HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR
TURiZM SADECE TURiZM DEĞiLDiR..!
Bu cümlenin benzerini Futbol için duymuşsunuzdur. Ama bu deyiş, sanki Turizm için daha uygundur.
Neden mi?;
Turizme birçok kişi, turist sayısı veya bıraktığı para olarak bakıyor. Ama turizm sadece sayı ve para değildir.
Sayalım;
Turizm, katma değeri en yüksek sektördür.
Yani, Araba fabrikası kurarsın, imal edip ihraç edersin, katma değerin, kar marjın yüzde iki veya üçtür. Deri, tekstil, maden, beyaz eşya üretir satarsın, maksimum %5 marjı yakalarsın. Ülkemizde çoğu sektör hammadde konusunda dışa bağımlıdır. Ancak Turizm öyle değil. Turisti müzeye sokarsın, 20 dolara bir bilet alır, 20’nin 20’si de memlekette kalır. Yani katma değeri %100. Otelde %95. Var mı ötesi? İstersen yüzlerce otomobil fabrikası kur, bir Antalya’nın, müzelerin katma değeri etmez. Cari açığımızın neredeyse yarısını Turizm gelirleri kapatır.
Turizm yüksek istihdam sağlar.
Otomasyon sayesinde fabrikalarda neredeyse eleman çalıştırmazsın ama otelde öyle mi? Turizm, kul’a muhtaçtır. Mayası insandır, doğadır, emektir, güleryüzdür, misafirperverliktir, bilgidir, kültürdür, tarihtir turizmin.
Siyasidir Turizm.
O “backpecker” diye küçümsenen sırt çantalı turist; yarının Margareth Thatcher’i (Demir Lady lakaplı eski İngiltere Başbakanı), Angela Merkel’i (Eski Almanya Şansölyesi) ve nice Amerikan senatörleri, Avrupalı bakanlar, siyasiler, sanatçılarıdır. Onlar, Türkiye dostları olarak kendi ülkelerinde lehimize çalışır, kararlar alırlar. Yukarıda saydığım bugünün çok önemli isimleri, bundan 30-40 sene önce ülkemizi sırt çantalarıyla gezen turistlerdir.
Barışçıldır Turizm.
Çünkü; Türkiye’ye gelmemiş, Türk insanını tanımamış olanların arasında yapılan anketlerde, Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesini istemeyenlerin oranı %85, ancak Türkiye’ye gelmiş olanların ise %85’i Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesini istiyorlar. Neden? Çünkü gelen turist, seni beni, sokaktaki adamı, misafirperverliğimizi, doğamızı, tarihimizi, ürünlerimizi, gastronomimizi tanıyınca bizlerin de AB ailesinden olmamızı istiyor.
Türkiye’ye gelip bizim tekstilimizi, beyaz eşyamızı, yediğimiz içtiğimizi deneyen yabancı, kendi ülkesinde de bu ürünleri kullanmak istemektedir. Avrupa’da en çok ithal edilen beyaz eşya, tekstil ve gıda ürünleri bizim mallarımızdır. Biz onları Rakı’ya bile alıştırdık. Rakı ihracatımız son 10 senede 5 katına çıktı.
54 Sektörü besler Turizm.
Turizm, Tarım, Hayvancılık, Tekstil, Gastronomi, Otomotiv, Hediyelik eşya, Hizmet sektörü, Bankacılık, Halı, Kuyumculuk vs gibi 54 sektörü doğrudan besler. 50 milyon turist, her gün 1 yumurta yese, bir bira içse, hatıra bir T-shirt alsa… diye düşünsek yeter J
Doğal varlıklarımızı korunur;
Türkiye'de UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınan 18 miras alanı bulunmaktadır. Dünya Mirası Geçici Listesi'nde 77 kültürel, 3 doğal ve 3 karma olmak üzere 83 varlığı bulunmaktadır.Kültür alışverişi yaşanır;
Görüyoruz ki, Turistin daha çok ziyaret ettiği bölgelerimizde insanlarımız daha eğitimli, hoşgörülü, çok kültürlü ve dünyaya entegredir.
Demek ki neymiş…
TURiZM SADECE TURiZM DEĞiLMiŞ..!
Saygılarımla
Cem Polatoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder