31 Ocak 2020 Cuma

İtalyan Lezetleri Tadım Etkinliği Tam Puan Aldı,,,,


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Gastronomi Turizmi Derneği’nin İtalyan Lezetleri Tadım Etkinliği Tam Puan Aldı


Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) ve Marka Doktoru Gürkan Boztepe koordinasyonu ile Atelier  Rustico İtalya işbirliği çerçevesinde  gerçekleştirilen, geleneksel hale gelen "İtalyan  Lezzetleri  Tadım Etkinliği"nin üçüncüsü  Qubbe Dedeman ev sahipliğinde yapıldı. Geceye Türsab Genel Sekreteri Melike Ertekin,  Turizm Derneği Başkanı Gulnoza Odilova, Türkiye Rehberler Odası Başkanı  Suat Tural, Alaçatı Derneği Başkanı Ali Kırmızıoğlu, İtalya’dan gelen lüks segment oteller, organik gıda üreticileri ile turizm ve gıda sektörünün  temsilcileri  ve  dernek üyelerinin yoğun katılımı ile gerçekleşti..
Türsab Pazarlama Kordinatörü Levent Demirel, THY Nepal Müdürü Abdullah Tuncer Keçecioğlu, Sağlık ve Kültür Turizm E. Bakanı Bülent Akarcalı, Özbekistan Turizm Bakanlığı yetkilileri, Özbekistan Gastronomi
İtalyan Konsolosluğu Ticari Ateşe Giovanni Turturiello, Fahri Konsolos Oya İzmirli ve İtalyan Ticaret Ofisi Başkanı Riccardo Lendi'nin de katıldığı etkinlikte , İtalya'nın farklı bölgelerine  ait özel şaraplar, organik ve biyolojik yöntemlerle üretilen zengin peynir çeşitleri, yöresel  et ürünleri ve farklı gastronomik lezzetlerin sunumu yer aldı.

Köklü tarihi geçmişi ile bir lezzet mirası olan Türk mutfak kültürünü dünyaya tanıtmak misyonu ile kurulan Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), kültürel ilişkiler kapsamında farklı ülkelerin yörelerine özgü gastronomik zenginlikleri de Türkiye’de tanıtarak iyi niyet ve dostlukların gelişmesine katkıda bulunarak gönüllü lezzet elçiliği yapıyor.



Turizm, Gıda, Sanat ve Sağlık sektörlerinde , önde gelen  İtalyan markalarının, uluslararası tanıtımını ve pazarlamasını yapan” ATELIER RUSTICO”,aynı zamanda, merkezi  Venedik’te bulunan etkinlik Şirketi aracıyla , İtalya’nın tüm bölgelerinde düğün, davet, toplantı ve tur  organizasyonları da yapmaktadır.Bugüne kadar, aristokrasi ve profesyonelliği öne çıkardığı birçok başarılı etkinliğe imza atmıştır.

Vino Dessera' da geceye katkı sağladı.

Hafta boyunca, EMITT fuar alanı yanısıra ,  Qubbe Istanbul , Lifepark İzoletta ve Sezen Hanım Yalısı'nda tanıtımlar, çalıştaylar düzenlenecek olup, ikili görüşmeler,  tadım ve yemek workshopları düzenlenecektir.

25 Ocak 2020 Cumartesi

Güvenilir Ürün’de 2020 yol haritasını belirlendi...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Güvenilir Ürün’de 2020 yol haritasını belirlendi
Yaptığı farkındalık çalışmaları ile adından sıkça söz ettiren Güvenilir Ürün Platformu üyeleri 2020 yol haritası için bir araya geldi.
2006 yılında kuş gribi salgını ile tüketici ve üretici bilincini arttırmak amacıyla Sağlıklı Gıda Platformu adıyla kurulan platform; 2014 yılı itibari ile ‘tüm ürünlerde güvenlik’ mottosuyla ismini değiştirerek Güvenilir Ürün Platformu oldu. Gazeteciler, sanayiciler, STK’lar, akademisyenler ve meslek odaları gibi birçok sosyal sorumluluk bilinci yüksek kişi ve kuruluşun desteği ile çalışmalarına hız kesmeden devam eden platform, 2020 planlarını değerlendirmek üzere genişletilmiş yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirdi.
Platformun danışma kurulu üyesi Beta Çay İstanbul Bölge Müdürü Hatice Uğur’un desteği ile tarihi Eminönü Beta Yeni Han’da gerçekleştirilen toplantıda 2020 etkinliklerinin detayları masaya yatırıldı.
Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak’ın açılış konuşmasının ardından söz alan platformun kurucularından İTO Sayman Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özer, Nisan ayında gerçekleştirilecek Güvenilir Ürün Zirve’sine değindi. Bu zirvenin her kesimin bilincini arttırması yolunda Türkiye’de atılacak en önemli adım olacağını vurgulayan Özer, devletin kurumlarında ürün güvenliği konusunda çok önemli çalışmalar olduğunun altını çizdi.



Farklı paydaşlardan oluşan bir STK olarak bu TÜR çalışmalara destek verdiklerini belirten Ahmet Özer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Farkındalık yaratabilmek sürecin en zahmetli işi ve biz amacı farkındalık yaratmak olan bir STK olarak etkinliklerimize arttırarak daha fazla kişiye ulaşmalıyız. 3 Şubat tarihinde Haliç Üniversitesi’nde düzenleyeceğimiz panelde her kurumun ürün güvenliği çalışmalarını konuşulacak. Ticaret Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Belediyeler, Akademisyenler ve daha birçok kurum ve kişi kendi çalışmalarını anlatacak.’
Nisan sonunda gerçekleştirilmesi planlanan Güvenilir Ürün Zirvesi için her ürünün güvenli olması gerektiğini belirten TÜGİS Genel Başkanı Necdet Buzbaş, “Gıda başta olmak üzere tekstil, oyuncak gibi sektörel bazda ele alınması gerekecek kadar riskli ve önemli. Bu nedenle Nisan ayında yapılacak zirvenin sadece gıda güvenliğini içermesini teklif ediyorum. Diğer sektörler için ayrı zirve ya da etkinlik planlamalıyız’ dedi.
Yapılan oylamanın ardından Nisan ayındaki zirve için turizm ve restaurant sektörünün dahil edilmesi ile gıda sektörünü içeren bir zirvenin yapılmasına karar verildi.
Et sektörüne değinen Ahmet Yücesan, ‘Hemen her gün ette yapılan hileler ile karşılaşıyoruz, mutlaka sektörün kendi sorunları da var ancak halk sağlığı her şeyin üzerinde biz sektörleri regüle eden kişiler olarak tüketici ve üreticinin bilinçlenmesi için her şeyi yapmaya hazırız. Çok kısa bir zaman önce döner çalıştayı yaptık çok ses getirdi, bu tür bilinçlendirme çalışmalarının savaşçısı olmaya devam edeceğiz’ dedi.
Toplantının ardından platform üyeleri için dünya çayları ile workshop düzenlendi. Hem çayları hem de Beta Han’ı anlatan Beta Çay İstanbul Bölge Müdürü Hatice Uğur, ‘Bizim beta çay olarak, yan tarafta da dükkanımız var yaklaşık 30 yıldır bizim. Sonra bu han ihaleye girince ihaleye girdik ve aldık. Buranın 400 seneye kadar uzanan bir tarihi var. Muhtemelen daha da fazla ama bizim ulaşabildiğimiz bu. Burayı restore ettik ve satılan tüm ürünlerin bizim kalite kontrolümüzde olmasını istedik. Bu nedenle tüm dükkanları birebir biz açıyoruz. 17 adet dükkân var henüz 8 tanesini açtık, hepsi gıda üzerine, bir iki tanesini hediyelik eşya gibi düşünüyoruz. Birincisi Tea House, burada tüm dünya çaylarını bulabiliyorsunuz. Zaten Beta Çay 32 senedir çay işinde ve tüm dünya çayları ürü gamımızda mevcut. İkinci dükkânı kahve yaptık, tüm dünya kahvelerini bulabiliyorsunuz. Sonrasında sadece türk kahvesinin olduğu bir dükkanımız var. Bunun dışında bir tane baharat dükkanımız var, bir tane kuruyemiş, bir tane lokum, bir tane çikolata, bir tane de tatlı ve börek evimiz var. Bu şekilde 8 dükkânı tamamladık. İki hafta sonra bir tane Burger House açıyor olacağız. Sonra bir adana kebap görüyor olacaksınız. Bunun gibi devam ediyoruz’ diye konuştu.
Toplantıya Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak, İTO Sayman Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özer, Beta Çay İstanbul Bölge Müdürü Hatice Uğur, BalparmakArge Müdürü Dr.Emel Damarlı, TÜGİS Genel Başkanı Necdet Buzbaş, ETBİR Başkanı Ahmet Yücesan, Reis Döner Kurucusu Mehmet Mercan, Mahmut Grup Kurumsal İletişim Müdürü Mustafa Haliloğlu, Gurme Magazin genel yayın yönetmeni Ufuk Güngör, Adres Patent Pazarlama Müdürü Derya Kılıç, Mucit Panda kurucu ortakları Duygu Yalçın ve Gökçe Güner, Tüketici Başvuru Merkezi Gıda Mühendisi Nurten Sırma, Gastronomi Turizmi Derneği Genel Sekreteri Koraltan Saygın, Turizmci NüliferYücedağ, Güvenilir Ürün Platformu Genel Sekreteri Elif Attepe, Gastronomi Yazarı Talip Bayram ve Ajans Dijital Kurucusu Mehmet Gözcü katıldı.

Sektörlere liderlik ederek, ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayacağız ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder;
“Bilişim sektörü olarak, tüm sektörlere liderlik etmeye hazır olmayız”

Ekonomiye ve tüm sektörlere yön veren bilişim sektörü, son yıllarda teknolojide yaşanan değişim ve dönüşümde lokomotif rolünü üstlenmeye devam ediyor.
Teknolojinin gerek sosyal yaşam, gerek iş hayatında her yerde karşımıza çıktığını vurgulayan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi:
“Günümüzde, teknolojinin içine girmediği sektör ve sosyal yaşam alanı kalmadı. Her yerde teknoloji, teknolojiye entegre olan ürünler ve iş süreçleri konuşuluyor. Teknoloji, iş süreçlerinin içine ne kadar giriyorsa, o sektörler ve o işler o kadar büyüyor ve rekabette farklı bir noktaya geliyor. Dolayısıyla, bilişim sektörüyle etkileşimde olan diğer sektörler de alanlarında fark yaratıyor. Bilişim firmaları olarak bizler, sadece kod üreten ve bunları pazarlayan olmaktan öte; iş geliştiren, ilişki geliştiren, inovatif düşünen, inovasyonu ve ar-geyi destekleyen ve bu rollerde liderliği ele alan konumdayız.” dedi.

Sektörlere liderlik ederek, ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayacağız

Bilişim sektörünün diğer sektörlere sağladığı katma değeri anlatarak konuşmasını sürdüren Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, şunları kaydetti:
“Teknoloji firmaları olarak, hem işletmelere, hem Türkiye ekonomisine hizmet vermeye devam edeceğiz. Son 10 yıldır teknolojideki gelişmeler ve dönüşümler, işletmelerin gündemine girmişti. Bugün ve gelecekte ise, etkisini daha da arttırarak, gündemlerinde yer alacak. Bilişim sektörü, diğer sektörleri tetikleyip yukarıya çıkarırken, diğer sektörler de bilişimi yukarıya çıkaracak ve birlikte büyüyecekler. Bu süreç, eko-sistem ile entegre edildiğinde, iç pazarın yanı sıra, dünya pazarlarında ciddi bir yol alacağımızı söyleyebilirim. Ülkemiz işletmeleri de, “kazan-kazan” modeli ile farklı bir konuma gelecektir. Son 10 yıl içerisindeki dünya devi firmalara bakıldığında, bu yapılanma modelini görüyoruz. Sadece kendimiz büyümek yerine, eko-sistem ile birlikte büyüme modelini hayata geçirmeliyiz.” diye konuştu.

Teknolojideki gelişmeyle, yeni fırsatlar dönemindeyiz

Teknolojideki gelişmeyle birlikte yeni fırsatlar dönemine girildiğinin altını çizen Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, şunları anlattı:
“5G teknolojisiyle beraber, bütün sektörlerde bir kırılma meydana gelecek. Birçok sektör, teknolojinin bu yıkıcı etkisiyle zayıflarken, birçok yeni sektör ortaya çıkacak. Geçmiş dönemin biten birçok sektörü olurken; günümüzün ortaya çıkan yeni sektörleri olacak. Dolayısıyla, bu dönem, yeni fırsatlar dönemidir ve bu fırsatları çok iyi yönetmeliyiz. Bunun için finansmanla, ar-ge’yle, inovasyonla ve insan kaynağı ile iyi entegre olmak gerekiyor. Teknoloji transfer konusuna baktığımızda, 2000’li yılların öncesinde know-how’lar ve ar-ge’ler belli firmaların tekelinde iken; bugün dünyanın her yerinden bu bilgilere ve arge
lere ulaşmak mümkün hale geldi. Özetle, içinde bulunduğumuz bu dönem; iş birliği ve pazarı domine ederek ele geçirme dönemidir. Bu dönemin içinde, hızlı, çevik ve atak olmak gereklidir. Kısaca, bu yıl ve gelecek yıllarda, fırsatlar oldukça fazladır ve bu fırsatları görerek yatırım yapmamız zorunludur.” şeklinde konuştu.

Lidya Grup, 2020’de başarılarını sürdürecek....

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Lidya Grup Başkanı Bekir Öz,
“Temsil ettiğimiz markalarımız ile liderlik rolümüzü sürdüreceğiz”

Dijital baskı sektörünün lideri Lidya Grup, Xerox, Epson ve EFI global markalarının Türkiye distribütörlüğünü yapmasının yanı sıra, geçtiğimiz yılın son çeyreğinde kendi markası olan SUTEC’i copyshop’lar ve reklam sektörü pazarına tanıtmıştı.
Dijital baskı sektöründe sahip oldukları tecrübe ve organizasyon gücüyle, Avrupa’nın sayılı birkaç firması arasında yer aldıklarını anlatan Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi: “Sahip olduğumuz bilgi birikimimiz, tecrübemiz, organizasyon yapımız ve finansal gücümüz ile Avrupa’nın sayılı birkaç firması arasındayız. 2020 yılında da, temsil ettiğimiz Xerox, Epson, EFI ve SUTEC markalarımız ile liderlik rolümüzü sürdüreceğiz” dedi.

Üst yönetim, Kıbrıs’ta buluştu

Lidya Grup’un İstanbul’dan üst düzey yönetimi ve İzmit, İzmir, Antalya, Konya bölge satış yöneticilerinin katıldığı Kıbrıs’taki 2020 yılı değerlendirme toplantısı, 3 ile 5 Ocak tarihleri arasında Girne’deki The Arkın ColonyHotel’de yapıldı. 
Lidya Grup; Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu, Teknik Servis Genel Müdür Yardımcısı Aykut Savbol, Grafik Sanatlar Satış Direktörü Adem Öz, Kurumsal Satış Direktörü Betül Kayacık, Mali ve İdari İşler Müdürü Şebnem Kılıç,  Geniş Format Ürünler Satış Müdürü Mehmet Döner, Muhasebe Müdürü Nurettin İşlekter, İstanbul Kurumsal Satış Müdürü Özge Öktem, İzmir Şube Grafik Sanatlar ve Kurumsal Satış Müdürü Ertan Uzun, İzmit Şube Grafik Sanatlar Satış Müdürü Fatih Şıkkibar ve Kurumsal Satış Sorumlusu Uğur Temel, Antalya Şube Grafik Sanatlar ve Kurumsal Satış Müdürü Fatih Özbeytemur, Konya Şube Grafik Sanatlar ve Kurumsal Satış Sorumlusu Gökhan Gürses katıldı.
Toplantıda, dijital baskı sektörünün 2019 yılındaki genel durumu ve 2020 yılındaki beklentiler değerlendirilirken, Lidya Grup’un izleyeceği yol haritası oluşturuldu ve bölgelerde düzenlenecek olan aktiviteler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

2020, geçtiğimiz yıla oranla başarılı bir yıl olacak

Bu yılı değerlendiren Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları kaydetti:
“Bu yıl, geçtiğimiz yılı oranla daha başarılı bir yıl olacak ve yılın ciddi fırsatlar barındırdığını gözlemliyoruz. 2020 birçok fırsatı beraberinde getirdi ve bu fırsatları değerlendirmeye ekip olarak hazırız. Kurulduğumuz yıldan bugüne kadar olduğu gibi, 2020 yılı da Lidya Grup’un yılı olacaktır. Firma olarak temsil ettiğimiz markalarımız ile farklılığımızı ve müşterilerimize sunduğumuz artı değerleri ortaya koymaya devam edeceğiz. Bu yıl elde edeceğimiz başarıda, Türkiye distribütörlüğünü yaptığımız Xerox, Epson ve EFI markalarının büyük rolü olacaktır. Yine geçtiğimiz yılın son çeyreğinde pazara sunduğumuz SUTEC markamızda, bu yıl liderliğe oturmayı hedefliyoruz.Piyasanın promosyon talepleri göz önüne alınarak, tasarlanıp üretilen SUTEC markamız, ahşap, cam, metal, plastik gibi farklı malzemelerin üzerine 10 cm kalınlığa kadar baskı yapılmasına imkan sağlıyor. Bu yıl, copyshop’lar ve reklam sektörü segmentinde, SUTEC ile pazarda liderliğe oturacağımızı açıklayabilirim. Pazardaki en iyi ürüne sahibiz. Stoklardaki ürünümüz bitiyor, yeni sipariş veriyoruz ve SUTEC makinelerimizshowroomumuza gelmeden yarısı yolda satılıyor. SUTEC’te,harikalar oluyor ve ciddi bir talep gerçekleşiyor” diye konuştu.

Piyasalar, yatırım yapmaya uygun ve yatırımlar hızlandı

Geçtiğimiz yılın son çeyreğinden itibaren yatırımların hızlandığını hatırlatan Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti: “Faizlerin yatırım yapmaya elverişli noktaya gelmesi, kurun stabil olması, piyasalardaki yatırım yapma iştahı gibi birçok unsurun neticesinde, sektörümüzde, 2019’un son çeyreğinden itibaren yeniden bir hareketlenme başladı ve yatırımlar yapılmaya devam ediyor. 2020 yılında, yatırımların artarak sürmesini ve pazarın büyümesini bekliyoruz. Özetle, geçtiğimiz aylarda ötelenen yatırım ihtiyaçları, az önce de ifade ettiğim gibi bu yılın fırsatları olarak karşımıza çıkıyor. Bu olumlu tablo karşısında, satış kadrolarımızı büyütme kararı aldık. Bu yıl yeni mezun dinamik gençleri de firmamıza kazandırarak, sektöre insan kaynağı yetiştirmeyi sürdüreceğiz. Nitekim, satışa yatırım yapmak demek, geleceğe yatırım yapmak demektir. İnsan kaynağımızda geleceğe yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Ötelenen yatırımların, bu yıl gerçekleşmesi öngörülüyor

2020 yılına ilişkin beklentilerin oldukça yukarıda olduğunu kaydeden Lidya Grup Grafik Sanatlar Satış Direktörü Adem Öz, şunları söyledi:
“Bu yıldan beklentimiz oldukça yukarıdadır ve firma olarak yıla sıkı bir şekilde girdik. Temsil ettiğimiz Xerox, Epson, EFI global markalarımızdaki yeni modeller ve kendi markamız SUTEC ile, dijital baskı sektöründe tüm kategorilerde kaliteli hizmet sunmaya devam ediyoruz. Masa üstü A4’den, tabaka lazer baskı ve endüstriyel boyuta kadar çok geniş bir ürün çeşidimiz var vedijital baskı alanında tüm teknolojilere sahibiz” diye konuştu.

İş yapma ve işi büyütme kararındayız

Bu yıl beklentilerin olumlu yönde olduğunu ifade eden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları anlattı:
“Geçtiğimiz yıl ekonomide daralmalar oldu. Bu yılda, gerek dünya ekonomisi, gerek bulunduğumuz coğrafyadaki gelişmeler nedeniyle, zaman zaman ekonomide daralmalar olabilir. Ancak, Lidya Grup sahip olduğu kaynaklar ve organizasyon yapısı ile güçlü ve herhangi değişken karşısında, hızlı karar alıp uygulamaya geçebilir durumda. Özetle, şartlar ne olursa olsun, Lidya Grup olarak yeni başarılara imza atmayı sürdürme kararlılığımız yüksek. Bu yıla ilişkin beklentilerimiz oldukça yüksektir ve hedeflerimize ulaşmak için tüm birikimlerimizi kullanacağız. Nitekim, bu yılın ikinci çeyreğinden sonra ekonomide toparlanmanın gerçekleşmesini bekliyoruz” dedi.

Yeni mezun dinamik gençleri, sektöre kazandıracağız

Bu yıl yeni mezun olan dinamik gençleri Lidya Grup kadrosuna katacaklarını anlatan Rıza Başoğlu, işletmelerde tecrübeli kadroların yanında genç nesillere de iş fırsat yaratmanın önemine değinerek, yeni mezunları dijital baskı sektörüne kazandıracaklarını açıkladı.
Mevcut değerleriyle, genç kadroları harmanlayan işletmelerin geleceklerine yön vereceğinin altını çizen Rıza Başoğlu, şunları söyledi: “İdealist genç ve dinamik kadrolar, tecrübeli kadroların mihmandarlığında olurlarsa,bu yapı orta ve uzun vadede işletmeleri hedeflerine taşıyacaktır. Çünkü, farklı ideal ve hedefleri bulunan yeni jenerasyonu kazanmak, aslında işletmelerin ve sektörün geleceğe yatırım yapması anlamına geliyor. Lidya Grup olarak, her konuda olduğu gibi gençlerin sektörümüze kazandırılması noktasında da öncülük edeceğiz” şeklinde konuştu.

22 Ocak 2020 Çarşamba

Keyifli bir kayak tatili için aradığınız herşey bu pakette...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR





Keyifli bir kayak tatili için aradığınız herşey bu pakette

Kapadokya’nın yanı başında bulunan Erciyes Kayak Merkezi’nde, kayak keyfini doya doya yaşamak için aradığınız her şey, RadissonBlu Hotel Kayseri’nin kayak paketlerinde var.
Dünyanın en iyi 3.’cü RadissonBlu otelinden birisi olan RadissonBlu Hotel Kayseri, dünya standartlarının üzerindeki konforu, Erciyes ve Kapadokya’ya yakınlığı ve avantajlı kayak paketleri ile bu sene de kalite tutkunlarının favorisi oluyor.
Kayak paketlerinde sunulan oda-kahvaltı konaklamanın yanısıra, Erciyes Kayak Merkezi’ne gidiş-dönüş ulaşım, sınırsız ski pass, ücretsiz spa girişi, yüksek hızlı ücretsiz internet bağlantısı gibi hizmetler de sunan otel, Kayseri’nin tam kalbinde bulunmaktadır.
244 geniş ve yüksek teknoloji ile donatılmış odalarında müthiş bir manzara sunan otel, bu sene yeni çocuk oyun alanını da hizmete aldı. Ayrıca 9 toplantı salonu, Roof Restaurant ve Roof Lounge’u ile de misafirlere üst kalite yiyecek – içecek hizmetleri sağlayan otelin, avantajlı kayak paketleri hazırlandı.

KAYAK PAKETİ TL 2020
Single                                    659,00 ₺
Double                                    929,00 ₺
ExtraBed                                    399,00 ₺
0 - 6 Yaş Ücretsiz
7 - 12 Yaş                                    199,00 ₺
 
SÖMESTR KAYAK PAKETİ TL (17 Ocak - 2 Şubat) 2020
Single                                    789,00 ₺
Double                                 1.129,00 ₺
ExtraBed                                    479,00 ₺
0 - 6 Yaş Ücretsiz
7 - 12 Yaş                                    199,00 ₺

Rezervason için;
info.kayseri@radissonblu.com mail adresine mail atabilir
(0352)3155000 no’lu telefonu arayabilirsiniz.

21 Ocak 2020 Salı

Eczacılar, Kolaysoft Teknoloji ile dijital dönüşümü gerçekleştiriyor ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Eczacılar, Kolaysoft Teknoloji ile dijital dönüşümü gerçekleştiriyor

Kolaysoft Teknoloji AŞ ve Eczacı Kart işbirliği ile Türkiye genelindeki eczacılara “e-Buluşmalar Toplantıları” yapılmaya devam ediyor. Bugüne kadar 29 eczacı odasında toplantılar organize eden Kolaysoft Teknoloji AŞ’nin Genel Müdürü Kezban Boztürk ve Pazarlama Koordinatörü M.Umut Gökbulut, e-Buluşmalar toplantılarında, e-fatura, e-arşiv, e-defter, e-irsaliye uygulamaları hakkında geniş bilgiler anlatıyor.

e-dönüşümün faydaları açıklanıyor

Eczacılara, e-dönüşümün faydalarının anlatıldığını ifade eden Kolaysoft Teknoloji AŞ Genel Müdürü Kezban Boztürk, şunları kaydetti:
“Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve e-Defter Genel Tebliği,geçtiğimiz yıl Ekim ayında yayınlandı ve böylece e-dönüşüm sürecinin kapsamı genişletilmiş oldu. Ocak 2020 itibariyle yeni mükellefler sisteme giriyor. Kolaysoft Teknoloji olarak, eczacılar ile yapmakta olduğumuz toplantılarda, hem yeni tebliğ hakkında bilgiler veriyoruz, hem de e-fatura, e-arşiv fatura, e-irsaliye, e-defter gibi e-dönüşüm uygulamaları ve dijital dönüşümün işletmelere faydalarını açıklıyoruz. Dijital dönüşüm işletmelere; hız, zaman ve tasarruf elde etme gibi birçok artı değer katıyor. Aynı zamanda, milyonlarca ağacın kesilmesinin önüne geçiliyor” dedi.

18 Ocak 2020 Cumartesi

Türkiye'nin Marka Diyetisyeni Dilara Koçak Gastro TalksKonuğu Oldu...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Türkiye'nin Marka Diyetisyeni Dilara Koçak Gastro TalksKonuğu Oldu
Türkiye Gastronomi Turizmi Derneği'nin düzenlediği GastroTalks programının Ocak ayı konuğu Beslenme ve Diyet Uzmanı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Sıfır Atık Sıfır Açlık Proje elçisi Dilara Koçak oldu. Hilton Bosphorus'da düzenlenen programa alanında uzman pek çok kişi katılım sağladılar.


Dilara Koçak: Yerel lezzetlerimizi diğer ülke lezzetleri ile eşleştirmeliyiz. Yerel lezzetlerimizi kıyaslayabileceğimiz ülkelerde tanıtım faaliyetleri içinde olmamız gerekiyor. Kendimizi dışarıya kapatmayalım ama ürünlerimizi de dışarıya pazarlayabilelim. Anadolu’da yetişen sorgül , siyez, karakılçık buğdayımız, çok kıymetli  karabuğdayımız var. Eğer Peru kinoasını tüm dünyaya pazarlayabiliyorsa, bizimde en az  kinoa kadar  sağlıklı olan tohumlarımızı baklagillerimizi sağlık faydası yönünden de anlatıp bu ürünlerimizi dışarıya pazarlamamız gerekiyor. Dünyada ki küresel değişmeler iklim krizi bizi bitkisel temelli beslenmeye itiyor. 5 saniye de bir çocuk açlıktan ölürken yine 5 saniyede 300 ton yiyecek çöpe atılıyor. Gıda israfının önüne geçmeliyiiz.

Gastronomi Turizmi Derneği Türk Mutfağını tanıtmak için çok büyük bir çaba sarf ediyor. GTD aktif ve sonuç odaklı çalışıyor. Bu sene Türk Gastronomisi yılı ilan edildi. Kültür ve Turizm Bakanımız sektörden geldiği için çok etkili ve hızlı kararlar alıyor.
İnsanlar bana nasıl kişisel marka olduğumu soruyor. Benim için en önemlisi sürekli bilgiye ve öğrenmeye açık olup değişime ayak uydurmak. Kendi limitlerimizi ne kadar zorlayabildiğimiz de çok önemli. Sınırlarımızı zorlamalı büyük ve geniş perspektifte düşünüp aslında neler yapabileceğimizi görmeliyiz. En azından denemekten vazgeçmemeliyiz, ancak bu sayede başarıya ulaşabiliriz.
Gürkan Boztepe: Gastronomik Marka Kentler yaratmaya çalışıyoruz. Artık herkes bunun farkına varmaya başladı. Özellikle belediyeler bu konu ile çalışmalar yapmaya başladı. Artık Türk Gastronomisini hak ettiği noktaya taşımamız gerekiyor.

HORECA Sektöründen ‘Yerliyse Yeriz, Yerliyse Kullanırız’a tam destek....

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




HORECA Sektöründen ‘Yerliyse Yeriz, Yerliyse Kullanırız’a tam destek

27. Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı-HORECA, bu yıl oldukça önemli bir etkinliğe imza attı. Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) öncülüğünde düzenlenen “Yerliyse Yeriz Yerliyse Kullanırız Yaşasın Anadolu” isimli toplantı, konaklama, ağırlama ve gıda sektörlerinin önde gelen temsilcileri ile ekonomi gazetecilerinin bir araya getirdi.

ANFAŞ’ın Türkiye’de dünya markası fuarları hayata geçirme yönündeki çalışmalarına destek veren Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD), 27. Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı-HORECA kapsamında “Yerliyse Yeriz Yerliyse Kullanırız Yaşasın Anadolu” isimli yuvarlak masa toplantısı düzenledi. Konaklama, ağırlama ve gıda sektörlerinin önde gelen temsilcileri ile ekonomi gazetecilerinin bir araya geldiği toplantıda ülkenin değerleri, ürünleri ve ürettikleri sektörün paydaşları tarafından masaya yatırıldı.



ANFAŞ’ın ev sahipliğinde gerçekleşen “Yerliyse Yeriz Yerliyse Kullanırız Yaşasın Anadolu” konulu toplantının moderatörlüğünü Güvenilir Ürün Platformu Genel Sekreteri Elif Aktepe yaparken toplantının açılış konuşmasını ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Ali Bıdı, bu tarz toplantıları önemsediklerini belirterek, “Sizlerin de desteği ile ANFAŞ’ı Orta Doğu’nun en büyük fuar alanı yapmayı hedefliyoruz. Burası neden bir Dubai olmasın? ANFAŞ’I dünyanın fuar merkezi yapmak istiyorum. Anfaş bizim değil, sizin” dedi.

Yerli malı kullanımı konusunda algı yaratılması konusuna dikkat çeken Öztiryakiler Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Öztiryaki konuşmasında Türkiye’nin şu anda 180 milyar dolar ihracat yapan hiç eksik bir sektörü olmadığını, dünyanın ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ülke olduğunu kaydetti. Öztiryaki, “Mutfak sektörü olarak da yaklaşık 200 ülkeye ihracat yapıyoruz. Dolayısıyla bu ürünlerin kullanabileceği bütün standartlara sahibiz. Kalite standartlarına uymak için 2 adet pazar var, biri geleneksek pazar diğeri de toplu alımların yapılabileceği firmaların olduğu pazar” dedi. Tahsin Öztiryaki sözlerine şöyle devam etti:

“Fuarlarda kurulan standartlar çok önemli. Belirli bir standardı tutturduğunuzda ürünü satmak daha kolay oluyor. Zehirlenen biri olduğu zaman tüm otellere karalama politikası uygulanıyor ve bunların sebebi de bizleriz. Türkiye’nin ithalatının 170 milyar doları var. Birinci vazifemiz, Türk malının, Türkiye’de üretilen malların kıymetinin bilinmesinin ve geleceğimizin bunlara bağlı olduğunu anlatmamız lazım. Aksaklık ve eksikliklerini de düzeltmemiz gerekiyor.”

Fuarın en ilgi çeken markalarından biri olan Lova’nın sahibi Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan ise toplantıda hem fuarı “Yerli ise yeriz, yerli ise kullanırız” mottosunu desteklediklerini ifade etti. 3 sektörde faaliyet gösteren bir şirket olduklarını belirten Davut Doğan, bunların inşaat, enerji ve mobilya olarak sıraladı. Davut Doğan, “İnşaat sektöründe DoğYap isimli yerli üretim markamız var, enerji sektöründe ise ortaklarımızla birlikte faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bir hidroelektrik santralimiz, 10 tane de farklı belediyelerin topladığı çöplerin yakarak işlediğimiz ve ayrıştırdığımız Biogaz enerji işimiz var. Yani çöpten elektrik üretiyoruz” diye konuştu.

Asıl işlerinin mobilya olduğunu ifade eden Davut Doğan, Şu anda Türk Kalite belgesi olan 35 ülkeye ihracat yapan 50’den fazla ülkede konsept mağazası olan Türkiye’nin ilk 500 şirketi içerisindeki üç gruptan biri konumunda olduklarını söyledi. Doğtaş ve Kelebek markalarıyla yerli olmanın gururunu yaşadıklarını bildiren Davut Doğan, “Yerli ise yeriz, yerli ise kullanırız” mottosunu kesinlikle destekliyoruz. Mobilya için yapacağımız çok şey var. Bu yerli markalarımızın devlet tarafından desteklendiğini biliyoruz. Türkiye mobilya sektörüne katkıda bulunuyoruz” dedi.

Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER) Başkanı Melih Şahinöz ise yaptığı konuşmasında, tedarik zincirinin önemini vurguladı. Melih Şahinöz, “Fuarlar, sektörün olmazsa olmazı ve bütün paydaşların birleşme, buluşma noktası. Eğer turizmi iyi yaparsak, gelen misafirleri iyi karşılarsak, buradaki ürünlerin ihraç edilme kabiliyetini arttırmış oluruz. Tedarik zinciri de bu açıdan önemli. Fuarların bu şekilde destek ve emek verilerek düzenli bir şekilde yapılıyor olması, sektörlere de aidiyet ve ciddiyet kazandırmasından dolayı fuarlara destek veriyoruz” diye konuştu.

Arnica yerli malı mı? sorusuna, Arnica %100 yerli malı şeklinde cevap veren ARNİCA Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer, “Yerli malı kullanalım, özellikle Türk ise kullanalım” düşüncesinin sonuna kadar arkasında olduğunu vurguladı. 1989 senesinden beri bu sektörün içinde aktif olarak rol aldığını ifade eden Senur Akın Biçer konuşmasında şunları söyledi:

 “2011 yılından beri firmanın başında markaya yön vermeye çalışıyorum. Kendisi için gerekli olan her teknolojiyi kendi yaratan bir firma olarak sektöre tutunmuşuz. Üretim bizim yaşam şeklimiz olmuş ve ben de dahil olmak üzere her çalışan üretim kültürü ile geliştik, üretim bizim DNA’larımızda var. Kurulduğundan beri ar-gesi güçlü olan bir firmayız ve hep bir bilgi birikimi var. Ürettiğimiz ürünlerin çoğunu başka büyük markalara vererek bu işlere girdik. 1990’ların başında Türkiye’de ilk mutfak robotunu üreten firmayız. Önce yurtiçindeki firmalarla daha sonra yurtdışındaki markalarla işbirliği haline gittik. Bazı pazarlar kendi markalarında değil bizim markamızla bir şeyler istediler. Biz de yurtdışına da hitap etmesi amacıyla Arnika’nın K’sı C oldu ve Arnica yaptık. İlk defa Chicago’ya fuara gittiğimde, 8 ülkeyle anlaşmış bir şekilde geri döndüm ama Türkiye’de kendinizi anlatmak için atmadığınız taklalar kalmıyor.”

“Ülkemizin bu sıkıntılı dönemlerinde biz her yıl ayrı bir konsept yapmak istiyoruz” diyen Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Başkanı Zeki Açıköz ise toplantıda şöyle konuştu:

“Ülkenin üretim gücü olmazken bile okullarda yerli malı ile ilgili “Yerli malı yurdun malı, herkes bunu kullanmalı” sloganları vardı. Sektörlerde bilmediğimiz ve bilmemiz gereken konular ve firmalar var. Yurtdışı ürünlerini tamamen engelleyemezsiniz. Bu bir süreç, bir güvenilirlik. Dolayısıyla biz yerli ise yeriz derken hiçbir maddi amaç gütmeden ülkemizin ürünlerine sahip çıkmaya çalışıyoruz. Maddi bir beklentimiz yok ama manevi olarak Türk olduğumuz için gurur duyuyoruz. Yerli firma, güçlü firma algısı oluşabilmesi için kendi insanlarımızın kabul edebilir olması, güvenilir olması lazım. Güvenilir olduğu zaman, bir ürünü satmama imkânınız yok” dedi.

Toplantıda konuşan ASKON Antalya Şube Başkanı Cahit Urfan, Türkiye’nin üretmek gibi bir sorununun olmadığını belirterek, “En büyük problemlerimizden bir diğeri üretmek değil, ürettiklerimizi satamamak. Pazarlamada problemimiz var, markalaşma ve dijitalleşmede geri kaldık, yanlış bir kulvarda hareket ediyoruz. ASKON Türkiye’nin ciddi kurumlarından birisi. Üyelerimizle bir araya gelerek yerli ürünleri nasıl teşvik ederiz diye tartışıyoruz. Markalaşmak ve dijitalleşmek zorundayız. Dünya gelişirken aynı zamanda, e-ticaret ve e-ihracat üzerine bir yoğunlaşma var. KOBİ’lerin birleşip hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Esnafımızın birleşemediğini görüyoruz. Yol almak için birleşmeye ve markalaşmaya ihtiyacımız var. Biz kendimizi iyi ifade edersek başarılı olacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

Otelciler olarak yerli ürünü desteklediklerini belirten Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkan Yardımcısı Mehmet Bahar ise, “Biz sektöre ilk başladığımızda sadece mal değil yönetici de ithal ediyorduk. Artık bugün, yerli firmalarımızın yaptığı katkılarla yerli kullanım çok arttı, insan gücünde de dünyanın her yerinde Türk üst düzey yöneticileri de görüyoruz. Yerli ürün bizim için çok önemli. Yerli ürün kullanılmalı ama bunu yaparken de Türk gıda ürünleri ön plana çıkartılmalı. Tarım ürünleri ile ilgili, eskiden kendi kendimize yeten nadir ülkelerden olmamıza karşılık, geldiğimiz noktada samanı bile ithal eden bir ülke konumuna geldik. Bu nedenle sürdürülebilirlik çok önemli, sürdürülebilirlikte de yerel yöneticilerin desteklenmesi anlamında da önemli” dedi.

Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Başkanı Ali Can Aksu, “Eskiden ülkemizde Türk yönetici yerine yabancı yönetici tercih edilirken şu anda dünya markalarının hemen hemen hepsinin başında Türk yöneticileri görebiliyoruz” dedi. Fuarın eskisinden daha çok önemsediklerini vurgulayan Ali Can Aksu, firmaların muhakkak bu fuarda olmaları gerektiğini söyledi. Yerel firma katılımının oldukça yüksek olmasını memnuniyetle karşıladıklarını da kaydeden Ali Can Aksu, “Yerli üreticilerimiz için sadece iç pazarda var olmak artık yeterli değil. Yurt dışına da açılmaları gerekiyor. Bu noktada fuarların önemi giderek artıyor “diye konuştu.

Yılda yaklaşık 3 milyona yakın ürün pazarladıklarını ve bunların %80’ini Türkiye’de ürettiklerin belirten ARZUM Pazarlama ve Ürün Geliştirme Direktörü Mehtap Yıldız, “Yatırımlarımızı çok ciddi ar-ge’ye ve markaya yapıyoruz. Yerli ise yiyelim, yerli ise kullanalım motto Türkiye’de kalmasın Yerli ise biz bunu tüm dünyaya tattıralım ve bütün dünyaya götürelim” dedi.  Mehtap Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü:

“2014’te okka lansmanımızla başladı her şey. Neden dünyaya kendi ürünlerimizi, değerlerimizi pazarlamayalım dedik ve ciddi bir ar-ge fırsatı çıktı karşımıza. Türk kahvesini dünyaya götürmek için ar-ge çalışması yaptık. Arkasından da bunu dünyaya satma konusu açıldı ve işte o zaman yerli ise götürelim aşamasına geldik ama bunu yaparken ürün ihraç etmiş olmuyorsunuz, aynı zamanda bir kültürün aktarılması noktasına geliyorsunuz. Türk kahvesini artık dünyada da görebiliyoruz hakkettiği değeri almaya başladı. Üretimi çok iyi bilen üretim yapmalı, pazarlamayı da pazarlamayı çok iyi bilenler yapmalı.”

Otelde insanlara kötü yiyecek yedirilmemesi gerektiğini ve kötü reklam olunmamalı diyen SERKONDER Yönetim Kurulu Başkanı Halil Kozan, “Eğer kaliteli ürün yetiştirmek istiyorsak kontrollü yetiştirmemiz gerekiyor. Bunun için de tarımda modernizasyon çok önemli. Modernizasyonda öne çıkan da seralardır. Seralar sağlıksız gibi bir algı var, ama aslında seralarda sağlıksız yetiştirilmemesi için kontrol var. İçerideki üretimi kontrol etmeniz gerektiği kadar, sera kurulumunu da kontrol etmeniz gerekiyor. Burada da kontrolü önemle ortaya çıkartmanız gerekiyor” diye konuştu.

Güvenilirliği kalite ile gözler önüne serilmesi gerektiğini de söyleyen Halil Kozan, “Rekabetten bahsettik ve ülke içerisinde girdiğimiz rekabet bilinçsizce yapıldığı zaman kalitesizliği ön plana çıkartıyor. Dernek olarak biz bunu kontrol etmeye çalışıyoruz. Yine en büyük sıkıntılarımızdan biri halkımızın Avrupa menşeli gıdalara güvenmesidir. Ülke olarak çok iyi bir noktaya geldik ama kendimizi anlatmakta zorlanıyoruz. Tek başına firma olarak bir şey yapmamız mümkün değil. Dolayısıyla STK’lar olarak birlik olup bunları anlatmalıyız. Anlattıktan sonra kullanalım, tüketelim ama yurtdışına da gönderelim konusuna gelmeliyiz” dedi.

Canovate Adyabatik Soğutma Santrali,veri merkezlerini 10 kat ekonomik soğutuyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Canovate Adyabatik Soğutma Santrali,veri merkezlerini 10 kat ekonomik soğutuyor

Türk mühendisleri, bir ilke daha imza attı. Dünyanın ar-ge ve inovasyon şirketleri arasında gösterilen CanovateGroup’un mühendisleri, 3 yıllık bir ar-ge çalışmasının sonunda “Canovate EndirektAdyabatik Soğutma Santralini” geliştirdi. Adyabatik soğutma santrali üretimi ile bu alanda üretim yapan dünyanın sayılı firmaları arasına giren CanovateGroup, uluslararası testlerden geçereken iyiler arasındaki yerini aldı.
Canovate’nin Türk mühendisleri tarafından geliştirilen Canovate Endirekt Adyabatik Soğutma Santralleri,yazılım, donanım ve tasarım gibi kriterlerde yerlidir. Geçtiğimiz yıl, Turkcell’in Ankara’da kurduğu Avrupa’nın en büyük veri merkezleri arasında gösterilen önemli projede, 28 adet CanovateEndirekt Adyabatik Soğutma Santralleri çalışır durumda Turkcell’e teslim edildi. Turkcell projesinin ardından, Avrupa başta olmak üzere global telekom şirketleri ile görüşmeler devam ediyor.

Adyabatik sayesinde, hiç elektrik kullanılmadan soğutma yapılıyor

Adyabatik temel olarak, havayı nemlendirerek soğutma anlamına geliyor. Nemlenen hava soğuyor ve istenilen alan, enerji kullanılmadan soğutuluyor. Temelde, elektrik kullanılmadan soğutma yapıldığı için de,en verimli sistem Adyabatik cihazları olmaktadır. Dışarıdan alınan hava (freecooling) Data Center’i soğutmada yetersiz kaldığı durumunda ise, bu hava özel bir püskürtme sistemiyle nemlendirilmektedir ve böylece hiç elektrik kullanılmadan soğutma yapılmaktadır.Özel bir adyabatik eşanjör ile maksimum verim elde edilmektedir.Cihazlarında verimlilik oranı yanı EER değeri 30’un üstüne çıkmaktadır ve mevcut sistemlere göre 10 kat daha ekonomik ve verimlidir. Örneğin, orta ölçekli birveri merkezini soğutmak için yılda 100 bin TL enerji gideri ödemek yerine, adyabatik soğutma santrali cihazı ile ödenecek rakam 10 bin TL civarında olacaktır.

Adyabatik cihazlarının kullanım alanları yaygındır

Günümüzde, enerji kullanımı oldukça yüksek maliyetlidir. Kurum ve kuruluşlar, enerji maliyetlerini düşürmek için çalıştığından, Adyabatiksoğutma santrallerine yoğun bir talep olacaktır. Adyabatiksoğutma cihazlarının kullanım alanları, telekom şirketleri, bankalar, finans kurumları, hastaneler, ilaç depoları, tüm veri merkezleri, spor salonları, AVM’ler gibi oldukça geniştir. CanovateAdyabatik Soğutma Santralinin, dünyadaki sayılı cihazlar arasında yer almasının nedenlerinden birisi de, adyabatik soğutma santrali, kullanıcıların istekleri doğrultusunda üretilebilmektedir ve ürünün tasarımı tamamıyla Canovate Ar-Ge ekibinin eseridir.

Turizmci AtakanAltuğ, saat sektörüne transfer oldu...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Turizmci AtakanAltuğ, saat sektörüne transfer oldu

Deneyimli turizmci Atakan Altuğ, saat sektörüne transfer oldu. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümünü bitiren Atakan Altuğ, Londra’da pazarlama üzerine eğitim gördü. Londra’da bulunduğu sırada, çeşitli otel ve event firmalarında görev aldı.

İstanbul’a 2012 yılında dönüş yaptıktan sonra, BW PLUS ThePresident Hotel ve BW CitadelHotel’de çalışma hayatına başladı. Satış Temsilcisi, Event Müdürü, Operasyon Müdürü görevlerini üstlenen Atakan Altuğ, Mart 2016 tarihinde BW PLUS ThePresidentHotel’in Genel Müdürlüğüne getirildi. İstanbul Üniversitesi Uluslararası İşletme Bölümünde yüksek lisansını da tamamlayan Atakan Altuğ, 26 Ekim 2016 tarihi itibariyle RadissonBlu Hotel Kayseri’ye genel müdür olarak atandı. Ardından, Ekim 2018 tarihi itibariyle RadissonBlu Hotel Vadistanbul’un Genel Müdürlüğünü yaptı.Deneyimli turizmci Atakan Altuğ, sektör değiştirerek saat sektörüne geçti. Atakan Altuğ, 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle Maestro ve OfficinePanerai firmasının direktörü oldu.

13 Ocak 2020 Pazartesi

“İçinde bulunduğumuz dönem, eko-sistem ile birlikte büyümenin dönemidir”

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder,
“İçinde bulunduğumuz dönem, eko-sistem ile birlikte büyümenin dönemidir”

İçinde bulunduğumuz dönem,inovasyonun, ar-ge çalışmalarının, eko-sistem işbirliği yapılanmasının ve pazarın domine edilerek etkin olunmasının dönemidir. Teknolojideki gelişmeler ve dönüşümle birlikte, bazı sektörler daralırken, yeni yeni sektörler ortaya çıkmaya başlamıştır. Yeni sektörler, aynı zamanda birçok fırsatları da barındırıyor. Bu fırsatları görerek hızlı, çevik ve atak olanlar, gelecekte başarıya imza atanlar olacaktır.
Günümüz dünyasında, rekabetin artık tek başına mümkün olamayacağına vurgu yapan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi:
“Uyumsoft olarak biz, tek başımıza büyümenin ve dünyayla rekabet etmenin mümkün olamayacağını düşünüyoruz. Son yıllarda, eko-sistem yapılanmasına ve platform yapılanmasına büyük önem veriyoruz. Bu çerçevede,Uyumsoft ile birlikte hareket eden ve birbirine fatura kesen firma sayısı 200’ü geçmiş durumdadır. Bunun önümüzdeki dönemde çok daha yukarıya çıkacağını düşünüyoruz. Özetle, Uyumsoft’unve eko-sistemindeki yüzlerce yeni ürün grubununTürkiye’ye ve dünyaya pazarlanması noktasındaaltyapı çalışmalarını yürütüyoruz. Artık, rekabet tek başına mümkün değildir. İçinde bulunduğumuz dönem, eko-sistem ile birlikte büyümenin dönemidir. Eko-sistemimizdeki, çözüm ortaklarımız, iş ortaklarımız ve stratejik ortaklarımızla birlikte, geleceği birlikte dizayn edeceğiz” dedi.

Ezber bozan bir yaklaşımla, işbirliğini ve rekabeti yeni baştan dizayn ediyoruz

Eko-sistem yapılanmasında, ezber bozan bir yaklaşım ile hareket ettiklerini kaydeden Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bilişim sektörünü söyle değerlendirebiliriz. 2010 yılına kadar dünyanın en büyük 10 şirketi, gaz şirketleri idi. Fakat son 10 yılda, dünyanın en büyük şirketleri, bilişim şirketleri oldu. Yani bilişim şirketleri, 10 yıl içinde dünya devi olduğu gibi, 10 yıl içinde batışa geçen bilişim firmaları da oldu. Şimdi biz de kendimize bu ölçekten bakacak olursak, hem çok büyümenin bir adayıyız, hem de çok küçülebilmenin aday bir firmasıyız. Az öncede ifade ettiğim gibi,günümüz dünyasında, tek başımıza değil, eko-sistem yapılanmasıyla hedeflerimize ulaşabiliriz. Ayrıca, eko-sistem yapılanmasının içerisinde, sadece birlikte hareket etmeyi değil, aynı zamanda birlikte rekabet etme stratejisini de benimsemiş durumdayız. Hem birlikte iş geliştireceğiz, hem de birlikte rekabet edebileceğiz. Bu birlikteliğimizle, ülkemiz ve dünya pazarlarında yeni işleri de inşa edeceğiz. Özetle, ezber bozan bir yaklaşımla rekabeti ve işbirliğini yeni baştan bir daha dizayn ediyoruz. Eko-sistemimizdeki firmalarla beraber yol gideceğiz, onlarla beraber verimliliği ve rekabeti yönetirken birlikte büyüyeceğiz ve dünyada söz sahibi olabileceğiz” diye konuştu.

Geçmişte globalleşme konuşuluyordu, günümüzde lokalleşme konuşuluyor

Geçmişte globalleşme konuşulurken, günümüzde lokalleşmenin gündemde olduğunu anlatan Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, şunları belirtti:
“2000’li yılların başlarında, globalleşmeyi ve küreselleşmeyi konuşuyorduk. Şimdi, tersine bir süreç gelişmeye başladı ve günümüzde lokalleşmeyi konuşuyoruz. İşletmeler, öncelikle kendi bulundukları coğrafyadaki pazarları ele geçirmek durumundadır. Ardından, dünya pazarlarında etkin olma planlarını hayata geçirmelidirler. Bu arada, 2000’li yıllarda büyük firmalar global pazarı domine ederlerken, bugün artık dünyanın herhangi bir yerindeki küçük ölçekli bir firma da başka coğrafyalara etki edebilmektedir” şeklinde konuştu.

12 Ocak 2020 Pazar

RadissonBlu Hotel Vadistanbul Genel Müdürü Fercan Başkan, bu yıl başarılı bir yıl olacak”

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



İstanbul turizminde 2020’de %15’in üzerinde büyüme hedefleniyor
RadissonBlu Hotel Vadistanbul Genel Müdürü Fercan Başkan,
“Kasım-Aralık aylarına rezervasyonlar geliyor,
bu yıl başarılı bir yıl olacak”

İstanbul’un yeni iş ve yaşam merkezi olarak Ayazağa’da hayata geçirilen “Vadistanbul”, ülkemizin en büyük karma projeleri arasındadır. Vadistanbul Projesinde; AVM, RadissonBlu Hotel Vadistanbul, residence, ofisler ve konutlar yer alıyor.
Şubat 2019 tarihinde açılan otelin 2019’u %80’in üzerinde bir dolulukla kapattığını anlatan RadissonBlu Hotel Vadistanbul Genel Müdürü Fercan Başkan, bu yılın başarılı bir yıl olacağını kaydetti.
Bu yılın Kasım-Aralık aylarına rezervasyonların gelmekte olduğunu ifade eden Fercan Başkan, şunları söyledi:



“İstanbul’da turizm sektörünün 2020’de %15- %17 arasında bir büyüme göstereceğini söyleyebiliriz ve bu yıl başarılı bir yıl geçirmeyi hedefliyoruz. Nitekim otel olarak, Kasım-Aralık aylarına rezervasyonlar alıyoruz ve gelen bu talepte 2020’nin başarılı bir yıl olacağını gösteriyor. İstanbul turizminde asıl ivmeyi, Nisan ayında açılması planlanan Galataport ile yakalayacağız. Bu yılın ikinci yarısından itibaren Amerika ve Avrupa ülkelerinden ciddi bir talep artışı bekliyoruz. İstanbul genelinde, Ortadoğu pazarıyla birlikte, Amerika, Rusya, Uzakdoğu, Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanından turistleri ağırlayacağız. Bunun yanı sıra, Portekiz, Ukrayna, İspanya, Fransa, Güney Afrika, Azerbaycan, Rusya, Hindistan gibi birçok ülkeden çok uluslu global şirketlerin toplantılarına ev sahipliği yapacağız. Zira, kentimize aldığımız uluslararası kongrelerin ise, 2022 yılında itibaren özlediğimiz yıllardaki yoğunluğa ulaşacağını söyleyebiliriz” dedi.

RadissonBlu Hotel Vadistanbul: İstanbul’un kalbindedir ve metrosu içindedir

Ayazağa’daki Vadistanbul’un Türkiye’nin en büyük karma projeleri arasında yer aldığını anlatan Fercan Başkan, şunları kaydetti:
“İstanbul’un Maslak, Nişantaşı, İstiklal Caddesi gibi merkezlerinin alternatifi olarak geliştirilmiş olan “Vadistanbul karma projesi”, AVM’si, otelimiz olan RadissonBlu Hotel Vadistanbul’u, residencemiz olan Radisson Residences Vadistanbul, ofisleri ve konutları ile gündüz nüfusu 40 bin kişiyi bulan yeni bir şehir merkezi olarak konumlanmıştır. Türkiye’nin ilk Havaray’ı, Vadistanbul için hayata geçirildi ve şehrin metro ağına doğrudan özel bağlantı sağlandı. Otelimiz, İstanbul metropolünün kalbindedir ve metrosu içindedir. Aynı zamanda, İstanbul Havalimanı’na yaklaşık 18 dakika uzaklıkta bulunan Vadistanbul projesi, TEM ve E-5 Otoyollarına kolay ulaşım imkanıyla da ilgi odağı olmaktadır” dedi.

Şehir ve orman manzarasında misafirlerini ağırlıyor

Otel olarak, yerli ve yabancı misafirlerden yoğun talep aldığını ifade eden Fercan Başkan, otel hakkında bilgiler vererek şunları söyledi:
“Şehir ve orman manzarasında 193 odası bulunan otelimizin, standart odaları 32 metrekare olurken, suit odaları 55 ile 70 metrekare arasında değişiyor. Presidential Suite ise 203 metrekare. Otelimizde, 2 kişiden 730 kişiye kadar her türlü etkinliği unutulmaz kılacak, son teknolojik teknik ekipmanlarla donatılmış gün ışığı alan 7 benzersiz toplantı salonları ve balo salonları mevcuttur. Spor Salonu SPA &Fitness Merkezimiz, alanında en iyilerinden birisidir” diye konuştu.

“e-Fatura’da, dünyada örnek olacak bir başarıya imza atıyoruz”

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder,
“e-Fatura’da, dünyada örnek olacak bir başarıya imza atıyoruz”

e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye vb) uygulamalarında,2020 yılında, 300 bine yakın yeni mükellefin daha sisteme gireceği kaydediliyor. 19 Ekim 2019 tarihinde Elektronik Defter Genel Tebliği ve Vergi Usül Kanunu Genel Tebliği ile kapsamlı bir Elektronik Belge Düzenlenmesi yapıldı. İlk dilimdeki mükelleflerin geçişi, Ocak ayının ilk günüyle birlikte başladı. Temmuz ayında ikinci dilimdeki mükellefler, e-Belge uygulamalarına geçiyor olacak.
Geçtiğimiz son dört yılda 175 bine yakın mükellefin e-Fatura uygulamasına geçtiğini kaydeden Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder, bu yıl yaklaşık 300 bine yakın yeni mükellefin daha sistemin içine gireceğini belirtti.
Türkiye’nin e-Belge uygulamalarına geçişte önemli başarılara imza attığını ifade eden Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi:
“Türkiye olarak e-Fatura uygulamalarına, Avrupa’dan çok daha sonra girdik. Tahmin ediyorum ki, 2019 yılı sonu itibariyle, Avrupa’dan çok daha iyi bir noktaya geldik. 2020 sonu itibariyle de, dünyada örnek ülke olarak gösterileceğimiz bir başarıya imza atmış olacağız. E-Belge uygulamalarına çok hızlı adapte olduk. Çok iyi sonuçlar çıkardık. Çok yol katettik. Özel entegratörler ve mükellefler olarak, işi başarmış durumdayız” dedi.

Eski düzene döneceksiniz denilse, hiç kimse geçmeyi istemez

Mükelleflerin e-Belge uygulamalarının konforuna alıştığının altını çizen Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, konuşmasına şöyle devam etti:
“e-Fatura’ya uygulamasına geçmek, ilk günlerde, daha çok kağıt tasarrufu olarak ifade ediliyordu. Ancak bugüne gelindiğinde firmalara, “-eski düzene döneceksiniz, kağıtlar da bedava” denilse, hiç kimse geçmeyi istemez. Çünkü tüm işletmeler, bu işin, konforuna alıştı. E-Belge süreçlerinin ne kadar önemli olduğu, işletmelere nasıl bir verimlilik getirdiği ve nasıl bir kolaylık sağladığı anlaşıldı ve keşfedildi. Nitekim e-Faturanızı kestiğiniz anda, karşı tarafa gidiyor. Yine, borçlarınız, hesaplarınız, stoklarınız, malınız yolda kayboldu mu-kaybolmadı mı, muhasebe kayıtlarım tuttu mu-tutmadı mı gibi çeşitli gündemler de otomatik olarak çözülmüş oluyor. Özetle, mükellefler arasındaki karşılıklı etkileşim sayesinde, nakit akışı regüle ediliyor, performans ve verimlilik artıyor. Bunun yanında, ağaçların ve ormanların korunmasına büyük katkı sağlanıyor. Bir de, sektörlerdeki tüm işletmeler kayıtlı hale gelince, gayriresmi uygulamalar olmayacağından, işletmeler eşit rekabet koşulları altında pazarda faaliyet gösteriyorlar” diye konuştu.

Mağduriyet yaşamamak için, son günü beklemeyin

Birçok konuda olduğu gibi e-Fatura uygulamalarına geçişte de, sürecin son günlere bırakıldığını ve onbinlerce mükellefin, aynı anda özel entegratörden hizmet almaya çalıştığını anlatan Mehmet Önder, şunları kaydetti:
“Öncelikle e-Belge uygulamalarına girecek olan tüm mükelleflere, son günü beklememelerini tavsiye ediyoruz. Böylece hem kendileri mağduriyet yaşamazlar, hem de özel entegratörden daha iyi hizmet alabilirler. Nitekim,Uyumsoft olarak son 10 günde aldığımız çağrı, tüm yıl boyunca aldığımız çağrının 2 katına çıktı ve telefonlarımız hiç susmadı. Bu nedenli yoğun bir çağrı trafiği için firma olarak ekiplerimizi oluşturduk ve en üst düzeyde hizmet vermeye çalıştık. Ancak, hem özel entegratörler olarak verdiğimiz hizmet kalitemizin daha yukarıda olabilmesi, hem de olası mağduriyetlerin önüne geçilmesi noktasında, temmuz ayında sisteme geçecek olan mükelleflere tavsiyemiz, önümüzde 4- 5 ay var, ne kadar hızlı geçerlerse o kadar sıkıntısız süreçlerini yönetmiş olacaklardır” şeklinde konuştu.

8 Ocak 2020 Çarşamba

“Kayseri, kayak, kültür, gastronomi ve sağlık turizminin üssü olacak”

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Artaş Grubu Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu:
“Kayseri, kayak, kültür, gastronomi ve sağlık turizminin üssü olacak”

Kadim şehir Kayseri, kentin 6 bin yıllık tarihi ve kültürü, Erciyes Kayak Merkezi, gastronomisi ve sağlık turizmi ile Anadolu’nun cazibe merkezlerinden birisidir. Erciyes Kayak Merkezi ile dünyanın popüler kayak merkezleri arasında yer alan Kayseri, kış turizmi ve diğer turizm çeşitleri ileher yıl yerli ve yabancı turistler için çekim merkezi olmaktadır.
Bacalı sanayide lider olan Kayseri’nin, sahip olduğu potansiyel ile bacasız sanayi olan turizmde atağa geçtiğini anlatan Artaş Grubu Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu, şunları söyledi:
“Anadolu’nun incisi kadim şehir Kayseri’miz, 6 bin yıllık tarihiyle, kültürüyle, gastronomisiyle, sanayisiyle, ticaretiyle, Sultan Sazlığı Kuş Cenneti, Yılkı atları denilen doğada vahşi olarak yaşayan at sürüleri, Kapuzbaşı Şelalesi, Erciyes Kayak Merkezi, yeni yeni keşfedilmeye başlanan ve dünya tarihine ışık tutan zengin arkeolojisi ve bu sene başlatılmış olan balon turları ile çok zengin bir potansiyele sahiptir. Erciyes Kayak Merkezi, Avrupa’dakiler gibi gerçek kış sporları merkezi olup, dünyanın sayılı kayak merkezleri arasındadır. Kayseri Valiliği, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, Kayseri THY, Erciyes AŞ ve Meslek Birliğimiz TÜROB’la beraber yürüttüğümüz tanıtma faaliyetlerinin sonuçları, kısa sürede karşılığını vermiştir. Hem Erciyes Kayak Merkezi, hem de Kapadokya’da oluşan destinasyonlar, yabancı tur operatörleri tarafından yoğun ilgi görmüş olup, Kayseri’miz, Rusya, Ukrayna, Polonya, Ortadoğu ve Belarus’lu tur operatörleri tarafından seyahat kapsamına alınmıştır. Özetle, bacalı sanayide lider olan Kayseri’miz, bacasız sanayide de atağa geçerek, bugüne kadar sanayide elde ettiği başarısını, turizmde göstermeye devam etmektedir” dedi.

Kayseri’yi dünyaya tanıtmanın lokomotifliğini üstlendik

RadissonBlu Hotel Kayseri’nin faaliyete başladığı 2014 tarihinden itibaren Kayseri’yi dünyaya tanıtmaya devam ettiğini ifade eden Recep Arifoğlu, şunları kaydetti:
“RadissonBlu Hotel Kayseri olarak, yurtdışındaki fuar ve workshop etkinliklerinin hemen hemen hepsine katılarak, destek vermekteyiz. Bu alanda büyük bir tecrübe birikimi elde ederek, Kayseri’mizin ve ülkemizin tanıtımında Artaş Grubu Turizm Yatırımları olarak öncü kuruluşlardan birisi haline geldik. Kentimiz ve otelimiz; kamu, yerel yönetimler ve sektörün yaptığı çalışmaların neticelerini almaya başlamıştır. Rusya, Ukrayna, Polonya ve Belarus’tan carter uçakları inmeye devam ediyor. Avusturya’dan Almanya’ya, Dubai’den Lübnan’a kadar dünyanın dört bir yanından kayak severler, Erciyes’i ve kentimizi keşfetmeye geliyorlar. Örneğin sadece,Kayseri Cumhuriyet Meydanımız açık hava müzesi gibidir ve 6 medeniyetin eserlerini görmek mümkündür. Son yıllarda sağlık turizminde de ön plana çıkmaya başladık. Hastanelerimizin, Ortadoğu’nun en iyileri arasında olması sebebiyle, tedavi amaçlı gelerek otelimizde konaklayan yurtdışından birçok misafirimiz bulunuyor. Özetle, otelimize ve kentimize gelen yerli ve yabancı misafirlerimizi, turizmde sahip olduğumuz zengin potansiyelimiz ve Türk misafirperverliğimiz ile ağırlamaya devam ediyoruz” diye konuştu.

Erciyes, kayak severlerin yoğun ilgi gösterdiği kış merkezidir

Erciyes’in dünya kayak otoriteleri ve dünyanın en iyi kayakçıları tarafından tescil edilen ve kayak severlerin yoğun ilgi gösterdiği bir kış turizmi merkezi olduğunun altını çizen Recep Arifoğlu, şunları anlattı: “Erciyes, kent merkezine yakınlığı, sunduğu tarihi, kültürel, gastronomi zenginliği ve Kapadokya’ya yakınlığı ile dünyadaki diğer kayak merkezlerine oranla, daha fazla artı değere sahiptir. Kayak sezonu boyunca, ülkemizden ve dünyanın dört bir yanından kayak severleri otelimizde ağırlamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

RadissonBlu Hotel Kayseri, dünyanın en iyi 3. RadissonBluHotel’i seçildi
RadissonBlu Hotel Kayseri’nin, dünyanın en iyi 3.’cü RadissonBluHotel’i seçilmesinden duydukları gururu dile getiren Recep Arifoğlu, şunları anlattı:
“Kayserili işadamı Süleyman Çetinsaya’nın Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Grubumuz tarafından yapılan,RadissonBlu Hotel Kayseri Eylül 2014 tarihinde kapılarını açtı. Otelimiz, şehrin orta noktasında tüm şehri kucaklayan konumu, panoramik şehir manzarası ve modern çizgisiyle fark yaratmaktadır. 20 kattan oluşan otelimizde, 243 oda ve 1 kingsuite bulunuyor. İş adamlarına özel executive odaların yer aldığı özel katlar, tüm ihtiyaçlar düşünülerek hazırlanmıştır.Şehrin önemli kongre ve toplantı merkezi konumuna gelen tesisimiz, 800 metrekarelik balo salonu ve 8 adet farklı büyüklüklerde toplantı salonları ile öne çıkmaktadır” dedi.

CanovateGroup, rotayı Amerika pazarına çevirdi

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Canovate, Amerika’da 5G altyapısının fiber dağıtım kutularını sağlıyor

Ar-ge ve inovasyon odaklı global bir şirketler grubu olan yüzde 100 Türk markası CanovateGroup, veri merkezi (data center) ve fiber optik sistemlerindeki teknolojisi ve uçtan uça ürün portföyü ile dünyanın 8 global markası arasında yer alıyor. Son dönemlerde yoğunlaştığı Amerika pazarında geçtiğimiz yıl yaklaşık 2 kat büyüme gösteren CanovateGroup,bu yıl Kuzey Amerika ve Latin Amerika pazarlarında yaklaşık 2.5 kat büyümeyi hedefliyor.


CanovateGroup’un Florida ofisinden,Kuzey Amerika ve Latin Amerika pazarlarında hayata geçen başarılı projeler hakkında bilgiler veren CanovateGroup CTO’su Kıvanç İlal, şunları söyledi:
“ABD’nin 2. büyük telekom operatörü olan Verizon firmasına 5G altyapı uygulamaları için özel tasarladığımız fiber dağıtım kutularını veriyoruz ve bu kadar önemli bir operatörün 5G altyapısı için Canovate ürünlerini seçmesi, hem ülkemiz, hem Canovate açısından gurur verici bir başarıdır. Yine, Latin Amerika bölgesinin en önemli operatörlerinden olan Claro firmasının fiber altyapısı için kritik önemde olan Optik dağıtım çatılarını ve modüllerini veriyoruz. Ayrıca, Küba’nın tek operatörü olan Etecsa, Şili’nin en büyük operatörü olan Entel gibi firmalara da Canovate ürünlerini vermeye devam etmekteyiz” dedi.

2020 yılında Kanada ve Meksika pazarlarına girmeyi hedefliyor

Amerika pazarında bu yıl da agresif büyümeye devam edeceklerini anlatan Kıvanç İlal, şunları kaydetti:
“Amerika pazarında 5G yatırımlarının artması ve evlere kadar fiber uygulamalarının yaygınlaşmasından dolayı Canovate ürünlerine talebin artacağını öngörüyoruz. Fiyat ve kalite açısından Canovate ürünlerimiz, bu pazarları domine eden ABD’li firmalara göre oldukça avantajlı bir konumdadır. 2020 yılında özellikle Kanada ve Meksika pazarlarına yeni açılımlar yapmayı ve önemli operatörlerle çalışmayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra, marka bilinirliliğimizi ve pazar payımızı arttırmak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda önemli fuarlar arasında olan OFC fiber fuarı, Afcom datacenter fuarı gibi fuarlara katılarak, dağıtım network’ümüzü geliştirmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

Dünyada, 5G teknolojilerine hızlı bir geçiş yaşanıyor 

Dünya genelinde 5G teknolojisine yapılan yatırımlar hakkında bilgiler veren Kıvanç İlal, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dünyada bilişim teknolojisinde yaşanan hızlı ilerlemeler ve devamlı daha yüksek bant genişliğine ihtiyaç duyan uygulama ihtiyaçlarından dolayı, bu alanda altyapının hızla geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Özellikle, IoT (Internet of Things) uygulamaları alanında yaşanan hızlı gelişmeler ve bu uygulamaların hızlı, güvenli ve yüksek bant genişliği sunan Telekom altyapısına ihtiyaç duyması sebebiyle, dünyada 5G teknolojilerine hızlı bir  geçiş olmaktadır. IoT uygulamaları; endüstride, ev ortamında veya akıllı şehirlerde (smartcities) hızla uygulamaya alınmaktadır. Ayrıca, endüstride bir devrim yaratacak olan akıllı fabrikaları mümkün hale getiren Endüstri 4.0 uygulamaları da, yüksek bant genişliği ve hızlı veri iletişimine ihtiyaç duymaktadır. Söz konusu tüm bu uygulamalar, hızlı ve yüksek bant genişliğinde Telekom altyapısına ihtiyaç duyduğundan,5G teknoloji ve uygulamaları bilişim alanında çağın gerisinde kalmamak için mutlaka yapılması gereken yatırımlardır. Bu alanda teknoloji liderleri olan ABD ve Kanada gibi ülkeler, zaten bu alanda yatırımlara başlamıştır ve hızla yol almaktadır. Latin Amerika ülkeleri de bu alandaki yatırımlarına devam ederek, trendi takip etmektedir” şeklinde konuştu.

4 Ocak 2020 Cumartesi

Toplumcu Gıda Mühendisleri Yönetime Yeniden Aday Oldular...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Yönetime Yeniden Aday Oldular
Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube seçimlerinin yapılmasına günler kala Toplumcu Gıda Mühendisleri yönetime yeniden aday oldu.
Seçimler 12 Ocak’ta

TMMOB’a bağlı birçok oda gibi Gıda Mühendisleri Oda seçimleri de 12 Ocak’ta yapılacak. 5000’e yakın üyesi ile başta gıda sanayi olmak üzere birçok sektörde gıdaların güvenliğinden sorumlu gıda mühendislerinin en büyük meslek örgütü Gıda Mühendisleri Odası 12 Ocak’ta seçime gidecek.
Seçimler Çekişmeli Geçecek
Üç ayrı listenin yönetime aday olması beklenen seçimin çekişmeli geçeceği düşünülüyor. Bir önceki dönem seçimleri kazanarak yönetimde görev alan Toplumcu Gıda Mühendisleri, bu dönem içinde yönetime yeniden aday olduklarını duyurdu.
Toplumcu Gıda Mühendisleri adına konuşan Zafer Şenyurt,‘İki yıldır görevdeyiz, özellikle istihdamın arttırılması ve meslektaşlarımızın özlük haklarının korunması gibi konularda önemli çalışmalar yaptık ayrıca ücretsiz eğitimler ve seminerler düzenledik. Yeni dönem için istihdamın arttırılması, Türkiye’nin gıda datasının oluşturulması, yeni mezun meslektaşlarımız için oryantasyon programı, mentorluk programı ve online eğitim gibi önemli projelerimiz var. Tüm meslektaşlarımızı 12 Ocak’ta Karaköy’de bulunan TMMOB Büyükkent Şubesi’nde oy kullanmaya bekliyoruz’ şeklinde konuştu.
Doğru Bilgiyi İşin Uzmanı Paylaşacak

İstihdama değinen Şenyurt, ‘Meslektaşlarımızın en önemli sorunu işsizlik bu yüzden önceliğimiz istihdamın arttırılması ve özlük haklarının korunması olacak.Meslektaşlarımızın yetkin oldukları alanlar başta olmak üzere doğru kişinin doğru yerde istihdamına yardımcı olacak bir data oluşturacağız bu program ile hem istihdamı arttırmayı hem de kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi amaçlıyoruz.Üreten toplumlarda bilginin doğru dağıtımı kadar doğru bilgiye ulaşabilmekte çok önemli bu yüzden Basın Bilgilendirme Çalışma Grupları kuruyoruz, bu gruplar kendi alt komiteleri ile çalışarak başta tüketici olmak üzere her kesimi doğru bilgilendirecek yani artık doğru bilgiyi işin uzmanı paylaşacak ’dedi.