31 Ekim 2017 Salı

TripAdvisor’dan, Radisson Blu Hotel Kayseri’ye büyük onur...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


TripAdvisor’dan,
Radisson Blu Hotel Kayseri’ye büyük onur

Dünya’nın en büyük turizm değerlendirme sitesi olan TripAdvisor’ın milyonlarca kullanıcısının verdiği puanlara göre ‘Radisson Blu Hotel Kayseri’ dünyanın en iyi 3. Radisson Blu Hotel’i seçildi.

1 Eylül 2014’de hizmet vermeye başlayan ve kadim şehir Kayseri’yi turizm elçisi olarak Dünya’ya tanıtma faaliyetlerinin lokomotifliğini de üstlenen Radisson Blu Hotel Kayseri, Anadolu’da hatta Avrupa’da da Dünya kalitesinde hizmet verilebileceğini tüm Dünya’ya ispatlamıştır. 3 yıldan kısa bir sürede aldığı puanlarla Dünya’nın en büyük metropollerindeki tanınmış otelleri bile geride bırakarak büyük bir başarıya imza atan Radisson Blu Hotel Kayseri,  hiç hız kesmeden Dünya’nın en iyi Radisson Blu Otel’i olmak için çabalarına devam etmektedir.

Radisson Blu Hotel Kayseri, teknolojinin ileri düzeyde kullanıldığı son derece geniş ve konforlu odalarının yanında, misafir memnuniyetine gösterdiği titiz yaklaşım, kaliteden ödün vermeyen yönetim anlayışı ve geniş vizyonu ile misafirlerinin beğenisini kazanarak, takdirlerine mazhar olmuştur. Chicago, Moskova, Kanarya Adaları, Kuveyt, Sydney, Paris, Londra veya Roma gibi birçok Avrupa ve dünya başkentini geride bırakan Radisson Blu Hotel Kayseri, ilk 10’a giren tek Türk oteli olmanın da gururunu yaşamaktadır.

Büyük bir gurur kaynağıdır

Otelin sahibi olan Artaş İnşaat A.Ş ‘nin turizm yatırımları koordinatörü Recep Arifoğlu şunları söyledi: “Misafirlerimizin göstermiş oldukları teveccüh, bizim için büyük bir gurur kaynağıdır. Grubumuzun 40 yıla yaklaşan otelcilik tecrübesi ve gelişmenin sonsuza kadar süren bir dinamik olduğunun bilinci ile hiç hız kesmeden daha iyisini yaparak, misafirlerimize hak ettikleri daha iyi hizmeti sunabilmek için çalışmalarımıza her zaman devam edeceğiz.” dedi.

Radisson Blu Otelleri Başkan Yardımcısı Lars Gericke, bugün (31 Ekim 2017) yayınladığı bir tebrik mesajı ile otel yöneticilerine ve çalışanlarına takdir ve tebriklerini ileterek, TripAdvisor’un yayınladığı listeyi de kamuoyunun dikkatine sunmuştur.

Point Hotel Taksim, 80 Milonga ile Devri Alem Belgeselinde ...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Point Hotel Taksim,
80 Milonga ile Devri Alem Belgeselinde

“80 Milonga ile Devri Alem Belgeseli” Yönetmeni Ernesto Rassi, belgeselinde İstanbul’daki Tango Mekanlarına da yer vermek üzere Türkiye’ye geldi. Point Hotel Taksim’in View Point Restaurant’ında, 26 Ekim 2017 akşamı yapılan Milonga’ya katılan Ernesto Rassi, belgeseli için geceden dokümanlar aldı.
12 yıldır her Perşembe günü Milonga gecelerine ev sahipliği yapan Point Hotel Taksim’in View Point Teras Restaurant’ı, geceden çekilen görsellerle dünyanın ileri gelen Milonga mekanlarını içeren bu kapsamlı belgeselde yerini alacak.

3 yıl önce başlayan projede İstanbul yer alıyor 

Arjantin asıllı Ernesto Rassi,  müzisyen, şarkıcı, tango eğitmeni, aktör, yönetmen, yapımcı olarak tanınmasının yanı sıra, “80 Milonga ile Devri Alem Belgeseli” yönetmeni olarak dünya etrafında Milonga yapılan mekanları bu çalışmasıyla bir araya getiriyor.
Ernesto Rassi 2014’te başladığı projesine devam ederken Istanbul’da Milonga yapılan mekanlara da bu uluslararası belgeselde yer vermek üzere 26 Ekim’de Türkiye’ye gelerek, Point Hotel Taksim’in View Point Restaurant’ındaki Milonga gecesinden renkli kareler dokümante etti. Gecede, tek veya çift olarak katılım gösteren, sayısı 100’e yakın yerli ve yabancı sosyal dansçılar danslarını sergilediler. Milonga gecesi, Ernesto Rassi’nin 2 Tango parçasını seslendirmesi ile devam etti. Kısa bir konuşma yapan Rassi, katılımcılara bu atmosferde bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek, Tango ruhunun önemini ifade etti. 



Pazarlamanın geleceği ve bilinmesi gereken 4 yol haritası ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Pazarlamanın geleceği ve 
bilinmesi gereken 4 yol haritası  

Pazarlamanın geleceği ve bilinmesi gereken 4 yol haritası hakkında bilgi veren Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, şunları söyledi: 
“Dijital Pazarlama Okulu olarak yakın geçmişte gerçekleştirdiğimiz birçok etkinlikte, dijital dönüşüm ve bu dönüşüme adapte olacak bireyler yetiştiriyoruz. Yaşadığımız süreçte hızlı bir değişim içinde olan pazarlama dinamikleri, stratejilerimizi yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor. Bu değişim sürecinde, oyunun kuralları yeniden oluşuyor. İzlenimlerimiz ve Google Marketing Next'te edindiğimiz bilgilerle, ciddi bir tecrübe kazanıyoruz” dedi. 

Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, 4 yol haritası hakkında şunları açıkladı: 

1-Tüketicilerin internetten yardım alma yöntemleri değişiyor
Mobilin hızla yükseldiği dönemde tüketiciler, "bilmek istiyorum", "gitmek istiyorum", "yapmak istiyorum" veya "satın almak istiyorum" gibi önemli anlarda, cihazlarına başvurmaya şartlandı. Bundan böyle insanların, yardım alma yöntemleri de değişecek; yazmak yerine doğrudan konuşarak yardım almaya başlayacaklardır. Örneğin, Google uygulamasındaki aramaların %20'si artık sesle yapılıyor. Bu durum, bizi bekleyen olası diğer değişikliklerin habercisidir.

2-Kullanıcılar, hızlı ve sorunsuz bir mobil deneyim istiyor
Yakın gelecekte başarılı olmak isteyen pazarlamacılar, markalarının mobil kullanım adımlarını tamamıyla optimize etme fikrini ele almalıdırlar. Ayrıca, açılış hızı bu noktada kilit role sahiptir. Mobil siteniz ne kadar harika görünürse görünsün yavaş yükleniyorsa; kullanıcılar sayfayı terk edecektir. Örneğin, mobil sayfa yüklemesindeki her 1 saniyelik gecikme, dönüşümlerde %20’ye varan düşüşlere neden olabiliyor.  

3-Kullanıcıların online ve offline arasındaki bağı güçleniyor
Günümüz pazarlama sürecinde, online ve offline'daki birçok boyutun bir arada olmasına yönelik bir durum ortaya çıkıyor. Müşterilere dönük daha bütüncül bir bakış açısı oluşturmak mümkündür. Cihazlar arası etkileşim ile kullanıcı TV’de gördüğü bir ürünü, tablet cihazından araştırıp, masaüstü bilgisayarından satın alabiliyor. Veya fiziksel mağazada gördüğü bir ürünü, e-ticaret sitesinden sipariş verebiliyor. Artık, en yeni ölçüm araçları ile dijital ve fiziksel dünyaları bir araya getirecek, farklı kanalları, cihazları ve medya türlerini kapsayan müşteri yolculuğunu anlamalarında pazarlamacılara yardımcı olacak.

4-Reklamlarda özelleştirme beklentileri yükseliyor
Günümüzde tüketiciler, kendi özgün ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş pazarlama mesajları almaları gerektiğini düşünüyor. Dolayısıyla, müşterilerinize dair kapsamlı bir bakış açısı edindikten sonra atmanız gereken bir sonraki adım, onlara doğru anda, doğru mesaj ile ulaşmaktır. Böylece, kitlenize ulaşmak çok daha kolay hale gelecektir.

Sağlık turizmi için gelenler, Residence’ları tercih ediyor ...


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Sağlık turizmi için gelenler,
Residence’ları tercih ediyor

Onkoloji, ortopedi gibi uzun dönemli sağlık tedavileri için ülkemize gelenler, ağırlıklı olarak residence’larda konaklamayı tercih ediyor. Bulgaristan, Gürcistan, Irak gibi bulunduğumuz coğrafyadaki ülkelerden gelen sağlık turistlerinin sayısı her geçen yıl artıyor.
Avrupa Residence Suites’de konaklayanların yaklaşık %50’sini sağlık turistlerinin oluşturduğunu kaydeden Avrupa Residence Suites Genel Müdürü Ercan Yılmaz, şunları söyledi: “Bölgemizdeki birçok hastane ile anlaşmamız bulunuyor. Onkoloji, ortopedi gibi, 2 ay ve üzeri süren uzun soluklu tedaviler için gelenler, ev konforu yaşatması nedeniyle residence’ları tercih ediyor. Bir otel odasından daha büyük metrekaresi olan, içinde mutfağı dahil imkanları bulunan residenceler, 1+1, 2+1, 3+1, 4+1 gibi farklı daire alternatifleri sunmasıyla da, refakatçisiyle gelen hastaların, tedavileri boyunca kendilerine ait bir odada dinlenebilmesine imkan sağlıyor” dedi.


Ortadoğu pazarı ‘Residence’ diyor 

Ortadoğu pazarında güçlü olduklarını ve yoğun misafir ağırladıklarını anlatan Ercan Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:
“TEM Avrupa Konutları bitişiğinde bulunan Avrupa Residence Suites, 2012 yılında faaliyete başladı. 147 adet dairenin bulunduğu tesisimiz, ağırlıklı olarak 85m2 ve 120m2 tam donanımlı dairelerden oluşuyor. Ayrıca, 270m2 teraslı dubleks ve 250m2 seyir teraslı 360 derece manzarası olan dairelerimiz de mevcut. Oda sayısı yüksek olan dairelerimizde,10- 13 kişiye kadar konaklama olduğundan, özellikle Suudi Arabistan başta olmak üzere Ortadoğulu turistler tarafından yoğun talep görüyoruz. Misafirlerimiz, yemeklerini kendileri pişirebileceği gibi tesisin dışındaki restoranlardan da sipariş verebiliyor. Residence olarak aynı zamanda, bir otelin sunduğu, resepsiyon, güvenlik, temizlik, kapalı yüzme havuzu, sauna, fitness salonu gibi hizmetleri biz de veriyoruz” diye konuştu.

2018 yılında %75 doluluk hedefliyor

Gelecek yılın hedeflerine değinen Ercan Yılmaz, şunları kaydetti: “Bu yılı, %65’in üzerinde doluluk ortalamasıyla kapatacağız. 2018 yılı hedefimiz, %75 doluluk oranlarına ulaşmaktır. Önümüzdeki yıl, uzun süreli sağlık ve iş turizmi için gelen misafirlerimizin yanı sıra, Ortadoğu ülkelerinden gelen turistleri ağırlamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

27 Ekim 2017 Cuma

e-Ticarette en sık yapılan 7 hata ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Tüketiciyle empati yapmayan bir e-Ticaret sitesinin ömrü 3 ayı geçmiyor

Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, Seo, e-Ticaret trafiğini arttırmak ve e-Ticarette en sık yapılan hatalar konusunda şunları açıkladı.

1-E-ticarette en sık yapılan hatalar neler?
Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, şunlara dikkat çekti:
“İşimiz gereği bir çok web sitesini takip ediyor ve analizlerini oluşturmaya çalışıyoruz. Bu süreçte, süzgecimden geçen hataları sıralamak gerekirse bunlar şunlardır:
1-Yalnızca trafik odaklı olmaları; 2-Optimizasyon çalışmalarını yeterince önemsememeleri;
3-Hedef kitle belirlemeden display kampanyaları planlamak; 4- Ürün hakkında yetersiz bilgi yazmak; 5-Kalitesiz ürün fotoğrafları; 6-Kargo bedellerinin yeterince açıklayıcı olmaması;
7-Ödeme sistemlerinin karmaşıklığı gibi konulardır. Özetle, tüm süreç doğru kurgulanırsa, başarılı bir operasyona imza atılacaktır” dedi.

2-E-ticaret trafiğini artırmak için önerileriniz neler?
Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, şunları kaydetti:
“E-Ticaret siteleri satışlarını arttırmak için ziyaretçi sayılarını da paralel anlamda arttırmak ister. Bunun için sosyal medyanın gücünü kullanarak, doğru bir iletişim stratejisi ile alakalı trafiği web sitelerine çekebilir. Influencer marketing gibi kurgular ile sosyal medyada bulunan kanaat önderleri ile çalışmalar yapılıp, aynı zamanda diğer alakalı web sitelerinde dijital reklam çalışmaları yapıp, kullanıcıların dikkatini çekebilirler. Burada doğru olan yalnızca trafik değil, ilgili kullanıcıyı web sitesine dahil etmek ve onların sitede uzun kalmasını sağlamaktır” diye konuştu.

3-Satışları artırmak için nasıl bir strateji izlenmeli?
Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, şunları belirtti:
“e-Ticaret sitelerini birkaç kategoriye ayırmak gerekiyor. Bunlar; belirli ürün ve ürünlere yönelmiş, niş alana yönelen sitelerdir. Birçok ürün gamını bünyelerinde bulunduran ve stok bazlı ilerleyen sitelerdir. Ve pazar yeri mantığında ilerleyen sitelerdir. Her birinin, ayrı hedef kitlesi ve haliyle ayrı dijital pazarlama stratejisi olmalıdır. Hedef kitlelerini öncelikle doğru tespit edip, bu kitlenin yaptığı aramalar, sosyal medya alışkınlıkları gibi verilerin doğru okunup, hangi mecrada olunacağına karar verilmeli. Başarılı bir e-ticaret sitesi yapmak isteyen firmaların öncelikle internet tüketicisinin psikolojisini çok iyi anlaması gerekiyor. Bugün tüketici ile empati yapamayan bir e-ticaret sitesinin ömrü üç ayı geçmemektedir” dedi.

4-SEO nedir? Pazarlamada önemi nedir?
Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, şunları söyledi:
“Search Engine Optimization; firmaların arama motorlarında, sektörü ile ilgili aramalarında ilk sıralarda görünmek için yapılan optimizasyon çalışmalarının tümünü kapsayan bir dijital pazarlama yöntemidir. Online mecraların kullanıcılar tarafından tüketimi arttıkça, markalar bu alanlarda bir şekilde görünür olmak istiyorlar. Dijital dünyada her gün milyonlarda arama yapılıyor. Evimize beyaz eşyamızı nereden alacağımızdan tutunda, sağlığımızla ilgili kararlara kadar bir çok sorgu yapıyoruz. Kullanıcı alışkanlıkları gereği de %82’lik kısmı genellikle ilk 3 sıradaki sonuçlara tıklıyor. Bu yüzden alakalı aramalarda, alakalı hedef kitleye ulaşmak isteyen markalar ilk sonuçlarda yer almak için SEO çalışması yapıyor. Tüm bunları değerlendirdiğimizde, SEO için dijital pazarlamanın olmazsa olmazlarından diyebiliriz” şeklinde konuştu.

24 Ekim 2017 Salı

Kasım ayı ile birlikte Umre turları başlıyor ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Çiçek Turizm’in
Kasım ayı ile birlikte Umre turları başlıyor

1985 yılından itibaren Umre ve Hac ibadeti için kutsal topraklara organizasyon yapan Çiçek Turizm’in, Kasım ayı itibariyle özel fiyat ile Umre turları başlıyor.
Çiçek Turizm’in, IATA üyesi seyahat acentesi olarak 32 yıldır hizmet verdiğini belirten Bursa Şubesinin yetkilisi Ayla Üstün şunları söyledi: “Çiçek Turizm’in Bursa’daki tek yetkili şubesi olarak, misafirlerimize uygun fiyatlar ile kaliteli hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Her geçen yıl Umre turlarımıza olan talep artıyor. Geçtiğimiz yıla oranla bu yıl, kutsal topraklara gidenlerin oranında %20’nin üzerinde artış yaşanıyor” dedi.

Kutsal topraklara yolculuk

Hac görevinin ardından Umre’ye gidişlerinin Kasım ayıyla birlikte başladığını anlatan Ayla Üstün, konuşmasına şöyle devam etti:
“1 Kasım'dan başlayarak, her 15 günde bir turlarımız olacak. 15-20-28 günlük umre turlarımızda fiyatlarımız 940 Dolar - 1125 Dolar arasında değişiyor. Kudüs ve Kudüs bağlantılı Umre turlarımız bulunuyor. Umre ibadeti, Kasım ayı, sömestr ve Mart aylarında daha fazla tercih ediliyor. Ayrıca, Ramazan umresinde 41 gün, 30 gün ve son 15 günlük turlar daha çok ilgi görüyor. Senenin 3 ayı hariç sürekli umre turlarımız bulunuyor” diye konuştu.

Kutsal topraklara gideceklere öneriler

Kutsal topraklara gidecek olan ziyaretçilerin mağduriyet yaşamamaları için dikkat etmeleri gereken hususlar hakkında da bilgi veren Ayla Üstün, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tercih edilecek acentanın TÜRSAB belgeli ve A sınıfı olması gerekiyor, IATA Belgesinin olması da araştırılmalıdır. Vize işlemleri, bilet işlemleri otel rezervasyonlarının yapılmış olması, hizmet edecek olan görevli ve hocaların bulunması gerekiyor. Ayrıca, yolculuğa çıkılmadan önce, ibadet hakkında bilgi edinilmesi de önemlidir” dedi.

Çiçek Turizm Bursa Şubesi Hakkında

Çiçek Turizm’in tek yetkili Bursa şubesi yöneticisi Ayla Üstün ve ortağı Hasan Çalışkan, Çiçek Turizm ve Seyahat Ltd. Şti. Bursa Şubesi olarak Tuzpazarı mahallesi, Haşim İşcan caddesi,  No:54/1 adresinde hizmet vermektedir.

Lidya Grup, milyon dolarlık makineleriyle ilgi odağı oldu ..

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Lidya Grup, SIGN 2017 Fuarına katıldı. Teknoloji şölenine dönüştürdüğü standında, Xerox, Epson ve EFI markalarının ileri teknoloji ürünlerini sergiledi…

Lidya Grup,
milyon dolarlık makineleriyle ilgi odağı oldu

Baskı sektörünün lideri Lidya Grup, SIGN İstanbul 2017’de, milyon dolarlık dijital baskı makinelerini sergiledi. Teknoloji şölenine dönüştürdüğü, dijital baskıda dünyadaki son teknolojinin sergilendiği 308 metrekarelik standı, ülke genelinden ziyaretçi akınına uğradı. 
Xerox, Epson ve EFI markalarının Türkiye distribütörü olan Lidya Grup, 4-8 Ekim tarihleri arasında TÜYAP’ta düzenlenen 19.Uluslararası Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojileri SIGN İstanbul 2017 Fuarına katılmıştı. Fuar sırasında, Lidya Grup’un, EFI’nin baskı çözümleri alanında Türkiye’deki tek distribütörü olduğu açıklandı. Fuarda lansmanı yapılan Lidya Print Management (LPM) Projesi hakkında bilgi verildi. 
İstanbul’un yanı sıra 40’a yakın şehirden müşteri ve bayilerin standı ziyaret ettiğini anlatan Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, “Katıldığımız diğer fuarlarımızda olduğu gibi, bu fuarımızda başarıyla geçti. Standımızda, dünyada ve ülkemizde alanında rakipsiz olan EFI GS3250LXPro modelinin demosunu canlı olarak yaptık. Epson’un uygun fiyatıyla kaliteli baskıların yapıldığı ürün ailesinin, yakından incelenmesine imkan sunduk. Xerox’un aynı anda lansmanını yaptığı 29 teknolojik ürün ailesinden modelleri sergiledik. Standımıza, yoğun bir ziyaretçi geldi. Ülkemiz genelinden yüzlerce ziyaretçi, temsil ettiğimiz markaların ileri teknolojideki ürünlerini yerinde inceleme fırsatı yakaladılar” dedi.

Satışlar, yılın son çeyreğinde gerçekleşiyor 

Yılın son çeyreğinde hareketli günlerin yaşanmakta olduğunu kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:
“Bu yılın dokuz ayını 2’ye bölersek, yılın ilk dört ayında yüksek bir ivme gerçekleşirken, sonraki  beş ayı durağan geçti. Döviz kurlarındaki artış dahil birçok etken, yatırımların yılın son çeyreğine ötelenmesine neden oldu. Yatırımcıların, ‘yatırım iştahı’ devam ediyor ve Ekim ayı itibariyle hareketli günler yaşanıyor. Lidya Grup olarak, imza aşamasında olduğumuz birkaç projemizi önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, hedefimizin üzerinde bir büyüme gerçekleştireceğiz ve yılı %30- %35 arasında bir büyümeyle kapatacağız” diye konuştu. 

Londra’daki ofis, gelecek yıl faaliyete geçiyor 

Gelecek yıl itibariyle yurtdışı pazarlara açılacaklarını anlatan Bekir Öz, şunları kaydetti: “Bulunduğumuz coğrafya dahil, global pazarlardaki baskı çözümleriyle ilgili fırsatları değerlendiriyoruz. Bölge, pazar ve ürün araştırmaları yapmaktayız. 2018 yılı itibariyle Londra ofisimiz ile yurtdışına açılmış olacağız. Türkiye pazarında elde ettiğimiz tecrübemizi ve başarılarımızı, global pazarlara taşımak için atağa geçtik. Ülkemizin yanı sıra, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine hizmet vermeyi planlamaktayız” dedi.

Fuarda, Lidya Print Management (LPM) Projesi tanıtıldı

Fuarda lansmanı yapılan Lidya Print Management (LPM) Projesi hakkında bilgi veren Lidya Grup Yönetim Kurulu Danışmanı Rıza Başoğlu, şunları söyledi:
“Fuarda, tarafımızdan geliştirilen yeni hizmet konseptinin tanıtımını yaptık. LPM adıyla tanımlanan (Lidya Print Management) destek modeli, ekipmanların ihtiyaca göre doğru seçilebilmesini ve doğru yazılım çözümleri ile verimliliğe ve kaynak tasarrufuna yönelen bir çözüm olarak ortaya çıkmakta. Günümüzde, donanımlara hayat verecek ve kişiselleştirecek olan şey, yazılımdır. Yazılımla birlikte, kişiye özel hizmet sağlanırken, güvenlik ve verimli baskı ön planda oluyor. Bildiğiniz üzere donanımlar, RIP yüklemeleri ile işlevsel hale gelmekte ve esnek üretim imkanını sağlamaktadırlar.  Farklı noktalardan temin ve münferit çözüm arayışları, aynı iş yerinde çok farklı RIP kullanımlarını yaratmış. Bu ise farklı özelliklerde operatör gereksinimi yaratarak verimliliğe engel yarattığı gibi ekipmanların da ortak kapasiteye ulaşmasına engel oluşturmaktadır. Bu işlevlerin standart hale getirilmesi için LPM disiplini ve oluşumunu uygulamaya koyduk. Özetle, Lidya Grup olarak ekipman satışı ve servisinin ötesine geçerek, satın alınan marka bağımsız diğer ürünlerin de verimli kullanılması yönünde çözümler sunmaktayız. Konu artık, fotokopi ve printer almanın ötesine geçmiştir. Kullanıcılar, kişiselleştirilmiş ve “Akıllı Multifunction” uygulamaları talep etmeye devam edecektir” şeklinde konuştu.

3 markanın ileri teknoloji ürünleri sergiledi

Temsil ettikleri Xerox, Epson, EFI markalarının ileri teknoloji makilerini fuarda sergilediklerini ifade eden Lidya Grup Grafik Sanatlar Satış Direktörü Adem Öz, şunları belirtti:
“Fuardaki 308 metrekarelik standımızda, aralarında EFI GS3250LXPro, EFI H1625, Epson SC-S80610, Epson SC-S60610, Epson SC-S40610, Epson SC-T7200MFP, Epson SC-T5200, Epson SC-P10000 ve Xerox Versant 80, D125, B7030 ve C7025’nin aralarında olduğu, dijital baskıda dünyanın son teknolojisine sahip makinelerini sergiledik. Geniş format ürünlerini yerinde incelemek isteyen ciddi bir ziyaretçiyi, standımızda ağırladık. Ürün segmentlerinde,  sunduğumuz çözümler ve kaliteli baskı yansımaları nedeniyle, ciro açısından da etkili  bir fuarı daha geride bıraktık” dedi.

“Fabrikalardan enerjiye siber güvenlik,


HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Dijital çağın kritik başlığı Siber Güvenlik Konferansı’ndan önemli uyarı
“Fabrikalardan enerjiye siber güvenlik,
çağın hem tehdidi; hem yeni rekabet alanı”

Türkiye’de kamu dışında ilk kez bir siber güvenlik konferansı 20 Ekim 2017 tarihinde Siber Güvenlik Araştırmaları Derneği ve İstanbul Gelişim Üniversitesi Yeni Medya Bölümü işbirliğiyle gerçekleşti. İstanbul Gelişim Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonu’ndaki organizasyona yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda uzman isim katıldı. Birincisi gerçekleşen konferansta siber güvenlik konusu tüm yönleriyle masaya yatırıldı.


Organizasyonun düzenleyici isimleri olan İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Deniz Akçay ve Siber Güvenlik Araştırmaları Derneği’nden Yrd. Doç. Dr. Zeynep Ece Ünsal, dünyanın gündemini belirleyen bu konuda Türkiye’nin farkındalığını artırmaya amaçladıklarını belirttiler. Konferans, bir STK ile üniversitenin ortaklaşa düzenlediği ilk organizasyon özelliğini taşıyor. Akçay ve Ünsal yaptıkları açıklamada “Birincisini gerçekleştirdiğimiz bu buluşmanın, gelecek yıllarda da devam edeceğini ve bunun ülkenin konuya bakış açısına önemli katkılar sağlarken, dünyadaki gelişmelerin de ülkemize aktarılmasını sağlayacağını düşünüyoruz” dediler.

Microsoft’tan Dr. Özkaya: “Artık, F16 ile bilgisayar arasında fark kalmadı”
Konferansın açılışında konuşan İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli “Kim teknolojide zirveye çıktı ise daha mutlu, daha zengin ve daha başarılı olacaktır” diyerek gelecekte karşılaşacağımız teknolojik gelişmelerin önemini vurguladı. İstanbul Gelişim Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Okata ise, herkesin bilgisayar kullandığına dikkat çekerek, bunun her bireyi bir ağın parçası haline dönüştürdüğüne dikkat çekti.
Assoc. Prof. Dr. Mitko Bogdonoski ise, siber ortamın sağladığı olanakların bir tehdit unsurda olabileceğini açıklayarak, siber güvenlik sorunlarının teknik ve insan kaynaklı olabileceğini; teknik sorunların çözülebileceğini, insan kaynaklı sorunların ise, insanların kendilerini güncelleyerek çözebileceğini dile getirdi.
Microsoft bünyesinde hizmet veren Türkiye’nin yetiştirdiği uzman isimlerden Dr. Erdal Özkaya ise konuşmasında “Bilgisayarları artık bir silah olarak görüyorum. Bence bir F-16 ile bir bilgisayar arasında hiç bir fark yok. Bilgisayar korsanlığının bir hobi değil, geliri çok olan yasadışı bir iş alanı olduğunu anlamalıyız” dedi. 
İstanbul Gelişim Üniversitesi Yeni Medya Bölüm Başkanı Deniz Akçay ve Mehmet Nuri Dursun “Bilgi Harbi ve Türkiye” başlıklı sunumlarında ; Yakın bir gelecekte devletlerarası mücadelenin siber alanda yoğunlaşacağını ve buna göre de devletlerin artık siber kuvvetler tesis etmeye başladıklarını açıkladılar. Akçay sözlerinin devamında; bilgi ve bilişim sistemleri güvenliğinin ulusal ve uluslararası güvenliğin bir parçası haline geldiğini vurguladı. 
Gün boyu süren konferansta yerli ve yabancı uzmanlar, gerek dünyadaki gelişmeleri ve tehditleri, gerekse de Türkiye özelinde yapılması gerekenleri ortaya koydular.
Yrd. Doç. Dr. Deniz  Akçay
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Yeni Medya Bölüm Başkanı

20 Ekim 2017 Cuma

“Beta beyin dalgasından ayrıl, Alfa beyin dalgasında kal”

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR






Gününü tehdit ve endişe hissi altında yaşayan birey, aslında hayatı da kaçırıyor. Hayat, tehdit altındayken, anı yaşatmıyor.

“Beta beyin dalgasından ayrıl,
Alfa beyin dalgasında kal”

Toplumun %60’nın, yeteneklerinin farkında olmadan kendilerine uygun görülen hayatları yaşadığını kaydeden AL Danışmanlık Genel Müdürü, Marka Yönetimi ve İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşen Laçinel, şunları söyledi:
“Zorlu yaşam şartları, bireyleri hep bir yerlere ve bir şeylere yetişmeye zorluyor. Birey, kendini duymamaya, kendine inanmamaya başlıyor ve maalesef kendini unutuyor. Kendini unutan birey, yeteneklerini de, gücünü de, katacağı farklılığı da unutuyor. Oysa kapasitesini ve kendini diğerlerinden ayıran yeteneklerini, koçluk alarak veya koçluk yaklaşımını bilen yönetici, eş, arkadaşlarının vasıtasıyla fark edenler, harikalar yaratarak kendilerini gerçekleştiriyorlar. Nitekim koçluk eğitimlerimde ve koçluk yaptığım çalışmalarda, kişinin önce kendini tanımasını, güçlü yönlerini, yeteneklerini farklılıklarını fark etmesini hedefliyorum. Kendini bilen, kendine inanır ve gerçekleştirir. Bu da, mutlu ve verimli bir yaşam yaratacaktır” dedi.

Dünün ve yarının hesapları yapılıyor, bugün kaçırılıyor

Günlerin endişe altında geçmemesi gerektiğini ifade eden Ayşen Laçinel, konuşmasına şöyle devam etti:
“Hayatın her gününü, beta beyin dalgasında yani tehdit endişe hissi altında yaşayan birey, aslında hayatı da kaçırıyor. Çünkü hayat tehdit altındayken, anı yaşatmıyor. Refleks olarak, dünün ve yarının hesapları çıkarımları yapılıyor. ‘Düne dair bundan nasıl kurtuldum ve yarın ne yapmalıyım’ diyen birey ise, anları kaçırıyor. Elbette savaşta, saldırıda ve hayati ortamlarda ‘Beta beyin dalgası’ hakim olacaktır. Ancak, eğer bir tehdit ve savaş durumu yoksa, o zaman sevgi, dinginlik ortamı olan ‘Alfa beyin dalgasına’ geçilmelidir. Yaşamın özünde, Beta’dan hızla ayrılıp, Alfa’da daha fazla kalmalıyız. Birey, bunu fark etmelidir. Günlük yaşamın sadece %30’u betada geçirilebilir. Zira, daha uzun beta’da kalma durumu var ise, kişi de ne performans, ne huzur kalır” diye konuştu.

Etkili iletişimin stratejik yol haritası 

Günümüz iletişimde daha çok talimat ve vaaz verildiğinin altını çizen Ayşen Laçinel, “Oysa, gerçek iletişim anlayarak başlar ve mesajlar karşılıklıdır. Bu yaklaşımda, öğütler vermek yerine, anlama ve farkettirme önceliği vardır” dedi.
Ülkemizin önde gelen kurumlarına marka ve insan kaynakları danışmanlığı yapan, eğitimler veren, kariyer koçluğu yapan Ayşen Laçinel, etkili iletişimin yol haritasına ilişkin şunları anlattı: “Etkili bir iletişimin stratejik yol haritasını şu aşamalar oluşturuyor. Dinlemek; anlamak; farketmek; konu nedir; amaç nedir; iletişim planı nedir; kiminlesin (yaşı, tarzı, duygusu, değerleri nedir) ve anladığını farkettiğini sentezleyip bilmesi görmesi gerekeni ona nasıl farkettireceksin maddeleri olmaktadır” şeklinde konuştu.

18 Ekim 2017 Çarşamba

Burun estetiği ameliyatlarında, doğru bilinen 9 yanlış...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Burun estetiği ameliyatlarında, doğru bilinen 9 yanlış

Burun estetiği, ülkemizde ve dünyada en sık yapılan ameliyatlardan birisi. Halk arasında, bu ameliyat ile ilgili adeta şehir efsanelerine dönüşen birçok kafa karışıklığı da mevcut.
Yıllardır burun estetiği ameliyatları yapan Burun Estetiği Cerrahisi
Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, “Bu ameliyatı planlanırken, mutlaka burun fonksiyonları dikkate alınmalıdır. Çünkü bu ameliyatın başarısında, hem burun fonksiyonlarının iyileştirilmesi, hem burun estetiği esastır” diyor.
Burun estetiği ameliyatlarında doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi veren Burun Estetiği Cerrahisi Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi: 

1.YANLIŞ: Çok genç veya ileri yaşlarda, burun estetiği ameliyatı yapılmaz!
1-DOĞRU: Bu ameliyatlar için alt sınır kızlarda 16, erkeklerde 18 yaştır. Fakat, burundan havayolu tıkanıklığına bağlı ileri derece zorluğu olan daha küçük yaşlardaki çocuklarda da bu ameliyatı nadiren de olsa gerçekleştirebiliyoruz. Ancak çok mecbur kaldığımızda uyguladığımız bu çocukluk çağı burun estetiği ameliyatlarında, kıkırdak ve kemik büyüme noktalarına dokunmadan bu ameliyatı gerçekleştirmek mümkün. İleri yaşlarda, bu ameliyatı gerçekleştirmek için bir üst sınır yoktur. Hastanın genel durumunun iyi olduğu ve anestezi almasında sakınca olmadığı her yaşta, bu ameliyat uygulanabilir. Bazen de çok ileri yaşlarda olup, estetik beklentisi olmayan kişilere tıbbi sebeplerle de burun estetiği ameliyatının tüm aşamalarını aynen uygulayabiliyoruz. Valf, yani kapakçık cerrahisi dediğimiz bu işlemle, burun kanatlarında nefes alırken çökme, burun ucundaki aşırı açının düşmesine bağlı nefes alma zorluğu ve orta çatıdaki zayıflıklara bağlı nefes alma problemlerine müdahale edebiliyoruz.

2.YANLIŞ: Tüm burun estetiği ameliyatları, aynı yöntemlerle uygulanır!
2-DOĞRU: Her birey özgün olduğu gibi her burun yapısı da özgündür ve kişiye özel planlama yapılmalıdır. Bu ameliyat belki de, diğer tüm ameliyatlardan farklı olarak tamamen cinsiyete ve kişisel anatomik özelliklere göre çok fazla değişkenleri olan tek ameliyattır diyebiliriz. Değişkenler olarak işine içine; kıkırdak, kemik, cilt, ciltaltı dokusunun kalınlığı, yüzdeki simetri durumu gibi pek çok faktör girmektedir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, hiçbir hastanın ameliyatında uyguladığımız teknikler diğeriyle birebir aynı olmuyor. Dolayısıyla, bu ameliyatın adeta bir el yapımı sanat eseri gibi her birey için farklı yapıldığını söylemek yanlış olmaz diye düşünüyorum.

3. YANLIŞ: Açık yöntemde yara izi kalır!
3-DOĞRU: Bu ameliyat, farklı tekniklerle gerçekleştirilmektedir. Bazı cerrahlar sadece kapalı yöntemi kullanırken, bazıları da açık yöntemi, bazıları da hastanın burun yapısına göre ikisinden birisi tercih etmektedir. Açık teknikte, tüm burun anatomik yapılarının ortaya konulması sebebiyle, ameliyat esnasında cerrahi saha çok daha ayrıntılı değerlendirilebilmekte ve uygun tekniklerle sorunlar giderilebilmektedir. Hastanın tek problemi, burun kemeri veya kanatlarının enine genişliği ise, kapalı teknikle bunu düzeltmek yeterli olabilir, ancak ilaveten başka birçok sorunları da varsa, çoğu zaman kapalı yöntem yetersiz kalmaktadır. İçinde bulunduğumuz coğrafyada burun yapıları, Avrupa veya İskandinav ülkeleri gibi değil, bizde burunlar hem büyük, hem de daha ileri derecede bozukluklar mevcut olup, aynı anda birçok işlemi de birlikte uygulamak gerekebiliyor. Ben ameliyatlarımda, %80 açık, %20 kapalı teknik kullanıyorum. Seçilmiş vakalarda doğru uygulandığında, açık teknik ameliyatın süresini yaklaşık 1 saat kadar uzatıyor, ama revizyon ihtimalini de büyük oranda azaltıyor ve başarılı oluyor diye düşünüyorum. Günümüzde uyguladığımız açık yöntem ile, yara izini 6 ay sonrasında çıplak gözle fark etmek neredeyse imkansızdır. Kapalı yöntemin ise, çok daha kısa sürede bitmesi en büyük avantajı olmakla birlikte, dezavantajı ise cilt altından çalışılması ve bazı sorunlara müdahale edebilmedeki teknik zorluklardır.
4.YANLIŞ: Burun estetiği sonrası, ağrılı bir süreçtir!
4-DOĞRU: Bu ameliyatlar büyük oranda ağrısızdır, ameliyattan sonraki 3.günden itibaren pek çok hastamız ağrı kesici kullanma ihtiyacı hissetmiyorlar. Günümüzde kullandığımız Ultrasonik Piezo teknolojisiyle, morluk az oranda olabiliyor. Bahsedilen bu morarma ve şişlik, dışarıdan bakanlara hasta acı çekiyor hissi uyandırmasına karşın, buna bir nevi illüzyondur demek yanlış olmaz. Ameliyatta yapılan kemik kesilerinin, hareketli bir bölgede olmaması sürecin ağrısız olmasının nedenidir. Bu dönemde, hafif ağrılara sebebiyet vermemesi için hastalarımıza, yüz bölgesini fazla hareketlendirecek sert çiğneme, aşırı gülme gibi durumlardan 1 hafta kadar uzak kalmalarını ve yumuşak diş fırçası kullanmalarını öneriyoruz. Böylece, hastanın neredeyse hiç ağrısı olmayacaktır.

5.YANLIŞ: Burun estetiği sorasında, burun ucu düşer!
5-DOĞRU: Ameliyat, tecrübeli ellerde yapıldığında, burun ucu düşmez. Modern rinoplastide, burun ön kısmını mutlaka greft dediğimiz kıkırdaklarla destekliyoruz. Burun ucunun bu şekilde desteklenmesi, ilerleyen yaşlarda oluşabilecek fizyolojik burun ucu açısı düşmelerine karşıda dirençli oluyor ve buna bir nevi anti-ageing katkısı oluyor da diyebiliriz. Nitekim, yaşlanmaya bağlı kişinin yüzündeki ifadeyi değiştiren burun ucu düşmesi, doğru teknikle yapılan burun estetiği ameliyatlarında olmaz yada uzun yıllar sonra çok daha hafif olur diyebiliriz. Bazı meslektaşlarımız buna “evladiyelik bir burnunuz olacak” diyorlar ki, bu çok doğrudur.

6.YANLIŞ: Ameliyatın en zor tarafı, burun tamponları ve bunların çıkarılmasıdır!
6-DOĞRU: Yıllardır, dokuya yapışıp ağrılı bası yapan ve çıkarılırken acı veren uzun burun tamponlarını kullanmıyoruz. Günümüzde tampon etkisini oluşturmak amacıyla, dikiş teknikleri, kendiliğinden eriyebilen tamponlar veya silikon tamponları kullanıyoruz. Bunların tümü de, tamamen ağrısız ve son derece konforlu uygulamalardır. Ben son yıllarda daha ziyade silikon olup, ortasından hastanın hava da alabildiği malzemeleri tercih ediyorum. Bu malzemeyi sevmemin nedeni, burun içindeki mukoza dediğimiz dokuların doğru yerlerine oturmalarını sağlamak içindir. Çünkü bu ameliyatın başarısında, hem burun fonksiyonlarının iyileştirilmesi, hem burun estetiği esastır.

7.YANLIŞ: Burun estetiği dışarıdan yapılırken, nefes alma ameliyatı da dışarıdan yapılır!
7-DOĞRU: Burun içi ve dışı beraber bir organdır. Bazen, burun içinde bir sorun olmamasına rağmen, sırf dışındaki aks eğrilikleri sebebiyle hava pazajı engellenmektedir. Bazen de, burun içindeki kıkırdak eğriliğini düzeltmeden, dışına yapılacak bir estetik müdahale yetersiz kalabilmektedir. Burun içindeki septum denen kıkırdağı ve dışındaki estetiği beraber düşünmeliyiz. Bunu ünlü bir müellif  “Nose goes where does septum goes= burnun içindeki septum denilen kıkırdağı nereye giderse burunda oraya gider” şeklinde ifade etmiştir. Tek bir kesi ile burnun hem dışına, hem de iki taraflı olarak içine de müdahale edebiliyoruz.

8.YANLIŞ: Burun estetiğinde, lazer uygulaması daha başarılı sonuç verir!
8-DOĞRU: Lazerin, burun estetiği ameliyatlarında yeri yoktur.  Lazer, asla kemik ya da kıkırdak dokuyu şekillendirmez. Ancak çok nadiren de olsa, açık teknik burun ameliyatlarından sonra, kesi izinin bariz olduğu hastaların bu şikayetini azaltmak için lazer ile ilgili cildin soyulması yani bir nevi derin peeling amaçlı lazere hastaları yönlendiriyoruz. Ayrıca, geçmişte burun içindeki konka dediğimiz etlerin lazerle küçültülmesi kullanılmıştır, ama günümüzde terkedilmiştir. Günümüzde bu amaçla radyofrekans dediğimiz, lazer benzeri küçültme yapan teknolojileri yoğun bir şekilde kullanmaktayız.

9.YANLIŞ: Burun estetiği sorunları, sadece cerrahi müdahale ile düzeltilir!
9-DOĞRU: 10 yıl öncesine kadar burun şeklindeki sorunların düzeltilmesinde, ameliyat dışında alternatif bir yöntem yoktu. Fakat günümüzde, gelişen dokuya uyumlu dolgu maddeleri teknolojileriyle, az sayıdaki seçilmiş olgularda ameliyatsız da burun estetiği mümkündür. Fakat, tüm burun şekil bozukluklarının da  “Ameliyatsız burun estetiği” olarak da tabir edilen dolgu, botoks veya cilt germe ile düzeltilebileceği konusunda yanlış bir algı vardır ve bu da doğru değildir. Çünkü bu yöntemleri, ancak çok küçük belli sorunları olan seçilmiş hastalarda uyguluyoruz.

13 Ekim 2017 Cuma

Artık Yiyecek-İçecek Trendini Sosyal Medya Belirliyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



ÜNLÜ ŞEFLER SIRHA İSTANBUL’DA YİYECEK-İÇECEK TRENDİNİ KONUŞACAKLAR

Gastronomi sektörünün önde gelenleri ve yiyecek - içecek alanında yeni trendleri belirleyenler İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Sirha İstanbul fuarında bir araya gelecek.
Gastronomi sektörü 16-18 Kasım tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan Sirha İstanbul fuarında bir araya gelecek. Türkiye’nin zenginliklerini dünya mutfakları ile buluşturmanın yanı sıra dünya mutfaklarındaki yenilikleri de Türkiye’de sergilemeyi amaçlayan ve ünlü şeflerin katılacağı fuarda yeni trendler ve yiyecek – içecek sektöründeki moda konuşulacak.

Türkiye’deki gastronomi alanındaki gelişmelerle ilgili konuşan Gastronomi uzmanı Osman Serim, “ yiyecek-içecek sektörü tarih boyunca çeşitli trend ve modalara tabii olmuştur. Son yıllarda ise bu süreç hızlanmış ve sık sık yeni ürünler, pişirme teknikleri, sunum tarzları ortaya çıkmaktadır ve süratle yaygınlaşmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de yeme içme kültürünü avangard şefler yolu açıyor; yazılı basın ve özellikle sosyal medya ise yaygınlaştırıyor” dedi.

Radisson Blu Hotel Kayseri, enerji ihtiyacının %60’nı kojenerasyon sisteminden sağlıyor ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Yeşil Yıldızlı Radisson Blu Hotel Kayseri, 2016 yılında 182 ailenin yıllık elektrik tüketimi toplamı kadar tasarruf sağladı

Radisson Blu Hotel Kayseri,
enerji ihtiyacının %60’nı kojenerasyon sisteminden sağlıyor 

‘Sürdürülebilir turizm için sürdürülebilir çevre’ yaklaşımını benimseyen, çevreci uygulamalarıyla 2015 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen “Yeşil Yıldız” belgesini kazanan Radisson Blu Hotel Kayseri, çevre adına önemli kazanımlar elde etmeye devam ediyor. 
Son teknoloji yatırımları sayesindeki enerji tasarrufuyla, doğal kaynakları korumayı hedeflediklerini kaydeden Radisson Blu Hotel Kayseri Genel Koordinatörü Recep Arifoğlu, şunları söyledi:
“Planlama aşamasından itibaren, otelimizin çevreye duyarlı olmasını hedefleyerek, tüm yatırımlarımızı bu çerçevede değerlendirdik. En önemli yatırım, enerji tasarrufu sağlayan kojenerasyon sisteminin 2 milyon TL’nin üzerindeki bir bütçeyle kurulması oldu. Bugün, Radisson Blu Hotel Kayseri’nin, enerji ihtiyacının %60’ı yenilenebilir enerji kaynağı olan kojenerasyon sisteminden temin ediliyor. Bu sayede, 2016 yılında, 182 ailenin yıllık elektrik tüketimi toplamı kadar tasarruf gerçekleşti ve buna bağlı olarak yaklaşık 150 bin TL’nin üzerinde kazanç sağlandı” dedi.

Personele ve esnafa, çevre konusunda farkındalık yaratıyor 

Eğitim çalışmalarıyla çevre bilincini aşılamaya devam ettiklerini anlatan Recep Arifoğlu, şunları kaydetti:
“İklim değişikliği etkisiyle, su kaynaklarındaki azalma ve kuraklık, gelecekte karşılaşacağımız en önemli sorunlardan birisi olacak. Bu noktada, personelimize ve esnafa, çevre konusunda farkındalık yaratmak için eğitimler ve etkinlikler düzenliyoruz. Sürdürülebilir turizm ilkesi doğrultusunda, küresel iklim değişikliğinin yaratacağı etkileri azaltmak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak adına, önemli adımlar atmaya devam edeceğiz. Tasarruf çalışmalarının yanında, atık oluşumunu azaltmaya yönelik uygulamalar ve geri dönüşüm çalışmaları sayesinde kağıt, plastik ve cam atıkları ekonomiye kazandırıyoruz. Kağıt atıkların geri kazanımı sayesinde 416 adet ağacın kesilmesi önlemiş olduk. Örneğin, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde kamuoyunun dikkatine sunduğumuz çevre bilgilendirme broşürü büyük ilgiyle karşılanıyor. Bunun yanında, Dünya Günü, Su Günü gibi diğer günlerde yaptığımız etkinliklerle de, çevre konusunda farkındalık oluşturmaya devam ediyoruz. Otelimiz, çevreci yaklaşımını 2018 ve devam eden yıllarda sürdürerek, özellikle enerji tasarrufu ve geri dönüşüm çalışmalarını daha iyi bir noktaya taşıyabilmek adına yeni adımlar atmaya devam edecektir” şeklinde konuştu.

Uyumsoft, yeni ürün ailesini ekosistemine tanıtıyor..

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Uyumsoft, yeni ürün ailesini ekosistemine tanıtıyor

Uyumsoft, yeni ürün ailesini ekosistemine tanıtıyor. “Uyumsoft EkoHR İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi” lansmanı, 12 Ekim 2017 Perşembe günü, iş ve çözüm ortaklarının yoğun katılımıyla gerçekleşiyor.

Uyumsoft ekosistemindeki iş ve çözüm ortaklarına bir konuşma yapan Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, artık ürünlerin değil, ekosistemlerin rekabetinin ön plana çıktığını ve yeni dönem rekabetinin ‘ekosistem rekabeti’ üzerinden gerçekleşeceğini kaydetti. Uyumsoft’un cirosunun %43’nü ar-geye ayırdığını belirten Mehmet Önder, 20 yıldır karşılaşılan kriz dönemlerinde ciddi büyüme gerçekleştirdiklerini, büyüme oranlarının %80’leri geçtiğini ve gelecek yıl dijital pazarlamayla daha yoğun olarak dünya pazarlarına ekosistemindeki iş ve çözüm ortaklarıyla birlikte açılacaklarını söyledi. Mehmet Önder, “Türkiye’nin, dünyadaki yazılım markası Uyumsoft olacaktır” dedi.

‘Biz büyük bir aileyiz’ diyerek sözlerine başlayan İş Geliştirme Koordinatörü Turgut Kayalar, yurtiçi ve yurtdışındaki başarılara ekosistemle birlikte imza atmaya devam edeceklerini belirtti. İş ve çözüm ortaklarının yoğun ilgi gösterdiği EkoHR toplantısında, İnsan Kaynakları Yöneticisi Harun Savsar ise, bulut EkoHR ürününün özelliklerini, performans yönetim sistemi, adil - eşitlikçi iş değerleme, ücret yönetim sistemi dahil tüm boyutlarıyla aktardı.

“Koç”luk seminerlerine yoğun ilgi gözleniyor....

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Ayşen Laçinel,
“Gerçek iletişim anlayarak başlar, mesajlar karşılıklıdır”

Ayşen Laçinel'in Koçluk Seminerleri, iş hayatının hız kazanmasıyla yoğun ilgi görüyor. Ülkemizin önde gelen kurumlarına marka ve insan kaynakları danışmanlığı yapan, eğitimler veren, kariyer koçluğu yapan AL Danışmanlık Genel Müdürü Ayşen Laçinel, yaşam koçluğu eğitimleri ile de yoğun talep alıyor.
Akrediteli ve uluslararası geçerliliği olan koçluk eğitim programlarında ise, kişinin önce kendinin farkına varması ve kendine koçluk yapması, ardından koçluğa talip olması değerlendiriliyor. Eğitimlerde, önem verdiği öncelikli konunun ‘Farkındalık’ olduğunun altını çizen Ayşen Laçinel, şunları söyledi: “Kişinin kendini farketmesi, hedefini doğru belirlemesi ve stratejisini oluşturması eğitimin ilk adımıdır. Sonra, koçluk yaklaşımı metotları gelir. Zaman Yönetimi, Proje Yönetimi, Beden Dili, Güzel ve Etkli Konuşma& Yazma, Etkin İletişim, Stres Yönetimi, Kriz Yönetimi konuları ile koçluk süreci bütün olarak ele alınır” dedi.
Koçluk eğitiminin 60 saatlik bir program olduğunu da kaydeden Ayşen Laçinel, bu programa yöneticilerin, yönetici adaylarının, uzmanların, eğitmenlerin ve anne-babaların katılabileceğini söyledi.

Etkili iletişimin 8 yol haritası nedir?

Etkili bir iletişimin yol haritası hakkında bilgi veren Ayşen Laçinel, sıraladığı 8 madde ile yol haritasını çizerek, şunları anlattı:
1-Anlamak
2-Dinlemek
3-Farketmek
4-Konu nedir?
5-Amaç nedir?
6-İletişim planı nedir?
7-Kimlesin? Yaşı, tarzı, duygusu, değerleri nedir? Farkında mısın?
8-Anladığını, farkettiğini sentezleyip, bilmesi görmesi gerekeni, ona nasıl farkettireceksin?
Günümüz iletişimde daha çok talimat ve vaaz verildiğine işaret eden Ayşen Laçinel, “Gerçek iletişim anlayarak başlar, mesajlar karşılıklıdır. Bu yaklaşımda, öğütler vermek yerine, anlama ve farkettirme önceliği vardır” şeklinde konuştu.

7 Ekim 2017 Cumartesi

Ağın Belediyesi, Elazığ Tanıtım Günleri Fuarı’nda ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Ağın Belediyesi, Elazığ Tanıtım Günleri Fuarı’nda

Elazığ Tanıtım Günleri Fuarı, 4- 8 Ekim tarihleri arasında Ankara’da yapılıyor. Fuar sırasında, Elazığ’ın tarihi, turistik ve kültürel değerlerinin ön plana çıkartılması hedefleniyor. Ağın Kaymakamı Abdullah Özadalı, Ağın Belediye Başkanı Yılmaz Serttaş ve bölgenin yerel ürünlerini yapanların katılımıyla gerçekleştirilecek Elazığ Tanıtım Günleri Fuarı’nda, Ağın yöresel müziklerinden oluşan küçük bir konser de verilecek. Aynı zamanda folklor ekibi,  davul-klarnet eşliğinde belirli saatlerde gelen misafirlere, çalacakları müzikler ile keyifli zaman geçirmelerini sağlayacak.

