binin üzerinde FTL taşıma yapmasına rağmen tek bir özmal kamyonu olmayan büyük hacimli lojistik firmaları da bulunuyor. Kısaca, irili ufaklı 8 bin civarında lojistik ve nakliye firmasının olduğu ülkemizde, pazardaki en büyük 5 şirketin toplam pazar payı %2 değil. 

*Türkiyeki kamyonların genel yaş ortalaması 16 yaştır. En yoğun ihracat yaptığımız Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde, kamyon filolarının neredeyse %70’nin 0-5 yaş aralığında olduğu belirtiliyor. Türkiye’deki kamyon filosu, Avrupa ile kıyaslama yapıldığında oldukça yaşlı kalıyor. Ülkemiz toplam ihracatının %50.5’ni Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık ülkelerine yapıyor ve önümüzdeki yıllarda kamyonlardaki artan yaşın, Avrupa’ya girişte sorun oluşturabileceği öngörülüyor. 


(EGD), DEİK ile birlikte düzenlediği "Ticari Diplomasi Yolculuğu" buluşmaları devam ediyor...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Geleneksel Ticari Diplomasi Yolculuğu buluşmaları

DEİK Türkiye-Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı ve Türkiye-Hong Kong İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı:

 "Doğu batıya doğru zaten geldi. Çin, Yunanistan'daki Pire Limanı'nı aldı. Hemen karşı kıyımız. O limana Kahire'den direkt hat koyduğunda Pire Limanı'nın hacmi Türkiye'nin toplam limanlarının hacmini geçecek. Yani biz bunları istesek de istemesek de geliyorlar. O yüzden bizim AB gibi 'bu konuda ne yapabiliriz diye düşünüp bir an önce pozisyon almamız gerekiyor"

 "Şöyle düşünebiliriz; doğudan batıya gelen trenler muhakkak geriye dönerken boş dönmeyecekler. Biz onun içerisinde olabilir miyiz? Oraya ürün ihracatı için yeni bir yol açılıyor sonuçta"

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı ve Türkiye-Hong Kong İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı, Çin'in Kahire'de kurduğu dev üretim üssünün yine Çinlilerin satın aldığı Yunanistan'daki Pire Limanı ile entegre olarak dünyada muazzam bir ticaret hacmine ulaşacağını belirterek, "Bizim AB gibi 'bu konuda ne yapabiliriz'e bakıp bir an önce pozisyon almamız gerekiyor. Şöyle düşünebiliriz; doğudan batıya gelen trenler muhakkak geriye dönerken boş dönmeyecekler. Biz onun içerisinde olabilir miyiz? Oraya ürün ihracatı için yeni bir yol açılıyor." dedi.

Kolbaşı, Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD), DEİK ile birlikte düzenlediği "Ticari Diplomasi Yolculuğu" buluşmaları kapsamında yapılan toplantıda, Asya ülkeleri ile dış ticarete ilişkin bilgiler verdi.

Asya-Pasifik Bölgesi'nde 17 ülkenin, 2 de bölgenin bulunduğunu aktaran Kolbaşı, "Hindistan'dan başlıyor, Yeni Zelanda'ya kadar bu bölgeler, ülkeler yayılıyor. Bölge dediğimiz zaman da biz Hong Kong'u ve Tayvan'ı burada söylüyoruz." bilgilerini verdi.

Türkiye'nin dış ticarette en fazla açık verdiği bölgenin Asya-Pasifik olduğunu belirten Kolbaşı her yıl yaklaşık 40 milyar dolar dış ticaret açığı gerçekleştiğini hatırlattı.

Bölgeye ithalat için gidilmesine karşın ihracat amacıyla yeterince gidilemediğini anlatan Kolbaşı, iş dünyası ve kamunun birlikte çalışarak bu konuda sürdürülebilir adımlar atması gerektiğini söyledi.

Asyalı turistlerin tüm dünya için önemli bir gelir kaynağı olarak görüldüğünü hatırlatan Kolbaşı, şunları kaydetti:

"Son dönemde ciddi olarak turizm konusunda Asya'nın Çin başta olmak üzere bir yükselişi var. Dünyaya 150 milyondan fazla turist gönderiyorlar ve Asyalılar dünya turizm gelirlerini en fazla kısmını oluşturan grup konumuna geldi. Turizmde Türkiye için çok önemli. Türkiye de pandemi öncesine döndüğümüz zaman dünyada en fazla turist ağırlayan 6. ülke konumundayız. Dolayısıyla Asya bu yönden de bizler için kıymetli."


"Makine parkı genç olan bir coğrafya olduk"

Kolbaşı, Türkiye'nin tarihi İpek Yolu'nun güzergahında bulunduğunu belirterek, Asya'daki tren hatlarının son kıyısının Türkiye olduğunu söyledi.Çin'in 2012'den beri Kuşak ve Yol inisiyatifini sürdürdüğünü belirten Kolbaşı, bu konunun Türk iş dünyasının da gündeminde bulunduğunu kaydetti.

Türkiye'nin 1996'dan sonra yakaladığı ihracat ivmesini hatırlatan Kolbaşı, şu bilgileri verdi:

"Bugün 170 milyar dolarlık ihracatın bir kısmını biz kendi Türk markalarımızla yapıyoruz dünyanın birçok yerine. Diğerlerinde de aslında ağırlıklı olarak Avrupalı markalara fason olarak ihracatımız var. Ne yazık ki şu anda hala daha Türkiye'nin dış ticaret verilerinde Türk markasıyla yaptığımız ihracat datası yok. Dolayısıyla bunun tam olarak bir oranını bulamıyoruz. Markalı ihracat ve markalı ithalatta bu veriler önemli.  Türkiye 1996'dan bugüne kadar sanayi konusunda kendini geliştirdi. Bunun verilerini şöyle almak da mümkün. Bugün Almanya'nın doğusundan bir çizgi çekerseniz, Çin'in de batısındaki sınırını çizgi olarak alırsanız bu coğrafyada hemen hemen her sektördeki en büyük üreticidir Türkiye ve Türkiye'nin üretim kapasitesi yüksek olmakla birlikte yeni bir sanayileşme olduğu için de özellikle 2000'den sonra da bu gelişti ve makine parkı genç olan bir coğrafya olduk. Dolayısıyla ihracatçılarımızın Asya-Pasifik'e odaklandıkları zaman fason olarak değil kendi markalarıyla bölgeye gitmelerini ben çok önemli görüyorum. Bu konuda da Türkiye'nin şansı var."

Türk perakende ve gıda markalarının Asya-Pasifik'te tutunma şansı bulabileceğini ifade eden Kolbaşı, Mado'nun bölgeye 5 şube açtığı örneğini verdi.


Türk şirketlere Hong Kong ve Singapur'a odaklanmaları çağrısı

Kolbaşı, Asya konuşulduğunda genelde "Uzak Doğu" denildiğini hatırlatarak, uzak kelimesinin düşürülmesi gerektiğini söyledi.

Doğunun önce zihinlerde yakınlaştırılması gerektiğini belirten Kolbaşı, "Önce beynimizde doğuyu yaklaştıralım ardından nasıl ticaret yapacağız, nasıl oraya ihracat yapacağız, bunları konuşabiliriz. Çünkü rakamlar gösteriyor, ithalat için gitmişiz oraya. Sayın Ticaret Bakanı'mız Ruhsar Pekcan Hanım'ın da dediği gibi, 'Madem ithalat için oraya gidiyoruz, ihracat için de gitmek mümkün.' Sadece biraz stratejiyi değiştirip oraya doğru odaklanmamız lazım." ifadelerini kullandı.

Asya Pasifik'te kişi başına düşen gelirin gitgide yükseldiğini anlatan Kolbaşı, lüks ürün alıcılarının bu coğrafyada önemli bir potansiyel taşıdığını söyledi.

Türk firmalarının Hong Kong ve Singapur gibi ticareti çok kuvvetli olan iki ülkeye odaklanması gerektiğini belirten Kolbaşı, Asya'ya açılmanın önemli fırsatlar getireceğini söyledi.

Asya-Pasifik ülkeleriyle bulunan ikili ticaret anlaşmalarındaki eksikliklerin giderilmesi için çalışmaların yapıldığını ifade eden Kolbaşı, bu konuda önümüzdeki dönemde önemli adımların atılmasını beklediğini söyledi.  

"Çin Kahire'de kendisine bir üretim üssü kurdu"

Kolbaşı, Çin'in 2012'de tanıttığı Kuşak ve Yol İnisiyatifi'yle 72 tane ülkeyi içine alacağını açıkladığını ve buna bütçe ayırdığını anımsatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Çin'in 2012'de tanıttığı Kuşak ve Yol İnisiyatifi Türkiye'nin ihracatçılar için aslında bir handikap olabilir, kabul ediyorum. Ancak şöyle bir gerçek var: Biz bunu içselleştirsek de içselleştirmesek de Türkiye'nin kuzeyinden yukarıya ulaştılar. Yine Türkiye'nin güneyinden Kahire'ye geldiler. Bizzat gidip gezdim Kahire'yi. Çin Kahire'de dev bir üretim üssü kurdu. Mısır'da ürettiği ürünü hem Afrika Kıtası'na dağıtabiliyor hem de Mısır'ın özel anlaşmalarıyla, civar ülkelerle beraber direkt Amerika'ya ihracat yapabiliyor. ABD'de konulan vergilerden de böylece muaf oluyorlar. 

Dolayısıyla doğu batıya doğru zaten geldi. Hatta bir hamle daha yaptı Çin, Yunanistan'daki Pire Limanı'nı aldı. Hemen karşı kıyımız. O limana Kahire'den direkt hat koyduğunda Pire Limanı'nın hacmi Türkiye'nin toplam limanlarının hacmini geçecek. Yani biz bunları istesek de istemesek de geliyorlar. O yüzden bizim AB gibi 'bu konuda ne yapabiliriz'e bakıp bir an önce pozisyon almamız gerekiyor. Şöyle düşünebiliriz; doğudan batıya gelen trenler muhakkak geriye dönerken boş dönmeyecekler. Biz onun içerisinde olabilir miyiz? Oraya ürün ihracatı için yeni bir yol açılıyor sonuçta..."


Türkiye'nin Asyalılarla beraber ortak üretimlerle AB'ye ve Afrika'ya birlikte gidebileceğini anlatan Kolbaşı, "Türkiye sanayisi bunu fırsata çevirebilir." dedi.

KAHRAMANMARAŞ ‘’GASTROSHOW 'DA İDDALI ŞEKİLDE YERİNİ ALACAK ..


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



KAHRAMANMARAŞ ‘’GASTROSHOW 'DA İDDALI ŞEKİLDE YERİNİ ALACAK 

Gastronomi Turizmi Derneği Genel başkanı Gürkan Boztepe ve Turizm Medya Grubu başkanı Volkan Ataman Kahramanmaraş’a gelip resmi ziyaretlerde bulundular.

GTD Kahramanmaraş teşkilatı ile birlikte Başkan Sami Kervancıoğlu-Gökhan Büyükdereli-Fehmi Büyükdereli-Serhan Erdoğanyılmaz-Cüneyt Beyit   eşliğinde Büyükşehir Belediyesi Başkanı Hayrettin Güngör ile detaylı toplantı ve ertesi gün Kahramanmaraş Valisi Ömer Faruk Coşkun’u makamında ziyaret eden heyet Gastroshow’da Kahramanmaraş’ın tanıtılması ve Gastronomik Marka kent olması için işbirlikleri detaylandırdılar.

GTD Başkanı ve GTD Kahramanmaraş yönetimi ;TC.Kültür Turizm Bakanlığı Turizm İl Müdürü Seydihan Küçükdağlı’yı ziyaret ederek kentin Gastroshow’da yapacaklarını masaya yatırdılar.

2-4 Haziran2021 tarihinde  İstanbul’da İCC ‘de (İstanbul Kongre Merkezi’nde) açık alanda gerçekleşecek Gastroshow  Fuar ve konferansı etkinliğinde ülkemizden farklı şehirler –Dünya’dan ülkeler katılım gösterirken,Gastronomik anlamda sayısız yemek kültürüne sahip olan Kahramanmaraş kendine yakışır şekilde gerek stand gerekse konferanslarda yerini alacak.

Gastroshow da Türkiye’nin ve Dünya’nın değişik yerlerinden  Gastronomi sektörüne  damga vurmuş üst düzey  şefler ve Gastronomi uzmanları katılacak.

Dünyanın 7 Ülkesi –Türkiye’nin; 7 Bölgesi ve 7 Gastronomik Marka Kenti’nin İstanbul deklarasyonunda ‘’Gastronomi Turizmi Dünya Başkanı Erik Wolf’’ tarafından   basına lanse edileceği bu önemli etkinlikte Kahramanmaraş ülkemizin 7 Gastronomik kenti içinde yer almak hedefinde .


14 Mart 2021 Pazar

İstanbul uzun zaman sonra ilk kez uluslararası bir spor organizasyonuyla moral buldu...

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Salgın sonrası için umut veren organizasyon

İstanbul bir yıl aradan sonra ilk kez büyük bir uluslararası spor organizasyonuna sahne oldu. 80 ülkeden 650 sporcunun katıldığı Karate 1 Premier League hem şehir hem turizmciler için moral oldu. TÜROB Başkanı Müberra Eresin, organizasyonun sektöre ‘yeniden çıkış’ için umut verdiğini, pandemi sonrası yeni işlerin alınması için avantaj sağlayacağını kaydetti.

İstanbul uzun zaman sonra ilk kez uluslararası bir spor organizasyonuyla moral buldu. 

Dün (12 Mart) WOW Convention Center’da başlayan ve yarın akşam (14 Mart) sona erecek olan Karate 1 Premier League’in İstanbul etabına yaklaşık 80 ülkeden 650 katıldı. Pandemi koşullarına uygun olarak düzenlenen organizasyon seyircisiz olmasına karşın hem şehre hem turizmcilere pandemi sonrası için umut verdi. Turizmciler de hem tüm mekanlarıyla hem de titizlikle uyguladıkları pandemi tedbirleriyle spor ve kongre turizmi etkinliklerine hazır olduklarını ortaya koydu. 


Yeniden çıkış döneminde avantaj sağlayacak

Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, “Sektörümüz üzerindeki moral etkisi çok fazla oldu. Pandemi nedeniyle tüm dünyada MICE sektörü olarak adlandırılan toplantı, teşvik gezileri, kongre, sergi organizsasyonları tamamen durdu. Spor turizmi de bu kapsamda. Bu tip organizasyonlar, MICE’da dünya genelinde yeniden çıkış başladığında yeni işlerin alınmasında Türkiye’ye avantaj sağlayacaktır” dedi. 

Spor organizasyonlarının İstanbul’un ve Türkiye’nin spor turizminde iddialı bir destinasyon haline gelmesini sağlayacağını vurgulayan Eresin, “Spor turizmini, turizmin geleceği açısından en önemli enstrümanlardan biri olarak görüyoruz. Anlık ticari faydalarının yanında orta ve uzun vadede ülke imajına ve tanıtıma çok ciddi katkı sağlıyor. Pandemi sürecinde geçen Kasım ayında Formula 1 İstanbul gerçekleştirildi. Bu organizasyon seyircili değildi. Ancak sektörümüze büyük moral verdi. 2021’de UEFA Şampiyonlar Ligi Finali İstanbul’da olacak. 2023 Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası Türkiye’de yapılacak. Umuyoruz ki yenileri de gelecektir” diye konuştu.


Pandemi sonrasına hazırız

TÜROB Yönetim Kurulu Üyesi ve WOW İstanbul Hotels&Convention Center Genel Koordinatörü Ziya Cihan da, organizasyonun mekan açısından sorunsuz gerçekleştirildiğini belirterek, “Konaklama ve turizm sektörü olarak pandemi sonrasında yeniden ivme kazanmasını beklediğimiz tüm etkinliklere hazırız” dedi. 


12 Mart 2021 Cuma

Turizm sektöründe, Turquality destekleri nelerdir?

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Turizm sektöründe, Turquality destekleri nelerdir? 

Turquality, ülkemizin devlet destekli ilk marka programıdır. Hem teşvik, hem değer oluşturan bir iş modeli olduğu için, ürün ve hizmet üreten tüm sektörler tarafından yoğun ilgi görüyor. Son dönemlerde iş süreçlerini uçtan uca dijitalleştirerek geleceğe hazırlanan işletmeler, global çapta markalaşma çalışmalarına hız katmak için rotalarını Turquality’e çeviriyor.   

Sektör lideri Progroup Uluslararası Danışmanlık 19 yıldır, Türk firmalarının stratejik, fonksiyonel ve operasyonel yönetim düzeylerini uluslararası şirketlerin seviyesine çıkararak, Türk markalarının globalde rekabet etmelerine rehberlik ediyor. 

Turizm sektöründeki firmaların, global başarılara imza attığını anlatan Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, şunları söyledi: 

“Türkiye’nin en büyük kazanımlarından birisi ihracat, diğeri turizm ülkesi olmasıdır. Türkiye, turizmde fırsatlar ülkesidir. Tarihi, kültürel, doğal hazinelere sahibiz, dünyanın en iyi tesisleri ve destinasyonları bizde. Firma olarak, Turquality iş modelimiz ile, turizm sektörüne ayrı bir önem veriyoruz. Turquality iş modelini, turizm sektörüne uyguladığımızda ciddi bir döviz girdisi sağlıyoruz. Danışmanlık yaptığımız turizm firmalarında, önce iş sürecini gözden geçirip, hedef kitleyi tespit ederek, kaynak ve kabiliyet planlarını gerçekleştiriyoruz. Bu ifade ettiğim çalışmanın 423 alt süreç yönetimi var ve bu süreçler arasında çapraz algoritmayı kurguluyoruz. Örneğin, turizmcilerin birçoğunun yaptığı iş aynı olmuş ve birbirlerini kopyalıyorlar. Bu da marka değerinin altında satış anlamına geliyor. Yaptığımız çalışmalar ile firmalara farklılaşma stratejisi, çapraz algoritmik hizmet dediğimiz çalışmaları yapıyoruz ve ardından stratejik yol haritasını hazırlıyoruz” dedi. 


Turquality’nin turizm sektörüne verdiği destekler şunlardır: 


DESTEK TÜRÜ LİMİTİ KAZANDIRDIĞI İVME

Hizmet ve marka tescili ve korunması Limitsiz Yurtdışında markanın korunması ve başka birinin almaması

Kalite, hijyen, çevre, pazara giriş belgeleri, sertifikasyon, eğitim, danışmanlık gideri Limitsiz Evrensel kalite sistemlerine sahip olma ve rakiplerinin sahip olduğu belgelere sahip olma

İstihdam (aşçı, şef, yazılımcı, mühendis, tercüman) 5 kişi Nitelikli işgücü istihdamı ile rekabet gücünü artırma

Reklam, tanıtım, ve pazarlama harcamaları Limitsiz Yurtdışı pazarlama giderleri ile Türkiye’yi ve kendi markasını tanıtıp, talep oluşturulması

Yurt dışı açılan birimlere ilişkin kira (azami 50 birim için) Limitsiz Yurtdışında marka yaygınlığını oluşturma ve döviz girdisi oluşturma

Yurt dışı açılan birimlere ilişkin kurulum, dekorasyon teknik donanım gideri 200.000 USD/Kira desteği alan birimler için) Yurt dışında rakiplerinden geri kalmamak için kurulum ve dekorasyon çalışmaları ile müşterilerin talebinin artırılması

Ofis, depo, showroom kira Limitsiz Yurt dışında tanıtım veya görüşme ofisleri oluşturarak, markanın tanıtımın yapılması ve müşteri kazanılmasının arttırılması

Ofis, depo showroom dekorasyon ve konsept mimari giderler 200.000 USD / birim başına Ofislerin gerekli modern dizayn edilerek, marka temsilini güçlendirilmesi

Franchise kira (konaklama tesisi) azami 100 birim için 200.000 USD Yurt dışında, yabancı ve yerli franchise bulup, marka yaygınlığı ve değerinin artırılması

Franchise kurulum, dekorasyon, teknik donanım harcamaları. Azami 100 birim için 100.000 USD Yabancı ve yerli yurt dışı franchise kurulum ve dekorasyon standartlarının ve çekim alanı oluşturulması

Pazar araştırması ve raporları Limitsiz Hedef pazarların bilgiye dayalı çekişmesi ve markanın isabetli hedef pazar seçiminin  sağlanması

Danışmanlık ve yazılım 600.000 USD / yıl Yönetim danışmanlarından ve yazılım firmalarından destek alarak, yurt dışına açılımın kolaylaştırılması ve yönetim sistemlerinin geliştirilmesi için destek almasının sağlanması


Gerçek deri tasarımlarıyla ünü dünyaya yayılan bir Türk markası; Watch of Royal...


 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



10 yılda 250 ülkeye ulaşan bir Türk markası; Watch of Royal

Gerçek deri tasarımlarıyla ünü dünyaya yayılan bir Türk markası; Watch of Royal


Adana’da e-ticaret sitesi olarak başlayan, hakiki deriye özgün tasarımlarla buluşturarak sunan Watch of Royal markasının yolculuğu bugün üretime ve 250 ülkeye satış yapma noktasına geldi.

Markanın kurucusu Tolga Sakın, başarılarının altında yatan nedenin yüksek kaliteli üretim yapmaları ve özgün tasarımlara ağırlık vermeleri ve e-ticaretin kurallarını sıkı sıkıya uygulamaları olduğunu belirtti.


Tasarım çantalardan, cüzdanlara, saatten, parfüme, gözlükten takılara pek çok ürün segmentinde dünyaca ünlü tasarımcılarla çalışarak büyümeye devam eden Watch of Royal, bu yıl kuruluşunun 10. yılını kutlarken donanımlı, dev bir ekiple büyüme yolculuğunu sürdürüyor.

“Hala girişimci ruhu ile çalıştıklarını ve kendilerine duyulan güveni üst düzeyde devam ettirebilmek için enerjilerini kaliteye yoğunlaştırdıklarını” söyleyen Tolga Sakın, mottolarının “iyi tasarım, iyi yaşam” olduğunu belirtiyor ve dünyanın her yanına ulaşma hedeflerini sürdürüyor.


Arı Zehri’nde dünyada bir numara olabiliriz...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Arı Zehri dünyaya tanıtılacak!

Arı Zehri’nde dünyada bir numara olabiliriz

700 kişinin katılımı ile zehir gibi bir toplantıya imza attılar

 Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM), Güvenilir Ürün Platformu, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) iş birliği ve BEE’O Propolis’in katkıları ile düzenlenen Bal Arısı Zehri Paneli online olarak gerçekleştirildi.

Toplam kovan sayısı ve bal üretimi bakımından dünyada 2. sırada yer alan Türkiye arıcılığı için yeni bir farkındalık çalışması olarak görülen “Arı Zehri Paneli” Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM), Güvenilir Ürün Platformu, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) ve BEE’O Propolis’in katkılarıyla 10 Mart Çarşamba günü online olarak gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü,  Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak’ın, açılış konuşmasını DAGEM Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu’nun gerçekleştirdiği ilk panelde söz alan BEE’O Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı dünyadaki pazar ve üretim miktarı konusunda henüz yeterli istatistik olmadığını ifade etti. Konuşmasında ayrıca yurt dışında tablet, serum, dudak balmı, tonik, maske, nemlendirici krem, ağrı kesici vücut merhemi gibi yüksek fiyatlı, arı zehri içerikli ürünler hakkında da bilgiler veren Aslı Elif Tanuğur Samancı, Türkiye’nin çok yüksek bir potansiyeli olduğunu ve bu alanda dünya lideri olunabileceğinin altını çizdi. Ayrıca bunun için öncelikle bir standart oluşturulması gerektiğini vurguladı.


Doğru Hasat Kaliteli Ürün

Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü’nden Ziraat Yüksek Mühendisi Gülten Bulut, arı zehrinde çevresel faktörlerin çok önemli olduğunu ve arı zehrinin doğru hasat edilmesiyle kaliteli ürünler elde edilebileceğine dikkat çekti. Hayvancılık Genel Müdürlüğü’nün Arı Ürünleri Üretimini Yaygınlaştırma Projesinden bahseden Gülten Bulut, arı zehri üretim talimatnamesi oluşturarak arı zehri çalışmalarını hayata geçirdikleri bilgisini de paylaştı.

Arı Zehri Üretimine, Üniversitelerin Ar-Ge Merkezleri Üzerinden Gitmeliyiz

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, “Bal Arısı Zehri ile İlgili TAB’ın Faaliyetleri” başlıklı konuşmasına tüm arıcılara hayırlı üretim sezonu dileyerek başladı. Arıcıların sesini duyurmaya çalıştıklarını söyleyen Şahin, “Üretimi nasıl arttırabiliriz? Onun derdindeyiz. Üretime üniversitelerin Ar-Ge Merkezleri üzerinden gitmeliyiz. Üreticiye de hakkını vermeliyiz. Sayın Bakandan üretim tebliğinin oluşturulacağı müjdesini de aldık.” şeklinde görüşlerini iletti.

Sağlık Bakanlığı Bitkisel ve Destek Ürünler Daire Başkanı Uzman Ecz. Handan Öztunca, “Sağlık Bakanlığı’nda Bal Arısı Zehri ile İlgili Son Gelişmeler” konulu sunumunda üretimden sonraki aşamanın kendi sorumluluklarında olduğunu ifade etti. Konuyla ilgili ruhsatlandırma mevzuatı çalışmalarının sürdüğünü belirterek sözlerini sonlandırdı. 

Dünya.com Yazı İşleri Müdürü Çiğdem Yücesoy Subaşı’nın moderatörlüğündeki ikinci oturuma ise; BEE’O Kurucu Ortağı ve Genel Müdür Yardımcısı Ziraat Yüksek Mühendisi Taylan Samancı,  Ege Üniversitesi Apimondia Apiterapi Bilimsel Komisyon Üyesi Prof. Dr. Banu Yücel, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Nalbantsoy, Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi, Uluslararası Apiterapi Federasyonu ve Apiterapi Derneği Başkanı Dr. Timuçin Atayoğlu ile DAGEM Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Sözleşmeli Arıcılık ile Kovandan Sofraya İzlenebilir Üretim

BEE’O Kurucu Ortağı ve Genel Müdür Yardımcısı Ziraat Yüksek Mühendisi Taylan Samancı, “Sözleşmeli Arıcılıkla Arı Zehri Üretimi”, başlıklı konuşmasında sözleşmeli arıcılığı, arı ürünlerinin belirli fiyattan ve belirli üretim koşullarında doğrudan arıcıya ürettirilmesi iş modeli şeklinde açıkladı. Bu model ile kovandan sofraya izlenebilir üretim ve üreticiye alım garantisi ile kalite ve üretime odaklanma avantajlarından söz etti.

Ege Üniversitesi Apimondia Apiterapi Bilimsel Komisyon Üyesi Prof. Dr. Banu Yücel ise “Üniversitelerin Bal Arısı Zehri Üretimi ve Ticarileşmesindeki Rolü” başlıklı sunumunda; üretimde standardizasyon ve sertifikalı bal arısı zehri üretim eğitimlerinin önemi üzerinde durdu.

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Nalbantsoy, “Anadolu Arısı Zehrinin Nano-taşıyıcı Sistemde Konjugasyonu ve Biyoaktivite Etkinliğinin Belirlenmesi” başlığı ile yaptığı sunumda, kanser ve arı zehri ile ilgili faydalı bilgiler aktardı. 

Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Uluslararası Apiterapi Federasyonu ve Apiterapi Derneği Başkanı Dr. Timuçin Atayoğlu “Sağlık Sektöründe Bal Arısı Zehrinin Kullanım Formları ve Alanları” konulu sunumunda, arı zehrinin akupunkturu olarak bilinen Apipunktur hakkında önemli bilgiler paylaşarak Uluslararası Apiterapi Federasyonu olarak yakın zamanda düzenleyecekleri organizasyonlar hakkında bilgiler verdi.

Üreticilerin Beklentileri

DAGEM Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu ise “Bal Arısı Zehrinde Doğru Üretim Teknikleri ve Anadolu Bal Arısı Zehrinin Özellikleri” başlıklı sunumunda, arı zehrinde; ürün miktarı, kalite, koloni sağlığı, sürdürülebilir üretim ve hijyen için doğru üretim tekniklerinin çok önemli olduğunu vurguladı. Bal arısı zehri hasadı hakkında önemli tespitlerde bulunan Kekeçoğlu, Düzce Üniversitesi’nin tamamlanan ve devam eden projelerini katılımcılarla paylaştı ve tüm katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

Bal Arısı Zehri Paneli, Düzce Üniversitesi’nin arı zehri üretimi ile ilgili görüntülerinin yer aldığı video gösterimi ile sona erdi.  

 Kimler katıldı

DAGEM Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu - Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak – BEE’O Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı - Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İdris Şahin - Rektör yardımcısı Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar - Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü’nden Ziraat Yüksek Mühendisi Gülten Bulut  - Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin - Sağlık Bakanlığı Bitkisel ve Destek Ürünler Daire Başkanı Uzman Ecz. Handan Öztunca - Dünya.com Yazı İşleri Müdürü Çiğdem Yücesoy Subaşı - BEE’O Kurucu Ortağı ve Genel Müdür Yardımcısı Ziraat Yüksek Mühendisi Taylan Samancı -  Ege Üniversitesi, Apimondia, Apiterapi, Bilimsel Komisyon Üyesi Prof. Dr. Banu Yücel - Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Nalbantsoy - Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi - Uluslararası Apiterapi Federasyonu ve Apiterapi Derneği Başkanı Dr. Timuçin Atayoğlu…


11 Mart 2021 Perşembe

MayeMusk, GoTürkiye Instagram hesabı üzerinden Ayşe Tolga’nın sorularını yanıtladı...

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



ELON MUSK'IN ANNESİ MAYE MUSK, GOTURKIYE INSTAGRAM HESABINA KONUK OLDU

Türkiye’nin resmi tanıtım sayfası GoTurkiye, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel bir canlı yayına imza attı. Dünyaca ünlü girişimci Elon Musk’ın model, diyetisyen ve yazar olan annesi MayeMusk, GoTürkiye Instagram hesabı üzerinden gerçekleşen yayında oyuncu, yazar ve sağlıklı yaşam gurusu
Ayşe Tolga’nın sorularını yanıtladı.

Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile organize edilen söyleşide, başarıları ile kadınlara örnek olan 72 yaşındaki Maye Musk, “Bir Kadın Plan Yaparsa” adlı kitabı hakkında bilgi verdi. En çok satanlar listesine giren kitabında hayatı boyunca yaşadığı zorlukları ve bu zorluklarla nasıl baş ettiğini anlatan Musk, kitabı aynı sıkıntıları yaşayan kadınlara ilham vermesi amacıyla yazdığını belirtti. 

Türkiye ile ilgili görüşlerini de paylaşan Maye Musk, daha önce İstanbul, Dalaman ve Bodrum’u ziyaret ettiğini, Türk insanına ve Türk yemeklerine hayran olduğunu belirterek ilk fırsatta yeniden Türkiye’ye gelmek istediğini dile getirdi.


Turizm ve Destinasyon Geliştirme Derneği-TDGD kuruldu



HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR





Eşsiz yerel mirasımızı küresel rekabet avantajına dönüştürmek için

Turizm ve Destinasyon Geliştirme Derneği-TDGD kuruldu

Turizmi, Türkiye’nin küresel pazarda “katma değeri ve döviz girdisiyle rekabet avantajı en yüksek tek sektörü” olarak değerlendiren Turizm ve Destinasyon Geliştirme Derneği-TDGD, Türkiye’yi bir bütün halinde değil destinasyonlar özelinde tanıtmak, bu kapsamda sosyal ve ekonomik kalkınmaya ölçülebilir faydalar sağlayacak sürdürülebilir projeler gerçekleştirmek amacıyla İstanbul’da kuruldu.  

TDGD Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Can Yazıcı, “Türkiye'deki tabiat ve kültür mirasını tanıtmak için yeni destinasyon cazibe noktaları oluşturarak, yurt içinden ve yurt dışından yatırımcılar ve turistler çekmek üzere her yöreye özgü çok çeşitli projeler üretiyor, destinasyon pazarlama organizasyonları gerçekleştirmek için çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.


Türkiye’nin eşsiz tabiat ve kültür mirasını küresel faydaya dönüştürmek hedefiyle kurulan Turizm ve Destinasyon Geliştirme Derneği-TDGD, turizmi pek çok çeşidiyle birlikte değerlendirerek özel projeler üretiyor, önce yöresel kalkınmaya, sonra da Türkiye ekonomisine katkı sağlamak için turizmin başlıca sektör olduğu inancıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Türkiye’de turizmi ve gelişme potansiyeli olan bölgeler, kentler, ilçeler, köylerdeki cazibe unsurlarını öne çıkarmak, yeni cazibe noktaları oluşturarak yurt içinden ve yurt dışından yatırımcılar ve turistler çekmek TDGD’nin öncelikli konuları arasında yer alıyor. Turizmin sadece Ege ve Batı Akdeniz’deki “her şey dahil” kampanyaları ile deniz/kum/güneş tatilinden ibaret olmadığına inanan TDGD, Anadolu’nun hemen her yöresini bir destinasyon olarak öne çıkararak, farklı tema ve konseptlerle tanıtmaya yönelik çalışmalar yapıyor.

TDGD’nin amaçları arasında Türkiye’ye daha fazla turistin gelmesini ve gelenlerin de daha uzun kalmasını sağlamak, daha çok harcama yapmalarına uygun koşulları oluşturmak, böylelikle yöreleri birer destinasyon çekim merkezi haline getirerek, sosyal ve ekonomik kalkınmaya ölçülebilir girdi ve fayda sağlamak için sürdürülebilir projeler hazırlamak bulunuyor.

Ayrıca yurt içinde ve dışında yaptığı araştırmalar, hazırladığı projeler, akademik ve profesyonel nitelikteki uzmanlarıyla TDGD, yetersiz insan kaynağı nedeniyle atıl kaldıkları konularda yerel ve merkezi kurumlara da destek olmak, danışmanlık hizmetleri sunmak gibi görevler de üstleniyor.

TURİZM, DİĞER SEKTÖRLER İÇİN DE LOKOMOTİF OLABİLİR

TDGD Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Can Yazıcı, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Türkiye, birçok ülkeye göre çok daha büyük rekabet avantajlarına sahip ama yeterince ve doğru tanıtılamıyor, tanıtmak için doğru stratejilerin, taktiklerin bulunduğu projeler de yeterince üretilemiyor. TDGD olarak, Türkiye'deki tabiat ve kültür mirasını tanıtmak için yeni temalar, yeni cazibe noktaları oluşturarak yurt içinden ve yurt dışından yatırımcılar ve turistler çekmek üzere, her yöreye özgü çok çeşitli projeler üretiyor, destinasyon pazarlama organizasyonları şeklinde bütünleşik tanıtım çalışmalarına önem veriyoruz. Türkiye’nin eşsiz yerel mirasını ekonomik bir faydaya dönüştürmek, dünyanın farklı kültürlerindeki insanların istifadelerine sunabilmek için durmadan araştırıp üretiyoruz.”

Yavuz Can Yazıcı, Türkiye’nin son yıllarda turist sayısı açısından dünyada ilk 10 ülke arasında yer alsa da turizm gelirleri açısından aynı başarıyı gösteremediğine dikkat çekti. Yavuz CanYazıcı, şöyle devam etti: “Oysa turizm, Türkiye ekonomisinde en rekabetçi koşullarda hizmet sunan, ‘katma değeri ve döviz girdisiyle rekabet avantajı en yüksek tek sektör’ olması nedeniyle diğer sektörler için de lokomotif olabilir. Biz de bu nedenle derneğimizin bünyesindeki turizm akademisyenleri, her biri kendi alanındaki yetkin uzmanlar ve profesyonel üyelerimizle birlikte yerli ve yabancı diğer dernekler, kurum ve kuruluşlarla iş birlikleri gerçekleştirerek Türkiye’yi daha fazla turistin tanımasını sağlamayı hedefliyoruz.” 

TDGD’NİN KURUCU ÜYELERİ VE ÜYELERİ ŞU İSİMLERDEN OLUŞUYOR:

Prof. Dr. Asım Saldamlı(Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı),Dilek Girgin (Gazeteci, Yazar, İletişim Danışmanı), Ertan Atay (Girişimci), İpek Itır Can (Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Araştırma Görevlisi), Murat Ziya Girgin (Broker), Nurhayat İflazoğlu (Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Öğretim Görevlisi), Öykü Yazıcı (Özyeğin Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve İşletme Bölümü Öğrencisi), Sinan Akbaytürk (Mühendis, Çevirmen),Yavuz Can Yazıcı (İletişim Stratejisti).

Ali Rıza Cankut (Yapımcı), Aylin Saraçoğlu (Gazeteci, Medya İletişimi Danışmanı), Ayşegül Zeka (Finans Danışmanı), Doç. Dr. Emre Ozan Aksöz, (Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı), Faruk Atasoy (Danışman), Gaye Özyüncü Spolitis (Avukat, Uluslararası Hukuk Danışmanı), Handan Gümüştekin Yazgan (İnsan Kaynakları Danışmanı), Kasım Ertürk (Tasarımcı), Nehir Önen (Dokuz Eylül Üniversitesi Turizm FakültesiÖğrencisi), Sebla Salkur (Pazarlama Danışmanı), Şahin Tekgündüz (Danışman), Vahit Oğuz Kiper (Sakarya Üniversitesi Turizm Fakültesi Araştırma Görevlisi), Vedat Akdamar (Yayıncı), Tuğça Zeylan (Marka Stratejisti).

http://www.tdgd.org.tr/