11 Mart 2025 Salı

Wyndham Rewards, Üyelere Özel Fırsatlar Ayı’nın 5’inci yılını 5 hafta boyunca 5 yıldızlı tekliflerle kutluyor

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Wyndham Rewards, Üyelere Özel Fırsatlar Ayı’nın 5’inci yılını 5 hafta boyunca 5 yıldızlı tekliflerle kutluyor

Üyelere Özel Fırsatlar Ayı, iki geceye kadar ücretsiz konaklama ve Wyndham RewardsEarner Kart sahipleri için 7.500 ek puan kazanma fırsatıyla başladı 

Türkiye genelinde 120’den fazla, dünya genelinde ise binlerce otelin katıldığı Wyndham Rewards “Üyelere Özel Fırsatlar Ayı”nın startını verdi. Beşinci yılına giren Üyelere Özel Fırsatlar Ayı’nın beş haftası boyunca Wyndham Rewards üyelerinin yararlanabileceği kaçırılmayacak teklifler, ek puanlar, özel indirimler ve sürpriz ödüller açıklanacak.

Üyelere Özel Fırsatlar Ayı’nın 5 Mart’ta açıklanan ilk teklifinden yararlanan üyeler, gerçekleştirecekleri her iki gecelik konaklama başına 7.500 Wyndham Rewards puanı kazanabiliyor. Üyeler, bu promosyondan iki kez yararlanarak binlerce Wyndham otelinde iki geceye kadar ücretsiz konaklama kazanmak için yeterli olan toplam 15.000 puanın sahibi olabiliyor. Wyndham RewardsEarner Visa Kart sahipleri iki gece veya daha uzun süre konakladıklarında, konaklayacakları gecelerin art arda olma şartı aranmaksızın 7.500 ek puanın da sahibi oluyor.



Wyndham Hotels& Resorts Misafir Katılımı, Sadakat ve Ortaklıklardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Michael Shiwdin, “Üyelere Özel Fırsatlar Ayı’nın beşinci yılı beş yıldızlı bir kutlamayı hak ediyor. Dünyanın en cömert otel ödül programı bu yıl yalnızca üyelerini ödüllendirmekle kalmayıp aynı zamanda her bir üyenin seyahat tutkusuna hitap edecek fırsatlarla çıtayı yükseltiyor. Wyndham Rewards, hayallerdeki tatillerden yeni deneyimlere kadar sunduğu olanaklarla bir yandan cömertliğini ortaya koyarken aynı zamanda üyelerinin programın tüm özelliklerinden faydalanmasını da kolaylaştırıyor” dedi.

Her Çarşamba sürpriz teklifler açıklanıyor

Üyelere Özel Fırsatlar Ayı teklifleri, her hafta Çarşamba günü ABD Doğu Yakası saatiyle gece yarısında www.wyndhamrewards.com/member-month adresinde açıklanıyor. Promosyon döneminde kaydolanlar da dahil olmak üzere programın dünyanın her yerindeki üyeleri bu özel tekliflerden yararlanabiliyor.

Üyelere Özel Fırsatlar Ayı sayesinde programın üyeleri Türkiye’deki Dolceby Wyndham Çeşme Alaçatı, Yunanistan’daki Wyndham Grand Athens, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki TRYP by Wyndham Dubai veya Dominik Cumhuriyeti’ndeki VivaMiches, a TrademarkAllInclusiveResort gibi dünyanın dört bir yanındaki binlerce otelde üyelik avantajlarının tadını en iyi şekilde çıkarabiliyor.

 Hüküm ve koşullar da dahil olmak üzere Wyndham Rewards Üyelere Özel Fırsatlar Ayı ile ilgili daha fazla bilgi için: www.wyndhamrewards.com/member-month

 

Tamer Aktaş,Güvenilir ve kaliteli ürünlerle büyümeye devam edeceğiz


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Aktaşlar Lezzet Grubu’ndan 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü Mesajı: Güvenilir ve kaliteli ürünlerle büyümeye devam edeceğiz

Tüketici haklarının korunması ve bilinçli tüketimin teşvik edilmesi amacıyla her yıl 15 Mart’ta, Dünya Tüketiciler Günü kutlanıyor. Dondurulmuş gıda sektöründe kalite, güven ve sürdürülebilirliği ilke edinen Aktaşlar Lezzet Grubu, her geçen gün daha fazla tüketici kitlesine ulaşmak için çalışmalarına devam ediyor. Aktaşlar Lezzet Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Aktaş, “Tüketicilerimizin güveniyle büyüyoruz. Lezzetli, sağlıklı ve kaliteli üretim anlayışımızla geleceğe yön vererek, tüketicilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

Lezzetli, sağlıklı ve taze dondurulmuş ürünleriyle tüketicilerin beğenisini ve güvenini kazanan Aktaşlar Lezzet Grubu, bu vizyonla sektörde fark yaratmaya devam ediyor. 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü vesilesiyle önemli mesajlar veren Aktaşlar Lezzet Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Aktaş, tüketicilerin yalnızca birer alıcı değil, aynı zamanda sektörleri ve markaları şekillendiren en büyük güç olduğunun altını çizdi.

Tüketici haklarının korunmasının ve bilinçli tüketimin teşvik edilmesinin, yalnızca bir sorumluluk değil, aynı zamanda sektörün geleceği adına kritik bir adım olduğunu vurgulayan Aktaş, “Tüketici memnuniyeti, bizim için çok önemli bir değer. Ürünlerimizin her aşamasında kaliteyi ve güveni ön planda tutarak, tüketicilerimizin bilinçli tercihler yapmasını destekliyoruz. Adil ticaret ilkeleri çerçevesinde, sağlıklı ve güvenilir dondurulmuş gıda üretimimizle tüketicilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“Tüketici geri bildirimlerine önem veriyor, sertifikalarımızla güvenilirliğimizi tescilliyoruz”

Kaliteli gıda üretimi konusundaki kararlılıklarına devam edeceklerini ve tüketici haklarını savunmaya devam edeceklerini ifade eden Aktaş, “Kurulduğumuz günden bu yana en büyük önceliğimiz, tüketicilerimize sağlıklı, lezzetli ve güvenilir ürünler sunmak oldu. Bu doğrultuda, tedarikten üretime, paketlemeden dağıtıma kadar tüm süreçlerimizi en yüksek gıda güvenliği standartlarına uygun şekilde yürütüyoruz. Kaliteyi sadece bir hedef değil, aynı zamanda bir taahhüt olarak görüyoruz. Müşteri geri bildirimlerine büyük önem vererek hizmetlerimizi sürekli geliştiriyor, tüketicilerimizin beklentilerini en iyi şekilde karşılamak için kendimizi yeniliyoruz. Sahip olduğumuz BRC, IFS ve Helal sertifikaları, güvenilirliğimizi uluslararası düzeyde tescilliyor. TSE-ISO-EN 22000 gıda güvenliği sertifikamız ile kalite standartlarından ödün vermeden üretim yaptığımızı belgeliyoruz” dedi.

“En büyük önceliğimiz, sağlıklı, güvenilir ve kaliteli ürünlerimizi tüketicilere ulaştırmak”

Dünya Tüketiciler Günü’nü, tüketici haklarının güçlenmesi ve bilinçli alışveriş alışkanlıklarının yaygınlaşması adına önemli bir fırsat olarak gördüklerini ve bu bilinçle hareket ettiklerini belirten Aktaş, “Tüketicilerimizin gıda güvenliği, ürün içerikleri ve doğru alışveriş alışkanlıkları konularında bilinçlenmesi için çeşitli bilgilendirici içerikler ve farkındalık kampanyaları düzenliyoruz. Tüketicilerimizin sağlıklı, güvenilir ve kaliteli ürünlere ulaşabilmesi en büyük önceliğimiz. Bu özel gün vesilesiyle bize güven duyan ve tercih eden tüm tüketicilere teşekkür ediyoruz. Aktaşlar Lezzet Grubu olarak, tazelikten ve kaliteden ödün vermeden ürettiğimiz ürünlerimizle her zaman yanınızdayız. Sağlıklı bir gelecek için bilinçli tüketimi desteklemeye ve sektörümüzde fark yaratmaya devam edeceğiz” dedi


10 Mart 2025 Pazartesi

The Ritz-Carlton, Istanbul yeni Executive Chef atamasını gerçekleştirdi.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


The Ritz-Carlton, Istanbul’da Yeni Atama

Benzersiz hizmet anlayışını şehrin geleneklerinden ilham alarak sunan The Ritz-Carlton, Istanbul, ziyafet deneyimini bir üst noktaya taşıyor. Otelin yeni Executive Chef’i olarak atanan Ali İhsan Özkan, uzun yıllara dayanan deneyimi ve yenilikçi yaklaşımıyla hazırladığı özgün lezzetleri misafirleriyle buluşturacak.

Lüksü ve samimi bir ambiyansı aynı noktada buluşturan The Ritz-Carlton, Istanbul yeni Executive Chef atamasını gerçekleştirdi. Ali İhsan Özkan, kariyeri boyunca pek çok lüks otel ve restoranlarda edindiği deneyim ve gastronomi dünyasına kattığı özgün tarzıyla Mart 2025 tarihi itibariyle The Ritz-Carlton, Istanbul’un  Exexcutive Chef’i olarak atandı.

Executive Chef Ali İhsan Özkan, yeme içme sektöründeki 30 yıllık tecrübesiyle dikkat çekiyor. Akdeniz ve Ege bölgesinde farklı resort ve tatil köylerinde  kariyerine başlayan Özkan,ilerleyen yıllarda Dedeman Otel Grubunda Chef De Parti ve Sous Chef olarak çalıştıktan sonra Polo restoranda deneyimi kazandı. 2011 yılında ise The Ritz-Carlton, Istanbul’daki serüveni başladı. Cidde, Bahreyn ve Umman gibi farklı The Ritz-Carlton otellerinde görev yapan Ali İhsan Özkan, 2011 yılından bugüne kadar The Ritz-Carlton, Istanbul’da kariyer yolculuğunu sürdürdü.

Türk ve dünya mutfağına olan hakimiyetiyle öne çıkan Ali İhsan Özkan, aldığı eğitimler ve sertifikalarla bilgi birikimini her zaman güncel tutmasının yanı sıra kariyeri boyunca pekçok genç şefin yetişmesine de katkı sağladı. Mutfağında daima lokal ve mevsime uygun ürünlerin sürdürülebilir uygulamalarla kullanılmasına özen gösteren Ali İhsan Özkan, yeni görevinde kendi yorumuyla Anadolu mutfağının en güzel örneklerini hem lokal hem de dünyanın birçok ülkesinden gelen misafirleriyle buluşturmaya devam edecek.


YEPUD Sektörlerine Yakışır Bir Genel Kurul Gerçekleştirdi ve Tülay Akın Oy Birliği ile Yeniden Başkan Seçildi.

 



1-Yaratıcı Etkinlikler Planlama ve Uygulama Derneği Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda Bir Önceki Dönem Başkanı Tülay Akın Tekrar Seçilerek Güven Tazeledi.

2-YEPUD ( Yaratıcı Etkinlikler Planlama ve Uygulama Derneği) Sektörlerine Yakışır Bir Genel Kurul Gerçekleştirdi ve Tülay Akın Oy Birliği ile Yeniden Başkan Seçildi. 

3-Yaratıcı Etkinlikler Planlama ve Uygulama Derneği Seçimli Olağan Genel Kurulu Fark Yarattı.

4-Yaratıcı Etkinlikler Planlama Uygulama Derneği’nin Olağan Genel Kurulu Gerçekleşti.

Türkiye’nin etkinlik sektöründeki önemli kuruluşlarından Yaratıcı Etkinlikler Planlama Uygulama Derneği (YEPUD),



7 Mart 2025 tarihinde Sait Halim Paşa Yalısı’nda Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Boğaz’ın eşsiz atmosferinde büyük bir katılımla gerçekleşen toplantıda, sektörün değerli temsilcileri bir araya gelerek yeni dönem için önemli kararlar aldı.