Ağın İlçesi tarihçesi:

İlçe tarihinin (M.Ö.XVI- XIV) yüzyıllarda yöreye yerleşen Hurriler’e kadar uzandığı bilinmektedir. Yörede hakimiyet kuran çeşitli kavimlerin egemenliğinde kalan Ağın ilçesi tarihi yapıları ve höyükleri ile ünlü bir ilçedir. Bunlardan bazıları,  Ağın Nekropolü, Hastek Kalesi, Kaya sığınağı, Roma devrinden kalma kaya mezarlarıdır.
Keban Barajı dolayısıyla yapılan kurtarma kazıları sırasında, Yontma Taş Çağından Bizans Dönemi’ne varan birçok eser bulunmuştur. Bu kazılarda Kalaycık, Hoşirikler ve Kilise yazısı civarlarında Roma döneminden kalma kale, hamam ve kilise kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Bu Kalıntılar,  bölgenin o dönemlerde büyük istilalara uğradığını göstermektedir. Yine Yenipayam ve Bademli köyleri civarında oyma kaya sığınakları, kaya mezarları Roma dönemine aittir. Ayrıca bölgede Hititler’e ait yerleşim kalıntıları ve bazı eserler bulunmuş olup, ilçe Hitit ve Urartular arasında sınır teşkil ettiğinden,  İlçede her iki kavime ait sanat izlerine rastlanır.
Romalılar burada kale karakolları kurarak bölgeyi denetimleri altında tutmuşlardır. Malazgirt Savaşından sonra Ağın, Arapkir ve Kemaliye bölgesi Mengücekler’in eline geçmiş, 1120 yılında Harput’a hakim Artukoğulları ile Mengücekler arasında bu bölge yüzünden çıkan savaşta ise Mengücekoğulları yenilerek Ağın ve çevresi Artuklular’ın eline geçmiştir. 1228 yılında ilçe toprakları Anadolu Selçuklu sınırlarına katılmış, Yavuz Sultan Selim’in doğu seferi sırasında “1514” de Osmanlıların eline geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ağın, Arapgir ve Kemaliye’ye bağlı bir bucaktır. Cumhuriyetle birlikte Elazığ’ın Keban İlçesine bağlı bir bucak olan Ağın, 1954 yılında çıkarılan 6324 sayılı kanunla Elazığ’ın 7. ilçesi olmuştur.

2 Ekim 2017 Pazartesi

ALTAV’ın talihlileri Alanya’da..

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



ALTAV’ın talihlileri Alanya’da

Sırp Popstar Ana Kokic’in Belgrad Turizm Fuarı’nda yaptığı çekilişte tatil kazanan talihliler Alanya’ya geldi.

ŞUBAT ayında Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da düzenlenen 39. Uluslararası Belgrad Turizm Fuarı'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Hava Yolları (THY) ve Alanya Turizm Tanıtma Vakfı (ALTAV) İşbirliği ve Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) katkılarıyla yapılan Alanya tatili çekilişinin iki talihlisi Alanya’ya geldi. Sırp Popstar Ana Kokic’in Türkiye standındaki şovuyla yapılan çekilişte talihliler belli olmuştu.

“MİSAFİRPERVERLİKTE TÜRKİYE ÖRNEK ÜLKE”
Sırp talihli Slobodan Çvoroviç ALTAV yetkililerine yaptığı açıklamada “Ben beşinci kez, arkadaşım ise ilk kez Alanya’ya geldi. Sırbistan’da seyahat acentem var. Arkadaşım ise memur. Ülkemde yüksek okullarda dersler veriyorum. Ev sahipliği ve misafirperverlik konusunda her zaman Türkiye’yi örnek gösteriyorum. Türkiye örneğiyle bu konuların önemini öğrencilerime anlatıyorum.

“İSPANYA VE İTALYA’NIN 5 YILDIZLISI TÜRKİYE’DE 3 YILDIZ EDER”
İspanya ve İtalya’daki 5 yıldızlı oteller Türkiye’deki 3 yıldızlı otellerle aynı kalitede. Burada olağanüstü hizmet kalitesi var. Belgrad’daki Otel İşletmeciliği Bölümü öğrencilerini staj için Türkiye’ye getirmeyi planlıyorum. Kültürlerimizin birbirine daha fazla yakınlaşması için çalışmalar yapmayı hedefliyorum” dedi.

Lidya Grup’tan, SIGN 2017’de Teknoloji Şöleni ....

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Lidya Grup, Xerox, Epson ve EFI markalarının ileri teknoloji ürünlerini sergileyecek

Lidya Grup’tan, SIGN 2017’de Teknoloji Şöleni 

Baskı sektörünün lideri Lidya Grup, 4-8 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan SIGN İstanbul 2017 Fuarı’nda, milyon dolarlık dijital baskı makinelerini sergileyecek. Teknolojisiyle baskı sektörünün dünya devleri arasında yer alan Xerox, Epson ve EFI markalarının Türkiye distribütörü olan Lidya Grup, fuarın buluşma noktası haline gelecek.
TÜYAP’ta gerçekleşecek 19.Uluslararası Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojileri SIGN İstanbul 2017 Fuarı’na, milyon dolarlık makineler ile katılacak olan Lidya Grup, standını teknoloji şölenine dönüştürecek. 308 metrekarelik standında, dijital baskıda dünyadaki son teknolojiyi sergileyecek.   

Yılın son dört ayında, yatırım iştahı gerçekleşiyor

Bu yılın son dört ayında hareketli günlerin yaşanmakta olduğunu kaydeden Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:
“Bu yılın ilk sekiz ayını 2’ye bölersek, yılın ilk dört ayında yüksek bir ivme gerçekleşirken, ikinci dört ayda durağanlık oldu. Döviz kurlarındaki artış, yaz tatili, bulunduğumuz coğrafyadaki olumsuz şartlar dahil birçok etken nedeniyle, yatırımlar yılın son dört ayına ötelendi. Yatırımcının yatırım iştahı, içinde bulunduğumuz son dört ayda atağa geçti. Lidya Grup olarak bu yıl, hedefimizin üzerinde bir büyüme gerçekleştireceğiz. Vizyoner yönetimimiz ve iş modelimizle yılı %30- %35 arasında bir büyümeyle kapatacağız” dedi.

3 markanın, ileri teknoloji ürünleri sergilenecek 

Xerox, Epson ve EFI markalarının ileri teknoloji makinelerinin fuarda yer alacağını belirten Bekir Öz, şunları anlattı: “Dijital baskı sektöründe dünyanın en ileri teknolojisine sahip milyon dolarlık makineleri standımızda sergileyeceğiz. Örneğin, dünyada ve ülkemizde alanında rakipsiz olan EFI GS3250LXPro modelinin demosunu canlı olarak yapacağız. Epson’un uygun fiyat ile kaliteli baskıların yapıldığı ürün ailesini, yakından incelenme fırsatı sunacağız. Xerox’un aynı anda lansmanını yaptığı teknolojik ürün ailesinden modelleri sergileyeceğiz” diye konuştu.

Lidya’dan, LPM projesi tanıtımı 

Fuar sırasında, LPM projesi hakkında bilgilendirme yapılacağını da kaydeden Bekir Öz, şunları söyledi: “Fuar sırasında, kendimizin geliştirdiği LPM (Lidya Print Management) projesinin tanıtımını da yapacağız. LPM projemiz, ekipmanın doğru seçilerek verimli kullanılmasından, organizasyona doğru enjekte edilmesine kadar yazılım çözümleri sunuyor. Lidya Grup olarak, ekipman satışı ve servisinin ötesine geçerek; satın alınan ürünlerin daha verimli nasıl kullanılacağı hakkında çözümler sunacağız. Günümüzde konu artık, fotokopi ve printer almaktan öteye geçmiştir. Kullanıcılar, kişiselleştirilmiş ve “Akıllı Multifunction” uygulamaları talep etmektedir” dedi.

Fuara özel, cazip fiyatlar sunulacak

Fuar sırasında, ürün segmentlerinde, cazip fiyatların olabileceğini kaydeden Lidya Grup Grafik Sanatlar Satış Direktörü Adem Öz, şunları anlattı:
“Geçmişte, ileri teknolojideki makineleri, genelde uluslararası fuarlara katılarak, yurtdışında görüp inceleyebiliyorduk. Lidya Grup ile bu süreç değişmiştir. Fuardaki 308 metrekarelik standımızda, dijital baskıda dünyanın son teknolojisine sahip makinelerini sergileyeceğiz. Fuardan, hem ziyaretçi, hem ciro açısından beklentimiz yüksektir. 5 günlük fuar boyunca, ürün segmentlerinde, fuara özel cazip fiyatlar sunacağız” şeklinde konuştu.