30 Nisan 2025 Çarşamba

La Quinta by Wyndham Batum’da kapılarını açtı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


La Quinta by Wyndham Batum’da kapılarını açtı

Gürcistan’daki La Quinta markalı ilk otel olan La Quinta by Wyndham Batumi, markanın tarzını ve misafirperverlik anlayışını Karadeniz’in canlı ve hızla gelişen Batum şehriyle buluşturuyor

Geçtiğimiz yıllarda Amerika kıtaları dışına ilk kez Türkiye’den açılan La Quinta by Wyndham markası, EMEA bölgesinde büyümeye devam ediyor. Wyndham Hotels & Resorts, markayı La Quinta® by Wyndham Batumi’nin açılışıyla şimdi de Gürcistan pazarıyla buluşturdu. Mülkiyeti Gürcistan merkezli ELT Group’a ait olan otelin yönetimini Antalya merkezli River Rock Hotels & Resorts şirketi üstleniyor.

2024 yılında yurt dışından 7.4 milyon ziyaretçi ağırlayan Gürcistan’da turizm sektörü gelişmeye devam ediyor ve Batum da canlı şehir merkezi ve güzel Karadeniz kıyılarıyla ülkenin en gözde destinasyonları arasında yer alıyor. La Quinta by Wyndham Batumi, hem iş hem de tatil amaçlı seyahat edenler için kalite, konfor ve güvenilirliği bir araya getiren seçkin bir seçenek sunma hedefiyle yola çıkıyor.

Wyndham Hotels & Resorts EMEA Başkanı Dimitris Manikis, "Wyndham, otelde konaklayarak seyahat etmeyi herkes için erişilebilir kılmak gibi temel bir misyona sahip. Bu da seyahat edenler nereleri ziyaret ediyorsa oralarda büyümemiz anlamına geliyor. Gürcistan bölgedeki önemi gittikçe artan bir destinasyon haline geldi ve ülkenin turizmi her yıl daha da çok gelişme kaydediyor. La Quinta by Wyndham markamızı Gürcistan ile buluşturarak bu dinamik pazardaki varlığımızı güçlendiriyoruz. Gürcistan’da uzun vadede çok önemli bir potansiyel görüyoruz ve EMEA genelindeki büyüme stratejimizin bir parçası olarak bu ülkedeki varlığımızı genişletmeye kararlıyız" dedi.

Batum plajına yalnızca birkaç adım uzaklıkta ve Batum Uluslararası Havalimanı’na 2 kilometre mesafede bulunan La Quinta by Wyndham Batumi, misafirlerin bölgeyi kolayca keşfedebilmesini sağlıyor. Misafirlerin birkaç dakika içinde ulaşabileceği, gezilip görülmesi gereken yerler arasında Ali ve Nino Heykeli, Mucize Parkı, Piazza Meydanı, Dans Eden Fıskiyeler ve Colonnades de yer alıyor.


Mülkiyeti Gürcistan pazarında köklü bir tecrübeye sahip ELT Group’a ait olan ve Antalya merkezli River Rock Hotels & Resorts tarafından yönetilen 98 odalı La Quinta by Wyndham Batumi, king yataklı ve 2 tek kişilik yataklı odalardan süitlere kadar çeşitli konaklama seçenekleri sunuyor. Otelde otopark, 7/24 açık fitness merkezi, sauna, buhar odası ve masaj odası da bulunan bir wellness merkezi ve uluslararası mutfaklardan lezzetlerin sunulduğu bir restoran gibi olanaklarla konfor ve kolaylık öne çıkarılıyor. La Quinta by Wyndham Batumi’nin modern iç tasarımında, sakin ve dinlendirici bir atmosfer yaratan sıcak tonlarla birlikte kullanılan renkli dokunuşlar göze çarpıyor.


ELT Group CEO’su ve Genel Müdürü Mamuka Makharadze, "La Quinta by Wyndham Batumi, dünyaca tanınan bir markanın bu bölgenin dinamik pazarıyla buluşması açısından heyecan verici bir dönüm noktasını oluşturuyor ve yurt dışından misafirlere halihazırda bildikleri ve güvendikleri, seçkin bir otel seçeneği sunuyor. Wyndham, teknoloji, misafir deneyimi ve sadakat programı alanlarında rakipsiz konuma sahip ve kendileriyle zengin kültürü, coğrafi çeşitliliği ve gelişen turizm altyapısıyla misafirleri cezbeden, Avrupa’nın önde gelen destinasyonları arasında yerini almaya başlayan Batum pazarına dair ortak bir vizyon paylaşıyoruz" dedi.

İncelikle düşünülmüş olanaklar, samimi hizmet anlayışı ve misafir deneyiminde mükemmeliyeti odak noktası yapan La Quinta by Wyndham markası altında dünya genelinde 900’den fazla otel bulunuyor. ABD’de yaygın bir varlığa sahip olan markanın portföyü Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki otellerle EMEA bölgesinde de büyümeye devam ediyor. Wyndham, ülkedeki yedi oteli ve beş markasıyla Gürcistan pazarının önde gelen uluslararası otel şirketleri arasında yer alıyor.

2020 yılında açılan La Quinta by Wyndham İstanbul Güneşli, Amerika kıtaları dışındaki ilk La Quinta oteli olmuştu. Türkiye'de de büyümeye devam eden marka altındaki diğer oteller arasında şu anda La Quinta by Wyndham Bodrum, La Quinta by Wyndham Giresun, La Quinta by Wyndham Çeşme ve La Quinta By Wyndham İstanbul Kartal bulunuyor.


Wyndham Hotels & Resorts Hakkında

Wyndham Hotels & Resorts (NYSE: WH), altı kıtada ve 95’in üzerinde ülkede bulunan yaklaşık 9 bin 300 oteliyle, franchise tesis sayısı bazında dünyanın franchise veren en büyük otel şirketidir. Wyndham, her ziyaretçiye hitap eden ve 903 bine yakın odanın bulunduğu ağıyla, konaklama sektörünün hem ekonomi, hem de orta segmentinde lider bir konuma sahiptir. Super 8®, Days Inn®, Ramada®, Microtel®, La Quinta®, Baymont®, Wingate®, AmericInn®, ECHO Suites®, Registry Collection Hotels®, Trademark Collection® ve Wyndham®, şirketin portföyünde yer alan 25 otel markasından bazılarıdır. Şirketin ödüllü sadakat programı Wyndham Rewards, yaklaşık 114 milyon kayıtlı üyesinin, puanlarını dünya çapında binlerce otel, resort tatil kulübü ve kiralık tatil evinde kullanmasına olanak sağlamaktadır. Daha fazla bilgi için www.wyndhamhotels.com adresini ziyaret ediniz.

ELT Group Hakkında

Gürcistan pazarında 18 yıllık tecrübe sahibi olan ELT Group, 2017 yılında inşaat ve geliştirme sektörüne adım atmasından itibaren güvenilir ve yenilikçi bir ortak olarak sektörde hızla ün kazandı. Modern yaşam standartlarını yeniden şekillendirme vizyonuyla hareket eden ELT Group, önde gelen uluslararası markalarla iş birliğinde yüksek verimliliğe sahip gayrimenkul yatırım ürünleri geliştiriyor. Şirketin müşteri odaklı yaklaşımı ve stratejik araştırmaları, Batum’daki “ELT Quarter” ve Tiflis’teki “Spanish Quarter” gibi projelerle öne çıkan “Quarter Konsepti”nde hayat buldu. Aynı zamanda La Quinta by Wyndham Batumi’ye sahip olmaktan gurur duyan ELT Group, kaliteye ve global ortaklıklara olan bağlılığını bir kez daha ortaya koydu. ELT Group sektör standartlarını ileriye taşıma kararlılığıyla Gürcistan’ın kentsel dokusunu yenilikçilik, mükemmeliyet ve güçlü uluslararası iş birlikleriyle dönüştürmeye devam ediyor. https://eltbuilding.ge/


Nevin Özcan,Güvenilir Ürün Platformu’nun İletişim Komitesi Başkanı oldu.

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



DENEYİMLİ İLETİŞİMCİYE ÖNEMLİ GÖREV

Markasanat Marka Yönetimi ve Kurumsal Danışmanlık Ajansı Başkanı Nevin Özcan, üreticinin birebir kullandığı ya da aldığı tüm ürün ve hizmetlere sağlıklı bir şekilde ulaşması için çalışmalar yürüten Güvenilir Ürün Platformu’nun İletişim Komitesi Başkanı oldu.

Tüketici sağlığını ve yaşam standartlarını etkileyebilecek ürün ve hizmetler konusunda toplumu bilgilendirmek, araştırmalar yapmak, doğru bilinen yanlışları düzeltmek ve projeler üretmek amacıyla kurulmuş bir sivil girişimi olan Güvenilir Ürün Platformu, Nisan ayında gerçekleştirdiği genel kurulda Markasanat Marka Yönetimi ve Kurumsal Danışmanlık Ajansı Başkanı Nevin Özcan’ı platformun İletişim Komitesi Başkanı olarak seçti.

Platformun tüm iletişim çalışmalarını yürütecek Nevin Özcan, 20 yıla aşkın süredir iletişim stratejisi konusunda yaptığı çalışmalarla bilinen bir isim. Özcan, kamusal alanda uzun yıllara aşkın deneyimini kurduğu Markasanat Ajans’a taşıdı ve Markasanat, “40 Yaş Altı En Güçlü 40 Genç CEO”, “40 Yaş Altı 40 Genç Yönetici”, “Anadolu Markaları” gibi ödüllere sahip markalarıyla “En Çok Ödüllü Markaya Sahip Ajans” unvanıyla biliniyor.

40’a yakın STK üyesi, 5000’e yakın bireysel üyesi, meslek odaları, ticaret odaları, üniversiteler, akademisyenler ve toplumsal duyarlılığı yüksek kurumlar tarafından desteklenen Güvenilir Ürün Platformu’nun başkanlığını ekonomi gazetecisi, Ekonomi Gazetecileri Derneği Onursal Başkanı Celal Toprak yürütmektedir.

 Ünlü iletişimciye önemli görev

 İletişim ve kurumsal danışmanlık sektörünün başarılı ismi Nevin Özcan, Güvenilir Ürün Platformu İletişim Komitesi Başkanlığına seçildi.

 Sivil toplum kuruluşu Güvenilir Ürün Platformu’nun Nisan ayında yapılan genel kurulunda yönetim kadrosu seçimleri sonrası kurul ve komiteler oylandı. Farklı sektörlerin önemli isimlerinden oluşan danışma kuruluna iletişim komitesi eklenerek başkanlığına Nevin Özcan getirildi. Markasanat Ajans’ın başkanı olan başarılı iletişimci yeni dönemde Güvenilir Ürün Platformu’nun İletişim Komitesi Başkanlığı’nı yürütecek.

 Nevin Özcan Kimdir?

Nevin Özcan, 20 yıla dayanan çalışma hayatı süresince özel şirketlerin iletişim stratejilerini yürüttü. Kamu alanında kurumsal iletişim direktörlüğü yaptı ve birçok sosyal sorumluluk projesine imza attı. ,Markasanat Ajans’ın kurucusu olan Özcan, “40 Yaş Altı En Güçlü 40 Genç CEO”, “40 Yaş Altı 40 Genç Yönetici”, “Anadolu Markaları” gibi ödüllere sahip markalarıyla “En Çok Ödüllü Markaya Sahip Ajans” unvanına sahip Markasanat’ın ajans başkanlığı görevini yürütmektedir.

 Güvenilir Ürün Platformu Hakkında:

Güvenilir Ürün Platformu, tüketici sağlığını ve yaşam standartlarını etkileyebilecek ürün ve hizmetler konusunda toplumu bilgilendirmek, araştırmalar yapmak, doğru bilinen yanlışları düzeltmek ve projeler üretmek amacıyla kurulmuş bir sivil girişimdir. 40’a yakın STK üyesi, 5000’e yakın bireysel üyesi, meslek odaları, ticaret odaları, üniversiteler, akademisyenler ve toplumsal duyarlılığı yüksek kurumlar tarafından desteklenmektedir.

29 Nisan 2025 Salı

RE/MAX Türkiye’den Engin Kaya’ya 2024 Yıldızlar Kulüp Ödülü verildi


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



RE/MAX Türkiye 2025 Kongresi’nde Büyük Onur: Engin Kaya’ya Yıldızlar Kulüp Ödülü

Gayrimenkul sektöründe sunduğu hizmetlerle dikkat çeken Engin Kaya, başarısını bir kez daha ödülle taçlandırdı. Antalya RixosSungate Otel’de 28-30 Nisan 2025 tarihleri arasında gerçekleşen RE/MAX Türkiye 2025 Kongresi kapsamında verilen Yıldızlar Kulüp Ödülü, sektördeki lider isimlerden biri olarak kabul edilen Engin Kaya’ya takdim edildi. Emlak sektöründeki titiz çalışmaları ve müşteri odaklı yaklaşımı sayesinde Engin Kaya, kariyerine yeni başarıları da eklemeye devam ediyor.  

İstanbul ve Kocaeli başta olmak üzere, Sakarya, Bolu, Yalova, Eskişehir, Kütahya, Antalya gibi birçok şehirde konut, arsa, residence, mağaza ve organize sanayi bölgeleri alanında profesyonel danışmanlık hizmeti veren Engin Kaya, emlak piyasasındaki dinamikleri yakından takip ediyor. Sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da gelişmeleri anbean analiz ederek, müşterilerine en güncel ve stratejik hizmetleri sunmayı sürdürüyor. Bu kapsamdaki çalışmaları, farklı şehirlerde büyük yankı uyandırarak, gayrimenkul sektöründe fark yaratmasını sağlıyor.

Gayrimenkul danışmanlığında yükselen bir isim

Meslek hayatına Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda başlayan Engin Kaya, emekli olduktan sonra RE/MAX Maximum ailesine katılarak gayrimenkul sektörüne hızlı bir giriş yaptı. Kısa sürede sektörde önemli başarılar elde eden Engin Kaya, gerek yerli gerekyurtdışındaki müşterilerine güvenilir ve profesyonel hizmet sunarak sektördeki gücünü artırıyor. Sahip olduğu geniş portföy ve etkili stratejilerle, hem bireysel hem de kurumsal müşterileri için başarılı çalışmalara imza atan Engin Kaya, gayrimenkul alanında gösterdiği üstün başarıları aldığı ödüllerle taçlandırıyor. 

Akademik hedeflerle sektörel bilgi derinliği 

Gayrimenkul sektöründeki başarılı çalışmalarıyla öne çıkan Engin Kaya, işletme yönetimi alanında akademik kariyerine devam ederek sektörel bilgisini pekiştirmeyi amaçlıyor. Nişantaşı Üniversitesi’nde tezli olarak tamamladığı İşletme Yönetimi bölümünün ardından, akademik yolculuğunu doktora eğitimiyle sürdürmeyi hedefliyor. Akademik dünya ile gayrimenkul sektörünü birleştirerek stratejik kararlar alma vizyonuna sahip olan Engin Kaya, sektördeki gelişmelere teorik ve uygulamalı bilgisiyle yön vermeye devam ediyor. 


ÜLKENİN EN BÜYÜK SPOR FUARI WORLD SPORTS İSTANBUL 8 MAYIS'TA KAPILARINI AÇIYOR

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


ÜLKENİN EN BÜYÜK SPOR FUARI WORLD SPORTS İSTANBUL 8 MAYIS'TA KAPILARINI AÇIYOR

WSI İstanbul Uluslararası Fitness Ekipmanları, Spor Teknolojileri, Gıda, Giyim ve Wellness Fuarı, spora dair her şeyi tek çatı altında topluyor. Organizasyon kapsamında; ana sahne grup fitness etkinlikleri, uluslararası Crossfit yarışması, İstanbul Vücut Geliştirme Bölge Şampiyonası ve Türkiye Kalisteniks Şampiyonası gibi onlarca heyecan dolu yarışma ziyaretçileri bekliyor. Aynı zamanda; Uluslararası Atletik Performans ve Sağlık Kongresi, Spor Fizyoterapistleri Zirvesi, Nutrition Zirvesi ve WSI Liderler Zirvesi gibi uluslararası konuşmacıların katılımıyla gerçekleşecek programlar, bilimsel içerik, sektörel vizyon ve güncel uygulamaların paylaşılacağı zengin bir platform sunacak. Fitness Games etkinliği ise her yaşa uygun parkurlarıyla katılımcılara eğlenceli ve hareket dolu anlar yaşatacak. Spor ekipmanları, ileri teknolojiler, sağlıklı beslenme ürünleri, spor giyim ve Wellness alanındaki en yeni trendler fuar alanında sergilenecek ve özel indirimlerle ziyaretçilere sunulacak. Bir fuardan ötesi, festival tadında gerçekleşecek etkinlikler; deneyim alanları, atölye çalışmaları ve interaktif söyleşilerle katılımcılara ilham verici bir atmosfer sunacak…

Fuarda, Zumba eğitmeni Didem Zeybek, Pound® Rockout Workout’un Türkiye temsilcisi Yeliz Dingler, Hip-hop Kardiyo’nun öncüsü Rudolf Ouea, Strong Nation eğitmeni İlker Dural, master trainer Noyan Dülek, Can Bayık ve daha birçok isim sahnede grup fitness gösterileriyle yer alacak.

2 KEZ MR. OLYMPIA OLAN BIG RAMY İLK KEZ TÜRKİYE’YE GELİYOR

Fitnesstan spor giyime, sağlıklı beslenmeden spor teknolojilerine kadar uzanan bu geniş ekosistem, her geçen gün büyüyerek milyonlarca insanın yaşamına yön veriyor. Küresel spor endüstrisinin, 2026’ya kadar yıllık yüzde 8,7 oranında bir büyüme göstermesi öngörülüyor. WSI İstanbul, 8-11 Mayıs 2025 tarihlerinde Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenecek. 21.000 m² alanda gerçekleşecek bu büyük etkinlik, spor dünyasının gelişimine katkı sağlayacak önemli yarışmalar, zirveler ve etkinliklere ev sahipliği yapacak. Fuar kapsamında, WSI Athletic Championship adı altında 325 finalistin katılımıyla dünya çapında uluslararası yarışmacıların mücadele edeceği heyecanlı bir şampiyona düzenlenecek. Bunun yanı sıra Dünya Sokak Antremanları ve Kalisteniks Federasyonu ile Türkiye Sokak Antremanları Derneği iş birliğiyle Türkiye Calisthenics Şampiyonası gerçekleştirilecek. Fuarda güç gösterilerine sahne olacak bir diğer etkinlik ise World Strongman Battle. Farklı ülkelerden gelen takımlar, tır çekme ve gülle atma gibi zorlu parkurlarda en güçlü unvanını kazanmak için yarışacak. Ayrıca, Breakdance Battle’da B-Boy ve B-Girl finali ziyaretçilerin oylarıyla belirlenecek.

Fuar, aynı zamanda spor federasyonlarının özel etkinliklerine de ev sahipliği yapacak. Türkiye Atletizm, Judo, Masa Tenisi, Oryantiring, Pickleball, Ragbi, Triatlon ve Vücut Geliştirme, Fitness ve Bilek Güreşi Federasyonları, kendi branşlarına özgü etkinlikler ile fuarda yer alacak. Türkiye Vücut Geliştirme, Fitness ve Bilek Güreşi Federasyonu ise antrenör ve sporculara yönelik özel bir "Gelişim Semineri" programı düzenleyecek.

Hardline Fitnow Etkinlikleri kapsamında 6. Uluslararası Atletik Performans ve Sağlık Kongresi, Spor Fizyoterapistleri Zirvesi, Nutrition Zirvesi ve WSI Liderler Zirvesi, spor bilimindeki son gelişmeleri masaya yatıracak ve katılımcılara sektörün geleceği hakkında bilgi sunacak. Bu zirveler, fuarın bilgi ve ilham merkezi olmasına katkı sağlayacak.

YURT DIŞINDAN GELEN YÜZLERCE YATIRIMCI TÜRKİYE SPOR SEKTÖRÜNÜN KÜRESEL BÜYÜMESİNE YÖN VERECEK

TAM Fuarcılık Pazarlama Direktörü Yıldırım Ünverdi: “Küresel spor endüstrisinin büyüme hızının önümüzdeki yıllarda hız kazanacağına inanıyorum. 2026'ya kadar yıllık yüzde 8,7 oranında bir büyüme göstereceği öngörülüyor. Fuarda, 35’in üzerinde farklı spor dalı, 200’den fazla katılımcı firma ve 20 bine yakın ziyaretçi ile buluşacağız. Bu, spor endüstrisinin küresel ölçekteki büyümesine paralel bir etkinlik olacak. WSI’25, katılımcılara sadece bir fuar deneyimi sunmakla kalmayacak, aynı zamanda spor, wellness ve fitness sektörlerinde önemli bir buluşma noktası haline gelecek. WSI’25, spor dünyasının geleceğine yön verecek pek çok önemli etkinliğe ve zirveye ev sahipliği yapacak. Fuarda, Hardline Fitnow Etkinlikleri kapsamında düzenlenecek 6. Uluslararası Atletik Performans ve Sağlık Kongresi, Spor Fizyoterapistleri Zirvesi, Nutrition Zirvesi ve WSI Liderler Zirvesi gibi prestijli oturumlar, katılımcılara sektörün en güncel gelişmelerini ve gelecekteki trendlerini keşfetme fırsatı sunacak. Bu yıl ayrıca, Türk spor endüstrisinin uluslararası alandaki rekabet gücünü artırmaya yönelik önemli adımlar atılacak. Yurt dışından alım heyetleri getirerek, katılımcı firmalarımızın yeni pazarlara açılmasını sağlayacağız. WSI’25, sadece bir fuar değil, aynı zamanda sektörel işbirliklerini güçlendirecek, yeni fırsatlar yaratacak bir platform olarak WSI’25, spor endüstrisinin küresel büyümesine yön verecek” ifadelerini kullandı.  


Salon DuChocolat İstanbul 2025 Unutulmaz Bir Deneyime Sahne Oldu

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Çikolatanın Büyüsü İstanbul’u Sardı

Salon DuChocolat İstanbul 2025 Unutulmaz Bir Deneyime Sahne Oldu

18-19 Nisan 2025 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi'nde ilk kez düzenlenen Salon DuChocolat İstanbul, dünyanın dört bir yanından gelen çikolata, pastacılık ve artisanbakery tutkunlarını büyüleyici bir atmosferde buluşturdu. Sözen Group organizasyonuyla Türkiye'ye taşınan bu prestijli etkinlik, sektör profesyonellerine, girişimcilere ve sanat tutkunlarına ilham veren bir platform sundu.

Bu yıl "Kreatif Lezzetler" temasıyla gerçekleştirilen etkinlik, Antonio Bachour, JaniceWong, JoannaArtieda ve GianlucaFusto gibi dünya çapında ünlü şeflerin sahne aldığı canlı performanslar, yeni nesil pastacılık trendleri ve sanatı buluşturan benzersiz deneyimlerle dopdolu geçti.Salon DuChocolat İstanbul 2025, güçlü sponsorlarının desteğiyle beklentilerin ötesinde bir başarı yakaladı. Etkinliğin Ana Partneri Altınmarka,Gold Partner'ları Özmen Un ve Pınar, profesyonel mutfak partneri Öztiryakiler, konaklama partneri TheStay, sofraüstü ekipman partneri Bonna, hijyen partneri Unilever Pro, tekstil partneri Naramaxx, lounge partneri Avantgarde, kahve partneri Venado, teknoloji partneri Kerzz ve medya partneri FoodinLife ile birlikte, sektöre ve ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sundu.İstanbul, bu unutulmaz buluşma ile çikolatanın büyülü dünyasına ev sahipliği yaparken, Türkiye gastronomisinin yaratıcılığını ve enerjisini tüm dünyaya bir kez daha gösterdi.

Salon DuChocolat İstanbul’un açılış konuşmasını yapan Sözen Group CEO& Salon duChocolat Türkiye Temsilcisi Gökmen Sözen, etkinliğin Türkiye gastronomisi için tarihi bir adım olduğunu vurguladı. Sözen konuşmasında, “İstanbul’un kalbinde, sektör profesyonellerimizi, çikolata şeflerini, kahve severleri ve değerli STK başkanlarımızı ağırlamaktan büyük onur duyuyoruz. Salon DuChocolat’ı ülkemize taşıyarak sadece dünya çikolata sahnesinde yerimizi almakla kalmıyor, aynı zamanda geleneksel tatlılarımızı ve özgün pastacılık kültürümüzü geleceğe taşıyoruz. Çikolatada henüz genç bir ülkeyiz; ancak yaratıcılığımız, mirasımız ve yenilikçi vizyonumuzla dünya gastronomisine güçlü bir köprü kuruyoruz. Antonio Bachour, JaniceWong, GianlucaFustove JoannaArtieda gibi dünya yıldızlarına, destekleri ve inançları için sonsuz teşekkür ediyorum. Bu yıl “Kreatif Lezzetler” temasıyla gelenek ve inovasyonu bir araya getirdik; önümüzdeki yıllarda da Türkiye'yi gastronominin global haritasında daha da görünür kılmak için çalışacağız,” ifadelerini kullandı.

Salon DuChocolat İstanbul’un açılışında konuşma yapan Salon DuChocolat CEO’su Gérald Palacios, İstanbul’da düzenlenmesinin mutluluğunu paylaşarak “Türkiye’de ilk kez düzenlenen Salon duChocolat İstanbul’da bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Aslında Türkiye, Salon duChocolat haritasında yer almıyordu; ta ki şef Antonio Bachour ve Gökmen Sözen’in vizyoner yaklaşımıyla İstanbul’da böyle bir etkinlik fikri doğana kadar. Gökmen Sözen’in gastronomiye ve ülkesine duyduğu sevgi bizi çok etkiledi ve bu vizyonu birlikte hayata geçirmeye karar verdik. Bugün Salon duChocolat, 11 ülkede, 17 şehirde yılda 1 milyon ziyaretçiyi ağırlayan global bir platforma dönüştü; Japonya örneğinde olduğu gibi, uzmanlık ve iş birliği sayesinde pazarları dönüştürme gücüne sahip. Türkiye’nin zengin kültürü ve güçlü potansiyeliyle, çikolata alanında uluslararası başarı hikâyeleri yaratacağına inanıyoruz. Burada olmaktan büyük gurur duyuyor, katkı sağlayan herkese teşekkür ediyoruz” dedi. 

Açılış konuşmalarından sonra sektörün önemli isimlerinin yer aldığı panellerde ButterflyChocolate Kurucusu Ebru İpekçi, Neolokal Kurucu Ortağı & Şefi Maksut Aşkar, Casa Lavanda Boutique Hotel &Restaurant Kurucusu & Şefi Emre Şen, Nicole Restaurant Executive Şefi Serkan Aksoy, Beyaz Fırın 5. Kuşak Temsilcisi NathalieStoyanof Suda, Baylan Executive Şefi Tim Briggs, Vakko Patisserie& Çikolata Üretim Direktörü GhislainGaille, FiveO’clock Kurucusu & Şefi Sinem Ekşioğlu, Divan Group Kurumsal Executive Şefi GiancarloGottardo, Divan Group Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Çalık ve daha pek çok isim katılım sağladı.

Çikolata, pastacılık, unlu mamuller gibi alanlarda şefler yer aldıkları workshoplarda yaratıcılıklarını sergilediler. Eataly İstanbul Direktörü &Executive Şefi ClaudioChinali, Çikolata Şefi & Tat Küratörü Gamze Baş, Atıksız Mutfak Şefi Özge Şahin, Danışman Şef Aylin Yazıcıoğlu, ThePeninsula İstanbul ExecutivePastry Şefi MalteRohmann, TelezzüzExecutive Şefi Bahtiyar Büyükduman, Zuma İstanbul Executive Şefi Emrah Orak, ArpegePatisserie Şefi & Kurucusu Metin Saruhanli gibi alanında öncü şefler workshop yapan şefler arasında yerlerini aldılar.

Moda ve Çikolatanın Buluşması: ChocolateFashion Show

İki gün boyunca yerli ve yabancı pasta ve çikolata şefleri, kakao üreticileri, şekerleme, dondurma ve kahve markaları bir araya gelerek sektöre yön verecek iş birliklerinin temelini attı. Ziyaretçiler, interaktif workshoplar, ilham verici konferanslar ve otellerin pastry şefleri ile genç yeteneklerin yarışmaları sayesinde zengin bir deneyim yaşadı.

Etkinliğin en çarpıcı anlarından biri ise çikolata ile modanın zarif birleşimini sergileyen ChocolateFashion Show oldu. Dünyaca ünlü şef JaniceWong ile Naramaxx tasarımcılarının iş birliğiyle hazırlanan çikolata kaplı hautecouture koleksiyon, izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. Çikolata, bu özel gösteride sadece bir lezzet değil, bir sanat eseri haline geldi.



Salon duChocolat İstanbul’da Tatlı Rekabet

İstanbul’un en tatlı etkinliği Salon duChocolat İstanbul’da profesyonel şefler ve genç yetenekler bir araya geldi. İki gün boyunca süren kıyasıya rekabet, otel pastry şefleri ve üniversite öğrencilerinin yeteneklerini sergilediği renkli yarışmalarla taçlandı. Antonio Bachour’un jüri başkanı olduğu yarışmalarda şef Gürsel Keleş, Le CordonBleu İstanbul Eğitmen Şefi & Pastane Bölümü Yöneticisi Marc Pauquet, FUSTO Milano Şefi & Kurucusu GianlucaFusto, Türk Mutfağı Araştırmacısı Vedat Başaran, Çikolata Şefi & Tat Küratörü Gamze Baş, Bocused’Or Türkiye Başkanı &Reserved Restoran Kurucusu ve Şefi & Danışman Şef Mehmet Gök, Şans RestaurantExecutive Şefi Rudolf Van Nunen, Nişantaşı Üniversitesi Mutfak Direktörü David Shipman, Danışman & Şef Ertan Korkmaz, Bourdon Group ExecutivePastry Şefi Gürsel Aydın, ArpègePatisserie Şefi & Kurucusu Metin Saruhanlı, Danışman Şef Aylin Yazıcıoğlu, Divan Group Kurumsal Executive Şefi GiancarloGottardo, Vakko Pastane ve Çikolata Üretim Direktörü GhislainGaille, 2am: DessertbarbyJaniceWong Şefi & Kurucusu JaniceWong, Uluslararası Danışman JoannaArtieda, Pardon BoulangeriePastry&Bakery Şefi Taha Dinç, Mandarin Oriental Hotel Group ExecutivePastry Şefi Ejder Tunalı, Çırağan PalaceKempinski Istanbul ExecutivePastry Şefi Harun Gümüş, Maça Kızı ExecutivePastry Şefi SerpilÜrgen gibi pastacılık alanında önemli isimler otel ve üniversiteler yarışmalarında jüri üyesi olarak yer aldı.

İlk gün, otel pastry şefleri yarışması ile başladı. Otellerin usta şefleri lezzet ve sunumda yaratıcılıklarını konuşturdu.

Yarışma sonuçları şu şekilde açıklandı:

Birincilik: SwissôtelTheBosphorus, İstanbul

İkincilik: JW Marriott İstanbul Bosphorus

Üçüncülük: Grand Hyatt İstanbul

Mansiyon: Conrad İstanbul Bosphorus

İkinci gün ise üniversite öğrencilerinin yarışmasına sahne oldu. Geleceğin şef adayları, ustalıkla hazırladıkları tatlılarla hünerlerini gösterdi.

Kazanan üniversiteler şöyle sıralandı:

Birincilik: Özyeğin Üniversitesi

İkincilik: Medipol Üniversitesi & Nişantaşı Üniversitesi

Üçüncülük: İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi

İlk yılında yakaladığı yüksek katılım ve sektörel etkiyle Salon DuChocolat İstanbul, Türkiye gastronomisinin uluslararası alandaki temsil gücünü ve yaratıcılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Güçlü organizasyon yapısı, sektörler arası iş birliği vizyonu ve ilham verici içerikleriyle bu eşsiz platform, önümüzdeki yıllarda da büyüyerek gelişmeyi ve Türkiye'yi dünya gastronomi sahnesinde daha görünür kılmayı hedefliyor.


Manavgat gastronomi turizminde de dünya sahnesine iddialı bir giriş yaptı.

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



MANAVGAT, GİRİT'TEN SİDE'YE UZANAN LEZZET ŞÖLENİYLE YENİ BİR MİLAT BAŞLATTI

MANAVGAT, GİRİT MUTFAĞINDAN İLHAMLA GASTRONOMİ TURİZMİNDE DÜNYA SAHNESİNE İDDİALI GİRDİ

MANAVGAT’IN LEZZET HAMLESİ, SİDE’Yİ DÜNYA GASTRONOMİ ROTALARINA TAŞIYACAK

Deniz, kum, güneş turizminin gözde destinasyonları arasında ilk sıralarda yer alan Manavgat, bu yıl ilki gerçekleştirilen Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali ile gastronomi turizminde de dünya sahnesine iddialı bir giriş yaptı. Türkiye’nin 61 milyar dolarlık turizm hasılasında 6,65 milyar dolar değer ile yüzde 10’dan fazla pay sahibi olan Manavgat, 24-26 Nisan tarihleri arasında Side Antik Kenti’nin tarihi atmosferinde gerçekleştirilen festivalde, kültürel mirasının bir parçası olan Girit lezzetleriyle büyük sinerji yarattı. 

Festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, mübadele öncesi Manavgat’a göçen Giritlilerin köklü kültürleri, misafirperverlikleri ve eşsiz yemekleriyle Side’nin tarihine lezzet kattığını, bu eşsiz mutfak mirasını, dünyaca ünlü şeflerin tadım etkinlikleri, konser, müzik dinletisi, dans, sinema gösterimi, söyleşi ve sempozyum etkinlikleriyle zenginleştirerek Side’yi uluslararası vitrine taşıdıklarını belirtti. 

Milyonlar, Side’nin yeniden doğuşuna tanıklık etti

Başkan Kara, Rusya, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından turistçeken Manavgat’ı tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra kültürel mirasını yansıtan lezzetleriyle gastronomi turizminde de en çok tercih edilen turizm destinasyonu haline getirmeye kararlı olduklarını vurguladı.Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin toplumlararası sosyalleşme, kültürel kaynaşma ve ekonomik canlılık yaratma başta olmak üzere çok yönlü faydalar sağladığını dile getiren Başkan Kara, gazeteler, dergiler, televizyonlar ve sosyal medya etkileşimleriylede milyonlarca kişinin Side’nin yeniden doğuşuna tanıklık ettiğini söyledi.

“Turizm değerlerimizle 12 ayı canlı kalan bir destinasyon oluşturmayı hedefliyoruz”

Festivalde Türkiye ve Avrupa medyasının temsilcilerini, sosyal medya fenomenlerini, yanı sıra dünya turizminde etkin rol oynayan tur operatörleri ve seyahat acentelerinin üst düzey yöneticilerini ağırladıklarını kaydeden Başkan Kara, şu değerlendirmeyi yaptı: “Manavgat’ın sadece yaz aylarında değil yılın her mevsiminde cazibe merkezi olmasını amaçlıyoruz. Manavgat’ta hayatın hiç durmadığı, sürdürülebilir ve çeşitlendirilmiş bir turizm modeli vizyonuyla çalışıyoruz. Doğasıyla, kültürel zenginlikleriyle, sağlık ve spor turizmi olanaklarıyla yılın 12 ayı canlı kalan bir destinasyon oluşturmayı hedefliyoruz. Bu vizyon doğrultusunda düzenlediğimiz festivalimiz boyunca Side’deki restoranlarımızın ve kafelerimizin işletmecileri, Girit mutfağının özgün tatlarını menülerine taşıyarak ilçemizin gastronomi zenginliğini ön plana çıkardı. Tadım etkinliklerinde dünyaca ünlü mutfak şefleri Maria Ekmekçioğlu, Esat Özata, Dilek Yetkiner, Pasquale Lembo, Apostolos Altanis, Ioannis Koufos ve Argyrios Kontakis, Girit’in efsanevi lezzetlerini hazırladı. Side Antik Kenti’ne akın eden lezzet avcıları, yerli ve yapancı turistler Girit mutfağının seçkin tatlarını deneyimledi. Side’deki en küçük esnaftan büyük işletmelere uzanan değer zincirinde önemli ölçüde ekonomik canlılık yaşandı.”

                                     


Manavgat'ın turizm potansiyeli Avrupa’nın tur operatörlerini etkiledi 

Avrupa ülkelerinin turizmine yön veren tur operatörleri ve seyahat acentelerinin üst düzey yöneticilerinin Side’nin potansiyelini yerinde görmesinin Manavgat için çok büyük fırsat olduğuna işaret eden Başkan Kara, “Turizm, konaklama, yeme-içme, ulaşım, eğlence ve kültürel etkinlikler gibi birçok sektörü kapsayan büyük ve çok yönlü bir endüstri. Manavgat da 423 konaklama tesisi ve 193 bin yatak kapasitesi ile bu hizmet endüstrisinde çok güçlü altyapıya sahip. Özellikle beş yıldızlı otellerimizin sayıca fazlalığı ve yüksek hizmet kalitesi, yabancı turistlerin tercihlerini doğrudan etkiliyor. Avrupa’nın önde gelen tur operatörleri, turizm değerlerimizi ve hizmet kapasitemizi yerinde gördü, lezzetlerimizi tattı. Gastronomi turizminde Side’nin yeni bir destinasyon olacağına dair çok olumlu düşüncelerini dile getirmesi bizleri son derece heyecanlandırdı ve mutlu etti.Girit’ten gelen dostlarımızın, festival konuklarının, esnafımızın, ilçemiz sakinlerinin memnuniyet ifadeleri doğru yolda ilerlediğimizi kanıtladı ve motivasyonumuzu daha da artırdı. Girit lezzetlerinin yanı sıra Manavgat’ın zeytinini, zeytinyağını, yöresel ürünlerini ön plana çıkan organizasyonlarla gastronomi turizmindeki yerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz.” dedi.

Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, festivalin dünya turizmine kazandırılmasında kendilerine büyük destek veren Girit’in Hanya Belediyesi yöneticilerine, Giritliler Federasyonu yöneticilerine, ana sponsorlar Barut Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Haydar Barut ve Seher Hotelleri Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güneş’e, sinema sanatçılarına, akademisyenlere, yazılı ve görsel medya ile sosyal medya mensuplarına teşekkür etti.  


28 Nisan 2025 Pazartesi

Turizm,2025'te Türk ekonomisine 5,2 trilyonTL katkı sağlayacak


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Turizm,2025'te Türk ekonomisine 5,2 trilyonTL katkı sağlayacak

Dünya turizminin çatı kuruluşuna göre, Türkiye’nin Seyahat ve Turizm  endüstrisi, 2025 yılında rekor bir büyüme göstererek ülke ekonomisine yaklaşık 5,2 trilyon TL katkı sağlayacak. Coral Travel Group Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bektaş’ın davetlisi olarak Antalya’ya gelen WTTC Başkanı Julia Simpson’ın paylaştığı veriler, Türkiye’nin küresel turizmdeki liderliğini pekiştirdiğini ortaya koyuyor. Yerli ve yabancı ziyaretçi harcamaları hızla artarken, Türkiye turizmde güçlü büyümesini sürdürüyor.  Endüstrinin istihdama katkısının 3,3 milyon kişiye ulaşması bekleniyor.

Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’nin (WTTC) son verilerine göre, Türkiye'nin Seyahat ve Turizm endüstrisi 2025 yılında yaklaşık 5,2 trilyon TL ekonomikkatkı sağlayacak. Bu rakam, Türkiye’nin Gayrisafi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYH) yaklaşık yüzde 12’sine karşılık geliyor. Açıklanan veriler,

Türkiye’nin dünyanın en popüler ve güçlü destinasyonlarından biri olma konumunu pekiştirdiğini gösteriyor.

Coral Travel Group Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bektaş’ın davetlisi olarak Antalya’ya gelen Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC) Başkanı ve CEO’su Julia Simpson, Antalya Valisi Hulusi Şahin ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile bir araya geldi. Julia Simpson ayrıca ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, TUROFED Başkanı Erkan Yağcı, AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu, TTYD Başkanı Oya Narin ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmelerde Türkiye turizm endüstrisinin durumu ele alındı.



WTTC'nin yıllık Ekonomik Etki Araştırması'na (EIR) göre, 2025 yılında uluslararası ziyaretçi harcamalarının 2,6 triyon TL’ye, yerli ziyaretçi harcamalarının ise 1,4trilyon TL’ye ulaşması bekleniyor. WTTC’ye göre Türkiye’nin Seyahat ve Turizm sektörü, 2024 yılında ülke ekonomisine 5 trilyonTL katkı sağlamıştı. WTTC projeksiyonlarına göre 2035 yılında, Türkiye’nin Seyahat ve Turizm sektörü 7 trilyon TL gelir sağlayacak.

WTTC’nin Ekonomik Etki Araştırması’na göre 2025’te Türkiye’de seyahat ve turizm endüstrisi 3,3 milyon kişiye istihdam sağlayacak. Bu da ülke genelindeki toplam istihdamın yüzde 10’undan fazlasına denk geliyor.  Endüstri; konaklama, ulaşım, yeme-içme hizmetleri ve kültürel deneyimler gibi alanlarda uzun vadeli istihdam olanakları yaratıyor.

WTTC Başkanı Julia Simpson konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Türkiye’de seyahat ve turizm sektörü hızlı büyümesini sürdürüyor. 2025 yılı Türkiye için rekorlarla dolu bir yıl olmaya aday. 2025 yılında beklenen artış, Türkiye’nin küresel cazibesini ve iç turizmdeki dinamizmini yansıtıyor. Seyahat edenler özgün ve zenginleştirici deneyimler ararken, Türkiye eşsiz bir misafirperverlikle onlara kapılarını açıyor.Ancak bu başarı kendiliğinden gelmeyecek. Uluslararası rekabette önde kalmak için Türkiye’nin inovasyona, yatırıma ve çevikliğe devam etmesi gerekiyor.”

Coral Travel Group Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bektaş ise öngörüleri şöyle değerlendirdi:

“Türkiye’nin turizm başarısının bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Sektöre katkı sunmak, milyonlarca kişiye istihdam yaratmak ve ülke ekonomisine değer katmak bizim için büyük bir sorumluluk. Kamu-özel  sektör iş birliği bu başarının temel taşlarından biridir.”

Günboyu süren görüşmeler sonucunda, Dünya Turizm Seyahat Konseyi (WTTC) ve Antalya’daki yetkililer, kentin tanıtımını desteklemek amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleme konusunda görüş birliğine vardı.


Wyndham ve Soliteight, Super 8 markasını 10 yılda 40 yeni otel ile Portekiz ve İspanya’ya taşıyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Wyndham ve Soliteight, Super 8 markasını 10 yılda 40 yeni otel ile Portekiz ve İspanya’ya taşıyor

Wyndham ile uzun vadeli franchise ortağı arasındaki iş birliği, yeni münhasır geliştirme anlaşmasıyla genişliyor

 Dünya genelindeki yaklaşık 9 bin 300 oteli ve 25 global markasıyla dünyanın franchise veren en büyük otel şirketi Wyndham Hotels& Resorts, Soliteight Hotel Projects SA ile Super 8® by Wyndham markasını İber yarımadasıyla buluşturmak için bir münhasır geliştirme anlaşması imzaladı. Anlaşma kapsamında, Wyndham’ın mevcut franchise ortaklarından olan otel geliştirme ve yatırım şirketi Soliteight, önümüzdeki 10 yıl içinde İspanya ve Portekiz’de 40 adet Super 8 oteli geliştirecek ve açacak.

Ekonomi segmentindeki Super 8 markası dünya genelinde misafirperverlik anlayışı, güvenilir kalitesi ve uygun fiyatlarıyla tanınıyorve şimdi de İspanya ve Portekiz’de bütçe dostu konaklama seçeneklerini ziyaretçilerle buluşturacak. İki ülkede turizm sektörü rekor seviyelerde büyürken, ekonomi segmentinde güvenilir ve yüksek kaliteli konaklama hizmetlerine yönelik talep de artıyor. Wyndham’ın şu anda EMEA bölgesi genelinde, Almanya, Birleşik Krallık ve Suudi Arabistan’dakiler dahil olmak üzere 14 adet Super 8 oteli bulunuyor.

Yeni anlaşma kapsamındaki otellerin ilki Potekiz’in Leiria kentinde, 2027 yılının dördüncü çeyreğinde açılacak. İlerleyen açılışların da birinci ve ikinci kademedeki şehirlerde, havalimanları, gözde alışveriş merkezleri ve başlıca ulaşım yolları üzerindeki küçük şehirlerde açılması bekleniyor. Geliştirilen otellerin önemli bir kısmı verimlilik ve sürdürülebilirliği öne çıkaran akıllı modüler tasarıma sahip yeni inşaat projeleri olacak.


“Super 8 markamızı İspanya ve Portekiz’e getirerek kaliteli ve uygun fiyatlı seyahat seçeneklerini daha erişilebilir kılmaya yönelik stratejik bir adım atıyoruz. Güney Avrupa’da güvenilir ve bütçe dostu konaklama seçeneklerine yönelik talep artıyor ve Soliteight ile olan ortaklığımızla bu talebi karşılıyoruz. Güvenilir bir markayı önemli destinasyonlarla buluşturarak, seyahat edenlerin ödedikleri ücretin karşılığını kaliteden feragat etmeden alabilmesini sağlıyoruz. Super 8’in uygun fiyatlarını, modern olanaklarını ve sürdürülebilirliğini bu canlı pazarlarla buluşturmayı bekliyoruz.”

Pazarın ihtiyaçlarını karşılıyor

2024 yılında İspanya’yı ziyaret eden turist sayısı 94 milyon ile rekor kırarken, Portekiz’inturizm sektörü de güçlü büyüme kaydetti. Aynı yıl ekonomisi %3.2 oranında büyüyen İspanya’da, özellikle ikincil kademedeki ve gelişmekte olan şehirlerde olmak üzere, iç turizm ve iş seyahatlerine yönelik talep de artıyor. Super 8 by Wyndham, güvenilir, yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı konaklama seçenekleriyle basit ekonomi segmenti ile maliyetleri giderek artan orta segment oteller arasındaki pazar boşluğunu doldurmayı hedefliyor.

“İspanya ve Portekiz’de ekonomi segmentindeki markalı oteller diğer Avrupa pazarlarını geriden takip ediyor. 2019 yılından bu yana oda başı gelirlerde %142 oranında artış olmasına rağmen bütçe sınıfı marka yayılımında %10’luk bir boşluk söz konusu. Super 8’i İber yarımadasında münhasır olarak geliştirmek için kurduğumuz bu ortaklıktan memnuniyet duyuyoruz ve hem yurt içinden hem de yurt dışından ziyaretçilere istikrarlı bir şekilde konfor ve ödedikleri ücretin karşılığını sunma gerekliliğiniyerine getiriyoruz.”


Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV),20. İstanbul Yarı Maratonu’na katıldı.

 


TEGV,20.İstanbul Yarı Maratonu’nda

Adımlar çocuklar için nitelikli eğitim desteğine dönüştü


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Bu sene 30’uncu yılını kutlayan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), 27 Nisan’da düzenlenen Türkiye İş Bankası 20. İstanbul Yarı Maratonu’na katıldı. Maratonda TEGV çocukları için koşan 45 koşucu ve 134 bağışçının desteğiyle 50 çocuğun eğitimine katkı sağlandı. Kampanyaya yapılan bağışlar 12 Mayıs’a kadar devam ediyor.

“Bir Çocuk Değişir, Türkiye Gelişir” mottosuyla Cumhuriyetin ilke ve değerlerine sahip, çağdaş nesillerin yetişmesi için Türkiye genelindeki etkinlik noktalarında çocuklara nitelikli eğitim desteği sunan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), bu yıl 27 Nisan’da düzenlenen Türkiye İş Bankası 20. İstanbul Yarı Maratonu koşusuna katıldı. 27 Nisan Pazar günü düzenlenen Türkiye İş Bankası 20. İstanbul Yarı Maratonu’nda TEGV için koşanlar “30.Yılımızda Adımlarımızla Geleceği Aydınlatıyoruz” kampanyasıyla adımlarını nitelikli eğitim desteğine dönüştürdüler. Maratonda TEGV’li çocuklar için koşan 45 koşucu ve 134 bağışçının desteğiyle 50 çocuğun eğitimine katkı sağlandı. TEGV için koşan kurumsal koşucular arasında LC Waikiki, MediaMarkt Türkiye, RAMS Türkiye ve Tchibo yer aldı. Çocuklara nitelikli eğitim desteği için yürütülen kampanyaya bağışlar ise devam ediyor.

Türkiye İş Bankası 20. İstanbul Yarı Maratonu kapsamında açılan “30.Yılımızda Adımlarımızla Geleceği Aydınlatıyoruz” kampanyasına 12 Mayıs’a kadar destek olunabilecek.Bağış kampanyasına katılmak isteyen bağışçılar, https://tegv.org/istanbul-yari-maratonu-2025 adresini ziyaret edebilirler.


Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) hakkında:

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), başta Suna Kıraç olmak üzere, eğitimin her şeyin başı olduğuna yürekten inanan bir grup sanayici, yönetici ve akademisyenin girişimi ile devlet tarafından verilen temel eğitime destek olmak amacıyla 23 Ocak 1995 tarihinde kuruldu. İlköğretim çağındaki çocuklara okul dışı saatlerde ücretsiz eğitim desteği vermeye odaklanan TEGV, yıllar içinde Türkiye’nin eğitim alanında faaliyet gösteren en yaygın sivil toplum kuruluşu oldu. TEGV 2009 yılında Bakanlar Kurulu tarafından “izin almadan yardım toplama” hakkına sahip vakıflardan biri olarak tanındı. Vakıf Türkiye genelinde halen 25 ilde 6 Eğitim Parkı, 41 

Öğrenim Birimi ve 26 Ateşböceği ile toplam 73 etkinlik noktasında çocuklara nitelikli eğitim desteği vermeye devam ediyor.


27 Nisan 2025 Pazar

Uluslararası Manavgat Kültür ve Lezzet Festivali’nde 3 Oscar ödüllü kült film Zorba’nın özel gösterimi gerçekleştirildi.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



3 OSCARLI “ZORBA”GİRİT’TEN SİDE’YE KÜLTÜR VE LEZZET FESTİVALİ’NDE İZLENDİ

Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nde Yunan edebiyatının en büyük isimlerinden Nikos Kazantzakis’in dünyaca ünlü romanından uyarlanan 3 Oscar ödüllü kült film Zorba’nın özel gösterimi gerçekleştirildi. 

Yönetmenliğini Michael Cacoyannis’in yaptığı, başrollerini Anthony Quinn (Alexis Zorba), Alan Bates (Yazar - Basil), Irene Papas(Dul kadın) ve LilaKedrova’nın (MadameHortense) paylaştığı, 1964 yapımı Zorba filmi, festivalin son gününde Antik Liman Side Kültür Evi’nde dev ekrana yansıtıldı. 

Hikâyesi Girit’te geçen film, Anthony Quinn’in sirtaki dansıyla hafızalara kazındı

İngiltere’de yaşayan içine kapanık bir yazarın, Girit Adası’nda babasından kalan maden işine bakmak üzere Yunanistan’a gitmesiyle başlayan hikâyesini konu alan, yaşamın anlamı, ölüm, aşk, özgürlük ve insan doğasına dair derin temalarla örülü olan Zorba, 1965 yılında 3 dalda Oscar ödülü kazanmıştı. Başrolde Anthony Quinn (Alexis Zorba) ve Alan Bates’in (Basil) oynadığı film,Lila Kedrova’ya  “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu”, Walter Lassally’e “En İyi Siyah-Beyaz Görüntü Yönetmeni”, Vassilis Photopoulos’a “En İyi Sanat Yönetimi (Siyah-Beyaz)” ödüllerini getirmişti. Mikis Theodorakis’in bestelediği ve son sahnede Anthony Quinn ve Alan Bates’in dans ettiği ünlü "Sirtaki"müziğiyle hafızalara kazınan film, sinema tarihinin en ikonik anlarından biri olarak yorumlanıyor.

Sayım Çınar, Kerem Akça ve Mustafa İri’den derinlikli söyleşi

Zorba filminin özel gösteriminden sonra Hürriyet Gazetesi Yazarı ve Suare Dergi Yayın Danışmanı Sayım Çınar’ın moderatörlüğünde Sinema Yazarı Kerem Akça ve Kültür Sanat Yazarı Mustafa İri, Nikos Kazantzakis’in ölümsüz karakteri Zorba üzerinden hayata, özgürlüğe ve tutkulara dair derinlikli bir söyleşi gerçekleştirdi. 

Festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, hikâyesi Girit’te yaşanan ve Girit’te çekilen bir filmin Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nde gösterilmesinden büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Bu filmin festival programına alınması fikrini veren Sayım Çınar’a, eserin verdiği mesajların Manavgatlı sinemaseverler tarafından daha iyi anlaşılması konusunda yorumlarda bulunan yazarlar Kerem Akça ve Mustafa İri’ye katkılarından dolayı teşekkür plaketi verdi


Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy:Tabi ki bizim hedefimiz turizmde ilk üç ülke arasında girmek”

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


TURİZMDE HEDEF İLK 3 ÜLKE ARASINA GİRMEK

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: “Türkiye olarak 2024 itibariyle dünyanın en büyük ilk 4 turizm ekonomisinden biri olmayı da başardık ama burada durmayacağız. Tabi ki bizim hedefimiz turizmde ilk üç ülke arasında girmek”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Erzurum’un ev sahipliğinde düzenlenen “Palandöken Ekonomik Forumu”na katılarak turizmin dönüşen yapısına ve Türkiye’nin bu alandaki stratejik vizyonuna dair değerlendirmelerde bulundu.

2025 yılında Ekonomik İşbirliği Teşkilatının (EİT) turizm başkenti ilan edilen Erzurum, tarihlerinde Palandöken Ekonomi Forumu’na ev sahipliği yapıyor. “Akıllı Bir Dünyada Adil Bir Gelecek: Zekâ Ekonomisi ve Küresel Eşitsizlik” temasıyla düzenlenen foruma Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AK Parti Genel Başkan Vekili Sayın Efkan Ala, Eski Başbakan ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım ile ABD, Birleşik Krallık, İsviçre, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, KKTC, İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan, Özbekistan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeden siyasetçiler, akademisyenler ve girişimciler katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Erzurum’un teşkilat üyesi ülkelerle ticari ilişkileri derinleşecektir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Forum’a gönderdiği video mesajda, “Ekonomik İşbirliği Teşkilatına üye ülkelerden Erzurum’a teşrif eden saygıdeğer konuklarımızın hepsine hoş geldiniz diyorum. Sizi Dadaş diyarı Erzurum’da ağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 2025 Erzurum Turizm Başkenti açılış programının şehrimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tarihiyle misafirperverliğiyle ve ziyaretçilerini farklı iklimlere taşıyan tabii güzellikleriyle Erzurum’un Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın turizm başkentliğini inşallah en güzel şekilde yapacağına inanıyorum. Bu vesileyle düzenlenecek etkinlikler Erzurum’un uluslararası düzeyde tanıtımına, ekonomik kapasitesinin geliştirilmesine ve turizm markasının güçlendirilmesine inşallah önemli katkılar yapacak. İnanıyoruz ki bu unvanla birlikte Erzurum sadece kültür ve turizmin değil, ekonomi diplomasisinin de merkezlerinden biri haline gelecek. Forumlar, fuarlar ve iş insanlarını bir araya getiren platformlar sayesinde Erzurum’un teşkilat üyesi ülkelerle ticari ilişkileri derinleşecektir.

Özellikle iş adamlarını, diplomatları, sivil toplum kuruluşları ve alanında uzman isimleri bir araya getiren Palandöken Kültür, Turizm ve Ekonomi Forumu’nun başarılı geçmesini canı gönülden arzu ediyorum. Bu düşüncelerle programa iştirak eden bütün misafirlerimize, iş dünyamızın temsilcilerine, kurum ve kuruluşlarla diplomatlara teşekkür ediyor, tüm misafirlerimizi saygıyla selamlıyorum” ifadelerini kullandı.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Türkiye Yüzyılı Dijitalin Yüzyılı olacak”

Forum’un açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da yapay zeka ve dijital dönüşümün ekonominin her alanında büyük etkisi olduğunu vurgulayarak, “Sayın Cumhurbaşkanımızın 26 Mart'ta ilan ettiği 2030 Sanayi ve Teknoloji stratejimiz var. Bu stratejinin içinde ‘Türkiye Yüzyılı’nı‘Dijitalin Yüzyılı’ yapacak vizyonla imalat sanayinde robot sayısını 8 kat arttırarak 200 bine ulaştırmayı, yerli dijital çözümler geliştirmeyi, yerli araba motorları, mesajlaşma uygulamaları, sosyal medya platformları geliştirmeyi öngörüyoruz. İleri üretim teknolojilerinde yerli üretim teşvik etmeyi, yüksek teknoloji ihracatımızı 3 kat arttırarak 30 milyar dolara çıkarmayı, orta yüksek teknoloji ihracatımızı ise 180 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz. Sanayi işletmelerinin dijital becerilerini geliştirmek için eğitim seferberliği başlatıyoruz” diye konuştu.

Forum kapsamında TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen açılış oturumuna ise Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AK Parti Genel Başkan Vekili Sayın Efkan Ala, Eski Başbakan ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım konuşmacı olarak katıldı.

Bakan Ersoy: “Turizm bir ekosistem, kültür, diplomasi, inovasyon ve ticarettir”

Bakan Ersoy, konuşmasında akıllı ekonomiler bağlamında turizmin artık yalnızca bir tatil faaliyeti olmaktan çıktığını belirterek, “Turizm bir ekosistemdir, kültürdür, diplomasidir, inovasyondur, ticarettir. Turizm yerel kalkınmayı destekler, KOBİ’leri büyütür. Her şeyden önemli kadın ve genç istihdamını arttırır. Toplumların arasındaki sınırları kaldırarak, sınırların ötesinde toplumları birbirine bağlayan en etkili faaliyettir” dedi.

Türkiye olarak küresel trendlerle uyum içinde kalmak ve turizm potansiyelinden faydalanmak adına gerekli tüm adımların hızla atıldığını vurgulayan Ersoy, “Türkiye olarak tüm şartları adeta zorluyoruz. 2024’ü 61.1 milyar dolar gelir ve 62.3 milyon ziyaretçiyle kapattık. 2023’ü dünyada ziyaretçi sayısı açısından 5. sırada olarak kapatmıştık. Dünya Turizm Örgütü yakında rakamları açıklayacak. Muhtemelen 2024’ü 4. sırada kapatmış olduk. 2024 itibariyle dünyanın en büyük ilk 4 turizm ekonomisinden biri olmayı da başardık ama burada durmayacağız. Tabi ki bizim hedefimiz turizmde ilk üç ülke arasında girmek ve bunun için de özel sektör devlet elele vererek daha fazla çalışacağız” diye konuştu.

Bakan Ersoy, Türkiye’de seyahat ve turizmin gayrisafi milli hasılaya katkısı yaklaşık yüzde 12 olduğuna ve her geçen gün de bu rakam artarak devam ettiğini belirterek, “Milyonlarca insana direkt ve yine milyonlarca insana indirekt istihdam sağlıyor. Ekonominin cari işlemler dengesine de çok ciddi katkı sağlıyor. Ekonominin istikrarlı büyümesi açısından da çok çok önemli. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın da bahsettiği gibi birçok ülkenin petrolü, doğal kaynakları var. Türkiye’nin petrolü turizm diyoruz ve çok fazla doğal zenginliğimiz var. Tarihi 12 bin yıl ve daha ötesine giden arkeolojik değerlerimiz var. Hem kültürel açıdan hem doğal zenginlik açısından dünyanın eşsiz ülkelerden biriyiz” ifadelerini kullandı.

Bugüne kadar Türkiye’nin arkeolojik değerlerinin uluslararası alanda çok fazla ön plana çıkarılmadığını ancak artık dünya genelinde çok doğru bir şekilde tanıtıldığını ifade eden Bakan Ersoy, konuşmasına “Gerçekleştirdiğimiz arkeolojik programla da şu ana kadar yüzde 10'u kazıp çıkarttığımız değerlerimizi İnşallah bu dört yıl içerisinde yüzde 20 seviyesine getirecek, yani iki katı daha fazla kazı yaparak hem o kültür zenginliğimiz kavuşmuş olacağız hem de dünya ile paylaşma fırsatını yakalamış olacağız” dedi.

“İçimizdeki suni engelleri kaldırmalıyız”

EİT’e üye ülkelerin turizm bakanlarıyla çok detaylı toplantılar yapıldığını ve kararlar alındığını anlatan Bakan Ersoy, şöyle devam etti:“Alt yapılar, yollar yapıldı ama iletişimin, ticaretin artması için başka yollar da yapılması gerekiyor. Turizmde bizim yeni yollar inşa etmek yerine hava köprüleri kurmamız gerekiyor. Hava yolları açısından da hani Türkiye aslında öncü ülkelerden biri. Türk HavaYolları’yla birlikte 330 şehre direkt uçabilen bir potansiyelimiz var. Türkiye, dünyanın en büyük hublarından kabul edilen İstanbul İGA Havalimanı gibi bir hat noktasını altyapı yatırımını gerçekleştirdi. Doğu ile batıyı, kuzey ile güneyi bağlayan, tam bir merkezde yer alan, dünyanın en büyük havalimanı ve dünyanın en büyük havayollarından birine sahibiz. Şimdi biz bunu hem EİT üyesi ülkelerle hem de kardeş Türki cumhuriyetlerimizle paylaşarak bir bütün halinde bu bölgeyi ayağa kaldırmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Ama öncelikli olarak kendi içimizdeki engelleri kaldırarak başlamamız gerekiyor. Hava köprüsü için gerekli her şeyi oluşturmuşuz ama suni engeller koyuyoruz birbirimize slot sınırlamaları getiriyoruz. İlk başta bu suni engelleri ortadan kaldırmalıyız, hızlı bir şekilde hava köprülerini artırmamız lazım. Bunu sadece turizm trafiği açısından yapmamalıyız, toplumlarımızın kardeş toplumlarımızın birbirine daha sıkı bağlanması için yapmalıyız. Birbirimizi ne kadar çok sıklıkla seyahat edersek bunu ticarete çevirmemiz de o kadar kolay olur diye düşünüyorum. Biz ne kadar birlik içinde güçlü olursak dışarıya karşı o kadar kuvvetli oluruz, dirençli oluruz. Dünyada her gün ekonomik kurallar değişiyor, dünya o kadar hızlı bir sürece girdi. Tabii ki bir yerde dengeler oturacak ama bu kadar değişikliğin olduğu yerde istikrarlı bir bölge yaratmak için gerekli altyapı gerekli birikim bizlerde var. Sadece bunu kullanmamız gerekiyor.”

Artık birçok ülkenin turizm pastasından pay almak istediğini anlatan Bakan Ersoy, “Daha önce petrolle, ticaretle ön planda olan ülkeler de artık turizmden bir pay almak istiyorlar. Bu da ne demek? Artık kurallara harfiyen uyarak, doğru stratejilerle hiçbir taviz vermeden adımlar atarak elbirliğiyle büyümemiz gereken bir sürece girdik. Ben başta Türkiye olmak üzere EİT ülkelerin tamamında bu potansiyeli görüyorum. Sadece yapmamız gereken birbirimize omuz vererek el vererek daha hızlı büyümek diliyorum” diye konuştu.

Forum, daha sonra “Yapay Zeka Çağında Kültür ve Turizm” başlıklı oturumla devam etti. Forumda, farklı ülkelerden önde gelen siyasetçiler, akademisyenler ve girişimciler, özellikle yapay zekâ başta olmak üzere dijital dönüşümün günümüz ekonomileri üzerindeki etkileriyle ilgili görüşlerini sundular.

“Side,yeni konuşulan hikâyelerin de şehri olmak istiyor”


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


SİNEMANIN USTALARI, SİDE’YE KÜLTÜR, SANAT VE LEZZETİN İZİNDE ROTA ÇİZDİ

SİDE’YE ENTELEKTÜEL DOKUNUŞ, SANATLA YENİDEN DOĞUŞ

Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nde Etki Derneği çatısı altında bir araya gelen sinema dünyasının usta isimleri Side’nin kültür, sanat ve gastronomi ile yeniden doğan bir kent kimliğine bürünmesine entelektüel pencereden bakış açısı getirdi.

Festivalin ikinci gününde Apollon Tapınağı’nda kurulan sahnede düzenlenen “Side’nin Yeni Anlatısı” isimli söyleşide Etki Derneği kurucularından Oyuncu Güven Kıraç ve Ebru Koralı, yönetmenler Serdar Akar ve Vedat Atasoy, Manavgat Belediyesi’nin Türkiye’de az örneği bulunan “gastrodiplomatik” bir organizasyona imza attığına vurgu yaparak Akdeniz havzasındaki göçlerin, etkileşimlerin izlerini sürdü.  Kimlik ve kültürel hafıza ile stratejik dönüşüm ve katılım konularını irdeleyen Etki Derneği’nin sanatçı üyeleri kültür, sanat ve gastronominin sadece ziyaretçiye sunulan birer ürün değil bir kentin ruhunu görünür kılan araçlar olduğunu vurguladı. 

“Side,yeni konuşulan hikâyelerin de şehri olmak istiyor”

Söyleşinin moderatörlüğünü de yürüten Oyuncu Ebru Koralı, “Side, artık sadece denizin, güneşin değil, yeni konuşulan hikâyelerin de şehri olmak istiyor. Bu dönüşümün lokomotifi kesinlikle kültür ve sanat içerikli üretim olmalı. Müzik, edebiyat, yerel festivaller olmalı. Bunlar turisti sadece konuk değil, hikâyeye ortak eden araçlardır.” dedi.

Kamusal sanat ve kültürel etkinliklerin Side’nin kültürel mirasıyla bütünleşmesiyle nelerin değişeceğini irdeleyen Ebru Koralı, “Kültür ve sanat alıcılarının rotası Side’ye döner. Side, küresel ölçekte daha katma değerli bir turizm destinasyonuna dönüşür. Bir kentle bağ kurmak için hikâyeye ihtiyaç vardır. Kamusal alandaki sanat eserleri, özellikle yerel dokudan beslenenler, turistin zihninde o kente dair özgün bir iz bırakır. Günümüz gezginleri deneyimlerini belgelemek istiyor. Estetik açıdan güçlü sokak sanatı, sosyal medyada paylaşılan karelerle destinasyonun görünürlüğünü artırır. Sanat, sadece bakılan değil, dâhil olunan bir şey olduğundan turistin deneyimi dönüşür. Turizm sezonu denilen dönem ortadan kalkar. Yılın 12 ayı tercih edilen bir destinasyona dönüşür. Bu pencereden baktığımızda Side artık bir tatil yöresi değil, bir anlatı alanı. Tarihiyle konuşan, sofralarıyla bağ turan, sokaklarında sanat dolaşan bir şehir.” diye konuştu. 

“Kültür ve sanat odaklı ajanda oluşturmak mümkün”

Oyuncu Güven Kıraç ise Side’nin antik kalıntılarıyla, tiyatrolarıyla, mabetleriyle kültürün izlerini taşıyankadim bir yerleşim olduğunu, kentin tarihini Girit’ten göçen insanların şekillendirdiğini belirtti.

Side’nin geleceği için kültür ve sanatla dönüşüm zamanının geldiğini belirten Güven Kıraç, “Kültür ve sanat yatırımlarını artırarak, etkinliklerle dolu bir ajanda oluşturarak, sadece deniz, kum ve güneş değil, yılın 12 ayına yayılmış bir turizm anlayışıyla Side'nin potansiyelini sonuna kadar değerlendirebiliriz. Bu şekilde oteller dolup taşacak, yoğunluk asla düşmeyecek. Side'nin cazibesini yılın her ayında sürdürmek, bölgeyi sürekli canlı tutacak, ziyaretçilerine 12 ay boyunca buraya gelmeleri için sebepler sunacak.Eylül ayında bir jazz festivali, ağustosta başka bir etkinlik, ekim ayında farklı bir organizasyon… Topyekûn bir kültür ve sanat odaklı ajanda oluşturmak mümkün. Gastronomi, tiyatro festivalleri, sinema günleri, heykel sempozyumları, resim sergileri gibi etkinliklerle buranın zengin kültürünü ve tarihini her yönüyle tanıtabiliriz.” dedi. 

Güven Kıraç, Etki Derneği olarak Side’nin sanatla, kültürle tanıtımı için her türlü projede iş birliğine hazır olduklarını duyurdu.

“Side’de çok ilginç ve etkileyici hikâyeler bulduk, sinema filmi çekeceğiz”

Yönetmen Serdar Akar da şehirlerin tanıtımında sinemanın gücünün etkisinin büyük olduğunu, Side’de buldukları çok ilginç ve etkileyici hikâyeleri birini sinema filmi olarak çekeceklerini söyledi. Serdar Akar, “Sinema, sadece turistleri çekmekle kalmaz, aynı zamanda o şehre ait kültürleri de dünyaya tanıtır. Hepimizin bildiği gibi, Avrupa’yı görmek, Paris’te, Roma’da vakit geçirmek birçok insan için bir hayaldir. Çünkü bu şehirler tarih, kültür ve sanatla özdeşleşmiştir. Side de tam böyle bir yer. Burası, adeta bir açık hava müzesi gibi, bir platonun içinde gibiyiz.Bir sanatçı olarak, Side’nin kültür ve sanatla şahlanabileceğine inanıyorum. Çünkü zaten Apollon Tapınağı’nın hemen yanındayız; yani sanatın ve sanatçının tanrısının olduğu bu şehirde, sanat her şeyin merkezinde olmalı.” diye konuştu. 

“Side artık doğru yemekler, kaliteli mekânlar ve büyüleyici bir kültürel altyapıya sahip”

Yönetmen Vedat Atasoy ise büyük şehirler ve popüler turizm destinasyonlarının kendi kimliklerini güçlü bir şekilde tanıttığına dikkati çekti. Sinemanın Side’nin tanıtımında etkili bir araç olacağını aktaran Vedat Atasoy, “İnsanlar bir yere geldiğinde, sadece tatil yapmak değil, o yerin kültürünü, sanatını da deneyimlemek isterler. Eğer Side’nin kültürel ve sanatsal hayatını daha da geliştirebilirsek, bu şehri çok daha cazip hale getirebiliriz.” dedi. 

Side’de yaşayan, Side’yi yöneten insanların vizyoner olmasının kentin en büyük şansı olduğuna dikkati çeken Vedat Atasoy, “Side artık doğru yemekler, kaliteli mekânlar ve büyüleyici bir kültürel altyapıya sahip. Fakat bunun devamlı olarak daha iyiye gitmesi lazım. Yani sadece geçen yıl yapılan bir etkinlik değil, her yıl yeni ve daha gelişmiş etkinlikler olmalı. Bu da Side’nin kalitesini sürekli yükseltecektir.” değerlendirmesini yaptı.

Söyleşinin sonunda festivalin ev sahibi Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Etki Derneği üyelerine plaket vererek teşekkürlerini sundu. 


26 Nisan 2025 Cumartesi

The Peninsula Istanbul, Travel + Leisure 2025 "Top 500 Hotels" listesinde yer aldı.

 


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



THE PENINSULA ISTANBUL, TRAVEL + LEISURE DERGİSİ'NİN 2025 YILI "TOP 500 HOTELS" LİSTESİNDE DÜNYANIN EN İYİ OTELLERİ ARASINDA YER ALDI

The Peninsula Istanbul, New York merkezli seyahat dergisi Travel + Leisure tarafından her yıl okuyucu oylarıyla hazırlanan ve dünya genelindeki en iyi otelleri belirleyen Travel + Leisure 2025 "Top 500 Hotels" listesinde yer aldı.

Travel + Leisure 2025 “Top 500 Hotels” listesinde Travel + Leisure'ın okuyucuları arasında dünyanın dört bir yanındaki seyahat deneyimleri ile ilgili düzenlediği anket ile yılın en iyi otellerine yer veriliyor. The Peninsula Istanbul, Travel + Leisure dergisinin yayınladığı, seyahat dünyasının en güvenilir otel rehberlerinden biri olarak kabul edilen “Top 500 Hotels” listesinde yer alarak, lüks otelcilik alanındaki başarısını bir kez daha ortaya koyuyor. Her yıl düzenlenen "World’s Best Awards" anketinin sonuçlarına dayalı olarak belirlenen "Top 500 Hotels" listesi, dünya çapında en yüksek puanları alan otelleri sıralamaktadır. Travel + Leisure’ın yalnızca olağanüstü hizmet anlayışı, benzersiz konumu ve konuklarına sunduğu unutulmaz deneyimlerle dikkat çeken oteller dahil edildiği 2025 "Top 500 Hotels” listesinde yer alan The Peninsula Istanbul, İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginlikleriyle iç içe konumu, Boğaz manzaralı odaları ve modern olanaklarıyla konuklarına eşsiz bir konaklama deneyimi sunuyor. Bu başarı, The Peninsula Istanbul’un dünya çapındaki misafirperverlik anlayışının ve mükemmel hizmetinin bir yansımasıdır.

The Peninsula Hotels'in dünya çapındaki zarif ve lüks otel portföyünün üyesi ve Türkiye’deki ilk oteli The Peninsula Istanbul, Karaköy semtinde üçü tarihi olmak üzere dört binadan oluşuyor. Otel, özel olarak dizayn edilen farklı kategorilerdeki 177 adet oda ve süit, tarihi yarımada manzaralı davet alanları, teras bahçeleri ve dış mekanları ile eşsiz bir deneyim sunuyor. Karaköy’de müze, restoran ve butiklerin yer aldığı bir deniz kıyısı yaşam projesi olan Galataport’taki konumu ile The Peninsula Istanbul; Galata Kulesi, Galata Köprüsü, Ayasofya Camii, Sultanahmet Camii ve Topkapı Sarayı’na yürüme mesafesinde benzersiz bir konaklama deneyimi vadediyor.  

The Peninsula Istanbul, daha önce de Travel + Leisure dergisi okuyucuları oyları ile belirlenen 2024 World’s Best Awards listesinde “No. 1 Europe City Hotel” (Avrupa’nın En İyi Şehir Oteli) olarak seçilmişti.  Bu prestijli liste, her yıl dünya genelinde öne çıkan yeni otelleri belirleyerek, seyahat tutkunlarına ilham kaynağı olmayı amaçlıyor.

“Manavgat, lezzetin, kültürün ve sürdürülebilir turizmin yıldızı olsun istiyoruz”

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR

 

SİDE’DE GİRİT SOFRASI KURULDU, TARİH, TATLAR VE EZGİLER BÜTÜNLEŞTİ

ÜNLÜ ŞEFLER, SİDE’DE GİRİT LEZZETLERİYLE GASTRONOMİ ŞÖLENİ YAŞATTI

Toplumların tarihini, geleneklerini, kimliklerini tattırarak anlatan en lezzetli kültürel miras olan gastronomi ile turizmdeki marka değerini artırmayı amaçlayan Manavgat’ta dünyaca ünlü mutfak şefleri, sanatsal dokunuşlarla her tabağa Girit lezzetleriyle imza attı. 

Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştiren Uluslararası Manavgat Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali’nin ikinci düzenlenen tadım etkinliğinde lezzet sihirbazları Maria Ekmekçioğlu, Esat Özata, Dilek Yetkiner, PasqualeLembo, ApostolosAltanis, IoannisKoufos ve ArgyriosKontakis, Girit mutfağının efsanevi yemeklerini hazırladı. Girit, Selanik, İtalya, İstanbul ve İzmir’den Side’ye gelen duayen şefler, “Norma”, “Karides Saganaki”, “KretoPitaka”, “Sakız Enginarlı Kabak Çiçeği Dolması”, “Balkabaklı Otlu Köfte, “Katsikaki Me MarathoKe Askolimbrus” isimli yemeklerin reçetelerini, püf noktalarını Girit mutfağındaki yerini detaylarıyla anlattı. 

Side Antik Liman’daki lezzet şöleninde Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara, dünya mutfak kültüründe doğallığın ve sağlıklı yaşamın temsilcisi olarak öne çıkan, zeytinyağlıları, yabani otlarla yapılan yemekleri, taze deniz ürünleri ve damakta iz bırakan mezeleriyle Akdeniz’in en rafine lezzetlerini sunan Girit mutfağını modern dokunuşlarla yorumlayan mutfak şeflerine teşekkür etti. 



“Manavgat, lezzetin, kültürün ve sürdürülebilir turizmin yıldızı olsun istiyoruz”

Mübadele öncesi Manavgat’a göçen Giritlilerin köklü kültürleri, misafirperverlikleri ve eşsiz mutfak mirasıyla Side’nin tarihine lezzet kattığını, bu kadim kenti Akdeniz’in en özel buluşma noktalarından biri haline getirdiğini vurgulayan Başkan Kara, “Girit’in yemek tariflerini Side’nin tarihi atmosferiyle buluşturarak bu toprakların zenginliğini dünyayla paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Manavgat, denizi, güneşi, doğal güzellikleri ve tarihi değerlerinin yanı sıra gastronomi zenginlikleriyle de gözde bir turizm destinasyonu olsun istiyoruz. Manavgat, lezzetin, kültürün ve sürdürülebilir turizmin yıldızı olsun istiyoruz. Çeşitliliğimizi unutmadan, unutturmadan koruyacağız ve geliştirmeye devam edeceğiz. Her bir değerimize yenilerini ekleyerek yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz.” dedi. 

Tadım etkinliğini, Mersin Büyükşehir Belediyesi Halk Dansları Grubu’nun gösterisi renklendirdi. Denizin özgürlüğünü ve yüzyılların direncini aynı ezgide buluşturan bir ruhun sesi olan Girit müzikleriyle yapılan danslar, büyük alkış topladı.

Önemli isimler, mutfak kültürüyle kurulan Girit-Side dostluğunu anlattılar

Festivalin bir başka önemli etkinliği “Girit’ten Side’ye Lezzet Yolculuğu” isimli söyleşi oldu. Apollon Tapınağı’nın yakınındaki sahnede Saray ve Kültür Tarihçisi Çağrı Başkurt’un moderatörlüğündeki söyleşide Şef-Ege ve Mübadil Mutfağı Uzmanı Dilek Yetkiner, Uluslararası Tarım Derneği Başkanı Seda Özel, Şef-Yazar-Türkiye ve Girit Gastronomi İlişkileri TemsilcisiMaria Ekmekçioğlu’nun konuşmalarını meydanı dolduran yüzlerce kişi ilgiyle dinledi. 

Dilek Yetkiner, Girit ile Side arasında sofranın birleştirici gücünün çok yüksek olduğuna vurgu yaptı. Girit mutfağını “Çok duygusal, çok sağlıklı ve hikâyelerle dolu” olarak tanımlayan Dilek Yetkiner, ortaya çıkarılan lezzetlerde zeytinyağı, domates, patates ve peynirin rolünün fazla olduğunu anlattı. 

Seda Özel ise “Giritliler Side’ye ne getirdi, Girit’ten ne götürdü” sorusu üzerinden düşüncelerini paylaştı. Manavgat’ın bitki çeşitliliği açısından çok zengin bir bölge olduğunu belirten Seda Özel, Side’de Yörük kültürü ile Girit kültürünün sentezinin ortaya çıktığını anlattı. Anadolu şehirlerine yerleşen Giritlilerin, zeytin üretimi, zeytinyağının farklı tekniklerle lezzetinin artırılması, bağcılık, üzüm ve enginar üretiminde İzmir, Muğla, Antalya ve Mersin bölgesine büyük katkılar sağladığını anlattı. 

Maria Ekmekçioğlu ise “Girit'ten Side'ye, Side'den Girit'e uzanan büyük hikayenin” birleştirici bir yolculuk olduğunu söyledi. Festival için hazırlık yaparken Girit yemeklerinde kullanılan otların Türkçe isimlerini öğrenmek için çok uğraş verdiğini anlatan Maria Ekmekçioğlu, Side’ye geldiğinde özellikle otların Girit’teki isimleriyle bilinmesinin kendisini çok şaşırttığını dile getirdi. Maria Ekmekçioğlu, Side’de sofralar kurarak dostluğu, kardeşliği güçlendirdiklerini, birlikte yaşamanın güzelliklerini keşfetmeye devam edeceklerini dile getirdi.

Söyleşinin finalinde Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara, konuşmacılara festival anısına teşekkür plaketleri takdim etti. 

ChrysoulaStefanaki konserinde duygusal derinlik

Festivalin akşam programında ise Apollan Tapınağı’nadaki sahnede Giritli şarkıcı ChrysoulaStefanaki, unutulmaz bir konser verdi. “Tango Notturno", "Blue Haven" ve "TheLastWaltz" eserleriyle tanınan ve "TheVelvet Voice" albümüyle ülkesini uluslararası alanda başarıyla temsil eden sanatçı, canlı performansında dinleyicilere hem duygusal derinlik yaşattı hem de hareketli parçalarla coşturdu. Ücretsiz konserde festivalin ev sahibi Başkan Kara ve eşi Hacer Ceyhan Kara, birlikte sahneye çıkıp ChrysoulaStefanaki’ye teşekkür plaketi ve çiçek verdi.


25 Nisan 2025 Cuma

"Gıdada İsrafa Dur De İstanbul" projesi HAKMAR genel merkezinde yapıldı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



HAKMAR gıdada israfa DUR dedi

İstanbul Ticaret Odası tarafından hayata geçirilen "Gıdada İsrafa Dur De İstanbul" projesi eğitimlerinin yeni buluşması HAKMAR genel merkezinde yapıldı

İstanbul Ticaret Odası (İTO),tarafından hayata geçirilen “Gıdada İsrafa Dur De” kampanyası tüm hızıyla sürüyor. Her yıl binlerce ton gıdanın israf edilmesi konusunda farkındalığı artırmak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak amacı taşıyan kampanya ile İstanbul’da gıda israfının %10 azaltılması planlanıyor. Üreticiler, satıcılar, hizmet sektörü ve okullar olmak üzere 4 grupta verilen eğitimler ve farkındalık çalışmalarından oluşan kampanyanın yeni buluşma noktası HAKMAR oldu.

HAKMAR genel merkezinde verilen eğitimi değerlendiren İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Özer ‘’ İddiamız az yiyelim, az içelim değil. Kaynakların düzgün kullanılması, gerçek anlamda israfı engellemeyle ilgili ne yapabiliriz iddiası. Tek derdimiz gelecek nesillerimize bunu anlatabilmek. İmkanlarımız var diye tüketiyor olmamız hem insanı değil hem de inançlarımıza göre uygun değil. Bu projeye bir damla bile bir faydamız olursa mutlu olacağız ve geleceğe yönelik bir işe imza atmanın mutluluğuyla projeyi gerçekleştireceğiz. ‘’ dedi.

Gıdada İsrafa Dur De kampanyasının eğitimleri perakende zincirlerinde başlatıldı. HAKMAR’ın 1500 çalışanını temsilen katılan mağaza müdürlerine verilen eğitim tam bir beyin fırtınasına dönüştü. Eğitimde söz alan HAKMAR Satış Operasyon Direktörü Ali Söğüt, ‘’Hergün mağazalarımıza 50 bin kişi giriyor, hem bizim hem de tüketicinin israf ile ilgili farkındalığı çok önemli. Mesela biz bazı ürünlerde paketleme yapmaya başladık bu hem ürünün hem kaynakların israfının önemli ölçüde önüne geçiyor. Bu eğitimlerin devamlı olması hatta kamu spotları ile desteklenmesi çok önemli.’’ diye konuştu.

Depolamada, “On Demand ve Gri Depolama” ile esneklik sağlanabilir


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Depolamada, “On Demand ve Gri Depolama” ile esneklik sağlanabilir  

Az maliyetle ve çabayla değişime uyum sağlayabilme yeteneği olan esneklik, tedarik zinciri yönetiminde giderek önem kazanıyor. Depolamada, “On Demand Depolama ve Gri Depolama” çözümleriyle şirketler, tedarik süreçlerinde hızlı ve etkili bir esneklik gücüne kavuşuyor. Bu yenilikçi yöntemlerle, istenilen lokasyonda, zamanda ve büyüklükte depolama alanı bulmak mümkün hale gelirken, uzun vadeli kontratlara bağlı kalmadan kullanılabilirliği artırıyor. Depolamada ödenecek maliyet, sadece kullanılan süre ve alan büyüklüğüne göre hesaplanıyor. 

Depo bulmada yeni dönem: DepOrtak’ın çözümleri

Depolamada esneklik sağlanması için sundukları çözümler hakkında bilgiler veren DepOrtak Kurucu Ortağı Oruç Kaya, şunları anlattı: 

“DepOrtak tarafından sunulan “On Demand Depolama” çözümü ve “Gri Depolama” uygulaması, tedarik zinciri için depolama esnekliği sağlıyor. Depolama alanı ihtiyacı olanlar, DepOrtak tarafından geliştirilen teknoloji altyapısı ve algoritmaları ile sunulan “On Demand Depolama” ve “Gri Depolar” ile istediği zamanda, istediği yerde, istediği özellikteki depolama alanlarını istediği miktar ve istediği süre için kullanabiliyor. Şirketler, örneğin deprem anında depolarında bir hasar olursa, “en kısa sürede nasıl tekrar hizmet vermeye başlayabileceklerine” yönelik teorik planlara sahip olmalıdırlar veayrıca bu planları güncelleyerek bunlar için belli dönemlerde tatbikat yapmalıdırlar. Bu planlar, örneğin alternatif depolama alanları nerede olabilir ve bu alternatif depolama alanlarında stok mu tutulmalı gibi farklı senaryolara göre de hazırlanmalıdır. Kısaca, iyi tasarlanan iş sürekliliği planı, operasyonel sürekliliğini sağlayarak şirketin rekabet gücüne destek verecektir.” dedi. 

Karayolu taşımacılığında esneklik kolaydır, ancak depo bulmada esneklik kolay değildir

Nakliye sürecinde esneklik daha kolay olurken, depo bulma sürecinde kolay olmadığını ifade eden DepOrtak Kurucu Ortağı Oruç Kaya, konuşmasına şöyle devam etti: 

“Lojistiğin özelinde, nakliye ve özellikle karayolu taşımacılığında, kısa sürede birçok alternatif çözüm sağlanabilir. Örneğin, nakliye sürecinde taşıma türünü değiştirebilirsiniz, farklı taşıma araçlarını kullanabilirsiniz, istediğiniz sayıda kamyonu kısa süreliğine kiralayabilirsiniz veya birkaç tane kamyon satın alabilirsiniz. Ancak depolar, nakliye süreci kadar esnek değildir ve esnekliği sınırlıdır. İstenilen yerde, zamanda ve özellikte bir depoyu bulmak çok da kolay olmayabilir. Çünkü, lojistik hizmetine yönelik yeterli sayıda depo yoktur, uygun depoyu bulmak zahmetlidir ve bir diğer konu depo yatırımı pahalıdır ve yatırımı da uzun sürmektedir.” diye konuştu. 

Zor zamanlarda, tedarik zincirini ve lojistiği yönetmek maharet gerektirir 

Normal zamanlarda veya zor zamanlarda tedarik zinciriyönetim sürecine değinen DepOrtak Kurucu Ortağı Oruç Kaya, şunları kaydetti: 

“Şirketler için normal zamanda yani her şeyin süt liman olduğu ortamda tedarik zincirini ve onun özelinde lojistiği yönetmek kolaydır. Her şey, yerli yerindedir ve yapılacak olanlar bellidir. Ancak, deprem gibi doğa kaynaklı veya yangın gibi insan kaynaklı afetlerde; acil sipariş veya üretimde müşteri taleplerindeki ani değişim sonucu beklenmedik iş artışı veya azalmasında, ürün geri toplama gibi rutin işleyişin veya planlamaların haricindeki durumlarda ve hatta iade, satış kampanyası veya sevgililer günü gibi önceden planlanabilecek durumlarda bile tedarik zincirini ve lojistiği yönetmek oldukça zorlaşabilir ve yönetebilmekde maharet gerektirir. Kısaca, deprem, yangın gibi acil durumlarda veya ani talep artışı, ürün iadesi gibi beklenmedik süreçlerde çevik bir yönetim zaruridir. DepOrtak’ın sağladığı “On Demand Depolama” ve “Gri Depolama” çözümleri sayesinde, şirketler rekabet avantajlarını artırırken, tedarik zinciri yönetiminde başarıyı garanti altına alacaklardır.” şeklinde konuştu. 


Lidya Grup, dijital baskı pazarının büyümesine liderlik ediyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Lidya Grup, dijital baskı pazarının büyümesine liderlik ediyor

Dijital baskı sektöründeki liderliğini sürdüren Lidya Grup, global alanda tanınmış Xerox, Keundo, Duplo, Kongsberg, EFI, Epson, JWEI ve Flora’nın olduğu küresel güçlü markalarla yaptığı stratejik iş birlikleri sayesinde sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Şirket, sunduğu yenilikçi teknolojik çözümler ve geniş ürün yelpazesiyle, her geçen gün müşterilerinin ihtiyaçlarına daha hızlı ve etkili çözümler sunarak, dijital baskı pazarının büyümesine öncülük ediyor. Müşteri odaklı yaklaşımı ve katma değerli hizmet anlayışıyla Lidya Grup, Türkiye ve EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölgesinde lider konumda bulunarak büyük başarılar elde etmeye devam ediyor. 

Teknoloji danışmanlığı ve proje finansmanı 

Lidya Grup, sektöre kattığı yeniliklerle sadece teknolojiye dayalı çözümler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda müşterilerine stratejik destek de sağlıyor. Projelerin her aşamasında teknoloji danışmanlığı yaparken, proje finansmanı alanında da önemli bir rol üstleniyor. Son 20 yılda 120 milyon dolarlık proje finansmanı desteği sağlayarak, girişimcilerin ve yatırımcıların ihtiyaç duyduğu finansal desteği sunan Lidya Grup, dijital baskı endüstrisinin büyümesinde kilit bir oyuncu olmayı sürdürüyor. 

Başarıyı yalnızca bir ürün veya hizmet sunmakla değil, sektörün tüm paydaşlarıyla kurdukları güçlü iş birlikleri ve stratejik yaklaşımlarla elde ettiklerini belirten Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz,“Her projeye farklı bir vizyonla yaklaşarak, yatırımcılarımızı en son teknolojiyle buluşturuyoruz. Şirket olarak, 20 yılda 120 milyon dolara yakın proje finansmanınımüşterilerimize sağladık, sağlamayı sürdürüyoruz ve dijital baskı sektörünün büyümesine liderlik etmeye kararlıyız. Dün ve bugün olduğu gibi gelecekte de sektördeki lider konumumuzu güçlendirerek, yenilikçi çözümler sunmaya devam edeceğiz.” diyerek şirketin uzun vadeli büyüme odaklı vizyonuna vurgu yaptı. 

Yatırım için doğru zaman  

Sektörün ithalata bağlı bir yapıya sahip olduğunu anlatan Lidya Grup Başkanı Bekir Öz, döviz kurlarındaki değişimlerin yatırım ihtiyaçlarını hızlandırabileceğini anlatarak, şunları söyledi: “Döviz kuru değişimlerinin, sektördeki yatırımları hızlandırma potansiyeli oluyor. Bütçesi olanlar için yatırım yapmak, bu dönemde oldukça doğru bir karar olabilir. Lidya Grup olarak, KOBİ’lerden büyük endüstriyel işletmelere kadar tüm müşterilere hizmet verebilme kapasitesine sahibiz. Temsil ettiğimiz global markalarla, dijital baskı makineleri sektöründe uçtan uca çözümler sunmaya devam ediyoruz. Bu çözümler, sadece sektördeki büyümeyi desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda daha verimli ve sürdürülebilir bir baskı dünyasının kapılarını da aralıyor.” dedi.

Dijital baskının dönüşüm gücü  

800 milyar dolarlık global printer pazarında, dijital baskı 40 milyar dolarlık payıyla dikkat çekiyor ve bu rakamın 5 yıl içinde 90 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Kağıt ve türevlerine yapılan baskılarla başlayan süreç, bugün metal, deri, ahşap, seramik gibi farklı yüzeylere teknolojik dönüşümle genişlemiş durumdadır. Dijital baskı, maliyet avantajı ve esneklik sağlayarak pazarda hızla büyüyor. Ülkemizde ve bulunduğu coğrafyada sektörün lideri olan Lidya Grup, sektöre sunduğu çözümlerle sadece bugünü değil, geleceği de şekillendiren bir yapıya sahiptir.Ülke genelindeki merkez ofisleri ve bayileriyle, ürün ve hizmet tedarikçisi olmasının ötesinde, her projeyi farklı bir vizyon ile yorumlayarak ve müşterilerine teknoloji danışmanlığı yaparak, en uygun ürünü, çözümü ve servisi sunmayı sürdürüyor. Teknolojiye odaklanan vizyonuyla, hem KOBİ’lere, hem de büyük ölçekli işletmelere hizmet veren Lidya Grup, dijital baskı pazarının öncü oyuncusu olarak sektördeki liderliğine devam ediyor.


Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali”, 24 Nisan’da Side Antik Kenti’nde görkemli bir açılışla başladı.


HABER-TALİN ŞİRİNPINAR



Manavgat Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl ilki düzenlenen “Uluslararası Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet Festivali”, 24 Nisan’da Side Antik Kenti’nde görkemli bir açılışla başladı. Festival, Girit ve Side arasındaki tarihî ve kültürel bağları, yerel tatlar ve geleneksel müziklerle bir araya getirerek katılımcılara unutulmaz bir deneyim sunmayı amaçlıyor.

Festivalin açılışı, Side’nin antik atmosferinde gerçekleşen bir kortejle başladı. Side Antik Tiyatro önünden başlayan festival korteji, yerli ve yabancı turistlerin  yoğun ilgisiyle çarşı caddesinden Apollon Tapınağı’na kadar sürdü. Manavgat Belediyesi'nin ev sahipliğinde, 24-26 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen festival, Manavgat ile Girit arasındaki tarihsel bağları yeniden canlandırıyor.



Açılış töreni, Apollon Tapınağı önünde düzenlendi. Törende, Antalya Protokolü, yerli ve yabancı turistler ile Manavgatlıların yoğun ilgisi dikkat çekti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile açılan törende, Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, Girit Hanya Belediye Başkan Yardımcısı Eleni Zervoudaki ve Girit Hanya Belediye Kültür Başkan Yardımcısı Ioannis Giannakakis birer konuşma yaptı.

Başkan Kara, Girit ile kardeş kent olduklarını anımsatarak, Side’de başlatılan kentsel dönüşümle tarihin derinliklerinden gelen yeni bir Side kenti doğduğunu belirtti. Kara, Manavgat’ın yılda 7 milyon turist çektiğini ve ülke ekonomisine 7 milyar dolar turizm geliri sağladığını vurguladı. Kültürel etkinliklerle Manavgat’ın uluslararası tanıtımını güçlendireceklerini ifade etti.



Sahneye çıkan Maria Ekmekçioğlu, festivalin yalnızca bir etkinlik değil, Girit ve Side arasında bir kültür ve lezzet köprüsü olduğunu belirtti. "Girit’ten Side’ye uzanan bu yolculuk, hem lezzetin hem de kültürün buluşmasıdır," diyen Ekmekçioğlu, iki ülke insanı olarak dostça yaşadıklarını ve bu dostluğu sürdürmeye kararlı olduklarını vurguladı.

Konuşmaların ardından Girit Halk Dansları Topluluğu ve Manavgat Belediyesi Folklor Ekibi, geleneksel dans gösterileriyle katılımcılara unutulmaz anlar yaşattı. Festival, Akdeniz'in iki yakası arasında kurulan güçlü bağların ve ortak kültür mirasının kutlandığı anlamlı bir etkinlik olarak dikkat çekiyor.

Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara, bu buluşmanın sadece bir etkinlik olmadığını, aynı zamanda bir gönül köprüsü olduğunu vurguladı. Girit ile olan bağın yalnızca coğrafi bir yakınlık değil, ortak tarih, tatlar ve müzikler üzerinden şekillenen derin bir kültürel yakınlık taşıdığını ifade etti. Kara, festivalin Side’yi dört mevsim yaşayan bir kültür kenti haline getirme vizyonunun önemli bir parçası olduğunu belirtti.

Festival boyunca Girit mutfağına özgü lezzetlerin sunulduğu menüler, konserler, söyleşiler ve atölye çalışmaları, ziyaretçilere kültürün ve gastronominin eşsiz birleşimini deneyimleme fırsatı sundu. Açılış korteji ise Girit ezgileri ve halk danslarıyla festivale renk kattı.

Bu yılki Uluslararası Girit'ten Side'ye Kültür ve Lezzet Festivali, Manavgat Belediyesi’nin vizyonu doğrultusunda, bölgeye hem turistik hem de kültürel anlamda büyük bir değer katmayı amaçlıyor. Festivalin kapanış etkinlikleri, katılımcıların dostluk bağlarını güçlendirdiği ve Akdeniz'in iki yakası arasındaki kültürel bağlantıyı kutladığı unutulmaz anlarla tamamlandı. Side, bu festival ile kültür ve lezzetin merkezi haline geldi.