Genel Kurul’da yapılan seçim sonucunda YEPUD yeni dönem başkanı ikinci defa Tülay Akın oldu. Akın: "YEPUD, yeni dönemde de etkinlik sektörünün gelişimi için çalışmalarına hız kesmeden devam edecek." ifadesini genel kurula ifade etti.

Etkinlik sektörünün gelişimi ve yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi adına büyük önem taşıyan bu genel kurulda, sektör profesyonelleri bir araya gelerek görüş ve önerilerini paylaştılar.

2025-2027 Döneminde 81 ilde nitelikli bir şekilde olmayı hedefleyen YEPUD Yönetim Kurulu üyeleri Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir,Trabzon, Balıkesir , Kapadokya ve Konya üyelerinin bir araya gelmesiyle Galip Ölmez, Mert Özcan, Ümit Yaşar Demir, Emre Çalışkan, Emre Akkuş, Birgül Ay, Ali Bekoğlu, Faruk Gül, Murtaza Sönmez, Hüseyin Baş, Tuba Şeker Bekoğlu, Mehmet Ali Tuna,
Onur Altunay, Vural Yurttaş, Kaan Gök ve Yılmaz Özfırat’tan oluşuyor 

YEPUD Olağan Genel Kurul’unun ardından, Teras 212 Beşiktaş’ta  düzenlenen özel bir iftar organizasyonu ile dernek üyeleri bir araya geldi. Ramazan ayının birlik ve beraberlik ruhuna uygun olarak gerçekleşen bu organizasyonda, sektördeki iş birliğini güçlendiren samimi sohbetler yapıldı.

Lacoste, Kreatif Direktör PelagiaKolotouros önderliğinde,Fransız zarafetini yepyeni bir yorumla sunuyor.

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


LACOSTE SONBAHAR/KIŞ 2025 DEFİLESİ

Lacoste, Kreatif Direktör PelagiaKolotouros önderliğinde, ikinci kez Roland-Garros stadyumundaki PhilippeChatrier kortuna geri dönerek çağdaş Fransız zarafetini yepyeni bir yorumla sunuyor. Koleksiyon, markanın köklü tenis mirasının ötesine geçerek kurucusu RenéLacoste'un yalnızca kortlardaki değil, şehir hayatındaki vizyoner ruhunu gözler önüne seriyor.

Roland-Garros’un ikonik toprak kortu,sofistike bir buluşma noktasına dönüşürken, Sonbahar/Kış 2025 koleksiyonu “Timsah” lakaplı RenéLacoste’un rafine yaşam tarzını yenilikçi bir yaklaşımla yeniden yorumluyor. Koleksiyon, 1930'lu yıllarda RenéLacoste'un atletler, aktörler, sanayi devleri ve dönemin moda ikonlarıyla bir araya geldiği dönemi modern bir bakış açısıyla yeniden canlandırarak, bugünün kültüre yön veren isimleriyle tekrar hayat buluyor.

Zamansız siluetler, özgün detaylarla birleşerek işlevselliği çağdaş şıklıkla buluşturuyor. 90’lardan ilham alan kesimler, zarif tasarımlarla kusursuz bir uyum yakalıyor. Eğik kesim üstler, pileli etekler, canlı pembe melanj kumaştan çift sıra düğmeli blazer ceketler, şal elbiseler, salaş teknik pantolonlar ve hacimli puffer montlar, zahmetsizce şık bir stil sunuyor.

Modern formlar ve sofistike dokular, performans kumaşlarının değerli materyallerle birleşmesiyle mükemmel bir uyumyakalıyor. Akşam saatlerine özel olarak tasarlanan bouclé tüvitler, parlak trikolar ve Safrane atölyelerinden çıkan zarif işlemeler dikkat çekiyor. Koleksiyonun yıldız parçaları arasında, kadınlar için duyusal siluetler ve zarif çift katmanlı trikolarla tamamlanan pileli elbiseler; erkekler için ise dökümlü pantolonlar ve kontrast renk detayları bulunuyor.

İkonik Lacoste polo yaka, uzun elbiseler ve yapılandırılmış trikolarla yeniden hayat buluyor. Zengin yünler ve yumuşak kaşmirler, yenilikçi teknik dokularla birleşerek sportif şıklık ve konforu öne çıkarıyor. RenéLacoste'un ismi, bu sezonun logo detaylarında yeniden doğuyor. Geçmiş arşivlerin yansımasıyla tasarlanan mücevherli yamalar, tenis raketleri ve Davis Cup kupası figürleriyle kurucunun mirasına saygı duruşunda bulunuyor. Feminen çizgilerden esinlenen Lenglen çantası, yeni boyutlar ve tasarımlarla geri dönüyor.

Nötr tonların zarafeti, beyaz, krem, siyah-yeşil ve sıcak camel paletiyle yansıtılırken, canlı pembe dokunuşlar koleksiyona dinamizm katıyor.

Bu koleksiyon, sporun kültürle, mirasın ise gelecekle nasıl buluştuğunu gösteriyor. Modern yaşam tarzlarına yeni bir standart getirirken, RenéLacoste’un vizyonunu bugünün dünyasında yeniden şekillendiriyor.


9 Mart 2025 Pazar

Air Astana grup filosu 60 uçağa ulaştı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Air Astana grup filosu 60 uçağa ulaştı

Air Astana Group filosu, yeni bir Airbus A320 neo'nun bugün Almatı'ya varışının ardından altmış uçağa ulaştı.Bayrak taşıyıcı havayolu Air Astana şu anda 35 uçaklık bir filoya sahipken, düşük maliyetli taşıyıcı FlyArystan 25 uçağa sahiptir.

Gruptaki her iki taşıyıcı da, Air Astana'nın Asya, Avrupa ve Orta Doğu'daki uçuş noktalarına genişleyen ağının ön saflarında yer alan son nesil Airbus A321LR ve Airbus A320neo uçaklarının sayısının artmasıyla hızla büyüdü. FlyArystan, Gürcistan, Çin ve Orta Doğu'ya düzenlediği uzun menzilli uçuşların sayısının arttırarak Kazakistan ve Orta Asya genelinde düşük maliyetli hizmetlerini genişletmeye devam ediyor.

Air Astana Group CEO'su Peter Foster, “Filomuzu 60 uçağa çıkarmak Air Astana Group için önemli bir kilometre taşı ve stratejik planlarımızı gerçekleştirme yolunda önemli bir adım. Modern uçaklara yatırım yapmaya ve rota ağımızı genişletmeye devam ederek yolcularımıza hem bölge içinde hem de ötesinde rahat ve uygun fiyatlı seyahat için daha fazla fırsat sunacağız ” açıklamasında bulundu.

Air Astana Group filosunun önümüzdeki birkaç yıl içinde daha da genişlemesi ve 2028 yılına kadar toplam 80 uçağa ulaşması hedefleniyor.


Swissôtel The Bosphorus, Ramazan ayına özel olarak hazırlanan zengin iftar menüsüyle misafirlerine eşsiz bir deneyim sunuyor.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



RAMAZAN AYININ BEREKETİ VE LEZZETİ SWISSÔTEL THE BOSPHORUS’TA BİR BAŞKA YAŞANIYOR!

Swissôtel The Bosphorus, Ramazan ayının paylaşım dolu, birlik ve huzurlu iftar sofralarını sevdiklerinizle birlikte paylaşmanız için sizi bekliyor.

Türk mutfağının bereketini ve eşsiz lezzetlerini sergileyen Swissôtel The Bosphorus, Ramazan ayına özel olarak hazırlanan zengin iftar menüsüyle misafirlerine eşsiz bir deneyim sunuyor. 

Geleneksel Osmanlı ve Türk mutfağının en özel lezzetlerini barındıran menü, uluslararası dokunuşlarla zenginleştiriliyor.



7 Bölge, 7 Tat: Türkiye’nin Zengin Mutfağı İftar Sofralarınızda

Huzur ve bereketin ayı Ramazan’da, Swissôtel Sabrosa Restaurant iftar menüsünde ülkemizin yedi bölgesinin en özel seçenekleriyle donatıyor. 

Her akşam farklı bir bölgenin mutfağından özenle seçilmiş 7 sıcak yemek, 7 soğuk başlangıç ve meze, 7 tatlı ile unutulmaz bir lezzet serüvenine davet eden Sabrosa; her Ramazan olduğu gibi geleneksel ve modern mutfakların birçok lezzetini de açık büfe olarak misafirlerine sunuyor.

Ege'nin hafif ve sağlıklı otlu mezelerinden Akdeniz'in nefis zeytinyağlılarına, Güneydoğu Anadolu’nun lezzetli kebaplarından İç Anadolu’nun doyurucu hamur işlerine kadar her bölgenin eşsiz tatları yanı sıra Karadeniz’in meşhur hamsili pilavı, Marmara’nın lezzetli deniz mahsulleri ve Doğu Anadolu’nun nefis et yemekleri de menüde yerini alıyor.Tatlı olarak ise Ramazan’ın vazgeçilmez tatlıları olan güllaç, fıstıklı baklava, kaymaklı ekmek kadayıfı ve geleneksel Osmanlı şerbetleri ile her lokmada farklı bir yöresel deneyim sunarak Ramazan ruhunu en özel şekilde yaşatıyor.

Swissôtel The Bosphorus, Ramazan boyunca yalnızca lezzetleriyle değil kültürel etkinliklerle de misafirlerini ağırlıyor. 

Boğaz manzarası eşliğinde sevdiklerinizle sofrada buluşurken, her akşam düzenlenen fasıl dinletileri, geleneksel hat ve ebru sanatı gösterileri, Osmanlı macunu ve şerbet ikramları ise nostaljik bir atmosfer sunuyor. Swissôtel, aynı zamanda Semazen gösterileriyle de Ramazan’ın ruhunu ve maneviyatını derinlemesine hissettiriyor.

Ramazan ayını doyasıya yaşamak için Swissôtel en doğru adreslerden biri oluyor. 


Cevahir Han, ‘’Gelenekten Geleceğe; Şeflerin Yorumuyla Miras Tabaklar” başlıklı gastronomi projesine imza attı.

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



URFA LEZZETLERİNİN MERKEZİ CEVAHİR HAN’DAN USTA ŞEFLERİN YORUMUYLA “MİRAS TABAKLAR”

Şanlıurfa'nın tarihi dokusuyla iç içe geçmiş, mistik atmosferi ve Urfa mutfağının geleneksel lezzetleriyle tanınan Cevahir Han, ‘’Gelenekten Geleceğe; Şeflerin Yorumuyla Miras Tabaklar” başlıklı yeni bir gastronomi projesine imza attı.

Geçmişi 12 bin yıl öncesine dayanan Şanlıurfa’nın mutfak kültürünü ve medeniyetini yaşatmayı ve uluslararası boyutta tanıtmayı kendine ilke edinen Cevahir Han’da ülkemizin önde gelen şefleri Cüneyt Asan, Hazer Amani, Doğa Çitçi, Yaren çarpar ve Yalçın İnam mutfağa girerek Şanlıurfa’nın yöresel ürünlerinden aldıkları ilhamla kendi tabaklarını oluşturdular. 

Şef Doğa Çitçi’nin Damak Hoşluğu olarak hazırladığı İsotlu Omaç’la başlayan menüde, Yalçın İnam Patlıcan Söğürme Bostanası, Hazer Amani Kuzu Tandırlı Ekmek Aşı, Cüneyt Asan ve Doğa Çitçi’nin birlikte oluşturdukları Firik Kebabı ve Yaren Çarpar’ın  Bi Nevi Şıllık tatlısı Bonna’nın antik dönem mozaiklerinden esinlenerek tasarlanmış, Mezopotamya serisine ait tabaklarla sunuldu. Geleneksel dokuları yansıtan özel tasarımlar, “Miras Tabaklar” ile bütünleşerek misafirlere unutulmaz bir deneyim yaşatıldı.

Şeflerden tabaklarının hikayesi

Şef Doğa Çifçi-Urfa mutfağının özüne omaç ile dönüş

Şanlıurfa’nın geleneksel tatlarından biri olan Omaç bu toprakların en doğal ürünleriyle hazırlanan, lezzetli ve doyurucu bir yemek. İsotlu Omaç’ı tasarlarken bölgenin en değerli ürünlerinden olan İsot ve yerel tarım ürünlerini birleştirdim. İsot, yemeğe hem karakteristik acılık hem de kendine has aromasını kattı. Aynı zamanda atıksız tabak ortaya çıktı.

Şef Yalçın İnam-Patlıcan söğürme ile ferah bir başlangıç

Tabağın temelinde Birecik Patlıcanı’nın isli ve yoğun aroması var. Geleneksel patlıcan söğürme tarifinden yola çıktım. Urfa sofralarının vazgeçilmez salatasına modern bir dokumuşla yer verdim Zengin Urfa baharatlarıyla tatlandırılmış isot reçeli tabağa güçlü bir Urfa dokunuşu kazandırdı. Suruç narı ve nar ekşisiyle müthiş bir ferahlık etkisi oluşturdum.

Şef Hazar Amani-Ekmek aşı ve Urfa lezzetlerinin buluşması

Gelenekten Geleceğe Miras Tabaklar projesinde yer alan 5 aşçıdan biri olduğum için gurur duyuyorum. Bir medeniyetin oluşması için öncelikle bir çorba kaynaması bir de ekmek pişmesi lazım. Ben de biraz da trite benzeyen ekmek aşına  yorum katmak istedim. Cevahir Han ekibiyle birlikte  oluşturduğumuz tabakta olmazsa olmazımız kalmış pideler, isot salçasıyla yaptığımız patlıcan söğürme, lavaş, bol sarımsaklı yoğurt, sade yağ, en üstünde bir parça kuzu tandır, onun üstüne de Urfa'da olduğumuz anlaşılsın diye Urfa fıstığını ince ince doğradık.

Şef Doğa Çitçi ve Şef Cüneyt Asan - Tarihten sofralara firikli kebap 

Tarihin sıfır noktasında, tarımın başladığı topraklarda, bereketli hilalin kalbinde, kökleri 12-13 bin yıla dayanan buğdayın hikayesinden ve buğdayın süt halinden bir kebap yapmak istedik. Firik bu toprakların en özel ürünü, buğdayın olgunlaşmamış ve tütsülenmiş hali. Tadı, rayihası, yapısı ile fark yaratıyor. Kebap ise bu topraklarda daha özel. Bir kebap düşünün ki Firikli, yanında közlenmiş soslar ile…

Şef Yaren Çarpar-Modern dokunuşlu “Bi’Nevi Şıllık”

Şanlıurfa ve tatlı denildiğinde akla ilk gelen lezzetin Şıllık tatlısı olmasından aldık ilhamımızı. Bu miras lezzete, modern tekniklerle keyifli bir yorum kattık. Anadolu’nun en köklü mutfaklarından biri olan Şanlıurfa mutfağının coğrafi işaretli eşsiz ürünlerinden; Urfa fıstığı, isot, pekmez gibi farklı malzemeleri bir araya getirerek, tatlının krep hamurunu çıtır bir yapıya çevirdik. Şerbeti üzerine değil, çıtır katmanın içine yörenin fıstığı ve ceviz ile pralin dolgusu haline getirdik. Altına şerbetli tatlının olmaz olmazı diye düşündüğümüz kaymak ile bir taban oluştursak da isotu sadece yemeklerde kullanmanın malzemeye haksızlık olduğunu düşünerek kuş üzümlü, isotlu bir sos hazırladık.

“Türkiye geneline yaygınlaşmak hedefimiz”

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili ve Cevahir Han Yönetim Kurulu Başkanı Cevahir Asuman Yazmacı, ‘Gelenekten Geleceğe Şeflerin Yorumuyla Miras Tabaklar’ projesinin köklü geçmişiyle dünyanın en eski mutfak kültürüne de sahip olan Şanlıurfa’nın tanıtımında önemli rol oynadığını belirterek,  yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerle, birbirinden değerli şeflerin ilk kez hazırladığı özel tabakların, geleceğe bırakılacak miras niteliğinde olduğunu vurguladı.

Milletvekili Yazmacı şöyle devam eti: “Bu yıl ilk kez gerçekleştirilen projenin sürdürebilir olması güzel şehrimiz için önemli. Bunu geleneksel hale getirmek, hatta Türkiye geneline yaygınlaştırmak ekibimizin hedefleri arasında.”

“Şeflerin şekillendirdiği tabaklar”

“Bizleri kırmayarak şehrimize gelen şeflerimizin, isotun derin aroması, Firikin isli lezzeti, Urfa peynirinin karakteristik dokusu ve Urfa fıstığının özgün tadıyla şekillendirdiği tabaklar, bölgemizin zengin mutfak kültürünü yansıtıyor” diyen  Cevahir Han işletmecisi Ceren Odabaşı ise, yöresel ürünlerin, kültürel mirasın yarınlara taşınmasındaki önemli rolüne,  bölgelerin ekonomik kalkınmasına ve gastronomi turizmi açısından kazandırdıklarına dikkat çekti.

Editöre not: 

1600-1649 yılları arasında inşa edilen ve zaman içinde ticaretin merkezlerinden biri haline gelen Cevahir Han, günümüzde hem tarihi hem de kültürel anlamda önemli bir mekân olarak öne çıkıyor. Hanın geçmişi ise kervanların uğradığı bir durak olmanın ötesinde, yaralı askerlere sağlık hizmetleri sunan bir tesis ve Şanlıurfa'nın ilk sanayi sitesi olma özelliği taşıyor. 2015 yılında yapılan restorasyonla, Urfa'nın ilk kadın girişimcisi Cevahir Asuman Yazmacı'nın öz sermayesiyle yeniden hayat bulan bu tarihi yapı, geçmişin izlerini bugüne taşırken, Şanlıurfa turizmine de katkı sağlıyor.

Cevahir Han, misafirlerine sadece bir restoran deneyimi değil, aynı zamanda bir tarih yolculuğu da sunuyor. Hanın taş duvarları, kubbelerden yankılanan dostane sohbetler ve sıra gecelerinin ritmi, misafirlerine, bir zamanlar kervanların geçtiği, kültürlerin birleştiği bu mekânın geçmişini hissettiriyor. Restoranın menüsünde yer alan Urfa mutfağının eşsiz lezzetleri, hem yerli hem de yabancı misafirlere geleneksel tatlar sunuyor. Kebaplardan çorbalara, zeytinyağlılardan tatlılara kadar geniş bir yelpazede sunulan yemekler, tarihi atmosferde daha da anlam kazanıyor. Cevahir Han, aynı zamanda Stone House by Cevahir ile ziyaretçilerine unutulmaz bir konaklama deneyimi de sunuyor. Süryani tarihinden izler taşıyan taş duvarları ve huzurlu avlusu ile misafirlerini tarih ve modernizmin birleştiği bir ortamda ağırlıyor. 12 odalı ve 2 eyvanlı bu konak, Balıklıgöl Havzası ve tarihi çarşılara yakınlığıyla Şanlıurfa'nın mistik atmosferini konuklarına yaşatıyor.


8 Mart 2025 Cumartesi

ITB Berlin Turizm Fuarı’nda Yaşanan Zorluklar


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


ITB Berlin Turizm Fuarı’nı Değerlendirdim: “Kazanan Almanya Ekonomisi Oldu, Peki Ya Turizmciler?”

Dünyanın en önemli turizm etkinliklerinden biri olan ITB Berlin Turizm Fuarı’nı yakından gözlemleme fırsatı buldum. Fuarın genel atmosferi, organizasyon yapısı ve katılımcılara sunduğu imkanları değerlendirirken, turizm profesyonellerinin gerçekten verim alıp alamadığına dair önemli sorular aklıma takıldı.

ITB Berlin Turizm Fuarı’nda Yaşanan Zorluklar

Fuara gitmeden önce yaşanan vize sıkıntıları, pasaport işlemlerindeki uzun bekleme süreleri ve randevu almakta çekilen zorluklar turizmciler için büyük bir engeldi. Almanya’nın vize politikaları ve randevu süreçlerindeki yavaşlık, birçok turizm profesyonelinin fuara katılımını zorlaştırdı. Sektörü canlandırması gereken bir etkinliğin, daha en başında katılımcıları bu kadar zorlaması düşündürücü.

Fuar alanına geldiğimde ise karmaşık bir düzen ve eksiklikler dikkatimi çekti. Standlar arası mesafeler iyi korunmuştu ancak yönlendirme tabelaları ve organizasyon konusunda eksiklikler vardı. Bazı salonların kapalı olması ve bununla ilgili yeterli bilgilendirme yapılmaması ise ayrı bir sorun olarak öne çıktı. Özellikle Türk turizmcilerin ağırlıklı olarak birbirleriyle görüşmesi, sektör adına büyük bir verimsizlik yarattı. Bunca çaba ve masraftan sonra yalnızca Türk firmalarıyla görüşmek, fuarın asıl amacına gölge düşüren bir durum.

ITB Berlin’in Güçlü Yönleri ve Eleştiriler

ITB Berlin’in başarısını inkar etmek mümkün değil. Fuarın bazı güçlü yönleri şunlardı:

 • Dünyanın önde gelen turizm markalarını bir araya getirmeyi başardılar.

 • Gereksiz anonslar yapılmadığı için katılımcılar görüşmelerine odaklanabildi.

 • Fuarın algı yönetimi ve pazarlaması çok iyi yapıldı.

 • Almanya hükümeti ve turizm STK’ları fuara ciddi anlamda sahip çıktı.

Ancak bu olumlu yanların yanında ciddi eksiklikler ve hayal kırıklıkları da vardı.

“Turizm Show” Mu, Yoksa Gerçek Bir İş Platformu Mu?

ITB Berlin’in ticari bir fuardan çok bir şova dönüştüğünü söylemek yanlış olmaz. Devasa ve ihtişamlı stantlar, gösterişli etkinlikler ve renkli atmosfer, fuarı bir eğlence alanına çevirmişti. Ancak işin ticari boyutuna bakıldığında, fuarın iş bağlantıları açısından ne kadar verimli olduğu tartışmaya açık.

Randevu sisteminin yetersizliği büyük bir problem yarattı. Speed Networking alanındaki randevuların büyük kısmı iptal edildi ve birçok turizm profesyoneli bu durumdan şikayetçiydi. İş bağlantıları kurmak için gelenlerin, organizasyon eksiklikleri nedeniyle bu fırsatları yeterince değerlendirememesi önemli bir sorun.

Hosted Buyer Hayal Kırıklığı

Fuardaki en büyük hayal kırıklıklarından biri, Hosted Buyer (davetli alıcı) sisteminin beklentileri karşılamamasıydı. Fuarın ikinci gününde Hosted Buyer alanında sadece 50 kişi vardı, üçüncü gün bu sayı 20’ye kadar düştü. Bu kadar büyük ve iddialı bir organizasyonda, alıcıların azlığı ve ilgisizliği, fuarın ticari anlamda ne kadar başarılı olduğu konusunda soru işaretleri yarattı.

Türkiye Neden Kendi Fuarlara Aynı Önemi Vermiyor?

Bir diğer önemli soru şu: ITB Berlin’e bu kadar ilgi gösteren Türk turizmciler, neden Türkiye’deki turizm fuarlarına aynı ilgiyi göstermiyor? Almanya’da yapılan bir fuara bu kadar yatırım ve çaba harcanırken, Türkiye’deki fuarların daha az ilgi görmesi düşündürücü. Bu konuda hem katılımcıların hem de fuar organizatörlerinin kendilerini sorgulaması gerekiyor.

Sonuç: Kazanan Almanya, Kaybeden Turizm Profesyonelleri

ITB Berlin, güçlü algı yönetimi ve pazarlamasıyla dışarıdan başarılı bir organizasyon gibi görünse de, iş bağlantıları ve ticari verimlilik açısından beklentileri tam olarak karşılamadı. Ticari bir fuardan çok bir “Turizm Show”a dönüşen etkinlik, turizmciler için ne kadar kazançlı oldu, tartışılır. Ancak kesin olan şu ki, bu fuarın en büyük kazananı Almanya ekonomisi oldu.

Türkiye olarak, kendi fuarlarımızı güçlendirmeli ve uluslararası organizasyonlarda daha stratejik adımlar atmalıyız. Aksi takdirde, turizm sektörümüz yalnızca büyük bütçeli etkinliklere katılan ama gerçek anlamda verim alamayan bir yapıya dönüşebilir.


Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajı

HABER-TALİN ŞİRİNPINAR


Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun

Bugün, tüm kadınların gücünü, azmini ve toplumsal hayattaki eşsiz yerini kutladığımız özel bir gün. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların sadece eşit haklar ve fırsatlar için verdikleri mücadelenin hatırlatılması değil, aynı zamanda toplumun her alanındaki katkılarının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamamıza vesile oluyor.


Kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal yaşamdaki yerlerinin güçlenmesi, hepimizin ortak sorumluluğudur. Kadına yönelik şiddetle mücadele, eşitlik ve adalet için durmaksızın devam eden bir yolculuktur. Bu yolda atılacak her adım, sadece kadınları değil, tüm toplumu ileriye taşıyacaktır.


Kadınların gücünden ilham alarak, daha aydınlık yarınlara birlikte ulaşacağımıza inanıyor, başta üyelerimiz ve sektörümüzde görev yapan kıymetli kadınlar olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum.

 

Müberra ERESİN

Başkan


TELİF HAKLARIYLA İLGİLİ 40 YILLIK SORUN ÇÖZÜLDÜ

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



TELİF HAKLARIYLA İLGİLİ 40 YILLIK SORUN ÇÖZÜLDÜ

T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy'un himayesinde, TURYİD’in temsil ettiği gastronomi tesisleri ve müzik meslek birlikleri arasında imzalanan 'Müzik Lisansına İlişkin İş Birliği Protokolü' ile yeni bir dönem başlıyor.Tarih boyunca süren yemek ve müzik birlikteliği kapsamlı bir uygulama ile modern ve kalıcı bir yapıya dönüşüyor.

Gastronomi tesisleriyle müzik meslek birlikleri arasında imzalanan protokolle yeni bir dönem başlıyor. Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği(TURYİD) üyesi işletmelerin ortalama %70 indirimli tarife bedelleriyle tek elden kolayca müzik lisansı alabilmesini ve telif lisansını kolaylaştıracak olan bu protokolle, restoran, kafe, eğlence tesisi gibi işletmelerin yıllardır süren telif ihtilafları son buluyor, müzik ve gastronomi sektörü kazanıyor. 

TURYİD adına konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer, “Yemek ve müzik, bedeni besleyen tatlarla, ruhu besleyen müzik ayrılmaz bir ikilidir.Büyük medeniyetlerin kültür mirası olan fresk, mozaik ve minyatürlerinde müzisyenler, rakkaseler güzel, görkemli sofralarla birlikte resmedilir ve böylece damak ve müzik zevkinin tarih boyunca süren birlikteliği gözler önüne serilir. Bugün de Müzik Sektöründe Bağlantılı Haklar (MÜZFED) ve Müzik Sektöründe Eser Sahipleri Federasyonları(MSF) ile derneğimiz TURYİD ve diğer tüm paydaşların Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanımızın öncülüğünde bir araya gelerek başka bir medeniyetin imzaları attık ve uzun yıllardır çözülmeyi bekleyen çok önemli bir sorun çözüme kavuşturduk,” açıklamasında bulundu. 

Protokolün, sanatçıların telif haklarını koruyarak, müziğin adil ve sürdürülebilir bir şekilde misafirlerle paylaşılmasına olanak sağladığını belirten Demirer, konuşmasında tüm paydaşlara teşekkür ederken, protokolün, sanatın sürdürülebilirliği açısından kıymetini de belirtti. 


7 Mart 2025 Cuma

Yeni bir tatil deneyimi: Çocuklu aile turları Tatilde çocuklar kulübe değil anne baba ile atölyeye!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Yeni bir tatil deneyimi: Çocuklu aile turları Tatilde çocuklar kulübe değil anne baba ile atölyeye!

Çocuklu ailelere özel tasarlanan eğitici tur konsepti ilk kez bir online seyahat platformunda vitrine çıktı. Tatilsepeti, uzman eğitmenler tarafından planlanan ve rehberlik edilen çocuklu aile turlarıyla ailelere kaygılardan uzak rahatlatıcı ve güvenli bir tatil deneyimi sunmayı amaçlıyor. Bu turlarda çocuklar tesislerdekinin aksine kulübe gitmiyor. Çocukla ebeveynin birlikte bölgeyi ve kültürel dokuyu keşfedip, atölyelere katılarak kaliteli zaman geçirmesi esas alınıyor. Tatilsepeti, çocuklu aile turları konseptini geliştirerek turizme kazandırmayı amaçlıyor

Çocuklu aileler için tatil planı yapmak her zaman zordur. Çocuk için uygun ve güvenli yerin seçilmesi, çocuğun akran bulup kaynaşabilmesi, ebeveynin tatilde rahatlayacak bir alan bulabilmesi gibi kriterler söz konusu olunca aileler doğru tatile karar vermek için zorlanıyor. Online seyahat platformu Tatilsepeti, bu zorluk ve kaygıları ortadan kaldıracak bir tatil konseptini hayata geçirdi: Çocuklu aile turları.

Çocuklarıyla keyifli ve eğitici bir tatil yapmak isteyen aileler için hazırlanan turlarda her şey dahil konseptli tesislerin aksine çocuğun bir çocuk kulübüne bırakılmadan aileyle birlikte kaliteli zaman geçirmesi esas alınıyor. Uzman eğitmenler tarafından farklı destinasyonlara göre planlanan ve rehberlik edilen turlar,çocuğun gelişimini ve aile içi iletişimi destekleyecek aktiviteleri içeriyor. Tatilsepeti Yurt Dışı Ürün Direktörü İbrahim Cenk Okumuş, çocuklu ailelerin ihtiyaçlarını gözeterek yeni bir tatil deneyimi oluşturduklarını ve böyle bir konseptin bir online seyahat acentesinde ilk kez sunulduğunu kaydederek detaylı bilgi verdi: ‘’Çocuklu aileler için tatil planlamak bazen bir sorunsala dönüşebiliyor. Bu konsepti sunmak özellikle tatil kaygıları olan aileler için rahatlatıcı olacak. Turizmin özellikle bu kolunun canlanması gerekiyor. Her zaman olduğu gibi işinin uzmanı, güvenilir firmalarla işbirliği yapıyoruz.Turları bu ekipler bizim için hazırlıyor ve içeriğini oluşturuyorlar. Öncelikle gidilecek yerleri keşfediyorlar ve o yerlere ait temalar belirleyerek her birinde çocuğa ve ebeveyne yaşayarak öğrenme metodu ile atölyeler ve etkinlikler tasarlıyorlar. Bir de eğitmen kadrosu var. Her tura ve kampa göre alanında uzman eğitmenler belirleniyor. Bu kadro oluşturulan keşifleri şekillendirerek daha da geliştiriyor ve ortaya ayrı ayrı hazırlanmış lezzetli bir yaşam deneyimi çıkıyor diyebiliriz.’’

Göbeklitepe’de arkeoloji, Kapadokya’da çömlek yapımı, Kuşadası’nda hazine avı

Turların yurt içi ve yurtdışı çeşitli birçok destinasyona göre planlandığına da değinen Okumuş, içeriği hakkında ise şu açıklamayı yaptı: ‘’Aslında programlar tur ve kamp olarak ikiye ayrılıyor. Kamplar yurt içinde yerleşik düzende bir tesiste geçiyor ve o kampın temasına göre bolca etkinlikler yapılıyor. Bu etkinlikler ayrı ayrı çocuklara ve ebeveynlere özel olarak tasarlanıyor. Sanat ile doğanın buluşması diyebiliriz buna. Turlar ise keşif odaklı oluyor. Gidilen yeri gezerek ve bu geziyi akılda kalıcı etkinliklerle destekleyip yaşayarak öğretiliyor ve bir deneyim kazandırılıyor. Örnek verecek olursam Urfa Göbeklitepe turunda çocuklara arkeoloji atölyesi yapılıyor. Veya Kapadokya’da çömlek yapımı aile atölyeleri… İstanbul’a yakın Ağva ve Sapanca gibi rotalarda ata binme, bisikletli nehir turları...Kuşadası Antik Hazineler Kampı’nda hazine avı, sanat ve felsefe atölyeleri düzenlenirken, Efes Antik Şehri de ziyaret ediliyor.Çocuk akranlarıyla birlikte olabildiği için özgüven gelişimi gösteriyor. Grup dinamiği ile yeni alanları keşfetmiş oluyor. Ebeveynler kendi başına da aktiviteler yapabildiği için rahatlamış oluyor. Birlikte bir şeyler oluşturma gücünü ortaya koymaları aile içi iletişimde olumlu etki yaratıyor.’’

Kamplar Tatilsepeti güvencesi ve ödeme kolaylığı ile

Tatilsepeti Ürün Direktörü İbrahim Cenk Okumuş; öncelikle bu yeni oluşumu, aile kamplarını turizme kazandırmayı, daha çok çocuk ve aileye ulaşmayı hedeflediklerini belirterek fiyatlandırmaların minimum düzeyde yapıldığına da dikkat çekti: ‘’Tüm etkinlik, atölye ve keşif turları fiyata dahil ediliyor. Sosyal mecralardan da çok çeşitli çocuklu aile kamplarına erişmek mümkün. Ancak aileler açısından bilmedikleri bir kamp güvenilir mi endişesi yaratabiliyor. Dolayısıyla biz platformumuzda hem güvence veriyoruz hem de ödeme kolaylığı ve kampanya avantajı sağlıyoruz. Doğru referanslarla işin uzmanlarıyla çalışıyoruz.’’ 


5 maddede Aileler tatil planlarken, çocuklu aile turlarını seçerken hangi kriterlere dikkat etmeli? 

1. Merak ve ilgi: En çok hangi tur ya da kamp dikkatlerini çekiyor onları heyecanlandırıyorsa

2. Tur mu? Kamp mı? Gezme ve keşif odaklı mı olmak istiyorlar yoksa yerleşik bir kamp düzeninde konforlu bir tatil yapmak mı?

3. Yurt içi mi Yurt dışı mı? İki seçeneği de gönül rahatlığıyla tercih edebilirler.

4. Çocuğun yaş aralığı: Çocuğun yaşı 5 ve altındaysa yoğun gezi programı olan yerler yorucu olabilir. 

5. Konsept ve Tema:Her kampın ve turun kendine ait bir teması var. Aile ve çocuk kendisini hangisine yakın hissediyorsa onu seçebilir. 


Hexagon ve Oracle RedBull Racing inovasyon ortaklıklarını yeniledi


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Hexagon ve Oracle RedBull Racing inovasyon ortaklıklarını yeniledi

Sensör, yazılım ve donanım teknolojilerini bir araya getiren dijital gerçeklik çözümleriyle metrolojide dünya lideri olan Hexagon, Formula 1'in yeni düzenlemeler dönemine girilirken Oracle RedBull Racing ile uzun yıllara dayanan inovasyon ortaklığını yeniledi. İş birliği ile Hexagon, Oracle RedBullRacing’in mühendislik süreçlerini en yüksek hız ve hassasiyetle yürütmesine yardımcı olarak takımın pistteki üstünlüğünü korumasını sağlayacak.

Kaliteyi ölçmek ve geliştirmek için geliştirdiği üstün teknolojilerle üretim ekosistemini şekillendiren dünya devi Hexagon, tarihin en başarılı Formula 1 takımlarından biri olan Oracle RedBull Racing ile köklü inovasyon ortaklığını yeniledi. Hexagon’un Manufacturing Intelligence ekibi, 18 yıldır Oracle RedBullRacing’in güvenilir teknoloji ortağı olarak, takımın en gelişmiş dijital üretim araçlarından yararlanmasını sağlıyor. Yüksek hassasiyetli 3D lazer tarama ve dijitalleştirme çözümleri, her sezon 20.000’den fazla tasarım değişikliğinin hayata geçirilmesine olanak tanıyarak, rekabet avantajı sunuyor. Yenilenen iş birliği MaxVerstappen'in 2024'te arka arkaya dördüncü Dünya Sürücüler Şampiyonası unvanını almasını takiben iki şirket arasında ortak inovasyon, iş desteği ve başarı geçmişinin devam etmesine katkı sunacak.

2026 düzenlemelerine hazırlık

Formula 1’de 2026 sezonu itibarıyla tamamen yeni teknik düzenlemeler yürürlüğe girecek. FIA’nın açıklamalarına göre bu değişiklikler, daha çevik, rekabetçi, güvenli ve sürdürülebilir bir motor sporları çağını başlatacak. Hexagon’un gelişmiş dijital üretim teknolojileri, Oracle RedBullRacing’in yeni kurallara en hızlı şekilde uyum sağlamasına ve tasarım sınırlarını zorlayarak inovasyona öncülük etmesine yardımcı olacak. Hexagon, RedBull Teknoloji Kampüsü’nden pist kenarına kadar her noktada mühendislik süreçlerine sunduğu katkıyı devam ettirecek. Dijital ölçüm ve kalite kontrol çözümleri, takımın ilk seferde doğru üretim yapmasını, hızlı veri analiziyle tasarımlarını anında optimize etmesini sağlayacak. Bu teknolojiler, pistte ve pist dışında takıma rekabet avantajını korumasına katkıda bulunacak. 

Mühendislik alanında güçlü iş birliği

Oracle RedBullRacing’in yeni nesil 2025 model F1 aracı, 18 Şubat’ta Londra’daki O2 Arena’da düzenlenen F1 75 Live etkinliğinde tanıtılırken, Hexagon bu etkinlikte inovasyon ortağı olarak yer alarak, iki teknoloji devinin mühendislik alanındaki güçlü iş birliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Yenilenen iş birliği üzerine Oracle RedBull Racing Takım Başkanı ve CEO’su Christian Horner, "Takımın değerli bir parçası olan Hexagon, uzun yıllardır elde ettiğimiz başarılarda her zaman hayati bir rol oynadı. Teknoloji ortaklarımız bizim için çok önemli bir unsurdur ve kimlerle çalıştığımız konusunda son derece seçiciyiz. Hexagon, rekabet gücümüzü önümüzdeki yıllarda da koruyacaktır" dedi. HexagonManufacturingIntelligence Başkanı Josh Weiss ise yeni süreç hakkında, "Hexagon olarak, gelişmiş ölçüm teknolojilerimizin pistteki başarılarını sürdürmelerinde önemli bir rol oynadığı Oracle RedBull Racing ile ortaklığımızı sürdürmekten onur duyuyoruz. Girişimcilik ruhu, inovasyon ve mükemmellik geleneğini paylaşarak, önümüzdeki sezonun zorluklarına göğüs germeye ve 2026'dan itibaren daha yeşil ve daha heyecan verici bir dönemi kucaklamaya hazırız" dedi.

STEM uzmanlarına ilham verecek

Hexagon, Oracle RedBull Sim Racing iş birliğini genişleterek mühendislik sektörüne odaklanan yeni nesil STEM uzmanlarına ilham verecek ve yarış simülasyonları ile F1 arasındaki boşluğu kapatacak. Ayrıca, F1 Sim Racing Dünya Şampiyonası ve Porsche EsportsSupercup gibi e-spor organizasyonlarında takımın araç tasarımlarında yer alarak yarış simülasyonları ile gerçek dünya arasındaki bağlantıyı güçlendirecek.Hexagon logosu, RB21 yarış aracının alt tarafında yer alarak, markanın aracın mühendislik sürecine sağladığı katkıyı vurgulayacak.

Rekabet zirve yapacak

F1’de 10 takımdan 8’inin sürücü değişikliği yaptığı 2025 sezonu, tarihin en çekişmeli mücadelelerine sahne olacak.Yeni sezonda Hexagon’un3D lazer tarama teknolojisi ve pist kenarındaki teknik desteği, Oracle RedBullRacing’in aerodinamiğini optimize ederek, her yarışta üstün performans göstermesine yardımcı olacak.Hexagon, son iki yılda arızaları yüzde 50 oranında azaltan Oracle RedBullRacing’e, ultra hızlı tarama teknolojileri sayesinde elde ettiği ölçümlerle, her bileşenin en yüksek kalite standartlarında üretildiğini garanti ediyor. 


Emirates Ekonomi Sınıfı Yolcuları için Ücretsiz Otobüs Ulaşım Hizmetini Başlatıyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Emirates, Ekonomi Sınıfı Yolcuları için Ücretsiz Otobüs Ulaşım Hizmetini Başlatıyor

Dünyanın en büyük uluslararası havayolu Emirates, ekonomi sınıfı yolcuları için İstanbul Havalimanı (IGA) ile şehir merkezi arasında ücretsiz ulaşım hizmeti sunmaya başladı. 2 Eylül 2025 tarihine kadar emirates.com üzerinden İstanbul Havalimanı çıkışlı ekonomi sınıfı bileti satın alan yolcular, 31 Aralık 2025’e kadar Havaist otobüsleriyle ücretsiz transfer hizmetinden yararlanabilecekler.

Dubai merkezli havayolu, dünyanın dört bir yanında yolcularına sunduğu ayrıcalıklı hizmetleri genişletmeye devam ediyor. Bu kapsamda Emirates, ekonomi sınıfı yolcularının seyahat deneyimini daha etkin hale getirmek amacıyla havalimanı ile şehir merkezi arasında tek yön ücretsiz otobüs hizmeti başlattı. Bu özel hizmet sayesinde yolcular, İstanbul’un farklı noktalarındaki Havaist duraklarından İstanbul Havalimanı’na veya havalimanından şehir merkezine avantajlı ve konforlu bir şekilde seyahat edebilecek. 

Emirates bu hizmetle, yolcularına uçuş konforunun ötesinde, seyahat sürecini daha rahat ve sorunsuz hale getiren bütünsel bir deneyim sunmayı hedefliyor. Özellikle sık seyahat eden yolcular için büyük bir kolaylık sağlayan bu hizmet, havalimanına erişimi daha pratik hale getiriyor.

Hizmetten yararlanmak isteyen yolcular, 2 Eylül 2025 tarihine kadar emirates.com üzerinden biletlerini satın alarak ücretsiz HAVAİST transferinden 31 Aralık 2025 tarihine kadar faydalanabilecek.

Emirates Hakkında: 

Emirates, dünyayı global merkezi olan Dubai aracılığıyla birbirine bağlayan, dünyanın en hızlı büyüyen havayolu şirketlerinden biridir. Emirates, bugüne kadar 500’ün üzerinde uluslararası ödül kazandı. Modern, verimli ve rahat uçaklarıyla 1987 yılından beri Türkiye’deki yolcularını Dubai üzerinden dünyaya bağlıyor. Emirates, ikonik çift katlı süperjumbo Airbus A380 ve Boeing 777 - 300ER uçakları ile İstanbul Havalimanı’ndan haftada toplam 21 sefer gerçekleştiriyor.

Detaylı bilgi için: www.emirates.com.tr

RAFFLES İSTANBUL,FORBES TRAVEL GUIDE’DA YİNE İLKLERE İMZA ATTI


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


RAFFLES İSTANBUL,FORBES TRAVEL GUIDE’DA YİNE İLKLERE İMZA ATTI

Açıldığı günden bu yana benzersiz hizmet kalitesi ve lüks anlayışıyla birçok prestijli ödüle adını yazdıran Raffles İstanbul, Forbes Travel Guide'ın 2025 Star Awards listesinde Türkiye’de art arda yedi yıl “Beş Yıldız” derecesini koruyan tek otel oldu.

Şehrin kalbinde dört mevsim yenileyici bakımlarıyla misafirlerini ağırlayan RafflesSpa ise önemli bir başarıya imza atarak Türkiye’nin “Beş Yıldız”ile ödüllendirilen ilk ve tek Spası ünvanını kazandı.

İstanbul’un eşsiz panoramasını baştan başa seyreden Raffles İstanbul; lüks otellerden restoranlara, Spa merkezlerinden okyanus aşırı kruvaziyerlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bağımsız ve global tek derecelendirme sistemi Forbes Travel Guide tarafından iki prestijli ödüle layık görüldü.

Dünyaca ünlü yayının gelenekselleşmiş Star Awards listesinde, 2019’da Türkiye’den listeye giren ilk ve tek otel olan Raffles İstanbul, 2025’te aldığı bu dereceyle Türkiye’de art arda yedinci kez 'Beş Yıldız' ile ödüllendirilmiş tek otel oldu.

Benzersiz hizmet kalitesi, lüks anlayışı ve kişiye özel ayrıcalıklarıyla fark yaratan Raffles Spa ise Türkiye’nin, Forbes Travel Guide 2025Star Awards listesinde “Beş Yıldız” ile ödüllendirilen ilk ve tek Spa’sı olarak tarihe geçti.

Geleneksel Türk hamamı kültüründen saunalara, zindelik havuzlarından duyusal duşlara uzanan kapsamlı wellness deneyimi; İstanbul’un büyüleyici panoramasına karşı konumlandırılmış açık yüzme havuzu ve gün ışığıyla aydınlanan kapalı havuzunun yanı sıra özel bakım ve jakuzi odalarıyla, şehrin kalbinde dört mevsim kusursuz bir arınma ve yenilenme sunuyor.


Merkez Bankası yılın ikinci faiz kararını açıkladı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Merkez Bankası yılın ikinci faiz kararını açıkladı

Merkez Bankası, piyasa beklentilerine paralel politika faizinde 250 baz puan indirime giderek faizi yüzde 42.5 seviyesine çekti. TCMB aralık ve ocak ayının ardından mart toplantısında da faiz indirimine devam ederek, 3 ayda toplam 750 baz puanlık indirim gerçekleştirmiş oldu. Enuygunfinans.com İş Geliştirme Müdürü Erkam Adıyaman yılın ikinci faiz kararıyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. 


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), mart ayı faiz kararını 6 Mart 2025 günü gerçekleştirdiği toplantı sonrasında açıkladı. Buna göre TCMB, politika faizini (bir hafta vadeli repo ihale faizi) 250 baz puan indirerek, yüzde 42,5 seviyesine çekti. 

3 Ay Faiz İndirimi Yapıldı 

2024 yılı mart ile kasım ayları arasında, kasım ayı dahil olmak üzere, politika faiz oranı yüzde 50 seviyesinde kaldı. Politika faizi, 2024'te 9 ay boyunca yüzde 50'de kaldıktan sonra, yılın son toplantısında 250 baz puanlık bir indirimle yüzde 47,5'e çekildi. Merkez Bankası, geçtiğimiz ocak ayında gerçekleştirdiği toplantının ardından bir kez daha 250 baz puanlık bir indirim yaparak politika faizini yüzde 45 seviyesine indirdi. Mart ayında alınan 250 baz puanlık indirimle birlikte, aralık, ocak ve mart aylarının toplamında 750 baz puanlık bir indirim yapılmış oldu.

TCMB'nin bir sonraki toplantısı 17 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirilecek.


Yılın ikinci faiz kararıyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Enuygunfinans.com İş Geliştirme Müdürü Erkam Adıyaman şunları söyledi:“Geçtiğimiz aylarda da gördüğümüz üzere, Merkez Bankası faiz indirim politikasına devam ediyor. Piyasaların durumunu da göz önüne alarak kontrollü olarak yapılan faiz indirimlerinin 2025 yılı içerisinde de bu kapsamda devam etmesi bekleniyor.


Bu kararla beraber, hem krediler hem de mevduat kanadında bankaların tüketicilere sunduğu ürünlerde de faiz indirimlerini bekliyoruz. Kredilere olan talep pozitif yönde artarken, Türk Lirası ve mevduat ürünlerine olan talebin de yatırım araçlarını genel olarak değerlendirdiğimizde yüksek kalmasını bekliyoruz. Enuygunfinans.com olarak, bankacılık ürünlerini sunmaya, kullanıcılarımıza bu ürünleri karşılaştırma imkânı tanımaya ve en uygun seçeneklere başvuru yapmalarını sağlamaya devam edeceğiz.”


6 Mart 2025 Perşembe

Akra Hotels, 2025 yılı sonuna kadar elektrik ihtiyacının %100’ünü güneşten karşılamayı hedefliyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Akra Hotels, 2025 yılı sonuna kadar elektrik ihtiyacının %100’ünü güneşten karşılamayı hedefliyor.

Sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında güneş enerjisi santrali yatırımlarına odaklanan Akra Hotels, 2024 yılında elektrik ihtiyacının %65’ini güneşten elde etti. Şirket gerçekleştirdiği yatırımları ile 2025 yılı sonuna kadarelektriğin %100’ünü güneş enerjisi santrallerinden karşılamayı hedefliyor. 

Dünyaya karşı sorumluluğu doğrultusunda 2022 yılından günümüze güneş enerjisi santralleri yatırımlarını sürdüren Akra Hotels,2022 yılında Döşemealtı ve Aksu, 2023 yılında Afyon Sandıklı, 2024 yılında Alanya ve Elmalı Bayındır’da faaliyete aldığı santralleri ile 2024 yılında 18.990.945 kWh elektrik üretti. Elde ettiği enerji ile 2024 yılındaki elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 65’ini güneşten karşılayan Akra Hotels, tüm tesislerinin ihtiyacını güneş enerjisi santrallerinden karşılama hedefi doğrultusunda 2025 Mart ayı itibarıyla Elmalı Kışlaköy’deki3.9 mWp güneş enerjisi santralini faaliyete açacak. 

Faaliyette olan güneş enerjisi santralleri ile toplamda 21 mWp güce sahip olan Akra Hotels, gerçekleştirilen yatırımlar ve hayata geçireceği tasarruf tedbirleri ile güneş enerjisi santrallerinden 33 milyon kWh elektrik üretmeyi ve 2025 yılı sonuna kadar tüm tesislerininenerji ihtiyacının %100’ünü güneşten karşılamayı hedefliyor. 


Mütekabiliyet gereği bizler de Alman iş ortaklarımıza aynısını mı yapalım?

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Bu uygulama bize reva mı? 

Ticarette ve turizmde en büyük iş ortaklarımızdan biri Almanya. 

Öyle değil mi yoksa? 

2024 yılında Almanya’ya ihracatımız 22 milyar $ 

2024 yılında Almanya’dan ithalatımız 30 milyar $

Almanya’dan geçen sene ülkemizde ağırladığımız ziyaretçi/misafir sayısı 6.6 milyon. 

Gelin görün ki bu ülkeye turistik ve/veya iş amaçlı vize randevusu bulmak çok zor! 

Bulunsa da vize alınamıyor! Alınsa da ülkeye girilemiyor! 

Neden mi? 

ITB Berlin fuar vesilesiyle ülkeye giriş yapan Türk turizmciler olarak girişte binbir çeşit soruya, ilgisiz suratlara ve negatif enerjilere maruz kaldık. 

Elbetteki sadece Almanya değil, her ülke giriş güvenliğini sağlamalı. Girişte prosedürlerini uygulamalı. Lakin vizesi olan, konaklama rezervasyonu, uçuş rezervasyonu olan, belgeleri yanında tam olan ve fuar için gelmiş yüzlerce insana adeta eziyet edercesine bu uygulama reva mıdır? 

Misafir ağırlamak, turist ağırlamak, iş insanı ağırlamak ve ticaret geliştirmek böyle mi olacak? 

Peki, fuarın bir koca salonunu dolduran ve hatta standı da olmayıp gelen toplamda yüzlerce Türk’ün yarattığı ekonomi, Almanya’ya ve Berlin’e bıraktığı gelir ne olacak? 

Alman Tur operatörleri ülkemizle geliştirdikleri turizm iş ortaklığından milyonlarca Euro para kazanmıyor mu? 

Bizim yükselişimiz aynı zamanda onların da yükselişi ( Euro 💶) değil mi! 

Sadece bizlerin değil, Alman iş ortaklarımızın da buna itiraz etmesi ve bu uygulamayı hoş karşılamaması gerekmektedir. 

Mütekabiliyet gereği bizler de Alman iş ortaklarımıza aynısını mı yapalım? 

Elbette bizim övündüğümüz ağırlama ve misafirperverliğe yakışmaz. Lakin, tek taraflı böyle de olmaz ve olmamalı. 

Bizler, bunu hak etmiyoruz. 

Son tahlilde; Dışişleri Bakanımız Sn. Hakan Fidan, Kültür ve Turizm Bakanımız Sn. Mehmet Ersoy ve Ticaret Bakanınız Sn. Ömer Bolat bu durumu ilgili muhataplarıyla muhakkak paylaşmalı. Bu konudaki muzdaripliğimizi ve üzüntümüzü muhakkak paylaşmalı.  

Güzide ülkemizin bıkmadan, yorulmadan çalışan neferleri adına. 

Saygılarımla, 

Hüseyin Kurt

GlobeMeets & Oliva MICE Kurucu Ortak & Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı

 

Elite World, Avrupa Turizminin Buluşma Noktası ITB Berlin’e Katıldı

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Elite World, Avrupa Turizminin Buluşma Noktası ITB Berlin’e Katıldı

Elite World Hotels & Resorts, turizm sektöründe Avrupa’nın en büyük buluşma noktası olan ITB Berlin Turizm Fuarı'na katıldı. Zincir, fuarda farklı segmentlere hitap eden 10 markası ve otellerini tanıtırken franchise iş modeliyle dünyaya açılma stratejisini de paylaştı.

Türkiye'nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, 4-6 Mart 2025 tarihleri arasında Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen Avrupa’nın en büyük turizm fuarlarından ITB Berlin’e katıldı. 

Bu yıl “Seyahat dünyası burada yaşıyor" temasıyla gerçekleştirilen fuarda Elite World Hotels & Resorts, dünya genelinden otel zincirleri, seyahat acenteleri ve turizm profesyonellerine, farklı turizm çeşitlerine hitap eden 10 markası altındaki otellerini tanıttı. Zincir, aynı zamanda franchise iş modeliyle dünyaya açılma stratejisini de dünyanın dört bir yanından gelen turizmcilerle paylaşma fırsatı buldu. Fuar, sektördeki gelişmeleri yakından takip etmenin yanı sıra sektör profesyonelleriyle bir araya gelerek iş ortaklıkları kurmak ve yeni iş fırsatları yaratmak açısından da önem taşıyor.


Yurt dışında büyüme hedefi 

Elite World Hotels & Resorts, 2022 yılından bu yana uygulamaya koyduğu franchise iş modeli ile büyüme hedeflerinde bu yıl Avrupa’yı odağına alıyor. Geçen yıl, yurt dışındaki ilk otelini Fildişi Sahilleri Cumhuriyeti’nin başkenti Yamoussoukro’da açmak için anlaşma imzalayan zincirin, 2025 yılında yurtdışı hedeflerinde ise markalarını Avrupa şehirlerine taşımak bulunuyor. Bu kapsamda Almanya’nın da aralarında olduğu Avrupa şehirleri Elite World’ün büyüme stratejileri arasında bulunuyor. Zincir, 2030 yılına kadar 50 otele ulaşmayı hedefliyor.


Marka bilinirliğini artırıyor

Almanya seyahat pazarı, Türk turizminin en büyük hedef kitleleri arasında yer alıyor. Almanya, 2024 yılında da Türkiye’yi ziyaret eden 6,62 milyon Alman turistle, Türkiye’ye en çok turist gönderen 2'nci pazar olmaya devam etti. Elite World’ün global hedefleri kapsamında Türkiye’deki otellerinde Almanya gibi mevcut turizm pazarlarında talep artışı yakalama hedefi bulunuyor. 1966 yılından bu yana, turizm ve seyahat ekosistemi için önemli bir buluşma noktası olan ITB Berlin, zincirin Avrupa pazarındaki marka bilinirliğini artırmak için de önemli fırsat sundu. 


Miami’deki en iyi ve yeni projeler-den“TheRider”seçkin davetli grubuyla paylaşıldı.

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



RONA INTERNATIONAL REALTY KURUCUSU RÜYAM SOYSAL’DAN İSTANBUL’DA ÇOK ÖZEL DAVET !!!

Miami’deki global emlak markası Rona International Realty’nin Kurucusu Rüyam Soysal, 26 Şubat Çarşamba akşamı, iş ve cemiyet hayatından çok özel bir gruba TheRider projesi ile işbirliğini tanıttığı akşam yemeği daveti verdi. Davette 2025 yılında global emlak pazarında öne çıkması beklenen Miami’deki en iyi ve yeni projeler-den“TheRider”seçkin davetli grubuyla paylaşıldı.

Palmiyeler ile yaratılan doku ve ekrandaki Miami görüntüleri davetlileri Miami’de hissettirirken ChinChin Etiler’in şık ortamında, leziz yemekler ve keyifli sohbetlere, DJ Burak Özkan eşlik ederek geceyi unutulmaz kıldı…

Rona International’ın Kurucusu Rüyam Soysal, “Globalleşme ile birlikte Türkiye’den de müşterilerinin arttığını” söyledi. TheRider projesi ilk kez cemiyet ve iş dünyasından oluşan davetlilere tanıtıldı. Etel Baler,Siren Ertan Kayalar, Defne Samyeli, Meltem Cumbul, Erkal Aksoy, Melda Kosif, Saffet Emre Toguç, Mine Kalpakçıoğlu katılan isimler arasındaydı.

2009 yılında Rüyam Soysal tarafından kurulan Rona International bir “Global Kadın girişimcilik hikayesi ve başarısı”. Rüyam Soysal Florida bölgesindeki yüksek kaliteli konut ve ticari gayrimenkuller üzerine yerli ve uluslararası yatırımcılara danışmanlık yapmaktadır. Rüyam Soysal, doğru projeleri seçerek yatırımcıların güvenli bir şekilde kazançlarını arttırmaya aracı oluyor. 



Pandemi sonrası, iklimi ve vergi mevzuatları nedeniyle Florida’nın Miami bölgesi yatı-rım yapmak için çok ilgi çekiyor… Yatırıma oranla Miami’de kira gelirlerinin yüksek olması, TheRider’ın Miami’in yeni gözde mahallesi Art District(sanat mahallesi)’de olması, İstanbul’dan Miami’ye direk ve çok seçenekli uçuş olması, binanın havalimanına yarım saat uzaklıkta olması ve gökdelen olmaması projenin avantajları…

TheRiderResidences:

146 daireden oluşan sadece 12 katlı butik bir binadır. Miami’nin kalbinde, en popüler lokasyonlar olan Design District, Midtown ve Edgewater bölgelerinin kesişim noktasında inşa edilmektedir ve bu bölgede yüksek binalara izin verilmediğinden tüm bu bölge geniş havadar ve kısa binalardan oluşmaktadır. Orlando’ya giden ve daha sonra Amerika’nın kuzeyine bağlanması planlanan hızlı tren istasyonu, binaya sadece bir blok mesafede açılacaktır. Binada kiralama süre sınırlaması bulunmamaktadır; günlük kiralama bile mümkündür. Daireler, komple mobilyalı ve yaşamaya hazır şekilde 2027 yılı başında teslim edilecektir. Ortak alanlar zevkle tasarlanmış olup, Türk hamamı, infrared sauna, buzlu havuz ve en yeni teknoloji fitness ekipmanlarla donatılmış bir spor salonu bulunacaktır. Binanın her yerinde sanat fotoğrafları ve motosiklet konseptini görmek mümkündür.


Dünya lojistiğinin kalbi 2200 yıldır Anadolu’dan geçiyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Dünya lojistiğinin kalbi 2200 yıldır Anadolu’dan geçiyor 

Global lojistik HUB olan Türkiye, her yıl 50 milyar dolar doğrudan yatırım alabilir 

Orta Lojistik Koridoru, tam 2200 yıllık geçmişiyle dünya ticaretine damgasını vurmaya devam ediyor. Tarihi “İpek Yolu”, dimdik ayakta. Ne savaşlar, ne doğal afetler, ne ölümcül salgın hastalıklar gördü, güzergahtaki uygarlıklar, ülkeler değişti, çağlar birbirini takip etti ama Doğu-Batı lojistik rotası aslında hiç şaşmadı. 

Doğu ile Batı arasında bir köprü gibi uzanan ”Anadolu”nun, dünyanın en büyük coğrafi lojistik HUB’ı konumunda olduğunu anlatan Tırport Kurucu Ortağı Dr. Akın Arslan, tüm alternatif lojistik aksları ve enerji koridorlarının ortasında bulunan Türkiye’nin, 11,3 trilyon dolarlık globallojistik HUB’nın merkezinde yer aldığını söyledi. Ülkemizin, Avrupa için en ideal “yakında üretim (NearShore)” konumunda olduğuna işaret eden Dr. Akın Arslan, Türkiye’nin her yıl 50 milyar doların üzerinde doğrudan yatırım alabilen, üreten ve cari fazla veren bir ülke olabileceğini ifade etti. 

Dünyada en optimal ulaşım, Türkiye üzerinden geçen “Orta Lojistik Koridoru”dur

Dünya lojistiğinde, ülkemizin jeopolitik konumuna vurgu yaparak konuşmasını sürdüren Tırport Kurucu Ortağı Dr. Akın Arslan, şunları kaydetti: 

“Türkiye, jeopolitik konumu olarak, Doğu ile Batı’yı, Kuzey ile Güney’i birbirine bağlayan bir HUB’ın üzerinde oturmaktadır. Türkiye’yi dışarıda bırakmak isteyen her kim olursa olsun, Kızıldeniz krizi de göstermiştir ki, her zaman en optimalulaşım Türkiye üzerinden geçen “Orta Lojistik Koridoru”dur. Bu gerçek; hava, kara, demiryolu için de geçerlidir. Intermodal’ın deniz yolu ile ulaşacağı liman da üç tarafı denizlerle çevrili, Karadeniz’in kapısını elinde tutan Türkiye’dedir. Herkesin mal satmaya çalıştığı, dünyanın en nitelikli ve refahı yüksek nüfusunun yaşadığı 750 milyonluk Avrupa’nın dibindeki, 90 milyonluk ülkedir Türkiye. Türkiye’den çıkan bir TIR, sadece 7 günde Avrupa’nın en ucuna ürünlerini teslim edebilmektedir (yeter ki, gümrük geçişlerinde, plaka kısıtları vb. gerekçelerle bekletilmesin). Türkiye, Avrupa için en ideal “yakında üretim (NearShore)” merkezidir. Tüm ticaret savaşlarına rağmen Çin hala yılda 200 milyar dolara yakın doğrudan yabancı sermaye çekebiliyor. Global lojistik HUB konumunda olanTürkiye, her yıl 50 milyar doların üzerinde doğrudan yatırım alabilen, üreten ve cari fazla veren bir ülke olabilir. Bu da Türkiye’yi önümüzdeki 10 yıl içinde 4 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe, kişi başı 30 bin dolar üzeri bir gelire ulaştırabilir.” dedi. 

Türkiye’nin jeopolitik konumu ve dünya lojistiği için 7 maddede stratejik önemi

1-Kara, deniz, hava ve demiryollarının yanında alternatif enerji koridorlarının geçiş güzergahındadır. 

2-Türkiye’den sadece 3,5 saatlik uçuş mesafesiyle 60’ın üzerinde ülkeye uçulabilmektedir.

3-Türkiye’den çıkan bir tır, maksimum 1 hafta içinde Avrupa’nın en uç noktalarına malını teslim edebilmektedir. 

4-Türkiye nüfusunun %61,5’i (53,1 milyon kişi) 40 yaş altındadır. 

5-Türkiye nüfusunun %45,14’ü (39 milyon kişi) 30 yaş altındadır. 

6-Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkesi Türkiye’dir. (Rusya’da 30 yaş altı nüfus %33 seviyesindedir.)

7-Türkiye, 2200 yıllık tarihi İpekyolu’nun (Orta Lojistik Koridor) Asya’yı Avrupa’ya bağlayan köprüsüdür. 2200 yıllık denenmiş bir lojistik aksta yer almaktadır.


ERP, işletmeler için bir yazılım değil, stratejik bir yol haritasıdır


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Küresel ERP pazarı, 2028’de 104 milyar dolara ulaşacak 

Küresel Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) pazarının, bu yıl 70 milyar doları geçerken, 2028 yılında 104 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Türkiye’deki yazılım pazarının ise 2028 yılına kadar 929 milyon dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Ağırlıklı olarak orta-üst segment ERP yazılımlarının payı bu rakamın yaklaşık %41,9’u olarak düşünülebilir. 

İş dünyasında rekabetin kıyasıya olduğu bu süreçte, CEO’ların işletmelerini daha verimli ve etkili bir şekilde yönetebilmesi için ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) sistemleri büyük önem taşıyor.  Şirket içindeki farklı departmanların verilerini tek bir merkezi platformda toplayan ERP sistemleri, doğru ve etkin karar alma sürecini yönetiyor. UyumsoftLioX ERP gibi gelişmiş yazılımlar, işletmelerin doğru yönetilmesine olanak tanıyor ve bu sistemleri doğru kullananlar, hayata geçirdikleri dijital dönüşümle işletmelerini geleceğe taşıyabiliyor. İşletmelerin iş süreçlerini dijitalleştiren LioX ERP, üzerinde çalışılan yapay zeka uygulamalarıyla, süreçleri daha akıllı hale getirecek ve bu sayede süreçlerini hızlandıran işletmeler, etkin ve güncel veriyle doğru kararlar alırken hata oranlarını minimize edecektir.  

ERP, işletmeler için bir yazılım değil, stratejik bir yol haritasıdır

ERP sistemi sayesinde CEO’ların şirket ihtiyaçları için doğru adımlar atabileceğini kaydeden Uyumsoft Kurumsal Hizmetler Genel Müdürü Gökhan Arıksoy, şunları söyledi: 

“İşletmelerin bütün iş süreçlerini bir araya getirerek, kaynakları doğru ve etkin bir şekilde yönetmeye yardımcı olan ERP, hem operasyonel verimliliği artırıyor, hem de maliyetleri şeffaf bir şekilde görmenizi sağlıyor. Bu avantajlardan faydalanabilmek için CEO’nun doğru kararlar alması, sektöre ve işletmenin özel ihtiyaçlarına göre ERP’yi firmaya uyarlamaları gerekmektedir. ÇünküERP, sadece bir yazılım değil, işletme stratejilerini yönlendiren bir çözüm. CEO’ların bu stratejiyi belirlerken, şirketin hem mevcut hem de gelecekteki ihtiyaçlarını iyi analiz ederek, hedeflerini doğru şekilde belirlemeleri gerekmektedir. ERP’ler, şirketlerin uzun vadeli rekabet avantajını ve sürdürülebilirliğini de göz önünde bulundurarak hayata geçirilmelidir. UyumsoftLioX ERP gibi gelişmiş yazılımlar, işletmeleri geleceğe taşıyacaktır.” dedi.

ERP’nin CEO’lara sağladığı 20 stratejik fayda nedir? 

1-Fonksiyonel bütünleşme: ERP, şirket içindeki farklı departmanların verilerini tek bir merkezi platformda toplar. Bu sayede departmanlar arasındaki iletişim güçlenir, bilgi paylaşımı hızlanır ve karar alma süreçleri daha etkili hale gelir.

2-Gerçek zamanlı veri erişimi: CEO’lar, ERP sistemleri sayesinde şirketin finansal durumundan stok seviyelerine kadar önemli verilere anında erişebilir. Bu, hızlı ve doğru kararlar almayı mümkün kılar.

3-Verimlilik artışı: ERP, iş süreçlerini otomatikleştirerek ve optimize ederek şirketlerin verimliliğini artırır. İnsan hatasını en aza indirir ve zamandan tasarruf sağlar.

4-Stratejik planlama ve analitik yetenekler: ERP sistemleri, CEO’lara güçlü analitik araçlar sunarak, geleceğe yönelik stratejik kararlar almalarını sağlar. Şirketlerin büyüme hedeflerini belirlemek ve bu hedeflere ulaşmak için önemli öngörüler elde edebilirler.

5-Maliyet kontrolü: ERP, finansal süreçlerin düzenlenmesini ve izlenmesini sağlar. Bu sayede maliyetler kontrol altında tutulur, gereksiz harcamalar engellenir ve işletme karlılığı artar.

6-Rekabet avantajı: Etkin bir ERP kullanımı, şirketlerin süreçlerini daha hızlı ve doğru bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur. Bu durum da işletmelere pazarda rekabet avantajı kazandırır.

7-Yenilikçilik ve uyum: ERP sistemleri, yeni teknolojilere ve düzenlemelere hızlıca uyum sağlamayı mümkün kılar. Böylece şirketler, sektördeki değişimlere hızla adapte olabilir ve rekabetçi kalabilir.

8-Veri güvenliği ve uyum: ERP sistemleri, şirketlerin verilerini merkezi bir platformda depolayarak güvenlik seviyesini artırır. Güçlü güvenlik önlemleri ve veri şifreleme teknolojileri sayesinde, hassas verilerin korunmasını sağlar. Ayrıca ERP yazılımları, yasal düzenlemelere ve endüstri standartlarına uyum sağlamak için sürekli olarak güncellenmektedir. Bu durum, özellikle veri gizliliği ve sektör düzenlemeleri açısından önemli bir fayda sağlar. Böylece işletmeler, güvenli bir şekilde büyüyebilir ve gelişen düzenlemelere hızla adapte olabilir. 

9-Yenilik ve inovasyon: ERP sistemleri, yeni iş modelleri ve süreç iyileştirmeleri için gerekli verileri sağlar ve inovasyonu teşvik eder.

10-Tedarik zinciri yönetimi: Tedarik zincirindeki tüm aşamaları izler ve yönetir, tedarik süreçlerini optimize eder.

11-Esnek yapı: Şirketin piyasa koşullarına hızlı ve esnek bir şekilde uyum sağlamasına yardımcı olur.

12-Çoklu lokasyon yönetimi: Farklı lokasyonlarda bulunan işletmelerin merkezi bir sistem üzerinden yönetilmesini sağlar.

13-Çalışan performansı: Çalışanların performansını izler, değerlendirilmesine olanak tanır ve böylece performans yönetimini kolaylaştırır.

14-Bütçe ve finans yönetimi: Finansal kaynakların etkin bir şekilde yönetilmesini sağlar ve bütçe planlamasını destekler.

15-Bilgi güvenliği: Verilerin güvenli bir şekilde saklanmasını ve korunmasını sağlar, veri güvenliği risklerini azaltır.

16-Operasyonel şeffaflık: Tüm iş süreçlerinde şeffaflık sağlayarak, süreçlerin daha iyi izlenmesine ve yönetilmesine olanak tanır.

17-Maliyet kontrolü: İşletme maliyetlerini daha iyi kontrol edebilir ve gereksiz harcamaların önüne geçebilir.

18-Üretim planlaması: Üretim süreçlerinin daha verimli ve planlı bir şekilde yürütülmesini sağlar.

19-İşbirliği ve iletişim: Departmanlar arasında daha iyi iletişim ve işbirliği ortamı yaratarak, verimliliği artırır.

20-Kapasite yönetimi: İşletmenin üretim kapasitesini ve kaynaklarını en verimli şekilde kullanmasına yardımcı olur.


Lidya Grup, dünya çapındaki global markalarla sektördeki öncülüğünü sürdürüyor.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



 Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, “İşimize yüreğimizi koyduk,yatırımlara devam ediyoruz”  

Dijital baskı sektörünün lideri Lidya Grup, dünya çapındaki global markalarla sektördeki öncülüğünü sürdürüyor. Xerox, Keundo, Duplo, Kongsberg, EFI, Epson, JWEI ve Flora gibi global markaların ülkemiz temsilcisi olan Lidya Grup, dijital baskı makineleri sektöründe baskı alanındaki farklı teknolojileri uçtan uca bir arada sunan sayılı şirketlerden biridir. Yenilikçi çözümler ve üstün teknolojiyle donatılmış ürün yelpazesi, Lidya Grup’u sektördeki diğer oyunculardan ayıran temel faktörlerden biridir. Şirket, Türkiye ve EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölgesinde lider konumda bulunarak büyük başarılar elde etmeye devam etmektedir. 

Daima büyüme odaklı hareket ediyor

Lidya Grup, büyüme odaklı yaklaşımı ve kararlılığıyla sektördeki liderliğini pekiştirmeye devam ediyor. Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şirketin büyüme odaklı DNA’sına vurgu yaparak, “Koşullar ne olursa olsun daima büyüme odaklı hareket ediyoruz ve asla geri adım atmıyoruz. Temsil ettiğimiz global markalarımız ile yeni fırsatlara odaklanarak ve tüm gücümüzle çalışarak yılı tamamlayacağız. İşimize yüreğimizi koyduk, 2025 yılında da yatırımlara devam ediyoruz.” dedi.

Şirketin daima büyüyerek sektördeki liderliğini güçlendirdiğini anlatan Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti: 

“Lidya Grup olarak, her yeni yılda yeni fırsatla birlikte yatırımlarımızı artırarak, sadece sektördeki gelişmeleri takip etmekle kalmayıp, bu gelişmelere yön veren bir konumda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Büyüme odaklı yaklaşımımız, şirketimizin tüm departmanlarında ve çalışanlarımızda güçlü bir motivasyon yaratırken, müşteri memnuniyeti ve kaliteyi her zaman ön planda tutan bir çalışma anlayış ile desteklenmektedir.” diye konuştu. 

6 ayda 3 yeni markayı bünyesine kattı

Yatırımların ve iş birlikteliklerinin aralıksız sürdüğünü kaydeden Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti:

“Lidya ekibi olarak işimizi çok seviyoruz ve çok iyi yapıyoruz. Enerjimiz ve moralimiz her zaman zirvede, hedeflerimiz büyük ve en önemlisi de sermayemiz güçlü. Daima müşterilerimizin yanında yer alarak teknoloji danışmanlığı yapıyor ve proje finansmanı sağlıyoruz. Satış sonrası servis hizmetimizde ülke genelindeki ofislerimiz ve bayimiz ile çözüm odaklı yaklaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz bu günlerde yüksek enflasyon ve ekonomik daralma yaşansa da, bu daralma bir gün bitecek. Daralma bittiğinde, pazardaki en hazır şirketlerden birisi olmayı hedefliyoruz. Lidya’nın sürdürülebilirliği için yatırımlara ve iş birlikteliklerine devam ediyoruz. Geçtiğimiz 6 ay içinde Keundo, JWEI ve Flora ile distribütörlük anlaşmaları imzalayarak, 3 global markayı bünyemize kattık.” diye konuştu.  

Teknolojik yenilikler ve müşteri odaklı çözümlerle dijital baskı sektörünün öncüsü

Teknolojik yenilikleri sürekli olarak takip eden ve sektördeki gelişmeleri yakından izleyen Lidya Grup, müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak için yaptığı yatırımlar ile dikkatleri çekiyor. Bu yatırımlar, sadece ürün yelpazesini genişletmek ile kalmayıp, aynı zamanda sektördeki en son teknolojilere sahip makinelerle, müşterilerinin taleplerine hızlı ve verimli şekilde cevap vermelerini sağlıyor. Her bir müşteriye özel çözümler sunarak, yüksek kaliteli dijital baskı çözümleriyle sektördeki liderliğini sürdürüyor. Yalnızca ürün sağlamakla kalmayıp, müşterilerine her aşamada değer katacak çözümler de sunarak, sektördeki güvenilir iş ortağı konumunu pekiştiriyor. Ayrıca, sürekli olarak sektördeki yenilikleri takip ederek, global düzeyde rekabetçi bir avantaj gerçekleşiyor.

2025, dijital baskının öneminin artmaya devam edeceği bir yıl olacak 

Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2025 yılı, teknolojik ve ekonomik açıdan dijital baskının öneminin artmaya devam edeceği bir yıl olacak. Yaklaşık 800 milyar doları bulan printer pazarında dijital baskının payı 40 milyar doları geçerken, bu rakamın gelecek 5 yıl içinde 90 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. Dijital baskı sektörü, son 20 yıldır büyük bir dönüşüm geçiriyor. İlk başlarda kağıt ve türevlerine baskı yapılırken, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte baskı medyası genişledi ve genişlemeyi sürdürüyor. Bugün, 10-15 cm kalınlığa kadar metal, ahşap, cam, deri, seramik gibi çeşitli malzemeler üzerine baskı yapılabiliyor. Bu dönüşüm, etiket sektöründen yayıncılığa kadar geniş bir yelpazede etkisini gösteriyor. Dijital baskı, ofset baskının yüksek maliyetlerine karşılık, ön hazırlık gerektirmeden maliyetleri de önemli ölçüde düşürüyor. Teknolojik gelişmeler, dijital baskıya yeni alanlar açarak pazarın büyümesini sağlıyor ve bu büyüme klasik baskı teknolojilerinin dijital baskıya dönüşümü ile gerçekleşiyor. 


5 Mart 2025 Çarşamba

GASTRONOMİ VE SİNEMA ULUSLARARASI URLA GASTRONOMİ VE FİLM FESTİVALİ’NDE BULUŞUYOR


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



GASTRONOMİ VE SİNEMA ULUSLARARASI URLA GASTRONOMİ VE FİLM FESTİVALİ’NDE BULUŞUYOR

Festival Kapsamında “Masterclass”Etkinliklerinde Duayen İsimler Üniversite Öğrencileriyle Buluşacak 

2-4 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali kapsamında “Masterclass” etkinlikleri yapılacak. Etkinlik kapsamında duayen isimler festival katılımcılarıyla bir araya gelecek.

Bu sene ilk kez gerçekleştirilecek olan Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali dopdolu programıyla katılımcıların karşısına çıkmayı hedefliyor. “Sofradan Beyaz Perdeye: Yemek ve Sinemanın Buluşma Noktası” temasıyla yapılacak festival kapsamında “Masterclass” etkinlikleri gerçekleştirilecek. Etkinlikler sinema ve gastronomi öğrencilerine yönelik olarak yapılacak. 

Duayen İsimler Urla’da Buluşuyor

Gastronomiyle ilgili hikâyeleri sinema perdesine taşımanın gücüne inanarak yola çıkan Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali söyleşi, workshoplar, masterclass etkinlikleri, film gösterimleri gibi birçok etkinliğe ev sahipliği yapacak. Festival kapsamında düzenlenecek olan Masterclass etkinlikleri sinema ve gastronomi öğrencilerine yönelik olarak gerçekleştirilecek. Etkinliklerin konuşmacıları arasında “Nazan Kesal, Aylin Yazıcıoğlu, Sevin Fadik Atasoy, Ozan Kumbasar, Zeynep Atakan, Serkan Anavatan, Tayfun Pirselimoğlu, Handan Kaygusuzer, Erkan Avcı ve Serkan Çakır” yer alıyor. 

Gastronomi, sanat ve tarihin buluşma noktası Urla’da gerçekleşecek festival kapsamındaki etkinlikler, ana merkez Urladam’ da olmak üzere Hiç Zeytin Ormanı, Manej Urla, Köstem Zeytinyağı Müzesi ve Bağ Yolu‘nda yapılacak. 

Festival ile ilgili gelişmeleri “gastronomifilmfestivali” resmi instagram hesabından takip edebilirsiniz.


Türkiye’nin İlk Kahve Fuarı Coffex İstanbul, 7. Kez Kapılarını Açmaya Hazırlanıyor

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Türkiye’nin İlk Kahve Fuarı Coffex İstanbul, 7. Kez Kapılarını Açmaya Hazırlanıyor

Kahve endüstrisinin en önemli buluşmalarından biri olan Coffex İstanbul 2025, 9-11 Mayıs tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde gerçekleşecek. Kahve profesyonelleri, sektöre yeni adım atan girişimciler ve kahve severleri bir araya getirecek olan fuar, bu yıl da benzersiz deneyimler sunmaya hazırlanıyor. 

7. Coffex İstanbul, sektördeki en son gelişmeleri ve yenilikleri paylaşarak kahve tutkunlarına ilham vermeyi amaçlıyor. 2025 yılı teması, kahve, çay ve kakao üzerine yoğunlaşırken, her yıl değişen “Focus Ülke” konsepti bu kez Hindistan olarak belirlendi. Fuar kapsamında Hindistan’ın kahve üretimi, özel çekirdekleri ve kahve kültürü mercek altına alınacak.  Coffex İstanbul, katılımcılara kahve üretiminden sunumuna kadar her aşamada en yeni gelişmeleri tanıma fırsatı sunacak. 

100’den fazla firmanın katılım göstereceği organizasyona, bu yıl Hindistan, Uganda, Ekvador ve Endonezya gibi kahve üreticisi ülkeler de dahil olacak. Fuarın sektöre sağladığı ticari iş birlikleri, yeni yatırım fırsatları ve yenilikçi ürünleriyle 2025 yılı organizasyonunun rekor bir ziyaretçi sayısına ulaşması bekleniyor.

"Rafine Tatlar - Fines Saveurs"

Bu yıl, Coffex İstanbul'da ilk kez Türkiye'nin nitelikli çikolata ve kahve yan ürünleri üreten markaları, özel bir alan olan "Rafine Tatlar - Fines Saveurs" bünyesinde bir araya gelecek. Çikolata ve kakao bazlı ürünler, kahve eşlikçileriyle birlikte ziyaretçilerin beğenisine sunulacak.

Coffex İstanbul, ziyaretçilere çeşitli etkinlikler de sunacak:

The Roaster Community Yarışmaları: Coffee Tasting Challenge, Aeropress Challenge ve Latte Art yarışmaları

Workshop’lar ve konferanslar: Alanında uzman konuşmacılar ve baristalar eşliğinde kahve trendleri ve yeni demleme teknikleri

Kahve Tadım Seansları (Cupping): Nitelikli kahve çekirdeklerini deneyimleme fırsatı

Master Class Eğitimleri: Kahve kavurma teknikleri ve sürdürülebilir kahve üretimi

Film Gösterimleri: Kahve kültürüne dair özel seçkiler

Küçük İşletmeler ve Girişimciler İçin Büyük Fırsatlar

Coffex İstanbul, özellikle kahve sektörüne yeni adım atan girişimcilere The Roaster Community alanında uygun bütçeli stant imkanları sunarak fuara katılım şansı veriyor. Aynı zamanda, kahve kavurucuları, coffeeshop sahipleri ve franchise arayışındaki firmalar için benzersiz iş fırsatları sağlıyor. Fuara katılan firmalar, kahve makinelerinden ekipmanlarına, kahve çekirdeklerinden aromalarına kadar geniş bir yelpazede ürünlerini sergileyecek. Hem sektör profesyonelleri hem de kahve tutkunları için pek çok yenilikçi çözüm ve ilham kaynağı bir arada olacak.

Kahve Endüstrisinde Sürdürülebilirlik Öne Çıkıyor

Bu yıl fuarın en dikkat çeken konularından biri sürdürülebilirlik olacak. Coffex İstanbul’a katılan Kahve Atık Platformu, kahve posalarının kompost olarak değerlendirilmesi için belediyelerle iş birliği yaparak çevresel farkındalığı artırmayı hedefliyor.