22 Kasım 2018 Perşembe

EGD 10. Küresel Isınma Kurultayı İSO Meclis Toplantı Salonu'nda yapıldı...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Ekonomi Gazetecileri Derneği EGD 10 Küresel Isınma Kurultayı'nı 22 Kasım 2018 Perşembe günü İstanbul Sanayi Odası İSO Odakule Meclis Toplantı Salonu'nda gerçekleştirdi
10. Küresel Isınma Kurultayı'na ev sahipliği yapan ve açılış konuşmasını gerçekleştiren İstanbul Sanayi Odası İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre İhtisas Kurulları Başkanı Mustafa Tacir, sanayicilerin çevreyle ilişkisi ve çevre duyarlılığı gibi kavramları Türkiye'de gündem değilken İSO olarak bu alanda bir farkındalık yaratmak için bünyesinde Çevre Şubesi'ni kuran ilk oda olduklarını söyledi.
Çevre konusuna yıllardır özel bir önem verdiklerini ve vermeye devam ettiklerini dile getiren Tacir, bu alanda verdikleri Enerji Verimliliği Ödülleri'nden bahsetti.


Tacir, dünyanın iklim açısından çok kritik bir eşikte olduğunu kaydederek, "İklimler değişiyor ve bizler sanayiden, ulaşıma, şehirleşmeden, enerjiye, tarımdan, atık yönetimine kadar hayatımızın her alanında bu gerçeği hissediyoruz." dedi.

Tacir, BM tarafından son açıklanan raporun "iklim değişikliği konusunda bilim insanlarıyla politika yapıcılar arasındaki uçurumun gittikçe arttığını" gösterdiğini belirterek, bugün bilimin kendilerine en iyi ihtimalle dahi Paris'te verilen sözlerin 1,5 derecelik kritik seviyeyi sağlayamayacağını söylediğini aktardı.


Bilimin, daha fazla önlem alınması yönünde yönünde alarm verdiğini vurgulayan Tacir, "Kayıtsızlığın açtığı çukurları kapatmanın maliyeti çok ağır olacak. Hemen harekete geçilmemesi daha fazla kuraklık, daha fazla sel, yükselen denizler, daha fazla iklim göçmeni, daha fazla kıtlık demek. Bu tehlike çanları 2018 Küresel Riskler Raporu'nda açıkça ortaya konulmuştur." diye konuştu.

Bundan on yıl önce ilk beş riskten biri olmayan iklim değişikliğinin bugün ilk beş riskten üçünü kapsadığı bilgisini veren Tacir, birinci sırada olağandışı hava olaylarının, ikinci sırada doğal afetlerin, beşinci sırada iklim değişikliğine uyum ve adaptasyonun bulunduğunu aktardı.



Tacir, bu durumun şaşırtıcı olmadığını kaydederek  "2017'de insan kaynaklı ve doğal afetler sebebiyle yaşamını yitirenlerin sayısı 11 binden fazlayken, dünyanın bu afetler karşısında ödediği ekonomik bedelin ise 337 milyar dolar oldu." şeklinde konuştu.

İklim değişikliğinin baş sorumlusu olarak fosil enerji kaynaklarının gösterildiğini dile getiren Tacir, çözüm nedir sorusuna "yenilenebilir enerji" cevabının verildiğini söyledi.

Tacir, yeşil ekonomiye geçisin ayak sesleri duyulsa da istenilen ve beklenilen hızda olmadığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Bugün gelişmiş yirmi ülkenin enerjisinin yüzde 82'si hala fosil yakıtlardan temin edilmekte. Rüzgar ve güneş enerjisinin maliyeti dünya çapında giderek azalıyor. Bu teknolojilerin 2020 itibariyle fosil yakıtlarla aynı maliyet seviyesine, hatta daha ucuza gelebileceği söyleniyor. Endüstri 4.0 çok değil, 10 yıl içinde önemli yol kat edecek. Ve önemli sonuçlarından biri de enerjinin daha verimli kullanılmasına imkan verecek olması. Özetle, iklim değişikliği ile savaşımızı teknolojiyle kazanacağız."

Kuraklığın, biyoçeşitliliğin bozulmasının, iklim özelliklerinin değişiminin ayrımı etkilerken gıda fiyatlarında yaşanan artışların zincirleme olarak diğer ürünlerin fiyatlarının yükselişini tetiklediğini ve enflasyonist bir baskı oluşturabildiğini kaydeden Tacir, yaşanan olağandışı hava olaylarının üretimlerin durmasına, buna bağlı tüm tedarik zincirinin etkilenmesine sebep olabildiğini anlattı.


Tacir, iklim değişikliğinin sebepleriyle mücadele devam ederken aynı zamanda değişen iklim şartlarına uyum sağlama noktasında da adım atılması gerektiğini vurguladı.
İklim değişikliğinin beklenen etkilerine hükümetlerin, özel sektörün ve toplumun her bir bireyinin hazır olması gerektiğini vurgulayan tacir, "Topyekun önlemler risklerin azaltılmasına olanak sağlarken yeni fırsatların doğmasına da sebep olacaktır." dedi.

Paris İklim Antlaşması'na taraf olmak, doğru bildiklerini tüm dünyaya anlatmak ve değişen çağa ve gereklerine ayak uydurmak zorunda olduklarını dile getiren Tacir, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sanayi yapımızı yeşile çevirmek, yeşil işler oluşturmak sanayicimizi küresel tehditlerden korurken yeni düzende güçlü bir aktör olmasını sağlayacaktır. Yeni kanuni düzenlemelerle daha çekici hale gelen Ar-Ge süreçlerimizin bile iklim değişikliği ile mücadeleye katkı vermesi gerekmektedir. Çünkü bilim ve teknoloji, sanayimizin kaynak ve enerji verimliliğini başarmasında kilit noktadır. Düşük karbon merkezli yeni bir ekonomi ve kalkınma modelinin şekillendiği günümüzde; firmaların beklenen değişime hızlı, verimli ve maliyet-etkin bir çerçevede uyum sağlaması için iş dünyasında öncelikli olarak yeterli farkındalığın oluşması sağlanmalıdır."

EGD Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak, kurultayın bu yıl onuncusu düzenlediklerini anımsatarak, 11 yıldır küresel ısınmayla ilgili çalışma yaptıklarını söyledi.

Türkiye'de 11 yıldır bu işi sürdürmenin önemli olduğunu dile getiren Toprak, bunu sürdürürken ilgili tüm STK'ların, kurum ve kuruluşların görüşlerini aldıklarını, kollektif aklı ortaya çıkarma gayretinde olduklarını, bu problemin herkesin sorunu olduğunu vurguladı.

Toprak, iklim değişikliğinin adım adım geldiğini kaydederek, "O kadar hızlı geliyor ki bu değişiklikten daha fazla kaçma çaremiz yok. İklim değişikliğine karşı önlem almazsak çocuklarımız çok kötü bir dünyada yaşayacaklar ve bunun hesabını bize soracaklar." dedi.
Farkındalık olması için bu konuyu 11 yıldır kamuoyunun gündemine taşımak için çalıştıklarını aktaran Toprak, bugüne kadar ki etkinliklere 300 gazetecinin katıldığını bildiri.

Toprak, "Biz farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Önce medyanın sonra da kamuoyunun bu konudaki duyarlılığını artırmak ve bir tık yukarıya çekmek için çalışmalarımız katkı sunduysa bu durum bizim için büyük önem taşır." diye konuştu.

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Değer Saygın, sera gazı salınımlarının 3'te ikisinin enerji sektöründen geldiğini belirterek, burada yapılacak ufak bir değişimin iklim değişikliğiyle mücadeleye sunacağı katkıdan bahsetti.

Yenilenebilir enerjinin maliyetlerinin azaldığını ve verimliliğinin arttığını dile getiren Saygın, enerji dönüşümünün arkasındaki itici güçlerden bazılarının iklim değişikliği ve hava kirliliği olduğunu anlattı.
Saygın, enerji verimliliğini artırma konusunda tüketicilere de ciddi görevler düştüğünü kaydederek, küresel anlamda yenilenebilir enerjide kat edilen mesafeden bahsetti.

Elektrik sektöründe enerji dönüşümünün çok iyi ve hızlı ilerlediğini aktaran Saygın, Türkiye'nin ise güneş yatırımlarında çok iyi noktada olduğunu söyledi.
Saygın, Türkiye'nin hem güneş hem de rüzgar enerjisinde dünya fiyatlarının altında olduğunu belirterek, "Jeotermalde ise kurulu güç açısından dünyada ilk 5'teyiz. Gelecek yılın başında rüzgar ve güneşte yeni YEKA'lar açıklanacak." dedi.

Hem yenilenebilir enerji hem de enerji verimliliği konusunda stratejik ve politik adımlar atıldığını ve bu durumun sadece enerji sektörünü değil ayrıca cari açığı kapatmak ve istihdam sağlanması açısından da çok önemli olduğunu, iklim değişikliğinin her şeyi etkilediğini anlattı.

