24 Nisan 2022 Pazar

Geleneksel Sahur Buluşmasında Kültür Ekonomisi konuşuldu.


HABER-TALİN HAYRABETYAN



Geleneksel Sahur Buluşmasında Kültür Ekonomisi konuşuldu

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Akar ve İSO Meclis Başkan Yardımcısı Serdar Urfalılar’ın yıllardır sürdürdükleri geleneksel sahur buluşmasının 11.si gerçekleştirildi.

Ekonomi dünyasını bir araya getiren buluşmada Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı ŞekipAvdagiç, İMES Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Akar, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkan Yardımcısı Serdar Urfalılar, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Tahsin Öztiryaki, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Rüstem Çetinkaya ile Türkiye İhracatçılar Meclisi bünyesindeki birlik yöneticileri ve İMES üyelerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Programın açılışında konuşan İMES Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı ve İSO Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Akar ve İSO Meclis Başkan Yardımcısı Serdar Urfalılar, sahur programını kültür ekonomisine ayırdıklarını belirttiler.

“Paradigma doğru belirlenmezse inovasyon da tarif edilemez”

Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen sahur buluşmasında konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, “kültür nedir?” sorusuna herkesin farklı bir cümlesi olduğunu ifade ederek, “Yakın zamanda yapılan bir ankette bu soruya katılımcıların yüzde 50’si yanıt veremezken, diğer yarısı ise ‘müzik’yanıtını vermiş. Eğer siz paradigmayı doğru belirleyemez, kültür ve sanatın neye karşılık geldiğini doğru tanımlayamazsanız, sanayiciler olarak inovasyonu da tarif edememiş olursunuz” dedi.

Sanayicilerden her zaman katma değeri yüksek ürünler üretmesinin beklendiğine de dikkat çeken Demircan, “Bu beklenti önce bunu yazmakla, sonra onu resmetmekle ve ardından da prototipini üretmekle devam ediyor. Bu da aslında başlı başına bir kültürdür. Eğer bu safhalar yoksa özgün olanı üretmek mümkün değil” dedi.Sporun sağlık için yapıldığını, müziğin ise sadece dinlendiğini vurgulayan Demircan, “Kültür ve sanat hayatında eğer siz müziğin, tiyatronun hoşça vakit geçirilecek birşey olduğunu anlamaya çalışır, hayata buradan bakar ve hayatımızda içselleştirmezseniz kültür ve sanatı anlamış olmazsınız” dedi.

“Kültür ekonomisi, tiyatro ve sinema bilet satışı değildir”

Kültür ekonomisi denilince hemen akla sinema ve tiyatro bileti satışlarından elde edilen gelirin geldiğine dikkat çeken Demircan, bunun yanlış bir düşünce olduğunu belirterek, “Düşünmeden teknik çizime, üretim sanatından düşünsel proseslere kadar olan süreç, aslında kültür ekonomisinin içerisinde yer alıyor. Kültür ekonomisine katkı anlamında sıra dışı ürünler üretmek isteniyorsa, çocukların yönlendirilebileceği en önemli alan eğitimdir. Eğer siz bu alanda bir boşluk bırakırsanız, ülke olarak sıçrama yapmanız da çok zordur” dedi.

‘Tarihi mekanlar yıkılsın’ mantığı artık yok!

20 yıl önce ‘tarihi mekanlar yıkılsın’ mantığı olduğunu anımsatan Demircan, “Artık mantık değişti. Ülkemizde iki çeşit turizm var. Antalya deniz, kum, güneş turizminden yüzde 40, İstanbul ise kültür turizminden yüzde 40 pay alıyor. İnsanlar kültür turizmi kapsamında ülkemize yöresel yemeklerimizi tatmak, fotoğraf çektirmekve tarihi yerleri gezmek için geliyorlar. İstanbul’un dışındaki kentlerimizde kalelerimiz, antik kentlerimiz ve höyüklerimiz var. Biz aslında turistlere bir kültürü sunuyoruz. Unutmayalımki; kendi kültürümüzle var olduğumuz sürece varız. Onun dışında başka bir fırsatımız yok. Bu nedenle lütfen kültür endüstrisindeki fırsatları tiyatro bileti olarak görmeyelim” şeklinde konuştu.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ise; yaptığı konuşmasında geçmiş 

ile geleceğin birbirine nasıl transfer edilebileceği konusuna değindi. Büyükdede, “Örneğin sanayi tesisleri yapacağız, ama burada hangi izleri o sistemin içine aktaracağız. Aynı şeyyönetişim alanında da var. Alışagelmiş yönetimlerin dışında bir yönetişim sistemi kurabilir miyiz? Çünkü geçmiş bizim hareketlerimize çok tesir ediyor” dedi.

“İş dünyası kültür ekonomisi ile ilgili kendini geliştirmeli”

Etkinlikte konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Farklı fikirlerin tartışıldığı sahur programında kültür ekonomisini gündeme taşıdık. İş dünyası olarak kendimizi geliştirmemiz gereken en önemli konulardan biri de budur. Özellikle İstanbul’un kültür ekonomisine yönelik yeni fikirler oluşturmalıyız. Bu toplantı bize bu fırsatı sunuyor” ifadelerini kullanırken, İTO Başkanı ŞekipAvdagiç ise İstanbul’un hem Anadolu Yakası hem de Avrupa Yakasının kültür anlamında çok iyi bir notaya geldiğini belirtti. Avdagiç, “İstanbul’un görünmeyen yüzleri ortaya çıkmaya başladı. İnanıyoruz ki; çok kısa zamanda daha iyi bir noktaya geleceğiz. Ancak kültür ekonomisi konusunu ihmal ettiğimiz düşüncesindeyim. İş dünyası olarak bizler de kapasitemizin belli bir kısmını İstanbul’un kültür ekonomisine ayırmalıyız” dedi.İDDMİB Başkanı Tahsin Öztiryaki ise konuşmasında, pandemi döneminde de ihracatçılar ile birlikte Türkiye’yi fuarlarda temsil ettiklerini ve dünyanın nabzını tuttuklarını bildirdi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder