30 Haziran 2024 Pazar

Izaka Terrace, yenilenen yaz menüsüyle misafirlerine benzersiz lezzetler sunuyor.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



IZAKA TERRACE’TAN LEZZETİYLE FARK YARATAN YENİ YAZ MENÜSÜ

Eşsiz Boğaz manzarasına eşlik eden benzersiz İstanbul silüeti, şık ve samimi ambiyansı ile şehrin ayrıcalıklı buluşma noktalarından Izaka Terrace, yenilenen yaz menüsüyle misafirlerine benzersiz lezzetler sunuyor. Head Chef Serhat Eliçora ve ekibi tarafından yenilenen Izaka Terrace menüsü, mevsimin en taze ürünleri ile hazırlanan lezzetleri deneyimlemeye davet ediyor.

İstanbul’da, şehrin kalbi Gümüşsuyu’nda CVK Park Bosphorus Hotel’in teras katında yer alan Izaka Terrace, Boğaz ve tarihi yarımada manzarasına eşlik eden kişiselleştirilmiş ve ayrıcalıklı hizmet anlayışı ile gastronomi dünyasında fark yaratmaya devam ediyor.

 Mevsimin en taze ve en lezzetli ürünleri kullanılarak hazırlanan Izaka Terrace’ın yenilenen yaz menüsü; farklı mutfak kültürlerini lezzetlerini bir araya getiriyor.   İtalyan mutfağının sofistike tatlarından, Uzak Doğu'nun eşsiz lezzetlerine, Akdeniz'in ferahlatıcı aromalarından, Türk mutfağının geleneksel dokunuşlarına uzanarak her kültürü kapsayan menüsünde; Her tabakta şeflerin ustalığı ve sanatıyla buluşan lezzetleri özel şarap koleksiyonu, seçkin içki ve kokteyl alternatifleriyle tamamlayan restoran, yazın taptaze esintileriyle dolu terasında unutulmaz bir gastronomi deneyimi sunuyor.

 Restoran, bar ve lounge olarak hizmet veren IzakaTerrace,  haftanın 7 günü 12.00-02.00 saatleri arasında misafirlerini ağırlıyor. Her akşam dj performansına ve yaz boyunca her Çarşamba, Cuma ve Cumartesi akşamı 20.30-23.00 saatleri arasında Blue Night konsepti ile eşsiz solo gitar performansına da ev sahipliği yapıyor. 

İstanbul’un en iyi gastro-terası olan Izaka Terrace, yaz mevsiminin tazeleyici tatlarına ve her damağa hitap edecek dünya lezzetlerinin seçkin versiyonlarının yeraldığı menüsüyle lezzeti ve kaliteyi bir arada arayanların ilk tercihi olmaya devam ediyor.


9 Ulusal Ürün Konseyi ilk defa Mersin'de bir araya geldi.

HABER-TALİN ŞİRİNPINAR


Mersin tarımda bir ilke imza attı

Tarım kanununa göre kurulan ve Tarım Bakanlığı görev alanında faaliyet gösteren 9 Ulusal Ürün Konseyi ilk defa bir araya geldi. Çay, pamuk, hububat, baklagil, turunçgil, kırmızı et, zeytin ve zeytinyağı, süt ve fındık konseylerinin başkanları Tarım Bakanlığı üst düzey yetkililerinin katılımı ile bir araya gelerek ilk ortak toplantıyı gerçekleştirdi.

 Mersin Ticaret Borsası ve Güvenilir Ürün Platformu işbirliği ile Tarim Kanununa göre kurulan, Tarım ve Orman Bakanlığı görev alanında faaliyet gösteren Ürün Konseyleri Buluşması Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Tarım Bakanlığı üst düzey yetkililerinin katılımı ile gerçekleştirildi.

Açılışta konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ‘’Türkiye tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı bir ülke olduğun işaret ederek, tarım ve gıda ürünleri ihracatının, 2023'te bir önceki yıla göre yüzde 3,3 artışla 31 milyar dolara ulaştığını anımsattı. Yumaklı, dış ticaret fazlasının ise yüzde 3 artışla 7 milyar dolar olarak gerçekleştiğini vurguladı. Söz konusu ihracatın bu yılın ocak-nisan döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,7 artttığını hatırlatan Yumaklı, ithalatın ise yüzde 15,3 azaldığını söyledi.

Yumaklı, sektörde devrim niteliğinde düzenlemeler yaptıklarının altını çizerek, "Bu yılın ekim ayından itibaren üretim planlamasını uygulamaya geçeceğiz. Hayvansal üretimle planlamaya yürürlüğe koymuş olacağız, çalışmaları bitirdik. Bitkisel üretim tarafında, biraz daha karmaşık olduğu için uzun bir süre istişare etmek zorunda kaldık. Hayvansal üretimle ilgil olan Resmi Gazete'de yayımlanmak üzere, bitkisel üretimle ilgili olanın ise çok az bir teknik çalışması kaldı. Sözleşeli üretim ve suya göre tarım konularını da üretim planlaması kapsamında etkin hale getirmiş durumdayız." ifadelerini kullandı.

Mersin Ticaret Borsası Genel Müdürü Abdullah Özdemir, konseyler toplantısının Türk tarımı için çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek ‘’Tüm konseylerimiz kuruluş yıllarından itibaren ülkemiz tarımı için gece gündüz demeden çalışıyor, çabalıyorlar. Bu konseylerimiz bugüne kadar kendilerine özgü düzenlenen ortak bir buluşma ile daha önce hiç bir araya gelmedi. Bu organizasyonun önemi konseylerimizin ilk kez, üstelik Başkanlar düzeyinde ve böylesine geniş bir katılım ile buluşuyor olmasıdır.’’ diye konuştu.

 Bakanlığın çok önemli çalışmaları olduğunu ve bu çalışmaların doğru anlatılması gerektiğini söyleyen Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak ‘’Tarım varsa hayat var diyerek Tarım ve Orman Bakanlığımız desteği ile başlattığımız farkındalık çalışmaları 3 yıldır devam ediyor. Bugünkü toplantı ise Türk tarımı için bir milat niteliğinde ve bizde böyle kıymetli bir buluşmaya katkı vermiş olmaktan mutluluk duyuyoruz.’’ diye konuştu.

Türkiye’nin ulusal tarım politikalarının belirlenmesindeki en etkin kurumları olan ürün konseyleri başkanları ise kendi ürün gruplarında sunumlar yaparak konseylerin daha aktif görev alması için yapılabilecek çalışmaları anlattı. Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar buğday ithalatı ile ilgili birçok yanlış bilgi olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini, Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Hamza Bölük fındıkta politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini, Ulusal Süt Konseyi Başkanı Hamit Can süt ürünlerinde kayıtdışı ile mücadele edilmesi gerektiğini, Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz üretimde yapılacak planlamanın son derece önemli olduğunu, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan zeytinde dünya 2.si olduğumuzu hatırlatarak ambalajlı ve kutulu ihracatın teşvik edilmesi gerektiğini, Ulusal Kırmızı Et Konseyi Başkanı Ahmet Hacıince et ithalatında planlamanın sektörleri etkilemeyecek şekilde yapılması gerektiğini, Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Bertan Balçık iyi pamuk üretim sahalarının artması gerektiğini ve Ulusal Baklagil Konseyi başkanı Abdullah Özdemir bakliyatın besin değeri bakımından geleceğin ürünleri olduğunu ve tüketiminin arttırılması gerektiğini söyledi.

Program sonunda Tarım Bakanlığı’nın desteklerini alarak işini geliştirmiş ve yenilik üretmiş 8 üreticiye teşekkür plaketi verildi.


29 Haziran 2024 Cumartesi

TÜROB Başkanı Müberra Eresin Visit İstanbul'da açıklamalarda bulundu

HABER-TALİN ŞİRİNPINAR



Sayın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız,

Turizm Sektörünün Saygıdeğer Başkan ve Temsilcileri, 

Değerli Katılımcılar, Davetliler, Değerli Basın Mensupları, 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Visit Istanbul ev sahipliğinde düzenlenen, “İpek Yolu Şehirleri Uluslararası Turizm İttifakı Konferansı” kapsamında sizlerle bir arada bulunmaktan duyduğum büyük memnuniyeti ifade etmek isterim. 

Uluslararası turizm iş birliği platformu olarak tasarlanan İttifak, ortak katkı ve paylaşılan fayda prensibiyle üye şehirlerin daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir turizm gelişimini hedeflemektedir.Bu hedefe uygun uluslararası forumlar, ortak tanıtımlar, endüstri eşleştirmeleri ve insan kaynakları geliştirme gibi faaliyetler aracılığıyla üye şehirlerin turizm sektöründeki iş birliğini artırmayı da amaçlamaktadır. Ülkemiz ve İstanbul turizminin gelişimi, kapsamlı ve etkin tanıtımı açısından bu hedeflenen faydalar çok önemlidir. 

İpek Yolu’nun Atlas Okyanusu’ndan Çin’e, Avrupa’dan Asya’ya uzanan, sadece Ortaçağ dönemindeki eski bir ticaret aracı olmadığı, Batı ve Doğu kültürleri arasında etkileşim köprüsü olduğu, güncel dünya için ise; ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi açıdan büyük önem arz ettiği ayrı bir gerçektir. İnsanlık ve iktisat tarihinin en eski kurumsal yapılarından biri ve en önemlisi olan İpek Yolu; günümüzde bu güzergah üzerindeki ülkeler ve şehirler için önemli bir turizm potansiyeli taşımasının yanında kültürel mirasların yaşatılmasına da katkı sağlamaktadır. 

İpek Yolu turizm potansiyelinin tanıtımı, tüm bu rotadan yararlanan ülkelerin iş birliğiyle mümkün olacaktır. Ekonomik kalkınma için; İpek Yolu üzerindeki ülkelerde, özellikle dünyada son zamanlarda yaygınlaşan kültürel mirasın turizmde değerlendirilmesi anlayışı özendirilmelidir.

TÜROB olarak, İstanbul’un İpek Yolu Şehirleri Uluslararası Turizm İttifakına katılımının önemine inanıyor ve katılımcı ülkeler arasındaki karşılıklı turizm bağlarının geliştirilmesini bekliyoruz. İttifakla ilgili tüm çalışmalarda TÜROB olarak daima iş birliğine hazır olduğumuzun altını özellikle çizmek istiyorum. 

Son derece önemli olarak gördüğümüz bu ittifaka vizyoner bir bakış açısıyla İstanbul’umuzun katılımını sağlayan başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu olmak üzere Turizm Şube Müdürlüğü ve tüm paydaşlara teşekkür ederiz.

Sözlerime burada son verirken, İpek Yolu Şehirleri Uluslararası Turizm İttifakı’nın İstanbul ve ülkemizin tanıtımına ve küresel işbirliklerinin geliştirilmesine vesile olmasını temenni ederiz.Organizasyonun düzenlenmesinde tüm emeği geçenlere ayrıca teşekkür eder, İstanbul’umuza ve sektörümüze hayırlı olmasını dilerim.


28 Haziran 2024 Cuma

ADALARA GİRİŞ ÜCRETLİ OLSUN



HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


ADALARA GİRİŞ ÜCRETLİ OLSUN

Siz hiç hafta sonu adalara gittiniz mi? Hele ki bayramlarda Vapur ücretsiz olunca sonuç Felaket! Korkunç!

Ağır hareket eden uğultulu, mutsuz bir et yığını geziyor cadde ve sokaklarda. Bu ne ya? Her yer çöp, Adanın yerlisi evden çıkamaz durumda.

Adalara gelen turist sayısının senede on milyonu geçtiği söyleniyor. Sadece İstanbul’dan değil, İzmit, Yalova, Tekirdağ, Bursa hatta Bandırma’dan bile gemiler kalkıyor adalara.

Bak, elin İtalyan'ı ne güzel yaptı; Madem dedi, siz turistler Venedik’i cehenneme çeviriyorsunuz, bizi evlerimize hapsediyorsunuz, etraf sizin çöplerinizle doluyor, gürültü, kargaşa hatta pahalılığa sebep oluyorsunuz. O halde ödeyin bakalım bunun bedelini; Ayakbastı 5 Euro.

Ama bizde bu mevzuata uymaz! İşlerine gelince her şeyi öyle bir uydururlar ki, şaşarsınız. Alın bir tüyo; Adalar milli park ilan edilsin, girişi de adalılar hariç ücretli olsun. Müzekart ile girilsin, adaya gelenlerin %80’i olan yabancılar ise 300 TL ödesin.

Toplayın paraları çuvallara. Ama lütfen o para adalara harcansın, lüks makam araçlarına ve betona değil.  

Saygılarımla

Cem Polatoğlu

www.andiamo.com.tr - 0212 2123030 pbx

Wyndham Türkiye’deki ilk Dolce otelini açtı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Wyndham Türkiye’deki ilk Dolce otelini açtı

Wyndham’ın Türkiye’deki portföyü, DRD Hotels ortaklığında açılan Dolce by Wyndham Çeşme Alaçatı ve iki otelin daha eklenmesiyle birlikte 120 otele yaklaştı

95’ten fazla ülkedeki yaklaşık 9 bin 200 oteliyle dünyanın franchise veren en büyük otel şirketi Wyndham Hotels & Resorts, Türkiye’deki ilk Dolce oteli olan Dolce by Wyndham Çeşme Alaçatı’nın açılışını duyurdu. Otel sahibi ve işletmecisi DRD Hotels ile Wyndham arasındaki ortaklık, La Quinta by Wyndham Çeşme ve Wyndham Datça Perili Bay otellerinin de açılışıyla genişliyor. Türkiye’de şu anda 120’ye yakın oteli bulunan Wyndham, ülkedeki lider pozisyonunu bu yeni açılışlarla pekiştiriyor.

“Dolce by Wyndham markasını Türkiye’ye getirmemiz, büyüme stratejimizde önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor. Açık ve faal durumdaki otel sayısı bazında Türkiye’deki en büyük uluslararası otel grubu olarak, DRD Hotels ile birlikte Çeşme ve Datça’da gerçekleştirdiğimiz bu yeni açılışlarla, Türkiye’nin kıyılarında ve hızla gelişen şehirlerinde yüksek kaliteye sahip ve üst segmentteki konaklama hizmetlerimizi çeşitlendirme kararlılığımızı ortaya koyuyoruz. Bu ortaklıkla, otellerde konaklamayı erişilebilir kılarken, aynı zamanda misafirlerimize olağanüstü deneyimler sunma hedefimizi de bir kez daha vurgulamış oluyoruz.” - Dimitris Manikis, Wyndham Hotels & Resorts EMEA Başkanı

Türkiye’nin cazibesini yansıtıyor

Çeşme’nin gözde tatil bölgesi Alaçatı'ya yalnızca 3 kilometre mesafede ve Ege Denizi’nin güzel sahillerinde yer alan Dolce by Wyndham Çeşme Alaçatı, denizin ve otelin şık bahçesinin manzaralarını sunan 155 oda ve süite sahip. Dolce by Wyndham Çeşme Alaçatı, misafirlerini açık ve kapalı havuzlar, tam donanımlı fitness merkezi ve spa alanları ile Akdeniz mutfağından çeşitli lezzetlerin sunulduğu tesis içi restoranlar gibi zengin olanaklarla karşılıyor.

Her şey dahil konseptinde hizmet verecek olan bu göz alıcı otelin 300'e kadar misafirin ağırlanabildiği ve 500 metrekareye yayılan etkinlik alanlarının yanı sıra bahçesi ve misafirlere özel plajı da düğünler ve diğer özel etkinlikler için kullanılabiliyor.

Dolce by Wyndham, sınıfının en iyisi toplantı alanları, titizlikle hazırlanan menüleri ve misafirlerin unutulmaz deneyimler yaşamalarını sağlayan olanaklarıyla, dünya genelinde hem etkinlikler hem de tatiller için ideal olan, üst segmentteki bir marka olarak tanınıyor. Dolce by Wyndham’ın dünya genelindeki portföyünde Milano, Versay, Hanoi ve Toronto da dahil olmak üzere dünyanın çeşitli şehirlerindeki oteller yer alıyor.

“Wyndham Hotels & Resorts ile olan ortaklığımızı, her biri kendine özgü özelliklere sahip üç farklı marka altında yaptığımız bu açılışlarla büyütüyoruz. Otellerimizi, hem yurt içinden hem yurt dışından ziyaretçilere hitap eden, Türkiye’nin en popüler destinasyonlarına taşıyoruz. Wyndham’ın globaldeki gücü, sınıfının en iyisi teknolojileri ve yaklaşık 108 milyon kayıtlı Wyndham Rewards üyesine erişim imkanı bir araya geldiğinde, misafir deneyimini ileri bir noktaya taşıyan ve büyümemize güç katan eşsiz bir platform oluşturuyor. Wyndham’ın kendi adını taşıyan markasıyla Datça’da gerçekleştirdiğimiz yeni açılışımız da üst segmentte ve hizmet çeşitliliğine sahip konaklama imkanları sunma kararlılığımızı yansıtıyor.”

- Süleyman Hakan Aydın, DRD Hotels Sahibi ve Yönetim Kurulu Başkanı

Gözde bir destinasyon, giderek büyüyen bir portföy

Wyndham ve DRD Hotels ortaklığı ilk kez 2023 yılında Ramada by Wyndham Çeşme‘nin açılışıyla hayata geçmişti. Türkiye, turizmdeki güçlü büyümesiyle ve kültürü, doğal güzellikleri ve modern olanakları bir araya getiren özellikleriyle, hem tatil hem de iş amaçlı seyahat edenler açısından önde gelen bir destinasyon olmayı sürdürüyor.

Türkiye pazarı, gördüğü rağbet ve turizme yönelik talebin artışı sayesinde Wyndham’ın stratejik öncelikleri arasında yer almayı sürdürüyor. Wyndham, buradaki varlığını genişleterek, otel sahiplerine sunduğu ve her biri Wyndham Avantajı’nın birer parçası olan kaynak ve araçlarla eşsiz bir değer yaratıyor. Oteller bu sayede misafirlerine olağanüstü deneyimler sunuyor, doluluklarını ve gelirlerini artırıyor ve Wyndham’ın Türkiye gibi önemli bir pazardaki lider pozisyonuna katkıda bulunuyor.

Wyndham ve DRD Hotels, Türkiye’deki ilk Dolce oteline ek olarak iki tesisin açılışını daha aynı gün içinde gerçekleştirdi:

La Quinta by Wyndham Çeşme:

Çeşme’deki ilk, Türkiye genelindeki dördüncü La Quinta by Wyndham oteli olan bu tesis, tatilcilerin gözdesi olan bu destinasyonun güzelliklerini keşfetme fırsatı sunuyor. Misafirlerini zengin olanaklarla karşılayan bu otelin şık bir tasarıma sahip, hem dinlenmek hem de çalışmak için ideal 75 misafir odası bulunuyor. Misafirler otelin açık havuzlarında serinleyebilir, tesis içindeki restoranda nefis lezzetlerin tadını çıkarabilir ve Ege’nin güzel kıyılarını keşfetmek için otelin Port Alaçatı Marina yakınlarındaki konumundan yararlanabilirler. La Quinta by Wyndham Çeşme, hem sakin bir tatil isteyenlere hem de macera severlere, unutulmaz bir konaklama deneyimi için gereken her şeyi sunuyor.

Wyndham Datça Perili Bay:

Datça yarımadasındaki ilk Wyndham oteli olan bu tesis, yeşil doğası ve turkuaz sularıyla meşhur bu bölgeyi ziyaret edenlere eşsiz bir konfor sunuyor. Wyndham Datça Perili Bay’in 152 geniş odası, otelin misafirlerine özel ve Mavi Bayraklı koyunun manzaralarına bakıyor. Otelin sunduğu zengin olanaklar arasında açık havuzlar, tam donanımlı bir fitness merkezi, yenilenmeye ve dinlenmeye yardımcı olan bir spa ve sauna da yer alıyor. Otelin içindeki iki restoran yemek yemeyi eşsiz bir deneyime dönüştürüyor. Wyndham Datça Perili Bay, macera veya dinlenme fırsatlarının izini sürenler için ideal bir seçenek sunuyor.

Wyndham Hotels & Resorts’un Türkiye genelinde, yeni açılan Dolce by Wyndham Çeşme Alaçatı, La Quinta by Wyndham Çeşme ve Wyndham Datça Perili Bay de dahil olmak üzere, açık ve faal durumda 120’ye yakın oteli bulunuyor. Bunlara ek olarak, şirketin Türkiye’deki proje stokunda 25’ten fazla otel projesi daha yer alıyor.

Wyndham’ın Türkiye’deki otelleri aynı zamanda USA Today ve U.S. News & World Report okuyucuları tarafından bir numaralı otel ödül programı seçilen Wyndham Rewards kapsamında yer alıyor. 60 binden fazla otel, resort tatil kulübü ve kiralık tatil evinin dahil olduğu Wyndham Rewards, üyelerine konaklamaları için diğer tüm otel ödül programlarından daha fazla ve daha cömert seçenekler sunuyor. WyndhamRewards.com adresi üzerinden ücretsiz katılın.

27 Haziran 2024 Perşembe

Lidya Grup 6 markası ile Drupa Fuarı’na katıldı

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Lidya Grup 6 markası ile Drupa Fuarı’na katıldı 

Drupa2024 Matbaa, Ambalaj ve Baskı Teknolojileri Fuarı, 28 Mayıs ile 7 Haziran tarihleri arasında Almanya Düsseldorf’ta gerçekleşti. Temsil ettiği Xerox, Epson, Efi, Sutec, Kongsberg, Duplo markaları ile Türkiye’nin dijital baskı teknolojilerindeki lider firması Lidya Grup, 6 markası ile Drupa Fuarı’na katıldı. 

Almanya’da düzenlenen Drupa Fuarı’ndaki gelişmeleri değerlendiren Lidya Grup Satış Direktörü Adem Öz, şunları söyledi: 

“Drupa Fuarı’na Lidya Grup olarak temsil ettiğimiz 6 markamız ile katıldık. Genel olarak Drupa fuarını değerlendirirsek, sekiz yıl aradan sonra yapılan Drupa Fuarı’nda, geçmiş yıllara göre markaların katılımları ve şovlar biraz zayıf olsa da, gayet başarılı bir fuar oldu. Fuarda, dijital baskı sonlandırma makinelerine olan ilgi yüksekti. Endüstriyel üretim tesislerinde ileri teknolojiyle bir yandan işletim, diğer yandan personel maliyetleri düşüren, markalara talep mevcuttu. Fuara, vize problemleri olmasına rağmen, Türkiye’den ziyaretçiler oldukça yoğun katıldı. Drupa’daEpson, Efi, Kongsberg, Duplo gibi temsil ettiğimiz markaların fuar standları vardı ve Lidya Grup’un yer aldığı bu stantlarda misafirlerin ve ziyaretçilerin ilgisi markaları zirveye taşıdı. Fuar sırasında temsil ettiğimiz global markalar, yeniliklerini ve teknolojide geldikleri son noktaları tanıttı. Örneğin, Efi markası, yüksek hızda çıkardığı hibrit teknolojisini anlattı. Duplo’nun sonlandırıcı kısmında, daha büyük ebatlar ve daha hızlı makinelerin lansmanları gerçekleşti. Epson tarafında gelecekteki ürünlerin prototip kısımları ve yeni teknolojilerin sergisi yapıldı. Kongsberg tarafında, dünyanın en hızlı kesicisi KongsbergUltimate’nindemosu ve şovları düzenledi. Temsil ettiğimiz markaların standları, hem Türk müşterilerin, hem de dünyada baskı teknolojileri ile ilgilenen ziyaretçilerin ilgisini oldukça yoğun çekti.Drupa 2024 firmamız ve sektör açısından başarılı ve verimli bir fuar olmuştur. Fuarda ayrıca, özellikle Uzak Doğulu markaların yoğun ilgisi vardı. Uzak Doğulu markalar, bir yandan dijital baskı sektöründe sahip oldukları teknolojileri tanıtırken, diğer yandan dünyayla yeni iş ortaklığı oluşturup kanal yapısını kurma çalışmaları içerisinde oldular.” diye konuştu. 


26 Haziran 2024 Çarşamba

İSO Haziran ayı Meclis Toplantısında İSO 500 sonuçları değerlendirildi


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



İSO Haziran ayı Meclis Toplantısında İSO 500 sonuçları değerlendirildi

Bahçıvan: ‘Yüksek enflasyon şirket bilançolarında geçici bir illüzyon yaratıyor’

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin 2024 yılı Haziran ayı toplantısında Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2023 sonuçları değerlendirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “İSO 500’ün 2023 sonuçlarını bir anlamda ‘finansal istikrardan uzaklaşmanın ilk etkisinin yüksek enflasyon olacağı, enflasyonist bir büyüme yapısının da nitelikli ve sürdürülebilir olamayacağı’ gerçeğini gösteren mikro bir laboratuvar olarak görmeliyiz. Artık hepimiz biliyoruz ki yüksek enflasyon şirket bilançolarında geçici bir illüzyon yaratıyor. Zaman geçtikçe gerçeklerle yüzleşiyoruz. İSO 500’ün bu yılki sonuçları iç ve dış ekonomik konjonktüre bağlı olarak biraz karamsar olabilir. Ama Türk sanayisinin en zor şartlarda dahi kendi ana faaliyetinde erişmiş olduğu birikim ve dayanıklılık gücüyle üretimini başarıyla sürdürdüğünü göstermesi açısından da çok değerlidir.” dedi. 

İSO 500’ün teknoloji yoğunluğuna göre katma değer performansı hakkında da açıklamalar yapan Erdal Bahçıvan, “Orta-yüksek ve yüksek teknolojili sanayilerin brüt katma değerdeki toplam payının 2022’ye göre 4 puanlık artışla yüzde 37,4’e çıkarak şimdiye kadarki en yüksek düzeyine ulaşması, sanayi sektörümüz için uzun süredir arzu ettiğimiz teknolojik dönüşüm konusunda bizlere umut ışığı oldu. İSO 500’deki AR-GE harcaması yapan kuruluşların sayısında 2018’e kadar kademeli bir şekilde yaşanan artış daha sonra durağanlaştı. 2023’te söz konusu sayı geçen yıla göre 5 adet artarak 265’e yükseldi. Ancak bu durum sanayimizin teknoloji ve yenilik üretebilen bir yapıya kavuşabilmesi için Ar-Ge’yi daha çok odağına alması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor.” dedi. 

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin 2024 yılı Haziran ayı olağan toplantısı ‘İSO 500Büyük 2023 Verileri Işığında Sanayimizin ve Ekonomimizin Risk ve Fırsatlarıyla Birlikte Bugününü, Geleceğini Değerlendirmek’ ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu MeclisSalonu’nda düzenlendi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.Erhan Aslanoğlu ve Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp’in katılımıylabir de panel düzenlendi. Araştırmanın sonuçlarını değerlendirirken risk ve fırsatların birlikte görülmesi gerektiğine dikkat çeken Erdal Bahçıvan, “Öyle ki bugün teknoloji odaklı, sürdürülebilir yeşil ekonominin, yaratıcılığın ve katma değerli ürünlerin öne çıktığı yeni üretim tarzı sürecinde biz sanayicileri yeni fırsatlar kadar riskler de bekliyor. Yeni çağın üretim sürecine yönelik hazırlıklarımızı ve değişimlerimizi böyle bir anlayışla yönetmemiz çok faydalı olacaktır.” dedi. 

YAVAŞLAYAN KÜRESEL TALEP ETKİLİ OLDU 

İSO 500’de üretimden satışların 2023 yılında yüzde 42,1 artarak 4 trilyon 485 milyar liradan 6 trilyon 375 milyar liraya çıktığını ifade eden Erdal Bahçıvan, “Bir önceki yıl yüzde 119 olan artış oranının, 2023’te yüzde 42,1’e gerilemesinin nedenlerine baktığımızda, yavaşlayan küresel talep, 6 Şubat depremleri ve seçimler sonrasında ekonomi politikalarında yaşanan değişimin belirleyici olduğunu söyleyebiliriz. Üretimden satışlardaki asıl çarpıcı tablo reel değişimlerde oldu. Satış performansının bu zayıf seyrinde ihracat faktörü etkili gözüküyor.İSO 500’ün satışların yanı sıra karlılık anlamında da güçlü bir yıl geçirmediğini görüyoruz. İSO 500’ün 2023’te faaliyet karı yüzde 39,7 oranında artarak 671 milyar liradan 937 milyar liraya çıktı. Buna karşılık faaliyet karlılığı oranı 0,3 puan düşüşle yüzde 12,8’den yüzde 12,5’e geriledi.2023’te faiz, amortisman ve vergi öncesi kar büyüklüğü de yüzde 45,5 artışla 808 milyar liradan 1 trilyon 175 milyar liraya yükseldi. Böylece FAVÖK büyüklüğünün net satışlardan daha yüksek bir artış göstermesi sonucu FAVÖK karlılığı 0,3 puan artarak yüzde 15,4’ten yüzde 15,7’ye çıktı. Son olarak, İSO 500’ün vergi öncesi kar ve zarar toplamının yüzde 32,9 artarak 485 milyar liradan 645 milyar liraya yükseldiğini görüyoruz. Ancak satış karlılığı oranının önceki yıla göre 0,7 puan düşüşle yüzde 9,3’ten yüzde 8,6’ya inmesi dikkat çekiyor.Görüldüğü üzere 2023’te tüm kar büyüklüklerindeki artışlar enflasyonun altında kaldı ve bu da reel olarak gerilemeye işaret ediyor.” diye konuştu. 

ELDE EDİLEN KARIN YARISI FİNANSMAN GİDERLERİNE AYRILIYOR

İSO 500’ün finansman giderlerinin 2023’te yüzde 92,5 artışla 277 milyar liradan 533 milyar liraya yükseldiğini kaydeden Erdal Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böylece finansman giderlerinin faaliyet karına oranı 2022’ye göre 15,6 puanlık artışla yüzde 41,3’ten yüzde 56,9’e yükseldi. Son 12 yıllık ortalaması yüzde 57 olan bu oran, yıllardan beri sanayicinin elde ettiği karın yarıdan fazlasını finansman giderlerine ayırmak zorunda kaldığı gerçeğini ortaya koyuyor.”Mali borçların 2022’ye göre yüzde 54 artışla 1,3 trilyon liradan 2 trilyon liraya çıktığını belirten Erdal Bahçıvan, diğer borçların da yüzde 66’ya yakın bir artışla 1,2 trilyon liradan 2 trilyon liraya yükseldiğini kaydetti. 2022’ye benzer şekilde 2023’te de diğer borçların mali borçların üzerinde bir büyüme sergilediğini söyleyen Bahçıvan, “Borçların vadelerine göre gelişimine baktığımızda, bir yıl öncesine göre kısa vadeli mali borçlarda yüzde 53, uzun vadeli mali borçlarda ise yüzde 56 oranında artış söz konusu. Böylece mali borçlarda kısa vade ağırlığının çok hafif bir azalmaya rağmen yüzde 51,7 ile sürdüğünü görüyoruz.” ifadelerini kullandı. 

SANAYİMİZ AR-GE’YE DAHA FAZLA ODAKLANMALI 

İSO 500’ün teknoloji yoğunluğuna göre katma değer performansını ortaya koyan göstergelerini her yıl büyük bir hassasiyetle takip ettiklerine dikkat çeken Erdal Bahçıvan, “2023 yılında bizleri en çok sevindiren gelişmelerden biri de bu alanda yaşandı. Yaratılan katma değer içerisinde en yüksek payı yüzde 33,9 ile halen orta-düşük teknoloji yoğunluklu sektörler alsa da bu payın önceki yıla göre 3,8 puanlık belirgin bir düşüş kaydettiğini görüyoruz. Benzer şekilde düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı da 0,2 puanlık azalışla yüzde 28,7’ye gerilemiş. Buna karşılık orta-yüksek teknolojili sanayiler grubunun payı 3,1 puan artışla yüzde 30,3’e yükselirken, yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise 0,9 puan artışla yüzde 7,1 çıkarak belirli bir ivmelenmeye işaret etti.Sonuç olarak orta-yüksek ve yüksek teknolojili sanayilerin brüt katma değerdeki toplam payının 2022’ye göre 4 puanlık artışla yüzde 37,4’e çıkarak şimdiye kadarki en yüksek düzeyine ulaşması, sanayi sektörümüz için uzun süredir arzu ettiğimiz teknolojik dönüşüm konusunda bizlere umut ışığı oldu.Nitekim İSO 500’deki AR-GE harcaması yapan kuruluşların sayısına bu çerçeveden baktığımızda 2018’e kadar kademeli bir şekilde yaşanan artışın daha sonra durağanlaştığını görüyoruz. 2023’te söz konusu sayı geçen yıla göre 5 adet artarak 265’e yükselmiş olmasına rağmen, bu durum sanayimizin teknoloji ve yenilik üretebilen bir yapıya kavuşabilmesi için Ar-Ge’yi daha çok odağına alması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor.” dedi. 

İSO 500 MİKRO BİR LABORATUVAR OLARAK GÖRÜLMELİ 

Geçen yıl İSO 500 araştırmasını, yaşanılan büyük deprem felaketinin yol açtığı ‘mücbir sebep hali’ nedeniyle eylül ayında açıkladıklarını hatırlatan Bahçıvan, “Dolayısıyla 2023 yılının büyük kısmının geride kaldığı, yılın ekonomik resminin de yavaş yavaş netleşmeye başladığı bir döneme denk gelmişti toplantımız. O gün bazı parametrelerde görece iyi çıkan 2022 sonuçlarını, 2023 yılından beklememek gerektiğini ifade etmiştim. İSO 500’ün tüm finansal göstergeleri; bir öngörüden çıkıp sanayinin 2023 yılındaki gerçekliğine dönüştüğünün resmi olarak görülmeli.2022 yılında ekonomide rasyonaliteden kopuş ve ekonomik uygulamalardaki ‘gel-git’lerin ekonomimizde yarattığı tahribatı çok konuştuk. Bu konuya fazla değinmek istemiyorum. Fakat İSO 500’ün 2023 sonuçlarını bir anlamda ‘finansal istikrardan uzaklaşmanın ilk etkisinin yüksek enflasyon olacağı, enflasyonist bir büyüme yapısının da nitelikli ve sürdürülebilir olamayacağı’ gerçeğini gösteren mikro bir laboratuvar olarak görmeliyiz. Artık hepimiz biliyoruz ki yüksek enflasyon şirket bilançolarında geçici bir illüzyon yaratıyor. Zaman geçtikçe gerçeklerle yüzleşiyoruz. İSO 500’ün temel göstergelerinin bize söylediği de bu. Bizim reel sektör olarak yaşadıklarımız bir yana; yüksek enflasyonun kamu maliyesi, mali dünya ve hepsinden de önemlisi toplumda yaratmış olduğu hasar büyük. Çünkü enflasyon sadece ekonomik bir hasar değil, sosyolojik, psikolojik ve en önemlisi ahlaki, etik bir etki de yaratıyor. İSO 500’ün bu yılki sonuçları iç ve dış ekonomik konjonktüre bağlı olarak biraz karamsar olabilir. Ama Türk sanayisinin en zor şartlarda dahi kendi ana faaliyetinde erişmiş olduğu birikim ve dayanıklılık gücüyle üretimini başarıyla sürdürdüğünü göstermesi açısından da çok değerlidir. Finansal istikrarın yeniden kazanılarak, yüksek enflasyonun yenilmesi halinde sanayimizin ülke ekonomisine katkılarının artarak devam edeceğinden hiçbir kuşku duymuyorum. Paylaştığımız tablo, her fırsatta dile getirdiğimiz sürdürülebilir, istikrarlı ve kaliteli büyüme için finansal istikrarın ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi olarak görülmelidir.” diye konuştu. 


Güneş çarpması konusunda yeterli bilgiye sahip değiliz!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Havaların ısınmasıyla birlikte güneş çarpması vakaları arttı! Güneş çarpması açısından en savunmasız olanlar bebekler!

Güneş çarpması konusunda yeterli bilgiye sahip değiliz!

Havaların ısınmasıyla birlikte sıcaklar insanları daha fazla etkilemeye başladı. Güneş çarpmasının başlıca belirtileri arasında baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, konuşma bozukluğu ve nöbetlerin yer aldığını kaydeden uzmanlar, ayrıca kalp atış hızında artış veya çarpıntı, kas krampları ve bayılma gibi belirtiler de görülebildiğini söylüyor.

Son günlerde acil servislere güneş çarpması nedeniyle başvuran hasta sayısında belirgin bir artış olduğunu ancak hastaların güneş çarpması yaşadıklarının farkında olmadığını kaydeden Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak, “Kişi hemen serin ve gölge bir alana alınmalı, giysileri çıkarılarak vücudu soğutulmalıdır. Soğuk su banyosu da etkili bir yöntemdir.”dedi.

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak, güneş çarpmasının belirtileri, risk grupları, korunma yöntemleri ve ilk yardım adımları hakkında önemli bilgiler paylaştı.

Güneş çarpmasının belirtileri nelerdir?

Doç. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak, insan vücudunun, dış ortamın ısısından bağımsız olarak vücut sıcaklığını belli bir derecede tutmaya çalıştığını belirterek, “Güneş çarpmasında temel sorun, bu yeteneğin güneşin direkt veya dolaylı ışınları ve yüksek ortam sıcaklığı nedeniyle kaybedilmesidir. Güneş çarpmasının başlıca belirtileri arasında, ısı düzenleme yeteneğinin bozulmasının beyin başta olmak üzere merkezi sinir sistemi organlarında yaptığı hasara bağlı olarak oluşan baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, konuşma bozukluğu ve nöbetler yer alır. Ayrıca kalp atış hızında artış veya çarpıntı, kas krampları ve bayılma gibi belirtiler de görülebilir.”dedi.

Güneş çarpması geçiren bir kişide hangi fiziksel değişiklikler gözlemleniyor?

Güneş çarpmasının, hafif belirtilerden ciddi semptomlara kadar geniş bir spektrumda kendini gösterdiğini ifade eden Doç. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak,“Hastalığın şiddeti, vücudun maruz kaldığı sıcaklık miktarına ve süresine bağlı olarak değişiyor. Hafif vakalarda genellikle bulantı, kusma, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi semptomlar görülüyor. Bu belirtiler, her zaman fizik muayene veya kan tahlilleriyle belirgin olmayabilir. Kişi, kendini yorgun ve halsiz hissedebilir, terleme devam eder ve cilt nemli kalabilir.”diye konuştu. 

Vücut sıcaklığının 40 derecenin üzerine çıkması acil müdahale gerektiriyor

Güneş çarpmasının daha ileri vakalarında belirtilerin daha ciddi hale geldiğini kaydedenDoç. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak,“Vücut sıcaklığı hızla 40 derecenin üzerine çıkar, bu durum acil müdahale gerektirir. Kişinin cildi genellikle kuru, sıcak ve kırmızı olur çünkü terleme mekanizması bozulur. Merkezi sinir sistemi etkilenir; bu da bilinç bulanıklığı, ajitasyon, koordinasyon kaybı, konuşma güçlüğü, kasılmalar ve bilinç kaybı gibi belirtilere yol açar. Ayrıca, hızlı ve zayıf nabız, hızlı solunum, düşük tansiyon gibi kardiyovasküler değişiklikler de gözlemlenebilir. Bu fiziksel değişiklikler, güneş çarpmasının şiddetini ve acil tıbbi müdahale gerektiğini gösterir.” diye anlattı.

Bebekler büyük risk altında

Güneş çarpması açısından en riskli gruplar arasında bebekler, yaşlılar ve bazı sağlık sorunları olan bireylerin bulunduğunu da dile getiren Doç. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak, şöyle devam etti:

“Özellikle ilk 6 ayındaki bebeklerde termoregülasyon yani vücut sıcaklığını dengeleme yeteneği tam gelişmediğinden bu grup büyük risk altındadır. Yaşlılar da vücutlarının sıvı dengesini koruma yetenekleri azaldığı için yüksek risk taşırlar.

Kalp hastalıkları nedeniyle ilaç kullanan kişiler de güneş çarpmasına karşı daha hassastır çünkü bu ilaçlar vücudun sıcaklık düzenleme kapasitesini etkileyebilir. Böbrek yetmezliği olan veya böbrek değerleri normalin üstünde olduğu için takip altında olan hastalar da sıvı kaybı nedeniyle böbrek fonksiyonlarında bozulma riski taşır ve bu durum diyaliz tedavisine ihtiyaç duyulmasına yol açabilir. Ayrıca, susama mekanizmasında bozukluk olan, Alzheimer gibi hastalıkları nedeniyle sıvı ihtiyacını karşılamakta zorlanan kişiler de güneş çarpması riski altındadır. Bu gruplar, sıcak havalarda ekstra dikkat ve özen gerektirir, zira yeterli sıvı alımı ve serin ortamlarda bulunma bu riskleri azaltmada hayati önem taşır.”

Güneş çarpmasından korunmak için ne tür önlemler alınabilir?

Güneş çarpmasından korunmak için öncelikle güneşin en yoğun olduğu saatlerde (genellikle 10:00-16:00 arası) doğrudan güneş ışığından kaçınmanın önemli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak, “Açık renkli, hafif ve bol giysiler giymek, şapka ve güneş gözlüğü kullanmak faydalıdır. Bol miktarda su içmek, düzenli olarak serinlemek ve alkolden kaçınmak gerekir. Fiziksel aktivite sırasında sık sık molalar verilmeli ve gölge alanlarda dinlenilmelidir. Ayrıca, güneş kremleri kullanarak cildi güneşin zararlı etkilerinden korumak da önemlidir.”diye bilgi verdi.

Güneşten kaçınmak yeterli değil!

“Güneş çarpması ve sıcak çarpması benzer mekanizmalara sahiptir, bu yüzden sadece güneşten kaçınmak yeterli değildir; ortam sıcaklığını da kontrol altında tutmak gereklidir.” diyen Doç. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak, “Bulunduğunuz ortamın sıcaklığı çok yüksekse, bu ortamı soğutmak için cam ve pencereleri açarak hava akışını sağlamak, vantilatörler ve klima kullanmak gibi önlemler alınmalıdır. Serin yerlerde dinlenmek ve vücut sıcaklığını kontrol altında tutmak hem güneş çarpmasından hem de sıcak çarpmasından korunmada etkili yöntemlerdir.”dedi.

Güneş çarpması durumunda ilk yardım olarak ne yapılmalı?

Doç. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak, güneş çarpmasının doğrudan bir tedavisinin olmadığına işaret ederek, şu bilgileri verdi:

“Güneş çarpması yaşandığında sadece hastaneye gidip bir ilaçla iyileşmek mümkün değil. Bu yüzden güneş çarpmasını önlemek ve ilk yardım adımlarını bilmek hayati önem taşıyor. Son günlerde acil servislere güneş çarpması nedeniyle başvuran hasta sayısında belirgin bir artış gözlemliyoruz. Ancak hastalarımız, başvuru esnasında genellikle şikayetlerinin besin zehirlenmesi gibi başka nedenlerden kaynaklandığını düşündüklerini söylüyorlar ve neredeyse hiçbir zaman güneş çarpması yaşadıklarının farkında değiller. Ülke olarak genel sağlık okuryazarlığımız iyi düzeyde olmasına rağmen, güneş çarpması konusunda yeterli bilgiye sahip değiliz. Bu da bu konuda yapılacak ilkyardım becerilerimizi negatif yönde etkiliyor. Bu bağlamda, güneş çarpması durumunda yapılacak ilk yardım adımları hayati önem taşıyor. 

Giysileri çıkarılarak vücut soğutulmalı!

Kişi hemen serin ve gölge bir alana alınmalı, giysileri çıkarılarak vücudu soğutulmalıdır. Bu amaçla soğuk su veya ile ıslatılmış havlular kullanılabilir, ayrıca soğuk su banyosu da etkili bir yöntemdir. Buz kullanımı ise dikkatli yapılmalı, bu konuda eğitimli sağlık personeli tarafından uygulanmalıdır. Eğer kişi bilinçli ve sıvı içebilecek durumdaysa, bol miktarda su verilmelidir. Bilinç bulanıklığı olan veya aktif olarak kusan hastalara ağızdan sıvı vermeye çalışılmamalıdır; bu durumda damar yolu ile serum tedavisi gerekebilir. Hafif vakalarda ise ağızdan alınan sıvılar ve soğuk su ile duş gibi yöntemler genellikle yeterlidir.”

Güneş çarpması ciddi ve hayatı tehdit edebilecek bir durum

Güneş çarpmasının ciddi ve hayatı tehdit edebilecek bir durum olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Ali Cankut Tatlıparmak, “Özellikle yaz aylarında, sıcak hava dalgalarının sıklaştığı dönemlerde bu konuda bilinçli olmak hayati önem taşıyor. Güneş çarpmasından korunmak için alınacak basit önlemler, ciddi sağlık sorunlarının önüne geçebiliyor. Özellikle risk gruplarındaki kişilerin korunması için ekstra dikkat gösterilmeli ve gerekli durumlarda tıbbi yardım alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki, erken müdahale hayat kurtarır.Güneş çarpması, sıcak çarpması gibi hastalıklar sadece ülkemizde değil, bütün dünyada son 10-20 yılda daha sık görülmeye başlandı.”diye sözlerini tamamladı.Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.48194


Canon vlog serisinin sevilen modelleriyle seyahat her zamankinden daha keyifli bir hale dönüşüyor!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Seyahat keyfini Canon vlog serisi ile yakalayın 

Sadece bir sırt çantasıyla yollara düşen bir maceraperest misiniz?Yoksa bavul dolusu hazırlıkla seyahat etmeyi seven bir gezgin mi? Seçiminiz ne olursa olsun Canon vlog serisinin sevilen modelleriyle seyahat her zamankinden daha keyifli bir hale dönüşüyor!

Anları ölümsüzleştirmek bizi bir araya getiren, hikayelerimizi zenginleştiren ve deneyimlerimizi ölümsüzleştiren bağlar yaratıyor. Fakat bazen seyahat sırasında gördüğümüz o eşsiz manzaraları yakalamanın heyecanını anlatırken kelimeler kifayetsiz kalabiliyor. Tam da bu noktada seyahat rotalarında yaşadığımız heyecanı yansıtmak için o anın kaydını aldığımız video içerikler devreye giriyor. Böylece keşfettiğimiz rotalar ve gizli kalmış cennetler hafızalarda kalmanın ötesinde görsel bir hazineye dönüşüyor. 

Seyahat ederken oldukça fazla yol kat edildiğinden olabildiğince az eşya ve ekipmanla rotamızı çizmek isteriz. Hem keşiflerde ekstra yük olmayacak hem de olağanüstü güzellikte fotoğraf ve videolar çekmek için Canon vlog serisi bu yolculuktaki en büyük eşlikçi oluyor. 

Seyahat fotoğrafçılığı ve videografisinde Canon; EOS R50, PowerShot V10 ve G7 X Mark III modelleriyle dünya üzerindeki zenginlikleri gözler önüne sererken Adını Duyur kampanyasıyla da (MakeYour Mark) içerik üreticilerini destekliyor. Kampanyanın seyahat kategorisindeki ünlü içerik üreticisi temsilcileri olan Sami Sert, Seren Aydın ve Ozan Aras Bingöl, Canon’un vlog serisi rehberliğine kendi benzersiz bakış açılarını ekliyor. 

Unutulmaz anların kompakt eşlikçisi

PowerShot V10, kompakt tasarımı ile seyahat çantanızda yer kaplamadan kolayca taşınabiliyor. 211g ağırlığı ve cep boyutu sayesinde seyahat ederken karşılaştığınız manzaraları ve anları farklı açılardan kaydetmek için ideal bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Bu özelliklerin yanı sıra her türlü macerada kullanımına uygun dahili standı ile ek bir tripod ihtiyacını dahi ortadan kaldırıyor. Böylece gezerken sadece çevrenizdeki harikalara odaklanabiliyorsunuz. 

İstanbul başta olmak üzere farklı ülkelerin kültürlerini, tarihlerini ve hikayelerini içeriklerine yansıtan Seren Aydın (@serennaydin) da gücünü PowerShot V10 ile bir araya getiriyor. “Benim için hayatta kaçırmak istemediğim her anımı kayda alabilmem çok önemli. Bu cep boyutundaki kameranın kompakt özelliği ve 4K görüntü kalitesi sunması bana bu ayrıcalığı sağlıyor” diyen Seren Aydın, takipçilerine ve kullanıcılara pratik ama bir o kadar da unutulmaz bir seyir deneyimi sözü veriyor. 

Sıradanı olağanüstüye dönüştüren güç

PowerShot G7X Mark III,sunduğu olağanüstü çözünürlüğüyle uzakları yakın hale getiriyor. Tıpkı oradaymış hissi yaratan 4K çekim kalitesi ve 20.1 megapiksellik sensörüyle seyahatlerin aranan takım arkadaşı oluyor. Ayrıca hızlı ve hassas otomatik odaklama özelliğiyle de netliğini kaybetmeden anlık güzellikleri yakalayabiliyor. 

Gittiği her yeri masalsılaştırma gücüne sahip olan Sami Sert (@samisrt), PowerShot G7X Mark IIIve kendine özgü çekim açılarıyla sıradan görünen yerler için bile merak duygusu uyandırıyor. “PowerShot G7X MarkIII'ün taşıma kolaylığı sağlayan kompakt tasarımı ve yüksek çözünürlüğü, benim gibi an’ı kaçırmak istemeyen içerik üreticileri için vazgeçilmez oluyor” diyen Sami Sert, her içeriğinde sizi bambaşka bir yolculuğa çıkarıyor. 

Seyahatlerin özünü yansıtın

EOS R50, doğanın güzelliğini, bitkileri ve adeta çevrenin kokusunu bir çektiğiniz enstantanelere sığdırıyor! Yakın çekimlerde sergilediği performans ile Dual Pixel CMOS Otomatik Odaklama II özelliğini birleştirerek seyahat esnasındaki hızlı hareketleri algılayıp net bir şekilde takip edebiliyor. Ayrıca 24,2 Megapiksel APS-C Boyutlu Sensörü ve ultra geniş açı özelliğiyle de tarihi eserleri, doğayı veya gökdelenleri kusursuz ve eksiksiz şekilde kolaylıkla kaydediyor. 

Gezdiği yerlere renkli kişiliğini de beraberinde götüren Ozan Aras Bingöl (@ozanaras), EOS R50’nin özellikleriyle eşsiz bakış açısını harmanlayarak ülkelerin renklerini konuşturuyor. “Muhteşem EOS R sistemi ile uyumlu, her ihtiyaca uygun RF lensler ile dilediğim lensi takıp video ve fotoğraflarda keskin görüntüler elde edebilmeyi çok seviyorum” diyen Ozan Aras Bingöl, her bir destinasyonun özünü ortaya koyuyor.
 


25 Haziran 2024 Salı

DÜNYA BARIŞ KUPASI EGEDE BAŞLADI BOSNA HERSEK’İN GÜZELLİKLERİNE UZANDI

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


DÜNYA BARIŞ KUPASI EGEDE BAŞLADI BOSNA HERSEK’İN GÜZELLİKLERİNE UZANDI  

2016 yılından beri geleneksel olarak Türkiye’de düzenlenen Dünya Barış Kupası Uluslararası Masterler Futbol Turnuvası’nın Bosna Hersek’te düzenlenen 2024 yılı ilk etabını Portekiz takımı birinci olarak tamamladı.  Türkiye’den dört, Bosna Hersek’ten iki ve Portekiz’den bir takımın katıldığı turnuvada 40 yaş üzeri master veteran futbolcular ileri yaşlarına rağmen güzel futbolları ve fair play adına verdikleri güzel örneklerle alkışlandılar. Turnuvanın yapıldığı bölge ise doğallığı ve güzelliği ile dünya turizm sektörüne ve seyahat severlere göz kırptı.

Bosna Hersek’in Zenica Doboj Kantonu’na bağlı Olovo Kenti’nde Aydınovici Sportski Rekreativni Center tesislerinde 19 Haziran 2024 tarihinde başlayan turnuva Master Bosna ve Portugal Compact Records takımları arasında oynanan final maçıyla tamamlandı. Lig maçlarını aratmayan heyecan ve iki takımın güzel futboluyla geçen finali Portekiz takımı 1-0 önde tamamlayarak şampiyonluğa ulaştı.

Zenica Doboj Kantonu Başbakanı Nezir Piviç, Ekonomi Bakanı Samir Sibonjiç, Olovo Belediye Başkanı Kemal Memagiç’in de katıldığı ve birer konuşma yaptığı törende sporun dostluk ve kardeşliğe ve uluslararası turizme yaptığı katkıya vurgu yapıldı. Bosna Hersek’in vr Aydınovici bölgesinin doğal güzellikleri, spor ve turizme yönelik tesisleri ile keşfedilmeyi ve dünya insanlarını beklediğine dikkat çekildi.

PORTEKİZ COMPACT RECORDS ŞAMPİYON

Başbakan Nezir Pivic ve protokol üyeleri tarafından katılımcı tüm takımlara plaket takdim edildi. Şampiyon takımın turnuvayı hiç gol yemeden tamamlayan kalecisi Ericson en iyi kaleci, 9 gol atan Bosna Hersek takımı Slatına Basigovci takımı oyuncusu Mihrat gol kralı ödüllerini aldılar. Üçüncü olan Slatini Basigovci, ikinciliği kazanan Master Bosna ve tüm oyuncularının hazır bulunduğu sahnede şampiyon Portugal Compact Records takımları kupasını tezahüratlar arasında aldı. Aileler ve sahada kıran kırana mücadele eden rakip takım oyuncuları şampiyonu dakikalarca ayakta alkışladılar.   



OKSİJEN DEPOSU DOĞA HARİKASI GÜZELLİKLER

Dünya Barış Kupası’nın Bosna Hersek ayağını organize eden Master Bosna Kulüp Başkanı ve Zenica-Doboj kantonu Ekonomi Bakanı Samir Šibonjić gelen tüm konuklara, yaşattıkları güzellikler ve arkadaşlıklar için teşekkür etti. Deniz seviyesinden 950 metre yükseklikte, dünyanın oksijeni en bol bölgelerinden birinde yer ala Ajdinovici spor ve rekreasyon merkezinin her şey dahil konseptiyle spora ve turizme hizmet veren, her kademedeki takımlara kamp ve antrenman olanakları sağlayan bir tesis olduğunu, büyük etkinliklere ev sahipliği yapmaya ve düzenlemeye hazır olduklarını söyledi. Samir Sibonjic; “Türkiye, Portekiz ve Bosna Hersek’ten katılımcılarla güzel bir turnuva gerçekleştirdik. Her yıl Türkiye’de yapılan Dünya Barış Kupası’nın bir ayağını bizde geleneksel olarak burada gerçekleştirmek istiyoruz. Ajdınovici hem bir oksijen deposu, hem de doğa harikası bir yer. Dinlenmek için ideal bir merkez.”

EGELİ TURİZMCİLERLE İŞBİRLİĞİ YAPACAĞIZ

“Spor uluslararası ilişkilerde çok önemli bir araç. Tanıtımımız ve dünyaya açılmamız için turizme ve sportif faaliyetlere büyük önem veriyoruz. Bosna’ya ulaşım Türkiye’den ve Avrupa’dan çok kolaydır. Her gün çok sayıda uçak Saraybosna Uluslararası Havalimanına iniyor.  Tur şirketlerimiz ve konaklama tesislerimiz havaalanından tesislere transferleri kolayca sağlıyorlar. Geçtiğimiz yıl İzmir’de Başbakanımız Nezir Piviç’in de katılımıyla Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) yetkilileri ile bir araya geldik. Karşılıklı olarak Türkiye’den ve Bosna’dan gençleri, aileleri ülkelerimize getirm e konusunda fikir birliğine vardık. Biz bu konuda özellikle İzmir ve Ege Bölgesini tercih ettiğimizi anlattık. Bunu inşallah beraber yapacağız. Bulunduğumuz bölge spor takımlarının kamp yapması, insanların 950 metre yüksekte bol oksijenli bir ortamda keyif yaparak dinlenmesi, yerel ve lezzetli yemeklerle tanışması, özellikle çocuklarıyla unutulmaz günler geçirmesi için çok ideal bir yerdir. Dünyanın her yerinden ama özellikle Türkiye’den gelecek kardeşlerimizi bu güzellikleri paylaşmak için Bosna Hersek’e bekliyoruz.” Dedi.

BOSNA HERSEK DOĞALCENNET

Dünya Barış Kupası Uluslararası Masterler Turnuvaları organizasyon Komitesi Başkanı Ahmet Gök ise çok güzel bir yurtdışı turnuvası gerçekleştirdiklerini, bu kardeşlik ortamını Türkiye ve Bosna’nın dışında ki ülkelere de taşımak istediklerini söyledi. Ahmet Gök; “Bosnalı kardeşlerimiz sekiz yıldır aralıksız olarak Türkiye’de yapılan turnuvamıza katıldılar. Dokuzuncu yılımızda önce biz onlara geldik. Bizi çok iyi ağırladılar. Dört gün boyunca aileleriyle birlikte hem sahada hem saha dışında etkinliğimizi güzelleştirdiler. Bosna Hersek’teki bu cenneti Türkiye’den dostların gelip görmesini istiyoruz. Tam bir oksijen deposu. Barındırılan hayvanlar için doğal yaşam parkı. Şimdi hazırlığımız Ekim Ay’ında Antalya’da ki buluşma için. Yaklaşık 20 ülkenin takımlarıyla yine birlikte olacağız.”dedi.

Geleneksel olarak her yıl Antalya’da düzenlenen Dünya Barış Kupası Uluslar arası Masterler Futbol Turnuvası’nın 9.ncusu bu yıl 15-20 Ekim 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Turnuvaya Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarından 20’si değişik ülkelerden 4’ü Türkiye’den toplam 24 takım katılacak.

Celestyal kapasitesini yüzde30 artırıyor, Arap Körfezi programı genişliyor!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Celestyal kapasitesini yüzde30 artırıyor, Arap Körfezi programı genişliyor!

Her 10 misafirden en az 8’i yeniden Celestyal gemileriyle cruise yolculuğuna çıkmayı tercih ediyor. Celestyal artan bu talep ve yüksek misafir memnuniyeti sonucu 2025 programlarında güncellemeye gitti. Çok beğenilen yeni Adriyatik programına 21 ek sefer kondu. Arap Körfezi programı ise 2 geminin bölgede konumlandırılmasıyla genişletiliyor. Bir Celestyal klasiği olan Yunan Adaları ve Atina turları ise devam edecek

Celestyal, 2024 sezonunda yakaladığı yüksek doluluk oranlarının ardından 2025 ve 2026 programlarında satış kapasitesini yüzde 30 artıracağını açıkladı. 25 Haziran tarihinden itibaren 2025, 2026 ve erken 2027 kabinlerini kampanyalarla satışa açan Celestyal iki gemisini de Arap Körfezi bölgesinde konumlandıracak şekilde programlarını yeniledi, Adriyatik turlarının sefer sayılarında da artışa gitti.

Cruise programları misafir memnuniyeti ve artan talep sonucu güncellendi. Buna göre 1.260 yolcu kapasiteli CelestyalDiscovery, 2025 yılı kış sezonundan itibaren Arap Körfezi seferlerini gerçekleştirmek üzere bölgedeki CelestyalJourney'e katılacak. Discovery, Kasım ayından Mart ayına kadar dönüşümlü olarak 3 ve 4 gecelik güzergahlar düzenleyecek:

- Abu Dabi'den kalkan ve Doha (Katar) ile Sir Bani Yas Adası'na (BAE) uğrayan 3 gecelik 'IconicArabia' seyahati. 

- Abu Dabi'den hareketle Fujairah (BAE), Muscat ve Khasab'a (her ikisi de Umman) uğrayan 4 gecelik 'IconicArabia' seyahati. 

- Bu iki güzergahıbirleşimiyle oluşan7 gecelik 'Körfez İkonları' seyahati.

CelestyalJourney ise üç yıllık bir program çerçevesinde bölgede konuşlanarak ‘DesertDays' güzergahı için Doha'dan hareket edecek. Gemi ilk seferinde Khasab, Dubai, Sir Bani Yas Adası, Abu Dabi ve Bahreyn'e uğrayacak. Bu güzergâhlarda popüler bir gece Dubai seçeneği de yer alıyor ve konuklar yolculuklarını Dubai'de başlatıp bitirebilecek.Güzergâh 9 Kasım 2024'te başlayacak ve bayram yolculukları ile Katar ve Abu Dabi Grand Prix kalkışları da dâhil olmak üzere özel seferler de sunulacak. 

Çok sevilen Adriyatik turuna 21 ek sefer

Celestyal 2025 yılı kış sezonu için planladığı Arap Körfezi programlarının dışında yaz sezonu için de temel Yunanistan ve Akdeniz yolculuklarını satışa çıkardı. 2024’te yoğun talep alan Adriyatik güzergahında seferler artırıldı. 2025’te Yunanistan, Hırvatistan (Split veya Dubrovnik), Karadağ (Kotor) ve İtalya'yı (Venedik (Marghera) veya Bari) kapsayan 8 ve 2026'da 13 ek HeavenlyAdriatic gemi seyahati programa kondu. CelestyalJourney, yıl boyunca Akdeniz ve Ege’de 7 gecelik iki güzergâhta olmak üzere yer almaya devam edecek:

- Atina'dan hareketle Dubrovnik'te geç bir konaklama ve Kefalonya, Kotor, Bari ve Korfu'nun yanı sıra Katakolo'ya tam gün uğrama imkanı sunan 'HeavenlyAdriatic' turu.

- 'HeavenlyAdriatic (Venedik, Marghera ile)' turu, Atina'dan hareket ederek Kotor, Split, Venedik (Marghera) ve Katakolo'ya tam gün uğrayacak.

- 2025 ve 2026 yıllarında Atina'dan hareketle Kuşadası (Efes), Rodos, Girit, Santorini ve Milos'ta tam gün ve Mikonos'ta tam gün ve geç konaklama imkanı sunan 'IdyllicAegean' turu.

- 'IdyllicAegean' seferleri belirli tarihlerde 'HeavenlyAdriatic' seferleri ile birleştirilerek 14 gecelik seferler de oluşturulabilir.


CelestyalDiscovery ayrıca yaz sezonu boyunca daha kısa rotalar sunmaya devam edecek:

- Atina'dan kalkan ve Mikonos, Kuşadası (Efes), Patmos, Girit ve Santorini'ye uğrayan 3 gecelik 'IconicAegean' turu. 

- Atina'dan kalkan ve Mikonos, Kuşadası (Efes), Patmos, Rodos, Girit ve Santorini'ye uğrayan 4 gecelik 'IconicAegean' turu.

Celestyal'in Ticari İşler Müdürü Lee Haslett tur kapasitesinin artırılmasına ilişkin şunları söyledi: "Misafirlerimizin yüzde 86'sı Celestyal'e tekrar gelmek istediklerini söylüyor, dolayısıyla bu talep ve memnuniyet karşısında programlarımızı genişletme taahhüdümüzü yerine getiriyoruz. Celestyal olarak Yunan Adaları ve Akdeniz'in kruvaziyer uzmanı olarak tanınıyoruz buna ek olarak misafirlerimiz ve güvenilir ortaklarımızdan gelen büyük destek sayesinde artık Arap Körfezi'nin de kruvaziyer uzmanı olma konusunda ilerlediğimizi ve kendimize güvendiğimizi söylemeliyim. Kruvaziyer ağımızda iki tür gemi seyahati sunuyoruz. Destinasyon yoğun 3 ve 4 gecelik güzergahlarımız, karada konaklamayla birleştirmek ve bir plaj veya tur tatiline ek olarak kullanmak için mükemmeldir; 7 gecelik klasik gemi seyahatlerimiz ise başlı başına bir tatil olarak idealdir. Ödüllü cruise hizmetimiz, yenilenmiş iki gemimiz, sürükleyici kara turlarımız, kaliteli, çeşitli yiyecek ve içecek sunumumuz ve rakipsiz misafir memnuniyetimizin yanı sıra sürekli gelişme ve daha fazlasını sunma tutkumuz var. Celestyal'in sunduğu her şeyi daha geniş bir kitleye sergilemek için gerçekten sabırsızlanıyoruz."


Dikkat! e-Fatura’ya zorunlu geçiş yapacak mükellefler için son 4gün


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Dikkat! e-Fatura’ya zorunlu geçiş yapacak mükellefler için son 4gün 

e-Fatura’ya zorunlu geçiş yapacak mükellefler için son 4 gün kaldı. e-Fatura uygulamasının kapsamı 1 Temmuz 2024 tarihinde, yeni mükelleflerin zorunlu geçişleri ile genişliyor. 

Brüt satış hasılatı 2023 yılında 3 milyon TL ve üzeri olan mükellefler ile geçen yıl 500 bin TL ve üzeri satış hasılatı yapan gayrimenkul, motorlu taşıt, internet reklamcılığı ve e-ticaret gibi iş kollarında faaliyet gösteren mükellef grupları, e-Fatura ve e-Arşiv Fatura’ya zorunlu olarak geçişlerini yapıyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından her yıl kademeli olarak şirketlerin e-Fatura uygulamasına geçişleri sağlanıyor. e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-İrsaliye, e-Defter’in aralarında bulunduğu e-Belge uygulamalarında, işletmeler dijitalleşmenin zirvesine çıkıyor. 

Son 10 yıldır iş dünyasının gündeminde olan e-Fatura uygulaması kapsamında 1 milyon 100 bini geçen işletmenin fatura işlemlerini dijitale taşıdığını kaydeden Uyumsoft Kurumsal İş Sistemleri A.Ş. Bulut Hizmetleri Genel Müdürü Arif Erhun Öçal, 1 Temmuz itibariyle 200 bine yakın yeni mükellefin daha zorunlu geçişlerini yapmış olacağını  ve e-Fatura kullanan işletme sayısının 1.3 milyonu bulacağını belirtti.

Ülkemizdeki her 3 işletmeden 1’nin bu yılın Temmuz ayı itibariyle e-Fatura kullanıcısı olacağını ifade eden Uyumsoft Kurumsal Bulut Hizmetleri Genel Müdürü Arif ErhunÖçal, zorunlu geçişlerin yanı sıra geçiş yapanların yarısından fazlasının gönüllü geçtiğini de söyleyerek, Anadolu’dan yoğun geçişlerin sürece hız kazandırdığını anlattı. 

Her yıl İstanbul’un Beşiktaş ilçesi büyüklüğündeki orman alanı kesilmekten kurtuluyor

e-Fatura uygulamalarının en büyük artısı, ormanlarımıza ve doğamıza oluyor. e-Fatura, e-Arşiv fatura dahil e-Belge uygulamalarının zaman, verimlilik ve hız sağlamasının yanı sıra ağaçların kesilmesinin önüne geçtiğine işaret eden Arif ErhunÖçal,her yıl İstanbul’un Beşiktaş ilçesi büyüklüğünde bir orman alanının, ülkemizin ağaç servetinin kesilmekten kurtulduğunu söyledi. 

Uyumsoft, mükelleflerin e-Fatura’ya geçişlerini 3 dakikaya indirdi 

Türkiye’nin inovasyon lideri Uyumsoft, bu yılın sonunda e-Fatura, e-Arşiv Fatura dahil e-Belge uygulamalarında 200 bini aşkın yerli ve global firmaya hizmet vererek, dijital dönüşümdeki öncü rolüne devam ediyor.  

Mükelleflerin e-fatura’ya ilk geçiş süresini 3 dakikaya indiren “Uyumsoft e-Fatura Portalı” altyapısını kurduklarını açıklayan Arif Erhun Öçal, işletmelerin e-Fatura’ya ilk geçişlerindeki hizmeti en kısa sürede sunan ilk ve tek e-Fatura özel entegratörü olduklarını belirtti. Uyumsoft’un e-Fatura, e-Arşiv fatura dahil e-belge çözümleriyle sınırlı kalmayıp, dijital dönüşümün diğer alanlarında inovatif yazılım çözümlerini sunarak yerli ve global şirketlere değer katmaya devam ettiğine işaret eden Arif Erhun Öçal, ülkemizde elde ettikleri başarılı çalışmaları bulunduğumuz coğrafyadaki ülkeler başta olmak üzere globale taşımayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. 


Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center, açılışının 10’uncu yılını kutluyor.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



HİLTON İSTANBUL BOMONTİ HOTEL & CONFERENCE CENTER TAM 10 YILDIR ŞEHRİN EN SEÇKİN ADRESİ

Konuklarını, dünyaca ünlü, güvenilir ve içten Hilton misafirperverliğiyle ağırlayan Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center 10’uncu yaşını kutluyor.

Misafirlerini dünyaca bilinen Hilton hizmet kalitesi ve geleneksel Türk konukseverliğiyle karşılayan Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center, açılışının 10’uncu yılını kutluyor. Hilton'un Avrupa'daki en büyük otellerinden biri olan, toplantı ve etkinliklere ev sahipliği yapma konusunda uzmanlaşan, İstanbul turizm kapasitesini yeni bir boyuta taşıyan ve bulunduğu bölgeyi geliştiren Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center, Bomonti’nin İstanbul’un en hızlı gelişim gösteren bölgelerinden biri haline gelmesine katkı sağladı. Son 10 yıl içerisinde 200’ü aşkın ülkeden konuk ağırlayan otel, dünyanın dört bir yanından hem iş hem de tatil amaçlı seyahat edenlerin gözdesi oldu. 

Konuklarına eşsiz bir konaklama deneyimi sunan Hilton İstanbul Bomonti, İstanbul kongre turizmine katkı sağlayan 12 bin metrekarelik etkinlik alanı ve 829 oda kapasitesi ile kapılarını açtığı günden bugüne yüzlerce etkinliğe ve konferansa ev sahipliği yapıyor. 



Türkiye ve İstanbul turizmine katkı sunuyor

Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center, son 10 yıldır misafirleri için hayat dolu bir seçenek olarak hem İstanbullular hem de dünyanın dört bir yanından gelen turistler için uğrak noktası olma özelliğiyle eşsiz bir konaklama deneyimi sunuyor. Büyük konferanslar ve etkinlikler için benzersiz etkinlik alanları, aynı anda binlerce konuğu ağırlama kapasitesi, yerel ve dünya mutfaklarını içeren yenilikçi yiyecek ve içecek seçeneklerinin yanı sıra Hilton'un Türkiye'deki otelleri arasında alanının ilk örneği olan eforea Spa ile Hilton İstanbul Bomonti, konukları için her zevke hitap eden hizmetler sunuyor. 

Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center Genel Müdürü Rainer Gieringer, “Misafirlerimizi Hilton hizmet kalitesi ve geleneksel Türk konukseverliğiyle 10 yıldır buluşturmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Modern tasarımımız, konforlu atmosferimiz ve konum avantajımız, hem bölgesel hem de global misafirlerimize uluslararası standartlarda hizmet sunmamızı sağlıyor. Hilton Istanbul Bomonti olarak gelecek nice 10 yıllarda da Türkiye ve İstanbul turizm endüstrisine katkıda bulunmayı sürdüreceğiz” dedi.

10 yıla sığan bir başarı öyküsü 

Hilton İstanbul Bomonti, markalaşmış Hilton memnuniyetini ve seçkin hizmetlerini milyonlarca misafiriyle buluşturmanın yanı sıra geçtiğimiz 10 yıla, çok sayıda önemli uluslararası konferans ve etkinlik sığdırdı. Dünya Ekonomik Forumu, Uluslararası Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneği Kongresi, Dünya Posta Birliği Kongresi ve GEG 2022 Istanbul, YPO Küresel Liderlik Konferansı 2024 gibi sayısız uluslararası kongre ve zirveye ev sahipliği yaptı. Kapılarını açtığı günden bu yana konaklama sektöründe pek çok prestijli ödülün de sahibi olan Hilton İstanbul Bomonti, konforlu ve benzersiz hizmet kalitesini bir araya getiren anlayışıyla sektördeki öncü konumunu pekiştirdi.

Sosyal ve çevresel sorumluluk bilinciyle toplumsal farkındalığa hizmet

Hilton İstanbul Bomonti, sosyal sorumluluk projeleri ile de 10 yıl boyunca toplumun pek çok paydaşı için destek çalışmalarını ön planda tuttu. Contemporary İstanbul‘18 kapsamındaki gıda israfı, çevre kirliliği ve iklim krizi gibi çevresel sorunlarla mücadele ederek ekosistemi korumayı ve yaşatmayı amaçlayan “Farkındalığa Çağrı” ve Down sendromlu bireylerin hayata etkin katılımı için oluşturulan sosyal sorumluluk projesi kapsamında Türkiye Down Sendromu Derneği ile yıllardır yürüttüğü işbirliğinin bir parçası olan TDSD Dans +1 by Hilton İstanbul Bomonti,  toplumsal farkındalık geliştirme hedefiyle hayata geçirdiği projeler arasında yer alıyor. 


24 Haziran 2024 Pazartesi

Teknosa’ya müşteri deneyiminde 5 ödül birden


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Teknosa’ya müşteri deneyiminde 5 ödül birden

Türkiye teknoloji perakendeciliğinin ve e-ticaretin öncü markası Teknosa, Türkiye Müşteri Deneyimi Ödülleri’nde / Turkey CX Awards’24 dördü altın olmak üzere 5 ödül birden kazandı.


Sabancı Holding iştiraklerinden Teknosa, benzersiz müşteri deneyimi için tüm kanallarında hayata geçirdiği yeniliklerini prestijli ödüllerle taçlandırmaya devam ediyor. Teknosa, şirketlerin deneyim odaklı çalışmalarını bağımsız bir jüriyle değerlendiren Awards International’ın düzenlediği Türkiye Müşteri Deneyimi Ödülleri’nden 5 ödülle döndü. Teknosa, “En iyi iletişim / çağrı merkezi”, “Müşteri deneyiminde en iyi inovasyon”, “Yılın müşteri deneyimi ekibi” ve 5 bine kadar çalışanı olan şirketler arasında “Teknolojinin en iyi kullanımı” kategorilerinde altın, binin üzerinde çalışanı olan şirketler arasında “İş değişimi ve dönüşümü” kategorisinde ise gümüş ödülün sahibi oldu.


Şirket adına ödülleri Teknosa Dijital Ticaret ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Emre Kurtoğlu ve müşteri deneyimi, müşteri hizmetleri, e-ticaret ve CRM ekipleri aldı.


FourPointsby Sheraton İzmir Otel Müdürü Tolga Kahraman oldu


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



FourPointsby Sheraton İzmir Otel Müdürü Tolga Kahraman oldu 

FourPointsby Sheraton İzmir’e yeni atama! Deneyimli yönetici Tolga Kahraman, sektördeki en güçlü portföyü sunan 30 markası ve 131 ülkede yer alan 7 bini aşkın tesisiyle hizmet veren Marriott otellerinden FourPointsby Sheraton İzmir’inOtel Müdürlüğü görevini üstlendi. 

Bir iş seyahatinde ihtiyaç duyulan her türlü beklentiye yanıt verecek şekilde tasarlanmış, kusursuz bir iş oteli olan FourPointsby Sheraton İzmir’e yeni otel müdürü atandı. Lüks otel yönetiminde 20 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Veli Tolga Kahraman, FourPointsby Sheraton İzmir Otel Müdürü oldu. Kahraman, değişimi teşvik etme, kaynakları optimize etme ve iş geliştirmeyi sürdürme konularında yetkin bir yönetici olmasının yanı sıra akıllı bina teknolojisinde uzman, çalışan eğitimi ve gelişiminde uzman bir isim.

Deneyimli bir yöneticiyi daha bünyelerine katmaktan mutluluk duyduklarını belirten Er Yatırım Genel Müdürü ve Marriott EMEA Danışma Kurulu Üyesi Ferzan Çelikkanat, “Markalı şehir içi otel yatırımcısı olma ve uluslararası fon değerine sahip bir gayrimenkul portföyü yaratma hedefiyle hareket ediyoruz. 300 milyon dolarlık bir yatırımla 10 yılda 20 otel yapmayı hedefledik. Bu hedefimize ulaşırken uzman, deneyimli isimlerle çalışmak başarı basamaklarını emin ve hızlı adımlarla tırmanmamızı sağlıyor” diye konuştu.

Amerika’da ve Türkiye’de iş deneyimi

Lise yıllarında turizme başlayan ve Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Gastronomi ve Mutfak Sanatları alanında eğitim alan Kahraman, 2008 yılında Balıkesir Üniversitesi Otel Yönetimi Programı’nı tamamladı. Havalimanı, Resort ve Business otellerinde ön büro, kat hizmetleri, yiyecek ve içecek, gelir, satış, pazarlama ve sürdürülebilir iş çözümlerini kapsayan çeşitli operasyonları yönlendirmede önemli başarılar göstermiş olan Kahraman, Türkiye, ABD, Bahreyn ve Hırvatistan ülkelerinde Yotel, Accor, IHG ve Wyndham uluslararası zincir otellerinde çalıştı. Veli Tolga Kahraman, artık bu deneyimlerini, sektördeki en güçlü portföyü sunan 30 markası ve 131 ülkede yer alan 7 bini aşkın tesisiyle hizmet veren Marriott otellerinden FourPointsby Sheraton İzmir’e aktaracak.


“Teke Tek Bilim” tarihin sıfır noktasında “Göbeklitepe Özel” bölümüyle sezon finali yaptı

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Siemens Ev Aletleri’nin yayın sponsorluğunu üstlendiği “Teke Tek Bilim” tarihin sıfır noktasında “Göbeklitepe Özel” bölümüyle sezon finali yaptı

Daha iyi bir geleceğin merak ve yenilikçi teknolojilerle mümkün olduğuna inanan Siemens Ev Aletleri’nin yayın sponsorluğunu üstlendiği “Teke Tek Bilim” Göbeklitepe özel bölümüyle sezon finali yaptı. Göbeklitepe Siemens mağazasında gerçekleştirilen çekimlerde Göbeklitepe ve medeniyet üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirildi. 

SiemensTam Otomatik Kahve Makineleri,“Geleceği Merak Edenlere” mottosuyla Fatih Altaylı ile Teke Tek Bilim’in iki sezondur yayın sponsorluğunu üstlenmeye devam ediyor. Siemens Ev Aletleri, Teke Tek Bilim ile bilim insanlarını, profesörleri ve alanında çok sevilen başarılı isimleri seyircilerle buluştururken bir yandan da biletli gösterilerden elde edilen gelirle doktora öğrencilerine burs sağlayarak bilime doğrudan katkıda bulunuyor.

“Teknoloji ve bilime katkılarımızı sürdürmeye devam edeceğiz”

Bu özel programa ev sahipliği yapmaktan dolayı gurur duyduklarını belirten BSH Türkiye Marka Pazarlama Direktörü Burak Destici, “Sponsorluğunu üstlendiğimiz ve bilime çok büyük katkısı olan Fatih Altaylı ile Teke Tek Bilim programının tarihin sıfır noktası Göbeklitepe’deki bu çok özel sohbetine ev sahipliği yapmanın gururunu taşıyoruz. Siemens olarak teknoloji ve bilime katkılarımızısürdürmeye, Geleceği Merak Edenler için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

“Mağazamız tarihin önemli konularının konuşulduğu bir stüdyoya dönüştü”

Siemens Satış Direktörü Ali Evren Dinç, “Teke Tek Bilim Göbeklitepe özel bölümünün çekimlerinin bölgenin en büyük Siemens mağazası olan 600 m2’lik Göbeklitepe Siemens mağazamızda gerçekleştirdik. Çekim öncesinde Fatih Altaylı ve çok değerli profesörlerimizi Siemens’in son teknoloji ürünleri ile tanıştırdık. Sonrasında ise birbirinden yeni ev aletleri ürünlerimizin olduğu mağazamız tarihin çok önemli konularının konuşulduğu bir stüdyo ortamına dönüştü” dedi.

“Göbeklitepe ve medeniyet üzerine keyifli bir sohbete ev sahipliği yaptık”  

Siemens Ev Aletleri Marka Direktörü Zeynep Cebeci, “Teke Tek Bilim ikinci dönem yayınlarının son bölümünü çok özel bir program ile kapatmak istedik” diyerek şunları söyledi:

“Bu bölümü, tarihin sıfır noktası olarak bilinen Göbeklitepe’de yapma kararı aldık.İlk sezon bölümümüzde olduğu gibi yine çok değerli profesörlerimiz ile Göbeklitepe ve medeniyet üzerine çok keyifli bir sohbet programına ev sahipliği yaptık. Felsefe alanının en önde gelen ismi Prof. Dr. Ahmet Arslan ve tarih alanında genç yaşta çok sevilmiş tarihçi, yazar ve akademisyen Prof. Dr. Emrah Sefa Gürkan ile yapılan programda, öncelikle Göbeklitepe gezisi ve müze ziyareti gerçekleştirdik. Değerli profesörlerimiz ile yapılan gezi sırasında Göbeklitepe ve tarihini anlatarak yapılan çekim sonrasında sohbet programını çekmek üzere Göbeklitepe Siemens mağazamızda ev sahipliği yaptık.”


23 Haziran 2024 Pazar

Labada ve Pamukkale Üniversitesi’nden Türk Gastronomisini İleriye Taşıyacak İş Birliği


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Labada ve Pamukkale Üniversitesi’nden Türk Gastronomisini İleriye Taşıyacak İş Birliği

Denizli’de brasserie, catering, patisserie gibi hizmetleriyle misafirlerine bütüncül bir lezzet deneyimi sunan Labada, ülkemizin önemli üniversitelerinden Pamukkale Üniversitesi Turizm Fakültesi ile oluşturduğu iş birliği kapsamında Labada Gurme Uygulama Mutfağı’nı hayata geçirdi. Türk gastronomisini ileri taşıyacak şef adaylarının yetişmesine katkı sağlayacak Labada Gurme Uygulama Mutfağı, en son teknolojiye sahip modern donanımı ve geniş alanıyla dikkat çekiyor. 

Hikayesine BND Group çatısı altında Denizli’de başlayan Labada, Denizli’nin simge restoranı olarak bölgenin gastronomi birikimine ve kültürel zenginliğine sahip çıkıyor. Brasserie konseptinin yanında yenilikçi ve özgün anlayışa sahip patisserie ve catering hizmetleriyle de bölgedeki misafirlerine hizmet veren Labada, Türk mutfağı ve gastronomisinin gelişimine katkı sağlamak amacıyla ülkemizin köklü üniversitelerinden Pamukkale Üniversitesi ile bir iş birliğine imza attı. Turizm Fakültesi’ne bağlı olan Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nde bir uygulama mutfağını hayata geçiren Labada, şef adaylarının ihtiyacı olan tüm ekipmanları ve donanımı içeren mutfakla bütüncül gastronomi yaklaşımını geleceğe
taşıyor. 

Öğrencilere pratik becerilerini geliştirme ve çeşitli mutfak kültürlerini keşfetme fırsatı sunan Labada Gurme Uygulama Mutfağı hakkındaki detaylar ise şöyle; 110 metrekarelik geniş alana sahip öğrencilere rahat bir çalışma ortamı sağlayan mutfağın temizlik ve düzen açısından önemli olan bulaşıkhanesi ise 10 metrekarelik bir alana yayılmış durumda. Mutfağın pastane bölümünde, tatlı ve pastane ürünleri üzerinde çalışmak isteyen öğrenciler için 12 metrekarelik özel bir alan da bulunuyor. Bu bölüm, öğrencilerin yaratıcılıklarını sergilemelerine ve pratik becerilerini geliştirmelerine olanak tanıyor. Mutfak ayrıca dışarıya çıkan arka kapı ve bina içinden girişe olanak sağlayan ön kapı gibi pratik erişim noktalarına sahip. Bu özellikler de öğrencilerin güvenli ve kolay bir şekilde mutfak alanına erişmelerini sağlıyor.

Labada Gurme Uygulama Mutfağı’nda öğrencilerin alacağı dersler arasında; Temel Mutfak Uygulamaları, Türk Mutfağı ve Dünya Mutfakları gibi çeşitli dersler bulunuyor. Türk Mutfağı dersleri, öğrencilere geleneksel Türk yemeklerinin hazırlanması, sunumu ve servisi konusunda kapsamlı bir eğitimi içerirken, Dünya Mutfağı dersleri ise öğrencilere farklı kültürlerin yemek pişirme tekniklerini ve lezzetlerini keşfetme fırsatı veriyor. İtalyan, Fransız, Çin, Hint ve Japon mutfakları gibi çeşitli kültürlerin yemekleri üzerinde yoğunlaşan bu derslerde öğrenciler, uluslararası mutfaklarda uzmanlaşma fırsatı yakalıyor. Toplamda 1440 öğrenci, Labada Gurme Uygulama Mutfağı’nda Türk ve dünya mutfakları konusundaki pratik becerilerini, ileri donanım ve son teknoloji ile donatılmış bir alanda geliştirme fırsatı bulacak. Türk mutfağının geleceğini temsil eden şef adayları, tıpkı Labada gibi köklerinden aldıkları kültürel mirası ileri taşıyacak bir vizyonla Türk gastronomisini ileri taşıyacak elçiler olacak. 


MaxxRoyal Bodrum Resort’da Açılan Dünyaca Ünlü The MAINE Bodrum’un Açılış Partisi Yaza Damgasını Vurdu!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



MaxxRoyal Bodrum Resort’da Açılan Dünyaca Ünlü The MAINE Bodrum’un Açılış Partisi Yaza Damgasını Vurdu!

Londra, Dubai ve Ibiza’nın canlı eğlence konsepti ile tanınan dünyaca ünlü restoranı TheMAINE, Türkiye’de ilk kez MaxxRoyal Girişimi ile açtığı The MAINE Bodrum’un açılışını, dünya jet-setinden birçok celebrity’in katıldığı parti ile kutladı.

MaxxRoyal öncülüğünde Bodrum’a kazandırılan bir başka dünya markası The MAINE Bodrum oldu.Dünyanın en güçlü ve bağımsız gastronomi yatırımcıları arasında yer alan The MAINE Bodrum, Türkiye’ye ilk kez MaxxRoyal Bodrum’dan giriş yaptı.

'Cesur yaratıcılığı', 'keskin sezgisi' ve girişimci ruhuyla ün kazanan Lübnan asıllı Kanadalı gastronomi yatırımcısı ve işletmecisi JoeyGhazal tarafından Dubai’de ilk New EnglandSeasideBrasserie’si olarak kurulan The MAINE, dünyada şu anda iki kıtada en popüler ve eğlenceli restoran ve bar konsepti ile tanınan sıra dışı, zamansız ve sürükleyici deneyimler yaratan dünyaca ünlü uluslararası bir lüks restoran grubu markası. 

The MAINE Bodrum şimdi de Türkiye’de ilk kez MaxxRoyal Bodrum Resort’da özel bir kutlama partisi ile kapılarını açtı.  The MAINE Man Guy, olarak da tanınan JoeyGhazal’ın ev sahibi olduğu ve dünya jet-setinden birçok celebrity’in katıldığı partiye ünlü akınına uğradı. Markanın global network'ündeki yabancı misafirler özel olarak The MAINE Bodrum partisine katılmak üzere Bodrum’a geldiler. 

Dünyaca ünlü model Natalia Vodianova başta olmak üzere dünya çapında ünlü oyuncu, yönetmen, tasarımcı, model ve jet-setinden Nadine Kanso, Elen Capri F, DimaAyad, Manuel Arnaut, Mariam Yehia, Souraya Chalhaoub, TheGstaadGuy ve Eliza Spenper- Amelia Spencer gibi Avrupa kraliyet ailesi mensuplarının yanı sıra Suzan Sabancı, Burcu Esmersoy, Başak Dizer Tatlıtuğ, Begüm Kıroğlu, Emir Bahadır ve Sinan Temogibi iş, sanat, moda dünyasından seçkin isimlerin de ilgi gösterdiği parti son dönemlerin en çok ilgi çeken etkinliği oldu.

Neredeyse tamamen mum ışıklarının eşlik ettiği muhteşem bir canlı müzik, eğlence ve gün batımı keyfinin sunulduğu deniz kenarında enfes bir manzaraya sahip bir tepenin üzerinde konumlanan The MAINE Bodrum’un partisinde The MAINE dünyasının en iddialı lezzetleri yer alırken özel olarak yurtdışından gelen band performans gösterdi.

MaxxRoyal girişimi ile MaxxRoyal Bodrum’da konumlanan ilk The MAINE Bodrum…

Adını ABD’nin istakozlarıyla meşhur Maine eyaletinden alan TheMAINE, Dubai’nin ardından Londra’da açıldı. Son olarak Ibiza’da açtığı dünya jet-setinin de büyük ilgi gösterdiği canlı eğlenceli restoranı ile dünya çapında tanındı.

Dubai, Londra ve Ibiza başarılarının ardından grubun altıncı girişimi olanThe MAINE Bodrum, tüm markalarıyla eş aynı imza deneyimini, klasik ızgaralar, enfes kokteyller ve canlı eğlencenin birleşimini vaat ediyor. Menüde kabuklu deniz hayvanlarından salyangozlara, taze balıktan kırmızı et çeşitlerine kadar birçok seçkin paylaşımlık lezzetler, makarnalar, vejetaryen ve vegan yemekler yer alıyor.Deniz Levreği Ceviche, Domates Carpaccio, Kömürde Kızartılmış Enginar, Kaburga, Istakoz Taglioni gibi ikonik MAINE lezzetleri de The MAINE Bodrum menüsünde sunuluyor. 

JoeyGhazaltüm mekanları kendisi tasarlıyor ve marka yaratma, en iyi menü geliştirme, işe alım ve eğitimin tüm yönleriyle yakından ilgileniyor. MaxxRoyal Bodrum’da konumlanan ilk The MAINE Bodrum’un da tüm dekorasyonunu ve menüsünü JoeyGhazal tasarladı.

JoeyGhazal’ın restoran işine olan aşkı 18 yaşında başladı ve 20 yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Kanada'nın en iyirestoran geliştirme şirketlerinden birinde komiden garsona, yöneticiden konsept geliştirme ve pazarlama sorumlusuna kadar yükselerek kariyerine başladı. JoeyGhazal, iki kıtada birçok restoran ve bar konsepti geliştirdi. Ghazal, çocukluğunda Maine'de tatil yaparak geçirdiği yazlara ve eyaletin ölümsüz cazibesine duyduğu sevgiye bir saygı duruşu olarak TheMAINE'i kurdu.Multidisipliner ve işbirlikçi yaklaşımı, her zaman bir etkinlik ve kutlama duygusuyla yankılanan zamansız ve sürükleyici deneyimler yaratmasına yardımcı oldu.TheMAINE'in menüsü, kalabalık arkadaş ve dost gruplarını memnun eden Brasserie klasikleriyle dolu olup, sofistike, global görüşlü, farklı deneyim arayanlara hitap ediyor. 

Seri restoran geliştiricisi ve her yönüyle lezzet yaratıcısı olarak da tanına JoeyGhazal, Esquire tarafından düzenli olarak 'Orta Doğu'nun En İyi Giyinen Erkekleri' arasında yer alıyor ve RemyMartin, French Cognac, Bloomingdale's, SuitSupply ve BurjKhalifa gibi birçok uluslararası markanın da yüzü oldu. Özellikle Orta Doğu'daki girişimcilerin vokal savunucusu olan Joey, Otelcilik Liderliği Forumu, Küresel Restoran Yatırım Forumu ve Caterer Ağırlama Konferansı gibi Otelcilik Konferanslarına düzenli olarak konuşmaya davet ediliyor.


21 Haziran 2024 Cuma

Konaklama Oscar'ını Emel Elik Bezaroğlu aldı


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Emel Elik Bezaroğlu konaklama Oscar’ını aldı

Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği'nin (YAPDER) bu yıl 15’incisi düzenlenen ve alanında Oscar Ödülleri olarak bilinen “Kent ve Yaşam Ödülleri”nde Elite World Hotels & Resorts Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu konaklama dalında başarı ödülünün sahibi oldu.

Doğru iş yapmış; iş dünyası temsilcileri, sivil toplum liderleri, yerel yönetimler, sanatçılar ve akademisyenlerin ödüllendirildiği çalışmada, Elite World Hotels & Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu, konaklama dalında başarı ödülüne layık görüldü. Bu yıl "Daha Yaşanabilir Kentler ve Mutlu İnsanlar" sloganıyla düzenlenen törende Elik Bezaroğlu, şehrin yaşam kalitesini artırmaya yönelik başarılı çalışmalarından dolayı ödülün sahibi oldu. Ödülü aralarında sivil toplum önderleri, sektör temsilcileri ve bilim insanları ve gazetecilerin yer aldığı 70 önemli isimden oluşan juri belirliyor.

Emel Elik Bezaroğlu, YAPDER Başkanı gazeteci Celal Toprak’ın elinde ödülünü alırken Jüri kendi alanında Oscar olarak bilinen ödülün gerekçesinde şu tespiti yaptı:

“Konaklama zincirlerinin öncüsü oldunuz. 50 yıla yaklaşan konaklama sektöründeki deneyiminizi yatırımcılarla paylaşma stratejisi istikametinde çalışmalarınızı sürdürdünüz ve yatırımcılara yeni fırsatlar sundunuz. Elite World Hotels & Resorts olarak Yeni stratejiniz doğrultusunda, franchise yönetim modeli ile ilkini Samsun’da, ikincisini ise Van’da hizmete sundunuz. Turizmi Anadolu’ya açtınız ve bu çalışmalarınız jürinin dikkatini çekti. Jüri size “Konaklamada Başarı” ödülüne layık gördü. Başarılarınızın devamını dileriz.”


19 Haziran 2024 Çarşamba

Türkiye’den Efes Deneyim MüzesiMondo-Dr Awards’tan birincilik ödülü ile döndü.

 




Efes Deneyim Müzesi adını dünyaya duyurdu

Türkiye’den Efes Deneyim Müzesi, dünya çapında sergi ve ağırlama sektöründeki prestijli projeleri onurlandırmak amacıyla düzenlenen Mondo-Dr Awards’tan birincilik ödülü ile döndü. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı, DEM Müzecilik tarafından geliştirilen ve işletilen Efes Deneyim Müzesi “En İyi Müze” alanında rakiplerini geride bırakarak dünyaya adını duyurdu.

İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan ve Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan Efes Antik Kenti içindeki Efes Deneyim Müzesi, teknoloji, tasarım ve sergi alanında dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olan Mondo-Dr Awards’ta kendi alanında en iyiler arasına girerek adını dünyaya duyurdu. 1984 yılından bu yana kesintisiz olarak yayınlanan İngiltere merkezli Modriale Publishing Dergisi’nin yedincisini düzenlediği Mondo-Dr Awards, bu yıl 12 Haziran’da Las Vegas’ta yapıldı. Sergi ve ağırlama sektöründeki en iyi projeleri ve başarıları tanımak amacıyla organize edilen ödül töreninde, özellikle mekanların tasarımı, ziyaretçi deneyimi ve teknik donanımlar üzerine odaklanılıyor. Bağımsız jüri üyelerinden oluşan bir kurul tarafından dünya çapındaki çalışmaları ödüllendiren Mondo-Dr Awards’ta bu yıl Türkiye’den Efes Deneyim Müzesi ödüle layık bulundu.

Paris Dome Des Invalides’ı geride bırakarak birinci oldu

Dünyada ‘Deneyim müzeciliği’ni tarih anlatımı ile birleştiren ilk müzelerden biri olan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı DEM Müzecilik tarafından geliştirilen ve işletilen Efes Deneyim Müzesi, “En İyi Müze” alanında, Paris Eternal Mucha ve Danimarka’nın Carl Nielsen ve Regan Vest gibi müzelerini geride bırakarak ilk 4 arasına girmeye hak kazandı.  Finalde ise, Riyad’da bulunan Aramco VIP Visitor Center, Hindistan’da bulunan India in Fashion ve Paris’te bulunan Dome Des Invalides Müzeleri ile yarışan Efes Deneyim Müzesi, rakiplerini geride bırakarak Mondo-Dr 2024 Awards’da “Müzeler” Kategorisi’nde birinciliğe adını yazdırdı.

Geçtiğimiz sene aynı kategoride birinciliği Dubai’de bulunan “Museum of the Future” kazanmıştı.



Efes Deneyim Müzesi hakkında

İzmir'in Selçuk ilçesinde bulunan ve Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan Efes Antik Kenti, yepyeni bir müzecilik anlayışı ile ziyaretçilerine Antik Kent’in altın çağını bizzat yaşatıyor. Ziyaretçilerine "immersive" teknolojilerle Antik Efes’teki günlük hayatı, mimariyi ve sanatı kişisel olarak deneyimleme imkanı sunuyor.  “Immersive” teknolojiler, izleyicileri zengin ve kapsayıcı bir işitsel ve görsel tecrübenin içine alıyor, anlattığı hikayeleri gerçekmiş gibi yaşatıyor. Aralarında Türkiye’nin ve dünyanın en önde gelen şirketlerinden ve akademik kurumlarından mimarların, küratörlerin, tasarımcıların, sanatçıların, teknoloji uzmanlarının, tarihçilerin ve arkeologların olduğu geniş bir ekibin tasarladığı Efes Deneyim Müzesi, ziyaretçilere Efes'in altın çağındaki gündelik hayatı, ticareti, sanatı ve mimariyi deneyimletiyor.  T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olan ve bir deneyim tasarım şirketi olan DEM Müzecilik tarafından geliştirilen ve işletilen Efes Deneyim Müzesi, tarihsel hikayenin ileri teknolojiyle bir araya gelerek oluşturduğu özgün anlatısıyla da dünyada sayılı öncü örnekler arasında yer alıyor.

18 Haziran 2024 Salı

ÖLDÜRMESİNLER AMA ÇARE BULSUNLAR!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



ÖLDÜRMESİNLER AMA ÇARE BULSUNLAR!

Olur ya, bir aklıevvel çıkar da beni hayvan düşmanı ilan eder diye baştan söyleyeyim; Ömrüm hayatım boyunca yılan, böcek, iguana, kirpi, kedi, köpek, kuş dahil evde beslemediğim hayvan kalmadı. Dostlarım bilir, halen evimde ve işyerimde 7 kedim, 1 köpeğim ve kuşlarım vardır.

Sürdürülebilir değil. 

Gelelim konuya; Hiç tartışmayalım, kısırlaştırma hikaye. 40 yıldır, binlerce beldede denendi. Belediyeleri bırakın, TC hazinesi tüm parasını bu işe ayırsa bile nafile. Aradan kaçan bir dişi köpek yılda ortalama 3-4 kez döngü yapabilir. Bazı iri ırklar bir batında 10-12 enik doğurabilir. İnsanoğlu için olduğu gibi köpekler için de bu artış sürdürülebilir değildir. Birkaç sene önce 2-3 milyon köpekten bahsedilirken İzzet Çapa bir paylaşımında 30 milyon başıboş köpekten bahsetti.  Yarın 60, 3-5 sene sonra 100 küsür milyon olacaklar. Tabi mama sektörü cirosu da 3-5 milyar dolar.

Milyar dolarlık mama sektörü

Türkiye’de bu sektörün cirosunun milyar doları aştığı söyleniyor. Yani 35 milyar Türk Lirası. Sağlam para. Sektörün, sürdürebilir kar etmesi için daha fazla mama satmak yani daha fazla sokak hayvanına ihtiyacı var. Maalesef ortada bu rakamlar dönerken sektörün organize ettiği maaşlı veya mama karşılığı gönüllü! silahşörler, çocuklarımızın, yaşlılarımızın köpekler tarafından öldürülmesini umursamıyorlar.

2 yılda 107 kişi ölmüş

Kadını parçalamış, yaşlı adam sabah namazına giderken saldırıya uğramış, çocuk kaçarken araba çarpmış vs. Kimi travma yaşamış, kimi yaralanmış, kimi sakat kalmış, bazıları da köpekler tarafından paramparça edilip öldürülmüş. Bu mağdur insanlar o silahşörlerin umurlarında değil. HaberTürk ve NTV Haber’e göre köpek saldırılarından dolayı 2 yılda 107 kişi ölmüş ve binlerce kişi yaralanmış. Ancak, sosyal medyada, mama baronlarının paralı veya gönüllü! silahşörleri “mutlaka çocuk taş atmıştır, tekme atmıştır, hayvan aç kalmıştır, aslında köpek kuyruk sallıyordu” gibi halkın sinir uçlarını kaldıran savunma! yapıyorlar. Öyle bir saldırıyorlar ki, köpek size saldırdığı için siz kendinizi suçlu hissediyorsunuz. Neymiş; Onların yaşam alanlarını almışız. Hani biz bırakıp başka yerlere gitsek sanki köpekler bizim olduğumuz yerlere gelmeyecekler.Sorarlar; Yaşam alanlarını gasp ettiğimiz Domuzları da böyle savunup besliyorlar mı acaba?

Medeni dünyada olduğu gibi… 

Şahsen ben kedi, köpek ve kuş besleyen gerçek hayvansever olarak tek bir hayvanın bile itlaf edilmesini istemiyorum. Ancak tüm medeni dünyada olduğu gibi sahipsiz köpeklerin toplanıp (kedilerin değil), dişi erkek ayrı medeni, doğal yaşam merkezlerinde hayatlarını sürdürmelerini istiyorum. İsteyenler oradan bu hayvanları sahiplenebilirler. Gerçek doğa ve hayvanseverleri tenzih ediyor ve sosyal medyada yapılan şu acımasız yorumlara asla katılmıyorum; “Onlar hayatları boyunca hiç sevilmemişler ama köpek doğası gereği sevgi gösterince ona tapıyorlar. Köpek popülasyonunun kontrol altına alınmasını istemeyenler ya mama baronlarının paralı askerleri veya psikolojisi bozuk ruh hastalarıdır. Onlar, yaralanan, korkan, travma geçiren, hatta korkudan sokağa çıkamayan, sakat kalan, ölen insanların sorumluları ve katilleridir”

Onları savunmak bana düşmez ama umarım maaşlı, paralı, gönüllü! bu troller, sebep oldukları acıları, ölümleri kendileri yaşamaz. 

Amin 

Saygılarımla

Cem Polatoğlu