Enerji dönüşümünün sadece iklim değişikliği açısından değil ekonomik ve sosyal açıdan da ciddi faydalar sağladığını dile getiren Saygın, Türkiye'nin güneş ve rüzgar enerjisinde elinde çok büyük fırsatlar olduğunu vurguladı. Güneş ve rüzgar kurulum gücünden bahseden Saygın, 2026'da 20 GW olmasını hedeflediklerini bildirdi. Hatta Türkiye'nin coğrafi konumu ve çalışmaların yoğunluğu sayesinde 40 GW ve hatta 60 GW'ye çıkabileceklerini vurguladı. Bu durum elektrik tüketiminin yarısını sağlayabilir diyerek sözlerini bitirdi.

Kurultay kapsamında ÇEVKO Başkanvekili Fügen Soykut başkanlığında "İklim değişikliği Hayatımızı Nasıl Etkiliyor ve Döngüsel Ekonomi Çözümü" başlıklı oturum gerçekleşti.
Oturumda, Gazeteci - yazar Meral Tamer, Yeni Şafak Gazetesi Ekonomi Editörü Mine Acar, Türkiye Gazetesi Ekonomi Şefi Canan Eraslan, Yenibirlik Gazetesi yazarı Serpin Alparslan konuşma gerçekleştirdi.

Fügen Soykut, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin kapıyı çalmakla kalmadığını, kapıyı araladığını vurgulayarak sözlerine başladı. Farkındalık yaratıp, sloganda olduğu gibi çocuklara güzel bir dünya bırakmamız gerektiğini söyledi

Meral Tamer, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin gündelik yaşamı nasıl değiştirdiğini ve etkilediğini açıkladı. Artık sadece sıcak ve soğuk havanın olduğunu, ara bir sıcaklık veya soğukluk olmadığını vurguladı. "Dolayısıyla insanlar uzun süre geçmeyen hastalığa, sıcaktan dışarı çıkamamaya veya beklenmedik sellere mahkum oluyorlar" dedi.

Mine Acar, gençlerin enerji tüketimi, iklim değişikliği ve küresel ısınma hakkında daha bilinçli olduğunu belirtirken, bu konular hakkında faaliyete geçmediklerini de bildirdi. Tüketici ve toplum alışkanlıklarının çözüm olabileceğini de ekledi.

Canan Erarslan, herkesin geri dönüşüm için yönlendirmeler yapmasının önemini kendi hayatından örneklerle anlattı. Ünlü Kızılderili sözü olan "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz insan paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlayacak!" diyerek kurultayın da önem ve değerini özetlemiş oldu.

Serpin Alparslan, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sağlık kısmını ele aldı. Besinlerin, besin değeri açısından fakirleştiğini vurgulayan Alparslan "kirazlar yanıyor, domatesler çürüyor, zeytinler kuruyor. Hayatın temel bileşeni olan su bile kuruyor" dedi. Daha sıcak günler, daha çok nem, daha çok yağmurun yol açabileceği sorun ve hastalıklardan bahsetti.

Oturumu sonlandıran Soykut, "dünyaya zarar vermiyoruz, kendimize zarar veriyoruz." diyerek konuyu ve önemini vurguladı.

Kurultay'ın ikinci oturumu ise "İklim Değişikliği Ekonomiye Nasıl Etki Ediyor?" başlığıyla  Anadolu Ajansı (AA) Finans Haberleri Editör Yardımcısı ve EGD Başkan Yardımcısı Hasan Arslan’ın moderatörlüğünde yapıldı. Oturumda Austrotherm Türkiye Genel Müdürü Özgür Kaan Alioğlu, Teksan Jeneratör Pazarlama Direktörü Zafer Mutlu, ORGE Elektrik Taahhüt Üst Yöneticisi (CEO) Nevhan Gündüz ve ÇEVKO Genel Sekreteri Mete İmer görüşlerini paylaştı.

Günün son oturumu ise EGD Başkanı Celal Toprak'ın yönetiminde gerçekleştirildi. "Hepimiz Türetici Olabilir Miyiz?" başlığıyla gerçekleşen oturumda Bangladeş'in İstanbul Başkonsolosu Muhammed Monirul İslam, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay ve PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz konuştu.

Son oturumda çok sayıda sivil toplum örgütü önderi söz alarak iklim değişikliğine ilişkin görüşlerini paylaştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder