19 Şubat 2025 Çarşamba

Edibe Taylan ile Karnavalesk Bir Yolculuk: 'Karnaval Kaçkınları' Sergisi!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Edibe Taylan ile Karnavalesk Bir Yolculuk: 'Karnaval Kaçkınları' Sergisi!

Sanatçının Eşsiz Dünyası: Edibe Taylan’ın Yeni Sergisi "KARNAVAL KAÇKINLARI" Ayşe Takı Galerisi’nde!

Ayşe Takı Galerisi, sanatçı Edibe Taylan'ın kişisel sergisi "KARNAVAL KAÇKINLARI" ile 8 Mart 2025 Cumartesi günü sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Bu özel sergide, sanatçının son 15 yılda ürettiği seramik heykeller, akrilik ve yağlı boya resimler ile dijital çalışmalarından oluşan yaklaşık 50 eser sanat izleyicileriyle buluşacak.

Edibe Taylan, akrilik ve yağlı boya, mobil sanat çalışmalarının yanı sıra yoğun bir şekilde heykel ve heykelsi formlara odaklandığı seramik eserleriyle dikkat çekiyor. Bu sergideki seçki, sanatçının özgün diliyle kadın temalı çalışmalarını bir araya getirirken, izleyicilere karnaval tadı veren bir deneyim sunmayı amaçlıyor.

Taylan’ın yorumunda karnaval kavramı, şenlik, eğlence içeriğinin ötesinde, kuralların ve hiyerarşilerin geçici de olsa askıya alındığı, egemen düşünce ve inanışların alaya alındığı kurtarılmış bir alana taşınıyor. Sanatçının resim ve heykel çalışmalarındaki kadınlar, alışılmışın dışındaki biçimleri ve abartılı halleriyle, eril gözün tanımladığı kadın imgesinin içini boşaltıyor. Onlar, tam anlamıyla, karnaval eski daimi kılmaya çalışan hayalperest karnaval kaçkınları.

Sanatseverleri, Edibe Taylan’ın özgün eserleriyle buluşmak ve bu eşsiz deneyimi paylaşmak üzere Ayşe Takı Galerisi’ne bekliyoruz.

Sanatçı Edibe Taylan'ın kişisel sergisi "KARNAVAL KAÇKINLARI", 22 Mart 2025 tarihine kadar Ayşe Takı Galerisi’nde ziyaret edilebilir.

Eurasia Rail, Yüzlerce Katılımcıyı Sektörün Önde Gelen İsimleriyle Bir Araya Getirmeye Hazırlanıyor!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Eurasia Rail, Yüzlerce Katılımcıyı Sektörün Önde Gelen İsimleriyle Bir Araya Getirmeye Hazırlanıyor!

11. kez düzenlenecek olan Eurasia Rail Uluslararası Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı, 18-20 Haziran 2025 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde demiryolu sektörünün buluşma noktalarından biri olacak. 2023 yılında, 61 ülkeden toplam 10.603 ziyaretçi ve 17 ülkeden 212 katılımcıyı ağırlayan Eurasia Rail, bu yıl da sektördeki en son gelişmeleri gündeme taşıyacak. 

Türkiye’nin en büyük demiryolu ve hafif raylı sistemler fuarı olan Eurasia Rail, raylı sistemlerin bölgedeki en önemli temsilcilerini bir araya getirerek, mevcut iş birliklerini güçlendirmeyi ve yeni ortaklıkların önünü açmayı hedefliyor. 2011 yılından beri, Avrasya bölgesinde sektörün nabzını tutan fuar, dünyanın önde gelen lider otoritelerini de buluşturarak raylı sistemlerin geleceğine yön vermeye devam ediyor.

Hem katılımcılar hem ziyaretçiler için demiryolu taşımacılığına yönelik son gelişmelerin detaylı bir şekilde ele alınacağı Eurasia Rail fuar programında, demiryolu taşımacılığına yönelik yenilikler ve teknolojilerle birlikte sektörde karşılaşılan zorluklar ve bu zorluklara karşı üretilen olası çözümler de yer alacak.Konferans ve seminerler aracılığıyla uzman görüşlerine yer verilecek ve sektöre dair en güncel bilgiler paylaşılacak.

10. Eurasia Rail Fuarı, 61 Ülkeden 10.603 Ziyaretçiyi Ağırlayarak Sektörün Buluşma Noktası Olmuştu

2023 yılında 10’uncusu düzenlenen Eurasia Rail Fuarı’nda, 3 gün boyunca 17 farklı ülkeden 212 yerli ve yabancı katılımcı ile 10.603 ziyaretçi ağırlandı. Bir önceki yıla göre toplam ziyaretçi sayısını %38, uluslararası ziyaretçi sayısını ise %174 artıran fuar, 1.690 uluslararası satın almacıya ev sahipliği yapmıştı.

Firmaların iş hacimlerini arttırma olanağı bulacağı fuarda, bu sene VIP Alım Heyeti Programı (Hosted Buyer) kapsamında İspanya, Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Hindistan, İtalya, Çin ve Birleşik Krallık gibi önemli ülkelerden birçok katılımcı ağırlanacak. Ayrıca; TCDD, Talgo, Knorr-Bremse, Siemens, Pandrol, Aselsan, Greenbrier ve Hitachi gibi 100’ün üzerinde yerli ve yabancı sektör lideri firma fuarda yer alacak. 

Eurasia Rail'de Sektörün Gelişimi ve Yenilikçi Çözümleri Masaya Yatırılacak

3 gün boyunca fuarla eş zamanlı olarak gerçekleşecek etkinlik programı kapsamında bu sene Eurasia Rail, sektörel iş birliklerine, ticari ortaklıklara, uluslararası anlaşmalara, ulaşım araçlarında yeni nesil sistemlere ve teknolojilere, başarı hikayelerine ve pazarlama stratejilerine yönelik oturumlara ev sahipliği yapacak.

Demiryolu sektörünün geleceğini şekillendirecek fuarda, program kapsamında üç temel eksenbir araya getirilecek."Yatırımlar ve Büyüme" ekseninde; sektörün küresel ölçekte nasıl büyüyebileceği, yeni pazarlara nasıl açılabileceği ve bu büyümenin finansmanı gibi konulara odaklanılacak. Yatırım stratejileri ve sektörün finansal sürdürülebilirliği “Yatırımlar, İhracat, Lojistik” ekseninde tartışılacak.

"Bağlantılar ve İş Birlikleri" odağında isefarklı bölgelerdeki demiryolu ağlarının nasıl entegre edilebileceği, lojistik süreçlerin nasıl optimize edilebileceği ve uluslararası iş birliklerinin nasıl güçlendirilebileceği gibi konularda "Ulaştırma Vizyonu", global iş birlikleri, Orta Koridor ve Kalkınma Yolu projeleri gibi mega projeler detaylandırılacak.

"Sürdürülebilirlik ve Çevre"perspektifinde ise;demiryolu taşımacılığının çevresel etkilerini azaltmak için neler yapılabileceği, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, akıllı ulaşım sistemleri ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımı gibi konular masaya yatırılacak. "İklim için Ulaşım" konusunda, sektörü çevresel etkilerden koruyacak çözümler ele alınacak.

Son olarak ise"Mobilite'nin Geleceği" başlığı altında; yapay zeka, kullanıcı deneyimi ve sektörün dönüşümü gibi konulara değinilerek, geleceğin ulaşım sistemlerinin nasıl şekilleneceği üzerine fikir alışverişinde bulunulacak.

Demiryolu Sektörünü 360 Derece Ele Alacak “Konferans Durağı Sahnesi”

Sektör duayenleri, sektöre yön veren kurum ve kuruluşların iş birliğinde, demiryolu, hafif raylı, sistemler ve lojistik sektörüne yön veren son gelişmeleri Konferans Durağı Sahnesi’nde ziyaretçilerle paylaşacak.

Etkinlik programı kapsamında bu sene; konferans sahnesi yatırım odaklı oturumlarla, ortaklıklar ortaya çıkararak ihracata ve yurt dışı pazarlarına odaklanan, uygulanabilir gelecek vizyonunu masaya taşıyan, globalde markalaşma için ipuçları içeren, devlet yatırımları, uluslararası anlaşmalar ve sektörel iş birliklerinin konuşulduğu kapsamlı bir program ile sektörün gündemine yönelik her konuya yer verilecek.

Üreticilere, Alıcılara ve Sektör Profesyonellerine Yeni Oyun Alanı: İnovasyon Sunumları

Eurasia Rail ziyaretçileri ve katılımcıları, en son teknolojilerini tanıtma, iş birliği arayışında olan yeni müşterilerle tanışma ve bölgedeki marka bilinirliğini artırmak adına üreticilere “İnovasyon Sunumları” altında seminer verme fırsatı sunarken; izleyici olan alıcı ve sektör profesyonelleri için de başarı hikayelerini derinlemesine öğrenmeleri sağlayacak. Uzman isimler, dikkat çeken teknolojileri, sürdürülebilir ve akıllı şehir ulaşımlarını, raylı sistemlerde dijital ikiz dönemini ve teknolojinin savunmadan sivil sektöre uygulama yöntemleri gibi sektörün radarında olan konuları deneyimleriyle sahneye taşıyacaklar.

Mobilite Teknolojileri ve Geleceğin Demiryolu Yenilikleri: Start-up Forumu

Fuarın son gününde, Konferans Durağı Sahnesi’nde mobilite teknolojisi özelinde yapılan çalışmalar, üniversitelerin mühendislik bölümlerince geliştirilen ve yarışmalarda dereceye giren uygulamalar ile yeni nesil demiryolu teknolojileri girişimcilik ekosistemindeki büyük paydaşlar ve genç ekipler ile gündeme gelecek.

Dünya üzerinde raylı sistemlerin hızlı, ekonomik, çevre dostu, güvenli ve çağdaş sistemler olmalarından dolayı her geçen gün daha da önem kazandığına dikkat çeken Eurasia Rail Fuar Direktörü Semi Benbanaste, “Raylı sistemler, hızlı, ekonomik, çevre dostu ve güvenli yapılarıyla dünya genelinde giderek daha fazla önem kazanıyor. Türkiye de bu alanda büyük atılımlar gerçekleştirerek demiryolu yatırımlarını hızlandırıyor. Örneğin, demiryolunun yatırım portföyündeki payı 2013 yılında yüzde 33 iken, 2024 yılında yüzde 55’e kadar yükseldi. T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yatırım portföyünde devam eden 805 ana proje bulunuyor. Günümüzde karayolu, demiryolu, havayolu, denizcilik ve haberleşme alanlarında ulaştırma yatırımlarımızın toplam değeri 280,6 milyara ulaştı. Bununla beraber, 2024 yılında demiryolunda 12,4 milyon yolcu taşıma rakamlarına ulaşılarak tüm zamanların en iyi yolcu taşımacılığı geliştirildi ve 11 şehre direkt ulaşım sağlandı.Bu kapsamlı yatırımlar, gelirlerin modernizasyonunu hızlandırırken, lojistik ağların güçlenmesine ve küresel rekabet gücümüzün arttırılmasına önemli katkılar sağlıyor.Bu gelişmeler, Türkiye'nin küresel demiryolu pazarındaki etkisini ve büyüme potansiyelini pekiştiriyor. Önümüzdeki yıllarda sürdürülebilir ulaşım ve altyapı projeleriyle bunun daha da artırılması hedefleniyor” dedi.

Semi  Benbanaste, sözlerine şöyle devam etti: “Avrasya bölgesinin tek ve dünyanın en büyük üç demiryolu fuarından biri olan Eurasia Rail’de, ülkemizin bu alandaki başarı hikayesini tüm dünyaya anlatmaya hazırlanıyoruz. Eurasia Rail kapsamında gerçekleştirilecek ikili iş görüşmeleri, demiryolu sektörüne ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak. Fuarla eş zamanlı düzenlenecek konferans programları da sektörel bilgi ve deneyim paylaşımı konusunda önemli bir platform oluşturacak. 11. kez gerçekleştireceğimiz Eurasia Rail’de sektördeki büyük dönüşümü yakından deneyimlemek ve geleceğin demiryolu teknolojilerindeki yenilikleri ziyaretçilerle buluşturmak için var gücümüzle hazırlanıyoruz.’’


MÜZİK, TURİZMİN YENİ STRATEJİK GÜCÜ!


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


MÜZİK, TURİZMİN YENİ STRATEJİK GÜCÜ!

500’ü Aşkın Konserle 2025 Yazına Damga Vurulacak!

Turizm sektöründe yeni bir dönem başlıyor! Paradise Production Yönetim Kurulu Başkanı ve deneyimli prodüktör Esat Kaba, Akdeniz ve Ege kıyılarındaki en prestijli otellerle iş birliği yaparak Türkiye’nin en büyük müzik organizasyonuna imza atmaya hazırlanıyor. 500’ü aşkın konser ve etkinlik, tatilciler için unutulmaz deneyimler sunarken, turizm ekonomisine de güçlü bir katkı sağlayacak.

Akdeniz ve Ege sahillerinde, Türkiye'nin en prestijli otelleri ve turizm gruplarının iş birliğiyle gerçekleştirilecek büyük etkinlik ve konser serisi için hazırlıklar yoğun bir hızla devam ediyor.Deneyimli prodüktör ve menajer Esat Kaba, konuyla ilgili yaptığı açıklamada:

“Turizm ve eğlence artık birbirinden ayrı düşünülemez. 2025 yazında, yerli ve yabancı turistlerin tatil tercihlerini değiştirecek, otellerin doluluk oranlarını artıracak ve sektöre yeni bir dinamizm kazandıracak büyük bir konser serisi hazırlıyoruz. Türkiye’yi müzik turizmi açısından dünyanın en önemli destinasyonlarından biri haline getirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Müzik, Turizmi Nasıl Dönüştürecek?

500’den fazla konser, yaz sezonunu uzatarak otellerin doluluk oranlarını artıracak.

Sanatın ve müziğin gücü, Türkiye’nin global turizm pazarındaki konumunu güçlendirecek.

Eğlence sektörüne yönelik yatırımlar, turizm gelirlerinde önemli bir artış sağlayacak.

Bu büyük organizasyon, özellikle lüks turizm ve destinasyon pazarlamasına yeni bir bakış açısı kazandırarak, Türkiye’yi Akdeniz çanağında rakiplerinden ayrıştıracak. Yaz boyunca sürecek konserler sayesinde tatil destinasyonları, sadece deniz-kum-güneş ile değil, kültürel ve sanatsal etkinliklerle de öne çıkacak.

Türkiye, 2025 yazında müzik ve turizmin kesişim noktasında, eğlencenin merkezi olmaya hazırlanıyor!


3. TÜRSAB Turizm Kongresi başarıyla sonra erdi.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



3. TÜRSAB TURİZM KONGRESİ, ÜLKE TURİZMİNE YÖN VERECEK PANELLERLE VE COŞKULU BİR KATILIMLA TAMAMLANDI

“Eğitim, İletişim ve Dayanışma” temalarıyla binin üzerinde turizm profesyonelinin katılım gösterdiği 3. TÜRSAB Turizm Kongresi başarıyla sonra erdi. Birbirinden değerli isimlerin katılımıyla ses getiren oturumlara imza atılan kongre, iki gün boyunca büyük bir ilgiyle takip edildi. Kongrenin kapanış konuşmasında seyahat acentaları başta olmak üzere; turizm profesyonellerine, panelistlere, konuşmacılara, sponsorlara ve basın mensuplarına teşekkür eden TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, emeği geçenleri de tebrik etti.

Antalya’da 17-18 Şubat 2025 tarihleri arasında Gloria Golf Resort’te gerçekleştirilen ve sektör profesyonellerine verimli bir buluşma alanı sunan 3. TÜRSAB Turizm Kongresi başarıyla tamamlandı. Seyahat acentaları başta olmak üzere binin üzerinde turizm profesyonelinin ilgiyle takip ettiği kongrenin ikinci gününde son derece önemli oturumlar yer aldı.



Tarihçi ve Yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan’ın sunumuyla başlayan ikinci gün panelleri oldukça ilgi çekti. Emrah Safa Gürkan, "Quo Vadis? Antik Çağlardan Günümüze Seyahat ve Turizm" başlıklı sunumunda, dünya genelinde seyahatlerin tarihsel gelişimini anlatırken sektör olarak turizmin yeni bir olgu olduğuna işaret etti. Gürkan, “Eski insanlar hareketli değillerdi. İnsanlar tren yolu ve arabanın bulunmasına kadar az seyahat ediyordu. Yol yapmak çok zordu. Tekerlek ancak büyük imparatorluk merkezlerinde yapılıp kullanılıyordu. Eskiden seyahat etmek ciddi bir planlama istiyordu” ifadelerini kullandı.  

1850’lerden 1914’e trenin gelişmesinin seyahatleri daha da artırdığına değinen Gürkan, şunları anlattı: “Konaklama da giderek önem kazanmaya başladı. Konaklama anlamında İslam dünyasında ciddi organizasyonlardan biri kervansaraylardır. Kervansaraylarda mallar, atlar bırakılabilir, nalbant bulunur, güvenlik sağlanır. Ticaretin Müslüman dünyada gelişmiş olması kervansarayları da geliştirdi.”

Mobilitenin zamana göre değişen bir olgu olduğuna ve turizmi asıl geliştiren faktörün egzotik geziler ve yabancı kültürleri tanıma merakı olduğuna işaret eden Gürkan, İslam dünyasında İbn Battuta ve Evliya Çelebi dışında egzotik gezilere ilginin gelişmediğini kaydetti.

Turizmin Avrupalı aristokratların daha çok İtalya ve Fransa’ya olan seyahatlerini içeren “Grand Tour”larla  (Büyük Tur) farklı bir evreyi yakaladığını söyleyen Gürkan, sanayi devrimi ile hareketliliğin arttığını ifade etti. Tren yolları ve buharlı gemilerin turizmin sektör olarak gelişiminde iki önemli faktör olduğuna dikkat çeken Emrah Safa Gürkan, turizmi sektör haline getirenin ise ilk tur operatörünü kuran Thomas Cook (1808-1892) olduğunu belirtti. Gürkan, modern turizmin Thomas Cook’un düzenlediği organize turlarla başlayıp günümüze geldiğini sözlerine ekledi.

İhsan Aktaş: Türkiye çok zengin bir ülke

Güne damga vuran oturumlardan bir diğeri ise Tarihçi Pelin Batu ve Gazeteci, Yazar Gaffar Yakınca’nın panelist olarak yer aldığı "Tarih, Kültür ve Turizm" konulu oturum oldu. Gazeteci-Yazar İhsan Aktaş moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda, turizmin kültürel mirasın korunmasındaki rolü, tarih ile turizm arasındaki etkileşim ve sürdürülebilir kültürel turizmin geleceği ele alındı.

Gazeteci-Yazar İhsan Aktaş, kültürel açıdan çok zengin bir ülke olan Türkiye’nin rakiplerle mukayese edildiğinde üstünlüklere sahip olduğunu söyledi. Konuşmasında örnekler sunan Aktaş, Türkiye’nin hem büyük şehirlerinde hem de Anadolu’da çokça keşfedilecek yer olduğu kaydetti.

Gaffar Yakınca: Kültür 3.0’a ardından da 4.0’a geçmemiz lazım

Daha sonra konuşan Gazeteci, Yazar Gaffar Yakınca, turizmin sağladığı katma değere dikkat çekerek kültür turizmiyle ilgili tespitlerini paylaştı. Kültür turizminin biri mit diğeri de reel olmak üzere iki tarafı bulunduğuna dikkat çeken Yakınca, kültürü yaşayan her şey olarak tanımladı. Kültür turizminin tarihçesini ele alan Yakınca şöyle devam etti:

“Kültür bir şehirde, bölgede yaşanan her şeydir. Kültür 1.0 ilk olarak burjuvazinin zenginleşmesiyle ortaya çıkıyor. Daha elit ve kapalı bir alan. Kültür 2.0 ise sanayi devrimiyle birlikte kültürün halka inmesi ve kitleselleşmesiyle oluyor. Halk müzeleri kuruldu. Şimdi yeni bir kültür oluştu. Kültür 3.0 ile kültür sokağa indi. Sokaklarda dans var, hip hop var. Sizin yeni kültüre insanları çekmeniz lazım. İnsanlar onu arıyor. Kültür 3.0 bize kültürün yaşayan bir şey olduğunu gösteriyor. Biz hala 2.0 düzeyindeyiz. Önce Kültür 3.0’a sonra da 4.0’a geçmemiz gerekiyor. Bu da yeni mekanlar istiyor, yeni ilişki biçimleri gerektiriyor. Buna dair bir politikamız yok. Kültür canlı bir varlık ve değişiyor. Programlarımızı ve politikalarımızı ona göre değiştirmeliyiz. Kültür 3.0’da turist deneyim istiyor, dahil olmak istiyor. Kültür 3.0’ın sloganı “Kapsama ve deneyim”. Programlarımızı buna göre yapmalıyız. Çeşitlilik önemli. Çeşitlilik insanları kendine mıknatıs gibi çekiyor. Kültür 4.0’da yapay zeka ve veri analitiği. Kapıdan giren kişinin müzeye mi gideceği, çanak çömlek mi yapacağını bilmemiz lazım. İnsanlar farklı şeyler görmek istiyor. Bunların hepsi toplamda politika konusudur.

Pelin Batu: Turizm ve kültür ayrılmaz parçalardır

Konuşmasını kendi deneyimleri üzerine kuran tarihçi Pelin Batu, çok küçük yaşlardan beri gezgin olduğunu kaydetti. Turizm ve kültürün ayrılmaz parçalar olduğuna işaret eden Batu, dünyada gastronomi, agro ve alternatif turizm örneklerini vererek, turizm ile zanaatların birleşmesi gerektiğini ifade etti. Farklı şehirlerde turistlerin yaşadığı deneyimlerin küçük atölyelerden müzeler, değişik kültür alanları gibi daha geniş alanlara taşınabileceğini vurguladı. Dünyanın farklı şehirlerinde düzenlenen kültür sanat festivallerinin bambaşka boyutlarda ele alındığına işaret eden Batu, Türkiye’de kültür sanat alanına yeteri kadar ilgi gösterilmediğini ifade ederek “Benim ilgimi çeken turizm; yaşayan, hayatın içinde olan, kültürü, sanatı, arkeolojiyi, yemeği yani her şeyi içine alan turizm” dedi.

Avni Dilber: Yeni paket tur yönetmeliği yıl sonunda tamamlanacak

"Tarih, Kültür ve Turizm" konulu panelin ardından “Turizmde Tüketici Sorunları” konulu oturum gerçekleştirildi. Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Avni Dilber, turizmde tüketici sorunları ve şikayetler ile ilgili mevzuatta gerek seyahat acentalarının gerekse tüketicilerin yaşadığı sorunlara ilişkin bilgileri paylaştı. Anayasa’nın 172’nci maddesinin Devlete tüketiciyi koruma görevi yüklediğini hatırlatan Avni Dilber, “Bu görevleri yürütürken Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TÜRSAB ile birlikte hareket ediyoruz. Bu tür toplantılar da bu anlamda çok önemli” şeklinde konuştu. 

Turizmde ürünler çeşitlendikçe, yaşanan sorunlar ve şikayetlerin de suistimallere bağlı olarak arttığına değinen Dilber, “Turizm sektörüne ilişkin şikayetler oldukça düşük seviyede. Toplam şikayetlerin yüzde 1,4’ünü turizm sektörü ile ilgili şikayetler oluşturuyor” açıklamasında bulundu. “Denetim demek vatandaşın mağdur olması halinde hakem heyetine gitmesi demek değildir. Vatandaşın hukuki olarak hakkını alması demektir” diyen Dilber, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şikayetleri küçümsememenizi ve göz önünde bulundurmanızı öneririm. Hakem heyetleri bizim için o kadar kıymetli ki, gelen şikayetler tarafları yormadan sonuca ulaştırılabilmektedir. Düzenleme denetleme konusunda vatandaşa karşı sorumlu olduğumuz bir durum var ve Bakanlık olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye çalışıyoruz. Denetim başladıktan sonra biraz geç kalınmış oluyor. Daha öncesinde eksiklere ve sorunlara karşı duyarlı olmak gerekiyor.”

Turizm sektörüne yönelik şikayetlerde genellikle yanıltıcı reklamlar ve paket turlarla ilgili şikayetlerin ön sıralarda olduğuna işaret eden Dilber, “TÜRSAB ile oturup mevzuatla ilgili sorunları konuşuyoruz. Reklam cezaları 10 katına kadar çıkabiliyor. Bazen şekilsel cezalar uygulama cezalarından çok yüksek olabiliyor. Bu nedenle mevzuata uygun hareket edilmesi önem arz ediyor. Bakanlıkla diyaloğu eksik etmeyin. Sorularınızı yöneltin” dedi. Avni Dilber, reklamla ilgili sorunların yüzde 60’ının dijital dünyada oluşan mağduriyetlerden kaynakladığı bilgisini paylaştı.

Turizmcilerden gelen sorulara da yanıt veren Avni Dilber, yeni paket tur yönetmeliği ile ilgili hazırlıklarının devam ettiğini ve yıl sonuna kadar yeni yönetmeliğin tamamlanabileceğini ifade etti. Dilber, yeni yönetmelikte seyahat acentalarının bu alanda yaşadıkları sıkıntıların dikkate alınacağını belirtti.

Münci Karakaya: Seyahat acentaları verdiği bütün ürünlerden sorumludur

Son derece önemli konuların ele alındığı kongrede, öne çıkan bir diğer panel ise “Turizmde Güvenliğin Önemi” oldu. SKAL International Geçmiş Dönem Dünya Başkanı Salih Çene’nin moderatörlüğünü yaptığı oturumda, MTS Globe Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Münci Karakaya ve Diana Travel Yönetim Kurulu Başkanı Burak Tonbul konuşmacı olarak yer aldı.

Moderatör Salih Çene, turizmde güvenliği yapısal, sistemsel ve operasyonel-yönetimsel olmak üzere üçe ayırdığını belirterek, “Alınacak önemler tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. Sonuçta insan faktörü söz konusu. Tüm bunlar birleştirildiğinde iyi bir sonuç çıkar” dedi.

Daha sonra konuşan MTS Globe Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Münci Karakaya, misafir güvenliğinde dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı. Seyahat acentasının verdiği bütün ürünlerden sorumlu olduğunu dile getiren Karakaya, “Çalıştığınız her kurumu denetlemek zorundasınız. İngiltere pazarı için ABTA’nın güvenlikle ilgili kriterleri mevcut. Biz kendi denetimlerimizi yaparız. Yalnızca yangın merdiveni ve güvenliği değil, denetimlerimiz karbon ayak izine kadar gider. Bizle çalışan tüm transfer firmalarının dosyası vardır. Tur operatörleri tüm transfer araçlarını sezondan önce mutlaka denetler. Bunlar bizim sorumlu olmamızdan ileri geliyor. Tüm tedarikçilerimizi soğuk hava depolarına kadar denetleriz. Bunların hepsine bakarız. Yoksa kalitesizliğe razı gelmemiz gerekir” diye konuştu.

Karakaya: Hem fiyatlarınız yüksek olup hem de güvenli değilseniz bu sürdürülebilir değil

Yılda 1,5 milyon kişinin havaalanı ve otel transferlerini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Karakaya, denetimler iyi yapılmazsa herhangi bir kaza durumunda sigorta şirketlerinin devreye girmediğini kaydetti. Karakaya, “Biz ucuz ülke imajını bir şekilde kırdık ama doğru mu kırdık bilmiyorum. Dolayısıyla hem fiyatlarınız yüksek olup hem de güvenli değilseniz bu sürdürülebilir değil” şeklinde konuştu.

Burak Tonbul: Güvenliğin olmadığı yerde turizm olmaz

Münci Karakaya’nın ardından söz alan ve turizm güvenliğinin herkesin gündeminde olan çok sıcak bir konu olduğuna dikkat çeken Diana Travel Yönetim Kurulu Başkanı Burak Tonbul, “Güvenliğin olmadığı yerde turizm olmaz. Turizm insan alışkanlıklarına göre en hızlı değişen ikinci sektör. Her şey dahil sistemi ile yeme içme güvenliği gündeme geldi. Bir diğer kırılma noktasını pandemide yaşadık. Güvenli turizm çerçevesinde mesafeli alanlar ve benzeri önlemler gündeme geldi. İnsan sağlığı bize emanet ediliyor, güvenli bir tatil olanağı sunmalıyız. Bütün kontroller yapılır, bizim görevimiz bu konuda yetkin partnerlerle çalışmak ve kayıtlarını tutmaktır” şeklinde konuştu.

“Rakip destinasyonlara baktığımızda bizim destinasyonlarımız gelişmişlik açısından kötü değil” diyen Tonbul, şöyle devam etti: “Mesela Marmaris Rodos’tan en az 30 yıl ileride. Ancak bizim destinasyonlarımızda nüfus yoğunlaşması var ve altyapı buna uygun değil. Bizim son yıllarda artan nüfus yoğunluğunu mutlaka yönetmemiz lazım. Bu noktada ciddi bir memnuniyetsizlik oluşuyor.”

Burak Tonbul, dijital alanda yaşanan sıkıntılarla ilgili olarak da “Web sitelerimizde TÜRSAB’dan almış olduğumuz belge numaraları mevcut. Tüketiciler buna dikkat etmeli. Müşteri kendisini eğitmeli. TÜRSAB’ın bu konuda yaptığı denetimler ve uyarılar çok kıymetli” dedi.

Burak Tonbul sözlerinin devamında şunları söyledi: “Müşteriyi mutlu ve güvenli bir şekilde karşılayıp göndermek önemli. Bu sizin yapacağınız en iyi reklamdır. Talihsiz yangın ve kaçak alkolden ölümler bizi korkutan gelişmeler. İşin kanun, yönetmelik kısmı kağıt… Yangın merdiveni var mı var, yangın söndürme tüpü var mı var. Ama gerektiği şekilde ve olması gereken yerde mi bunun denetlenmesi gerekiyor.”

Cem Seymen: Sorumlu turizm anlayışı ile sürdürülebilir modeller oluşturulmalı

Ünlü simaların yer aldığı kongrede, Gazeteci ve Yazar Cem Seymen de bir sunum gerçekleştirdi. "Çevrenin Turizm Ekonomisine Etkisi" başlıklı oturumda konuşan Seymen, Türkiye’nin sahip olduğu konumu ve olanaklarını ele alarak, “Çok kıymetli bir ülkede yaşıyoruz. Anadolu dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar zengin bir coğrafya” dedi.

Cem Seymen şöyle devam etti: “Dünyadan gelen turiste anlatacağımız mükemmel bir hikayemiz var. Anadolu’nun kadim geçmişini insanlığa anlat, bunu sat. Böyle bir kültürel çeşitlilik dünyanın hiçbir yerinde yok. Kaz Dağları, Çanakkale savaşında binlerce şehidin kanıyla sulanmış bölge. Kaz Dağları’nın %79’u maden ruhsatlı. Bu madenleri yabancı şirketler çıkarıyor. Çünkü bunları çıkaracak şirket yok. Atatürk’ün ilk yaptığı şey kapitülasyonları ortadan kaldırmak ve imtiyazları yabancı şirketlerin elinden almak oldu. Orada ağaçları savunacağız diyenler, yabancı şirketlerin hoyratça bölgeyi kapitalist bir hırsla talan etmelerine karşılar. Kaz Dağları’nın üstü altından daha değerli.”

Enerjisa, Sabancı Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğinde Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesi ile hayata geçirilen “yeşil destinasyon” modelini örnek veren Cem Seymen, “Türkiye yangın vakası ile sahte içkiyle ölenlerin haberleri ile niye gündeme gelsin? Sorumlu turizm anlayışı ile sürdürülebilir modeller oluşturulabilinir. Müthiş bir hikayemiz var. Enerji elde edebileceğimiz dereler yok ediliyor. Turizmin devam edebilmesi ve sürdürülebilmesi için doğal kaynakların ve kültürel mirasın korunması gerekir. Kapadokya’daki betonlaşmayı tek başına durduramayız ama siz turizmciler Kapadokya’nın hikayesini çok daha iyi anlatabilirsiniz” şeklinde konuştu. Seymen, sorumlu turizm anlayışı ile sürdürülebilir turizm ve destinasyon modelleri oluşturulmasının önemine vurgu yaptı.

İlker Ünsever: Türkiye’de turizm kanunlarla değil, yönetmeliklerle yönetiliyor

Kongrenin son oturumunda ise TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi İlker Ünsever söz aldı. "Yasal Düzenlemeler ve Turizmin Geleceği" oturumunda, turizm hukukunu ele alan Ünsever, “Un, su ve ateş bir fırıncı için ne ise bir turizmci için de hukuk odur. Siz hayal satıyorsunuz. Turizmci bütün işini, geleceğini sözleşmeler üzerine kurar. Bunu sadece hukuk ile yaparsınız” dedi. 

Kanun ve hukukun ayrı şeyler olduğunu, bazı kanunların hukuka aykırı olabileceğine işaret eden Ünsever, “Türkiye’de turizm kanunlarla değil, yönetmeliklerle yönetiliyor. Sabahtan akşama bir yönetmelik yapabilirsiniz. Yönetmeliklerin hukuksal denetimi çok zayıf” şeklinde konuştu.

Ünsever: 5 yılda 4 yeni kanun çıkarıldı, 1618 sayılı kanun 30 yıldır değişmedi

Turizm hukuku alanında son 5 yılda 4 yeni kanun çıkarıldığını, mevcut kanunların 74 maddesinde değişiklik yapıldığını ve 250 yönetmelik maddesi değiştiğinin altını çizen Ünsever, şöyle devam etti:   

“Turizm işletmelerinin Bakanlıkla, birbirleriyle ve müşterileriyle ilgili ilişkilerini düzenleyen İlişkiler Yönetmeliği, 1983 yılından beri hiç değişmedi. Bütün maddeler tekrar tekrar değişirken bu yönetmelik neden değişmedi? Çünkü Bakanlık bunu değiştirecek cesareti kendinde bulamadı. Otelcilerle seyahat acentalarını bir araya getirip değiştiremedi. 1995’ten beri 1618 sayılı kanun değişsin diye çalışıyorum. 30 yıl oldu. Bugün hala çalışıyoruz. Aralarda çok özensiz değişimler yapıldı. Kanundaki 34 maddenin 8’i değişti ama hiçbiri bizim hayatımıza etki etmedi.”

2023 yılında 1618 sayılı kanunun değişmesiyle ilgili çalışmalar yapıldığını ve TÜRSAB’ın kapatılmasından bölünmesine kadar dört farklı taslak oluşturulduğunu hatırlatan Ünsever, “Önce TÜRSAB’ın malları satılarak kapatılmak istendi. Sonra bölünmesi istendi” şeklinde konuştu.

“Turizm Hukuku ortak akılla olur”

ABTA’nın “Konaklamadaki Sağlık ve Güvenlik Teknik Kılavuzu”nun 300 sayfa olduğunu bizim toplam mevzuatımızın ise 400 sayfa olduğunu vurgulayan Ünsever,” ABTA üyeleri mevzuata uymazsa sorumlu olacağını biliyor ve o nedenle mevzuatı uyguluyor. Bunun Türkiye versiyonunu TÜRSAB olarak yakında çıkaracağız. Biz de kendi çerçevemizi oluşturup denetim yapabiliriz” dedi.

Ünsever: Turizm hukukuyla büyüyecektir

Konuşmasında yapılması gerekenleri de sıralayan İlker Ünsever, “Bilgi ve deneyime saygı duyulmalı. Ortak akılla iş birliği içinde hareket edilmeli. Kurumlar arası istişare olmadan ilerlemek mümkün değil. Turizmin meslek olduğu kabul edilmeli. Mesleki yeterlilik programları etkinleştirilmeli. Belgelendirme-ruhsat şartları yeniden oluşturulmalı. Mesleki sorumluluk sigortası, kaza sigortaları getirilmeli. Turizmde tüketici hakları düzenlenmeli. Tüketici haklarını turizme özgü olarak düzenlemek ve adaleti sağlamak önemli. Çapraz denetim esasları getirilmeli. Turizm uyuşmazlık çözüm modeli geliştirilmeli. Sektörel tahkim etkin şekilde devreye alınmalı. Turizm sektörü sorunlarının çözülmesini istiyor. Turizm, hukukuyla büyüyecektir.”

TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya kongre katılımcıları ve emeği geçenlere teşekkür etti

Panellerin ardından kongrenin kapanış konuşması gerçekleştiren TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, büyük bir emek ve mesai harcayarak gerçekleştirilen TÜRSAB Turizm Kongresi’ni başarıyla tamamladıklarını belirterek “Kongremize iştirak ederek bu büyük emeği takdir eden başta seyahat acentalarımız olmak üzere; turizm profesyonellerine, konuşmacılarımıza, panelistlerimize, sponsorlarımıza ve basın mensuplarına teşekkür ederim. Kongrenin başarıyla tamamlanmasında emeği geçen yönetim kurulumuzu, BTK Başkanlıklarımızı, İhtisas Başkanlıklarımızı ve tüm çalışma arkadaşlarımızı tebrik ederim” dedi.

Galataport İstanbul, 2025’e Akdeniz çanağındaki ana liman konumunu güçlendirerek giriyor.

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



GALATAPORT İSTANBUL’U ANA LİMAN OLARAK KULLANAN KRUVAZİYER YOLCU SAYISI 2025’TE 2.5 KATA YAKIN ARTACAK

Galataport İstanbul, 2025’e Akdeniz çanağındaki ana liman konumunu güçlendirerek giriyor. Ayrıca yıl boyunca, toplam gemi seferlerinde %37, yolcu sayısında ise %46’lık bir büyümede bekleniyor. 

Kruvaziyer turizminin önemli oyuncularından Galataport İstanbul,2025’e heyecan verici gelişmelerle merhaba dedi. Galataport İstanbul’u başlangıç ve bitiş seferlerinin yapıldığı ana liman olarak kullanan gemi ve yolcu sayısındaki artışın yanı sıra, yıl boyunca limanı ziyaret edecek toplam yolcu sayısındaki ivme de dikkat çekiyor.2024’te Galataport’u ana liman olarak kullanan yolcu sayısı 96.000 iken, 2025’te %134’lük bir artışla 225.000’e ulaşacak. Ayrıca 2024’ü 164 gemi ve 400.000 yolcu ile kapatan Galataport İstanbul, 2025’te sefer sayısını %37, yolcu sayısını ise %46 oranında artırarak 225 gemi ve 585.000 yolcu ağırlayacak. Nisan 2025’e kadar her çarşamba limanının kapılarını MSC Sinfonia gemisine açarak İstanbul’da mevsimsel takvimi değiştirip ilk kez kış kruvaziyer turizmini başlatan Galataport İstanbul, yılı yüksek verimlilikle geçirecek. 

