28 Kasım 2018 Çarşamba

ITerra Data Center, yoğun talep alıyor ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



ITerra Data Center, yoğun talep alıyor  yoğun talep alıyor

Data center (veri merkezi) ve fiber optik çözümlerinde dünyanın ilk 10 global firması arasında yer alan Canovate Group, geçtiğimiz günlerde, Bilişim Zirvesi’18 “Akıllı Şeyler-Bilen Teknolojiler” zirvesine katıldı. İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılan organizasyonun sponsorları arasında yer alan Canovate Group, standını ziyaret edenlere, ITerra DC başta olmak üzere data center ve fiber optik’teki ürün portföyünü ve çözümlerini anlattı.

ITerra DC’ye, tüm sektörlerden talep geldi

Tümleşik bir veri merkezi olan, “Tak-Çalıştır” avantajıyla rakiplerinden ayrılan ITerra DC veri merkezi, Canovate Group bünyesindeki Türk mühendislerinin yaklaşık bir yıllık ar-ge çalışmasıyla geliştirildi. Zirve sırasında, finans, perakende, eğitim, lojistik başta olmak üzere tüm sektörlerden yoğun talep aldıklarını ifade eden Canovate Elektronik Satış Direktörü Fatih Çalışkan,  şunları söyledi:
“Tak-Çalıştır özelliğine sahip olan ITerra DC’yi, içerisinde yangın söndürme, ortam izleme, sanallaştırma ve operasyonel yönetim yazılımı dahil entegre bir şekilde üretiyoruz. Geçmişte müşteriler, ilgili donanımları ve yazılımları kurmak için 2 aya yakın bir zaman harcarken, ITerra DC ürünümüzde donanım ve yazılım altyapısı Canovate Group fabrikamızda birleştiriliyor. Böylece veri merkezi altyapısı, 2 ayda kurulmak yerine, 1 saatte hazır hale gelerek servis verebiliyor” dedi.

Yerli ve milli: ITerra DC

Yerli ve milli ITerra DC hakkında bilgi veren Canovate Elektronik Çözüm Mimarı Talha Samet Solakoğlu, şunları anlattı:
“ITerra DC, veri merkezinde bulunan tüm pasif ve aktif altyapının aynı fiziksel platformda çalıştırılarak, tek bir noktadan yönetilebilen bir yazılım ile bilgi teknolojileri hizmetleri ve ihtiyaçlarına karşın donanım ve yazılım çözümüdür. Artık, fiziksel bir odaya ihtiyaç duyulmadan, dünya standartlarında üretilen, 1 saatte kurulumu yapılabilen, tam teşekküllü ve tak-çalıştır bir veri merkezi olan ürünümüz sayesinde, hem bilgi korunup yönetilirken, hem zamandan kazanılmaktadır” diye konuştu.
Canovate Elektronik Kurumsal Satış Yöneticisi Nebahat Mutlu ise, sistemin yaklaşık bir yılda kendini amorti ettiğini ve ciddi bir enerji verimliliği sağlandığını belirtti.

Dünya’nın sayılı ar-ge ve inovasyon odaklı firmaları arasında yer alıyor

Dünya’nın sayılı ar-ge ve inovasyon odaklı firmalarından olan Türk firması Canovate Group, veri merkezi (data center) ve fiber optik sistemlerindeki teknolojisi ve uçtan uça ürün portföyü ile dünyadaki ilk 10 global marka arasındadır. 40 yıllık geçmişiyle %100 Türk firması olan Canovate Group, bilişim, telekom, savunma sanayi, balistik sistemler, elektro-optik sistemler, ısıtma/soğutma alanlarında birçok ar-ge projesini yaparak, ileri teknoloji ürünlerini geliştirmeye devam ediyor. Canovate, İstanbul Çekmeköy’de 30 bin metrekare alan üzerinde 100’ü aşan mühendis ekibi ve (tüm grubun bünyesindeki) 1000’in üzerinde çalışanı ile yüksek teknoloji üretimi yapan mühendislik odaklı şirketler grubu olarak faaliyet gösteriyor. Canovate, kapasitesinin %70’ni aralarında Avusturya, Hollanda, Almanya, Danimarka, İspanya, Suudi Arabistan, Filipinler, Nijerya, Etiyopya, Sudan’ın bulunduğu 72 ülkeye ihraç etmektedir.

27 Kasım 2018 Salı

Jolly, 2018’i ciro bazında yüzde 25 büyüme ile geride bıraktı. ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




JOLLY YENİ LOGOSU VE TEKNOLOJİ YATIRIMIİLE GLOBAL ARENAYA ÇIKIYOR


Jolly, global oyuncu olmak için ilk adımı attı.2019 yılı için ciro bazında yüzde 35; misafir sayısında ise yüzde 15’ lik büyüme oranı belirleyen Jolly, logosunu yeniledi ve oyun alanını turizmin bütün alanları olarak genişletti.

Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar“Goldman Sachs’ın şirketimiz içindeki azınlık hisse payını Ekim ayı içinde ek yatırımla arttırması sadece bizim için değil Türkiye ve Türk turizmi için de çok önemli bir güvenin göstergesidir. Goldman Sachs’tan aldığımız bu destek ile global arenadaki varlığımızı daha yukarılara taşıyarak, küresel düzeyde iddialı oyunculardan biri olmayı hedefliyoruz” dedi.

Jolly, 2018’i ciro bazında yüzde 25 büyüme ile geride bıraktı. 2018 yılında Jolly ile seyahat eden misafir sayısında ise 2017’ye kıyasla yüzde 15’lik bir artış sağlandı. 2019 yılı içinciro bazında yüzde 35’lik büyüme hedefi ile yola çıkan Jolly, misafir sayısında yüzde 15’lik büyüme öngörüyor. Büyüme hızındaki artışın ana dinamiği, teknolojiye yapılan büyük yatırım olacak.
Jolly’ nin global oyuncu olmak üzere start verdiği, yenilikçi projelerini ve yeni hedeflerini paylaştığı basın toplantısı Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, Jolly Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mert Vardar, Jolly Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Figen Erkan, Gordion CEO’su ve Jolly Yönetim Kurulu IT Danışmanı Erhan Çelik, Jolly Pazarlama Direktörü Yasemin Develioğlu ve tüm departman müdürlerinin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Toplantının açılış konuşmasını yapanJolly Yönetim Kurulu Başkanı MeteVardar“2018’i zorluklara rağmen yüzde 25 büyüme ile kapatacağız. 2019 yılı hedefimiz ise yüzde 35’in üzerinde bir büyüme yakalamak. Bu büyüme oranları bizleri memnun ve motive ediyor. Jolly markası olarak bizleri mutlu eden bir diğer gelişme de dünyanın en büyük yatırım banklarından olan Goldman Sachs’ın şirketimiz içindeki azınlık hisse payını daha da arttırması oldu. Bu sadece bizim için değil Türkiye ve Türk Turizmi için de çok önemli bir güvenin göstergesidir. Goldman Sachs’dan aldığımız bu destek ile global arenadaki varlığımızı daha yukarılara taşıyarak, küresel düzeyde iddialı oyunculardan biri olmayı hedefliyoruz. Yine bu vizyona uygun olarak logomuzu da yeniliyoruz. Artık Jolly olarak yolumuza devam edeceğiz. Yine en büyük önceliğimiz misafir memnuniyeti olacaktır.” dedi.

Jolly Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Figen Erkan, zorlu bir senenin ardından 2019’ da Türk turizminden   umutlu olduklarını ifade etti. 2019’daki yüzde 35 ‘lik büyüme hedefinin yeni teknolojinin sağlayacağı ek iş kollarıyla tahminlerin üzerine çıkabileceğinin altını çizdi.

GORDIOS ÜRÜNÜ İLE JOLLY GLOBALE TEKNOLOJİ SATACAK

Jolly Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mert Vardar ise toplantıda yaptığı konuşmada, teknolojiye yaptıkları yatırım hakkında bilgi verdi. Sadece Türkiye çapında değil, dünya çapında iddiaya sahip bir yatırımla Jolly’nin global alanda da rekabet edebilecek pozisyona ulaşacağını vurgulayan Mert Vardar,“Vizyonumuz; yeni teknoloji altyapımızla yurtiçi ve yurtdışında otel ve ulaşım hizmetlerine ek olarak spor ve kültür, sanat alanlarındaki birçok etkinliğe de erişim kolaylığı sunmaktır. Böylece seyahate dair tüm ürünleri tek bir platformda topluyoruz.” dedi.

Jolly ve Goldman Sachs ortaklığı ile kurulan teknoloji şirketi Gordion’un CEO’su ve Jolly Yönetim Kurulu IT Danışmanı Erhan Çelik ise dev teknoloji yatırımları hakkında şunları söyledi: “Üç yıl önce Türkiye’de turizm teknolojilerine yeni bir vizyon katmak adına Gordion Teknoloji şirketini kurduk. Gordion, eski iş modellerine meydan okuyarak geleceğin ürünlerini yaratan vizyoner, kural koyucu, meydan okuyucu 'yeni nesil seyahat teknolojileri' şirketidir.Hedefimiz Türkiye’deki en iyi, dünyada da ilk üçe girecek ürünü geliştirmekti, başardık.Bundan sonraki süreçte de yine değişen piyasa koşullarına adapte olmak, ürünü sürekli geliştirmek ve bu işi globale taşımak önümüzdeki iki yılın hedefi olacaktır.Gordion olarak da Gordios ürünümüz ile globale teknoloji satan bir şirket olacağız.”

JOLLY,  ERKEN REZERVASYON İLE MİSAFİRLERİNE
 AVANTAJLI TATİL İMKANI SUNUYOR

Toplantıda Jolly 2019 pazarlama ve reklam stratejisini paylaşanJolly Pazarlama Direktörü Yasemin Develioğlu, seyahat iptal güvencesi ve fiyat iade garantisinin önemine dikkat çekerek “Misafirlerimize en güvenli ve en güzel deneyimleri en uygun şartlarla yaşatmayı hedefliyoruz.“ dedi. Logo yenilenmesi ile ilgili uzun bir araştırma süreci geçirdiklerini dile getiren Develioğlu, “ Yeni stratejimizle beraber logomuzu da yenileyerek daha modern daha dinamik bir görünüm sağladık. Logomuza karar verirken pazar araştırmalarına ek olarak misafirlerimizin de online platformlarda görüşlerine başvurduk ve yeni Jolly logosunu seçtik.” dedi.

25 Kasım 2018 Pazar

Teknik servis, satın alma kararında %100 etkin bir unsurdur...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR




Lidya Grup Genel Müdür Yardımcısı Aykut Savbol,
“Krizleri de, kriz sonrası çıkışları da çabuk yaşayan bir yapımız var”

Baskı sektörünün lideri Lidya Grup’un Genel Müdür Yardımcısı Aykut Savbol, bu yılı, gelecek yılı ve sektörün genel durumunu değerlendirerek, açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin dinamik bir ülke olduğunun altını çizen Aykut Savbol, şunları söyledi:
“2019 yılının ilk yarısı, yerel seçim atmosferi nedeniyle bazı sektörlerde hareket göreceğimiz bir dönem olacak. Gelecek yılın ilk yarısı, 2018’in son yarısı ile benzer ancak sektörel kımıldamaların hissedildiği, yaz sonrasında ise beklentilerden daha hareketli bir 2. yarıyıl görmeyi öngörüyoruz. Türkiye dinamik bir ülke. Krizleri de, kriz sonrası çıkışları da çabuk yaşayan bir yapımız var. Bu nedenle tahminleri aşan artışlar ile ekonomik aktivitenin eski temposunu 2019 yılının sonlarında yakalamasını bekliyoruz” dedi.

Farklı ürün gruplarını ekleyerek, büyümeye devam edecek

Lidya Grup için gelecek yılın, hem yatay, hem dikey açılımların yılı olabileceğini kaydeden Aykut Savbol, konuşmasına şöyle devam etti:
“Lidya Grup olarak bizim tempomuz, her zaman olduğu gibi gelecek yıl da artan bir ivmeyle devam edecek. 2019 yılında, Lidya Grup için hem yatay hem de dikey açılımların olması muhtemeldir. Hem bölgesel genişlemeler, hem de farklı ürün gruplarını portföyümüze ekleyerek, 2019 yılında açılımlarımızı sürdüreceğiz. Her yeni açılım gerçekleştiğinde, Lidya Grup’un standart haline gelmiş organizasyon prosesleri çalışmaya başlıyor. Bu proses, iş planlaması, proje grubu oluşturulması, personel alımı, yurtiçi ve dışı eğitim süreçleri vd kapsıyor” diye konuştu.

Lidya Grup’ta, satış sonrası teknik servisin yeri ve önemi

Teknik departmanların, yoğunluğun hiç azalmadığı departmanlar olduğunun altını çizen Aykut Savbol, teknik hizmetlerin kalitesinin, satın alma kararında %100 etkin bir unsur olduğunu belirtti. Teknik departmanların, günümüz dünyasında ürünün tercih edilme sürecinin en etkili unsurlarından birisi olduğunu vurgulayan Aykut Savbol, şunları kaydetti:
“Satılan ürün, ticari faaliyetin ana unsuru bir ürünse, teknik departman çok önemlidir. Böyle bir ürünün, çalışma performansı ne kadar iyi olursa olsun, satış sonrası hizmet organizasyonu iyi değil ise, o ürünün satış rakamları azalan bir trend sonunda yok olacaktır. Satılan ürün, uzun yıllar kendi değerinin birkaç misli katma değer üretecek özelliklere ve kullanıma sahip ise, burada teknik hizmetlerin rolü açıkça ortaya çıkmaktadır. Müşterilerimizin büyük çoğunluğu bunun çok farkındadır ve Lidya Grup bu farkındalığın bir sonucu olarak temsil ettiği ve etmeye başladığı her marka pazar liderliğini elde etmektedir. Buradan hareketle, ürün satışı yapan bir şirketin kalıcı olma hedefi var ise, çok güçlü bir teknik hizmetler organizasyonu tesis etmelidir. Teknik hizmetleri maliyet olarak gören ve yatırımdan kaçınan firmalar, uzun vadede kalıcı olamadan ürünleri ile birlikte piyasadan dışlanmaktadırlar. Tersine teknik organizasyonlarına yatırım yapan firmalar ise, bir yandan ürün satışlarını sağlamlaştırmakta, diğer yandan uzun dönemli sağlam bir ciro potansiyeli olan teknik hizmetlerden kar elde etmektedirler. Özetle, bizim faaliyet alanımızda sattığımız baskı cihazları, direk üretim yapan yada üretime dolaylı olarak katkısı olan cihazlardır. Bu cihazların performanslarının devamlılığı, aldıkları teknik destek ile mümkündür. Gerek makinelerin sarf malzeme tedariklerinin düzenli sağlanabilmesi, gerekse arıza olasılıklarını azaltma yada arıza halinde en hızlı şekilde müdahale müşteriler için en kritik konulardır. İşletmesinin devamlılığını, LidyaGrup’dan temin ettiği cihazlar üzerine tesis eden müşterilerimiz, satın alma tercihlerini Lidya’nın servis konusundaki profesyonel yaklaşımına bakarak değerlendirmektedirler. Bundan dolayı Lidya Grup’ta, satış sonrası teknik servis departmanı ve çalışmaları çok değerlidir”dedi.


Lidya Grup’un, teknik servis standartlarını ayrıcalıklı kılan 3 temel unsur şunlardır

Lidya Grup’un teknik servis standartlarını ayrıcalıklı kılan temel unsurlar hakkında bilgi veren Aykut Savbol, bu standartların bir servis departmanının ana misyonunun temel kriterleri olduğunu kaydederek, şunları anlattı.
1-Müşteri Memnuniyeti: Müşteri memnuniyetini pek çok açıdan sağlayamayan bir hizmet, yeterli değildir. Hizmet ihtiyacı olduğunda, iletişim kanallarının ulaşılabilirliğinden başlayarak hizmetin tamamlanmasına kadar geçen her aşamadan, müşteri memnun değilse, hizmet kusurludur. Bu nedenle hizmetin her aşaması, hizmet sonrası bağımsız kuruluşlarca anket vasıtasıyla sorgulanır ve puanlanır. Bu oran, Lidya Grup faaliyetlerinde daima ortalama %90 üzerinde olmuştur.
2-Proaktif Hizmet Yaklaşımı: Hizmet verdiğimiz cihazları ihtiyaç duyduğu an değil, zamanlama olarak cihazların davranışlarını önden gözleyerek ihtiyaç oluşmadan müdahale eden bir hizmet yapısıdır. Böylece cihazlar ihtiyaç hissetmeden, onların ihtiyacını gideren anlayış, makinelerin verimliliğini yükseltmektedir.
3-Çözüm Odaklılık: Lidya Grup’ta, müşterilerin sektörde ihtiyaç duyabileceği her türlü ekipman, iş çözümleri, yazılım, servis konularında esnek ve çözüm odaklı yaklaşımları ile sıra dışı bir hizmet anlayışı mevcuttur.

Dijital Baskı sektörü,2018 yılını nasıl tamamlıyor?

Bu yılın çok farklı ekonomik iklimlerin yaşandığı bir yıl olduğunu ifade eden Aykut Savbol, genel olarak sektörü değerlendirerek, şunları anlattı:
“2018 yılı ilk yarısı ve ikinci yarısı birbirinden çok farklı ekonomik iklimlerin yaşandığı bir yıl oldu. İlk yarısı tüm sektörlerin seçim hareketliği ile birlikte büyümenin eğiliminin egemen olduğu bir iklimdi. Cirolarımızda kayda değer artışların yaşandığı, yatırım planları yaptığımız bir dönemi geçirdik. Haziran seçimleri sonrasında, yaz sonu yaşanan kur ataklarının yarattığı döviz fiyat artışı ve yarattığı girdi maliyet artışlarıyla; talebin azalması, piyasada tedirginlik ve nakit akışlarının bozulması gözlendi. Servis departmanları açısından bu gibi dönemler her ne kadar yaşanması istenmese de, önemlerinin daha iyi anlaşıldığı enteresan dönemlerdir. Servis departmanları cirolarını geçmiş dönemlerde satılmış cihazlara verdikleri hizmetler üzerinden elde etmesi nedeniyle yeni satışların düştüğü dönemlerde dalgalanmalardan görece olarak daha az etkilenir. İyi bir servis cirosu oluşturabilmiş firmalar, hem ekonomik dalgalanmaların yarattığı nakit akışını problemlerini daha rahat aşmakta, hem de hizmetlerini aksatmadan sürdükleri takdirde, kriz sonrası dönemde şirketin güven algısını yukarı çektikleri için genel satış performanslarını pozitif etkilemektedirler” şeklinde konuştu.

Uyumsoft’tan, Kahramanmaraş’ta Dijital Dönüşüm Semineri

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR





Uyumsoft’tan, Kahramanmaraş’ta Dijital Dönüşüm Semineri

Uyumsoft tarafından, 10 Ekim tarihinde, Kahramanmaraş Mali Müşavirler Odası’nda Dijital Dönüşüm semineri düzenlendi. Seminerde, e-İrsaliye, e-Serbest Meslek Makbuzu, e-Müstahsil Makbuzu taslak tebliği ve süreçleri hakkında bilgilendirme yapıldı.

Açılış konuşması ve Uyumsoft kurumsal sunumunu Uyumsoft’tan Cafer Uyar yaptı. Ardından, Uyumsoft’tan Baykul Celbiş ekoTicari ürünlerinin sunumunu ekranlarını anlatarak gösterdi. Uyumsoft’tan Perihan Çimen Eko Mali Müşavir ürününün sunumunu gerçekleştirdi. Uyumsoft’tan Seda Köse’nin dijital dönüşümü konusunun ardından, Mustafa Dakmaz Banka Bakiyem’i anlattı.  Seminerde, SMMM Harun Erçıktı ve YMM Mehmet Öner, Ekonomi Bakanlığı bölgesel hibe ve teşvikler uygulamaları ile teşviklerden sonraki süreçleri anlattı.

23 Kasım 2018 Cuma

RemaxGo yeni yüzüyle Maltepe'de kapılarını açtı...

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



RemaxGo yeni yüzüyle Maltepe'de kapılarını açtı

Yirmi yılı aşkın süredir endüstriyel temizlik ürünleri sektöründe hizmet veren Arif Karaca, RemaxGo ile İstanbul’un yeni çekim noktalarından biri olan Maltepe’de, gayrimenkul sektörüne girdi. RemaxGo Broker’ı Arif Karaca, değer satışı modellerinin klasik emlakçılıktan çıkıp “Emlak Danışmanlığı” modeline dönüştüğü günümüz koşullarında hedeflerinin, “yatırımcılarını ve yeni bir yuva sahibi olmak isteyenleri mutlu etmek olarak” ifade etti.

Yoğun geçen araştırma döneminin ardından RemaxGo Ofisi’nin yeniden yapılanması sürecinde oluşan durumu fırsata çevirerek Remax’a katılan Arif Karaca, şunları söyledi:
“Emlak yatırımları, ülkemizin değişmez tasarruf ve yatırım değerleri arasındadır ve sektörde her zaman açık fırsatlar mevcuttur. Bizlerde, kısa vadede bünyemize sektörde deneyimli uzman danışmanlar katarak, potansiyelimizi 3 katına çıkarmayı hedefliyoruz. RemaxGo henüz 1 yaşında olmasına rağmen, kadrosunda birbirinden değerli yirmiyi aşkın profesyonel danışmanı bulunduruyor. Ekibimiz, Mazaya Ritim İstanbul’da bulunan yenilenen ofisimizde hizmetlerine devam edecektir” diye konuştu.

Tokat Teknopark AŞ, ar-ge, tasarım ve yenilik faaliyetlerini sürdürüyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



 Tokat Teknopark AŞ, ar-ge, tasarım ve yenilik faaliyetlerini sürdürüyor
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Yerleşkesinde yer alan Tokat Teknopark,  Teknoloji Geliştirme Bölgesinin yönetici şirketidir. 2014 yılı başından itibaren faaliyet gösteriyor. Ülkemizdeki Ar-Ge ve İnovasyon ekosistemi içerisinde üniversitemizdeki akademik ve araştırma altyapısının, bilgi birikiminin ekonomik değere ve toplumsal faydaya dönüşmesine katkı sağlayan bir kurumdur.
Projelerin fikir aşamasından ticarileşme sürecine kadar her aşamada girişimcilere destek verdiklerini kaydeden Teknopark A.Ş. Genel Müdürü Prof.Dr. Ahmet Fenercioğlu, şunları söyledi:
“Katma değeri yüksek ürünler geliştiren, ileri teknoloji kullanan/üreten   şirketlerin oluşumuna ve büyümesine katkı sağlayan, nitelikli insan kaynağı istihdamı sağlayan firmaları bünyemizde bulunduruyoruz. Bugün, 25 firma ile Ar-Ge, tasarım ve yenilik faaliyetlerini sürdürürken, bu firmalarda 100’ün üzerinde personel istihdam ediliyor” dedi.

2015 yılından itibaren TTO faaliyetlerine hız kazandırdı

2015 yılı başından itibaren teknopark, üniversitenin Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ile işbirliği yaparak, TTO faaliyetlerine hız kazandırdı. “Fikirden Değere” sloganıyla Önkuluçka merkezini kurarak, iş fikri olan üniversite öğrencilerine rehberlik ve atölye hizmetleri sunmaya başladı. TTO kapsamında, eğitim, bilgilendirme, proje destek birimi, üniversite-sanayi işbirlikleri, fikri mülkiyet hakları, girişimcilik ve ticarileşme alanlarında üniversite ile birlikte hizmet veriyor. Böylece, Kamu Ar-Ge desteği almış olan birçok firma, kuluçka merkezinde şirketleşerek Ar-Ge faaliyetlerini yürütüyor. Faaliyetlerin yanı sıra, nitelikli toplantı odaları, seminer ve eğitim salonları ve sosyal alanları ile konforlu ve huzurlu çalışma ortamı ile ekosistemin bir parçası olmak isteyen girişimciler için önemli bir merkez haline gelmiştir.
Teknopark A.Ş. Genel Müdürü Prof.Dr. Ahmet Fenercioğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tokat Teknopark Ar-Ge, tasarım ve yenilik faaliyetleri ile güç kazanmak ve devletimizin kanun kapsamında sunmuş olduğu vergisel muafiyet, indirim ve istisnalardan yararlanmak isteyenler için hizmete ve işbirliğine hazırdır” diye konuştu.

Dijital Dönüşüm pazarında, 2019’da %100’ün üzerinde büyüme bekleniyor ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Dijital Dönüşüm pazarında, 2019’da %100’ün üzerinde büyüme bekleniyor

İşletmeler e-Fatura sayesinde,
4 yılda 10 milyar TL tasarruf sağladı

Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Genel Müdürü Hüseyin Şahin, e-Fatura mükellefi olan işletmelerin, son 4 yılda yaklaşık 10 milyar TL’nin üzerinde tasarruf sağladığını açıkladı. 

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’in verilerine göre, 82 bin civarında e-Fatura mükellefinin olduğunu kaydeden Hüseyin Şahin, yaklaşık son 4 yılda, 22 milyar 400 milyon adet elektronik fatura (e-Fatura) düzenlendiğini belirtti. 

Dijital Dönüşüm pazarının, 2019 yılında %100’ün üzerinde bir büyüme göstereceğini ifade eden Hüseyin Şahin, şunları söyledi:
“Önümüzdeki yıl, 100 bine yakın yeni mükellef firmanın, e-Fatura’ya geçeceği öngörülüyor. 2019 yılında yeni devreye alınacak uygulamalar neticesinde, dijital dönüşüm pazarında, gelecek yıl %100’ün üzerinde bir büyüme bekliyoruz. Özetle, Dijital Dönüşüm ticaret hayatımıza; güven, hız ve çeviklik getirmesinin yanı sıra, tasarruf sağlamaktadır. Örneğin, 22 milyar 400 milyon adet elektronik fatura sayesinde, 6 milyar TL’ye yakın kağıt tasarrufu sağlanmış oldu. Diğer maliyetlerde eklendiğinde e-Fatura kullanan 82 bin civarı mükellef, son 4 yılda 10 milyar TL’yi aşkın tasarruf etti” diye konuştu.

Dijital Dönüşüm uygulamaları ve geleceği konulu panel yapıldı

Bilişim Zirvesi’18 “Akıllı Şeyler-Bilen Teknolojiler” toplantısı, 21-22 Kasım tarihleri arasında, İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılıyor. Zirve sırasında, 21 Kasım Çarşamba günü, Kurumsal Dönüşüm Platformu tarafından, “e-Dönüşüm çözümleri üreticileri, e-Dönüşüm uygulamaları ve geleceği” konulu bir panel düzenledi. e-Dönüşüm Komitesi Koordinatörü M.Göker Sarp moderatörlüğündeki panelde, Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Genel Müdürü Hüseyin Şahin, EDM İcra Kurulu Başkanı Özcan Ermiş, eLogo Genel Müdürü Başak Kural ve Foriba CEO’su Koray Bahar, yaptıkları konuşmalarda kurumsal çözümler ve dijital dönüşüm pazarındaki gelişmeleri değerlendirdiler.

18 yıldır, bilişim sektörüne değer katıyor

Ülkemiz bilişim sektörüne yıllardır değer katan Bilişim Zirvesi, bu yıl 18.’ci kez sektörü buluşturuyor. Bu yılki zirvede, “Akıllı Şeyler- Bilen Teknolojiler’’ ana temasıyla; şirketler, kurumlar, bireyler, teknolojideki gelişmeleri ve gelecekteki dönüşümü kamuoyu ile paylaşma fırsatı bulmaktadırlar. İnternet ve mobilin hayatımıza girmesiyle başlayan kırılma noktası, nesnelerin interneti, bulut, büyük veri analitiği, endüstri 4.0, yapay zeka, artırılmış sanal gerçeklik, robot teknolojileri gibi dijital ve bağlantılı bir dünyayı kazandırmaktadır.

22 Kasım 2018 Perşembe

EGD 10. Küresel Isınma Kurultayı İSO Meclis Toplantı Salonu'nda yapıldı...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Ekonomi Gazetecileri Derneği EGD 10 Küresel Isınma Kurultayı'nı 22 Kasım 2018 Perşembe günü İstanbul Sanayi Odası İSO Odakule Meclis Toplantı Salonu'nda gerçekleştirdi
10. Küresel Isınma Kurultayı'na ev sahipliği yapan ve açılış konuşmasını gerçekleştiren İstanbul Sanayi Odası İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre İhtisas Kurulları Başkanı Mustafa Tacir, sanayicilerin çevreyle ilişkisi ve çevre duyarlılığı gibi kavramları Türkiye'de gündem değilken İSO olarak bu alanda bir farkındalık yaratmak için bünyesinde Çevre Şubesi'ni kuran ilk oda olduklarını söyledi.
Çevre konusuna yıllardır özel bir önem verdiklerini ve vermeye devam ettiklerini dile getiren Tacir, bu alanda verdikleri Enerji Verimliliği Ödülleri'nden bahsetti.


Tacir, dünyanın iklim açısından çok kritik bir eşikte olduğunu kaydederek, "İklimler değişiyor ve bizler sanayiden, ulaşıma, şehirleşmeden, enerjiye, tarımdan, atık yönetimine kadar hayatımızın her alanında bu gerçeği hissediyoruz." dedi.

Tacir, BM tarafından son açıklanan raporun "iklim değişikliği konusunda bilim insanlarıyla politika yapıcılar arasındaki uçurumun gittikçe arttığını" gösterdiğini belirterek, bugün bilimin kendilerine en iyi ihtimalle dahi Paris'te verilen sözlerin 1,5 derecelik kritik seviyeyi sağlayamayacağını söylediğini aktardı.


Bilimin, daha fazla önlem alınması yönünde yönünde alarm verdiğini vurgulayan Tacir, "Kayıtsızlığın açtığı çukurları kapatmanın maliyeti çok ağır olacak. Hemen harekete geçilmemesi daha fazla kuraklık, daha fazla sel, yükselen denizler, daha fazla iklim göçmeni, daha fazla kıtlık demek. Bu tehlike çanları 2018 Küresel Riskler Raporu'nda açıkça ortaya konulmuştur." diye konuştu.

Bundan on yıl önce ilk beş riskten biri olmayan iklim değişikliğinin bugün ilk beş riskten üçünü kapsadığı bilgisini veren Tacir, birinci sırada olağandışı hava olaylarının, ikinci sırada doğal afetlerin, beşinci sırada iklim değişikliğine uyum ve adaptasyonun bulunduğunu aktardı.



Tacir, bu durumun şaşırtıcı olmadığını kaydederek  "2017'de insan kaynaklı ve doğal afetler sebebiyle yaşamını yitirenlerin sayısı 11 binden fazlayken, dünyanın bu afetler karşısında ödediği ekonomik bedelin ise 337 milyar dolar oldu." şeklinde konuştu.

İklim değişikliğinin baş sorumlusu olarak fosil enerji kaynaklarının gösterildiğini dile getiren Tacir, çözüm nedir sorusuna "yenilenebilir enerji" cevabının verildiğini söyledi.

Tacir, yeşil ekonomiye geçisin ayak sesleri duyulsa da istenilen ve beklenilen hızda olmadığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Bugün gelişmiş yirmi ülkenin enerjisinin yüzde 82'si hala fosil yakıtlardan temin edilmekte. Rüzgar ve güneş enerjisinin maliyeti dünya çapında giderek azalıyor. Bu teknolojilerin 2020 itibariyle fosil yakıtlarla aynı maliyet seviyesine, hatta daha ucuza gelebileceği söyleniyor. Endüstri 4.0 çok değil, 10 yıl içinde önemli yol kat edecek. Ve önemli sonuçlarından biri de enerjinin daha verimli kullanılmasına imkan verecek olması. Özetle, iklim değişikliği ile savaşımızı teknolojiyle kazanacağız."

Kuraklığın, biyoçeşitliliğin bozulmasının, iklim özelliklerinin değişiminin ayrımı etkilerken gıda fiyatlarında yaşanan artışların zincirleme olarak diğer ürünlerin fiyatlarının yükselişini tetiklediğini ve enflasyonist bir baskı oluşturabildiğini kaydeden Tacir, yaşanan olağandışı hava olaylarının üretimlerin durmasına, buna bağlı tüm tedarik zincirinin etkilenmesine sebep olabildiğini anlattı.


Tacir, iklim değişikliğinin sebepleriyle mücadele devam ederken aynı zamanda değişen iklim şartlarına uyum sağlama noktasında da adım atılması gerektiğini vurguladı.
İklim değişikliğinin beklenen etkilerine hükümetlerin, özel sektörün ve toplumun her bir bireyinin hazır olması gerektiğini vurgulayan tacir, "Topyekun önlemler risklerin azaltılmasına olanak sağlarken yeni fırsatların doğmasına da sebep olacaktır." dedi.

Paris İklim Antlaşması'na taraf olmak, doğru bildiklerini tüm dünyaya anlatmak ve değişen çağa ve gereklerine ayak uydurmak zorunda olduklarını dile getiren Tacir, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sanayi yapımızı yeşile çevirmek, yeşil işler oluşturmak sanayicimizi küresel tehditlerden korurken yeni düzende güçlü bir aktör olmasını sağlayacaktır. Yeni kanuni düzenlemelerle daha çekici hale gelen Ar-Ge süreçlerimizin bile iklim değişikliği ile mücadeleye katkı vermesi gerekmektedir. Çünkü bilim ve teknoloji, sanayimizin kaynak ve enerji verimliliğini başarmasında kilit noktadır. Düşük karbon merkezli yeni bir ekonomi ve kalkınma modelinin şekillendiği günümüzde; firmaların beklenen değişime hızlı, verimli ve maliyet-etkin bir çerçevede uyum sağlaması için iş dünyasında öncelikli olarak yeterli farkındalığın oluşması sağlanmalıdır."

EGD Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak, kurultayın bu yıl onuncusu düzenlediklerini anımsatarak, 11 yıldır küresel ısınmayla ilgili çalışma yaptıklarını söyledi.

Türkiye'de 11 yıldır bu işi sürdürmenin önemli olduğunu dile getiren Toprak, bunu sürdürürken ilgili tüm STK'ların, kurum ve kuruluşların görüşlerini aldıklarını, kollektif aklı ortaya çıkarma gayretinde olduklarını, bu problemin herkesin sorunu olduğunu vurguladı.

Toprak, iklim değişikliğinin adım adım geldiğini kaydederek, "O kadar hızlı geliyor ki bu değişiklikten daha fazla kaçma çaremiz yok. İklim değişikliğine karşı önlem almazsak çocuklarımız çok kötü bir dünyada yaşayacaklar ve bunun hesabını bize soracaklar." dedi.
Farkındalık olması için bu konuyu 11 yıldır kamuoyunun gündemine taşımak için çalıştıklarını aktaran Toprak, bugüne kadar ki etkinliklere 300 gazetecinin katıldığını bildiri.

Toprak, "Biz farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Önce medyanın sonra da kamuoyunun bu konudaki duyarlılığını artırmak ve bir tık yukarıya çekmek için çalışmalarımız katkı sunduysa bu durum bizim için büyük önem taşır." diye konuştu.

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Değer Saygın, sera gazı salınımlarının 3'te ikisinin enerji sektöründen geldiğini belirterek, burada yapılacak ufak bir değişimin iklim değişikliğiyle mücadeleye sunacağı katkıdan bahsetti.

Yenilenebilir enerjinin maliyetlerinin azaldığını ve verimliliğinin arttığını dile getiren Saygın, enerji dönüşümünün arkasındaki itici güçlerden bazılarının iklim değişikliği ve hava kirliliği olduğunu anlattı.
Saygın, enerji verimliliğini artırma konusunda tüketicilere de ciddi görevler düştüğünü kaydederek, küresel anlamda yenilenebilir enerjide kat edilen mesafeden bahsetti.

Elektrik sektöründe enerji dönüşümünün çok iyi ve hızlı ilerlediğini aktaran Saygın, Türkiye'nin ise güneş yatırımlarında çok iyi noktada olduğunu söyledi.
Saygın, Türkiye'nin hem güneş hem de rüzgar enerjisinde dünya fiyatlarının altında olduğunu belirterek, "Jeotermalde ise kurulu güç açısından dünyada ilk 5'teyiz. Gelecek yılın başında rüzgar ve güneşte yeni YEKA'lar açıklanacak." dedi.

Hem yenilenebilir enerji hem de enerji verimliliği konusunda stratejik ve politik adımlar atıldığını ve bu durumun sadece enerji sektörünü değil ayrıca cari açığı kapatmak ve istihdam sağlanması açısından da çok önemli olduğunu, iklim değişikliğinin her şeyi etkilediğini anlattı.

Enerji dönüşümünün sadece iklim değişikliği açısından değil ekonomik ve sosyal açıdan da ciddi faydalar sağladığını dile getiren Saygın, Türkiye'nin güneş ve rüzgar enerjisinde elinde çok büyük fırsatlar olduğunu vurguladı. Güneş ve rüzgar kurulum gücünden bahseden Saygın, 2026'da 20 GW olmasını hedeflediklerini bildirdi. Hatta Türkiye'nin coğrafi konumu ve çalışmaların yoğunluğu sayesinde 40 GW ve hatta 60 GW'ye çıkabileceklerini vurguladı. Bu durum elektrik tüketiminin yarısını sağlayabilir diyerek sözlerini bitirdi.

Kurultay kapsamında ÇEVKO Başkanvekili Fügen Soykut başkanlığında "İklim değişikliği Hayatımızı Nasıl Etkiliyor ve Döngüsel Ekonomi Çözümü" başlıklı oturum gerçekleşti.
Oturumda, Gazeteci - yazar Meral Tamer, Yeni Şafak Gazetesi Ekonomi Editörü Mine Acar, Türkiye Gazetesi Ekonomi Şefi Canan Eraslan, Yenibirlik Gazetesi yazarı Serpin Alparslan konuşma gerçekleştirdi.

Fügen Soykut, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin kapıyı çalmakla kalmadığını, kapıyı araladığını vurgulayarak sözlerine başladı. Farkındalık yaratıp, sloganda olduğu gibi çocuklara güzel bir dünya bırakmamız gerektiğini söyledi

Meral Tamer, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin gündelik yaşamı nasıl değiştirdiğini ve etkilediğini açıkladı. Artık sadece sıcak ve soğuk havanın olduğunu, ara bir sıcaklık veya soğukluk olmadığını vurguladı. "Dolayısıyla insanlar uzun süre geçmeyen hastalığa, sıcaktan dışarı çıkamamaya veya beklenmedik sellere mahkum oluyorlar" dedi.

Mine Acar, gençlerin enerji tüketimi, iklim değişikliği ve küresel ısınma hakkında daha bilinçli olduğunu belirtirken, bu konular hakkında faaliyete geçmediklerini de bildirdi. Tüketici ve toplum alışkanlıklarının çözüm olabileceğini de ekledi.

Canan Erarslan, herkesin geri dönüşüm için yönlendirmeler yapmasının önemini kendi hayatından örneklerle anlattı. Ünlü Kızılderili sözü olan "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz insan paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlayacak!" diyerek kurultayın da önem ve değerini özetlemiş oldu.

Serpin Alparslan, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sağlık kısmını ele aldı. Besinlerin, besin değeri açısından fakirleştiğini vurgulayan Alparslan "kirazlar yanıyor, domatesler çürüyor, zeytinler kuruyor. Hayatın temel bileşeni olan su bile kuruyor" dedi. Daha sıcak günler, daha çok nem, daha çok yağmurun yol açabileceği sorun ve hastalıklardan bahsetti.

Oturumu sonlandıran Soykut, "dünyaya zarar vermiyoruz, kendimize zarar veriyoruz." diyerek konuyu ve önemini vurguladı.

Kurultay'ın ikinci oturumu ise "İklim Değişikliği Ekonomiye Nasıl Etki Ediyor?" başlığıyla  Anadolu Ajansı (AA) Finans Haberleri Editör Yardımcısı ve EGD Başkan Yardımcısı Hasan Arslan’ın moderatörlüğünde yapıldı. Oturumda Austrotherm Türkiye Genel Müdürü Özgür Kaan Alioğlu, Teksan Jeneratör Pazarlama Direktörü Zafer Mutlu, ORGE Elektrik Taahhüt Üst Yöneticisi (CEO) Nevhan Gündüz ve ÇEVKO Genel Sekreteri Mete İmer görüşlerini paylaştı.

Günün son oturumu ise EGD Başkanı Celal Toprak'ın yönetiminde gerçekleştirildi. "Hepimiz Türetici Olabilir Miyiz?" başlığıyla gerçekleşen oturumda Bangladeş'in İstanbul Başkonsolosu Muhammed Monirul İslam, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay ve PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz konuştu.

Son oturumda çok sayıda sivil toplum örgütü önderi söz alarak iklim değişikliğine ilişkin görüşlerini paylaştı.

GTD öncülüğündeki Gastro Akademi eğitimleri başlıyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Türk ve dünya mutfakları ile servis yapmanın püf noktaları
GTD öncülüğündeki Gastro Akademi eğitimleri başlıyor

Gastronomi Turizmi Derneği öncülüğünde kurulan Gastro Akademi eğitimleri, İntema Yaşam Akademi ve Haliç Üniversitesi iş birliği ile Ocak 2019’da başlıyor.

Aralarında Aydın Demir, Hüseyin Altınel gibi tanınmış isimlerin yer aldığı, her biri kendi alanında uzman ve usta şefler tarafından verilecek Gastro Akademi eğitimlerinde, Türk ve dünya mutfaklarının incelikleri ve püf noktaları uygulamalı olarak anlatılacak. Kahve yapmanın ve sunmanın hünerlerini sergileyen Barista ve servis elemanı kalitesini artırmayı hedefleyen program, günübirlik kısa eğitimlerin dışında 40’ar saatten oluşuyor.



Gastro Akademi eğitimleri, hızla büyüyen ev dışı yiyecek ve içecek sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman sıkıntısını gidermeyi, eleman kalitesini yükseltmeyi, UNESCO tarafından “gastro kent” ilan edilen Gaziantep ve Hatay’dan sonra her biri kendine özgü yöresel lezzetlerden oluşan Türk mutfak kültürüne artan ilgiyi karşılamayı ve bilinç oluşturmayı hedefliyor. Eğitimler, İtalyan, Meksika, Peru, Özbekistan ve Uzak Doğu gibi dünyanın önemli mutfaklarını da tanımak isteyen mutfak meraklılarını bir kıyas ve karşılaştırma yapabilmeleri için bilgilendirmeyi amaçlıyor. İçeriğinde pek çok söyleşi ve hikâyelerin yer aldığı kültürel etkinliklerle Gastro Akademi eğitimleri, Kanyon Alışveriş Merkezi'ndeki İntema Yaşam Mağazası başta olmak üzere yurt içinde ve yurt dışındaki pek çok farklı mekanda yapılacak. “Mutfağın Her Hâli”ni tek çatı altında birleştirerek misafirlerine benzersiz mutfak deneyimleri sunan İntema Yaşam mağazası içindeki eğitimler İntema Yaşam Akademi mutfağında sunulacak. Uygulamalı olarak yapılacak eğitimleri başarıyla bitirenlerin sertifikaları da Haliç Üniversitesi tarafından verilecek.


Eğitimlerine başlaması ile ilgili gerçekleştirilen toplantıda bir konuşma yapan Gastro Akademi Başkanı Dr. Mesut İnan, İntema ve Haliç Üniversitesi’ne teşekkür ederek, birlikte hayata geçirdikleri bu programın sektörün ihtiyaçlarını ve artan ilgiyi karşılaması bakımından bir “ilk” olduğuna dikkat çekti. Dr. İnan “Eğitim ve proje çalışmalarımızla turizm sektöründeki meslektaşlarımızı günümüz teknolojileriyle de buluşturarak gelecek yıllara yatırımlar yapılmasını sağlamak durumundayız. Eğitim ve proje çalışmaları yardımıyla bu çağı, tüm sektör temsilcilerimizle birlikte hem eğlenerek hem de öğrenerek yakalama olanağı sağlayacağımıza inanıyorum. Bunu da ancak lezzet mirasımıza, bilime ve gastronomiye gönül verenlerin desteği ile başarabiliriz” dedi.

21 Kasım 2018 Çarşamba

GTD’nin uluslarası etkinlikleri devam ediyor...

 HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



GTD’nin uluslarası etkinlikleri devam ediyor
Toskana lezzetlerinin tadı yine damaklarda

Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) koordinasyonu ve World Fine Selections İtalya işbirliği ile geçen yıl ilki gerçekleştirilen ve geleneksel hale gelen "Toskana Lezzetleri Tadım Etkinliği"nin ikincisi, geçtiğimiz gün Qubbe Dedeman ev
sahipliğinde, İtalya’dan gelen lüks segment oteller ve seyahat acentalarının temsilcileri ile dernek üyelerinin yoğun katılımı ile gerçekleştirildi.


İtalya'nın Mugello -Toskana bölgesine özel şaraplar ve gastronomik lezzetlerin de sunumunun yapıldığı etkinlikte, Kırklareli bölgesinde Dönmez Çiftliği’ne ait Vino Dessera Bağları’nda üretilen şarapların tanıtımı yapıldı. Bölgenin zengin peynir çeşitleri, ünlü et ürünleri de yöresel tatlar arasında yer aldı.

Köklü tarihi geçmişi ile bir lezzet mirası olan Türk mutfak kültürünü dünyaya tanıtmak misyonu ile kurulan Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), kültürel ilişkiler kapsamında farklı ülkelerin yörelerine özgü gastronomik zenginlikleri de Türkiye’de tanıtarak iyi niyet ve dostlukların gelişmesine katkıda bulunarak gönüllü lezzet elçiliği yapıyor.

Farklı ülkelerdeki yüksek kaliteli lüks ve en iyi niş ürünleri özenle seçerek tüketicilerin beklenti ve eğilimleri ile buluşturan bir organizasyon olarak tanınan World Fine Selections,  aynı zamanda turizm acentalarından şirketlere özel uluslararası işbirliği fırsatları yaratıyor.

20 Kasım 2018 Salı

Canovate Group, Bilişim Zirvesi’18’e katılıyor

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Canovate Group, “Akıllı Şeyler-Bilen Teknolojiler” zirvesinde

Veri Merkezi (Data Center) ve Fiber Optik çözümlerinde dünyanın ilk 10 global firması arasında yer alan Canovate Group, 21 ve 22 Kasım 2018 tarihleri arasında, Bilişim Zirvesi’18 “Akıllı Şeyler-Bilen Teknolojiler” toplantısına katılıyor. İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılacak olan zirvenin sponsorları arasında bulunan Canovate Group, standını ziyaret edenlere, Veri Merkezi (Data Center) ve Fiber Optik’teki ürün portföyünü ve çözümlerini anlatacak. 

Dünya’nın sayılı ar-ge ve inovasyon odaklı firmaları arasında yer alıyor

Dünya’nın sayılı ar-ge ve inovasyon odaklı firmalarından olan Türk firması Canovate Group, veri merkezi (data center) ve fiber optik sistemlerindeki teknolojisi ve uçtan uça ürün portföyü ile dünyanın ilk 10 global markası arasındadır. 40 yıllık geçmişiyle %100 Türk firması olan Canovate Group, bilişim, telekom, savunma sanayi, balistik sistemler, elektro-optik sistemler, ısıtma/soğutma alanlarında birçok ar-ge projesini yaparak, ileri teknoloji ürünlerini geliştirmeye devam etmektedir. Canovate, İstanbul Çekmeköy’de 30 bin metrekare alan üzerinde 100’ü aşan mühendis ekibi ve (tüm grubun bünyesindeki) 1000’in üzerinde çalışanı ile yüksek teknoloji üretimi yapan mühendislik odaklı şirketler grubu olarak faaliyet göstermektedir. 

72 ülkeye ihracat yapıyor

Kapasitesinin %70’ni, 4 kıtada 72 ülkeye ihraç eden Canovate, bu yıl mevcut pazarlarının yanı sıra Amerika pazarına yoğunlaşmıştır. Veri merkezlerini, Avusturya, Danimarka, İspanya, Suudi Arabistan, Umman, Filipinler, Nijerya, Etiyopya, Sudan gibi birçok ülkeye ihraç etmektedir. Uçtan uça fiber optik ürünlerini ise, Suudi Arabistan, Endonezya, Fas, Cezayir, Hollanda, Almanya, Fransa, Şili gibi birçok ülkeye ihraç ederken, dünyayı fiber optik ağlarla örmeyi sürdürmektedir. Sektöründe uluslararası sertifikalara sahip olan Canovate Group’un sahip olduğu sertifikalar arasında, UL, ETL, CSA, DELTA, GOST, CE, TUV, TSE, ISO 9001, ISO 14001, OHSAS 180001, ISO 27001 yer almaktadır.



Erciyes Kayak Merkezi, İstanbullu seyahat acentaları ile buluştu...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Erciyes Kayak Merkezi’ne 450 milyon Euro yatırım 

Dünyanın sayılı kayak merkezleri arasında yer alan Kayseri Erciyes Kayak Merkezi’ne, 2023 yılına kadar yapılacak yatırım 450 milyon Euro’yu bulacak.

Erciyes Kayak Merkezi’ne bugüne kadar 200 milyon Euro’nun üzerinde yatırım yapıldığını ve yatırımların devam ettiğini kaydeden Kayseri Erciyes AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Cahid Cıngı, şunları söyledi:
“Ülkemizin en büyük, dünyanın sayılı kayak merkezlerinden birisiyiz. Bugüne kadar Erciyes’e, 200 milyon Euro’nun üzerinde yatırım yapıldı. Önümüzdeki dönemde yapılacak kamunun yatırımları ve özel sektörün yapacağı yaklaşık 6 bin yataklı 21 otel ile, 2023 yılına kadar Erciyes Kayak Merkezi’ne yapılacak yatırım 450 milyon Euro’yu bulacak” dedi.
Almanya’dan Rusya’ya, Polonya’dan İtalya’ya, Çin’den Japonya’ya dünyanın dört bir yanından kayakseverleri ve kayakçıları, Erciyes Kış Merkezi’nde ağırladıklarını anlatan Murat Cahid Cıngı, bu yıl (2018/2019) kayak sezonunda yaklaşık 2 milyon 250 bin kişiyi Erciyes’te ağırlamayı hedeflediklerini belirtti.
Kış sporları merkezleri arasında dünya süperliğinde yer alan Erciyes Kış Merkezi’ne özellikle ülkemizden ve dünyanın dört bir yanından gençlerin ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiğinin altını çizen Murat Cahid Cıngı, “Örneğin Avusturya’da bir günlük bilet 50 Euro, Erciyes’te 55 TL. Pistleri, sunduğu teknik donanımı, kalitesi ve yaklaşık 10 kat daha ekonomik olması nedeniyle, çok yakında kış sporlarında özellikle gençlerin üssü konumunda olacağız” diye konuştu.

Erciyes Kayak Merkezi, İstanbul’daki seyahat acentaları ile buluştu

İstanbul’da her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen “Kayseri ve Erciyes Kayak Merkezi Tanıtımı” toplantısı, 20 Kasım Salı günü, Artaş Grubu bünyesindeki BW Citadel Hotel’in ev sahipliğinde yapıldı. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Genel Müdürü İsmail Taşdemir, Erciyes AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Cahid Cıngı, Artaş Grubu Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu’nun aralarında bulunduğu yetkililer ile İstanbul’dan ve Kayseri’den seyahat acentalarının yoğun katılımıyla düzenlendi.

Tanıtım faaliyetlerinin sonuçları, kısa sürede karşılığını veriyor

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Artaş Grubu Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu, şunları söyledi:
“Anadolu’nun incisi Kayseri’miz, 6 bin yıllık tarihiyle, kültürüyle, gastronomisiyle, sanayisiyle, ticaretiyle, Sultansazlığı Kuş Cenneti, Kapuzbaşı Şelalesi ve Erciyes Kayak Merkezi ile çok zengin bir potansiyele sahiptir. Erciyes Kayak Merkezi, Avrupa’dakiler gibi gerçek kış sporları merkezi olup, dünyanın sayılı kayak merkezleri arasındadır. Kayseri Valiliği, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, yerel yönetimler, Erciyes AŞ, THY Kayseri, Kayserili turizmciler ve Meslek birliğimiz TÜROB ile beraber yürüttüğümüz tanıtma faaliyetlerinin sonuçları, kısa bir süre de karşılığını vermiştir. Hem Erciyes Kayak Merkezi, hem de Kapadokya’dan oluşan destinasyonlar, yabancı tur operatörleri tarafından yoğun ilgi görmüş olup, operatörler tarafından seyahat kapsamına alınmıştır. Biz turizmciler olarak, bu güzelliklere yeni renklerle katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Henüz kentimizi keşfetmemiş yakın ülkelerdeki turistleri, bu güzelliklere çekmek için işbirliği içinde çaba göstermek, bu kente yapabileceğimiz en güzel katkı olacaktır. Kayserideki Radisson Blu Otelimiz, marka değeri olarak Radisson Blu otellerinin arasında misafir memnuniyetinde dünyada ikinci seçilmiştir. Ayrıca, Vadi İstanbul da açacağımız yeni Radisson Blu Vadistanbul otelimizin kapılarını Ocak 2019 tarihinde açmayı planlıyoruz” dedi. 

Erciyes, dünyadaki ve Avrupa’daki örneklerini aratmıyor

Toplantıda bir konuşma yapan Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Genel Müdürü İsmail Taşdemir, şunları kaydetti: 
“Ülkemiz turizminin sürdürülebilirliği noktasında, yeni destinasyonlara, yeni ürünlere ihtiyaç bulunuyor. Ülkemize gelen misafirler, yeni destinasyonları keşfetmeyi istiyorlar. Anadolu’ya turizmin yayılması büyük önem kazanıyor. Kayseri’de birçok kez bulunduk. Erciyes, dünyadaki ve Avrupa’daki örneklerini aratmıyor. Ukrayna, Çek Cumhuriyeti, Ortadoğu da tanıtım etkinliklerine katıldık. Erciyes Kış Merkezi, Kayseri’nin tarihi ve kültürel zenginliği, Radisson Blu Hotel Kayseri’nin aralarında bulunduğu oteller ve Kapadokya gibi birçok unsur, bölgenin dünya çapında bir turizm destinasyonu olmasına değer katmaktadır” dedi.

Erciyes Turizm Master Planı 3 bölümden oluşuyor

Erciyes Kayak Merkezi’nde yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Murat Cahid Cıngı, Erciyes Turizm Master Planının 3 bölümden oluştuğunu anlatarak, konuşmasına şöyle devam etti:
“Jeolojik araştırmalara göre Erciyes Dağı, yaklaşık 1 milyon yaşındadır. Erciyes’e az önce de ifade ettiğimiz üzere 200 milyon Euro’nun üzerinde bir yatırım yapıldı. Türkiye’nin en gelişmiş kayak altyapısı ve “suni kar üretme sistemlerine” sahibiz. Farklı zorluk derecelerinde 100 kilometreyi geçen kayak pistlerimiz, telesiyej, telekabin, gondol gibi halk arasında ‘teleferik’ olarak bilinen mekanik tesislerin yanı sıra; yürüyen band (magic carpet), çocuk oyun alanları, eğitim alanları, kızak alanları gibi kayak dışı eğlence aktivitelerini besleyecek baby lift, snow tubing, tırmanma duvarları gibi imkanlarımız bulunuyor. Dünyanın en iyi yönetilen dağlarından birisiyiz. Erciyes Turizm Master planımız; Erciyes Kayak Merkezi, 6 bin yıllık tarihi olan Kayseri kenti ve Kapadokya olmak üzere 3 bölümden oluşuyor. Kayseri Erciyes AŞ olarak bizler, Erciyes’i ve ülkemizin kış turizmi potansiyelini katıldığımız yurtdışı toplantılarında ve fuarlarında anlatıyoruz. Radisson Blu Hotel Kayseri’de milli duygular içinde şehrimizi ve ülkemizi tanıtmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
Artaş Grubu Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu, Radisson Blu Hotel Kayseri Genel Müdürü Burak Aydın, Radisson Blu Hotel Vadistanbul Genel Müdürü Atakan Altuğ, BW Plus The President Hotel Genel Müdürü Atacan Yücel, BW Citadel Hotel Genel Müdürü Aytekin Güç, Avrupa Residence Suites Genel Müdürü Ercan Yılmaz’ın aralarında bulunduğu Artaş Grubu Turizm Yatırımları ekibi, İstanbul ve Kayseri’den etkinliğe katılan seyahat acentaları ile yakından ilgilendi.

19 Kasım 2018 Pazartesi

Tokat Teknopark AŞ, ar-ge, tasarım ve yenilik faaliyetlerini sürdürüyor,,

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Tokat Teknopark AŞ, ar-ge, tasarım ve yenilik faaliyetlerini sürdürüyor

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Yerleşkesinde yer alan Tokat Teknopark,  Teknoloji Geliştirme Bölgesinin yönetici şirketidir. 2014 yılı başından itibaren faaliyet gösteriyor. Ülkemizdeki Ar-Ge ve İnovasyon ekosistemi içerisinde üniversitemizdeki akademik ve araştırma altyapısının, bilgi birikiminin ekonomik değere ve toplumsal faydaya dönüşmesine katkı sağlayan bir kurumdur.
Projelerin fikir aşamasından ticarileşme sürecine kadar her aşamada girişimcilere destek verdiklerini kaydeden Teknopark A.Ş. Genel Müdürü Prof.Dr. Ahmet Fenercioğlu, şunları söyledi:
“Katma değeri yüksek ürünler geliştiren, ileri teknoloji kullanan/üreten   şirketlerin oluşumuna ve büyümesine katkı sağlayan, nitelikli insan kaynağı istihdamı sağlayan firmaları bünyemizde bulunduruyoruz. Bugün, 25 firma ile Ar-Ge, tasarım ve yenilik faaliyetlerini sürdürürken, bu firmalarda 100’ün üzerinde personel istihdam ediliyor” dedi.

2015 yılından itibaren TTO faaliyetlerine hız kazandırdı

2015 yılı başından itibaren teknopark, üniversitenin Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ile işbirliği yaparak, TTO faaliyetlerine hız kazandırdı. “Fikirden Değere” sloganıyla Önkuluçka merkezini kurarak, iş fikri olan üniversite öğrencilerine rehberlik ve atölye hizmetleri sunmaya başladı. TTO kapsamında, eğitim, bilgilendirme, proje destek birimi, üniversite-sanayi işbirlikleri, fikri mülkiyet hakları, girişimcilik ve ticarileşme alanlarında üniversite ile birlikte hizmet veriyor. Böylece, Kamu Ar-Ge desteği almış olan birçok firma, kuluçka merkezinde şirketleşerek Ar-Ge faaliyetlerini yürütüyor. Faaliyetlerin yanı sıra, nitelikli toplantı odaları, seminer ve eğitim salonları ve sosyal alanları ile konforlu ve huzurlu çalışma ortamı ile ekosistemin bir parçası olmak isteyen girişimciler için önemli bir merkez haline gelmiştir.
Teknopark A.Ş. Genel Müdürü Prof.Dr. Ahmet Fenercioğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tokat Teknopark Ar-Ge, tasarım ve yenilik faaliyetleri ile güç kazanmak ve devletimizin kanun kapsamında sunmuş olduğu vergisel muafiyet, indirim ve istisnalardan yararlanmak isteyenler için hizmete ve işbirliğine hazırdır” diye konuştu.

İSKİD, Okan Üniversitesi Öğrencileri ile buluştu...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Okan Üniversitesi Öğrencileri ile buluştuk.

İSKİD, İstanbul Okan Üniversitesi-Uluslararası Ticaret Bölümünün düzenlediği; çeşitli sektörlerden başarılı ihracatçı iş adamlarının ağırlandığı; RENGARENK DIŞ TİCARET ETKİNLİKLERİ başlığı altında yapılan etkinliğe Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ayşenur Topçuoğlu’nun daveti üzerine konuşmacı olarak katılım sağladık. 
Okan Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü öğrencileri, 13 Kasım 2018 Salı günü Okan Üniversitesi Konferans Salonunda gerçekleşen etkinlikte İklimlendirme Sektörününün dış ticaret tecrübeleri hakkında bilgi edinme fırsatını buldular.

Seminerde İSKİD Eski Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Naci Şahin ve Dış Satım Komisyon Başkanı Sayın Ayk Serdar Didonyan, uluslararası ticaret konulu sunumlarıyla tecrübelerini paylaştılar.
Sn. Naci ŞAHİN’in sunumunda; genel müdür görevinde çalıştığı Friterm firmasının kısa geçmişinden ve başarılı özgeçmişindeki önemli adımlarından, ihracattaki başarılı çalışmalarından, Avrupa EUROVENT Derneği’nin dış ticaretteki öneminden bahsetti.
Sn. Ayk Serdar Didonyan, İSKİD faaliyetlerinin ve uluslararası ticaretteki öneminin anlatıldığı sunumunun ardından öğrencilere iş hayatı hakkında tavsiyeler vererek öğrencilerin sorularını cevapladı.

Katkılarından dolayı Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Sn. Mustafa TURHAN tarafından Sn. Naci Şahin ve Sn. Ayk Serdar Didonyan’a plaketleri takdim edildi. Etkinliğe katılan öğrenciler, öğretim üyeleri ve konuşmacılarla birlikte çekilen fotoğraf ile etkinlik keyifli karelerle son buldu.

İSKİD Hakkında
Türkiye'de iklimlendirme, soğutma ve klima cihazları imalatçısı üyeleri arasında iş birliğini sağlayarak üyelerin sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar yapmak amacıyla 1992 yılında kurulan İSKİD, iklimlendirme sektörünün gelişmesi ve uluslararası rekabette öne geçmesi yönünde sektör adına faaliyetler yürüten etkin bir kuruluştur.  İSKİD üyelerinin temsil ettiği şirketlerin sayısı 100’ün üzerine ulaşmış ve bu şirketler Türkiye pazarının yüzde 90’ını temsil etmektedir.

Radisson Hotel Group, yılbaşında farklı program seçenekleri sunuyor...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


RADISSON HOTEL GROUP YENİ YIL KUTLAMALARINIZ İÇİN BİRBİRİNDEN FARKLI SEÇENEKLER SUNUYOR!

Radisson Hotel Group, yılbaşında henüz ne yapacağına karar verememiş olanlar için birbirinden farklı program seçenekleri sunuyor.


Bu yılbaşında aileniz veya yakınlarınızla birlikte eğlenceli dakikalar geçirmek istiyorsanız Radisson Hotel Group’un sunduğu birbirinden farklı programlardan bir tanesini seçebilirsiniz.

İstanbul’un en güzel manzarasına sahip Radisson Blu Bosphorus’da Et Cetera Restoran’ın muhteşem yemekleri ve DJ eşliğinde bir gece geçirebilir ya da isterseniz Pupa Terrace’da boğaz ve köprü manzarası ile Raten Prodüksiyon’un sunacağı eğlenceli bir geceyi tercih edebilirsiniz.

Radisson Blu Hotel, İstanbul Asia ise unutamayacağınız bir gece yaşayacağınızın garantisini veriyor. Yılbaşı Gala yemeği ziyafetini harika DJ performansı ile taçlandıran otel saat 19:30’dan itibaren 2019’u eğlence ile karşılamak isteyenleri bekliyor.

Klasik bir yılbaşı akşamı geçirmek isteyenler için ise Radisson Blu Hotel İstanbul, Ataköy Şef Öner Çulfaz ve ekibinin hazırladığı geleneksel yılbaşı menüsü sunuyor. Hindiyi doğru soslarla marine edip, kestaneli pilav eşliğinde sunan Radisson Blu Hotel İstanbul, Ataköy hazırlakları yılbaşını menüsünü evinize de gönderiyor.

Radisson Blu Conference & Airport Hotel İstanbul ise Olivos Restaurant’da organize ettiği yılbaşı yemeğinin dışında konaklama içeren özel paketler ve sürprizler de sunuyor.

İstanbul’un koşuşturmasından çok da uzağa gitmeden kurtulmak isteyenler için Radisson Blu Hotel & Spa, İstanbul Tuzla ise bu yılbaşında mükemmel bir seçenek. Menüsünde bol çeşitli meze füzyon, körili zencefilli tavuk ile doldurulmuş çıtır baklava hamuru, yeşil elmagranita, taze baharatlarla marine edilmiş breeze hindi veya karamelize dana kaburga, chocolate nemesis gibi birbirinden çekici opsiyonlar sunarak misafirlere lezzetli bir ziyafet sunan Radisson Blu Hotel & Spa, İstanbul Tuzla’nın Elysia Spa’sı sayesinde de yeni yıla dinlenmiş olarak gireceksiniz.

2019’a yenilenmiş ve enerjik başlamak istiyorsanız Radisson Hotel Group’un sunduğu çeşitli programlar arasından kendinize en uygun olanı seçerek unutulmaz bir gece yaşayabilirsiniz. Gecenin en başından sonuna kadar size kusursuz bir gece yaşatacak olan Radisson Hotel Group’un farklı programlarını inceleyebilir ve 2018’e nasıl veda edeceğinize şimdiden karar verebilirsiniz.

Karadeniz Havzası Turizmde yeni yildız olacak.....

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


“Ortadoğu ve Körfez turizminin anahtarı Karadeniz Havzası’dır”

TÜRSAB Başkan Yardımcısı Hasan Erdem, turizmde farklılaşma için Karadeniz’in en avantajlı lokasyon olduğunu söyledi ve tanıtım atağını başlattığı Ordu’dan mesaj verdi: “Yüzde 80 oranında Karadeniz’i tercih eden kesime yönelik çalışmaları hızlandırmalıyız.”

Türkiye’nin en stratejik ve önü açık sektörü turizmin geliştirilmesinde pazar farklılaştırılması adına Karadeniz Havzası öne çıkıyor. Bu çerçevede destinasyonun tanıtımı adına 1. Karadeniz Tanıtım Toplantısı, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkan Yardımcısı Hasan Erdem tarafından, ekonomi basını ve bölge acentelerinin katılımıyla 17 Kasım 2018 Cumartesi günü Ordu Anemon Otel’de yapıldı. Toplantıya Ordu, Trabzon, Samsun, Sinop, Amasya ve Tokat illerinden gelen TÜRSAB üyesi acenteler katıldı. Bölge acentelerinin beklentilerinin alındığı, sorun ve çözümlere yönelik görüşlerinin paylaşıldığı arama toplantısında konuşan TÜRSAB Başkan Yardımcısı Erdem “Farklılaşmanın başlatılacağı ilk nokta Karadeniz olmalı. Bu yüzden turizmde yeni atılımların başlangıcını bir Karadeniz ilinden, Ordu’dan yapıyoruz” dedi.
Ordu’nun Karadeniz’in ortasında, zengin öz kaynaklarına rağmen en az tanınan il olma özelliğine dikkat çeken Hasan Erdem, başlangıç noktasını Ordu yapmalarının temel nedeninin de bu olduğunu açıkladı ve şunları söyledi: “TÜRSAB’ın amacı Türkiye’nin bu kaynağını tüm dünyaya tanıtmaktır. Ama görmeden anlatamazsınız. Bu amaçla geldik.”

“Konsantrasyonumuzu Karadeniz’e verelim”
TÜRSAB Başkan Yardımcısı Hasan Erdem, Karadeniz’in altın gerdanının Trabzon, Ordu ve Samsun olduğuna dikkat çekip, orman ve doğa değerleri doğru kurgulanırsa, bölgede büyük fırsatlar olduğunu belirtti. Yabancıların Karadeniz’e turist göndermemek için çaba gösterdiğinin altını çizen Erdem “Buraya gelen aşık oluyor ve kanaat kartopu etkisi yaratıyor” dedi. Mevcut doğal güzelliği talan etmeden ekonomiye dönüştürmenin, göçü engellerken bölge insanının yararını sağlamanın mümkün olduğunu vurgulayan TÜRSAB Başkan Yardımcısı sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk turizmi son dönemde rekor üstüne rekor kırıyor. Türkiye’nin dolar karşısında dik durmasını sağlayan, cari açığın en önemli panzehiri olan sektörümüzdeki bu rekorlar bizi rehavete sürüklememeli. Geçmiş yıllardaki tecrübelerden ders çıkarıp her olumsuzluğa karşı hazır olmalıyız. Turisti çeşitlendirirken, bölgelerin özelliklerine yönelik çalışmalar da yürütmeliyiz. Sadece Ege ve Akdeniz’in deniz, kum ve güneşe dayalı turizmi ile yetinemeyiz. Bunu aşıp tarih, doğa ve alışveriş gibi alanlara yönelmeliyiz. Dünyanın her yerinden turist gelmeli. Ama Karadeniz destinasyonu üzerinde özel çalışmalar yürütmeliyiz. Orta Karadeniz Bölgesi’ni Trabzon taşıyor. Bu hattı genişletmek zorundayız. Karadeniz’in odak noktası Ortadoğu ve Körfez turizmidir. Bölgeden gelen turistin yüzde 80’i bu lokasyonu tercih ediyor. O zaman Karadeniz özelinde yüzde 15’lik Avrupalı turist yerine, yüzde 80’lik dilimi arttırmak üzere çalışmalar yapmalı, konsantrasyonumuzu buraya vermeliyiz. Kendimizi ifade edemiyoruz. Fuarlara katılmalı, acenteler düzeyinde çalışmalar yapmalı; hatta teknolojiyi yakalayıp, acenteler olarak dijital dönüşümü sağlamalıyız.  Turizmi bilmeyen yerel yönetimleri bilgilendirmeliyiz.” 8 Ekim’de Kuveyt’te 120 acenteyle buluştuklarını, Nisan ayında da Katar çıkarması yapacaklarını ifade eden Hasan Erdem “Karadeniz, Ortadoğu için biçilmiz kaftan” dedi. TÜRSAB Başkan Yardımcısı, bölgeye verdikleri önemin bir kez daha altını çizip “Ordu ile başladık, ama devamı gelecek. Uygun destinasyonları belirleyip, bölgeye acentelerimizi götürüp, destek vereceğiz” diye konuştu.



Perşembe’nin ışıklarını kadınlar yakacak
Ordu’da ekoturizm adına da önemli bir projeye imza atıldı. Yöresel lezzetleri ve aile pansiyonculuğunu geliştirmek adına Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) çalışması olarak Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Anadolu Efes’in destekleriyle örnek bir yapı restore edildi. Kadınların bizzat çalıştığı Pembe Hanım’ın Konağı, bölge için bir model… Yöresel yemeklerden, pansiyonculuğa kadar geniş bir yelpazede bölge halkını, en önemlisi de kadınları turizme dahil ediyor. TÜRSAB Başkanı ve beraberindeki heyet, konakta da incelemelerde bulundu; el yapımı ürünlerin tadına bakıp, sistemin nasıl yaygınlaştırılacağı konusunda çalışma başlatma kararı aldı. TÜRSAB Başkan Yardımcısı Hasan Erdem, incelemelerin ardından yaptığı açıklamada “Cennette bile insan olmadan yaşanmaz. Burada insanları gördük. Göğsümüzü gere gere turist getireceğiz” dedi. YAPDER Başkanı ve Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak da bir açıklama yaparak “Eski ve atıl durumda çok sayıda boş ev var. Bu konak öyle bir yıldızlaşacak ki, diğer yapılar da aile pansiyonculuğu için onu takip edecek. 10 bin acentenin binde biri Perşembe’ye ilgi gösterse, lokasyonun çehresi değişir. Burada çok büyük bir potansiyel var. Mesela en az 50 çeşit endemik ot kaynağı mevcut. Neden Perşembe’de bir ot festivali yapılmasın” dedi.

Ordu Valisi Yavuz: Hedef, 5 yıl içinde Ordu’da 3 milyon turist

TÜRSAB Başkan Yardımcısı Hasan Erdem öncülüğündeki heyet, acentelerle arama toplantısı ve ildeki potansiyele ilişkin incelemelerinin ardından Ordu Valisi Seddar Yavuz’u makamında ziyaret etti. Yapılan çalışmalardaki beklentileri, tespitleri, sorunları ve çözüm önerilerini aktaran Erdem “Potansiyelden bahsediyoruz, ama bunu planlayarak, koruyarak ekonomik hale getirmezsek sonuç alamayız. Karadeniz Havzası’nda planlı bir turizm kalkınmasına geçilmesi şart” dedi. Ordu Valisi Seddar Yavuz ise, beklentileri ve talepleri aldıktan sonra, altyapı çalışmaları ve yeni projeler konusunda açıklamalarda bulundu. “Turizm hobi mi, sektör mü karar vermeliyiz. Şelaleye yol yapıp insanları ulaştıralım, ama orada da insani ihtiyaçlarını karşılayacak hizmetleri verelim. Ben Vali olarak hobiyle uğraşamam. Bu nedenle, ili ve turizmi kalkındıracak hamleler içerisindeyiz” dedi. Ordu’nun kısa süre içinde 900 bin turisti yakaladığını, geçen yıla oranla yabancı turist sayısındaki artışın da yüzde 55 olduğunu belirten Vali Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü: “Yine geçen yıla oranla yerli turist sayısında da yüzde 23 artış yakaladık. 5 yıl içinde, 500 bini yabancı olmak üzere 3 milyon turist Ordu’nun hedefidir. Çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütüyoruz. Ordu, bilim, tarıma entegre sanayi, tarım ve turizm dörtlüsüyle kalkınacak. Bir taraftan yaşlanan fındık ağaçlarımızın rehabilitasyonu, diğer taraftan turizmdeki alt yapı sorunlarımızı giderme hamlesindeyiz. Ayrıca yeni projeler de kapıda. Mesela daha önce Uşak’ta Vali olarak uygulamasını yaptığım cam terasın bir örneğini Ordu’da yapacağız. Sadece bu yolla gelecek ekstra 500 bin turist olacak. İşin özü biz Ordu’yu gelip geçilen değil, daha çok vakit harcanan, hatta konaklanan bir turizm ili haline getireceğiz. Ama önce Ordu’yu hazırlamalıyız. Tanıtımını yaptık ve turisti getirdik. İstediğini veremez ve onu mutlu gönderemezsek, yapılan tanıtım da boşa gider.”

Sağlıklı ve doğal bir burun için 4 altın ipucu...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Sağlıklı ve doğal bir burun için 4 altın ipucu

Yüzümüze göre burnumuz nasıl olmalı? İstediğimiz burun, acaba yüz yapımıza uygun mu? Rinoplasti (burun estetiği) ameliyatı olmak isteme nedenlerimiz neler?
Konu “burun” olunca, akla birçok soru gelebilir. Son yıllarda gündemimize giren “selfie” trendi nedeniyle, yüz hatlarımız ile daha yakından ilgilenmeye başladık. Dahası günümüzde birçok iş başvuruları dijital ortamlarda yapılıyor ve insan kaynakları yetkilileri, bireylerin yüzündeki ifade ve sempatiyi de dikkate alıyorlar, yani bu durum profesyonel bir kazanım haline de geldi. Burnun, kemerli, büyük, geniş veya ucunun düşük olması gibi nedenler, bireyleri mutsuz edebiliyor. Daha çekici ve güzel gözükme isteği de, rinoplasti burun estetiği ameliyatlarına olan talebi arttırıyor. İstatistiklere göre, estetik ameliyatlar arasında Rinoplasti, dünyada ve ülkemizde sık yapılan ameliyatların başında geliyor.
Yüzümüzün tam ortasında bulunan burnun estetik anlamda en dikkat çeken yerlerimizin başında geldiğini kaydeden Kulak Burun Boğaz ve Burun Estetiği Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi:
“Burundaki şekil bozuklukları, çoğu zaman nefes alınmasına engel olduğundan, ameliyat ile hem sağlıklı bir nefese, hem daha doğal ve güzel bir buruna sahip olmak mümkün” dedi.   

Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, sağlıklı ve doğal bir burun için kriterleri açıkladı

1-Burun, içi ve dışı ile bir bütündür. Burnun için ve dışı, operasyonu yapacak cerrah tarafından birlikte ele alınmalıdır. Örneğin, burun küçültmesi yaparken, eğer burnun içindeki kemikler ve etler önemsenmezse, nefes yolu tıkanırsa, bu ameliyatın sağlığa dönük başarısından söz edemeyiz, burun kozmetik anlamda güzel bile olsa. Amaç, sağlıklı nefes alan ve doğal görünen bir burun olmalıdır. 

2-Ameliyatın sonunda, solunum fonksiyonları sorunsuz olmalıdır. Eğer burunda, kıkırdak ve kemik eğriliği veya burun etleri varsa, ameliyat sırasında düzeltilmelidir. Ülkemizdeki her 2 kişiden birisinde, deviasyon dediğimiz burun içi kıkırdak veya kemik eğrilikleri var. Bu eğrilik, sağlıklı nefes almayı engellerken, uyku apnesi ve aşırı horlama da yapabiliyor. Ameliyat esnasında bu konularda çözüme kavuşturulmalıdır. 

3-Bireye özel, yüzü ile uyumlu, doğal bir burun tasarlanmalıdır. Tasarlanan burun, yüzün şekli, gözler, dudaklar ve hatta mimikler ile uyumlu olmalıdır. Burnun, ucu, kökü ve orta bölümü de kendi içinde orantılı durmalıdır. Bu arada, güzel ve doğal yapılmış bir burnun, estetikli gibi durmayacağını bilmemiz gerekiyor. Ameliyatın öncesinde, bilgisayarda tasarlanan yeni burnunuza ilişkin, doktorunuz ile hemfikir olmalısınız.   

4-En önemli konulardan birisi, rinoplasti (burun estetiği) ameliyatınızı yapacak doktorun seçimidir. Burnun, içine ve dışına hakim olan bir doktor tercih edilmelidir. Doktorun, burun estetiği ameliyatlarındaki tecrübesinin yanında, daha önce yapmış olduğu ameliyatları incelenmelidir. 

15 Kasım 2018 Perşembe

Uyumsoft, Smart Future Expo: Akıllı Teknolojiler Zirve ve Sergisine katıldı...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Uyumsoft standı, Akıllı Teknolojiler zirvesinde yoğun ilgi gördü

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) tarafından düzenlenen Smart Future Expo: Akıllı Teknolojiler Zirve ve Sergisi, 14 - 15 Kasım 2018 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde yapıldı. Yazılım ve danışmanlıkta ülkemizin lider firması olan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’nin, A-122 nolu alandaki standı, zirveye gelen protokol, iş insanları ve basın mensupları tarafından yoğun ilgi gördü.

Bakan Mustafa Varank, “Yurda Dönüş Seferberliği”ni açıkladı

Askon zirvesinin açılışında konuşma gerçekleştiren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Yurda Dönüş Seferberliği” programını açıkladı. Bilim insanlarının yurda dönüşüne büyük katkı sağlayacak olan projenin 15 Aralık tarihinde hayata geçeceğini ifade eden Bakan Mustafa Varank, şunları söyledi: “Projemizin adı, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki üst düzey araştırmacıların, stratejik projelerimize değer katmaları için ülkemize gelmelerini hedefliyoruz” dedi. Aylık yaşam gider alan genç araştırmacılara 20 bin TL, deneyimli araştırmacılara 24 bin TL verileceğini kaydeden Bakan Mustafa Varank, araştırma başlangıç paketlerinin genç araştırmacılar için 500 bin TL, deneyimli araştırmacılar için 1 milyon TL olacağını da sözlerine ekledi. 

Ar-Ge’nin payını arttırmalıyız

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati yaptığı konuşmada, GSMH içinde %1 olan ar-ge payının %3’e çıkarılmasının önemine değinerek, son yıllarda bu noktada yapılan başarılı çalışmalara örnekler verdi. İş dünyasının olası ekonomik dalgalanmalarda “öldük, bittik” demek yerine, işinin başında olarak çalışmaya devam etmesinin önemine değinen Nureddin Nebati, şunları belirtti: “Hayatın her evresinde, çıkışların yanında, inişler de olabilir. İş hayatında da çıkışların yanında, dönen dönem inişlerin de olabileceğini biliyoruz. Olası dalgalanmalarda “öldük, bittik” demek yerine, bunu nasıl atlatacağımızın yollarını belirleyerek, daha çok çalışmalıyız. Türkiye büyüyen ve gelişen bir ülkedir” diye konuştu.

Uyumsoft, İnovasyon lideri

Türkiye’nin 2017 yılı inovasyon lideri Uyumsoft AŞ, yazılım ve danışmanlıkta ülkemizin lider bilişim şirketidir. Uyumsoft’un başarısının kaynağı, ar-ge odaklı olması ve yıllık gelirinin %43’nü ar-ge’ye ayırmasıdır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Bakü’de 6 ofisi bulunan Uyumsoft'un, 200’ün üzerinde çalışanı ile ekosisteminde 250’yi aşkın iş ve çözüm ortağı bulunmaktadır. Uyumsoft, Askon zirvesi sırasında standını ziyaret edenlere, ürün ailesi arasında yer alan ERP (cloud, bulut, mobil); iDönüşüm (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-İrsaliye, e-Bilet) uygulamaları, EkoTicari ürün ailesi, Banka Bakiyem, Uyumpos ve 30’un üzerinde kamu projeleri hakkında, bilgiler aktarmaktadır. 

13 Kasım 2018 Salı

Aşk ile yapılan evliliklerin ömrü kelebeğin ömrü kadar..

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR


Aşk ile yapılan evliliklerin ömrü kelebeğin ömrü kadar

Sadece aşk ile yapılan evlilikler de, ayrılık kaçınılmaz oluyor
                                                                                                                                                                                  Aşk ile yapılan evliliklerin ömrünün kelebeğin ömrü kadar olduğunu kaydeden İlişki Uzmanı & Yaşam Koçu Mehmet Murat Lik, “Sadece, aşk ile yapılan evlilikler de, ayrılmak kaçınılmaz olur” diyor.

İlişki Uzmanı & Yaşam Koçu Mehmet Murat Lik, şunları anlatıyor:

Aşk, kalbin kapısının anahtarıdır, o anahtar kapıyı açar ve kapı açıldıktan sonra yepyeni bir dünyaya gireriz. Orada en az 3  (S) yapıtaşı olmalıdır.
1-Sevgi
2-Saygı
3-Sadakat
Bu yapı taşları olmadığı taktirde bırakın bir ömür yol gitmeyi o yolda iki durak bile yol alamazsınız.

Aşk, aşk, aşk adı büyüleyici ve bir o kadar etkileyici

Aşk, aşk, aşk adı büyüleyici ve bir o kadar etkileyicidir. Adı bile bu kadar etkileyici olduğuna göre aşık olanlar bilir; kimine göre olmazsa olmaz kimine göre de mesafeli olunması gereken bir heyecandır. Bana göre, bu kişinin tasarrufunda değildir, olmadık zamanda olmadık yerde gelir bulur sizi.
İnsan aşık olduğunda doğru analiz yapma, doğru değerlendirme yetisini ve çevrenin görebildiği ama kişinin kendisini kör eden bir duygu durumundadır.  Çünkü kişi aşık olduğunda aklı ile kalbi yer değiştirir. Herşeyi kalbiyle görür, değerlendirir.
Bu nedenle, ben Mehmet Murat Lik olarak, uzman görücü diye bir misyon üstlendim. Uzman olarak evlilik öncesi çiftleri görüyor,  sosyal, ekonomik, kültürel, eğitim ayrılıkların ve soru işareti olan çiftlerimizde birlikte yol alıyor; ileri de yaşanabilecek sorunları masaya yatırıyoruz.

Günümüzde yapılan evliliklerin çoğunluğu aşk yüzünden yapılmış ve bitmiştir

Evlilik dediğimiz kurum, çok ciddi fedakarlıkları ve sorumlulukları içinde barındırır. Normal bireysel hayatımızda olduğumuzdan daha fazla misyonlar yükleniriz; bir eş, bir baba, bir hayat arkadaşı gibi.
Mutlu bir evliliğin aslında her hangi bir sırrı yoktur; bir gümüş yada altın kuralı da yoktur. Toplumumuzda evliliklerin ve ilişkilerin çoğunluğunun bitmesinin altında yatan nedenlerin başında, duygular konusunda müsrif olmamız gelmektedir. Sevgiyi, saygıyı, güveni ve sadakati tasarrufsuz kullanmamızdan kaynaklanıyor.
Mutluluk, hormonlara bağlıdır  (dopamin, seratononin, endorfin, oksitosin )gibi hormonlar mutlu olmamıza yeter. Bunların salgılanmasını engelleyen bazı yaşanmışlıklar vardır. İhanet, şiddet, yalan, ayrılık, duygusal hüsranlar, yaşadığımız kayıplardır. Seratoninden dopamine kadar hormonlarımız ne kadar normal düzeydeyse kendimizi bir o kadar mutlu, huzurlu ve güvende hissederiz.
Sorunsuz bir evlilik yada ilişki çok mümkün değildir, zira monoton giden bir evlilik insan olarak varolmamıza neden olan duyguların körelmesine neden olur. Tuzu biberi olan tartışmalar, özlem, heyecan, saygı, sevgi, değer ve doğru iletişim bunların başında gelir. Sorunsuz, düzgün bir evlilik de en önemli konu “doğru iletişimdir”. İletişim, saygı kökenlidir; insan saygı duymadığı kişiyle iletişim kuramaz. İyi bir iletişim kurmak için karşımızdakine “saygı” duymamız gerekir.

Evliliklerde fikir ayrılıkları olduğunda, 3 kuralı uygulayın

Evliliklerde, çiftler ya tartışamaz (nasıl olsa birşey değişmiyor diye), yada tartışır ama uzlaşamaz. İki taraf da söylemek istediğini söyler, birbirini dinlemezler. Evliliklerde fikir ayrılıklarımın olduğu durumlarda 3 önemli kuralı uygulamak gerekiyor.

1-Karşımızdakini sözü bitene kadar saygıyla dinlemek.
2-Yüksek sesle konuşmamak.
3-Dinlerken mimiklerimize dikkat etmek.

Aslında, çiftler, tartışamadıklarında daha kötüdür ve en tehlikelisi fikir yürütmeleridir. Nitekim, en tehlikelisi, “fikir yürütmedir”. Hiçbir zaman da doğru sonuca gidemez ve uzaklaşır.

Hintli turistlerin, Anadolu Yakası’na çekilmesi hedefleniyor ...

HABER-ARTİN ŞİRİNPINAR



Anadolu Yakası otelleri, dünyanın dört bir yanından misafirlerini ağırlıyor

Hintli turistlerin, Anadolu Yakası’na çekilmesi hedefleniyor
 Anadolu Yakası otelleri, Avrupa ülkelerinden Amerika’ya, Ortadoğu ülkelerinden Rusya’ya kadar dünyanın dört bir yanından misafirlerini ağırlıyor. Mevcut pazarların yanı sıra, bu yıl yeniden canlanan Hintli turistlerin, Anadolu Yakası’na çekilmesi hedefleniyor.

Bu yıl beklentilerin üzerinde başarılı bir yıl geçirdiklerini belirten Hilton Garden Inn Canpark Ümraniye Satış ve Pazarlama Direktörü Bahar Aşık Erdin, şunları söyledi:
“Bu yıl Türk misafirlerimizin yanı sıra, Suudi Arabistan, Almanya, Danimarka, Körfez ülkeleri, Amerika, İsveç, Fransa, İngiltere gibi birçok pazardan konuklarımız oldu. 2019 yılının için ilk üç ayına rezervasyonlar almaya başladık. Ayrıca, sağlık turizmi nedeniyle tercih edilen otellerin başında geliyoruz. Gelecek yıl, bu yıldan çok daha başarılı bir yıl olacak” dedi.
İçinde bulunduğumuz Kasım ayı ve Aralık aylarını da değerlendiren Bahar Aşık Erdin, son iki ayda artan toplantı trafiğiyle yerli ve yabancı firmaların organizasyonlarına ev sahipliği yapmakta olduklarını kaydetti.

Hedef ülkelerde, tanıtım ve pazarlama çalışmaları yapıyor

Yurtiçi ve yurtdışındaki fuarların yanı sıra, acentalarla görüşmelerin devam ettiğini ifade eden Bahar Aşık Erdin, şunları anlattı:
“Ortadoğu, Körfez ülkeleri, Türki Cumhuriyetler, Avrupa ülkeleri, Uzakdoğu gibi hedef pazarlarda bilinirliğimizi arttırmak adına, fuarlara ve acenta görüşmelerine devam ediyoruz. Bu çalışmaların yanında, son dönemlerde Taksim bölgesinde yeniden canlanan Hintli turistleri, Anadolu Yakası’na çekebilmek için çalışmalara başlıyoruz. Yine, son yıllarda pazar payını arttıran Özbekistan başta olmak üzere, Türki Cumhuriyetlere ve Rusya’ya yönelik çalışmalarımıza hız kazandırdık” diye konuştu.

Canpark karma projesinde yer alması, büyük değer katıyor 

Canpark yatırım kompleksinin üzerinde yer alan Hilton Garden Inn Ümraniye Canpark, 150 mağazalı bir AVM üzerinde tasarlanmış olması ve 600 yatak kapasitesiyle ülkemizin ve Doğu Avrupa’nın en büyük Hilton Garden Inn oteli olma özelliğini taşıyor.
Hilton standardı ve kalitesini, şehir içi kolay ulaşılabilir lokasyon ile birleştirdiklerini kaydeden Bahar Aşık Erdin, konuşmasına şöyle devam etti:
“Konuklarımıza, 7/24 aynı heyecanla, Hilton standardı ve Türk misafirperverliği ile hizmet veriyoruz. Aynı zamanda günışığı alan toplantı salonları ve restoranlarımız, toplantılar ve buluşmalar için tercih edilirken; misafirlerimizin ihtiyaçlarını karşılayacakları veya bos zamanlarını değerlendirebilecekleri Canpark Avm ile iç içe olmamız, otelimize büyük değer katmaktadır” şeklinde konuştu.