Kruvaziyer yolcuları seyahatlerine başlamadan veya tatillerini bitirdikten sonra İstanbul’u da keşfetmeye zaman ayırdığından, ana liman kruvaziyer yolcusunun ülke turizmine katkısı standart bir turistin yaklaşık 6 katını buluyor. Bu vizyonla tasarlanıp planlanan Galataport İstanbul’un; Avrasya Patent Örgütü, Avrupa Patent İdaresi ve Amerikan Patent İdaresi tarafından tescillenmiş“geçici gümrüklü saha” konsepti, farklı liman şehirlerine ilham vermenin yanı sıra kruvaziyer firmaları ve yolcuları için de İstanbul’u daha cazip kılıyor. “Özel Hidrolik Sistemli Kapak” ve “Yer Altı Kruvaziyer Terminali” sistemleriyle yenilikçi çözümler sunan Galataport İstanbul, şehir içi ulaşım ve transfer faaliyetlerini günlük yaşamla entegre bir biçimde sürdürüyor.Limanın, kentin başlıca yeme-içme, alışveriş ve deneyim noktalarını da barındırması yolcu ve tayfaların hayatını büyük ölçüde kolaylaştırıyor.



Kruvaziyer turizminde ana liman pozisyonunda konumlanmak, içinde bulunulan şehir ve ülkenin lojistik imkanlarının da küresel çapta standartlara uymasını gerektiriyor. Dünyanın en çok ülkesine uçan Türk Hava Yolları ve bölgesel “hub” (bir ulaşım merkezi) haline gelmiş İGA İstanbul Havalimanı, Galataport’un kruvaziyer turizminde sac ayağını tamamlamasına büyük katkı sağlıyor. 

Lokal ve dünya lezzetlerini kapsayan birbirinden özel restoranlar ve kültür-sanat aktiviteleri de limana ayrıcalık kazandırıyor. Yılın bütününe yayılan,her yaş grubuna yönelik interaktif etkinlikler ve kültür-sanat faaliyetleri, her milletten vatandaşın otantik deneyim beklentisini fazlasıyla karşılıyor. Gerek modadan gastronomiye birçok farklı disiplinin buluştuğu mahalle konsepti gerekse entegrasyon ve geçici gümrüklü saha sistemi gibi eşsiz özellikleriyle kişilere deniz yolculuğunun ötesinde, çok yönlü bir deneyim yaşatan Galataport İstanbul2025’te ülke ekonomisini desteklemeye devam edecek.


ASTORIA GRANDE 2025 YILINDA LÜKS SEYAHATİ YENİ BİR BOYUTA TAŞIYACAK


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



ASTORIA GRANDE 2025 YILINDA LÜKS SEYAHATİ YENİ BİR BOYUTA TAŞIYACAK

Seyahat endüstrisi, modern teknolojiler ve eşsiz deneyimlerle yolcularına unutulmaz tatiller sunmaya hazırlanıyor. 2025 yılı, lüks seyahat tutkunları ve kruvaziyer meraklıları için yeni bir dönemin habercisi olacak! CamelotMaritime bünyesinde işletilen Astoria Grande, 2025 yılının ilk seferini 1015 turist ile gerçekleştirerek kruvaziyer yolculuklarında lüks ve konforun sınırlarını zorlayacağının sinyallerini verdi. Astoria Grande, yolcularına lüks bir tatil imkanı tanırken, Türkiye’nin eşsiz kültürel ve tarihi zenginliklerini keşfetme fırsatı da sunuyor.

Denizlerde eşsiz bir tatil deneyimi sunarak Türkiye’de yabancı bayraklı bir kruvaziyer gemisini işleten ilk firma olan CamelotMaritime, Astoria Grande kruvaziyer gemisi ile turizm sektöründe çığır açmaya devam ediyor. Gemi, modern donanımı, üstün hizmet anlayışı ve geniş olanaklarıyla yolcularına unutulmaz bir seyahat sunuyor.11 katlı yapısı ve geniş iç mekanlarıyla, spor salonları, sinema salonları, tiyatro, jakuzi, havuz, casino gibi olanaklar ile her yaştan yolcunun ihtiyacına cevap veriyor. Ayrıca, spa ve masaj salonlarıyla yolcular, yolculukları boyunca rahatlama fırsatı buluyor.2025 yılına dair beklentilerini dile getiren CamelotMaritime Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, "Kruvaziyer yolculukları, lüks seyahat deneyimini en üst seviyeye taşıyor. 2025 yılında konfor, zarafet ve benzersiz rotaların öne çıkacağı bir dönem olacak. Yolcularımıza unutulmaz anılar yaşatmak için Astoria Grande’yi en yeni trendlerle donatıyoruz." dedi.

Lüks Seyahat Trendleri 2025’te Şekilleniyor

Lüks seyahat anlayışı hızla değişiyor ve yeni trendler şekilleniyor. 2025’te kruvaziyer gemileri, klasik tatil anlayışının ötesine geçerek, yolculara daha interaktif, lüks ve kişiye özel deneyimler sunacak. Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımlar, 2025’te lüks seyahat deneyimlerini kökten değiştirecek unsurlar arasında. Kişiselleştirilmiş rota seçenekleri, özel tasarlanmış gastronomik deneyimler ve kültürel etkileşimi merkeze alan seyahat planlamaları, yolcuların beklentilerini yeni bir seviyeye taşıyor. 

Kruvaziyer sektörü de bu yenilikçi akımdan etkilenerek, yalnızca daha büyük ve lüks gemiler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda yolculuk deneyimini baştan sona şekillendiren yeni yaklaşımlar geliştiriyor. Emrah Yılmaz Çavuşoğlu, bu değişime dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

"Kruvaziyer sektörü, 2025’te yalnızca daha büyük ve lüks gemilerle değil, aynı zamanda yolculuk deneyimini yeniden şekillendiren yenilikçi anlayışlarla da dikkat çekecek. Artık yolcular sadece bir destinasyona ulaşmak için değil, yolculuğun kendisini bir deneyim olarak görmek için gemilere biniyor. Biz de bu doğrultuda misafirlerimize özel, unutulmaz ve benzersiz bir seyahat sunmaya odaklanıyoruz."


Masmavi Sularda Unutulmaz Bir Yolculuk

Astoria Grande, modern donanımları ve üstün hizmet anlayışıyla misafirlerine benzersiz bir tatil sunuyor. 193 metre uzunluğunda ve 1340 yolcu kapasitesine sahip olan gemi, geniş sosyal alanları, restoranları ve eğlence seçenekleriyle seyahati bir ayrıcalık hâline getiriyor.

Astoria Grande, Rusya merkezli kalkışlarla Türkiye'nin Karadeniz ve Ege limanlarına seferler düzenleyerek yolcularına Türkiye’nin kültürel ve tarihi mirasını keşfetme fırsatı sunuyor. İstanbul, İzmir, Trabzon, Samsun, Sinop, Amasra gibi limanlara uğrayarak turistlerin yerel esnafla etkileşimini sağlıyor ve ülke turizmi ile ekonomisine büyük katkı sağlıyor.


Gastronomi ile Lüks Seyahatin Buluştuğu Nokta

Astoria Grande, yalnızca konforlu bir yolculuk değil, aynı zamanda dünya mutfağının en seçkin lezzetleriyle unutulmaz bir gastronomi deneyimi sunuyor. Türk, İtalyan, İngiliz ve Arap mutfaklarının en özel tatları, dünyaca ünlü şefler tarafından hazırlanarak misafirlere sunuluyor. Deniz manzarası eşliğinde lezzet keşfine çıkmak, yolculuğun en keyifli anlarından biri haline geliyor. Çavuşoğlu, gastronominin kruvaziyer deneyiminin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

"Misafirlerimiz için seyahat deneyimi yalnızca rotalarla sınırlı değil, tattıkları lezzetlerle de unutulmaz hale geliyor. Astoria Grande’de dünya mutfaklarının en özel örnekleri, lüks bir atmosferde sunuluyor. Lüks konaklama alanları, eğlence ve dinlenme seçenekleriyle misafirlerine her anını özel hissettiren bir atmosfer sunan Astoria Grande, kruvaziyer turizmini yalnızca bir ulaşım aracı olmaktan çıkararak başlı başına bir deneyim haline getiriyor.’’ 

Hijyen ve Güvenlikte En Üst Standartlar

Lüks seyahatin vazgeçilmez unsurlarından biri de güvenlik ve hijyen standartlarıdır. Astoria Grande, yolcularına en yüksek hijyen koşullarını sunarak güvenli bir seyahat ortamı sağlıyor. Gemideki tüm alanlar düzenli olarak dezenfekte edilirken, eğitimli personel hijyen protokollerini en üst seviyede uyguluyor.

"Misafirlerimizin sağlığı bizim için en büyük önceliktir. Astoria Grande olarak, en titiz hijyen standartlarını uygulayarak, yolcularımıza gönül rahatlığıyla seyahat etme imkanı sunuyoruz." diyen Çavuşoğlu, lüks seyahatin yalnızca konforla değil, güvenle de mümkün olduğunu vurguladı. 


18 Şubat 2025 Salı

IHG Hotels & Resorts, 20. markası Ruby'yi satın alarak küresel alanda büyütmeyi hedefliyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



IHG Hotels & Resorts, 20. markası Ruby'yi satın alarak küresel alanda büyütmeyi hedefliyor

InterContinental Hotels Group PLC (IHG), Ruby SARL'den Ruby™ markasını ve ilgili fikri mülkiyeti yaklaşık 116 milyon dolar (110,5 milyon euro) başlangıç bedeliyle satın aldı. Ruby, modern gezginler için önemli şehir destinasyonlarında premium bir kentsel yaşam tarzı markası olup otel sahiplerine alan verimliliği yüksek tasarımlar ve esnek bir konsept sunuyor. IHG, bu markayı hızla küresel çapta genişletmeyi planlıyor.

2013 yılında kurulan Ruby markası, şu anda Avrupa'nın büyük şehirlerinde 20 otel (3.483 oda) işletiyor ve 10 otel (2.235 oda) daha açmayı hedefliyor. Almanya'da (Köln, Düsseldorf, Frankfurt, Hamburg, Münih ve Stuttgart) 9, Londra'da 3, Avusturya'da (Viyana) 3, İsviçre'de (Cenevre ve Zürih) 2 ve İtalya, İrlanda ve Hollanda'da birer otel bulunuyor. Planlanan oteller önümüzdeki üç yıl içinde Edinburgh, Marsilya, Roma ve Stockholm gibi Avrupa şehirlerinde açılması planlanıyor.

Ruby otelleri, şehirlerin ruhunu yansıtan tasarımları ve özgün hikayeleriyle şık ve rahat bir atmosfer sunuyor. Markanın 'Lean Luxury' yaklaşımı, konuk odalarında rahat bir yatak ve duş gibi temel unsurlardan, 7/24 hizmet veren barlarda sunulan özel kokteyllere kadar misafirleri doğru fiyatla arzu edilen şehirlerle buluşturuyor.

IHG'nin 20. markası olarak Ruby, modern, yaşam tarzına odaklı gezginlere hitap edecek ve otel sahiplerine maliyet açısından verimli ve son derece uyarlanabilir bir premium otel konsepti sunacak. 'Kentsel mikro' olarak adlandırılan, yüksek giriş engelleri ve alan kısıtlamalarıyla karakterize edilen bu segmentte, alan tasarrufu sağlayan tasarımlar ve yüksek derecede operasyonel standardizasyon ve otomasyon, örneğin hızlı check-in için self-servis kiosklar, sahipler için verimlilik sağlıyor.

Ruby, Avrupa'da zaten iyi bir konuma sahip olmasının yanında yeni inşa projelerinde olduğu kadar, ofis dönüşümleri gibi farklı ticari mülk türlerinde adaptif yeniden kullanım için de son derece uygun olup, başarılı dönüşümler gerçekleştirdi. Bu doğrultuda, Ruby markası son beş yılda yüzde 26'lık bir net sistem büyüme bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) elde etti. Satıcı firma, Ruby markalı otellerin portföyünü önemli ölçüde genişletmeyi planlamakta olup, IHG de diğer otel sahipleriyle birlikte markayı Avrupa'da ve küresel çapta büyütmeyi hedefliyor. IHG, organik olarak geliştirdiği ve satın aldığı markaları uluslararası alanda başarıyla büyütme konusunda kanıtlanmış bir geçmişe sahip. IHG, Ruby markasının yıl sonuna kadar ABD'de geliştirmeye hazır olmasını bekliyor.

IHG ile güçlerini birleştiren Ruby otelleri, güçlü bir dağıtım ağı ve teknoloji sistemlerinin yanı sıra, dünyanın en büyük ve en güçlü otel sadakat programlarından biri olan IHG One Rewards'tan faydalanacak. IHG, kentsel mikro alt segmentinin dünya genelinde gezginlerden güçlü talep görmeye devam edeceğini ve bunun da küresel otel endüstrisinden daha yüksek oranlarda oda arzı büyümesini destekleyeceğini öngörüyor. IHG, Ruby markasının önümüzdeki 10 yıl içinde 120'den fazla otele ve 20 yıl içinde 250'den fazla otele ulaşmasını hedefliyor.

 IHG Hotels & Resorts CEO'su Elie Maalouf şunları söyledi:

"Ruby'nin satın alınmasından dolayı çok memnunuz; bu, popüler şehir destinasyonlarında hem misafirler hem de sahipler için heyecan verici, farklı ve yüksek kaliteli bir teklif sunarak portföyümüzü zenginleştiriyor. Bu satın alma, büyük ve çekici endüstri segmentlerindeki varlığımızı güçlendirme ve markaları ve otel portföylerini entegre etme ve büyütme konusundaki deneyimimizi gösteriyor. Kentsel mikro alanı, franchise dostu bir model olup, çekici sahip ekonomilerine sahip ve Ruby'nin güçlü Avrupa temelini genişletmenin yanı sıra, bu heyecan verici markayı Amerika ve Asya'ya hızla taşımak için mükemmel fırsatlar görüyoruz."

The Ruby Group'un Kurucusu ve CEO'su Michael Struck ise şunları ekledi:

"Ruby markasını ve uluslararası genişlememizi bir sonraki seviyeye taşımak için IHG'yi doğru ortak olarak dikkatlice seçtik. IHG'nin güçlü dağıtım ağı, Ruby'nin IHG portföyünü mükemmel şekilde tamamlaması ve markaları entegre ederken kimlik ve kültürü koruma konusundaki kanıtlanmış geçmişi, birlikte bu yeni bölüme başlarken bize büyük güven veriyor. IHG'nin küresel erişimi ve kaynakları ile operasyonel ve inşaat modelimizin verimlilik avantajlarını birleştirmek, yatırımcılarımız ve emlak ortaklarımız için üstün getiriler sağlayacak. Ayrıca, zamanlama daha iyi olamazdı. Ofis alanlarının verimli adaptif yeniden kullanımı için benzersiz çözümlerimiz yüksek talep görüyor ve bu da bizi güçlü bir büyüme için konumlandırıyor."


BigChefs, Academy sektördeki 18 yıllık tecrübe ve kalitesiyle kapılarını açtı.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



BigChefs’ten Yeme İçme Sektörünün Geleceğini Şekillendirecek Yatırım: Academy BigChefs!

Türkiye’nin lider full servis restoran zinciri markası BigChefs*, sektörde öncü ve ilham veren marka olma misyonuyla yeni bir oluşuma imza attı.Academy BigChefs, geleceğin mutfak profesyonellerini yetiştirmek amacıyla, BigChefs’in sektördeki 18 yıllık tecrübe ve kalitesiyle kapılarını açtı. Eğitimde fırsat eşitliği ve sürdürülebilir büyüme odaklı bir vizyonla hareket eden BigChefs, Academy BigChefs’te sektörün her alanına değer katacak profesyoneller yetiştirmeyi hedefliyor.

Bünyesinde bulunan NumNum, NumNumStreetfood, Buselik ve Kaicy markalarıyla, Türkiye ve dünyada toplamda 134 şube ve 3500’den fazla çalışana ulaşan BigChefs, sektördeki eğitim ve iş gücü ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, gastronomi eğitimi alanında eşit fırsatlar sunmayı amaçlayan bir eğitim platformu oluşturdu. Academy BigChefs, geleceğin mutfak profesyonellerine ihtiyaç duydukları teknik beceriler, yaratıcılık, inovasyon ve operasyonel yetkinlikleri kazandırarak, yeme içme sektörünün her alanında görev alabilecek donanımlı personelleri yetiştirmek üzere eğitimlerine başlıyor. Temel mutfak becerilerinin yanı sıra, mutfak yönetimi, menü planlama, gıda güvenliği ve müşteri ilişkileri gibi kritik alanlarda da eğitimlerin sunulacağı akademiyle BigChefs, hizmet kalitesini tüm sektör için yüksek standartlara çekmeyi amaçlıyor. 

Sosyal Sorumluluk ve Toplumsal Katkı

Eğitimde fırsat eşitliği yaratmayı misyon edinen ve ekonomik olarak dezavantajlı gruplardan gelen gençleri hedefleyen Academy BigChefs’de, mesleki eğitimle birlikte iş hayatına adım atma fırsatı da sunulacak. Akademi, belediyeler, çocuk esirgeme kurumları, okullar ve işçi bulma kurumları ile sürekli iş birliği yaparak, gençlerin iş hayatına entegrasyonunu kolaylaştıracak projeler geliştirecek. 

İnovatif Eğitim Süreci ve Uygulamalı Deneyim

Academy BigChefs’in8 hafta süren eğitim programı, sektördeki en güncel mutfak trendleri, teknik mutfak becerileri ve yönetim pratikleri üzerine inşa edilmiş olup, katılımcılara temel mutfak tekniklerinden dünya mutfaklarına kadar geniş bir içerik yelpazesi sunulacak. Eğitim programıhem teorik dersler hem de altı saatlik yoğun uygulamalı derslerle desteklenecek. Katılımcılara, bıçak kullanma, yemek sunumu, sos yapımı, malzeme seçimi ve pişirme yöntemleri gibi kritik becerilerde uzmanlaşmak üzere eğitimler verilecek. 

Sektörün alanında önde gelen Unilever, noksan, Paşabahçe, Pınar, Robot Coupe, White Uniform, Unox, Cambro, Kapp, Bonna, Rama, Lipton gibi markaları da Academy BigChefs’de iş ortakları olarak ürünleri ve hizmetleri ile katkı sağlayıp, bilgi ve deneyimlerini aktaracak.

AcademyBigChefs İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Enstitü İstanbul İsmek iş birliğinde de eğitim çalışmaları yürütecek. Bu programa katılmaya uygun özelliklere sahip olan adaylar eğitim sürecinin sonunda, BigChefs şubelerinde bir aylık profesyonel staj imkânına sahip olacak. Stajda katılımcılar gerçek mutfak ortamlarında çalışarak teorik bilgilerini uygulama fırsatı bulup, profesyonel mutfakların dinamiklerini yakından tanıma şansını da elde edecek. Staj süresinin sonunda ise başarılı stajyerler, performanslarına göre BigChefs şubelerinde ve diğer BigChefs markalarında kalıcı pozisyonlar için değerlendirilecek.



Sektör Dışı ve Sektörel Etkinlikler ile Güçlü Network 

Academy BigChefs, sektörel etkinlikler ve iş birlikleri yoluyla akademi katılımcılarının vizyonunu genişletmeyi hedefliyor. Kurumsal toplantılardan özel etkinliklere kadar birçok organizasyona ev sahipliği yaparak, katılımcılarına sadece mutfak eğitimi değil, aynı zamanda iş dünyasıyla güçlü bağlantılar kurma fırsatı tanımayı amaçlıyor. Academy BigChefs ayrıca, yemek sanatıyla ilgilenen amatörlere yönelik kısa dönemli eğitim programları ve workshoplar düzenleyerek, sektöre yeni isimler kazandırmaya devam edecek. 

Academy BigChefs’in yeme içme sektörüne değer katacak profesyoneller yetiştirmeyi hedeflediğinin altını çizen BigChefs Yönetim Kurulu Başkanı Gamze Cizreli; “BigChefs olarak markamızın DNA’sına işleyen bütüncül iyilik anlayışını bu defa hem sektörümüz hem gençlerimiz hem de ülkemiz için fayda yaratacak bir eğitim platformu olan Academy BigChefs’e yansıttık. Eğitimde fırsat eşitliğini savunarak, özellikle ekonomik açıdan dezavantajlı gençlerimize kapılarını açan bu akademide, sektörümüzün geleceğini inşa edecek profesyonelleri yetiştirecek olmaktan dolayı heyecanlıyız. Academy BigChefs’te belediyeler, çocuk esirgeme kurumları ve istihdam kurumlarıyla iş birliği yapacak, gençlerimiz için bir umut ışığı yakacağız.” dedi. 

BigChefs CEO’su Altan Kosova ise; “Academy BigChefs sadece bir eğitim platformu değil, aynı zamanda sektörümüzün hizmet kalitesini bir adım öteye taşıyacak yeni bir vizyonun hayata geçişi anlamına geliyor. Tüm dünyada yeme-içme sektörü, yalnızca kaliteli yemek sunmakla değil, aynı zamanda kusursuz bir misafir deneyimi yaratmakla büyüyor. Biz de "öncü ve ilklerin markası" olma misyonumuz doğrultusunda, sadece restoran ağımızı genişletmekle kalmayıp, BigChefs ailesi ile en yüksek standartta sunduğumuz hizmet kalitesini sektöre taşımak için akademimizi açıyoruz.’’ diyerek görüşlerini bildirdi.

BigChefs Mutfak Koordinatörü Murat Aslan: “Bugün burada, mutfak kültürümüzü ileri taşımak için çok önemli bir adım atıyoruz. Gerçek mutfak disiplinini, yeme içme ve hizmet sektörünün inceliklerini ve gastronomiye duyduğumuz tutkuyu paylaşacağımız Academy BigChefs’in kapılarını açıyoruz. Mutfak sanatına gönül vermiş, yeme içme sektöründe bir kariyer isteyen ama ekonomik olarak dezavantajlı gençlerimiz bilsinler ki bu akademin kapıları onlara açık. 8 haftalık yoğun ve kapsamlı bir eğitim sürecimizin olacağı akademimizde alanında uzman isimler tarafından eğitim verecek, programı başarıyla tamamlayan öğrencilerimize, restoranlarımızda bir aylık staj yapma hakkı sunacağız, staj sonrası yetenek ve performanslarına göre BigChefs ailesinin bir parçası olma şansı da yakalayacaklar.” dedi.


Ramada Encore® by Wyndham Konya Karatay otelinin açılışını duyurdu.

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



95'ten fazla ülkedeki yaklaşık 9 bin 200 oteliyle dünyanın franchise veren en büyük otel şirketi Wyndham Hotels & Resorts, Konya'nın merkez ilçelerinden Karatay'daki 72 odalı Ramada Encore® by Wyndham Konya Karatay otelinin açılışını duyurdu.

Mevlana Müzesi'ne yürüme mesafesinde bulunan Ramada Encore® by Wyndham Konya Karatay, Tarihi Bedesten Çarşısı ve Alaaddin Tepesi gibi şehrin gezilmesi gereken diğer yerlerine de kolay erişim imkanı sağlıyor. Otelin standart odalar, süitler ve bir engelli odası da dahil olmak üzere konfor ve rahatlık odaklı tasarlanan 72 modern misafir odası bulunuyor.

Ramada Encore® by Wyndham Konya Karatay, misafirlerini bir tesis içi restoran ve sauna, fitness salonu, hamamı ve buhar odası da bulunan spa alanı gibi zengin olanaklarla ağırlıyor. Otel aynı zamanda 150 kişi kapasiteli toplantı salonuyla iş toplantıları ve özel etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

Mülkiyeti Somuncu Grup'a ait olan ve yine aynı şirket tarafından franchise modeliyle işletilen Ramada Encore® by Wyndham Konya Karatay, misafirlerine unutulmaz bir konaklama deneyimi sunma hedefiyle yola çıkıyor.

“Kültürel, tarihi ve gastronomik keşif odaklı seyahatlere yönelik talep dünya genelinde artmaya devam ediyor. Tüm bu deneyimleri bir arada sunan bir şehir olan Konya hem yurt içinden hem de yurt dışından ziyaretçiler için büyük bir potansiyel barındırıyor. Biz de Wyndham olarak buradaki hizmetlerimizi otel ortağımız Somuncu Grup iş birliğinde hayata geçirdiğimiz Ramada Encore® by Wyndham Konya Karatay’ın açılışıyla çeşitlendiriyoruz. Yeni otelimizin açılışı, Türkiye'nin dört bir yanında büyümeye devam etme kararlılığımızı yansıtıyor.”

- Panos Loupasis, Wyndham Hotels & Resorts Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Pazar Yönetici Direktörü

“Konya, tarih boyunca kültürü, sanatı, ticareti ve misafirperverliğiyle pek çok medeniyete ev sahipliği yaparak Anadolu'nun kalbi olmuştur. Şimdi, bu zengin mirasa yakışır bir şekilde, uluslararası standartlarda hizmet verecek olan Ramada Encore® by Wyndham Konya Karatay otelimizi şehrimize kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Wyndham'ın dünya çapındaki güvenilirliği ve standartlarından aldığımız güçle, Konya'nın güzelliklerini misafirlerimize sunuyoruz.”

Selim Somuncu, Somuncu Grup Yönetim Kurulu Başkanı

Wyndham'ın Ramada Encore® by Wyndham Konya Karatay haricinde Konya'da bulunan otelleri arasında Ramada Plaza® by Wyndham Konya ve Ramada® by Wyndham Karapınar sıralanıyor. Wyndham Hotels & Resorts, Türkiye'nin 40'tan fazla şehrinde ve 11 farklı marka altındaki yaklaşık 120 oteliyle faal durumdaki tesis sayısı bazında ülkedeki en büyük uluslararası otel şirketi konumunda bulunuyor. Şirketin Türkiye'deki proje stokunda geliştirme aşamasındaki yaklaşık 25 otel daha yer alıyor.

Wyndham markaları altındaki tüm oteller, USA Today ve U.S. News & World Report okuyucuları tarafından bir numaralı otel ödül programı seçilen Wyndham Rewards® kapsamında yer alıyor. 60 binden fazla otel, resort tatil kulübü ve kiralık tatil evinin dahil olduğu Wyndham Rewards®, üyelerine konaklamaları için diğer tüm otel ödül programlarından daha fazla ve daha cömert seçenekler sunuyor. WyndhamRewards.com adresi üzerinden ücretsiz katılın.


Wyndham Hotels & Resorts Hakkında

Wyndham Hotels & Resorts (NYSE: WH), altı kıtada ve 95’in üzerinde ülkede bulunan yaklaşık 9 bin 200 oteliyle, tesis sayısı bazında dünyanın franchise veren en büyük otel şirketidir. Wyndham, her ziyaretçiye hitap eden ve 893 bine yakın odanın bulunduğu ağıyla, konaklama sektörünün hem ekonomi, hem de orta

segmentinde lider bir konuma sahiptir. Super 8®, Days Inn®, Ramada®, Microtel®, La Quinta®, Baymont®, Wingate®, AmericInn®, Hawthorn®, Trademark Collection® ve Wyndham®, şirketin portföyünde yer alan 25 otel markasından bazılarıdır. Şirketin ödüllü sadakat programı Wyndham Rewards®, yaklaşık 112 milyon kayıtlı üyesinin, puanlarını dünya çapında binlerce otel, resort tatil kulübü ve kiralık tatil evinde kullanmasına olanak sağlamaktadır. Daha fazla bilgi için wyndhamhotels.com adresini ziyaret ediniz.

17 Şubat 2025 Pazartesi

PEYK ile dijital dönüşümde iş dünyasının geleceğine ışık tutuluyor


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



PEYK ile dijital dönüşümde iş dünyasının geleceğine ışık tutuluyor

Yeni nesil belge transfer çözümü PEYK toplantısı, 7 Şubat Cuma günü İstanbul Swissotel Bosphorus’ta gerçekleşti. İş ve sosyal güvenlik alanında önemli gelişmelerin ele alındığı ve sektör profesyonellerinin bir araya geldiği özel etkinliğe yoğun katılım oldu.

Kolaysoft Teknoloji ve Resul Kurt Danışmanlık & Eğitim ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte, sosyal güvenlik mevzuatındaki güncel gelişmeler ve modern belge transfer yönetimi konuları detaylı olarak ele alındı. Bu önemli buluşmada, dijital dönüşüm ve sosyal güvenlik alanındaki gelişmeler masaya yatırılarak, iş dünyasının geleceğine ışık tutuldu.

Dijital dönüşümde güçlü adımlar

İş ve sosyal güvenlik alanında yaşanan gelişmeleri aktarmak amacıyla düzenlenen etkinlikte, Adıyaman Milletvekili, RK Danışmanlık & Cankurt OSGB Kurucusu, Sosyal Güvenlik Danışmanı ve Yazar Doç. Dr. Resul Kurt konuşmasını gerçekleştirdi. Resul Kurt konuşmasında, Bolu Kartalkaya’daki yangın faciasına değinerek, iş yerlerinin alması gereken güvenlik önlemleri hakkında da önemli bilgiler verdi.

Kolaysoft Teknoloji’den PEYK tanıtımı

Kolaysoft Teknoloji Kurucu Ortağı Kezban Boztürk, Kolaysoft’un yeni nesil belge transfer çözümü PEYK’i tanıttı. PEYK, İş Kanunları gereği işverenlerin çalışanlarına tebliğ etmekle yükümlü olduğu ve yazılı cevap alması gereken belgelerin elektronik ortamda gönderilip cevap alınabildiği, hukuki geçerliliği olan bir uzaktan bildirim çözümü olarak katılımcılara anlatıldı. PEYK kullanan firmaların yetkilileri, etkinlikte söz alarak, çözümün iş süreçlerine sağladığı katkılardan ve memnuniyetlerinden bahsettiler. Dijital dönüşümde öncü adımlar atmaya devam eden Kolaysoft Teknoloji, PEYK ile iş dünyasına hızlı, güvenilir ve hukuki geçerliliği olan belge yönetim çözümleri sunmaya devam etmektedir. 

Bordro ve vergi uygulamalarında 2025’e bakış

Etkinliğin ikinci oturumunda, Resul Kurt Danışmanlık Danışma Bölüm Müdürü Oğulcan Yağız, 2025 yılı bordro parametreleri ve dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgiler verdi. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Mualla Demet Kırmızı ise, ücretli çalışanlarda gelir vergisi beyanında özellikli durumlar ve Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi düzeltme işlemleri üzerine detaylı bir sunum gerçekleştirdi.

Etkinlik kapsamında, dijitalleşmenin sadece operasyonel verimlilik açısından değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik boyutuyla da önemli kazanımlar sunduğuna dikkat çekildi. Kağıt tüketiminin azaltılmasıyla ağaç kesiminin önlenmesine ve karbon ayak izinin düşürülmesine yönelik sağlanan katkılar üzerine veriler paylaşıldı. Özellikle kağıt tüketiminin azaltılmasıyla her yıl binlerce ağacın korunabileceği ve işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine daha hızlı ulaşabileceği vurgulandı. 

Etkinliğin sonunda katılımcılar arasında PEYK çekilişi yapılarak, kazananlara özel hediyeler takdim edildi. Bu çekiliş, PEYK'in dijital dönüşüme katkısını deneyimlemek isteyen firmalar için önemli bir fırsatı sundu.


TÜRSAB Turizm Kongresi’nin üçüncüsü, görkemli bir şekilde açıldı.

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




3. TÜRSAB TURİZM KONGRESİ GÖRKEMLİ BİR AÇILIŞLA BAŞLADI

Türk turizminin önemli organizasyonlarından biri olan ve gelenekselleşen TÜRSAB Turizm Kongresi’nin üçüncüsü, görkemli bir şekilde açıldı. Birbirinden değerli isimlerin panelist olarak yer aldığı kongrenin açılışında konuşan TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, seyahat acentacılığının kamu güvenliği kapsamında bir meslek olduğuna işaret ederek “Kongremiz bizim bildiğimiz bu gerçeği bilmeyen ya da kabul etmeyen veyahut yok sayanlara verilen en güzel cevaptır. Yarım asrı aşan süreden bu yana ülkemiz turizminin gelişimi için çalışan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği olarak sektörümüzün geleceğine ışık tutma hedefiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

Turizm sektörünün ufkunu açan, geleceğine ışık tutan projelere imza atan TÜRSAB’ın bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiği TÜRSAB Turizm Kongresi Antalya’da başladı. 17-18 Şubat 2025 tarihleri arasında Antalya Gloria Golf Resort’ta “Eğitim, İletişim ve Dayanışma” temalarıyla düzenlenen kongreye 1500’ün üzerinde kayıt yapıldı. Kongrenin açılış konuşmalarını Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB Başkan Yardımcıları Hasan Eker ve Davut Günaydın, TTYD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin ile TÜROFED Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Yağcı gerçekleştirdi.

Üst düzey ve geniş bir katılımın olduğu kongreye; TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyeleri, Disiplin ve Denetim Kurulu Üyeleri, Başkan Başdanışmanları, Bölge Temsil Kurulu Başkanları, İhtisas Başkanlarının yanı sıra basın mensupları, seyahat acentası temsilcileri, otelciler ile sektörün farklı alanlarında çalışan turizm profesyonelleri katılım gösterdi. 

TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya: “Mesleğimiz sürekli öğrenmeyi gerekli kılıyor”

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, turizmin dünyanın en zor işlerinden biri olduğunu ve insanları mutlu etme hedefiyle icra edildiğini belirterek, “Biz turizmciler bu zor işi başarmaya çalışıp başkalarını mutlu ederken, onların hayallerini gerçekleştirirken çoğu zaman kendimize zaman ayıramayız. Kendimizi sıkça ihmal ederiz. Halbuki bizim de bilgimizi tazelemeye, trendleri takip etmeye, kendimizi geliştirmeye ihtiyacımız var. Mesleğimiz sürekli öğrenmeyi gerekli kılıyor. Meslek örgütü olarak en önemli görevlerimizden biri de meslektaşlarımızın sektörle ilgili güncel bilgilere ulaşmalarını sağlamaktır. Bu bilinçle yaptığımız çalışmaların en önemlisi de bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz TÜRSAB Turizm Kongresi’dir. Kongremize katıldığınız için burada bizlerle birlikte olduğunuz için hepinize şahsım ve kurumum adına canı gönülden teşekkür ediyorum” dedi.  

Firuz Bağlıkaya: “İnsan merkezli, insan odaklı anlayıştan asla vazgeçmemeliyiz”

Turizmin küresel ve yerel ekonomiden ulusal ve uluslararası siyasete, dönemsel mevsim hareketlerinden çok daha uzun vadeli iklim değişikliklerine, ulaşımdaki gelişmelerden teknolojiyle birlikte farklılaşan tüketici beklentilerine kadar her konudaki gelişmeden etkilendiğine işaret eden Bağlıkaya, etkeni bu kadar çok olan bir sektörde başarıya ulaşmanın yolunun farklı pencerelerden olaylara bakarak fikir dünyamızı zenginleştirmekten geçtiğini kaydetti. Türkiye gibi güçlü bir şekilde turizme odaklanmış ülkelerin sektörü sadece bir ekonomik faaliyet alanı olarak değil aynı zamanda yerel kalkınmanın anahtarı olarak da gördüğünü vurgulayan Bağlıkaya sözlerine şöyle devam etti:

“Turizme sadece ekonomik kazanımlar üzerinden değil, sosyal açıdan da bakmamızda fayda var. Dünyanın dört bir yanından farklı kültürlerden insanların birbirlerini daha iyi tanıması ve birbirlerini kucaklamasını sağlayan turizm barışı tesis eden yapısıyla da çok özel bir önem taşıyor. İnsan merkezli, insan odaklı anlayıştan asla vazgeçmemeliyiz.” 

Bağlıkaya: “Seyahat acentaları hünerlerini çalışarak gösteriyor”

Sektörün; depremler ve pandemi gibi birçok badire atlattığını hatırlatan Bağlıkaya, “Hepsine direndik ve her musibetten ders çıkarıp daha iyiye daha güzele varmak için yolumuza devam ettik. Biz daha iyisini yapabileceğimizi biliyoruz. Biz ülkemizi dahada iyi bir konuma getirecek turizm sonuçlarını gerçekleştirecek güçteyiz. Bunun için hünerlerimizi hesaplamalar, istatistikler üzerinde değil büyüteceğimiz pazarlarda elimizde çantalarımızla koşturarak gösteririz. Tıpkı bugüne kadar olduğu gibi…” şeklinde konuştu.

Bağlıkaya: “Kongremiz, mesleğimizi yok sayanlara en güzel cevaptır”

Seyahat acentacılığının kamu güvenliği kapsamında bir meslek olduğuna işaret eden Bağlıkaya, şunları kaydetti: “Kongremiz bizim bildiğimiz bu gerçeği bilmeyen ya da kabul etmeyen veyahut yok sayanlara verilen en güzel cevaptır. Yarım asrı aşan süreden bu yana ülkemiz turizminin gelişimi için çalışan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği olarak sektörümüzün geleceğine ışık tutma hedefiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Hızla değişen dünyada yeni fırsatlarla birlikte sorumluluklarımızda artıyor. Bizler bu durumun bilincinde ortak aklı öne çıkartacak şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Davut Günaydın: “Dünyadaki bütün stratejileri takip ediyor ona göre çalışmalar yapıyoruz”

Daha sonra söz alan TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Davut Günaydın, “Siyasetçisinden filozofuna, tarihçisinden yazarına kadar herkes bizim meslekten bahsediyor. Dalay Lama, ‘senede bir kere bir yere seyahate gidin’ diyor. Bu güzel sözler varken biz hiçbir zaman boşta kalmayacağız. Kriz olduğunda hemen üstesinden geliyoruz. Kriz profesörü olduk” şeklinde konuştu.

TÜRSAB’ın hayata geçirdiği çalışmaları aktaran Günaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyadaki bütün stratejileri takip ediyor ona göre çalışmalar yapıyoruz. Sağlık turizminde güzel çalışmalar yapıyoruz, her ili geziyoruz. Uçak bileti ile ilgili sorunları çözmek için çalışıyoruz. Üyelerimize yeşil pasaport için girişimlere başladık. Önümüzdeki günlerde görüşmeler gerçekleştireceğiz. Vizelerle ilgili yaşanılan sorunların çözümü için ilgili mercilerle neredeyse her hafta bir toplantı yaptık. Hala da çalışmalarımız devam ediyor. Ancak biz yurt dışından turist getirirken de vize sıkıntısı yaşıyoruz. Özellikle Hindistan, Irak gibi pazarlarda sorun yaşıyoruz. Bunları aşmaya çalışıyoruz. Türkiye’ye gelen turistin yüzde 80’ini seyahat acentaları ve tur operatörleri getiriyor. Turiste dair bütün sorumluluğu biz alıyoruz. O nedenle sizler Türk turizmine Allah’ın bir lütfusunuz.”

Hasan Eker: “Kongre, üyelerimize dokunduğumuz en önemli faaliyetlerimizden biri”

Kongrede konuşan TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Kongre Koordinatörü Hasan Eker, 4 yıl önce “Eğitim, İletişim, Dayanışma” sloganıyla başlayan TÜRSAB Turizm Kongresine gösterilen ilginin kendilerini çok mutlu olduğuna değinerek, “Kongre, üyelerimize dokunduğumuz, fayda sağladığımız en önemli faaliyetlerimizden biri oldu. Katılım her sene daha da artıyor” dedi.

Kongrede; arzı, talebi, pazarlamayı, ekonomiyi konuşarak geleceği daha iyi öngörmeye çalışacaklarını ifade eden Eker, şunları belirtti: “Üyelerimize yeni misyon ve vizyonlar kazandırarak gelişmeleri için çaba sabrediyoruz. Son yıllarda güçlükleri aşarak bugünlere gelen TÜRSAB sizlerin yanındadır. Kongreye emeği geçenlere ve destek verenlere teşekkür ediyor, verimli bir kongre dileklerimle saygılar sunuyorum.”

Oya Narin: “Türkiye’nin üçüncü turizm hamlesini gerçekleştirmesi gerekiyor”

Konuşmasına Bolu’daki yangında hayatını kaybedenlere baş sağlığı dileyerek başlayan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin, turizm sektörünün Türkiye ekonomisinin en büyük taşıyıcılarından biri haline geldiğini söyledi. Turizmde sağladığımız sürdürülebilir büyüme ile Türkiye’nin dünyanın önemli oyuncularından biri haline geldiğini hatırlatan Narin, birinci ve ikinci turizm hamlelerinin ardından üçüncü turizm hamlesini gerçekleştirmesi gerektiğini kaydetti. Bunun için yeni bir plan ve program yapılması gerektiğinin altını çizen Narin, şunları kaydetti:

“Suudi Arabistan gibi, Yunanistan gibi rakipler yeni bir vizyona girmemiz gerektiğini hatırlatıyor bize. Pazarlama çalışmalarına önem verilmesi gerekiyor. 2023 yılında TTYD’nin projeksiyonu 132 milyar dolar gelir elde edeceğimizi göstermektedir. Türkiye’nin turizm potansiyelini artırmak ve için daha çok çalışmalıyız. Sizlerin ortaya koyduğunuz vizyon, turizmin geleceğini şekillendirecek. Bu yüzden TTK önemli bir işlev üstleniyor.”

TÜROFED Başkanı Erkan Yağcı: “Yeni bir rekabet ortamındayız”

Kongrenin açılış konuşmacıları arasında yer alan Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Dr. Erkan Yağcı konuşmasına bu ve benzeri kongrelerin sektör için ne kadar önemli olduğunu belirterek başladı. Turizm sektörünün bir değerler zinciri oluşturduğunu ve seyahat acentaları, rehberler, yeme-içme üniteleri, ulaşım ve otellerin sektörün bir parçası olduğunu ifade eden Yağcı, şöyle devam etti:

“Hepimiz bu zincirin içinde bir değer oluşturuyoruz. Hepimizin ayrı bir rolü var. Bu roller turistin çok daha güvenilir şekilde tatil yapmasına olanak tanıyor. TÜRSAB kanunla kurulan, sektörü temsil eden en önemli kurumlarından biri. 2024 yılında 62 milyon turist, 60 milyar dolar turizm geliri elde etti. Bunlar sektör için çok önemli rakamlar. Türkiye turizminin ne zorluklardan bugünlere geldiğini hepimiz biliyoruz. 40-50 milyonlara çıkmak zor oldu ama 70-80 milyonlara çıkmak daha da zor olacak. Çünkü eskiden Mısır, Tunus rakip setiyle rekabet ederken bugün artık İspanya, İtalya, Yunanistan ile rekabet ediyoruz. Yeni bir rekabet ortamındayız. Yurt dışında Türkiye ile ilgili çıkan her olumsuz haber bizim gündemimizde olmalı. Olumsuz haberlere karşı hep beraber çalışmalıyız. Bu büyüklüğe gelen sektörü yönetmek çok zor. Vizyon, zihniyet değişikliğine gitmemiz gerekiyor.”

Kongre birbirinden önemli panellerle devam ediyor

Açılış konuşmalarının ardından panellere geçildi. İki gün sürecek kongrede; havacılık sektörünün turizmin geleceğindeki rolü, sağlık turizminin gelişimi, seyahat ve turizmin tarihsel süreçteki dönüşümü, kültürel mirasın turizmle etkileşimi, turizmde tüketici sorunları ve güvenliğin gibi önemli başlıklar ele alınacak. Ayrıca, çevrenin turizm ekonomisine etkisi ve sektöre yönelik yasal düzenlemeler kapsamlı bir şekilde değerlendirilecek. Kongre süresince workshoplar da düzenlenecek.

 

16 Şubat 2025 Pazar

Turizm ve seyahat sektöründe‘Yılın İtibarlısı’ ödülü Tatilsepeti’nin


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Turizm ve seyahat sektöründe‘Yılın İtibarlısı’ ödülü Tatilsepeti’nin

20. yılını kutlayan online seyahat platformu Tatilsepeti, tüketici araştırmalarına dayanarak 2024 yılında itibarını en çok arttıran marka seçilerek, turizm ve seyahat sektöründe bir kez daha ‘’TheOneAwards Yılın İtibarlısı’’ ödülüne değer görüldü

Pazarlama sektörünün prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen “TheOneAwards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri’’, bu yıl bir kez daha “Yılın İtibarlıları”nı ödüllendirdi. Divan Kuruçeşme’de düzenlenen törende 71 kategoride öne çıkan markalar “Yılın İtibarlısı” olarak ödüllerine kavuştu. Marketing Türkiye ve Akademetre  iş birliğiyle gerçekleştirilen ve 2024 yılı içinde itibarını en çok artıran markaların halk oylamasıyla belirlendiği yarışma kapsamında, Tatilsepeti, turizm ve seyahat kategorisinde ‘’Yılın İtibarlısı’’ ödülüne bir kez daha değer görülerek ödüllerine bir yenisini ekledi.  

Yılın itibarlı markaları, pazar ve tüketici araştırmaları yapan Akademetre Researchand Strategic Planning’in gerçekleştirdiği “İtibar ve Marka Değer Performans Ölçümü” araştırması kapsamında Türkiye temsili 12 ilde toplam bin 200 kişiyle yüz yüze gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda belirlendi. Tatilsepeti Pazarlama Direktörü Canan Demir, ödülü alırken şu sözleri kaydetti: ‘’2024 Tatilsepeti için prestijli ödüllerine bolca ödül eklediği bir yıl oldu, gururluyuz. OneAwards’ta 3 yıl üst üste toplam 4. kez turizm ve seyahat sektöründe ‘’Yılın itibarlısı’’ seçilmemiz de tesadüf değil. Verileri özenle okuyoruz, nereyi iyileştirmemiz gerektiğine çok dikkat ediyoruz. Bizi başarıya götüren en önemli faktör hedef kitlemizi iyi dinlemek ve yaptıklarımızı sürekli geliştirmek, optimize etmek. Değerli misafirlerimize bize duydukları güven için çok teşekkür ediyoruz.’’


WIN EURASIA 2025, özel alanlarında endüstriyel inovasyon ve sürdürülebilirliği buluşturacak


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



WIN EURASIA 2025, özel alanlarında endüstriyel inovasyon ve sürdürülebilirliği buluşturacak

30 yıllık mirasıyla inovasyonun penceresinden teknolojinin ve sürdürülebilirliğin geleceğine ışık tutacak olan WIN EURASIA 2025 Fuarı, “Odağımız Otomasyon” mottosuyla sektörün tüm bileşenlerini buluşturmaya hazırlanıyor. Endüstriyel inovasyonu ve sürdürülebilirliği buluşturduğu özel alanlarıyla sektörün dönüşümüne öncülük edecek olan fuar, enerji verimliliğini artıran ve çevresel sürdürülebilirliği destekleyen uygulamalarla sektör profesyonellerine ilham verecek.

Dünyanın en önemli sanayi fuarı HANNOVER MESSE'nin bölgesel temsilcisi olan WIN EURASIA, özel alanlarında endüstriyel inovasyona ve sürdürülebilirliğe ışık tutacak.  Robotik sistemlerden yapay zekâ destekli üretim çözümlerine, dijitalleşmeden yeşil üretim teknolojilerine kadar geniş bir yelpazede sunulan bu özel alanlar, sektörün geleceğine yön verecek fikirlerin buluşma noktası olacak. Fuar 28- 31 Mayıs 2025 tarihlerinde, İstanbul Fuar Merkezi’nde katılımcı ve ziyaretçileri tek çatı altında buluşturacak.

Çevreye duyarlı çözümler arayanların adresi olacak 

WIN EURASIA Otomasyon ve Makine Teknolojileri Fuarı, sürdürülebilir bir dünya odaklı temiz enerji ile üretim, teknoloji dönüşümü ve çevreye duyarlı çözümler arayanları Hidrojen ve Yakıt Hücreleri Özel Alanı’nda bir araya getirecek. Ulusal ve uluslararası kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve özel sektör temsilcilerini bir araya getiren bu özel alan, sürdürülebilir enerji ve sanayinin geleceğine dair inovatif çözümlerin paylaşacağı dinamik bir platform sunacak.

Profesyonelleri ve akademi dünyasını buluşturacak

WIN EURASIA Otomasyon ve Makine Teknolojileri Fuarı 2025’te proses otomasyonu alanındaki ihtiyaçlara, en son gelişmelere ve yeniliklere odaklanan Proses Otomasyonu Özel Alanı ile de sektörün dönüşümüne katkı sağlayacak. Sektör profesyonelleri ile  akademi dünyasını buluşturan bu özel alanda firmalar, yenilikçi ürünlerini sergileyecek. Katılımcılar, firmaların kendi sunumlarını gerçekleştirdiği bu alanda, proses otomasyonunun geleceğine dair en yeni fikir ve çözümleri keşfetme imkânı bulacak.

Canlı kaynak uygulamaları yapılacak

Kaynak Uygulama Özel Alanı ise kaynak işlemlerinde kalite ve verimliliği artırmaya yönelik en yeni çözümleri ve sektördeki gelişmeleri bir araya getirecek. Katılımcılar, kaynak sektörünün güncel durumu ve gelecekteki yönelimleri hakkında bilgi edinirken, en yeni uygulamaları canlı olarak izleme fırsatı bulacak. Bu özel alan, firmaların canlı kaynak uygulamaları gerçekleştirebileceği bir platform olarak öne çıkacak. Kaynak Uygulama Özel alanı aralarında ODTU Katamer , Gedik Üniversitesi, ISO MeiP gibi önemli üniversite ve kurumların iş birliği   yapıldığı bir alan olarak katılımcı ve ziyaretçileri ağırlayacak.

5G Arena ile dijital dönüşümde öncü adımlar…

Geçtiğimiz yıl Türkiye'de Endüstri 5.0 Geleceğin Fabrikası konseptini ilk kez tanıtan WIN EURASIA, bu yıl 5G Arena ile dijitalleşme sürecine liderlik etmeyi sürdürecek. Fuarın en dikkat çekici alanlarından biri olan 5G Arena, kablosuz iletişim teknolojisi ile dikey endüstrilere yepyeni fırsatlar sunacak. Türkiye'nin endüstriyel 5G senaryolarının ve sanayideki kullanım örneklerinin sergileneceği bu özel alan, endüstride farkındalık yaratmaya ve dijital dönüşüme öncülük etmeye devam edecek. 

Yapay zeka, yapay genel zeka ve otomasyonun kusursuz uyumu

WIN EURASIA, endüstriyel yapay zeka uygulama örnekleriyle teknolojinin geleceğini şekillendirmeye devam edecek. Endüstriyel Yapay Zeka Özel Alanı, süreç otomasyonundan karar otomasyonuna geçilen bu yeni sanayi devriminde, makinelerin bağımsız ve proaktif üretim süreçlerinde daha fazla karar almasını sağlayan çözümlerle sektörü buluşturacak. Yapay zeka, yapay genel zeka ve otomasyonun kusursuz uyumunu sergilemeye hazırlanan bu özel alan, dikey sektörler için farklı kullanım senaryolarını gözler önüne serecek. 

İmalat sanayi için milyar dolarlık iş hacmi yaratacak

Avrasya Bölgesi’nin lider endüstri fuarı WIN EURASIA, 2025 yılında da yeniliklerin bir arada sergilendiği buluşma noktası konumu ve zemin hazırladığı önemli iş birlikleriyle katılımcı firmalara geniş pazar olanakları sağlayarak rekabet gücü kazandıracak. Düzenlendiği her yıl imalat sanayi için milyonlarca dolarlık iş hacmi yaratan fuar, Türkiye’nin otomasyonda en yeni ürün ve çözümleriyle endüstriyel dönüşüme öncülük edecek. 30. yılını kutladığı 2024 yılında 19 ülkeden 750’den fazla katılımcı ve 90 ülkeden 41.554 ziyaretçi ağırlayan fuar, 2025’te 28-31 Mayıs tarihlerinde, İstanbul Fuar Merkezi’nde 31’inci kez sektörün önemli oyuncularını buluşturacak.


Çırağan Palace Kempinski İstanbul, Forbes Travel Guide Tarafından Bu Yıl Da 5 Yıldızla Onurlandırıldı

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Çırağan Palace Kempinski İstanbul, Forbes Travel Guide Tarafından Bu Yıl Da 5 Yıldızla Onurlandırıldı

Lüks oteller, restoranlar, spa merkezleri ve cruise gemileri için dünyanın tek global derecelendirme sistemi olan Forbes Travel Guide, 2025 Star Awards kazananlarını açıkladı. Tüm otel odaları, lobi ve restoranlarında gerçekleşen yenilenme çalışmalarının tamamlanmasının ardından yıla görkemli bir giriş yapan Çırağan Palace Kempinski İstanbul, saygın ve prestijli derecelendirme sistemi tarafından bu yıl bir kez daha en yüksek değerlendirme olan 5 yıldızlı derece ile ödüllendirildi.

Boğaz’daki eşsiz konumu, tarihi atmosferi, kusursuz hizmet anlayışı ve sunduğu sofistike gastronomi deneyimleriylelüks konaklama dünyasında ayrıcalıklı bir konuma sahip olan Çırağan Palace Kempinski İstanbul, bu ödülle birlikte konaklama alanındaki üstünlüğünü taçlandırdı. 

Çırağan Palace Kempinski İstanbul Genel Müdürü ve KempinskiResidences Türkiye Bölge Direktörü Ralph Radtke, kazandıkları ödülle ilgili olarak “Seyahat trendlerine yön veren ve konaklama sektörünün en itibarlı derecelendirme kuruluşlarından biri olan Forbes Travel Guide'ın titiz ve tarafsız değerlendirme süreci sonucunda, otelimizin lüks konaklama deneyimindeki kusursuzluğunun bir kez daha tescillenmesi bizleri gururlandırıyor. Lüksün ötesindeki bakış açımızla her daim yeni ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunarak misafirlerimizi ağırladığımız, tarihi 17. yüzyıla dayanan Çırağan Sarayı olarak, yıllardır bu gurur verici ödülü almak motivasyonumuza motivasyon katıyor.”dedi.

Forbes Travel GuideStandartlar ve Derecelendirmeler Başkanı Amanda Frasier; yılın kazananları hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Forbes Travel Guide Star Awards kazananları, konaklama sektöründe mükemmeliyeti temsil ediyor. Bu yılki liste, lüks dünyasında değişen dinamikleri yansıtırken, otellerin benzersiz deneyimler sunma konusundaki yenilikçi, gelişmiş ve otantik yaklaşımlarını ortaya koyuyor. Seçkin seyahat severlere benzersiz seyahat deneyimleri sunmaktaki bağlılıklarından dolayı, konukseverliğin zirvesinde yer alan bu üst düzey prestijli otelleri onurlandırmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”



Forbes Travel Guide Zirvesi’nde Lüks Konaklama ve Deneyimleri Temsil Edecekler

Forbes Travel Guide tarafından "seyahat ve lüksün buluştuğu yer" mottosuyla düzenlenen "TheSummit", bu yıl 25-28 Şubat tarihlerinde Monako'da gerçekleşecek. Lüks seyahat ve konaklama sektörünün en prestijli organizasyonlarından biri olan TheSummit, her yıl Forbes Travel Guide tarafından düzenleniyor ve sektör liderlerini bir araya getirerek, en yeni trendler ve inovasyonların tartışıldığı eşsiz bir platform sunuyor.

Genel Müdür Ralph Radtke, zirveye katılarak hem önde gelenisimlerle birebir görüşmeler gerçekleştirecek hem de önemli toplantılara katılacak. Dünyada sadece 86 kişinin yer aldığı uluslararası zirve delegeleri arasında gösterilen ve Forbes Travel Guide'dan davet alan Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Neslihan Şen de önemli konferanslar ve basın sunumlarında görev alacak.


15 Şubat 2025 Cumartesi

Ameliyat olamayacak kapak hastaları için anjiyografik yöntemle tedavi umudu

 

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Ameliyat olamayacak kapak hastaları için anjiyografik yöntemle tedavi umudu

TOBB ETÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş, Türkiye’de üçüncü, Ankara’da ise ilk kez uygulanan triküspit yetersizliği tedavisiyle tıp dünyasında önemli bir başarıya imza attı. Prof. Dr. Bozbaş liderliğinde gerçekleştirilen TricValve Transkateter Bicaval Kapak Sistemi (CAVI), ameliyat edilemeyen yüksek riskli hastalar için umut oldu.

Kalp Yetmezliği Türkiye’de 2,5 Milyon Kişiyi Etkiliyor

Kalp yetmezliği, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 2,9’unu etkileyen bu hastalık, Türkiye’de yaklaşık 2,5 milyon kişide görülüyor. Kalp büyümesine bağlı olarak gelişen ciddi mitral ve triküspit kapak yetmezliği, hastaların yaşam kalitesini düşürürken, cerrahi müdahaleye uygun olmayan hastalar için tedavi seçeneklerini kısıtlı hale getiriyor.

Bu noktada, minimal invaziv bir yöntem olan TricValve Transkateter Bicaval Kapak Sistemi, özellikle şiddetli triküspit yetmezliği bulunan hastalar için yeni bir tedavi seçeneği sunuyor.

Uluslararası Kongrede Canlı Vaka Sunumu Gerçekleştirildi

Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş, 7-8 Şubat 2025 tarihlerinde düzenlenen “İstanbul Transcatheter Therapeutics” kongresinde meslektaşlarıyla bir araya gelerek, TricValve yöntemini canlı vaka sunumu ile anlattı. Bozbaş, bu tedavinin yalnızca Türkiye’de değil, dünya çapında da önemli bir gelişme olduğunu belirterek, “Bu yöntem, cerrahi müdahaleye uygun olmayan hastalar için adeta bir devrim niteliğinde. Amacımız, yaşam kalitesini artırmak ve daha önce çaresiz hissettiğimiz hastalarımıza umut olmak” dedi.

Cerrahi Riski Yüksek Hastalar İçin Alternatif Tedavi

Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş, Türkiye’de ciddi kapak hastalıklarının yaygınlığına dikkat çekerek, bu tür yenilikçi tedavilerin hastalar için büyük bir umut olduğunu belirtti. Bozbaş, “Bu yöntem, ameliyat riski yüksek hastalar için büyük bir avantaj sağlıyor. TricValve sistemi sayesinde, kalbin ana damarlarına yerleştirilen biyolojik kapaklar ile geri akım engelleniyor ve hastaların nefes darlığı, yorgunluk gibi şikayetleri hafifletiliyor” dedi.

Hastaların Yüzde 90’ında Yaşam Kalitesi Artıyor

Uluslararası klinik çalışmalarda TricValve’nin etkinliğinin kanıtlandığını dile getiren Prof. Dr. Bozbaş, “Veriler, bu tedavinin hastaların yaşam kalitesini belirgin şekilde artırdığını ve hastaneye yatış oranlarını düşürdüğünü gösteriyor. Hastanemizde şu ana kadar dört hastaya uyguladığımız bu yöntemle başarılı sonuçlar elde ettik. Türkiye’de triküspit yetmezliği hastaları için yeni bir tedavi kapısı aralandı” ifadelerini kullandı.


SEVENTY ONE GIN, dünyaca ünlü moda direktörü ve efsanevi fotoğrafçı Mert Alaş tarafından Londra’da yaratıldı.


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



NEW YORK MODA HAFTASI, SEVENTY ONE GIN DAVETİNDE ÜNLÜLER EĞLENDİ

SEVENTY ONE GIN, dünyaca ünlü moda direktörü ve efsanevi fotoğrafçı Mert Alaş tarafından Londra’da yaratıldı. Sanatıve estetiği derinlemesine takdir ederek, hayatın inceliklerine duyduğu tutku ve uluslararası sanatçılarla gerçekleştirdiği iş birlikleri, Mert Alaş’ın vizyonunu ve benzersiz tarzını global ölçekte yansıtarak markayı farklı bir boyuta taşıyor. Her detayı özenle tasarlanmış olan SEVENTY ONE GIN, sadece bir içki değil, aynı zamanda estetik bir deneyim sunuyor. Mert Alaş’ın sanatsal bakış açısı, her kadehte bir sanat eserine dönüşerek, kokteyl kültürüne yeni bir soluk getiriyor.

Efsanevi fotoğrafçı Mert Alaş, 10 Şubat Pazartesi günü Eleven Madison Park’taki Clemente Bar’da, New York Moda Haftası'nda Sevgililer Günü'nü kutlamak için SEVENTY ONE GIN ile kadeh kaldırarak samimi bir geceye ev sahipliği yaptı.

Madonna, Adriana Lima,IrinaShayk,Colman Domingo, Joan Smalls, DariaStrokous, Jessica Stam, Derek Blasberg, VittoriaCeretti, Amelia Gray, Olivia Palermo, Patrick Ta ve daha birçok yakın arkadaşı ile bu büyüleyici gecede bir araya geldi.

New York Moda Haftası için gelen ve Mert Alaş’ın partisinde ona destek olmak üzere katılan cemiyetin sevilen ismi Özlem Önal, uzatmalı nişanlısı ile birlikte Londra ve Venedik’te yaşıyor. Uzun zamandır gözlerden uzak olan Özlem Önal, ilk defa bu partide görüntülendi.

Gecenin en önemli anı, SooJoo Park’ın sahneye çıkmasıydı; hipnotik sesi, bir David Lynch klasiğini anımsatan sahneleri çağrıştırıyordu. Gecenin sinematik atmosferiyle mükemmel bir uyum içinde olan bu büyüleyici performans, izleyenleri etkisi altına aldı. Park, yakında çıkacak olan ilk EP’siNo Ghost’tan duygusal bir parça seslendirerek, 50’lerin country popundan 90’ların sonlarındaki ambient Japon müziğine kadar uzanan kendine özgü ancak geniş bir zevk yelpazesi sergiledi. Müzik dinlenirken, SEVENTY ONE GIN’in eşsiz kokteylleri keyifle yudumlandı, bu da gecenin atmosferine zarif bir dokunuş kattı.

Moda, film ve müzik dünyasından sadece çok özel ünlülerin katıldığı bu davet, aynı zamanda Mert Alaş’ın 20 Şubat’taki doğum günü kutlaması niteliğindeydi.

Geceye renk katan SEVENTY ONE GIN, dünyanın en iyi barlarıyla iş birliği yaparak, moda haftalarının en beğenilen buluşmalarında kokteyl kültürünü yükseltme misyonunu sürdürüyor. Konuklar, Clemente Bar’ın uzman miksologlarının yanı sıra, Londra’da trend belirleyen Tayer + Elementary'nin ortağı ve çok ödüllü miksolog Monica Berg'in özel kreasyonları da dahil olmak üzere titizlikle hazırlanmış kokteyllerin tadını çıkardılar.

Konuklara özel kokteyller ikram edildi:

Monica Berg tarafından özel olarak yaratılan bu kokteyl, artık Tayer + Elementary'nin menüsünde de mevcut.

GECENİN KRALİCESİ

NoillyPrat Orijinal Kuru Vermut, Tio Pepe Fino, Sherry, Gecenin Kraliçesi + MuyuJasmineVerte

Gecenin Kraliçesi çiçeğinin aromatik bileşimi etrafında oluşturulmuştur: Meyveli şeftali ve hafif vanilya merkezi ile yasemin ve manolya gibi beyaz çiçeklerin yumuşak çiçek notaları, ardından altta yatan bir yeşillik gelir. Çok katmanlı ve zarif, canlı ama asla fazla değil. Sebastian Tollius tarafından özel olarak yaratılan bu lezzet, artık Eleven Madison Park'ın Clemente Bar menüsünde de mevcut.

AY DANSI

SeventyOne GIN, Fino Sherry, HoneydewAmazake, Pomelo

SeventyOneGIN’in sağlam karakterini tamamlayan bir martini. Honeydewamazake, cesur ve yuvarlak bir doku katarken, pomelonun parlak ve acı notaları denge ve derinlik getiriyor.

Gecede, Madonna’nın en sevdiği gin olan SEVENTY ONE GIN ile hazırlanan Golden Martini de özel bir yer tuttu. Greyfurt ve altın tozu ile yapılan bu kokteyl, zarafet ve şıklığı simgeliyor, adeta gecenin en sofistike içkisi olarak öne çıktı.